Aylık arşivler: Nisan 2025

EÜ Konservatuarında “Uzun Yollar, Büyük Ezgiler”  konseri

 Ege Üniversitesi(EÜ) Devlet Türk Musikisi Konservatuarı’nda (DTMK) Ses Eğitimi Bölümü Lisans 4 öğrencisi Fatma Sürer solistliğinde “Uzun Yollar, Büyük Ezgiler” adlı Türk halk müziği dinletisi gerçekleştirildi DTMK’nın Etkinlik Salonu’nda gerçekleştirilen konsere, DTMK Müdürü Prof. Dr. Ali Maruf Alaskan, konservatuvar yönetimi, akademisyenler, çalışan personel, öğrenciler ve sanatseverler katıldı.

Âdem Aksın’ın sunuculuğunda yapılan etkinlik, Öğr. Gör. Ünal Yılmaz tarafından koordine edildi. Dinletiden önce, kamera arkası görüntüleri seyirciye izletildi. Etkinlikte, solist Fatma Sürer tarafından “Gova Gova İndirdiler Yazıya”, “Bir Dalda İki Elma”, “Aslan Mustafam”, “Kara Bahtım Kem Talihim”, “Çamlığın Başında Tüter Bir Tütün”, “Lütfet Sultanım”, “Nezük”, “Nasip Olur” ve “Amasya’ya Varırsan” adlı türküler seslendirildi.

Sürer’e bağlamada Öğr. Gör. Ünal Yılmaz, Erhan Işık ve Oğuz Korkut eşlik etti. kabak kemanede Talha Acar, ritimde ise Miraç Yılmaz eşlik etti. Etkinlik sonunda, solist Fatma Sürer ve saz ekibine Prof. Dr. Ali Maruf Alaskan tarafından ‘Teşekkür belgesi’ verildi.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EÜ’de “İçinde Hayat Olan Fincanlar Söyleşisi” düzenlendi

Ege Üniversitesi(EÜ) Etnografya Müzesi ve İzmir Koleksiyonerler Birliği tarafından “Müze Söyleşileri: Koleksiyonerler” etkinlikleri kapsamında “İçinde Hayat Olan Fincanlar” söyleşisi düzenlendi. Moderatörlüğünü EÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Sağlamtimur’un yaptığı etkinlikte konuşmacı olarak Koleksiyoner Tülin Çağlar yer aldı. Büyük ilgiyle karşılanan söyleşiye farklı bölümlerden akademisyenler ve koleksiyonerler katıldı.

         Konuşmasının başında ‘kahve’ hakkında bilgilendirme yapan Tülin Çağlar, “Kahve çekirdekleri, kahve ağacının olgunlaşmış meyvelerinin çekirdeklerinden elde edilir. Bir kahve ağacı, dikiminden yaklaşık 5-6 ay sonra meyve verir. Kahve ağaçları, yetiştirildikleri bölgeye bağlı olarak ortalama 24-25 yıl boyunca meyve verirler. Kahve ağacında meyvenin toplanabilmesi için meyvenin olgunlaşma süresi yaklaşık dokuz aydır. Kahve ağacı, yılda beş kiloya yakın meyve verir. Bu meyvelerin ancak 1 kilogramından kahve çekirdeği elde edilir” dedi.

Kahvenin kırk yıl hatırı nereden geliyor?”

Kahve tarihine dair yaptığı bilgilendirmenin ardından ‘Kahvenin kırk yıl hatırı vardır’ sözünün tarihçesini anlatan Çağlar,  “Bu hikâye, Üsküdarlı Bilge Yusuf ile Rum balıkçı Stelyon’un hikâyesine dayanır. 1895 yılında Eminönü İskelesi’nde balıkçı kahvesine giren Osmanlı zabiti, Rum palikaryası hariç herkese kahve ısmarlar. Ancak Bilge Yusuf herkese, Palikarya Stelyo’ya da ikram eder. Bu kahvenin ondan olduğunu söyler. 1905 Samos (Sisam) adasında Rum isyanı başlar, Bilge Yusuf adaya çıkan askerlerdendir. İlk çatışmada esir düşer ve 2 yıl zindanda yatar. Esir pazarında satışa çıkarılan Bilge Yusuf’u Palikarya Stelyo alır ve ona özgürlüğünü geri verir. Aralarındaki dostluk ise 40 yıl devam eder. Her ziyaretlerinde bir fincan kahve mutlaka vardır. Çocuklarına ve torunlarına ‘Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır’ diye anlatırlar” dedi.

Çağlar, konuşmasına koleksiyonunda yer alan fincanları ülkelerine göre ayırıp devam etti. Limoges, Herend, Kuznetsov ve Meissen fincanlarının ardından Osmanlı fincanları ile ilgili konuşan Çağlar, “Osmanlı Dönemi’nde 16. yüzyılın başlarında kullanılan fincanların alt kısımlarının geniş, yukarı doğru daralan formlarda olduğu anlaşılmaktadır. Kanuni Dönemi’nde de benzer formların kullanıldığı görülür. Türk kahve fincanlarına özgü olan bu biçim, kahve sunumuna ilişkin belirli özellikler nedeniyle tanımlanmıştır. Geniş taban alanı, ısı dağılımını ve ısı tutumunu sağlar. Daralan ağza doğru ani yükselme ise hem köpüğün yoğunlaşmasını hem de kahvenin aromatik bileşenlerinin uçmasını engeller” diye konuştu.

“Düşük kaliteli fincandan donuk bir ses gelir”

Fincan satın alırken dikkat edilmesi gerekenleri vurgulayan Çağlar, “ Fincan yanları saydam bir yapıda olmalı. Ayrıca fincandan çıkan ses karakteristik bir ses olmalı. Bu noktada bambu çubuk kullanmak gerekir. Bambu çubuğu fincan yanına vurduğunuzda malzeme düşük kalitede ise ses sağır ve donuk olur. Bu şekilde alıp almamaya karar verebilirsiniz ” dedi.

Söyleşinin ardından Tülin Çağlar, koleksiyonuna dair yöneltilen soruları yanıtladı. Prof. Dr. Haluk Sağlamtimur tarafından kendisine “Teşekkür Belgesi” takdim edildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

QNB Leasing ve Goldwind’den Güçlü İş Birliği


QNB Leasing, yenilenebilir enerji yatırımlarına sağladığı desteği, dünyanın önde gelen rüzgâr türbini üreticilerinden Goldwind ile gerçekleştirdiği stratejik iş birliğiyle bir adım ileriye taşıyor.

 

35 yıldır Türkiye’nin kalkınmasına katkı sunan QNB Leasing, her ölçekten yatırımcıya yönelik finansman çözümleriyle sanayi, ticaret ve altyapı başta olmak üzere pek çok sektörde 10 milyar doları aşkın yatırımın hayata geçirilmesine olanak sağladı. Bu birikimini şimdi de rüzgâr enerjisi alanında değerlendiren QNB Leasing, Goldwind ile kurduğu iş birliği kapsamında, yenilenebilir enerji projelerine esnek ve uzun vadeli finansman modelleriyle destek sunmayı hedefliyor. Söz konusu ortaklık, Türkiye’nin rüzgâr enerjisinde daha güçlü bir konuma ulaşmasına katkı sağlayacak ve yatırımcıların bu alandaki projelere erişimini kolaylaştıracak.

 

QNB Leasing Genel Müdürü Osman Taş, bu iş birliğine ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Enerji dönüşümü, günümüz küresel ekonomisinin ve çevresel sürdürülebilirliğin merkezinde yer alıyor. Yenilenebilir enerjiye erişimi artırmak ve bu alandaki yatırımları hızlandırmak, yalnızca bir iş modeli değil, aynı zamanda önemli bir sorumluluktur. QNB Leasing olarak 1990 yılında Türkiye’nin beşinci leasing şirketi olarak kurulduk ve o günden bu yana KOBİ’lere odaklanarak zaman içinde Türkiye’nin öncü leasing şirketi haline geldik. Kurulduğumuz günden beri sahip olduğumuz sorumlulukla QNB Leasing olarak amacımız, yatırımcılara yenilikçi finansman çözümleri sunarak Türkiye’yi temiz enerjiye daha hızlı ulaştırmak. Goldwind ile yaptığımız bu stratejik iş birliği sayesinde, sürdürülebilir enerji yatırımlarının finansmanını daha esnek ve erişilebilir hale getireceğiz. Rüzgâr enerjisi projelerini destekleyerek, yatırımcıların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına katkı sağlamaktan memnuniyet duyuyoruz.”

 

Goldwind Uluslararası Genel Müdürü Sayın Wang Hai de iş birliği hakkında şu açıklamalarda bulundu:

“Bugün, değerli finansman ortağımız QNB Leasing ile bir ‘Çerçeve İşbirliği Anlaşması’ imzalamaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu ortaklık, sürdürülebilir bir gelecek için paylaştığımız vizyonu yansıtmaktadır. Bu işbirliği Goldwind’in teknolojik uzmanlığını QNB Leasing’inyenilikçi finansal çözümleriyle birleştirerek, Türkiye’nin yenilenebilir enerji büyümesini hızlandıracak ve aynı zamanda QNB’nin önde gelen finans kuruluşlarından biri olduğu MENAT bölgesinde Goldwind ve QNB için yeni fırsatlar yaratacaktır. Sürdürülebilir kalkınmayı ilerletmeye ve küresel karbon nötrlüğü hedeflerini desteklemeye olan bağlılığımızı sürdürüyoruz.

 

Sürdürülebilir Geleceğe Güçlü Adım

QNB Leasing ve Goldwind arasındaki ortaklık, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 7’nci hedefi olan “Erişilebilir ve Temiz Enerji” ile 13’üncü hedefi olan “İklim Eylemi” doğrultusunda somut katkılar sunmayı amaçlıyor. Finansal çözümler aracılığıyla rüzgâr enerjisi yatırımlarının ölçeklenmesini destekleyen bu iş birliği; ekonomik büyümenin yanında çevresel ve sosyal etki yaratma hedefini de taşıyor. QNB Leasing, sürdürülebilir yatırımlara verdiği desteği artırarak Türkiye’nin enerji dönüşümünde aktif ve öncü rol üstlenmeye devam edecek.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

UPS Türkiye, Kesintisiz Teslimatla İhracatta  Öncü Çözümler Sunuyor

Türkiye’deki ihracatçıların ihtiyaçlarına hızlı ve kesintisiz çözümler sunan UPS Türkiye, Basitleştirilmiş Gümrük Beyanı (BGB) işlemlerini Cumartesi günü tamamlayarak, paketleri Pazar günü uçuşuyla Avrupa’da 8 ülkeye ulaştırıyor. UPS bu hizmetiyle zaman kaybını ortadan kaldırarak ihracatçılara önemli bir avantaj sağlıyor.

 

Hızlı ve güvenilir yurt içi ve yurt dışı lojistik çözümleriyle 100 yılı aşkın süredir müşterilerinin gönderi ihtiyaçlarını karşılamaya ve deneyimlerini iyileştirmeye devam eden UPS, Türkiye’nin ihracatçıları için geliştirdiği benzersiz lojistik çözümleri ile sektöre yön vermeye devam ediyor. Müşteri deneyimini mükemmelleştirmeyi hedefleyen UPS, inovasyonlarıyla lojistikte standartları yeniden tanımlıyor. Cumartesi günü tamamlanan Basitleştirilmiş Gümrük Beyanı (BGB) işlemleri sayesinde Pazar uçuşuyla paketlerin hızla gönderilmesini sağlayan bu hizmet, özellikle acil gönderiler ve sürekli teslimat gereksinimleri için büyük bir avantaj sunuyor. UPS Türkiye, gecikmeleri ortadan kaldırarak ihracatçılara zaman kazandırıyor ve uluslararası pazarlarda rekabet güçlerini artırıyor. Bu hizmetle UPS, büyük şirketlerden KOBİ’lere, gıda ve ilaç sektörü gibi zaman hassasiyeti yüksek gönderilere kadar geniş bir müşteri kitlesine hitap ediyor.

 

Yerel Etki için Küresel Güçten Yararlanma 

UPS, dünyada 200’den fazla ülkeye, Avrupa’da ise 35’ten fazla ülkeye hizmet sunuyor. Avrupa merkezi tarafından desteklenen, UPS’in Köln’deki kapsamlı küresel ağı, saatte 190 bin paketi işleme kapasitesiyle hızlı ve güvenilir lojistik çözümler sunuyor. Ancak Basitleştirilmiş Gümrük Beyanı hizmeti yalnızca Avrupa ile sınırlı değil. Amerika Birleşik Devletleri operasyonları ve Köln Hub ile güçlü lojistik altyapısı sayesinde UPS, işletmelere tam zamanında teslimat avantajı sunarak her ölçekte şirketin lojistikte rekabet üstünlüğü kazanmasına olanak tanıyor. Basitleştirilmiş Gümrük Beyanı (BGB) sistemi gibi gelişmiş araçların entegrasyonu sayesinde, gümrük süreçleri kolaylaştırılarak engeller azaltılıyor ve verimlilik en üst düzeye çıkarılıyor. 

 

“İhracatçılarımıza değer katıyor ve sürdürülebilir büyümelerini destekliyoruz”

 

Zaman hassasiyeti yüksek gönderilerde müşterilerine rakipsiz bir avantaj sunduklarını vurgulayan UPS Türkiye, Orta Doğu ve Afrika (MEA) Ülke Müdürü Tolga Biga, “Bu girişim, Türkiye’deki ihracatçılara küresel ekonomide etkin bir şekilde rekabet etmelerini sağlama konusundaki yenilikçi lojistik çözümler üretme kararlılığımızı yansıtıyor. UPS olarak Basitleştirilmiş Gümrük Beyanı (BGB) işlemlerimizi Cumartesi günü tamamlayarak Pazar günü uçuşu gerçekleştirerek, ihracatçılarımıza zaman kazandırıyor ve uluslararası ticaretteki engelleri ortadan kaldırıyoruz. UPS’in Köln merkezli Avrupa merkezi gibi güçlü küresel altyapımız, sektör standartlarını yeniden tanımlayarak müşterilerimize hızlı, güvenilir ve verimli çözümler sunmamıza olanak tanıyor. İnovasyon odaklı yaklaşımımızla, lojistik süreçlerini kolaylaştırıyor, ihracatçılarımıza değer katıyor ve sürdürülebilir büyümelerini destekliyoruz.” dedi.

 

Basitleştirilmiş Gümrük Beyanı hizmeti, ihracatçılara esneklik sunarken belirli sınırlara da tabi. Tek bir gönderi için maksimum değer 15.000 Euro ve ağırlık sınırı ise 300 kg olarak belirlendi. Bu limitler dahilinde, gönderiler en hızlı ve en etkin şekilde yurt dışına ulaştırılıyor.

 

Dijital Araçlarla Verimlilik Artırılıyor

UPS Türkiye, lojistik süreçlerini kolaylaştırmak ve müşteri deneyimini iyileştirmek için yenilikçi dijital çözümler sunuyor. Operasyonel mükemmelliğin ötesinde, işletmeleri gerçek zamanlı gönderi takibi ve esnek teslimat seçenekleri için UPS My Choice gibi gelişmiş dijital araçlarla donatıyor. Gümrük süreçlerini daha da hızlandırmak için geliştirilen dijital sistemlerle, ihracatçıların yüklerini hızlı ve sorunsuz bir şekilde hedef pazarlara ulaştırması sağlanıyor.

 

Türkiye genelinde 9 işlem merkezi ve dünya çapında 500 binden fazla çalışanı ile UPS, ihracatçılara hız, güvenilirlik ve yenilik sunma konusunda güvenilir bir ortak olarak hizmet veriyor. Zamana duyarlı gönderilerden sürdürülebilir uluslararası büyümeye kadar UPS Türkiye, ihracatçıların büyüyen pazar taleplerini yanıtlama konusunda kritik bir iş ortağı olma rolünü güçlendiriyor ve lojistik alanında bu başarının tek sağlayıcısı olmaya devam ediyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

MODEF EXPO 52. Kez Kapılarını Açmaya Hazırlanıyor

İnegöl Mobilyasının vitrini MODEF EXPO Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı, 15-19 Nisan tarihlerinde 52’nci kez kapılarını ziyaretçilerine açacak. İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, şehir olarak fuara hazır olduklarını ifade ederek tüm mobilya sektörü temsilcilerini şehre davet etti.

 

Türkiye’nin mobilya başkenti İnegöl’de mobilya şöleni başlıyor. İnegöl Mobilyasının vitrini, şehrin dünyaya açılan kapısı olan MODEF EXPO Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı, 15-19 Nisan tarihlerinde 52’nci kez düzenlenecek. Mobilyada yeni sezonun trendlerini sunacak fuar ile İnegöl Mobilyasının en özel serileri ve özgün tasarımları ilk kez görücüye çıkacak. Tamamı İnegöl’deki üretici firmalardan oluşan 125 markanın yer alacağı fuar ile birlikte aynı zamanda İnegöl’de Mobilya AVM’ler, mobilya mağazaları ve binlerce üretici firma bir şölen havasında misafirlerini ağırlayıp ürünlerini sunacak.

 

YARIM ASIRLIK FUAR TECRÜBESİ

İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, 15-19 Nisan tarihlerinde düzenlenecek 52. Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı MODEF EXPO 2025 öncesi bir açıklama yaparak sektörle ilgili tüm profesyonelleri, yeni evlenecek gençleri ve evini yenilemek isteyenleri fuara davet etti. Başkan Taban, “Mobilyanın Başkenti İnegöl’de 52. Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı için şehir olarak ilk fuarımızı yaptığımız günkü gibi heyecanlıyız. 1500’lü yıllara dayanan mobilya ve ağaç işçiliği tecrübemizi yarım asırlık fuar tecrübemizle harmanlayarak, İnegöl’ümüzün misafirperverliğini de gelen misafirlerimize yansıtacağımız fuar için hazırız” dedi.

 

HERKESİ İNEGÖL MOBİLYASI VE İNEGÖL’Ü KEŞFETMEYE DAVET EDİYORUZ

İnegöl’de binlerce firma, girişimciler ve markalar olduğunu hatırlatan Başkan Taban, “Sektör temsilcilerimiz gayretle yeni yeni ürünler oluşturarak bu işin modasını belirliyor. Ben bu vesileyle şehrimizdeki tüm mobilyacılarımıza teşekkür ediyorum. Çünkü ciddi bir değer oluşturmakta İnegöl Mobilyası. 15-19 Nisan tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz mobilya fuarında da gelen misafirlerimiz burada yeni modelleri, ergonomik, tasarımsal anlamda öne çıkmış, günümüz şartlarında akıllı mobilya konseptlerini görecekler. Bizler bu alanda uğraş veren, ticaret yapan tüm iş insanlarını, yeni evlenecekleri ve evini yenilemek isteyenleri şehrimizde ağırlamak istiyoruz. Burada sadece mobilya değil, şehir anlamında da keyifli bir hafta geçireceklerini ifade edebilirim. Şehrimizin turizm alanlarını gezip, gastronomi değerlerini burada deneyimleyebilirler. Bu vesileyle fuarımızın şehrimize, mobilyacılarımıza, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türk doğal taş sektörü ABD pazarında hedef büyüttü

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın, yeni gümrük vergileri kararı sonrasında yüzde 10’luk gümrük vergisi diliminde kalan Türk doğal taş sektörü, Avrupa ve Uzakdoğulu rakiplerine göre ABD pazarında konumunu güçlendireceğine inanıyor.

 

 

Türkiye’den ABD’ye yapılacak doğal taş ihracatında yüzde 10 gümrük vergisine ilave bir vergi yükünün söz konusu olmadığına dikkati çeken Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu, Türkiye’ye yönelik verginin düşük tutulmasını olumlu bulduklarını, yıllık 3,5 trilyon dolarlık ithalat yapan ABD’ye 2024 yılında 432 milyon dolar olan doğal taş ihracatımızın kısa vadede 500 milyon doları, uzun vadede 1 milyar doları aşmasını hedeflediklerini dile getirdi.

 

 

Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin 2024 yılı olağan mali genel kurul toplantısında konuşan Alimoğlu, “ABD’nin yeni gümrük vergileri politikasına göre; Türkiye ile benzer ürünler ihraç eden İtalya ve İspanya gibi Avrupa Birliği ülkelerine yüzde 20 ek vergi uygulanıyor.  Biz Türk doğal taş üreticileri ve mermercileri olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da şartlar ne olursa olsun üretime, istihdama, ihracata devam edeceğiz. Endişe duyulacak bir durum yok. Ocak ayında ABD’ye bir sektörel ticaret heyeti düzenlemiştik. Türk doğal taşlarına ilgili canlı bir pazar var” diye konuştu.

 

 

Maden ihracatçıları dünyanın her yerinde 

 

 

2024 yılında İzmir Marble Fuarı kapsamında Almanya, Azerbaycan, Katar, Suudi Arabistan gibi birçok ülkeden alıcıları bir araya getirerek Alım Heyetleri düzenledikleri bilgisini veren Alimoğlu şöyle devam etti: “düzenledik. Bu tür organizasyonlar, sektörümüzün uluslararası alanda daha fazla tanınmasına ve ticaret hacminin artmasına büyük katkı sağladı. 9-12 Nisan 2025 tarihlerinde 30. Kez düzenlenecek olan İzmir Marble Fuarı’nda Güney Kore, Fransa, Azerbaycan, Kanada, Suudi Arabistan ve Hindistan’dan katılımcılarla yeni bir Alım Heyeti gerçekleştireceğiz. Geçtiğimiz Kasım ayı içerisinde, Orta Doğu’nun önemli ticaret merkezlerinden Dubai’ye Big 5 Dubai Expo’ya paralel olarak Sektörel Ticaret Heyeti organize ettik. Ocak ayında, TİSE Fuarına paralel olarak ABD’nin Las Vegas ve Los Angeles şehirlerini kapsayan Sektörel Ticaret Heyeti düzenledik. Şubat ayı içerisinde İngiltere’deki Surface Design Show kapsamında düzenlediğimiz Sektörel Ticaret Heyeti organizasyonu ile başarılı organizasyonlarımıza bir yenisini daha eklemiş olduk. Mayıs ayı içerisinde Avustralya’nın Sidney şehrine bir Sektörel Ticaret Heyeti düzenleyeceğiz. Ege Maden İhracatçıları Birliği olarak dünyanın her yerindeyiz. Tüm üyelerimizin yeni pazarlar bulabileceği veya pazar paylarını arttırabilecekleri en önemli etkinlikleri hizmetlerine sunmak için çalışıyoruz.”

 

 

EGEBİM Türk Doğal Taşlarını Dijital Ortama Taşıyacak

 

 

Ege Maden İhracatçıları Birliği olarak, Türk doğal taşlarının dijital ortamda tanıtılması amacıyla EGEBİM isimli bir platformu hayata geçirdiklerini müjdeleyen Başkan Alimoğlu, “Bu platform, doğal taşların dijital ortamda yönetilmesine imkân tanırken, tasarımcılar ve mimarlar gibi sektör profesyonellerinin projelerinde kullanacakları taşları kolayca keşfetmelerini sağlayacak. Üyelerimizi EGEBİM Projesinde yer almaya davet ediyoruz” dedi.  

 

 

Sürdürülebilirlik URGE Projesinde 29 firmamız yer alıyor

 

 

İhracatçı firmaların kümelenerek rekabetçiliklerini ve yetkinliklerini artırdıkları, Ticaret Bakanlığı’nca desteklenen Uluslararası Rekabetçiliği Geliştirilmesi (URGE) Projelerine yeni bir halka eklediklerini de paylaşan EMİB Başkanı İbrahim Alimoğlu, Doğal taş sektöründe sürdürülebilirlik odaklı yurtdışı pazarlama URGE projesine yeni dönemde 29 firmanın katılım sağladığını sözlerine ekledi.

 

 

Madencilik sektöründe YK’ya seçilmek için ihracat tutarı 2 milyon dolar olsun

 

 

 Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri ilgili Yönetmelikte Kasım 2022 tarihinde yapılan değişiklikle, sanayi ve madencilik sektörlerinde Yönetim Kurulu’na seçilmek için son iki takvim yılında 1 milyon dolar ihracat yapma kriterinin 5 milyon ABD dolarına çıkarıldığını hatırlatan Başkan Alimoğlu, “Ege Maden İhracatçıları Birliğimizin 27 Mart 2025 tarihinde yapılan Yönetim Kurulu toplantısında bu konuyu görüşüp, sanayi ve madencilik sektörlerinde 5 milyon ABD doları olan son iki takvim yılı itibariyle gerçekleştirilmesi gereken ihracat rakamı alt sınırının madencilik sektörü için 2 milyon ABD dolarına düşürülmesinin ve fiili ihracat/DTSŞ üzerinden yapılan ihracatların yanı sıra ihraç kaydıyla satışın da dahil edilmesi için Maden Sektör Kuruluna başvuruda bulunduk” diyerek sözlerini noktaladı.

 

 

Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin mali genel kurul toplantısında 2025 yılı iş programı kabul edilirken, 2025 yılı bütçesi 64 milyon 850 bin TL olarak bağlandı. EMİB Yönetim ve Denetim Kurulu 2024 yılı faaliyetlerinden dolayı oy birliğiyle ibra edildi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Migren Hakkında Bilinmesi Gereken 5 Önemli Nokta!

Modern çağın stresli yaşantısında dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de görülme sıklığı önemli ölçüde artan migren, yaşam kalitesini bozan hastalıklar arasında ilk sıralarda yer alıyor. Acıbadem Kartal Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Esma Kobak Tur “Migren baş ağrıları arasında en yaygın ve karmaşık olanlardan birisidir. Baş ağrısı, mide bulantısı, ışığa ve sese duyarlılık gibi belirtilerle kendini gösteren bu hastalık ülkemizde de oldukça yaygın olup, son yıllarda görülme sıklığı sadece yetişkinlerde değil çocuklarda da artmaktadır. Özellikle şehir hayatındaki gürültü, hava kirliliği, yanlış yaşam alışkanlıkları, stres ve dijital cihaz kullanımının artması migrene zemin hazırlamaktadır. Türkiye’de 21 ilde 5323 hasta ile yürütülen bir çalışmada; migren görülme oranı yüzde 16,4 olarak tespit edilmiştir. Ülkemizde kadınlarda daha yaygın olan bu hastalık her 4 kadından birinde görülmektedir” diyor. Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Esma Kobak Tur, migren hakkında bilinmesi gereken 5 önemli noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

  • Sağlıksız yaşam alışkanlıkları yol açabiliyor!

Migrene yol açabilecek pek çok alışkanlık vardır. En yaygın hatalı alışkanlıklar arasında; düzensiz uyku, aşırı stres, yanlış beslenme ve dehidratasyon (yetersiz su tüketimi) yer alır. Ayrıca uzun süreli bilgisayar veya telefon kullanımı, kötü duruş alışkanlıkları ve aşırı gürültüye maruz kalma da migreni tetikleyen faktörler arasındadır. 

  • Ekran maruziyeti ve stres tetikliyor!

Son yıllarda, migrenin çocuklar ve genç yaş gruplarında da daha fazla görüldüğü gözlemlenmektedir. Özellikle okul çağındaki çocuklarda stres, ekran sürelerinin artması ve düzensiz uyku gibi etmenler migreni tetikleyebilmektedir. Çocuklarda migren genellikle okul dönemi ile birlikte başlar. Özellikle ailede migren öyküsü olan çocuklar, bu hastalıkla daha fazla karşılaşmaktadır. Çocuklarda migrenin belirtileri, yetişkinlere göre farklılık gösterebilir. Çocuklar genellikle baş ağrılarının yanı sıra, bulantı, kusma ve ışığa duyarlılık gibi belirtiler de yaşayabilirler. Çocuklardaki migrenin tedavisi ise, ilaç kullanımı daha sınırlı olduğu için daha dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.

  • Keskin ve zonklayıcı ağrılarla ortaya çıkıyor

Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Esma Kobak Tur “Migren hastaları, ağrılarını farklı şekillerde tanımlayabiliyorlar. Ağrı genellikle başın bir kısmında, özellikle şakaklar ve alın bölgesinde yoğunlaşıyor. Hastalar, ağrıyı “keskin, zonklayıcı”, “sanki başımda bir martı çığlık atıyor gibi”, “başımda bir basınç var, sanki bir şey sıkıyor” şeklinde ifade edebiliyorlar. Migren, kişiye göre farklı yoğunlukta ve sürelerde hissedilmekle birlikte, migren hastaları, baş ağrısından önce “aura” denilen duyusal veya görsel bozukluklar da yaşayabiliyorlar” diyor. 

  • Bu besinler migren ataklarına yol açabiliyor!

Bunların yanı sıra, bazı gıda maddeleri de migreni tetikleyebilir; çikolata, peynir, alkol ve işlenmiş etler gibi yiyecekler migren ataklarını başlatabilir. Başta peynir olmak üzere çeşitli gıda maddelerinde bulunan tiramin özellikle bazı kişilerde kan basıncını artırarak migren ataklarını tetikleyebilmektedir. Özellikle parmesan, mozarella ve çedar gibi peynirler yüksek tiramin içerikli gıdalar arasında yer almaktadır. Tütsülenmiş etler, salam ve sosis gibi işlenmiş gıdalarda yaygın bulunan nitrat, yüksek histamin içeriği nedeniyle kırmızı şarap ve fazla kafein tüketimi de migren ataklarını tetikleyebilmektedir. 

  • Doğru tanı ve tedavi ile kontrol altına alınabiliyor!

Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Esma Kobak Tur, migren tanısının klinik değerlendirme, nörolojik muayene ve görüntüleme yöntemleri kullanılarak konulduğunu belirterek şöyle konuşuyor: “Son yayınlanan kriterlere göre; hastanın 4 ila 72 saat süren en az beş atağı olmalıdır. Bu ataklar tek taraflı lokalize, zonklayıcı, en az orta ya da şiddetli yoğunlukta ve rutin fiziksel aktiviteler ile kötüleşmektedir. Baş ağrısı esnasında mide bulantısı, kusma veya her ikisi, fotofobi ve fonofobi gibi belirtiler eşlik etmektedir. Ayrıca baş ağrıları öncesinde 5 ila 60 dk sürebilen görsel, duyusal, konuşma ve/veya dil, motor, beyin sapı veya retinal auralar eşlik edebilmektedir. Beyin Tomografisi ya da MR tetkiki beyin kanaması, tümör ya da enfeksiyon gibi ayırıcı tanıda düşünülebilecek diğer hastalıkların dışlanmasında yardımcı olur” diyor. Migrenin, karmaşık bir hastalık olmasına rağmen, doğru tanı ve tedavi ile kontrol altına alınabildiğini vurgulayan Doç. Dr. Esma Kobak Tur “Bu nedenle, migren belirtileri yaşayan bireylerin bir nöroloji uzmanına danışarak uygun tedavi yöntemlerini değerlendirmeleri önemlidir. Migrenin erken teşhisi ve tedavisi, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirebilir” diye konuşuyor. 

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir’in iklim krizi ile mücadelesi güçleniyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, Avrupa genelinde iklim direncini artırmayı hedefleyen CLIMAAX projesinden hibe aldığı “İklime Hazır İzmir: Dirençlilik Stratejilerinin Geliştirilmesi (CRIZ-ERS)” çalışması kapsamında ilk paydaş toplantısı yapıldı. Proje kapsamında İzmir’in iklim risk değerlendirmesi yapılacak.

İzmir Büyükşehir Belediyesi iklim krizi ile mücadele çalışmalarını sürdürüyor. Avrupa Komisyonu’nun iklimle mücadele konusundaki çağrısına kabul edilerek AB üyesi kentler dışında “AB Şehirler Misyonu Etiketi” unvanını alan ilk kent olan İzmir, doğa dostu projelerle uluslararası alandaki başarılarını sürdürüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iklim nötr çalışmaları kapsamında hazırladığı projeleden biri olan İklime Hazır İzmir: Dirençlilik Stratejilerinin Geliştirilmesi (CRIZ-ERS) Projesi İklim Değişikliğine Uyum Misyonu kapsamında fonlanan  CLIMAAX projesinden 145 bin Avro hibe aldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi proje kapsamında ilk paydaş toplantısı da düzenlendi.  

İzmir’in iklim risk haritası oluşturulacak

İzmir’de kamu kurumları, sivil toplum örgütleri, meslek odaları gibi geniş katılımla yürütülmesi hedeflenen projenin ilk paydaş toplantısı İzmir Büyükşehir Belediyesi Çetin Emeç Toplantı Salonu’nda yapıldı. Toplantıda, İzmir’in mevcut iklim tehlikeleri, geleceğe yönelik iklim senaryoları ve proje için gerekli veri ihtiyaçları ele alındı. Proje kapsamında yapılacak mekânsal analizler ile İzmir’in iklim risk haritası oluşturulacak ve mevcut dirençlilik planları güncellenecek.

Büyükşehir öncülüğünde yürütülecek

CLIMAAX projesi, İzmir’in iklim risklerinin analiz edilmesine, kırılgan noktaların belirlenmesine ve bu risklerin azaltılmasına yönelik yenilikçi çözümler geliştirmesine olanak tanıyacak. Proje kapsamında, sıcak hava dalgaları, sel, kuraklık ve orman yangınları gibi iklim tehlikeleri üzerine detaylı çalışmalar yürütülecek. Bu süreçte, İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde gerçekleştirilecek çalışmalar, şehir genelindeki uyum ve dirençlilik planlarını güçlendirmeye odaklanacak.

İzmir’in sürdürülebilir geleceği için önemli bir adım

İzmir’in iklim değişikliğine uyum kapasitesini artırmaya yönelik bu çalışmalar, şehrin sürdürülebilir ve yaşanabilir bir geleceğe hazırlanmasına önemli katkılar sunacak. CLIMAAX projesi sayesinde, İzmir’in iklim değişikliğine karşı dirençliliği güçlendirilirken, bölgesel ve Avrupa çapındaki adaptasyon hedefleriyle uyumlu adımlar atılacak. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen proje; şehirlerin, bölgelerin İklim Risk Değerlendirmeleri (CRA) yapmalarını teşvik ederek iklim değişikliğine karşı dirençliliğini artırmayı amaçlıyor. CLIMAAX Projesi, 33 Avrupa bölgesinde toplam 5,5 milyon Avro’luk fon desteği sağlıyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

20 yaşındaki genç Türkiye’yi temsil ediyor: 10 yaşından beri arp çalıyor

Kendi yazdığı eserleri ve şarkıları insanlarla paylaşmak istediğini dilr getiren Ada Can Ata, şöyle devam etti:

“İnsanlara duygu geçişleri yaşatmak istiyorum. Herkesin kalbine dokunacak bir söz yazmak ve bunları insanlara dinletmek istiyorum. Sektörümüzde kadın olmanın çok büyük zorlukları var. Bence bir kadın olarak bütün bunları yapıyor olmak çok büyük bir avantaj sağlıyor. Bakılınca, ‘Kocaman bir çalgı çalıyor, bir yandan şarkı söylüyor ve bunu bir kadın olarak şu an bu sektörde yapıyor’ diye anılmayı seviyorum. Gerçekten bununla gurur duyuyorum.”

Aynı zamanda annesinin de müzisyen olduğundan ve onunla sahne aldıklarından bahseden Ata, “O da gerçekten bu sektörde başarılı olduğunu düşündüğüm bir kadın. Ondan da sahne almak konusunda çok şey öğrendim ve karşımda da böyle örneklerin olması benim yolculuğumda çok etkili oldu. Annem ile ben Türkiye’de olduğum müddetçe olabildiğince sahne paylaşmaya çalışıyoruz. Geçenlerde daha birlikte bir şarkı seslendirdik. Onun sahnelerinde de bulunuyorum. Annemle sahne almak çok keyifli bir olay” ifadelerini kullandı.

kaynek: Ntv

Güney Kore tarifelere karşı acil önlem paketini açıkladı

Trump, Perşembe gününden itibaren ithal araçlara yüzde 25’lik bir gümrük vergisi uygulanacağını duyurmuştu.

Güney Kore hükümeti yaptığı açıklamada, “Güney Koreli otomobil üreticilerinin ABD’deki yerel üretim oranının daha düşük olması göz önüne alındığında, sektörümüz nispeten dezavantajlı durumdadır” dedi. Hükümet, tarifenin Güney Koreli otomobil ve otomobil parçası üreticilerine önemli zarar vermesinin beklendiğini ancak şu anda sayısal tahminlerde bulunmanın zor olduğunu belirtti.

Açıklamada, hükümetin likidite sorunlarının önlenmesine yardımcı olmak için otomotiv sektörüne yönelik politika finansman desteğini daha önce planlanan 13 trilyon wondan 2025 yılında 15 trilyon wona (10,18 milyar dolar) çıkaracağı belirtildi.

Hükümet, 2025 yılı Haziran ayına kadar otomobil alımlarında vergi oranını mevcut yüzde 5’ten yüzde 3,5’e düşürecek ve elektrikli araç sübvansiyonlarını, bu yıl sonuna kadar mevcut yüzde 20-40’lık fiyat indirimlerinden yüzde 30-80’e çıkaracak. Hükümet ayrıca, talebin arttığı Afrika, Latin Amerika ve Asya’daki az gelişmiş ülkelerdeki ihracat pazarlarını genişletmek için otomobil üreticilerinin çabalarını aktif olarak destekleyeceğini söyledi.

ABD’nin uyguladığı gümrük vergileriyle ilgili olarak hükümet “ABD’nin Güney Kore’ye diğer müttefiklerine kıyasla dezavantajlı bir şekilde davranmamasını sağlamak için müzakereler yoluyla ve ikili iş birliğini güçlendirerek elimizden geleni yapacağız” ifadelerini kullansa da ayrıntı vermedi.

* Haberin görseli Associated Press’ten servis edilmiştir.

Kaynak: Habertürk