Aylık arşivler: Haziran 2025

Başkan Çerçioğlu’ndan Çocuklara Yaz Tatili Hediyesi: Eğlencenin Adresi Tekstil Park Aquapark

Aydınlıların vazgeçilmez buluşma noktalarından biri haline gelen Tekstil Park, çocuklar için bir eğlence ve serinleme merkezi olma özelliğini bu yaz da devam ediyor. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu tarafından kente kazandırılan Tekstil Park içerisindeki aquapark, hizmetlerini sürdürüyor. Yoğun ilgi gören aquapark, çocukların hem eğlenip hem de serinleyebileceği önemli bir sosyal alan olarak dikkat çekiyor.
Açıldığı günden bu yana Aydınlıların sosyalleşme alanı haline gelen Tekstil Park, yeşil alanları, yürüyüş yolları ve dinlenme alanlarının yanı sıra çocuklar için oluşturulan oyun parklarıyla da büyük beğeni topluyor. Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte yeniden faaliyete geçen aquapark, kaydırakları ve su oyun alanlarıyla miniklerin gözdesi olmaya devam ediyor. Aquaparkta çocuklar eğlenceli dakikalar geçirirken veliler de Tekstil Park’ın ağaçlarla çevrili alanlarında dinlenme imkanı buluyor.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Tekstil Park’ın kent yaşamına büyük katkı sunduğunu belirterek, tüm Aydınlı çocukları aileleriyle birlikte parka davet etti. Başkan Çerçioğlu, aquaparkta çocukların güvenli ve keyifli zaman geçirmeleri için her detayın düşünüldüğünü ifade etti.
Aileleriyle birlikte aquaparka gelen çocuklar, yaz sıcaklarında eğlenirken serinlemenin tadını çıkarıyor. Vatandaşlar, böylesine güzel bir hizmeti Aydın’a kazandıran Başkan Çerçioğlu’na teşekkür ederek memnuniyetlerini dile getirdi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İnegöl’ün Fatihi Turgut Alp 22 Haziran’da Dualarla Anılacak

İnegöl Belediyesi ile Turgutalp Köy Mahallesi’nin iş birliğiyle, Osmanlı’nın kuruluş döneminin önemli isimlerinden ve İnegöl’ün Fatihi Turgut Alp için 22 Haziran Pazar günü saat 14.00’te Turgut Alp Türbesi’nde anma programı düzenlenecek. İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban anma programına tüm ilçe halkını davet etti.

Osmanlı’nın kuruluşuna beşiklik etmiş, içerisinde bulunan tarihi değerlerle adeta geçmişi günümüze taşıyan İnegöl’de, şehri Bizans’ın elinden alarak Türk yurdu yapan ve bu yönüyle İnegöl’ün Fatihi olarak bilinen Turgut Alp, 22 Haziran Pazar günü kabrinin bulunduğu Turgutalpköy Mahallesi’nde düzenlenecek programla anılacak.

700 YILLIK TÜRBE YENİDEN AYAĞA KALDIRILDI

İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban’ın tarihe saygı projesi kapsamında Bursa Valiliği ve İnegöl Belediyesi iş birliğinde 700 yıllık türbesi restore edilerek yeniden ayağa kaldırılan Turgut Alp’in her yıl anma programı ile geçmiş gelecekle buluşturulmaya devam ediliyor. Restorasyon çalışmaları kapsamında türbe ve şadırvanın restore edilmesinin yanı sıra mevcutta bulunan alanda tadilat yapıldı ve yanına bay bayan mescitleri ilave edildi. Yaklaşık 3 bin m2 alana sahip meydanda; anıt alanı, 108 metrekare alana sahip kafeterya, sert zemin uygulamaları ve çevre aydınlatmaları yapılarak İnegöl’ün Fatihine yakışır bir alan yeniden kazandırılmıştı.

22 NİSAN PAZAR GÜNÜ ANMA PROGRAMI DÜZENLENECEK

22 Nisan Pazar günü saat 14:00’te kabri başında anılacak Turgut Alp’i anma programın açılışında Kur’an-ı Kerim tilaveti ve dua bölümü Nurullah Memiş ile Mehmet Nuri Memiş tarafından gerçekleştirilecek. Ardından katılımcılar, tarihi Turgut Alp Türbesi’nde manevi bir atmosfer eşliğinde dualar edecek. Etkinliğin devamında ise İnegöl’ün simgelerinden biri olan Türkiye’nin ilk sivil Mehter Takımı tarihi coşkuyu yeniden yaşatacak bir gösteri sunacak.

BAŞKAN ALPER TABAN’NDAN TÜM İNEGÖL’E DAVET

İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, Turgut Alp’in İnegöl’ün tarihindeki önemine dikkat çekerek tüm vatandaşları programa davet etti. Başkan Alper Taban açıklamasında, “Köklerimizi, tarihimize yön veren isimleri hatırlamak ve yeni nesillere anlatmak hepimizin sorumluluğu. Turgut Alp gibi bir değeri anmak, onun manevi mirasını yaşatmak için 22 Haziran Pazar günü saat 14:00’te başlayacak anma programımıza tüm ilçe halkımızı bekliyoruz.” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Çerçioğlu’ndan Müzik Dolu Yaz Akşamları

Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu vatandaşları kültür ve sanat etkinlikleri ile buluşturmaya devam ediyor. Aydın Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı’nın geleneksel hale getirdiği “Yaz Konserleri” etkinliklerinin bu yıl ki ilk durağı Koçarlı oldu.
Büyükşehir Belediyesi Konservatuvarı’nın deneyimli eğitmenlerinden oluşan orkestra, 90’lı yıllardan günümüze uzanan en sevilen şarkılarla Koçarlılılara unutulmaz bir müzik şöleni yaşattı. Konsere yoğun katılım gösteren vatandaşlar, müziğin ritmine danslarla eşlik etti, şarkılara hep bir ağızdan katıldı. Vatandaşlar, konserlerin yaz akşamlarını daha keyifli hale getirdiğini belirterek Başkan Çerçioğlu’na teşekkür etti.
Yaz Konserleri kapsamında bir sonraki buluşma, 18 Haziran Çarşamba günü saat 21.00’de Kuşadası ilçesi İsmail Cem Dostluk ve Barış Meydanı’nda gerçekleşecek. Aydınlılar, bu yaz da müziğe doyacak.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sanat ve eğitime adanmış bir ömür

İznik Belediyesi hayata geçirdiği “Yaşayan İznik Hazineleri” projesinin 38.belgeselinde eğitim ve sanatla dolu bir ömür geçiren Orhan Hekimoğlu’nun (81) hayatını ele aldı.

Unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının ustaları ile mesleklerinde yarım asrı devirmiş kişilerin hayatları İznik Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün “Yaşayan İznik Hazineleri” projesi kapsamında belgeselleştirilmeye devam ediyor. Bu kapsamda son olarak eğitimci ve müzisyen kişiliğiyle birçok öğrenci yetiştiren, enstrümanlarını hala elinden bırakmamış olan Orhan Hekimoğlu’nun (81) dolu dolu geçen hayatı ele alındı.

1944 yılında İnegöl de müzisyen bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Orhan Hekimoğlu Bolu Öğretmen Okulu’ndan mezun olarak öğretmenlik mesleğine başlar.1968 yılında İznik Selçuk İlkokuluna atanan Hekimoğlu 1985 yılında öğretmenlik mesleğinden emekli olur.İznik’e geldiği ilk yıllarda belediye bandosunda trompet çalmaya başlayan Hekimoğlu müziği hayatının bir parçası haline getirir. Daha sonra İznik Belediyesi Mehter Takımının kurulmasına da destek olan Orhan Hekimoğlu blok flüt, trompet ve keman alanında bir çok eğitimler vererek bu alanda müzisyenler yetiştirmiştir. Yaşayan İznik Hazineleri 38. Bölümü’nde izleyiciyle buluşan Orhan Hekimoğlu hayat hikâyesi, İznik ile ilgili hatıraları ve anlatımlarıyla izleyiciyi müzik ile dolu bir yolculuğa çıkarıyor.
 

İznik’in Yaşayan Hazineleri

İznik Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün hayata geçirdiği “Yaşayan İznik Hazineleri” belgesellerinin ilki 75 yıllık fıçı ustası Merhum İsmail Alkış ile gerçekleştirildi. İkinci belgesel ise İznik’e bağlı İnikli Mahallesi’nde ikamet eden 20 yıldır bastonculuk ile uğraşan Şükrü Kaya ile gerçekleştirildi. Üçüncü belgesel dünyaca ünlü Müşküle İğne Oyaları ile dördüncü belgesel 62 yıldır küfe sanatı ile uğraşan Hakkı Ateş (76) ile beşinci belgesel 63 yıldır terzilik sanatını icra eden İsmet Acar (75)  altıncı belgesel İznik’e bağlı Tacir Mahallesi’nde 50 yıldır Sıcak Demir Ustalığı yapan Necip Saraç (62) ile yedinci belgesel 55 yıldır Yorgan Ustalığı yapan Ali Topkara (68) ile sekizinci belgesel 55 yıldır Radyo ve Televizyon Ustalığı yapan Ekrem Sevim ile dokuzuncu belgesel Çömlek Ustası Hasan Yaman (55)  ile onuncu belgesel Saat Ustası Ramis Asa (72) ile on birinci belgesel 70 yıldır Yüncülük mesleği ile uğraşan Süleyman Ferik (84) ile on ikinci belgesel 50 yıldır soba ustası olan Mehmet Topçu (72) ile, on üçüncü belgesel Ahşap Ustası Servet Bağcı (63) ile on dördüncü belgesel yarım asırlık Bisiklet Tamir Ustası Ahmet Aşık (65) ile on beşinci belgesel yarım asırlık terzi ustası Ahmet Turhan (68) ile on altıncı belgesel yarım asırlık matbaa ustası Ramiz Pancar (75) ile on yedinci belgeseli İznikspor’un efsane futbolcusu Kaptan İsmail Hakkı Çelik (69) ile on sekizinci belgeseli yarım asırlık elektrik ustası Mehmet Potur (72) ile on dokuzuncu belgesel yarım asırlık taş ustası Mehmet Arslan (76) ile yirminci belgesel ise otuz sekiz yıldır anahtarcılık ve çilingircilik yapan Kadir Kardaş (64) ile yirmi birinci belgesel kırk üç yıldır motor ustalığı yapan Recep Aksu (65) ile yirmi ikinci belgesel, elli yedi yıldır berberlik yapan Recep Altın (69) ile yirmi üçüncü belgesel elli iki yıldır zirai aletler ustalığı yapan Cemalettin Değirmenci (75) ile yirmi dördüncü belgesel elli üç yıldır ahşap ustalığı yapan İsmail Güneş (78) yirmi beşinci belgesel yarım asırdır esnaflık yapan Kemal Yazan (85) ile yirmi altıncı belgesel yarım asırdır traktör ustalığı yapan Mehmet Eren (65) ile yirmi yedinci belgesel kırk bir yıldır seyyar ve normal bakkalcılık yapan Nurettin Dişli (58) ile yirmi sekizinci belgesel Derbent Dokuma Ustası Hasibe Çiçek (61) ile yirmi dokuzuncu belgesel Batum Göçmeni Osman Nuri Burhan (94) ile otuzuncu belgesel Şair Nazif Sabancı ile otuz birinci belgesel Ressam Erdoğan Solmaz ile (88) otuz ikinci belgesel genç kemençe ustası Ali Öztürk ile otuz üçüncü belgesel sanatçı Hüseyin Acarol ile otuz dördüncü belgesel Mahmut Usta (82) ve Kamil Özbek (78) ile otuz beşinci belgesel müzisyen Faik Doğan (69) ile otuz altıncı belgesel Marangoz Abdullah Çolak (76) ile otuz yedinci belgesel Aşık Fevzi Olgun (78) ile otuz sekizinci belgesel Emekli Öğretmen ve Müzisyen Orhan Hekimoğlu (81) ile gerçekleştirildi.

Yaşayan İznik Hazineleri projesi önümüzdeki süreçte de ustaları ekranlara yansıtmaya devam edecek.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Böcek’e “Genç Kart”ı anlattı

Kemer Belediyesi Gençlik Meclisi Başkanı Mehmet Yalın Erdal, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu öncülüğünde kurulan Kemer Belediyesi Gençlik Meclisi’nin projeleri kapsamında faaliyete geçen Genç Kart’ı anlattı.

Başkan Böcek’i makamında ziyaret ederek Genç Kart hakkında bilgi veren Gençlik Meclisi Başkanı Erdal, gençlerin en büyük sorunlarından biri olan hayat pahalılığına çözüm sunmak amacıyla “Genç Kart” projesini hayata geçirdiklerine dikkat çekti.

“Genç Kart” projesi kapsamında kart sahibi olan gençler, yeme-içme, ulaşım, eğlence, inşaat, optisyenlik gibi sektörlerde yüzde 50’ye varan indirimlerden yararlanma hakkı elde ediyor.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Başkan Tugay’dan Bursa’da düzenlenen DSÖ Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Konferansı’nda barış mesajı

Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Dirençli Sağlıklı Şehirler: Herkes İçin Sürdürülebilir Kentsel Gelecekler Yaratmak” temasıyla Bursa’da düzenlenen Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Yıllık İş Toplantısı ve Teknik Konferansı’na katıldı. Herkesin ortak mücadele etmesi gereken en önemli problemin savaş olduğunu vurgulayan Başkan Tugay, “Sağlık için herkesi barışa katkıda bulunmaya davet ediyorum” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı Yıllık İş Toplantısı ve Teknik Konferansı, bu yıl “Dirençli Sağlıklı Şehirler: Herkes İçin Sürdürülebilir Kentsel Gelecekler Yaratmak” temasıyla Bursa Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde düzenlendi. Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı’nın 2019-2025 dönemini kapsayan 7. Aşaması’nın son toplantısı olma özelliği de taşıyan konferansta DSÖ Avrupa Bölgesi ve ötesinden yaklaşık 500 yerli ve yabancı katılımcı yer aldı. Program kapsamında önceki yıllardaki başarılar değerlendirilirken, karşılaşılan zorluklar tartışılarak 8. Aşama’ya geçiş için stratejiler belirlenecek.

Refah, Gezegen, Katılım, İnsanlar, Mekan ve Barış başlıkları altında düzenlenen oturumlarla hem bilimsel hem de politik düzeyde önemli tartışmalara ev sahipliği yapacak konferansta açılış konuşması yapan Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bilgi paylaşımına ve dayanışmaya çok ihtiyacımız var. Her zamankinden daha fazla aktif olmak istiyoruz. Hepimizin mutlaka ortak mücadele etmesi gereken, insan sağlığını, toplum sağlığını, ülkelerin sağlığını, özellikle çocukların sağlığını tehdit ettiğini düşündüğümüz en önemli problemlerimizden biri ne yazık ki savaş. Türkiye’nin kuzeyinde Ukrayna-Rusya, doğusunda Hindistan-Pakistan, güneyinde İsrail, İran, Suriye, Filistin’in dahil olduğu savaş, iklim krizi ve doğrudan insan sağlığı açısından önemli riskler barındırıyor. Sağlık için herkesi barışa katkıda bulunmaya davet ediyorum” diye konuştu.

“Sağlık, her zamankinden daha önemli”
Konuşmasında Türkiye Sağlıklı Kentler Ağı’nın çalışmaları ve yaklaşımlarını aktaran Başkan Tugay, “Sağlığın her zamankinden daha önemli olduğu bir dönemdeyiz. Sağlık; kalabalık şehirlerde gittikçe artan çevresel problemler, bölgemizde vuku bulan savaşlar dolayısıyla global olarak yaşanan iklim krizinin olumsuz etkileri nedeniyle her geçen gün daha önemli olmaya başladı. 4 milyardan fazla insan kentlerde yaşıyor. 2050 yılında 7 milyar insanın kentlerde yaşayacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de insanların sadece yüzde 7’si kırsal alanda, yüzde 93’ü şehirler ve ilçelerde yaşıyor. Dünyanın her yerinde nüfus yaşlanıyor. Türkiye’de 1930’lu yıllarda çocukluk çağındaki nüfus yoğunluğunun 1975’te yaşlanmaya gittiğini, 2023’te genç nüfusun azaldığını veriler gösteriyor. Türkiye’de doğum hızı 1,4 oranında ve yaşlı nüfus oranı yüzde 10’u geçmiş durumda. Türkiye nüfusu da yaşlı nüfus statüsünde sayılıyor” dedi.

“Şehirlerde ciddi sosyo-ekonomik sorunlar yaşıyoruz”
Türkiye’de 2075 yılında her 3 kişiden birinin yaşlı olacağının tahmin edildiğini kaydeden Başkan Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda her 4 haneden birinde bir yaşlı insan yaşıyor. Çocukların dağılımına bakıldığında ülkenin batısında sosyo-ekonomik olarak gelişen şehirlerde çocuk nüfusun daha az olduğunu söyleyebiliriz. Şehirlerde ciddi sosyo-ekonomik sorunlar yaşıyoruz. Büyük şehirlerde nüfusun 4’te 1’i sağlıksız, gecekondu şartlarında yaşıyor. Suya erişim, sanitasyona erişim, barınma ve beslenme ilgili ağır sorunlar var. Bir taraftan böylesine sağlıksız kentlerde gittikçe daha fazla oranda yaşamaya devam ederken, diğer taraftan iklim krizi ile karşı karşıyayız.”

“Sağlıklı Şehirler Ağı çalışması çok önemli”
Dünyada yaklaşık 3,6 milyar insanın küresel iklim değişikliğinden ciddi olarak etkilenme riski taşıyan hassas bölgelerde yaşadığını hatırlatan Başkan Tugay, “2030-2050 yılları arasında iklim değişikliğinin yılda 250 bin insanın ölümüne yol açacağı tahmin ediliyor. 74 ülkede 343 milyon kişi akut gıda güvensizliği yaşıyor. Bunların yüzde 65’i kırılgan ve çatışmadan etkilenen koşullarda yaşıyor. Gıda fiyatları 4 yılda 26 ülkede iki katından fazla arttı. Bunun için bazılarının operasyonel desteğe ihtiyacı olduğu belirlendi. Türkiye de ne yazık ki bu listede. İklim koşullarının zorluğu, açlığı ve gıda güvensizliğini artırmaya devam ediyor. Bütün olumsuz şartlara rağmen eğer dikkatli adımlar atıp dayanışma içinde olursak şehirlerde bu riskleri fırsatlara çevirebiliriz. Şehirlerin fırsatlar barındırdığını düşünüyoruz. Bu yüzden Sağlıklı Şehirler Ağı çalışması çok önemli” diye konuştu. Başkan Tugay, Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı odağında yapılan çalışmaları anlatırken, yerel düzeyde ilk COP organizasyonu olan COP İzmir serisi çalışmalarını da aktardı.

“Her konu hayata önem taşıyor”
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de “Bugün burada farklı ülkelerden ve farklı kentlerden gelen konuklarımızla insanlık adına çok anlamlı bir amaç etrafında buluşmaktan büyük mutluluk ve onur duyuyorum. 20 yılda dünya değişti, kentler değişti ve sorumluluğumuz daha da arttı. Bugün Sağlıklı Kentler Ağı’nın 8. Faz’a geçişine hep birlikte tanıklık etmiş olacağız. 8. Faz’a bugüne kadar kaydettiğimiz ilerlemeyi yansıtarak güçlü bir başlangıç yapacak, sağlıklı gelecek için ortak yol haritası oluşturacağız. Bu yıl konferansımızın ana teması olarak ele alacağımız her konu hayata önem taşıyor. ‘Herkes İçin Sağlık’ ilkesini kentlerin planlamasına dahil ederek yerel yönetimlerin kapsayıcı ve sürdürülebilir politikalar üretmesine katkı koyacağız” ifadelerini kullandı.

Bursa Taahhüdü
Dirençli kentler inşa etmenin tercih değil, yaşadığımız çağın zorunluluğu olduğunu belirten Mustafa Bozbey, sözlerine şöyle devam etti: “Sağlıklı gelecek için riskleri önceden görebilen ve yönetebilen kentler olmak zorundayız. Hepimize düşen sorumluluk budur. Bu toplantı sonunda hep birlikte önemli bir taahhütte bulunacağız. Konferans kapanışında imzalanacak Bursa Taahhüdü, geleceğimiz adına ortak iradenin belgesi olacak. Bu, eşitlikten taviz vermeyen, barışı önceleyen gezegenimizi koruyan kapsayıcı ve dirençli kent anlayışının yol haritasıdır.”
 
“Uluslar konuşur, kentler eyleme döker”
Konuşmasında, ev sahipliğinden ötürü Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür eden DSÖ Avrupa Bölge Ofisi Sağlıklı Şehirler Ağı Yöneticisi Kira Fortune, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’a da “Sizin liderliğiniz bize ilham veriyor” dedi. Fortune, “İklim değişikliği, sosyal huzursuzluk, artan halk sağlığı problemleri var. Kolay bir dönemden geçmiyoruz. Bugün tarihi bir ana tanıklık ediyoruz. Bugün 7. Aşama’yı bitiriyoruz ve 8. Aşama’yı başlatmış oluyoruz. Geçen 35 yıl içinde neler yaptık? Hep birlikte yerel çözümleri küresel zorluklara nasıl adapte ederiz bunu tartışıyoruz. Birlikte hikâye anlatacağız. Birbirimizden öğrendiklerimizi ifade edeceğiz. 8. Aşama’ya geçtiğimiz dönemde bunlar bize yol gösterecek. Önümüzdeki dönem birçok açıdan benzersiz dönem. İzmir ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlarının ortak ev sahipliğinde, iki önemli kentin belediye başkanlarının yan yana durmasının, iş birliğine olan katkılarının önemli olduğunu biliyoruz. Her iki başkana da liderlikleri için teşekkür ediyoruz. Bu konferanstan edindiğimiz bilgileri eyleme dönüştüreceğiz. ‘Uluslar konuşur, kentler eyleme döker’ prensibi üzerinden harekete geçeceğiz. Sizin burada bulunmanız bizim yalnız olmadığımızı gösteriyor. 8. Faz Bursa’da başlıyor. Bu yolculukta beraberiz” sözlerine yer verdi.

Kılıç kalkan ve semah gösterisi
Dünya Sağlık Örgütü Temsilcisi Tasnim Atatrah ve DSÖ Bulaşıcı Hastalıklar, Çevre ve Sağlık Bölümü Direktörü Robb Butler da video konferans yöntemiyle düşüncelerini aktardı. Konferansa ayrıca İrlanda Sağlık Bakanı Jennifer Murnane O’connor, İzlanda eski Başbakanı Katrín Jakobsdóttir, İrlanda Limerick Belediye Başkanı John Moran, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Genel Sekreteri Murat Ar ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay katıldı.

Konferans, oturumlarla devam ediyor
Konferans, oturumlarla devam ediyor. Açılış konuşmasının ardından ilk oturum İzmir Büyükşehir Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay’ın da konuşmacı olarak katıldığı “Şehirler Nasıl Gelişebilir, İklim Değişikliğiyle Nasıl Mücadele Edilir?” başlıklı oturum oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iklim değişikliğine karşı yaptığı çalışmaları aktaran Prof. Dr. Pınar Okyay, “Çalışmalarımızda ‘Tek Sağlık’ ve ‘Esenlik’ yaklaşımı, 2030 Stratejik Planı’nda önem verdiğimiz konulardan biri. Kentsel tasarım, afetlere hazırlık, sosyal eşitlik konularında da farklı alanlarda uzmanlardan oluşan karma ekiplerimiz var. İklim değişikliğinden en çok etkilenen gruplardan olan özellikle yaşlılara yönelik farklı planlar ortaya koyuyoruz. Potansiyel riskleri, yerel mekanizmaları ortaya koyuyoruz” dedi.

Oturum, şehirlerin refah ve iklim dayanıklılığını dengeleyerek sürdürülebilir bir şekilde nasıl gelişebileceğini inceledi. Uzmanlar, iklim eyleminin ve sağlığın ortak faydalarını sergilerken, ekonomik refahı, eşitliği ve çevresel sürdürülebilirliği teşvik eden entegre stratejileri tartıştı. Konuşmacılar arasında İzlanda eski Başbakanı ve İklim ve Sağlık Pan-Avrupa Komisyonu Başkanı Katrín Jakobsdóttir de yer aldı.

Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı
Dünya genelinde bin 900’ü aşkın şehir ve belediyeyi bünyesinde barındıran Avrupa Sağlıklı Şehirler Ağı, her yıl farklı bir şehirde düzenlenen “Yıllık İş Toplantısı ve Teknik Konferans” ile şehir sağlığı alanındaki iyi uygulamaların paylaşılmasına, stratejik iş birliklerinin kurulmasına ve şehirlerin dirençlilik kapasitesinin artırılmasına katkı sağlıyor. DSÖ tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, 2025 yılı toplantısına ev sahipliği yapacak şehir olarak Bursa seçildi. Böylece Türkiye’de ilk kez bu kapsamda bir etkinlik, uluslararası düzeyde Bursa’da düzenlenmiş oldu.
Konferans öncesi Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, DSÖ Avrupa Bölge Ofisi Sağlıklı Şehirler Ağı Yöneticisi Kira Fortune, İrlanda Sağlık Bakanı Jennifer Murnane O’connor, İrlanda Limerick Belediye Başkanı John Moran, Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Genel Sekreteri Murat Ar ve DSÖ temsilcileri özel toplantıda bir araya geldi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

11. Çeşme Uluslararası Açık Satranç Turnuvası başlıyor

Başkan Denizli, “Satranç tutkunlarını, bu heyecan verici turnuvada yer almaya ve Çeşme’nin tarihi ve doğal güzellikleri eşliğinde unutulmaz bir deneyim yaşamaya davet ediyoruz” dedi.

Çeşme Belediyesi ve Türkiye Satranç Federasyonu iş birliği ile bu yıl 11’incisi düzenlenen Çeşme Uluslararası Açık Satranç Turnuvası, 23-29 Haziran 2025 tarihleri arasında satrançseverleri bir araya getirmeye hazırlanıyor. Türkiye’nin birinci, Avrupa’nın ise en prestijli turnuvalarından biri olarak kabul edilen organizasyon, bu yıl da yerli ve yabancı çok sayıda sporcuyu Çeşme’de buluşturacak.

Aya Haralambos Kültür Merkezi ve Sıdıka Kelami Ertan Ortaokulu Spor Salonu’nda gerçekleşecek turnuvada, 35 farklı ülkeden toplam binin üzerinde sporcu yarışacak. Uluslararası düzeyde tanınan satranç ustalarının mücadele edeceği turnuvada ayrıca, dünyanın en genç büyük ustası unvanına sahip Yağız Kaan Erdoğmuş da Yıldırım Turnuvası’nda yer alacak.

Turnuvaya katılmak isteyen sporcular için son başvuru tarihi ise 21 Haziran 2025. Başvuru ve detaylı bilgi için sporcular, turnuvanın resmi web sitesini ziyaret edilebilirler. 

Başkan Denizli’den davet 

Başkan Denizli, satrançseverler için unutulmaz bir deneyime ev sahipliği yapıyor olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, “Satranç tutkunlarını, bu heyecan verici turnuvada yer almaya ve Çeşme’nin tarihi ve doğal güzellikleri eşliğinde unutulmaz bir deneyim yaşamaya davet ediyoruz” dedi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Foneria Portföy Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlüğüne Kubilay Özalp atandı

Uzman kadrosu ve gelişmiş teknolojik alt yapısı ile yenilikçi yatırım çözümleri sunan Foneria Portföy, üst düzey bir atamayla ekibini güçlendirmeye devam ediyor. Yapılan açıklamaya göre 29 yıllık bankacılık ve sermaye piyasaları deneyimiyle başarılı bir kariyere sahip olan Kubilay Özalp, Foneria Portföy Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olarak atandı. 

Mart 2025 itibariyle Foneria Portföy’de bayrağı devralan Kubilay Özalp, profesyonel kariyerine 1996 yılında Demirbank Hazine Müdürlüğü’nde başladı. 2004-2015 yılları arasında Yapı Kredi Portföy’de Emeklilik Fonları ve Alternatif Yatırım Ürünleri bölümlerinde Grup Müdürlüğü görevini üstlendikten sonra sırasıyla Tacirler Portföy, Re-Pie Portföy ve Inveo Portföy’de üst düzey yöneticilik ve yönetim kurulu üyeliği görevlerini aldı.

1996 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra Finans dalındaki MBA derecesini City University of New York Zicklin Business School’da tamamlayan Özalp ileri seviyede İngilizce ve Almanca bilmektedir. 

24,7 milyar TL portföy büyüklüğü 

Gelişmiş teknolojik altyapısı, uzman kadrosu ve yenilikçi yapısıyla bireysel ve kurumsal yatırımcılarına finansal çözümler sunan Foneria Portföy; menkul kıymet yatırım fonları, özel portföy yönetimi, gayrimenkul yatırım fonları ve girişim sermayesi yatırım fonlarından oluşan geniş ürün yelpazesiyle Mayıs 2025 itibariyle toplam 24.7 milyar TL büyüklüğünde portföy yönetmektedir.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ASAT’tan gelecek nesillere su bilinci aşılayan proje: “Su Hayattır”

Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü, su kaynaklarının korunması ve çevre bilincinin artırılması amacıyla önemli bir eğitim projesi başlattı. İklim krizinin etkileri artarken su tasarrufunun önemine dikkat çeken proje kapsamında, üç ayda yaklaşık 1200 ilkokul öğrencisine ulaşıldı.

Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü ile Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan protokol çerçevesinde Kumluca, Elmalı, Kemer, Serik, Duraliler, Döşemealtı, Aksu ve İbradı ilçelerinde 4. sınıf öğrencilerine yönelik eğitimler düzenlendi.

ASAT’a ait mobil eğitim tırı ile ilçeleri ziyaret eden ekip, 3 ay içerisinde yaklaşık 1200 öğrenciye ulaştı. Eğitimlerde suyun musluklara ulaşma süreci ile sifona basıldıktan sonra atığın arıtılması ve yok edilme süreci gibi konular detaylı şekilde aktarıldı.

ÇEVRE DUYARLILIĞI KAZANDIRILIYOR

Proje kapsamında Kemer Mustafa Rüştü Tuncer İlkokulu 4. sınıf öğrencilerini ziyaret eden ASAT ekipleri, suyun bilinçli kullanımı konusunda eğitim verdi. Öğrencilerden “Susuz bir dünya nasıl olurdu?” sorusuna yanıt vermeleri ve bu düşünceyi atık malzemelerle resmetmeleri istendi. Bu etkinlikle, bilinçsiz su kullanımının gelecekte yaratabileceği olumsuz sonuçlara dikkat çekildi. Öğrenciler ve öğretmen adaylarına yönelik eğitimlerle, suyun bilinçli kullanımı ve çevre duyarlılığı erken yaşta kazandırılmaya başlandı.

ÖĞRENCİLER EĞİTİMDEN ÇOK MEMNUN

Okullarında gerçekleştirilen bilgilendirme çalışmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Elif Nur Küçükyılmaz, “Bugün aldığımız eğitim sayesinde su kaynaklarını nasıl doğru ve bilinçli kullanmamız gerektiğini öğrendik. Geleceğimizi düşünerek suyu hep birlikte korumalıyız. Örneğin, dişlerimizi fırçalarken musluğu kapatmalıyız. Cadde veya sokaklarda patlamış su boruları gördüğümüzde hemen Alo 185’i aramalıyız” dedi.

Yağmur Dişli isimli öğrenci ise; “Dünyamızda su kaynaklarımız az olduğu için çok dikkatli davranmalıyız. Suyu asla israf etmemeliyiz. Elimizi ya da yüzümüzü yıkarken musluğu açık bırakmamalıyız. Çamaşırları ve bulaşıkları biriktirerek yıkamalıyız. Ayrıca çevremizde suyu israf edenleri de nazikçe uyarmalıyız” diye konuştu. 

ÖĞRETMEN ADAYLARI DA PROJEDE AKTİF ROL ALDI

Projenin ikinci ayağında, Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümü öğrencileri projeye dahil oldu. “Toplum Destekli Proje” dersi kapsamında 14 hafta süren eğitimlerle, öğretmen adayları su tasarrufu, çevre bilinci ve iklim krizi gibi konularda bilgilendirildi. ASAT ve Antalya Büyükşehir Belediyesi uzmanları tarafından verilen eğitimlerin ardından, öğretmen adayları da saha çalışmalarına katılarak öğrencilere eğitim verdi. Bu süreçte 11 öğretmen adayı, gelecekte öğrencilere çevre ve su bilincini aktaracak donanıma sahip bireyler olarak yetiştirildi.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Genetik testler otizmi net göstermez, riski ortaya koyar!

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, 18 Haziran Otizm Gurur Günü kapsamında otizmin tanı yöntemleri, genetik testlerin rolü ve çeşitli tedavi yaklaşımları hakkında bilgi verdi.

Otizmde tedavi çocuğun gereksinimlerine göre ayarlanır!

Otizm tedavisinde, öncelikle nöropsikolojik testler ve nörobiyolojik tarama ile ayırıcı tanı yapıldığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Otizmde tedavi çocuğun gereksinimlerine göre ayarlanır. Küçük yaşlarda yoğun ve sürekli eğitim programları ve davranış terapileri çocukların kendine bakabilme, sosyal ve iletişimsel yetileri kazanabilmesine yardımcı olur.” dedi.

Etkili yaklaşımlar arasında uygulamalı davranış analizi, gelişimsel modeller, yapısal öğretme, konuşma ve dil terapisi, sosyal yetiler terapisi ve ergoterapi bulunduğunu kaydeden Luş, “Son dönemde yeni çalışmalar otizm tedavisinde Transkraniyal Manyetik Uyarım (TMU) tedavi yönteminin etkinliğini araştırmaktadır. Transkraniyal Manyetik Uyarım (TMU), beyin aktivitesini değiştirmek için kısa, güçlü manyetik alanlar kullanan non-invaziv bir tedavi yöntemidir. Birincil tedavi olarak önerilmez. Tedavi, genellikle 10-30 dakikalık seanslar halinde 20 seansa kadar uygulanır.” şeklinde konuştu.

Alternatif otizm tedavilerinin çoğu bilimsel olarak kanıtlanmış değil! 

Otizm ile ilgili sorunları tedavi etmek için birçok ilaç kullanıldığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, şunları söyledi:

“İlaçların yanı sıra kök hücre terapisi, beslenme müdahaleleri, sanal gerçeklik terapisi gibi birçok alternatif terapi ve müdahale yöntemi bulunsa da bunların çok azı bilimsel araştırmalarla desteklenmektedir. Tedavi yaklaşımlarının yaşam kalitesi kapsamında çok az deneysel desteği bulunur ve birçok program öngörüsel geçerlilik ve gerçek dünyaya uygunluk gibi konuları kapsamayan başarı ölçütleri üzerine yoğunlaşır.” 

Otizm için genetik test kesin sonuç vermez!

Otizm genetik paneli olarak da bilinen Tüm Ekzom Dizileme’nin (WES), nadir genetik hastalıkların, özellikle de otizmin teşhisinde kullanılan bir genetik tanı testi olduğunu hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Binlerce genin kodlama bölgelerini aynı anda tarayarak, belirli bir gen veya gen grubunu seçmeye gerek kalmadan DNA’daki değişiklikleri belirler. Bu, otizm benzeri semptomlara sahip diğer genetik hastalıkları ayırmaya ve otizm ile ilişkili genlerin varlığını belirlemeye yardımcı olur.” dedi.

Bu testle otizmin potansiyel nedeninin yaklaşık yüzde 10 ila yüzde 30 oranında bulunabildiğine ve zihinsel engelli kişilerde genetik bulgu olasılığının daha yüksek olduğuna dikkat çeken Luş, “Genetik testlerle otizm önlenemese de, testlerin birçok faydası var. Testler, başka bir sağlık durumuyla bağlantılı olduğunu bildiğimiz belirli bir genetik varyant bulabilir. Otizmle bağlantılı bazı varyantlar diğer ciddi hastalıklar için yüksek risk taşıyabilir. Genetik testler, gelecekteki çocuklarınızın otizm geliştirme olasılığı hakkında fikir verebilir. Bazıları için, o kişinin otizminin olası nedenini bilmek rahatlama sağlayabilir. Ancak, otizm için genetik test kesin sonuç vermez çünkü tek bir gen bu duruma neden olmaz. Doğum öncesi testler otizmi teşhis edemez, ancak erken belirtiler genellikle iki yaş civarında ortaya çıkar.” açıklamasını yaptı.

“Otizm bir spektrum bozukluğudur ve her birey farklı özellikler gösterir”

Otizmin genetik, sinir bilimsel, psikolojik, psikiyatrik, mikrobiyolojik olarak birçok farklı yönden incelendiğini fakat henüz sebebinin kesin olarak bilinmediğini hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Bugünkü tanımıyla otizmin, multifaktöriyel (pek çok değişkene bağlı) bir gelişimsel bozukluk olduğunun bilinmesi önemli.” dedi.

Genetik test yaptırmak isteyen ailelere önerilerde bulunan Luş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Belirli otizm mutasyonlarına göre uyarlanmış ilaç yoktur. Ancak mutasyonlar genellikle epilepsi, böbrek problemleri veya obezite gibi diğer sağlık problemleriyle bağlantılıdır, bu nedenle bilgiye sahip olmak bu problemleri önlemeye veya tedavi etmeye yardımcı olabilir. Tek bir tanı testi olmaması bize tekrar şunu hatırlatır: Otizm bir spektrum bozukluğudur ve her birey farklı özellikler gösterir, genetik testlerdeki amaç otizm ile bağlantılı olabilen epilepsi, bağırsak hastalıkları, obezite gibi durumları tespit ederek duruma daha geniş perspektiften müdahaleyi mümkün kılmaktır.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı