Aylık arşivler: Mart 2025

Çanakkale zaferinin 110. gurur yılı

Çanakkale zaferinin 110. gurur yılı

18 Mart Çanakkale Zaferi Anma ve Şehitler Günü, tüm yurtta olduğu gibi İnegöl’de düzenlenen törenlerle kutlandı. Zaferin 110’uncu yılında şehitlerimiz dualarla anıldı. 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü kutlamaları, tüm yurtta olduğu gibi İnegöl’de de bu sabah düzenlenen törenlerle gerçekleştirildi. Garnizon Şehitliğinde başlayan törenler, Beşinci Mevsim Kültür Merkezinde düzenlenen gösterilerle devam etti. ŞEHİTLERİMİZ İÇİN DUALAR EDİLDİ Törenler sabah 09.30’da Hastane Mezarlığı içerisinde bulunan Garnizon Şehitliğinde başladı. Kaymakam Eren Arslan, Belediye Başkanı Alper Taban, siyasi parti temsilcileri ve ilçe protokolünün yoğun katılım gösterdiği törenlerde, Kaymakamlık, Garnizon Komutanlığı ve İnegöl Belediye Başkanlığı çelenkleri gösterileri yapıldı. Ardından yapılan dualar ve okunan Kuran-ı Kerimlerle devam eden anma töreninde, özellikle Çanakkale şehitleri olmak üzere tüm şehitlerimizin rahmeti ve minnetle anıldı. Tören sonrasında şehitlerimizin kabrine karanfil edildi. ZAFERİN 110’UNCU YILINA ÖZEL GÖSTERİLER Törenler şehitliğin ardından 10.30’da Beşinci Mevsim Kültür Merkezinde buluşturulan programla devam etti. Burada da Borsa İstanbul Anadolu Lisesi tarafından sağlanan program kullanıma sunuldu. Okul öğretmeni ve imzasıyla farklı gösterilerle 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü kutlandı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlan programda Çanakkale’nin dinlediği türkü dinlenmesi ve 18 Mart/Son Yoklama adlı gölge oyunu gösterisi yapıldı. Hazırlanan gösteriler büyük beğeni topladı. İNEGÖL BELEDİYESİ ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLERİMİZİ ÖZEL VİDEOYLA ANDI İnegöl Belediyesi de Çanakkale Zaferinin 110’uncu yılını yapay zeka uygulamalarıyla tasarlanan özel bir video gösterimiyle kutladı. Daha önce şehrin geçmişini kapsayan farklı yapay zeka video çalışmaları ortaya çıkan İnegöl Belediyesi, son olarak 18 Mart Çanakkale Zaferinin 110’uncu yıl dönümünde yeni bir videoyla yeni bir hikayeyi daha ölümsüzleştirdi. Hatıralar ve anılar defterinden video formatına evrilen İnegöllü 397 vatanın Çanakkale savaşı sırasında evlendiği mücadeleyi konu alan video sosyal medya hesaplarından paylaşıldı. Hazırlanan video büyük beğeni topladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Denizli, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünde şehit aileleri ve gaziler ile bir araya geldi

Başkan Denizli, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünde şehit aileleri ve gaziler ile bir araya geldi

 

Denizli, “Çanakkale, bir direnişin, yeniden doğuşun ve inancın adı”

 

Başkan Denizli, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümü  vesilesiyle düzenlenen yemekte, Çanakkale’nin bir direnişin, yeniden doğuşun ve inancın adı olduğunu söyleyerek, “Milli Mücadele’nin ilk ateşinin yakıldığı Çanakkale Zaferi, Türk milletinin birlik, beraberlik ve vatan sevgisinin en büyük nişanesidir” dedi. 

 

Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen iftar yemeğinde, şehit yakınları ve aileleri ile gaziler ile bir araya geldi. Programda, Başkan Lal Denizli’nin yanı sıra Çeşme Kaymakamı Mehmet Maraşlı, ilçe protokolü, belediye başkan yardımcıları, belediye meclis üyeleri,  müdürler ile şehit yakınları, aileleri ve gaziler yer aldı. 

 

Başkan Denizli, burada yaptığı konuşmada, Çanakkale’nin, yalnızca bir zafer değil, aynı zamanda bu ülkenin ve halkın kaderini değiştiren bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Çanakkale, bağımsızlığın ve vatanın bölünmez bütünlüğünün en büyük mücadelesinin verildiği ilk yerdir. Çanakkale, bir direnişin, yeniden doğuşun ve inancın adıdır. Çanakkale, ‘Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum’ diyen Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün unutulmaz zaferine adım attığı ilk dönemdir. Çanakkale, vatanı için gözünü kırpmadan şehit düşen, cepheye koşan Mehmetçiklerin destanıdır. Milli Mücadele’nin ilk ateşinin yakıldığı Çanakkale Zaferi, Türk milletinin birlik, beraberlik ve vatan sevgisinin en büyük nişanesidir” diye konuştu. 

 

Başkan Denizli, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:

 

“Bu topraklarda böylesi onurlu bir mücadeleyi veren ve bu ülkenin kuruluşunun ilk adımını atan kahramanlarımızın haklarını asla ödeyemeyiz. Bugün bizlere düşen en büyük görev, o kahramanların bizlere emanet ettiği bu güzel vatanı korumak ve birlik beraberlik içinde daha aydınlık bir geleceğe taşımaktır. Bu vesileyle başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, bu vatan uğruna şehit düşmüş tüm kahramanlarımızı saygı, sevgi ve minnetle anıyor, onların aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Gazilerimize ise ülkemiz için verdikleri mücadeleler nedeni ile minnetlerimi sunuyorum. Ruhları şad olsun.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bayındır’da Çanakkale Zaferi’nin 110. Yıl Dönümü Törenle Anıldı

Bayındır’da Çanakkale Zaferi’nin 110. Yıl Dönümü Törenle Anıldı

Çanakkale Zaferi’nin 110 yıl dönümü ve 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü programı Bayındır Belediye Başkanı Davut Sakarsu, Bayındır Kaymakamı Murat Mete siyasi parti temsilcileri, kamu kurum, kuruluş ve STK yöneticileri, meclis üyeleri,  gazilerimiz, öğrenciler ve Bayındırlıların katılımı ile gerçekleştirildi.

Atatürk Anıtı’nda gerçekleşen törende çelenk sunumlarından sonra İstiklal Marşı okundu ve saygı duruşu yapıldı. Ardından kutlamalara Yahya Kerim Onart Kültür Merkezindeki programla devam edildi. Buradaki programda günün anlam ve önemine ilişkin konuşmalardan sonra orotoryo ve tiyatro gösterisi yapıldı ve çeşitli yarışmalarda dereceye giren öğrencilere ödülleri takdim edildi.

Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümü ve 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü nedeniyle bir açıklama yapan Bayındır Belediye Başkanı Davut Sakarsu “Çanakkale Zaferimizin 110. yıl dönümünü kutluyor, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm Şehitlerimizi, başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm Kahramanlarımızı rahmetle ve şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun.” dedi

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

3.Uluslararası Alevilik ve Bektaşilik Çalışmaları Bilim Ödülleri Sahiplerine Verildi

Alevi Vakıfları Federasyonunun düzenlediği 3. Uluslararası Alevilik ve Bektaşilik Çalışmaları Bilim Ödülleri’ni kazananlara; 15 Mart 2025 tarihinde AKM- Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirilen törenle verildi. Etkinlik kapsamında planlanan Grup Abdal’ın konseri, kemancısının vefat etmiş olması nedeniyle iptal edildi.

 

AKADEMİK MİRASI CANLANDIRMAK,

Alevi ve Bektaşi inancının bilimsel araştırmalarla gelecek kuşaklara aktarılmasını hedefleyen ödül töreninin bu yıl üçüncü kez düzenlendiğini belirten Federasyon Başkanı Dr. Haydar Baki Doğan; “2021 yılından itibaren her yıl Alevilik ve Bektaşilik alanında uluslararası üniversitelerde yayımlanan doktora tezleri, yüksek lisans tezleri ve hakemli dergilerdeki makaleleri değerlendirdikleri” ifade etti. “Amacımız, bu kültürel mirasın akademide daha görünür olması ve genç araştırmacıları teşvik etmek” dedi.

 

İNANÇ İLE BİLİM BULUŞUYOR

Ödül programının uluslararası katılıma açık olduğunu vurgulayan Doğan, “Alevilik ve Bektaşilik yalnızca Anadolu’nun değil, dünya kültür mirasının bir parçası. Bu alanda çalışan akademisyenlerin emeklerini takdir etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Kategoriler ve Değerlendirme Süreci Yarışma, üç ana kategoride düzenlendi.

Doktora Tezleri, Yüksek Lisans Tezleri, Hakemli Dergi Makaleleri, Başvurular, alanında uzman akademisyenlerden oluşan ön değerlendirme kurulu tarafından incelendi. Çalışmaların orijinalliği, metodolojik yaklaşımı ve kültürel mirasa katkısı gibi ölçütler ön planda tutuldu. Dereceye girenlere ödülleri törenle verildi.

 

HEDEF: KALICI BİR AKADEMİK PLATFORM

Alevi Vakıfları Federasyonu, ödül programını önümüzdeki yıllarda genişletmeyi planlıyor. 2026’dan itibaren uluslararası üniversitelerle iş birliği yaparak sempozyum ve workshoplar düzenlemek, ödül kapsamını kitaplara da taşımak hedefleniyor.

Dr. Doğan, “Amacımız, bu alanda çalışanlar için sürdürülebilir bir akademik platform oluşturmak. YÖK ile yaptığımız görüşmelerle bu ödülleri Doçentlik ölçütlerine uygun hale getirmeye çalışıyoruz. Alevilik ve Bektaşilik üzerine yapılan araştırmalar, küresel bir perspektifle ele alınmalı” çağrısında bulundu.

 

ÖDÜL ALAN AKADEMİSYENLER

Doktora Dalı: 1. İsmail Güngör, 2. Mehmet Şahin, 3. Satı Sarıaslan Atlı

Yüksek Lisans Dalı: 1. Sultan Yıldız Aydınlıoğlu, 2. Adem Şen, 3. Rahmi Can Gür

Makale Dalı: 1. Emine Yüksel, 2. İbrahim Çiftçi, 3. Melisa Öztürk

“Bilim Hizmet Onur Ödülü” Millî Eğitim Bakanı Dr. Yusuf Tekin tarafından Prof. Dr. Cemal Kafadar’a verildi.

 

TÖRENE KATILAN İSİMLER

Ödül törenine, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Millî Eğitim Bakanı Dr. Yusuf Tekin, İstanbul Vali Yardımcısı Yücel Gemici, DEVA Partisi Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Fener Rum Patriği I. Bartholomeos, AKP MYKY Üyesi Veli Arslan, Almanya İstanbul Başkonsolosu Regine Grienberger, İran İslam Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Ahmad Mohammadi ve İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Bilal Erdoğan katıldı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen törende, Alevilik ve Bektaşilik alanında yapılan akademik çalışmalara verilen destek vvurgulandı. 

 

İLİMDEN GİDİLMEYEN YOLUN SONU KARANLIKTIR HACI BEKTAŞ VELİ

Bakan Ersoy sözlerine başlamadan önce tören sonrasında konser verecek olan Grup Abdal’ın 23 yaşındaki kemancısı Cem Gülgel’in erken yaştaki vefatının derin üzüntüsünü yaşadığını söyleyerek genç sanatçıya Allahtan rahmet diledi.

Bakan Ersoy, Alevilik ve Bektaşiliğin Anadolu’nun kültürel mirasının ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, “Yüzyıllar boyunca Anadolu’nun mayasını yoğuran, insan sevgisini, hoşgörüyü ve bilimi ön planda tutan bu değerler, bugün de toplumumuzun ortak vicdanını şekillendirmeye devam etmektedir. Büyük düşünür ve mutasavvıf Hacı Bektaş Veli’nin ‘İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’ sözü, bizlere bilginin ve ilimin ışığında ilerlememiz gerektiğini hatırlatmaktadır. Akademisyenlerimizin yaptığı araştırmalar, bizlere köklü tarihimiz hakkında daha fazla bilgi sunarken, aynı zamanda toplumsal barış ve hoşgörünün güçlenmesine de katkıda bulunmaktadır” şeklinde konuştu.

 

Gönül Bağını Güçlendirdiğimizi Görmekten Memnuniyet Duyuyorum

Alevi Bektaşi toplumuyla devlet arasındaki gönül bağının daha da güçlendiğini görmekten büyük bir mutluluk duyduğunu anlatan Ersoy, “Devletimiz, vatandaşlarımızın gönlündeki yerini sağlamlaştırmış, karşılıklı teveccühü artırmıştır. Aradaki engelleri birer birer kaldırarak, kardeşliğimizi pekiştiren adımlar atmış bulunuyoruz. Bu birlikteliğin, toplumsal barışımıza ve ortak geleceğimize katkı sağlamaya devam edeceğine inanıyorum” dedi.

 

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cem evi Başkanlığı Çalışmalarına Devam Ediyor

Amacımız; “2022 yılında kurulan Alevi-Bektaşi Kültür ve Cem evi Başkanlığı Türkiye genelinde cem evlerimizin ihtiyaçlarını tespit etmek ve bu ihtiyaçlara yönelik çözümler üretmektir. Aynı zamanda sosyal, kültürel ve bilimsel çalışmalar yapmak amacıyla çalışmalarına hız kesmeden devam etmektedir” diyen Ersoy, 2024 yılı içerisinde toplam 364 cem evinin bakım, onarım ve tefrişat taleplerinin işleme alındığı bilgisini verdi.

Kültür Bakanı Ersoy,  “Bu yıl 500’den fazla cem evinin bakım-onarım ve tefrişat taleplerini planladık ve gerekli işlemlere başladık” dedi.

Deprem bölgesinde 13 yeni cem evi inşa edilmesi için gerekli hazırlıkların tamamlandığını ve ihale aşamasına gelindiğini duyuran Ersoy, bu çalışmaların Alevi-Bektaşi toplumunun taleplerine duyarlılıkla yaklaşıldığını gösterdiğini vurguladı.

Alevi-Bektaşi inanç ve kültürüne dair çalışmalara verdikleri önemin devam edeceğini belirten Ersoy, 2025 yılında bu alanda çalışacak akademisyen sayısının 400’ü aşacağını öngördüklerini söyledi. Ersoy, “2024 yılında 15 kadar bilimsel toplantı yapmış ve bu toplantılarda 200’den fazla akademisyen ile Alevi-Bektaşi inanç ve kanaat önderinden istifade etmiştir. Bu vesileyle tüm akademisyenlerimizi ve araştırmacılarımızı çalışmalarımıza katılmaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı. Bakan Ersoy, ödül alan akademisyenleri tebrik ederek başarılarının devamını diledi.

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise Alevilik ve Bektaşiliğin, Anadolu’nun derin kültürel mirasının hoşgörü anlayışının barış ve kardeşlik temelinde şekillenen felsefesinin en önemli değerleri arasında yer alan bir toplumsal değer olduğunu belirtti.

 

İNANÇLARINI ADALET VE DAYANIŞMA İLKELERİYLE YAŞAMAK

“Alevilik ve Bektaşilik yüzyıllar boyunca bu topraklarda adalet ve dayanışma ilkeleriyle yaşamış inançlarını, sanatlarını, müziklerini ve edebi birikimlerini nesilden nesile aktarmışlardır. Bu zengin mirası bilimsel bir bakış açısıyla ele almak, akademik çalışmalarla desteklemek ve yeni nesillere doğru bir şekilde aktarımda bulunmak hepimizin sorumluluğudur. Toplumsal huzur ve kalkınma fertlerinin birlik ve beraberliğiyle doğrudan ilişkili bir kavramdır. Birlik ve beraberliğimize dayalı bir barış ortamı ise diyalog, anlayış ve kuşkusuz adaletten geçer. Bu ilişki ağının sağlıklı bir zeminde yürümesi için bu buluşmayı gerçekten çok önemli buluyorum.” dedi.

Tören sonunda Alevilik ve Bektaşilik üzerine yaptıkları akademik çalışmalarla ödüle layık görülen bilim insanlarına ödülleri takdim edildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Osmangazi’de kahramanlık türküleri yankılandı

Osmangazi’de kahramanlık türküleri yankılandı

Osmangazi Belediyesi, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi dolayısıyla Kahramanlık Türküleri konseri düzenlendi. Kahramanlık türküleri ve ağtlarının seslendirildiği programa katılan Osmangazililer, duygu dolu anlar yaşadı. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110 yıl dönümü, Osmangazi’de şanlı zafere yakışan özel bir etkinlikle kutlandı. Büyük zaferin yıl dönümünde Osmangazi’de kahramanlık türküleri yankılandı. Osmangazi Gösteri Merkezi’nde sahneye çıkan Osmangazi Belediyesi Türk Halk Müziği Topluluğu, seslendirdikleri kahramanlık türküleri ve ağtlar ile sanatseverlere tadına doyulmaz bir müzik yolculuğu sundu. Şef Çetin Erdem Usanmaz liderliğinde gerçekleşen Kahramanlık Türküleri konserine, Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Raşit Gürbüz, davetliler ve çok sayıda Osmangazili katıldı. Konserde birbirinden özel kahramanlık türkülerini seslendiren koro Üyeler, dinleyiciler tarafından ayakta alkışlandı. Konserde söylenen türkülere ve parçalara ayrılan parçalar, zaman zaman duygulandı. Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, yaşattıkları muhteşem geceler için koro Üyelerini kutlayarak, koro adına Şef Çetin Erdem Usanmaz’a çiçek taktım.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cemiyetin ünlü simaları Watergarden İstanbul’da bir araya geldi

Cemiyet hayatının ünlü simaları, Watergarden İstanbul’un ev sahipliğinde düzenlenen davette bir araya geldi. Kaşıbeyaz Restaurant’ta gerçekleşen davet, misafirlere unutulmaz bir akşam sundu. İftar yemeği boyunca konuklar, sıcak ve samimi sohbetler eşliğinde keyifli bir atmosferde vakit geçirdi.

Geceye katılan isimler arasında iş ve sosyal çevrelerinde büyük yankı uyandıran Begüm Tacir, Elif Eren, Nergis Pekuysal, ve Ayşegül Uluç yer aldı. Katılımcılar, Watergarden İstanbul’un zarif ambiyansında, su ve ışık gösterileri eşliğinde hem ruhlarını dinlendirdiler hem de birbirleriyle keyifli anlar paylaştılar.

Watergarden İstanbul’un sunduğu görsel şovlar, geceye ayrı bir büyü katarken, katılımcılar bu unutulmaz akşamı hafızalarına kazandırdılar.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Küçük iyilikler büyük mutluklara kapı açıyor…

Küçük iyilikler büyük mutluklara kapı açıyor…

Yardımlaşma ve dayanışma, kendilerini güvende hissetmesini sağlıyor! Ramazan ayı, yardımlaşma ve dayanışmayı ön plana çıkardığını, özellikle böyle durumlarda toplumsal bağlarının güçlendiğini söylüyor. Yardımlaşmanın sosyal sermayeye katkı sağladığı, yalnızlık hissini azalttığını ve yardım almayı pekiştirdiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Manevi bir atmosferde yapılan iyilikler, insanların daha iyi muameleli ve anlayışlı yaklaşmasını sağlayarak toplumun çalışmasının derinleşmesine ve daha sağlam hale gelmesine katkı sağlanıyor.” dedi. Küçük iyiliklerin bile dopamin salınımını arttırdığını, mutluluğu yarattığına vurgu yapan Beyaz, bu türün özsaygısını güçlendirdiğini, stresin düştüğünü ve uzun süreli bireyin ruhsal tatminini artırdığını vurguladı. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, özellikle Ramazan ayı gibi manevi dönemlerde yardımlaşmanın ruh sağlığına ilişkin açıklamalarda yer aldı. Yardımlaşmak, ‘sosyal sermaye’ yardımına yardım etmek Ramazan yardımını, paylaşmayı, dayanışma ve empati gibi değerlerin ön planı olduğu bir ay olduğunu dile getiren Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bugünlerde yardım etmek, iftar sofrasını bir komşuyla paylaşmak ya da ihtiyaçlara sahiplerine yönelik destekte bulunmak toplumsal bağlarını güçlendiren bir Uzman köprü görevini görür.” dedi. Yardımlaşmanın, insanların arasında güven, karşılıklı destek ve yardımlaşmanın oluşumuna, ‘sosyal’ sosyal emeğin önemli ölçüde katkı sağladığı ifade eden Beyaz, “Bu fırsatla de yapılan yardımlar, bireyleri bir araya getirir ve ortak bir amaç içinde birleştirir. Yardım ve destek sunmak, sadece kişilere değil, aynı zamanda bir parçası olma hissiyle dolup taşmaya olanak tanır. ve anlayışın yaklaşmasını sağlayarak sosyal refahın derinleşmesine ve daha sağlam hale gelmesine katkı sağlanıyor.” açıklamasını yaptı. Küçük iyilikler uzun ömürlü ruh sağlığına olumlu katkılar… Küçük iyiliklerin bile ruh sağlığına yardım eden sanılandan çok daha geniş izin veren Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, şöyle devam etti: “Birine gülerk, herhangi bir birda bulunmak ya da verilen bir dahi, beynimizin çalıştırılmasını sağlar ve dopamini desteklemeyi sağlar. niteliktedir.Bununla birlikte,küçüklerin iyiliği stresi azaltır; çünkü odak noktalarımızı kendi sorunlarımızdan uzaklaştırıp uzaklaştırıp yönlendirir ve böylece zihinsel yükümüzü hafifletir. Bir başka iyilik ise, bu tip faaliyetlerin sosyal bağlarını güçlendirmesi ve bizi daha az izole hissettirmesidir. Düzenli olarak küçük iyilikler yapan insanların daha düşük kaygı düzeylerine sahip olduğu ve genel yaşam doyumlarının keşfedildiği keşiflerde çoğu kere ortaya çıkıyor. Yani, bu küçük adımlar, birikir ve ruhsal vaziyetimize uzun soluklu bir pozitif etki bulunabilir.” Yardımlaşma güçlendikçe, yalnızlık azaldığında! Ramazan’da yardımlaşma ve dayanışmanın gelişmesinin, toplumun ruh sağlığını koruyan bir durumla ilgili olarak Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu ortamda insanlar daha çok destek olur, gerek iftar davetleri, fitre ve zekat gibi yardımlar gerek toplumsal insanlarla yemekler gibi ki bu da kolektif bir yardım halinde olurlar.” Psikolojik olarak, bu dayanışmanın, yaşayacağı daha güvende ve desteklendiğini hissetmesini da aktaran Beyaz, “Bu vesileyle de stres ve kaygı gibi ruhsal sıkıntıları bir yaşama gücü tanır. Toplumsal yardımlaşma güçlendikçe, yalnızlık azalır ve insanlar daha büyük bir bütünün parçası olarak görünürler. Bu yardımlaşma süreci, ayrılıklık ve topluma yönelik riskin kaybı ve genel olarak ruhsal kazancın artması yardımcı olur.” şeklinde konuştu. çünkü kapasitelerin farklı olması ve buna yanıt vermesi, duygusal zekâyı güçlendiriyor.” dedi. Bu durumun uzun süre devam etmesi, daha sağlıklı olması ve duygusal anlamda artmasının artmasının arttığını çizen Beyaz, şu şekilde tamamladı: “İkincisi, Ramazan’daki iyilikler genellikle bir niyetle yapılır; Örneğin Allah rızası için ve manevi bir tatmin için. Bu içsel motivasyonunu besler. Psikolojide buna ‘içsel ödül’ diyoruz; Yani dışsal bir beklenti olmadan yapılan iyilikler, bireyin kendine duyduğu saygıyı ve huzuru arttırır. Üçüncüsü, bu davranışlar haline gelebilir; Ramazan’da bir ay boyunca düzenli olarak yardım eden biri, bu verimin diğer dönemlerinde de kayıtlı değil. Bu da bireyin karakterinde cömertlik, hoşgörü ve sabır gibi erdemlerin kök salmasına ödül olur. Son olarak, manevi bir manevi iyilik yapılanlar, kişinin yaşam yaşamına anlam katar ve uzun süre istenen daha dingin, amaç odaklı ve ruhsal olarak tatmin olmuş bir sürgüne yardımcı olabilir.” kategori” kategorisi” kategorisiDüzenli olarak küçük iyilikler yapan insanların daha düşük kaygı düzeylerine sahip olduğu ve genel yaşam doyumlarının keşfedildiği keşiflerde çoğu kere ortaya çıkıyor. Yani, bu küçük adımlar, birikir ve ruhsal vaziyetimize uzun soluklu bir pozitif etki bulunabilir.” Yardımlaşma güçlendikçe, yalnızlık azaldığında! Ramazan’da yardımlaşma ve dayanışmanın gelişmesinin, toplumun ruh sağlığını koruyan bir durumla ilgili olarak Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu ortamda insanlar daha çok destek olur, gerek iftar davetleri, fitre ve zekat gibi yardımlar gerek toplumsal insanlarla yemekler gibi ki bu da kolektif bir yardım halinde olurlar.” Psikolojik olarak, bu dayanışmanın, yaşayacağı daha güvende ve desteklendiğini hissetmesini da aktaran Beyaz, “Bu vesileyle de stres ve kaygı gibi ruhsal sıkıntıları bir yaşama gücü tanır. Toplumsal yardımlaşma güçlendikçe, yalnızlık azalır ve insanlar daha büyük bir bütünün parçası olarak görünürler. Bu yardımlaşma süreci, ayrılıklık ve topluma yönelik riskin kaybı ve genel olarak ruhsal kazancın artması yardımcı olur.” şeklinde konuştu. Manevi bir anlamda iyilikler, ruhsal olarak tatmin olma yardımcı olabilir… Hem Ramazan ayı için hem de genel olarak manada yapılan iyiliklerin, bireylerin ruhsal açıdan derin ve dayanıklı bir katkı sağlamasına işaret eden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Öncelikle, mümkün olan bir takım güzel özelliklerin genel olarak hayatta kalabilmesine yardımcı olmak, empati sağlayabilmek; dedi. Bu durumun daha sağlıklı olması ve duygusal iyileşmenin artmasıyla sonuçlandı: “İkincisi, Ramazan’daki iyilikler genellikle bir niyetle yapılır; Bu, içsel motivasyonunu besler. Bu da bireyin kişiliğinde cömertlik, sabır ve erdemlerin kök salmasına vesile olur. Son olarak, manevi bir manevi iyilik yapılanlar, kişinin yaşam yaşamına anlam katar ve uzun süre istenen daha dingin, amaç odaklı ve ruhsal olarak tatmin olmuş bir sürgüne yardımcı olabilir.” kategoriDüzenli olarak küçük iyilikler yapan insanların daha düşük kaygı düzeylerine sahip olduğu ve genel yaşam doyumlarının keşfedildiği keşiflerde çoğu kere ortaya çıkıyor. Yani, bu küçük adımlar, birikir ve ruhsal vaziyetimize uzun soluklu bir pozitif etki bulunabilir.” Yardımlaşma güçlendikçe, yalnızlık azaldığında! Ramazan’da yardımlaşma ve dayanışmanın gelişmesinin, toplumun ruh sağlığını koruyan bir durumla ilgili olarak Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu ortamda insanlar daha çok destek olur, gerek iftar davetleri, fitre ve zekat gibi yardımlar gerek toplumsal insanlarla yemekler gibi ki bu da kolektif bir yardım halinde olurlar.” Psikolojik olarak, bu dayanışmanın, yaşayacağı daha güvende ve desteklendiğini hissetmesini da aktaran Beyaz, “Bu vesileyle de stres ve kaygı gibi ruhsal sıkıntıları bir yaşama gücü tanır. Toplumsal yardımlaşma güçlendikçe, yalnızlık azalır ve insanlar daha büyük bir bütünün parçası olarak görünür. Bu yardımlaşma süreci, ayrılıklık ve topluma yönelik riskin kaybı ve genel olarak ruhsal kazancın artması yardımcı olur.” şeklinde konuştu. Manevi bir anlamda iyilikler, ruhsal olarak tatmin olma yardımcı olabilir… Hem Ramazan ayı için hem de genel manada yapılan iyiliklerin, bireylerin ruhsal açıdan derin ve kalıcı bir katkı sağladığına işaret eden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Öncelikle, mümkün olan bir takım güzel özelliklerin genel olarak hayatta kalabilmesine yardımcı olmak, empati yapabilmek için; dedi. Bu durumun uzun süre sağlanan daha sağlıklı ilişkilerin ve duygusal desteğin artmasının karşılığını çizen Beyaz, şöyle tamamladı: “İkincisi, Ramazan’dakiler genellikle bir niyetle yapılır; örnek, Allah rızası için ve de manevi bir tatmin için. Bu sağlıklı motivasyonunu besler. Psikolojide buna ‘içsel’ tedavi; yani dışsal bir şekilde yapılan iyilikler, bu hale gelip; Ramazan’da bir ay boyunca yardım eden biri, bu Bu da bireyin kişiliğinde cömertlik, sabır ve erdemlerin kök salmasına vesile olur. Son olarak, manevi bir manevi iyilik yapılanlar, kişinin yaşam yaşamına anlam katar ve uzun süre istenen daha dingin, amaç odaklı ve ruhsal olarak tatmin olmuş bir sürgüne yardımcı olabilir.” kategoriRamazan’da yardımlaşma ve dayanışmanın artmasının, toplumun ruh sağlığını koruyan bir maddi imkanlara değinen Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu ortamda insanlar arasında daha çok destek olur, gerek iftar davetleri, fitre ve zekât gibi yardımlar gerek komşularla başkalarının yemekleri gibi ki bu da kolektif bir iyilik halinde bulunur.” dedi. Psikolojik olarak, bu dayanışmanın, sağlanabilecek daha güvenli ve desteklenmiş hissetmesini sağlaran Beyaz, “Bu olayla de stres ve kaygı gibi ruhsal sorunları hafifletici bir sıcaklık tanınır. Toplumsal yardım güçlendikçe, yalnızlık sona erdiğinde ve insanların daha büyük bir bütünün parçası olarak görülmesi. şeklinde konuştu. Manevi bir anlamda iyilikler, ruhsal olarak tatmin olma yardımcı olabilir… Hem Ramazan ayı için hem de genel manada yapılan iyiliklerin, bireylerin ruhsal açıdan derin ve kalıcı bir katkı sağladığına işaret eden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Öncelikle, mümkün olan bir takım güzel özelliklerin genel olarak hayatta kalabilmesine yardımcı olmak, empati yapabilmek için; dedi. Bu durumun uzun süre sağlanan daha sağlıklı ilişkilerin ve duygusal desteğin artmasının karşılığını çizen Beyaz, şöyle tamamladı: “İkincisi, Ramazan’dakiler genellikle bir niyetle yapılır; örnek, Allah rızası için ve de manevi bir tatmin için. Bu sağlıklı motivasyonunu besler. Psikolojide buna ‘içsel’ tedavi; yani dışsal bir şekilde yapılan iyilikler, bu hale gelip; Ramazan’da bir ay boyunca yardım eden biri, bu Bu da kişinin karakterinde cömertlik, hoşgörü ve sabır gibi erdemlerin kök salmasına fırsat olur. Son olarak, manevi bir içten yapılan iyilikler, kişinin hayatına anlam katar ve uzun süreliğine dingin, amaçlanan ruhsal ve daha uygun olarak tatmin olmuş bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir. kategoriRamazan’da yardımlaşma ve dayanışmanın artmasının, toplumun ruh sağlığını koruyan bir maddi imkanlara değinen Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu ortamda insanlar arasında daha çok destek olur, gerek iftar davetleri, fitre ve zekât gibi yardımlar gerek komşularla başkalarının yemekleri gibi ki bu da kolektif bir iyilik halinde bulunur.” dedi. Psikolojik olarak, bu dayanışmanın, sağlanabilecek daha güvenli ve desteklenmiş hissetmesini sağlaran Beyaz, “Bu olayla de stres ve kaygı gibi ruhsal sorunları hafifletici bir sıcaklık tanınır. Toplumsal yardım güçlendikçe, yalnızlık sona erdiğinde ve insanların daha büyük bir bütünün parçası olarak görülmesi. şeklinde konuştu. Manevi bir anlamda iyilikler, ruhsal olarak tatmin olma yardımcı olabilir… Hem Ramazan ayı için hem de genel manada yapılan iyiliklerin, bireylerin ruhsal açıdan derin ve kalıcı bir katkı sağladığına işaret eden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Öncelikle, mümkün olan bir takım güzel özelliklerin genel olarak hayatta kalabilmesine yardımcı olmak, empati yapabilmek için; dedi. Bu durumun uzun süre sağlanan daha sağlıklı ilişkilerin ve duygusal desteğin artmasının karşılığını çizen Beyaz, şöyle tamamladı: “İkincisi, Ramazan’dakiler genellikle bir niyetle yapılır; örnek, Allah rızası için ve de manevi bir tatmin için. Bu sağlıklı motivasyonunu besler. Psikolojide buna ‘içsel’ tedavi; yani dışsal bir şekilde yapılan iyilikler, bu hale gelip; Ramazan’da bir ay boyunca yardım eden biri, bu Bu da kişinin karakterinde cömertlik, hoşgörü ve sabır gibi erdemlerin kök salmasına fırsat olur. Son olarak, manevi bir içten yapılan iyilikler, kişinin hayatına anlam katar ve uzun süreliğine dingin, amaçlanan ruhsal ve daha uygun olarak tatmin olmuş bir yaşam sürmesine yardımcı olabilir. kategoriyalnızlık azalır ve insanlar daha büyük bir bütünün parçası olarak görülür. Bu yardımlaşma süreci, ayrılıklık ve topluma yönelik riskin kaybı ve genel olarak ruhsal kazancın artması yardımcı olur.” şeklinde konuştu. çünkü kapasitelerin farklı olması ve buna yanıt vermesi, duygusal zekâyı güçlendiriyor.” dedi. Bu durumun uzun süre devam etmesi, daha sağlıklı olması ve duygusal anlamda artmasının artmasının arttığını çizen Beyaz, şu şekilde tamamladı: “İkincisi, Ramazan’daki iyilikler genellikle bir niyetle yapılır; Örneğin Allah rızası için ve manevi bir tatmin için. Bu içsel motivasyonunu besler. Psikolojide buna ‘içsel ödül’ diyoruz; Yani dışsal bir beklenti olmadan yapılan iyilikler, bireyin kendine duyduğu saygıyı ve huzuru arttırır. Üçüncüsü, bu davranışlar haline gelebilir; Ramazan’da bir ay boyunca düzenli olarak yardım eden biri, bu verimin diğer dönemlerinde de kayıtlı değil. Bu da bireyin karakterinde cömertlik, hoşgörü ve sabır gibi erdemlerin kök salmasına ödül olur. Son olarak, manevi bir manevi iyilik yapılanlar, kişinin yaşam yaşamına anlam katar ve uzun süre istenen daha dingin, amaç odaklı ve ruhsal olarak tatmin olmuş bir sürgüne yardımcı olabilir.” kategoriyalnızlık azalır ve insanlar daha büyük bir bütünün parçası olarak görülür. Bu yardımlaşma süreci, ayrılıklık ve topluma yönelik riskin kaybı ve genel olarak ruhsal kazancın artması yardımcı olur.” şeklinde konuştu. çünkü kapasitelerin farklı olması ve buna yanıt vermesi, duygusal zekâyı güçlendiriyor.” dedi. Bu durumun uzun süre devam etmesi, daha sağlıklı olması ve duygusal anlamda artmasının artmasının arttığını çizen Beyaz, şu şekilde tamamladı: “İkincisi, Ramazan’daki iyilikler genellikle bir niyetle yapılır; Örneğin Allah rızası için ve manevi bir tatmin için. Bu içsel motivasyonunu besler. Psikolojide buna ‘içsel ödül’ diyoruz; Yani dışsal bir beklenti olmadan yapılan iyilikler, bireyin kendine duyduğu saygıyı ve huzuru arttırır. Üçüncüsü, bu davranışlar haline gelebilir; Ramazan’da bir ay boyunca düzenli olarak yardım eden biri, bu verimin diğer dönemlerinde de kayıtlı değil. Bu da bireyin karakterinde cömertlik, hoşgörü ve sabır gibi erdemlerin kök salmasına ödül olur. Son olarak, manevi bir manevi iyilik yapılanlar, kişinin yaşam yaşamına anlam katar ve uzun süre istenen daha dingin, amaç odaklı ve ruhsal olarak tatmin olmuş bir sürgüne yardımcı olabilir.” kategoribu parçaların büyüklüğü haline gelebilir; Ramazan’da bir ay boyunca düzenli olarak yardım eden biri, bu verimin diğer dönemlerinde de kayıtlı değil. Bu da bireyin karakterinde cömertlik, hoşgörü ve sabır gibi erdemlerin kök salmasına ödül olur. Son olarak, manevi bir manevi iyilik yapılanlar, kişinin yaşam yaşamına anlam katar ve uzun süre istenen daha dingin, amaç odaklı ve ruhsal olarak tatmin olmuş bir sürgüne yardımcı olabilir.” kategoribu parçaların büyüklüğü haline gelebilir; Ramazan’da bir ay boyunca düzenli olarak yardım eden biri, bu verimin diğer dönemlerinde de kayıtlı değil. Bu da bireyin karakterinde cömertlik, hoşgörü ve sabır gibi erdemlerin kök salmasına ödül olur. Son olarak, manevi bir manevi iyilik yapılanlar, kişinin yaşam yaşamına anlam katar ve uzun süre istenen daha dingin, amaç odaklı ve ruhsal olarak tatmin olmuş bir sürgüne yardımcı olabilir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bayraklı’da yol yenileme ve üst geçit çalışmaları sürüyor

Bayraklı’da yol yenileme ve üst geçit çalışmaları sürüyor

Bayraklı Belediyesi, vatandaşlardan gelen taleplere hızla yanıt vererek bozuk ve yıpranmış yolları yenileme çalışmalarına aralıksız devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle yürütülen çalışmalar kapsamında asfaltlama ve kilit parke döşeme işlemlerinin yanı sıra Yeni Girne Pazar Yeri’nin yanında inşa edilecek üst geçit için yapım çalışmaları başladı. Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, “Mahalle ziyaretlerimizde ve vatandaşlarımızla bir araya geldiğimizde bizlere iletilen talepleri dikkatle dinleyip not alıyor, en kısa sürede çözüme kavuşturmak için harekete geçiyoruz. Bayraklı’yı daha yaşanabilir, modern ve güzel bir hale getirmek için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

DAHA GÜVENLİ VE KONFORLU ULAŞIM
Bayraklı Belediyesi, her mahallede ihtiyaç duyulan yol, kaldırım, bakım, onarım ve yenileme çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında, Mansuroğlu Mahallesi Ankara Caddesi yan yolu ve Cengizhan Mahallesi 1620/25 Sokak’taki asfaltlama çalışmaları tamamlandı. Onur Mahallesi 7371 Sokak’ta asfaltlama çalışmaları devam ederken, bu çalışmalar son duraktan çevre yolu çıkışına kadar sürecek. Caddeye baştan sona kadar asfalt serilecek. Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, Tepekule Mahallesi 2089 Sokak’ta da eski ve yıpranmış kilit parkeleri sökerek yenilerini döşüyor. Çalışmalar 2088 sokakta da sürecek. Ayrıca Doğançay Mahallesi 7197/3 Sokak ve Tepekule Mahallesi 2120/7 sokakta beton yollar kaldırılıp yerine asfalt dökülecek. Soğukkuyu Mahallesi 1847/12 Sokak’taki otopark alanında ise kilit parke çalışması yapılacak. Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin yol yenileme çalışmalarını belirlenen programa uygun şekilde sürdüreceği belirtildi.

YENİ GİRNE’YE ÜST GEÇİT
Öte yandan Yeni Girne Pazar Yeri yanında üst geçit yapımı için çalışmalar başladı. Vatandaşlardan gelen talep ve önerileri dikkate alan Bayraklı Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle bölgeye üst geçit kazandırarak trafiğin yoğun olduğu bölgede üst geçit ile Bayraklı-Karşıyaka arasında yaya geçişi sağlanacak.

DAHA GÜZEL BİR BAYRAKLI İÇİN HEP BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ
Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, “Mahalle toplantılarında ve saha gezilerimizde vatandaşlarımızın taleplerini birebir dinleyerek not alıyoruz. Bu doğrultuda, imkanlarımız dahilinde ekiplerimiz sahada çalışıyor. Yol ve kaldırım düzenlemelerinden sosyal alanlara kadar ihtiyaç olan her noktada Bayraklı’yı daha modern ve yaşanabilir bir ilçe haline getirmek için çaba gösteriyoruz. Bu süreçte bizlere destek olan İzmir Büyükşehir Belediyemize ve sahada emek veren ekiplerimize teşekkür ediyorum. Daha güzel bir Bayraklı için birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hizmetlere Erişim ve Ayrımcılık, 2024

Hizmetlere Erişim ve Ayrımcılık, 2024

 

“Hizmetlere Erişim ve Ayrımcılık Modülü” adlı özel konulu çalışma, 2024 yılında Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması ile birlikte modül olarak uygulanmıştır. Avrupa Birliği ülkeleri ile aynı dönemde uygulanan bu modülün amacı, hanelerin evde bakım hizmetlerine erişimi, resmi çocuk bakım hizmetleri, ayrımcılık ve toplu taşım kullanımına ilişkin bilgileri tespit etmektir.

Hanehalklarının %7,8’i en az bir üyesi için evde bakım hizmetine ihtiyaç duydu

Hanelerin %7,8’i en az bir üyesinin uzun dönemli fiziksel veya zihinsel hastalık, sakatlık veya yaşlılık nedeniyle sağlık ve evde bakım hizmetlerine ihtiyaç duydu. Sağlık ve evde bakım hizmetlerine ihtiyaç duyan hanehalklarının %9,6’sı, bu fert/fertlerin bakımı için profesyonel sağlık ve bakım hizmeti veren kişilerden, hane tarafından ödenmese dahi (örn; devlet tarafından ödeniyorsa) evde ücret karşılığı bakım hizmetlerine erişebildi. Sağlık ve evde bakım hizmetlerine ihtiyaç duyan hanehalklarının %90,4’ü ise evde sağlık ve bakım hizmeti alamadı.

Sağlık ve evde bakım hizmetlerine ihtiyaç duyanların aldıkları profesyonel bakım hizmeti, 2024

Çocukların %1,5’i zorunlu eğitim saatleri dışında profesyonel bakım hizmetine ihtiyaç duydu

Zorunlu eğitim faaliyeti dışında uzmanlaşmış bir kişi veya kurumdan alınan bakım hizmetine veya bu bakım hizmetinden faydalanıp daha fazlasını almaya ihtiyaç duyan 0-12 yaş arasındaki çocukların oranı %1,5 olarak tahmin edildi.  Uzmanlaşmış bir kişi veya kurumdan alınan bakım hizmetine ihtiyaç duyan bu çocukların %74,7’si maddi yetersizlik, %21,4’ü hizmet alınacak yerin koşulları ile uyumsuzluğu, %3,9’unun ise diğer nedenlerle bakım hizmetine ulaşamadığı tespit edildi.

Çocuk bakım hizmetine ihtiyaç durumu ve bu hizmetin alınamama nedenleri, 2024   

Toplu taşıma harcamaları hanelerin %5,3’üne çok yük getiriyor

Son 12 ay içerisinde toplu taşıma harcamalarının haneye getirdiği yük incelendiğinde; hanehalklarının %5,3’üne toplu taşıma harcamasının çok yük getirdiği, %46,7’sine ise biraz yük getirirken, %33,6’sına ise yük getirmediği görüldü. Hanehalklarının %14,4’ünün toplu taşıma harcaması olmadı.

Son 12 ay içerisinde toplu taşıma harcamalarının haneye getirdiği yük (%), 2024

Fertlerin %2,4’ü kamu kurumunda veya kamu hizmeti alırken ayrımcılığa uğradığını hissetti

Son 12 ay içerisinde 15 ve daha yukarı yaştaki fertlerden, herhangi bir kamu kurumunda veya kamu hizmeti alırken (yüz yüze, telefon veya e-posta) bir kez bile olsa ayrımcılık hissedenlerin oranı %2,4 oldu. Son beş yıl içerisinde konut kiralamaya veya satın almaya çalışırken ayrımcılığa uğradığını hissedenlerin oranı ise %1,1 olarak tahmin edildi. Son 12 ay içerisinde ebeveyn/veli veya öğrenci olarak bir eğitim kurumundan biri ile iletişim kurarken ayrımcılığa uğrayanların oranı %0,8, kamusal alanlarda (alışveriş merkezi, kafe, restoran vb.) veya eğlence/spor tesislerini kullanırken ayrımcılığa uğradığını hissedenlerin oranı ise %0,6 oldu.

Ortama göre ayrımcılığa uğradığını hissedenlerin oranı (%), 2024

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Motorlu Kara Taşıtları, Şubat 2025

Motorlu Kara Taşıtları, Şubat 2025

Şubat ayında 136 bin 810 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı
 

Şubat ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların %50,2’sini otomobil, %32,7’sini motosiklet, %9,2’sini kamyonet, %3,3’ünü traktör, %2,2’sini kamyon, %1,5’ini minibüs, %0,8’ini otobüs ve %0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre %17,5 azaldı
 

Şubat ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre, motosiklette %61,9, otobüste %52,6, traktörde %47,2, özel amaçlı taşıtta %41,2, minibüste %16,8 artarken kamyonette %48,3, otomobilde %34,1 ve kamyonda %21,4 azaldı.

Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı, Şubat 2023 – Şubat 2025

Trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı geçen yılın aynı ayına göre %29,3 azaldı

Şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı otobüste %41,1, minibüste %29,2 artarken motosiklette %47,2, traktörde %38,1, kamyonette %31,1, özel amaçlı taşıtta %26,0, kamyonda %23,4 ve otomobilde %10,6 azaldı.

Trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı Şubat ayı sonu itibarıyla 31 milyon 596 bin 522 oldu

Şubat ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların %51,9’unu otomobil, %20,0’ını motosiklet, %15,0’ını kamyonet, %7,2’sini traktör, %3,2’sini kamyon, %1,7’sini minibüs, %0,7’sini otobüs ve %0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Şubat ayında 762 bin 109 adet taşıtın devri yapıldı

Şubat ayında devri(1) yapılan taşıtların %68,3’ünü otomobil, %15,5’ini kamyonet, %8,0’ını motosiklet, %3,3’ünü traktör, %2,2’sini kamyon, %1,9’unu minibüs, %0,6’sını otobüs ve %0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Şubat ayında 68 bin 731 adet otomobilin trafiğe kaydı yapıldı

Şubat ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %10,4’ü Renault, %9,7’si Toyota, %7,6’sı Fiat, %7,3’ü Hyundai, %7,2’si Volkswagen, %4,9’u Peugeot, %4,3’ü Opel, %3,5’i Skoda, %3,5’i Ford, %3,3’ü Mercedes-Benz, %3,1’i Kia, %3,1’i Citroen, %2,9’u BMW, %2,9’u Chery, %2,8’i Nissan, %2,5’i BYD, %2,3’ü Audi, %1,9’u Dacia, %1,6’sı Honda, %1,4’ü Mini ve %13,9’u diğer(2) markalardan oluştu.    

Ocak-Şubat döneminde 302 bin 544 adet taşıtın trafiğe kaydı yapıldı

Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı %25,7 azalarak 302 bin 544 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı da %56,1 artarak 7 bin 108 adet oldu. Böylece Ocak-Şubat döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 295 bin 436 adet artış gerçekleşti.

Trafiğe kaydı yapılan ve trafikten kaydı silinen motorlu kara taşıtları, Şubat 2025

Ocak-Şubat döneminde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin %49,3’ü benzin yakıtlıdır

Ocak-Şubat döneminde trafiğe kaydı yapılan 173 bin 66 adet otomobilin %49,3’ü benzin, %26,1’i hibrit, %12,9’u elektrikli,  %10,8’i dizel ve %0,9’u LPG yakıtlıdır. Şubat ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 16 milyon 405 bin 235 adet otomobilin ise %33,9’u dizel, %31,6’sı LPG, %30,4’ü benzin, %2,7’si hibrit ve %1,3’ü elektriklidir. Yakıt türü bilinmeyen(3) otomobillerin oranı ise %0,2’dir.

Trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yakıt cinslerine göre dağılımı, Şubat 2025

Ocak-Şubat döneminde en fazla 1300 ve altı silindir hacimli otomobil kaydı yapıldı

Ocak-Şubat döneminde trafiğe kaydı yapılan 173 bin 66 adet otomobilin %32,6’sı 1300 ve altı, %24,2’si 1401-1500, %11,1’i 1501-1600, %10,8’i 1301-1400, %7,8’i 1601-2000, %0,6’sı 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.

Ocak-Şubat döneminde kaydı yapılan otomobillerin 67 bin 122’si gri renklidir

Ocak-Şubat döneminde trafiğe kaydı yapılan 173 bin 66 adet otomobilin %38,8’i gri, %28,0’ı beyaz, %11,8’i mavi, %11,6’sı siyah, %4,2’si kırmızı, %4,0’ı yeşil, %0,5’i kahverengi, %0,5’i sarı, %0,3’ü turuncu ve %0,2’si diğer renklidir.
 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı