Yıllık arşivler: 2025

Metropol İstanbul’da alışverişten iftara, her anı dolu dolu yaşayın

Metropol İstanbul, Ramazan ayında da bereketin, huzurun ve dayanışmanın adresi olmaya devam ediyor. Bu yıl, Metropol İstanbul’da Ramazan ruhunu doya doya yaşamak hem şehrin kozmopolit yapısının hem de geleneksel Türk misafirperverliğinin izlerini görmek mümkün olacak.

Ramazan’da Lezzetin Zirvesine Yolculuk

Metropol İstanbul, Ramazan ayında tatları ve sofraları yeniden keşfetmenize olanak sağlıyor. İftar vakitlerinde, restoranlarda sunulan özel menüler, hem Türk mutfağının en sevilen yemeklerinden hem de dünya mutfaklarından esintiler taşıyor.

Metropol İstanbul bünyesinde hizmet veren restoranların misafirleri için özel olarak hazırlanan iftar menülerinde taze malzemeler ve Ramazan’a özgü lezzetler bulacaksınız.

Bu Ramazan, sofralarınızda hem damak zevkinize hem de ruhunuza hitap edecek deneyimler sizleri bekliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Özgür Aydın’ın Yeni Albümü ‘Sympathy’ Şimdi Yayında!

Müzikal yolculuğuna dokuzuncu albümü Sympathy ile devam eden Özgür Aydın, dinleyicilerini blues ve rock’ın güçlü senteziyle buluşturmaya ve müziğinin derinliğine davet ediyor. Yine On Air Music Co. markasıyla yayımlanan albüm, “birlikte yaşam” kavramına odaklanarak sempati ve anlayışın dönüştürücü gücünü müzik aracılığıyla aktarıyor.

Özgür Aydın albüm çalışması ile ilgili olarak:
“Sempati
, başka bir insanı ya da canlıyı anlamakla başlar ve sahip olduklarımızı paylaşarak derinleşir. Tarih boyunca sempati sahibi bireyler ve onların öğretileri, toplum vicdanının şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Ben de bu derin temayı albümün ruhuna işleyerek, dinleyicilere güçlü bir müzikal deneyim sunmak istedim.” açıklamasında bulunuyor.

Albümde yer alan on yeni parça, müzisyenin özgün tarzını ve oluşturduğu müzikal atmosferi yansıtıyor. Tüm kayıt ve prodüksiyon süreci, Özgür Aydın’ın Antalya’daki kendi stüdyosu Supernova Music Lab’de gerçekleştirilirken, albüm kapak fotoğrafı ve bas kayıtları ise Cüneyt Özyurt imzasını taşıyor.

Şimdi tüm dijital platformlarda yerini alan “Sympathy” albümü, müziğin birleştirici gücünü hissetmek isteyen tüm dinleyicilere açık bir davet sunuyor.

Albümün yayınlandığı platformlar: Spotify, Apple Music, YouTube ve diğer dijital müzik servisleri.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

CTS Cyprus Homes’un Marka Yüzü, Müziğin Romantik Prensi Soner Arıca Oldu

Kuzey Kıbrıs’ın Dev İnşaat Firması Ceyhun Tunalı & Sons’ın Four Seasons Life 1. ve 2. Etapta yaşam başladı. Yoğun talep alan lüks konut projelerine bir yenisini ekleyen CTS Cyprus Homes, satışa sunduğu Four Seasons Life III’ün reklam yüzü olarak Müzik Sektörü’nün bir diğer dev ismi Soner Arıca ile anlaştı. Kuzey Kıbrıs’ta ilk defa bir inşaat projesinin önderlik ettiği reklam kampanyasında Soner Arıca Four Seasons Life III’ın lüks yaşamını seyircilerle paylaştı.

İki dev ismi aynı karede bir araya getiren ekibin başında SNG Grup Medya AŞ başkanı Serhat Şengel bulunuyor. Yönetmenliğini Hakan Kurşun, Prodüksiyon’unu yine SNG Grup Medya iştiraklarinden TVS Yapım’ın üstlendiği reklam filmi Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta yayında.

1976’dan beri Kuzey Kıbrıs’ta lüks inşaat projelerine imza atan CTS Cyprus Homes, yarım asırlık tecrübesiyle Kıbrıs’ın kimliğini değiştiriyor. Öncü yaklaşımları, son teknoloji trendlerle donatılmış konutlarıyla, konumlandığı her bölgenin değerini yükselterek hem bölgeye hem de hayalinin peşinden gidenlere hizmet eden CTS Cyprus Homes, Kuzey Kıbrıs’ta bir ilki daha gerçekleştirerek, bölgenin en prestijli projesinin detaylarını anlattığı reklam filmini yayına sundu. Marka, gözde projelerinden Four Seasons Life III’ün tanıtımı için niş hedef kitlesine yakışır bir seçim yaparak, müzik sektörünün romantik prensi, zamanın ötesinde bir müzik ikonu olarak kalplerde yer edinmiş olan Soner Arıca ile anlaştı.

Yönetmen Koltuğunda Hakan Kurşun’un oturduğu reklam filmi, izleyenleri lüks, konfor ve huzur vaat eden Four Seasons Life III’ün sokaklarında müzik dünyasının dev ismi Soner Arıca ile büyülü bir geziye davet ediyor. Sakinlerine hayallerinin de ötesinde bir yaşam kültürü vaat eden Four Seasons Life, Avrupa standardında bir hayat ve döviz kira getirisiyle yoğun ilgi görüyor. Tertemiz sahilinden berrak denizine, çok sayıda havuzundan sauna ve spasına, yaşam alanlarından sosyal tesislerine kadar lüksü soluksuz deneyimleyeceğiniz 1478 konutluk Four Seasons Life III projesinde yerinizi ayırmak için son fırsat.

 

CTS Cyprus Homes hakkında:

Ceyhun TUNALI direktörlüğünde Ceyhun Tunalı and Sons (CTS) İskele bölgesindeki yeni ofisi ile yerli yabancı tüm yatırımcıların ihtiyaçlarını ve beklentilerini en küçük ayrıntısına kadar hesaplayarak projeler üretmektedir. Son teknoloji ve trendleri yakından takip eden şirketimiz tüm yenilikleri konfor ve lüks ile buluşturarak siz değerli misafirlerimize sunmaktadır. Ayrıca CTS projelerinde kaliteli vakit geçirebileceğiniz deniz, özel havuzlar, spa, su sporları, spor salonu, denize sıfır restoran ve doğa ile iç içe birçok aktiviteyi sizler için tasarlamaktadır. Adada olmasanız bile, CTS sizlere edinmiş olduğunuz mülklerde satış sonrası hizmetlerini özel fırsatlarla sunmaktadır. Kıbrıs’ın en lüks projesi olan FOUR SEASONS LIFE’tan sonra CTS son projeleri CAROB HILL ve AURORA BAY ile Avrupa’da adından sıkça söz ettirmiştir. Belarus, Çek Cumhuriyeti, Rusya, Norveç, İngiltere, Litvanya ve Polonya’dan birçok yatırımcı CTS aracılığı ile Kuzey Kıbrıs’a yatırım yapmıştır ve bu avantajlı projelere yatırım yapmaya devam etmektedir. Şirketimiz yerel istihdama verdiği destek ile de adından sıkça söz ettirmektedir. İnşaatlardan tutun, satış ofislerine kadar birçok departmanında yerel istihdama önem vermekle birlikte önümüzdeki süreçte global bir oyuncu olmak için yurt dışı yatırımcıları ve çözüm ortakları ile ortaklı iş yapısını da oluşturarak geleceğe güvenle bakan bir şirket olma yolunda hareket etmektedir.

 

Four Seasons Life Hakkında:

Lüks, Konfor ve Huzurun buluşma noktası Four Seasons Life III, bir konut projesinden çok daha fazlası. Sakinlerine hayallerin de ötesinde bir yaşam kültürü sunan projenin her bir detayı özenle düşünülmüş. Denize sıfır konumuyla, yeşille mavinin buluşma noktası konumundaki projeye elit kesimden yoğun talep geliyor. Niş tasarımı, lüks tasarım detayları, çok sayıda havuzuna eşlik eden spa, sauna ve spor tesisleriyle, asla ayrılmak istemeyeceğiniz bir yaşam alanını kullanımınıza sunan proje, aynı zamanda döviz yatırım imkanıyla da dikkat çekiyor.

Adanın en lüks müstakil projesi olarak denize sıfır konumuyla dikkat çeken Four Seasons Life III, Akdeniz’in kristal berraklığındaki sularına doğrudan erişim sağlarken, sakinlerine benzersiz bir sahil yaşamı sunuyor. Infinity havuzlu konsept daireleri yoğun ilgi gören Four Seasons Life III, adanın en lüks müstakil projelerinden biri olarak, zarif ve modern mimari anlayışıyla öne çıkıyor. Proje, doğanın güzelliklerinden ilham alarak tasarlanmış ve her detayıyla konforu, estetiği ve işlevselliği bir araya getiriyor. Aynı zamanda şehir hayatına ve sosyal olanaklara yakınlığıyla büyük bir avantaj sağlayan Four Seasons Life 1. ve 2. Etap’ta yaşam başladı. Soner Arıca’nın marka yüzü olduğu ve yoğun ilgi gören 1640 konutlu Four Seasons Life 3. Etap ise satışta.

Ayrıntılı bilgi için: ctscyprushomes.com

 

CTS FOUR SEASONS KIBRIS REKLAM FİLMİ KÜNYESİ

Reklamveren: CTS Cyprus Homes

Reklamveren Yetkilileri: Ceyhun Tunalı

Medya Ajansı: SNG GrupMedya AŞ (MediaTune)

Ajans Başkanı: Serhat Şengel

Ajans Yönetici Kreatif Direktör: Olcay Sevimli Şengel

Yönetici Tasarım Direktörü: Nihat Tavşan

Stratejik Planlama: Serhat Şengel, Tolga Karakartal

Yönetici İçerik Direktörü: Olcay Sevimli Şengel

Marka Pazarlama Direktörü: Burak Sevinç

Sosyal Medya Ekibi: Alaz Çoban

Yapım: Sng Goup Media TVS Yapım

Yapımcı: Vedat Bilik

Prodüksiyon: Bahadır Ekinci

Oyuncu: Soner Arıca

Yönetmen: Hakan Kurşun

Müzik: Burak Öksüzoğlu

Görüntü Yönetmeni: Erol Civan

Sanat Yönetmeni: Duygu Kalkan

Post: Yıkanmak İstemeyen Çocuklar

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ali Başarır’dan Yeni Eser: Introvert

Ali Başarır, yeni eseri “Introvert”i On Air Music Co. markasıyla yayımladı.

Yalnızlık, huzur arayışı ve derin bağlar temasıyla hayata geçen Ali Başarır’ın yeni eseri “Introvert”; içine dönük bir kişinin gözünden hayatı ve ruhu keşfederken, içsel dünyada var olan sessizlik, samimiyet ve derin duygusal bağlantılarını öne çıkarıyor.

Ali Başarır, yeni eseri ile yalnızlığın ve huzurun arayışını, modern yaşamın getirdiği karmaşa ve gürültü arasında dinleyicilere farklı bir bakış açısıyla sunuyor.

Ali Başarır yeni bestesi ile ilgili olarak: “Dinleyicilerimi, hayatın karmaşık duygusal manzarasında kendilerini bulmaya ve içsel dünyalarına yolculuk yapmaya davet ettim.” açıklamasında bulunuyor.
 

Ali BAŞARIR BİLGİ:

1977 yılı İstanbul doğumlu müzisyen ve besteci Ali Başarır, 2010 yılından beri modern klasik müzik olarak nitelendirebileceğimiz, genelde düşük tempo ve çok kompleks olmayan, çoğunlukla minimal, sakin temposundan ve müziğinde vokalleri üstlenen enstrüman piyano olduğundan işin içinde hüzün eksik olmayan, genellikle hayatın içinden, deneyimlerden, bazen de doğa, mitoloji ve tinsel öğelerden ilham alarak teknolojik ve kalabalık bir dünyada bireysel yalnızlığın içinde saklı kalan gerçeklikleri, hayalleri ve tanımları piyano tuşlarıyla su yüzeyine çıkarıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bilgi obezitesi zihinsel sağlığı tehdit ediyor!

Dijital çağda hızla artan bilgi yükünün karar verme süreçlerini zorlaştırdığını ve zihinsel kaynakları zorladığını vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “Beynimiz, tarihsel olarak sınırlı miktarda bilgi işlemeye uygun şekilde evrimleşmişken, dijital çağda maruz kaldığımız aşırı bilgi yükü, bilişsel yükümüzü artırıyor ve zihinsel kaynaklarımızı zorlayabiliyor.” dedi. Bilgi obezitesinden korunmak için dijital platformlarda geçirilen sürenin sınırlandırılması ve düzenli dijital detoks yapılması gerektiğini dile getiren Güven, sosyal medya ve haber platformlarından bilinçli uzaklaşmanın zihinsel sağlığa katkı sağlayacağını ifade etti.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, bilgi obezitesi de denilen sürekli bilgi akışına maruz kalmanın etkileri hakkında açıklama yaptı.

Bilgi obezitesi duygusal dengesizliklere neden olabilir!

Bilgi obezitesinin, bireylerin sürekli olarak bilgi akışına maruz kalması ve bu bilgi miktarının yönetilemez hale gelmesi durumunu ifade ettiğini aktaran Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “Psikolojik bir perspektiften bakıldığında bu kavram, insanların aşırı bilgiye maruz kaldığında zihinsel olarak olumsuz etkilerle ilişkilidir.” dedi.

Sürekli bilgi bombardımanının, bireylerin dikkatlerini odaklamakta zorlanmalarına, bilgi yığınları arasında kaybolmalarına ve endişe seviyelerinin yükselmesine neden olabileceğine dikkat çeken Güven, “Bu durum, karar verme süreçlerini zorlaştırabilir ve kararların kalitesini düşürebilir. Ayrıca, bilgi yorgunluğu ve bilişsel tükenmişlik gibi psikolojik sorunlara sebep olabilir. Bireyler, sürekli bilgi bombardımanı ile stres, kaygı ve depresyon gibi ruhsal sorunlar yaşayabilir, çünkü bu bilgi yığınları arasında kaybolma hissi, bunaltıcı olabilir. Uzun süreli aşırı bilgi maruziyeti, duygusal dengesizliklere, yüksek stres seviyelerine ve genel yaşam kalitesinde düşüşe neden olabilir.” şeklinde konuştu.

Dijital çağda maruz kaldığımız aşırı bilgi yükü, zihinsel kaynaklarımızı zorlayabiliyor!

Günümüzde dijital platformların, bilgi obezitesine önemli bir katkı sağladığını dile getiren Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “İnternet, sosyal medya ve diğer dijital araçlar, sürekli ve hızlı bir bilgi akışı sunuyor. Bu platformlar, kullanıcıları sürekli olarak yeni içeriklerle beslerken, hızla değişen bilgiler arasında gezinmek zorunda bırakıyorlar. Beynimiz, tarihsel olarak sınırlı miktarda bilgi işlemeye uygun şekilde evrimleşmişken, dijital çağda maruz kaldığımız aşırı bilgi yükü, bilişsel yükümüzü artırıyor ve zihinsel kaynaklarımızı zorlayabiliyor. Beynimiz, bu kadar büyük bir bilgi yığınına biyolojik olarak adapte olamayacak kadar sınırlıdır; dolayısıyla dijital dünyanın sürekli bombardımanı, zihin sağlığımız üzerinde uzun vadeli olumsuz etkiler yaratabilir.” açıklamasını yaptı.

Dijital platformlarda geçirilen zaman sınırlandırılmalı…

Bilgi obezitesinden mustarip olan bireylerin, sürekli bir zihinsel yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve karar verme güçlüğü gibi belirtiler yaşayabileceklerini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, “Ayrıca, bilgi yükü nedeniyle kaygı, stres ve tükenmişlik hissi artabilir. Bireyler, gün boyunca sürekli bilgi tüketme ihtiyacı hissedebilir ve bu da sosyal izolasyon, motivasyon eksiklikleri veya ruh hali değişimlerine yol açabilir.” dedi.

Bilgi tüketimini sağlıklı bir seviyede tutabilmek için öncelikle dijital platformlarda geçirilen zamanın sınırlanması ve sadece ihtiyaç duyulan güvenilir kaynaklardan gelen bilgilerin seçici bir şekilde tüketilmesi gerektiğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz Güven, sözlerini şöyle tamamladı:

“Düzenli aralıklarla dijital detoks yapmak, beynin dinlenmesine ve yeniden enerji toplamasına yardımcı olabilir. Ayrıca, bilgiye odaklanmayı sağlamak için belirli saatlerde, belirli konularda bilgi edinmeye odaklanmak ve sürekli gelen bildirimleri kapatarak dikkat dağınıklığını azaltmak faydalı olacaktır. Günlük yaşamda, zihinsel sağlığı korumak amacıyla fiziksel aktiviteler, meditasyon veya derin nefes alma gibi rahatlatıcı teknikler de uygulanabilir. Sosyal medya ve haber platformları gibi bilgi akışının yoğun olduğu alanlardan bilinçli olarak uzak durmak, bireylerin aşırı bilgi yüklemesine karşı kendilerini korumalarına yardımcı olabilir.

Psikolojik destek almak da faydalı olabilir; bir terapist veya danışman, bireylerin stres yönetimi, zaman yönetimi ve zihinsel sağlığı iyileştirme konularında rehberlik sağlayarak, aşırı bilgi yükü ile başa çıkmalarına yardımcı olabilir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Öksürüğe Dikkat! Boğmaca Olabilir

Boğmaca (Bordetella pertussis), özellikle bebekler ve çocukları etkileyen, ancak her yaş grubunda görülebilen oldukça bulaşıcı bir solunum yolu hastalığı olarak bilinir. Boğmaca, erken tanı ve aşı ile önlenebilir.

Ancak, aşılanmayan veya eksik aşılı bireylerde ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor. Son yıllarda aşı tereddüdünün artması ve pandeminin aşılama programlarını aksatması nedeniyle ABD, Avrupa ve Asya’da boğmaca vakalarında belirgin bir artış gözlemleniyor. Türkiye’de ise Genişletilmiş Bağışıklama Programı sayesinde vaka sayıları önemli ölçüde azalmış olsa da aşısız veya eksik aşılanmış bireyler nedeniyle yeniden boğmaca vakalarına rastlanabiliyor. Çakmak Erdem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Savaş Sedat Özsu, boğmacanın özellikle bebekler ve çocukları etkileyen, ancak her yaş grubunda görülebilen oldukça bulaşıcı bir solunum yolu hastalığı olduğunu belirterek, erken tanı ve aşının önemine dikkat çekiyor.

Boğmaca Belirtileri Nelerdir?

Boğmacanın erken evrede grip veya soğuk algınlığı gibi başladığını belirten Doç. Dr. Özsu, hastalığın ilerleyen dönemlerinde şiddetli öksürük nöbetleri ve solunum zorluğu gibi belirtilerin ortaya çıktığını vurguladı. Özellikle bebekler ve küçük çocuklar için hayati risk taşıyan bu hastalığın önlenmesi için aşının büyük önem taşıdığını belirten Özsu, erken teşhis ve tedavinin kritik olduğunun altını çizdi ve evrelerini şu şekilde sıraladı:

1. Kuluçka Dönemi (1-2 Hafta): Hafif burun akıntısı, hapşırık, hafif ateş ve kuru öksürük ile başlar.

2. Şiddetli Öksürük Dönemi (2-8 Hafta): Artan öksürük nöbetleri, gece ve sabah saatlerinde şiddetlenme, hırıltılı solunum, göğüs ağrısı ve kusma görülür. Ciddi vakalarda solunum durması (apne) gelişebilir.

3. İyileşme Dönemi (2-4 Hafta): Öksürük nöbetleri azalır ancak uzun süre devam edebilir.

Boğmaca Nasıl Bulaşır ve Kimler Risk Altında?

Boğmaca, enfekte bireylerin öksürmesi veya hapşırmasıyla havaya dağılan damlacıklar yoluyla bulaşır. Özellikle kalabalık ortamlarda hızlı bir şekilde yayılabilir. Boğmaca, özellikle aşısız veya eksik aşılanmış çocuklarda daha sık görülür. Bu nedenle, aşı takibinin düzenli olarak yapılması büyük önem taşır. Doç. Dr. Özsu “Hastalık, üç doz aşısı tamamlanmamış bebekler, bağışıklık sistemi zayıf bireyler ve aşıları eksik yetişkinler için ciddi risk oluşturabilir.” dedi.

Boğmaca Aşısı: Kimler Olmalı ve Koruma Süresi Ne Kadar?

 

Boğmaca aşısı, hastalıktan korunmada en etkili yöntem. Türkiye’de 1968 yılından bu yana difteri-boğmaca-tetanoz (DBT) aşısı uygulanıyor. Aşı takvimi şu şekilde ilerler:

• 2. ay, 4. ay ve 6. ayda 3 doz

• 18. ayda pekiştirme dozu

• İlkokul 1. sınıfta bir doz daha

Ancak, boğmaca aşısı ömür boyu bağışıklık sağlamadığı için ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde pekiştirme dozları önerilmektedir. Ayrıca, hamile kadınlara her gebelikte bir doz tetanoz-difteri-boğmaca (Tdap) aşısı yaptırmaları tavsiye edilir.

Boğmaca Aşısının Olası Yan Etkileri ve Riskleri

Boğmaca aşısı genel olarak güvenli kabul edilir. Ancak hafif ve nadir durumlarda ciddi yan etkiler görülebilir.

Hafif yan etkiler:

• Aşının yapıldığı bölgede ağrı, kızarıklık veya şişlik

• Hafif ateş, baş ağrısı, halsizlik

• Bulantı, kusma, karın ağrısı

Nadir görülen ciddi yan etkiler:

• Uzun süreli ağlama nöbetleri

• Ateşli havale

• Hipotonik hiporesponsif atak (kaslarda ani gevşeme)

Boğmaca ile Mücadelede Alınması Gereken Önlemler

Boğmaca hastalığını önlemek ve yayılmasını engellemek için şu önlemler alınmalı:

• Bebeklerin aşı takvimi düzenli olarak takip edilmeli.

• Eller sık sık yıkanmalı ve hijyen kurallarına uyulmalı.

• Hastalığa yakalanan bireyler, başkalarıyla teması en aza indirmeli.

• Öksürük ve hapşırık sırasında ağız ve burun kapatılmalı, maske kullanımı teşvik edilmeli.

• Toplu ortamlarda dikkatli olunmalı, özellikle bağışıklığı düşük bireyler korunmalı.

 

Çakmak Erdem Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Savaş Sedat Özsu, aşının önemini şu sözlerle açıkladı: “Ebeveynler mutlaka çocuklarının aşı takvimini düzenli olarak kontrol etmeli, eksik aşıların tamamlanması, hastalığın yayılmasını önlemede büyük rol oynuyor. Özellikle dünya genelinde boğmaca vakalarındaki artışa karşı herkesin aşılanma durumunu gözden geçirmesi ve gerekli önlemleri alması gerekiyor. Unutmayın, boğmaca sadece bir çocuk hastalığı değil; yetişkinler de bu hastalığı taşıyabilir ve yayılmasına neden olabilir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karşıyaka’dan Piran’a dostluk köprüsü

Karşıyaka Belediyesi, Slovenya’nın Piran Belediyesi ile kardeş şehir olmasının 10. yılını özel bir konserle kutlayacak. “Karşıyaka’dan Piran’a Dostluk Köprüsü” adlı konser, 22 Şubat Cumartesi günü saat 20.00’de Hikmet Şimşek Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, “Karşıyaka’nın sanat dolu atmosferinde, Slovenya’nın değerli müzisyenleri ve Karşıyaka Belediye Orkestramızın eşsiz performansının buluşacağı bu özel geceye tüm vatandaşlarımızı bekliyorum” dedi.

 

Slovenya’nın Piran Belediyesi ile kardeş şehir olmasının 10. yılını kutlayan Karşıyaka Belediyesi, bu kapsamda özel bir konsere ev sahipliği yapacak. Farklı kültürleri bir araya getirerek iki şehir arasındaki dostluğu pekiştirmek amacıyla düzenlenen “Karşıyaka’dan Piran’a Dostluk Köprüsü” konseri, 22 Şubat Cumartesi günü saat 20.00’de Hikmet Şimşek Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

 

DOSTLUK BAĞLARI GÜÇLENECEK

Katılımın ücretsiz olduğu konserde, Slovenya Georgios Korosu, Slovenya Tomac-Krečič Ailesi Korosu ve Karşıyaka Belediye Orkestrası sahne alacak. İki kültürün ezgilerinin yankılanacağı bu özel gecede katılımcılar unutulmaz anlar yaşayacak. Bu anlamlı etkinlik, Karşıyaka ve Piran arasındaki dostluk bağlarını güçlendirirken, farklı kültürlerin kaynaşmasına da katkı sunulacak. Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal’ın ev sahipliğinde düzenlenecek etkinliğe; Slovenya Cumhurbaşkanı’nın eşi Dr. Aleš Musar, Slovenya Büyükelçisi Gorazd Renčelj, Ege Bölgesi Slovenya Fahri Konsolosu Mazhar İzmiroğlu, Başpsikopos Dr. Martin Kmetec, Piran Belediye Başkan Yardımcıları Christian Poletti ve Robert Fakin ile Piran Belediyesi bürokratları Matej Knep ve Tina Jerman katılacak.

 

“KÜLTÜREL ZENGİNLİKLERİMİZİ PAYLAŞACAĞIZ”

Karşıyaka Belediye Başkanı Yıldız Ünsal, “Karşıyaka olarak, kardeş şehirlerimizle kurduğumuz güçlü bağları her geçen gün daha da ileriye taşıyoruz. Slovenya’nın Piran Belediyesi ile dostluğumuzun 10. yılına özel olarak düzenlediğimiz bu anlamlı konserle, kültürel zenginliklerimizi paylaşacağız. Sanatın ve dostluğun buluştuğu etkinliğimize tüm vatandaşlarımızı bekliyorum, gelin müziğin evrensel diliyle dostluk köprülerini birlikte kuralım” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Beypiliç Kalitesi Avrupa Birliği’nde

Beypiliç Avrupa Birliği (AB) ülkelerine ihracat yapma yetkisini kazandı.

11 Şubat 2025 tarihli T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı onayı ile Beypi Beypazarı Tarımsal Üretim Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.  AB’ye “Isıl İşlem Görmüş Kanatlı Eti” ihracatı yapmaya resmen yetkilendirildi.

Beypiliç bu onay ile birlikte, döner dahil olmak üzere İleri İşlenmiş Ürünlerini Avrupa Birliği’ne de ihraç etme yetkisini kazandı.

Bu önemli gelişme, Türk gıda sektörü için büyük bir başarı göstergesi oldu. Bu önemli gelişme,  Beypiliç’in küresel pazardaki rekabet gücünü artıracak, Türk Kanatlı Eti Sektörünün değerlerine de ışık tutacak.

 

Beypiliç Genel Müdürü Dr. Sait Koca, “Türkiye’yi Uluslararası arenada  temsil etme gururunu yaşıyoruz‘’dedi.

‘’Yüksek kalite ve hijyen standartlarıyla üretim yapmayı sürdürüken; AB pazarına da adım atarak, Türkiye’yi uluslararası arenada en iyi şekilde temsil edecek olmanın gururunu yaşıyoruz’’ sözleri ile bu önemli misyonu üstlendiklerini açılayan Dr.Sait Koca, ‘’Beypiliç’in bu başarısı, Türk gıda endüstrisinin global çapta rekabet gücünü göstermesi açısından da önemli bir kilometre taşı olma özelliğini taşıyor’’ ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin en büyük ve modern “Isıl İşlem Görmüş Kanatlı Eti” üretim kapasitesine sahipken önümüzdeki günlerde tamamlanacak yeni yatırımlar ile kapasitenin 4,5 katına çıkacağını” belirten Dr. KOCA “Avrupa’da da kaitemiz ve kapasitemiz ile en kısa zamanda önemli bir Pazar payına ulaşacağız.” dedi.

Beypiliç Genel Müdürü Dr. Sait Koca,  ‘’yılların getirdiği tecrübe, araştırmalar ve denetlemeler ile bu güne ulaştık’’ diyerek, Tarım ve Orman Bakanlığı Yetkililerinin titiz takip ve desteklerine teşekkürlerini dile getirdi.

Yılların getirdiği tecrübeyle Türkiye pazarında güçlendiklerini, bu gücün verdiği cesaretle Avrupa pazarına açılacaklarını söyleyen Koca, yetkililerin olağanüstü çalışmaları sayesinde Avrupa’ya ihracat hakkı kazandıklarını dile getirdi. Koca ‘’Titizlikle yürütülen çalışmalar sonucu Avrupa Birliği’ne ihracat kapılarını açan, başta Tarım ve Orman Bakanı İbrahim YUMAKLI olmak üzere tüm Bakanlık yetkililerine teşekkürleri bir borç bilirim’’ sözleriyle de Bakanlık yetkililerine teşekkürlerini iletti.

 

Beypiliç Hakkında:

Beypiliç, 1981 yılından bu yana sektörde faaliyet gösteren, ileri teknoloji ve hijyen standartlarına sahip tesislerinde üretim yapan öncü bir markadır. Sektöründe birçok ilke imza atan Beypiliç, güvenilir ve kaliteli ürünleriyle tüm dünyada tüketicilere ulaşmayı hedefleyerek, sürdürülebilir tarım ve hayvancılık ilkeleriyle faaliyetlerine devam etmektedir. Türkiye’nin ilk 500 Büyük Sanayi Kuruluşunun ilk 100’ünde yer almaktadır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akkuyu NGS’de 1. Güç Ünitesi’nin ilk yedek dizel jeneratörü devreye alındı

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un inşa ettiği Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) 1. Güç Ünitesi’nin ilk yedek dizel güç santrali başarıyla devreye alındı. Ekipman devreye alma uzmanları tesisi rölantide çalıştırdı ve yük altında çalışmasını adım adım test etmek için hazırlıklara başladı. Akkuyu NGS’nin her bir güç ünitesinde toplam üç adet yedek dizel jeneratör çalışacak.

Dizel jeneratörler çalıştırıldıktan sonra, çeşitli çalışma modlarında yaklaşık 50 kontrol işleminden geçirilecek. Uzmanlar, dizel jeneratörlerin tüm sistemleri nominal güç seviyesinde çalışırken güvenilir olduğuna emin olduktan sonra, yedek dizel jeneratör “bekleme” moduna getirilecek. NGS’nin işletilmesi sırasında yedek dizel jeneratör bu modda olacak. Yedek dizel jeneratörünün bulunduğu yedek dizel güç santralinin çalışmaya hazır hale gelmesi, başlatma sinyalinin alındığı andan itibaren 15 saniyeyi geçmeyecek.. Tüm süreç otomatik modda ilerliyor. Buna ek olarak, dizel jeneratörlerin devreye alınması, reaktör tesisinin soğuk-sıcak alıştırma aşamasının başlatılması için ön koşul.

AKKUYU NÜKLEER A.Ş. İnşa Halindeki NGS Direktör Yardımcısı ve Teknik Direktör Andrei Zhukov, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Yedek dizel güç santralleri, nükleer santral güvenlik sistemlerinin temel unsurlarından biri. Akkuyu NGS’nin her güç ünitesinde bu tür üç santral yer alıyor. Bu santraller, ana güç kaynağının kesilmesi durumunda nükleer santralin bağımsız güç kaynağı olarak görev yapıyor. Üç yedek dizel güç santralinin her biri bir dizel jeneratör setiyle donatıldı. Bugün bunlardan ilkini, yani normal işletme sisteminin yedek dizel güç santralini devreye aldık. Her bir ünitedeki üç dizel jeneratör birlikte, ünitenin tasarlanmış tüm sistemlerine yakıt ikmali yapmadan en az 72 saat boyunca güç sağlayabilecek” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Fanatizm, şiddet odaklı duygu ve düşünceleri yaygınlaştırabiliyor!

Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki dev derbi için geri sayım başladı. Fanatizmin şiddet odaklı duygu ve düşünceleri yaygınlaştırabileceği uyarısında bulunan Sosyolog Dr. Berat Dağ, fanatikliği önlemek için bütüncül bir toplumsal dönüşümün sağlanmasının önemli olduğunu söyledi.

Eğitimin, eleştirel düşünme becerisi kazandırılmasında ve fanatikliğin azaltılmasındaki rolüne dikkat çeken Dr. Berat Dağ, “Bugün toplumların suni karşıtlıklar üzerinden hareket etmeyen soğukkanlı bakış açılarına her zamankinden de çok ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacın önemlice bir kısmını müfredatı eleştirel bir niteliğe uygun olarak düzenlenecek bütünlüklü bir eğitim kurumu karşılayabilir.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Berat Dağ, sporda fanatik tutumların toplumsal kutuplaşmaya etkilerini değerlendirdi. 

Toplumsal krizler de fanatizmi artırıyor

Sporda fanatizmin artmasının, şiddet odaklı duygu, düşünce ve eylemlerin kitlesel bir biçimde yaygınlaşmasına neden olacağını dile getiren Dr. Berat Dağ, “Çünkü herhangi bir konuda derinlikli ve bütünlüklü bir şekilde düşünmeden sadece dürtüler üzerinden hareket etmek çok kolaydır. Bu nedenle spor alanında fanatizmi alışkanlık haline getiren birinin buradaki yüzeyselliği toplumsal boyutta da sürdürmesi ihtimal dâhilindedir. Bunun sonucunda siyaset, iktisat, aile, eğitim ve din gibi birçok önemli toplumsal kurumu ‘takım tutar gibi’ değerlendiren birçok insanın ortaya çıktığı ifade edilebilir. Diğer taraftan sporda fanatizmin süreklileşmesinde toplumsal kutuplaşma sürecinin de bizatihi etkili olduğu açıktır. Yani toplumsal krizler arttıkça spor alanı da dâhil olmak üzere, birçok farklı alanda fanatizm gibi yıkıcı örneklerin artacağını öngörmek mümkündür.” dedi.

Fanatikliği önlemek için toplumsal dönüşüm sağlanmalı            

Fanatikliği önlemek için bütüncül bir toplumsal dönüşümün sağlanmasının önemli olduğunu da kaydeden Dr. Berat Dağ, “Bu nedenle insanların doğduğu aile, aldığı eğitim, çalıştığı kurum, oluşturduğu siyasî görüş ve de kurduğu ilişkiler bağlamında toplumsallığını yitirmeden birey olabilen bir dengede kalması gereklidir. Bu da insanların aslında toplumsal hayatın bütününde bireyselliğin ve toplumsallığın arasında denge kuracak nitelikte bir kurumsallaşma ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Zira bugün daha çok aşırı derecede arzularına gömülen bireycilik örnekleriyle karşılaşılmaktadır. Yine tersinden sürekli bir şekilde arzularını bastırarak mevcut kitlenin sıradan bir parçası olan birçok insan da vardır. Bu iki örnek de esasen fanatizme karşı savunmasız kalmak noktasında birleşmektedir. Bu bağlamda daha sağduyulu bir toplumun ortaya çıkması için dengeli ve bütüncül tedbirler almanın yanı sıra alınacak bu tedbirleri süreklileştirmek de şarttır.” diye konuştu.

Eğitimin eleştirel düşünme becerisi kazandırılmasında rolü büyük…

 

Eğitimin, eleştirel düşünme becerisi kazandırılmasında ve fanatikliğin azaltılmasındaki rolüne de dikkat çeken Dr. Berat Dağ, “Eğitim, birçok toplumsal sorunun çözülmesi noktasında başlı başına önemli olan kurumlardan biridir. Bir insana çocukluğundan itibaren eğitim kurumu aracılığıyla hem kuramsal hem de uygulamalı bir biçimde eleştirel ve özgün bir bakış açısı kazandırıldığı zaman fanatizm gibi, birçok yıkıcı teamülün etkisinin azalacağı düşünülebilir. Bugün toplumların suni karşıtlıklar üzerinden hareket etmeyen soğukkanlı bakış açılarına her zamankinden de çok ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacın önemlice bir kısmını müfredatı eleştirel bir niteliğe uygun olarak düzenlenecek bütünlüklü bir eğitim kurumu karşılayabilir.” şeklinde konuştu.     

Medyanın fanatizmde olumlu olumsuz rolü ne?

Medya ile toplumların arasında çok yönlü bir etkileşim olduğunu da anlatan Dr. Berat Dağ, şöyle devam etti:

“Bu itibarla medya, toplumsal krizlere bağlı olarak oluşan fanatizmin sıradan bir yansıtıcısı olabilir. Diğer taraftan toplumsal anlamda fanatizmin ortaya çıkması ve yaygınlaşması noktasında gerekli nitelikten yoksun ve kendi çıkarlarına gömülmüş medyadaki patronlar, editörler, muhabirler ve kanaat üreticilerinin yanı sıra doğrudan medya kullanıcıları dahi etkili olabilir. Buna rağmen fanatizme alternatif oluşturacak örgütlü bir mücadelenin inşa edilmesi için medyadan faydalanma imkânı da vardır. Özellikle sosyal medyanın hızlı etkileşimi mümkün kılan niteliği kullanılarak dünya çapında fanatizme karşı etkili olabilecek kampanyalar düzenlemek söz konusudur. Bu nedenle eleştirel medya okur yazarlığına ilişkin uzun süreli bir bilinçlendirici faaliyetin kurumsallaşması üzerine düşünmek son derece kritiktir.”        

Fanatizmin neden olduğu sonuçlar…

Spor üzerinden şekillenen fanatizm örneklerinin, mizahî araçlar üzerinden sıradan hale getirilecek bir konunun kapsamında olmadığını dile getiren Dr. Berat Dağ, “Daha açık bir deyişle fanatizmin neden olduğu sonuçların gülünecek bir tarafı yoktur. Bu nedenle her alanda fanatizmle ilişkili duygu, düşünce ve eylem biçimlerine karşı sürekli bir şekilde tetikte olmak lazımdır. Bu bağlamda hiyerarşi, rekabet ve çatışma temelli yıkıcı etkileşimlerin yerine eşitlik, özgürlük ve dayanışma gibi olumlu değerleri yaşamsal kılmak için her mekân ve zamanda bütüncül bir eleştirelliğin imkânlarını aramak ve geliştirmek zorundayız.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı