Yazar arşivleri: admin

“En Büyük Haber” Yeni Sezonda İlk Göstermini Yaptı

Kasım ayı kültür sanat etkinlikleri kapsamında İnegöl Belediyesi Şehir Tiyatrosunun sahnelediği “En Büyük Haber” yetişkin tiyatro gösterisi izleyici ile buluştu.

Şehrin kültür sanat hayatına yön veren organizasyonlarla bu alanda fark oluşturan İnegöl Belediyesi, kış sezonu kültür sanat sezonunu geçtiğimiz hafta düzenlenen “Kurtuluşun Kadınları” tiyatro gösterisiyle açmıştı. Kasım ayı kültür sanat etkinlikleri kapsamında Çarşamba akşamı İnegöl Belediyesi Şehir Tiyatrosu geçtiğimiz yıl sahneye taşınan oyunları “En Büyük Haber” ile sezonun ilk gösterimine çıktı.

VATANDAŞLARDAN YOĞUN İLGİ

Her geçen gün kendini geliştiren ve büyüyen İnegöl Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Ahmet Mercan’ın yazdığı “En Büyük Haber” isimli oyunu Volkan Derman’ın yönetmenliğiyle sahneledi. Tek perdelik komedi oyununu Belediye Başkan Yardımcısı Emin Dündar da vatandaşlarla birlikte izledi. Bu oyun aynı zamanda 2011 yılında kurulan İnegöl Belediyesi Şehir Tiyatrosunun bugüne kadar sahnelediği 15’inci oyun olma özelliğini taşırken, sezonun ilk gösteriminde ilçe halkı da Beşinci Mevsim Kültür Sanat Merkezindeki gösteriye yoğun ilgi gösterdi. İzleyicinin pür dikkat izlediği, kimi zaman gülüp kimi zaman düşündüğü oyun beğeni topladı.

OYUNUN KONUSU

Oyunda, iflas etmiş bir fabrikatör olan Muhsin’in hikayesi izleyiciye aktarılıyor. Haciz ve davaların etkisinden uzaklaştırmak için kızı ve karısını memlekete yollayan Muhsin, kendisi de fakir bir semtte tek oda bir ofis tutup işlerine devam etmeye çalışır. Arkadaş bildikleri kişiler işleri bozulunca ondan uzaklaşır ve onu bir başına bırakırlar. Fabrika müdürü İlyas ve çaycı Hayri ise her şeye rağmen Muhsin’i yalnız bırakmazlar. Muhsin derin bunalımdan intihar ederek kurtulmayı planlar, tüm denemelere rağmen başaramaz. Bir gün Muhsin’in köylüsü olduklarını iddia eden Sefer ve Rasim ofisi ziyaret ederler. Ve Rasim ile Sefer gece ofiste bulunan kasayı soymak için harekete geçerler. Soygun esnasında etrafta bulunan kitaplara çarpan Rasim düşürdüğü Kur’an-ı Kerim’i okumaya başlar. Bu esnada Muhsin iki hırsızı ansızın yakalar. Rasim ve Sefer Kur’an-ı Kerim’in kendileriyle konuştuğunu söylerler. Bu üç adam Kur’an ile tanışma sürecine gider ve değişim başlar.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir’den Atatürk’ü anma konseri

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 86’ncı yılında “Hasret” adlı 10 Kasım özel konseri ile anacak.

 

Antalya Büyükşehir Belediyesi İsmail Baha Sürelsan Konservatuvarı Türk Sanat Müziği İcrâ Heyeti, 10 Kasım’da Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak için özel bir konser gerçekleştirecek. Ata’ya olan özlemin ifadesi olarak “Hasret” adı verilen bu anlamlı konserde, Atatürk’ün dinlemekten büyük keyif aldığı, hatta zaman zaman eşlik ettiği eserler seslendirilecek. Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda 10 Kasım Pazar günü saat 20.00’da gerçekleştirilecek özel konserin şefliğini Umut Murat Aytekin yapacak. Sanat dolu anlamlı gecede Atatürk’e duyulan özlem, onun en sevdiği ezgilerle dile getirilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Aileler hiperaktiviteyi yaramazlıkla karıştırıyor! Bireyleri hayat boyu olumsuz etkileyebiliyor!

DEHB’in ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve bireyleri hayatları boyunca olumsuz olarak etkileyebileceği için tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çeken Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Ailelerin en sık yaptığı yanlışlardan biri hiperaktiviteyi yaramazlıkla karıştırmak oluyor. Yaramazlık olarak adlandırdığımız çocukluk davranışı yine çocuğun kendisinin yönlendirebildiği ve istediğinde sonlandırabildiği bir davranış biçimidir. Hiperaktivitede ise çocuğun kendisini kontrol edebilmesi ve ortama uygun davranabilmesi çok zordur.” dedi. DEHB’in tedavi edilmediği durumlarda yüzde 80 oranında ergenlikte, yüzde 60 oranında da erişkinlikte devam edeceğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, ailenin ilgi ve desteğinin tedavinin başarısı için şart olduğunu söyledi.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, çocuklarda DEHB hakkında bilgi verdi ve ailelere önerilerde bulundu.

“DEHB ciddi bir halk sağlığı sorunu”

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB), ailelerin Çocuk ve Ergen psikiyatrisi birimlerine en sık başvurduğu psikiyatrik bir bozukluk olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “DEHB, önemli psikiyatrik, akademik ve sosyal sorunlara neden olabilecek ciddi bir halk sağlığı sorunudur.” dedi.

Teşhisi ve tedavisinin giderek daha önemli hale geldiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Bireyleri hayatları boyunca olumsuz olarak etkileyebileceği için DEHB’in tedavi edilmesi önemlidir. Çocuğunuz, sizi dinliyormuş gibi görünüp ilgisini sürekli başka bir alana kaydırıyorsa, dikkati çok çabuk dağılıyorsa, bir alana dikkatini yoğunlaştırması gereken işleri yapmaktan hoşlanmıyorsa, verilen komutları izlemede güçlük çekiyorsa, bu belirtiler dikkat eksikliğini işaret eden veriler olabilir. Çocuğun  yaş düzeyine göre, oturması gereken yerde sakince oturup bekleyememesi, özellikle küçük yaşlarda riskli davranışlarda bulunması hiperaktiviteyi gösterebilir.” açıklamasını yaptı.

Kurallı olan her ortam DEHB’li çocukları zorlayabilir 

Ailelerin en sık yaptığı yanlışlardan birinin hiperaktiviteyi yaramazlıkla karıştırmak olduğuna vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Halbuki yaramazlık olarak adlandırdığımız çocukluk davranışı yine çocuğun kendisinin yönlendirebildiği ve istediğinde sonlandırabildiği bir davranış biçimidir. Hiperaktivitede ise çocuğun kendisini kontrol edebilmesi ve ortama uygun davranabilmesi çok zordur.” dedi.

Çocukları ‘yaramaz’ olarak etiketlemenin hem çocuğun kendine olan güveninin sarsılmasına neden olduğunu hem de altta yatan nedenin ortaya çıkmasına engel olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kurallı olan her ortam bu çocuklar için zorlayıcı olabilir, özellikle küçük yaşlarda. Yaş ilerledikçe de dikkat problemleri daha öncelikli olmaya başlar. Çocuklar genelde hiperaktivitenin düzeyine göre, kurallara uymama, diğer çocukları da rahatsız etme ya da rahatsız olduğu ortama gitmeyi reddetmeye kadar varan çeşitli sorunlar gösterebilir. Yaşıtlarına göre ders dinleme sürelerinin daha kısa  olduğunu ve ödev yapma konusunda da yaşıtlarından daha çok zorlandıklarını söyleyebiliriz. Her DEHB’li çocukta olmasa da bazı DEHB’li çocuklarda erteleme davranışı görülür. Üstelik sadece ödevlerde değil, hayatın tüm alanında görülebilir.”

Öğretmenlerin yapıcı yaklaşımları olumlu sonuçlar veriyor…

Öğretmenlerin günümüzde DEHB hakkında daha çok bilgi sahibi olduğunu aktaran Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Öğretmenlerin söz kesme, izin istemeden konuşma gibi hareketler karşısında cezalandırıcı olmak yerine kuralları hatırlatmak ve onlara uyması için çocuğa fırsat vermek gibi daha yapıcı çözümlere başvurduğunu daha sık görüyoruz. Öğretmenlerin DEHB tanısı alan çocukları yakından gözlemlemeleri, gerekirse ön tarafta oturtup derse aktif katılmaları için çaba göstermelerinin çok etkili sonuçlar verdiğine şahit oluyoruz.” dedi.

Tedavi edilmeyen DEHB erişkinlikte de devam ediyor!

DEHB’in günümüzde aileler tarafından daha çok duyulan bir tanı olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Ancak hala çoğu ailenin çocuklarına DEHB tanısı konulsa bile yeterince bilgi sahibi olmadığını ve bu durumun kendiliğinden geçebileceğini düşündüklerine tanık oluyoruz.” dedi.

DEHB tedavisinde ilk adımın bu hastalık hakkında ailenin bilinçlendirilmesi olduğunun altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Ailelere nasıl bir tedavi izleneceği ve tedavi olunmadığı durumlarda ne gibi sorunlarla karşılaşılacağı hakkında bilgi verilmesi gerekir. DEHB tedavisinde hastanın yaşı önemlidir. Eğer tedavi gören kişi çocuk ve ergen ise ailenin de tedaviye katılması tedaviye olumlu katkı sağlayacak ve iyileşmenin hızını artıracaktır.” uyarısında bulundu.

DEHB’in tedavi edilmediği durumlarda yüzde 80 oranında ergenlikte, yüzde 60 oranında da erişkinlikte devam edeceğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, DEHB olan çocuğun dikkati ya da hiperaktivitesinin aniden düzelmeyeceğini ve kendi kapasitesinin altında başarı gösterme, arkadaş ilişkilerinde sorun, kaza ve yaralanmalara daha çok açık olmak, sigara, alkol gibi maddelerin kullanımının daha sık görülmesi gibi problemlerin ortaya çıkabileceğini hatırlattı.

Ailenin ilgi ve desteği tedavinin başarısı için şart

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gelişiminde anne babanın yetiştirme tarzının, çocuğa karşı tutumları ve disiplin verme yöntemlerinin bir etkisi olmadığının altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, “Ancak ailenin ilgi ve desteği tedavinin başarısı için şarttır.” dedi.

DEHB tanısı almış çocukların ailelerine önerilerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Melek Gözde Luş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan çocuğunuzdan mükemmellik beklemeyin, ufak hatalarını büyütmeyin, bazı hatalarını görmezden gelin. Çocuğunuza sürekli nasihatte bulunmaktan, söylenip durmaktan, bağırıp çağırmaktan vazgeçin. Değersizlik hissi yarattığınız her eyleminiz davranış sorunlarını ağırlaştıracaktır. Çocuğunuza hiçbir zaman tembel, aptal, yaramaz, inatçı, beceriksiz, huysuz, aksi gibi hitaplarda bulunmayın. Özel diyet, vitamin gibi ek gıdaların dikkat eksikliği tedavisine katkısı yoktur. Ancak çocuğun dengeli beslenmesi, spor gibi aktivitelere yönlendirilmesi, uyku düzenine dikkat edilmesi DEHB belirtileriyle başa çıkmanızda yardımcı olur. İlaçlar DEHB’ da çok faydalıdır. Ancak sınıf öğretmeni, rehber öğretmen, okul idaresi ve ailenin bilinçli ve sorumlu yaklaşımları tedavide olmazsa olmazdır.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çankaya Belediyesi Her Yaştan Vatandaşa Hizmet Ediyor

Çankaya Belediyesi, her yaştan Çankayalı’nın hayat boyu yanında olmaya devam ediyor. Evde bakım uygulaması kapsamında yaşlı, engelli ve hastalığından dolayı evden çıkamayan vatandaşlara kişisel bakım hizmeti sunan Belediye, Baharevlerinde düzenlediği etkinliklerle de ileri yaşlardaki Çankayalıların sosyalleşmelerine katkı sağlıyor.

 

Çankaya’da yaşayan 7’den 77’ye her yaştan vatandaşa hizmet etmeyi ilke edinen Çankaya Belediyesi, sosyal belediyecilik uygulamaları ile örnek oluyor. Çankaya Belediyesi maddi imkanı bulunmayan, engeli veya rahatsızlığı sebebiyle evden çıkacak durumu olmayan vatandaşlara evde bakım hizmeti veriyor.

 

EVDE KUAFÖR VE KİŞİSEL BAKIM HİZMETİ

Çankaya Belediyesi, evde bakım hizmetleri kapsamında yürüttüğü evde sağlık hizmeti uygulamasının yanı sıra yaşlı, engelli ve hastalığından dolayı evden çıkamayan ihtiyaç sahibi vatandaşlara saç kesimi, sakal tıraşı, el ve ayak bakımı ile kişisel bakım hizmeti de veriyor. Belediye tarafından ücretsiz verilen hizmetten 2024 yılı içinde toplam 711 vatandaş yararlandı. Evde Sağlık Hizmetinde ise son 6 ayda bin 730 vatandaşa birinci basamak sağlık hizmeti verildi.  

 

İhtiyacı olan vatandaşlar 444 06 01 numaralı İletişim Merkezi’ni ya da 0 312 458 89 00/ 1179’u arayarak destek alabiliyor. Çankaya Belediyesi’nin ileri yaştaki vatandaşlara sosyalleşme imkanı sağlayan Baharevlerine gelen ziyaretçiler de zaman zaman bu hizmetten yararlanabiliyor.

 

ÇANKAYALILAR BAHAREVLERİNDE SOSYALLEŞİYOR
Çankaya Belediyesi, yaş almış vatandaşların kaliteli zaman geçirmesi ve sosyalleşmesi için Ayrancı, Cebeci, Sokullu, Mutlukent ve Çayyolu Baharevlerinde sosyal hizmetlerini de sürdürüyor. Yaş almış Çankayalıların buluşma noktası haline gelen Baharevlerinde de son 6 ayda 16 bin 454 vatandaş hizmet aldı. 

 

Ziyaretçilerin hoşça vakit geçirebilmeleri için birçok etkinliğin düzenlendiği Baharevlerinde; sağlık seminerlerinden konserlere, gezilerden film gösterimlerine, farklı alanlarda çok sayıda sosyal ve kültürel faaliyet yapılıyor. Baharevleri üyelerine, ileri yaşın getirdiği Demans ve Alzheimer gibi hastalıklara önlem amaçlı zihni aktive eden akıl oyunları etkinlikleri ise sık sık düzenleniyor. Baharevlerinde ayrıca yılbaşı, Yaşlılar Haftası, Dünya Kadınlar Günü gibi özel günlerde de konser ve söyleşilerin gerçekleşirken konusunda uzman kişiler tarafından güncel olaylara ve sağlıkla ilgili konulara ilişkin seminerler de veriliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

DenizPay ve Asis iş birliğiyle geliştirilen akıllı şehir kartı ROTAPay’in paydaş tanıtımı yapıldı

Temassız özellikli toplu ulaşım kartını akıllı şehir kartına dönüştüren ROTAPay ile, ulaşım ihtiyaçlarının yanı sıra, yurt içi, yurt dışı ve online harcamaların tamamı gerçekleştirilebiliyor; alışveriş, para çekme, para transferi, kurum ödemesi gibi ihtiyaçlar karşılanabiliyor.

 

Deniz Kule’de gerçekleşen buluşmada, DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Asis Elektronik Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Hakan ÖzyürekAsis Finansal Teknolojilerden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Levent Uğurlu ve DenizPay Genel Müdürü Serkan Turan’ın katılımıyla, ROTAPay, yaygınlaşacağı belediyeler ve iştiraklerinin de aralarında bulunduğu proje paydaşlarına tanıtıldı.  

 

“Finansal kapsayıcılığın gelişmesi için önemli bir adım”

 

DenizBank Finansal Hizmetler Grubu CEO’su Hakan Ateş, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “DenizBank olarak, halka hizmet götüren yerel yönetimleri ilk günden bu yana çok önemsedik. Bugün itibarıyla Türkiye’deki 1400’e yakın belediyeden 831’i Bankamızın müşterisi. Şimdi de, iştirakimiz DenizPay’in Asis Elektronik iş birliğiyle, yine belediyelerimizin ve vatandaşlarımızın hizmetine sunmak üzere ROTAPay akıllı şehir kartını hayata geçiriyoruz. Biz ilk günden bu yana ekosistem yaklaşımına inanmış bir kurumuz. Asis Elektronik iş birliğimizde, DenizPay’in elektronik para ve ödeme hizmetleri alanındaki deneyimi ve servis modeli cüzdan yaklaşımıyla, Asis’in toplu ulaşımdaki teknolojik yetkinliklerini birleştirdik. Bu şekilde, ulaşımda kullandığımız kapalı devre kartlar akıllı şehircilik kartı niteliği kazanarak, Visa şemalı kartlar ile yurt içi, yurt dışı ve online harcamalarda da kullanılabiliyor. Ülkemizde finansal kapsayıcılığın gelişimine de katkı sağlayacağına inandığımız bu ortaklığın taraflara hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” dedi. 

“DenizPay, Tech-Fin yaklaşımının öncüsü olacak”

 

DenizPay A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Serkan Turan, yaptığı değerlendirmede, fastPay’ın, Ekim ayı itibarıyla DenizPay ismi, yeni kimlik ve stratejisiyle yeniden yapılandığını belirtti. Turan, “Yeni Servis Modeli Cüzdan altyapısıyla, daha kapsayıcı, kolay ve rekabetçi deneyimler sunmayı hedefleyen DenizPay, fintech pazarında Tech-Fin yaklaşımının öncüsü olarak konumlanacak. Bu dönüşümün ilk adımı olarak, Asis iş birliğiyle geliştirilen ROTAPay ürünü kullanıcılara sunulacak” dedi.

 

“Dijital ve sürdürülebilir bir kent yaşamı için akıllı toplu ulaşım teknolojileri üretiyoruz”

 

Asis Elektronik Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hakan Özyürek, konuşmasında, kentsel gelişim için iş birliğinin çok önemli olduğunun altını çizdi. Özyürek şöyle konuştu: “Dünya nüfusunun yarıdan fazlasının şehirlerde yaşadığı ve bu sayının her geçen gün arttığı bir dönemde, güçlü ortaklıklar, yenilikçi ve teknolojik yaklaşımla, dijital ve sürdürülebilir bir kent yaşamı için akıllı toplu ulaşım teknolojileri üretiyoruz. DenizBank iştiraki DenizPay iş birliğiyle geliştirdiğimiz ROTAPay akıllı şehir kartı ile amacımız, sürdürülebilir sistemlerle toplu ulaşımda yolcu deneyimini değiştirerek şehirlerdeki yaşamı kolaylaştırmak. ROTAPay ile ulaşım kartını bir adım öteye taşıyarak tek kartla akıllı şehirlerde birçok fonksiyonun gerçekleşmesini sağlıyoruz. Böylece toplu ulaşımda temassız ödemeden alışverişe, para transferinden finansal işlemlere tek platformla kullanıcılara çok yönlü hizmet sunuyoruz.”

“Finansal kapsayıcılığa ve finansal okuryazarlığa katkıda bulunuyoruz”

 

Asis Finansal Teknolojilerden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Levent Uğurlu, yaptığı değerlendirmede, “ROTAPay platformu, Asis’in toplu ulaşımda yaygın kapsama alanı ve teknolojik yetkinlikleri ile DenizBank iştiraki DenizPay’in e-para altyapısı üzerinde kurgulandı. ROTAPay Mobil ile kullanıcılara, ulaşım odağının yanı sıra, uygulama içinden finansal hizmet ve servislere erişim olanağı da sunarak finansal kapsayıcılığa ve finansal okuryazarlığa katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda hizmet verdiğimiz belediyelerin sunduğu sosyal yardımları ROTAPay cüzdan ve açık devre ROTAPay kartlar ile aktarmayı; bütçe dostu kampanyalar ve nakit geri ödemeler ile ROTAPay kartların alışverişlerde kullanımını da teşvik ederek, yerel ticarete ve esnafa katkıda bulunmayı önemsiyoruz. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yatırımlarını sürdüren ING Türkiye, 187.2 milyar TL aktif büyüklüğe ulaştı

ING Türkiye, 2024 yılı üçüncü çeyreğine yönelik konsolide finansal sonuçlarını açıkladı. Aktif toplamı 187.2 milyar TL olan ING Türkiye, bu dönemde 94.7 milyar TL’si nakdi kredi olmak üzere ekonomiye toplamda 115 milyar TL tutarında kaynak sağladı. ING Türkiye Genel Müdürü Alper Gökgöz, “Dijitalleşmeyi ve sürdürülebilirliği merkeze alarak ülke ekonomisine katkı sağlamayı sürdürdük. Aynı zamanda, Türkiye’de hızlı büyüme hedefimize güçlü adımlarla ilerledik. Bu kapsamda, halihazırda güçlü sermaye yapımızı daha da desteklemek, fonlamamızı çeşitlendirmek ve büyümemizi sürdürmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz, uluslararası piyasalarda 150 milyon ABD doları tutarında Basel III uyumlu sermaye benzeri tahvil ihracını başarıyla tamamladık” dedi.

Dijital dönüşüm yolculuğunda attığı adımlarla tamamen dijital hale gelen ING Türkiye, 2024 yılına ait üçüncü çeyrek konsolide finansal sonuçlarını açıkladı. ING Türkiye’nin 2024 yılı üçüncü çeyrek konsolide aktif toplamı 187.2 milyar TL, net kârı ise 2.2 milyar TL oldu. Toplam özkaynakları 19.1 milyar TL olarak gerçekleşen ING Türkiye, 2024 yılının üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisine 94.7 milyar TL’si nakdi olmak üzere toplam 115 milyar TL’lik kredi desteği sağladı. ING Türkiye’nin mevduat büyüklüğü ise 124.3 milyar TL olarak gerçekleşti.

Alper Gökgöz: Dijitalleşmeyi ve sürdürülebilirliği merkeze alarak ülke ekonomisine katkı sağlamayı sürdürdük. 

Finansal sonuçlar ile ilgili değerlendirmelerde bulunan ING Türkiye Genel Müdürü Alper Gökgöz şunları söyledi: “Jeopolitik risklerin küresel ekonomide dengeleri zorladığı, yurt içinde ise enflasyonla mücadelenin temel politika önceliği olarak öne çıktığı bu dönemde, biz de dijitalleşmeyi ve sürdürülebilirliği merkeze alarak ülke ekonomisine katkı sağlamayı sürdürdük. Bu kapsamda, bu çeyrekte finansal tablolarımızda sağlam bir performans sergileyerek, sektör ortalamasının üzerinde büyüme rakamlarına ulaştık. Bir önceki çeyreğe göre mevduatta ve aktif büyüklüğümüzde yüzde 17 oranında artış kaydettik, ayrıca ülke ekonomisine sağladığımız kredi desteğini bu üç aylık sürede yüzde 13 oranında artırdık.”

150 milyon ABD doları tutarında Basel III uyumlu sermaye benzeri tahvil ihracını başarıyla tamamladık.

Bu dönemde ülke ekonomisini desteklerken aynı zamanda Türkiye’de hızlı büyüme hedeflerine güçlü adımlarla ilerlediklerini aktaran Gökgöz, “Halihazırda kuvvetli sermaye yapımızı daha da desteklemek, fonlamamızı çeşitlendirmek ve büyümemizi sürdürmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz, uluslararası piyasalarda 150 milyon ABD doları tutarında Basel III uyumlu sermaye benzeri tahvil ihracını başarıyla tamamladık. Bankamızın uluslararası sermaye piyasalarında gerçekleştirdiği ilk sermaye benzeri tahvil ihracı olma özelliğini taşıyan bu işleme gösterilen yüksek ilgi ülkemize ve ING Türkiye’ye duyulan güveni yansıtıyor” diye aktardı. 

Yenilikçi ürünlerimizle ve kampanyalarımızla müşterilerimize kazandırmaya devam ettik. 

Ülke ekonomisini desteklerken aynı zamanda müşterileri için yenilikçi çözümler geliştirdiklerini aktaran Gökgöz, “Kazandıran dijital banka anlayışımızın yansıması olarak yenilikçi hizmetleri hayata geçirmeye devam ettik. Bu kapsamda 2 milyonu aşkın müşteriye ulaşan amiral gemimiz Turuncu Hesap’a EFT/FAST ile maaşını gönderenlere Turuncu Hesap’ta günlük yüksek faiz ile birikimlerini değerlendirebilme ve Turuncu Ekstra programı ile nakit promosyon kazanabilme imkânı sunduk. Buna ek olarak, Turuncu Hesap’taki Bitmeyen Hoş Geldin Faizi sayesinde müşterilerimize Hoş Geldin dönemini uzatma imkânı da sunuyoruz” dedi. Tüzel müşterileri için de yenilikçi dijital çözümler sunan ING Türkiye, bu dönemde limited şirketlere şubeye gitmeye gerek kalmadan ING Mobil üzerinden müşterileri olabilme fırsatı sundu. ING Türkiye ve Allianz Türkiye ile stratejik iş ortaklığı gerçekleştirerek güçlerini birleştirdi.

Müşterilerine fayda ve katma değer yaratabilecek iş ortaklıklarını önceliklendiren ING Türkiye, Türk sigorta sektörünün öncü şirketlerinden Allianz Türkiye ile stratejik iş ortaklığı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında, ING Türkiye’nin müşterilerine sunduğu hayat sigortaları, Allianz Türkiye’nin sağladığı ürünlerden oluşacak. ING Türkiye Genel Müdürü Alper Gökgöz, benzer vizyon ve kültüre sahip, Avrupa merkezli iki kurumun bu iş birliği ile daha da güçleneceğine inandıklarını belirtti.   

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kocaeli Büyükşehir, Atatürk’ü sevdiği şarkılarla anacak

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 86. yıldönümünde İzmit ve Gebze’de düzenleyeceği konserlerle anacak. Atatürk’ün sevdiği şarkıların seslendirileceği her iki konser; 10 Kasım Pazar akşamı 20.00’de gerçekleştirilecek.

 

ODA ORKESTRASI İZMİT SDKM’DE

İzmit’teki konser, Engin Şen yönetimindeki Oda Orkestrası’nın senfonik tınıları eşliğinde SDKM’de düzenlenecek. Oda orkestrasının solistliğini Büyükşehir Belediye Konservatuvarı ses eğitmenleri Tuğçe Erenci ve Neşe Sarısözen yapacak. Belediye Konservatuvarı Türk Müziği Bölüm eğitmenleri de Oda Orkestrası’na eşlik edecek.

 

ŞARKILARIN HİKÂYELERİ ANLATILACAK

Seyircilerin verilen aralarda şarkıların hikâyelerini dinleme imkânı da bulacağı programda, Ata’nın sevdiği şarkıların hikâyeleri, Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Aydın Sigalı ve Şehir Tiyatroları Oyuncusu Funda İlhan’ın anlatımıyla aktarılacak.

 

GEBZE OSMAN HAMDİ BEY’DE

Gebze’de gerçekleşecek konsere ise Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi ev sahipliği yapacak. Şef Erbil Aydın yönetimindeki konserde Gemut ve Gönül Dostları Korosu Atatürk’ün sevdiği şarkı ve türküleri seslendirecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

NESİAD Turizm Komitesi ve Nissa Buklet Arasında İş Birliği Sözleşmesi İmzalandı

Nevşehir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (NESİAD) Turizm Komitesi, bölgedeki otel ve turizm işletmelerine hizmetleri artırma amacıyla Nevşehir Belediyesi Turizm ve Spor A.Ş bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Nissa Buklet Fabrikası ile otel malzemeleri ve buklet ürünlerinde iş birliği anlaşması imzaladı. Bu önemli anlaşma, Nevşehir’in turizm sektörüne yönelik hizmetleri daha da iyileştirme yolunda atılan önemli bir adım olarak değerlendirildi.

NESİAD Turizm Komitesi Başkanı Murat Yavuz’un organizasyonu ile gerçekleşen etkinliğe Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, Başkan Yardımcıları Ahmet Çöler ve İbrahim Yüzer, Nissa Buklet Fabrikası yetkilileri ve NESİAD Başkanı Mustafa Ertaş, başkan yardımcıları Mehmet Kahraman ve Ömer Özaltın, Yönetim Kurulu Üyeleri Abdullah Kahveci, Hurşit Şimşek, Tolga Kadıoğlu, Fatih Altuntakan ve Batuhan Arslan ile komite üyeleri Numan Atak, Cem Küsmez, Talha Uluer ve Mehmet Erdoğan hazır bulundu.

Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, konuşmasında turizm sektörünün Nevşehir için önemine dikkat çekerek, “Şehrimizin turizm potansiyelini daha ileriye taşıyacak her girişim, bizim için büyük bir değere sahiptir. NESİAD ve Nissa Buklet Fabrikası arasında yapılan bu iş birliği, hem bölgemize hem de turizm sektörüne değer katacaktır. Yerel işletmelerimiz ile iş dünyasını bir araya getiren bu tür anlaşmalar, şehrimizin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayacaktır,” ifadelerini kullandı. Başkan Arı, Nevşehir’in turizm sektöründe marka şehir olma yolunda hızla ilerlediğini de vurguladı.

NESİAD Başkanı Mustafa Ertaş ise bu anlaşmanın bölgedeki turizm işletmelerine yüksek kaliteli ürünler sunarken yerel üreticiyi de desteklediğine dikkat çekerek, “Bölgemizin turizmine ve yerel ekonomiye katkı sunan her iş birliği bizim için kıymetlidir. Nissa Buklet ile yapılan bu anlaşma, turizm sektöründeki kalite standartlarını yükseltirken yerel ekonomiye de destek olmaktadır,” dedi.

NESİAD Turizm Komitesi Başkanı Murat Yavuz ise bu iş birliğinin Nevşehir’in turizm potansiyelini güçlendireceğine olan inancını ifade ederek, “Bu iş birliği, turizm işletmelerimizin kalitesini artırmak ve yerel üreticiyi desteklemek açısından çok değerli bir adımdır,” şeklinde konuştu.

Bu stratejik iş birliği, turizm sektöründe sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen örnek bir model oluştururken, Nevşehir’in iş dünyası ve üreticiler arasındaki dayanışmayı pekiştiriyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Diyabetli çocuklar için şeker ölçüm cihazı dağıtıldı

İzmir Büyükşehir Belediyesi, “Tip 1 diyabet” hastası çocukların yaşam konforunu artırmak için destek programı başlattı. Dijital ölçüm cihazları düzenlenen törenle ailelere teslim edildi. Çocuğu diyabet hastası anne Ümmü Altınsöz, SGK kapsamında olmayan cihazların hayati bir ihtiyaç olduğunu belirterek, “Bütün kapılar yüzümüze kapanırken bize kapıyı ilk açan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Tugay oldu. Umarız herkes Başkanımız Cemil Tugay’ı örnek alır” dedi.

Halk sağlığı alanında önemli çalışmalar yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi diyabetli çocuklar için harekete geçti. “Tip 1 diyabet” tanısı alan anaokulu ve ilkokul öğrencilerine yönelik geliştirilen proje kapsamında, hayati önem taşıyan sensörlü şeker ölçüm cihazı araç ve gereçleri düzenlenen törenle ailelere teslim edildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Buca Sosyal Yaşam Kampüsü’nde düzenlenen dağıtım törenine projeden faydalanan 40 çocuk ve aileleri ile İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay, Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Ela Hızlı, Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Ahmet Soner Emre, Ege Üniversitesi Pediatrik Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Damla Gökşen ve Ege Diyabetliler Derneği Başkanı Gamze Bakkallar katıldı.

“Geleceği kurmak için birlikteyiz”

Törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay, “İzmir, hekim bir başkana sahip. Başkanımız göreve geldiği andan itibaren İzmir için ‘tek sağlık’ kavramını ortaya koydu. İnsanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, havasıyla hep birlikte sağlıklı bir İzmir’de yaşamayı umuyoruz ve bunun için çalışıyoruz” diye konuştu.

Çocuklar için “geleceğimiz” ifadesini kullanmanın yanlışlığını vurgulayan Okyay,  “Onlar için her şey ‘bugün’ yapılmalı. Tam da bu nedenle geleceği kurmak için birlikteyiz. Çok değerli bir ekiple çalışıyoruz ve biz sizler için buradayız. İzmir’in sağlığına, İzmir halkının sağlığına, çocuklarının sağlığına elimizden gelen katkıyı vermeyi amaçlıyoruz. Bunu yaparken sivil toplum örgütleri ve akademik çevrelerle birlikte hareket ediyoruz. Bundan sonraki en önemli görev, siz ailelerin dikkati ve hassasiyeti” açıklamasında bulundu.

“Bir çözüm bulundu”

İzmir Büyükşehir Belediyesi Eğitim Destekleri Şube Müdürü Rahşan Polat ise okul müdürlüğü yaptığı dönemde diyabetli bir öğrencisinin olduğunu ve yaşanan süreçleri gözlemleyebildiğini belirterek “Öğrencinin sürekli dersten çıkmak zorunda kalması, parmağının delinmesi, diyabetin düzenlenmesi sürecinde yaşanılanlar çok zordu. O süreçte, ‘keşke bu çocuğu yormadan bu işin başka bir çözümü olsa’ diye çok düşündüm. Bugün geldiğimiz noktada bir çözüm bulundu ve biz de bu çözümü çocuklara ulaştırma şansını elde ettik” ifadelerini kullandı.

“Başkanımız kimsesizlerin kimsesi oldu”

Ege Diyabetliler Derneği Başkanı Gamze Bakkallar da cihazın ne denli önemli olduğuna dikkat çekerek, “Ben 12 yaşından beri diyabetliyim ve bunu ancak bir diyabetli anlar. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız ve ekibi, bugün kimsesizlerin kimsesi oldu. Bunu çok içten söylüyorum” dedi.

Ekonomik zorluklar nedeniyle ailelerin hayati önem taşıyan sensöre erişimde zorluklar yaşadığını söyleyen Bakkallar, cihazın önemini şu ifadelerle anlattı. “Arabayla gittiğiniz bir yol düşünün. Önünüzde bir kavşak var ama bu yolda kavşak olduğunu belli eden bir tabela yok. Bu, sensör kullanmayan diyabetli bir çocuk ve ailenin durumu. Tam tersi senaryoda, arabada 80 kilometre hızla gidiyorsunuz ve ileride kavşak olduğunu uyaran tabela var. Hızınızı kesiyorsunuz ve kavşağı sağlıklı bir şekilde geçerek kaza yapmıyorsunuz. Bu da sensörlü bireyin ve ailenin durumu. Bizim sensör kullanmamız hayatımızı etkiler. Sağlıkta tasarruf olmaz. Bunu tüm devlet yetkilileri de bilsin.”

“Eğitimlerinizi mutlaka alın”

Törene katılan Ege Üniversitesi Pediatrik Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Damla Gökşen, 30 yıllık hekimlik kariyerinin 25 yılını tip 1 diyabetli çocuklarla geçirdiğini söyledi. Hastaları ve ailelerinin neler yaşadığını bilenler için diyabet kelimesini kullanmanın  zorluğunu vurgulayan Prof. Dr. Gökşen,  “Bu kelimeyi gözleriniz dolmadan kullanamazsınız. Çünkü ne kadar zor bir hayat yaşadıklarını bilirsiniz. ABS’li olan arabalarda hava balonu kaza sırasında patlar ama bizim sensörlerimiz kazalarımızı yani hipogliseminlerimizi önlüyor. Bu projede emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi. Gökşen, ölçüm cihazlarını kullanmadan önce ailelerin mutlaka eğitim alması konusunda da uyarıda bulundu.

“Kapıyı ilk açan Başkanımız Cemil Tugay oldu”

Diyabetli Selenay Altınsöz’ün annesi Ümmü Altınsöz, yıllardır verdikleri mücadeleye rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu’nun taleplerini karşılamadığını, kendilerine ilk kez İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin el uzattığını söyledi. Cihazın son derece hayati önem taşıdığını belirten anne Ümmü Altınsöz duygularını şu sözlerle ifade etti:

“Bu cihaz toka gibi bir aksesuar değil, ‘takmayayım’ diyemezsiniz. SGK bu konuda bize kulağını kapatmış durumda. Yıllardır anlatmaya çalışıyoruz ama görmüyor, duymuyor, bilmiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu konuda çok duyarlı davrandı. Hem parmak delmekten kurtulacağız hem de diyabeti yönetebileceğiz. Çocuk okula gittiğinde şekerini takip edebilmem için sensör olması gerekiyor. Sensörle müdahale edebiliyorum. Bu yüzden bu proje bizi çok mutlu etti. Başkanımıza duyarlılığı için teşekkür ediyoruz. Çalmadığımız kapı kalmadı, bütün kapılar yüzümüze kapandı ama bize kapıyı ilk açan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Tugay oldu. Olumlu yanıt aldığımız tek resmi kurum İzmir Büyükşehir Belediyesi oldu. Umarız herkes Başkanımız Cemil Tugay’ı örnek alır” diye konuştu.

“Ayaklarımın üstünde durmam lazım”

Törene katılan diyabetli Hiranur Bahur defterine yazdığı “Merhaba bugün size ‘Diyabetliyim, mutluyum’ dünyamı anlatacağım. Aksine benim çok güzel bir hayatım var. Zor olsa bile yine de pes etmek yok. Biz pes etmeyiz. Bugün çocuklara söylüyorum. Pes etmek yok, hiç pes etmeyelim. Hep mutlu olalım” cümlelerini paylaştı.

Bahur, “Ben 6 yaşında şeker hastası oldum ama ayaklarımın üstünde durmam lazım. Bütün çocuklar da böyle yapsın. Bu hastalık o kadar da kötü bir şey değil. Okulda oynayabiliriz, koşabiliriz. ‘Çok kötü hastalık’ diyorlar ama bu hastalık zor olsa bile yine de ayakta durmamız lazım. Ben bir keresinde iğnemi kendim vurmayı denemiştim ve çok güzel şekilde yapmıştım. Bu cihazla şekerimizi kendimiz ölçmek zorunda kalmayacağız. Cihaz kendisi ölçecek” diye konuştu.

“Diyabetli aileler sensör için çok büyük bir mücadele veriyor”

Diyabetli Defne Yutaz’ın annesi Elif Yıldırım ise proje için İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Sensörün 24 saat boyunca kan şekerini ölçüp kendilerine bilgi verdiğini söyleyen Elif Yıldırım “Çünkü kan şekerinde anlık değişimler olabiliyor. Özellikle kızım okuldayken onu takip etmem lazım. Geceleri bu takibi yapmak bizim için çok önemli. 2 saatte bir, bazen uykusuz kalarak kontrol etmemiz gerekiyor. Sensör bu anlamda bizim işimizi çok kolaylaştıracak. Diyabeti yönetmek çok zor. Sensör bizi çok güzel bir şekilde yönlendirecek” ifadelerini kullandı.

“Bu cihazın benim için faydası çok fazla”

Diyabetli Yiğit Efe’nin annesi Mehtap Yıldız da duyduğu mutluluğu şu sözlerle dile getirdi:

“Oğlumu iki yıldır anaokulu önünde bekliyordum. Yiğit Efe uyurken şekeri yükselirse ya da düşerse bilmiş olacağız ve erken müdahale edeceğiz. Cihaz olmazsa o okuldayken şekerine bakma fırsatımız yok. Kendisi de çocuk olduğu için parmağından ölçüm yapacak durumda değil. Bu cihazla kendisi şekerine bakabilecek, bana da bildirim gelecek” dedi. Yiğit Efe ise “Bu cihaz benim için çok iyi oldu”  diye konuştu.

Cihazın kullanımı için eğitim verildi

Törenin ardından ailelere cihazın kullanımı ile ilgili eğitim verildi. Şeker ölçüm sonuçlarının veliler tarafından anında görülebileceği bir donanıma sahip olan cihazlar, çocukların şeker değerlerini dengelemenin yanı sıra olası hipoglisemi ve hipergliseminin de önüne geçecek. Ayrıca sıklıkla manuel yapılan şeker ölçme işlemleri daha konforlu bir şekilde yapılmış olacak ve öğrenciler kaygı düzeyleri artmadan derslerine konsantre olabilecek. Ölçüm sonuçları, cihazın okuyucusu üzerinden veya cep telefonuna indirilen uygulama ile anında görülebiliyor. Her ölçümde anlık şeker değerleri, son 8 saatlik şeker değeri geçmişi gibi değerler de aktarılıyor. Ağrısız şekilde kola takılan sensör, şeker değerlerini 24 saat boyunca takip ediyor. Oldukça küçük boyutta ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemeyen cihaz, suya dayanıklı şekilde imal edildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ege Diyabet Derneği ile iş birliği halinde yürütülen projeden her öğrenci bir yıl boyunca faydalanabilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EÜ’de organ bağışına türkülerle dikkat çekildi

Ege Üniversitesi Organ Nakli Enstitüsü tarafından “Organ Bağışı Haftası” etkinlikleri kapsamında “Korneanın Sesi Konseri” gerçekleştirildi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 20 Mayıs Afisinde yapılan etkinlikte EÜ Tıp Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Sait Eğrilmez, Yılmaz Demirtaş, Cem Cansız ve Ersin İşitmez sahne aldı.  Konserde; Aşık Veysel ve Neşet Ertaş’ın türküleriyle organ bağışına dikkat çekildi.

Organ bağışı farkındalığını artırmak, organ bağışı konusunda bireylerin sosyal sorumluluk bilincini yükseltmek ve halkın bağışta bulunma davranışını teşvik etmek amacıyla yapılan programa, EÜ Organ Nakli Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Hatice Şahin, akademisyenler, idari çalışanlar ve öğrenciler katıldı.

Etkinlikte kısa bir konuşma yapan EÜ Organ Nakli Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Hatice Şahin, “Hepinizi Organ Bağışı Haftası etkinliğimizde görmekten mutluluk duyuyorum. Bu hafta, hayat kurtarmanın ve umudu yeniden yeşertmenin önemini vurgulamak için buradayız. Organ bağışı, bir hayatı sonsuza dek değiştirme gücüne sahiptir. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada organ bekleyen binlerce insan, sağlıklı bir yaşama kavuşmayı umutla bekliyor. Günümüzde organ nakli sayesinde her yıl birçok insan hayata tutunuyor; ancak ne yazık ki, organ bağışında yetersiz kalan rakamlar nedeniyle birçok insan bekleme listelerinde hayatını kaybediyor. Organ bağışının önemi, sadece tıbbi bir konudan ibaret değil; bu, aynı zamanda bir toplumsal dayanışma, insanlık ve kardeşlik göstergesidir. Bağışladığımız her organ, bir başkasına yeni bir hayat, yeni bir umut, yeni bir başlangıç demektir. Bu anlamda, Organ Bağışı Haftası toplumsal bilincimizi artırmak, dayanışma ruhumuzu güçlendirmek ve gelecekte daha çok hayat kurtarmak adına büyük bir fırsattır.” dedi.

         “Her bağışın yeni bir yaşama dönüşmesini umuyoruz”

Prof. Dr. Şahin, “Geleceğe baktığımızda, toplum olarak organ bağışına dair farkındalığımızın artmasıyla birlikte, bekleme listelerinin giderek azalmasını ve her bağışın yeni bir yaşama dönüşmesini umuyoruz. Bu süreçte gençlerimize, çocuklarımıza organ bağışının önemini anlatmalı, onları da bu konuda bilinçlendirmeliyiz. Unutmayalım ki geleceğin dünyasını bugünkü adımlarımız şekillendirecek. Sizlere son olarak çağrım şu: Hep birlikte, organ bağışı konusunda farkındalığı artırarak daha fazla hayat kurtarabiliriz. Bugün burada verdiğimiz her destek, yarın bir başkasının yaşama şansı olabilir. Gelin, hep birlikte bu bilinci yayalım ve gelecekte daha fazla insanın umutlarına kavuşmasına katkıda bulunalım. Katılımınız için teşekkür ederim” diyerek sözlerini noktaladı.

Konser sonrasında Bornova İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından açılan stantta katılımcılar organ bağışında bulundu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı