Yazar arşivleri: admin

Canik’te 18 Mart’a Özel Oratoryo

Canik’te 18 Mart’a Özel Oratoryo

Canik Belediyesi, ilçede 18 Mart Çanakkale Zaferi Oratoryosu gerçekleştirdi.

Canik Belediyesi, ilçede 18 Mart Çanakkale Oratoryo programını gerçekleştirdi. 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nün 110 yıl dönümünde gerçekleşen programda, Çanakkale şehitleri dualarla yad edildi. Canik Borsa İstanbul Anadolu Lisesi’nin sahnelediği oratoryo gösterisi ise izleyenlere duygu dolu anlar yaşattı. Canik Belediyesi programının ardından, Çanakkale Savaşı’nda askerlerin menüsünde yer alan üzüm hoşafı ikramında bulundu. Şiirler seslendirildi Canik Belediyesi’nin ilçesinde gerçekleştirildi 18 Mart Çanakkale Oratoryolarının yoğun ilgi gösterdiği görüldü. Piazza AVM’de parasal oratoryo gösterisinin ardından Canik Borsa İstanbul Anadolu Lisesi’nin seslendirdiği Çanakkale şiirleri alkışları toplandı. Çanakkale Zaferi’nin dünyadaki dönüm noktalarından birisine dikkat Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, “Çanakkale Zaferi milletimizin azim, cesaret ve fedakarlıkla yazdığı ölümsüz bir destan, sarsılmaz beraberlik ruhudur. Ecdadınızdan ölen birlik ve berberlik hayatı yaşatmak ve gelecek nesillere yardım yükü ortaklığımızdur. şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu proje ile Kalıtsal Hemolitik Aneminin nadir genetik mekanizmaları tespit edilecek

Egeli bilim ekibi Türkiye ve dünyada bir ilke daha imza atacak

Bu proje ile Kalıtsal Hemolitik Aneminin nadir genetik mekanizmaları tespit edilecek

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Genetik Hastalıkları Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Esra Işık’ın yürütücülüğünde hazırlanan “Genetik Nedeni Belirlenememiş Kalıtsal Hemolitik Anemi Hastalarında Tüm Genom Dizileme ile Nadir Moleküler Mekanizmalar ve Aday Genlerin Araştırılması” başlıklı proje, TÜBİTAK tarafından desteklenmeye uygun bulundu. Türkiye’de ve dünyada bir ilk olan bu proje ile Kalıtsal Hastalık Anemisi (KHA) hastalarında tüm genom dizileme (WGS) yöntemiyle bugüne kadar tespit edilemeyen nadir genetik mekanizmaların tespit edilmesi hedefleniyor.

Proje yürütücüsü Doç. Dr. Esra Işık’ı ve ekibini makamında ağırlayan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Türkiye’de ve dünyada bir ilk olan bu çalışmasından dolayı tebrik ederek başarılar diledi. Rektör Prof. Dr. Budak, “Tam akredite, öğrenci odaklı, milli yenilik ödüllü, sağlık temalı, öncü araştırma üniversitemiz bünyesinde görev yapan bilim insanları yenilikçi ve özgün projeler hazırlamaya devam ediyor. Üniversitemiz, ülkemizin güçlü sağlık altyapısına sahip yükseköğretim kurumları arasında ön sıralarda yer alıyor. Tıp eğitimde ve klinik araştırmalarda küresel düzeyde referans gösterilen Tıp Fakültemiz, bir yandan modern tıbbın donanımlı hekimlerini yetiştirirken diğer yandan da insan ve toplum sağlığına yönelik sunduğu tanı ve tedavi hizmetleri ile öncü konumunu sürdürüyor. Tıp Fakültemiz bilim insanları yürüttükleri özgün ve yenilikçi bilimsel çalışmalarla hem literatüre katkı yapıyor hem de insanlığın sorunlarına çözüm sunuyor. Doç. Dr. Esra Işık yürütücülüğünde, multidisipliner bir anlayışla hazırlanan proje TÜBİTAK’tan destek almaya hak kazandı. Proje Ekibimizi tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” diye konuştu.

“Projemiz multidisipliner iş birliğiyle yürütülecek”

Yürütülen çalışma ile ilgili bilgi veren EÜ Tıp Fakültesi Çocuk Genetik Hastalıkları Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Esra Işık ise  “Genetik Nedeni Belirlenememiş Kalıtsal Hemolitik Anemi Hastalarında Tüm Genom Dizileme ile Nadir Moleküler Mekanizmalar ve Aday Genlerin Araştırılması başlıklı projemiz TÜBİTAK 1001 desteği almaya hak kazanmıştır. Türkiye’de ve dünyada bir ilk olan bu proje ile KHA hastalarında tüm genom dizileme (WGS) yöntemiyle bugüne kadar tespit edilemeyen nadir genetik mekanizmalarını ortaya çıkarmayı amaçlamaktayız. Yeni moleküler mekanizmaların keşfi sayesinde kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarına kapı aralanacak ve hastalara özgün takip planları oluşturulabilecektir. Bu çalışmamız, Ege Üniversitesi Çocuk Genetik Hastalıkları, Çocuk Hematoloji ve Tıbbi Biyoloji Bilim Dallarının multidisipliner iş birliğiyle yürütülerek üniversitemizi ve ülkemizi bu alanda öncü konuma taşıyacaktır” dedi.

Yürütücülüğünü Doç. Dr. Esra Işık’ın yaptığı projede Prof. Dr. Yeşim Aydınok, Prof. Dr. Tahir Atik, Doç. Dr. Nur Selvi Günel, Doç. Dr. Nihal Karadaş, Uzm. Dr. Türkan Turkut Tan, Uzm. Dr. Yusuf Can Doğan ve Dr. Mehmet Mert Topaloğlu yer alıyor.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tasavvuf musikisi gönülleri mest etti

Büyükşehir’den kalplere dokunan tasavvuf musikisi dinletisi;

Tasavvuf musikisi gönülleri mest etti

 

Büyükşehir Belediyesi, Ramazan ayına özel olarak düzenlediği etkinliklerle manevi atmosferi zenginleştirmeye devam ediyor. SEKA Kâğıt Müzesi içerisinde bulunan Makine Salonu’nda gerçekleşen tasavvuf musikisi dinletisi katılımcılara unutulmaz bir gece yaşattı.

 

KATILIMCILARDAN DİNLETİYE TAM NOT

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Ramazan ayının manevi atmosferini yansıtan özel bir müzik etkinliğine ev sahipliği yaptı. Bu etkinlik, “Müzeden Gelen Nağmeler” temasıyla müze içinde ilk defa düzenlenen bir Ramazan etkinliği olma özelliği taşıdı. Ney, kanun ve keman gibi geleneksel enstrümanlar eşliğinde seslendirilen ilahiler, salondaki dinleyicileri huzurlu bir yolculuğa çıkardı. Ramazan ayının ruhunu ve birlikteliğin coşkusunu en iyi şekilde yansıtan etkinlik, katılımcılardan tam not aldı.

 

UNUTULMAZ BİR DENEYİM YAŞANDI

Aşk-ı Niyâz Musiki Derneği Başkanı ve Şefi Arif Ustacık’ın liderliğindeki grup, keman, klasik kemençe, kanun ve ney gibi enstrümanlarla zenginleşen bir müzik ziyafeti sundu. Koro eşliğinde gerçekleştirilen konser, SEKA Kâğıt Müzesi’nin tarihi Makine Salonu’nda katılımcılara unutulmaz bir deneyim yaşattı. Yoğun katılımla gerçekleşen ve büyük beğeni toplayan etkinlikte kadim tekke musikisinden örneklere ve irfan türkülerine yer verildi.

 

MANEVİ BİRLİK DUYGUSU HEDEFLENDİ

Etkinlikte özellikle mevlevi ve tasavvuf müziğiyle katılımcılara manevi bir birlik duygusu hedeflendi. Ramazan ayına özel düzenlenen bu etkinlik, katılımcılara tasavvuf müziğinin derinliklerinden ilham alarak manevi bir deneyim yaşatmayı amaçladı. SEKA Kâğıt Müzesi, bu etkinlikle müze içinde ilk defa Ramazan temalı bir organizasyon gerçekleştirmiş oldu.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Selçuk Erez’den geleceğin hekimlerine tavsiye

Prof. Dr. Selçuk Erez’den geleceğin hekimlerine tavsiye

“Biriktirilmiş bilgi yoksa yanlış yolların peşinde koşmak zorunda kalırsınız”

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen 14 Mart Tıp Bayramı etkinlikleri kapsamında İstanbul Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Erez, geleceğin hekimlerine seslendi. Teknoloji ve yapay zekanın günümüzde öne çıktığı, kişinin kendi elde ettiği bilgi birikiminin arttığını vurgulayan Prof. Dr. hatırlatmamızı hatırlatırız” dedi. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından Dr. Ralph A. Defronzo Oditoryumu’nda düzenlenen etkinlikte, akademisyenlerin katıldığı etkinlikle 14 Mart Tıp Bayramı kutlandı. Ersoy Kocabıçak: “Tıp mesleği bilimin ve insan sevgisinin birleştiği bir meslek” İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Bu önemli günün sadece bir endüstri günü değil, aynı zamanda sağlık çalışanlarının toplum için üstlendiği hayati sorumlulukları geride bırakıyor Prof. Dr. Kocabıçak, “14 Mart, tıp alanında bir dönüm noktasıdır. unutma ki insan hayatına dokunmanın manevi tatmininin tüm miktarları değerleri” dedi. Akademisyenlerin tıp eğitimindeki rollerinin paha biçilmez olduğunu, gelecekten hekimlerin yetiştirirken yalnızca bilgiyi değil, mesleğin etik bilgilerini, sorumluluk bilincini ve insani duyarlılığını artırdığını söylediğini söyleyen Prof. Dr. Öğrencilere de seslenen Prof. Dr.yalnızca bilimsel bilgiyle finansman değil, insan sevgisini ve etik değerleri de benimsemekten geçer. Karşınıza çıkabilecek tüm zorluklara rağmen her zaman bilimin çeşitliliğini ilerleyin ve insanın her konuda üstün tutunmasını sağlayın” dedi. Prof. Dr. Faruk Aydın: “Hekimler sanat üyeleridir”. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Mustafa Kemal Atatürk’ü minnetle anıyorum” dedi. Daha sağlıklı bir toplum ve daha güçlü bir sağlık sistemi için elbirliği ile çalışmayı devam ettirmek isteyen Prof.Dr. Prof. Dr. Selçuk Erez: “Özgün çözüm, beyindeki birikimdi” Bir konferansta tıp fakültesi etkinliklerine seslenen İstanbul Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Hekimlik tecrübelerinden bir örnek veren Prof. Dr. Erez, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde görevliyken karşılaşan doğum vakasına müdahaleyi anlattı. Bu vakada rahmi çıkarmak yerine, 1877’de isim operasyonu gerçekleştiren Fransız cerrahtan alan Lefort yönteminden alınan ilhamla rahmi diktiğini anlatan Prof. Dr. Erez, “Bu vakada herşeyimizi Google ve yapay zekaya sorsak çözüm olmayacaktı Özgün çözüm beyindeki birikimdi” dedi. Selçuk Erez, “14 Mart Tıp’nı kutlamanın klasik yolunun sadece 1827’de Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi’nin ile bir konakta tutulan kurumdan mı bahsettiğini, yoksa başka bir sorunla karşılaşan yurdumuzun sağlığının, sorunlarımızın tümünün çözümünde olan yol, Google’dan yapay zekâdan beklenmemeli. Bunu anlamamız lazım” dedi. dedi. Çözümü bilgiyle beslediğimiz beynimiz sayesinde bize ulaşan Prof. Dr. Selçuk Erez, şöyle özetledi: “Beynimizin stokları eksikse, beynimizin çekmecelerinde daha fazla biriktirilmiş, okunmuş, öğrenilmiş ve uygulanmış bilgi yoksa yahut yarımlaksa ne olur? Bize doğru yollar önerenlerin, telkin edenlerin gerçek zanneder, gerçek sanır, yolda koşmak zorunda değiliz. icap eder.Böyle davrandığımızda bu kutlamanın ilk yapıldığı gün de en doğru bir şekilde anılmışız. Çünkü o gün, yani 1827 değil 1919’un 14 Mart’ında bilgi ve birikimleri ile önemli bir bilgi bileşenleri olan tıp merkezlerinin, işgal ordularını sağlıkla ilgili olayların aslında her konunun gelişimi ve ancak demokratik ve baskısız bir düzende gerçekleşebileceğini bilmek için kınadıklarını anlamış durumda. Ey akıllı insanlar, içinde yatsınlar ve 14 Mart Tıp Bayramınız kutlu olsun.” Konferansın ardından İstanbul Atlas Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Yusuf Elgörmüş tarafından Prof. Dr. Selçuk Erez’e plaket takdim edildi. Etkinlik kapsamında 14 Mart Tıp Bayramı 2 Görsel Sanat Sergisi açıldı. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Borusan Contemporary Çocuk Atölyeleri ‘nde  Bu Hafta “Güvenli Yerim, Benim Ormanım” ve “İçimizdeki Renkler”


Borusan Contemporary Çocuk Atölyeleri ‘nde Bu Hafta

“Güvenli Yerim, Benim Ormanım” ve “İçimizdeki Renkler”

 

Borusan Contemporary, Mart ayında minik sanatseverleri birbirinden özgün atölye çalışmalarıyla ağırlamaya hazırlanıyor. 

 

Borusan Contemporary, Mart ayında çocukların yaratıcılıklarını serbest bırakacakları ve onlara sanatın büyülü kapılarını aralayacakları dopdolu bir atölye programı sunuyor. 23 Mart tarihinde Perili Köşk’te gerçekleştirilecek etkinliklerde 6-8, 8-12 yaş aralığındaki çocuklar, sanat eserlerini incelerken kendilerini özgürce ifade etme fırsatı bulacaklarBorusan Hikâye Evi ve atölyepikolo tarafından, Borusan Contemporary sergileri ile Perili Köşk’ün ilham verici atmosferinden esinlenerek tasarlanan özgün atölyeler, çocukları unutmayacakları sanat dolu bir yolculuğa çıkaracak. Borusan Contemporary atölyeleri, çocukların hayal güçlerini harekete geçirirken onlara sanatı sadece izlemekle kalmayıp aynı zamanda deneyimleyerek öğrenme imkânı sunuyor.

 

Güvenli Yerim, Benim Ormanım 

 

atölyepikolo’nun imzası olan atölyede, “Ebedi Prelüd” sergisinde yer alan sanatçılar Ellen Kooi, Axel Hütte, Jose Maria Mellado’nun eserleri üzerinden modern çağda doğa ve insan arasındaki ilişkiye odaklanılıyor. 23 Mart Pazar günü saat 11.00’de 6-8 yaş grubu çocuklar için düzenlenen “Güvenli Yerim, Benim Ormanım” atölye çalışmasında çocuklar dışavurumcu sanat pratiğini deneyimleyerek hem doğadan toplanan malzemeler, hem de farklı sanatsal malzemeleri kullanarak kendilerini mutlu ve güvende hissedecekleri üç boyutlu orman dioramalarını tasarlayacaklar.

 

İçimizdeki Renkler 

 

Mart ayının son atölyesi ise 23 Mart Pazar günü saat 13.00’te gerçekleştiriliyor. 8-12 yaş grubu çocuklar için atölyepikolo tarafından tasarlanan “İçimizdeki Renkler” çalışmasında, Amerikalı sanatçı Doug Aitken’in “İçimdeki Şehir” (2024) başlıklı kişisel sergisinde yer alan “3 Modern Figür (nefes almayı unutma)” eseri üzerinden heykel kavramına odaklanılıyor ve sanatçının kullandığı malzeme çeşitliliği ve teknikleri mercek altına alınıyor. Atölyenin üretim aşamasında, çocuklar gündelik hayatlarında sıklıkla karşılarına bir malzemeyi led ışıklar ve boyalar ile birlikte kullanarak kendilerini temsil edecek figüratif heykellerini yapacaklar.

Borusan Contemporary Çocuk Atölyeleri biletlerini Biletix üzerinden satın alabilirsiniz. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tongar’dan Milli İrade Meydanı’na övgüler

Tongar’dan Milli İrade Meydanı’na övgüler

 

Büyükşehir Belediyesi’nin Ramazan ayı kapsamında düzenlediği “Çay-Sohbet-Muhabbet” etkinliklerine konuk olan yazar Hatice Kübra Tongar, söyleşisini gerçekleştirdiği İzmit Milli İrade Meydanı’na hayranlığını “Burası çok güzel olmuş” ifadesiyle dile getirdi.

TONGAR, KOCAELİLİLERLE BULUŞTU

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Ramazan ayının ruhunu ve birlikteliğin coşkusunu en iyi şekilde yansıtıyor. Bu kapsamda “Çay-Sohbet-Muhabbet” etkinliklerinin ikincisi gerçekleştirildi. Nur Haktan’ın moderatörlüğündeki söyleşide aile, çocuk gelişimi ve ebeveynlik üzerine yazdığı kitaplarla tanınan yazar Hatice Kübra Tongar, Kocaelililerle buluştu.

 

“RAMAZAN YÜREKLİ ÇOCUKLAR”

Milli İrade Meydanı Sanat Kafe’de gerçekleştirilen “Ramazan Yürekli Çocuklar” başlıklı söyleşiye çok sayıda vatandaş ile çocuklar katıldı. Hatice Kübra Tongar ailelere seslenerek, “Öyle çocuklar yetiştirelim ki, yarın büyüdüklerinde nereye giderlerse gitsinler, insanlar onlara; “Sen ne ahlaklı bir insansın, seni bu kadar ahlaklı kılan şey nedir?” diye sorsun. Çocuklar da bu soruya karşılık; “Ben Müslüman ve Türk’üm” desin. İşte zaten fetih de budur. Değişim ve dönüşüm dediğimiz şey de budur. Bunun için kendi içimizde Ramazanlaşmayı sağlamamız gerekiyor” diye konuştu.

 

“BİR ÇOCUĞU DÜNYAYA GETİRMEK YETMEZ”

Söyleşide, çocuk ve sevgi ilişkisi de gündeme geldi. Bir çocuğu dünyaya getirmenin ya da ihtiyaçlarını karşılamanın yeterli olmadığını kaydeden Tongar, “Çocukla bağ kurmak gerekir. Ona sevgi göstermek ve iletişim halinde olmak bir çocuğa verilebilecek en önemli armağandır. Eğer aile içinde sevgi ekmeyi başarabilirsek, tüm toplum sevgiyle kucaklaşacak” dedi.

 

KÜLTÜR SANAT HİZMETLERİNDE KOCAELİ BAŞI ÇEKİYOR

Gelmeyi en çok sevdiği illerden birinin Kocaeli olduğunu söyleyen yazar Tongar, “Kültür sanata hizmet etmeyi seven belediyeler yaptıkları işin kalitesi ile kendilerini gösteriyorlar. Kocaeli burada gerçekten başı çeken illerden ve belediyelerden biri. Çok keyifle geliyorum. Milli İrade Meydanı da sanırım bu yıl bu hale getirildi. Çok güzel olmuş. Ben de alana yaklaşırken, bahar ve yaz aylarında burada ne güzel etkinlikler ve festivaller yapılır düşüncesini taşıdım. Öyle planlamalar olduğunu da duydum. Kültüre verilen hizmet çok önemli. Zira buraya gelen insanlar bir söyleşi dinleyip evlerine gitmiyor. Bazen duyulan bir söz insan hayatında büyük değişime neden olabiliyor. O da bir anne ve baba ise o evdeki çocuk da değişiyor. Aslında topluma verilen büyük bir hizmetten bahsediyoruz. O nedenle Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ni sanata ve kültüre verdiği hizmetlerden dolayı kutluyorum” dedi.

 

“KOCAELİLİLER BURADA VATAN NÖBETİ TUTMUŞ”

Söyleşinin moderatörlüğünü yapan Nur Haktan da Milli İrade Meydanı’nın önceki haline değinerek, “Burası daha önce pazar alanı imiş. 15 Temmuz hain darbe girişiminde Kocaelillier burada toplanarak birlik ve beraberlik içinde vatanı savunmuşlar. Sonrasında da yine bu alanda günlerce vatan nöbeti tutmuşlar. Şimdi ise burası bir kültür sanat havzası olmuş. Bunları bilmek beni çok mutlu etti. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ni tebrik ederim” şeklinde konuştu. Söyleşinin sonunda okurlarından gelen sorulara da yanıt veren Hatice Kübra Tongar, hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İsviçre ile geri dönüşüm için iş birliği

İsviçre ile geri dönüşüm için iş birliği

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İsviçre’nin İstanbul Başkonsolosu Philippe Brandt’i konuk etti. Başkan Tugay, İsviçre’de geri dönüşüm konusunda deneyimli kentlerle iletişim kurduklarını ve iyi uygulama örneklerinin paylaşılmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.

İsviçre’nin İstanbul Başkonsolosu Philippe Brandt, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette kendisine İsviçre’nin İzmir Fahri Konsolosu Hasan Celal Umur eşlik etti. Başkan Tugay, İsviçre’de geri dönüşüm konusunda deneyimli kentler ile iletişim kurduklarını ve iyi uygulama örneklerinin paylaşılmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Enerji verimliliği ve atık yönetimi konularının İzmir için öncelikli alanlar olduğunu belirten Başkan Tugay, kentin 2030 karbon nötr hedefi doğrultusunda çalışmaların yoğun bir şekilde sürdüğünü dile getirdi. Ayrıca Başkonsolos Brandt’ı bu yıl 94’üncüsü düzenlenecek İzmir Enternasyonal Fuarı’na davet eden Başkan Tugay, İzmir’de “İsviçre Günleri” gibi bir kültürel etkinlik düzenlenmesinin de İzmir ile İsviçre arasındaki ilişkileri güçlendireceğini söyledi.

Benzer bir alan için çalışılıyor

İsviçre’nin İstanbul Başkonsolosu Philippe Brandt, İsviçre’nin İzmir’de kültürel etkinlikler bağlamında aktif olduğunu belirterek, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ile yılda bir kez düzenlenen İsviçre Dostluk Konseri ve İKSEV Caz Festivali kapsamında İzmir’e getirilen İsviçreli caz gruplarını hatırlattı.

Başkan Tugay, Zürih Hayvanat Bahçesi’nde bulunan Masoala Yağmur Ormanı’nı örnek göstererek, İzmir’de de benzer bir alanın yaratılması için çalıştıklarını söyledi. Başkonsolos Brandt, Zürih Hayvanat Bahçesi’nin bu alandaki deneyimlerinin İzmir ile paylaşılmasına katkı sunabileceklerini belirtti. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir ile Hindistan arasındaki kültürel ilişkiler güçleniyor

İzmir ile Hindistan arasındaki kültürel ilişkiler güçleniyor

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Hindistan’ın Ankara Büyükelçisi Muktesh Pardeshi’yi makamında ağırladı. Görüşmede, iki ülke arasındaki iş birliklerinin artırılması ve İzmir’in kardeş şehri Mumbai ile ilişkilerin güçlendirilmesi ele alındı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Hindistan’ın Ankara Büyükelçisi Muktesh Pardeshi’yi konuk etti. Başkan Tugay, bu yıl 29 Ağustos-9 Eylül tarihlerinde yapılacak 94. İzmir Enternasyonal Fuarı’na (İEF) 2014 ve 2018 yıllarında “odak ülke” olarak katılan Hindistan’ı yeniden davet etti. İzmir ile kardeş kent Mumbai arasındaki bağların güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Başkan Tugay, turizm ve kültür alanlarındaki iş birliği fırsatlarını vurguladı. Tugay, karşılıklı olarak kentlerin tanıtımına katkı sağlayacak etkinlikler düzenlenebileceğini söyledi.

Hindistan’ın Ankara Büyükelçisi Muktesh Pardeshi, kültürel etkinlikler ve festivaller kapsamında Hindistan’dan sanat ve kültür heyetlerinin İzmir’e davet edilmesi konusunda büyükelçiliğin destek sağlayabileceğini ifade etti.

Her yıl 21 Haziran’da Ankara ve İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Yoga Günü kapsamında, İzmir’de de halka açık bir etkinlik düzenlenmesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerekli desteğin sağlanması konusunda da fikir birliğine varıldı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Nöral Terapi İle Tanışın

 Nöral Terapi İle Tanışın

Nöral terapi;  çeşitli hastalıkların ve özellikle ağrının lokal anestezik ilaçlar kullanılarak otonom sinir sistemi üzerinden tedavi edilmesidir. Bu teknik ile tüm vücutta sinir iletiminde regülasyon yani düzenleme yapılması amaçlanır.  Nöral terapi enjeksiyonu ile o bölgede kan dolaşımı, lenf dolaşımı ve sinirsel iletim uyarılır. Bu uyarılarla dokunun kan dolaşımı artınca oksijenlenmesi artmış olur, lenf dolaşımı artınca doku zararlı maddelerden temizlenir, sinir iletisi düzelince de dokunun daha düzenli çalışması sağlanmış olur. Böylece beslenen temizlenen ve düzenli komut alan dokunun kendini iyileştirme kapasitesinde artış meydana gelir. Nöral terapi tüm bu özellikleri nedeniyle hastalığın hem yeni oluşma döneminde hem de ilerleyen dönemlerinde tedaviye katkı sağlamaktadır. 

 

Nöral terapide lidokain veya prokain isimli lokal anestezik ilaçlar kullanılarak sıklıkla cilt altı, kas içi veya eklem içine enjeksiyon şeklinde uygulanır. Beklenen etki verilen ilaçtan değil, uygulanan bölge ve ilacın sinir uçlarını uyararak yarattığı etkiden sağlanır. 

 

Nöral Terapi İşlemi Kaç Dakika Sürer?

 

İşlem ortalama 20-30 dakika sürer. İşlem sonrası hasta günlük yaşamına aynı şekilde devam edebilir. Etkisini 48-72 saat içerisinde gösterir. Bu sürenin sonunda hasta tekrar değerlendirilir, ihtiyaç halinde nöral terapi tekrar uygulanabilir. Seans sayısı hastanın klinik durumuna göre ayarlanarak haftada 1 veya 2 kez olacak şekilde toplam 3-6 seans şeklinde yapılabilir. Uygun tekniklerle, dikkatli bir şekilde ehil elde yapılan nöral terapide majör komplikasyon beklenmez. Kanama bozukluğu olanlarda kan sulandırıcı ilaç kullananlarda işlem sonrası kanama olabileceği derin enjeksiyon gibi bazı teknikler kullanılmaz. 

Nöral terapi programı hastaya özel planlanarak tek başına uygulanabileceği gibi fizik tedavi, ozon tedavisi, akupunktur gibi diğer tedavi yöntemleriyle kombine edilerek de uygulanabilir.

 

 

En Çok Bu Hastalıklara Uygulanıyor!

 

Ağrı sendromları 

Kronik dejeneratif hastalıklar (diz kireçlemesi gibi.)

Bel ve boyun fıtıkları

Omuz lezyonları (impingement sendromu, adeziv kapsülit.)

Fibromiyalji gibi yumuşak doku romatizmaları 

Tenisci dirseği, golfçü dirseği gibi dirsek problemleri

Karpal tünel sendromu, priformis sendromu gibi sinir basısına bağlı durumlar

Fasial paralizi

Migren ve baş ağrıları

Huzursuz bacak sendromu 

Trigeminal nevralji 

 

 

 

Bu Hastalıklara Uygulanması Oldukça Riskli!

 

Nöral terapi birçok hastalığın tedavisinde tercih edilebilir. Fakat bazı hastalıkların tedavisinde nöral terapi uygulanması riskli görülmektedir. Nöral terapinin uygulanmasının önerilmediği hastalıkları ise Uzm. Dr. Seval Akdemir Balta şu şekilde sıraladı: 

 

Kardiyak ritim bozuklukları, dekompanse kalp yetmezliği ve bradikardi gibi kalp hastalıkları

Prokain ve lidokain isimli lokal anesteziklere karşı alerji durumlarında

Akut cerrahi endikasyonlar

Malign olaylar

Sepsis 

Parkinson ve Multipl Skleroz 

Pıhtılaşma bozukluğu olanlar, antikoagülan tedavi alanlar (derin enjeksiyonlar için) 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu belirtiler endometriozis habercisi


Her 10 kadından birinde görülüyor

 

En yaygın belirtisi, şiddetli ağrı!

 

Bu belirtiler endometriozis habercisi 

 

Bazı kadınlar regl döneminde çok şiddetli ağrılar yaşayabiliyor. Yaşam kalitesini de düşüren bu ağrılar, hem fiziksel hem de ruhsal olarak kadınları zorluyor; kimi zaman işini kimi zaman da aile hayatını etkiliyor. Çoğu zaman ‘normal’ kabul edilen bu ağrılar konusunda uzmanlar uyarıyor: “Normal sandığınız ağrı, endometriozis (çikolata kisti) habercisi olabilir”

 

Endometriozis, her 10 kadından birinde görülen bir sağlık sorunu. Bu hastalığa dair regl döneminde yaşanan ağrının en sık rastlanan belirti olduğuna dikkat çeken Acıbadem Fulya Hastanesi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Hale Göksever Çelik, “Endometriozis, kalıtsal bir hastalık. Özellikle annede bu ağrılar varsa, kız çocuklarında da aynı durumun görülmesi mümkün. O nedenle anneler regl dönemi başladıktan sonra kızlarındaki belirtilere dikkat etmeli, şiddetli ağrı durumunda, mutlaka bir jinekoloğa götürmeliler. Aynı zamanda kendi ağrılarını normal gibi algılayıp, ihmal etmemeliler. Tüm kadınlar için en ideali, her hangi bir şikayetinin olup olmadığına bakmadan yılda bir kez jinekolojik muayeneye gitmeleridir. Zira bazen bazı jinekolojik hastalıklar gibi endometriozis hiçbir belirti de vermiyor. Asemptomatik dediğimiz bu durumda; hiçbir şikayeti olmasa bile ultrasonda çikolata kisti tanısı koyduğumuz hastalar var. Bundan dolayı rutin yıllık jinekolojik muayenelerini aksatmamalılar” diyor.  

Derin  endometriozise dikkat!

Endometriozis, rahim içini döşeyen hücrelerin rahim dışında yumurtalıklar, karın içi zarı, tüpler, idrar kesesi, bağırsaklar, üreterler gibi herhangi bir yere yapışması ile kendini belli eden bir hastalık. Adeta rahim içi hücreler vücutta dolaşıyor ve bir organa yapışarak orda bir doku oluşturuyor. Bulunduğu organ ya da bölgeye göre farklı sorunlara yol açıyor.   Derin endometriozis hastalarından “disüri” adı verilen işeme veya “diskezi” adı verilen dışkılama sırasındaki ağrı, sık rastlanan belirtilerin başında geliyor. Endometriotik odaklar, rahimden idrar kesesi veya bağırsaklar üzerine giderek yerleşiyor, bu organların yapısını ve işleyişini değiştirerek çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlıyor.

Üreme döneminde görülüyor

Menopoz döneminde sıklığı azalmakla birlikte tüm yaşam boyunca karşılaşılabilen endometriozis, genellikle 18-45 yaş aralığındaki kadınları hedef alıyor. Üreme çağındaki kadınların yüzde 10-12’sinde görüldüğü tahmin ediliyor. Belirtilerin göz ardı edilmesi, ağrıların adet döngüsünde normal gibi algılanması ise bu şikayetler nedeniyle doktora başvurulmamasının en önemli nedenlerinin başında geliyor. Dolayısıyla uzmanlar, gerçek endometriozis oranın daha yüksek olabileceğine işaret ediyor. 

Okula, işe gidemeyecek kadar şiddetli ağrı temel belirti…

Temel belirtisi “dismenore” yani çok şiddetli regl ağrısı olan endometrioziste, kadınların menstürasyon döneminde gündelik hayat akışları sekteye uğruyor; ve bu kadınlar okula veya işe gidemeyecek duruma gelerek, ağrıyı dindirmek için hastanelerin acil servislerine başvurmak zorunda bile kalabiliyor.  

Çok genel bir belirti olan kasık ağrısının pek çok farklı hastalığı düşündürdüğüne değinen Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Hale Göksever Çelik “Kasık ağrısı da belirtilerden biri olabilir. Altta yatan endometriozise bağlı olarak adet dönemleri dışında da bu kadınlar ağrı deneyimleyebilir. Tanı için endometriozis konusunda deneyimli uzman tarafından detaylı jinekolojik muayene ve ultrason incelemesi yapılmalıdır. Yumurtalıklarda yerleşen endometrioma (çikolata kisti) olarak adlandırdığımız endometriozis veya karın zarı üzerindeki ‘süperfisyel peritoneal endometriozis’ adını verdiğimiz milimetrik endometriotik odaklar kadınların yaşam kalitesini düşüren kronik kasık ağrılarına yol açabilir” diyor. 

Boşanmalara sebep oluyor

Endometriozisli kadınlarda görülen diğer bir belirti ise “disparoni” olarak adlandırılan, cinsel ilişkide yaşanan ağrılar. Özellikle derin endometriozis odakları olan kadınlar için cinsel ilişki bir ıstırap halini alıyor; kadınlar bu nedenden dolayı cinsel ilişkiden kaçınıyor. Yapılan bilimsel çalışmalar endometriozisli kadınlarda yaşanan bu cinsel sorunların boşanma oranlarını artırdığını ortaya koyuyor. 

Anne olmayı engelleyebiliyor

Tedavi sürecinde ağrı kesici ilaçlar ve hormon içeren tedavilerin yanı sıra cerrahi yöntem ile endometriozis odakları/ kistlerinin çıkarılması veya ortadan kaldırılması gibi seçenekler değerlendiriliyor. Hastalığın yumurtalık rezervine etkisine dikkat çeken Prof. Dr. Hale Göksever Çelik “Bilimsel literatürde de kanıtlandığı gibi endometriozisin kendisi de, endometriozis cerrahisi de yumurtalık dokusu üzerinde tahribata, dolayısıyla yumurta sayısının ve kalitesinin düşmesine yol açıyor. Zaten tüm kadınlarda fizyolojik olarak yaş ile azalan yumurtalık rezervi, endometriozisi olan kadınlarda daha hızlı tükeniyor. Bu nedenden dolayı, endometriozisi olup yakın gelecekte gebelik planlamayan kadınlara mutlaka yumurta ya da embriyo dondurmayı öneriyoruz” uyarısında bulunuyor. 

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı