Aylık arşivler: Nisan 2025

Büyükakın, iş insanları ile buluştu

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Kocaeli Vizyoner İş İnsanları Derneği’nin konuğu oldu. Üretim, ticaret ve ekonomi üzerine konuşulan birliktelikte Büyükakın, dernek yönetimine başarı temennisinde bulundu.

 

ÜRETİM VİZYONU VE EKONOMİ KONUŞULDU

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, şehrin ekonomik gelişimine yön veren iş insanlarıyla bir araya gelmeyi sürdürüyor. Başkan Büyükakın, Kocaeli Vizyoner İş İnsanları Derneği (KOVİAD) tarafından düzenlenen kahvaltı programına misafir oldu. AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar da Başkan Büyükakın’a eşlik etti. Birliktelikte, kentin geleceği, üretim vizyonu ve ekonomik potansiyeli üzerine fikir alışverişinde bulunuldu.

 

BÜYÜKAKIN BAŞARI DİLEĞİNDE BULUNDU

Başkan Büyükakın, iş dünyasının kent için taşıdığı öneme vurgu yaparak KOVİAD yönetimine çalışmalarında başarı diledi. KOVİAD Başkanı Harun Reşit Kocagöz de ziyaretleri dolayısıyla Büyükakın’a teşekkürlerini sunarak yaptıkları çalışmalar hakkında bilgilendirmede bulundu. Kocagöz, derneğin 12 Ocak’ta kongreye gittiğini, Bekirpaşa ve Yeşilova bölgelerinde iş insanlarının oluşturduğu bir dernek olduklarını ve girişimcilik ile yatırım ortamına katkı sunmayı amaçladıklarını belirtti.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Renklerin ahenkle dans ettiği sergi

Büyükşehir Belediyesi, kentin kültür-sanat merkezi haline gelen Seka Sanat İhtisas Merkezi’nde yine önemli bir sergiye ev sahipliği yaptı. Sulu boya, kuruboya, karakalem ve teknik kalem kullanılarak farklı tekniklerle yapılan 128 eserin olduğu sergi, 13 Nisan Pazar gününe kadar 09-00-18.00 arasında ziyaret edilebilecek.  

 

SANAT VE DOĞANIN MUHTEŞEM UYUMU

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak hizmet veren Seka Sanat İhtisas Merkezi, önemli bir sergiye daha ev sahipliği yaptı. Bu kapsamda uygulamalı resim sanatçısı Mağfirat Eraslan ve öğrencilerinin bilimsel bitki illüstrasyon eserlerinden oluşan “Doğa-Renk-Fırça” adlı sergi açıldı. Sanatseverler, doğadan ilham alınarak hazırlanan sergide, sanat ve doğanın muhteşem uyumuna tanıklık etme imkânı buldu. Sulu boya, kuruboya, karakalem ve teknikkalem kullanılarak farklı tekniklerle yapılan 128 eserin olduğu sergi, 13 Nisan Pazar gününe kadar (yarın) 09-00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

 

AÇILIŞA YOĞUN İLGİ OLDU

Fırçaların doğayla buluştuğu, renklerin ahenkle dans ettiği sergi açılışına Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş,  Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın’ın eşi Prof. Dr. Figen Büyükakın, Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği Başkan Yardımcısı Ayşenur Kapusuz ile vatandaşlar katıldı.

 

NAZİK EVSAHİPLİĞİ İÇİN BÜYÜKŞEHİR’E TEŞEKKÜR

Sergi açılışında ilk konuşmayı Çınar Uluslararası Kültür ve Sanat Derneği Başkan Yardımcısı Ayşenur Kapusuz yaptı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin kentte gerçekleştirdiği kültür sanat etkinliklerini beğeni ile takip ettiklerini söyleyen Kapusuz, “Doğa-Renk-Fırça” sergisine gösterilen ilgi ve nazik ev sahipliği için teşekkür etti.

 

GAZZE ACISINA ORTAK OLDU

Konuşmasında Gazze’de yaşanan insanlık dramına da değinen Kapusuz, “Bugün hiçbir rengin, vicdan sahibi hiçbir göze parlak görünemeyeceği ağır bir hüznün içerisinde olduğumuzu ifade etmek isterim. Gazze’deki katliamın son bulması, oradaki çocuklarımızın dumansız bir gökyüzünün maviliği altında rengârenk çiçeklerin mis kokuları arasında koşarak oynayacakları güne en kısa zamanda kavuşması için dua ediyorum” şeklinde konuştu.

 

SANATÇI DUYARLILIĞI İLE DOĞAYA BAKIŞ

Öğrencileriyle birlikte sergiyi hazırlayan uygulamalı resim sanatçısı Mağfirat Eraslan da konuklara yönelik bir selamlama konuşması yaptı. Serginin içeriği hakkında bilgi aktaran Eraslan, “Yola, 30’dan fazla öğrencimizle çıktık. 5 seneyi aşkın bir süre keyifle çalıştık ve eserlerimizi ortaya koyduk” dedi. Eraslan doğa temalı sergisine atıfta bulunarak, “Bir çiçeğin, bitkinin bedene şifası olduğu gibi ruha da şifası olduğunu düşünüyorum” dedi.

 

DOĞANIN SANAT İLE BÜTÜNLEŞMESİ

Prof. Dr. Figen Büyükakın da doğanın gücüne yönelik bir konuşma gerçekleştirdi. Doğa ananın doğurgan bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Büyükakın, “Koronada gördük ki, biz doğaya muhtacız ama o bize değil. Doğa, biz yokken var ama biz onsuz yapamıyoruz. O yüzden doğanın renklerinin hepsini tek tek gözlemlemek çok daha anlamlı. Hayat da renklerle güzel. Sanat da üzüntülerimizi, sevinçlerimizi ve neşelerimizi ortaya koymamızı sağlayan güzel yollardan biri” diye konuştu.

 

SANATÇI ASLI AKIN’DAN ANLAMLI TEŞEKKÜR

Son konuşmayı Ressam Aslı Akın yaptı. Bilimsel bitki ressamlığının hocası Mağfirat Eraslan ile sanat hayatına dahil olduğunu kaydeden Akın, renkleri tanıdıktan sonra ruhunu dinlendirmeyi öğrendiğini söyledi. Akın konuşmasında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin sanatsal faaliyetlerine de değinerek, “Buraya gelmeden önce Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın’ın bir sözüne rastladım. ‘Bu kentin insanları her şeyin en iyisini hak ediyor’ diyordu. Bu söz beni çok mutlu etti. Bu anlayışı hem tebrik ediyorum hem de teşekkür ediyorum” dedi.

 

BÜYÜKAKIN VE ABİŞ’E BİLGİ AKTARILDI

Konuşmaların ardından konukların katılımıyla sergi açılışı gerçekleştirildi. Sanatçı Mağfirat Eraslan sergiyi gezen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş ve Prof. Dr. Figen Büyükakın’a eserler ve kullanılan tekniklerle ilgili bilgi verdi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Navlun fiyatları son üç ayda tarife belirsizliğinin etkisiyle düştü

5 Kasım 2024’te ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın seçim vaadi olarak öne sürdüğü dış ticaret açığını düşürme stratejisi kapsamında izlediği korumacı ticaret politikaları küresel ticaret ve ekonomi sisteminde etkili olmayı sürdürüyor.

Trump’ın tarifelere ilişkin son açıklamaları ABD’nin ticaret politikasının ekonomik etkileri konusunda endişeli olan yatırımcıları bir miktar rahatlattı. Truth Social sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Trump ticaret, ticaret engelleri, tarifeler, kur manipülasyonu ve parasal olmayan tarifeler gibi konularda çözüm bulmak için 75’ten fazla ülkenin kendileriyle iletişime geçtiğini aktardı.

Trump, bu ülkelerin ABD’ye karşı hiçbir şekilde misillemede bulunmadığını belirterek karşılıklılık esaslı tarifelerin 90 gün süreyle durdurulmasını, bu sürede yüzde 10’luk temel tarife oranının uygulanmasını onayladığını kaydetti. Ancak Trump, Çin’e uyguladığı tarifeyi ise yüzde 125’e çıkardığını açıkladı. Böylece, Çin’e uygulanan toplam tarife oranı fentanil krizi dolayısıyla uygulananlar dahil edildiğinde yüzde 145’e ulaştı.

Tarifelerin küresel ticaret sistemine etkileri yakından takip edilirken denizcilik araştırma şirketi Drewry’nin Dünya Konteyner Endeksi’ne göre, 40’lık konteyner bileşik endeksi son üç aylık dönemde yaklaşık yüzde 43 düşüşle 11 Nisan’da 2 bin 265 dolar seviyesinde bulunuyor.

“Gelecek haftalarda da navlundaki gerileme devam edebilir”

İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, ABD’deki şirketlerin Trump’ın tarifelerinden kaçınmak için 2024 yılı sonu ile 2025 Ocak ayı ortalarına kadar konteyner taşımacılığı ile birçok ürün ithal ettiği, söz konusu durumun konteyner taşımacılığına olan talebi artırarak navlunların yükselmesine neden olduğunu söyledi.

Kıran, navlun fiyatlarında ocak ortasına kadarki artışın nedenlerinden birinin gümrük vergilerinden önce erken alımların olduğunu belirterek şirketlerin stoklamak amacıyla Çin’den oyuncak, mobilya, makine ve çeşitli parçalar, İtalya’dan peynir, İrlanda’dan ilaç ve benzeri ürünlerin ithalatının konteyner taşımacılığına olan talep artışının ve navlunların yükselmesine neden olabildiğini ifade etti.

Bunun sonucunda Uzak Doğu’dan ABD’nin batı kıyısı arasındaki taşımalarda günlük yüzde 16’ya varan navlun artışlarının görüldüğünü bildiren Kıran “Ocak ayı sonu itibarıyla, yeterli ürün envanteri oluşturan ABD’deki ithalatçıların sipariş ve sevkiyatları azaltmasına bağlı olarak konteyner taşımacılığındaki navlunlarda düşüş yaşanmıştır. Bu durum, küresel konteyner taşımacılığına da yansımış, Çin Konteyner Yük Endeksi’nde de (CCFI) yılbaşından mart ayı sonuna kadar yüzde 28’lik bir düşüş görülmüştür.” dedi.

Kıran, gelecek haftalarda da navlundaki gerilemenin devam edeceğini öngörüldüklerini, bunun temel nedenlerinden birisinin konteyner taşımacılığındaki kapasite artışı olduğuna işaret ederek “Birçok büyük konteyner hat operatörünün yeni gemileri hizmete girmektedir ve Kızıldeniz-Süveyş Kanalı rotasının da tekrar normal kullanıma başlayacağı tahmin edilmektedir. Süveyş Kanalı’nın kullanılması deniz taşımacılığındaki mesafeyi, dolayısıyla talebi azaltacağından navlunların düşmesine yol açacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Trump’ın tarife politikaları sürerse stagflasyon ihtimali yüksek”

Söz konusu tarife restleşmelerinin navlun fiyatlarına olan etkilerini değerlendiren Kıran, Trump’ın mevcut politikalarını aynı kararlılıkla devam ettirmesi durumunda küresel ekonominin durgunluk ve enflasyonun beraberce yaşandığı stagflasyona girme ihtimalinin yüksek göründüğünü kaydetti.

Kıran bununla birlikte, ileriki süreçte mütekabiliyete dayalı konan vergilerin ülke bazında müzakerelere tabi olacağını aktardı.

Bu müzakerelerde tarifelerde düşüşler gerçekleşebileceğine dikkati çeken Kıran, Trump‘ın yükselttiği gümrük vergilerinin anayasal olarak yeterli bir gerekçeye dayanmadığı yönünde ve buna bağlı olarak bu kararların mahkemelerden geri dönebileceği şeklinde beklentilerin de oluştuğunu ifade etti.

Kıran, eğer gelişmeler vergi oranlarında iniş ve misillemelerin azalması ya da ortadan kalkması yönünde gerçekleşirse küresel büyüme ve ticaret tahminlerinin olumlu yönde etkileneceğini belirterek navlun fiyatlarının da bu çerçevede tekrar pozitif bir seyir izleyeceğini kaydetti.

Tersi senaryoda ise navlun fiyatlarının negatif yönde etkilenebileceğini bildiren Kıran, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Normal koşullarda stagflasyona yol açan nedenler savaş ya da deprem gibi arz yönlü şoklar olsa navlun fiyatları yukarı yönlü hareketlenebilirdi. Fakat dünyada yaşanacak stagflasyonun arz yönlü bir şoktan ziyade maliyet artışlarından kaynaklı bir stagflasyon ihtimali olduğu için navlun fiyatları üzerinde baskı ihtimali artar. Şunu da unutmamak gerekiyor, gümrük vergilerindeki yükselmenin büyüme ve enflasyon üzerindeki olumsuz etkisi ilk aşamada beklenen durumlardır. Özellikle Avrupa ve Çin’in başta savunma olmak üzere iç taleplerini artırmaya yönelik gayretleri orta vadede küresel büyümeyi ve navlun fiyatlarını tekrar yukarı yöne çekecektir.”

“Bazı rotalarda deniz taşımacılığındaki arz ve talep dengesi değişebilir”

Kısa ve orta vadede navlunların baskı altında olabileceğine değinen Kıran, denizcilik sektörünün doğası gereği dalgalanmaların çok yaşandığı bir sektör olduğunu hatırlattı.

Kıran, Trump’ın getirdiği tarifelerin uzun vadeli sonuçlarının, ticaret ilişkilerini ve kaynağa erişme stratejilerini yeniden şekillendirebileceğini belirterek işletmelerin bu tarifelerden etkilenmeyen ülkelerden alternatif tedarikçiler ile çalışmayı tercih edebileceğini aktardı.

Bunun geleneksel ticaret rotalarında ve lojistik kanallarında değişikliklere yol açabileceğine işaret eden Kıran, “Şirketler gerek yerelden gerekse de daha düşük tarifelere sahip ülkelerden kaynak sağlamaya başlayabilir ve bu da potansiyel olarak geleneksel ticaret modellerini değiştirebilir. Dolayısıyla, bazı rotalarda deniz taşımacılığındaki arz ve talep dengesi de değişebilir. Örneğin, yüksek tarifeler, yani yüksek maliyetler nedeniyle belirli ticaret rotalarında deniz taşımacılığına olan talep azalırken artan yerel üretim veya tarifesiz ticaretin gerçekleşeceği rotalarda deniz taşımacılığına olan talep artabilir.” ifadelerini kullandı.

Netice itibarıyla dünyanın ciddi biçimde değişim süreci yaşadığını anlatan Kıran, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Korumacılığın arttığı bir dünyada hem dünya büyümesi hem de ticareti olumsuz etkileniyor ve etkilenecektir. Denizcilik dahil bu durumdan hiçbir ülkenin ve sektörün kaçınması da çok kolay görünmüyor. Fakat yeni dengeler oluştukça yeni fırsatlar elbette ortaya çıkacak ve hem ülkeler hem de sektörler açısından bunları yakalamaya yönelik stratejilerin devreye girmesi son derece önemli olacaktır.”

“Vergi konuları netleşene kadar denizcilik piyasalarında bir daralma bekleyeceğiz”

Türk Armatörler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Ergenç de ekonomik beklentiler, belirsizlikler ve jeopolitik risklerin etkisiyle ocak-şubat aylarında önceden de bir yavaşlama beklediklerini ifade ederek tarifelerin Türk deniz taşımacılığı sektörüne pozitif yansımasının öngörüldüğünü söyledi.

Ergenç, küresel olarak taşımaların azalacağını ve navlun piyasalarının negatif etkileneceği beklentilerinin olduğunu ifade ederek tarifelere gelen 90 günlük ertelemenin ardından navlun piyasalarına yükselişlerin görüldüğünü belirtti.

90 günlük uzatmanın tam çözüm olmamasına rağmen piyasaların olumlu etkilediğini kaydeden Ergenç, müzakerelerde anlaşma yapılmazsa 90 gün sonra aynı sorunların yaşanacağını belirterek şöyle konuştu:

“Başta Çin’den çıkan birçok kargonun geriye döndürülmesiyle ilgili duyumlar alıyoruz çünkü yüksek gümrük vergisi oranları ile Amerika’ya gittiğiniz zaman ki vahameti düşünün, aslında bu Amerika’ya da çok büyük zararlar verecek. Maliyetlerin artışı, enflasyonu etkileyecek.”

Cihan Ergenç, denizcilik sektörünün uzun vadeli bir yatırım ve planlama olduğunu belirterek bir gemi yaptırıldığında 20-25 yıl, ikinci el gemi alındığında 5-10 yıl bu yatırımın bir finansman sürecinin olduğunu kaydetti.

Bir ticaret için en az 6 ay öncesinden planlama yapılması gerektiğini vurgulayan Ergenç, deniz taşımacılığı gibi işlerde ileriye yönelik bir öngörünün konması gerektiğini söyledi.

Ergenç, tarifelerin 90 gün ötelenmesinin planlanmış gibi bir hamle olabileceğini belirterek bu durumun en azından deniz ticaretindeki soruların giderilmesi için zaman tanıyabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:

“Yüklenen gemiler, yüklenen konteynerler son gelişmelerle tarifelerden etkilenmeden gereken yerlere gidecek ama bütün bu belirsizliklerin taşınacak olan tonajı, ekonomiyi ve navlunları negatif etkileyeceğini bekliyoruz. Pazarlıklar bitmezse ve sonuç alınamazsa navlun piyasaları da negatif olarak etkilenecek. Çin ekonomisi, Uzak Doğu ekonomisi gibi ekonomilerin etkilenmesi piyasaları çok daha derinden sarsıyor. Dolayısıyla bu vergi konuları netleşene kadar denizcilik piyasalarını bir daralma bekleyeceğiz. Tabii bunun ekonomiye yansımalarını da görmek lazım.”

Kaynak: Habertürk

Başkan Tugay Parkinson hastaları ve yakınları ile buluştu

11 Nisan Dünya Parkinson Farkındalık Günü ve Parkinson Hasta ve Yakınları Derneği’nin 10’uncu kuruluş yılı nedeniyle Karşıyaka’da düzenlenen etkinliğe katılan Başkan Dr. Cemil Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak Alzheimer, Parkinson, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklar için özel merkezler kurmayı hedeflediklerini belirtti.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, 11 Nisan Dünya Parkinson Farkındalık Günü ve Parkinson Hasta ve Yakınları Derneği’nin 10’uncu kuruluş yılı nedeniyle Bostanlı Güzel Sanatlar Parkı’nda Parkinson hastaları ve yakınları ile buluştu. Alzheimer, Parkinson, diyabet, hipertansiyon ve romatizma gibi hastalıklar için özel merkezler kurmayı hedeflediklerini ve bu çalışmaları sivil toplum kuruluşları, hasta ve hasta yakınları ile birlikte yapmak istediklerini belirten Başkan Tugay, “Size bir yer bulacağız. Yer bulamazsak yer yapacağız. Karşıyaka’da ya da Konak’ta keyifli bir ortamda ihtiyacınız olan etkinlikleri, terapileri, eğitim çalışmalarını yapmanız için üzerime düşeni yapacağım. Siz kendinize iyi bakın yeterli” diye konuştu.

“Pek çok yeni bina, yeni tesis planladık”
Karşıyaka Belediye Başkanlığı döneminden bu yana Parkinson ya da benzeri diğer kronik hastalıklarla ilgili çaba gösterdiğini kaydeden Başkan Tugay, “İzmir Büyükşehir Belediyesi, Eşrefpaşa Hastanesi olduğu için, evde sağlık hizmeti ve bakımı konusunda ruhsatlı bir birimi olduğu için bazı avantajlara sahip. Hastanenin hizmet binası depremden sonra hasar nedeniyle boşaltılmıştı. Onu yıktık. Yerine bir bina inşaatı yapılıyor. Aynı zamanda pek çok yeni bina, yeni tesis planladık. Bunların bir kısmı yapılıyor, bir kısmının hazırlığı sürüyor” ifadelerini kullandı.

“Elimizden geleni yapacağız”
Parkinson hastalığının önemli bir konu olduğunu dile getiren Başkan Tugay, İzmir’de 10 bin civarında Parkinson hastası olduğunu belirtti. Parkinson hastaları ve yakınlarına destek olmak istediklerini söyleyen Başkan Tugay “Beraber çözümler üretmek ve ihtiyacınız olan her türlü konuda destek sağlamak istiyoruz. Doktor olduğum için insan sağlığı ile ilgili konuların hasta ve yakınları için ne kadar önemli olduğunu doğal olarak biliyorum. Bu anlamda elimizden geleni yapacağız. Gülen yüzleriniz inşallah hiç solmasın. İhtiyacınız olan her türlü sıkıntınızda bize başvurabilirsiniz” sözlerine yer verdi.

Şarkılar söylendi
Parkinson Hasta ve Yakınları Derneği Başkanı Gülnur Kelçe de Başkan Tugay’a Parkinson hastalığının sembolü haline gelen Parkinson Lalesi takdim etti. Başkan Tugay, etkinlikte müzik dinletisi sunan Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Serap Nargaz ve katılımcıların söylediği şarkılara da eşlik etti.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Antikkapı, Ramazan’da 175 bin kişiyi ağırladı

Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden, kentin vazgeçilmez markası Antikkapı A.Ş., Ramazan ayında kurduğu iftar sofraları ile 175 bin kişiyi ağırladı. Kusursuz hizmet, gönül sofralarında oruç açan vatandaşlardan tam not aldı.

 

RAMAZAN’DA DA KUSUNSUZ HİZMET

Hizmet sektöründe birçok alanda faaliyet gösteren Kocaeli Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Antikkapı A.Ş., Ramazan ayında oruçlarını açmak isteyen vatandaşların en uğrak adresi oldu. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın öncülüğünde yapılan hizmetlerle, İsmail Yıldırım’ın Genel Müdürlüğünü yürüttüğü Antikkapı A.Ş., Ramazan ayında oluşturduğu iftar sofralarında 175 bin kişiyi ağırladı. Hizmet sektöründe faaliyet gösteren Antikkapı A.Ş., bünyesinde bulundurduğu Maide Kafe&Restoran, Antik Köfte ve bu yıl markaları arasına kattığı Mahal şubeleri, düğün salonlarındaki toplu iftarlar, dış organizasyonlar ve paket yemek hizmetleri ile Ramazan’ın her günü yoğun tempoda hizmet sağladı.

 

RESTORANLARDA 33 BİN KİŞİ REZERVASYON YAPTIRDI

Şehrin Mutfağı Maide Kafe&Restoran, Darıca bölgesi sakinlerinin sahil kenarında kalite standartlarına güvendiği Antik Köfteler ve Mahal şubeleri yaklaşık 33 bin vatandaş tarafından tercih edildi. Artikkapı’nın Ramazan ayında “Nerede O Eski Ramazanlar” dedirtmeyerek kurduğu geleneksel Ramazan köşesi ise hafta sonları ney dinletisi, Hacivat-Karagöz etkinlikleri ve özel iftar menüleri ile her gün dolu dolu bir hizmet sağladı.

 

TOPLU İFTARLARRDA 24 BİN 800 KİŞİ AĞIRLANDI

Kocaeli genelindeki sivil toplum kuruluşları ve kurumların toplu yemek organizasyonlarındaki tercihi de yine Antikkapı oldu. Antikkapı A.Ş., bünyesinde bulundurduğu 12 düğün salonu ve toplantı salonlarında Ramazan ayı boyunca toplamda 24 bin 800 kişi ağırlandı.

 

81 BİN 304 KİŞİYE CATERİNG HİZMETİ

Kentin vazgeçilmez markası Antikkapı A.Ş., yeni nesil üretim teknolojilerini yakından takip ederek halka hizmet veriyor. Antikkapı A.Ş. üretim tesisinde kullanılan ambalajlama makinası, paketleme sistemini daha düzenli hale getirdi. Üç gözlü gıda kaplarına çorba, ana yemek ve yardımcı ürün (pilav-makarna), konularak hazırlanan ürünler, makinada el değmeden ambalajlanıyor. Ambalajlanan yemekler taşınırken birbirine karışmıyor, sızıntı ve dökülmeye neden olmuyor. Bu kapsamda Antikkapı A.Ş. gerçekleşen dış organizasyon programları ile Ramazan ayında 81 bin 304 kişiye ulaştı.

 

GÖNÜL KAZAN’DA 35 BİN KİŞİYE YEMEK DAĞITIMI

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, sosyal sorumluluk projesi kapsamında yardıma ve bakıma muhtaç vatandaşların evlerine “Gönül Kazan Projesi” kapsamında sıcak yemek dağıtımı gerçekleştirdi. Bu kapsamda Antikkapı’da hazırlanan yemekler, Ramazan ayında 35 bin vatandaşın evlerine ulaştırıldı.

 

BALKANLAR’DA DA ANTİKKAPI

Hızır 41-Afet Mutfağının dev tırları, “Balkanlar’da İftar Buluşması” etkinliği kapsamında soydaşları Ramazan ayında unutmadı. İlk iftarı kardeş şehir Asenovgrad’da düzenleyen, ardından Kırcaali ilçesine bağlı Killi Köyü’nde gönül sofrasını kuran Antikkapı A.Ş., son iftar programını ise Türk soydaşların yoğun olarak yaşadığı Yunanistan’ın İskeçe iline bağlı Koyun Köyü’nde gerçekleştirdi. Soydaşlar, lezzetli yemekleri dev tırlarda kendileri için pişiren Antikkapı’ya teşekkür etti.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Barış Manço’nun şarkıları Kocaeli’de yankılandı

Büyükşehir Belediyesi, Türk müziğinin efsane ismi Barış Manço’yu vefatının 26. yılında unutmadı. KO-MEK müzik branşı eğitmenlerinin sahne aldığı gecede usta sanatçının sevilen eserleri hep bir ağızdan okundu. 

 

BARIŞ MANÇO SAYGIYLA ANILDI

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, şarkı ve sözleri ile Türk halkının gönlünde taht kuran ünlü sanatçı Barış Manço’yu vefatının 26. yılında anmak için özel bir konser programı düzenledi. Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ve büyük ilgi gören konserde Barış Manço, kendi şarkılarıyla anıldı.

 

22 ESERİ HEP BİR AĞIZDAN SÖYLENDİ

KO-MEK müzik branşı eğitmenlerinin sahne aldığı ve solistliğini Refik Uğur Tan’ın üstlendiği gecede usta sanatçının sevilen eserleri hep bir ağızdan okundu. Barış Manço’nun dillere pelesenk olmuş 22 eserinin seslendirildiği gecede, müzik branşı eğitmenleri performansları ile göz doldurdu. Keyif dolu anların yaşandığı gece sonunda izleyiciler, KO-MEK eğitmenlerini ayakta alkışlayarak onları onurlandırdı.

 

GECENİN TADINI ÇOCUKLAR ÇIKARTTI

Gece boyunca usta sanatçının sevilen şarkıları eşliğinde eğlenen çocuklar hareketli şarkılara eşlik ederek konserin tadını çıkarttı. Gece sonunda sahneye çıkan çocuklar usta sanatçının “Bu Gün Bayram” şarkısına sahnede hep birlikte söyleyerek geceyi unutulmaz anlılarla tamamladı. Gece sonunda Büyükşehir Belediyesi Yaygın Eğitim Şube Müdürü Lokman Ceyhan, konserde emeği geçen müzik eğitmenlerini tebrik ederek çiçek takdim etti.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

30. Marble İzmir’de gençler çizdi, firmalar üretti, ödüller mutlu etti Genç yetenekleri keşfeden yarışma

Doğaltaş sektörünün küresel buluşması Marble İzmir – Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 7. Uluslararası Değişik Doğaltaş Tasarım Yarışması’yla da genç yetenekleri ödüllendirdi. ‘Değişik oldu çok da güzel oldu’ sloganı ile toplam 600 bin TL’yi bulan ödüllerin dağıtıldığı yarışmada kazananlar belli oldu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından bu yıl 30. kez kapılarını açan Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı kapsamında düzenlenen 7. Uluslararası Değişik Doğaltaş Tasarım Yarışması sonuçlandı. ‘Değişik oldu çok da güzel oldu’ sloganı ile genç tasarımcıları sektöre kazandırmayı hedefleyen yarışma ile genç yetenekler heyecan, gurur, mutluluk, cesaret gibi pek çok duyguyu aynı anda yaşadı. Bu yıl ‘mobilya’ temasıyla düzenlenen yarışmaya yurt içi ve yurt dışından 892 genç tasarımcı adayı başvurdu. Akademisyenlerden tasarımcılara ve sektör temsilcilerine kadar birçok önemli ismin yer aldığı jürinin seçtiği 25 tasarım, yarışmaya sponsor olan firmalar tarafından mermer kullanılarak üretildi. Doğaltaş ihracatının tasarım ve mimariyle desteklenmesi amaçlanan yarışma kapsamında üretilen bu 25 ürün, 30. Marble İzmir Fuarı’nın sergi alanında görücüye çıktı. Tasarımdan mobilyaya dönüştürülüp sergilenmeye layık görülen 25 üründen ilk üç sırayı alanların yanı sıra Ege Maden İhracatçıları Birliği Yurt Dışı Fuar Katılım Ödülü, iki Tatil Ödülü ve Üniversite Özel Ödülü de sahiplerini buldu. Yarışmada firma özel ödülleri de dağıtıldı.

Cumalıoğlu: 12 ülkeden, 70 üniversiteden başvuru yapıldı
Yarışmanın sadece Marble İzmir Fuarı için değil Türkiye için de çok önemli bir organizasyon olduğunu söyleyen İZFAŞ Genel Müdürü Tuğçe Cumalıoğlu, “Değişik Doğaltaş Tasarım Yarışması ülkemizdeki tek uluslararası tasarım yarışması. Bu sene 12 ülkeden, 70 üniversiteden 900’e yakın başvuru yapıldı. Katılan öğrenciler iç mimarlık, endüstriyel tasarım ya da mimarlık öğrencileri. Onlar için çok önemli bir fırsat çünkü çizdikleri, kağıt üzerinde şekillendirdikleri ürünleri bitmiş mamul olarak görüyorlar. Yarışma onlar için hayallerini gerçekleştirdikleri bir platform. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZFAŞ’ın hem de sektörün gençlere verdiği bu değeri çok kıymetli buluyorum. Katılımcı firmalar sponsor olarak tasarımları işleyerek hayata geçiriyor ve böylelikle kendi taşını mobilya veya armatüre dönüştürüyor. Bu da onlara farklı bir çerçeve kazandırıyor, taşlarının farklı sektörlerde, endüstriyel alanda da ne şekilde kullanılabileceğini görme şansı buluyorlar. Taşın aslında ne kadar yaşayan bir şey olduğunu ve hayatımızın her noktasına dokunabildiğini göstermek açısından da yarışmayı çok kıymetli buluyorum” dedi.

Gelecek hedeflerini gerçekleştirecekler  
Türkiye’nin değişik üniversiteleri ve yurtdışındaki üniversitelerden katılan ve ödül alan gençler kendilerine hayallerinin önünü açan yarışmanın heyecanı ve gururunu ise şöyle anlatıyor:
FİDES projesiyle birincilik ödülünü kazanan Selçuk Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencileri Nisa Nur Gülmez ve Zeynep Bakırcı, tasarımlarının önce mobilya olarak üretiminin yapılması sonra da birincilikle ödüllendirilmesinin kendilerini çok heyecanlandırdığını ve gururlandırdığını söyledi.  Çok mutlu olduklarını dile getiren genç yetenekler, kazandıkları 150 bin TL ödülü eğitimleri için harcayacaklarını belirtti. Gülmez ve Bakırcı, “Bu teşviki hayallerimizi ve gelecek hedeflerimizi gerçekleştirmek için önemli bir kaynak olarak görüyoruz. Tasarımımızın ismi FİDES, Nevşehir’in tarihi Kaymaklı bölgesinden ilham alarak,  Kaymaklı’nın özgün ve organik yapısını yansıtan bir form oluşturduk ve bu formu modern, işlevsel bir mobilyaya dönüştürdük. Mermer ile buluşunca dayanıklı ve modüler bir ürün ortaya çıktı. Oturma grubu ya da raf olarak, üst üste ya da yan yana konularak istenildiği gibi kullanılabilir” diye konuştu.

‘İş hayatıma başlarken referans olacak’
Gazi Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü dördüncü sınıf öğrencisi Sıla Çelik, saat dilimlerinden ilham alarak, çeyrek, yarım ve tam saatlerin zamanı somutlaştırdığı üç parçalık sehpadan oluşan Tempora projesiyle ikinci oldu. 100 bin liralık ödülün sahibi olan Sıla Çelik de çok heyecanlandığını belirterek, “Tasarımımın doğal taş ile buluşması doğal taşa ilgimi daha çok artırdı. Bu alanda kendimi geliştirmeyi düşünüyorum. Son sınıf öğrencisi olduğum için iş hayatıma başlarken referans olarak bana çok fayda sağlayacak bir yarışma ve derece oldu. Çok heyecanlıyım, kendimi çok daha cesaretli hissediyorum” dedi.

Polonyalı gençler derece almaktan çok mutlu
Yarışmada üçüncülük ödülü Polonya’dan yarışmaya katılan iki üniversiteli gencin oldu. PD adını verdikleri çeşitli doğal taşların katmanlarından oluşan komodin projesiyle Karolina Kubala ve Maria Jaworska 50 bin liralık ödülün de sahibi oldu. Uluslararası ve güvenilir bir organizasyonda derece aldıkları için de çok mutlu olduklarını dile getiren Kubala ve Jaworska, “Çok heyecan ve gurur duyduk. Bir arkadaşımız geçtiğimiz yıl bu yarışmaya katılmıştı. Üniversitedeki hocalarımızın öncülüğüyle başvurduk. Zıt ve farklı renklerin uyumunu farklı doğal taşlarla hayal ederek bir mobilya tasarladık. Ödül alması bizi çok mutlu etti. Bu yarışmanın ve Marble İzmir Fuarı’nın tüm dünyada çok önemli bir ismi var. Bizim için de uluslararası bir başarı oldu. Burada olmaktan çok mutluyuz ve yarışmaya her yıl katılmayı istiyoruz” şeklinde konuştu.

17 firma sponsor oldu, tasarımlar mobilyaya dönüştü
Yarışmanın ilk aşamasında Fuar İzmir’de gerçekleşen tasarımcı – firma buluşmasında genç yetenekler, sektörün önde gelen üretici firmalarına tasarım sunumlarını yaptı. 25 proje; Alimoğlu Afyon, Alimoğlu İzmir Mermer&Granit, Başaranlar, Ebla Stone, Ege Anti Mermer, Çizgi Mermer, Golder, Goldmer, Gürmas Gürel, İz Granit, Kar Maden, Laodikya, Marble Shop, Mercan Tasarım, Megamer, Naçev ve Sirmersan firmaları tarafından üretilerek yarışmaya ve Marble İzmir Fuarı’nda sergilenmeye hazır hale getirildi.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Kuantum Beyin – Nörokuantoloji” kitabı raflarda yerini aldı

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğr. Üyesi ve NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı’nın yeni kitabı “Kuantum Beyin – Nörokuantoloji – Bilinç Beyin Sorununa Yeni Bilimsel Yaklaşım” okuyucularla buluştu.

Üsküdar Üniversitesi Yayınları tarafından yayımlanan eser, kuantum mekaniği ile bilincin doğası arasındaki ilişkiyi detaylı bir şekilde ele alıyor.

Prof. Dr. Sultan Tarlacı: “Kuantum mekaniği, fizik biliminin son aşaması değildir”

Bugüne kadar çok sayıda eseri kaleme alan Prof. Dr. Tarlacı, son kitabının arka kapak yazısında bilimin durağan olmadığını ve sürekli evrildiğini dile getiriyor.

Prof. Dr. Tarlacı; “Kuantum mekaniği, fizik biliminin son aşaması değildir. Deneylerle mükemmel uyuşan, kesinliğine ve güvenilirliğine rağmen zaman içerisinde mutlaka başka kavramlara dönüşme ve hatta kuantum fiziği ötesi yeni bir fiziğe dönüşecek ya da sıçrayacaktır. Bu bilimin genel yaklaşımıdır. Her teori ne kadar ideal ve güçlü kabul edilse de zaman içerisinde mutlaka yerine daha iyileri geçecektir. Tıpkı geçmişte çok doğru kabul ettiğimiz ve artık başka teoriye gerek yok, bunun kuralları tüm evreni açıklamaya ve hatta Tanrı’nın aklından ne geçtiğini anlamaya yeterlidir dediğimiz klasik (Newton) fiziği gibi. Hâkimiyeti 300 yıl çok güçlü bir inançla sürdü… Sonra, inanç bir anda çöktü…” dedi. 

“Ölümden sonra bilincimize ne olacağına bir açıklama getirebilir”

Kuantum mekaniğinin sadece fiziksel dünyayı açıklamakla kalmayıp, bilinç ve zihinle ilgili birçok karmaşık soruya da ışık tutabileceğini belirten Prof. Dr. Tarlacı; “Aslında bu bilimin doğal seyriydi ama bunu bilmeyen birçok kişide derin hayal kırıklıkları yarattı. Ardından kuantum mekaniği mucizesi çıktı. Kuantum mekaniğinin sinir sistemi ve et beyinlerimizde devreye girdiğini ortaya koymak bize birçok şeyi daha iyi anlama fırsatı verecektir. Elimizdeki klasik fizikle anlamakta zorluk çektiğimiz bilinç, bilincin birliği, bellek, zihin içeriği (qualia), farklı bilinç durumları, içimizdeki ‘ben’ duygusu, parapsikolojik fenomenleri ve hatta ölümden sonra bilincimize/düşüncelerimize ne olacağına bir açıklama getirebilir.” şeklinde konuştu. 

“Bize yeni bakış açıları ve farklı düşünme şekilleri kazandırabilir”

Kuantum mekaniğinin doğrudan beyin ve bilinç üzerinde etkisi olup olmadığı kesin olarak bilinmese bile, bu alandaki kavramların düşünme biçimimizi zenginleştirebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Tarlacı; “Kuantum mekaniği en kötü ihtimalle beyin çalışmasında işe karışmıyor olabilir! Bunu kabul etsek bile, bilincimiz ve diğer beyin özelliklerini kuantum mekaniği özellikleri ile bir araya getirmek en azından bize yeni bakış açıları ve farklı düşünme şekilleri kazandırabilir. En azından beynimize hiçbir zararı olmayacak şekilde bize zihin jimnastiği yaptırır.” ifadelerini kullandı.
Tarlacı, okurlarına “Gelin beraber bir yolculuğa başlayalım… Beynin derinliklerine seyahat… Geleceğin bilgisine, gelecek gelmeden ulaşalım ve hayalini kuralım…” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

6 yılda toplam 1 milyar TL oldu

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Tahir Büyükakın’ın katıldığı programda İzmit Akmeşe’deki üreticilere yüzde 50 hibeli ilkbahar dönemi yem bitkisi tohumu ve gübreleri teslim edildi. Büyükakın, 6 yılda tarıma 1 milyar TL destek verdiklerini söyledi.

 

BÜYÜKŞEHİR, TOPRAĞA BEREKET KATIYOR

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr.Tahir Büyükakın öncülüğünde ilimizdeki üreticiye destek devam ediyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, tarım ve hayvancılığı geliştirmek amacıyla hayata geçirdiği “2025 Yılı İlkbahar Yem Bitkisi Tohumu ve Gübre Destek Projesi” kapsamında çiftçilere yüzde 50 hibeli tohum ve 15-15-15 gübresi desteğinde bulunuyor. Bu kapsamda İzmit Akmeşe Mahallesi’nde düzenlenen törende, çiftçilere tohum ve gübreleri teslim edildi.

 

KOCAELİ İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM

İzmit Akmeşe Mahallesi’nde düzenlenen gübre ve tohum dağıtım törenine Başkan Büyükakın’ın yanı sıra; AK Parti Kocaeli İl Başkanı Dr.Şahin Talus, AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Numan Balaban, Tarım Kredi Bölge Müdürü Harun Kırmızı, İzmit Ziraat Odası Başkanı Yusuf Karaaslan, ziraat odalarının başkanları, muhtarlar ve çiftçiler katıldı. Törende üreticilerin yaşadığı mutluluğa ortak olan Başkan Büyükakın, Kocaeli’nin bereketli toprakları için çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

 

“TARIMA 6 YILDA 1 MİLYAR TL DESTEK VERDİK”

Tarıma 6 yılda 1 milyar TL destek verdiklerini belirten Başkan Büyükakın şunları söyledi: “Bütün dünya çapında kuraklık, savaşlar ve göçler nedeniyle yaşanan üretim problemlerinin Dünya Risk Raporu her yıl yayınlanır. O raporlarda gıda krizi ilk 10’dadır. Şimdi biz bunları anlattığımızda ve yaptığımızda bunu algılamaktan uzak olanlar ne yaptığımızı anlamıyorlar. Şimdi böyle dediklerinde olayın üstünü örteceklerini zannediyorlar. Güneş balçıkla sıvanmaz. Her şey burada görünüyor ve somut, elle tutuluyor. Sahada tarım işiyle uğraşanlar, hayvancılık işiyle uğraşanlar, arıcılıkla uğraşanlar buradalar. Onlar da yararlandıkları için biliyorlar. Geçtiğimiz 6 yıl boyunca farklı farklı başlıklar altında tarıma 1 milyar TL destek verdik. Daha çok kaynağımız olsa daha fazla destek versek.”

 

“KATMA DEĞER ARTIŞINI GÖRMÜYORLAR”

Büyükşehir’in mazot desteğinden 16 bin 500, gübre desteğinden bu sayının yarısı kadar çiftçinin yararlandığını ifade eden Büyükakın, “Bir tarafta yaratılmak istenen algı var. ‘Hiçbir şey yapılmıyor, memleket batıyor, her şey kötüye gidiyor’ diyorlar. Gerçekler burada. ‘Türkiye’yi buğday ithal eden bir ülke haline getirdiniz’ diyecek kadar yalan söylüyorlar. Türkiye’de üretilen buğday azalmış falan değil tam tersine artmış. Makarna endüstrisi o buğdayı ithal edip ondan sonra makarna yapıp satıyor. Buradaki katma değer artışını ve buradaki zenginleşmeyi kimse görmüyor. Çünkü üretimle gerçek bağları yok” dedi. Büyükakın konuşmasının sonunda desteğin çiftçiler için bereketli olmasını diledi.

 

“TARIMIN HER KALEMİNDE BÜYÜKŞEHİR VAR”

Törende konuşan İzmit Ziraat Odası Başkanı Yusuf Karaaslan ise Başkan Büyükakın’a teşekkürlerini sunarak, “Tahir Başkana bugüne kadar ne teklifle gittiysek bizi hiçbir zaman geri çevirmedi. Sizlerin huzurunda başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Tarımın her kaleminde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi var” ifadelerini kullandı. Tarım Kredi Bölge Müdürü Harun Kırmızı ise, “Belediyemizle böyle bir projeyi gerçekleştirip, çiftçimize destek vermekten dolayı gurur duyuyoruz” dedi.

 

ÜRETİCİLER BAŞKAN BÜYÜKAKIN’A TEŞEKKÜR ETTİ

Programın devamında çiftçiler, yetiştirdikleri ürünleri Başkan Tahir Büyükakın’a takdim ederek hatıra fotoğrafı çektirdi. Daha sonra çiftçilere tohum ve gübrelerini teslim edilirken, Başkan Büyükakın bir çiftçinin tohumlarını traktörüne yüklemesine de yardım etti. Üreticiler, Büyükşehir’in verdiği tarımsal desteklerden dolayı Başkan Büyükakın’a teşekkür etti.

 

45 BİN DEKAR TARIM ALANI DESTEKLENECEK

Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanlığı Tarımsal Hizmetler Şube Müdürlüğü, il genelinde yürütülen yem bitkisi tohumu destekleme projesi kapsamında yaklaşık bin 500 çiftçiye yüzde 50 hibeli, 3 bin çiftçiye bin 150 ton 15-15-15 gübresi (23 bin paket) ile 70 ton (4 bin 800 paket) dane mısır ve silajlık mısır tohumu desteği veriyor. Proje kapsamında Kocaeli genelinde yaklaşık 45 bin 100 dekar tarım alanının desteklenmesi hedefleniyor. Tohum ve gübre destekleme projesi kapsamında çiftçilere toplamda 40 milyon TL destek sağlandı. Büyükşehir tarafından 2019 Nisan-2025 Nisan tarihleri arasını kapsayan 6 yıllık süreçte ise çiftçilere yönelik yürütülen 83 destekleme projesi hayata geçirildi. Üreticilere 1 milyar TL değerinde destek verildi.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

18. IICEC Konferansı Dünya Enerji Piyasalarındaki Riskleri ve Fırsatları Ele Aldı

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi’nin (IICEC) düzenlediği 18. IICEC Konferansı’nda “Türkiye’de ve Dünyada Enerji Piyasalarına Bakış: Riskler ve Fırsatlar” konusu ele alındı. 11 Nisan’daki konferansa onur konuğu olarak katılan T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraktar akıllı enerji dönüşümünün önemine dikkat çekerken, Uluslararası Enerji Başkanı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol enerji dönüşümünün ekonomi ve sanayi eksenli rekabetçilik dinamikleri ile geliştiğinin altını çizdi. 

 

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen, “Türkiye’de ve Dünyada Enerji Piyasalarına Bakış: Riskler ve Fırsatlar” temalı 18. IICEC Konferansı 11 Nisan’da gerçekleştirildi. Sakıp Sabancı Müzesi The Seed’de, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol ev sahipliğinde düzenlenen konferansın onur konuğu T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar oldu.

 

Konferansta, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve IEA Başkanı Dr. Fatih Birol’un katılımlarıyla gerçekleştirilen panelde, IICEC Yönetim Kurulu Üyesi Kıvanç Zaimler moderatörlüğünde dünyada ve Türkiye’de enerji sektörlerinde öne çıkan dinamikler, riskler ve fırsatlar çok yönlü olarak değerlendirildi. 

 

“Enerji dönüşümü 1.0 başarıyla yürütüldü” 

Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin enerji güvenliğini güçlendirme, enerjide bağımsızlığı artırma ve net-sıfır emisyon hedefleri içerisinde, kapsamlı “akıllık enerji dönüşümü” stratejileri yürüttüğünü belirtti. Bayraktar, enerjide uzun yıllardır sürdürülen reformlar ile önemli yapısal dönüşümler gerçekleştiğine, kurulu gücün 30.000 MW’tan 107.000 MW’a çıktığı süreçte yatırımların özel sektör tarafından gerçekleştiğine vurgu yaptı. Bayraktar, gelişmekte olan ekonomiler içerisinde Türkiye’nin gelişimiş bir enerji piyasası yapısı ile öne çıktığını aktardı. 

 

 

 

“Türkiye’de akıllı enerji dönüşüm hikayesi devam ediyor”

Bayraktar sözlerine şöyle devam etti: “Enerji dönüşümü, akıllı enerji dönüşümü şeklinde olmalı. Enerji dönüşümü sadece iklim değişikliğiyle küresel çabalara bağlı kaldığı zaman bazı noktaların eksik olduğu bir hedef haline geliyor. Akıllı dönüşüm mutlaka, tüketiciler ve piyasa ile uyumlu bir süreç olmalı. Türkiye enerji dönüşümü 1.0’u başarıyla yürüttü. Yenilenebilir enerji yatırımlarına dikkat çeken Bayraktar, geçtiğimiz yıl devreye alınan kapasitenin neredeyse tamamının yenilenebilir enerjide dayalı gerçekleştiğini, YEKA modelinde gelişmeler ile yeni bir büyüme sürecine girildiğini ve Türkiye’nin 2035 yılına kadar her yıl 8.000 MW yenilenebilir enerji gücünü devreye almayı hedeflediğini, süper izin sürecini başlatmak üzere çalışıldığını aktardı. Doğalgaz konusuna da değinen Bayraktar fosilden nükleere geçişte doğal gazın geçiş yakıtı rolünün altını çizdi. Bayraktar, Karadeniz gazı ve Gabar petrolünde son gelişmeleri de paylaşırken, 2026 yılında doğal gazda yerli üretimin 7,5 milyar metreküpe ulaşacağını belirtti.  

 

“Enerji verimliliği temel önceliklerimizden”

Konferans kapsamında sunulan IICEC Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü çalışmasının önerilerinin Bakanlık stratejileri ve öncelikleri ile uyumlu olduğunu belirten Alparslan Bayraktar “Enerji verimliliği Türkiye’de enerji dönüşümünün en önemli aracı. Biz enerji verimliliğini, yenilenebilir enerjiyi, petrol ve doğal gaz üretimimizi, nükleeri, kritik madenleri ve bütün bunları destekleyecek enerji alt yapısını güçlendirmek suretiyle kapsamlı bir enerji dönüşümü programıyla hareket ediyoruz. Son üç yılda dünya çapında ortaya koyduğumuz enerji yoğunluğunu düşürme başarımızı devam ettireceğimize inanıyorum” dedi. 

 

“Enerji dönüşümünün esas nedeni ekonomi ve sanayi dinamikleri”

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol dünya enerji sektöründe son dönemde öne çıkan gelişmeleri ve yönelimleri değerlendirdi. Enerjide dönüşümün kuvvetle sürdüğünü aktaran Dr. Birol, bu dönüşümün esas nedeninin ekonomi ve sanayi politikaları ile rekabetçilik olduğunu belirtti. Dünyada kurulan yeni elektrik santrallerinin %85’inin yenilenebilire dayalı olduğunu, satılan her dört araçtan birinin elektrikli araç olduğunu, batarya kurulumlarının da hızla büyüdüğünü paylaşan Dr. Birol “COP 28’de yenilenebilir enerji yatırımlarının mevcut kapasitenin 3 katı, verimlilik hızının da 2 katı artmasını önermiştik. 2,5 yıl aradan sonra şu anda yenilebilir enerji yatırımları 2,7 kat arttı. Ama dünya enerji verimliliği konusunda sınıfta kaldı. Bu alanda sadece yüzde 1 gibi düşük bir artış oldu.” Dünyada elektrik çağının başladığına işaret eden Birol, “Yapay zekâ, elektrikli araçlar, klimalar elektrik talebini tetikliyor. Bu üçlü, elektrik talebini 5 yıl içinde ABD ve Avrupa’nın toplam üretiminin toplamı kadar büyütecek. Dünyada muazzam bir şekilde nükleere geçiş var. 2025’te nükleer tarihi bir zirve yapacak. Türkiye’nin de birden fazla nükleer santrale ihtiyacı var. Elektrikte arz güvenliği için nükleer önemli. Küçük Modüler Reaktör teknolojilerinde önemli ilerlemeler var” dedi. 

 

“Petrol ve doğal gaz fiyatlarında yumuşak bir dönem göreceğiz” 

IEA olarak ülkelerin enerji politikalarını her beş yılda bir inceleyerek öneriler sunduklarını anlatan Birol şöyle konuştu: “Enerjide arz güvenliği son derece önemli. Son gelişmeler ile birlikte dünya arz güvenliği açısından tehlikeli bir dönem geçiriyor. Enerji güvenliği herkesin sorunu. Türkiye bu konuda önemli adımlar attı. Yenilenebilir enerjide çok önemli gelişmeler oldu. Önümüzdeki yıllarda Fosil yakıt fiyatlarının nasıl gelişeceği son derece önemli. Petrol talep artışı yavaşlıyor ve doğal gaz piyasası alıcılar lehine gelişiyor. Burada Türkiye için güzel bir haber var. Petrol ve doğal gaz fiyatlarında yumuşak bir dönem göreceğiz. Hem petrol hem doğal gazda fiyatlarda bir zayıflama bekleyebiliriz. Bu da Türkiye için cari açığının önemli bir kalemi olan enerji ithalatının azaltılması bakımından olumlu bir gelişme olacaktır.” Dr. Birol yapay zekanın trilyon dolarlık bir endüstri haline geldiğini , yapay zeka ve enerji ilişkisi üzerine IEA tarafından yeni bir çalışma yayımlandığını da belirterek, yapay zekanın şebeke yönetimi için yeni fırsatlar getirmesinin beklendiğini belirtti. Dr. Birol ayrıca, dünyada politik rüzgarın iklim değişikliği mücadelenin aleyhine estiğini ancak iklim risklerin daha fazla hissedildiğini, bunun da esasında önemli bir çelişki olduğunu vurguladı.  

 

“Kritik minerallere hücum”

Panelde kritik mineraller ve tedarik zincirlerinin artan önemine de özel vurgu yapıldı. Dr. Fatih Birol bakır ve diğer pek çok madenin elektrikli araçlar, şebekeler, bataryalar için kritik olduğunu ve önemli yatırım ihtiyacı olduğunu belirtirken, Alparslan Bayraktar da kritik madenler konusunda Türkiye’nin envanterini yayımladıklarını,  içinden geçilmekte olan kritik minerallere hücum döneminin jeopolitik konularla da yakından ilişkili olduğunun altını çizdi.  

 

“Ülkemiz, Avrupa’nın en büyük enerji sektörlerinden biri konumuna ulaştı”

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı konuşmasında, ekonomik ve sosyal gelişimin sağlanmasında kilit rol üstlenen enerji sektöründe son dönemde, önemli gelişmelere tanıklık edildiğine dikkat çekti. Sabancı, “Enerji güvenliğinde, enerji ticaretinde ve rekabetçilikte ve enerjinin sürdürülebilir gelişimdeki kritik rolünde, önemli gelişmeler var. Ülkemiz, enerji stratejileri, artan yatırımlar, gelişen enerji alt yapıları ve piyasalarıyla, Avrupa’nın en büyük ve dünyanın en dinamik enerji sektörlerinden biri konumuna ulaştı. Elektrik ve doğal gaz tüketimleri, alt yapıları, yenilenebilir enerji kurulu gücü gibi birçok parametreye baktığımızda, Avrupa’da ilk beş içerisinde yer alıyoruz. Kişi başına enerji tüketimimiz halen OECD ortalamasının yarısı seviyesinde. Fakat genç nüfus, şehirleşme, sanayileşme, artan mobilite ihtiyaçları gibi faktörler, talepte büyüme için güçlü bir zemin oluşturuyor. Son dönemde enerjide kamu ve özel sektör tarafından; enerji güvenliğinin güçlendirilmesi, enerjide bağımsızlığın artırılması ve net-sıfır emisyon hedefleri konularında önemli adımlar atılıyor. Enerji arz güvenliği ve rekabetçilik; ülkemizin ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma hedeflerinde, en kritik destekçilerinden olmaya devam edecek” dedi.

 

“IICEC, Türkiye’de öncü bir model ve merkezdir”

IICEC’in 2020 yılından bu yana sektörde öncü olan “enerji görünümü” çalışmalarına değinen Güler Sabancı, “IICEC, son dönemde enerji politikalarında önemli adımların atıldığı, Türkiye’nin yüksek potansiyel ve kritik fırsatlara sahip olduğu enerji verimliliği alanında, “Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü” çalışmasını, yine Türkiye’de bir ilk olarak kamu, özel sektör ve akademi paydaşları ile katılımcı bir anlayış ile gerçekleştirdi. Bilime dayalı yaklaşımlardan ve iş dünyası iş birliklerinden değer yaratılması, günümüz dünyasının en kritik başarı faktörlerinden birisi durumundadır. IICEC, bu perspektifte, Türkiye’de öncü bir model ve merkezdir. Alanında lider olan, sektörlerine değer katan kuruluşları biraraya getiren IICEC, ortak akıl ve iş birlikleri yoluyla daha sürdürülebilir bir enerji geleceğini desteklemektedir” ifadelerinde bulundu.   

 

IICEC Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü Raporunda Kritik Tespitler ve Öneriler 

 

Enerji sektörüne derinlikli bir perspektif sunan çalışmalar gerçekleştiren IICEC Direktörü Bora Şekip Güray konferansta IICEC Türkiye Enerji Verimliliği Görünümü Raporu’nun lansman sunumunu gerçekleştirdi. Sektörde öncü, analitik ve uzun vadeli bir perspektifle, modelleme ve senaryo analizleriyle gerçekleştirilen çalışmada, enerjide verimli büyüme perspektifinin somut enerji, ekonomi ve iklim katkıları sunuldu. Çalışmanın bulgularına göre, Verimli Büyüme Senaryosu, Türkiye’nin enerji güvenliği, enerji bağımsızlığı ve net-sıfır emisyon hedeflerinin tümünü maliyet-etkin şekilde sağlayabiliyor. Verimli Büyüme Senaryosunda enerji ithalatında ve emisyonlarda tasarruflar yoluyla 2053 yılına kadar olan dönemde yıllık ortalama 58 milyar dolar ekonomik kazanım sağlanırken, yıllık ortalama fayda-maliyet çarpanı 4,5 olarak gerçekleşiyor. Verimli Büyüme Senaryosu, Baz Senaryoya göre yıllık ortalama 4 milyar dolar daha fazla yatırım ile yıllık ortalama 28 milyar dolar ek ekonomik katkı sağlıyor. Verimli Büyüme Senaryosunda 2053 yılına kadar enerji sektörünün karbon yoğunluğu %70 oranında düşerken, birincil enerji arzında ithalat oranı mevcut yaklaşık üçte-iki seviyesinden yerli üretimde artışın da katkısıyla yüzde onlara kadar düşüş gösteriyor. 

 

Çalışmada enerji verimliliğinde son dönemde güçlenen politika odağına ve hedeflere vurgu yapılırken, enerjide verimli ve katma değeri yüksek büyümenin sürdürülebilirliği için 11 somut öneri sunuluyor.  Bora Şekip Güray, Türkiye’nin bir taraftan güçlü talep dinamikleri, diğer yandan da talep sektörlerinde yüksek enerji verimliliği potansiyeliyle, enerjide verimli ve rekabetçi büyüme yoluyla küresel ölçekte örnek bir konuma ulaşabileceğini ifade etti. Güray, son dönemde atılan önemli adımların önemli baz oluşturduğunu, bu yöndeki gelişmelerin Türkiye’nin enerji güvenliğinin yanı sıra enerjide merkez ülke ve net ihracatçı olma vizyonunu da güçlü şekilde destekleyeceğini belirtti. 

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı