Yıllık arşivler: 2025

Akkuyu NGS’de çevrim içi “Açık Kapı Günü” etkinliği düzenlendi

AKKUYU NÜKLEER A.Ş., Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom tarafından Türkiye’de inşa edilen Akkuyu NGS’de bu yıl dördüncü kez “Açık Kapı Günü” etkinliği düzenledi. Çevrim içi yayın sırasında, ilk nesil Türk nükleer mühendisleri projenin uygulanması, NGS işletmesinin ana ekipmanları ve prensipleri ile NGS operatörlerinin eğitimi hakkında bilgi verdiler. 

Yayında, 1. Güç Ünitesi’nin reaktör bölmesi ve makine dairesi, deniz ve kara hidrolik yapıları ve Personel Eğitim Merkezi gibi santralin kilit tesislerinin görüntüleri verildi.  

AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Genel Müdürü Sergey Butckikh, “Açık Kapı Günü” etkinliğine rehberlik eden Türk mühendislerle tanıştıktan sonra izleyicilere şunları söyledi: “2024 yılında 1. Güç Ünitesi’nde tam kapsamlı işletmeye alma çalışmalarına başladık. Meslektaşlarım, deneyimli Türk mühendisleri, sizlere en ilginç detayları anlatacak ve gösterecekler. Proje ekibimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin modern, güçlü ve güvenilir bir NGS hayalini gerçeğe dönüştürmek için gece gündüz özveriyle çalışıyor. Şu anda burada 34 binden fazla kişi çalışıyor ve bunların 28 bini Türk vatandaşı. Yüzlerce genç Türk mühendisi, santralin işletilmesinde doğrudan görev alacak. Türk mühendisleri en iyi üniversitelerde temel eğitim aldı ve almaya devam ediyor. Faal haldeki nükleer güç santrallerinde pratik eğitim görüyorlar ve eşsiz bilgilerini hem Akkuyu NGS’de hem de Türkiye’deki diğer nükleer enerji sektörü projelerinde uygulama fırsatı bulacaklar. Açıklık ve şeffaflık NGS projesinin önemli bileşenleridir, bu nedenle Mersin halkını ve tüm Türkiye’yi, nükleer teknolojinin temsilcileri olarak gördüğümüz genç mühendisler dahil olmak üzere çeşitli formatlarda projenin tüm önemli etkinlikleri hakkında bilgilendirmeye devam edeceğiz.” 

Açık Kapı Günü kapsamında, Türk nükleer mühendisleri Akkuyu NGS sahasından çevrim içi yayın yaptı. İzleyiciler onlarla birlikte inşa halindeki NGS’nin ana tesislerini izledi, teknolojik süreçlerin özellikleri hakkında bilgi edindi ve benzersiz ekipmanların çalışma prensiplerini öğrendi. AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Nükleer Güvenlik Birimi Fizik Hesaplamaları Baş Uzmanı Mehmet Türütoğlu 1. Güç Ünitesi’ndeki reaktörün donanımı hakkında bilgi verirken, AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Nükleer Yakıt Kontrolü Kıdemli Uzmanı Ebru Adıgüzel, nükleer güç santral sistemlerine su temininde önemli bir işlevi yerine getiren deniz ve kara hidrolik yapılarından bahsetti. AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Ticari Operatörler Grubu Kıdemli Uzmanı Ahmet Yasin Öner ise, türbinin monte edildiği ve çalışmaya hazır olan 1. Güç Ünitesi’nin makine dairesiyle ilgili bilgi verdi. AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Reaktör Kontrol Baş Uzmanı Mehmet Çağrı Çeyner de Akkuyu NGS sahasındaki Personel Eğitim Merkezi’nde nükleer güç santralini yönetecek operasyonel personelin nasıl eğitildiğini anlattı.

“Akkuyu NGS’de Açık Kapı Günü” etkinliğinin Türkçe, Rusça ve İngilizce çevrim içi yayın kaydı Akkuyu Nükleer’in YouTube kanalında yayınlandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sigara, ağız ve diş sağlığını birçok açıdan etkiliyor! İmplant tedavisinin başarısı, sigara kullanımına bağlı…

Sigaranın dişeti hastalıklarının ilerlemesine, ağız ve diş tedavilerinin başarısız olmasına neden olduğuna vurgu yapan Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Sigara, implantın kemikle olan entegrasyon sürecinin uzamasına veya bozulmasına neden olur. Aynı zamanda ağız içerisindeki bakteriyel yükün artmasına ve enfeksiyon oluşma riskinde artışa sebep olur.” dedi. Ağız kokusunu önlemenin en etkili yolunun sigarayı bırakmak olduğunu söyleyen Dr. Yavuz, sigara bırakıldığında diş sağlığının zamanla geri kazanılabileceğini ve tedavi süreçlerinin iyileştirilebileceğini aktardı.

Üsküdar Üniversitesi Üsküdar Diş Hastanesi Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, sigara kullanımının ağız ve diş sağlığı üzerindeki etkilerinden bahsetti.

Ağız kanseri riski sigara içenlerde 4-5 kat daha fazla…

Sigaranın genel sağlığa olan zararlı etkilerinin yanında ağız ve diş sağlığı üzerinde de zararlı etkileri bulunduğunu aktaran Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Sigara, içerisinde bulunan nikotin ve diğer maddeler ile ağız içerisinde toksik etkiler oluşturur. Sigara diş yüzeylerinde koyu kahverengi renklenmeler oluşmasına, dişetlerinde pigmentasyona, kötü ağız kokusuna ve ağız kanserlerine neden olabilir.” dedi.

Yapılan araştırmalara göre, sigara içen bireylerin, içmeyenlere kıyasla ağız kanseri geliştirme risklerinin 4-5 kat daha fazla olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Sigara, aynı zamanda damarlarda daralmaya neden olarak dişetlerindeki kanlanmayı azaltır. Buna bağlı olarak dişeti hastalıklarının ilerlemesinin hızlanmasına, dişeti tedavilerinin iyileşmesinin gecikmesine ve yara iyileşmesinin bozulmasına neden olur.” şeklinde konuştu.

2-3 hafta boyunca geçmeyen ağız içi lezyonlara dikkat!

Sigara gibi nargile ve elektronik sigaraların kullanımının da aynı problemlere neden olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, şöyle devam etti:

“Ağız kanserleri, dudak, dil, ağız tabanı, yanak, sert damak, alveolar mukoza, retromolar bölge, yumuşak damak bölgelerini kapsayan kanserleri tanımlar. Ağız içerisinde 2-3 hafta boyunca geçmeyen bir lezyonun bulunması durumunda, lezyon tedavi eden klinisyenin şüphesini uyandırmalıdır. Diş hekimleri, premalign lezyonların tespitinde, ağız kanserinin erken teşhisinde, ağız kanseri hastalarının diş tedavilerinden önceki ve sonraki süreçlerinin yönetiminde, kanseri tedavi eden uzman ile tekrarlayan veya birincil tümörlerin gözetiminde, protez uzmanıyla birlikte eksik dişlerin rehabilitasyonunda ağız kanserini yönetmek için kritik bir rol oynar.”

Sigara, tedavilerin başarısını olumsuz etkileyebiliyor!

Sigara kullanımının implant başarısını olumsuz yönde etkileyen risk faktörlerinden biri olduğuna değinen Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Sigara, kan damarlarının daralmasına bağlı olarak kanlanmayı ve dokulara kan damarları ile gelen besin ve oksijen miktarını azaltır. İmplantın kemikle olan entegrasyon sürecinin uzamasına veya bozulmasına neden olur. Aynı zamanda ağız içerisindeki bakteriyel yükün artmasına ve enfeksiyon oluşma riskinde artışa sebep olur. Hastanın sigara içtiği süre ve günde tükettiği sigara miktarı iyileşme kapasitesini etkiler. Bu nedenle implant cerrahisi planlanan hastalarda günlük tüketilen sigara miktarının azaltılması veya tamamen bırakılması tavsiye edilir.” uyarısında bulundu.

Sigaranın ağız içerisindeki restoratif materyaller üzerinde de olumsuz etkileri bulunduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Sigara, dişeti problemlerine neden olarak restorasyon ve diş marjinleri arasındaki uyumun bozulmasına, restorasyonlar üzerinde koyu kahverengi renklenmeler oluşmasına neden olabilir. Bununla birlikte yapılan çalışmalar sigara içen bireylerde kompozit dolguların diş yüzeyleri ile olan bağlantısının daha zayıf olduğunu da göstermiştir.” açıklamasını yaptı.

Ağız kokusunu azaltmanın en iyi yolu sigarayı bırakmak…

Sigaranın, ağız kuruluğuna, diş eti hastalığına ve diş çürüklerine yol açtığını ve tüm bu durumların da ağız kokusuna neden olan bakteri üremesine katkıda bulunduğunu hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Sigaradan kaynaklanan kötü ağız kokusunu önlemek için hastaya çeşitli tavsiyeler verilebilir. Günlük ağız hijyeninin sağlanması, günde iki defa düzenli bir diş fırçalama ve günde bir defa diş ipi kullanımı kötü ağız kokusunu gidermenin en etkili yollarından biridir. Aynı zamanda fırçalama ve diş ipi kullanımı sonrasında alkolsüz ağız gargaralarının kullanımı da ağız kokusunun giderilmesinde yardımcı olur. Aynı zamanda dil temizleyiciler kullanarak dil temizliği yapılması da ağız kokusunu büyük oranda azaltır. Sigara içmek ağız kuruluğuna neden olduğu için bol su tüketilmesi ve şekersiz sakız çiğnenmesi de ağız kokusunun giderilmesine yardımcı olur. Sigaradan kaynaklanan kötü kokuyu azaltmanın en iyi yolu tabi ki sigarayı bırakmak veya azaltmaktır.” şeklinde konuştu.

Sigarayı bırakmak, diş sağlığının zamanla geri kazanılmasını sağlayabilir…

Sigaranın neden olduğu pek çok sağlık riskini en aza indirgemek için en iyi yolun sigarayı bırakmak olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Sigara içilen süreye bağlı olarak ağız içerisinde kümülatif etkileri söz konusu olduğundan sigara bırakıldığında dokulardaki kanlanma hemen normale dönmez. Fakat zaman içerisinde dokulardaki kanlanma ve beslenme artarak sigaranın ağız içerisindeki ve diş tedavileri üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır.” dedi.

Bu süreçte bireyin diş sağlığını tekrar kazanması için detaylı bir ağız içi muayene yapılarak ağız içerisindeki problemlerin teşhis edilmesi gerektiğini de hatırlatan Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Diş eti tedavileri, restoratif ve protetik tedavileri yapılabilir. Aynı zamanda sigara implant başarısını da olumsuz yönde etkilediğinden, implant cerrahisi sigaranın bırakıldığı dönemde rahatlıkla yapılabilir.” diyerek sözlerini tamamladı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kemer’de “Bana Ülkeni Tanıt Festivali”

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, Kemer Hakkı Saygan Hacı Hafize Saygan 3 Ortaokulu bahçesinde okul yönetimi tarafından düzenlenen “Bana Ülkeni Tanıt Festivali’ne katıldı. Programa Yeni Mahalle Muhtarı Münevver Erkal ile Çamyuva muhtarı Rıdvan Vicir ve öğrenci velileri de katıldı.

 

Kemer Belediyesi’nin destekleriyle, Bağımsız Devletler Topluluğu Eğitim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (FİLİZ) katkılarıyla Hakkı Saygan Hacı Hafize Saygan – 3 Ortaokulu tarafından düzenlenen festivalde, Türkiye’nin yanı sıra aynı okulda eğitim gören Azerbaycan, Ukrayna, Rusya, Kırgızistan ve Kazakistan vatandaşlarının çocukları kendi ülkelerinin tanıtımını yaptı.

 

Ülkeler arasındaki kültürel ve sosyal dayanışmanın artırılmasının amaçlandığı festivalde, Kemer’de eğitim ve öğretim gören yabancı öğrenciler, kendi ülkelerine ait folklorik gösteriler ve çeşitli dans performansları sergiledi.

 

Festivale katılan ülkeler açtıkları stantlarda ülkelerine özgü birbirinden lezzetli ürünleri de satışa sundu.

 

Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu, okul bahçesinde kurulan stantları gezerek, vatandaşlarla sohbet etti.

 

Öğrencilerle de selamlaşan Başkan Topaloğlu, festivalde yaptığı konuşmada, “Böyle bir etkinliği yaptığı için okul yönetimine çok teşekkür ediyorum. Altı ülkenin çocukları Kemer’de beraber eğitim alıyor. Bu, dünya barışı için çok güzel bir şey. Bunu devam ettirmemiz lazım. Biz de bu konuda destek olacağız. Hepiniz beraber okuyarak dünya barışına katkı sağlayacaksınız. Hepinizin gözlerinden öpüyorum.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sefo ve Jako’dan Yepyeni Bir Hit: ‘Nar’ Yayında!

    
Türk rap sahnesinin öne çıkan isimlerinden Sefo, yetenekli rapçi Jako ile birlikte hazırladığı yeni şarkısı “Nar” ile dinleyicilerle buluştu. Hiphop ve rap türünde üretilen bu eğlenceli ve chill atmosferli parça, güçlü beat’leri ve dikkat çekici sözleriyle dikkat çekiyor.

“Nar” tüm dijital müzik platformlarında yayında!

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aybars Gülümser ‘hacibab’dan Yeni Tekli: ‘Anarya’

Aybars Gülümser, sahne ismiyle hacibab, müzik kariyerinde yeni bir döneme imza atıyor! Alternatif rap, hip-hop ve trap pop türlerinin etkileyici harmanı ile karşımıza çıkan “Anarya” adlı teklisi, Balbazar Records etiketiyle müzikseverlerle buluşuyor.

“Anarya” ile hacibab, hem lirikal derinlik hem de yenilikçi soundlar arayan dinleyicilere hitap ediyor. Parçanın sözleri, modern hayatın karmaşasını ve bireysel savaşları, kendine özgü bir şekilde yansıtırken, güçlü beat’ler ve hipnotik melodilerle bu derin duyguları daha da derinleştiriyor.

hacibab, müziğinde sadece türler arası geçişlerle değil, aynı zamanda güçlü bir anlatımla da dikkat çekiyor. “Anarya”, duygusal bir yolculuğa çıkarken aynı zamanda dinleyiciyi hipnotize eden ritimleriyle, onu dinlemekten vazgeçiremiyor.

Yeni teklisi ile hacibab, müzikseverlere kendini keşfetme fırsatı sunuyor. Parça, dijital müzik platformları üzerinden yayında!

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Rumeys’ten Yeni Şarkı: Zaman

Türk müzik dünyasının dikkat çeken isimlerinden Rumeys, yepyeni şarkısı “Zaman” ile müzikseverlerin karşısında! Duygusal sözleri ve etkileyici melodisiyle öne çıkan bu eser, sanatçının güçlü yorumuyla buluşarak dinleyicilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Şarkının söz ve müziği tamamen Rumeys imzası taşıyor. Düzenlemesi ise başarılı aranjör Asil Atay tarafından yapıldı. “Zaman”ın yapımcılığını Formuna Medya üstlenirken, prodüktörlüğünü Musa Çiçek, yapım koordinatörlüğünü ise yine Asil Atay gerçekleştirdi.

“Zaman”ın duygusal tınıları, modern altyapısı ve Rumeys’in özgün vokali, dinleyicilerden tam not alacak bir performans vaat ediyor.

Formuna Medya etiketiyle tüm dijital platformlarda yayınlanan “Zaman,” hem sözleriyle hem de müziğiyle bir başucu eseri olmaya aday. Şarkı, kalplere dokunan hikayesiyle dinleyenleri derin bir yolculuğa çıkarıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Sahte Cennet-Muamma” Oyunu Nevşehir’de Sahnelenecek

Nevşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından, gençler arasında giderek artan madde ve teknoloji bağımlılığının etkilerini anlatan tiyatro oyunu sahnelenecek. 

“Sahte Cennet- Muamma” adlı tiyatro gösterisi 16 Ocak 2025 Perşembe günü Nevşehir Belediyesi Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezinde izleyiciyle buluşacak.

Gençler üzerinde yıkıcı etkiler yaratan bağımlılıkların işleneceği gösteri izleyicilere farkındalık kazandırmayı amaçlıyor. Gösteri 2 farklı seans olarak sahnelenecek ve her seans öncesinde Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü (KOM) tarafından gelen vatandaşlara madde ve teknoloji bağımlılığı konularında bilgilendirme yapılacak.

“Sahte Cennet-Muamma” Oyunu seans saatleri şu şekilde; 1. Seans 14.00 – 2. Seans 19.30

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye Varlık Fonu “TVF’nin Ekonomiye Kattığı Değer Her Geçen Yıl Büyüyor…”

 Türkiye ekonomisine stratejik yatırımlarla değer katmayı amaçlayan Türkiye Varlık Fonu (TVF), her yıl gerçekleştirdiği üç aşamalı denetim yapısının son ayağı olan 2023 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetleri ile İlgili Denetim Raporlarını TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sundu. TVF Genel Müdürü Arda Ermut, yaptığı sunumda, fonun stratejik hedeflerine, finansal performansına ve ekonomik katkılarına dikkat çekti.

“Gelecek Nesillere Güçlü Bir Ekonomi Bırakmak…”

TVF Genel Müdürü Arda Ermut, fonun misyonunu şu sözlerle özetledi:

“Stratejik yatırımlarımızla Türkiye’den bölgesel ve küresel liderler çıkarılmasını destekliyor, finansal piyasaların gelişimine katkı sağlıyoruz. Amacımız, gelecek nesillere ekonomisi güçlü bir ülke bırakmak.”

Ermut, TVF’nin kısa süre içinde ulusal ve uluslararası alanda kaydettiği başarılarla Türkiye’nin uzun vadeli ekonomik istikrarına önemli katkılar sağladığını vurguladı:

“Bugüne kadar tüm iş süreçlerimizi geliştirerek kârlılığımızı artırdık, portföyümüzdeki hiçbir şirketi satmadık.”

TVF’nin portföyünde finansal hizmetlerden teknolojiye, ulaştırmadan enerjiye kadar toplam 31 şirket, 2 lisans ve 46 gayrimenkul bulunduğu açıklandı.

Finansal Performansta Güçlü Artış

Ermut, TVF’nin finansal performansını değerlendirerek, konsolide net dönem kârının 225 milyar TL’den yaklaşık 321 milyar TL’ye çıktığını belirtti.

“Fon’un özkaynakları 914 milyar TL’den yaklaşık 1,5 trilyon TL’ye yükselerek önemli bir büyüme gösterdi. TVF’nin güçlü bilançosu, sağlıklı nakit akışı ve büyüme hedefleri sayesinde geleceğe güvenle bakıyoruz.”

Türkiye Teknoloji Fonu: Geleceğe Yatırım

TVF’nin teknoloji alanındaki yatırımlarını da vurgulayan Ermut, Türkiye Teknoloji Fonu (TTF) ile Türkiye’deki girişim sermayesi ekosistemini desteklediklerini ifade etti:

“TTF, tohum öncesinden ileri aşamalara kadar teknoloji girişimlerine yatırım yapıyor. Amacımız, Türkiye’nin stratejik ve teknolojik bağımsızlığını güçlendiren lider şirketler yetiştirmek.”

 Şans Oyunları ve Yasadışı Bahisle Mücadele

TVF’nin şans oyunları yönetim modelini modernize ettiğini belirten Ermut, kamuya aktarılan kaynakların %66 artarak 931 milyon dolara ulaştığını söyledi. Ayrıca yasa dışı bahisle mücadelede sağlanan başarıya dikkat çekti: “Sunulan yeni model, yasa dışı bahisle mücadaleye ciddi katkı sağlıyor.”

Ekonomiye Güç Katan Örnekler: Türkiye Sigorta ve Türk Telekom

TVF yatırımlarının gücünü gösteren örnekler arasında Türkiye Sigorta ve Türk Telekom’un değer artışı öne çıktı.

Ermut, bu şirketlerde temettü sonrası değer artışının Türkiye Sigorta için TVF’nin payına tekabül eden hisse değeri ve elde edilen temettü gelirleri ile birlikte değerlendirildiğinde yaklaşık 1,65 milyar ABD doları ve  Türk Telekom’un payına tekabül eden değer artışının ise 900 milyon ABD doları seviyesine ulaştığını belirterek TVF’nin yatırımlarından duyduğu gururu dile getirdi.

Son olarak Ermut, TVF’nin büyüme hedefleri doğrultusunda çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğini vurguladı ve “Ülkemizin ekonomik istikrarına sunduğumuz katkıdan gurur duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kış Hastalıklarına Karşı 8 Kritik Öneri

Kış aylarında özellikle solunum yollarını ilgilendiren grip, farenjit, larenjit, bronşit ve zatürre gibi hastalıklar kapımızı daha fazla çalıyor.

Kapalı ortamlarda daha çok zaman geçirmek, hareketsizliğin artması, güneş ışığından yeteri kadar faydalanamamak, sıvı alımının azalması, soğuk havaya uyum sağlamak için vücudun daha fazla enerji harcaması, soğuk havanın mukozayı kurutarak enfeksiyon gelişimine imkan sağlaması gibi etkenler hastalığa adeta davetiye çıkarıyor! Bağışıklığımızın güçlü olması ise bu hastalıkların oluşumundan sorumlu olan viral ve bakteriyel patojenlerin vücudumuza ciddi bir zarar vermeden yok olmalarını sağlıyor. Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, güçlü bir bağışıklık sistemi için vazgeçilmez üç kuralın “Düzgün ve doğru beslenmek, sıvı alımını ihmal etmemek, yeterli ve kaliteli bir uyku” olduğuna dikkat çekiyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, kış aylarında hastalıklardan korunmak için insanlarla yakın temastan kaçınmamız gerektiğini de belirterek, “Zira, öksürme ve hapşırmayla yayılan damlacıkların solunmasıyla mikroplar kolayca bulaşabiliyor. Oldukça sıcakkanlı bir Akdeniz toplumuyuz; selamlaşırken sarılmak ve öpüşmek adetlerimizde var. Ancak özellikle hastalıkların yoğun olduğu kış aylarında hastalıklardan korunmak için daha faza tedbir almamız çok önemli. Bu nedenle karşılıklı konuşmalarda aramızdaki mesafenin en az 70 cm olmasına özen göstermeliyiz” diyor.

 

Kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durun

Solunum yolları enfeksiyon etkeni olan virüs ve bakterilerin öksürme, hapşırma ve aksırmayla ortama yayılmaları sizi kısa sürede enfekte edebiliyor. İç Hastalıkları UzmanıDr. Özcan İnal, “Kalabalık ve kapalı ortamlarda hava kurudur ve bu tablo da virüs ile bakterilerin solunum yollarında kolayca yayılmasına sebep oluyor. Dolayısıyla zorunlu olmadıkça kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmayın. Ayrıca bulunduğunuz odayı sık sık havalandırın” diyor.

 

İnce ama kat kat giyinin!

Kalın kıyafetlerimizle kapalı bir alana veya daha sıcak bir mekana girdiğimizde, terliyoruz. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, aşırı sıcak ile soğuk farkının vücut direncimizi düşürdüğünü, terli giysiler içinde kalmanın da hastalıklara davetiye çıkardığını belirterek, “Ter vücudumuzda buharlaşırken vücut ısımızın düşmesine, bunun sonucunda üşümemize yol açıyor. Vücut ısısının düşmesi, metabolizmanın yavaşladığı bir tablodur. Düşük vücut ısısında kalp, dolaşım ve solunum sistemleri işlevlerini normal şekilde yapamazlar ve bu durum özellikle kış aylarındaki enfeksiyon hastalıklarına zemin hazırlar. Bu nedenle kış aylarında terletmeyen ve vücudu soğuğun etkisinden koruyacak olan pamuklu kıyafetler seçin” diyor. Dr. Özcan İnal, terlemeyi önlemek için çok kalın tek bir kazak yerine ince ama kat kat kıyafetler giymeniz gerektiğini vurgulayarak, “Zira, kat kat giyindiğinizde kıyafetler arasında oluşan hava tabakası yalıtım etkisi sağlıyor ve bu sayede vücudunuzu soğuktan daha iyi koruyor. Ayrıca bulunduğunuz ortamın sıcaklığına göre giydiğiniz bazı kıyafetlerinizi çıkararak terlemekten korunabilirsiniz” bilgisini veriyor. Dr. Özcan İnal, baş ve boyun bölgenizi soğuk etkisinden koruyacak olan atkı, şapka ve boyunluk gibi kıyafetlere de mutlaka önem vermeniz gerektiğini söylüyor.

 

Su içmeyi ihmal etmeyin

Kış aylarında susuzluk ihtiyacı elbette azalıyor, ancak zararlı bakteri ile virüslerin vücuttan atılmaları ve hücresel aktivitenin maksimum düzeye ulaşması için sıvı alımı çok önemli. Sıvı alımının büyük kısmının suyla karşılanması gerektiğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, “Her gün 2 – 2.5 litre su içmeyi alışkanlık edinin. Ayrıca çorba ve ayran gibi içeceklerle de sıvı alımını desteklemenizde fayda var” diyor.

Uykunun süresi kadar zamanlaması da önemli

Bağışıklık sisteminde görevli olan sitokinler, lökositler ve antikorlar uykuda daha çok üretiliyorlar. Dolayısıyla yeterli ve kaliteli uyku hastalıklara yakalanmayı önleyebildiği gibi hastalık sürecini de kısaltabiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, kaliteli bir uyku için sürenin yanı sıra zamanlamanın da önem taşıdığına işaret ederek, “En az 6-7 saat uyumak ve gece geç saatlerde değil, saat 22:00 – 23:00 sıralarında yatmak gerekiyor. Zira, uyku hormonu melatonin saat 22:00 gibi artmaya başlıyor ve 02:00 ile 04:00 saatleri arasında en üst seviyeye ulaşarak zirve yapıyor. Vücut bioritmine uygun zaman diliminde; sessiz, sakin, uykuyu bölen uyaranların olmadığı ortamda uyumak bağışıklık sisteminizi güçlendirecektir” diyor.

 

El hijyenine dikkat edin

Toplu taşıma araçları, okul ve kapalı alışveriş merkezleri gibi çok sayıda kişilerin bulunduğu alanlarda el temasından kaçının, ellerinizi yıkamadan yüzünüze temas etmeyin. Unutmayın bulaşın en önemli yollarından biri eller oluyor. Özellikle çocuklarınıza el yıkama alışkanlığını kazandırın. El dezenfektanı ve kağıt mendil kullanımına önem verin.

 

C vitamininden zengin besinler tüketin

Yeterli taze sebze ve meyve tüketmeniz vücudunuz için gerekli olan vitamin ile mineral desteğini sağlamanızda önemli bir rol üstleniyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Özcan İnal, “Unutmayın, yeterli ve dengeli beslenmek, bağışıklık sisteminizin işleyişinde olmazsa olmazlardandır. Kış aylarında ayrıca özellikle bağışıklık sistemini güçlendiren portakal, mandalina, greyfurt, kırmızıbiber, kırmızı pancar, turp, lahana ve pazı gibi C vitamininden zengin besinler tüketmeye özen gösterin. Yine balık doğal omega 3 kaynağı olarak bağışıklık sisteminin güçlü bir destekleyicisidir. Kış aylarında haftada 2 gün balığı sofranızdan eksik etmeyin” bilgisini veriyor. Dr. Özcan İnal, doğal beslenme yoluyla karşılanamayan bir eksiklik söz konusuysa mutlaka vitamin ve mineral desteği almanız gerektiğini belirterek, “Mümkünse kışa girerken rutin tetkiklerinizi yaptırın ve vitamin ile mineral değerlerinizi kontrol ettirin” diyor.

 

 Hareketsiz kalmayın ama vücudunuzu fazla da yormayın!

Kış aylarında havaların soğumasıyla beraber “Hastalanırım” kaygısıyla çoğumuz dışarıya çıkmaktan kaçınıyoruz. Ancak hareketsiz bir yaşam bağışıklık sistemimizin zayıflaması ve kilo alımıyla sonuçlanabiliyor. Dolayısıyla havanın çok soğuk olmadığı günlerde, öğle saatlerinde, en az 45’er dakikalık tempolu yürüyüş yapmayı ihmal etmeyin. Yürüyüş sırasında vücut ısınızın düşmemesi için bere, eldiven ve atkı gibi koruyucu aksesuarlar kullanmanız ise çok önemli. Ancak hareketsizliğin yanı sıra aşırı yorucu hareketler ve yoğun sportif faaliyetler de sağlığımızı olumsuz etkileyebiliyor. Özellikle soğuk havalarda yapılan spor ağzımızdan nefes almaya bağlı olarak solunum yollarımızın soğuk havayla doğrudan teması sonucu olumsuz etkileniyor. Bu nedenle soğuk havalarda dışarıda spor yapmaktan kaçının veya sporu günde 30 dakikayla sınırlı tutmaya özen gösterin.

 

Dinlenmeye zaman ayırın

Vücudumuzun kendini yenileme ve onarma gibi muhteşem bir özelliği var. Özellikle bağışıklık sistemimizin revizyonu istirahatle oluyor. Dolayısıyla hücrelerinizin kendilerini onarmaları ve yenilemeleri için dinlenmeniz, ağır iş temposundan zaman zaman uzaklaşmanız ve stres kontrolü sağlamanız önerilen diğer bir yaklaşımı oluşturuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Keçiören’de Serviks Kanseri Farkındalık Etkinliği

Keçiören Belediyesi tarafından Serviks Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında serviks kanseri farkındalığını artırmak ve önleme çalışmalarını desteklemek amacıyla bilgilendirme etkinliği düzenlendi.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi öğretim üyeleri ve beraberindeki heyet, Kalaba Kent Meydanı’nda vatandaşlara serviks kanseri, risk faktörlerini, belirtilerini ve korunma yollarını aktardı. Hastalığa dikkat çekmek üzere düzenlenen etkinlikte tedavi yöntemleri ve tarama programları detaylı şekilde tanıtılarak vatandaşlar bilinçlendirildi.

Erken teşhisin önemi vurgulandı

Serviks kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğuna ve düzenli taramaların hayat kurtarabileceğine dikkat çeken Doktor Gizem Işık Solmaz, “Dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri olan serviks kanseri, erken evrede tespit edildiğinde önlenebilmektedir. Düzenli taramalar ve HPV aşısı, bu kanser türüne karşı en etkili koruyucu yöntemlerdir” dedi. Solmaz, “Kadınların bu konuda bilinçlenmesinin, kendi sağlıklarını koruma yolunda atacakları en önemli adımlardan biri” diye konuştu. Öte yandan vatandaşlara, Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) ve Toplum Sağlığı Merkezlerinde tarama testlerinin ücretsiz olarak yapıldığına dair bilgi verildi. Bu taramaların, hastalığın erken evrede tespit edilmesinde büyük önem taşıdığı vurgulandı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı