Yıllık arşivler: 2025

Borusan Sanat, mayıs ayındaki keyif dolu konserlerle 2024/25 sezonunu kapatıyor

Borusan Quartet, sezonunun son konserinde, 7 Mayıs 2025 Çarşamba akşamı saat 20.00’de Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda dinleyicilerle buluşuyor. Topluluk, 20. yüzyıl dönümünün müziğine ve ses–algı dünyasına eşsiz katkısı olan Claude Debussy’nin yaylı çalgılar dörtlüsü için yazdığı tek eser Sol minör Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’nü çalarken, konserin ikinci yarısında Alfred Hitchcock ile olan çalışmalarıyla tanınan Bernard Herrmann’ın 1967 tarihli “Tatil Hatıraları” başlıklı Klarinetli Beşlisi’ne yer veriyor. Konserin solisti, 20 yılı aşkın süredir solo ve oda müziği performanslarının yanı sıra sanat yönetmenliğiyle de öne çıkan İsviçreli klarnet virtüözü ve doğaçlama ustası Reto Bieri olacak. Patricia Kopatchinskaja ile yarattığı “à la DAVOS FESTIVAL” konseptiyle klasik müzik sahnesine şiirsel bir bakış kazandıran Bieri’nin yorumu bu özel geceye farklı bir soluk getirecek.

YANSIMALAR
7 Mayıs 2025 Çarşamba, 20.00
Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası

BORUSAN QUARTET

RETO BIERI klarnet

 

AYDIN BÜKE & ALİ PINAR ile konser öncesi söyleşi

19.00-19.30, Üst Kat / Süreyya Operası

 

DEBUSSY Yaylı Dörtlü, Sol minör, op.10

HERRMANN Klarnetli Beşli “Souvenirs du Voyage”

 

Cazın en dinamik gruplarından KUHN FU, Borusan Müzik Evi’ni fethediyor

 

Süddeutsche Zeitung tarafından “KUHN FU, savaşçı isminin hakkını veriyor. Sahneye muazzam bir enerji getiren bu çokkültürlü caz topluluğu, aynı zamanda müzikteki harika birlikteliğin de bir göstergesi.” olarak tanımlanan grup, 9 Mayıs 2025 Cuma akşamı saat 21.00’de, Borusan Müzik Evi’nde dinleyicilere dinamik bir konser sunmaya hazırlanıyor. Gitarist ve besteci Christian Kühn önderliğinde “Jazz Rock Psychedelia”sının sınırlarını zorlayan topluluk, Zappa’dan kabare esintileri alıp sörf melodilerini metal riff’lerle harmanladığı doğaçlama performanslarıyla cazın savaşçı ruhunu sahneye taşıyacak.  

 

KUHN FU

9 Mayıs 2025 Cuma, 21.00

Borusan Müzik Evi

 

CHRISTIAN KÜHN gitar, beste

SOFIA SALVO bariton saksafon

ZIV TAUBENFELD bas klarnet

ESAT EKİNCİOĞLU kontrbas

GEORGE HADOW vurmalı sazlar

 

 

Nova Muzak #40 konseri, dinleyicileri çizginin ötesine taşıyor

 

Borusan Müzik Evi, Kod Müzik işbirliğiyle gerçekleştirdiği Nova Muzak serisinin 40. buluşmasında, 10 Mayıs’ta, deneysel müziğin sınırlarını zorlayan iki çarpıcı ismi, Rafael Toral ve hackedepicciotto’yu müzikseverlerle bir araya getiriyor. Portekizli yapımcı, besteci ve icracı Rafael Toral, avangart-rock, elektronik, serbest caz ve modüler synthesizer doğaçlaması gibi birçok deneysel müzik tarzında faaliyetlerinin önde gelen isimlerinden biri olarak biliniyor. The Wire dergisi tarafından yılın en iyi albümleri arasında ikinci sırada gösterilen “Spectral Evolution”ı bu konserde dinleyicilerle buluşturuyor. Gecenin diğer konuğu ise Fatih Akın’ın “İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek” belgeselinin anlatıcısı Alexander Hacke ile görsel sanatçı Daniel de Picciotto’nun 2001’de başlattığı multimedya projesi hackedepicciotto. Canlı performanslarında kükreyen, titreşen ve izleyicilerini sarsan, ama aynı zamanda çok mutlu eden varoluşçu ve akustik ses manzaraları yaratan ikili, 40. Nova Muzak buluşmasında izleyicileri alışılmışın ötesinde bir deneyime davet ediyor.

 

NOVA MUZAK #40

RAFAEL TORAL

HACKEDEPICCIOTTO
 
10 Mayıs 2025 Cumartesi, 21.00

Borusan Müzik Evi

Rafael Toral, 21.00

hackedepicciotto, 22.20

 

 

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’ndan etkileyici bir sezon kapanışı 

Carlo Tenan yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), 15 Mayıs 2025 tarihinde 2024/25 sezonunun kapanış konseri “Yüzyılın Yankıları” ile müzikseverlerle bir araya geliyor. BİFO, henüz 17 yaşındayken Viyana Filarmoni Orkestrası eşliğinde Musikverein’daki ilk performansında dikkatleri üzerine çeken ve birçok prestijli toplulukla konserler veren keman virtüözü Ziyu He’yi ağırlayacak. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, bu konserde Wagnere, Mahler, Walton ve Britten eserleriyle coşkudan lirizme, kahramanlıktan hüzne uzanan etkileyici bir program sunuyor.

 

 

YÜZYILIN YANKILARI
 15 Mayıs 2025 Perşembe, 20.00

Zorlu PSM Turkcell Sahnesi

 

BORUSAN İSTANBUL FİLARMONİ ORKESTRASI

CARLO TENAN şef

ZIYU HE keman

 

ALİ PINAR & SİBİL ARSENYAN ile konser öncesi söyleşi

19.00-19.30, Meydan Fuaye / Zorlu PSM

 

WALTON Johannesburg Festival Uvertürü

BRITTEN Keman Konçertosu, Re minör, op.15

WAGNER Tannhäuser Uvertürü WWV 70

MAHLER Senfoni no.10, Fa diyez Majör, I. Adagio

 

 

borusansanat.tv’de dopdolu mayıs programı

 

Mayıs ayında borusansanat.tv, sahnelerin coşkusunu parmaklarınızın ucuna taşıyor. Sanatseverler borusansanat.tv’ye mobil cihazlarından da kolaylıkla ulaşıp yayında olan konser yayınını istedikleri yerde izleyebiliyorlar.

 

MIKE CASEY

MIKE CASEY saksofon

ADAM ZAGÓRSKI davul

SÉBASTIEN BELIAH bas

Yayın tarihi: 10 Mayıs 2025, 20.00

 

Borusan Müzik Evi’nde cazın yükselen üç yıldızı, saksofonda Mike Casey, bas gitarda Sébastien Beliah ve davulda Adam Zagórski’nin bir araya geldiği heyecan verici konser, 10 Mayıs’ta borusansanat.tv’de yayına giriyor.  

 

 

ODA MÜZİĞİNİN USTALARI

BORUSAN QUARTET

ÖZGÜR AYDIN piyano

 

BEETHOVEN Yaylı Dörtlü no.12, op.127

FRANCK Piyanolu Beşli, Fa minör
 Yayın tarihi: 11 Mayıs 2025, 11.30

 

Borusan Quartet bu konserinde oda müziği repertuvarına eşsiz bir dağarcığı miras bırakan Ludwig van Beethoven ve César Franck’ın çok sevilen iki eserini seslendiriyor. Konuk solist olarak da prestijli festival sahnelerinde adını duyurmuş piyanist Özgür Aydın’ı ağırlıyor. “Oda Müziğinin Ustaları” başlıklı bu konser, 11 Mayıs’ta saat 11.30’da borusansanat.tv’de olacak. Aydın Büke’nin, Nilay Sancar ve Özgür Aydın ile gerçekleştirdiği konser öncesi söyleşi ise 11.00’den itibaren yayında olacak. 

 

 

“RUINS AND REMAINS”

WOLFERT BREDERODE, MATANGI QUARTET, JOOST LIJBAART

 

WOLFERT BREDERODE piyano
MARIA-PAULA MAJOOR keman
HANNELORE DE VUYST keman
KARSTEN KLEIJER viyola
ARNO VAN DER VUURST viyolonsel
JOOST LIJBAART vurmalı çalgılar

Yayın tarihi: 17 Mayıs 2025, 20.00

 

Wolfert Brederode’nin, Edison ödüllü “Ruins and Remains” süitini vurmalı sazlar sanatçısı Joost Lijbaart ve Matangi Quartet ile birlikte seslendirdiği konser, 17 Mayıs’ta saat 20.00 borusansanat.tv’de yayına girecek. Konserden evvel Back on Stage (BoS)’in sanatçılarla gerçekleştirdiği konser öncesi röportaj ise saat 19.30’da yayında olacak. 

 

BİFO & ENRICO PACE

BORUSAN İSTANBUL FİLARMONİ ORKESTRASI

ENRICO PACE piyano

 

MOZART Sihirli Flüt Uvertürü

SCHUMANN Piyano Konçertosu, La minör, op.54

MOZART Senfoni no.38, Re Majör, K 504, “Prag”
 Yayın tarihi: 25 Mayıs 2025, 11.30

 

Carlo Tenan yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın klasik müziğin usta isimlerinden Mozart ve Schumann’ın eserlerini seslendirdiği bu konser, 25 Mayıs’ta saat 11.30’da borusansanat.tv’de izleyicilerle buluşacak. Bu konserin solisti, hassas tuşesi ve başarılı tekniğiyle piyanist Enrico Pace. Aydın Büke ve Ali Pınar’ın gerçekleştirdiği konser öncesi söyleşi ise saat 11.00’den itibaren yayında olacak. 

 

أحمد [AHMED] 

“ULUSLARARASI CAZ GÜNÜ KONSERİ”

 

PAT THOMAS piyano

ANTONIN GERBAL vurmalılar

JOEL GRIP bas

SEYMOUR WRIGHT alto saksofon

Yayın tarihi: 31 Mayıs 2025, 20.00

 

1950’lerin sonunda caz müziğine Batı dışı ögeler katan kontrbasçı ve udi Ahmed Abdul-Malik’in bestelerini yeniden yorumlamak üzere bir araya gelen Pat Thomas (piyano), Antonin Gerbal (vurmalılar), Joel Grip (bas) ve Seymour Wright (alto saksofon), dinleyicilere benzersiz bir müzik deneyimi sunuyor. Ağır ritimler, minimal tekrarlar ve özgün senkoplarla bezeli müzikleriyle dikkat çeken grubun, Borusan Müzik Evi’ndeki bu konseri 31 Mayıs’ta saat 20.00’de borusansanat.tv’de yayında olacak. 

 

 

Borusan Sanat uygulaması her an her yerde

 

Doğrudan ve kolaylıkla erişilebilen bir bilgilendirme alanı sunan Borusan Sanat mobil uygulaması, AppStore ve Play Store’dan indirilebiliyor. Uygulaması üzerinden Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Borusan Quartet ve Borusan Müzik Evi’nin sezon konserlerini incelemek, program bilgisine ulaşarak en güncel haber ve duyuruları doğrudan takip etmek mümkün. Aynı zamanda uygulama içerisinde konserlere ilişkin öncelik, ayrıcalık ve indirimler sağlayan üyelik programı hakkında da detaylı bir bilgilendirme bulunuyor. Ayrıca ilgili konser bilgisinin altında yer alan “bilet al” yönlendirmesi de bilet satın alma sürecini hızlandırıyor. Uygulama Radyo Borusan Klasik’e ve borusansanat.tv’ye tek tıkla doğrudan ulaşma ve dinleme imkânı da sunuyor.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yarı tanrı Percy Jackson, yepyeni serüveniyle geri dönmeye hazırlanıyor!

Yeraltındaki düşmanlarının sayısı giderek artarken, yarı tanrı olduğunu öğrenip gerçek kimliğini keşfetmeye çalışan Percy Jackson; tehlikeden tehlikeye atılarak büyük bir savaşı engellemeye çalıştığı nefes kesici bir serüvene atılıyor. Aralık 2025’te yalnızca Disney+’ta izleyiciyle buluşacak bu yeni maceranın devamının da geleceği şimdiden müjdelendi.

 

Dizinin 3’üncü sezonu, Rick Riordan’ın çoksatan serisinin üçüncü kitabı ‘The Titan’s Curse’ten uyarlanacak. Disney Branded Television Başkanı Ayo Davis, müjdeli haberi “Percy Jackson and the Olympians, yayınlanmaya başladığı andan itibaren dizinin her yaştan izleyicinin ilgisini çektiği açıktı. İkinci sezonun Aralık 2025’te yayınlanmaya başlayacak olmasıyla birlikte, Percy’nin yolculuğunun üçüncü sezonla devam edeceğini duyurmaktan heyecan duyuyoruz. İnanılmaz oyuncu kadromuza ve yaratıcı ekibimize, 20th Television’daki ortaklarımıza ve Rick Riordan’ın dünyasını böylesine derinlik ve hayal gücüyle hayata geçirmeye devam eden vizyon sahibi ve yetenekli yapımcılarımıza çok teşekkür ederiz.” sözleriyle paylaşırken, Rick Riordan ise Artemis Avcıları ve Nico di Angelo gibi serinin takipçilerinin favori karakterlerini ilk kez ekrana taşıyacaklarını duyurdu. 

 

Nielsen’ın yaptığı araştırmaya göre ilk sezonu, yayınlandığı dönemin en çok izlenen 5 dizisi arasında gösterilen ‘Percy Jackson and the Olympians’, sadece Disney+’ta izleyicilerle buluşmaya devam edecek. 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Koronavirüsle beraber 25-44 yaş arasında kalp krizi oranı yüzde 30 arttı

Yapılan son araştırmalar koronavirüsle beraber 25 ila 44 yaş arasında kalp krizi oranının yüzde 30 arttığını gösteriyor. İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp krizinin yaşanmadan önce hastaların büyük çoğunluğunda kritik sinyaller verdiğini söylüyor. Ancak Prof. Dr. Erdoğan, özellikle diyabetik hasta ve yaşlılarda kalp krizinin işaret vermeden meydana gelebileceği konusunda da uyarıyor. Peki, kalp krizinden önce vücudumuz bizi nasıl uyarıyor? Son yıllarda kalp krizi vakalarındaki artışın ardında ne var? Erken tanı neden önemli? Prof. Dr. Mustafa Bilge Erdoğan, kalp kriziyle ilgili merak edilenleri şöyle anlattı:

HER İKİ HASTADAN BİRİNDE SEMPTOMLAR GÖRÜLÜYOR

“Kalp krizi geçiren hastaların önemli bir kısmında daha önce bazı belirtiler veya risk işaretleri olabilir, ancak bunlar her zaman açık ya da belirgin olmak zorunda değil. Yüzde 50-70 civarında hastada, kalp krizinden günler ya da haftalar önce bazı uyarıcı semptomlar görülebilir. Bu belirtiler genellikle göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik gibi bulgulardır. Ancak yüzde 25-30 kadar hastada hiçbir ön belirti olmadan kalp krizi meydana gelebilir. Bu özellikle diyabetik hastalarda ve yaşlılarda daha sık görülür. Bununla beraber yaklaşık yüzde 10-20 hasta ise sessiz geçirir. Bu türde hasta farkında bile olmayabilir. Kriz tesadüfen EKG veya başka bir görüntüleme sırasında saptanabilir.

GECE UYKUDAN UYANDIRAN GÖĞÜS AĞRISI

Kalp krizi belirtileriyse genellikle benzer şekilde karşımıza çıkar. Eforla gelen göğüs ağrısı veya baskı hissi, nefes darlığı, efor kapasitesinde azalma, sırta, kola, çeneye vuran ağrı, aşırı yorgunluk ve gece uykudan uyandıran göğüs rahatsızlığı olarak genellikle ‘ben geliyorum’ der. Bununla birlikte hipertansiyon, diyabet, hiperkolesterolemi, sigara, aile öyküsü ve obezite gibi riskler varsa ön belirti olmasa da risk yüksektir. Bulgularımız kadınlarda belirtilerin değişebildiğini de gösteriyor. Mesela mide bulantısı, yorgunluk ve sırt ağrısı gibi rahatsızlıklar karşımıza çıkabiliyor.

KORONAVİRÜSLE BERABER KALP KRİZİ ARTTI

Son yıllarda Türkiye ve dünyada kalp krizinde artış göze çarpıyor. Bunun birçok sebebi olsa da en önemlisi COVİD-19 salgını olarak görülebilir. Son bulgular özellikle 25 ila 44 yaş arasında kalp krizi görülme oranının yüzde 30 arttığını gösteriyor. Bunun yanında yaşam tarzı da etkili. Pandemi sürecinde fiziksel aktivitenin azalması, sağlıksız beslenme ve obezite gibi faktörler kalp krizi riskini yükseltiyor. Yine genetik faktörler ve ailesel hiperkolesterolemi de kalp krizi riskini artıran faktörler arasında yer alıyor. Ayrıca yine pandeminin etkisiyle rutin sağlık kontrollerinin ihmal edilmesi de kalp krizine yönelik tedavide geç kalınmasına yol açtığını söylemek mümkün. Tüm bunları dikkate aldığımızda, erken tanı korener arter (damar tıkanıklığı) hastalıklarında, hastalığın ilerleyerek kalp krizine neden olmaması için çok önemli. Erken tanı ile damar tıkanıklığı fark edilerek tedaviye hemen başlanılır. Bu aşamada damar daralması ilerlemeden müdahale edilirse kişi uzun süre normal yaşamına devam edebilir.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

21. Akbank Kısa Film Festivali yarışma bölümü sonuçları açıklandı

21 yıldır sinema sektöründe yeni sinemacılara destek vermeyi amaçlayan Akbank Kısa Film Festivali, bu yıl da kısa filmlerin büyülü dünyasını sinemaseverlerle buluşturdu. 17-27 Mart tarihleri arasında düzenlenen festival, kısa filmlerin üretimini teşvik etmeyi ve sinema sanatına yeni yetenekler kazandırmayı amaçlayan misyonunu başarıyla sürdürdü. Festival kapsamında düzenlenen yarışma bölümlerinde ödüller de sahiplerini buldu.

Bu yıl 73 ülkeden toplam 2.346 kısa filmin başvurduğu festivalde, ulusal ve uluslararası kategorilerde yarışan filmler sektörün önemli isimlerinden oluşan jüri üyeleri tarafından değerlendirildi. Bu değerlendirmeler sonucunda, Ulusal Yarışma, Uluslararası Yarışma, Genç Bakışlar ve Forum Senaryo Yarışması kategorilerinde ödüller sahiplerini buldu.

ÖDÜLLERİ KAZANAN EN İYİ KISA FİLMLER VE PROJELER

21. Akbank Kısa Film Festivali kapsamında düzenlenen yarışma bölümlerinde Ulusal Yarışma En İyi Kısa Film ÖdülüCansu Baydar’ın yönetmenliğini yaptığı Neredeyse Kesinlikle Yanlış adlı filme verildi. Aynı kategoride, Cem Demirer’in yönettiği Noksan ve Mahsum Taşkın’ın yönettiği Garan filmleri Mansiyon Ödülü’ne layık görüldü.

Uluslararası Yarışma En İyi Kısa Film Ödülü, Samir Karahoda’nın yönetmenliğini yaptığı On the Way (Yolda) adlı filme verildi. Bu kategoride Mansiyon Ödülü’nü ise Hadi Babaeifar’ın yönettiği Sheep (Koyun) adlı film kazandı.

Genç Bakışlar En İyi Kısa Film ÖdülüAda Arıstak’ın yönetmenliğini yaptığı Kimlik adlı filme verildi. Bu kategoride Mansiyon Ödülleri ise Ömer Nusret Tanır’ın yönettiği Kutsal Cumartesİ ve Ulaş Çetin Köreken’in yönettiği Ballı Süt filmlerine takdim edildi.

Forum Senaryo Yarışması En İyi Senaryo ÖdülüYağmur Mısırlıoğlu ve Can Pekdemir’in yazdığı Elma, Armut, Ters Üçgen adlı projeye verildi. Mansiyon Ödülü ise Kasım Ördek’in kaleme aldığı Salyangozları Kim Öldürdüadlı senaryoya layık görüldü.

Festivalin bu yılki özel temaları ve zengin içeriği, kısa filmlerin sinema dünyasında üstlendiği öncü rolü bir kez daha vurguladı. İstanbul’un iki yakasında gerçekleştirilen gösterimlerin yanı sıra çevrimiçi platformda da tüm Türkiye’den izlenebilen festival, sinemanın birleştirici gücünü geniş kitlelere ulaştırmayı başardı.

21. Akbank Kısa Film Festivali’nin bu yılki özel konukları arasında, uluslararası arenada tanınan yönetmenler ve sinema profesyonelleri yer aldı. Festival, kısa filmlerin yanı sıra atölyeler, söyleşiler ve özel gösterimlerle de sinemaseverlere ilham verici bir deneyim sundu.

 

21. AKBANK KISA FİLM FESTİVALİ ÖDÜLLERİ

 

ULUSAL YARIŞMA ÖDÜLLERİ

En İyi Kısa Film Ödülü: Neredeyse Kesinlikle Yanlış – Cansu Baydar   

Mansiyon: Noksan – Cem Demirer  

Mansiyon: Garan – Mahsum Taşkın  

ULUSLARARASI YARIŞMA ÖDÜLLERİ

En İyi Kısa Film Ödülü: On the Way – Samir Karahoda  

Mansiyon: Sheep – Hadi Babaeifar   

GENÇ BAKIŞLAR ÖDÜLLERİ

En İyi Kısa Film Ödülü: Kimlik – Ada Arıstak  

Mansiyon: Kutsal Cumartesi – Ömer Nusret Tanır  

Mansiyon: Ballı Süt – Ulaş Çetin Köreken   

FORUM SENARYO YARIŞMASI ÖDÜLLERİ

En İyi Senaryo Ödülü: Elma, Armut, Ters Üçgen – Yağmur Mısırlıoğlu, Can Pekdemir  

Mansiyon: Salyangozları Kim Öldürdü? – Kasım Ördek  

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Doğumunun 101. yılında Bahaeddin Ögel paneli, Zeytinburnu Kültür Sanat’ta gerçekleştirildi!

Türk kültür tarihi için önemli bir isim olan Bahaeddin Ögel, doğumunun 101. yılında Zeytinburnu Kültür Sanat’ta anıldı. 22 Nisan Salı akşamı saat 19.30’da başlayan panelin moderatörlüğünü Prof. Dr. Ahmet Taşağıl üstlenirken Prof. Dr. Abdulkadir Yuvalı ve Prof. Dr. Üçler Bulduk konuşmacı olarak panele katkıda bulundu.

 

Türk kültür tarihçiliğinin öne çıkan isimlerinden Bahaeddin Ögel, doğumunun 101. yılında Zeytinburnu Kültür Sanat’ta düzenlenen bir panelle anıldı. Panelde Bahaeddin Ögel’in yaşamı, kişilik özellikleri ve çalışmaları ele alındı. Ögel’in öğrencisi olan ve onu yakından tanıyan iki akademisyen Prof. Dr. Abdulkadir Yuvalı ve Prof. Dr. Üçler Bulduk panelde konuşmacı olarak yer aldı.

 

“Beni Dede Korkut’a Bahaeddin Ögel yönlendirdi.”

Prof. Dr. Üçler Bulduk, Bahaeddin Ögel’le olan hoca-öğrenci ilişkisinden söz etti:

“Bahaeddin Ögel’le lisans öğrenciliğinden başlayan bir münasebetim vardı. Eskiden beri onu takip ediyordum. Bitirme tezimi de ondan aldım. Beni Dede Korkut’a yönlendiren ilk hoca Bahaeddin Ögel’dir. ‘Dede Korkut’ta Din’ konulu bir tezi bana verdi. Bu olay Dede Korkut’a yönelişimin başlangıcı oldu.”

 

“Bahaeddin Ögel, aileye çok önem verirdi.”

Prof. Dr. Abdulkadir Yuvalı, Bahaeddin Ögel’in aile kavramını önemsediğini ifade etti:

“Hocamız aileye önem verirdi. Türk kültüründe aile bireylerinin her birinin görevi, sorumluluğu vardır. Saat gibi işler. Bir obada kaç aile varsa ailelerin de o oba içinde görevleri vardır. Her obanın da boy içinde görevleri, sorumlulukları olur. Bir milletin içinde kaç boy varsa onların da ayrı ayrı görevleri vardır.”

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hayatın her anında oyuna giren Rexona, Hakan Çalhanoğlu’nun yanında; yeni reklam filmi yayında!

Hayatın her anında hareketin destekçisi olan Rexona, vücut ısısıyla aktifleşerek ter kokusu ve ıslaklığı devre dışı bırakan üstün koruma teknolojisiyle deodorant kategorisinde bir kez daha oyuna giriyor. Hakan Çalhanoğlu’nu ikinci kez Rexona ile buluşturan yeni reklam filminde yıldız oyuncu; futbol sahasında, havalimanında, dans pistinde kısacası hareketin olduğu her yerde, markanın vücut ısısıyla aktifleşen yeni koruma teknolojisi sayesinde 72 saat süren kesintisiz bir performans sergiliyor.

 

Vücut Isısıyla Aktifleşen Rexona, Her Hareketinde Yanında!

İnovasyon yatırımları ve üstün koruma sağlayan patentli teknolojileriyle deodorant kategorisinde her zaman öncü rol oynayan Rexona’nın vücut ısısıyla aktifleşen aerosol, roll on ve stick serisi, 72 saat kesintisiz koruma sağlayarak günlük hayatın her anında özgüven vadediyor. 

 

Bazen keyifli bazen telaşlı anlarla sadece spora değil; günlük hayatın içindeki performansa da vurgu yapan Rexona’nın yeni reklam filminde; sahalardaki performansıyla hafızalara kazınan Hakan Çalhanoğlu, maçın son anlarında attığı serbest vuruşla heyecan yaşatıyor. İşte tam bu anlarda ünlü oyuncunun vücut ısısı artıyor, terlemenin başlamasıyla üstün Rexona koruması aktifleşiyor ve 72 saat boyunca da kesintisiz devam ediyor. Havalimanında uçağa yetişmeye çalıştığı tempolu anlar ve dans pistinde sergilediği enerjik ve özgüven dolu performans, yıldız futbolcunun farklı yönlerini izleyiciyle buluşturuyor. 

 

Vücut ısısının arttığı anlarda Hakan Çalhanoğlu’nun yenilenmiş versiyonu, 3D modelleme ile Rexona tikinden oluşan termal bir portaldan çıkıyor; böylece kendisinin en iyi hâline dönüşerek hayat koşuşturmasına özgüvenle devam ediyor. Termal kameralarla Hakan Çalhanoğlu’nun ısındığı anlar çarpıcı bir görsellikle yansıtılırken, özel çekim teknikleri sayesinde serin portaldan adım adım çıkışı ve önceki haliyle bütünleştiği sahneler etkileyici bir kurgu ile seyircinin beğenisine sunuluyor.

 

 

Ünlü futbolcudan eğlenceli dans performansı 

 

Reklam filminde kullanılan ve gerçek bir havalimanını andıran özel dekorlar, özenle işlenmiş detaylar, filme etkileyici bir atmosfer katıyor. Bu güçlü görsel dünyanın içinde enerjisi yüksek ve reklam filmine özel olarak çalışılan dans koreografisiyle Hakan Çalhanoğlu sahneye çıkıyor, profesyonel dansçıların eşlik etmesiyle tempo zirveye taşınıyor. Başarılı orta saha oyuncusunun geçtiğimiz yıl gündem yaratan şampiyonluk dansının ardından Rexona, Hakan Çalhanoğlu’nun performans gerektiren dans yeteneğini de vücut ısısıyla aktifleşen koruma teknolojisi eşliğinde reklam filmine taşıyor.  

 

Hakan Çalhanoğlu yeni reklam filmi hakkında şunları söyledi: “Rexona ile ikinci kez kamera karşısına geçmek çok keyifliydi. Reklam dünyasında farklı teknikler ve özel çekimler deneyen bir marka, o nedenle her defasında farklı bir deneyim yaşıyorum. Gerçekten ter döktüğümüz bir çekim oldu ama enerjimiz hep yüksekti, ne de olsa vücut ısısıyla aktifleşen Rexona, her anımda tere karşı üstün bir koruma sağlıyor. Sahalara ilaveten bir de kampanya özelinde çalıştığımız bir dans koreografisi ile yer almam da ayrıca keyifliydi. Amacımız aslında tam da bunu göstermek, hayatın her anında performansıma güç katan bir yol arkadaşım, Rexona var.”

 

Dünyaca ünlü isimlerle çalışan Danimarkalı yönetmen Adam Hashemi tarafından çekilen kampanya filmi, PunchBBDO imzası taşıyor. TV, digital, açık hava ve mağazalar dahil olmak üzere pek çok kanaldan tüketiciyle buluşan reklam filmini buradan izleyebilirsiniz. 

 

Filmin Künyesi:

Reklamveren: Rexona / Unilever

Reklamveren Yetkilileri: Kerem Dıramca, İpek Aslanel, Dilara Sayıcı, Kaan Hollosy, Hakan Onursal, Tuğçe Tuğ

Reklam Ajansı: PUNCH BBDO

Yaratıcı Ortak: Ali Musa Paça

Genel Müdür Yardımcıları: Gülin Erdoğan, Koray Öztürk 

CCO: Arkın Kahyaoğlu 

CSO: Yelda Aktuna 

ECD: Erçin Sadıkoğlu 

Kreatif Direktör: Tolga Özbakır

Kreatif Ekip Lideri: Tuğçe Kadıoğlu, Demeter Dinler

Reklam Yazarı: Öykü Avaroğlu

Sanat Yönetmeni: Bengüsu Alemdar, Barış Onur Deniz, Betül Şimşek

Strateji Direktörü: Selin Aktaş Çam

Strateji: Aysu Abdula

Müşteri Grup Direktörü: Aylin Acar

Marka Direktörü: Tunca Karcı, Özge Mandacıoğlu

Marka Süpervizörü: Meltem Sünnetçi

Marka Temsilcisi: Simay Tekin

Grafik Operatör: Ozan Küme

Ajans Prodüktörü: Nurcan Habip Gök, Begüm Kaptanoğlu

Prodüksiyon Şirketi: Depo Film

Yönetmen: Adam Hashemi

Müzik: Jingle Jackson

Yapımevi Prodüktörü: Melisa Divanoğlu

Markanın Ünlü Yönetimi Ajansı: Portal Rights Management

PR Ajansı: PR House İletişim ve Danışmanlık 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Osmanlı başkentleri Osmangazi’de buluştu

Osmangazi Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Osmanlı Başkentleri Osmangazi’de Buluşuyor” adlı programda, Osmanlı Devleti’nin temellerinin atıldığı iki önemli şehir olan Bursa ve Bilecik arasındaki tarihi dostluk bağları kuvvetlendirildi.

 

Osmangazi Belediyesi, Bilecik Belediyesi, Bursa Bilecikliler Derneği ve Osmangazi Kent Konseyi işbirliğinde düzenlenen “Osmanlı Başkentleri Osmangazi’de Buluşuyor” programı, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’nde gerçekleşti. Programa, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ile birlikte Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Pazaryeri Belediye Başkanı Zekiye Tekin, Bursa Büyükşehir Başkanvekili Zafer Milli, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Bilecik İl Başkanı Ali Özdemir, Bursa Kent Konseyi Başkanı Ertuğrul Aksoy, Osmangazi Kent Konseyi Genel Sekreteri Mutlu Çınar, Bursa Bilecikliler Derneği Başkanı Erdoğan Mısırlı, siyasi partilerin temsilcileri, meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

 

“Bursa ve Bilecik’in tarihsel yolculuğuna şahitlik ediyoruz”

 

Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, program öncesinde Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı ve protokol üyelerine, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi’ni gezdirdi. Başkan Aydın, dünyanın tam panoramik en büyük müzesinin sanatsal ve teknik özellikleri hakkında protokol üyelerine bilgiler verdi. Başkan Aydın, daha sonra programın açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmış olan Bursa ve Bilecik’in tarihsel yolculuğuna bir kez daha şahitlik ettiklerini ifade eden Başkan Aydın, “Bu yıl, Bursa’nın fethinin 699’uncu yıldönümünü kutladık. Osmangazi Belediyesi olarak 20 yıldır Bursa’nın fethi kutlamaları kapsamında Osman Gazi’yi Anma ve Bursa’nın Fetih Günü Etkinlikleri’ni düzenliyoruz. Sempozyum, fetih yürüyüşü, köy düğünü, rahvan at koşusu ve uluslararası tarihi kent koşusu gibi birbirinden özel etkinlikler ile Nisan ayı boyunca fetih coşkusunu tüm kente yayıyoruz” dedi.

 

“Ülkemizin barış, hoşgörü ve adalet içerisinde yönetilmesi için çaba sarf ediyoruz”

 

Bursa’nın 23 yıl süren bir kuşatma sonunda kan dökülmeden fethedildiğini hatırlatan Başkan Aydın, “Atalarımız yurt edindikleri bu toprakları, adalet, barış ve hoşgörü ile yönetmiş. Bizler de bugün aynı şekilde, ülkemizin ve Bursa’mızın barış, hoşgörü ve adalet içerisinde yönetilmesi için çaba sarf ediyoruz. Bursa’nın fethi kadar kurtuluşu da çok önemli. 11 Eylül 1922’de Bursa’nın düşman işgalinden kurtulmasını sağlayan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, Şükrü Naili Paşa’yı, Keles Kıranışıklar Köyü’nden Saadettin Efe’yi, Harmancık’tan Canım Efe’yi ve tüm dağ müfrezesini de sevgi saygı ve rahmet ile anıyoruz. Bu güzel etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese de ayrı ayrı teşekkür ediyorum” diye konuştu.

 

“Bilecik’te doğan kıvılcım Bursa’da büyüdü”

 

Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı da yaptığı konuşmada, Bilecik ve Bursa’nın tarih boyunca kaderleri birbirine bağlanmış, iki kadim şehir olduğunu ifade etti. Bilecik’in büyük bir medeniyetin ilk adımı olduğunu kaydeden Subaşı, “Osman Gazi’nin cesareti, Şeyh Edebali’nin bilgeliğiyle yoğurulan bu topraklar, bir devletin değil; aynı zamanda bir inancın, bir anlayışın, bir yaşam biçiminin de temelini attı. Kısa süre sonra bu yürüyüşün bayrağı Bursa’ya geçti. Bursa, Osmanlı Devleti’nin başkenti olarak yalnızca yönetim merkezi değil, aynı zamanda mimarisiyle, kültürüyle, ticaretiyle ve ilim irfan ocaklarıyla bir uygarlığın simgesi haline geldi. Bilecik’te doğan kıvılcım, Bursa’da büyüdü. Anadolu’dan Rumeli’ye uzanan büyük bir çınara dönüştü. Bu iki şehir yüzyıllar boyunca sadece Osmanlı Devleti’nin değil, insanların ortak değerlerini de taşıdı. Hoşgörü, üretim, ilim ve adalet; işte bu miras hepimize yol gösteren bir pusula oldu” dedi.

 

“Yerelden yükselen dayanışma, ülkemizin geleceğini aydınlatacak en büyük ışıktır”

 

Tarih yalnızca geçmişte yaşananlar değildir, aynı zamanda geleceğe de duyulan sorumluluktur diyerek sözlerini sürdüren Subaşı, “Bu nedenle Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulan Cumhuriyetimiz, bu kadim mirası halk iradesi ile taçlandırarak yeni bir sayfa açtı. Milletimiz adına medeniyet seviyesini aşacak yeni bir anlayış belirledi. Bizler de bu yeni tarihsel sorumluluğumuzu demokrasiyle, toplumsal eşitlikle, çevre duyarlılığıyla, eğitimle ve sanatla bütünleştiriyoruz. Daha yaşanabilir, daha adil şehirler kurmanın da mücadelesini veriyoruz. Bu buluşmanın en kıymetli yönü, iki şehir arasında geçmişten bu güne uzanan köprünün, aynı zamanda geleceğe de umutla bakan bir işbirliğine dönüşmesidir. Biz bu birlikteliği ortak projelere ve ortak çözümlere dönüştürmeyi çok önemsiyoruz. Çünkü inanıyoruz ki yerelden yükselen dayanışma, ülkemizin geleceğini aydınlatacak en büyük ışıktır. Bu güzel organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.

 

Bursa Bilecikliler Derneği Başkanı Erdoğan Mısırlı ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bilecik ve Bursa, sadece komşu şehirler değil; aynı zamanda köklü bir tarihin, ortak kültürün ve güçlü bağların temsilcileridir. Osmanlı’nın doğduğu topraklardan, imparatorluğun ilk başkentine uzanan bu yolculuk bizleri birbirimize daha da yakınlaştırıyor. Ecdadımızın mirasını yaşatmak, kültürel ve ekonomik işbirliğimizi arttırmak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bugünkü buluşmamız sadece bir dostluk buluşması değil, aynı zamanda geleceğe dönük bir birliktelik mesajıdır. Bilecik ve Bursa’nın dostluğu daim olsun, birliğimiz ve beraberliğimiz her zaman güçlü olsun.”

 

Osmangazi Kent Konseyi Genel Sekreteri Mutlu Çınar da, Bursa’nın fethinin 700’üncü yıldönümü kutlamaları için hazırlıklara başladıkları bir dönemde, bu etkinliğe ev sahipliği yapıyor olmaktan dolayı mutluluk duyduklarını söyledi.

 

Konuşmaların ardından program, Türk Sanat Müziği konseri ile devam etti. Koro tarafından söylenen birbirinden güzel şarkılar eşliğinde gerçekleşen yöresel dans gösterileri de geceye renk kattı.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Marport karbon nötr liman yolunda

Türkiye’nin öncü konteyner limanlarından biri olan Marport, “Sürdürülebilirlik Raporu”nu yayımladı. Rapor, şirketin çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarındaki kararlılığını ve bu doğrultuda attığı somut adımları gözler önüne seriyor. Marport, sürdürülebilirlik alanında fark yaratmayı hedefleyen kapsamlı stratejileriyle sektörde örnek olmaya devam ediyor.

 

Marport, hem çevreye duyarlı altyapısı hem de çalışanlarına ve topluma verdiği değerle sürdürülebilir liman işletmeciliğinde öncü bir rol üstleniyor. “Marport Sürdürülebilirlik Raporu” bu yaklaşımın en somut göstergesi olarak öne çıkarken şirketin sürdürülebilirliğe bütüncül bir bakışla yaklaştığını da ortaya koyuyor. Enerji verimliliği ve atık yönetimi gibi alanlarda sürekli iyileştirme çalışmaları yürüten Marport; etik, şeffaf ve hesap verilebilir yönetişim ilkeleri doğrultusunda kurumsal yapısını da güçlendiriyor.

 

Marport karbon nötr liman hedefiyle ilerliyor!

Marport, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli adımlar atarak karbon nötr liman olma hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Yapılan ölçümlere göre Marport’un doğrudan sera gazı emisyonu 7.977 ton, dolaylı emisyonu ise 84.684 ton karbondioksit eşdeğer sera gazı emisyonu olarak hesaplandı. Limanda elleçlenen her bir konteyner (TEU) başına düşen sera gazı emisyonu da ayrıca belirlendi. Marport, teknolojik yatırımlar ve operasyonel verimlilik sayesinde emisyonlarını düşürmeyi başararak; her bir konteyner başına düşen sera gazı emisyonunda bir önceki yıla göre %5 azalma sağladı.

 

Verimli atık yönetimi sağlandı

Tehlikeli atık miktarı ise bir önceki yıla göre %39 azaltıldı. Bu önemli düşüş, hem çevresel etkiyi azaltma yönünde atılan adımların hem de daha güvenli ve verimli atık sınıflandırma süreçlerinin bir yansıması oldu. Öte yandan evsel atık miktarında %8 azalma sağlandı. 2019’dan bu yana Sıfır Atık Belgesi’ne de sahip olan Marport, atıkların kaynağında ayrıştırılması ve geri kazanımı için örnek teşkil eden uygulamalar yürütüyor.

 

Enerji verimliliğinde istikrarlı başarı

Marport, sürdürülebilirlik alanında çevresel, sosyal ve yönetişim boyutlarını kapsayan birçok önemli adım attı. Enerji verimliliği çalışmaları kapsamında liman genelinde LED dönüşümleri ile %14 enerji tasarrufu sağlandı. Ayrıca operasyonel süreçlerde kullanılan dijital sistemler sayesinde yılda %4’lük bir oranda yakıt tasarrufu elde edildi.

 

Marport’ta insan odaklı yaklaşım ve etik yönetişim güçleniyor

Marport, çalışan memnuniyetini ve etik yönetişimi önceliklendiren insan odaklı yaklaşımıyla sektörde fark yaratıyor. 900 kişilik çalışan kadrosunun %70’ini saha çalışanlarının oluşturduğu şirkette, tüm çalışanlara 2023 yılında toplam 24.300 saat eğitim verildi. Çalışan bağlılığına yönelik yapılan anketlerde beyaz yaka çalışanın bağlılık skoru %77,2, mavi yaka çalışanın skoru ise %76,2 olarak gerçekleşti. Çalışan memnuniyeti skoru beyaz yakada %70,1 olurken mavi yakada ise %65,7 olarak belirlendi. Kurumsal yönetişim alanında ise Etik Davranış Kuralları güncellenerek farkındalık eğitimleri düzenlendi; iç denetim ve risk yönetimi süreçleri daha bütüncül ve etkin bir yapıya kavuşturuldu. Ayrıca, hayata geçirilen Tedarikçi Davranış Kuralları ile etik iş uygulamalarına olan bağlılık yazılı hale getirilerek tüm operasyonlarda şeffaflık, dürüstlük ve uluslararası sorumluluk standartlarına uyum güçlendirildi. Marport, sürdürülebilir değer yaratma hedefi doğrultusunda hem çalışanları hem de iş ortaklarıyla güçlü ve güvenilir bir yapı inşa etmeye devam ediyor.

 

Alp Çapa:

“İlk sürdürülebilirlik raporumuz, attığımız adımların ve bağlılığımızın bir göstergesi”

Sürdürülebilirlik vizyonunu şu sözlerle ifade eden Arkas Holding Liman ve Terminal İşletmeleri Grubu Başkan Yardımcısı Alp Çapa; “Sadece bir liman işletmecisi olmanın ötesine geçerek, sahip olduğumuz operasyonel yetkinlikleri, ileri teknolojiyle donatılmış altyapı ve modern ekipmanlarımızla birleştiriyor, iş ortaklarımıza mükemmel hizmet sunuyoruz. Bu ilk sürdürülebilirlik raporumuzda ortaya koyduğumuz hedef ve sürdürülebilirlik yolculuğunun ilk yılında gerçekleştirdiğimiz faaliyetler ile bu konulara olan bağlılığımızı gösterdiğimize inanıyoruz. Hedefimiz; gezegenimiz için daha iyisini yaparken tüm paydaşlarımıza fayda sağlamak ve somut hedeflere doğru performans göstergeleri belirlemek. Uzun vadeli değer yaratma yolculuğumuzda paydaşlarımızla birlikte daha iyi bir gelecek inşa etmeye devam edeceğiz” dedi. 

 

İklim riskine karşı ortak mücadele

İklim risklerimizi global senaryoları dikkate alarak değerlendirirken, kabul edilebilir risk seviyelerinde operasyonlarımıza kesintisiz devam ediyoruz. Adaptasyon planlarımız içerisinde iklim değişkenlerini sürekli takip ederek, olası senaryolara karşı proaktif bir yaklaşım sergiliyoruz. Sadece şirket içi önlemlerle sınırlı kalmayarak, liman otoriteleri, sektör paydaşları ve diğer limanlarla iş birliği içinde hareket etme anlayışı benimsendi. Marport’un yaklaşımı, iklim değişikliğiyle mücadelede yalnızca bireysel değil, kolektif bir sorumluluk anlayışını yansıtmaktadır.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kut’ül Amare Zaferi oratoryo gösterisiyle kutlandı

Kahramankazan Kaymakamlığı ve Kahramankazan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen Kut’ül Amare Zaferi Kutlama Programı’na Kahramankazan Kaymakamı Abdullah Selim Parlar, Kahramankazan Belediye Başkan Yardımcısı Ali İhsan Baykurt, Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Onurkan Gülderen, Kahramankazan İlçe Emniyet Müdürü Erol Yavuz, Kahramankazan İlçe Milli Eğitim Müdürü Kemal Yıldırım, ilçe protokolü, okul müdürleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

 

 

 

KUT’ÜL AMARE ZAFERİ ÖĞRENCİLER TARAFINDAN CANLANDIRILDI

 

 

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı yıllarında Çanakkale Zaferi’nin ardından kazandığı büyük savaşlardan bir tanesi olan Kut’ül Amare Zaferi, 109. yıl dönümünde Şahin Ortaokulu öğrencilerinin düzenlediği programla kutlandı. Program saygı duruşu, İstiklal Marşı okunması ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Açılış konuşmaları ile devam eden kutlama programında Şahin Ortaokulu öğrencileri “Bir Destandır Kut’ül Amare” isimli oratoryo gösterisi sergiledi. Halil Kut Paşa’nın İngiliz askerlerine karşı aldığı zaferi tarih dersi konseptinde izleyicilere anlatan öğrenciler, döneme ait unutulmaz olayları sahnede sergiledikleri performansla canlandırdılar. Seyircilerin zaman zaman duygusal anlar yaşadığı oratoryo gösterisine öğrencilerden oluşan müzik korosu da eşlik etti. Eledim Eledim Höllük Eledim, Plevne Marşı eserlerini ve Salâvat-ı Şerifler okuyan müzik korosu, oratoryo gösterisindeki duygu dolu sahneleri seyirciye yansıtmayı başardı.

 

 

 

Alkışlarla birlikte sona eren oratoryo gösterisi sonrasında protokol üyeleri, öğrencilerin hazırladığı resim sergisini gezdi. Kut’ül Amare Zaferi ve tüm aziz şehitlerin adına dağıtılan ikramların ardından program sona erdi.

 

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Salone del Mobile Milano 2025’te Bir Türk İmzası

1961 yılından bu yana düzenlenen ve her yıl dünyanın dört bir yanından tasarım profesyonellerini, mimarları ve yaratıcı markaları bir araya getiren Salone del Mobile Milano, küresel mobilya ve iç mekan tasarımı sahnesinde sektör için önemli bir yer tutuyor. 2025 yılında da 190’dan fazla ülkeden binlerce ziyaretçiyi ağırlayan fuar, aynı zamanda 38 ülkeden 2000’in üzerinde markaya ev sahipliği yapıyor. Uluslararası tasarım dünyası tarafından büyük bir ilgiyle takip edilen Salone del Mobile Milano’da Türkiye’yi ise ByKepi temsil ediyor. 2022 yılından bu yana düzenli olarak katılım sağlayan ByKepi, bu yıl da fuarın en seçkin salonlarından birinde yer alarak sektördeki güçlü pozisyonunu bir kez daha perçinledi. Ziyaretçilerden yoğun ilgi gören marka, 2025 edisyonunda modern lüksün yeni simgesi haline gelen Legacy is Black koleksiyonunu da ilk kez Milano’da sergiledi.

 Milano’da Türk Zanaatkarlığına Vurgu… 

 2022 yılından bu yana Salone del Mobile Milano’da düzenli olarak yer alan ByKepi, bu yılki fuarda “Legacy is Black” adını taşıyan yeni koleksiyonunu ilk kez sektör profesyonellerinin ve tasarım dünyasının beğenisine sundu. Art Deco etkileri taşıyan bu koleksiyon, yüksek parlaklıktaki piano black lake yüzeyler, titiz el işçiliği ve zamansız tasarımlarıyla ByKepi’nin sofistike ve karakter sahibi marka dilini yansıtıyor. Modern detaylarla harmanlanan tasarımlar, markanın özgün estetik anlayışını global ölçekte yansıtırken, Türk zanaatkârlığının titiz işçiliğini ve kültürel mirasını da taşıyor.

 

Fuarda ayrıca, ByKepi’nin yaratıcı iş birliklerine de yer verildi. İtalyan tasarımcı Maurizio Manzoni’nin marka için özel olarak tasarladığı yeni koleksiyondan 6 seçkin ürün sergilenirken, Türk tasarımcı Leyla Uluhanlı’nın özgün çizgilerini yansıtan tasarımlar da fuar ziyaretçileriyle buluştu. 30 yılı aşkın deneyimi ile kişiye özel mobilya ve dekorasyon hizmeti sunarak sektöründe özgün bir yer edinen ve 4 yıldır aralıksız olarak Milano’daki varlığını istikrarlı şekilde sürdüren ByKepi, lokal üretim gücünü ve el işçiliğini küresel tasarım diliyle buluşturarak, Türkiye merkezli bir markanın dünya sahnesinde nasıl kalıcı bir yer edinebileceğinin en etkileyici örneklerinden birini sundu. 

 

“ByKepi, Küresel Tasarım Ekosistemin Bir Parçası”

 Salone del Mobile Milano ile uluslararası tasarım dünyasındaki lider Türk markası konumunu bir kez daha teyit eden ByKepi’nin kurucusu Mustafa Kepi, fuara dair değerlendirmelerde bulunarak; “Salone del Mobile, yalnızca bir fuar değil, aynı zamanda küresel tasarım dilinin şekillendiği bir merkez. Her yıl bu platformda yer almak, markamızın hem tasarım yaklaşımını hem de Türk zanaatkârlığının ustalığını uluslararası sahnede anlatmak için büyük bir fırsat. Bu yıl ‘Legacy is Black’ koleksiyonumuzla hem çağdaş estetik anlayışımızı hem de üretimdeki detaycılığımızı en rafine haliyle sunma şansı yakaladık. Aldığımız geri bildirimler, ByKepi’nin artık sadece Türkiye’yi temsil eden bir marka değil, aynı zamanda küresel tasarım ekosisteminin doğal bir parçası haline geldiğini gösteriyor. Bu bizim için büyük bir gurur. Milano’da, kendi çizgimizi koruyarak dünya markalarıyla aynı zeminde buluşmak, sürdürülebilir ve etkileyici bir tasarım vizyonunun mümkün olduğunu kanıtlıyor.” dedi.

 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı