Aylık arşivler: Mayıs 2025

Bahar Ayları Çocuğunuza Kâbus Olmasın!

Bahar ayları çocuklar için özgürce doğanın keyfini çıkartmak anlamına gelse de, hapşırma krizleri, burun akıntısı ve kaşıntısına yol açan “alerjik nezle (rinit)” ya da bilinen diğer adıyla “saman nezlesi” oldukça rahatsız edici bir sağlık sorunu olarak yaşanabilmektedir. Alerjik nezle çoğunlukla soğuk algınlığıyla karıştırılır. Eğer nezle, ilkbahar ve yaz aylarında başlayıp, üç haftadan uzun sürüyorsa ve iyileşme eğilimi göstermiyorsa, alerjik nezle şüphesi kuvvetli hale gelmelidir. Böyle durumlarda mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır. Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Mehmet Ali Duman, çocuklarda alerjik nezle ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

 Çocuğunuz hapşırma krizine giriyorsa…

Bahar aylarında burun akıntı veya tıkanıklığı nedeni ile doktora başvuran çocukların yaklaşık yarısı alerjik rinittir. Alerjik rinit ya yıl boyu sürer ya da mevsimseldir. Mevsimsel alerjik rinitte genellikle çiçek açmayan ve polenleri rüzgar ile saçılan bitkiler etkendir. Sıklıkla bahar aylarında özellikle bitkilerdeki tozlaşma döneminin başlamasıyla, üst solunum yollarını etkiler.  

Her çocukta belirtiler farklı olabilir, yaygın belirtiler aşağıdaki gibidir;

  • Hapşırma
  • Burun tıkanıklığı
  • Burun akıntısı
  • Kaşıntılı burun, boğaz, gözler ve kulaklar
  • Burun kanamaları
  • Kulaklarda tıkanma
  • Gözlerde kızarıklık, sulanma, yanma veya kaşıntı

Yıl boyu alerjik rinitli çocuklarda ayrıca şu şikayetler de görülebilir;

  • Tekrarlayan kulak enfeksiyonları
  • Horlama
  • Ağızdan nefes alma
  • Koku alamama
  • Kaşıntılı burnu sık sık silmekten veya kaşımaktan kaynaklanan burun köprüsünde çizgi veya kırışıklık

Astımlı çocuklarda daha çok görülüyor

Egzama, gıda alerjisi ve astım gibi diğer alerjik hastalıkları olan çocukların alerjik rinit geçirme olasılığı daha yüksektir. Astımlı çocukların yaklaşık 10’da 8’inde alerjik rinit de vardır. Bu çocuklar için alerjenler astım ataklarının yaygın bir nedenidir. Ebeveynleri alerjisi olan çocuklar da alerji geliştirme riski daha yüksektir.

Sadece polenler değil, ev tozu da etkiliyor!

Evlerde bulunan çiçek ve bitkilerin polenlere karşı duyarlı olan çocukları çok fazla etkilemezken; açık havada, yeşillik alanlarda, ormanda, kırda görülen bitkilerin alerjik nezle şikayetlerinin artmasına neden olabilir. Alerjik nezleye polenlerin yanı sıra; evdeki toz, hayvan tüyleri, tütün dumanı gibi alerjenler de yol açabilmektedir. Alerjik nezlesi olan çocuklarda astım da görülmesi sık karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle aileler çocukta öksürük ve hırıltı belirtilerine karşı dikkatli olmalıdır. Çocukluk yaşlarında ilk belirtilerini veren hastalığın, kişinin tüm hayatı boyunca birlikte yaşamayı öğrenmesi gereken bir durum haline gelebilir. 

Alerjiye neden olan madde tespit edilmeli

Çocukta alerjik nezleden şüphelenildiği durumlarda, aile alerjiye neden olan etkenleri fark edebileceği gibi alerjiye neden olan maddeyi tespit etmek için cilt veya kan testlerine ihtiyaç da duyulabilir. Ayrıca, burun akıntılarında alerji hücrelerinin yüzdesinin ölçüldüğü “nasal eosinofili” testi de alerjik nezle tanısı için kullanılan bir yöntemdir. Testlerin sonucunda, çocuğun belli bir alerjene karşı duyarlı olduğu tespit edildiği takdirde, bu alerjiye yönelik tedaviye başlanabilir.  

İlaç tedavisi yetersiz kalırsa aşı tedavisi uygulanabilir

Alerjik nezle tedavisinin ilk adımı alerjiye neden olan alerjenlerden kaçınmaktır. Eğer çocuktaki alerjik nezle polenlere karşı gelişiyorsa, tozlaşmanın sıkça görüldüğü aylarda, çocuğu yeşil alanlardan mümkün olduğunca uzak tutmak gerekebilir ya da tedavi altında yeşil alanlarda bulunması sağlanmalıdır. Çevresel korunma yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda, ilaç tedavisi etkili bir yöntem olacaktır. Bu ilaçlar sadece belirtilerin görüldüğü günlerde kullanıldıklarında bile, çocuğun şikayetlerini gidermeye yardımcı olabilir. İlaç tedavisi de yetersiz kaldığında çocuklarda aşı tedavisi, “immünoterapi” uygulanmaktadır. Çocuğun duyarlı olduğu alerjenlerin artan dozlarda çocuğa verilmesiyle bağışıklık sistemini düzenlemeyi amaçlayan aşı tedavisi, bir süre sonra vücudun bu alerjenleri doğal karşılayabilmesini sağlamaktadır.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Televizyon tarihinin kült yapımlarından ‘Will & Grace’in yaratıcılarının imzasını taşıyan yeni dizi ‘Mid-Century Modern’, 28 Mayıs’tan itibaren sadece Disney+’ta!

“Tesadüfen arkadaş, tercihen aile…” Bunny Schneiderman, Jerry Frank ve Arthur Broussard; bu üç yakın arkadaş için en büyük aşk, sahip oldukları dostlukları. Belli bir yaşa gelmiş bu üç arkadaş, beklenmedik bir kaybın ardından, içlerinden en varlıklısının annesiyle yaşadığı Palm Springs’te, emeklilik hayatlarını birlikte geçirmeye karar verir. Birbirlerini aile gibi gören bu dostların hayatları ne kadar zorlaşırsa zorlaşsın, her zaman aralarından biri çıkıp “Boynun şöyle bir gerdirsen hayatın da yoluna girerdi” ya da “Evet, altyazıları aç; hatta en büyük fonta getir” gibi yorumlar yapabilir. 

Televizyon tarihinin en unutulmaz komedi dizilerinden, 18 dalda Emmy Ödülü’ne sahip ‘Will & Grace’in yaratıcıları David Kohan ve Max Mutchnick’in izleyicilerle buluşturduğu ‘Mid-Century Modern’, dostluk, ilişkiler ve yaş alma gibi konuları mizahi bir dille işliyor. Yönetmen koltuğunda televizyon tarihinin en uzun soluklu dizisi ‘Cheers’ başta olmak üzere sayısız önemli projeye imza atan James Burrows oturuyor. Nathan Lane, Matt Bomer, Nathan Lee Graham ve Linda Lavin’in başrollerini paylaştığı dizide Richard Kind ve Jesse Tyler Ferguson gibi yıldız isimler de konuk oyuncu olarak yer alıyor. 

Televizyonun dahi altın ismi Ryan Murphy’nin yapımcıları arasında yer aldığı ve ilk sezonu 10 bölümden oluşan ‘Mid-Century Modern’, 28 Mayıs’tan itibaren sadece Disney+’ta seyredilebilecek. 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Televizyon tarihinin kült yapımlarından ‘Will & Grace’in yaratıcılarının imzasını taşıyan yeni dizi ‘Mid-Century Modern’, 28 Mayıs’tan itibaren sadece Disney+’ta!

“Tesadüfen arkadaş, tercihen aile…” Bunny Schneiderman, Jerry Frank ve Arthur Broussard; bu üç yakın arkadaş için en büyük aşk, sahip oldukları dostlukları. Belli bir yaşa gelmiş bu üç arkadaş, beklenmedik bir kaybın ardından, içlerinden en varlıklısının annesiyle yaşadığı Palm Springs’te, emeklilik hayatlarını birlikte geçirmeye karar verir. Birbirlerini aile gibi gören bu dostların hayatları ne kadar zorlaşırsa zorlaşsın, her zaman aralarından biri çıkıp “Boynun şöyle bir gerdirsen hayatın da yoluna girerdi” ya da “Evet, altyazıları aç; hatta en büyük fonta getir” gibi yorumlar yapabilir. 

Televizyon tarihinin en unutulmaz komedi dizilerinden, 18 dalda Emmy Ödülü’ne sahip ‘Will & Grace’in yaratıcıları David Kohan ve Max Mutchnick’in izleyicilerle buluşturduğu ‘Mid-Century Modern’, dostluk, ilişkiler ve yaş alma gibi konuları mizahi bir dille işliyor. Yönetmen koltuğunda televizyon tarihinin en uzun soluklu dizisi ‘Cheers’ başta olmak üzere sayısız önemli projeye imza atan James Burrows oturuyor. Nathan Lane, Matt Bomer, Nathan Lee Graham ve Linda Lavin’in başrollerini paylaştığı dizide Richard Kind ve Jesse Tyler Ferguson gibi yıldız isimler de konuk oyuncu olarak yer alıyor. 

Televizyonun dahi altın ismi Ryan Murphy’nin yapımcıları arasında yer aldığı ve ilk sezonu 10 bölümden oluşan ‘Mid-Century Modern’, 28 Mayıs’tan itibaren sadece Disney+’ta seyredilebilecek. 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Marmara Adaları Kültür Sanat Aksı: Adada Kültür Sanat Var!

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) Avrupa Birliği desteğiyle hayata geçirdiği Ortaklaşa: Kültür, Diyalog ve Destek Programı’nın verdiği hibe ile finanse edilen Marmara Adaları Kültür Sanat Aksı (Marmara Aks) projesi Marmara, Avşa ve Ekinlik adalarında belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve bireysel aktörlerin oluşturduğu yerel kültür-sanat ekosisteminin katılımcı, kapsayıcı ve demokratik bir yapı kazanmasını destekleme hedefi taşıyor.

Galimi Çınarlı Kırsal Kalkınma ve Turizm Derneği, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Marmara Adalar Belediyesi ortaklığı ile yürütülen proje, ada ölçeğinde dezavantajlı olma durumunu ortadan kaldırarak kültür-sanat hizmetlerine erişimde eşitsizlikleri azaltmayı, yerel halkın kültür-sanat politikasına katılımını artırmayı ve adalarda sürdürülebilir bir kültür-sanat ekosistemi oluşturmayı amaçlıyor. 

Proje ile sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetim iş birliği geliştirilirken; bu alanlarda çalışan kültür sanat aktörlerinin karşılaşacakları, tanışacakları, planlayacakları ve uygulayacakları ortamların yaratılması planlanıyor. Çınarlı Kültür ve Sanat Yerleşkesi’nin hizmete kazandırılması, Marmara Adalar Müzesi Etkinlikleri, Kültür Politikası Çalıştayı ve Ada Kültürleri Festivali gibi çalışmalarla ortaya çıkan dinamizmin sürekli hâle gelmesi hedefleniyor.

Çınarlı Kültür Sanat Yerleşkesi: Marmara Adası’nın Yeni Müştereği 

Balıkesir’e bağlı Marmara Adası’nın Çınarlı Mahallesi’nde hizmete sunulan yerleşkede etkinlikler başladı. Adalılar için yeni bir buluşma mekânı olan yerleşkenin ilk etkinlikleri çocuklara yönelik planlandı. 3 Mayıs Cumartesi günü çocuklarla birlikte film gösterimi yapıldı. Mayıs ayı boyunca, İngilizce deniz terimleri, teneke kayık yapımı, gitar ve resim atölyelerinin yapılacağı duyuruldu. 

Çınarlı Kültür Sanat Yerleşkesi’nde Neler Var?

Avni Özken Salonu: Elli kişi kapasiteli bölümsüz alanda ses ve görüntü sistemi bulunmaktadır.

Ortak Ofis ve Toplantı Mekânı: Sivil toplum kuruluşlarının kullanımı için oluşturulan ofiste televizyon ve on kişilik toplantı düzeni yer almaktadır.

Çocuk Etkinlik Odası: Yerleşkede çocukların aileleri ile birlikte etkinlikler yapabilecekleri alan bulunmaktadır. Çocuk oturma grubu ve oyunların yer aldığı alan çocuk etkinliklerinde kullanılmaktadır.

Çocuk Kitapları Kitaplığı: Çocuk ve Gençlik Yayınları’nın desteğiyle ada ve deniz temalı kitapların yer aldığı kitaplık bulunmaktadır.

Atölye-Mutfak: Yerleşkede yirmi kişilik oturma düzeni ile atölye alanı bulunmaktadır. Mutfak bölümünün yer aldığı atölyede yemek etkinliklerinin de gerçekleştirilmesi mümkündür.

Park: Yerleşkede kent mobilyalarının yer aldığı yeşil alan bulunmaktadır.

Çocuk Oyun Parkı: Yerleşkede çocuk oyun grubu yer almaktadır.

Çardak: Yerleşkede bulunan çınar ağacının altındaki alan bulunan alan açık hava toplantıları için de kullanılabilmektedir.

Müze Etkinlikleri Devam Ediyor

Marmara Aks projesi kapsamında her ay bir müze etkinliği gerçekleştirilmektedir. 24 Mayıs Cumartesi 20.00’de Avni Jale Özken Marmara Adalar Müzesi’nde Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali iş birliği ile gösterim yapılacaktır. Mancorna, Şarap Rengi Deniz ve Ucan Balık filmleri gösterilecektir.

Hak Temelli Yerel Kültür Politikası Çalıştayı: Temmuz 2025

Marmara, Avşa ve Ekinlik adalarındaki kamu kurumlarında görevli kültür profesyonellerinin, sivil toplum kuruluşları gönüllülerinin ve yapılacak çağrıya yanıt verenlerin katılımıyla Temmuz ayında gerçekleştirilecek çalıştayın çıktıları, Marmara Adaları Belediyesi’ne ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne sunulacaktır. Çalıştayda belediyenin kültür ve sanat alanında yol haritası için rehber oluşturacak bir politika belgesinin üretilmesi amaçlanmaktadır.

Misafir Sanatçı Programı

Sanatçı Sibel Horada, Marmara Aks projesi kapsamında Marmara Adası’nda misafir ediliyor. Sanatçı, ada ve adalılarla tanışıyor. Horada’nın ilk saha çalışmasının ardından hazırladığı işi Yerleşke açılışında sergilendi. Sibel Horada, yıl boyunca Marmara Adası ziyaretlerine devam edecek.

Ada Kültürleri Festivali: Eylül 2025

Marmara, Avşa ve Ekinlik adalarının kültürel çeşitliliğini, soyut-somut kültürel mirasını, arkeolojik zenginliğini, denizel kültürel değerlerini yansıtacak festival kapsamında Eylül ayında Çınarlı, Marmara Merkez, Gündoğdu, Topağaç, Asmalı, Saraylar, Avşa Merkez, Yiğitler ve Ekinlik yerleşimlerinde birer erkinlik gerçekleştirilecektir.

Marmara, Avşa ve Ekinlik adalarının kültürel çeşitliliğini, soyut-somut kültürel mirasını, arkeolojik zenginliğini, denizel kültürel peyzaj değerlerini yansıtacak ve her sene tekrarlanacak festival ilgili aktörlerin katılımıyla planlanıp uygulanacaktır. 

Ada Kültürleri Festivali, turizm bölgelerinde ekonomik getiriyi ve kitleselliği hedefleyen etkinliklerden farklı olarak, yerel kültürleri dâhil eden, sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliğine imkân sağlayacak şekilde gerçekleştirilecektir. İlki Marmara, Avşa ve Ekinlik adaları kültürlerini odağa alan festivalin geleneksel hale getirilmesi öngörülmektedir. Sonraki yıllarda diğer adaların kültürlerinin dâhil edilmesi planlanmaktadır.

Marmara Aks Hakkında

Marmara Adaları Kültür Sanat Aksı projesinin yürütücüsü Galimi Çınarlı Kırsal Kalkınma ve Turizm Derneği’dir. Proje ortakları ise Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Marmara Adaları Belediyesi’dir. ÇEKÜL Vakfı, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği ve Gündoğdu Derneği projede iştirakçi olarak yer almaktadırlar.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Marmara Adaları Kültür Sanat Aksı: Adada Kültür Sanat Var!

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) Avrupa Birliği desteğiyle hayata geçirdiği Ortaklaşa: Kültür, Diyalog ve Destek Programı’nın verdiği hibe ile finanse edilen Marmara Adaları Kültür Sanat Aksı (Marmara Aks) projesi Marmara, Avşa ve Ekinlik adalarında belediyeler, sivil toplum kuruluşları ve bireysel aktörlerin oluşturduğu yerel kültür-sanat ekosisteminin katılımcı, kapsayıcı ve demokratik bir yapı kazanmasını destekleme hedefi taşıyor.

Galimi Çınarlı Kırsal Kalkınma ve Turizm Derneği, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Marmara Adalar Belediyesi ortaklığı ile yürütülen proje, ada ölçeğinde dezavantajlı olma durumunu ortadan kaldırarak kültür-sanat hizmetlerine erişimde eşitsizlikleri azaltmayı, yerel halkın kültür-sanat politikasına katılımını artırmayı ve adalarda sürdürülebilir bir kültür-sanat ekosistemi oluşturmayı amaçlıyor. 

Proje ile sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetim iş birliği geliştirilirken; bu alanlarda çalışan kültür sanat aktörlerinin karşılaşacakları, tanışacakları, planlayacakları ve uygulayacakları ortamların yaratılması planlanıyor. Çınarlı Kültür ve Sanat Yerleşkesi’nin hizmete kazandırılması, Marmara Adalar Müzesi Etkinlikleri, Kültür Politikası Çalıştayı ve Ada Kültürleri Festivali gibi çalışmalarla ortaya çıkan dinamizmin sürekli hâle gelmesi hedefleniyor.

Çınarlı Kültür Sanat Yerleşkesi: Marmara Adası’nın Yeni Müştereği 

Balıkesir’e bağlı Marmara Adası’nın Çınarlı Mahallesi’nde hizmete sunulan yerleşkede etkinlikler başladı. Adalılar için yeni bir buluşma mekânı olan yerleşkenin ilk etkinlikleri çocuklara yönelik planlandı. 3 Mayıs Cumartesi günü çocuklarla birlikte film gösterimi yapıldı. Mayıs ayı boyunca, İngilizce deniz terimleri, teneke kayık yapımı, gitar ve resim atölyelerinin yapılacağı duyuruldu. 

Çınarlı Kültür Sanat Yerleşkesi’nde Neler Var?

Avni Özken Salonu: Elli kişi kapasiteli bölümsüz alanda ses ve görüntü sistemi bulunmaktadır.

Ortak Ofis ve Toplantı Mekânı: Sivil toplum kuruluşlarının kullanımı için oluşturulan ofiste televizyon ve on kişilik toplantı düzeni yer almaktadır.

Çocuk Etkinlik Odası: Yerleşkede çocukların aileleri ile birlikte etkinlikler yapabilecekleri alan bulunmaktadır. Çocuk oturma grubu ve oyunların yer aldığı alan çocuk etkinliklerinde kullanılmaktadır.

Çocuk Kitapları Kitaplığı: Çocuk ve Gençlik Yayınları’nın desteğiyle ada ve deniz temalı kitapların yer aldığı kitaplık bulunmaktadır.

Atölye-Mutfak: Yerleşkede yirmi kişilik oturma düzeni ile atölye alanı bulunmaktadır. Mutfak bölümünün yer aldığı atölyede yemek etkinliklerinin de gerçekleştirilmesi mümkündür.

Park: Yerleşkede kent mobilyalarının yer aldığı yeşil alan bulunmaktadır.

Çocuk Oyun Parkı: Yerleşkede çocuk oyun grubu yer almaktadır.

Çardak: Yerleşkede bulunan çınar ağacının altındaki alan bulunan alan açık hava toplantıları için de kullanılabilmektedir.

Müze Etkinlikleri Devam Ediyor

Marmara Aks projesi kapsamında her ay bir müze etkinliği gerçekleştirilmektedir. 24 Mayıs Cumartesi 20.00’de Avni Jale Özken Marmara Adalar Müzesi’nde Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali iş birliği ile gösterim yapılacaktır. Mancorna, Şarap Rengi Deniz ve Ucan Balık filmleri gösterilecektir.

Hak Temelli Yerel Kültür Politikası Çalıştayı: Temmuz 2025

Marmara, Avşa ve Ekinlik adalarındaki kamu kurumlarında görevli kültür profesyonellerinin, sivil toplum kuruluşları gönüllülerinin ve yapılacak çağrıya yanıt verenlerin katılımıyla Temmuz ayında gerçekleştirilecek çalıştayın çıktıları, Marmara Adaları Belediyesi’ne ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne sunulacaktır. Çalıştayda belediyenin kültür ve sanat alanında yol haritası için rehber oluşturacak bir politika belgesinin üretilmesi amaçlanmaktadır.

Misafir Sanatçı Programı

Sanatçı Sibel Horada, Marmara Aks projesi kapsamında Marmara Adası’nda misafir ediliyor. Sanatçı, ada ve adalılarla tanışıyor. Horada’nın ilk saha çalışmasının ardından hazırladığı işi Yerleşke açılışında sergilendi. Sibel Horada, yıl boyunca Marmara Adası ziyaretlerine devam edecek.

Ada Kültürleri Festivali: Eylül 2025

Marmara, Avşa ve Ekinlik adalarının kültürel çeşitliliğini, soyut-somut kültürel mirasını, arkeolojik zenginliğini, denizel kültürel değerlerini yansıtacak festival kapsamında Eylül ayında Çınarlı, Marmara Merkez, Gündoğdu, Topağaç, Asmalı, Saraylar, Avşa Merkez, Yiğitler ve Ekinlik yerleşimlerinde birer erkinlik gerçekleştirilecektir.

Marmara, Avşa ve Ekinlik adalarının kültürel çeşitliliğini, soyut-somut kültürel mirasını, arkeolojik zenginliğini, denizel kültürel peyzaj değerlerini yansıtacak ve her sene tekrarlanacak festival ilgili aktörlerin katılımıyla planlanıp uygulanacaktır. 

Ada Kültürleri Festivali, turizm bölgelerinde ekonomik getiriyi ve kitleselliği hedefleyen etkinliklerden farklı olarak, yerel kültürleri dâhil eden, sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliğine imkân sağlayacak şekilde gerçekleştirilecektir. İlki Marmara, Avşa ve Ekinlik adaları kültürlerini odağa alan festivalin geleneksel hale getirilmesi öngörülmektedir. Sonraki yıllarda diğer adaların kültürlerinin dâhil edilmesi planlanmaktadır.

Marmara Aks Hakkında

Marmara Adaları Kültür Sanat Aksı projesinin yürütücüsü Galimi Çınarlı Kırsal Kalkınma ve Turizm Derneği’dir. Proje ortakları ise Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Marmara Adaları Belediyesi’dir. ÇEKÜL Vakfı, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği ve Gündoğdu Derneği projede iştirakçi olarak yer almaktadırlar.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EÜ TDAE Kurucu Müdürü Prof. Dr. Türkmen’in 80. Yaşına İthafen “Âşıklık Geleneği Paneli” düzenlendi

Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Halk Bilimi Anabilim Dalı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğinde “Prof. Dr. Fikret Türkmen’in 80. Yaşına İthafen Âşıklık Geleneği Panel ve Şöleni” gerçekleştirildi.

Etkinliğe Bornova Kaymakamı Muzaffer Şahiner, Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdür Yardımcısı Serkan Emir Erkmen, EÜ Türk Dünyası Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdullah Temizkan, Türk Dünyası Enstitüsü Kurucu Müdürü Prof. Dr. Fikret Türkmen, Aşıklar Derneği Başkanı Mehmet Divanoğlu, Halk Ozanları Aşık Ali Rıza Ezgi, Aşık Maksut Feryadi, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.  

Etkinlikte konuşan Enstitü Müdürü Prof. Dr. Abdullah Temizkan, “Çatısı altında toplandığımız bu enstitünün önemine dair, öncelikle çok zor şartlarda, 33 yıl önce büyük bir emekle ve özel bir kanunla kurulmasını sağlayan, 80. yaşını kutladığımız hocamız Fikret Türkmen’e çok teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. Güçlü gelenekler, güçlü kurumlarla ortaya çıkar. Şu anda bu Enstitümüz, Türkiye’deki en güçlü Türk dünyası araştırmaları enstitülerinin başına yerleşiyor. Onun dışında bu 33 yıllık süre zarfında bu Enstitü sadece Anadolu’daki, Türkiye’deki Türk kültürünün unsurlarını araştırmakla kalmıyor, bütün Türk dünyasıyla ilgili araştırmaları yapıyor ve bunu sadece akademik araştırmalarla da bırakmıyor. Dün, bugün ve panelden sonra da olacağı gibi geleneğin devam eden canlı halini de bir şekilde insanlarımızla buluşturuyor. Bu güzel günde buraya gelip dinlemek için burada bulunuyor olmanız bizim için çok sevindirici, gelecek için de umut verici bir olay. Bu nedenle hepinize çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum” dedi.

“Âşıkların yaptıkları yarınlara aktarılmalı”

Âşıklık geleneğinin önemine değinen EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Halk Bilimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Ekici,  “Âşıklar geleneği ile ilgili böylesi bir etkinliği değerli hocamız Prof. Dr. Fikret Türkmen’in 80. yaşına armağan etmek bizim için ayrı bir görev, ayrı bir mutluluk. Âşıkların yaptıkları yarınlara aktarılmalı, onların yazdıkları, söyledikleri, çalıp anlattıkları gelecek kuşaklara ve özellikle genç kuşaklara aktarılmalı. Hepinizin bildiği gibi 2009 yılında Türk Edebiyatı Âşıklar Geleneği, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ortak çalışmalarımız neticesinde UNESCO İnsanlığı Somut Olmayan Kültürel Mirası temsil listesine kaydedildi. Bu, ülkemiz için büyük bir onur, büyük bir gururdu.  Böylesi bir geleneğin Edirne’den Kars’a kadar yurdumuzun her tarafında yaşatılması, canlı tutulması son derece önemli, son derece değerli. Hepinize saygı, hürmet ve selamlarımı sunuyorum.” diye konuştu.

İzmir Âşıklar Derneği Başkanı Aşık Mehmet Divanoğlu, “Bizler, İzmir Halk Aşıkları Derneği olarak aşıklar sanatını yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için mücadele ediyoruz. Bu mücadelemizde gerek üniversitelerden, gerek sivil toplum kuruluşlarından, gerek yerel yönetimlerden, gerek Kültür Bakanlığından her zaman destek bekliyoruz. Panel ve söyleşiye katılan herkese çok çok teşekkür ediyorum. İyi eğlenceler diliyorum” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdür Yardımcısı Serkan Emir Erkmen ise  “Bugün bizim için özel bir gün. Değerli hocamız, Prof. Dr. Fikret Türkmen’in 80. yaş günü vesilesiyle özel bir tanıtım ve çalışma yapılacak. Elbette yapılması gereken daha çok iş var. Bunun farkındayız. İnşallah bu sene yine Enstitümüzle beraber âşıklarla ilgili yeni çalışmalara imza atmayı planlıyoruz” dedi.

“Aşıklık Geleneği” Paneli

Açılış konuşmalarının ardından  EÜ Türk Dünyası Araştırmalar Enstitüsü Kurucu Müdür Prof. Dr. Fikret Türkmen, EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Ensitütsü Türk Halk Bilimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Ekici, EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Halk Bilimi Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Pınar Fedakar ve Doç. Dr. Fazıl Özdamar’ın katılımıyla “Aşıklık Geleneği” paneli düzelendi. Panelde, Prof. Dr. Ekici, Âşık Geleneği sorunları ile ilgili konuşma yaptı. Prof. Dr. Pınar Fedakar,   “Kent Ortamında Aşık Olmak” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.  Doç. Dr. Fazıl Özdamar ise “Aşıklık Geleneği Sürdürülebilir mi?” başlıklı sunum yaptı. Panelin sonrasında Prof. Dr. Türkmen tarafından konuşmacılara plaket takdimi yapıldı.

Panel ve söyleşi sonunda Âşık Ali Rıza Ezgi ile Âşık Maksut Feryadi arasında “Âşık Atışması” gerçekleşti. Gerçekleşen Aşık Atışması katılımcılar tarafından ilgiyle dinlendi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EÜ TDAE Kurucu Müdürü Prof. Dr. Türkmen’in 80. Yaşına İthafen “Âşıklık Geleneği Paneli” düzenlendi

Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Halk Bilimi Anabilim Dalı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras Kültürel Etkinlikler Genel Müdürlüğü ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğinde “Prof. Dr. Fikret Türkmen’in 80. Yaşına İthafen Âşıklık Geleneği Panel ve Şöleni” gerçekleştirildi.

Etkinliğe Bornova Kaymakamı Muzaffer Şahiner, Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdür Yardımcısı Serkan Emir Erkmen, EÜ Türk Dünyası Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Abdullah Temizkan, Türk Dünyası Enstitüsü Kurucu Müdürü Prof. Dr. Fikret Türkmen, Aşıklar Derneği Başkanı Mehmet Divanoğlu, Halk Ozanları Aşık Ali Rıza Ezgi, Aşık Maksut Feryadi, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.  

Etkinlikte konuşan Enstitü Müdürü Prof. Dr. Abdullah Temizkan, “Çatısı altında toplandığımız bu enstitünün önemine dair, öncelikle çok zor şartlarda, 33 yıl önce büyük bir emekle ve özel bir kanunla kurulmasını sağlayan, 80. yaşını kutladığımız hocamız Fikret Türkmen’e çok teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. Güçlü gelenekler, güçlü kurumlarla ortaya çıkar. Şu anda bu Enstitümüz, Türkiye’deki en güçlü Türk dünyası araştırmaları enstitülerinin başına yerleşiyor. Onun dışında bu 33 yıllık süre zarfında bu Enstitü sadece Anadolu’daki, Türkiye’deki Türk kültürünün unsurlarını araştırmakla kalmıyor, bütün Türk dünyasıyla ilgili araştırmaları yapıyor ve bunu sadece akademik araştırmalarla da bırakmıyor. Dün, bugün ve panelden sonra da olacağı gibi geleneğin devam eden canlı halini de bir şekilde insanlarımızla buluşturuyor. Bu güzel günde buraya gelip dinlemek için burada bulunuyor olmanız bizim için çok sevindirici, gelecek için de umut verici bir olay. Bu nedenle hepinize çok teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum” dedi.

“Âşıkların yaptıkları yarınlara aktarılmalı”

Âşıklık geleneğinin önemine değinen EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Halk Bilimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Ekici,  “Âşıklar geleneği ile ilgili böylesi bir etkinliği değerli hocamız Prof. Dr. Fikret Türkmen’in 80. yaşına armağan etmek bizim için ayrı bir görev, ayrı bir mutluluk. Âşıkların yaptıkları yarınlara aktarılmalı, onların yazdıkları, söyledikleri, çalıp anlattıkları gelecek kuşaklara ve özellikle genç kuşaklara aktarılmalı. Hepinizin bildiği gibi 2009 yılında Türk Edebiyatı Âşıklar Geleneği, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ortak çalışmalarımız neticesinde UNESCO İnsanlığı Somut Olmayan Kültürel Mirası temsil listesine kaydedildi. Bu, ülkemiz için büyük bir onur, büyük bir gururdu.  Böylesi bir geleneğin Edirne’den Kars’a kadar yurdumuzun her tarafında yaşatılması, canlı tutulması son derece önemli, son derece değerli. Hepinize saygı, hürmet ve selamlarımı sunuyorum.” diye konuştu.

İzmir Âşıklar Derneği Başkanı Aşık Mehmet Divanoğlu, “Bizler, İzmir Halk Aşıkları Derneği olarak aşıklar sanatını yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için mücadele ediyoruz. Bu mücadelemizde gerek üniversitelerden, gerek sivil toplum kuruluşlarından, gerek yerel yönetimlerden, gerek Kültür Bakanlığından her zaman destek bekliyoruz. Panel ve söyleşiye katılan herkese çok çok teşekkür ediyorum. İyi eğlenceler diliyorum” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan Miras ve Kültürel Etkinlikler Genel Müdür Yardımcısı Serkan Emir Erkmen ise  “Bugün bizim için özel bir gün. Değerli hocamız, Prof. Dr. Fikret Türkmen’in 80. yaş günü vesilesiyle özel bir tanıtım ve çalışma yapılacak. Elbette yapılması gereken daha çok iş var. Bunun farkındayız. İnşallah bu sene yine Enstitümüzle beraber âşıklarla ilgili yeni çalışmalara imza atmayı planlıyoruz” dedi.

“Aşıklık Geleneği” Paneli

Açılış konuşmalarının ardından  EÜ Türk Dünyası Araştırmalar Enstitüsü Kurucu Müdür Prof. Dr. Fikret Türkmen, EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Ensitütsü Türk Halk Bilimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Ekici, EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Halk Bilimi Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Pınar Fedakar ve Doç. Dr. Fazıl Özdamar’ın katılımıyla “Aşıklık Geleneği” paneli düzelendi. Panelde, Prof. Dr. Ekici, Âşık Geleneği sorunları ile ilgili konuşma yaptı. Prof. Dr. Pınar Fedakar,   “Kent Ortamında Aşık Olmak” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.  Doç. Dr. Fazıl Özdamar ise “Aşıklık Geleneği Sürdürülebilir mi?” başlıklı sunum yaptı. Panelin sonrasında Prof. Dr. Türkmen tarafından konuşmacılara plaket takdimi yapıldı.

Panel ve söyleşi sonunda Âşık Ali Rıza Ezgi ile Âşık Maksut Feryadi arasında “Âşık Atışması” gerçekleşti. Gerçekleşen Aşık Atışması katılımcılar tarafından ilgiyle dinlendi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Enerjisa Üretim 30. Enerji Santralini Devreye Aldı

Yenilenebilir enerji dönüşümünde kritik bir rol oynayarak, dijital altyapısı ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarıyla Türkiye’nin enerji geleceğine yön veren Enerjisa Üretim, tüm fazları tamamlandığında 60 türbin ile 250 MW kurulu güce sahip olacak Uygar RES’in ilk fazını işletmeye aldı. Bu yatırım, Enerjisa Üretim’in YEKA-2 ve YEKA RES-2024 süreçlerinde hayata geçireceği toplam 1.750 MW kurulu güç ile Türkiye’nin en büyük yenilenebilir enerji hamlelerinden birinin stratejik ve kritik bir parçasını oluşturuyor.

Tam kapasiteye ulaştığında yılda yaklaşık 1 milyar kWh temiz enerji üreterek Türkiye’nin enerji arzına sürekli ve sürdürülebilir bir katkı sağlayacak, iklim hedeflerine güçlü bir katkı sunacak. Bu üretim, yaklaşık 500 bin hanenin yıllık elektrik tüketimine eşdeğer temiz enerji anlamına geliyor. Ayrıca, proje sayesinde yılda yaklaşık 600 bin ton karbon salımı engellenerek çevreye ve sürdürülebilirliğe somut katkı sağlanacak.

Türkiye’nin en büyük ikinci rüzgâr santrali olacak

Tamamlandığında Türkiye’nin en büyük ikinci rüzgâr enerji santrali olma özelliği taşıyacak Uygar RES projesi, yalnızca temiz enerji üretimiyle değil; yerli üretimi destekleyen teknolojik ve dijital altyapısıyla, mühendislikten saha operasyonlarına uzanan istihdam zinciriyle ve bölge ekonomisine sağladığı doğrudan katkıyla kalkınmaya da yön veriyor.

Türkiye’nin yenilenebilir omurgası

Enerjisa Üretim, yaklaşık 4.000 MW kurulu gücü ve 30 santraliyle Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 4-5’lik bölümünü karşılayarak arz güvenliğinde stratejik bir omurga görevi üstleniyor. Uygar RES ile enerji üretim portfolyosunu daha da güçlendiren Enerjisa Üretim, Türkiye’nin yenilenebilir enerji dönüşümündeki öncü rolünü, sürdürülebilir ve yerli kaynaklara dayalı büyümesini kararlılıkla sürdürüyor. 

“Rüzgâr artık sadece doğadan değil, bizim vizyonumuzdan da esiyor”

30. santralin, sadece sayısal bir eşik değil, daha büyük bir etki, daha derin bir sorumluluk ve ileriye dönük vizyonun simgesi olduğunu ifade eden Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’nin enerji dönüşümünde öncü bir aktör olmanın getirdiği sorumlulukla, 30. santralimiz Uygar RES’i devreye alarak yerli ve yenilenebilir enerji ekosisteminin gelişimine güçlü bir katkı sağlıyoruz. Balıkesir, İzmir ve Manisa il sınırları içerisinde bulunan bu dev yatırım, tamamlandığında Türkiye’nin en büyük ikinci rüzgâr enerjisi santrali olacak. Yıllık yaklaşık 1 milyar kWh’lik üretim kapasitesiyle enerji bağımsızlığımıza ve iklim hedeflerimize doğrudan katkı sunacak. Enerji bağımsızlığımıza sunduğu doğrudan katkının yanı sıra, daha rekabetçi elektrik fiyatları ve güvence altına alınan elektrik tedarikiyle de stratejik bir değer taşıyacak.

Bizim için her yeni santral, yalnızca enerji üretimi değil; yerli teknoloji, insan kaynağı, Ar-Ge ve sürdürülebilirlik anlamına geliyor. Uygar RES’te türbinlerin kule, kanat ve jeneratör gibi kritik bileşenlerinin Türkiye’de üretilmiş olması, bu yaklaşımın en somut göstergesi. Yerli ekipman, mühendislik gücü ve yenilikçi çözümlerle kurduğumuz altyapı, Türkiye’nin gelecekteki enerji omurgasını da şekillendiriyor. Aynı zamanda, bu yatırımlar yerli sanayi gruplarının üretim verimliliğini artırıyor, ihracatla ekonomimize ek değer kazandırıyor. 

Yenilenebilir enerji yatırımlarımızla sektörün vizyonuna yön vererek sektöre de ilham kaynağı olduğumuza inanıyoruz. Uçtan uca kadınlar tarafından yönetilen Ovacık RES, ‘darkplant’ (insansız) işletim altyapısıyla öne çıkan Akköy RES ve Harmancık RES gibi projelerimiz, bu yaklaşımımızın somut örnekleri arasında yer alıyor.

1.750 MW’lık YEKA yatırımlarımız, hibrit santraller, batarya enerji depolama tesisleri, kapasite artışları, birleşme ve satın almalar ile büyümemizi sürdürüyoruz; bu projelerin tamamlanmasıyla birlikte Türkiye’nin rüzgar toplam kurulu gücüne yaklaşık yüzde 15 oranında katkı sağlayacağız. Bu güçlü altyapının arkasında ise 2,5 milyar dolar değerindeki toplam yatırım yer alıyor. Son 10-15 yılın Türkiye’deki en büyük yenilenebilir enerji yatırımı olan bu portföy, aynı zamanda sorumlu büyümenin ve uzun vadeli stratejimizin de göstergesidir.

Yenilenebilir enerji yatırımımızla sektöre güç katmaya, Türkiye’nin yeşil enerji yolculuğuna katkı sağlamaya ve iklim pozitif bir geleceği mümkün kılmaya kararlılıkla devam edeceğiz.”

Edirne ve Balkaya ile rüzgâr gücüne 750 MW eklemişti

Enerjisa Üretim, yakın zamanda gerçekleştirilen toplam 1.200 MW’lık YEKA RES-2024 ihalelerinde en büyük kapasiteyi elde ederek önemli bir başarıya imza atmıştı. 410 MW kapasiteli Edirne RES ve 340 MW kapasiteli Balkaya RES projeleriyle, rüzgar enerjisi portföyüne 750 MW’lık kapasite daha kazandırmıştı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Enerjisa Üretim 30. Enerji Santralini Devreye Aldı

Yenilenebilir enerji dönüşümünde kritik bir rol oynayarak, dijital altyapısı ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarıyla Türkiye’nin enerji geleceğine yön veren Enerjisa Üretim, tüm fazları tamamlandığında 60 türbin ile 250 MW kurulu güce sahip olacak Uygar RES’in ilk fazını işletmeye aldı. Bu yatırım, Enerjisa Üretim’in YEKA-2 ve YEKA RES-2024 süreçlerinde hayata geçireceği toplam 1.750 MW kurulu güç ile Türkiye’nin en büyük yenilenebilir enerji hamlelerinden birinin stratejik ve kritik bir parçasını oluşturuyor.

Tam kapasiteye ulaştığında yılda yaklaşık 1 milyar kWh temiz enerji üreterek Türkiye’nin enerji arzına sürekli ve sürdürülebilir bir katkı sağlayacak, iklim hedeflerine güçlü bir katkı sunacak. Bu üretim, yaklaşık 500 bin hanenin yıllık elektrik tüketimine eşdeğer temiz enerji anlamına geliyor. Ayrıca, proje sayesinde yılda yaklaşık 600 bin ton karbon salımı engellenerek çevreye ve sürdürülebilirliğe somut katkı sağlanacak.

Türkiye’nin en büyük ikinci rüzgâr santrali olacak

Tamamlandığında Türkiye’nin en büyük ikinci rüzgâr enerji santrali olma özelliği taşıyacak Uygar RES projesi, yalnızca temiz enerji üretimiyle değil; yerli üretimi destekleyen teknolojik ve dijital altyapısıyla, mühendislikten saha operasyonlarına uzanan istihdam zinciriyle ve bölge ekonomisine sağladığı doğrudan katkıyla kalkınmaya da yön veriyor.

Türkiye’nin yenilenebilir omurgası

Enerjisa Üretim, yaklaşık 4.000 MW kurulu gücü ve 30 santraliyle Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 4-5’lik bölümünü karşılayarak arz güvenliğinde stratejik bir omurga görevi üstleniyor. Uygar RES ile enerji üretim portfolyosunu daha da güçlendiren Enerjisa Üretim, Türkiye’nin yenilenebilir enerji dönüşümündeki öncü rolünü, sürdürülebilir ve yerli kaynaklara dayalı büyümesini kararlılıkla sürdürüyor. 

“Rüzgâr artık sadece doğadan değil, bizim vizyonumuzdan da esiyor”

30. santralin, sadece sayısal bir eşik değil, daha büyük bir etki, daha derin bir sorumluluk ve ileriye dönük vizyonun simgesi olduğunu ifade eden Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye’nin enerji dönüşümünde öncü bir aktör olmanın getirdiği sorumlulukla, 30. santralimiz Uygar RES’i devreye alarak yerli ve yenilenebilir enerji ekosisteminin gelişimine güçlü bir katkı sağlıyoruz. Balıkesir, İzmir ve Manisa il sınırları içerisinde bulunan bu dev yatırım, tamamlandığında Türkiye’nin en büyük ikinci rüzgâr enerjisi santrali olacak. Yıllık yaklaşık 1 milyar kWh’lik üretim kapasitesiyle enerji bağımsızlığımıza ve iklim hedeflerimize doğrudan katkı sunacak. Enerji bağımsızlığımıza sunduğu doğrudan katkının yanı sıra, daha rekabetçi elektrik fiyatları ve güvence altına alınan elektrik tedarikiyle de stratejik bir değer taşıyacak.

Bizim için her yeni santral, yalnızca enerji üretimi değil; yerli teknoloji, insan kaynağı, Ar-Ge ve sürdürülebilirlik anlamına geliyor. Uygar RES’te türbinlerin kule, kanat ve jeneratör gibi kritik bileşenlerinin Türkiye’de üretilmiş olması, bu yaklaşımın en somut göstergesi. Yerli ekipman, mühendislik gücü ve yenilikçi çözümlerle kurduğumuz altyapı, Türkiye’nin gelecekteki enerji omurgasını da şekillendiriyor. Aynı zamanda, bu yatırımlar yerli sanayi gruplarının üretim verimliliğini artırıyor, ihracatla ekonomimize ek değer kazandırıyor. 

Yenilenebilir enerji yatırımlarımızla sektörün vizyonuna yön vererek sektöre de ilham kaynağı olduğumuza inanıyoruz. Uçtan uca kadınlar tarafından yönetilen Ovacık RES, ‘darkplant’ (insansız) işletim altyapısıyla öne çıkan Akköy RES ve Harmancık RES gibi projelerimiz, bu yaklaşımımızın somut örnekleri arasında yer alıyor.

1.750 MW’lık YEKA yatırımlarımız, hibrit santraller, batarya enerji depolama tesisleri, kapasite artışları, birleşme ve satın almalar ile büyümemizi sürdürüyoruz; bu projelerin tamamlanmasıyla birlikte Türkiye’nin rüzgar toplam kurulu gücüne yaklaşık yüzde 15 oranında katkı sağlayacağız. Bu güçlü altyapının arkasında ise 2,5 milyar dolar değerindeki toplam yatırım yer alıyor. Son 10-15 yılın Türkiye’deki en büyük yenilenebilir enerji yatırımı olan bu portföy, aynı zamanda sorumlu büyümenin ve uzun vadeli stratejimizin de göstergesidir.

Yenilenebilir enerji yatırımımızla sektöre güç katmaya, Türkiye’nin yeşil enerji yolculuğuna katkı sağlamaya ve iklim pozitif bir geleceği mümkün kılmaya kararlılıkla devam edeceğiz.”

Edirne ve Balkaya ile rüzgâr gücüne 750 MW eklemişti

Enerjisa Üretim, yakın zamanda gerçekleştirilen toplam 1.200 MW’lık YEKA RES-2024 ihalelerinde en büyük kapasiteyi elde ederek önemli bir başarıya imza atmıştı. 410 MW kapasiteli Edirne RES ve 340 MW kapasiteli Balkaya RES projeleriyle, rüzgar enerjisi portföyüne 750 MW’lık kapasite daha kazandırmıştı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Televizyon tarihinin kült yapımlarından ‘Will & Grace’in yaratıcılarının imzasını taşıyan yeni dizi ‘Mid-Century Modern’, 28 Mayıs’tan itibaren sadece Disney+’ta!

“Tesadüfen arkadaş, tercihen aile…” Bunny Schneiderman, Jerry Frank ve Arthur Broussard; bu üç yakın arkadaş için en büyük aşk, sahip oldukları dostlukları. Belli bir yaşa gelmiş bu üç arkadaş, beklenmedik bir kaybın ardından, içlerinden en varlıklısının annesiyle yaşadığı Palm Springs’te, emeklilik hayatlarını birlikte geçirmeye karar verir. Birbirlerini aile gibi gören bu dostların hayatları ne kadar zorlaşırsa zorlaşsın, her zaman aralarından biri çıkıp “Boynun şöyle bir gerdirsen hayatın da yoluna girerdi” ya da “Evet, altyazıları aç; hatta en büyük fonta getir” gibi yorumlar yapabilir. 

Televizyon tarihinin en unutulmaz komedi dizilerinden, 18 dalda Emmy Ödülü’ne sahip ‘Will & Grace’in yaratıcıları David Kohan ve Max Mutchnick’in izleyicilerle buluşturduğu ‘Mid-Century Modern’, dostluk, ilişkiler ve yaş alma gibi konuları mizahi bir dille işliyor. Yönetmen koltuğunda televizyon tarihinin en uzun soluklu dizisi ‘Cheers’ başta olmak üzere sayısız önemli projeye imza atan James Burrows oturuyor. Nathan Lane, Matt Bomer, Nathan Lee Graham ve Linda Lavin’in başrollerini paylaştığı dizide Richard Kind ve Jesse Tyler Ferguson gibi yıldız isimler de konuk oyuncu olarak yer alıyor. 

Televizyonun dahi altın ismi Ryan Murphy’nin yapımcıları arasında yer aldığı ve ilk sezonu 10 bölümden oluşan ‘Mid-Century Modern’, 28 Mayıs’tan itibaren sadece Disney+’ta seyredilebilecek. 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı