Yazar arşivleri: admin

Başrollerinde Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın Yer Aldığı 39 Derecede Aşk’ın Fragmanı Yayınlandı

Prime Video, romantik komedi türündeki yeni yerli Orijinal filmi 39 Derecede Aşk’ın fragmanını yayınladı. Ayça Ayşin Turan ve Furkan Andıç’ın başrollerini paylaştığı 39 Derecede Aşk’ın yönetmen koltuğunda Tunç Şahin oturuyor. Başrollere Cem Davran, Pelinsu Pir, Zeynep Oymak ve Ulaşcan Kutlu’nun eşlik ettiği bu romantik komedinin oyuncu kadrosunda Gafur Uzuner, Özlem Dinsel ve Fatih Al gibi deneyimli isimler de yer alıyor. Uygar Şirin’in senaryosunu yazdığı ve Bir Film’in yapımcılığını üstlendiği film, 6 Aralık’ta yalnızca Prime Video üyelerine özel olarak yayınlanacak.

39 Derecede Aşk, İstanbul ve İzmir gibi birbirinden farklı karakterlerdeki Kumru (Ayça Ayşin Turan) ve Fatih’in (Furkan Andıç) hayatlarının beklenmedik bir şekilde kesişmesini konu alıyor. Kumru, İstanbul’un hızlı ve yoğun temposunda kariyerinde başarıya ulaşmış hırslı bir avukatken; Fatih, sakin bir yaşam sürdüğü İzmir’de hayatından memnundur. Ancak Kumru’nun üstlendiği yüksek profilli bir boşanma davası, onu tekrar İzmir’e getirir ve yolları Fatih ile kesişir. Boşanma davasının karmaşık bir hal almasıyla Kumru ve Fatih, kendilerini bir dizi maceranın içinde bulurlar. Aldatan eşe karşı delil toplamak, davayı sonuçlandırmak, Kumru’nun eksantrik karakterli annesini ziyaret etmek, Fatih’in müzisyen arkadaşını konsere yetiştirmek ve gün bitmeden bir düğüne katılmak için sadece sekiz saatleri vardır. İzmir sokaklarında koşturan bu çiftin planları ve hayatları hiç beklemedikleri şekilde değişir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Emirates, Move to -15C Koalisyonuna Katıldı

Dünyanın en büyük uluslararası havayollarından biri olan Emirates, Move to -15°C global koalisyonuna katılarak bu girişime uzmanlığını taşıyan ilk havayolu oldu. Bozulabilir ürünlerin taşınmasında bir dünya lideri olan Emirates, taşıma ve nakliye alanındaki zengin bilgi birikimi ve deneyimini, sektörü değiştirme potansiyeline sahip bu girişimin pratik uygulamasına aktaracak.

İlk olarak BAE’de düzenlenen COP28’de tanıtılan Move to -15oC koalisyonu, dondurulmuş gıda sıcaklık standartlarını yeniden tanımlamayı ve dondurulmuş gıda tedarik zincirindeki enerji tüketimini azaltmayı hedefliyor. Koalisyonun çalışma hipotezi, sıcaklıkta üç derecelik bir değişikliğin, gıda kalitesi ve güvenliğinden ödün vermeden önemli bir çevresel etki yaratabileceğini öne sürüyor. Farklı sektörlerden ortakları bir araya getiren koalisyon, bu araştırmanın gerçek dünyadaki uygulanabilirliğini veri paylaşımı, operasyonel revizyon önerileri, üyeler ve paydaşlarla iş birliğinin yanı sıra politika yapıcılar ve düzenleyicilerle iletişime geçerek eğitim ve hukuk çalışmaları yoluyla keşfedecek. 

Bozulabilir ürünler, Emirates SkyCargo’nun tonaj bakımından en büyük iş birimini temsil ediyor ve her gün 900 ila 1.000 ton taze gıda, Emirates’in uçuşları ile dünyanın dört bir yanına taşınıyor. Dondurulmuş gıdalar küçük bir yüzdeyi temsil etse de havayolu, olağanüstü bir soğuk zincir altyapısı inşa ederek patentli inovasyonlar kullandı ve dondurulmuş gıda tedarik zincirini yeniden tasarlarken önemli içgörüler sağlayacak güçlü iş birlikleri kurdu.

Emirates SkyCargo Ürün ve İnovasyondan Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Dennis Lister, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Bozulabilir gıdaların taşınmasında uzun süredir lider konumdayız. Global tarım topluluğunu dünyanın dört bir yanındaki müşterileriyle buluşturuyor ve ürünleri taze bir şekilde sunuyoruz. Geleceğe dönük bir konsept olan Move to -15°C koalisyonu; teknoloji, ekipman, tesis, ambalajlama ve daha birçok alandaki güncel gelişmeler doğrultusunda sektörü geliştirmek için benzer düşünen ortakları bir araya getiriyor. Anlamlı bir çevresel etki yaratırken gıda lojistiğinin bir sonraki aşamasını şekillendirmeye yardımcı olmak üzere görüşlerimizi ve uzmanlığımızı sunmaktan heyecan duyuyoruz.”

Move to -15°C Koalisyonu Başkanı Thomas Eskesen ise şunları söyledi: “Emirates’in koalisyonumuza katılmasından dolayı heyecanlıyız. Havayolu endüstrisi, global soğuk zincirde hayati bir rol oynuyor ve Emirates gibi lider bir havayolunun aramıza katılması, bizim için önemli bir adım. Gıda üretimi, limanlar, nakliye, karayolu, demiryolu ve havayolu taşımacılığı, soğuk depolama ve perakendeyi içeren karmaşık dondurulmuş gıda tedarik zincirinde iddialı bir iklim eylemi ancak sektörler arası iş birliği ile gerçekleştirilebilir. Emirates, koalisyonumuza katılarak sektörlerin güçlerini birleştirmesiyle değişimin mümkün olduğunu gösteriyor.”

Move to -15°C koalisyonu, global lojistik firması DP World tarafından desteklenen ve Paris merkezli Uluslararası Soğutma Enstitüsü, Birmingham Üniversitesi ve Londra South Bank Üniversitesi’nden uzmanlar tarafından sunulan akademik bir çalışma olan Three Degrees of Change raporunun yayınlanmasının ardından 2023 yılında kuruldu.

Emirates hem kendi operasyonlarında hem de sektör genelinde etki yaratan sürdürülebilir ve çevresel girişimlere odaklanıyor. Hiçbir kuruluşun tek başına geniş kapsamlı sonuçlar elde edemeyeceğinin bilincinde olan Emirates, stratejisinin önemli bir parçası olarak, en büyük zorluklara diğer birçok endüstriyle de ortaklık kurarak çözüm bulmayı hedefliyor. Move to -15°C koalisyonunun yanı sıra aynı zamanda Aviation Impact Accelerator’ın (AIA) da endüstriyel bir ortağı olan Emirates, ticari havacılıkta fosil yakıtların etkisini azaltmaya odaklanan araştırma ve geliştirme projelerine adanmış 200 milyon ABD Doları tutarındaki Sürdürülebilirlik Fonu’nun ilk ödemesini gerçekleştirdi. Emirates ayrıca Birleşik Krallık’ta CO2 emisyonlarını azaltmayı ve düşük karbonlu yakıtlar üretmeyi amaçlayan sektörler arası bir iş birliği olan The Solent Cluster’a da katıldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uluslararası Sürdürülebilir Turizm Derneği’nin Güz Şurası Sonuç Bildirgesi Yayımlandı

Turizm sektöründe sürdürülebilirliğin ve güncel gelişmelerin temsiliyetini artırmak amacıyla kurulan Uluslararası Sürdürülebilir Turizm Derneği’nin (USTUD) 2024 Güz Şurası sonuç bildirgesi yayımlandı. Akademi, turizm, medya, sivil toplum ve özel sektör temsilcilerinin katıldığı şuradan sonra yayımlanan bildirgede; İzmir’in Selçuk ilçesinin sürdürülebilir turizm için pilot bölge olarak belirlendiği açıklandı. Şurada ayrıca, bölgenin yıl boyu turist ağırlayabilen bir destinasyon haline gelmesi için çözüm önerileri paylaşıldı. 

Turizm sektöründe sosyal, ekonomik ve ekolojik açıdan sürdürülebilir uygulamaların geliştirilmesine katkı sunmak amacıyla sektör paydaşlarını buluşturan Uluslararası Sürdürülebilir Turizm Derneği’nin (USTUD) 2024 Güz Şurası 1 Kasım tarihinde Selçuk Kent Belleği binasında düzenlendi. Akademi, turizm, medya, sivil toplum ve özel sektör temsilcilerinin katıldığı şurada, İzmir’in Selçuk ilçesinin sürdürülebilir turizm için pilot bölge olarak belirlendiği açıklandı. Selçuk bölgesinin, ekoturizm, kırsal turizm, inanç turizmi, sağlık turizmi ve kültür turizmi açısından turizm çeşitliliğini destekleyebilecek zenginliklere sahip olduğu değerlendirildi. Bu kapsamda da bölgede turizmi sürdürülebilir hale getirmek için çözüm önerileri paylaşıldı. 

2024 Güz Şurası’nın ardından “Selçuk’ta Sürdürülebilir Turizm Stratejileri ve Gelişim Alanları” başlıklı sonuç bildirgesi yayımlandı. Bildirgede Selçuk’un mevcut turizm potansiyelini sürdürülebilir bir şekilde artırmak için öneriler sunuldu. Öne çıkan başlıklar ise şu şekilde: 

  • Selçuk’un turizm potansiyelini daha fazla tanıtmak amacıyla ulusal ve uluslararası platformlarda dijital tanıtım kampanyaları düzenlenmesi gerektiğinin altı çizildi.
  • Turizm faaliyetlerinin, bölgenin doğal ve kültürel yapısını koruyacak şekilde planlanmasının gerektiği açıklandı. Selçuk’un tarihi mirası, tarım alanları ve doğal güzellikleriyle sürdürülebilir turizmi destekleyebilecek potansiyele sahip olduğu aktarıldı.
  • Tarihi dokusu ve doğası ile turizm için ulaşılabilir bir destinasyon olan Selçuk’un ulaşım altyapısının güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
  • Selçuk’ta turizmin, yerel halkın ekonomik kalkınmasına katkı sağlaması için, sosyal ve ticari faaliyetler geliştirilmesi gerektiğinin önemi ortaya koyuldu. Bu sayede turistlerin bölgedeki kalış süresinin artırılabileceği açıklandı.
  • Bölgedeki kadınların ekonomik gücünü artıran kooperatiflerin, turizmin sürdürülebilirliği ve yerel kalkınma açısından önemli bir araç olduğu aktarıldı. Yöresel dokumacılık ve el emeği ürünlerin tanıtımının, bölgeye özgü değerlerin korunmasına katkı sağladığı ve sağlayacağı ortaya koyuldu. Kadın girişimcilerin desteklenmesinin ve yerel halkın katılımının bölgedeki toplumsal kalkınmayı hızlandırabileceğine işaret edildi.
  • Selçuk’un organik tarım açısından büyük bir potansiyele sahip olduğu değerlendirildi. Bu kapsamda bölgede yetiştirilen ürünlerin turizm sektörüne entegre edilmesi ve otel, restoranlarda kullanılmasının yerel ekonomiyi canlandıracağı öne çıkan noktalar arasında yer aldı.

Bildirgede ayrıca Selçuk bölgesinde mevcut turizm altyapısının iyileştirilmesinin ziyaretçi memnuniyetini artıracağı, aynı zamanda yeni projelerle de bölgenin turizm kapasitesi genişletilmesinin önemli olduğunun altı çizildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akışı bozan duraklamalar, tekrarlar ve uzatmalar kekemelik belirtisi olabilir!

Kekemeliğin konuşmanın akıcılığının bozulması ile karakterize olan bir konuşma bozukluğu olduğunu belirten uzmanlar, 2 ila 7 yaşları arasında görünür hale geldiğini söylüyor.

Kekemeliğin kesin nedenlerinin tam olarak bilinmediğini aktaran Dil ve Konuşma Terapisti Hazel Ezgi Dündar, “Kekemelikte genetik, nörolojik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor. Cümle üretimleri başladığında çocukların konuşmalarındaki akışı bozan duraklamalar, tekrarlar ve uzatmalar kekemeliğin belirtileri olabilir.” dedi. Dil ve konuşma terapisinin, kekemeliğin yönetilmesinde oldukça etkili bir yöntem olduğuna dikkat çeken Hazel Ezgi Dündar, kekeme bireylerin yakınlarına da iletişim sürecinde sabırlı olmalarını önerdi ve kekemeliği değil mesajı anlamaya çalışmanın önemini vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Hazel Ezgi Dündar, kekemelik hakkında bilgi verdi ve ailelere önerilerde bulundu.

Kekemelik kişinin kendini ifade etmesini ve sosyalleşmesini zorlaştırabilir

Konuşmanın akıcılığının bozulması ile karakterize olan bir dil ve konuşma bozuklu olan kekemeliğin genellikle ses, hece veya kelimelerin tekrar edilmesi, uzatılması veya aralarında duraklamalar olması şeklinde kendini gösterdiğini dile getiren Dil ve Konuşma Terapisti Hazel Ezgi Dündar, “Bu durum, kişinin kendini ifade etmesini, sosyalleşmesini ve günlük hayatını zorlaştırabilir.” dedi.

Kekemeliğin nörogelişimsel bir farklılık olduğunu vurgulayan Hazel Ezgi Dündar, “Görünür hale gelmesi genellikle 2 ila 7 yaşları arasında dil gelişimi sürecinde olur. Cümle üretimleri başladığında çocukların konuşmalarındaki akışı bozan duraklamalar, tekrarlar ve uzatmalar kekemeliğin belirtileri olabilir.” açıklamasını yaptı.

Kekemeliği olan bir kişiye karşı sabırlı olunmalı…

Kekemeliğin kesin nedenlerinin tam olarak bilinmediğini aktaran Dil ve Konuşma Terapisti Hazel Ezgi Dündar, “Kekemelikte genetik, nörolojik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor. Kekemelik aniden ortaya çıkmaz fakat çevresel stres, travma veya ani dil gelişimi gibi durumlarda görünürlüğü artabilir.” dedi.

Dil ve konuşma terapisinin, kekemeliğin yönetilmesinde oldukça etkili bir yöntem olduğuna dikkat çeken Hazel Ezgi Dündar, şunları söyledi:

“Kişinin ve kekemeliğin özellikleri dikkate alınarak belirlenen doğru terapi yöntemleri ile kişiye kekemelikle başa çıkma becerilerini geliştirmeye yönelik stratejiler sunulur ve iletişimde rahatlaması sağlanır.

Kekeme bireylerin aileleri ve yakınları da onlarla iletişim kurarken dikkatli davranmalı. Kekemeliği olan bir çocuğa sabırlı ve destekleyici bir tutumla yaklaşılmalı. Konuşurken acele ettirilmemeli ve ne söylemek istediği sabırla beklenmeli. İyi niyetle yardım amaçlı söylenen ‘nefes al, yavaş konuş’ gibi ifadeler genellikle zaman baskısı ve stres yaratabilir, bu nedenle bu tür yorumlardan kaçınılmalı. Kişiye ve söylediklerine odaklanmak, kekemeliği değil mesajı anlamaya çalışmak önemlidir.”

Kekemelik akademik performansı dolaylı olarak etkileyebilir!

Kekemeliğin, bireyin öğrenme kapasitesini doğrudan etkilemediğine değinen Dil ve Konuşma Terapisti Hazel Ezgi Dündar, “Ancak örneğin sınıf ortamında kendini ifade etmede zorluklar yaşanabileceğinden ya da bu zorluklardan kaçınmak istemek sebebiyle sahip olunan potansiyel sergilenemeyeceğinden akademik performansı dolaylı olarak etkileyebilir.” dedi.

Kişinin konuşmasına değil, kendisine odaklanılmalı 

Etrafında kekemelik rahatsızlığı yaşayan kişilere de önerilerde bulunan Dil ve Konuşma Terapisti Hazel Ezgi Dündar, sözlerini şöyle tamamladı:

“Her birimizin farklılıkları olduğu göz önünde bulundurularak kekemelik yaşayan bireylere de gerekli saygı ve anlayışla yaklaşılmalı. Onları yargılamadan dinlemek, konuşmaları üzerinde baskı kurmamak ve olumlu iletişim ortamları yaratmak önemli. Bu noktada pek çok özellik, kıymet ve potansiyel barındıran bir kişinin yalnızca konuşmasındaki kekemeliğe odaklanmanın doğru olmadığı, odağımızın kişinin kendisi olması gerektiği unutulmamalı.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sinema tarihinin kült serilerinden ‘Alien’ fırtınası, yeni dizi ‘Alien: Earth’ ile sadece Disney+’ta esmeye devam edecek

8 bölümden oluşan ve 2025 yılında sadece Disney+’ta izleyicilerle buluşacak olan dizi, farklı ülkelerden önemli oyuncuların olduğu geniş kadrosuyla dikkat çekiyor. 

Gizemli bir uzay gemisi Dünya’ya çarptığında, genç bir kadın ile bir grup asker, gezegenin en büyük tehdidiyle yüzleşmek zorunda kalırlar ve önemli bir keşifte bulunurlar. Kaza kurtarma ekibinin üyeleri, enkaz altında hayatta kalanları ararken, hayal dahi edemeyecekleri kadar korkunç, gizemli ve yırtıcı yaşam formlarıyla karşılaşırlar. Bu yeni tehdidin ortadan kalkması her şeyin sadece başlangıcı olacaktır. Çünkü arama ekibi, hayatta kalmak için savaşırken, yaptıkları keşfin sonucunun bildikleri Dünya’yı sonsuza kadar değiştirmesi gerçeğiyle yüzleşecekler.  

 

Korku ve bilimkurgu türünün imza serilerinden ‘Alien’, bu sene beyazperdedeki Disney Studios imzalı ‘Alien: Romulus’ adlı son serüveninden sonra bu sefer bambaşka bir hikayeyle ve dizi formatında geliyor. 8 bölümden oluşan ve ilk tanıtımı ile görseli yayınlanan ‘Alien: Earth’, izleyicileri bu uzun soluklu maceranın 30 yıl öncesine götürecek. Sydney Chandler’ın başrolünde olduğu dizi uluslararası pek çok ismi barındıran geniş oyuncu kadrosuyla, sevenlerine heyecan dolu bir hız treni deneyimi yaşatacak. 

 

Alex Lawther, Timothy Olyphant, Essie Davis, Samuel Blenkin, Babou Ceesay, David Rysdahl, Adrian Edmondson, Adarsh Gourav, Jonathan Ajayi, Erana James, Lily Newmark, Diem Camille ve Moe Bar-El’in oyuncuları arasında yer aldığı ‘Alien: Earth’, 2025 yılında sadece Disney+’ta seyredilebilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

MEM Sahne’de Balkan rüzgarı esti

Müziğinde geleneksel Balkan ve makam müziği motiflerini modern yorumlarla buluşturan Martenitsa, MEM Sahne’de dinleyicilerle buluştu. 

 

Nilüfer Belediyesi Dr. Hüseyin Parkan Sanlıkol Müzik Enstrümanları Müzesi (MEM) Balkan, Yunan ve Türk ezgilerini kendi yorumlarında buluşturan Martenitsa’yı ağırladı. Ud ve vokalde Gizem Nur Copçuoğlu, akordeonda Kaan Sancaktar, kemanda Aslı Büyükköksal ve perküsyonda Murat Gürgen bulunduğu Martenitsa Grubu dinleyicilere keyifli bir akşam yaşattı. Grup, yeni çıkacak mini albümünde bulunan 2 şarkıyı da seslendirdi. 

Konser sonunda büyük alkış alan Martenitsa, etkinlik dolayısıyla Nilüfer Belediyesi’ne teşekkür etti.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı Etkinliği: “Sağlıklı Nefes, Sağlıklı Gelecek”

Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ve EÜ Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi işbirliğiyle Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında “Sağlıklı Nefes, Sağlıklı Gelecek” etkinliği gerçekleştirildi.

Akciğer kanseri farkındalığını artırmak amacıyla hazırlanan etkinlikte, akciğer kanserinin önlenmesi ve erken teşhisinin önemini anlatıldı. Kurulan stantta sağlık profesyonelleri tarafından akciğer kanseri ile ilgili uyarılarda bulunan ve erken teşhisin önemine dikkat çeken kitap ve broşürler dağıtıldı. Beyaz balonlar uçuruldu.

Ege Üniversitesi 1 No’lu Yemekhane önünde yapılan etkinliğe,  Ege Üniversitesi Kanserle Savaş Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serra  Kamer ve Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Fatma Sert, Hemşirelik Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Aslı Kalkım, Prof. Dr. Şafak Dağhan, Doç. Dr. Emine Karaman, akademisyenler, idari personel ve öğrenciler katıldı.

“Akciğer kanseri en yaygın görülen kanser türüdür”

Projenin yürütücülüğünü yapan Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Kalkım,  “Akciğer kanseri farkındalığını artırmak amacıyla hazırlanan bu etkinlikte, akciğer kanserinin önlenmesi ve erken teşhisinin önemini anlatmak için ‘Sağlıklı Nefes, Sağlıklı Gelecek’ etkinliğini gerçekleştirdik. Akciğer kanseri en yaygın görülen kanser türüdür. Akciğer kanserine neden olan en yaygın risk faktörlerinden biri sigara kullanımıdır. Günümüzde sigara içme yaşı 11-12 yaşlara kadar inmiştir. Sigara içen bireylerin akciğerleri, görevlerini tam olarak yapamadığından dolayı beraberinde birçok sağlık sorununu da getirmektedir. Akciğer kanserine bağlı ölümlerinin azaltılabilmesi için sigarasız yaşam ile hayatımızı sürdürmemiz gerekiyor.” diye konuştu.

“Sigarasız Yaşam Kitabı” dağıtıldı

Etkinlikte beyaz kurdeleler, beyaz balonlar ve Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu’nun yazdığı “Sigarasız Yaşam Kitabı” ile broşürler standı ziyaret eden katılımcılara dağıtıldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bağırsak sağlığı psikolojiyi etkiliyor

İnsan vücudunda yaşayan bakteri, mantar, virüs ve protozoa gibi trilyonlarca mikroorganizmanın tümünü ifade eden mikrobiyota, sağlıklı bir vücut için kritik bir öneme sahip. Sağlıklı bir mikrobiyota için özellikle lif ve probiyotik açısından zengin ve fermente gıdalar içeren dengeli ve çeşitli bir diyet, aşırı antibiyotik kullanımından kaçınma, düzenli egzersiz ve stres yönetiminin önemli olduğunu paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel “Sağlıklı bir mikrobiyota sindirim sağlığını destekler, bağışıklık sistemini güçlendirir, enflamasyonu azaltır ve ruh sağlığını olumlu etkiler” dedi.

 

İnsan bağırsak mikrobiyotası, gıdaların sindirimi, bağışıklık sisteminin desteklenmesi, bazı vitaminlerin sentezlenmesi ve biyolojik modifikasyonu, sağlıklı bağırsak fonksiyonları, iltihabi değişikliklerin önlenmesi, ideal vücut ağırlığının korunması, beyin işlevleri, bazı kalp damar hastalıkları ve ruh sağlığı gibi çok farklı vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesinde önemli roller üstleniyor.

 

Mikrobiyom kişiye özel 

Mikrobiyotayı oluşturan mikroorganizmaların genomlarının toplamını ifade eden mikrobiyomun aynı zamanda, zararlı patojenlerle mücadele ederek vücut sağlığını korumaya yardımcı olduğunu paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel “Mikrobiyom kişiden kişiye farklılık gösteriyor. Bu farklılıklar genetik özellikler, doğum şekli, kişinin immün yanıt kapasitesi, diyet, antibiyotikler dahil pek çok ilaç, enfeksiyonlar ve çevresel mikrop maruziyetleri gibi faktörlerden etkileniyor. Ayrıca yaş ve cinsiyet de mikrobiyomu etkiliyor” diye konuştu.

 

Bağırsak sağlığı obezite ile doğrudan ilişkili

Son zamanlardaki çalışmaların bağırsak mikrobiyotasındaki farklılıkların ve bileşimindeki değişimin, obezite ile ve obezite ilişkili hastalıkların ortaya çıkışında da önemli olduğunun düşünüldüğünü vurgulayan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel “Obez kişilerin bağırsağında bazı bakteri türlerinin azalması, belli bazı bakteri türlerinin artması ve bakteriyel çeşitliliğin azalması gibi değişiklikler gözlemlenebiliyor. Kilo verilmesi ile bu değişikliklerin geriye döndüğü de görülüyor” açıklamasında bulundu.

 

Antibiyotik kullanımı mikrobiyota dengesini bozabilir

Antibiyotiklerin zararlı bakterileri öldürmesinin yanı sıra yararlı bakterileri de yok edebildiğini, bunun da mikrobiyota dengesinin bozulmasına yol açabildiğini hatırlatan Prof. Dr. Melih Özel “Bu durum, antibiyotik sonrası ishallere, mantar enfeksiyonlarına ve uzun vadede antibiyotik direncine neden olabilir. Mikrobiyomun toparlanması ve eski dengesine dönmesi aylar, hatta yıllar sürebilir. Bu nedenle de antibiyotikler sadece doktor önerisi ile ve doğru dozda kullanılmalı. Soğuk algınlığı veya grip gibi viral enfeksiyonlarda antibiyotikler işe yaramaz. Bu nedenle gereksiz yere kullanılmamalı” diye konuştu.

 

Mikrobiyota mental sağlığı etkiliyor

Mikrobiyotanın mental sağlık üzerinde de etkili olduğunun düşünüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Melih Özel, “İnsan vücudunda bağırsak-beyin ekseni olarak bilinen bir bağlantı var. Hem bu eksenin işlevlerinin düzgün olmasının hem de bağırsaklardaki bakterilerin varlığı ve çeşitliliğinin insanın ruh halini etkileyebileceği düşünülüyor. Şu an için sağlıklı bir diyet, düzenli fiziksel aktivite ve stres yönetimi teknikleri, mikrobiyom sağlığını korumanın ve dolaylı olarak mental sağlığı desteklemenin en etkili yolları olarak kabul edilebilir” dedi.

 

Mikrobiyota değişimleri bağırsak fonksiyon bozukluklarına neden olabilir

Disbiyozisin yani mikrobiyom dengesizliklerinin bağırsaklarda fonksiyonel bozukluklara neden olabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Melih Özel, “Mikrobiyomun sağlığı, bağırsak hareketlerini ve mukozal bariyer fonksiyonunu etkileyerek bu tür durumların ortaya çıkmasında rol oynar. Disbiyozis, bağırsak hareketlerini düzenleyen mekanizmaları etkileyerek yararlı bakterilerin azalmasına ve zararlı bakterilerin artmasına, böylelikle bağırsak hareketlerinin düzensizleşmesine neden olabilir. Bu durum, bağırsaklarda işlev bozukluklarına yol açabilir” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: Yapı ruhsatı verilen binaların yüzölçümü %18,9 azaldı

Toplam yüzölçümün %53,1’i konut alanı olarak gerçekleşti

Belediyeler tarafından 2024 yılı III. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen binaların toplam yüzölçümü 32,0 milyon m² iken; bunun 17,0 milyon m²’si konut, 8,2 milyon m²’si konut dışı ve 6,8 milyon m²’si ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

En yüksek yüzölçüm payı %66,3 ile iki ve daha fazla daireli binaların oldu
 

Belediyeler tarafından 2024 yılı III. çeyreğinde yapı ruhsatı verilen binaların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 21,2 milyon m² ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 2,5 milyon m² ile sanayi binaları ve depolar izledi.

Yapı kullanma izin belgesi verilen binaların yüzölçümü %5,3 azaldı

Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2024 yılı III. çeyreğinde belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen bina sayısı %2,9 artarken, daire sayısı %3,1 ve yüzölçüm %5,3 azaldı.

Toplam yüzölçümün %55,1’i konut alanı olarak gerçekleşti
 

Belediyeler tarafından 2024 yılı III. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen binaların toplam yüzölçümü 22,5 milyon m² iken; bunun 12,4 milyon m²’si konut, 5,6 milyon m²’si konut dışı ve 4,5 milyon m²’si ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

 

En yüksek yüzölçüm payı %68,2 ile iki ve daha fazla daireli binaların oldu
 

Belediyeler tarafından 2024 yılı III. çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen binaların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 15,3 milyon m² ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 1,8 milyon m² ile sanayi binaları ve depolar izledi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Burak Deniz ve Öykü Karayel’in başrollerini paylaştığı orijinal film ‘Umami’ çok yakında Disney+’ta!

The Walt Disney Company’nin tüm dünyada milyonlarca üyeye sahip dijital yayın platformu Disney+, çok konuşulacak lokal içeriklerine yakında geri dönüyor. Platform ilk olarak başrollerinde Burak Deniz ve Öykü Karayel’in yer aldığı drama türündeki ‘Umami’ filmini izleyicilerle buluşturacak. 2021 yılında vizyona giren ödüllü film ‘Boiling Point’in uyarlaması olan ‘Umami’nin yapımcılığını Karga Seven üstlenirken, uyarlama senaryosu Can Cengiz imzası taşıyor. Emre Şahin’in yönetmen koltuğunda yer aldığı filmin kadrosunda Burak Deniz ve Öykü Karayel’in yanı sıra, Osman Sonant, Onur Ünsal, Ulvi Kahyaoğlu, Tuğba Çom Makar, Nergis Öztürk, Murat Kılıç ve Selin Şekerci gibi başarılı isimler yer alıyor.

 

‘Umami’, şef Sina Bora’nın, İstanbul’da başarılı ve lüks bir restoranı yönetmenin yoğun baskılarıyla boğuşurken, aynı zamanda kişisel hayatı ve ekibinin bitmek bilmeyen talepleriyle başa çıkmak zorunda kaldığı sıra dışı gecesini anlatıyor. ‘Umami’, ‘Boiling Point’in genel hikayesine sadık kalırken aynı zamanda yerel kültüre dair güçlü dokunuşlarla yenilikçi ve özgün bir dil yakalıyor.

 

Disney+ Türkiye, Haziran 2022’deki lansmanından bu yana önemli bir dönüm noktası olacak yeni reklam özelliğini Şubat 2025’te hayata geçirmeye hazırlanıyor. Bu özellik ile, platforma özel orijinal yapımlar, gişe rekorları kıran filmler, ödüllü ve eleştirmenlerce beğenilen dizilerin yer aldığı herkese hitap eden içerik kütüphanesi sürekli büyüyerek izleyiciye sunulmaya devam ederken, hem üyelere hem de reklamverenlere yeni fırsatlar sunuluyor olacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı