Yazar arşivleri: admin

Ankara Üniversitesi Yapımı “Arıburnu’nda Bal Yapmak” Belgeseli Çanakkale Zaferi’nin Yıldönümünde İzleyiciyle Buluştu

Ankara Üniversitesi Yapımı “Arıburnu’nda Bal Yapmak” Belgeseli Çanakkale Zaferi’nin Yıldönümünde İzleyiciyle Buluştu

Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü ve Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü tarafından hazırlanan, Çanakkale Savaşları sırasında cephede görev yapan sağlık çalışanlarının fedakârlıklarını konu alarak, savaşın bilinmeyen yönlerine ışık tutan “Arıburnu’nda Bal Yapmak” adlı belgeselin ilk gösterimi, 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110 yıl dönümünde gerçekleştirildi. Rektörlük 100 Yıl Salonu’nda rektör, rektör yardımcıları, dekanlar, akademisyenler ve idari yöneticiler ile öğrencilerin katılımıyla düzenlenen anma programı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam eden programda, sağlık çalışanlarının savaş alanındaki kritik rolüne dair önemli bilgilerin paylaşıldığı “Arıburnu’nda Bal Yapmak” adlı belgeselin gösterimi yapıldı. Yönetmenliğini Ankara Üniversitesi Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünden Mehmet Alp Güven ve Hakan Çevik’in üstlendiği belgeselin akademik danışmanlığını ise Doç. Dr. Sedef Bulut ve Doç. Dr. Barış Borlat yaptı. Belgesel, Çanakkale Valiliği, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının büyük destekleri ile hazırlandı. Cephede askerlerin arkasındaki sağlık ordusunun verdiği büyük mücadeleye yer verilen belgeselde, Çanakkale Savaşları sırasında zor şartlar altında yaralıları tedavi eden, salgın hastalıklarla mücadele eden ve lojistik destek sağlayan sağlıkçıların savaşın kazanılmasındaki hayati rolüne dikkat çekiliyor. Çanakkale Zaferi’nin 110 yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen anma programında ilk gösterimi yapılan belgesel, izleyenlere duygu dolu anlar yaşattı. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, belgesel gösteriminin ardından yaptığı “Çanakkale’nin Gerisinde Bir Çanakkale: Sağlık Çalışanları” başlıklı konuşmasında, bugün milletimizin bağımsızlık ve vatan sevgisi uğruna yazdığı en büyük kahramanlık destanlarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110 yıl dönümünü idrak ettiklerini belirterek, “Çanakkale, sadece bir savaşın değil; fedakârlığın, azmin, birlik ve beraberliğin adı olmuştur” dedi. Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü ve Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü tarafından hazırlanan “Arıburnu’nda Bal Yapmak” adlı belgeselin, sadece kazanılmış bir zaferi değil, aynı zamanda bu topraklara duyulan derin sevgiyi, verilen büyük mücadeleyi ve millet olma bilincinin ne denli güçlü olduğunu da bir kez daha hatırlattığını vurguladı. “Şırıngalı Güçlerin Zaferini de Anlatmalıyız” Çanakkale’nin bilinen ve bilinmeyen birçok hikâyeyi barındıran bir yer olduğunun altını çizen Ünüvar, belgeselin konusunu da oluşturan cephedeki sağlık çalışanlarının, Çanakkale Savaşları’nın görünmeyen kahramanları olduğuna vurgu yaptı. Ünüvar, “Çanakkale Savaşları’nda yalnızca cephede çarpışan askerlerimiz değil, onlara şefkat eli uzatan sağlıkçılarımız da büyük bir mücadele verdi. Bugün, bizler şehitlerimizi rahmetle anarken, onları yaşatmanın bir yolu olarak belgeseller, kitaplar ve akademik çalışmalar üretmeliyiz. Çünkü o sağlıkçılar olmasa, askerlerimizin çoğu savaş koşullarından değil, hastalıktan hayatını kaybedecekti” ifadelerini kullandı. Belgeselin çıkış noktasının, Çanakkale Savaşları sırasında çiftliğini askerlerin tedavisine açan Melek Hanım’ın hikâyesi olduğunu da belirten Ünüvar, bu tür fedakârlıkların tarih boyunca unutulmaması ve unutturulmaması gerektiğini kaydetti. Ünüvar, konuşmasının sonunda, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, vatan uğruna canlarını feda eden tüm şehitleri rahmet, minnet ve şükranla andığını ifade ederek, belgeselin hazırlanmasında emeği geçenlere de gönülden teşekkür ettiğini dile getirdi. Rektör Ünüvar, belgeselin yönetmenleri Mehmet Alp Güven ve Hakan Çevik’e teşekkür plaketi takdim etti. Program sonunda, belgesele katkı sağlayanlar ve katılımcılarla anı fotoğrafı çektirildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Konak’ta Çanakkale şehitlerine anlamlı anma

 Konak’ta Çanakkale şehitlerine anlamlı anma 

Konak’ta 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110’uncu yıldönümünde, Çanakkale Deniz Savaşları’nda şehit olanlar Konak Belediyesi’nin düzenlediği özel etkinlikle anıldı. Şiir ve müzikle harmanlanan etkinlikte Çanakkale şehitlerinden kalan mektuplar seslendirildi.

 

Konak Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü kapsamında Konaklıları anlamlı bir etkinlikte buluşturdu. “Gidenlerin Ardından” adını taşıyan teatral program Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Şafak Sipahi’nin yönetmenliğinde, Özgür Zeybek tarafında sahneye uyarlanan etkinlikte Ozan Ünal Çanakkale türkülerini seslendirdi. Nazım Hikmet şiirlerinin okunduğu programa Çanakkale gazilerinin anıları ve şehit mektupları damgasını vurdu. Katılanların duygusal anlar yaşadığı etkinlik ayakta alkışlandı

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Büyükşehir’den 11 milyonluk dev tasarruf

Büyükşehir, Ulaşım Dairesi Başkanlığı’na bağlı otobüslerin bakım ve onarımını kendi bünyesindeki deneyimli ekiplerle yaparak ciddi bir tasarruf sağlıyor

 

Büyükşehir’den 11 milyonluk dev tasarruf

 

Büyükşehir Belediyesi kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, üniversite ve okullardan gelen ulaşım taleplerini Ulaşım Dairesi Başkanlığı’na bağlı Otobüs İşletmesi Şube Müdürlüğünce karşılarken, araçların bakımı da kendi bünyesindeki ekiplerle yaparak ciddi tasarruf sağlıyor.

 

1.133 KALEM BAKIM VE ONARIM İŞİ YAPILDI

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, üniversite ve okullardan gelen ulaşım talepleri Ulaşım Dairesi Başkanlığı’na bağlı Otobüs İşletmesi Şube Müdürlüğünce karşılanıyor. Bünyesinde bulunan 35 araçla ulaşım hizmeti veren Otobüs İşletmesi Şube Müdürlüğü, bakım ve onarım işlemlerini de kendi atölyesinde gerçekleştiriyor. Bu bağlamda 2024 yılında 1.133 kalem onarım işi yapılarak, toplu taşıma hizmetlerinin daha verimli ve sürdürülebilir hale getirilmesi sağlandı.

 

11 MİLYON LİRA TASARRUF SAĞLANDI

Büyükşehir Belediyesi, öz kaynaklara dayalı bakım çalışmaları ile otobüslerin ömrünü uzatıyor. Araçların bakım ve onarımlarını kendi bünyesindeki deneyimli ekiplerle yapıyor. 2024 yılına ait bakım ve onarım işlemlerinin yüzde 75’lik kısmı Büyükşehir’in deneyimli ustaları tarafından yapıldı. Böylelikle araçların bakın onarım harcamalarında yaklaşık 11 milyon lira tasarruf sağlandı.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Mutlu hissetmenin 6 faydası

20 Mart Dünya Mutluluk Günü

Mutlu hissetmenin 6 faydası

Her an mutlu olmak insanın doğası gereği mümkün olmadığı gibi bunun hayalini kurmak da sağlıklı bir düşünce tarzı değildir. Mutluluk kadar üzüntü, öfke, huzur ya da kaygı gibi farklı hislerin de var olması gerektiğini dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Uzman Psikolog Jülide Unutmaz, “Duyguların temel işlevi insanın çevresine uyumunu kolaylaştırmaktır. Sürekli sevinç beklentisi ise kaçınılmaz olarak hayal kırıklıklarına veya yetersiz hissetmeye yol açabilir. Bunun yerine, iç huzur ve hayat amacını bulma gibi hedefler çok daha ulaşılabilir ve sağlıklıdır” dedi. 

Mutluluk, kişinin yaşamından duyduğu genel memnuniyet ve iyi oluş hali olarak tanımlanır. Neşe, huzur veya tatmin gibi olumlu duygular diğerlerine göre daha baskındır. Ancak bu iyilik halinde hiçbir olumsuz duyguyla karşılaşılmayacağının düşünülmesinin doğru olmadığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Uzman Psikolog Jülide Unutmaz, “Gerçek mutluluğa giden yol; üzüntü, stres veya kaygı gibi negatif duyguların varlığını reddetmekle değil, bunlarla başa çıkabilme becerisiyle başlar. Mutluluğu geçici bir histen öte, yaşam tarzı ve zihinsel bir bakış açısı olarak düşünmek önemli” dedi.

Mutluluk sürdürülebilir olmalı

Mutluluk, genellikle uzun vadeli ve sürdürülebilir bir iyi oluş hali iken; haz, keyif, coşku, gurur ve heyecan gibi hisler daha kısa süreli, dış etkenlere bağlı veya dalgalıdır diyen Uzman Psikolog Jülide Unutmaz, “Bu yüzden esas olan anlık hazlar değil, içsel huzur ve yaşam doyumudur. Vücudumuzda salgılanan dopamini artırmak anlık olarak keyifli hissettirse de bu tür anlık tatminler uzun vadede psikolojik ve duygusal açıdan sağlık problemlerine yol açabilir çünkü bağımlılık geliştirme riski yüksektir. Kişide giderek gerçek olmayan bir mutluluk algısı oluşabilir. Çözüm, bu anlık kaynaklardan tamamen uzak durmak değil, nasıl ve ne kadar kullandığımız noktasında bilinçli bir şekilde hareket etmektir. Gerçek mutluluk, denge ve farkındalık ile sağlanır” şeklinde konuştu.

 

Sürekli keyifli hissetmek sağlıklı olamaz

Her zaman mutlu hissetmek gibi gerçekçi olmayan bir beklentinin, kötü duyguları bastırıp sonrasında daha şiddetli ortaya çıkmalarına neden olarak mental çöküşe zemin hazırladığını açıklayan Uzm. Psk. Jülide Unutmaz, “Baskılama ve zorlanma; gerçeklikten uzaklaşma, tükenmişlik ya da anlam kaybı yaratabileceği için duygusal akışa izin vermek gerekir. Hayatın zorluklarını kabul edip anlamlı ilişkiler kurmak ve kişisel gelişime önem vermek, uzun vadeli mutluluğa katkı sağlar. Duygusal esneklikle hepsine alan açabildiğimiz an olumsuz duyguların varlığı da rahatsızlık yaratmaz” dedi.

Mutluluğun hem zihinsel hem de duygusal sağlığı olumlu yönde etkileyecek kadar güçlü olduğunu vurgulayan Uzman Psikolog Jülide Unutmaz, en büyük faydalarını şu şekilde sıraladı:

 

Stres ve kaygıyı azaltır

Mutluluk, stres hormonu olan kortizol seviyesini düşürerek kişinin daha sakin ve rahat hissetmesini sağlar. Kaygıyı azaltarak olumsuz düşünce döngüsünden çıkmayı kolaylaştırır.

Beyin kimyasını olumlu etkiler

Mutlu olduğumuzda beynimiz dopamin, serotonin, oksitosin ve endorfin gibi ‘iyi hissettiren’ kimyasallar salgılar. Bunlar da motivasyonu artırır, odaklanmayı kolaylaştırır ve depresyon riskini azaltır.

Duygusal dayanıklılığı güçlendirir

Mutluluk, kişinin olumsuz olaylarla başa çıkma becerisini artırır ve duygusal esneklik kazandırır. Zorluklar karşısında daha umutlu ve çözüm odaklı düşünmeyi destekler.

Öz güveni ve öz saygıyı artırır

Kişi mutlu olduğunda kendine güveni ve yaşam memnuniyeti yükselir. Başarı hissi ve kendini değerli görme eğilimi artar.

Sosyal ilişkileri güçlendirir

Mutlu bireyler daha sıcakkanlı, anlayışlı ve empatik olurlar bu da kurdukları ilişkileri güçlendirir. Sosyal bağlar, psikolojik sağlamlığı artırarak daha dengeli bir ruh haline katkı sağlar.

Yaratıcılığı ve problem çözme becerisini artırır

Mutlu hissetmek bilişsel esnekliği artırır ve farklı bakış açılarıyla düşünmeyi kolaylaştırır. Yaratıcılığı destekleyerek yeni fikirler üretme ve sorunlara çözüm bulma yetisini güçlendirir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çağdaş Sanatın Büyülü Dünyası Kapılarını Aralıyor

Çağdaş Sanatın Büyülü Dünyası Kapılarını Aralıyor:
 Artweeks Istanbul XI. Solo Edisyon

Türk Çağdaş Sanatının en önemli etkinliklerinden Artweeks Istanbul, yepyeni bir deneyimle sanatseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Artweeks Solo adıyla gerçekleştirilecek XI. Edisyon, sanat dünyasına farklı bir soluk getiriyor. Bu yıl ilk kez Solo Edisyon formatıyla düzenlenecek etkinlikte, bağımsız sanatçılar ve galericiler kişisel sergileriyle sanatseverlere benzersiz bir deneyim sunacak.

Artweeks Istanbul, bu yıl 10-14 Nisan tarihleri arasında Bilgili Holding’in ev sahipliğinde ve UBS ana sponsorluğunda The Ritz-Carlton Residences İstanbul B Blok’ta düzenlenecek. Sanatseverlere ilgi duydukları, keşfetmek istedikleri sanatçıların kişisel sergisini gezme fırsatı sunan Artweeks Solo ile sanatın kalbi beş gün boyunca İstanbul’da atacak.

Bilgili Holding vizyonuyla hayata geçen ve sanatın büyülü dünyasını sanatseverlerle buluşturan Artweeks Istanbul, bu yıl XI. kez kapılarını açacak. Sanat tutkunlarının heyecanla beklediği çağdaş sanat etkinliği, 10-14 Nisan tarihleri arasında UBS ana sponsorluğunda The Ritz-Carlton Residences, İstanbul B Blok’ta gerçekleştirilecek. Bilgili Holding’in ev sahipliğinde Bilgili Sanat ve Sabiha Kurtulmuş tarafından düzenlenen ve sanatseverlerin ilgiyle beklediği prestijli etkinlik, bu yıl ilk kez Solo Edisyon olarak gerçekleşecek. Artweeks Istanbul’un XI. Edisyonu, 10 Nisan günü gerçekleşecek ön gösterim ve akşam düzenlenecek özel etkinlik ile ziyarete açılacak.

Artweeks Solo: Sanatla Buluşmada Yeni Deneyim

Artweeks Istanbul’un yeni edisyonu, alışılmış sergi formatlarının ötesine geçerek sanatseverlere yepyeni bir deneyim vadediyor. Artweeks İstanbul ilk defa, ‘Solo’ konseptiyle her sanatçıya ve galeriye özel olarak ayrılan alanlar, ziyaretçilere sanat eserlerini daha derinlemesine keşfetme ve sanatçıların dünyasına daha yakından bakma fırsatı sunuyor. Yeni format, izleyicilerin sanatçılarla daha samimi bir etkileşim kurmasına olanak tanırken, her bir sergiyi kendi bağlamında deneyimleme imkanı sağlıyor. Artweeks Solo, çağdaş sanata dair algıyı zenginleştirirken, koleksiyonerler ve sanatseverler için de daha odaklı bir keşif yolculuğu vadediyor.

Sanat dünyasının önemli isimleri Artweeks Istanbul’da

Türkiye’nin önde gelen sanatçıları, galerileri, koleksiyonerleri ve sanat meraklılarını bir araya getirecek Artweeks Istanbul, her zamanki gibi farklı sanat disiplinlerinden eserleri keşfetmek isteyenler için mükemmel bir fırsat sunacak.

Merkur, Martch Art Project, Pi Artworks, Kairos, Sanatorium, Ambidexter Gallery, artSümer, Collect Gallery, Ferda Art Platform, Evin Art Gallery, Olcay Art ve Mine Art Gallery gibi galerilerin yanı sıra Mehmet Dere, Fırat Engin, Suat Akdemir, Günnur Özsoy, Gülfem Kessler, Ahmet Oran, İrfan Önürmen, Serkan Demir, Antonio Cosentino, Nadide Akdeniz, Metin Çelik ve Fatma Tülin gibi önemli sanatçıların kişisel sergileri sanatseverlerle buluşacak.

Sanatın yeni mekanı The Ritz-Carlton Residences İstanbul, B Blok

Hayata geçirildiği 2018 yılından bu yana aralıksız olarak senede iki defa düzenlenerek çağdaş sanatın popüler buluşma adresi haline dönüşen Artweeks Istanbul, The Ritz-Carlton Residences İstanbul B Blok’ta 6 katta 6.600 metrekareye ulaşan dev bir alanda gerçekleştirilecek. Çok katmanlı yapısı ile ziyaretçilerini sanatın farklı dallarında eşsiz bir gezintiye çıkartacak Artweeks Istanbul’da, tüm sergiler yine herkese açık ve ücretsiz olacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Taşıt-kilometre İstatistikleri, 2023

Taşıt-kilometre İstatistikleri, 2023

 

Taşıt-kilometre istatistikleri; idari kayıtlara dayalı araç muayene ve trafik tescil verileri kullanılarak 2015 referans yılından itibaren kamuoyuna sunulmaktadır. Bu istatistiklerde, son yıllarda Avrupa Birliği İstatistik Ofisi Eurostat ile yürütülen çalışmalardaki metodolojik gelişmeler ve artan ulusal ve uluslararası bilgi talepleri nedeniyle revizyon yapma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Araç muayene istasyonu verilerinden yararlanılarak hesaplanan toplam taşıt kilometre ve ortalama taşıt kilometre istatistikleri yeni hesaplama yöntemi ile yeniden gözden geçirilmiş olup bu yönteme uygun şekilde 2015-2022 yılları arasındaki istatistikler revize edilmiştir. 2023 yılı istatistikleri de bu yöntem ile hesaplanmıştır. Konu ile ilgili detaylı metodolojik açıklama haber bülteni ekinde yer almaktadır.

Toplam taşıt-km 348 milyar 115 milyon olarak hesaplandı
 

Türkiye’de 2023 yılında trafiğe kayıtlı motorlu kara taşıtları(1) tarafından 348 milyar 115 milyon kilometre yol katedildi. Toplam taşıt-km(2)‘nin %57,4’ü otomobiller, %20,0’ı kamyonetler, %6,0’ı çekiciler, %6,0’ı motosikletler, %4,4’ü kamyonlar, %3,6’sı minibüsler, %2,1’i otobüsler ve %0,5’i özel amaçlı taşıtlar tarafından yapıldı.

Taşıt cinsine göre taşıt-kilometre istatistikleri, 2022, 2023

Toplam taşıt sayısı bir önceki yıla göre %8,9 artarken toplam taşıt-km %4,9 arttı

Türkiye’de 2023 yılında trafiğe kayıtlı toplam motorlu kara taşıtları sayısı bir önceki yıla göre %8,9 artarken toplam taşıt-km %4,9 artış gösterdi. Taşıt sayısı; motosikletlerde %22,6, özel amaçlı taşıtlarda %9,5, çekicilerde %8,8, otomobillerde %6,7, kamyonetlerde %4,9, minibüslerde %3,1, kamyonlarda %2,4, otobüslerde %1,1 artış gösterirken, taşıt-km motosikletlerde %22,2, özel amaçlı taşıtlarda %10,6, çekicilerde %6,5, otomobillerde %4,2, otobüslerde %4,1, kamyonetlerde %3,6, minibüslerde %1,5 ve kamyonlarda %0,9 arttı.

Otomobiller yılda ortalama 13 bin 564 kilometre yaptı

Taşıtların bir yılda yaptıkları ortalama kilometreler incelendiğinde; 2023 yılında sırasıyla çekicilerin 68 bin 785, otobüslerin 35 bin 808, minibüslerin 25 bin 268, kamyonların 23 bin 704, özel amaçlı taşıtların 19 bin 142, kamyonetlerin 15 bin 928, otomobillerin 13 bin 564 ve motosikletlerin 4 bin 554 kilometre yaptığı hesaplandı.

Taşıt cinsine göre yılda yapılan ortalama kilometre, 2022,2023

Otomobiller tarafından katedilen mesafenin %42,0’ını dizel yakıtlılar yaptı

Otomobiller tarafından 2023 yılında katedilen mesafe taşıtların yakıt türlerine göre incelendiğinde; toplam taşıt-km’nin %42,0’ı dizel, %30,8’i LPG’li, %25,1’i benzinli, %1,8’i hibrit ve %0,3’ü elektrikli otomobiller tarafından yapıldı. 

En fazla mesafe 5-9 yaş grubu taşıtlar tarafından katedildi

Türkiye’de 2023 yılında katedilen toplam mesafe taşıtların yaş gruplarına göre incelendiğinde; en fazla yol %24,6’lık oranla taşıt filosunun %19,8’ini oluşturan 5-9 yaş grubu taşıtlar tarafından yapılırken, bunu sırasıyla %19,5 ile 10-14 yaş, %14,0 ile 2-4 yaş, %13,6 ile 15-19 yaş, %12,1 ile 25 yaş ve üzeri, %10,5 ile 0-1 yaş ve %5,7 ile 20-24 yaş grubu taşıtlar takip etti. Bu oran otomobillerde 5-9 yaş otomobiller için %25,7, 10-14 yaş için %18,3, 2-4 yaş için %14,7, 25 yaş ve üzeri için %14,5, 14-19 yaş için %11,1, 0-1 yaş için %9,3 ve 20-24 yaş için ise %6,4 oldu.

Yaş gruplarına göre katedilen kilometre payları, 2023

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Sevil Atasoy, Uluslararası Uyuşturucu Madde Komisyonu’na katıldı


Prof. Dr. Sevil Atasoy, Uluslararası Uyuşturucu Madde Komisyonu’na katıldı

Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy, üyesi ve önceki başkanı olduğu Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) adına, 10-14 Mart 2025 tarihleri arasında Viyana’da gerçekleştirilen Uyuşturucu Madde Komisyonu’nun 68. oturumuna katıldı.

Bu yılki UMK oturumunda, üye devletler çocuklar arasında uyuşturucu kullanımının önlenmesi, uyarıcı kullanım bozukluklarının tedavisi, sentetik opioid laboratuvarlarının sökülmesinde görevlilerin güvenliği, uyuşturucunun çevre üzerindeki etkisi ve küresel uyuşturucu kontrol çerçevesinin güçlendirilmesi gibi konuları ele aldı.

Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Adli Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (International Narcotics Control Board, INCB) üyesi ve önceki başkanı sıfatıyla, Uyuşturucu Maddeler Komisyonu’nun (UMK, Commission on Narcotic Drugs, CND) 68. oturumuna katıldı. Oturum, 10-14 Mart 2025 tarihleri arasında Viyana’da gerçekleştirildi.

Komisyonda dünyanın tüm bölgelerinden 53 üye devlet bulunuyor

Birleşmiş Milletler’in uyuşturucu politikalarını belirleyen merkezi organı olan Uyuşturucu Maddeler Komisyonu (UMK), uluslararası uyuşturucu politikası taahhütlerinin uygulanmasındaki ilerlemeyi değerlendirmekle görevli. Komisyonda dünyanın tüm bölgelerinden 53 üye devlet bulunuyor. UMK, Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu’nun tavsiyelerine dayanarak, hangi maddelerin uluslararası kontrol altına alınacağına karar veriyor. Bu kontrol mekanizmaları, psikoaktif maddelerin kötüye kullanımını önlemeye, bireyleri ve toplumları uyuşturucu kullanımından korumaya ve suç ile şiddeti azaltmaya yardımcı oluyor. Ayrıca, bu maddelerin tıbbi ve bilimsel amaçlar için kullanılabilir olmasını sağlıyor.

Çocuklar arasında uyuşturucu kullanımının önlenmesi ele alındı

Bu yılki UMK oturumunda, üye devletler çocuklar arasında uyuşturucu kullanımının önlenmesi, uyarıcı kullanım bozukluklarının tedavisi, alternatif kalkınma, sentetik opioid laboratuvarlarının sökülmesinde görevlilerin güvenliği, uyuşturucunun çevre üzerindeki etkisi ve küresel uyuşturucu kontrol çerçevesinin güçlendirilmesi gibi konuları ele aldı.

Sorunlarla başa çıkmak sadece uluslararası iş birliği ile mümkün…

Prof. Dr. Sevil Atasoy, toplantı süresince yönettiği farklı oturumlarda sentetik uyuşturucuların hızla yayılmasının küresel çapta ciddi bir sorun oluşturduğuna, ayrıca başta ağrı kesiciler ve ruh sağlığı sorunlarında kullanılanlar olmak üzere yeşil ve kırmızı reçeteye tabii ilaçlara erişimdeki ülkeler arasındaki eşitsizliğin kalıcı hale gelmesine dikkat çekti.  Atasoy, bu iki temel sorunla başa çıkmanın sadece uluslararası iş birliği ile mümkün olacağının altını çizdi.  

Sentetik uyuşturucuların yaygınlaşmasının yarattığı halk sağlığı tehdidi, 4 Mart’ta açıklanan Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu’nun 2024 Yıllık Raporu’nun da odak noktasını oluşturuyor. Kurul, yasadışı sentetik uyuşturucu üretimi, kaçakçılığı ve tüketimiyle mücadele için kapsamlı bir strateji çağrısında bulunuyor.

INCB’nin yan etkinliklere katılımı ve üye devletlerle etkileşimi

Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB), çeşitli yan etkinliklerde Prof. Dr. Sevil Atasoy tarafından temsil edildi.

Prof. Dr. Sevil Atasoy, 10 Mart’ta UNODC Güneydoğu Avrupa Bölge Ofisi tarafından Türkiye’nin desteğiyle düzenlenen “UNODC Güneydoğu Avrupa Bölgesel Ofisinin 20 Yılı; 2024-2029 Güneydoğu Avrupa Bölgesel Programının Başlatılması ve Bölgesel Raporlar” başlıklı etkinliğe katıldı. 10 Mart’ta UNODC tarafından Mısır, Irak, Ürdün, Libya ve Suudi Arabistan Hükümetleri ile Naif Arap Güvenlik Bilimleri Üniversitesi’nin desteğiyle düzenlenen “Orta Doğu ve Sentetik Uyuşturucu Tehdidi” başlıklı üst düzey yan etkinliğe de katıldı. Atasoy ayrıca 10 Mart’ta UNODC Genç Doktorlar Ağı’nın “Tıbbi ve bilimsel amaçlarla kontrollü maddelere erişim, saptırma ve tıbbi olmayan kullanımın önlenmesi” konulu gayri resmi toplantısını yönetti.  

INCB’nin 2024 yılında Uluslararası Hospis ve Palyatif Bakım Derneği (IAHPC) ile bir mutabakat zaptı imzalamasıyla birlikte, Prof. Atasoy 10 Mart’ta IAHPC’nin “Kurumlar arası, üye devletler ve sivil toplum iş birlikleri yoluyla Afrika’da uluslararası kontrol altındaki temel ilaçların eşit küresel bulunabilirliğinin ve satın alınabilirliğinin iyileştirilmesi” konulu yan etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

Sentetik uyuşturucuların yasadışı üretimiyle mücadele

Prof. Dr. Atasoy 11 Mart’ta “Sentetik uyuşturucuların yasadışı üretimiyle mücadele” konulu Kosta Rika tarafından Belçika, Çin, Hollanda, INCB ve Amerikan Devletleri Örgütü’nün Amerikalılar Arası Uyuşturucu Bağımlılığı Kontrol Komisyonu’nun desteğiyle düzenlenen “Ekipmanı takip edin – Özel ekipmanların kullanımının izlenmesine ilişkin normatif ve operasyonel deneyimler” başlıklı yan etkinliğin açılış konuşmasını yaptı.

Prof. Dr. Atasoy ayrıca 12 Mart’ta “Gayri Resmi Uluslararası Platforma Doğru” kapsamında Japonya’nın desteğiyle Uganda Gençlik Geliştirme Bağlantısı tarafından düzenlenen “Gençlik Odaklı Uyuşturucu Bağımlılığının Önlenmesi” konulu yan etkinliğe panelist olarak katıldı.

Türkiye’den yetkililer “Narkogöz” Projesi” faaliyetlerini tanıttı

12 Mart’ta Türkiye’den toplantıya katılan yetkililer de Türkiye’nin Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, UNODC Sınır Yönetimi Şubesi ve UNODC Avrupa, Batı ve Orta Asya Bölgesel Bölümünün desteğiyle Azerbaycan tarafından düzenlenen “Tedarik Zincirlerinin Güvenliği: Uluslararası Taşımacılık Koridorlarında Uyuşturucu Kaçakçılığı ve Diğer Yasadışı Faaliyetlerle Mücadelede Kolluk Kuvvetlerinin Rolü” başlıklı etkinlikte sunumlar yaptı. Aynı gün, yine Türkiye’den katılan yetkililer “Narkogöz” Projesi” başlıklı etkinlikte faaliyetlerini tanıttılar.

Atasoy, “Sessiz Acılara Ses Vermek” etkinliğinde konuştu

Prof. Dr. Atasoy ayrıca 13 Mart’ta “Sessiz Acılara Ses Vermek” konulu yan etkinlikte açılış konuşmasını yaptı. Uluslararası Kanser Kontrol Birliği tarafından Avustralya, Belçika, Kanada, Hollanda, UNODC, Amerikan Devletleri Örgütü Inter-Amerikan Uyuşturucu Bağımlılığı Kontrol Komisyonu ve Doğu Karayip Devletleri Örgütü Komisyonu’nun desteğiyle düzenlenen “Sessiz Acılara Ses Vermek: Tıbbi ve Bilimsel Amaçlı Kontrollü Maddelere Erişim ve Bulunabilirlik için Küresel Eylem Çağrısını Yeniden Canlandırmak” başlıklı yan etkinlikte, Afrika Palyatif Bakım Derneği, Asya Pasifik Hospis Palyatif Bakım Ağı, Uluslararası Hospis ve Palyatif Bakım Derneği, Uluslararası Çocuk Palyatif Bakım Ağı, Oriella Films, İnsani Yardım Durumlarında ve Acil Durumlarda Palyatif Bakım, Team Humanity International, Viyana Uyuşturucu STK Komitesi ve Dünya Hospis Palyatif Bakım Birliği’nin sunumlarına yer verildi.

13 Mart’ta Türkiye ve UNODC Önleme, Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü ve Avrasya Zarar Azaltma Derneği’nin desteklediği Dünya Doktorları Derneği tarafından düzenlenen “Döngüyü Kırmak: Hassas Bağlamlarda Uyuşturucu Kullanımı, Sağlık Sorunları ve Sosyal Sonuçları” konulu etkinlik gerçekleşti.

Üye devletlerle 2025 yılı için istişarelerde bulunuldu

Prof. Dr. Sevil Atasoy, 14 Mart’ta INCB tarafından Tayland, Birleşik Krallık ve UNODC’nin desteğiyle düzenlenen “Uluslararası Kontrollü Maddeler Taşıyan Uluslararası Yolcular” başlıklı yan etkinliğe katıldı ve INCB Başkanı Dr. Jallal Toufiq ile birlikte oturumun marjında, uyuşturucu kontrol sözleşmelerinin uygulanmasını teşvik etmek amacıyla devam eden iş birliğinin bir parçası olarak Üye Devletler ile uluslararası ve bölgesel örgütlerin temsilcileriyle bir araya geldi. Üye devletlerle 2025 yılı için afyon hammaddesi arzı ve afyon talebi konusunda gayri resmi istişarelerde bulunuldu.

CND’nin 68. oturumu sırasında, PEN Online, PEN Online Light, PICS dahil olmak üzere öncül kimyasalların kontrolüne yönelik INCB platformları hakkında yetkili ulusal makamlara eğitim verildi. Ayrıca INCB Tehlikeli Maddelerin Küresel Hızlı Önlenmesi (GRIDS) Programı çerçevesinde sağlanan IONICS, GRIDS Intelligence HD, SNOOP ve ELITE gibi araçlar hakkında da eğitim verildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Egeli bilim ekibi romatizmal hastalıkların tedavi sürecini destekleyen termal eldiven

Egeli bilim ekibi romatizmal hastalıkların tedavi sürecini destekleyen termal eldiven

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Ertekin’in yürütücüsü olduğu ve Prof. Dr. Arzu Marmaralı, Prof. Dr. Hüseyin Kadoğlu ve Doç. Dr. Gözde Ertekin’in araştırmacı olarak yer aldığı “Romatizmal Hastalıklarda Soğuktan Koruyacak Termal Medikal Eldiven Geliştirilmesi” projesi kapsamında termal medikal eldiven geliştirildi.  Özellikle soğuğa maruz kalındığında atakların ve ağrıların şiddetlendiği romatizmal hastalıklarda, hastaların ellerini soğuktan koruyan, sıcak tutma, nem iletme, nefes alabilme özeliğine sahip geliştirilen termal medikal eldivenler, kişilerin yaşam konforunu olumlu yönde destekleyecek.

Proje ekibini makamında ağırlayan Ege Üniversitesi Prof. Dr. Necdet Budak, “Tam akredite, öğrenci odaklı, sağlık temalı bir araştırma üniversitesi olarak, bilim ve teknoloji alanında yenilikçi çalışmalarımızı sürdürüyoruz.  Yürütücülüğünü Doç. Dr. Mustafa Ertekin’in yaptığı proje kapsamında romatizmal hastalıkların tedavi sürecini destekleyen termal eldiven geliştirildi. Yenilikçi ürün için değerli hocamızı ve ekibini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” diye konuştu.

Proje hakkında bilgi veren Doç. Dr. Mustafa Ertekin, “Reyno ve skleroderma hastalıkları, el ve ayak parmaklarında deri sertleşmesiyle karakterize edilen ve özellikle soğuğa maruz kalındığında atakların şiddetlendiği romatizmal hastalıklardandır. Bu hastalıklar için kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Bu nedenle ellerin sıcak tutulması büyük bir öneme sahiptir. Hastaların ellerini soğuktan koruyacak, ısıyı muhafaza etme, nem iletme, nefes alabilme ve antibakteriyel özelliklere sahip teknik ipliklerden veya bu ipliklerin kombinasyonundan üretilen hibrit ipliklerle termal medikal eldivenler tasarlanmış ve üretilmiştir. Geliştirilen eldivenlerde ayrıca uzak kızılötesi (FIR – Far Infrared Rays) ışın yayma özelliğine sahip iplikler kullanılmıştır. FIR özellikli iplikler, vücut tarafından yayılan ısıyı absorbe ederek geri yansıtır ve mikro dolaşımı artırmaya yardımcı olur. Bu sayede kan akışını destekleyerek soğuğa karşı koruma sağlar ve özellikle Reyno ve skleroderma hastalarında görülen el ve ayak parmaklarındaki soğuk hassasiyetini azaltabilir. Ayrıca, FIR ipliklerinin kas gevşetici ve ağrı hafifletici etkileri olduğu bilinmektedir. Bu özellikler, hastaların konforunu artırmayı ve semptomlarını hafifletmeyi amaçlayan termal medikal eldivenlerin etkinliğini desteklemektedir” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası!

18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası!

Türkiye yaşlanıyor, yaşlı bakımında ihtiyaçlar artıyor!

Yaşlı bakımı, yüksek nitelikli ve iyi eğitimli personel gerektiriyor!

Türkiye’de yaşlı nüfus oranının hızlı bir şekilde arttığını ve 2023 yılı itibarıyla bu oranın yüzde 9’un üzerine çıktığını kaydeden uzmanlar, mevcut yaşlı bakım hizmetlerinin yetersiz kalmasının, bireylerin hem fiziksel hem de psikolojik sağlığını olumsuz etkilediğini söylüyor. 

Artan yaşlı nüfusun, bakım hizmetlerine duyulan ihtiyacı önemli ölçüde artırdığını vurgulayan Öğr. Gör. Büşra Kul, “Yaşlı bakımı, yüksek nitelikli ve iyi eğitimli personel gerektiren bir alandır. Yaşlı bakımında çalışan personelin eğitimi, sadece tıbbi bilgiden ibaret değildir. Bakıcılar, hemşireler ve doktorlar, yaşlıların özel ihtiyaçlarına uygun şekilde eğitim almalıdır.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakımı Programı Başkanı Öğr. Gör. Büşra Kul, 18-24 Mart 2025 Yaşlılara Saygı Haftası dolayısıyla, Türkiye’de yaşlı nüfusun durumu ve yaşlı bakım hizmetlerine duyulan ihtiyaç konusunu değerlendirdi.

Türkiye’de yaşlı nüfus giderek artıyor!

Türkiye’de yaşlı nüfusun giderek artan bir orana sahip olduğunu ve 2023 yılı itibarıyla Türkiye’nin yaşlı nüfusunun yüzde 9’un üzerine çıktığını dile getiren Öğr. Gör. Büşra Kul, “Bu oran, sağlık hizmetleri ve sosyal güvenlik politikalarındaki gelişmelerle artmaya devam ediyor. Ancak yaşlı bakımına yönelik hizmetler, genellikle yetersiz kalmakta, bu durum yaşlı bireylerin hem fiziksel hem de psikolojik sağlıklarını olumsuz etkileyebilmektedir. Artan yaşlı nüfus, bakım hizmetlerine duyulan ihtiyacı da önemli ölçüde artırmaktadır. Sağlık hizmetleri, konforlu yaşam alanları, psikososyal destek gibi unsurlar, yaşlı bakımının temel bileşenleridir. Bu nedenle, yaşlı bakım hizmetlerine yönelik yatırımların artırılması gerekmektedir.” dedi.

Yaşlı bakımı çok yönlü olmalı…

Yaşlı bakımının sadece tıbbi bir mesele olmadığına işaret eden Kul, “Yaşlı bireylerin psikolojik ve sosyal ihtiyaçları da en az fiziksel sağlıkları kadar önemlidir. Sosyal izolasyon, depresyon, yalnızlık gibi psikolojik sorunlar yaşlılar arasında yaygındır. Bu nedenle, yaşlı bakımının çok yönlü olması, sadece fiziksel sağlık sorunlarıyla değil, aynı zamanda ruhsal ve sosyal durumlarla da ilgilenmesi gerekmektedir. Yaşlı bireylerin sosyal etkinliklere katılımını teşvik etmek, psikolojik destek sunmak ve aile bağlarını güçlendirmek bu açıdan önemlidir.” diye konuştu.

Yaşlı bakım personelinin niteliği artırılmalı

Yaşlı bakımının, yüksek nitelikli ve iyi eğitimli personel gerektiren bir alan olduğunu da belirten Kul, “Yaşlı bakımında çalışan personelin eğitimi, sadece tıbbi bilgiden ibaret değildir. Bakıcılar, hemşireler ve doktorlar, yaşlıların özel ihtiyaçlarına uygun şekilde eğitim almalıdır. Bu eğitim, yaşlıların fizyolojik, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan bir bütünsel yaklaşımla şekillendirilmelidir. Yaşlı bakımı personelinin, aynı zamanda empati, sabır ve iletişim becerileri gibi insani özelliklere sahip olması da büyük önem taşır. Eğitim programları, yaşlılara özgü bakım tekniklerinin yanı sıra, birinci basamaktan ileri düzey bakıma kadar geniş bir yelpazeyi kapsamalıdır.” ifadesinde bulundu.

Ailelerin rolü büyük

Ailelerin, yaşlı bakımının temel taşlarını oluşturan unsurlar olduğunu da söyleyen Öğr. Gör. Büşra Kul, “Ancak, modern yaşam koşulları ve ekonomik zorluklar nedeniyle birçok aile, yaşlı bireylerine yeterince bakım sağlayamamakta ya da bu süreçte psikolojik ve fiziksel olarak zorlanmaktadır. Ailelere yönelik eğitimler, bakım süreçlerini daha sağlıklı bir şekilde yönetmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca, aileler için destek grupları, psikolojik destek hizmetleri ve finansal yardım paketleri, bakım sürecini daha sürdürülebilir hale getirebilir.” şeklinde konuştu.

Yaşlı bakım hizmetlerini geliştirmek için ne yapılabilir?

Öğr. Gör. Büşra Kul, yaşlı bakım hizmetlerinin geliştirilmesi için neler yapılması gerektiğini de şöyle sıraladı:

“Kısa vadeli; Yaşlı bakım hizmetlerine yönelik farkındalık oluşturulmalı, kısa süreli bakım hizmetleri, evde bakım desteği ve sağlık taramaları gibi hizmetler yaygınlaştırılmalıdır. Ayrıca, yaşlılara yönelik acil destek hatları kurulabilir.

Orta vadeli; Yaşlı bakımını destekleyen sosyal politikalar geliştirilmelidir. Yaşlılar için özel bakım evlerinin kapasitesi artırılmalı, bu hizmetlerin kalitesi denetlenmeli ve erişilebilirliği sağlanmalıdır.

Uzun vadeli; Yaşlı bakımına yönelik kapsamlı bir ulusal strateji belirlenmeli ve sağlık sisteminde yaşlılara özgü uzmanlık alanları oluşturulmalıdır. Yaşlıların yaşam kalitesini artıracak araştırmalar ve projeler teşvik edilmeli, bu konuda devlet ve özel sektör iş birliği güçlendirilmelidir.

Yaşlı bakımının yalnızca tıbbi değil, sosyal ve psikolojik boyutlarının da dikkate alındığı bir politika geliştirilmesi, yaşlı bireylerin sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdürebilmeleri için büyük önem taşımaktadır.” 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Allianz Türkiye ve Lokman Hekim Sağlık Vakfı iş birliğiyle

Allianz Türkiye ve Lokman Hekim Sağlık Vakfı iş birliğiyle

Levent Yüksel ‘Geleceğin Hekimleri’ için sahnedeydi

 

Sigorta dünyasının en güçlü aktörlerinden Allianz Türkiye’nin sponsorluğunda, geleceğin hekimlerine destek olmak amacıyla Lokman Hekim Sağlık Vakfı tarafından düzenlenen konserde Türk pop müziğinin sevilen ismi Levent Yüksel sevenleriyle bir araya geldi. 12 Mart Çarşamba akşamı Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde düzenlenen konserin tüm geliri, Lokman Hekim Sağlık Vakfı’nın tıp fakültesi öğrencileri için hayata geçirdiği ‘Yetiş Doktor Burs Fonu’na aktarılacak.

 

Sigorta sektörünün güçlü şirketlerinden Allianz Türkiye’nin sponsorluğunda, Lokman Hekim Sağlık Vakfı tarafından düzenlenen konserde Türk pop müziğinin sevilen sesi Levent Yüksel en güzel şarkılarını geleceğin hekimleri için söyledi. Tüm geliri Lokman Hekim Sağlık Vakfı’nın ‘Yetiş Doktor Burs Fonu’na aktarılacak olan etkinlikte Levent Yüksel’in sevilen şarkıları eşliğinde 14 Mart Tıp Bayramı büyük bir coşkuyla kutlandı.

 

“Geleceğin hekimlerine destek olarak yarınları iyileştiriyoruz”

Konser öncesinde Lokman Hekim Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Şeker, etkinliğin Altın Sponsoru Allianz Türkiye’ye teşekkür plaketi takdim etti. Plaketi kurum adına alan Allianz Türkiye Sağlık Sigortaları Genel Müdür Yardımcısı Okan Özdemir, “Kamudan özel sağlık kurumlarına, doktorlarımızdan bu alanda çalışan tüm emekçilere, hepimiz sağlık sektörünün birer paydaşı olarak güçlü bir sinerji yaratıyoruz. Sağlık sigortaları branşında sektöre öncülük ederken, 2 milyonu aşkın sağlık sigortalımızın yaşam boyu sağlık ortağı olmanın gururunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Konu sağlık olunca, hayat ne getirirse getirsin, doktorlarımızın varlığını bilmek bize umut ve güç veriyor. Bugün tıp öğrencilerimizin eğitimlerine ne kadar destek sağlarsak, biliyoruz ki geleceğimizi de o kadar iyileştiriyoruz. Geleceğimizin hekimlerine Allianz Seninle diyebilmek bizim için büyük bir onur. Tüm sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı kutlu olsun” diye konuştu. 

 

12 Mart Çarşamba akşamı saat 21.00’de Zorlu Performans Sanatları Merkezi, Turkcell Sahnesi’nde düzenlenen konserden elde edilen gelir ile tıp fakültelerinde okuyan Lokman Hekim Sağlık Vakfı bursiyerlerine burs imkânı, eğitim materyali ve yurt dışı staj desteği sağlanacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı