Yıllık arşivler: 2025

Kanserden Korkma, Bilinçsiz Kalkmaktan Kork

Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi, kanser konusunda alanında uzman isimleri ağırladı. Beylikdüzü Belediyesi’nin düzenlediği söyleşinin konukları arasında Prof. Dr. Deniz Arslan ve Uzm. Dr. Yıldız Keleş’in yanı sıra Onvo Büyükçekmece’nin ünlü basketbolcuları Erdi Gülaslan ve Yesukan Onar da yer aldı. 

Beylikdüzü Belediyesi, 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi (BAKSM)’de bir söyleşi düzenledi. “Kanserden Korkma, Bilinçsiz Kalkmaktan Kork” adlı söyleşide medikal onkoloji uzmanı Prof. Dr. Deniz Arslan ve radyasyon onkolojisi uzmanı Dr. Yıldız Keleş kanserin nedenlerini, tedavisini ve hastalıktan korunma yollarını anlattı. 

Arslan: Test, erken evrede hayat kurtarır

Her yıl dünyada yaklaşık 20 milyon, ülkemizde ise 240 bin kişinin kansere yakalandığını ve yılda 120 binin üzerinde insanın kanserden hayatını kaybettiğini hatırlatan Prof. Dr. Deniz Arslan, bu hastalık sebebiyle ölenlerden en az yüzde 50’sinin erken teşhisle kurtarılabileceğini vurguladı. Sigaranın kanserin başlıca sebepleri arasında olduğunu belirten Arslan, “Artık bir tartışma konusu değil. Sigarasız bir dünya yaratırsak kanserlerin yüzde 35’ini engelleyebiliriz. Nargile ve e-sigara da sizi kurtarmaz. Mesela cep telefonunun kanser yaptığına dair bir kanıt yok. Stres bile ikincil bir kanser kaynağıdır. Bu hastalığın en büyük nedeni sigaradır. Kanser tarama testleri erken evrede hayat kurtarır. 50 yaşından sonra yılda bir kez test yaptırmanızı öneriyoruz” dedi.

Keleş: Radyocerrahi kanser mücadelesi için bir umut

Söyleşinin ikinci bölümünde ise Dr. Yıldız Keleş onkolojide uygulanan tedavi yöntemlerini amlattı. Gelişen radyoterapi teknikleri hakkında bilgiler aktaran uzman doktor, hastanın tümörden nasıl kurtarılabileceğini açıkladı. Dr. Keleş, “Palyatif tedavilerde, yani daha düşük doz ve daha kısa süreli tedavilerde elimizin güçlü olduğunu söyleyebilirim. Diyelim hastalığı geç bir evrede yakaladık, o aşamada bile radyoterapiden faydalanabiliyoruz. Güncel tedavilerde son 10 yıldır gelişen yeni bir yöntem var. Yüksek doz radyasyonla tedavi, buna “Radyocerrahi” de deniliyor. Bunun için gerekli teknik ekipmanları hemen hemen tüm kliniklerde kullanılabiliyoruz. Ve sağlıklı hiçbir dokuya zarar vermeden lokalize bir tedaviyi uygulama şansına sahibiz” şeklinde konuştu. 

“Kanser de basketbol gibi bir takım oyunudur”

Son olarak sahneye davet edilen milli basketbolculardan Erdi Gülaslan, “Ben kanser yaşamadım ama şunu biliyorum ki, bu da bir savaş ve kanserle mücadele de basketbol gibi bir takım oyunudur, tek başına aşılamaz” derken, Yesukan Onar ise “Gerçekten bugün buradan bir şeyler öğrenerek ayrılacağım. Buradan çıktıktan sonra aileme ve yakınlarıma kesinlikle sigarayı bırakmaları gerektiğini söyleyeceğim” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin Sembol Yapıları Mor Alarm Verecek

Epilepsi hastalığı hakkında toplumsal farkındalığı artırmak ve ön yargıları kırmak amacıyla, 10 Şubat Dünya Epilepsi Günü’nde Türkiye’nin sembol yapıları ‘mor alarm’ verecek

 

Türk Epilepsi ile Savaş Derneği’nin dokuz yıldır sürdürdüğü Epilepsi İçin Bak farkındalık kampanyasının girişimleri kapsamında; Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Galata Kulesi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İkiz Kuleleri, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Masal Şatosu, Adana Yavuzlar Köprüsü, Adana Büyük Saat Kulesi ve Amasya Kalesi epilepsinin tüm dünyadaki farkındalık rengi olan mor ışıkla aydınlatılacak.

 

Dünya Epilepsi Günü’nde herkesi epilepsi hakkında yeni bir sayfa açmaya davet eden Türk Epilepsi ile Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Nerses Bebek, “Epilepsili bireyler, herkes gibi okuyabilir, çalışabilir, başarılı işlere imza atabilir, evlenebilir ve çocuk sahibi olabilirler. Bu anlamlı günde, ülkemizdeki önemli tarihi ve sembolik yapıları mor ışıklar içinde izlerken, geçmişten gelen ön yargılarımızı bir kenara bırakmalı, güvenilir kaynaklardan epilepsi hakkında bilgi edinmeli ve bu farkındalık hareketine katılmalıyız” diye konuştu.

 

 

Epilepsi İçin Bak Hakkında:

Türk Epilepsi ile Savaş Derneği’nin UCB Pharma’nın koşulsuz desteğiyle, 2017 yılından beri hayata geçirdiği Epilepsi İçin Bak farkındalık kampanyası, bu yıl dokuzuncu yılında… Epilepsi İçin Bak farkındalık kampanyası, epilepsili bireylerin de herkes gibi hayatlarına devam edebilecekleri, okuyabilecekleri, çalışabilecekleri, evlenebilecekleri, çocuk sahibi olabilecekleri ve başarılı işlere imza atabileceklerinin farkındalığını artırmayı amaçlıyor. Epilepsi İçin Bak farkındalık kampanyasının taşıyıcı ikonu olarak epilepsi hastalarına olan bakış açımızı değiştirmemiz gerektiğini sembolize eden mor gözlükler kullanılıyor.

 

Epilepsi İçin Bak farkındalık kampanyası, 2025 yılında ön yargıları yıkmak amacıyla #MorAlarm mottosunu benimsedi. 2025 yılında Epilepsi İçin Bak farkındalık kampanyasının gönüllü elçileri ünlü oyuncular Aybüke Pusat ve Serkay Tütüncü oldu.

 

Epilepsi İçin Bak farkındalık kampanyası kapsamında her yıl düzenlenen etkinliklerle, epilepsi hastalığına dair toplumsal farkındalık artırılmaya devam ediyor. Bugüne kadar Epilepsi İçin Bak’a birçok ünlü isim gönüllü elçi olarak destek vererek kampanyanın geniş kitlelere ulaşmasını sağladı. Bu isimler arasında: Bülent Şakrak, Furkan Andıç Murat Dalkılıç, Aşkın Nur Yengi, İrem Sak ve Derya Uluğ da yer alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Okyanusların Mirası” Sualtı Fotoğraf Sergisi Memorial Sanat Galerisi’nde

Memorial Bahçelievler Hastanesi’nin ev sahipliği yaptığı sualtı dünyasının büyüleyici güzelliklerini gözler önüne seren “Okyanusların Mirası” sergisi, sanatseverlere kapılarını açtı. Ödüllü sualtı fotoğrafçısı Bülent Şelli’nin küratörlüğünde hazırlanan sergi 27 Mart 2025 tarihine kadar ziyaretçileri ağırlayacak. 

Sualtı fotoğrafçılığının Türkiye’deki önde gelen isimlerinden Bülent Şelli’nin küratörlüğünde hazırlanan “Okyanusların Mirası” sualtı fotoğraf sergisi, Memorial Bahçelievler Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu. Serginin açılışına Memorial Bahçelievler Hastane Direktörü Fatih Akpınar,   İmbat Sualtı Görüntüleme Merkezi fotoğrafçıları ve alanında uzman pek çok hekim katılım gösterdi.

İmbat Sualtı Görüntüleme Merkezi’nin 15. yılına özel olarak düzenlenen bu karma sergi, sualtı ekosisteminin zenginliklerini ve korunması gereken değerlerini yansıtan eserlerden oluşuyor. Alanında uzman bir seçici kurul tarafından belirlenen eserler, Bülent Şelli’nin atölye çalışmalarına katılan öğrencilerinin uzun yıllar boyunca ürettiği fotoğrafları içeriyor.

Sergide, okyanusların karşı karşıya olduğu çevresel tehditlere dikkat çekilerek farkındalık yaratmayı hedeflediklerini dile getiren Bülent Şelli, “Sanatın evrensel gücüyle çevre sorunlarına dikkat çekmeyi ümit ediyoruz. Sualtı dünyasının korunması, gelecek nesillere sağlıklı bir gezegen bırakmak adına hepimizin ortak sorumluluğudur,” dedi.

Sualtı fotoğrafçılığının değerli ismi Bülent Şelli’nin liderlik ettiği bu sergi, ziyaretçilerine yalnızca sanatsal bir deneyim sunmakla kalmıyor, aynı zamanda doğaya ve çevreye olan sorumlulukları yeniden düşünme fırsatı sunuyor. Sergi, 27 Mart 2025 tarihine kadar Memorial Bahçelievler Hastanesi Sanat Galerisi’nde ziyaretçileri ağırlayacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Menemen tarihi, geleceğe taşınıyor!

Menemen Belediyesi, ilçenin zengin tarihini yarınlara özenle taşımak için harekete geçti. Asırlık enstrümanlardan tel kırma örtülere, berber koltuklarından antika fotoğraf makinesi, telefon ve kameralara kadar çok çeşitli dönem eşyalarının bulunduğu Menemen Kent Arşivi ve Müzesi, bir araya getirilen 4 bin tarihi eşya ile misafirlerini bekliyor.

Kentin zengin tarihini yarınlara taşımak için uzman ekiplerle birlikte çalışma yaptıklarını kaydeden Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, “Menemen tarihini maziden atiye köprü kurmak için güç birliği yaptık. En büyük desteği ise aile yadigarı birçok eşyasını müzemize bağışlayan hemşehrilerimizden aldık. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Atalarımızın Menemenimizde bıraktıkları eserlerimizi titizlikle gelecek nesillere aktaracağız” dedi.

Menemen Belediyesi tarafından yürütülen Kent Arşivi ve Müzesi çalışmalarıyla, ilçenin tarihsel birikimi yarınlara taşınıyor. Uzman kadroyla yapılan çalışmalarda başta köyler olmak üzere Menemen’in dört bir köşesindeki evlerde ve depolarda saklanan asırlık eşyalar, bağışçıların gönüllü desteğiyle toplanıyor. Toplanan eserlerden restorasyon gerektirenler titizlikle orjinal haline getirilirken, eserler fotoğraflanarak envantere kaydediliyor. Ayrıca objelerle birlikte gazete ve dergilerde uzun yıllardır Menemen ile ilgili yazılan yazılar ve yapılan haberler de müzede yer alıyor..

4 bin eşya ve belge

Bugüne kadar yapılan çalışmalarda yaklaşık 500 bağışçıdan 4 bin obje elde edilirken, Halil Alkaya Kapalı Pazaryeri’nde bulunan Kent Arşivi ve Müzesi’nde ziyaretçilerle buluşturuluyor. Özellikle Menemen’deki okulların çeşitli tarihlerde gerçekleştirdiği gezilerde müze personeli tarafından eserlerin öyküleri, öğrencilere anlatılıyor.

“Menemen, çok zengin bir tarih ve kültürel birikime sahip”

İlçe tarihinin gelecek kuşaklara aktarılması için bu projenin çok önemli olduğunu dile getiren Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, “Menemen tarih öncesi çağlardan itibaren çok önemli bir yerleşim birimi. Osmanlı Ordusu’nun bazı araç gereçlerinin üretildiği, tarımla, hayvancılıkla, çömlekçilikle, kent kültürüyle zengin bir geçmişe sahip. Biz de bu nedenle Kent Arşivi ve Müzesi çalışmalarımızla, ilçe tarihimizi gelecek nesillere aktarmak için yoğun çaba sarf ediyoruz. Öğrencilerimiz okul gezileri düzenlenerek buraya geliyor, şehrimizin tarihini öğreniyor. Başta bağışçılarımız ve bu proje için gecesini gündüzüne katan uzman ekibimize çok teşekkür ediyorum. Binlerce obje ve belgeden oluşan zengin koleksiyonumuzu görmek üzere tüm hemşehrilerimizi ve tarih tutkunlarını ziyaret için bekliyoruz.”diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TAV İşletme Hizmetleri, Japon Ortak WAI Lounge Japan Inc. ile Uzak Doğu’daki İlk Operasyonunu Başlatarak Narita Uluslararası Havalimanı’nda Turkish Airlines Lounge’u İşletecek

TAV İşletme Hizmetleri, havalimanı yolcu ağırlama sektöründe uçtan uca ve müşteri odaklı deneyimler yaratma vizyonunu sürdürürken, yerel kültürel zenginlikleri operasyonel mükemmellikle birleştirme taahhüdünü pekiştiriyor. Narita Uluslararası Havalimanı’ndaki yeni Turkish Airlines Lounge, Uzak Doğu’daki havalimanı yolcu ağırlama hizmetlerinde yeni bir standart getiriyor.

5 Şubat 2025’te düzenlenen açılış törenine; TAV Havalimanları İcra Komitesi Başkanı ve Murahhas Üyesi Franck Mereyde, TAV İşletme Hizmetleri CEO’su ve TAV Havalimanları CCO’su Aude Ferrand, TAV-WAI Airport Services CEO’su Yuki Onishi, Türk Hava Yolları Japonya Müdürü Ahmet Tuğcu ve Türk Hava Yolları Asya ve Uzak Doğu Satış Başkan Yardımcısı Ümit Develi katıldı.

Türk Misafirperverliği ile Japon Kültürünün Zarafetini Buluşturan Bir Deneyim

Toplam bin 476 metrekarelik bir alana sahip olan Turkish Airlines Lounge, yolcular için seyahat deneyimini yeniden tanımlayacak şekilde tasarlandı. Yolcu salonu, iki aşamada hizmete açılacak olup, ilk faz kapsamında 800 metrekarelik premium hizmet alanı yolcuların kullanımına sunuldu. Bu alan, misafirlere Türk Hava Yolları’nın küresel standartlarını ve Japon kültürünün benzersiz dokusunu yansıtan üst düzey hizmet ve deneyimler sunuyor.

Bu stratejik iş birliği, TAV İşletme Hizmetleri ve Türk Hava Yolları arasındaki güçlü ortaklığın bir göstergesi olurken, aynı zamanda TAV İşletme Hizmetleri’nin TAV-WAI Lounge Japan Inc. ile olan iş birliğini  de ileriye taşıyor. Yolcu salonunun konsepti, Türk misafirperverliğini Japon kültürünün zarafetiyle harmanlayarak yolcular için benzersiz bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Şık mimarisinden özenle seçilmiş gastronomik lezzetlere, zengin açık büfeden uçak manzarasının büyüleyici güzelliğine, ayrıcalık ve konfor sunan özel VIP odalarına ve geniş duş alanlarına kadar her detay, Türk ve Japon geleneklerinin zarif uyumunu yansıtıyor. Yolcu salonu, misafirleri için büyüleyici ve eşsiz bir havalimanı misafirperverliği deneyimi sunuyor.

Yeni yolcu salonunun işletmesi, bu yatırım için özel olarak kurulan ve TAV İşletme Hizmetleri ile Japon ortak WAI Lounge Japan Inc. (WAI) arasında %50-%50 ortaklıkla yönetilen TAV-WAI Airport Services tarafından yürütülecek. WAI’nin Japon pazarı ve yolcu beklentilerini karşılama uzmanlığı, salonunun bölgede seyahat edenlerin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamasını sağlıyor.

TAV İşletme Hizmetleri CEO’su ve TAV Havalimanları CCO’su Aude Ferrand, yeni yatırım ve ortaklıklarıyla ilgili vizyonunu şu sözlerle paylaştı: “Küresel yolcu misafirperverliği alanında önde gelen bir şirket olarak, Narita Uluslararası Havalimanı’na müşteri deneyimi konusundaki uzmanlığımızı getirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Havalimanı misafirperverliği sektöründe, misafirleri anlamak ve onlar için özel hizmetler geliştirmek son derece önemlidir. Bu vizyon doğrultusunda, Turkish Airlines Lounge’un tasarımı, yolcu konforunu artırmak ve kişiye özel deneyimler sunmak amacıyla titizlikle hazırlandı. Misafirlerimize, Türk ve Japon mutfaklarından çeşitli tatların yanı sıra, tasarım ve duyusal unsurlar bakımından iki zengin kültürün harmanını sunacağız. Türk Havayolları’nın yanı sıra, bölgeden gelen misafirlerimizin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak için havalimanı ve yolcu hizmetleri konusunda uzmanlaşmış yerel ortak WAI Lounge Japan Inc. ile iş birliği yaptık.” Ferrand ayrıca: “Bu yolcu salonu, sadece bir hizmet alanı olmanın ötesinde; Türk ve Japon kültürlerinin buluştuğu, misafirlerimize unutulmaz bir misafirperverlik deneyimi sunan bir destinasyondur.” dedi.

Türk Hava Yolları Uzak Doğu ve Okyanusya Satış Başkan Yardımcısı Ümit Develi şunları belirtti: Japonya’daki Narita Havalimanı’nda, Türk misafirperverliğini Japon zarafetiyle harmanlayan ve ülkelerimiz arasındaki yüzyılı aşkın yakın ilişkileri simgeleyen en büyük yurtdışı özel yolcu salonumuzu açmaktan mutluluk duyuyoruz. Narita Uluslararası Havalimanı’ndaki Turkish Airlines Lounge, seyahat deneyimini geliştirme konusundaki kararlılığımızı ve Asya-Pasifik bölgesindeki varlığımızı daha da güçlendirme amacımızı yansıtıyor.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Doç. Dr. Yararbaş, “Tütün tüketimi gelecekte büyük bir sorun olacak”

Türkiye’de ve dünyada yüksek seviyelere ulaşan sigara tüketimi, toplum sağlığını tehdit etmeye devam ediyor.

Bireylerin sigarayı bırakması için faaliyetler yürüten kurumlardan olan Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü, toplumsal farkındalık oluşturmayı ve bağımlılığa karşı tedavi olanağı sunmayı sürdürüyor. Enstitü Müdürü Doç. Dr. Görkem Yararbaş, 9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü’nün sigarayı bırakmak için bir fırsat olduğunu söyleyerek tütün kullanımının gelecekte toplum sağlığı açısından büyük bir sorun haline geleceğine dikkat çekti.

Türkiye’nin sigara kullanımında yüksek oranlara sahip olduğunu belirten Doç. Dr. Görkem Yararbaş, “Her 3 kişiden biri veya her iki erkek vatandaşımızdan birisi sigara içmektedir. Geçtiğimiz yıllarda oranlar dönemsel olarak daha iyi seviyelere düşebilmiş olsa da günümüzde tüketim yeniden yükseldi. Son yıllarda yeni nesil tütün ürünleri ve nargile kullanımındaki artış özellikle genç nüfus açısından önemli bir risk barındırıyor. Tütün tüketiminin sağlık etkileri orta ve uzun vadede görüldüğü için bu yüksek oranlar gelecek yıllarda toplum sağlığı açısından büyüyen bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır” diye konuştu.

“Sigarayı bırakmak için tekrar tekrar denemekten korkmayın”

Sigarayı bırakmak için bireylerin deneme yapması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Yararbaş, “Kalıcı olarak sigarayı bırakan bireylerin geçmişinde çoğu zaman kısa süreli denemeler olduğunu görüyoruz. Bu nedenle sigarayı bırakmak için tekrar tekrar denemekten korkmamak ve her seferinde yeni bir beceriyi kazandığımızı düşünerek devam etmek gerekiyor. Bireysel çabayla sigarayı bırakamayan kişiler, ‘ALO 171’ hattından bilgi ve sigara bırakma poliklinikleri için randevu alabilir” dedi.

Doç. Dr. Yararbaş, 9 Şubat Sigarayı Bırakma Günü’nün sigara tüketimini sonlandırmak için fırsat olduğunun altını çizerek, “9 Şubat, sigara içenleri bırakma konusunda motive etmek ve bilinçlendirmenin yanı sıra alanda çalışan uzmanların etkinlikler yoluyla iş birliklerini geliştirmesi için de güzel fırsatler oluşturuyor. Elbette tek bir günden mucizevi bir sonuç beklemek doğru olmaz ancak yaşam içerisinde bir rutine dönüşen sigara tüketimini sonlandırma fikrini akıllara sokabilmek bile son derece değerli” diye söyledi.

“Desteğe ihtiyaç duyan vatandaşlarımızın yanındayız”

Bireylerin sigarayı bırakması için Ege Üniversitesi bünyesinde 2011 yılında kurulan ‘Sigara Bırakma Polikliniği’nin de faaliyetlerde bulunduğundan bahseden Doç. Dr. Yararbaş, “Yıllar içerisinde tedavi ve psikolojik destek imkanları, Enstitümüzde yürütülen araştırma projeleri ile zenginleştirilmiştir. Teknolojik olanaklarımız sayesinde web tabanlı psikolojik destek verebiliyoruz. Gerek yüz yüze gerekse online görüşmelerle sigarayı bırakma konusunda desteğe ihtiyaç duyan vatandaşlarımızın yanındayız” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘Uçak Kazası Raporu’ 24. Sezonuyla 10 Şubat Pazartesi 22.00’de National Geographic Ekranlarında Başlıyor!

Uçak kazalarının sır perdesini aralayan, arkalarında yatan nedenleri ve hiç görülmemiş kayıtları ortaya çıkartan ‘Uçak Kazası Raporu’, 24. sezonuyla havacılık tarihinin efsanevi felaketlerini araştırarak neyin neden yanlış gittiğini araştırmaya devam ediyor. 

 

“Uçak Kazası Raporu”, 10 Şubat Pazartesi saat 22.00’de National Geographic ekranlarında başlıyor.

 

Bilimin, keşfin ve hikâye anlatımının gücüne inanarak 130 yılı aşkın bir süredir dünyanın en güvenilir markalarından biri olmayı sürdüren National Geographic’in birbirinden iddialı yapımlarını D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

UPT fiziki ağını Faturamatik PTN ile güçlendirdi

Türkiye’nin ilk yerli, global para transferi ve ödeme platformu UPT, Faturamatik ile iş birliğine gitti. İş birliği kapsamında UPT ile yapılan tüm uluslararası para transferi işlemleri Faturamatik PTN Money Transfer noktalarından kolaylıkla gerçekleştirilebilecek.

Türkiye’nin uluslararası para transferi alanındaki lider şirketi UPT, dijital alanda olduğu kadar fiziki alanlarda da işlem ağını genişletmeyi sürdürüyor. UPT son olarak, yaygın fiziki ağa sahip olan Faturamatik ile gerçekleştirdiği iş birliği çerçevesinde PTN Money Transfer noktalarından UPT işlemlerinin gerçekleştirilmesinin önünü açtı. Aktif Ventures’ın API platformu Apilion üzerinden sunduğu UPT’nin uluslararası para transferi API’lerini, Faturamatik ile entegre ederek yenilikçi bir ödeme deneyimi sunmayı hedefledi. Yapılan bu anlaşma ile uluslararası para transferi için fiziki noktaları kullanmak isteyen kullanıcılar, PTN Money Transfer’ın yaygın fiziki noktalarına giderek yurt dışı para transferi işlemlerini UPT ile gerçekleştirebilecek. Aktif Ventures’ın inovasyon ve proje danışmanlığı kapsamında geliştirilen bu iş birliği, kullanıcıların finansal işlemlerini daha pratik hale getirirken, uluslararası para transferlerinde sınırları kaldırıyor. 

 

İşlem ağını güçlendirme yolunda önemli adım

UPT Genel Müdürü Murat Kastan, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “UPT olarak, kullanıcılarımıza hem dijital hem de fiziksel kanallarda daha geniş bir erişim sunmak için iş birliği ağımızı sürekli genişletiyoruz. Faturamatik ile gerçekleştirdiğimiz bu yeni iş birliği sayesinde, uluslararası para transferi işlemleri artık Faturamatik PTN Money Transfer’ın yaygın fiziksel noktalarında da kolaylıkla yapılabilecek. Bu iş birliği, uluslararası para transferi işlemlerinin daha geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından kolaylıkla yapılabilmesini sağlamanın yanı sıra, işlem ağı çeşitliliğimizi güçlendirme yolunda önemli bir adım oldu.”

Müşteri odaklı finansal çözümler genişliyor 

Faturamatik Genel Müdürü Cihan Kaleli ise iş birliği hakkında şu açıklamada bulundu: “Globalleşen dünyada bireylerin ve işletmelerin finansal ihtiyaçlarına hızlı, güvenilir ve yenilikçi çözümler sunmak her zamankinden daha kritik hale geldi. PTN Money Transfer olarak, Türkiye’nin öncü ödeme ve para transfer kuruluşlarından UPT ile gerçekleştirdiğimiz bu güçlü iş birliği, Faturamatik’in müşteri odaklı yaklaşımını ve sektöre sunduğu değeri daha da ileriye taşıyacaktır.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: Aylık en yüksek reel getiri Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS)’de oldu

Aylık en yüksek reel getiri, yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ile indirgendiğinde %3,14, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ile indirgendiğinde ise %1,21 oranlarıyla DİBS’de gerçekleşti.

Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) %0,35 oranında yatırımcısına reel getiri sağlarken; külçe altın %0,14, Amerikan Doları %1,47, BIST 100 endeksi %2,43 ve Euro %2,57 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde; mevduat faizi (brüt) %1,53, külçe altın %2,01, Amerikan Doları %3,31, BIST 100 endeksi %4,26 ve Euro %4,40 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

BIST 100 endeksi, üç aylık değerlendirmede; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %7,26, TÜFE ile indirgendiğinde ise %2,98 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu. Aynı dönemde Euro, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %5,44, TÜFE ile indirgendiğinde ise %9,22 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %12,45, TÜFE ile indirgendiğinde ise %3,83 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı olurken; aynı dönemde BIST 100 endeksi, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %15,63, TÜFE ile indirgendiğinde ise %22,10 oranlarında yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri külçe altında gerçekleşti

Finansal yatırım araçları yıllık olarak değerlendirildiğinde külçe altın; Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde %19,76, TÜFE ile indirgendiğinde ise %7,19 oranlarında yatırımcısına en yüksek reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Yıllık değerlendirmede, Yİ-ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından mevduat faizi (brüt) %7,50 ve DİBS %0,15 oranlarında yatırımcısına reel getiri sağlarken; BIST 100 endeksi %1,73, Amerikan Doları %7,15 ve Euro %11,86 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile indirgendiğinde mevduat faizi (brüt) %3,79, DİBS %10,36, BIST 100 endeksi %12,05,  Amerikan Doları %16,89 ve Euro %21,11 oranlarında yatırımcısına kaybettirdi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuklarda kalıcı görme kaybına neden olan sinsi hastalık: üveit

Üveit, göz içi iltihaplanması olarak tanımlanır ve ciddi bir göz hastalığıdır. Çocuklarda kalıcı görme kaybına yol açabileceği için oldukça dikkat edilmesi gereken bir durum olduğunu belirten Dünyagöz Hastaneler Grubu Üveit Bölüm Başkanı Prof. Dr. Merih Oray, özellikle çocukluk çağı eklem romatizması (juvenil artrit) olan çocuklarda, üveit daha ağır seyredebildiğini belirtti. Bu hastalığın, gözdeki iltihaplanma nedeniyle görme kaybına yol açabileceğine ve eğer tedavi edilmezse kalıcı hasara neden olabileceğine dair açıklamalarda bulundu.

 

Gözün damardan zengin orta tabakasının iltihaplanmasıyla üveit hastalığı meydana gelmektedir. Başta behçet hastalığı, ankilozan spondilit, iltihaplı bağırsak hastalığı olmak üzere birçok romatizma hastalığında ve multiple skleroz (MS) gibi nörolojik hastalıklarda üveit görülebilir. 

 

Üveit hastalığı ve tedavi yöntemlerine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Merih Oray, “Gözün İris dokusunu tutan ve gözün ön kısmına sınırlı olan üveitlerde; göz küresinde dokunmakla ve sağa-sola çevirmekle hissedilen ağrı, ışık hassasiyeti, kızarıklık ve bulanık görme belirtileri ön plana çıkar. Bu belirtiler iltihabın alevlendiği dönemi yansıtır ve mutlaka tedavi gerektirir. Gözün arka kısmında yer alan üveitlerde ise bulanık görme ve siyah noktalar görme belirtileri ön plandadır. Özellikle makula dediğimiz görme noktasının iltihabi tutulumu doğru tedavi edilmediği taktirde komplikasyonlara ve kalıcı görme kaybına neden olabilmektedir. Üveit için bir kere tedavi olup iyileştim denilmemeli, uzun yıllar doktor kontrolü gerektiren bir hastalık olduğu unutulmamalıdır” diye konuştu.

 

ÇOCUKLUK ROMATİZMASI OLAN ÇOCUKLARDA SIK GÖRÜLÜYOR

 

Üveit hastalığının her yaş grubunda gelişebildiğini söyleyen Prof. Dr. Merih Oray, özellikle çocuk yaş grubunda bu hastalığın, körlüğe kadar varan komplikasyonlar ile ciddi bir sağlık problemine neden olabileceğini dikkat çekti. 

 

“Görme kaybı değişkenlik göstermekle beraber yüzde 10-15 ciddi görme kaybı riski vardır. Fark edilmeden sinsice ilerleyen bu hastalığın tekrarlamasını önlemek için altında yatan sebeplerin de araştırılması şart. Özellikle çocukluk çağı romatizması olan çocuklarda sık aralıklarla göz taraması yapılmasının önemine vurgu yaparak, “Bu çocuklarda eklemlerde iltihap olduğu gibi gözde de olabiliyor. Bazen gözde kızarıklık olmuyor çocuklar küçük olduğu için bunu ifade edemiyor. Aileler de fark edemiyor. O nedenle bu çocukları rutin aralıklarla mutlaka üveit uzmanı göz doktoruna götürmek lazım. Bazen çocukların muayenesi de zor oluyor. Planlı sistemik bir tedavi uyguluyoruz. Uzun vadede fark edilmezse ciddi yan etkileri olabilir. Katarakt, göz tansiyonu gibi problemler ortaya çıkabilir. Zaman içerisinde de görme kaybına da yol açabiliyor” dedi. 

 

ACİL MÜDAHALE EDİLMESİ GEREKEN BİR HASTALIKTIR

 

Üveit hastalığının erken dönemde teşhis edilerek hasta tedaviye yönlendirildiği durumlarda, mevcut görme seviyelerinin artırılabilir ya da korunabilir olduğunu belirten Prof. Dr. Merih Oray, “Ne şiddette olursa olsun, üveit acil müdahale edilmesi gereken bir hastalıktır. Geç kalındığında hastalık ilerler ve iltihap nedeniyle göz bebeğinde şekil bozuklukları, katarakt, göz tansiyonu yükselmesi gibi komplikasyonlara neden olabilir. Zaman içerisinde geçirilen ataklar göz içerisinde yapısal hasara yol açıyor. Göz sinirinde ve görme noktasında hasar olabiliyor. Hastalık kısa sürede tedavi edilmediğinde doku harabiyeti oluşuyor ve görme kaybı meydana gelebiliyor. Belirtiler görüldüğünde yapılacak ilk iş üveit konusunda tecrübeli bir göz doktoruna muayene olmaktır” ifadelerini kullandı.

 

 

ÜVEİT KONUSUNDA UZMAN DOKTORUN MUAYENESİ ŞART

 

Katarakt ameliyatı olacak kişilerin gözünde aktif iltihap olmaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Oray, “Üveit tedavisi olan fakat tekrarlayan bir hastalıktır ve bu hastalığın altında yatan hastalığı da teşhis etmek lazım. Bu sebeple üveiti olan kişilerin bu konuda uzmanlaşmış olan doktora gitmesi gerekmektedir. Behçet hastalığı, kanser, bağışıklık sistemi hastalıkları, ülseratif kolit, crohn hastalığı, ankilozan spondilit, yetişkin ve çocuklarda romatizmal hastalıklar, bakteri, virüs, parazit veya mantar gibi enfeksiyonların gözü tutması ve göz travması üveite neden olabilir. Üveit hastalarında katarakt da sıklıkla görüyoruz. Üveiti hastası katarakt ameliyatı olacaksa bunun zamanlaması çok önemli. Çünkü hastaların o anda gözünde aktif iltihap olmaması gerekiyor. Göz içindeki iltihap tedavi edildikten sonra cerrahi yöntemler uygulanmalı” diyerek uyardı. 

 

 

TEDAVİ ÜVEİTİN TÜRÜNE GÖRE PLANLANIYOR

 

Hastalığın çeşidine göre tedaviye karar verildiğini belirten Prof. Dr. Merih Oray, “Ön üveit dediğimiz irisin etkilendiği iltihabi durumlarda ilk aşamada lokal damla tedavisi önerilmektedir. Öncelikle iris dokusunun lense yapışmasının önlenmesi ve ağrının azaltılması için göz bebeğini büyüten damlalar kullanılır. Ayrıca iltihabı baskılamak için kortizonlu damlalar kullanılmaktadır. Gerekli durumlarda göz içine veya gözün çevresine iğne tedavileri de uygulanmaktadır.  Üveit atakları tekrarlıyorsa sistemik tedavi edilir. Enfeksiyon kaynaklı olmayan arka üveitlerde ise çoğunlukla ağız yoluyla ve özellikle son yıllarda cilt altından alınan güncel ilaçlar kullanılmaktadır. Enfeksiyon kaynaklı olmayan arka üveitler için kortizonlu ilaçlar ve bağışıklık sistemi üzerinde dengeleyici olan ilaçlar önerilmektedir. Gerek ön gerekse arka üveitler için hekim takibi gereklidir. Hastalığın erken döneminde ve doğru tedavi edildiği takdirde sonuçlar kesinlikle olumlu olmaktadır. Ayrıca sistemik hastalıklarla ilişkili olan üveitlerde, ilgili branşlarla konsülte edilerek tedavisine devam edilmelidir. Enfeksiyon kaynaklı üveitlerde etkene yönelik tedavi yapılır. Tedavinin hekim gözetiminde yapılmadığı durumlarda, özellikle de ilaçlar kontrolsüz kullanılırsa, hayati tehlike ile karşı karşıya kalınabilir” diyerek cümlelerini tamamladı.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı