Aylık arşivler: Nisan 2025

Kocaeli Güzel Sanatlar Lisesi kütüphanesine kavuştu

Kartepe’de bulunan Kocaeli Güzel Sanatlar Lisesi, şair ve yazar Enver Ercan’ın kitapları ile yeni bir kütüphaneye kavuştu.

 

Kocaeli Güzel Sanatlar Lisesi kütüphane açılışına, Kartepe Belediye Başkanı Av. M. Mustafa Kocaman’ın yanı sıra, Kartepe İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Oğuz, şair ve yazar Enver Ercan’ın kızı Özge Ercan Akyıldız, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

 

KİTAP KURTLARINA ÖZEL HEDİYELER

Okulda yıl boyunca en çok kitap okuyarak kitap kurdu seçilen öğrencilere,  Enver Ercan’ın kaleme aldığı “Ben Şiirimi Yazarım, Sonsuzluk Varsa Gider”, “Türkçenin Dudaklarısın Sen Şair ve Editör Enver Ercan” ve “Enver Ercan Sen Sözcüğün Tekisin” isimli eserler hediye edildi.

 

ENVER ERCAN’IN KİTAPLARI

Şair ve Yazar Enver Ercan’ın kitaplığını Kocaeli Güzel Sanatlar Lisesi’ne hediye eden kızı Özge Ercan Akyıldız kitapların gençler tarafından okunacağından duyduğu mutluluğu dile getirdi.

 

OĞUZ, EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR ETTİ

Kartepe İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Oğuz, Kocaeli Güzel Sanatlar Lisesi’nin donanımlı bir kütüphaneye kavuşmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek emeği geçenlere teşekkür etti.

 

KOCAMAN “GENÇLERİ KÜTÜPHANEDE GÖRÜNCE MUTLU OLUYORUZ”

Babası Enver Ercan’ın kitaplığını Kocaeli Güzel Sanatlar Lisesi’ne bağışlayan Özge Ercan Akyıldız’a teşekkür eden Av. M. Mustafa Kocaman “Gençlerimiz kitaba kütüphaneye çok önem versinler istiyoruz. Gençleri kütüphanede görünce mutlu oluyoruz. Sizler de bu kütüphaneden faydalanıp ilim, irfan sahibi olacaksınız. Bunda katkısı olan herkese çok teşekkür ederim” dedi.

 

BAŞKAN KOCAMAN’A ANLAMLI HEDİYE

Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin çizdikleri Kartepe Belediye Başkanı Av. M. Mustafa Kocaman’ın karakalem portresi, Kartepe İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Oğuz tarafından Başkan Kocaman’a hediye edildi.

 

ÖĞRENCİLER TEŞEKKÜR ETTİ

Okula kazandırılan kütüphane, öğrenciler ve öğretmenler tarafından büyük memnuniyetle karşılandı. Kütüphaneyi gezen emeği geçenlere teşekkür ettiler.  

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, Gölcük’te en çok kitap okuyan öğrencileri ödüllendirdi

Gölcük Belediyesi; ilçede en fazla kitap okuyan öğrencileri ödüllendirdi. Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer; Kütüphaneler Haftası münasebetiyle; Gölcük Belediyesi Sanat Galerisi Kütüphanesi ve Gölcük Belediyesi Değirmendere Yalı Evleri Kütüphanesi’nde en çok kitap okuyan hemşehrileri ve öğrencilerle bir araya geldi. Yalı Evleri Seramik Evi’nde düzenlenen programda Başkan Sezer, en çok kitap okuyan öğrencileri kitap ile ödüllendirdi.

 

“EN YAKIN DOSTLARIMIZ KİTAPLARDIR”

Gölcük Belediyesi kütüphanelerinde en çok kitap okuyan öğrencileri tebrik eden Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “Hayatın her alanında yaşanılan tecrübeleri, fikir ve bilgileri öğrendiğimiz en yakın dostlarımız kitaplardır. Bu vesileyle, tüm hemşehrilerimi Gölcük Sanat Galerisi’ndeki, Değirmendere Yalı Evleri’ndeki kütüphanelerimize, Gölcük Millet Bahçesi içinde bulunan Kılavuz Derslik Kütüphanesine ve Gölcük Belediyesi Dijital Kütüphanesi’ne kayıt olmaya davet ediyorum” dedi.

 

16 BİN KİTAPLIK DİJİTAL KÜTÜPHANE

Sezer, “Gölcük Belediyesi Dijital Kütüphanesi’nde, kütüphane otomasyon sistemi, mobil uygulama ya da web sitesinden, 300 ayrı yayınevi tarafından yayınlanan, 16 bin e-kitaba, ücretsiz olarak cep telefonu, tablet ve bilgisayarınızdan ulaşabilirsiniz. Gölcük Belediyesi Dijital Kütüphanesi’nden yararlanmak için; http://kutuphane.golcuk.bel.tr linkine tıklayıp, üyelik formunu doldurmanız yeterli” diye konuştu.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hedef Holding ve Kocaeli Sanayi Odası’ndan iş dünyasına yönelik finansal seminer

Hedef Holding ve Kocaeli Sanayi Odası iş birliğiyle düzenlenen “İş İnsanları için Yatırım 101” semineri, 10 Nisan 2025 Perşembe günü Kocaeli Sanayi Odası Merkez Binası Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
 

Türkiye ve küresel piyasalardaki güncel gelişmelerin ele alındığı seminerde; makroekonomik tahminlerden enflasyona karşı korunmada yatırım fonlarının rolüne, VİOP’ta uygulanabilecek hedge mekanizmalarından halka arzın finansmandaki avantajlarına kadar pek çok başlık uzman isimler tarafından değerlendirildi. 

Etkinlikte, Hedef Holding Kurumsal İletişim ve Pazarlama Direktörü Gözde Kuyumcu, İnfo Yatırım Genel Müdürü Tarkan Akgül ve Fon Turkey Kurucusu Onur Duygu bilgi ve deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.
 

Trump etkisi ve küresel dengeler
 

Seminer, Kocaeli Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Çınar Ulusoy’un hoş geldiniz konuşmasıyla başladı. 2025 yılına dair ekonomik öngörülerin de tartışıldığı seminerde, özellikle ABD’de Donald Trump’ın yeni politik hamlelerinin küresel piyasalarda belirsizlikleri artırdığına dikkat çekildi. Bu nedenle 2025’in, yatırımcılar açısından öngörülemez bir yıl olabileceği vurgulandı. Alternatif yatırım araçları konusunda yapılan değerlendirmelerde, altının güvenli liman özelliğini koruduğu ve özellikle altın fonlarının bu dönemde öne çıktığı belirtildi. Çin, Polonya gibi ülkelerin ABD’ye karşı altın birikimine gitmesi bu yaklaşımı destekleyen gelişmeler arasında yer aldı. 

Eurobond, döviz bazında yatırım düşünenler için güvenli bir alternatif olarak sunulurken, dünyadaki jeopolitik gelişmeler ışığında havacılık, savunma sanayi ve siber güvenlik gibi sektörlerin yatırım açısından dikkatle takip edilmesi gerektiği ifade edildi.
 

Hedef Holding, yatırımcıya yön vermeye devam ediyor

Yaklaşık 30 yıllık tecrübesiyle finans sektöründe uçtan uca hizmet sunan Hedef Holding; Türkiye’nin lider aracı kurumlarından İnfo Yatırım’ın yanı sıra Hedef Portföy ve Hedef Yatırım Bankası gibi önemli iştirakleri bünyesinde barındırıyor. Gerçekleştirilen bu seminerle, Hedef Holding iş dünyasına finansal okuryazarlık alanında katkı sunarak özellikle ekonomik belirsizliklerin arttığı dönemlerde yol gösterici olmayı amaçladı. “Yatırım 101” semineri, katılımcılara güçlü bir yatırım perspektifi kazandırarak finansal farkındalıklarını artırmaları adına değerli bir fırsat sundu.

 

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Gözler Merkez Bankası’nın faiz kararında

ABD’nin korumacı ticaret politikasına yönelik gelişmeler piyasaların odağında kalmayı sürdürürken, ABD Başkanı Donald Trump’ın tarife adımları küresel çapta belirsizlik unsuru olmaya devam ediyor.

ABD tarifelerinin müzakerelerine yönelik birçok ülke, hafta içinde ABD tarafına heyetler göndereceğini açıklarken, konuya ilişkin haber akışı pay piyasalarında risk algısının bir nebze azalmasına yardımcı oldu.

Truth Social sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Trump, ticaret, ticaret engelleri, tarifeler, kur manipülasyonu ve parasal olmayan tarifeler gibi konularda çözüm bulmak için 75’ten fazla ülkenin kendileriyle iletişime geçtiğini aktardı.

Trump, bu ülkelerin ABD’ye karşı hiçbir şekilde misillemede bulunmadığını belirterek, ek tarifelerin 90 gün süreyle durdurulmasını, bu sürede yüzde 10’luk temel tarife oranının uygulanmasını onayladığını kaydetti.

Donald Trump, Çin’e uyguladığı tarifeyi ise yüzde 125’e çıkardığını açıkladı. Böylece, Çin’e uygulanan toplam tarife oranı fentanil krizi dolayısıyla uygulananlar dahil edildiğinde yüzde 145’e ulaştı.

Trump’ın, ABD’nin bazı ticaret ortaklarına yönelik tarifeleri 90 gün süreyle askıya almasına rağmen, Çin ile “tarife düellosu”nu sürdürmesi, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki restleşmenin nereye varacağına dair soru işaretlerini derinleştiriyor.

Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, Çin’in uzun süre gümrük tarifeleri dolayısıyla ABD’den çok faydalandığını öne süren Trump, “Çin ile ne olacağını göreceğiz, (onlarla) bir anlaşma yapabilmeyi çok isteriz.” dedi.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile doğrudan görüşme yapıp yapmayacağıyla ilgili soruya net yanıt vermeyen Trump, Pekin ile temasa her zaman açık olduklarının mesajını verdi.

Makroekonomik veri tarafında ise ABD’nin tarife adımlarının ülkede enflasyonist baskıları canlandıracağına dair endişeler hala devam ederken, ABD’de bu hafta açıklanan veriler enflasyonun hız kesmeye devam ettiğini gösterdi.

Buna göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), martta aylık bazda yüzde 0,1 azalırken, yıllık bazda ise yüzde 2,4 ile beklentilerin altında gerçekleşti. Böylelikle, Mayıs 2020’den bu yana ilk kez TÜFE’de aylık bazda azalış görüldü. Değişken enerji ve gıda fiyatlarını içermeyen çekirdek TÜFE de martta aylık yüzde 0,1 ve yıllık 2,8 ile beklentilerin altında arttı.

ABD’de dün tüketici enflasyonunun yavaşladığını gösteren veriler sonrası üretici fiyatları da martta aylık bazda beklentilerin aksine azalış kaydetti. Ülkede Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), martta aylık bazda yüzde 0,4 azalırken, yıllık bazda yüzde 2,7 ile beklentilerin altında arttı.

ABD federal hükümetinin bütçe açığı ise martta geçen yılın aynı ayına kıyasla yaklaşık yüzde 32 azalarak 161 milyar dolara geriledi.

Geçen hafta ayrıca ABD Merkez Bankasının (Fed) son toplantısına ilişkin tutanaklar da yatırımcılar tarafından takip edilirken, Banka’nın tutanakları tarifelere ilişkin endişeleri ortaya koydu.

Tutanaklarda, Fed yetkililerinin, istihdam ve ekonomik büyümeye yönelik aşağı yönlü risklerin, enflasyona yönelik ise yukarı yönlü risklerin arttığı görüşünde olduğu aktarıldı.

Fed tutanaklarında, “Para politikasının görünümünü tartışırken yetkililer, bir dizi hükümet politikasının ekonomik görünüm üzerindeki net etkisine ilişkin belirsizliğin yüksek olduğunu, ihtiyatlı bir yaklaşım benimsenmesini uygun kıldığını belirtti” ifadesi yer aldı.

ABD HAREKETLİ BİR HAFTAYI GERİDE BIRAKTI

New York borsasında geçen hafta dalgalı bir seyir öne çıktı. Endekslerde geçen hafta sert düşüş ve yükselişler izlenirken haftalık bazda S&P 500 endeksi yüzde 5,70, Nasdaq endeksi yüzde 7,29 ve Dow Jones endeksi yüzde 4,95 değer kazandı.

Tahvil piyasalarında ise satıcılı bir seyir hakim olurken, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 47 baz puanlık artışla yüzde 4,47’den kapandı.

Analistler, Çin ve Hong Kong’un elinde çok miktarda ABD tahvili tuttuğunu kaydederek, ekonomi çevrelerinde tahvil faizindeki hareketin Çin’in yüksek miktarlarda tahvil satımı yapmış olabileceğine yönelik şüpheleri artırdığını söyledi.

Altının ons fiyatı, güvenli liman talebiyle 3 bin 245 doları görerek rekor tazelemesinin ardından haftalık yüzde 6,7 değer kazancıyla cuma gününü 3 bin 240 dolardan tamamladı. Dolar endeksi ise haftalık bazda yüzde 2,8 düşüşle 100,1 puandan kapandı.

Tarifelerin küresel büyümeyi negatif yönde etkileyeceğine yönelik endişeler petrol fiyatlarını baskıladı. Brent petrolün varil fiyatı, geçen haftayı yüzde 2,2 azalışla 64,3 dolardan tamamladı.

Yeni haftada salı günü New York Fed sanayi endeksi, çarşamba günü sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı ve ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın konuşması, perşembe konut başlangıçları, inşaat izinleri ve haftalık işsizlik maaşı başvuruları takip edilecek.

Cuma günü ise Paskalya Pazarı’ndan önceki cumaya denk gelen Kutsal Cuma tatili nedeniyle piyasalar kapalı olacak.

AVRUPA’DA DALGALI SEYİR ÖNE ÇIKTI

Avrupa borsaları, ABD ile Avrupa Birliğinin (AB) karşılıklı tarife erteleme kararlarına karşın belirsizlikler ve erteleme öncesi etkili olan satış baskısının etkisiyle haftalık bazda negatif seyirle kapanırken, gelecek hafta gözler Avrupa Merkez Bankasının (ECB) faiz kararına çevrildi.

Geçen hafta başında ABD’nin karşılıklılık esaslı tarifeleri sonrasında satış baskısının hakim olduğu Avrupa endekslerinde ilk misille adımından saatler sonra gelen ABD’nin tarife erteleme kararı endekslerdeki kayıpları kısmen telafi etti.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen sosyal medya hesabından, Trump’ın, Çin hariç diğer ticaret ortakları için ek tarifeleri 90 gün süreyle durdurduğunu duyurmasının ardından, paylaşımda bulundu.

Trump’ın, tarifeler konusundaki açıklamalarını dikkate aldıklarını ve müzakerelere bir şans vermek istediklerini vurgulayan von der Leyen, “Üye ülkelerimizin güçlü desteğini gördüğümüz AB karşı önlemlerinin kabulünü tamamlarken, bunları 90 gün süreyle askıya alacağız.” ifadelerini kullandı.

Müzakerelerin tatmin edici sonuç ortaya çıkarmaması halinde karşı önlemlerin devreye gireceğini bildiren von der Leyen, “Daha fazla karşı önlem için hazırlık çalışmaları devam ediyor. Bütün seçenekler masada.” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan, AB ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) serbest ticaret anlaşması müzakerelerine başlama kararı alması da piyasalarda olumlu karşılandı.

Bu gelişmelerin yanı sıra açıklamalarda bulunan ECB Başkanı Christine Lagarde, tarifeler konusundaki açıklamaları yakından takip ettiklerini, fiyat istikrarı ve finansal istikrarı sağlamak için ellerindeki bütün araçları kullanmaya hazır olduklarını söyledi.

Para politikası konusunda bu dönem sessiz kalacağını belirten Lagarde, bununla birlikte tarifelerin ticaret üzerindeki olası veya mevcut etkisini hesaba katmaları gerekeceğini anlattı.

Ayrıca, gelecek hafta açıklanacak ECB’nin faiz kararının yakından takip edilirken, para piyasalarındaki fiyatlamalarda ECB’nin 3 temel politika faizinde 25’er baz puan indirime gideceği öngörülüyor.

Söz konusu gelişmelerle, haftalık bazda Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 2,34, İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,13 ve İtalya’da MIB 30 endeksi ise yüzde 1,79 ve Almanya’da DAX 40 endeksi yüzde 1,30 düştü.

Gelecek hafta açıklanacak veri gündeminde salı Almanya ve Avro Bölgesi’nde Zew ekonomik güven endeksi, çarşamba İngiltere ve Avro Bölgesi’nde enflasyon, perşembe Almanya’da ÜFE, ECB’nin faiz kararı ve ECB Başkanı Lagarde’ın basın toplantısı takip edilecek.

Cuma günü ise Kutsal Cuma tatili nedeniyle bölge endeksleri kapalı olacak.

ASYA BORSALARI NEGATİF SEYRETTİ

Asya borsaları ise geçen hafta, Çin yönetimi ve Trump’ın tarife restleşmelerinin gölgesinde negatif bir seyir izlendi.

ABD yönetiminin Çin’e yönelik tarifeyi yüzde 125’e çıkarması sonrası uygulanan toplam ek tarife oranının yüzde 145’e yükseltmesi ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının daha da derinleşebileceğine ilişkin endişeleri artırmasına karşın, Çin hükümetinin piyasalara yeni teşvikler uygulayacağına yönelik beklentiler Çin piyasalarında kayıpların daha fazla artmasının önüne geçti.

Analistler, ülkede zorunlu karşılıklarda ve politika faizlerinde indirim olabileceğini, bu beklentilerin de Çin endekslerinde etkili olduğunu söyledi.

Trump’ın Çin hariç diğer ülkelere tarifeleri erteleme kararının ardından azalan resesyon endişelerinin Çin pay piyasalarına da pozitif yansıdığını kaydeden analistler, Çin’in resesyon endişelerine duyarlığının yüksek olduğunu aktardı.

Geçen hafta Çin Ticaret Bakanı Vang Vıntao, AB Komisyonunun Ticaretten Sorumlu Üyesi Maros Sefcovic ve ASEAN dönem başkanı Malezya’nın Yatırım, Ticaret ve Sanayi Bakanı Tengku Zafrul Aziz ile görüşmeler yaptı.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Vang, AB Komisyonu Üyesi Sefcovic ile yaptığı video konferans görüşmesinde, elektrikli araçların fiyatlandırılmasına ilişkin görüşmelerin derhal başlatılması ve otomobil sektöründe yatırım bağlarının güçlendirilmesi konusunda anlaşma sağladı.

Piyasaya erişim konusunda müzakereleri başlatmaya hazır olduklarını vurgulayan taraflar, dış ticaret açığının azaltılmasına yönelik diyaloğun sürdürülmesini desteklediklerini bildirdi.

Görüşmede, AB’nin, ABD’nin yaptığı tarife artışı sonrası bu ülkeye satılamayan Çin mallarının Avrupa’ya yöneltilmesi ve ucuz imalat ürünlerinin kıta pazarlarını istila etme olasılığına ilişkin endişeler de ele alındı.

Bununla birlikte, Japonya hükümeti, ABD Başkanı Donald Trump’ın misilleme yapmayan ülkeler için gümrük tarifelerini 90 gün süreyle durdurma kararını “olumlu bir gelişme” olarak değerlendirdi.

Bölgede bu hafta açıklanan verilere göre, Çin’de mart ayına ilişkin TÜFE aylık bazda 0,4 azalışla tahminlerden daha düşük açıklanırken, yıllık 0,1 düşüşle öngörülerin altında gerçekleşti. Aynı döneme ilişkin ÜFE de yıllık bazda yüzde 2,5 azalışla beklentilerin altında geldi.

Analistler, açıklanan enflasyon verilerinin ardından Çin ekonomisinde deflasyon sinyallerinin güçlendiğini kaydederek, ekonomik aktivitedeki yavaşlama ve iç talepteki düşüşün ülkenin ana ekonomik gündem maddelerinden olmayı sürdürdüğünü belirtti.

Bu gelişmelerle geçen hafta Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 1,34, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,58, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 8,47 ve Çin’de Şanghay Bileşik endeksi yüzde 3,11 değer kaybetti.

14 Nisan ile başlayan haftada, pazartesi Japonya’da sanayi üretimi, çarşamba günü Çin’de büyüme ve sanayi üretimi, perşembe günü Japonya’da dış ticaret dengesi, cuma günü Japonya’da enflasyon takip edilecek.

Ayrıca, cuma günü Hong Kong piyasaları tatil nedeniyle kapalı olacak.

TCMB’NİN FAİZ KARARI TAKİP EDİLECEK

Yurt içinde geçen hafta yatay bir seyir öne çıktı. Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 0,01 değer kazanarak 9.380,95 puandan tamamlarken, gelecek hafta ödemeler dengesi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz kararı takip edilecek.

AA Finans’ın beklenti anketlerine katılan ekonomistler, nisan ayında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının politika faizini değiştirmeyerek yüzde 42,5 seviyesinde sabit tutmasını bekliyor.

Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı da yüzde 34,50 oldu.

Cari işlemler hesabının ise şubat ayında 4 milyar 325 milyon dolar açık verdiğini tahmin eden ekonomistler, cari işlemler açığının 2025 yılında 21 milyar 970 milyon dolar olarak gerçekleşeceğini tahmin etti.

Bununla birlikte dolar/TL, haftalık bazda yüzde 0,3 düşüşle cuma gününü 37,8690’dan kapattı.

Yurt içinde gelecek hafta pazartesi ödemeler dengesi, salı günü bütçe dengesi, çarşamba konut satış istatistikleri, perşembe TCMB’nin faiz kararı ve konut fiyat endeksi, cuma kısa vadeli dış borç istatistikleri takip edilecek.

Kaynak: Habertürk

Elton John kariyerinde 10. kez müzik listelerinde zirvede

Sir Elton John kariyerinde bir ilke daha imza attı. Şarkıcının albümü, 10. kez müzik listelerinde zirveye yerleşti “Şaşkına döndüğünü” belirten John, ABD’li country yıldızı Brandi Carlile ile ortak çalışması olan “Who Believes In Angels?” albümüyle listelerde ilk sıraya yerleşti.

Elton John’un listelerde ilk kez zirveye  yerleşmesinin üzerinden tam 52 yıl geçti. Ünlü şarkıcı, BBC’ye yaptığı açıklamada “Kariyerimin bu kadar uzun sürmesi oldukça sıra dışı.” ifadelerini kullandı.

“Nerede olursa olsun, bir listenin zirvesinde olmak her zaman iyi hissettirir. Ve bu albüm için özellikle heyecanlıyım çünkü bunun uzun zamandır yaptığım en iyi albüm olduğunu düşünüyorum” diyen John’un, Brandi Carlile ile ortak çalışması “Who Believes In Angels?” 4 Nisan’da müzikseverlerle buluştu.

kaynek: Ntv

2. Uluslararası İnegöl Şehir Araştırmaları Sempozyumu için hazırlıklar başladı.

İnegöl Belediyesi’nin kısa süre önce hayata geçirdiği Şehir Araştırmaları Merkezi organizasyonuyla 9-11 Ekim tarihlerinde yapılacak 2. Uluslararası Şehir Araştırmaları Sempozyumuna ilişkin açıklamalarda bulunan İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, “Bu sempozyum ile Türkiye’nin yeni yüzyılında; ekonomisi, ticari hacmi, tarımsal ürünleri gibi bölgesinde rol model olma pozisyonunda olan İnegöl’ümüzün saklı kalmış değerlerini gün yüzüne çıkarmak istiyoruz” dedi.

 

İnegöl Belediyesi kısa bir süre önce şehrin geçmişi ile geleceği arasında köprü olacak Şehir Araştırmaları Merkezi’ni kurduğunu duyurmuştu. Bu merkezin ilk faaliyeti ise yine kısa bir süre önce gerçekleştirilen Halk Bilimi Çalıştayı oldu. Şehir Araştırmaları Merkezi şimdi de 2. Uluslararası Şehir Araştırmaları Sempozyumu için hazırlıklara başladı. Sempozyuma ilişkin duyuruyu Belediye Başkanı Alper Taban bu sabah düzenlenen basın toplantısında gerçekleştirdi.

 

İNEGÖL KIYMETLİ BİR HAZİNE

Kaymakam Eren Arslan, sempozyuma katkı sunan üniversitelerin temsilcileri, İnegöl Belediyesi Kültür Komisyonu Üyesi Meclis Üyeleri ile İnegöl Belediyesi’nin yetkililerinin katıldığı basın toplantısında konuşan Başkan Alper Taban, “İnegöl hızla gelişen, büyüyen, yatırımlarıyla, ekonomisiyle, üretimiyle, ihracatıyla, tarımı ve turizmiyle her alanda ilerlemesini sürdüren bir şehir. Bu şehrin tüm dinamikleriyle bizler de şehrimize değer katmak için çabalıyoruz. İnegöl’ü ben kıymetli bir hazine olarak görüyorum. Bu hazinenin de özellikle üzeri örtülmüş, unutulmaya yüz tutmuş taraflarını da gün yüzüne çıkarmak istiyoruz. Bunu da buradaki paydaşlarımızla yapabiliriz. En başta üniversitelerimize ciddi şekilde ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Onların akademik bilgilerine, çalışmalarına, araştırmalarını ihtiyacımız var. Dolayısıyla böyle bir sempozyum gerçekleştirmeyi düşündük. Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde de Şehir Araştırmaları Merkezini kurduğumuzu duyurmuştuk. Bu merkezde şehre dair araştırmalar yapılsın, şehrin bilinmeyen yönlerini ya da unutulmuş yönlerini gün yüzüne çıkaralım istedik. Tarihe atıfta bulunmak, geçmişteki kazanımlarımızı hatırlamak, bunları yapanları öğrenmek gibi pek çok görevler üstlenmiştik. Şehir Araştırmaları Merkezi öncülüğünde de ilk Halk Bilimi Çalıştayımızı gerçekleştirdik” dedi.

 

İNEGÖL’ÜN SAKLI KALMIŞ DEĞERLERİ GÜN YÜZÜNE ÇIKACAK

Şehir Araştırmaları Merkezinden çok ciddi çalışmalar geleceğini işaret eden Başkan Taban, “Bunlardan bir tanesi de 9-11 Ekim tarihlerinde yapılacak İnegöl 2. Uluslararası Şehir Araştırmaları Sempozyumu olacak. Tabi bunu kendi başımıza gerçekleştirmiyoruz. Burada; Uludağ Üniversitemiz, Bursa Teknik Üniversitemiz, Mudanya Üniversitemiz, Balıkesir Üniversitemiz, mihmandarlığında bu programı hayata geçirmiş olacağız. Bu sempozyum ile Türkiye’nin yeni yüzyılında; ekonomisi, ticari hacmi, tarımsal ürünleri gibi bölgesinde rol model olma pozisyonunda olan İnegöl’ümüzün saklı kalmış değerlerini gün yüzüne çıkarmak istiyoruz” diye konuştu.

 

SEMPOZYUM KONULARI

Sempozyumun detaylarına ilişkin de bilgiler paylaşan Başkan Taban, şöyle devam etti: “Sempozyum içerisinde belirli konu başlıkları olacak; tarih, coğrafya, göç ve çok kültürlülük, eğitim bilimi, gösteri sanatları, edebi miras, tarım ve hayvancılık, turizm ve markalama, sportif etkinlikler, halk mimarisi, kadın ve aile hayatı, çevre enerji ve sürdürülebilirlik gibi… Buralarda neler ele alınacak; İnegöl’ümüzün tarihsel gelişimi, şehre zenginlik katmış göçler, İnegöl’de iz bırakanlar, sosyal hayat, ekonomi, mobilya sektörümüz, tarım ve hayvancılık, turizm ve markalaşma, gastronomi, halk bilimi, somut olmayan kültürel miras, spor, kültür ve sanat gibi konular geniş bir çerçevede pek çok konu ele alınacak. Tüm bu konuların yanı sıra Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından 2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesi dolayısıyla; Aile ve kadın teması, Bilim ve teknik alanında gençlere yol gösterecek teknolojik veriler, Çevre, enerji ve sürdürülebilirlik gibi hem yerel hem de ulusal açıdan önemli konulara da yer verilecektir. Buradan çok önemli kazanımlar çıkacak.”

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Atatürk’ün Seferihisar’a gelişinin 91. yılı kutlu olsun

Seferihisar tarihinin en önemli günlerinden biri olan 11 Nisan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Seferihisar Ziyareti çelenk töreni ile kutlandı. 

 

İlçe protokolünün katılımıyla düzenlenen tören Seferihisar Belediye Bandosu eşliğinde saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunması ile başladı. 

 

Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin günün anlam ve önemine yönelik yaptığı konuşmada;
“Bugün burada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Seferihisar’a gelişinin 91. yıl dönümünü kutlamak üzere bir araya geldik. Hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Kıymetli Seferihisarlılar,
Bundan tam 91 yıl önce, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk Seferihisar’a geldi. O gün bu sokaklardan geçti, halkla buluştu. Cumhuriyetin kazanımlarını anlattı. Harf devrimini, ilerlemeyi, çağdaşlaşmayı teşvik etti. Atatürk’ün gelişi, bir ziyaret değil; bir iz bırakmaktı.

Seferihisar, Cumhuriyet değerlerinin her birini yaşayan ve yaşatan bir kenttir. Burada büyüyen her çocuk, Atatürk’ün izinde yürür. Her gencimiz, onun açtığı aydınlık yolda kendine bir yer arar. Çünkü biliyoruz ki; Atatürk bu ülkenin vicdanıdır, aklıdır, aydınlık yoludur.

Bu kentin geçmişinde olduğu gibi, geleceğinde de Atatürk vardır. Onun “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller hayali, bizim de yol haritamızdır.

Atatürk’ün Seferihisar’daki kısa ziyareti bile, onun ne kadar ileri görüşlü bir lider olduğunu gösteriyor. Harf devriminin yeni uygulanmaya başlandığı o yıllarda, halkın ayağına kadar gitmiş, öğretmek için, anlatmak için, dokunmak için çaba göstermiştir. İşte bu nedenle Atatürk sadece bir komutan değil; aynı zamanda bir başöğretmendir.

Atamızın bize bıraktığı miraslardan biri de, Seferihisar Belediye Bandosu’dur. Bugün aramızda olan bandomuz, onun talimatıyla kurulmuş, nesilden nesile taşınarak bugünlere gelmiştir. Miras sadece bina, sadece anıt değildir. Miras; bir düşünceyi yaşatmak, onu geleceğe taşımaktır. Biz de bu mirası yaşatıyor ve büyütüyoruz. Bugün burada toplandık çünkü Atatürk’e ve onun emanetine sahip çıkmak, sadece tarih bilinciyle değil; bir sorumlulukla mümkündür. Bu sorumluluk bize düşüyor. Bu topraklarda, onun gösterdiği hedef doğrultusunda, laikliği ve demokrasiyi büyütmek bizim en büyük görevimizdir. Görüyorum ki, burada toplanan bu büyük kalabalık, bu bilinçle bir araya gelmiş. O yüzden umutluyum. Seferihisar’da Atatürk’ün izinden giden çocuklarımız, gençlerimiz var. Ve onlar sayesinde biz asla yolumuzdan sapmayacağız. Atatürk’ün Seferihisar’a gelişinin 91. yılı kutlu olsun.
Atamızın gölgesinden yürüyen nesiller ilelebet var olsun” ifadelerini kullandı. 

 

Program Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile sona erdi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Yatırımı kolaylaştırmak için prosedürler serbestleştirilmeli”

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından düzenlenen OECD Yükselen Pazarlar Forumu dün OECD İstanbul Merkezi’nde gerçekleşti.

Yerli ve yabancı pek çok üst düzey ismin katıldığı etkinlikte OECD Küresel İlişkiler Direktörü Andreas Schaal Haberturk.com’dan İrem Kuşoğlu Görgü’nün sorularını yanıtladı.

Özellikle pandemi sonrası OECD’nin küresel tedarik zincirlerinin dayanıklılığını nasıl desteklediği ve gelecekte benzer şokları hafifletmeye hangi politikaların yardımcı olabileceğine ilişkin soruya yanıt veren Schaal “Yükselen Pazarlar Forumu’nu burada, İstanbul’da yapmamızın nedenlerinden biri de bu tedarik zincirlerini küresel ölçekte desteklemek istememiz. Ve küresel tedarik zincirlerini, bağlantıyı artırarak, altyapı açığını kapatarak destekleyebilirsiniz. Sürdürülebilir altyapı yatırımlarında 6.9 trilyon dolar bir eksiğimiz var. Dolayısıyla bu, bugün yaptığımız konuşmanın da bir parçası. Bağlanabilirlik aynı zamanda tıpkı Orta Koridor gibi daha fazla ekonomik koridora sahip olmamız ve bu koridorların dayanıklılığını arttırmamız gerektiği anlamına geliyor. Ayrıca, küresel tedarik zincirlerinin kritik mineraller gibi alanlarda dayanıklılığı gibi ele almamız gereken ek sorular da var ki bunlar yeşil ve dijital dönüşüm için kilit öneme sahip” diye konuştu.

“KÜRESEL BÜYÜMEDE İLERLEMEK İSTİYORSAK YATIRIM BUNUN TEMEL İTİCİ GÜÇLERİNDEN BİRİ”

Küresel ekonomik büyümenin temel itici güçlerin biri olan yatırımların son dönemdeki jeopolitik gerilim ve ekonomik belirsizlikler bağlamında nasıl değerlendirdiği ve küresel yatırımın nasıl artırılabileceğine ilişkin de konuşan Schaal “Küresel yatırım; gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede ekonomik büyümenin itici gücü olmuştur. Ülkelere, üyelerimize ve ortaklarımıza açık yatırım sistemlerine sahip olmalarını, yatırım ilkelerini yönlendiren güçlü kurumlara sahip olmalarını, o ülkedeki yatırımlara tek durak ofisleri oluşturmalarını ve ve gerçekten kolay bir bürokratik süreç sağlamalarını tavsiye ediyoruz. Bazı durumlarda yatırımı kolaylaştırmak için yatırım prosedürlerinin serbestleştirilmesini tavsiye ediyoruz, çünkü küresel büyüme gündeminde ilerlemek istiyorsak, yatırım büyümenin temel itici güçlerinden biridir” yanıtını verdi.

“ORTA KORİDOR GİBİ KORİDORLARI DESTEKLİYORUZ ÇÜNKÜ HEM KÜRESEL HEM BÖLGESEL TİCARETİ KAPSIYOR”

Etkinlikte de sıklıkla dile getirilen ve Orta Koridor olarak da bilinen Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Koridoru’na bakış açısı ile bunun Türkiye, Avrupa, küresel ekonomi için potansiyel faydalarına yönelik soruya ise Schaal şu yanıtı verdi:

“Bu tür koridorların inşasına gerçekten inanıyoruz ve bunları destekliyoruz çünkü bu hem küresel ticareti hem de bölgesel ticareti kapsıyor. Bölgede edindiğimiz tecrübe gösteriyor ki, komşu ülkelerle daha fazla ticari entegrasyonun ekonomik faydaları daha da ileriye götürebileceği ve aynı zamanda bölgedeki insanlar için faydaları daha da ileriye götürebileceği yönündedir. Komşu ülkelerle daha fazla ticaret entegrasyonu ekonomik faydaları daha da ileriye götürebilir ve aynı zamanda bölgedeki insanlar için faydaları da artırabilir. Size bir örnek vereyim. Örneğin, ticaretin kolaylaştırılması alanında, sınırdaki işlem maliyetlerini azaltmak için neler yapabileceğinizi biliyorsunuz. Yaptığımız analizler, 2017 ile 2023 yılları arasında ticaret maliyetini yüzde 4,5 oranında azalttığımızı gösteriyor. Bu da Orta Koridor gibi girişimlerin yalnızca ulaşım bağlantısı değil, aynı zamanda ticaret bağlantıları ve insandan insana bağlantı hakkında da düşünmemize yardımcı olabileceği bir alan. Yani insanların hareketini de kolaylaştırabilir.”

OECD VE TÜRKİYE ARASINDA PROTOKOL İMZALANDI

Üst düzey diplomatlardan bakanlar pek çok ismin katıldığı ve açılış konuşmalarını Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann gerçekleştirirken, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu da konuşmacı olarak yer aldı.

Etkinliğin açılış konuşmalarının ardından OECD’nin İstanbul’daki merkezinin faaliyetlerinin devam etmesi konusunda Ticaret Bakanlığı ile OECD arasında protokol imza töreni de düzenlendi. Törende konuşan Bakan Bolat, OECD’nin İstanbuldaki merkezinin 2021 yılında kurulduğunu ve bölgesel merkez olarak İstanbulun seçildiğini anımsatarak, bu işbirliğinden dolayı memnuniyet duyduklarını söyledi. OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann ise protokol ile OECD İstanbul Merkezi’nin tesis edilmesine ilişkin sürenin 2029 yılına kadar uzatıldığını belirterek, “Bu anlaşma, OECD ve Türkiyenin bölgesel işbirliğini ve daha güçlü bağlantısallığını ekonomik potansiyele sahip bölgelerde teşvik etme konusundaki taahhüdünü yeniden teyit ediyor” dedi.

“MALİ DİSİPLİN YAPISAL REFORMLARI HAREKETE GEÇİRMEK İÇİN ÖNEMLİ”

Etkinlikte ayrıca Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile TCMB Başkanı Fatih Karahan da Türkiye Ekonomi Araştırması Lansmanı’na katıldı. Bakan Şimşek, Türkiye’nin emsallerine göre performansını değerlendiren bağımsız analizlerin yer aldığı inceleme raporunu ve raporda bulunan önerileri memnuniyetle karşıladıklarını söylerken, kamu borç stokunun milli gelire oranının yüzde 25’in altında olduğunu belirterek, “Mali disiplin çabamız, borç sürdürülebilirliği endişesinden değil, Merkez Bankasına enflasyonla mücadelede destek sağlama isteğimizden kaynaklanıyor. Mali disiplin ayrıca, yapısal uyum için kaynak yaratmak ve yapısal reformları hayata geçirmek için de önemli” diye konuştu. Şimşek enflasyon beklentilerinin bu yıl sonu için yüzde 20’lerin ortası olduğunu, 2026’da yüzde 10’lara, sonraki yıl ise tek hanelere düşmesini beklediklerini dile getirdi.

Kaynak: Habertürk

Abdullah Tanrıkulu’ndan Edebiyata Güçlü Bir Katkı: Üç Yeni Kitap Aynı Anda Okurla Buluştu

 Yazar ve Şair Abdullah Tanrıkulu, okurlarına aynı anda üç yeni kitapla seslenerek edebi üretiminde ne denli iddialı olduğunu bir kez daha kanıtladı. “Meneviş Hikayeler”, “Zengezur Berfin” ve “Cevelan Hikayeler” adlı yeni eserleriyle Abdullah Tanrıkulu, edebiyatseverleri farklı zamanlara, coğrafyalara ve duygulara uzanan anlamlı bir yolculuğa davet ediyor.

Her biri özgün anlatımı ve derin kurgusuyla dikkat çeken bu üç kitap hem modern edebiyata hem de geleneksel anlatıların izlerine ışık tutuyor. Yazarın güçlü dili, metaforlarla bezenmiş anlatımı ve insana dair gözlemleri, eserlerinde kendini hissettiriyor. Abdullah Tanrıkulu, bu yeni üçlemesiyle yalnızca yazın dünyasına değil, okurun kalbine de dokunmayı başarıyor.

 

Hikâyelerin Derinliği, Coğrafyaların İzleri

“Meneviş Hikayeler”, günlük hayatın içinden seçilmiş karakterlerle, sıradan gibi görünen ama derin anlamlar taşıyan öykülerden oluşuyor. Her biri bir içsel sorgulama ve insan ruhuna dair izler taşıyor.

“Zengezur Berfin”, tarihsel olaylar ve coğrafi anlatımlar arasında köprü kurarken, doğu halklarının yaşanmışlıklarına lirik bir dille ışık tutuyor.

“Cevelan Hikayeler” ise yazarın gözlem gücünü en net biçimde yansıttığı eserlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. İnsan-doğa, birey-toplum ilişkisi, çağın ruhu gibi konular sade ama etkileyici bir şekilde işleniyor.

Abdullah Tanrıkulu, bu eserlerinde yalnızca hikâyeler anlatmıyor; aynı zamanda bir kültürün, bir halkın, bir coğrafyanın belleğini de kelimelere döküyor. Edebiyata olan katkısı ve üretkenliğiyle örnek gösterilen Tanrıkulu, yeni kitaplarıyla 2025 yılına güçlü bir edebi imza atıyor.

Üç farklı kitap, üç ayrı his, fakat aynı kalpten çıkan satırlar… Abdullah Tanrıkulu’nun Meneviş Hikayeler, Zengezur Berfin ve Cevelan Hikayeler adlı eserleri şimdi tüm seçkin kitapçılarda ve online platformlarda okurlarla buluşuyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Senenin Yıldızları” 17’nci kez ödüllendirildi

Yıldız Holding’in “Senenin Yıldızları Ödül Töreni”, tüm dünyadan Yıldız Holding çalışanlarının ve paydaşların katılımıyla Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda düzenlendi.

Türkiye başta olmak üzere, Çin, İngiltere, Suudi Arabistan, Mısır, Avustralya, Hollanda, Belçika, Fransa, Romanya ve Nijerya gibi farklı coğrafyalarda faaliyet gösteren Yıldız Holding ve şirketleri bünyesindeki çalışanlara yönelik ödüllere 145 başvuru yapıldı. Uzman jüri değerlendirmesiyle seçilen projeler, ana jüri değerlendirmesinin ardından 82 bin Yıldız Holding çalışanının oylarıyla belirlendi.

“Mutlu Et Mutlu Ol” yaklaşımıyla tüm yıl boyunca iş sonuçlarına odaklanan projelerin yanı sıra sosyal etki çalışmalarının da ödüllendirildiği yarışmaya bu yıl en fazla başvuru “İnsana Yatırım” kategorisinde olurken, bu kategoriyi “Büyümeye Katkı” ve “Dijital Dönüşüm” kategorisindeki projeler takip etti.

Tören kapsamında her yıl farklı bir temanın belirlendiği Yönetim Kurulu Başkanı Özel Ödülü ise bu yıl “Sinerji ve İş Birliği” alanında verildi. Bu alandaki projelerin Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker tarafından değerlendirildiği kategoride; Yıldız Holding şirketleri ve fonksiyonları arasındaki iş birliğinin derinliği, yaratıcı çözümler ve stratejik hedeflere katkı gibi faktörler ve projenin sadece bugünkü başarıları değil, gelecekteki potansiyelleri ve sürdürülebilir etkileri de göz önüne alındı.

17. yılında Senenin Yıldızları Yönetim Kurulu Başkanı Sinerji ve İş Birliği özel ödülüne Şok ve Kerevitaş Ortak Projesi layık görüldü.

ALİ ÜLKER: “SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK, BİRLİKTE ÇALIŞARAK MÜMKÜN”

Ödül törenine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, “Yıldız Holding’in kurum kültüründe de önemli yer tutan sinerji ve iş birliği, günümüzün değişen rekabet koşullarında şirketler için başarıya giden yolda temel kilometre taşlarından birini oluşturuyor. Farklı bakış açılarının, yeteneklerin ve kaynakların bir araya gelmesi; yenilikçi çözümler üretilmesine, değişen ihtiyaçlara daha etkili yanıt verilmesine imkan sağlıyor. Bu zamana kadar bölgelerimizde, şirketlerimizde ve departmanlarımızda hayata geçirilen başarılı çalışmalarda, iş birliğinin ve ortak çalışma kültürünün ne kadar önemli olduğuna hep birlikte şahit olduk. Bunun güzel bir örneği olarak da bu sene Yönetim Kurulu Başkanı Özel Ödülü’nü, SuperFresh ve ŞOK’un güçlerini daha çok satış ve müşteri memnuniyeti için birleştirdiği Project Collab EDGE’e takdim etmekten büyük memnuniyet duydum. Bu örnek projeyle sinerjinin yarattığı etkiyi; Yüzde 30 satış artışı, 43 milyon TL ciro ve 4 milyon TL tasarruf gibi somut sonuçlarla görüyoruz.

Bundan sonraki süreçte de tüm paydaşlarımız için sürdürülebilir bir gelecek inşa etmenin, yenilikçi ürün ve hizmetlerimizle liderliğimizi devam ettirmenin ancak birlikte çalışarak mümkün olduğuna inanıyorum. ‘Senenin Yıldızları’na projeleriyle katkı veren, Yıldız Holding’in yenilikçi ve çalışan deneyimi odaklı vizyonunu genişletmemize imkân tanıyan tüm çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

MEHMET TÜTÜNCÜ: “SÜRDÜRÜLEBİLİR BAŞARIMIZIN ARDINDA SÜREKLİ GELİŞİM KÜLTÜRÜMÜZ BULUNUYOR”

Törenin açılış konuşmasını yapan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve CEO’su Mehmet Tütüncü “Bugün, dünyanın birçok noktasında sürdürülebilir başarı için yıl boyunca tutku ve adanmışlıkla çalışan Yıldız Holding çalışanları olarak başarılarımızı birlikte kutladığımız bir gün. Senenin Yıldızları Ödül Töreni ile, rekabetçi iş dünyasında bizi öne çıkaran yenilikçi iş fikirlerimizi, güçlü sinerjimizi ve iş birliğimizi ortaya koyan ekip ruhunu ödüllendirirken, hep daha iyisine ulaşmak için birbirimize ilham oluyoruz. Birbirimizden öğrendikçe, iyiden mükemmele doğru yol alıyor, bizlere güç katacak sürekli gelişim kültürünü oluşturabiliyoruz.

Bu yaklaşımın en somut yansımalarından biri olarak, 2024 yılında satışlarımızı bir önceki yıla göre yüzde 53 artırarak 490,5 milyar TL’ye taşıdık; ihracatımızı yüzde 33 artışla 22,7 milyar TL’ye ulaştırdık. Türkiye’deki şirketlerimiz aracılığıyla ödenen ve ödenecek vergiler ise 10,6 milyar TL gibi önemli bir seviyeye çıktı.

Bu etkileyici sonuçlar, sadece finansal gücümüzü değil, aynı zamanda işimize ve topluma duyduğumuz bağlılığı da ortaya koyuyor. Dünyanın hangi coğrafyasında bulunursak bulunalım, 102 farklı pasaporttan oluşan 82 binden fazla yıldızımızla aynı bütünün parçası olduğumuzu, birbirimizden öğrenip birlikte başardığımızı bir kez daha kanıtlıyoruz. Bu vesileyle Senenin Yıldızları’nın 17 yıldır aynı heyecanla gerçekleşmesini sağlayan ve ödül programına başvuruda bulunan tüm ekiplere gönülden teşekkür ediyorum” dedi.

Törende Yıldız Holding’in perakendedeki gücü ve organizasyon yapısı hakkında bilgi veren Yıldız Holding Perakende Grubu Başkanı Uğur Demirel şu değerlendirmede bulundu:

“Yıldız Holding Perakende Grubu olarak perakende sektöründe faaliyet gösteren şirketlerimizle Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca haneye dokunuyoruz. Geçtiğimiz yıl şirketlerimizle elde ettiğimiz yaklaşık 6,5 milyar dolar ciro, son 10 yılda gerçekleştirdiğimiz 1 milyar dolar yatırım, bugün sayısı 13.700’e yaklaşan mağazalarımız ve 52 bin çalışanımızla Türkiye’nin en büyük perakende gruplarından biriyiz. Yüzde 56’lık kadın istihdam oranımız, yaklaşık 30.000 kadın çalışanımızla kadınlara fırsat eşitliği sağlamanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Gönülden bağlı olduğumuz işimizle hayatın her alanında varız. Kampanyalarımızla sürekli olarak enflasyonla mücadeleye destek veriyoruz.

Bu sayede bugün ülkemizin en önemli indirim market markalarından biri olan ŞOK Marketler’in enflasyonu her zaman TÜFE’nin altında gerçekleşti. ŞOK, Bizim Toptan, g2m, Seç Market ve tedarikçileri ile birlikte 300 bin kişilik bir ekosistem oluşturduk. Aileleriyle birlikte 1 milyon kişiye ekonomik katkı sağlıyoruz. Her gün işimizi daha iyi yaparak ülkemiz için daha fazla değer üretmeye devam ediyoruz. Bugünkü törende de insana, topluma, büyümeye sağladıkları katkıyla ödül alan tüm şirketlerimizi tebrik ediyorum.”

pladis CFO’su Sridhar Ramamurthy ise “Senenin Yıldızları Ödülleri, dünyanın dört bir yanındaki çalışma arkadaşlarımızın yeteneklerini, yaratıcılıklarını ve mükemmeliyet için gösterdikleri azmi kanıtlıyor. pladis olarak başarımızın ardındaki itici güç ise her yaptıkları işe tutkuyla, yenilikçilikle ve işbirliğiyle değer katan ekibimizdir” dedi.

Etkinliğe katılan Murat Ülker: “Global ekibimizin yani yurtdışında 20 bin olmak üzere toplam 80 bini aşkın çalışanımızın “Mutlu Et Mutlu Ol” prensibimizi benimseyerek birlikte çalışması, yıllardır gelenek haline gelen iş yapış biçimimizin en iyi örneklerini ortaya koyuyor. Senenin Yıldızları Ödül Töreni ise bu kültürü güçlendirerek her zaman daha iyisini başarmamız için bize ilham ve motivasyon veriyor. Böylelikle daima daha iyisini başarıyoruz” dedi.

17’nci Senenin Yıldızları Ödülleri’ni Kazanan Projeler:

Büyümeye Katkı: SuperFresh’in Mükemmel Optimizasyon Yolculuğu

Operasyonel Mükemmellik: pladis – 0 ve 100’ün Gücü

En İyi Pazarlama Kampanyası: pladis – “Memleket Kalbimde” İletişim Kampanyası

Sosyal Medya Kahramanları: Kerevitaş – SuperFresh x Karaca Sunar: «Sosyal Lezzetler»

En İyi Pazar Payı Kazanımı: pladis – Ülker Çikolata Meşhur Dubai Lezzeti

İnsana Yatırım: Yıldız Holding Dijital İK Projeleri

İnovasyon: pladis – Jacob’s Bites

Kurumsal Sosyal Sorumluluk: SuperFresh’ten Parlayan Hasat: Tarımın Kadın Yıldızları

Dijital Dönüşüm: pladis – pladis Türkiye Dijital Dönüşüm Yolculuğu

Yönetim Kurulu Başkanı Özel Ödülü: ŞOK&Kerevitaş İş Birliği

Kaynak: Habertürk