Yıllık arşivler: 2025

Tüik: Ticaret satış hacmi yıllık %8,7 arttı, perakende satış hacmi yıllık %16,4 arttı

Ticaret satış hacmi aylık %0,9 arttı, perakende satış hacmi aylık %1,9 arttı

Ticaret satış hacmi (2021=100) 2024 yılı Kasım ayında bir önceki aya göre %0,9 arttı. Aynı ayda motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin toptan ve perakende ticareti ile onarımı için satış hacmi %0,2 arttı, toptan ticaret satış hacmi %0,6 arttı, perakende ticaret satış hacmi ise %1,9 arttı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: Toplam ciro yıllık %42,4 arttı

Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2021=100), 2024 yılı Kasım ayında yıllık %42,4 arttı.

Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Kasım ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi %30,1 arttı, inşaat ciro endeksi %55,9 arttı, ticaret ciro endeksi %44,6 arttı, hizmet ciro endeksi %53,3 arttı.

Toplam ciro aylık %2,6 arttı

Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2021=100), 2024 yılı Kasım ayında aylık %2,6 arttı.

Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2024 yılı Kasım ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi %2,3 arttı, inşaat ciro endeksi %0,9 arttı, ticaret ciro endeksi %3,1 arttı, hizmet ciro endeksi %2,1 arttı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kalpte Aritmiye Yol Açan 8 Risk Faktörü

Aritmiler genel olarak düzensiz veya farklı kalp atımları olarak tanımlanır ve normal kalp atımını sağlayan elektrik ileti sistemi bozukluklarında meydana gelir.Kalp çok hızlı veya çok yavaş atabilir ya da kalp atışları düzensiz olabilir. Aritmi farklı atım, hızlı atım, yavaş atım şeklinde hissedilebilir. Genellikle aritmilerin birçoğu zararsızdır ancak bazıları yaşamı tehdit eden durumlara neden olabilir. Bu sebeple kalp atışlarında yaşam tarzını etkileyen farklılıklar olduğunu düşünenlerin zaman kaybetmeden bir uzmana başvurmaları önemlidir. Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Nuri Cömert, aritmiler ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Stres aritmiye neden olabilir

Sağlıklı erişkinlerde kalp dakikada 60-100 kez atar ve bu vuruşlar belirli bir düzen içinde gerçekleşir. Kişinin normalde kendi kalp vuruşlarını rahatsız edici bir şekilde hissetmesine “aritmi” denir. Örneğin koşarken, merdiven çıkarken, heyecanlandığımızda ya da duygusal stres altındayken kalp atışımızdaki hızlanmayı normal bir şekilde fark ederiz. Ancak kişi hiçbir neden yokken kalp atışlarında bir farklılık hissediyorsa, bu durum kalpte ritim bozukluğu olduğu anlamına gelebilir. 

Aritmiye yol açan risk faktörleri şunlardır;

  1. Koroner arter hastalığı, kalp kapak hastalıkları, geçirilmiş kalp damar veya kapak operasyonları sonrası
  2. Yüksek tansiyon
  3. Doğumsal kalp hastalıkları(kalp delikleri, kapak problemleri)
  4. Tiroid bezi hastalıkları
  5. Obstrüktif uyku apnesi
  6. Böbrek fonksiyon bozukluğu (Elektrolit dengesizliği)
  7. Bazı ilaçlar ve takviyeler
  8. Kafein, nikotin veya uyuşturucu benzeri madde tüketimi

Kalpteki yavaşlamalar ileti sisteminde blok göstergesi olabilir ve bunun tedavisi bloğun seviyesine bağlı olarak çoğu kez ilaç tedavisi ve takip ile tedavi edilirken, ileri derecede kalp bloklarında kalıcı kalp pili tedavisi uygulanabilir. Kalp ritminin normal olmayan bir şekilde aniden hızlanması ve kişide bayıla yazma olması durumunda aritmiye neden olan uygunsuz uyarı odakları “radyofrekans ablasyonu” uygulanarak yok edilebilir. 

Bu belirtilere dikkat!

Aritmiler kimi zaman herhangi bir belirtiye neden olmayabilir. Düzensiz kalp atışları başka bir nedenler muayeneye giden kişilerde tesadüfen de saptanabilir.

Aritminin belirtileri şunları içerebilir;

  • Farklı atım hissi
  • Hızlı kalp atışı (Taşikardi)
  • Yavaş kalp atışı (Bradikardi)
  • Göğüs ağrısı
  • Nefes darlığı

Ayrıca şu belirtiler de eşlik edebilir;

  • Kaygı
  • Aşırı yorgun hissetme
  • Baş dönmesi veya sersemlik hissi
  • Terleme
  • Bayılma, bayıla yazma

Kişi kalbinde bu tür değişiklikler hissettiği anda hemen en yakın sağlık kuruluşuna giderek kalp elektrosu (EKG) çektirmelidir. Bu sayede çarpıntı anında çekilen EKG ile aritminin türü belirlenebilir ve en uygun tedavi yöntemi seçilebilir. Ancak çarpıntı sırasında EKG çekilemediyse, belirli bir zaman dilimindeki kalp ritmini kaydeden ritim holter tetkiki ile aritmi araştırması yapılır. 

 Bazı ilaçlar aritmiye neden olabilir

Astım ve soğuk algınlığı tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, aşırı çay, kahve tüketimi ve stres aritmiye yatkınlığı olan bireylerde tetikleyici etki gösterebilir. Ailesinde ani ölüm öyküsü olan kişilerde aritmi açısından taramaya girmelidirler. İleri dönem kalp yetmezliği ve kalp damar hastalıkları ile birlikte seyreden aritmiler daha ciddi sonuçlara yol açabilir. 

Aritmiden farklı tedavi seçenekleriyle kurtulabilirsiniz

Aritmi tedavisi; ritim probleminin ciddiyetine göre ilaç tedavisi, kalp pili takılması veya ablasyon yapılması gibi tedavi yöntemlerini içerir. Tedavinin hedefi yaşam kalitesini artırmak, hayati riskleri ortadan kaldırmaktır. Kalp sağlığına uygun bir yaşam tarzı, diyet ve düzenli yürüyüşler aritmileri tetikleyebilen sebepleri önlemede faydalı olabilir. İlaç tedavisi ile başarılı olunamayan ve genelde kalp kulakçık ve karıncıklarından kaynaklanabilen aritmiler de “radyo frekans yöntemiyle, aritmiye neden olan odak dondurularak veya yakılarak yok edilebilir. Bu yöntemin başarı oranı ritim probleminin türüne göre  %70’den %99’lara kadar değişmektedir. Özetle, doğru ve bütünleyici bir yaklaşımla aritmiler tespit edilerek tedavileri başarı ile yapılabilmektedir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuk Filmleri Şenliği başlıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 5. kez düzenlenecek Çocuk Filmleri Şenliği için geri sayım başladı. 19 Ocak-1 Şubat tarihlerinde 15 ilçede gösterilecek Tembeller Ailesi adlı animasyon film, çocuklara keyifli zamanlar yaşatacak.

5. Çocuk Filmleri Şenliği, 19 Ocak-1 Şubat tarihlerinde çocuklar için unutulmaz anlara sahne olacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenecek şenlikte, Tembeller Ailesi adlı animasyon film 15 ilçede ücretsiz gösterilecek. Tania Vincent ve Ricard Cussó yönetmenliğindeki 2024 yapımı film, Türkçe dublajlı olarak ekrana yansıyacak.

15 ilçede seyir zevki

Tembeller Ailesi filmi 19 Ocak Pazar günü Foça Belediyesi Reha Midilli Kültür Merkezi’nde 14.00’te, 20 Ocak Pazartesi günü Aliağa Kültür Merkezi’nde 14.00’te, 21 Ocak Salı günü Ödemiş Belediyesi Kültür Merkezi Büyük Salon’da 14.00’te, 22 Ocak Çarşamba günü Bayraklı Osman Gazi Konferans Salonu’nda 16.00’da, 23 Ocak Perşembe günü Gaziemir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde 14.00’te ve Menderes Belediyesi Nikah Sarayı ve Kongre Sanat Merkezi’nde 16.00’da, 24 Ocak Cuma günü Kemalpaşa Belediyesi Dere Kültür Merkezi’nde 14.00’te ve Torbalı Belediyesi Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda 16.00’da, 26 Ocak Pazar günü Urla Atatürk Kültür Merkezi’nde 14.00’te, 27 Ocak Pazartesi günü Tire Belediyesi Kültür Salonu’nda 14.00’te, 28 Ocak Salı günü Kiraz Belediyesi Düğün Salonu’nda 14.00’te, 29 Ocak Çarşamba günü Karabağlar Bozyaka Kültür Merkezi’nde 14.00’te, 30 Ocak Perşembe günü Beydağ Belediyesi Kültür Merkezi’nde 14.00’te, 31 Ocak Cuma günü Dikili Belediyesi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde 14.00’te, 1 Şubat Cumartesi günü ise Kınık Öğretmenevi Konferans Salonu’nda yine 14.00’te gösterilecek.

Tembeller Ailesi

Tembeller Ailesi filminin konusu ise şöyle: Şiddetli bir fırtına, enerjik tembel hayvan Laura ve sıra dışı ailesinin evini kasıp kavurur. Bunun üzerine aile, büyük şehre sığınır. Eski yemek kamyonlarında yaptıkları leziz aile yemekleriyle başarı yakalamayı umarlar. Fakat harika yemekleri, zor durumdaki fast food restoranını yeniden canlandırmak isteyen kurnaz çita Dotti Pace’in dikkatini çeker.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karpal Tünel Sendromu Hakkında 5 Kritik Bilgi

Modern çağda yoğun teknoloji kullanımının da etkisiyle ülkemizde hızla yaygınlaşan Karpal Tünel Sendromu, yaşam kalitesini son derece olumsuz etkiliyor. Özellikle 40-60 yaşları arasında yaygın görülen ve sıklığı erkeklerde ilerleyen yaşla, kadınlarda ise menopozla birlikte artan bu hastalığın kişiyi adeta canından bezdirdiğini belirten Acıbadem Fulya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Kahraman Öztürk “Günlük yaşantımızda en sık kullandığımız organımız ellerimiz. El bileğinde sinir sıkışması sonucu ortaya çıkan Karpal Tünel Sendromu ihmal edilmemesi gereken önemli bir hastalık. Ancak hastalar çoğu kez ilerlemiş sorunlarla doktora başvurarak erken tanı ve tedavinin imkanlarını kaçırabiliyorlar” diyor. Prof. Dr. Kahraman Öztürk, toplumda yaygın görülmesine rağmen yeterli farkındalığın bulunmadığı Karpal Tünel Sendromu hakkında bilinmesi gereken 5 kritik noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

                   

 

  • Hastalığa zemin hazırlayan etkenlere dikkat!

 

Karpal Tünel Sendromuna yol açan risk faktörleri arasında; uzun süreli ve aralıksız el bileği bükülü pozisyonda bilgisayar ve klavye kullanımı, çalgı çalmak gibi tekrarlayan el ve el bilek hareketleri, şişmanlık, hamilelikte sıvı tutulumunun yol açtığı ödem, diyabet (şeker hastalığı), hipotiroidi gibi hormonal bozukluklar ve romatoid artrit gibi enflamasyon ile seyreden hastalıklar önemli rol oynuyor. Hastalık ayrıca karpal kanal içinde yer alan gangliyon kisti gibi tümoral yapıların basısı ya da kötü kaynamış el bilek kırıkları sonrası da görülebiliyor.

 

  • Bu şikayetlerle kendini gösteriyor!

 

Prof. Dr. Kahraman Öztürk hastalığın başlıca belirtilerini şöyle açıklıyor: “Başlangıçta hafif dokunma ve basınç duyularında kayıplar gözlenir. Hastaların en belirgin şikayetleri; baş parmak, işaret ve orta parmak ile yüzük parmağın dış yarısında kısmi ya da tam duyu kaybı, başparmak kas bölgesinde erime, elde terleme bozukluğu ve gece ellerinde sızlama ve uyuşma ile uykudan uyanmadır. ‘Gece uykudan uyanıyorum ve elimi nereye koyacağımı şaşırıyorum’, ‘eşyaları düşürüyorum’ gibi şikayetlerle başvuruyorlar. Ayrıca topluiğne gibi küçük nesneleri kavrama ve tutmada güçlük çektiklerini ve anahtarı tutamadıklarını, omuzlarına yayılabilen ağrının da yaşam kalitelerini düşürdüğünü belirtiyorlar.”  

 

  • El becerisi kaybına yol açabiliyor!

 

Başlangıçta elde duyu azalması şikayetleri ile kendini gösteren Karpal Tünel Sendromu’nun erken evrelerinde median sinirin dağılım bölgesinde ağrı, uyuşma ve karıncalanma şikayetleri olduğunu belirten Prof. Dr. Öztürk “Sürecin son aşamasında ise; sinir üzerine artan bası sonucu başparmak tenar kas grubunda erime ile kas gücü ve el becerisi kaybı meydana gelebilir. Gece yarısı parmaklarında sızlama ile uyanan hastalar eldeki ağrı ve uyuşmanın geçmesi için ellerini sallarlar ve ellerinin pozisyonunu sürekli değiştirme ihtiyacı hissederler” diyor.

 

  • Karpal Tünel Sendromu’na karşı etkili önlemler!

 

El bileğini zorlayan, tekrarlayıcı hareketlerden kaçının. Ellerinizi ve el bileklerinizi zorlamayacak ama güçlendirecek egzersizler yapmak ödemi önleyeceği ve kasları güçlendireceği için koruyucu olacak, şikayetleri de azaltacaktır. Sürekli bilgisayar kullanıyorsanız dik tıklama cihazı (fare) kullanmanız, elinizin bükülü çalışmasını önleyerek şikayetlerinizin ortaya çıkmasını önleyecektir. Müzisyenler ve diş hekimlerinde el bilek ve parmak kullanımının doğru pozisyonda kullanıma modifiye edilmesi de şikayetleri azaltır veya ortadan kaldırır.

 

  • İleri evrede cerrahi tedavi gerekiyor

 

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Kahraman Öztürk erken tanının, tedaviyi kolaylaştırdığını vurgulayarak, tedavinin, hastalığın şiddetine göre şekillendiğini söylüyor. Erken evrede ilaç tedavisi, fizik tedavi ve egzersiz, ortopedik cihazlar ve yaşam tarzı değişiklikleri ile şikayetlerde düzelme olmaması durumunda cerrahi tedaviye başvurduklarını belirten Prof. Dr. Öztürk “Konservatif tedavinin yarar sağlamadığı hastalar ile bulguları ilerleyen ve geç dönemde başvuran ileri evre hastalarında cerrahi tedavi yapılır. Ameliyat sonrası, hastaların bir hafta süre ile el bileği hareketlerini kısıtlaması ve nötral pozisyonda üç hafta gece ateli kullanması önerilir. Hastalar, 3-4 hafta sonunda tüm el ve el bilek aktivitelerine başlaması için teşvik edilir. Başparmak bölgesindeki kasların eridiği ileri evrelerde el becerisini tekrar kazanmak için tendon transferi yapılabilir” diyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kültür ve Sanatla Gelişen Kahramankazan

Ankara Kent Konseyi Kültür Sanat Meclisi tarafından “Aksiyona Geç” sloganıyla düzenlenen Ankara Kültür Sanat (AKS) 101 Çalıştayı’na Kahramankazan Belediye Başkanı Selim Çırpanoğlu katıldı. Moderatörlüğünü Alper Kaya’nın yaptığı “Yerel Yönetimlerde Kültür Sanat” oturumunda konuşan Başkan Çırpanoğlu, Kahramankazan’da gerçekleştirilen ve planlanan kültür sanat projelerine dair önemli açıklamalarda bulundu.

 

”Kahramankazan’ın Kimliğini Sanatla Güçlendireceğiz”

 

Başkan Çırpanoğlu, Kahramankazan’ın hızla büyüyen bir ilçe olduğunu ancak gelişimini henüz tamamlayamadığını ifade ederek şunları söyledi:

“Kahramankazan’ımızın eti meşhur, sanayisi meşhur. Artık kültür ve sanat alanında da çeşitli çalışmalara adım atacağız. Her kentin bir kimliği var. Kahramankazan, kuvvetli sanayisiyle artık Ankara’nın değil, İç Anadolu’nun sanayi başkenti olma noktasında hızla ilerliyor. Tabi sanayi şehirlerinde o enerjiyi artırmak için kültürel ve sanatsal faaliyetlerin artırılması gerekiyor. Bu noktada sanayisiyle, tarımıyla, lojistiğiyle, savunmasıyla ünlü olan Kahramankazan’a artık bir belediye başkanı dokunuşu yapmak gerekiyor.

Kahramankazan Belediye Başkanı olduktan sonra şunu gördük: Kahramankazan büyüyor ama gelişemiyor. Henüz gelişmesini tamamlamamış bir şehir. Büyüme ile gelişme maalesef doğru orantıda olmuyor. Biz Kahramankazan’ın gelişmesi için kültürel ve sanatsal etkinliklerimizle beraber tüm çalışmalarımızı başlattık.”

 

Büyükşehir Belediyesi’nin kültür sanat çalışmalarına verdiği desteğin önemine değinen Başkan Çırpanoğlu, farklı şehirlerden ilham aldıklarını belirtti:

“Böyle bir Büyükşehir Belediye Başkanımız olmasından dolayı hakikaten gurur duyuyoruz. Bize destek olduğu gibi bizlere kültür sanat anlamında da önümüzü açmış durumda. Ben tabi iyi bir öğrenciydim ama belediye başkanlığında kopya çekiyorum. Eskişehir’deki sanatsal faaliyetleri Kahramankazan’la bağdaştırmaya çalışıyorum.

 

Kahramankazan’ımızın nüfusu gitgide artıyor. Kahramankazan ve Ankara doğuluların batısında, batılıların doğusunda, Türkiye’nin ortasında bir yer. O yüzden bütün kültürlere açık olmak zorunda. Kahramankazan büyük bir göç çektiği için doğudan gelen arkadaşlarımın getirdiği bir kültür var, batıdan gelen arkadaşlarımın getirdiği bir kültür var ve Ankara’nın kendi kültürü var. Bizim bu armoniyi sağlamamız gerekiyor.”

 

“Hayal Kurarken Masraftan Kaçmamak Lazım”

Kültür ve sanat çalışmalarında hayallerin büyük önem taşıdığını belirten Başkan Çırpanoğlu, “Hayal kurarken masraftan kaçmamak lazım. ‘Senfoniyle İlahiler’ diye bir program vardı. Bu beni çok etkilemiş bir program. Bir gün Kahramankazan’da bu senfoniyle ilahiler programını yapmak benim için büyük bir hedef. Bu noktada Ankara Kent Konseyi ile de bir çalışma yapmak istiyorum. Sanat ruhun gıdasıdır ama küçük ilçelerde takviye gıdadır” dedi.

 

“Satı Kadın Enstitüsü’nü Kuruyoruz”

Sanatsal ve kültürel çalışmalarda önemli bir adım atarak Satı Kadın Enstitüsü’nü kuracaklarını açıklayan Başkan Çırpanoğlu, şu bilgileri paylaştı:

“Kahramankazan’da sanatsal, kültürel, tarihi ve sportif alanlarda Ankara’nın ve ilçelerimizin araştırmalarıyla alakalı Türkiye’nin dört bir yanından sempozyumlar düzenleyeceğiz. Ankara’mızın sanatının, tarihinin ortaya çıkarılmasıyla alakalı bir faaliyet olacak. Kazan’ın köklerine inmeye çalışıyoruz. Bununla ilgili Karalar bölgemizde çalışmalarımıza başladık. Tarih severleri ilçemize çekeceğiz.”

 

Uluslararası Kavurma Festivali Düzenlenecek

Kahramankazan’ın meşhur eti ve kavurmasını tanıtmak için bu yıl ilk kez Uluslararası Kavurma Festivali düzenleyeceklerini belirten Başkan Çırpanoğlu, şöyle konuştu:

“Kavurma Festivalimiz bu sene ilk defa gerçekleştirilecek. Kavurma Festivali uluslararası olacak. Kavurmanın 40 halini Kahramankazan’da sizlerin beğenisine sunacağız. Uluslararası yapmamızın sebebi de hem kavurmanın başka ülkelerdeki versiyonu var; İspanya’daki kavurmanın, Portekiz’deki kavurmanın, Türkiye’nin dört bir yanından kavurmanın yapılma şekilleri Kahramankazan’da sunulacak. Kahramankazan’ın kavurmasını tüm ziyaret edenlere ve Türkiye’ye sunacağız. Kazan’ın etini Türkiye’ye tanıtmak istiyoruz.”

 

“Çocuk Tiyatroları Çalışmalarına Başladık”

Başkan Çırpanoğlu, çocuk tiyatrolarına özel bir önem verdiklerini ve bu konuda çalışmalara başladıklarını vurguladı. Sanata verilen para bir şekilde fazlasıyla size dönecektir diyen Başkan Çırpanoğlu: İmam Gazali’nin bir cümlesi var ‘Eğitimi pahalı zannedenler siz bir de cehaletin bedelini düşünün’ diye. Her insanın bir kabiliyeti vardır. Bu kabiliyeti öne çıkarabilmek için bizim insanlardaki sanatsal ve kültürel faaliyetleri öne çıkarmamız gerekiyor. Sanatçı yetiştirmeyi önemsiyoruz. İnsanların kendindeki yeteneği fark edebilmesi için belediyelere büyük iş düşüyor” dedi.

 

Başkan Çırpanoğlu, Kahramankazan’ı kültür ve sanat alanında geliştirmek için projelerine kararlılıkla devam edeceklerini belirterek konuşmasını tamamladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nur Sürer, “Mukadderat” filminin hikayesini anlattı

Antalya Film Festivali’nde en iyi film ödülünü kazanan “Mukadderat” filminin başrol oyuncusu Nur Sürer ile filmin yönetmeni ve yapımcısı, Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Bir Yönetmen, Bir Söyleşi” etkinliğinde Bursalı sanatseverlerle buluştu.

Önce Mukadderat filmini izleyen sanatseverler ardından düzenlenen söyleşide filmin hikayesini dinledi.

Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Bir Yönetmen, Bir Söyleşi” etkinliğine bu ay Mukadderat filmi ve ekibi konuk oldu.

Filmin yönetmeni Nadim Güç, başrol oyuncusu Nur Sürer ve yapımcı Rodi Kayım’ın katılımıyla “Mukadderat” filminin özel gösterimi gerçekleştirildi. Konak Kültürevi’nde düzenlenen etkinliğe, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de katıldı. Eşini kaybettikten sonra yalnız kalma korkusuyla yeniden evlenmek isteyen, ailesinin ve çevrenin tüm tepkilerine rağmen ticarete atılan Sultan’ın hikayesini anlatan film, ilgiyle izlendi.

Film gösteriminin ardından düzenlenen söyleşide konuşan başrol oyuncusu Nur Sürer, Bursalı olduğunu hatırlatarak, Nilüfer’in sosyal ve sanatsal etkinlikleriyle tüm Bursa’ya örnek olduğunu belirtti. “Mukadderat” filmindeki karakteri ile bağ kurduğunu ifade eden Sürer, “Sultan karakterini çok sevdim. Bu filmin büyük bir parçası olmaktan dolayı çok mutluyum. Bağımsız bir filmin Türkiye’de başarı elde ettiğini görmek çok güzel” dedi.

İlk sinema filmi deneyimini “Mukadderat” ile yaşayan yönetmen Nadim Güç ise, filmin senaryosunun gerçek bir hikayeden esinlendiğini açıkladı. Güç, “Senaristimiz Erdi Işık’ın annesi, filmimizin geçtiği Kastamonu Cide’de ilk pansiyon işleten kadınlardan biri. Senaristimiz de Sultan rolünü Nur Sürer’i düşünerek yazdı. Onun gücü ve varlığı bu filme çok şey kattı” diye konuştu.

Yapımcı Rodi Kayım ise bağımsız sinemanın önemine değinerek, “Bağımsız filmlerin getirisi çok düşük. Ancak bağımsız sinemayı yaşatmalıyız. Filmlere ilgi olursa biz de daha çok seyirciye daha fazla film üretme hevesine sahip oluruz” ifadelerini kullandı.
Program sonunda Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, sanatçılara günün anısına hediye verdi. Başkan Şadi Özdemir, sanatçıların topluma hizmet ettiğini belirterek, katılımları için Nur Sürer, Nadim Güç ve Rodi Kayım’a teşekkür etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kadına şiddete “resim” ile hayır dediler

101’inci yılında 101 Kadın Şiddete Hayır Diyor Uluslararası Resim Sergisi, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırılan Basmane’deki Tarihi Bıçakçı Han’da açıldı. 101 ressamla birlikte kadına yönelik şiddet ve ayrımcılıkla mücadeleyi ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin azaltılmasına yönelik küresel farkındalık yaratmayı amaçlayan sergi, 31 Ocak’a kadar ziyaretçilere açık olacak.

”Medeniyetin evrensel dili sanat, iyileştirir, güzelleştirir, güçlendirir” sloganıyla yola çıkan Sevgi Çemberi Derneği, kuruluşunun 101. yıl dönümünde 101 ressamla 101. Yılında 101 Kadın Şiddete Hayır Diyor Uluslararası Resim Sergisi’ni açtı. Tarihi Bıçakçı Han’da 31 Ocak’a kadar ziyaretçilere açık olacak sergi, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılıkla mücadeleyi ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin azaltılmasına yönelik küresel farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Sergiye, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın eşi Öznur Tugay, dünyanın en büyük kadın gönüllü hizmet kuruluşlarından biri olan Inner Wheel’in 244. Bölge Federasyonu Başkanı Zeynep Pamukçu, Inner Wheel Uluslararası Yönetim Kurulu Üyesi İclal Kardıçalı, Inner Wheel Ulusal Komite Başkanı Gülgün Dolunay ve Atakent Inner Wheel Kulübü geçmiş dönem Başkanı ve sergi koordinatörü Şükran Aydın da katıldı. Serginin ziyaret saatleri hafta içi 09.30-17.00 arası olarak belirlendi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş’ın Katılımıyla Sanatçı Muhammet Mağ’ın Onion-Nun “N Böldü” Çağdaş Hat Sergisi Üsküdar’da Açıldı

Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş:

“Bizim köklerimizde var olan sanatın çok güzel yorumlarıyla karşılaşacağız. Kendisini reddeden gelişemez, birlik ve bütünlük olamaz. O yüzden geçmişimize, bizim olana sahip çıkmaya devam edeceğiz”

 

Küratörlüğünü Belkıs Kamut Aktürk’ün yaptığı, sanatçı Muhammet Mağ’ın Onion-Nun “n böldü” adlı çağdaş hat sergisi Üsküdar’da açıldı.

 

Nevmekan Sahil’de düzenlenen serginin açılışına Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, Üsküdar Kaymakamı Adem Yazıcı, Üsküdar Müftüsü İbrahim Yavuz, Üsküdar belediye başkan yardımcıları, meclis üyeleri ve davetliler katıldı.

 

Geleneksel Türk sanatı olan hat sanatını modern plastik sanatlarla bir araya getirerek sıra dışı bir deneyim sunan sergide, minimalizmin “Az çoktur” felsefesinden yola çıkan eserler, beyaz rengin farklı tonları, dokunsal etkiler ve sade biçimlerle izleyiciyi derin bir görsel ve düşünsel yolculuğa çıkarıyor. 

 

Eserlerde kullanılan erken dönem “Kufi” yazısı, asimetrik hat formları ve katman katman işlenmiş detaylar, koleksiyonu benzersiz kılan unsurlar arasında yer alıyor.

 

“n böldü” koleksiyonu, Türk sanatının köklü geleneğini korurken, onu modern bir estetikle yeniden yorumluyor. 

 

Serginin açılışında konuşan Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, sanatçıların eserlerinde çok şey anlattıklarını, sanatın en güçlü tarafının sayfalarca yazıya dökülse bile anlatılamayacak, cümlelerle ifade edilemeyecek şeyin eserde anlatılabilmesi olduğunu aktardı.

 

Eserlerin incelendiğinde ‘Birlik’ düşüncesi belireceğini belirten Dedetaş, “Türk ve İslam sanatı, bizim köklerimizde var olan sanatın bugün çok güzel yorumlarıyla karşılaşacağız. Kendisini reddeden gelişemez, birlik ve bütünlük olamaz. O yüzden geçmişimize, bizim olana sahip çıkmaya devam edeceğiz. Burada birleşmeye devam edeceğiz.” dedi.

 

“Kendimizle, kimliğimizle, bu topraklarla, geçmişimizle övünmemiz gerektiğini düşünüyorum”

 

“Genelde birbirimizi eleştirmeyi çok seviyoruz.” diyen Dedetaş, “Bazı şeyleri bu toprak insanı olarak yaptığımızda hemen bir ötekini çok kolay eleştiriyoruz. İyi anlamda eleştireceğiz tabii; ama yermekten vazgeçmemiz gerektiğini düşünüyorum. Kendimizle, kimliğimizle, bu topraklarla, geçmişimizle övünmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çok kıymetli sanatlarımız, sanatçılarımız var.” ifadelerini kullandı. 

 

Dedetaş, şöyle devam etti:

 

““Az çoktur” diyor sanatçımız. Çok kıymetli bir söz. İki şeyden meydana geliyoruz; madde ve mana. Bir madde üzerinde, eser üzerinde manayı göreceğiz hep birlikte. Doldurmamız gereken tarafı göreceğiz. Madde vücudumuz gibi, sahip olduğumuz her şey gibi gelip geçici. Mana kalıcı. Benim için de hayatın iki özeti var; biri aşk, biri sanat. Aşkı iki türlü yorumlayabilirsiniz; sevdiğinize ve yüce olana. Öbür tarafta sanatın pek bir yorumu yok. Hayatı anlamlı kılan, manayı veren şey aslında sanatın ta kendisi. O yüzden sanatçımıza, Belkıs Hanım’a çok teşekkür ediyorum. Hüsn-ü Hat sadece güzel yazı değil manayı arayan da bir tarafı var. O yüzden bugün dolacağımız mana ile ben de çok mutluyum.” 

 

“Çok engin, çok derin bir kültüre, tarihi birikime sahibiz”

 

Üsküdar Kaymakamı Adem Yazıcı da Üsküdar’ı tanımlarken İstanbul’un kalbi, gözbebeği, merkezi, Boğazın incisi ve aynı zamanda ilçenin ilim irfan yurdu, tarih kenti, sanat şehri olarak nitelendirdiklerini belirtti. 

 

İlçeyi asla bir sanayi kenti olarak nitelendiremeyeceklerini söyleyen Yazıcı, “Herhangi bir sanayi ve fabrika yok. Çok engin, çok derin bir kültüre, tarihi birikime sahibiz. Üsküdar’ımızı fethi gören şehir olarak adlandırırız. Bin yıllık kadim geleneğimiz, kültürümüz ve tarihimiz var. Hat sanatı da bizim geleneksel Türk sanatlarımızdan, el sanatlarımızdan bir tanesi. Üsküdar’ımızda hat sanatçısı, yazar, şair yetiştirmiş olan bir ilçemiz. Bu tür sergileri önemsiyoruz. Ben sanatçılarımızı kutluyorum. Kıymetli belediye başkanımızı hem sanata hem de tarihe verdiği önemden dolayı kutluyorum.” diye konuştu.

 

Muhammet Mağ da sergide görülecek “Nun harfi”nin bir şifre değil, görünmeyeni ve kuşatıcı birliği ifade eden bir sembol olduğunu söyleyerek, “Nun geldiği kelimeyi tekilden alıp çoğul hale getirir, biz bilincine gönderme vardır. Bizler de bu sergide ‘n böldü’ derken bizlik bilincinin şu dönemlerde aşırı ihtiyacımız olan o duygusal alana sanatçı olarak gönderme yapıyoruz. Sanatçılar olarak konuşmayı beceremeyiz, eserlerimizle anlatırız. Bizlik bilincine hep beraber, Sayın Üsküdar belediye Başkanımız Sinem Dedetaş Hanımefendi’nin ev sahipliğinde bu felsefeyi, ihtiyaç duyduğumuz duyguyu önemli olanın değerli olanla yer değiştirdiği sosyolojik ortamda, değerli olana da bir gönderme yaparak hepinize hoş geldiniz diyorum.” şeklinde konuştu.

 

Belkıs Kamut Aktürk de Üsküdar için yapabileceği her şeyi yapmak istediğini ve en iyi sanat alanıyla yapabileceğini düşündüğünü kaydederek, hat sanatının Türk sanatı olduğunu dile getirdi.

 

Aktürk, “Hat demek nokta demek, noktaların birleşmesinden çizgiler, harfler, kelimeler, cümleler kuruluyor. Biz bugün o cümlelerin en güzellerini kurmak için buradayız.” dedi.

 

Konuşmaların ardından Başkan Dedetaş, Kaymakam Yazıcı ve diğer katılımcılar kurdele keserek serginin açılışını yaptı.

 

Eserleri tek tek inceleyen ve hakların bilgi alan Dedetaş ve Yazıcı, hatıra fotoğrafı da çektirdi.

 

Sergi 9 Şubat Pazar gününe kadar 11.00 ile 20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

DESA’dan Sermaye Artırımı Hamlesi

DESA Deri Sanayi ve Ticaret AŞ, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) 9 Ocak 2025 tarihli bülteninde duyurulduğu üzere, şirketin 245.000.000 TL olan mevcut ödenmiş sermayesinin %100 arttırılarak 490.000.000 TL’ye çıkarılması yönünde yapmış olduğu bedelsiz sermaye artırımı başvurusunun onaylandığını duyurdu.

Bu adım, DESA’nın sermaye yapısını güçlendirme, büyüme hedeflerini destekleyecek bir finansal yapı oluşturma ve hissenin likiditesini arttırma amacıyla gerçekleştirildi. Bedelsiz sermaye artırımı ile mevcut yatırımların daha da güçlendirilmesi ve hissedarlara uzun vadeli fayda sağlanması hedefleniyor.

DESA CEO’su Burak Çelet, konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “DESA olarak, sürdürülebilir büyümeye verdiğimiz önemin altını bir kez daha çiziyoruz. Sermaye artırımı hamlemiz, şirketimizin ödenmiş sermayesini enflasyonist etkilere karşı koruyup güçlendirirken, hissedarlarımız ve özellikle küçük yatırımcılarımız için daha güçlü bir geleceğe zemin hazırlıyor. Tamamı özkaynaklarımız tarafından karşılanan ve bedelsiz gerçekleştirilen bu sermaye arttırımının tüm yatırımcılarımız için hayırlı olmasını diliyoruz.” dedi.

DESA, Türkiye’nin öncü deri markası olarak yerel ve küresel pazarlarda liderlik hedeflerini destekleyen stratejik adımlar atmaya devam ediyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı