Aylık arşivler: Mayıs 2025

Borusan, 2024 yılı Entegre Faaliyet Raporu’nu yayımladı

2021’den bu yana stratejisini, hedeflerini ve performansını şeffaflıkla paylaşan Borusan Holding, bu yıl da küresel raporlama ve sürdürülebilirlik standartlarıyla uyumlu, kapsamlı iletişimini sürdürdü. 80. yılını geride bırakan Grup, Köklerden Geleceğe” vurgusuyla yayınladığı 2024 Entegre Faaliyet Raporu ile hem finansal başarılarını hem de çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) alanlarındaki dönüştürücü adımlarını bir kez daha ortaya koydu. 

Rapor, Borusan Grubu’nun faaliyet gösterdiği otomotiv, lojistik, enerji, üretim, makine ve güç sistemleri sektörlerindeki faaliyetlerini tek tek ele alarak her birindeki büyüme, yenilik ve dönüşüm süreçlerini detaylı analizlerle ortaya koyuyor. Grubun sürdürülebilirlik, inovasyon ve insana yatırım gibi temel değerlere bağlılığını da vurguluyor. Ayrıca, finansal olmayan performans göstergeleri için alınan bağımsız sınırlı güvence de Grubun şeffaflık ve hesap verebilirliğini ileri bir seviyeye taşıyor.

Erkan Kafadar: “Her alanda dönüşüyor, geleceğe kararlılıkla yürüyoruz”

 Borusan Grup CEO’su Erkan Kafadar, finansal ve sürdürülebilirlik performansı bakımından başarılı bir faaliyet yılını geride bıraktıklarını belirtti. 

Erkan Kafadar, şu değerlendirmede bulundu: “80. yılımızı geride bırakmanın sorumluluğuyla 2024’te her alanda bütünsel bir bakışla büyümeyi ve dönüşmeyi sürdürdük. Grubumuzu 200 yıl ve ötesine taşıma vizyonumuz doğrultusunda sürdürülebilir büyümeyi merkeze alan stratejimizle, mevcut ve gelişmekte olan pazarlarda varlığımızı güçlendirecek tüm fırsatları titizlikle değerlendirerek ilerliyoruz.  Son dönemde gerçekleştirdiğimiz stratejik yatırımlarımız ile faaliyet alanlarımızda başarı sağlarken sürdürülebilirlik hedeflerimize de adım adım yaklaşıyoruz. 2024 yılında da yenilenebilir enerji projelerimizi genişlettik, verimlilik yatırımları ile daha az enerji tükettik, kullandığımız suyu ve meydana gelen atıklarımızı geri kazandık. Grup bazında sera gazı emisyon yoğunluğumuzu bir önceki yıla göre %27 oranında azalttık. Bu yolculukta en büyük motivasyonumuz elbette paydaşlarımızın güveni ve ekibimizin inancı. Önümüzdeki dönemde de bu güçlü ivmeyi koruyarak, faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda çıtayı her yıl daha yukarı taşımayı hedefliyoruz.”

Sorumlu yatırımla sürdürülebilir değer yaratıyor

1944’ten bu yana Türkiye’nin kalkınma yolculuğunda öncü bir güç olan Borusan Holding bugün üç kıtada, 11 ülkede, 14 bini aşkın çalışanıyla paydaşları için sürdürülebilir değer yaratmaya devam ediyor.

Borusan, 2024 yılını 257 milyar TL konsolide Grup geliriyle tamamladı. Grup, 2023 yılına kıyasla TL bazında yüzde 39 oranında büyüme anlamına gelen bu başarılı performansına ek olarak, “iklim, insan ve inovasyon” eksenlerinde etki alanını derinleştirerek çevre, insan ve toplum için değer yarattığı projelere de imza attı.  

Borusan, enerji iş kolunda gerçekleştirilen kapasite artışıyla toplam kurulu gücünü 855 MW’a taşıdı. Grup genelinde enerji yoğunluğu 2023 yılına kıyasla %27 oranında azaltıldı. 131 bin tonu aşan atık geri kazanılarak geri kazanım oranı bir önceki yıla kıyasla yüzde 15 arttırıldı. Ayrıca 115 bin tonun üzerinde su geri kazanımı sağlanırken, toplam su tüketiminde 2023’e göre %14’lük azalma elde edildi. Borusan, 2024’ü 296 milyon TL’yi aşan çevre koruma yatırımıyla tamamladı.  

“200 yıllık vizyonunu” kapsayıcı kültür, inovasyon ve değerle destekliyor

Borusan Grubu, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel adımlarla değil, kapsayıcı bir kültür, güçlü insan kaynağı ve teknolojiyle desteklenmiş bir değer üretim modeli olarak ele alıyor. Grup, 200 yıllık vizyonunu besleyecek yetenekleri güçlendirirken, Türkiye’nin nitelikli işgücü hedefine de katkı sağlıyor.

Toplam işgücünün yüzde 21’ini kadın çalışanların oluşturduğu Borusan’da, üst yönetimde bu oran 2024’te yüzde 26’ya ulaştı. Yüzde 96,3’lük genç yetenekleri elde tutma oranıyla sektördeki lider konumunu pekiştiren Borusan, yeni nesil yetkinliklerin gelişimi için mentorluk programları ve kariyer yönetimi fırsatları sunuyor. 

Borusan Grubu, kurumsal başarısını geleceğe taşımak amacıyla 2022 yılında başlattığı kültürel dönüşüm yolculuğu BorusanX’i de bu yıl tamamladı ve 80 yıllık değerlerini modern dünyanın dinamikleriyle buluşturdu. Liderlik anlayışından performans yönetimine, çalışan deneyiminden dijital adaptasyona kadar tüm süreçler geleceğin iş dünyasına uyum sağlayacak şekilde dönüştürüldü.

Grup, 480 Milyon TL’yi aşan Ar-Ge bütçesiyle 2024’te 24 yeni patent başvurusu ve 39 yeni ürün/hizmet geliştirerek değer zincirinin her halkasında fayda yarattı. 

Toplumsal faydayı merkeze alan projelerle de öne çıkan Borusan, 2024 boyunca kurumsal sosyal sorumluluk programlarıyla eğitimden kültür sanata, iklim krizinden fırsat eşitliğini desteklemeye uzanan alanlarda kolektif bir etki yaratmayı sürdürdü.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Sanat Engel Tanımaz”

Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı ve Sadettin Tezcan Özel Eğitim Meslek Okulu işbirliğinde “Sanat Engel Tanımaz” adlı etkinlik düzenlendi. Etkinliğin koordinatörlüğünü Öğr. Gör. Birsen Buket Tüzün ve Öğr. Gör. Atabey Aydın üstlendi. Etkinliğe Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Ali Maruf Alaskan, Engelsiz Ege Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Pelin Piştav Akmeşe, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Sanatın birleştirici gücünü vurgulayan konser, özel eğitim öğrencilerinin müzik, dans ve sahne performanslarıyla izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşattı.

Etkinlik sonunda konuşan Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Ali Maruf Alaskan “Hayat böyle bir şeydir zaten. Hepimizin hayatında engeller vardır, kimi fiziki kimi görünmez engellerdir. Aslında hepimizin kafasının içerisinde, kalbinin içerisinde ne tür engeller olduğunu bilmiyoruz. Bazı arkadaşlarımız şanslı çünkü bunların farkındalar ve bir şekilde çözüm yolu buluyorlar. Şunu baştan belirtmek isterim ki, bilmediğimiz engellerle baş etmek oldukça zordur. Herkesin farklı bir öğrenme biçimi olduğunu kabul etmemiz lazım. Bu nedenle hazırlığını Serdar Çiğdem hocanın yaptığı bu çalışma, çok değerlidir. Bu tür sosyal sorumluluk projelerine Konservatuvarımızın ev sahipliği yapmasından gurur duyuyoruz. Etkinliğin geleneksel hale getirilmesi için çalışmalar yapacağız” dedi.

         “Önceliğimiz sanat, müzik ve kültürel katılım”

Sadettin Tezcan Özel Eğitim Meslek Okulu Müdürü Hakan Emrah Bodur ise “Biz farklı lokasyonlardan 120 öğrenciye özel eğitim hizmeti veren bir kurumuz. Özel gereksinimleri olan çocukların varlığını herkese hissettirebilmek için çabalıyoruz. Önceliğimiz, öğrencilerimizin sanat, müzik ve kültürel faaliyetlere katılımını teşvik etmektir. Onlar engellere rağmen çok güzel bir gösteri sundular, bu etkinliğe fırsat tanıyan ve burada bulunan herkese teşekkür ederiz” diye konuştu.

Programın hazırlanmasında Sadettin Tezcan Özel Eğitim Meslek Okulu öğretmenlerinden Seçkin Yetimoğlu, Yeşim Parıltı ve Serdar Çiğdem görev aldı. Etkinlik sonunda Prof. Dr. Ali Maruf Alaskan ve Prof. Dr. Pelin Piştav Akmeşe tarafından öğrencilere ve emeği geçen öğretmenlere “Teşekkür Belgesi” takdim edildi.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kartepeli Minikler Büyük İş Başardı

Kartepe Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü öncülüğünde hayata geçirilen çevre farkındalığı çalışmaları, bu kez minik yüreklerin büyük çabasıyla taçlandı. Hacı Halim Karslı İlköğretim Okulu öğrencileri, çevre bilinci kazanmak ve geri dönüşümün önemini kavramak amacıyla anlamlı bir projeye imza attı.

Öğrenciler, kendi imkânlarıyla evlerinde biriktirdikleri ambalaj atıklarını sınıfça toplayarak, Kartepe Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne gönüllü olarak teslim etti. Bu örnek davranış, hem okul topluluğunda hem de çevrede takdirle karşılandı.

Etkinliğe katılan Kartepe Belediye Başkan Yardımcısı Osman Bina ve Temizlik İşleri Müdürü Emre Turan, öğrencilere Kartepe Belediye Başkanı Av. M. Mustafa Kocaman’ın selamlarını ileterek çevreye duyarlı yaklaşımlarından dolayı teşekkür etti. Her bir öğrenciye “Çevre Kahramanı” rozeti ve teşekkür belgeleri takdim edilerek, çevresel duyarlılıkları ödüllendirildi.

Etkinliğin sonunda öğrenciler, toplanan atık PET şişeleri yaratıcılıklarıyla değerlendirdi ve kuş yuvaları yaptı. Bu yuvalar okul bahçesi ve çevredeki uygun alanlara yerleştirilerek, doğaya olan sevgi somut bir şekilde gösterildi.

Minik öğrencilerin bu anlamlı girişimi, çevre bilincinin erken yaşta kazandırılmasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Öğrencilerin çevre dostu adımı, Kartepe’de büyük bir farkındalık yarattı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘2024 İzmir Bilim Olimpiyatları (İZBO EGE) Bölge ve İl Ödül Töreni’ Gerçekleştirildi

İzmir İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından, öğrencilerin temel bilim alanlarına ilgisini artırmak, bilimsel düşünme becerilerini geliştirmek ve geleceğin bilim insanı adaylarını desteklemek amacıyla düzenlenen ‘2024 İzmir Bilim Olimpiyatları (İZBO EGE) Bölge ve İl Ödül Töreni’ İzmir İl Millî Eğitim Müdürlüğü 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Törene; İzmir İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, İzmir İl Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Hasan Vermez, İzmir İl Millî Eğitim Şube Müdürleri Ali Can Güllü, Nedim Sıtkı Şatır ile Bahadır Darakçı’nın yanı sıra çok sayıda eğitim yöneticisi, öğretmen, veli ve öğrenci katıldı.

Millî Eğitim Bakanlığının ilgili yönetmelik ve genelgelerine uygun olarak düzenlenen ve bilimsel esaslara dayanan yarışmaya; İzmir, Manisa, Aydın, Denizli, Muğla, Afyonkarahisar, Kütahya ve Uşak illerindeki resmî okullarla Bilim Sanat Merkezlerine kayıtlı öğrenciler katıldı. Yarışma sonucunda başarılı olan öğrenciler, 24 hafta (48 saat) süren olimpiyat hazırlık eğitimlerine alındı ve 12 farklı kategoride toplam 73 öğrenci ödüle layık görüldü.

Tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından İzmir İl Millî Eğitim Şube Müdürleri Ali Can Güllü, açılış konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “İZBO sürecini 2018 yılında başlattık ve kısa sürede 8 ili kapsayan geniş bir ağ oluşturduk. Ekim ayında gerçekleştirdiğimiz seçme sınavının ardından, 38 kişilik uzman öğretmen kadromuzla 48 saatlik yoğun eğitim programını başarıyla tamamladık. Bugün, emeklerimizi ödül töreniyle taçlandırmanın gururunu yaşıyoruz. Valiliğimizin öncülüğünde ve İl Millî Eğitim Müdürlüğümüzün desteğiyle öğrencilerimizin bilimsel gelişimlerine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

Geleceğin Aziz Sancarları, İzmir’in Umut Dolu Yarınları

İzmir İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, ödül töreninde yaptığı konuşmada öğrencilerin başarılarından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bugün, Türkiye Yüzyılı’nın teknoloji ve bilimle yoğrulmuş rüyasını gerçeğe dönüştüren gençlerimizin başarılarına şahitlik için bir aradayız. İzmir İl Millî Eğitim Müdürlüğü olarak Sayın Valimizin öncülüğünde, İzmir’i bir bilim ve inovasyon üssüne dönüştürmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Umudun ve gayretin adı olan ‘İzmir Bilim Olimpiyatları’nda yarışan her öğrencimiz, sadece bireysel başarıya imza atmakla kalmayıp, milletçe kurduğumuz büyük hayalleri de gerçeğe dönüştürüyor. Geleceğimiz olan evlatlarımızın yazdığı başarı hikâyeleri, bizleri gururlandırıyor.  Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyetini kurarken gösterdiği inanç ve kararlılık gibi, biz de evlatlarımıza yürekten inanıyor, onların potansiyellerine güveniyoruz. İzmir eğitim ailesi olarak amacımız, evlatlarımıza ışık tutmak, onlara umut olmak ve bilinçli, farkındalığı yüksek nesiller yetiştirmektir. Buradan ülkemize yeni Aziz Sancarlar, Fuat Sezginler çıkacağına olan inancım tamdır. Öğrencilerimizin başarılarının devamını diliyor; bu vesileyle evlatlarımızı yetiştiren ailelerine, öğretmenlerimize ve emeği geçen herkese teşekkür ederim.” dedi.

Gurur Tablosu

İzmir İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından, 14 birincilik, 24 ikincilik ve 35 üçüncülük olmak üzere toplam 73 öğrenciye ödülleri, başarı belgeleri ve madalyaları takdim edildi. Toplu fotoğraf çekiminin ardından tören sona erdi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Skolyoz Çocuğunuzun Sağlıklı Ve Hareketli Büyümesini Engellemesin

Omurgaya önden ya da arkadan bakıldığında sağa veya sola doğru eğrilik görülmesi ile anlaşılan skolyoz, genellikle büyüme çağındaki çocuklarda çoğunlukla genetik faktörlere bağlı olarak oluşuyor. Omurganın sağ ya da sola S ve ya C şeklinde eğilmesi, kendi etrafında dönmesi olarak tarif edilen skolyoz, hastanın gelişim dönemini olumsuz etkileyebiliyor. Skolyoz tedavisi, hastanın yaşı, eğriliğin derecesi ve büyümesi yani ilerleme potansiyeline göre kişiye özel olarak planlanıyor. Bu tedavi uygulamalarından biri de ipli skolyoz, füzyonsuz skolyoz ameliyatı ya da omurgada gerdirme metodu olarak adlandırılıyor ve gögüs bölgesindeki omurlarda olan yani idiopatik skolyoz tiplerinin büyük bir kısmında kullanılabiliyor. Bu yöntem, skolyoz hastasının boy uzamasını engellemeyerek büyüme sırasında eğriliğin de düzelmesini sağlıyor. Memorial Şişli ve Bahçelievler Hastaneleri İleri Omurga Merkezi’nden Prof. Dr. Mehmet Aydoğan, 1-30 Haziran Skolyoz Farkındalık Ayı için, ipli skolyoz yöntemi hakkında bilgi verdi.

Skolyoz ergenlik döneminde sık görülüyor 

Skolyoz, omurganın sağa veya sola doğru eğriliği olarak tanımlanır. Skolyoz yani omurgadaki eğrilikler hafif gelişebileceği gibi, ileri derecelerde de görülebilmektedir. Ergenlikte ortaya çıkan “Adölesan İdiyopatik Skolyoz” en yaygın görülen skolyoz tipidir.

Skolyoz hastalığında tedavi prensipleri her hasta özelinde değerlendirilerek uygulanmaktadır. Skolyoz tedavisi; hastanın yaşı, eğriliğin yeri, derecesi ve büyüme potansiyeline göre kişiye özel planlanmaktadır. Skolyoz hastalığın erken saptanması hastanın takibi ve doktor kontrolünde olması açısından hastaya önemli avantaj sağlayabilmektedir. Ancak erken yaşlarda saptanan skolyozda çocuğun büyüme potansiyeli aynı zamanda eğilme ihtimali anlamına da gelmektedir. Erken başlayan skolyozlarda çocuk uzadıkça omurga eğilmeye devam etmektedir.

Skolyozun derecesi çok önemli

Skolyozun derecesi 20 derecenin altında ise hasta gözlem tedavisine alınır. Büyüme potansiyeline göre 4-6 ay aralarla kemik gelişimi tamamlanana kadar hasta takip edilir. İlk doktora başvurduğunda 20-45 derece arasında olan veya 20 derecenin altında olan ancak takiplerde 5 dereceden fazla ilerleme saptanan hastalar konservatif tedavi denilen ameliyatsız tedaviler uygulanır. Bunlar; fizik tedavi, egzersiz ve korse tedavileri gibi yöntemlerdir. Bel eğrilikleri için 35, sırt eğrilikleri için 40 derecenin üzerindeki hastalar cerrahi süreç açısından değerlendirmeye alınmaktadır. 

Çocukların büyüme ve gelişmesini destekleyen yöntem: İpli skolyoz

Skolyoz hastalığında ameliyatla eğriliğin düzeltilmesi ve kaynatılması esastır. Birleşen omurlar düz ancak hareketsiz hale gelmektedir. Hareketsiz hale gelen omurların uzaması da olmayacağı için büyüme çağındaki çocuklara kaynatma ameliyatı mümkün olmamaktadır. Ancak ülkemizde sayılı merkezlerde uygulanan ipli skolyoz yöntemi ile skolyoz hastası çocukların bu sıkıntısı büyük oranda ortadan kalkmaktadır. Bu yöntem göğüs bölgesindeki omurlarda olan idiopatik skolyoz tiplerinin büyük bir kısmında kullanılmaktadır. Hastanın boy uzamasını engellemez, büyüme döneminde eğriliğin uzama ile birlikte düzelmesini sağlar.

İpli skolyoz yöntemi, laparoskopik olarak göğüs kafesinden açılan deliklerle kamera yardımıyla yapılmaktadır. Sistem eğriliğin olduğu omurlara ulaşılıp bu omurlarda eğriliğin dış bükey tarafına konan vidalar ve bu vidalara bağlanarak gerdirilen bantlardan oluşmaktadır.  Gerdirme işlemi sırasında akut bir miktar düzelme olur, vidalar ve gerdirilen bant eğriliğin dış (dışbükey)  tarafının daha yavaş iç tarafının daha hızlı büyümesini sağlar, bu sayede hasta uzarken oluşan eşitsiz büyüme eğriliği düzelir. Burada operasyon sırasında germe yapılarak gelişen düzeltme miktarı eğriliğin esnekliği ile orantılı olmaktadır, esnek bir eğrilikte operasyon sonrası belirgin düzelme sağlanmaktadır. 

İpli skolyoz, tüm skolyoz hastalarına uygulan bir yöntem değildir. Bu yöntem için öncelikle uygun hastalar seçilmelidir. Göğüs bölgesindeki omurlarında 30-60 derece arası eğrilik olan kemik büyümesinin başında olan ve boy uzamasının devam edeceği, uzama kıkırdakları açık olan skolyoz hastalarına uygulanmaktadır. Gerdirme yönteminin uygulanması için omurganın belirli bir güce sahip olması gerekmektedir. Hastanın fiziksel özellikleri ve gelişmişliği göz önünde bulundurularak değerlendirilmekle birlikte sıklıkla bu yöntem 10 yaşından sonra uygulanmaktadır.

Boy uzaması tamamlamış ancak esnek (hastayı sağa veya sola eğerek çekilen röntgenlerde eğrilikte belirgin düzelme görülüyorsa) bir eğriliğe sahip genç erişkin hastalarda hareketi koruması avantajı göz önünde bulundurularak kullanılabilmektedir.

Hastalar ameliyat sonrası dans edip, spor yapabilir

İpli skolyoz yöntemi, hastada göğüs kafesi kenarlarından açılan küçük deliklerden yapılmaktadır ve oldukça konforlu bir ameliyat tekniğidir. Hastanın kanama miktarı ve ameliyat sonrası ağrısı az olur. Ameliyat sonrası hastanede kalış süresi kısadır. Skolyoz hastalığında en önemli kıstas hastanın eğriliğini düzeltirken, hareket kapasitesini korumaktır. Bu nedenle skolyoz tedavisinde uzun yıllardır hekim ve hastaların tedaviye karar verirken sordukları “Düz ancak hareketsiz bir omurga mı? Eğik ancak hareketli bir omurga mı?” sorusu yerini “Hem düz hem hareketli bir omurga” cevabına bırakmıştır. Bu nedenle ipli skolyoz yöntemi  hastalara hareketli bir omurga sunmaktadır. Hastalar bu sayede ameliyat sonrası dans, bale, spor gibi her türlü aktiviteyi herhangi bir kısıtlama olmadan rahatlıkla yapabilmektedir. 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Özellikle 5 yaş altındaki çocuklar için çok riskli!

Çocukluk çağında sık karşılaşılan ve halk arasında “mide üşütmesi” olarak bilinen gastroenterit, bir başka deyişle bağırsak enfeksiyonu, çocuk acil servis başvurularında ilk sıralarda yer alıyor. Su ve gıda yoluyla veya kişiden kişiye bulaşabilen bu enfeksiyon, özellikle hijyen koşullarının yetersiz olduğu ortamlarda hızla yayılabiliyor; kreş, okul ve bakım evleri gibi toplu yaşam alanlarında salgınlar oluşturabiliyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Muhammed Sami Tufan,  bağırsak enfeksiyonunun  vücutta hızla sıvı kaybına yol açtığı için tedavi edilmediğinde ciddi sonuçlar oluşturabileceği uyarısında bulunarak, “Bu enfeksiyon dünyada 5 yaş altındaki çocuklarda hastane başvurularının hatta ölüm nedenlerinin başında gelmektedir.  Bu nedenle, enfeksiyon belirtileri başlar başlamaz çocuğun sıvı alımı sağlanmalı, iştahsızlık ya da kusma nedeniyle sıvı alamıyorsa vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınılmalı, hijyen kurallarına uyulmalı ve çocuk gözlem altında tutulmalıdır” diyor. 

Nedeni genellikle virüs oluyor 

Virüs, bakteri veya parazitlerin yol açtığı ve bağırsak sistemini etkileyen gastroenterit, çocukluk döneminde, özellikle 5 yaş altındaki çocuklarda yılda birkaç kez görülebiliyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Muhammed Sami Tufan, bebeklik döneminde görülen bağırsak enfeksiyonlarının en yaygın nedeninin rota virüsü olduğunu belirterek, diğer etkenleri şöyle sıralıyor: “Bunun dışında, adeno virüs ve noro virüs gibi diğer viral ajanlar da sık görülür. Bakteriyel nedenler arasında salmonella, shigella, campylobacter ve E. coli gibi mikroorganizmalar sayılabilir. Parazitler, daha uzun süren ishallerle kendini gösterir.”

6 ay ile 5 yaş arası en riskli grup

Bağırsak enfeksiyonlarında, bağışıklık sistemi tam gelişmediği için 6 ay ile 5 yaş arasındaki çocuklar en riskli grubu oluşturuyorlar. Dr. Muhammed Sami Tufan, ayrıca bu yaş grubundaki çocukların ellerini ağızlarına götürme davranışlarını sık yaptıkları için dışkı-ağız yoluyla bulaşan enfeksiyonlara daha açık olduklarına işaret ederek, “Bağırsak enfeksiyonu genellikle hafif belirtilerle seyretmekle birlikte, bazı çocuklarda ciddi sıvı kaybı, elektrolit bozuklukları ve beslenme yetersizliği gibi sonuçlar oluşabilir. Bu da özellikle küçük yaş grubundaki çocuklarda hastaneye yatış hatta yoğun bakım ihtiyacına neden olabilir. Ciddi tablolarda bilinç kaybı, böbrek yetmezliği ve çoklu organ hasarı gelişebilir” diye konuşuyor.

Ani başlayan ishal, kusma ve karın ağrısına dikkat!

Çocuklarda çoğunlukla aniden başlayan ishal, kusma ve karın ağrısı gibi belirtilerle kendini gösteren bağırsak enfeksiyonunun şiddetine göre belirtiler hafif ya da ağır seyredebiliyor. Dr. Muhammed Sami Tufan, dışkının genellikle sulu ve kötü kokulu olduğunu belirterek, “Bakteriyel enfeksiyonlarda dışkıda kan ya da mukus da görülebilir. Ağız kuruluğu, gözyaşında azalma, idrar yapamama, halsizlik ve uykuya meyil gibi belirtiler de sıvı kaybının ciddiyetini gösterir” uyarısında bulunuyor. 

Bol sıvı ve elektrolit takviyesi çok önemli!

Bağırsak enfeksiyonlarının tedavisinde temel hedef, sıvı ve elektrolit kaybının yerine konulması oluyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Muhammed Sami Tufan, hafif tablolarda evde ağızdan sıvı takviyesi yeterli olurken, orta ve ağır durumlarda ise çocuğa hastanede damar yoluyla sıvı verilmesi gerekebildiğini vurgulayarak, ”Viral enfeksiyonlarda antibiyotiklerin etkisi yoktur ve kullanılmamalıdır. Bakteriyel enfeksiyonlarda ise ancak hekim önerisiyle antibiyotik tedavisine başlanabilir. Zira, gereksiz yere alınan antibiyotikler çocuklarda antibiyotik direncinin gelişmesine, yararlı bağırsak bakterilerinin zarar görmesine ve bağışıklık sisteminin dengesinin bozulmasına yol açabilir” diyor.  Dr. Muhammed Sami Tufan, ağızdan sıvı alabilen çocuklara sıvı kaybını önlemek için su, ayran, çorba ile meyve suyu gibi sıvılar verilmesinin son derece önemli olduğunu ve iştahı olan çocukların beslenmelerine de devam edilmesi gerektiğini söylüyor. 

Kolay sindirilen gıdalar verilmeli

İshal döneminde çocuğun posalı, haşlanmış, yağsız ve kolay sindirilen gıdalar ile beslenmesi gerektiğini belirten Dr. Muhammed Sami Tufan, “Pirinç lapası, patates püresi, muz, yoğurt gibi besinler verilebilir. Şekerli, yağlı ve süt içeren gıdalar sindirim sistemini zorlayabileceği için tavsiye edilmez. Emzirilen bebeklerde ise anne sütüne mutlaka devam edilmelidir” diyor. 

Rota virüs aşısı yüksek koruma sağlıyor

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Muhammed Sami Tufan, bağırsak enfeksiyonlarından korunmak için rota virüsü aşısının rutin aşı programına dahil edilmesinin önemini anlatarak, “Zira bu aşı çocukları enfeksiyondan yüksek oranda korumaktadır. Ayrıca ellerin sabunla yıkanması, güvenilir içme suyu kullanımı, gıdaların iyi pişirilmesi ve saklanması, hijyen kurallarına dikkat edilmesi bağırsak enfeksiyonlarını önlemede temel adımları oluşturmaktadır” bilgisini veriyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir’den üreticilere damızlık koç desteği

Büyükşehir Belediyesi, koyun ve keçi yetiştiriciliğini desteklemek amacıyla hayata geçirdiği “Damızlık Koç Desteği Projesi” bu yıl da üreticilere destek sağlıyor. Destek kapsamında yüzde 50 hibeli 145 baş saf kan Merinos ırkı koç, hak sahiplerine teslim edildi.

ÜRETİCİLERİN YÜZÜ GÜLÜYOR

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, tarıma ve hayvancılığa verdiği desteklerle çiftçilerin ve üreticilerin yüzünü güldürmeye devam ediyor. Bu doğrultuda Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Balıkesir Bandırma Koyunculuk Araştırma Enstitüsü üretim çiftliğinde yetiştirilen 145 baş Karacabey Merinos ırkı koç, İtfaiye Daire Başkanlığı’nın yanında bulunan alanda gerçekleştirilen törenle üreticilere teslim edildi.

TÖRENE KATILIM YOĞUNDU

Dağıtım törenine Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanı Uğur Şahin, Kocaeli Damızlık Koyun Keçi Birliği Başkanı Mustafa Çakır, İzmit Ziraat Odası Başkanı Yusuf Karaaslan ve küçükbaş hayvan yetiştiricileri katıldı. Daire Başkanı Şahin, Başkan Tahir Büyükakın’ın talimatıyla tarım ve hayvancılığa, hayata geçirdikleri çok sayıda proje ile ciddi destekler verdiklerini söyleyerek, “Büyükşehir’in destekleriyle birlikte Kocaeli’nde tarımsal ve hayvansal üretim arttı. Can suyu projelerle çiftçilerin her zaman yanındayız” dedi.

KOÇLAR, KURAYLA TESLİM EDİLDİ

Projeye başvuran Kocaeli İli Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği üyesi üreticiler, kurayla hak sahibi olarak belirlendi. Bu projeye ayrılan 4 milyon TL bütçe, çiftçilerin damızlık koç ihtiyaçlarını karşılamak ve hayvancılıkta verimliliği artırmak için kullanıldı. Damızlık koçlarını teslim alan üreticiler, desteklerinden dolayı Başkan Tahir Büyükakın’a teşekkür etti.

İKİZLEME ORANI ARTACAK

Büyükşehir Belediyesi, hayata geçirdiği projeyle mevcut koyun ve keçi sürülerinin et, süt ve yapağı verimliliğinin artırılmasını amaçlıyor. Merinos ırkı koçlar, üreticilerin koyunlarının ikizleme oranlarını iyileştirerek, sürülerinin büyüme hızını artıracak ve verimlilik sağlayacak. Böylece erkek kuzu karkas ağırlıkları artacak ve beslenme süreleri kısalacak. Bu durum da üreticilerin yem maliyetlerini yüzde 25 oranında düşürerek, daha fazla kar elde etmeleri sağlanmış olacak.

 VETERİNER HEKİM DESTEĞİ

“Damızlık Koç Desteği Projesi” doğrultusunda Büyükşehir Belediyesi veteriner hekimleri tarafından düzenli olarak sürü takibi ve teknik destek veriliyor. Bu sayede, üreticilerin hayvancılık işletmeleri daha verimli hale geliyor. Büyükşehir’in hayvancılık sektörüne verdiği desteklerle bölgedeki üreticilerin daha kaliteli ve verimli üretim yapmaları sağlanacak.

DAHA ÖNCE MANDA VE KOÇ VERİLDİ

Söz konusu proje ile geçen yıl üreticilere yüzde 50 hibeli 198 adet Karacabey Merinos ve Kıvırcık cinsi damızlık koç ile 2023’te 18 adet damızlık manda desteği verilmişti. Gerçekleştirilen koç katımında ilk etaptaki kuzuların doğumlarda ikizlik oranı yüzde 75-80 olarak belirlenmiş, verimin yüksek olması üreticileri sevindirmişti. Büyükşehir Belediyesi’nin tarıma ve hayvancılığa verdiği desteklerin artarak süreceği bildirildi.

“DESTEK İLAÇ GİBİ GELDİ”

Kocaeli Damızlık Koyun Keçi Birliği Başkanı Mustafa Çakır, Büyükşehir Belediyesi’nin damızlık koç desteğinden dolayı yetiştiricilerin çok memnun olduğunu söyledi. Uzun yıllardan beri yetiştiricilerin damızlık koç konusunda büyük sıkıntıları olduğunu, temin etmek için Bursa Karacabey’e ve Bandırma’ya gitmek zorunda kaldıklarını ve büyük zorluklar çektiklerini ifade eden Çakır,  “Kocaeli Büyükşehir Belediyemizin bu hizmeti çiftçilerimize ilaç gibi geldi. Önümüzdeki yıllarda da inşallah bu projelerin daha güzelleştirilerek devam ettirilmesini istiyoruz” dedi. Yetiştiriciler de damızlık koç desteğinden duydukları memnuniyeti dile getirerek, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’a teşekkür etti.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

DESA, Dünya Çevre Günü’nde Sürdürülebilirlik Yolculuğunu Paylaştı

DESA, sürdürülebilirliği yalnızca bir çevre politikası değil, aynı zamanda topluma ve gelecek nesillere karşı bir sorumluluk olarak görüyor. Bu vizyon doğrultusunda yürütülen projelerle hem ekosisteme katkı sağlamayı hem de sektörün dönüşümüne öncülük etmeyi hedefliyor.

DESA CEO’su Burak Çelet, Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Gezegenimizin karşı karşıya olduğu çevresel zorluklar, her zamankinden daha fazla sorumluluk almamızı gerektiriyor. DESA olarak sürdürülebilirliği sadece bir kurumsal sorumluluk değil, gelecek nesillere karşı bir yükümlülük olarak görüyoruz. Çevre dostu uygulamalarımızla sektörümüzde öncü olmaya ve değer yaratmaya devam edeceğiz” dedi. 

Dünya Çevre Günü’nın, insanın doğayla olan ilişkisini yeniden düşünmek ve çevresel taahhütleri güçlendirmek için önemli bir fırsat sunduğunu belirten Çelet, “DESA olarak, 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Güneş enerjisi yatırımlarımız, ağaçlandırma projelerimiz ve sürdürülebilir üretim uygulamalarımız, bu hedefe ulaşma yolunda attığımız somut adımların yalnızca bir kısmı. Gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için tüm paydaşlarımızla birlikte çalışmaya ve çevresel ayak izimizi sürekli azaltmaya kararlıyız.” şeklinde konuştu.

Yenilenebilir Enerji ile Yeşil Üretim

DESA, çevresel ayak izini azaltmak amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına önemli yatırımlar yapıyor. Düzce ve Çorlu fabrikalarının çatılarına kurulan toplam 10.800 metrekarelik güneş enerjisi santralleri, 1,6 mW güç üretim kapasitesine sahip. 2024 yılında bu tesislerden 1.185.555,25 kWh temiz enerji üreten şirket, üretilen enerjinin 814.820,08 kWh’ını kendi tesislerinde kullanarak karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltıyor.

Doğaya Nefes: Ağaçlandırma Projeleri

Çevresel sürdürülebilirlik kapsamında ağaçlandırma çalışmalarına büyük önem veren DESA, Orman Genel Müdürlüğü ile yaptığı iş birliği çerçevesinde bugüne kadar 50.000 fidanı toprakla buluşturdu. DESA, ağaçlandırma projelerini önümüzdeki yıllarda da genişleterek sürdürmeyi hedefliyor.

Altın Standartlarda Üretim Süreçleri

DESA, üretim süreçlerinde de çevre duyarlılığını ön planda tutuyor. Leather Working Group’den “Gold” (Altın) dereceye layık görülen şirket, hammadde temininden nihai ürüne kadar tüm süreçlerde izlenebilirlik sistemini başarıyla uyguluyor. Bu sistem, üretimin her aşamasının Avrupa Birliği sağlık ve çevre standartlarına uygunluğunun kontrol edilmesini sağlıyor. DESA, kimyasal kullanımını azaltan, su ve enerji tasarrufu sağlayan üretim teknolojilerine yatırım yaparak çevresel etkisini sürekli olarak azaltıyor.

Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi

Üretim süreçlerinde ortaya çıkan atıkların azaltılması ve değerlendirilmesi için döngüsel ekonomi prensiplerini benimseyen DESA’nın, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) iş birliğiyle yürüttüğü “Her İlmek Bir Kadına Destek” projesi kapsamında, üretimden arta kalan deri parçaları ve doğal malzemeler, kadın üreticiler tarafından yeni ürünlere dönüştürülüyor. Bu sayede hem atık miktarı azaltılıyor hem de kadınların ekonomik bağımsızlığına katkı sağlanıyor.

2050 Karbon Nötr Hedefi

DESA, Avrupa Birliği’nin 2050 karbon nötr hedefini benimseyerek uzun vadeli sürdürülebilirlik stratejisini bu doğrultuda şekillendiriyor. Şirket, önümüzdeki dönemde Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarının şeffaf bir şekilde açıklanması, TSRS ile uyumlu kapsamlı sürdürülebilirlik raporunun yayınlanması ve tüm değer zincirini kapsayacak şekilde çevresel hedeflerin belirlenmesi konularında çalışmalarını yoğunlaştırıyor.

Dünya Çevre Günü’nde çevre duyarlılığını bir kez daha vurgulayan DESA, sorumluluk bilinciyle hareket ederek, çevreye ve topluma değer katmaya, sürdürülebilir bir gelecek için öncü olmaya devam ediyor.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sağlıklı bir geleceğin yolu sütten geçiyor

Süt, besleyici içeriği ve vücut sağlığına katkısıyla doğumdan itibaren her yaşta tüketilmesi gereken temel bir gıda. Türkiye’nin önde gelen süt ürünleri markalarından Teksüt, 1 Haziran Dünya Süt Günü dolayısıyla sütün toplumsal gelişime katkısına ve mutfak kültüründeki yerine dikkat çekti.

Teksüt Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Arda Aksaray, sütün en değerli besin kaynaklarından biri olduğunu vurgulayarak 1 Haziran Dünya Süt Günü’nü kutladı. Sağlıklı bir toplumun temelinde süt ve süt ürünlerinin düzenli tüketiminin yattığını belirten Aksaray, her yaşta süt içmenin önemine dikkat çekti. Teksüt olarak, çocuklara sütü sevdirmek ve tüketimlerini teşvik etmek için çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksaray, “Fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı bir toplum olmanın yolu, düzenli ve dengeli süt tüketiminden geçiyor. Süt, başta protein ve kalsiyum olmak üzere içerdiği vitamin ve minerallerle en besleyici gıdalardan biridir” dedi. Teksüt’ün 69 yıldır bu değerli besin maddesinin yolculuğuna eşlik ettiğini ifade eden Aksaray, sütün insan gelişimi için taşıdığı öneme dikkat çekti. 

Süt, her yaşta tüketilmesi gereken temel bir gıda

Sütün yoğurt, ayran, peynir, kaymak ve tereyağına dönüşen büyük bir yolculuğa sahip olduğunu söyleyen Aksaray, “Günün her öğününde sofralarımızda süt ve süt ürünleri bulunduran bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu da mutfaklarımızda yüzyıllara dayanan önemli bir kültürün oluşmasını sağladı” diye konuştu.

Günde 2 bardak süt, güçlü bir gelecek demek

Karbonhidrat, protein ve yağ içeriğiyle enerji sağlayan süt, özellikle içerdiği kalsiyum sayesinde kemik erimesine (osteoporoz) karşı koruyucu rol oynuyor. Çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimi için gerekli olan protein, kalsiyum, fosfor gibi besin ögeleri ile B2, B6, B1 ve A vitaminleri de süt aracılığıyla alınabiliyor. Uzmanlar, çocukluktan itibaren düzenli süt tüketiminin sağlıklı bir yaşamın temeli olduğunu vurgularken, Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı Türkiye Beslenme Rehberi’nde çocukların ve ergenlik dönemindeki gençlerin her gün 2 ila 4 bardak süt içmesi öneriliyor.

Teksüt’ün sade ve meyve aromalı süt çeşitleri ise çocuklara sütü sevdirmeyi başarırken, içerdiği yüksek kalsiyum ve protein oranlarıyla da öne çıkıyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sancar Maruflu Bilim Merkezi’nden çifte etkinlik

Konak Belediyesi’nin çocuklara bilimi sevdiren merkezi Sancar Maruflu Bilim Merkezi, Bahçeşehir Koleji öğrencilerini konuk etti. Öğrencilerin, Telsiz Operatörü Ali Rıza Özsaran’dan amatör telsizcilik eğitimi aldığı etkinlik sonrası, stajlarını Sancar Maruflu Bilim Merkezi’nde tamamlayan Dokuz Eylül Üniversitesi Fizik Öğretmenliği öğrencileri için sertifika töreni düzenlendi.

Konak Belediyesi Sancar Maruflu Bilim Merkezi iki etkinliğe birden ev sahipliği yaptı. Aynı günde minik öğrenciler deneyler yapıp telsizciliğin inceliklerini öğrenirken, öğretmen adayları da sertifikalarını aldı. Bahçeşehir Koleji İzmir Kuzey Kampüsü 4. sınıf öğrencilerini konuk eden merkezde çocukları, Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümünden fizik öğretmeni adayı üniversiteliler karşıladı. Topluma Hizmet Uygulamaları dersi kapsamında bilim merkezinde stajyer olan öğretmen adayları ve minik öğrencileri bir araya getiren etkinlik öncesi çocuklar, Türkiye’nin telsiz kullanarak uzay istasyonundaki astronotla konuşan ilk telsizcisi olan Telsiz Operatörü Ali Rıza Özsaran’la tanıştı. Özsaran’dan “Telsiz kullanımı ve Önemi” eğitimi alan çocuklar, birbirleriyle telsiz aracılığıyla konuşmayı da deneyimledi. Eğitim sonrası minik öğrenciler, üniversiteli abla ve ağabeyleriyle birlikte merkezde bulunan tüm bilimsel deneyleri tek tek yaparak merak ettikleri soruların yanıtlarını öğretmen adaylarından aldı. Etkinliklerin bitiminde, stajlarını tamamlayan üniversite öğrencilerine teşekkür belgelerinin verildiği bir sertifika töreni yapıldı.

İlk kez telsiz kullandılar

Her deneyi heyecan içinde gerçekleştiren Bahçeşehirli çocuklar, Ali Rıza Özsaran’dan da amatör telsizcilikle ilgili bilgi aldı. İlk kez telsiz kullanan çocukların telsizciliğe meraklarının çok önemli olduğunu dile getiren Özsaran: “Bugün çocuklara amatör telsizcilikle, uzaydaki haberleşmeyle ve amatör telsizciliğin afet zamanındaki rolüyle ilgili bilgiler verdik. Telsizle nasıl konuşulduğunu denediler. Belki de hayatlarında ilk kez telsizle konuştular. Çocuklar çok ilgi gösterdiler, çok heyecanlandılar. Onlar için de çok güzel, değişik bir deneyim oldu. Biz de Konak Belediyesi’nin bu çalışmasından dolayı çok mutlu olduk” dedi. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı