Yıllık arşivler: 2025

Manisa, yeşil ihracat destekleriyle ihracatını 10 milyar dolara taşıyacak

Sanayi ve tarımsal üretimin güçlü olduğu, Türkiye’nin en güçlü Organize Sanayi Bölgelerine sahip Şehzadeler Şehri Manisa, 2024 yılında 7,6 milyar dolarlık ihracata imza attı. Ticaret Bakanlığı’nın Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat mevzuatına uyum sağlamaya yönelik hayata geçirdiği “Responsible Destek Programı”nı etkin bir şekilde kullanarak orta vadede ihracatını 10 milyar doların üzerine taşımayı hedefliyor.

 

 

Ege İhracatçı Birlikleri’nin, Manisa Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ev sahipliğinde düzenlediği “Ege İş Dünyası Buluşmaları-Manisa Toplantısı”nda konuşan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, Türkiye’de ihracatın 27 sektörde kayda alındığını, Manisa’nın 27 sektörde de güçlü bir şekilde temsil edildiğini, Manisa’nın sektörel zenginliğin çok güçlü olduğunu dile getirdi. 

 

 

Türkiye’nin gıda ambarı Manisa

 

 

Manisa’nın ihracatında sanayi ürünleri önde gözükse de, Manisa tarım ürünleri üretimi ve ihracatında da çok güçlü bir kentimiz olduğunu paylaşan Girit, “Manisa, Türkiye’nin gıda ambarı konumunda. Sultani çekirdeksiz üzüm, sofralık zeytin, zeytinyağı, tütün, kanatlı eti, yumurta, bitkisel yağ, meyve sebze mamulleri sektörlerinde güçlü bir üretici ve ihracatçı olan Manisa, 2024 yılında 965 milyon dolarlık tarım ürünleri ihracatına imza attı. Manisa’da üretimi yapılan ihracatı başka şehirlerden yapılan tarım ürünlerini dikkate aldığımızda Manisa’nın tarım ürünleri ihracatının 1,5 milyar doları aştığını söyleyebiliriz” diye konuştu.

 

 

Manisa’nın Financial Times Dergisi tarafından 200 dünya kenti arasında ‘Yatırım Yapılabilir En İdeal Kent’ seçildiğini hatırlatan Başkan Girit şöyle devam etti: “Manisa, 33 tane AR-GE Merkezine sahip, işsizliğin en düşük olduğu 3 ilimizden biri. Maden ve enerji yönüyle de zengin bir ilimiz. Nikel, titanyum, zeolit madenleri rezervinde 1. İl olan Manisa, Jeotermal enerjide 2. İl, Rüzgâr enerjisinde 4. İl konumunda. Ulaşım kolaylığı, başarılı organize sanayi bölgeleri, enerji sorunu yaşamaması, İzmir Limanı’na demiryolu ile uygun maliyetli yük taşımacılığı, gıda sanayine uygun zengin ürün deseniyle üretim yapabildiği verimli toprakları, yetişmiş insan gücü, İzmir gibi büyük bir metropole yakınlığı gibi pek çok avantaja sahip olan Manisa, yabancı yatırımcı açısından da cazip bir noktada. Manisa günümüzde yabancı sermayeli şirket sayısında 9. İlimiz. Manisa’ya önümüzdeki süreçte yabancı sermayenin daha fazla yatırım yapacağına inanıyoruz. İzmir olarak Manisa’yı bu konuda yatırımlarımızın genişleme bölgesi olarak görüyoruz. Manisa’nın 3. Bölge teşvikli iller arasında olması da yatırım çekmesi için önemli bir artısı.”

 

 

Firmalarımızın satış hedeflerinin yüzde 40’ı ihracat olmalı

 

 

2025 yılında Dünya ekonomisinde gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde yüzde 1,8 büyüme tahmin edildiğinin altını çizen Başkan Girit, firmalara daha nitelikli ihracatçı olmaları ve firma satış hedeflerinin minimum yüzde 40 ihracat olması tavsiyesinde bulundu. 

 

 

Manisalı ihracatçıları Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altına davet ediyoruz 

 

 

Manisa ile İzmir’in arasındaki güçlü bağlara karşın Manisa’nın ihracatının sadece yüzde 27’sinin Ege İhracatçı Birlikleri’nde temsil edildiğine dikkati çeken Girit, “Manisa’nın ihracatının yüzde 73’ünün Ege Bölgesi illeri dışında kayda alınıyor olması bizleri üzüyor. Manisalı ihracatçılarımızın devlet yardımları başta olmak her türlü süreçlerine büyük bir özveriyle destek veriyoruz. Manisa’nın ihracatının da en az yarısının Ege İhracatçı Birlikleri’nde kayda alınması için sizleri Ege İhracatçı Birlikleri’ne davet ediyoruz. EİB olarak Manisalı iş camiasına ihracat odaklı faaliyetlerinde destek sunmayı, güçlü bir ihracat ekosistemi oluşturmayı istiyoruz” diyerek sözlerini noktaladı. 

 

 

Manisa Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk, Ege İhracatçı Birlikleri’nin en önemli paydaşlarından birisi olduğunu, sürekli iletişim içerisinde olduklarını ve Ege Bölgesi ihracatının ve üretiminin gelişimine katkı sağladıklarını ifade etti. 

 

 

“Ege İhracatçı Birlikleri’ne verdikleri destek ve katkılardan dolayı tüm sektör temsilcilerine teşekkür ediyorum” diyen Öztürk, “Türkiye’de birçok ürün üretiliyor. Bu ürünleri üreten illerde çok kıymetli. Ama böyle ihracat potansiyeli olan, böyle ihracat gücü olan bir ilde böyle avantajları olan çalışmalarımızı ihracat üzerine yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Manisa’nın ihracatının ithalatını karşılama oranı yüzde 150. Bunun mimarı, bu eseri ortaya çıkaran ihracatçılarımızdır. Hem Manisa adına hem ülkemiz adına şükranlarımızı arz ediyorum. Manisa’da tarım özelinde 2024 yılında 965 milyon dolarlık bir ihracat rakamıyla kapatıldı. Aslında bunun çok üzerinde ihracat gerçekleştiren bir iliz. Manisa’da üretilen, işlenen, ihracat edilen ürünler başka illerin üzerine rakam olarak yazılabiliyor. Manisa’nın ülkemize daha fazla ihracata katkı sunabilir” diye konuştu.

 

 

Manisa’da son yıllarda kedi köpek maması sektörünün büyük bir gelişim gösterdiğinin altını çizen Manisa Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk, şöyle devam etti; “Türkiye’deki kedi – köpek maması üretiminin yüzde 68’i Manisa’da yapılıyor. İhracatta 19 milyon dolardan 130 milyon dolara çıktı. 27 Şubat 2025 tarihinde kedi-köpek maması sektörü için büyük bir çalıştay düzenleyeceğiz. Bu sektör Manisa merkezli üretim ve ihracat merkezi konumunu güçlendirerek sürdürecek.” 

 

 

Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri İ. Cumhur İşbırakmaz, EİB’nin ihracatçılara sunduğu hizmetleri Manisalı ihracatçılarla paylaşırken, EİB Devlet Yardımları Şubesi yetkilileri, Ticaret Bakanlığı’nın 16 ana başlıkta ihracatçılara sunduğu devlet yardımlarını anlattılar. 

 

 

“Ege İş Dünyası Buluşmaları-Manisa Toplantısı”nın son bölümünde, Manisa’da son 20 yıldır düzenli ihracat yapan 22 firma ödüllendirdi. Ödül almaya hak kazanan firmalar; “BMS ÇELİK HASIR SANAYİ VE TİCARET A.Ş., BURAKCAN GIDA VE TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ., ÇUKUROVA KİMYA ENDÜSTRİSİ A.Ş., DAŞKAN TARIM VE PLASTİK ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş., DFS GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş., EGEM AMBALAJ SANAYİ VE TİCARET A.Ş., ERTÜRK ÜZÜM VE TARIM ÜRÜNLERİ İŞLETMELERİ İTH. İHR. TİC. SAN. A.Ş., GÜRES TAVUKÇULUK ÜRETİM PAZARLAMA VE TİCARET A.Ş., İNTER ABRASİV SANAYİ VE TİCARET A.Ş., KESKİNOĞLU TAVUKÇULUK VE DAMIZLIK İŞLETMELERİ SANAYİ TİCARET A.Ş., MAXİON JANTAŞ JANT SANAYİ VE TİCARET A.Ş., MERCAN ENDÜSTRİYEL TASARIM MAK. SAN. LTD. ŞTİ., ÖZGÜR TARIM ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş., PİA-FRUCHT GIDA LOJİSTİK VE DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ., POLEN TOHUMCULUK SANAYİ VE TİCARET A.Ş., RIFAT SARI ÜÇEL AYAKKABI DIŞ TİCARET PAZ. TEKS. SAN. TİC. LTD. ŞTİ., SARDES GIDA SANAYİ VE TARIM ÜRÜNLERİ TİCARET İTH. İHR. LTD. ŞTİ., TOPBAŞ AYAKKABI VE YAN SAN. A.Ş., TUĞRUL TARIM VE PETROL ÜRÜNLERİ TİCARET VE SANAYİ A.Ş., UZUNOĞLU TARIM ÜRÜNLERİ İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ., ÜNSOY TARIM ÜRÜNLERİ VE GIDA SAN. VE TİC. A.Ş. ve YENİÇAĞ GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.” oldu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

AKEDAŞ deprem bölgesine 5.2 milyar TL’lik yatırım yaptı

Kahramanmaraş ve Adıyaman’daki tüketicilerine kaliteli ve kesintisiz enerji arzı sağlama misyonuyla hizmet veren AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş., 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremler sonrası bölgeye yatırımlarını sürdürdü. Şirketin, 2023 yılının şubat ayından bugüne kadarki bölgeye yaptığı yatırım tutarı 5.2 milyar TL’yi buldu. 

 

Bakım çalışmalarında son teknolojiden faydalanıldı

 

Bakım çalışmalarında son teknolojiden faydalanan AKEDAŞ, bakım süreçleri öncesinde öncelikle yazılım uygulamaları (SCADA, TSKS, CBS) ile sistem üzerinden inceleme ve istatistiği verilere ulaşarak planlama çalışmalarına yön veriyor. Saha çalışmalarında ise insansız hava aracı (İHA), termal kamera, kısmi deşarj cihazı, mobil uygulama gibi teknolojik ürünler aktif olarak kullanılıyor. Bakım süreçlerinde de drone, termal kamera, kısmi deşarj cihazı, kablo güzergâh tespit cihazı, kablo test araçları, izolasyon tespit cihazı, bakım ekipleri için tablet ve bas konuş cihazları kullanılıyor. 

 

SCADA otomasyon sistemi ile değerler kayıt altına alınıyor

 

Geçici arızalar nedeniyle oluşan elektrik kesintileri SCADA otomasyon sistemi ile saniyeler içerisinde enerjilendiriliyor, iş gücünü azaltıyor ve zaman kaybını önlüyor. Aynı zamanda uzun süreli kesintilerin önüne geçtiğinden müşteri memnuniyetini de arttırıyor. SCADA otomasyon sistemi ile uzaktan akım, gerilim, güç değerleri ve analizörlerden gelen gerilim dalgalanmaları vs. gibi değerlerde okunuyor ve kayıt altına alınıyor. Dijitalleşmeyle birlikte yapılan bütün bakım faaliyetleri coğrafi olarak kaydediliyor ve raporlamalarda kolaylıkla kullanılabiliniyor. Bakım yapılarak yenilenen hatlar akıllı şebekeye uygun şekilde tasarlanıyor ve yenilenen hatlarda SCADA entegrasyonu yapılıyor. Yani dağıtım merkezine bağlı hatların SCADA istasyonu tarafından kontrolü sağlanıyor.

 

Bakım çalışmaları kullanıcılara bildiriliyor

 

Bakım işlerinde toplam 65 şirket personelinin yanı sıra bakım konusunda hizmet alımı yapılan yüklenici firmaların personel sayıları da dahil edildiğinde bu sayı 180’e ulaşıyor. Bakım yapılacağı zaman tüketiciler bilgilendiriliyor. Telefon numaraları kayıtlı kullanıcılara SMS ile bildirim yapılıyor. Ayrıca şirketin web sitesi üzerinden, ilgili belediyelere yazılı olarak bakım nedeniyle yapılacak elektrik kesinti bilgileri veriliyor. AKEDAŞ’ın sosyal medya kanalları ile de yapılan bakım çalışmalar hakkında bilgilendirmeler yapılıyor.

 

“Hizmet altyapımızı teknoloji inovasyonu ile yeniledik”

 

Arıza durumuna ve iklim şartlarına göre arızaya müdahale süresinin değişkenlik gösterdiğini belirten AKEDAŞ Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Mehmet İlbasan, gelecek yıl için planlanan bakım çalışmalarıyla ilgili ise şunları söylüyor:

“6 Şubat 2023’te meydana gelen ülkemizi üzüntüye boğan depremler sonrası bölgenin elektrik ihtiyacını gidermek amacıyla hızlı bir şekilde aksiyon alarak bakım-onarım çalışmalarımıza başladık. Bölgemizde kaliteli ve kesintisiz enerji arzını güvence altına almak için yatırım ve bakım planlamamızı hayata geçirdik. Bu çalışmalarla birlikte depremlerinin ardından kısa sürede tüketicilerine hizmet verir hale geldik. Hizmet altyapımızı da teknoloji inovasyonu ile yeniledik. Depremin üzerinden geçen iki yılın ardından, 2011 yılında gerçekleştirilen devirden bu yana yaptığımız toplam 13,4 milyar TL tutarındaki yatırımımızın yaklaşık yüzde 40’ı olan 5.2 milyar TL’lik kısmını, depremden sonraki dönemde gerçekleştirdik. Deprem sonrası gerçekleştirdiğimiz bakım harcaması ise yaklaşık 390 milyon TL’ye ulaştı. 2025 yılı için planladığımız 305 milyon TL düzeyindeki tutarın tamamını yıl sonuna kadar sahaya yansıtacağız. Hizmet kalitemizi arttırmak için teknolojiden de yararlanarak yeniliklerimize ve altyapımızı güçlendirmeye devam edeceğiz.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

IAEA Uzmanları, Novovoronezh Nükleer Güç Santrali’nin 4. ve 6. Güç Ünitelerinin İşletme Güvenliğini İnceledi

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) İşletme Güvenliği Gözden Geçirme Ekibi (OSART), Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un Elektrik Enerjisi Bölümü Rosenergoatom A.Ş.’nin tesisi Novovoronezh Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) bir denetim yaptı. Bu denetim, sırasıyla VVER-440 ve VVER-1200 tipi iki farklı nesle ait reaktörlere sahip olan 4 ve 6 numaralı Rus nükleer güç ünitelerinde yapılan ilk denetim oldu. Uluslararası ekip; Birleşik Krallık, Fransa, Çin, İran, Brezilya, Belarus ve Güney Afrika’dan 12 uzman ile Novovoronezh NGS, Rosenergoatom A.Ş., Rostechnadzor ve Rosatom Acil Durum Servisi ve diğer şirketlerden temsilcilerin de arasında bulunduğu 240 uzmandan oluştu.  

Uzmanlar, üç hafta süren denetleme sırasında, santralin uluslararası güvenlik standartlarına uygunluğunu ve çalışanların güvenlik kültürü ilkelerine bağlılığını inceledi. Denetim; “Güvenlik İçin Liderlik ve Yönetim”, “Eğitim ve Yeterlilik”, “İşletme”, “Kimya”, “Bakım ve Onarım”, “Teknik Destek”, “İşletme Deneyimi Takibi”, “Radyasyon Koruması” ve “Kaza Yönetimi” olmak üzere dokuz ana güvenlik kriteri dikkate alınarak yapıldı. Müfettişler özellikle tesislerin, yapıların ve ekipmanların durumunu detaylı olarak denetledi. Ayrıca, kayıtlar ile kurumsal performans göstergelerini inceledi, atölyeleri ziyaret etti ve devam eden çalışmaları gözlemledi ve personelle görüşmeler yapıldı.  

Uzmanlar, uygulamalardan biri olan “Kaza Yönetimi”ni, yalnızca Rusya’da değil, dünya genelindeki diğer nükleer güç santrallerinde de uygulanabilecek en iyi yöntem olarak önerdiler. Ayrıca, santralin güvenliğini ve işletme performansını daha da artırmaya yönelik dört temel tavsiyede bulundular.

Novovoronej NGS Müdürü Vladimir Povarov, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Novovoronezh NGS’nin iki ünitesinde kapsamlı bir inceleme yapan IAEA’nın uluslararası uzmanlarına minnettarız. Bu ekip, nükleer enerji sektöründe uzun yıllardır kolektif işletme deneyimine sahip profesyonellerden oluşuyor. İnceleme sonuçları olumlu. Uzmanlar, ünitelerin işletme güvenliğini takdir etti” dedi.  

OSART denetlemesinin ardından uzmanlar, gelecek üç ay içinde Rus hükümetine sunulmak üzere bir rapor hazırladı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yaşar efsanesine Barış Kömürcüoğlu yorumu

Yaşar’ın Sebepsiz Fırtına’sı Popstar Barış Kömürcüoğlu ile Yeniden Doğuyor!..
Barış Kömürcüoğlu, 90’ların unutulmaz hitlerinden Sebepsiz Fırtına’yı yepyeni bir bakış açısıyla müzikseverlerle buluşturmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyor…
Yaşar’ın yazıp bestelediği ve dönemin en güçlü hitlerinden biri olan Sebepsiz Fırtına, Yaşar’ın müzikal tarihinde ilk kez başka bir sanatçının yorumuyla dinleyicilerle buluşuyor. Barış Kömürcüoğlu’nun derin ve etkileyici vokaliyle yeniden hayat bulan bu unutulmaz şarkı, Genco Arı’nın modern synthwave aranjmanı sayesinde tamamen farklı bir enerji kazanıyor ve dinleyicileri, geçmişin nostaljik dokusu ile bugünün çağdaş soundunu birleştiren eşsiz bir müzikal yolculuğa çıkarıyor.
2003 yılında düzenlenen ve büyük bir başarıya imza atan Popstar yarışmasındaki olağanüstü performansıyla hafızalara kazınan Barış Kömürcüoğlu, kısa sürede geniş bir dinleyici kitlesi kazanarak hem sahne duruşu hem de müzikal birikimiyle her dönemde dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
Popstar Barış olarak tanınan Kömürcüoğlu, Sebepsiz Fırtına ile kariyerinde yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Yenilikçi yaklaşımı ve güçlü yorumuyla, dinleyicilerine yıllar önceki şarkıyı tamamen farklı bir duyguyla yeniden sunuyor.
Klip ise, Sebepsiz Fırtına’nın ruhunu tam anlamıyla yansıttı… Altın Portakal ödüllü yönetmen Kenan Doğru’nun elinden çıkan bu görsel şölen, nostaljik öğeleri çağdaş efektlerle buluşturarak şarkının modern yapısıyla mükemmel bir uyum içinde izleyiciye sunuyor. Her detayıyla zamanın ruhunu yakalayan klip, Barış Kömürcüoğlu’nun sanatsal vizyonunu bir kez daha gözler önüne serecek gibi görünüyor…
Barış Kömürcüoğlu’nun yeni projesi Sebepsiz Fırtına By Tuğçe Ören TG Entertainment etiketiyle tüm müzik platformlarına ve klibi önümüzdeki günlerde Barış Kömürcüoğlu Youtube kanalında yayında!…

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yaşar efsanesine Barış Kömürcüoğlu yorumu

Yaşar’ın Sebepsiz Fırtına’sı Popstar Barış Kömürcüoğlu ile Yeniden Doğuyor!..
Barış Kömürcüoğlu, 90’ların unutulmaz hitlerinden Sebepsiz Fırtına’yı yepyeni bir bakış açısıyla müzikseverlerle buluşturmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyor…
Yaşar’ın yazıp bestelediği ve dönemin en güçlü hitlerinden biri olan Sebepsiz Fırtına, Yaşar’ın müzikal tarihinde ilk kez başka bir sanatçının yorumuyla dinleyicilerle buluşuyor. Barış Kömürcüoğlu’nun derin ve etkileyici vokaliyle yeniden hayat bulan bu unutulmaz şarkı, Genco Arı’nın modern synthwave aranjmanı sayesinde tamamen farklı bir enerji kazanıyor ve dinleyicileri, geçmişin nostaljik dokusu ile bugünün çağdaş soundunu birleştiren eşsiz bir müzikal yolculuğa çıkarıyor.
2003 yılında düzenlenen ve büyük bir başarıya imza atan Popstar yarışmasındaki olağanüstü performansıyla hafızalara kazınan Barış Kömürcüoğlu, kısa sürede geniş bir dinleyici kitlesi kazanarak hem sahne duruşu hem de müzikal birikimiyle her dönemde dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
Popstar Barış olarak tanınan Kömürcüoğlu, Sebepsiz Fırtına ile kariyerinde yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Yenilikçi yaklaşımı ve güçlü yorumuyla, dinleyicilerine yıllar önceki şarkıyı tamamen farklı bir duyguyla yeniden sunuyor.
Klip ise, Sebepsiz Fırtına’nın ruhunu tam anlamıyla yansıttı… Altın Portakal ödüllü yönetmen Kenan Doğru’nun elinden çıkan bu görsel şölen, nostaljik öğeleri çağdaş efektlerle buluşturarak şarkının modern yapısıyla mükemmel bir uyum içinde izleyiciye sunuyor. Her detayıyla zamanın ruhunu yakalayan klip, Barış Kömürcüoğlu’nun sanatsal vizyonunu bir kez daha gözler önüne serecek gibi görünüyor…
Barış Kömürcüoğlu’nun yeni projesi Sebepsiz Fırtına By Tuğçe Ören TG Entertainment etiketiyle tüm müzik platformlarına ve klibi önümüzdeki günlerde Barış Kömürcüoğlu Youtube kanalında yayında!…

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Mısır, 2030 yılına kadar turist sayısını 30 milyona çıkarmayı hedefliyor

Mısır’a gelen yabancı turist sayısı 2024 yılında yüzde 5 oranında arttı. The Grand Egyptian Museum’un açılışı ve sağlıklı yaşam turizminin yükselişi Mısır’ı, 2025 yılı için en iyi destinasyon olarak konumlandırıyor.

Türk Turist sayısı 2024’te yüzde 70 arttı. 2025’te Türk turist sayısında yüzde 30 artış bekleniyor.

Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanı Sherif Fathy, 5-7 Şubat tarihleri arasında düzenlenen EMITT 2025’te Mısır turizm sektöründeki son gelişmeleri ve gerçekleştirmeyi hedefledikleri yeni projeleri anlattı.
 
Mısır’ın turizm sektöründeki istikrarlı yükselişine ve büyümesine devam etmeye hazır olduğunu ifade eden Fathy şunları söyledi: “Geçen yıl Mısır’ı 15.75 milyon uluslararası turist ziyaret etti ve bu rakam 2023’e kıyasla yüzde altı daha fazla. Bu rakamlar Mısır’ın küresel gezginler için devam eden cazibesini yansıtmakta ve önde gelen bir turizm destinasyonu olarak konumunu pekiştirmektedir.”

 

Türk turistlerin yeni gözdesi Mısır

Türkiye’nin Mısır turizm sektörü için kilit bir pazar olduğunun altını çizen Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanı Sherif Fathy, geçen yıl 230 bin Türk turistin ülkeyi ziyaret ettiğini ve bu rakamın 2023 yılına kıyasla yüzde 70’lik bir büyüme anlamına geldiğine dikkat çekti. Türkiye’nin İstanbul gibi büyük şehirlerinden Kahire, Şarm El Şeyh ve diğer popüler destinasyonlara doğrudan uçuşlar mevcut olduğunu ve 2025 yılında Türk turist sayısının yüzde 30 oranında artmasını beklediğini ekledi.

Bakan Fathy sözlerine şöyle devam etti: “2025 yılında hem uluslararası ziyaretçi sayısını hem de Mısır’a gelen Türk gezgin sayısını aşacağımız konusunda kendimize güveniyoruz. Bu, 2030 yılına kadar 30 milyon turisti ağırlamaya yönelik stratejik vizyonumuzla da örtüşmektedir.”

 

Tarih, kültür ve sağlık, turistik destinasyonlar

Mısır, zengin tarihi, kültürü ve doğal çevresiyle dünyanın en popüler turistik destinasyonlarından biri olarak ilgi çekmeye devam ediyor. Firavunların mirası ve Antik Dünyanın Yedi Harikası’ndan halen ayakta olan tek örneği deneyimleme imkanı, ülkenin antik tarihi ve kültürü keşfetmek isteyen ziyaretçilere sunduğu turistik yerlerden sadece birkaçı. Kızıldeniz’in kristal berraklığındaki sularında dalış yapmanın yanı sıra uygun fiyatlı kaliteli otel seçenekleri ve iyi bir uluslararası hava bağlantısı, Mısır’ı hem aileler hem de sağlıklı yaşam gezginleri için en iyi destinasyon haline getiriyor.

Dünyanın tek bir medeniyete adanmış en büyük müzesi olan The Grand Egyptian Museum’un açılışı, ülke tarihinde bir dönüm noktası olmasının yanı sıra turistik cazibesini de pekiştirmeyi başardı. Otuz yıllık hazırlık ve restorasyon sürecinin ardından galeri geçtiğimiz yıl 16 Ekim’de kapılarını açtı. Bazı bölümler geliştirilme aşamasında olsa da, ziyaretçiler şu anda Büyük Salon’u, merdivenleri, bahçeleri ve seçilmiş sergi odalarını keşfedebiliyor. 2024’teki ön açılış sırasında galerinin ana odalarını 300 binden fazla kişi ziyaret etti.

Mısır, sağlık ve sağlıklı yaşam turizmi için de birinci sınıf bir destinasyon haline geldi. Kızıldeniz’in lüks tatil beldelerinden uzak çöl vahalarına kadar, ülke dünya standartlarında sağlıklı yaşam deneyimleriyle de dikkatleri çekiyor. Mineral bakımından zengin termal suları ve kaplıcalarıyla bilinen Mısır’ın sağlıklı yaşam olanakları, dermatolojik sorunlar, solunum rahatsızlıkları ve romatizma için tedavi edici faydalar sağlamaktadır. Önemli sağlıklı yaşam destinasyonları arasında, 200’den fazla kaynağa ev sahipliği yapan Siwa Vahası; sülfür bakımından zengin sulara sahip Bahariya ve Kharga vahaları ve Kato Doo Wellness ve The Zen Wellness gibi ünlü spa komplekslerine ev sahipliği yapan Aswan yer almaktadır.

 
Sürdürülebilir turizm gelişimi

Mısır, turizm altyapısının ve mirasının hem çevresel hem de ekonomik açıdan sürdürülebilir bir şekilde geliştirilmesi konusunda da oldukça kararlı. Kızıldeniz ve biyolojik çeşitliliği, Mısır’ın sorumlu turizmi teşvik etme stratejisinin merkezinde yer almaktadır. Kızıldeniz kıyısı boyunca El Gouna’dan Marsa Alam’a kadar olan bölgede sürdürülebilir uygulamalara odaklanan tatil köyleri için çevre sertifikasyon programları da bu stratejinin bir parçasıdır.
 
Sherif Fathy hakkında:

Temmuz 2024’ten bu yana Turizm ve Eski Eserler Bakanı olarak görev yapan Sherif Fathy, daha önce Sivil Havacılık Bakanı ve EgyptAir Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. Bakanlığın öncelikleri arasında, Giza Piramitleri yakınlarındaki The Grand Egyptian Museum’un açılışı, ülkenin tarihi ve kültürel mirasının korunması ve ülkenin turizm ve arkeolojik potansiyelinin sürdürülebilir bir şekilde geliştirilmesi yer alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Mısır, 2030 yılına kadar Türk turist sayısını 30 milyona çıkarmayı hedefliyor

Mısır’a gelen yabancı turist sayısı 2024 yılında yüzde 5 oranında arttı. The Grand Egyptian Museum’un açılışı ve sağlıklı yaşam turizminin yükselişi Mısır’ı, 2025 yılı için en iyi destinasyon olarak konumlandırıyor.

Türk Turist sayısı 2024’te yüzde 70 arttı. 2025’te Türk turist sayısında yüzde 30 artış bekleniyor.
 
Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanı Sherif Fathy, 5-7 Şubat tarihleri arasında düzenlenen EMITT 2025’te Mısır turizm sektöründeki son gelişmeleri ve gerçekleştirmeyi hedefledikleri yeni projeleri anlattı.
 
Mısır’ın turizm sektöründeki istikrarlı yükselişine ve büyümesine devam etmeye hazır olduğunu ifade eden Fathy şunları söyledi: “Geçen yıl Mısır’ı 15.75 milyon uluslararası turist ziyaret etti ve bu rakam 2023’e kıyasla yüzde altı daha fazla. Bu rakamlar Mısır’ın küresel gezginler için devam eden cazibesini yansıtmakta ve önde gelen bir turizm destinasyonu olarak konumunu pekiştirmektedir.”


Türk turistlerin yeni gözdesi Mısır

Türkiye’nin Mısır turizm sektörü için kilit bir pazar olduğunun altını çizen Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanı Sherif Fathy, geçen yıl 230 bin Türk turistin ülkeyi ziyaret ettiğini ve bu rakamın 2023 yılına kıyasla yüzde 70’lik bir büyüme anlamına geldiğine dikkat çekti. Türkiye’nin İstanbul gibi büyük şehirlerinden Kahire, Şarm El Şeyh ve diğer popüler destinasyonlara doğrudan uçuşlar mevcut olduğunu ve 2025 yılında Türk turist sayısının yüzde 30 oranında artmasını beklediğini ekledi.
 
Bakan Fathy sözlerine şöyle devam etti: “2025 yılında hem uluslararası ziyaretçi sayısını hem de Mısır’a gelen Türk gezgin sayısını aşacağımız konusunda kendimize güveniyoruz. Bu, 2030 yılına kadar 30 milyon turisti ağırlamaya yönelik stratejik vizyonumuzla da örtüşmektedir.”

Tarih, kültür ve sağlık, turistik destinasyonlar

Mısır, zengin tarihi, kültürü ve doğal çevresiyle dünyanın en popüler turistik destinasyonlarından biri olarak ilgi çekmeye devam ediyor. Firavunların mirası ve Antik Dünyanın Yedi Harikası’ndan halen ayakta olan tek örneği deneyimleme imkanı, ülkenin antik tarihi ve kültürü keşfetmek isteyen ziyaretçilere sunduğu turistik yerlerden sadece birkaçı. Kızıldeniz’in kristal berraklığındaki sularında dalış yapmanın yanı sıra uygun fiyatlı kaliteli otel seçenekleri ve iyi bir uluslararası hava bağlantısı, Mısır’ı hem aileler hem de sağlıklı yaşam gezginleri için en iyi destinasyon haline getiriyor.
 
Dünyanın tek bir medeniyete adanmış en büyük müzesi olan The Grand Egyptian Museum’un açılışı, ülke tarihinde bir dönüm noktası olmasının yanı sıra turistik cazibesini de pekiştirmeyi başardı. Otuz yıllık hazırlık ve restorasyon sürecinin ardından galeri geçtiğimiz yıl 16 Ekim’de kapılarını açtı. Bazı bölümler geliştirilme aşamasında olsa da, ziyaretçiler şu anda Büyük Salon’u, merdivenleri, bahçeleri ve seçilmiş sergi odalarını keşfedebiliyor. 2024’teki ön açılış sırasında galerinin ana odalarını 300 binden fazla kişi ziyaret etti.
 
Mısır, sağlık ve sağlıklı yaşam turizmi için de birinci sınıf bir destinasyon haline geldi. Kızıldeniz’in lüks tatil beldelerinden uzak çöl vahalarına kadar, ülke dünya standartlarında sağlıklı yaşam deneyimleriyle de dikkatleri çekiyor. Mineral bakımından zengin termal suları ve kaplıcalarıyla bilinen Mısır’ın sağlıklı yaşam olanakları, dermatolojik sorunlar, solunum rahatsızlıkları ve romatizma için tedavi edici faydalar sağlamaktadır. Önemli sağlıklı yaşam destinasyonları arasında, 200’den fazla kaynağa ev sahipliği yapan Siwa Vahası; sülfür bakımından zengin sulara sahip Bahariya ve Kharga vahaları ve Kato Doo Wellness ve The Zen Wellness gibi ünlü spa komplekslerine ev sahipliği yapan Aswan yer almaktadır.


Sürdürülebilir turizm gelişimi

Mısır, turizm altyapısının ve mirasının hem çevresel hem de ekonomik açıdan sürdürülebilir bir şekilde geliştirilmesi konusunda da oldukça kararlı. Kızıldeniz ve biyolojik çeşitliliği, Mısır’ın sorumlu turizmi teşvik etme stratejisinin merkezinde yer almaktadır. Kızıldeniz kıyısı boyunca El Gouna’dan Marsa Alam’a kadar olan bölgede sürdürülebilir uygulamalara odaklanan tatil köyleri için çevre sertifikasyon programları da bu stratejinin bir parçasıdır.
 
Sherif Fathy hakkında:
Temmuz 2024’ten bu yana Turizm ve Eski Eserler Bakanı olarak görev yapan Sherif Fathy, daha önce Sivil Havacılık Bakanı ve EgyptAir Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. Bakanlığın öncelikleri arasında, Giza Piramitleri yakınlarındaki The Grand Egyptian Museum’un açılışı, ülkenin tarihi ve kültürel mirasının korunması ve ülkenin turizm ve arkeolojik potansiyelinin sürdürülebilir bir şekilde geliştirilmesi yer alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Ahşap Ve Biz” Sergisi Kent Müzesinde Açıldı

Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel Türk El Sanatları Sanatkarı Ahmet Münir Ayva ile İnegöl Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kurslarında eğitim verdiği kursiyerlerinin hazırladığı “Ahşap ve Biz” isimli oyma ve kakma sergisi İnegöl Kent Müzesinde açıldı. 98 parça eserin yer aldığı sergi 25 Şubat tarihine kadar müzede ziyaretçilerini ağırlayacak.

İnegöl Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kurslarında (İNESMEK) ahşap oyma ve kakma sanatı kursunda eğitim veren Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel Türk El Sanatları Sanatkarı Ahmet Münir Ayva ile kursiyerleri, “Ahşap ve Biz” isimli özel bir sergi hazırladı. 66 adet oyma ve 32 adet kakma eserin yer aldığı sergi, bugün düzenlenen törenle kapılarını ziyaretçilerine açtı. İnegöl protokolünün de katıldığı sergi açılışında eserleri hazırlayan kursiyerler ve sanatseverler hazır bulundu.

98 ESER GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR

Sergi açılışında konuşan Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel Türk El Sanatları Sanatkarı ve İNESMEK usta öğreticisi Ahmet Münir Ayva, “Uzun bir aradan sonra İNESMEK bünyesinde eğitim gören kursiyerlerimle birlikte Kent Müzemizde sergi açmanın heyecan ve mutluluğunu yaşıyorum. Pandemi süresince kurs faaliyetlerimiz devam etmişti fakat yaptığımız eserleri sergileyemedik. Sanatçının yeni eser üretmedeki en büyük motivasyon kaynağı, şüphesiz yaptığı sanat eserleridir. Sergimizde benim ve kursiyerlerimin yapmış olduğu 66 adet oyma ve 32 adet kakma eser bulunmaktadır. Bu vesileyle her zaman yanımızda olan ve bizlerden desteklerini esirgemeyen Belediye Başkanımıza, İnegöl Belediyesi Kültür Müdürlüğümüze teşekkür ediyorum” dedi.

ŞEHİRLER, İÇERİSİNDEKİ İNSANLARIN KATKILARIYLA MARKALAŞIR

İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban ise “Bugün çok değerli sanatçımız Ahmet Münir Ayva hocamızın ve kursiyerlerinin eserlerinin yer aldığı sergimizin açılışı için bir aradayız. Burada olduğumuz için çok mutluyum. Bizler sanata, sanatçıya, kültüre, eğitime, spora önem veren bir kuruluşuz. Bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Şehrimizdeki değerlerin keşfedilmesi ve gelişmesi adına onlara zemin hazırlamak istiyoruz. Eğer şehirler marka olacaksa, içindeki insanların katkılarıyla marka olacaklar. İnegöl’ün de bu manada önemli değerleri, sanatçıları var. Ahmet hocamız da bunlardan bir tanesi. Bizlere her zaman güç kattılar. Kendilerine teşekkür ediyorum” diye konuştu.

KÜLTÜR VE SANAT ETKİNLİKLERİ ARTARAK DEVAM EDECEK

Kültür ve sanat etkinliklerinin artarak süreceğini de işaret eden Başkan Taban, “Bu dönem kültür ve sanata dair bu tür organizasyonları daha da arttırarak sürdüreceğiz. Bugün Ahşap ve Biz sergisini açıyoruz. Daha önce Kent Müzemizde 171 sergi yaptık. Bugün 172’nci sergimizi bugün açıyoruz. İnşallah yenilerini eklemek nasip olsun. 98 eser bu sergide yer alıyor. 25 Şubat tarihine kadar da açık kalacak. Bu vesileyle vatandaşlarımızı da sergiye gezme noktasında davet ediyorum” ifadelerinde bulundu.

Konuşmaların ardından kurdele kesimiyle sergi açılışı gerçekleştirildi. Ardından davetliler 98 parça eserin yer aldığı sergiyi gezerek eserleri ilgiyle inceledi. Yapılan eserler büyük beğeni topladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İdeal kiloda olmak kanser riskini azaltıyor

Kanser riskini artıran faktörler arasında sağlıklı ve dengeli olmayan beslenme şeklinin geldiğini belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Betül Demirbaş, özellikle meme, kalın bağırsak-rektum ve kan kanserlerinin obez bireylerde normal ağırlıktakilere göre daha fazla görüldüğüne dikkat çekti.

Sağlıklı vücut ağırlığına ve bel çevresine ulaşarak ideal ağırlığı korumanın önemli olduğunu söyleyen Demirbaş, günlük en az beş porsiyon sebze ve meyve tüketilmesini, beslenmede tam tahıllı besinlere ve kurubaklagillere daha sık yer verilmesini, enerji yoğunluğu düşük besinlerin tercih edilmesini, düzenli egzersiz ve fiziksel aktivitenin artırılmasını tavsiye etti.

İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Betül Demirbaş, kanserin önlenmesinde doğru ve dengeli beslenmenin etkisine ilişkin değerlendirmede bulundu.

2050’de 35 milyondan fazla kanser vakası öngörülüyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle kanserin küresel durumuna ilişkin her 4 yılda bir Dünya Kanser Raporu hazırlandığını belirten Demirbaş, “2024 yılında yayınlanan raporda, 2022’de kanser teşhisi konulan kişi sayısının 20 milyon olduğu ve kanser nedeniyle 9,7 milyon ölümün yaşandığı bildirildi. Raporda yapılan tahminlere göre 2050 yılında dünyada 35 milyondan fazla yeni kanser vakasının olacağı öngörülüyor” dedi.

Her 5 kişiden 1’i kansere yakalanıyor

Dünya genelinde her 5 kişiden 1’i kansere yakalanırken, 9 erkekten 1’i ve 12 kadından 1’inin kanser nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Demirbaş, “Dünya genelinde 2022’de en sık görülen kanser türleri sırasıyla akciğer kanseri, meme kanseri, kolorektal kanser, prostat ve mide kanseridir. Türkiye’de 2022 yılında 240 bin 13 yeni kanser vakası görüldü” dedi.

Kanser ve beslenme ilişkisi çok fazla…

Günlük yaşamda kanser riskini arttıran ya da azaltan faktörler olduğunu kaydeden Demirbaş, “Özellikle sigara kullanımı, aşırı alkol tüketimi, bakteri ve virüs enfeksiyonu, yüksek miktarda pestisit ve yapay kimyasallara maruz kalma, radyasyona maruziyet, yüksek yağlı besinlerin fazla miktarda tüketimi, yetersiz taze sebze ve meyve tüketimi, yetersiz posa tüketimi, olumsuz çalışma koşulları ve tuzlanmış, tütsülenmiş ve dumanlanmış besinlerin fazla tüketimi, fiziksel hareketsizlik, fazla kilolu veya obez olmak kansere yakalanma riskini artırmaktadır” uyarısında bulundu. 

Yağlı besinler ve rafine edilmiş unlar riski artırıyor

Özellikle meme, kalın bağırsak-rektum ve kan kanserlerinin obez bireylerde normal ağırlıktakilere göre daha fazla görüldüğünü vurgulayan Demirbaş, “Yağ tüketiminin yüksek olması, obeziteye neden olmaktadır. Yağlı besinler ve bozulmuş yağ tüketimi, kanser yapıcı ve ilerletici maddelerin de alımının artmasına neden olmaktadır. Beslenmede özellikle rafine edilmiş unların kullanımı kolorektal, mide, üst sindirim sistemi, meme ve tiroid kanserleri riskini arttırmaktadır” dedi. 

Kanserin kendisi de beslenmeyi olumsuz etkiliyor

Beslenme şeklinin kanser oluşumunda etkili olmasının yanı sıra kanserin kendisinin de bireyin beslenme durumunu olumsuz etkileyebileceğini ifade eden Demirbaş, “Tedavide kullanılan kemoterapi ve radyoterapi gibi yöntemler metabolizmaya etki ederek besin öğelerine ve enerjiye olan gereksinimi arttırır. Hem tedavilerin yan etkileri hem de hastalığın kendisi besin alımı ve kullanımını olumsuz etkiler” dedi.

Kanserden korunmak için nasıl beslenilmelidir?

Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Betül Demirbaş, kanserden korunmak için beslenme önerilerini de şöyle sıraladı:

 Sağlıklı vücut ağırlığına ve bel çevresine ulaşmak, ağırlık kazanımından kaçınarak bu ağırlığı korumak, 

 Mevsimin taze sebze ve meyvelerini seçerek, günlük en az beş porsiyon ve üzerinde tüketmek (400- 800 gram), tüketmeden veya hazırlamadan önce suyun altında, gerekli durumlarda sirkeli suda bekleterek, iyice temizlemek, 

 Posa alımını arttırmak (25-35 gram/gün),

  Süt ve süt ürünleri tüketimini en az 2 porsiyon/gün olarak tüketmek, 

 Kahve, çay, kola, çikolata gibi kafein içeriği yüksek olan yiyecek ve içeceklerin tüketimini sınırlamak (sağlıklı bireyler için günlük total kafein alımı ≤ 400 mg olacak şekilde), 

 Enerji yoğunluğu düşük besinlerin tüketimini tercih ederek, fast-food tarzı besinlerin tüketimini azaltmak, mümkünse hiç tüketmemek, 

 Beslenmede tam tahıllı besinlere ve kurubaklagillere daha sık yer vermek,

  Günlük total enerjinin yüzde 30’undan daha azını yağlardan sağlamak, 

 Kırmızı et yerine beyaz et (tavuk, balık, hindi eti) tercih etmek ve kırmızı eti sınırlamak (≤ 3 porsiyon / hafta, ≤ 80 gram / gün),

 Basit şeker, çay şekeri ve şekerli içeceklerin tüketimini azaltmak ya da tamamen kaldırmak ve basit şeker yerine kompleks karbonhidratları tercih etmek, 

 Sigara, alkol tüketiminden ve sedanter yaşamdan kaçınarak düzenli egzersiz veya fiziksel aktivite yapmak, 

 Besinleri saklama koşullarına dikkat ederek küf, mantar oluşumunu engellemek,

  Katkı maddesi içeren besinleri düzenli olarak tüketmekten kaçınmak, 

 Tütsülenmiş besinleri, kızartma, kavurma, ateşe direkt maruz kalacak yakınlıkta ızgara gibi pişirme yöntemleri yerine haşlama, buğulama, fırında pişirme gibi yöntemleri kullanmak,

  Turşu ve salamura gibi tuz içeriği yüksek besinlerin tüketiminden kaçınmak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kanserde Erken Teşhis Hayat Kurtarıyor

Mudanya Belediyesi’nin 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde düzenlediği farkındalık ve bilinçlendirme seminerinde kansere karşı erken teşhisin önemine dikkat çekildi.

Mudanya Belediyesi’nin kanserde erken teşhisin önemine dikkat çekmek ve kansere olan farkındalığı artırmak amacıyla düzenlediği 4 Şubat Dünya Kanser Günü Farkındalık ve Bilinçlendirme Semineri’nde hastalıktan korunma yolları, erken teşhisin önemi ve hastalığın psikolojik etkileri konuşuldu.

MUDAŞ Sosyal Tesisleri’nde gerçekleşen seminerde konuşan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Türk, meme kanserinin en sık rastlanan kanser türü olduğunu ancak erken teşhisle ölüm oranlarının ciddi şekilde düştüğünü belirtti. Akciğer kanserinin ise en fazla ölüme yol açan tür olduğunu vurgulayan Türk, “Kanser eğer çağımızın hastalığıysa, kendimizi korumak için bilinçli hareket etmeliyiz” dedi. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, kaliteli uyku ve stres yönetiminin kansere karşı korunmada etkili yöntemler olduğunu belirten Türk, “Her yıl düzenli taramalardan geçmek, erken teşhis açısından büyük önem taşıyor. Ayrıca kanserle tek başına mücadele vermek de zor, mutlaka sosyal, psikolojik destek gerekiyor.” dedi.

YILDA BİR KEZ MAMOGRAFİ ÇEKTİRİN

Uzman Dr. Türkan Düz ise sigara kullanımının akciğer kanserine yol açan en büyük faktörlerden biri olduğunu belirterek, pasif içiciliğin de büyük risk taşıdığına dikkat çekti ve rahatsız edici bir öksürük olduğunda doktora başvurmanın gerektiğini söyledi. Düz, meme kanserine ilişkin olarak ise, 40 yaş üstü kadınlarda sekiz kadından birinde meme kanseri görüldüğünü belirterek, “Son dönemde 40 yaş altı vakalarda da artış gözleniyor. Bu yüzden tüm kadınlar yılda bir kez mamografi çektirmelidir” dedi.  

PSİKOLOJİK DESTEK ÖNEMLİ

Kanserin psikolojik etkilerine değinen Uzman Psikolog Ali Demirel ise hastalığın teşhis sürecinde ve sonrasında yaşanan duygusal zorluklara dikkat çekti. Kansere yakalanma korku ve endişesiyle insanların doktora gitmeyi ötelediğini bunun da erken tedavinin sağlayacağı faydalara engel olduğunu ifade eden Demirel, “İnsan kendini garanti altına almak için bilinmeyeni araştırır, belirsizlikleri giderir. Ama kanser tam tersi, insanı belirsiz bir ortama iter. Kanser sürecinde şok, öfke, inkar, pazarlık, duygusal çöküntü, kabullenme bireyde en çok görünen aşamalardır. Bu süreçlerde sağlık fiziksel ve psikolojik olarak bütüncül ele alınmalı. Stres bağışıklığı en çok baskılayan etkenlerden biridir. Stres yönetimi için de destek ayrı bir önem kazanıyor” diye konuştu.

Seminer sonunda Mudanya Belediye Meclis Üyeleri Nilgün Arslanoğlu ve Belgin Tanyeri konuşmacılara teşekkür ederek, farkındalık çalışmalarının devam edeceğini belirtti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı