Yıllık arşivler: 2025

Tüik: Ücretli çalışan sayısı yıllık %2,9 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %2,9 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 301 bin 629 kişi iken, 2024 yılı Kasım ayında 15 milyon 741 bin 665 kişi oldu.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Kasım ayında ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe %0,7 azaldı, inşaat sektöründe %6,3 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %4,3 arttı.

Ücretli çalışan sayısı aylık %0,3 arttı

Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2024 Kasım ayında bir önceki aya göre %0,3 arttı.

Ücretli çalışanların alt detaylarına bakıldığında; 2024 Kasım ayında ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe aynı kaldı, inşaat sektöründe %0,4 arttı ve ticaret-hizmet sektöründe %0,5 arttı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: Hizmet üretim endeksi yıllık %0,9 arttı

Hizmet üretim endeksi (2021=100) 2024 yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %0,9 arttı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri %3,0 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri %6,9 arttı, bilgi ve iletişim hizmetleri %2,5 arttı, gayrimenkul hizmetleri %11,6 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler %3,1 arttı, idari ve destek hizmetleri ise %2,2 arttı.

Hizmet üretim endeksi aylık %0,2 azaldı

Hizmet üretim endeksi (2021=100) 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre %0,2 azaldı. Aynı ayda ulaştırma ve depolama hizmetleri %0,9 azaldı, konaklama ve yiyecek hizmetleri aynı kaldı, bilgi ve iletişim hizmetleri %0,7 arttı, gayrimenkul hizmetleri %3,2 arttı, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler %1,2 arttı, idari ve destek hizmetleri ise %1,1 azaldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Allianz’dan Türkiye’nin ilk “sürdürülebilir” sertifikalı kaskosu

Avrupa Birliği’nin sürdürülebilir finans çerçevesinin temel taşı kabul edilen AB Taksonomi kriterlerinin tüm gerekliliklerini yerine getirerek kasko ürününü “Sürdürülebilir Ürün” olarak tescilleyen Allianz Türkiye, böylece Türkiye’nin ilk sertifikalı sürdürülebilir kaskosunu müşterilerine sunmaya başladı.

 

Sigorta sektörünün öncü şirketlerinden Allianz Türkiye, sürdürülebilirlik vizyonu çerçevesinde sektöründe bir ilki daha gerçekleştirdi ve kasko ürününü Türkiye’nin ilk sürdürülebilir sertifikalı kaskosu olarak tescil ettirerek  müşterileriyle buluşturdu. Allianz Türkiye’nin kasko ürünü, dünyada mevcut olan en kapsamlı ve detaylı sürdürülebilirlik taksonomi düzenlemesi olan AB Taksonomisi kriterleri ve Allianz Grubu Sürdürülebilir Değer Yaratma Modeli’nin tüm gerekliliklerini karşılayarak “sürdürülebilir ürün” sertifikasını aldı. AB Taksonomisi, Avrupa Yeşil Mutabakat hedefleri doğrultusunda, iklimden daha geniş çevresel hedeflerle uyumlu ekonomik faaliyetler için kriterleri tanımlayan bir sınıflandırma sistemi olarak öne çıkıyor. Büyük ölçekli şirketler için 2022 yılında başlayan AB Taksonomisi yaklaşık 150 farklı ekonomik faaliyet için pek çok nicel ve nitel kriter belirliyor. Bu kriterler ve sisteme dâhil olan faaliyetler yıldan yıla artıyor. 

 

Kasko ürününün tüm süreçleri değerlendirildi

AB Taksonomi kriterleri kapsamında yapılan değerlendirme sürecinde “sürdürülebilirlik” kavramı; aktüeryal modellemeden müşteri iletişimine, hasar süreçlerinden ürün ve hizmetlere kadar tüm süreçleri kapsayan bütünsel bir şekilde ele alındı. Uzun değerlendirme sürecinin ardından Türkiye’de tüm kasko süreçleri AB Taksonomisi’ne uygun ilk sigorta şirketi olan Allianz Türkiye, sigorta sektöründe sürdürülebilirlik alanındaki öncü konumunu pekiştirdi. 2025 yılına kadar Küresel Isınma Potansiyeli’ni yüzde 5 azaltma hedefinin 5 kat üzerine çıkarak yüzde 25 oranında azaltan Allianz Türkiye’nin sertifikalı ilk sürdürülebilir ürünü kasko oldu.

 

Tolga Gürkan: “Sektörümüzde sürdürülebilir ürün ve hizmetlerin öncüsüyüz”

2016 yılında bir iyilik yolculuğuna çıkarak sigorta sektörüne sürdürülebilirlik anlayışını kazandırdıklarını söyleyen Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan, “İyiden mükemmele doğru gitme hedefiyle çalıştığımız bu süreçte işimizi sürdürülebilirlik prensiplerine uygun şekilde dönüştürmek için kararlı adımlar atmaya devam ediyoruz. Köklü değişimlerin yaşandığı bu yeni dünya düzeninde attığımız her cesur adımın bize, çevremize, sürdürülebilirliğin garantörü olan sektörümüze ve toplumumuza değer katması en büyük önceliğimiz. Bu vizyonla hayata geçirdiğimiz SuSo (Sustainable Solution – Sürdürülebilir Çözüm) projemiz kapsamında kasko ürünümüzün tümünün Türkiye’de bir ilk olarak AB Taksonomisi kriterlerini karşılayarak “sürdürülebilir ürün” olarak sertifikalandırılması bizim için büyük bir gurur kaynağı. ‘Yeşil’, ‘Çevre Dostu’, ‘Sürdürülebilir’ kavramları bir ürün ya da hizmeti tanımlarken kullanıldığında hepimizin takdirini kazanıyor ancak bu kavramları destekleyen veriler sunulmadığında yeşil aklama dediğimiz durum ortaya çıkıyor. Belirli birçok standardı karşılamayan ve uçtan uca düşünülmeyen ürünlerin sürdürülebilir ürün olarak nitelenmesinin yeşil aklamaya yol açacağının bilinciyle taksonomilere uygun ürün geliştirmenin öncüsü olmayı hedefliyoruz. Finansal kaynaklar gerçek anlamda sürdürülebilir projelere aktarıldığı takdirde, çevreye ve toplumlara ciddi katkılar sunuyor. Biz de 2008 yılından bu yana Türkiye’ye yaptığımız 1 milyar Euro’yu aşan yatırımlarımızla sürdürülebilir değerler yaratmaya devam ediyoruz” dedi. 

 

Sürdürülebilir kasko ile avantajlı ürünler

Allianz Türkiye kasko ürünüyle, sürdürülebilirlik alanında müşterilerine pek çok avantaj sağlıyor. Ekstrem hava olayları olmadan önce sigortalılar uyarılıyor, iklim risklerine karşı alınabilecek tüm önlemler paylaşılıyor. Kâğıt kullanımını önlemek için tüm poliçeler e-mail formatında sigortalılara iletiliyor. Elektrikli araçlara yönelik özel teminat ve ürünlerin yanı sıra ek olarak yüzde 10 indirim uygulanıyor. Güvenli sürüşün önemi konusunda farkındalık yaratmak amacıyla kış lastiği alımı cazip indirimlerle destekleniyor. Dezavantajlı gruplara ve sivil toplum kuruluşlarına da ayrıca indirim yapılıyor. Allianz Türkiye yeşil aklamanın önüne geçmek için acenteleriyle birlikte çalışarak bu konuda toplumda farkındalık yaratmaya da öncelik veriyor.

 

Her alanda sürdürülebilir hayata geçişi destekliyor

Uzun yıllardır vizyonuna sürdürülebilirliği entegre eden Allianz Grubu, 2050’ye kadar karbon net sıfır şirket olma hedefiyle ilerliyor. Yenilenebilir Enerji Sigortası, Kıyı Tesisleri Deniz Kirliliği Sorumluluk Sigortası, Güneş Enerjisi Paneli Sigortası, Sürdürülebilirlik Fon Sepeti Emeklilik Yatırım Fonu, Elektrikli Otomobiller için Kasko indirimi, Yuvam Sigortası gibi ürünleriyle sürdürülebilir hayata geçişi destekleyen şirket; Allianz Teknik biriminde hayata geçirdiği Çevre ve İklim Değişikliği Hizmetleri departmanıyla çevre ve iklim değişikliği hizmetleri konusunda danışmanlık hizmeti veriyor, TÜBİTAK’ın da desteğiyle KOBİ’lere yeşil mentörlük yapıyor.

 

Allianz Türkiye, yıllık sigorta prim hacmi yaklaşık 100 milyon dolar olduğu tahmin edilen kömür üretimi ile ilgili işlere, 2018 yılından bu yana sigorta teminatı sağlamıyor ve bu işlerin yenilemelerini gerçekleştirmiyor, tek işi kömür üretimi olan işlerde yer almıyor. Sürdürülebilirlik açısından yüksek risk taşıyan, toplumu olumsuz yönde etkileyebilecek kumar, kimyasal silahlanma, hayvan refahına zarar veren sektörler gibi hassas iş kollarındaki işlemleri titizlikle inceliyor, çevreye ve ekosisteme zarar veren faaliyetlere teminat sağlamıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kadınların Meme Kanserinde En Merak Ettiği 5 Nokta

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserlerden biri olarak öne çıkıyor. Aile öyküsü, özellikle genç olan birinci derece akrabalarında meme kanseri gelişen kadınlarda, ilk risk faktörü olarak biliniyor. Meme kanseri erken evrede yakalandığında tedavide daha başarılı sonuçlar elde ediliyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Meme ve Endokrin Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Bülent Çitgez, meme kanseri ile ilgili en çok sorulan sorulan yanıtlarını paylaştı. 

1-) Genç kadınlarda meme kanseri artış ne durumda? 

Gençlerde meme kanseri riski 45 yaş üstündeki kadınlara göre daha azdır. Yirmili yaşlarda ortalama meme kanseri gelişim riski 1/1800, otuzlu yaş gruplarda 1/230 şeklindedir. Aile öyküsü, özellikle genç olan birinci derece akrabalarda meme kanseri gelişen kadınlarda, ilk risk faktörüdür. Sadece yaş göz önünde bulundurulduğunda meme kanseri tanısı almış genç kadın hasta BRCA (meme kanserine yatkınlık genleri) mutasyon taşıyıcı olma olasılığı daha fazladır. Ancak her yaş grubundaki kadınlara rutin kendi kendine meme muayenesi veya klinik muayene yapılması tıbbi kuruluşlar tarafından mutlaka önerilmelidir.

2-) Genç anne olmak meme kanserinin risk faktörlerinden biri midir? 

İlk çocuğunu 35 yaşında veya daha genç yaşta doğuran kadınların meme kanseri riski azalma eğilimindedir. İlk çocuğunu daha ileriki yaşlarda doğuran kadınların ise meme kanserine yakalanma riski, ilk çocuğunu daha genç yaşta doğuran kadınlara göre yüksektir. Hamilelik sırasında meme hücreleri hızla büyür. Hamilelikten önce meme hücrelerinde herhangi bir genetik hasar varsa, hücreler büyüdükçe kopyalanır. Hücrelerdeki bu artan genetik hasar meme kanserine yol açabilir. Böyle bir genetik hasara sahip olma ihtimali yaşla birlikte artar. Bu durum yüksek yaşta anne olanların kanser riskinin endişe edici olma sebebini açıklamaktadır. 

3-) Meme kanserine yakalanan bir kadın anne olabilir mi? 

Meme kanserine yönelik bazı tedaviler kadının doğurganlığını etkileyebilir. Örneğin, meme kanseri için kemoterapi yumurtalıklara zarar verebilir ve bu da bazen tedavi aldığı sırada veya sonrasında kısırlığa neden olabilir. Yine de birçok kadın tedavi sonrasında hamile kalabilmektedir. Meme kanseri tedavisinden sonra hamile kalmak güvenli olsa da bazı kadınlar hamilelik sırasında östrojen hormonu seviyelerinin yükselip tekrar kanserin nüksetmesine (kanserin geri gelmesine) neden olacağından endişe duymaktadır. Ancak meme kanseri tedavisinden sonra hamile kalan kadınlarda meme kanserinin tekrarlamasına veya ölüm riskinin daha yüksek olmasına sebep değildir.

4-) Tedavi süresince hamile kalınabilir mi? 

Tedavi sırasında kullanılan ilaçların hastanın vücudundan temizlenmesi gerekmektedir. Ancak meme kanseri tedavisinden sonra hamile kalmadan önce beklenecek sürenin kesin uzunluğunu vermek zordur. Kemoterapi yumurtaların bazılarında genetik mutasyonlara (genlerdeki değişikliklere) neden olabilir. Bu mutasyonlar, bu yumurtalardan doğan çocukta sağlık sorunlarına neden olabilir. Kemoterapiyi tamamladıktan sonra hamile kalmaya çalışmadan önce en az 1 yıl beklenmelidir, böylece vücudun hasarlı yumurtaları temizlemeye zamanı olur. Kemoterapi ve diğer bazı kanser tedavileri büyüyen embriyoya veya fetüse zarar verebilir. Bu tedavilerden birini kullanırken hamile kalınırsa düşük yapma ihtimali yüksektir veya çocukta doğumsal kusurlar olabilir. Her ilacın vücuttan temizlenmesi farklı bir süre alır; bu nedenle beklenilmesi gereken süre, uygulanan tedavinin türüne bağlıdır. Tedavisi kesilirse, çocuk doğduktan sonra veya emzirmeyi bıraktıktan sonra tedaviye yeniden başlanılmalıdır.

5-) Ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlar korunma amaçlı nasıl bir yol izlenmeli?

Yakın akrabalarında meme kanseri tanısı olan kadınların bu hastalığa yakalanma riski daha yüksektir. Birinci derece bir kadın akrabanıza (kız kardeş, anne, kız) meme kanseri tanısı konmuşsa riskiniz iki katına çıkar. Birinci derece akrabalardan ikisinde teşhis konmuşsa riskiniz ortalamanın 5 katıdır. Bazı durumlarda ailede güçlü meme kanseri öyküsü BRCA1 veya BRCA2 geni gibi yüksek meme kanseri riskiyle ilişkili anormal bir gene sahip olmakla bağlantılıdır. Bu yüzden meme kanserine yakalanma riskinin yüksek olduğu düşünülen kişilere genetik danışmanlık mutlaka önerilmelidir. 

Bu bireylere sağlıklı kiloyu korumak, düzenli egzersiz yapmak, alkolü sınırlamak, sağlıklı yiyecekler yemek, sigara içmemek gibi yaşam tarzı değişiklikleri önermektedir. Bu yaşam tarzını benimsemelerinin yanı sıra, ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlar için hormonal tedavi ilaçları ve risk azaltıcı cerrahi gibi başka risk azaltma seçenekleri de vardır. Ayrıca hastaya, doktoru ile iletişime geçmesi, mutlaka kişiye özel ve uygun bir tarama programına girmesi önerilmektedir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kripto para piyasası son 24 saat içinde küçük çaplı kazançlar elde etmeye başladı

Bitcoin (BTC), 97 bin dolar seviyesini zorlamaya devam ederken, Bitcoin ETF’lerindeki çıkışlar sürüyor. Bybit TR’nin hazırladığı Günlük Kripto Para Haber Bülteni’nde günün öne çıkan gelişmeleri ve detayları yer alıyor.

Bybit TR Ülke Müdürü Kutluhan Akçın, kripto ekosistemindeki gelişmeleri değerlendirdi: “Kripto para piyasası, son dönemde yaşanan dalgalanmalara rağmen toparlanma çabalarını sürdürüyor. Bitcoin ve altcoin’lerdeki yükseliş, piyasanın yeniden ivme kazandığını gösteriyor. Yatırımcılar, özellikle Bitcoin ve Ethereum gibi lider kripto paralara odaklanmaya devam ederken, Bitcoin spot ETF’lerine olan ilgide azalma görülüyor. Öte yandan, Osprey’in Bitcoin Trust’ını ETF’ye dönüştürme planı, sektördeki dönüşümün devam ettiğini ve daha geniş bir yatırımcı kitlesine hitap edilmek istendiğini ortaya koyuyor. Sygnum’un unicorn statüsüne ulaşması ise dijital varlık bankacılığının yükselişine işaret ediyor.” 

 

Kripto piyasasında yükseliş: Bitcoin ve altcoin’ler değer kazanıyor

Bir süredir düşüş trendinde olan kripto para piyasası, toparlanma çabalarını sürdürüyor. Küresel kripto para piyasasının toplam değeri, son 24 saatte yüzde 1,5 artarak 3 trilyon 524 milyar dolara yükseldi. Lider kripto para birimi Bitcoin (BTC), yüzde 2,2’lik bir artışla 96 bin 893 dolar seviyesinden işlem görüyor. 

DeFi piyasasının toplam değeri 117 milyar dolardan 118 milyar dolara yükselirken, altcoin piyasasının toplam değeri 1 trilyon 607 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. 
Ethereum (ETH), yüzde 1,4’lük artışla 3.218 dolardan işlem görürken, XRP yüzde 11,8 artışla 2,83 dolara, BNB yüzde 1,4’lük artışla 699,27 dolara yükseldi. Solana (SOL) ise yüzde 1,4’lük bir artışla 188,44 dolara ulaştı. 

 

Bitcoin spot ETF’lerinden çıkışlar devam ediyor 

14 Ocak’ta Bitcoin spot ETF’lerinden toplam 210 milyon dolar net çıkış gerçekleşti. Grayscale Bitcoin ETF (GBTC), Fidelity Bitcoin ETF (FBTC) ve Ark & 21 Shares Bitcoin ETF (ARKB), sırasıyla 89,01 milyon dolar, 113,6 milyon dolar ve 92,36 milyon dolar tutarında çıkış kaydetti. Bitcoin spot ETF’lerinin toplam net varlık değeri ise 108,981 milyar dolar olarak belirlendi.

Aynı gün Ethereum spot ETF’lerine toplam 1,15 milyon dolar net giriş yapıldı. Ethereum spot ETF’lerinin toplam net varlık değeri 11,398 milyar dolara ulaşırken, tarihsel kümülatif net girişler 2,41 milyar dolara yükseldi.

Osprey, Bitcoin Trust’ını ETF’ye dönüştürmeyi planlıyor 

Osprey Funds, Osprey Bitcoin Trust’ı (OBTC) bir borsa yatırım fonuna (ETF) dönüştürme planlarını duyurdu.

Şirket, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) mümkün olan en kısa sürede Form S-1 kayıt beyannamesi sunmayı hedefliyor. Eğer onay alırsa, ETF dönüşümü OBTC’yi daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşılabilir hale getirecek. Fon, şu anda 181 milyon dolar değerinde varlık yönetiyor.

Bu adım, Osprey’in Bitwise Asset Management ile ağustos ayında duyurulan satın alma anlaşmasının iptal edilmesinin ardından atıldı. OBTC, daha önce Grayscale Bitcoin Trust ile rekabet ediyordu, bu fon ise yılın başlarında spot Bitcoin ETF’ine dönüşmüştü.

SEC, yakın zamanda Hashdex ve Franklin Templeton’ın Bitcoin ve Ethereum endeks ETF’lerini onaylayarak, ETF pazarındaki büyümeyi teyit etti. Ancak, Bitwise 10 Kripto Endeks Fonu’nun ETF’ye dönüşümüyle ilgili kararını erteledi. 

 

Sygnum, 58 milyon dolar yatırım alarak 1 milyar dolara değerlemeye ulaştı 

İsviçre merkezli dijital varlık bankacılık grubu Sygnum, stratejik büyüme turunda 58 milyon dolar topladı ve değerlemesini 1 milyar dolara çıkardı. 

Bitcoin odaklı girişim sermayesi firması Fulgar VenSygnum, stratejik büyüme turunda 58 milyon dolar topladı ve değerlemesini 1 milyar dolara çıkardı. 

Bybit, Formula 1’in yapıcılar ve sürücüler şampiyonunum’un AB/EEA pazarlarına açılmasını ve Hong Kong’da varlık göstermesini sağlamak için kullanılacak. Şirket, unicorn statüsüne ulaşmadan önce de sektörde önemli adımlar atıyordu. Geçen yıl, dijital varlık borsası AsiaNext ve prime broker Hidden Road ile ortaklık yaparak, 7/24 çalışan çoklu varlık likidite ağı Sygnum Connect’i başlattı. Bu nedenle, yatırımcı güveni ve şirketin güçlü doğrulamasıyla birlikte gelen bu yatırım turu şaşırtıcı olmadı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Netflix, Merakla Beklenen Back In Action’ın Resmi Fragmanını Paylaştı

Netflix, Jamie Foxx ve Cameron Diaz’ı 10 yıl sonra ilk defa bir araya getiren yeni filmi Back in Action’ın resmi fragmanını paylaştı. İzleyenleri macera dolu bir serüvene davet edecek olan film, 17 Ocak 2025’te tüm dünyayla aynı anda sadece Netflix’te yayınlanacak. 

Back in Action, CIA casusluğunu bırakıp bir aile kurmalarının ardından gerçek kimlikleri ortaya çıkınca casusluk dünyasına geri dönmek zorunda kalan Emily (Cameron Diaz) ve Matt (Jamie Foxx)’e odaklanıyor. Yönetmenliğini Seth Gordon’ın üstlendiği ve senaryosunu Brendan O’Brien ile birlikte kaleme aldığı hikayede Jamie Foxx ve Cameron Diaz’a, Kyle Chandler, Andrew Scott, Jamie Demetriou, McKenna Roberts,  Rylan Jackson ve Glenn Close gibi yıldız isimler eşlik ediyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

2024’ün Gişe Rekortmeni Filmi ‘Deadpool & Wolverine’, Sinemalardan Sonra İlk Kez ve Sadece 12 Şubat’tan İtibaren Disney+’ta!

 Vizyona girdikten sonra sadece üç hafta içinde 1 milyar doları aşarak tüm zamanların en yüksek hasılat elde eden R-rated (18 yaş üstü) filmi olan görkemli yapım, 12 Şubat’tan itibaren platformdaki yerini alacak. 

İlk fragmanının yayınlanmasının ardından 24 saat içinde 365 milyon kez görüntülenerek tüm zamanların fragmanı en çok izlenen filmi unvanıyla yolculuğuna başlayan ve vizyona girdiği Temmuz 2024’te büyük bir rekora imza atarak üç hafta içinde 1 milyar doları aşıp tüm zamanların en yüksek hasılat elde eden R-rated (18 yaş üstü) yapımı olan ‘Deadpool & Wolverine’, sinemaların ardından ilk kez ve sadece Disney+’a geliyor. 

 

Ryan Reynolds’ın DeadpoolHugh Jackman’ın ise Wolverine olarak efsanevi karakterlerine yeniden büründükleri filmde, Wade Wilson sivil hayatta varlık göstermeye çabalarken ahlaki açıdan esnek bir paralı asker olarak geçirdiği günler ve Deadpool kimliğini artık geride bırakıyor. Ancak dünyası büyük bir tehlike tehdidiyle karşı karşıya kalınca Wade isteksizce harekete geçmek zorunda kalıyor. Bu sorun karşısında en az kendisi kadar isteksiz birini, Wolverine’i de yardım etmesi üzerine ikna etmekle uğraşıyor. Shawn Levy’nin yönetmen koltuğunda oturduğu ve ikiliye Emma Corrin, Morena Baccarin, Rob Delaney, Leslie Uggams, Karan Soni ve Matthew Macfadyen’ın eşlik ettiği film, izleyenleri aksiyon ve komedi sağanağına tutarken, Marvel Sinematik Evreni’ne de özgün bir yön veriyor. 

 

2024’ün en çok konuşulan filmlerinden biri olan ‘Deadpool & Wolverine’, sinemalarda kaçıran ve yeniden izlemek isteyenler için beyazperde fırtınasının ardından ilk kez ve sadece 12 Şubat’tan itibaren Disney+’ta filmseverlerle buluşacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Koza Buluşmaları’nda mahremiyet ve iktidar tartışıldı

Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği Koza Buluşmaları’nın 2025 yılındaki ilk konuğu, ödüllü yazar Hakan Akdoğan oldu. Akdoğan, “Uysal Bedenler ve Mahremiyet Erozyonu” başlıklı söyleşisinde kimlik, iktidar ve mahremiyet üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Nilüfer Belediyesi, 2025 yılının ilk Koza Buluşmaları etkinliğinde yazar Hakan Akdoğan’ı ağırladı. Edebiyatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği ve Koza Kütüphane’de düzenlenen söyleşide; “Uysal Bedenler ve Mahremiyet Erozyonu” konusu ele alındı. Yazar Hakan Akdoğan, modern dünyada bireylerin iktidar mekanizmaları tarafından nasıl şekillendirildiğini ve sosyal medyanın gözetleme kültürüne etkilerini anlattı.

Modern ve postmodern dünyada beden, kimlik ve iktidar ilişkisi üzerine görüşlerini paylaşan Akdoğan, “Bedenin iktidarla olan ilişkisi tarihin her döneminde varlığını sürdürüyor. Hepimiz, içine doğduğumuz dilin ve kimlik kalıplarının etkisine maruz kalıyoruz” dedi.

Söyleşide özellikle biyo-iktidar kavramı üzerinde duran Akdoğan, sosyal medyanın gözetleme ve teşhir aracı haline geldiğini belirterek, bunun biyo-iktidarın en büyük silahı olduğunu söyledi. “Günümüzde herkes adeta bir kamerayız, hepimiz bile isteye gözetliyor ve gözetleniyoruz” diyen Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sosyal medya; gözetlemenin, gözetlenmenin, teşhir etmenin ve edilmenin en önemli aracı ve biyo-iktidarın en büyük silahıdır. Çünkü biz bile isteye nerede ve kimlerle olduğumuzu duyuruyoruz.

Bunu da seve seve yapıyoruz. Yapmazsak da norm dışı kalıyoruz.”
 Mahremiyet erozyonunun, günümüzün en önemli sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken Akdoğan, “Bizler dünya tarihinde mahremiyet erozyonunu en çok yaşayan nesiliz. Bunu bizden sonrakiler daha fazla yaşayacak. Bilgisayarınızın, telefonunuzun başında attığınız her adım, mahremiyet erozyonuna neden oluyor. Ancak kaçınılmaz olarak da bunu yapmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

Günümüz toplumunda bireylerin sürekli bir performans sergilemek zorunda kaldığını da vurgulayan Hakan Akdoğan, “Hayatımız boyunca hep bir performans sergiliyoruz. Performans, bir kimlik haline gelmeye başlıyor. Halbuki performansımız kimliğimiz değildir. Kimlik bireyin temeli değildir. Kimlik inşa edilebilir, değiştirilebilir ve söylemle dönüştürülebilir” şeklinde konuştu.

Modern dünyada özgürlük kavramının da tartışmalı olduğunu belirten yazar, “Belirli bir çerçeve içinde, tanımların içinde özgür olmaktan bahsediyoruz. Bunun için de mücadele ediyoruz. Ama gerçek özgürlük bu mu tartışılır. Çünkü çerçevenin içinde kalmak uysal bir bedene sahip olmak demektir” değerlendirmesinde bulundu.
Söyleşinin sonunda katılımcıların sorularını da yanıtlayan Hakan Akdoğan, “Kenet” isimli kitabını da okurları için imzaladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ergoterapi, okul başarısını artırmada da etkili…

Ergoterapinin, çocukların günlük yaşam becerilerinde bağımsızlık kazanmasını, motor ve sosyal becerilerini geliştirmesini hedefleyen önemli bir destek alanı olduğunu belirten Uzman Ergoterapist Cahit Burak Çebi, ergoterapinin yalnızca nörogelişimsel bozukluklar yaşayan değil, tüm çocuklar için uygun olduğunu söyledi.

Otizm, DEHB ve öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarda ergoterapi ile duyusal işlem, motor beceriler ve sosyal etkileşimlerin desteklendiğini aktaran Uzman Ergoterapist Cahit Burak Çebi, “Okul ortamındaki başlıca hedefler arasında ise, ince motor becerileri desteklemek, görsel ve işitsel algıyı desteklemek, duyusal sistemi desteklemek, duygusal ve davranışsal düzenlemeler ile okulda karşılaşılan zorluklar yer alır.” dedi. Uzman Ergoterapist Cahit Burak Çebi, çocuğun bireysel ihtiyaçlarına göre şekillenen bu yaklaşımın, maksimum bağımsızlık hedefiyle uygulandığına vurgu yaptı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Ergoterapist Cahit Burak Çebi, çocukların hayatında ergoterapinin öneminden bahsetti.

Ergoterapi çocukların bağımsız yaşam becerilerini destekliyor…

Ergoterapinin çocukların gelişimi üzerindeki temel amacının, çocuğun yemek yeme, giyinme, öz bakım, oyun oynama gibi günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlık kazanmasına yardımcı olmak, motor becerilerini geliştirmek, sosyal becerilerini güçlendirmek, duyusal senkronizasyonu sağlamak ve çevresiyle daha uyumlu bir şekilde etkileşim kurmasını sağlamak olduğunu hatırlatan Uzman Ergoterapist Cahit Burak Çebi, “İnce motor ve kaba motor becerilerin desteklenmesi, duyusal işlev bozukluğu yaşayan çocuklarda duyusal senkronizasyonun sağlanması, çocuğun giyinmesi, yemek yemesi ve öz bakımını sağlaması gibi bağımsız yaşam becerileri desteklenir. Sosyal becerilere yönelik çocuğun akranlarıyla oyun oynaması, sıra beklemesi, paylaşma gibi sosyal becerilerini geliştirmesi ergoterapinin temel hedefleri arasında yer alır.” dedi.

Otizm, DEHB ve öğrenme güçlüğü gibi nörogelişimsel bozuklukları olmayan çocuklara da uygun…

Ergoterapinin, yalnızca belirli bir rahatsızlık veya özel gereksinimi olan çocuklar için olmadığına dikkat çeken Uzman Ergoterapist Cahit Burak Çebi, “Her çocuğun gelişimsel olarak desteklenmesi için uygun olabilir. Ergoterapi sürecinde çocuğun gelişim düzeyine bağlı olarak duyusal işlem, duyusal motor beceriler, algısal motor beceriler ve bilişsel süreçlerine yönelik çalışmalar yer alır.” dedi.

Otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, özgül öğrenme güçlüğü gibi nörogelişimsel bozukluklarda ergoterapinin, yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen önemli bir sağlık alanı olduğuna vurgu yapan Uzman Ergoterapist Cahit Burak Çebi, şunları söyledi:

“Otizm spektrum bozukluğunda sosyal etkileşim, iletişim ve davranışsal zorlukları göz önünde bulundurarak otizm spektrum bozukluğuna sahip çocuklarda duyusal işlem, kaba motor ve ince motor beceriler, etkileşim ve sosyal becerileri destekleyerek günlük yaşam aktivitelerine bağımsız katılımı sağlar. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda ergoterapi, dikkat ve aktivite sürdürebilirliği, planlama, organizasyon, dürtü kontrolü, zaman yönetimi ve motor koordinasyonu destekleyerek çocuklarda yaşam kalitesini artırmayı hedefler.”

Ergoterapi, çocukların okul başarısının artmasını hedefliyor…

Ergoterapinin özgül öğrenme güçlüğü ve okul ortamında zorluk yaşayan çocuklara yönelik bütüncül bir değerlendirme sergilediğini aktaran Uzman Ergoterapist Cahit Burak Çebi, “Okul ortamındaki başlıca hedefler arasında, çocuğun yazı yazmasına yönelik ince motor becerileri desteklemek, okuduğunu anlamasına yönelik görsel algı ve işitsel algıyı desteklemek, çevresini ve okul ortamını çocuğa uygun bir şekilde düzenlemek, duyusal ihtiyaçlarına yönelik duyusal sistemi desteklemek, okulda davranış sorunlarına yönelik duygusal ve davranışsal düzenlemeler ile okulda karşılaşılan zorluklar yer alır. Ergoterapi ile özgül öğrenme güçlüğüne sahip çocukların maksimum bağımsızlığı hedeflenmiş olur.” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Vodafone ve Hepsiburada’dan Güç Birliği

Vodafone ve Hepsiburada ortaklığında hayata geçen ‘Vodafone’lulara Özel Hepsiburada’ platformu, toplam 16 milyonu aşkın kullanıcıya sahip ‘Vodafone Yanımda’ uygulamasının içinde hizmet verecek. Platform üzerinden alışveriş yapan müşteriler, harcamaları karşılığında GB hediyeleri, özel indirimler ve promosyonlardan yararlanacak.

 

İş birliği kapsamında müşterilere Vodafone Red ve Hepsiburada Premium ile ek avantajlar sağlanırken tüm avantaj ve kampanyalarla bir yılda müşterilere toplam 1 milyar 536 milyon TL’lik fayda sağlanması hedefleniyor.

Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonuyla faaliyet gösteren Vodafone ile ticaretin dijitalleşmesine liderlik eden Hepsiburada, e-ticaret ve telekomünikasyon alanlarında ilk niteliği taşıyan yeni bir iş birliğine imza atmak üzere bir araya geldi. 

 

Müşteri memnuniyetine odaklanarak 25,4 milyon abonesine sürekli avantajlar sunan marka olma hedefiyle 3 yıl önce telekom sektöründe Türkiye’de ilk defa tüm kategorilerde hizmet veren online alışveriş platformu “Her Şey Yanımda”yı hizmete sunan Vodafone, bu platformu Hepsiburada iş birliğiyle yeni bir aşamaya taşıyor. 

 

Vodafone ve Hepsiburada’nın ortaklığında hayata geçirilen Vodafone’lulara Özel Hepsiburada platformu, toplam 16 milyonu aşkın kullanıcılı Vodafone Yanımda uygulaması içinde hizmete açıldı. Yeni platformla müşterilere yaptıkları alışveriş karşılığında GB faydaları, özel indirimler ve promosyonlardan yararlanma imkânı sunulacak. Vodafone müşterileri, Hepsiburada Premium hediyesi ve Hepsiburada hediye çekleri de kazanabilecek. İşbirliği kapsamında Vodafone Red üyeleri bir sene boyunca Hepsiburada Premium üyeliği hediyesi ile Vodafone’lulara Özel Hepsiburada platformundan ek avantajlarla alışveriş yapabilecek.

 

Vodafone’lulara Özel Hepsiburada platformu ve iş birliğinin detayları, Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy ve Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin’in katılımıyla düzenlenen toplantıda tanıtıldı. 

 

Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, şunları söyledi:

 

“Vodafone olarak, müşterilerimize fayda sağlayacak tüm ürün ve hizmetleri başta dijital olmak üzere tüm kanallardan sunma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bundan 3 yıl önce telekomünikasyon sektöründe Türkiye’de ilk defa tüm kategorilerde hizmet veren online alışveriş platformumuz Her Şey Yanımda’yı kullanıma sunduk. Her Şey Yanımda, yıllar içinde büyüyerek toplam 14 kategoride 1.000’i aşkın satıcı tarafından 5 milyondan fazla ürünün sunulduğu bir platforma dönüştü. 2024-25 mali yılımızın ilk yarısında 52 milyon ziyarete ulaşarak, erişime açıldığı tarihten itibaren toplam 275 milyon ziyaret sayısına yaklaştı. Bu süreçte müşterilerimizin e-ticarete olan taleplerini yakından gözlemleme fırsatı da bulduk. Bu gözlemlerimizin de ışığında, Her Şey Yanımda’yı bir adım öteye taşıma zamanı geldi. Bu geçişi en teknolojik ve en donanımlı şekilde yapabilmek için Hepsiburada ile güçlerimizi birleştirdik. Her Şey Yanımda’yı Hepsiburada’nın sektör lideri altyapısı, geniş ürün yelpazesi ve yenilikçi yaklaşımı ile yeniden şekillendirdik ve Vodafone’lulara Özel Hepsiburada platformunu hayata geçirdik. Vodafone’un sürekli avantajlar sunan müşteri memnuniyeti odaklı vizyonu ve Hepsiburada’nın e-ticaret uzmanlığını buluşturan bu işbirliğiyle, müşterilerimize benzersiz bir alışveriş deneyimi vaat ediyoruz. Bu yeni platformla müşterilerimiz, daha geniş ürün seçeneklerine, özel indirimlere ve alışveriş yaptıkça kazanacakları GB gibi ödüllere erişebilecek. Amacımız, müşterilerimizin günlük hayatını kolaylaştırmak ve e-ticaret deneyimlerini Vodafone ayrıcalıklarıyla yeniden tanımlamak. Hepsiburada ile işbirliğimizi, e-ticarette uzun vadeli bir stratejik ortaklığın başlangıcı olarak görüyoruz. Gelecekte, müşteri ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş kampanyalar, yeni ürün kategorileri ve ek özellikler ile bu platformu daha da geliştirmeyi planlıyoruz.” 

 

Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin ise şöyle konuştu: 

“Hepsiburada olarak Türkiye’de ticaretin dijitalleşmesine liderlik etme vizyonumuzla yenilikçi çözümler geliştirmeye devam ediyoruz.   Müşterilerimiz için geniş ürün yelpazesinden sektörün en iyi ödeme ödeme ve vadelendirme çözümlerine, hızlı ve güvenilir teslimata kadar uçtan uca pürüzsüz bir alışveriş deneyimini sağlamak, bu vizyonun vazgeçilmez bir unsuru. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz inovatif çözümlerimiz ve hizmetlerimiz sayesinde Türkiye’nin en çok tavsiye edilen e-ticaret markasıyız. E-ticaret alanındaki çeyrek asırlık tecrübemizi şimdi Vodafone müşterileriyle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. ‘Vodafone’lulara Özel Hepsiburada’ platformu, güçlü altyapımız ve geniş ürün yelpazemizle milyonlarca Vodafone müşterisine güvenilir, hızlı ve kullanıcı odaklı bir alışveriş deneyimi sunacak. Vodafone Red’lilere sunduğumuz Hepsiburada Premium üyeliği ile de ek faydalar sağlayacaklar. İki lider teknoloji şirketinin güç birliği sayesinde, bir yılda müşterilerimize 1,5 milyar TL değerinde fayda sağlamayı hedefliyoruz. Bu iş birliğimizin, sektöre ilham verecek bir örnek olacağına inanıyorum. Hepsiburada olarak, güçlü ortaklıklarla müşterilerimize daha fazla değer katmaya devam edeceğiz. Tüm paydaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.”

İlk alışverişte 10 GB internet hediye 

 

Vodafone’lulara Özel Hepsiburada platformunu ziyaret eden müşteriler, GB kazanımı, indirimler, promosyonlar gibi ayrıcalıklara da sahip olacak. Vodafone, lansmana özel olarak, müşterilerine ilk alışverişte 10 GB internet hediye edecek. Ayrıca, Vodafone’lulara özel indirimler, hediye çeki veya Çark çevirerek kazanılan indirim kodları sunulacak. 

 

Red’lilere Hepsiburada Premium hediyesi

 

Vodafone, Hepsiburada iş birliğiyle, Vodafone Red’in ayrıcalıklar dünyasını da genişletecek. Vodafone Red’e yeni gelen ya da tarifesini Red ile yenileyen müşterilere 12 ay boyunca kullanabilecekleri Hepsiburada Premium paketi sunularak bu paketin ayrıcalıklarından ücretsiz yararlanma imkânı sağlanacak. Red’li müşteriler, Vodafone Yanımda uygulamasında bulunan Fırsatlar Dünyası’ndaki Red Marka Ayrıcalıkları kısmından alacakları kod ile Hepsiburada Premium üyeliklerini aktive edebilecek. Vodafone Red’liler, Hepsiburada Premium paketi ile ücretsiz kargo, hediye BluTV üyeliği, %3 Hepsipara kazancı, ücretsiz randevulu teslimat, öncelikli çağrı merkezi desteği gibi avantajlardan ve Hepsiburada Premium’a özel kampanyalardan yararlanabilecek. 

 

Hepsiburada Premiumlulara özel indirim 

 

Vodafone ve Hepsiburada iş birliği kapsamında, Hepsiburada Premiumlular, Hepsiburada platformunun içinden alacakları kodu Vodafone.com.tr’de kullanarak, Vodafone’un yeni gelen müşterilere özel tekliflerinden indirimli faydalanabilecek.  

 

Vodafone’lulara özel kampanya

 

Vodafone’dan bireysel faturalı ve faturasız yeni hat alan müşterilere Vodafone’lulara Özel Hepsiburada platformunda geçerli 500 TL kupon hediye edilecek. Fırsatlar Dünyası’ndan temin edilecek kuponlar, tüm faturalı tarifeler ile faturasız Avantaj Kolay ve Bol Kolay tarifelere verilecek. Kuponlar, Vodafone’lulara Özel Hepsiburada platformunda sadece Hepsiburada satıcılı ürünlerde ve 501 TL ve üzeri sepette geçerli olacak. Kampanya 31 Ocak’a kadar devam edecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı