Aylık arşivler: Eylül 2025

Cep telefonu kamburluğu: Yeni neslin sessiz tehlikesi!

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Op. Dr. İdris Avcı, telefon, tablet kullanımı ve yanlış oturma alışkanlıkları gibi duruş bozukluklarının omurga sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsetti. 

Sürekli başı öne eğmek omurgaya binen yükü artırıyor!

Telefonu başı öne eğerek kullanmanın ‘text neck’ olarak bilinen tabloya yol açacağını dile getiren Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahı Op. Dr. İdris Avcı, “Baş öne eğildikçe omurgaya binen yük artar; örneğin normalde 5–6 kilogram olan baş ağırlığı, 45 derece öne eğildiğinde 20 kilograma kadar çıkabilir.” dedi.

Bu durumun boyun kaslarında aşırı gerginlik, sırt ağrısı, baş ağrısı ve ilerleyen dönemde disklerde yıpranma ve fıtık riskini artırdığını ifade eden Avcı, uzun vadede omurga dizilimini bozarak kalıcı duruş bozukluklarına zemin hazırlayacağını vurguladı.

Duruş bozukluğuyla başlayarak kalıcı hale gelebilir! 

Yanlış oturuş alışkanlığının kalıcı kamburluk veya bel fıtığına yol açabileceğini kaydeden Op. Dr. İdris Avcı, “Özellikle uzun süre masa başında kambur oturmak omurgada kalıcı şekil bozukluklarına neden olabilir.” dedi.

Genç yaşlarda ‘duruş bozukluğu’ şeklinde başlayan kamburluğun, ilerleyen yıllarda kemik yapının uyum sağlamasıyla kalıcı hale geleceğini aktaran Avcı, “Aynı şekilde, sürekli öne eğilerek veya destek almadan oturmak bel bölgesindeki disklerin üzerine fazla yük bindirir. Bu da zaman içinde bel fıtığı gelişimine zemin hazırlayabilir.” açıklamasını yaptı.

Çocukluk ve ergenlikte tablet/telefon kullanımı omurga gelişimini olumsuz etkiliyor!

Çocukluk ve ergenlik dönemini omurga gelişiminin en kritik olduğu dönem olarak tanımlayan Op. Dr. İdris Avcı, “Uzun süreli tablet veya telefon kullanımı sırasında eğilme ve kambur durma, büyüme çağındaki kemiklerde şekil bozukluklarına neden olabilir. Omuzlarda öne kapanma, sırt kaslarında dengesizlik, omurgada eğrilikler görülebilir. Ayrıca hareketsizlik obezite, kas zayıflığı ve genel sağlık sorunlarına da yol açar.” uyarısını yaptı.

Günlük hayatta omurgayı korumak için edinilebilecek basit alışkanlıklara değinen Avcı, sözlerini şöyle tamamladı:

“Dik durmayı unutmayın. Telefonu göğüs hizasında kullanın, başınızı eğmeyin. Çalışma masanızı boyunuza uygun ayarlayın, monitörünüz göz hizasında olsun. Uzun süre oturmayın; her 30–40 dakikada bir kalkıp esneme hareketleri yapın. Düzenli egzersiz yapın. Özellikle core (karın ve sırt) kaslarını kuvvetlendirmek, omurgayı korur. Orta sertlikte yatak kullanın ve uzun süre yüzüstü yatmaktan kaçının.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ödemiş’te Kurtuluş Günü Kutlandı

Ödemiş’in düşman işgalinden kurtuluşunun 103. Yılı 3 Eylül Çarşamba günü  düzenlenen  törenle coşkuyla kutlandı.  Hükümet Meydanı önünde yapılan törende,  Atatürk Anıtı’na çelenk konulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın söylenmesinin ardından üç pare top atışı gerçekleşti.

103 yıl önceki aynı inanç ve  kararlılıktayız

Törende günün anlam ve önemini belirten konuşmasını Belediye Başkanı Mustafa Turan yaptı. Başkan Turan; “ İlkkurşun direnişiyle Kuvayı Milliye tarihine adını altın harflerle yazdıran Ödemiş için 3 Eylül 1922, yalnızca bir tarih değil; Ödemiş’in cesaretinin, direnişinin ve bağımsızlık aşkının simgesidir. 3 Eylül 1922’de, sadece bir şehir değil; bir milletin umudu, onuru ve geleceği kurtulmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözü bugün kulağımızda çınlıyor: “Milletin istiklalini yine milletin azmi ve kararı kurtaracaktır.” Çünkü Atatürk, kurtuluşun ve kuruluşun umudunu ancak Türk Milleti’nin vatan sevgisiyle atan kalbinde bulmuştur. Çünkü Atatürk, Emperyal güçlere değil sadece ve sadece tarih boyunca “asker millet” olarak savaş meydanlarına nam salan Türk Milleti’ne güvenmiştir. Mustafa Kemal’in cesareti, eşsiz askeri dehası, Türk Ordusu’nun kahramanlığıyla ve Türk Milleti’nin büyük fedakarlığıyla yoğrulmuş İnönü’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da ve İzmir’in dağlarında özgürlüğün çiçeklerini açtırmıştır. Bunu herkes bilmelidir ki, bizler bugün burada sıradan bir kutlama yapmak için değil 103 yıl önce bu kutsal topraklar için nasıl can verildiyse yine aynı inançta, aynı karalılıkta olduğumuzu göstermek için toplandık. İçinde olduğumuz hiçbir şart ve koşulun işgal günlerinden daha kötü olmadığını bilerek, bugün de topraklarımıza, ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğüne kast eden her türlü girişime karşı Ödemiş’in Yiğit Ordusu’nun ruhuyla ayakta olacağımızı bir kez daha bu meydandan tüm dünyaya haykırıyoruz. Yiğit Ordusu buradadır, dimdik ayaktadır. Okulda dersine çalışarak, tarlasına toprağına alın teriyle sahip çıkarak, fabrikada emeğini koyarak, yangında herkesten önce yardıma koşarak, tek bir ağaç için alevlerin içine atılarak buradadır. Nice bağımsızlık günlerinde, bir arada olmak ümidiyle” dedi.

Konuşmanın ardından Ödemiş Belediyesi Halk Oyunları Ekibi, İlkkurşun Efeler Derneği ve Kuvayi Milliye Efeleri  Derneği gösterileri gerçekleştirdi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kahve makinelerinin lider ve öncü markası Philips, 11. İstanbul Kahve Festivali’nde yine kahve tutkunları ile buluşuyor!

Türkiye pazarında, tam otomatik espresso makinelerinde açık ara liderliğini sürdüren Philips, bu yıl 11-14 Eylül tarihlerinde Tepe Nautilus AVM’de düzenlenecek İstanbul Kahve Festivali’nde kahve severlerle buluşuyor. Her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlayan festival, bu yıl 11’inci kez kahve kültürünü kutlamak üzere kapılarını açıyor. Philips, deneyim alanında ziyaretçilere, evde barista kalitesinde kahve hazırlama imkânı sunan Philips LatteGo 5500 ile birbirinden farklı kahveler ikram edecek.

Festival kapsamında kahve tutkunlarını sadece ürünleriyle değil, interaktif deneyimlerle de buluşturacak olan Philips, hafta sonu her gün 12:00–12:45 arasında düzenlenecek kahve temalı sanat atölyeleriyle katılımcılara keyifli bir deneyim yaşatacak.

Tek tuşla 20 farklı kahve deneyimi

Philips LatteGo 5500, çekirdekten taze öğütülmüş espressoyu yumuşacık süt köpüğüyle buluşturarak tek tuşla 20 farklı sıcak ve soğuk kahve hazırlama imkânı sunuyor. Sessiz çalışma teknolojisi, kolay temizlenebilen süt sistemi ve kişiselleştirilebilir kahve ayarlarıyla LatteGo 5500, evde profesyonel kahve deneyimi arayanların ilk tercihi olmaya devam ediyor.

Festival boyunca Philips standını ziyaret eden katılımcılar, LatteGo makinelerinde kendi kahvelerini hazırlayarak “kendi baristası” olma fırsatı yakalayacak. 

Türkiye’de kahve tüketimi artıyor, Philips büyümeyi şekillendiriyor

Aksoy Araştırma ile yapılan çalışmaya göre Türkiye’de her 10 kişiden 6’sı günde 1 ila 3 fincan kahve içiyor, kişi başına yıllık kahve tüketimi ise 1,1 kiloya ulaşmış durumda. Bu veriler, geleneksel çay alışkanlığından kahve kültürüne doğru güçlü bir kaymayı gösteriyor. Özellikle espresso bazlı kahvelere olan ilgi hızla artarken, tam otomatik espresso makineleri pazarı da son 3 yılda 3 kat büyüdü. Philips LatteGo serisiyle bu dönüşümün öncüsü olarak %62’lik pazar payıyla sadece lider değil, aynı zamanda kategoriyi büyüten itici güç konumunda. 

Festivalde kahve kültürü buluşması

İstanbul Kahve Festivali, bu yıl da kahve severlere sadece içecek deneyimi değil, kahve etrafında gelişen kültürü, yenilikleri ve trendleri keşfetme fırsatı sunacak. Ziyaretçiler, dünyaca ünlü kahve markalarının yanı sıra Versuni’nin Philips LatteGo 5500 deneyim alanında kahve hazırlama ritüellerinin farklı boyutlarını keşfedecek, barista kalitesinde kahve yapmayı öğrenme şansı bulacak. Festival, kahve tutkunları için yalnızca bir buluşma noktası değil, aynı zamanda kahve kültürünü geleceğe taşıyan bir ilham alanı olacak.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Burcu Kandemir Şen, PepsiCo Türkiye’nin Yeni CFO’su Oldu

Uzun yıllardır PepsiCo bünyesinde üstlendiği kritik finans liderliği görevleriyle önemli başarılara imza atan Burcu Kandemir Şen, 1 Eylül itibariyle PepsiCo Türkiye CFO’su olarak atandı.

Burcu Kandemir Şen, 2005 yılında Pepsi Bottling Group’ta Finansal Planlama Uzmanı olarak çalışmaya başladı. 2011 yılından itibaren PepsiCo çatısı altında çeşitli üst düzey finansal görevlerde bulunarak önemli başarılar elde etti. 2013 ile 2015 yılları arasında Doğu Avrupa Finansal Planlama ve Analiz Müdürü, 2015 ile 2018 yılları arasında Doğu Avrupa İçecek Kategorisi Tedarik Zinciri Finans İş Ortaklığı görevlerini üstlendi. 2018’de Avrupa ve Sahra Altı Afrika Bölgesi BT CFO’su, 2019 ile 2022 yılları arasında ise Pepsi Lipton Avrupa CFO’su, son olarak da Belarus, Kafkasya ve Orta Asya (BCCA) Bölgesi CFO’su olarak görev yaptı.

Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme bölümü mezunu olan Burcu Kandemir Şen, uluslararası deneyimi ve güçlü liderlik vizyonuyla PepsiCo Türkiye’nin finansal stratejilerine katkı sağlamaya devam edecek.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Acıbadem Üniversitesi’nden Antibiyotik Direncine Karşı Dev Adım: Yeni Nesil Antibiyotikler

Antibiyotik direnci, modern tıbbın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri. Öyle ki, dünyada yılda yaklaşık 1,5 milyon kişi antibiyotik direnci nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye’de ise bu sayı yılda 35 bin civarında. Ancak Acıbadem Üniversitesi bilim insanları bu küresel krize umut olacak bir gelişmeye imza attı. Bağışıklık sisteminden ilham alarak geliştirilen ve bakterilerin direnç geliştiremediği yeni nesil antibiyotikler, laboratuvar ve klinik örneklerde olağanüstü başarı sağladı. Pek çok ölümcül enfeksiyon üzerinde etkili olan bu yenilikçi teknoloji, yakın gelecekte dünya ilaç endüstrisinin de odağına yerleşerek hastaların hizmetine sunulacak

Acıbadem Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özge Can ve Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tanıl Kocagöz’ün öncülüğünde farklı branşlardan uzmanların oluşturduğu multidisipliner bir ekibin iş birliğiyle geliştirilen yeni nesil antibiyotikler, dünyayı tehdit eden antibiyotik direncine karşı umut ışığı oldu. Bakterilerin genetik olarak direnç geliştiremediği bu özel moleküller, bağışıklık sisteminden ilham alınarak üretildi. Geliştirilen antibiyotiklerin, hiçbir mevcut tedaviye yanıt vermeyen çoklu ilaç dirençli mikroorganizmalara karşı etkili olduğu klinik örneklerle ve deneysel çalışmalarla kanıtlandı. “Aslında dünya şu an, antibiyotiklerin gereksiz bir şekilde yaygın kullanımı sorunuyla mücadele ediyor” diyen Prof. Dr. Özge Can, “Piyasada var olan birçok antibiyotik artık etkili değil. Çünkü bakteriler bu ilaçlara karşı genetik değişikliklerle direnç geliştiriyor. Büyük ilaç firmaları yeni moleküller geliştirmekten çekiniyor; çünkü her yeni moleküle karşı kısa sürede direnç oluşuyor. İşte biz bu döngüyü kıracak bir çözüm bulduk” şeklinde sözlerini sürdürüyor. 

“Bakteriler bu moleküllere karşı savunmasız”

Acıbadem Üniversitesi’nde bu teknoloji üzerinde 10 yılı aşkın bir süredir çalıştıklarını ve bu moleküllerin TÜBİTAK destekli büyük bir proje ile geliştirildiğini anlatan Prof. Dr. Özge Can, “Geliştirdiğimiz antibiyotikler, bağışıklık sistemimizin doğal savunma mekanizmalarında yer alan peptit moleküllerden esinlenilerek üretildi. Bu moleküllerin yapısı helikal, yani matkap ucu gibi. Bakterinin çeperine girip delik oluşturuyor. Bu mekanizma nedeniyle bakteriler direnç geliştiremiyor. Çünkü bakteri, çeper yapısını genetik olarak kolayca değiştiremiyor” diyor. 

245 klinik örnekte yüzde 100 başarı

Geliştirilen peptit moleküller, yalnızca bakterilere değil, mantar türlerine karşı da etkili. “E. coliS. aureusPseudomonas aeruginosa gibi dirençli bakterilerin yanı sıra Candida gibi mantar türleri üzerinde de etkili oldu. Toplamda 245 farklı klinik örnek üzerinde çalıştık. Hepsi çoklu ilaç direnci taşıyan ve piyasada var olan hiçbir antibiyotiğin işe yaramadığı bakterilerdi. Bizim antibiyotiğimiz hepsine karşı etkili oldu” diyen Prof. Dr. Özge Can, çalışmanın gücünü vurguluyor.

Gerçek hasta örneklerinde de test edildi

Bu antibiyotiklerin yalnızca laboratuvar ortamında değil, gerçek klinik örneklerde ve deney hayvanlarında da test edildiğini belirten Prof. Dr. Özge Can, “Hiçbir antibiyotiğin işe yaramadığı hastane enfeksiyonu örneklerinde bile antibiyotiğimizin etkili olduğunu gördük. Bu çok büyük bir gelişme” diyor.

Üstelik bu moleküllerin insan hücreleri üzerinde toksik etki yaratmadığına ve üretimlerinin oldukça kolay olduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Özge Can, “Moleküller için patent başvurusu tamamlandı ve iş birliği için dünya çapında ilaç firmalarıyla görüşmeler başlatıldı” şeklinde konuştu. “5 yıl içinde klinik kullanıma geçebiliriz”

“Amacımız, bu antibiyotiği 5 yıl içinde klinik kullanıma sunmak. Çok düşük bir ihtimalle bile olsa bakterilerin bu moleküllere direnç geliştirmesi oldukça zor. Çünkü hedef bakteri çeperi ve bu yapı, genetik olarak kolay kolay değiştirilemez. Bu açıdan geliştirdiğimiz antibiyotik molekülleri, çoklu ilaç dirençli mikroorganizmalara karşı oldukça etkili” diyen Prof. Dr. Özge Can, bu çalışmalarının tıp dünyasında büyük bir boşluğu doldurabilecek nitelikte olduğunu vurguluyor. Bilim dünyası, şimdi bu yeniliğin hastalara ulaşmasını ve dirençli enfeksiyonlara karşı yeni bir çağın başlamasını bekliyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Alzheimer riskini artıracak 8 faktör

Demansın en yaygın nedeni olan Alzheimer, beynin yapısında ve işleyişinde değişikliklere yol açan ciddi bir rahatsızlık. Yaşlanmanın doğal bir sonucu olmasa da en önemli risk faktörü yaştır ve çoğunlukla 65 yaş ve üzerinde görülür. Beyindeki amiloid ve tau proteinlerinin birikmesinin hücrelerde fonksiyon kaybına yol açtığını açıklayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Bu durum git gide hücrelerin birbiriyle iletişim kurmasını engeller ve zamanla hücreler ölür. Sinir hücresi kaybı ilerledikçe beyin küçülür, hafıza, düşünme, dil, davranış ve sosyal yetenekler kaybolur. Hastalığın teşhisi için; kişinin sağlık geçmişi, semptomları değerlendirilerek zihinsel testler ve beyin görüntülemelerine başvurulur” dedi.

Alzheimer’ın kesin nedeni henüz bilinmese de erken yaşta genetik, ileri yaşta ise çevresel ve yaşam tarzı faktörleriyle ilişkilendirilir. Belirtilerin hastalığın evresine göre farklılık göstereceğini açıklayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Erken dönemde unutkanlık, kelime bulma, plan yapma ve problem çözmede zorlanma öne çıkar. Orta evrede hafıza kaybı ve kafa karışıklığı artar, kişi yakınlarını tanımakta zorlanır, kişisel bakım için destek ister ve duygusal dalgalanmalar yaşayabilir. İleri evrede ise hafıza neredeyse tamamen kaybolur, yemek yeme, yürüme ve konuşma gibi temel gereksinimler için bile yardıma ihtiyaç duyar, iletişim sınırlanır ve enfeksiyonlara karşı savunmasız hale gelir” dedi.

Tedavinin amacı hayat kalitesini korumak

Günümüzde Alzheimer’ın kesin bir tedavisi olmasa da bazı ilaç ve tedavi yöntemleri ile ilerlemenin yavaşlatılabildiğini dile getiren Prof. Dr. Kütükçü, “Bu tedavi yöntemleri; hastalığın neden olduğu davranışsal sorunları hafifletebilir ve hastaların hayat kalitesini olabildiğince korumaya çalışır. Erken teşhis ve hasta yakınlarının desteği de bu süreçte büyük önem taşır. Hastalıkla ilgili bilimsel araştırmalar ise tüm dünyada yoğun bir şekilde sürdürülüyor” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, Alzheimer riskini artırabilecek 8 önemli faktörü sıraladı:

İleri yaş

Alzheimer için en büyük risk faktörü yaştır. Özellikle 65 yaş üstünde risk önemli ölçüde artar.

Genetik yatkınlık

Ailede Alzheimer öyküsü bulunması hastalık riskini yükseltir.

Zihinsel aktivite eksikliği

Zihni az çalıştırmak Alzheimer’a yatkınlığı artırır. Okuma, öğrenme, bulmaca gibi etkinlikler beyin sağlığını destekler.

Fiziksel travmalar

Ciddi kafa yaralanmaları veya tekrarlayan travmalar hastalık riskini artırabilir.

Damar sağlığı problemleri

Hipertansiyon, diyabet, obezite ve kolesterol yüksekliği gibi risk faktörleri beyin damarlarını etkileyerek tehlike yaratır.

Uyku bozuklukları

Kronik uyku apnesi veya yetersiz uyku, beyin sağlığını olumsuz etkileyerek Alzheimer’a zemin oluşturur.

Sigara ve aşırı alkol kullanımı

Tütün ürünleri ve yoğun alkol tüketimi beyin hücrelerine zarar vererek demans riskini artırır.

Hareketsiz yaşam tarzı

Fiziksel aktivite eksikliği hem kalp-damar hem de beyin sağlığını olumsuz etkiler.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuklar, gençler ve kadınlar İEF’nin tadını çıkarıyor

Bu yıl 94. kez kapılarını açan İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) kapsamında çocuklar, gençler ve kadınlar için özel olarak hazırlanan alanlarda gün boyu ücretsiz pek çok etkinlik ve atölye çalışması düzenleniyor. Katılanlar hem eğleniyor hem öğreniyor hem de farkındalık kazanıyor. 

94. İzmir Enternasyonal Fuarı, İzmirlilerin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Konserler, sergiler, tanıtım stantları, yeme içme alanı ve özel programlarla katılımcılara keyifli zaman geçirme olanağı sunan fuarda, herkese göre bir etkinlik bulunuyor. Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’na bağlı müdürlükler tarafından hazırlanan etkinlik ve atölyeler de ziyaretçiler tarafından büyük ilgi görüyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın eşi Öznur Tugay, Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü’ne ait stantlarda yapılan Yaratıcı Boyama “Bez Çanta” Atölyesi, Dünya Kahvesi Atölyesi ve “TAŞ”ıyamadıklarımız Atölyesi başta olmak üzere farklı atölyelere katılarak kadınlarla sohbet etti. Yürütülen çalışmalar hakkında da bilgi alan Öznur Tugay, katılımcıların öneri ve taleplerini dinledi. 

Çocuklar için doyasıya eğlence 
Kültürpark’ta oluşturulan Çocuk Oyun Alanı’ndaki atölye çalışmaları ise eğitirken eğlendiriyor. Hazırlanan özel alanda çocuklara yönelik survivor parkuru, ağ labirenti ve aile parkuru yer alıyor. Çocuklar, dört istasyondan oluşan survivor parkurunu tamamlamak ve 235 metrekare büyüklüğündeki ağ labirentini aşmak için uğraşırken unutulmaz anılar biriktiriyor. Aile parkurunda bulunan mini golf, mini bowling, mini futbol, langırt, air hockey ve subsoccer istasyonları da eğlenceyi zirveye çıkarıyor. Belediye Sokağı’ndaki Çocuk Çalışmaları Şube Müdürlüğü tanıtım standında ise çocuklar 3 boyutlu Maske Atölyesi, Kitap Ayracı Atölyesi ve Renkli Kuşlar Sanat Atölyesi’ne katılarak güzel zaman geçirirken el becerisini de güçlendiriyor.

Gençlik Alanı’nda yok yok 
Kentte yaşayan gençlerin kapasitesini güçlendirmek ve kendini gerçekleştirmesini sağlamak için yıl boyunca eğitimler, kurslar ve atölyeler düzenleyen, festival ve kamplar gerçekleştiren Genç İzmir, hazırlanan özel alanda dolu dolu bir programla ziyaretçilerle buluşuyor. Dernekler, vakıflar, gönüllüler, eğitim kurumları, özel kuruluşlar, büyükelçilikler gibi çok sayıda paydaş iş birliğiyle gerçekleştirilen atölye ve etkinlikler büyük ilgi görüyor. Gençlik Alanı’nı ziyaret edenler; Dans Atölyesi, Extream Dart, Yapay Zekâ Oyun/Görev Tamamlama, Erasmus+ Deneyim Aktarım Oyunu, Yapay Zekâ Avatar Yapımı, Bilgi Yarışması, İyilik Duvarı, Deneyim Atölyesi (tütsü yapımı), Festival Makyajı, XoX Oyunu, Çanta Boyama Atölyesi, Resim Deneyim Atölyesi, Balon Patlatma Yarışması, GO Oyunu Atölyesi, Karaoke, Yukata Deneyimi, Şirin Baba Hafıza Yarışması, Genç İzmir Pop Orkestrası Akustik, Kil Deneyim Atölyesi, Origami Atölyesi, Rüzgâr Çanı / Kitap Ayracı Atölyesi gibi farklı etkinliklere katılarak iyi zaman geçirebiliyor. Programa ilişkin detaylar @izbbgencizmir kullanıcı adlı Instagram hesabından takip edilebiliyor.

Kadın çalışmalarında dayanışma ve farkındalık var 
Belediye Sokağı’nda yer alan Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü’nün yer aldığı tanıtım standında da kadınlara özel pek çok atölye bulunuyor. Bu kapsamda Dijital Haklarımız Sosyal Platformu iş birliğiyle Dünya Kahvesi Atölyesi, farklı masalar etrafında bir araya gelen kadınların kolektif bilgi üretme atölyesi olarak dikkat çekiyor. Şiddetsizlik Atölyesi, katılımcılara yönelik interaktif bir çalışma ortamı sunuyor. Kadınların İzmir Haritası Atölyesi ise İzmir haritası ile kadınların gündelik yaşamında en çok kullandığı mekânlar ve yararlandıkları hizmetlerin tespit edildiği, ihtiyaçların belirlenmesini amaçlayan bir atölye olarak öne çıkıyor. Güçlenme Durağı’nda (UNFPA Kadınların Sağlık Hakkı Durağı – İzmir Barosu Kadın Hakları Durağı), kadın hakları ve kadın sağlığı odağında bilgilendirmeler ve atölye çalışmaları yapılıyor. 
Yaratıcı Boyama “Bez Çanta” Atölyesi’nde, bez çantalara kadın odaklı slogan çizim ve boyama çalışması gerçekleştiriliyor. Eşitlik Tüneli Atölyesi, farklı oyunlardan oluşan bir parkurda ziyaretçilere her aşamada eşitlik temalı oyunlar oynamasına fırsat sunuyor. Fuar boyunca taşlardan siluetin oluşturulduğu “TAŞ”ıyamadıklarımız Atölyesi’nde, ziyaretçiler taşı yük olmaktan çıkararak eşitlik için katkı sunuyor. İnteraktif Oyunlar Atölyesi’nde katılımcılar, eğlenceli ve katılımcı yöntemlerle tasarlanmış eşitlik temelli oyunlar aracılığıyla toplumsal cinsiyet eşitliğini deneyimliyor. Sosyal İklim Derneği iş birliğiyle düzenlenen Dirençli Mahalleler Atölyesi’nde katılımcılar, İzmir’in mahalleleri üzerinden iklim krizinin yol açacağı aşırı sıcaklar ve seller gibi sorunlara yönelik senaryolarla çalışıyor.

Meslek Fabrikası, istihdama aracılık etmeye hazır 
İzmir’in ekonomik kalkınmasına, rekabet gücünün ve istihdamın artırılmasına, nitelikli insan kaynağının çeşitlendirilmesine yönelik projelerinden biri olan Meslek Fabrikası, fuarda da bilgilendirmeye ve eğitmeye devam ediyor. Meslek Fabrikası Şube Müdürlüğü bünyesindeki eğitmenler, her gün düzenlenen barista ve seramik atölyesi ile katılımcıların eğlenmelerinin, öğrenmelerinin ve ekonomik yaşama katılmalarının ilk adımını atmalarını sağlıyor. Mobil İstihdam Noktası, kentin genelindeki istihdam taleplerine yanıt verebilmek ve birim faaliyetlerini daha geniş kitlelere tanıtabilmek amacıyla fuar süresince İzmirlilerle buluşuyor. Dijital Gençlik Merkezi, İzmirlileri Sanal Gerçeklik Teknolojisi (VR) ile tanıştırmak ve faaliyetlerini tanıtmak amacıyla fuar süresince 16-30 yaş arası tüm gençlere VR Gözlüğü ile Sanal Gerçeklik etkinlikleri düzenliyor. Belediye Sokağı’nda yer alan tanıtım standı ise tüm İzmirlilere Meslek Fabrikası faaliyetlerini paylaşmak üzere ziyaretçilerini bekliyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Corendon Airlines, Frankfurt Havalimanı’nda açtığı yeni ofisiyle Almanya’daki varlığını güçlendiriyor

Corendon Airlines, Almanya’nın en önemli hava ulaşım merkezlerinden biri olan Frankfurt Havalimanı’nda açtığı yeni ofisiyle, Avrupa’daki operasyonlarını güçlendirerek büyüme stratejisine yeni bir ivme kazandırıyor.

Avrupa’nın ve Türkiye’nin öncü havayolu şirketi Corendon Airlines, 20. kuruluş yıl dönümünü kutladığı 2025’te stratejik yatırımlarına devam ediyor. Frankfurt Havalimanı’nda yeni bir ofis açan hava yolu şirketi, Almanya pazarındaki etkisini artırmayı hedefliyor.

Yeni ofis, Frankfurt Havalimanı’nda yer alan House of Logistics and Mobility (HOLM) binasında konumlanıyor. İş dünyası ve akademiyi bir araya getiren, büyük şirketlerden KOBİ’lere, start-up’lardan üniversitelere kadar birçok kurumun bulunduğu HOLM, Corendon Airlines’ın Satış ve Ticari ekibine ev sahipliği yapacak.

“Buradaki varlığımız, mevcut ağımızı genişletmemizi ve yeni pazarlara daha etkin şekilde ulaşmamızı sağlayacak”

Corendon Airlines Satış ve Pazarlama Direktörü Christian Hein, yeni ofisin açılışıyla ilgili şunları söyledi: “Corendon Airlines için her zaman en önemli kaynak pazar olan Almanya’da resmi bir ofisimizin olması, partnerlerimize daha yakın çalışmamız açısından son derece önemliydi. Son aylarda Almanya’daki ekibimizi büyütme fırsatı bulduk. Yeni şubemizle yalnızca Almanya pazarındaki görünürlüğümüzü artırmakla kalmıyor, aynı zamanda gelecekteki büyümemizin temelini de atıyoruz. Buradaki varlığımız, mevcut ağımızı genişletmemizi ve yeni pazarlara daha etkin şekilde ulaşmamızı sağlayacak.”

Almanya, Avusturya ve İsviçre’de güçlü bir operasyon ağına sahip olan “Tatil Hava Yolu” Corendon Airlines, bu ülkelerde yer alan 20’den fazla havalimanından; Türkiye, Yunanistan, İspanya, Fas ve Mısır gibi popüler tatil destinasyonlarına direkt uçuşlar düzenliyor. Ayrıca İngiltere ve Polonya’dan da bu seçkin destinasyonların bir kısmına bağlantılar sağlıyor.

35 uçaklık filosuyla yılda 10 milyon yolcuya hizmet veren Corendon Airlines, yeni nesil ve yakıt verimliliği yüksek uçaklarla filosunu güçlendirmeye, uçuş ağını çeşitlendirmeye ve müşteri deneyimine yatırım yapmaya devam ediyor.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Keçiören Belediyesi’nden Okullarda Temizlik Seferberliği

Keçiören Belediyesi, 2025-2026 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte ilçe genelindeki okullarda kapsamlı bir temizlik ve çevre düzenleme çalışması başlattı. Öğrencilerin hijyenik, sağlıklı ve güvenli ortamlarda eğitim görebilmesi amacıyla başlatılan bu seferberlik hem velilerden hem de okul yöneticilerinden tam not aldı.

“Hijyen önceliğimiz”

Eğitim ortamlarının temizliğinin çocukların sağlığı açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Keçiören Belediye Başkanı Dr. Mesut Özarslan, “Evlatlarımızın sağlıklı koşullarda eğitim alması hem akademik başarılarını hem de motivasyonlarını doğrudan etkiliyor. Hijyeni önceleyerek okullarımızda yürüttüğümüz temizlik ve çevre düzenleme çalışmalarını titizlikle sürdürüyoruz. Yeni eğitim-öğretim yılının tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize başarı getirmesini diliyorum.” dedi.

Hem temizlik hem çevre düzenlemesi yapılıyor

Keçiören Belediyesi Temizlik İşleri ile Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri tarafından yürütülen çalışmalarda, ilk olarak okul bahçeleri süpürge personeli tarafından detaylı şekilde temizleniyor. Ardından tankerlerle tazyikli su kullanılarak okul bahçeleri özenle yıkanıyor. Öğrencilerin teneffüslerini keyifle geçireceği alanlar ve okul bahçelerindeki dinlenme noktaları daha ferah hale getiriliyor. Öte yandan okul bahçelerinde ve çevresinde de düzenleme çalışmaları gerçekleştiriliyor. Ekiplerce sürdürülen çalışmalarda çim biçme, ağaç budama ve bitki dikimi yapılarak okullar daha estetik bir görünüme kavuşturuluyor. 

Veliler ve okul yöneticilerinden teşekkür

Okullarda yürütülen temizlik ve çevre düzenleme çalışmalarını beğeniyle karşılayan veliler ve okul idarecileri, “Çocuklarımızın temiz ve düzenli ortamlarda eğitim görmesini sağladığı için Belediye Başkanımıza ve Keçiören Belediyesi’ne teşekkür ediyoruz” diyerek memnuniyetlerini dile getirdiler.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EÜ Diş Hekimliği Fakültesi ‘yaşlı ve engelli dostu’ son basamak hastane olarak hizmet veriyor

Ege Üniversitesi (EÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi; çocuk, yaşlı ve engelli bireylerin ağız ve diş sağlığı tedavilerinin yapıldığı son basamak hastane olarak hizmet veriyor.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Üniversitemizin topluma katkı misyonu doğrultusunda özel ehemmiyet gösterdiğimiz konuların başında sağlık hizmetleri geliyor. Tam akreditasyona sahip, öğrenci odaklı, sağlık temalı araştırma üniversitemiz bölgenin sağlık üssü konumunda bulunuyor. Sağlık hizmetlerimizin niteliğini artırmak için günün ihtiyaçları ve dijital dünyanın sunduğu algoritmalar doğrultusunda sağlık sektöründe meydana gelen gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Sektördeki son yenilikleri sistemlerimize entegre etmeye azami gayret gösteriyoruz. Ege Üniversitesinin tüm birimlerinde olduğu gibi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesinde de son dönemde önemli yatırımlar yaptık. Başta ilimiz ve bölgemiz olmak üzere ülkemizin dört bir yanında vatandaşımıza sağlık hizmeti sunan Diş Hekimliği Fakültesi Ağız ve Diş Sağlığı Hastanemizin altyapısını ve donanımını günün koşulları doğrultusunda güncelledik ve son teknolojik cihazlarla donattık. Kapasitesini artırarak 10 bin metrekarelik kullanım alanı olan Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesini hizmete açtık. Hastanemizde bölgedeki yaşlı ve engelli vatandaşların da tedavilerini rahatça gerçekleştirilmesini sağladık. Bu alanda son basamak hastane olarak hizmet veriyoruz” diye konuştu.

Yaşlı ve özel gereksinim duyan bireylerin ağız ve diş sağlığını korumalarının, diğer kişilere göre daha zor olduğunu, bu durumun hem söz konusu bireylerin hem de yakınlarının hayatını zorlaştırdığını ifade eden Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Özel gereksinim duyan bireylerin ağız ve diş sağlığını korumaları, sağlıklı kişilere göre daha zor bir durumdur. Bu durumun hem engelli hem de yakınları için hayatı zorlaştırdığını hepimiz biliyoruz. Aileler, bu konuda büyük sıkıntı yaşıyor. Nisan ayında hizmete açtığımız ameliyathanemiz ile ailelerin sıkıntıları sona ermiş oldu. İçerisinde farklı birimlerin de yer aldığı modern ameliyathanemiz bünyesinde iki genel anestezi ünitesi de yer alıyor. Burada bölgemizin diğer sağlık kuruluşlarından sevk edilen en zor vakalar, çocuk, yaşlı ve engelli bireylerin ağız ve diş sağlığı tedavileri rahatça yapılmaya başlandı”  diye konuştu.

“Devletimizin şefkat elini vatandaşlarımıza uzatıyoruz

 Bölgenin ilk Diş Hekimliği Fakültesi olarak bir yandan geleceğin diş hekimlerini yetiştirirken bir yandan da sağlık hizmetlerini aksatmadan sürdürdüklerini vurgulayan Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Fakültemiz, milyonlarca hastaya umut olurken; sağlık alanında binlerce yeniliğe ve gelişmeye vesile olarak devletimizin şefkat elini vatandaşlarımıza uzatmaktadır. Bizler de Fakültemizin sahip olduğu bu öncü rolü korumak ve başarılarını daha ileriye taşımak amacıyla çağın gereksinimlerine uygun değişim ve dönüşüm çalışmaları gerçekleştiriyoruz.  Bu kapsamda yaşlı ve engelli bireylerin ağız ve diş sağlığı tanı, tedavileri ile sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştıran pek çok dijital uygulamayı da hayata geçirdik. Binanın fiziki şartlarını engelli ve yaşlıların kullanımına uygun hale getirdik. Engelli ve yaşlıların binaya erişimlerini rahatlıkla sağlayabilmeleri ve herhangi bir sorun yaşanmadan diş tedavilerini gerçekleştirebilmeleri için bina içinde ve dışında yapısal düzenlemeler yaptık.  Çocuk, yaşlı ve engelli bireylerin erişilebilirliklerini artırmaya özel önem veriyoruz. Hayata geçirdiğimiz fiziki ve dijital uygularımız neticesinde engelsiz bir konsept oluşturduğumuzu ifade etmek isterim. Diş Hekimliği Fakültesi Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi yönetimine, akademik ve idari personelimize özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum ” dedi.

“Dünya standartlarında sağlık hizmeti sunuyoruz”

Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazan Ersin ise “Fakültemiz; hasta hizmeti açısından dünya standartlarında sağlık hizmeti sunan, ulusal akreditasyona sahip olarak hizmet veren, Sağlık Bakanlığınca A plus ilan edilmiş bir fakültedir. Günümüz teknolojisine uygun olarak yenilenen tedavi üniteleri ve altyapı çalışmaları ile tümüyle yenilenen kliniklerde hastalara en iyi hizmet sunulması için bizlere her türlü desteği veren Rektörümüz Prof. Dr. Necdet Budak Hocamıza teşekkür ediyorum” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı