Yıllık arşivler: 2025

Bornova’da çocuklar için ücretsiz tiyatro şöleni

Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu (BBŞT), ara tatil boyunca çocuklara unutulmaz bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. “Güneş Herkes İçin Parlar” adlı ücretsiz çocuk oyunu, 24 Ocak’tan itibaren Çamdibi Nedret Güvenç Sahnesi’nde sahnelenecek. Ozan Gökmen’in yönetmenliğinde hazırlanan oyun, arkadaşlığın ve özgürlüğün değerini eğlenceli ve duygusal bir dille anlatıyor.

 

Farklılıkların güzelliğini ortaya koyan bir oyun

 

Oyunun konusu, farklılıkların güzelliğini ve birlikte yaşamanın önemini vurguluyor. Karga ve Ayı adlı iki farklı karakterin arkadaşlık hikâyesi, çocuklara cesaretin bulaşıcı olduğunu ve herkes için özgürlük mücadelesinin ne kadar anlamlı olduğunu hatırlatıyor.

 

Başkan Eşki: “Tiyatro geleceğin güzel günlerine açılan bir kapıdır”

 

Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, çocukların sanatsal etkinliklerle büyümesinin önemine dikkat çekerek şu sözlerle dile getirdi:“Tiyatro, sadece bir sanat dalı değil, aynı zamanda çocuklarımız için değerlerimizi aktarabileceğimiz güçlü bir araçtır. Bu oyunla, onların farklılıkları anlamalarını ve özgürlüğün herkes için ne kadar değerli olduğunu keşfetmelerini amaçlıyoruz”

 

Ocak Ayı Gösterim Programı:

 

24 Ocak 2025 Cuma – Saat: 14.00

25 Ocak 2025 C.tesi – Saat: 13.00

26 Ocak 2025 Pazar – Saat: 13.00

31 Ocak 2025 Cuma – Saat: 14.00

 

Bu özel tiyatro oyunu, hem eğlenceli hem de öğretici içeriğiyle ara tatilde çocukları ve aileleri bekliyor. Rezervasyon için: 0530 177 26 61

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin su ürünleri ihracatı 2 milyar doları aştı

Türk ihracatının yıldızlarından su ürünleri sektörü, 2024 yılında ihracatını yüzde 20’lik artışla 1 milyar 679 milyon dolardan 2 milyar 19 milyon dolara taşıdı. Su ürünleri sektörü ilk kez 2 milyar doları aşmanın gururunu yaşıyor.

 

 

2000 yılı sonrasında Türkiye’ni su ürünleri sektörüne büyük yatırım yaptığı bilgisini veren Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçı Birlikleri Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, 2000 yılında 10 civarındaki ülkeye 59 milyon dolar olan ihracatlarının, 2024 yılı sonunda ihracat yaptıkları ülke sayısının 91’e, ihracat tutarlarının da yaklaşık 34 kat artışla 2 milyar 19 milyon dolara ulaştığını, 2025 yılı için 2,5 milyar dolar ihracat hedeflediklerini dile getirdi.

 

 

Türkiye’nin su ürünleri üretiminin 1 milyon 8 bin tona ulaştığını aktaran Kızıltan, “Türkiye su ürünleri üretim ve ihracatı özellikle son yıllarda yapılan yatırımlarla büyük mesafe kat etti. Son 25 yıllık dönemde su ürünleri ve hayvansal mamuller sektöründe dünyanın en modern ve entegre tesislerini Türk girişimcilerimizin ülkemize kazandırması da ihracatı arttıran etkenlerden biri. Türkiye’de 553 bin ton su ürünleri yetiştiricilik yoluyla elde edildi. Yetiştiriciliğin payı toplamda yüzde 55’e ulaştı. 8 milyonluk Norveç su ürünleri ihracatından 13 milyar dolar döviz elde ediyor. Türkiye’de bu rakamlara ulaşabilecek potansiyeli barındırıyor” diye konuştu.

 

 

Levrek zirvede yerini korudu

 

 

Su ürünleri ihracatında levrek 570 milyon dolarla liderliğini sürdürdü. Levrek ihracatı 2023 yılına göre yüzde 10 artış gösterdi.

 

 

Levrek ihracatında ilk üç ülke 126 milyon dolarla İngiltere, 85 milyon dolarla İtalya ve 84 milyon dolarla Hollanda oldu.

 

 

Su ürünleri sektöründe Türkiye’nin en çok ihraç ettiği ikinci balık türü, ihracatını yüzde 22 artırarak 417 milyon dolardan 508 milyon dolara çıkaran çipura oldu.

 

 

Çipura ihracatında İtalya 100 milyon dolarla ilk sırada yer alırken, İtalya’yı 75 milyon dolarda Yunanistan ve 72 milyon dolarla Hollanda izledi.

 

 

Türk somonu ihracatı 500 milyon dolara dayandı

 

 

2023 yılında 350 milyon dolar Türk somonu ihracatı 2024 yılında yüzde 31’lik artışla 497 milyon dolara ulaştı.

 

 

Rusya Federasyonu 356 milyon dolarla Türk somonu ihracatında açık ara liderliğini sürdürürken Almanya’ya 36 milyon dolarlık, Vietnam’a 26 milyon dolarlık Türk somonu gönderdik.

 

 

Orkinos ihracatı 2024 yılında yüzde 153’lük rekor artışla 51 milyon dolardan 129 milyon dolara çıktı.

 

 

Orkinos ihracatımızın 99 milyon dolarlık büyük dilimi Japonya’ya yapılırken, Güney Kore 29 milyon dolarlık orkinos talep etti.

 

Alabalık ihracatı 117 milyon dolar olurken, kaya levreği ihracatından 25,5 milyon dolar döviz geliri elde edildi. Diğer su ürünleri ihracatımız yüzde 16’lık artışla 181 milyon dolardan 210 milyon dolara yükseldi.

 

 

Almanya, 52 milyon dolarlık alabalık talebiyle birinci ülke olurken, Almanya’yı 18 milyon dolarla Rusya ve 9,5 milyon dolarla Hollanda takip etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Zurich Türkiye NN Hayat ve Emeklilik A.Ş.’yi Satın Alma Sürecini Tamamladı

Hollanda merkezli NN Grup bünyesinde Türkiye’de bireysel emeklilik, sağlık ve hayat sigortası alanlarında faaliyet gösteren NN Hayat ve Emeklilik A.Ş.’nin Zurich Sigorta Grubu Türkiye’ye satışıyla ilgili süreç, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ve Rekabet Kurulu onaylarının alınması ve hisse devrinin yapılması ile tamamlandı.

 

“NN Hayat ve Emeklilik satın almasıyla Türkiye’ye olan güvenimizin altını bir kez daha çiziyoruz.”

 

Yeni satın almanın Türkiye’nin geleceğine ve Türk ekonomisine duydukları güvenin net bir göstergesi olduğunu ifade eden Zurich Sigorta Grubu Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, “Türkiye, bu coğrafyadaki en gelişmiş ekonomi ve büyüme potansiyeli en yüksek ülke konumunda. Zurich Grubu açısından da yatırımlar için öncelikli bir ülke. NN Hayat ve Emeklilik satın almasıyla Türkiye’ye güvenimizin altını bir kez daha çiziyoruz” dedi. Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü: “2008’den bu yana Türkiye’de başarılı ve karlı bir performansımız var. Sürdürülebilir büyümeye ve tüm paydaşlara katma değer yaratmaya dayalı stratejimizle elementer sigortada ürün yelpazemizi genişletirken, önce İspanya merkezli MAPFRE Yaşam, şimdi Hollanda merkezli NN Hayat ve Emeklilik satın almalarıyla birlikte bireysel emeklilik ve hayat sigortacılığı alanlarına hızlı bir giriş yapıyoruz. Zurich Sigorta Grubu’nun uluslararası bilgisi, deneyimi ve müşteri odaklı hizmet anlayışı ile müşterilerimize artık daha geniş kapsamda ürün ve hizmetler sunacağız.”

 

“Hayat sigortalarının yaygınlaştırılmasını ve tasarruf açığının giderilmesini önceliklendiriyoruz.”

 

Zurich Yaşam ve Emeklilik Genel Müdürü Atilla Benli, NN Hayat ve Emeklilik’in satın alınmasının ardından bireysel emeklilik ve hayat sigortası alanındaki hedeflerini şöyle özetledi: “Bireysel emeklilikte, devlet kurumları ve SEDDK tarafından iyi kurgulanmış bir yapı mevcut. Biz de sigorta sektörünün ihtiyaçlarına odaklanarak, hayat sigortalarının yaygınlaştırılmasını ve tasarruf açığının giderilmesini önceliklendiriyoruz. BES ile bütünleşik hayat sigortası ürünleri ve yatırım fonlu hayat sigortalarını stratejik alanlar olarak görüyoruz. Katılımcı deneyimini iyileştirme, etkin fon yönetimi ve dijital odaklı hizmetlerle daha hızlı, kolay ve erişilebilir çözümler sunmayı hedefliyoruz. NN Hayat ve Emeklilik’in müşteri portföyü, dağıtım kanalları ve deneyimli ekibi, Zurich Türkiye için büyük bir kazanım oldu. Bu birleşim, daha zengin çözümler ve sektörde fark yaratan hizmetler sunmamıza olanak sağlayacak.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Alekos Fassianos: Bizans’a Yelken Açmak Sergisi Zeyrek Çinili Hamam’da – 22 Şubat 2025’e kadar uzatıldı

Gördüğü yoğun ilgi üzerine 22 Şubat 2025’e kadar uzaltılan Bizans’a Yelken Açmak  sergisi, Yunan sanatçı Alekos Fassianos’un (1935-2022) eserleriyle İstanbul’un kalbinde eşsiz bir sanat deneyimi sunmaya kısa bir süre daha devam edecek. Küratörlüğünü Anlam de Coster’in üstlendiği sergi, Atina’da bulunan Alekos Fassianos Müzesi iş birliğiyle düzenleniyor ve hamamın restorasyon çalışmaları sırasında keşfedilen Bizans sarnıcında gerçekleşiyor.

Zeyrek Çinili Hamam, The Marmara Grubu’nun incelikli restorasyon çalışmalarının ardından, tarihle iç içe bir hamam deneyimi sunmak üzere bu yıl kapılarını misafirlerine açmıştı. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa tarafından yaptırılan ve Mimar Sinan’ın 1530-1540 yılları arasında inşa ettiği Zeyrek Çinili Hamam, bugün sadece bir hamam değil; içinde bir müze, güncel sanat programları, etkinlik alanları ve bir mağaza barındıran kültürel bir kompleks olarak hizmet veriyor.

Küratörlüğünü Anlam de Coster’in üstlendiği sergi, sanatçının eserleri ile hamamın ve sarnıcın çok yönlü mirası arasında bir diyalog sunuyor. Başlığının ilhamını William Butler Yeats’in Sailing to Byzantium (Bizans’a Yolculuk) şiirinden alan sergi, izleyicileri tarih, mit ve hayal gücü arasında katmanlı bir keşfe davet ediyor. Sanatçının Yunan mitolojisi ve Bizans ikonografisinden beslenen eserleri, sarnıçta ortaya çıkarılan ve hamamın inşaatında çalışan kürek mahkumlarının yaptığı düşünülen gizemli gemi grafitilerindeki kahramanların ve korsanların yer altı dünyasına ve düşlerine konuk oluyor. 

Fassianos, antik dönem ve modernizmi harmanladığı kendine has tarzıyla tanınan ve sanat pratiği resim, seramik, tasarım, mimari, şiir gibi farklı disiplinleri kapsayan dünyaca ünlü bir sanatçı. Gündelik hayatı mitolojik bir anlatıya dönüştürme gücüne sahip olan sanatçının eserleri, canlı renkleri ve akıcı çizgileriyle tanınıyor. 

 Birçok ilki bir araya getiren Alekos Fassianos: Bizans’a Yelken Açmak sergisi yakın zamanda keşfedilen Bizans sarnıcına özel olarak kurgulanan ilk proje olmasının yanı sıra, sanatçının ailesi ve Alekos Fassianos Müzesi ile iş birliği içerisinde düzenlenen Türkiye’deki ilk kurum sergisi olma özelliği de taşıyor. Aralarında İstanbul’a dair bir tablonun da bulunduğu beş önemli eser, dünyada ilk kez bu sergide gösterilirken; diğer eserlerin çoğu ise Yunanistan dışında ilk kez izleyicilerle buluşuyor.  

Sergi tasarımını PATTU’nun üstlendiği ve Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu desteğiyle düzenlenen sergi, bu benzersiz tarihi yapıyla sanatçının eserleri arasında yeni tematik bağlar kuran bu seçkiyi ilk kez bir arada sunacak. Zeyrek Çinili Hamam Müzesi’nin altında yer alan Bizans sarnıcı, bu sergiden sonra da güncel sanat müdahaleleri için alan açmaya devam edecek.

 Sergiye özel olarak, Zeyrek Çinili Hamam mağazasında, Alekos Fassianos’un öne çıkan eserlerinden “Boğaz’da Sohbet” ve “Aşk ve Balık Tutma”nın limitli edisyon baskıları başta olmak üzere, tasarım tişörtler, bez çantalar, peştamallar ve kartpostallardan oluşan özel bir koleksiyon sanatseverlerle buluşuyor. Bu özel seçkiye, Zeyrek Çinili Hamam kompleksindeki mağazadan veya çevrimiçi platformdan ulaşabilir. 

Alekos Fassianos: Bizans’a Yelken Açmak sergisi, 22 Şubat 2025 tarihine kadar Zeyrek Çinili Hamam’da ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Selçuklu Sanat Akademisi’nden Kültür Sanata Büyük Katkı

Selçuklu’da sanatın merkezi haline gelen ve her yaştan insanın yeteneğini keşfetmesine imkan tanıyan Selçuklu Sanat Akademisi’nde 10. dönem eğitimleri yoğun bir ilgiyle devam ediyor. Oldukça yoğun bir talep gören akademi Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı’yı ağırladı.  Fırsat buldukça Selçuklu Sanat Akademisini ziyaret ederek eğitim alan kursiyerlerle bir araya gelen Başkan Pekyatırmacı; “Şehrimizde her yaştan ve meslekten insanımızın yeteneğini keşfetme yolculuğunda onların yanındayız” dedi.

Selçuklu Sanat Akademisi’nde derslere katılan Başkan Pekyatırmacı her bir kursiyerle yakından ilgilenerek sohbet etti.

Başkan Pekyatırmacı: “Selçuklu Sanat Akademisi yeni yıldızlar keşfetmeye devam edecek.”

Selçuklu Sanat Akademisi’nin açıldığı günden bu yana hem şehrin sanat hayatına katkı sunduğunu hem de her yaş ve meslek grubundan insanın yeteneklerini keşfetmesine imkan tanıdığını söyleyen Selçuklu Belediye Başkanı Ahmet Pekyatırmacı: “Kendine yeni beceriler katmak, yeteneklerini keşfetmek veya geliştirmek isteyen kursiyer adaylarımız ve çocuklarımız burada alanında uzman eğitmenlerimiz eşliğinde ilgi duydukları branşlarda kendilerini geliştirme imkanı buluyor. Onların bu yeteneklerini keşfetme yolculuğuna başladıkları  Selçuklu Sanat Akademisi çok önemli bir yere sahip. Kursiyerlerimizin kendilerini keşfettiği ve aldıkları eğitimlerle kendilerine yeni vizyon kattıkları bu anlamlı yolculuğa  hep birlikte  tanık oluyoruz.  Bu da bizi oldukça mutlu ediyor. Bugün eğitim alan öğrencilerimizi ziyaret ettik. Onların öğrenme heyecanına ve aldıkları eğitimlerle ortaya çıkardıkları eserleri dinlemek oldukça keyifliydi. Farklı meslek gruplarından her yaştan insanımızı, çocuklarımızı Selçuklu Sanat Akademisi’nde yeteneklerini keşfetme yolculuğunda görmek gerçekten çok değerli. İnanıyorum ki akademimizde eğitim alıp daha sonra bu başarısı tüm Türkiye’de tanınacak birçok sanatçı olacak.  10. dönemimizde eğitim alan tüm kursiyerlerimize başarılar diliyorum.” ifadelerini kullandı.

Sanatın kalbinin attığı Selçuklu Sanat Akademisi’nde

Kişisel Gelişim Bölümü’nde Diksiyon, Etkili İletişim, Liderlik ve Kişisel İmaj, Senaryo Yazarlığı, Diksiyon, Spikerlik ve Sunuculuk, Sinematografi eğitimleri, Müzik Bölümü’nde Ud (12 yaş üzeri), çocuk koro, bağlama, piyano (8-12 yaş), kanun, klasik gitar (12 yaş üzeri), keman (Batı müziği) (8 yaş üzeri), bateri (13 yaş üzeri), elektro gitar (15 yaş üzeri), yan flüt (13 yaş üzeri), keman (Türk Müziği) (8 yaş üzeri), piyano (8-12 yaş), kanun, şan eğitimleri (18 yaş üzeri); Sahne Sanatları ve Görsel Sanatlar Bölümü’nde ise çocuk drama (10-12 ve 8-9 yaş), yetişkin drama (16-25 yaş ve 25 yaş üzeri), çocuk resim (8-12 yaş), genç drama (13-15 yaş), fotoğrafçılık eğitimleri veriliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Enerji verimliliği yatırımları, ekonomik ve çevresel faydalar sağlıyor

Enerji verimliliği ve enerji tasarrufunun birbirini tamamlayan ancak farklı kavramlar olduğunu söyleyen İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Arif Karabuğa, enerji verimliliğinin yalnızca bireysel tüketiciler için değil, endüstriyel düzeyde de büyük tasarruflar sağladığına dikkat çekti. Enerji verimliliği sayesinde daha az enerji harcanarak tasarruf sağlandığını kaydeden Karabuğa, “Enerji verimliliği artırıldığında, doğal olarak enerji tasarrufu sağlanır. Enerji verimliliği yatırımları, uzun vadede enerji tüketimini azaltarak ekonomik ve çevresel faydalar sağlar” dedi.

İstanbul Atlas Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Arif Karabuğa, enerji verimliliği ile enerji tasarrufu arasındaki ilişki ve bu ilişkinin önemine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Enerji tasarrufu sadece ekonomik katkı sağlamıyor

Enerji tasarrufunun sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik ve kaynakların verimli kullanımı açısından büyük bir öneme sahip olduğunu belirten Karabuğa, “Küresel ısınma, doğal kaynakların tükenmesi ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar gibi sorunlarla karşı karşıya olduğumuz bu dönemde, enerji tasarrufu sağlamak, hem bireyler hem de işletmeler için kritik bir gereklilik haline gelmiştir” dedi.

Enerji verimliliği: Enerji tüketimi azaltılarak aynı performans sağlanıyor

Enerji tasarrufunun pek çok yönden avantaj sağladığını kaydeden Karabuğa, “Teknik olarak bakıldığında, enerji verimliliği, enerji tüketimini azaltarak aynı performansın elde edilmesini sağlar. Bu, enerji sistemlerinin optimize edilmesi, daha verimli cihazların kullanılması ve yenilikçi teknolojilerin devreye alınmasıyla mümkün olmaktadır. Enerji tasarrufu, hem elektrik ve ısınma giderlerini düşürür hem de sera gazı emisyonlarını azaltarak çevreye duyarlı bir yaşam tarzının benimsenmesine katkı sunar” dedi.

Doğal kaynaklar korunuyor, sürdürülebilir geleceğe yatırım yapılıyor

Enerji tasarrufunun aynı zamanda birincil enerji kaynaklarının daha etkin bir şekilde kullanılmasına olanak tanıdığını ve enerji bağımsızlığını artırarak dışa bağımlılığı azalttığını vurgulayan Karabuğa, “Sonuç olarak enerji tasarrufu hem çevresel etkileri azaltarak doğal kaynakların korunmasına yardımcı olur hem de ekonomik açıdan işletmelerin ve hanelerin daha sürdürülebilir bir geleceğe yatırım yapmalarını sağlar” diye konuştu.

Enerji verimliliği ve enerji tasarrufu birbirini tamamlıyor

Enerji verimliliği ve enerji tasarrufunun birbirini tamamlayan ancak farklı kavramlar olduğunu söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Arif Karabuğa, “Enerji verimliliği, belirli bir iş veya hizmeti sağlamak için kullanılan enerji miktarının en aza indirilmesi sürecini ifade eder. Bu, enerji sistemlerinin, cihazlarının ve teknolojilerinin daha etkin bir şekilde çalışması anlamına gelir. Enerji verimliliği, kullanılan enerjinin daha iyi yönetilmesi ve daha az enerji ile daha fazla iş yapılabilmesi için yapılan iyileştirmeleri kapsar” dedi.

Enerji tasarrufu, enerjinin daha az tüketilmesidir

Enerji tasarrufunun genel anlamda enerjinin daha az tüketilmesi olarak tanımlanabileceğini kaydeden Karabuğa, “Enerji tasarrufu, enerji verimliliği artırılarak ve bilinçli enerji kullanımıyla sağlanabilir. Örneğin enerji verimliliği yüksek cihazların kullanımı, ısınma ve aydınlatma sistemlerinin daha verimli hale getirilmesi, enerji tasarrufu sağlayan önlemler arasında yer alır. Bu iki kavram arasındaki ilişki, enerji verimliliği sayesinde daha az enerji harcanarak tasarruf sağlanmasıdır. Yani enerji verimliliği artırıldığında, doğal olarak enerji tasarrufu sağlanır. Ayrıca, enerji verimliliği yalnızca bireysel tüketiciler için değil, endüstriyel düzeyde de büyük tasarruflar sağlar. Enerji verimliliği yatırımları, uzun vadede enerji tüketimini azaltarak ekonomik ve çevresel faydalar sağlar” dedi.

Dr. Öğretim Üyesi Arif Karabuğa, sözlerini şöyle tamamladı: “Sonuç olarak enerji verimliliği ve enerji tasarrufu arasındaki ilişki, enerji tüketiminin daha etkili ve verimli bir şekilde yönetilmesiyle daha az enerji harcanarak çevresel ve ekonomik kazanımların elde edilmesidir. Bu süreç, sürdürülebilir bir geleceğin inşa edilmesine önemli katkılar sağlar.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hayalleri gerçeğe dönüştürmenin psikolojisi…

Hayalleri gerçeğe dönüştürmenin, güçlü bir içsel motivasyon ve doğru stratejilerle mümkün olabileceğini belirten Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, ilk adımı atmanın önünde öz-yeterlilik inancı ve sosyal desteğin rolü gibi psikolojik engeller olabileceğini söyledi.

Başarısızlık korkusunu aşmak için olumlu öz-konuşma, mindfulness ve hedefleri küçük adımlara bölme gibi yöntemlerin önemli olduğuna değinen Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven “Başarısızlık korkusunu aşmak için, başarısızlıkları bir öğrenme fırsatı olarak görmek ve yeniden çerçevelemek faydalıdır.” dedi. Çevresel faktörlerin sağladığı destek ve yarattığı stresin, bireyin motivasyonunu doğrudan etkilediğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, hayal kurmanın kişisel hedeflere ulaşmada bir rehber ve motivasyon kaynağı olduğunu, ancak bu hayallerin eyleme geçirilebilir şekilde planlanması gerektiğini vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, hayallerin gerçekleştirilebilmesi için hangi adımların atılması gerektiği ve içsel motivasyonun nasıl sağlanacağı konusunda bilgi verdi. 

İçsel inançlar, çevresel faktörler, geçmiş deneyimler ve psikolojik engeller ilk adımı belirliyor

Kişinin hayallerini gerçekleştirmek için ilk adımı atmaya karar verme sürecinin, birçok psikolojik faktörün etkileşimiyle şekillendiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “İçsel motivasyon, kişinin hedefe ulaşırken kendini anlamlı ve tatmin olmuş hissetmesiyle ilgilidir. Bu duygu, adım atmayı teşvik eder. Öz-yeterlilik, kişinin belirli bir görevde başarılı olacağına olan inancıdır ve yüksek öz-yeterlilik, harekete geçme isteğini artırır.” dedi.

Ancak, başarısızlık korkusu, kaygı ve belirsizlik gibi duyguların, harekete geçmeyi engelleyebileceğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “Sosyal destek, çevremizdeki kişilerin cesaretlendirici rolüyle kişiyi teşvik edebilirken, toplumsal onay arayışı da adım atma kararını etkileyebilir. Kişinin geçmiş deneyimleri de önemli bir rol oynar. Başarılı deneyimler güven duygusu yaratırken, başarısızlıklar çekingenliğe yol açabilir. Bilinçli ve bilinçdışı inançlar, bireyin ne kadar cesur olacağı üzerinde etkili olabilir. Örneğin, ‘başaramam’ düşüncesi, kişiyi harekete geçmekten alıkoyabilir. Ayrıca, hedeflerin netliği, zaman yönetimi ve planlama becerisi de kritik öneme sahiptir. Eğer kişi hedefe giden yolu ve atılması gereken adımları belirlemişse, harekete geçmek daha kolay hale gelir. Sonuç olarak, bir kişi ilk adımı atarken, içsel inançları, çevresel faktörler, geçmiş deneyimler ve psikolojik engellerin birleşimi kararlarını yönlendirir.” şeklinde konuştu.

Başarısızlıkları bir öğrenme fırsatı olarak görmek gerekir…

İlk adımı atmaya karar vermekte karşılaşılan psikolojik engelleri aşmak için çeşitli stratejiler uygulanabileceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İlk olarak, büyük hedeflerin korkutucu olabileceği göz önünde bulundurularak, hedefi küçük ve ulaşılabilir adımlara bölmek önemlidir. Bu, kişiye başarı duygusu kazandırır ve motivasyonu artırır. Ayrıca, içsel eleştirmenin engellerini aşmak için olumlu öz-konuşma teknikleri kullanılabilir. Kişi kendine ‘başarabilirim’ gibi destekleyici ifadelerle yaklaşarak özgüvenini güçlendirebilir. Korku ve kaygıyı yönetmek için mindfulness gibi teknikler, duyguları kabul etmeyi ve buna rağmen adım atmayı sağlar. Sosyal destek almak da kritik bir stratejidir; aile, arkadaşlar veya mentorlar kişinin cesaretini artırabilir ve yol almasını kolaylaştırabilir.

Başarısızlık korkusunu aşmak için, başarısızlıkları bir öğrenme fırsatı olarak görmek ve yeniden çerçevelemek faydalıdır. Ayrıca, görselleştirme teknikleriyle hedefe ulaşmayı zihinsel olarak canlandırmak, kişiye güven ve motivasyon kazandırır. Detaylı bir planlama yaparak hedefe ulaşmak için atılacak adımlar netleştirilebilir, bu da karar alma sürecini basitleştirir. Kişinin, başkalarının beklentilerinden bağımsız olarak kendi değerleri ve hedefleri doğrultusunda hareket etmesi de önemlidir. Küçük başarıları takip etmek ve kutlamak, ilerlemenin somut bir göstergesi olurken, esneklik ve adaptasyon yeteneği, yolunda engeller çıkarsa strateji değiştirmeyi mümkün kılar. Tüm bu stratejiler, kişinin ilk adımı atma sürecini kolaylaştırır ve psikolojik engelleri aşmasına yardımcı olur.”

Çevresel faktörlerin sağladığı destek ve yarattığı stres kişinin içsel motivasyonunu şekillendiriyor 

Kişinin kendini motive etme sürecinde çevresel faktörlerin, özellikle aile, arkadaşlar ve iş ortamının büyük bir rol oynadığına vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “Bu faktörler hem pozitif hem de negatif yönde etkileyebilir. Aile, bireyin duygusal desteği, güven duygusu ve değerler sistemi açısından önemli bir kaynak olabilir. Pozitif bir aile ortamı, kişiyi cesaretlendirir ve hedeflerine ulaşma konusunda güçlü bir motivasyon sağlar.” dedi.

Arkadaşların da benzer şekilde sosyal destek sunarak, birlikte belirlenen hedeflere ulaşma yolunda kişinin kararlılığını artırabileceğini belirten Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “İş ortamı da motivasyonu doğrudan etkiler. Destekleyici ve ödüllendirici bir iş ortamı, çalışanların daha verimli ve motive olmalarını sağlar. Ancak toksik bir iş ortamı, sürekli baskı, olumsuz eleştiriler veya adil olmayan ödüllendirme sistemi, kişinin özgüvenini sarsarak motivasyonu olumsuz yönde etkileyebilir.” açıklamasını yaptı.

Çevresel faktörlerin olumlu etkisinin, kişinin hedeflerine ulaşmaya yönelik enerjisini artırırken, olumsuz etkilerin ise kaygı, stres ve tükenmişlik gibi durumları tetikleyebildiğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, çevresel faktörlerin sağladığı destek ve yarattığı stres seviyesinin, kişinin kendi içsel motivasyonunu doğrudan şekillendirdiğini söyledi.

Hayallerin pratiğe dökülmesi ve adım adım hedeflere dönüştürülmesi önemli!

Hayal kurmanın, kişisel hedeflere ulaşma yolunda güçlü bir araç olabileceğine değinen Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “Çünkü bireyin ideal bir geleceği zihinsel olarak canlandırması, ona hem motivasyon hem de net bir yol haritası sunar. Psikolojik olarak, hayal kurma, beynin hedeflere yönelik olumlu duygular uyandırmasına ve hedefe ulaşmanın nasıl bir şey olacağına dair güçlü bir görselleştirme yapmasına yardımcı olur. Bu süreç, kişinin özgüvenini artırabilir ve başarıya ulaşmanın mümkün olduğu inancını pekiştirebilir.” dedi.

Ayrıca, hayal kurmanın, bireyi hedefe ulaşmak için gereken adımları ve stratejileri düşünmeye teşvik ettiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, sözlerini şöyle tamamladı:

“Böylece kişisel planlamayı ve problem çözmeyi destekler. Bir hedefe dair hayaller, bireyin motivasyonunu sürdürmesine yardımcı olabilir, çünkü zihinsel olarak başarılı olma görüntüsü, kaygıyı azaltır ve zorluklarla karşılaşıldığında dayanıklılığı artırır. Bununla birlikte, aşırı hayal kurma, gerçekçi olmayan beklentiler oluşturabilir ve kişiyi harekete geçmekten alıkoyabilir, bu yüzden hayallerin pratiğe dökülmesi ve adım adım hedeflere dönüştürülmesi önemlidir. Özetle, hayal kurma, kişisel hedeflere ulaşma sürecinde bir rehber ve motivasyon kaynağı olarak işlev görür, ancak gerçekçi ve eyleme geçirilebilir bir şekilde uygulanmalıdır. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Barış Manço Unutulmaz Şarkılarıyla Gölcük’te Anılacak

Gölcük Belediyesi, Türk müziğinin efsanelerinden biri olan Barış Manço’yu, ölüm yıl dönümü olan 1 Şubat’ta düzenleyeceği “Barış Manço Şarkıları Konseri” ile anacak.

 

Gölcük Belediyesi, Türk müziğinin efsane ismi Barış Manço’yu vefatının 26. yıldönümünde anmak amacıyla özel bir etkinlik düzenleyecek. 1 Şubat 2025 Cumartesi günü, saat 19.30’da Kazıklı Kervansarayı Kültür Yapısı’nda gerçekleştirilecek olan “Barış Manço Şarkıları Konseri” ile muhteşem sanatçının şarkıları, müzikseverlerle buluşacak. Konserde, Barış Manço’nun en sevilen ve hafızalarda iz bırakan şarkıları, solist Yasin Koçman tarafından seslendirilecek.

 

ANILARDAN SİLİNMEYEN ŞARKILAR DOLU BİR GECE

Ücretsiz düzenlenecek olan konserde; “Dönence” ve “Gülpembe” gibi Manço’nun anılardan silinmeyen eserleri ile dinleyicilere nostaljik bir akşam sunulacak. Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, bu anlamlı konsere tüm hemşehrilerini davet etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

43. Uluslararası Efes Selçuk Deve Güreşleri Festivali Heyecanı Başlıyor!

43. Uluslararası Efes Selçuk Deve Güreşleri Festivali, 19 Ocak’ta Pamucak Güreş Arenası’nda gerçekleşecek. Güreş severleri Efes Selçuk’ta bir araya getirerek olan festival heyecanlı anlara sahne olacak.

Bu yıl da heyecanlı dakikaların yaşanacağı güreşlere Ege, Akdeniz ve Marmara Bölgelerinden gelecek pehlivan develer katılacak. Toplam 120 devenin katılacağı 43. Uluslararası Efes Selçuk Deve Güreşleri Festivali’nde belirlenecek 5 çift pehlivan deve Altın Artemis Ödülü için güreşecek.

Türkiye’nin tek uluslararası deve güreşi festivali olan Efes Selçuk Deve Güreşleri Festivali bu yıl 43. yıl gururuna yakışır şekilde Selçuk Efes Kültür ve Turizm Vakfı organizasyonuyla İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Efes Selçuk Belediyesi’nin desteği ile düzenleniyor.

Deve güreşlerinin Kırkpınar’ı olarak da bilinen festival, 43. yıl heyecanı ile 19 Ocak Pazar günü Pamucak Güreş Arenası’nda binlerce güreş severi ağırlayacak.

Geçmiş yıllarda en yüksek seyirci sayısıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na giren, uluslararası basının da yakından takip ettiği Efes Selçuk Deve Güreşleri Festivali, aynı zamanda Dünya Festivaller Kitapçığı’nda da yerini almayı başardı.

Her yıl Ocak ayının üçüncü Pazarı yapılan ve bu yıl 43.sünün düzenleneceği Uluslararası Efes Selçuk Deve Güreşi Festivali için tüm hazırlıkların tamamlandığını, Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinin en ünlü pehlivan develerinin güreşler için hazır olduklarını kaydeden Selçuk Efes Kültür ve Turizm Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri, tüm güreş severleri 19 Ocak Pazar günü saat 10.00’da Pamucak Arena’da yapılacak olan güreşlere davet etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege Üniversitesi’nde “Kara Kalem Sergisi” açıldı

Ege Üniversitesi (EÜ) Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ev sahipliğinde, Resim Topluluğu tarafından “Kara Kalem Sergisi” sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

Öğrenciler bir yıl boyunca edindikleri bilgileri tuvale yansıtarak performanslarını sergilediler. Katılımcılara farklı bir perspektif sunmak ve öğrencilerin resim yaparak stresten uzaklaşmalarını sağlamak amaçlandı.

Sergi hakkında bilgi veren Ege Üniversitesi Resim Topluluğu üyesi Nursel Koyutürk, “Eğitim boyunca öğrendiğimiz tekniklerle ortaya çıkan eserler, topluluğumuzun üyelerinin sanatsal yolculuklarının birer yansıması oldu.  Sergimizde her bir eser farklı bir bakış açısını ve duyguyu yansıtırken, topluluğumuzun üyelerinin sanatsal gelişimlerini de gözler önüne seriyor. Hem katılımcılarımız için bir ifade alanı yaratmak ve derslerin verdiği stresten uzaklaşmak hem de üniversite topluluğumuza sanatın gücünü göstermek adına bu sergi büyük bir anlam taşıyor”  diye konuştu.

Ege Üniversitesi Resim Topluluğu her yıl geleneksel olarak düzenlenen Kara Kalem Sergisi, bu yıl da büyük bir katılımla beğeni topladı. Sergi, 31 Ocak tarihine kadar ziyaretçilere açık olacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı