Yazar arşivleri: admin

“Dostluğun Çerçeveleri” sergisi sanatseverlerle buluştu Keçiören’de ECO ülkeleri fotoğraf sergisi açıldı

Keçiören Belediyesi ve Pakistan İslam Cumhuriyeti iş birliğinde “Dostluğun Çerçeveleri: ECO Kültürlerine Fotoğrafik Bir Övgü” adlı fotoğraf sergisi sanatseverlerle buluştu.

Estergon Türk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen açılış programına AK Parti Van Milletvekili Burhan Kayatürk, Keçiören Belediye Başkan Yardımcısı Atila Zorlu, Pakistan İslam Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Dr. Yousaf Junaid, ECO Kültür Enstitüsü Başkanı Dr. Saad S. Khan, Tacikistan Cumhuriyeti Büyükelçilik Maslahatgüzarı Abdugafforzoda Bahtiyar, İran İslam Cumhuriyeti Kültür Müsteşarı Dr. Seyyed Ghasem Nazemi, belediye meclis üyeleri ve büyükelçilik yetkilileri katıldı. Serginin açılışı, katılımcılara hediye ve çiçek takdim edilmesinin ardından gerçekleştirilen kurdele kesimiyle yapıldı. Sergide fotoğraf sanatçıları Aytaç Ünal, Syed Ali Tahir, Muzamil Hussain Toori, Sajad Heydari, Samaneh Rostami ve Aigerim Begimbet’in objektifinden Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerin mimarisine, kültürel mirasına ve toplumsal yaşamlarına dair fotoğraflar yer aldı. ECO üyesi on ülkenin kültürel mirasını tanıma ve bu ülkeler arasındaki dostane ilişkileri pekiştirme amacı taşıyan sergi, 16 Aralık tarihine kadar sanatseverleri ağırlamaya devam edecek.

Dostlukları pekiştirmek adına önemli

Keçiören Belediye Başkan Yardımcısı Atila Zorlu, açılışta yaptığı konuşmada Keçiören Belediyesi’nin, kültürel iş birliklerinin önemini vurgulayarak, “Sayın Belediye Başkanımız Dr. Mesut Özarslan’ın talimatları doğrultusunda Keçiören Belediyesi, yabancı ülkelerle ilişkilerimizi geliştirmek adına en çok faaliyette bulunan belediyelerden biri. Ülkeler arası dostlukları pekiştirmek adına büyük öneme sahip bu etkinliğimize katkı sağlayan fotoğraf sanatçılarımıza, yabancı ülke temsilciliklerine ve bütün katılımcılara teşekkür ediyorum” dedi.

Türkiye’nin acısı bizim acımız, sevinci bizim sevincimizdir

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın, üye ülkeler arasında kültürel etkileşimi sağlamada önemli bir faaliyet gösterdiğini belirten ECO Kültür Enstitüsü Başkanı Dr. Saad S. Khan “Keçiören Belediyesi ve Pakistan Büyükelçiliği’nin iş birliğiyle düzenlenen sergi, farklı ülkelerden sanatçıların çektiği fotoğraflarla ECO üyesi on ülkenin sanatsal değerlerini bir araya getiriyor. Sergide emeği geçen fotoğrafçılara ve tüm çalışanlara teşekkür ediyorum. Türkiye, benim kendi evim gibi. Türkiye’nin acısı bizim acımız, sevinci bizim sevincimizdir” diyerek Türkiye ile Pakistan arasındaki güçlü bağlara vurgu yaptı.

Keçiören Belediyesi her zaman yanımızda

Pakistan İslam Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Yousaf Junaid ise yaptığı konuşmada “Bizim yapmamız gereken, ECO üyesi on ülkenin kültürel ve tarihi bağlarını güçlendirmektir. Sanatçılarımızın fotoğraflarından oluşan “Dostluğun Çerçeveleri” adlı bu sergide ECO ülkelerinin geniş topraklarını, manzaralarını, güzelliklerini ve kültürel çeşitliliğini görüyoruz. Kültürler arasındaki etkileşime katkıda bulunan bu sergiye katılan ülkelere ve destekleriyle her zaman yanımızda olan Keçiören Belediyesine çok teşekkür ediyorum” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Piyano Festivali’nde tango rüzgarı esti

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl 24’üncüsü gerçekleştirilen Antalya Piyano Festivali’nde sahne alan La Fortuna Tango Orkestrası, müziği ve dansı ile büyüledi. La Fortuna Tango Orkestrası, Dünya Tango Günü’nde tutkunun ve zarafetin dansı tango izleyenlere muhteşem bir konser yaşattı. 

 

Türkiye’nin en prestijli kültür sanat etkinliklerinden biri olan Antalya Piyano Festivali, tüm hızıyla sürüyor.  24’üncü Antalya Piyano Festivali’nin ikinci konserinde La Fortuna Tango Orkestrası, Antalyalılarla buluştu. Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) gerçekleştirilen konsere, sanatseverler yoğun ilgi gösterdi. 11 Aralık Dünya Tango Günü’nde düzenlenen konserde dünyadaki sayılı tango orkestralarından biri olan La Fortuna Tango Orkestrası, muhteşem bir performansa imza attı. 

MUHTEŞEM PERFORMANS 

Bandoneon da Gustavo Battistessa, keman da Ozan Gedik, piyano da Buğra Yüksel ve kontrbasta Aygü Özhan’ın yer aldığı La Fortuna Tango Orkestrası izleyenleri büyüledi. Konserde Dilara Zorlu ve Gökdağ Yalçın ise dansları ile büyük beğeni topladı. Tutkunun, zarafetin ve melodinin dansı olan tango dolu gecenin sonunda La Fortuna Tango Orkestrası, ayakta alkışlandı. 

FESTİVALE RENK KATTI 

Konserin sonunda Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer, 

La Fortuna Tango Orkestrası’na gecenin anısına plaket ve çiçek takdim etti. Genel Sekreter Cansel Tuncer, Dünya Tango Günü’nü kutlarken, La Fortuna Tango Orkestrası’nın festivale renk kattığını söyledi. 24. Antalya Piyano Festival kapsamında 13 Aralık Cuma günü sokak hayvanları için Agora Senfoni Orkestrası sahne alacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzci Karavan: Özgürlüğün ve Konforun Yeni Adı

Sakarya merkezli karavan üreticisi İzci Karavan, doğayla iç içe bir tatil deneyimi yaşamak isteyenler için yenilikçi ve konforlu karavan modelleriyle dikkat çekiyor. Kaliteli malzeme, modern tasarım ve kullanıcı dostu çözümlerle sektörde fark yaratan İzci Karavan, her zevke ve ihtiyaca uygun modelleriyle karavan tutkunlarının vazgeçilmezi olmayı hedefliyor.

İzci Karavan, minimalist tasarım anlayışıyla maksimum alan verimliliği sunarak, küçük alanlarda bile büyük konfor sağlıyor. Müşteri taleplerine göre özelleştirilebilen modeller, uzun yolculuklar için gerekli tüm ekipman ve donanımı barındırıyor. Her bir detayın özenle düşünüldüğü bu karavanlar, hem aile tatilleri hem de bireysel keşifler için ideal bir seçenek sunuyor.

Çevre dostu üretim anlayışıyla hareket eden İzci Karavan, kalite standartlarından ödün vermeden doğa severlerin ihtiyaçlarına uygun çözümler sunuyor. Şirket, dayanıklı gövde yapısı, modern iç tasarım ve gelişmiş teknolojik donanımlarıyla karavan yaşamını bir üst seviyeye taşımayı amaçlıyor.

Her geçen gün büyüyen karavan turizmi pazarında, İzci Karavan sektöre yenilikçi bir bakış açısı getiriyor. Konfor, güvenlik ve dayanıklılık gibi temel unsurları ön planda tutan şirket, kullanıcı deneyimini iyileştiren çözümler sunarak rakiplerinden ayrışıyor.

 

İzci Karavan ile Hayalleriniz Yola Çıkıyor!

Doğanın tadını çıkarırken evinizin konforundan vazgeçmek istemiyorsanız, İzci Karavan’ın sunduğu modeller tam size göre. İzci Karavan ile hayallerinizdeki özgür seyahat deneyimine bir adım daha yaklaşabilirsiniz.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hande Erçel ve Barış Arduç’un başrollerinde yer aldığı ‘Aşkı Hatırla’ dizisi çok yakında Disney+’ta!

Başrollerinde Hande Erçel ve Barış Arduç’u buluşturan ‘Aşkı Hatırla’ isimli romantik komedi türündeki dizinin çekimleri başladı. Merakla beklenen ikiliden ilk kareler yayınlandı. 

 

The Walt Disney Company’nin tüm dünyada milyonlarca üyeye sahip dijital yayın platformu Disney+, çok konuşulacak lokal içeriklerine yakında geri dönüyor. Merakla beklenen içeriklerden, başrollerinde Hande Erçel ve Barış Arduç’u buluşturan ‘Aşkı Hatırla’ dizisinin, geçtiğimiz günlerde çekimlerine başlandı. Saner Ayar’ın yapımcılığında O3 Medya imzasını taşıyan dizinin orijinal hikayesini Ahmet Vatan kaleme alırken, projenin yaratıcısı olan Özgür Önurme aynı zamanda yönetmenliğini de üstleniyor. İstanbul ve Kapadokya’da çekimleri gerçekleşen romantik komedi türündeki 8 bölümlük dizinin oyuncu kadrosunda ayrıca Feyyaz Şerifoğlu, Başak Gümülcinelioğlu, Alper Saldıran, Naz Göktan, Begüm Akkaya, Melis Minkari ve Sezin Akbaşoğulları ve Fatih Al gibi önemli isimler yer alıyor.

 

Evlilik yolundayken bir ayrılık yaşayan, güvenilir ünlü mimar Deniz (Barış Arduç) ve fenomen bir editör olan Güneş (Hande Erçel), tesadüfen karşılaştıkları günün akşamında telefonlarına düşen bir mesajla hayatlarını değiştirecek bir yolculuğun içine çekilirler. Bu yeni macera onlara ilişkilerindeki eksik parçaların izini sürdürecek ve aşkı hatırlatacaktır.

 

Disney+ Türkiye, ayrıca yeni reklam özelliğini Şubat 2025’te hayata geçirmeye hazırlanıyor. Bu özellik ile, platforma özel orijinal yapımlar, gişe rekorları kıran filmler, ödüllü ve eleştirmenlerce beğenilen dizilerin yer aldığı herkese hitap eden içerik kütüphanesi sürekli büyüyerek izleyiciye sunulmaya devam ederken, hem üyelere hem de reklamverenlere yeni fırsatlar sunuluyor olacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuğunuz 5 yaşından sonra altına kaçırıyorsa dikkat!

Bu tanıyı alan çocukların ne zamandan beri ve ne sıklıkla bu problemi yaşadığının, günlük hayatlarında işlevselliğin ne kadar etkilendiğin önemli olduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Bu durumlar gece uykusunda veya gündüz bir iş yaparken yaşanabilir. Sadece uyku-uyanıklıkla ilişkili değildir.” dedi. Ebeveyn tutumlarının bu tür hastalıklarda önemli olduğunu da ifade eden Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, sorunun çocuk ve aile özelinde değerlendirilmesi ve ona göre ilerlenmesi gerektiğine vurgu yaptı. 

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, çocuklarda idrar kaçırma (enürezis) ve kaka kaçırma (enkoprezis) hakkında bilgi vererek, bu duruma neden olabilecek psikolojik nedenlerden bahsetti.

5 yaşından küçük çocuklara tanı konulmuyor…

Çocuklarda idrar kaçırmanın (enürezis) ya da kaka kaçırmanın (enkoprezis) oldukça sık görülen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Bilinmesi gereken önemli noktalardan biri, bu tanıların 5 yaşından küçük çocuklara konulmadığıdır. Çünkü çocukların tuvalet eğitimini kazanmaları, kendilerini kontrol edebilmeleri ve bu farkındalığa ulaşabilmeleri 5 yaş civarını bulabilir.” dedi.

5 yaşından sonra uzman bir hekim tarafından tanı koyularak tedavinin belirlendiğini aktaran Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Bu durumda aile öyküsü çok önemli bir faktördür. Bu tanıyı alan çocukların ne zamandan beri ve ne sıklıkla bu problemi yaşadığı, günlük hayatlarında işlevselliğin ne kadar etkilendiği önemlidir. Ebeveyn tutumları ve çocuğun mizacı da bu problemlerin yaşanmasını ya da problemin üstesinden ne kadar çabuk gelebildiğini belirler.” şeklinde konuştu.

İdrar ve kaka kaçırma uyku-uyanıklık durumuyla ilgili değil! 

Enkoprezisin kaka kaçırma, enürezisin ise çiş kaçırma olarak bilindiğini hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Her iki durum da gece uykusunda veya gündüz bir iş yaparken yaşanabilir. Sadece uyku-uyanıklıkla ilişkili bir durum değildir.” vurgusunu yaptı. 

Çocuğun bu durumları istemli veya istemsiz yapabildiğine değinen Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, tanı süreci ve kriterlerin çocuk ve aile bazında değerlendirilmesinin ve buna göre bir tedavi planının oluşturulmasının önemli olduğunun altını çizdi.

Ebeveyn tutumları önemli! 

Enkopresiz ve enürezisin birçok sebebi bulunduğuna vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, “Stres, anksiyete, dikkat eksikliği, hiperaktivite, travmatik bir olaya maruz kalma gibi psikolojik sebepler bu durumun ortaya çıkmasında etkili olabilir. Sorunun çocuk ve aile özelinde değerlendirilmesi ve ona göre ilerlenmesi önem taşır.” dedi.

Ebeveyn tutumlarının bu tür hastalıklarda önemli olduğunu yineleyen Uzman Klinik Psikolog Seda Aydoğdu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Aile içi gerginlikler, çatışmalar, boşanmalar, şiddet, aile içinde yaşanılan maddi krizler, stres faktörlerinin artması veya aile bireylerinden birisinin başına travmatik bir olay gelmesi çocuklarda bu durumun görülmesine neden olabilir. Aşırı katı ve disiplinli davranışlar sergileyen ebeveynler veya ilgisiz, ihmalkâr ebeveynlerin çocuklarında da bu durumlar görülebilir. Duygusal boyuttan ele alındığında ise, çocuğun duygusal olarak ihmal edildiğini hissetmesi, okulda veya kardeşler arasında rekabeti yönetememesi ve zorlanması da bu durumlara sebep olabilir. Bu sorunları yaşayan çocuğun ailesi, bir ruh sağlığı uzmanına başvurarak destek almalıdır.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TOÇEV 30. yaşını “Dokunduğum Yürekler” belgeseli ile kutladı

Okumak her çocuğun hakkıdır” ilkesiyle yola çıkan TOÇEV (Tüvana Okuma İstekli Çocuk Vakfı), 30’uncu yaşını özel bir etkinlikle kutladı. Bugüne dek 8 milyonu aşkın çocuğa eğitim ve yaşam alanında fırsat eşitliği sağlayan TOÇEV, 30. senesine 10 Aralık’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde ilk gösterimini yaptığı Dokunduğum Yürekler isimli belgeseli ile girdi.

30 yıl boyunca çocukların ihtiyaçlarını daha iyi anlamak ve karşılamak amacıyla birçok projeye imza atan TOÇEV, 30. yaşını 10 Aralık’ta Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlediği özel bir geceyle kutladı. Seçkin davetlilerin, destekçilerin ve sanatçıların katılımı ve Hakan Bilgin’in sunumuyla renklenen gecede, hem yönetmenliğini Ansel Yarcan’ın üstlendiği Dokunduğum Yürekler belgeseli ilk defa izleyiciyle buluştu, hem de TOÇEV’e yıllardır destek veren kurumlara plaketleri takdim edildi.

TOÇEV Başkanı Ebru Uygun gecede yaptığı konuşmada yeni 30 yıllara yelken açtıklarını ifade ederek, “Bu çocuklar okumayı, gülmeyi, koşmayı, eğlenmeyi, hayal etmeyi ve duygularını güzelce ifade edebilmeyi hak ediyorlar. Ama en önemlisi eğitimde eşit haklara sahip olmayı hak ediyorlar.  Bu yüzden çıktığımız yolculuk daha nice otuzlarla devam edecek. Yeni projelere yelken açarken arkamızda çok genç bir ekip oluşuyor, hem gönüllülerimiz hem de profesyonel ekibimiz ile yol alıyoruz. Bu bize farklı bir motivasyon sağlıyor. Eminim ki siz değerli destekçilerimize de aynı motivasyonu sağlayacaktır. Bu gecenin en önemli özelliklerinden biri de, beni farklı bir yönüyle duygulandıran, TOÇEV’imizi anlatan belgeselimiz Dokunduğum Yürekler… TOÇEV’in, sizlerin dokunduğu yürekler… En başta sevgili oğlum Ansel Yarcan, ekibi, Zeynep Atakan ve tüm değerli dostlarıyla içinde doğduğu ve 26 yıldır büyüdüğü bu kurumu kendi diliyle aktarmaya çalıştı. Hayalimiz dijital mecrada da milyonlarca kişiye ulaşmak” şeklinde konuştu.

Dokunduğum Yürekler belgeselinin yönetmeni ve aynı zamanda TOÇEV Başkanı Ebru Uygun’un oğlu olan Ansel Yarcan ise TOÇEV’in 30 senelik yolculuğu ile ilgili şunları söyledi, “TOÇEV’in 15. yıl kutlamasında vakfımızı anlatan kısa bir tanıtım videosu gösterilmişti. O zamanlar 11-12 yaşlarındaydım ve herkesin dev bir perdenin önünde videoyu dikkatle izlemesi beni çok etkilemişti. Sinemaya duyduğum ve daha bu yaşlardan başlamış olan büyük ilgim, bu vesileyle artmış oldu. 

Daha sonra TOÇEV’in içinde bulunmama rağmen annemin yazmış olduğu kitapları ve ‘Dokunduğum Yürekler’i okuduktan sonra ekibiyle kurduğu felsefeyi ve TOÇEV’in dokunduğu yürekleri tanımaya çalıştım. Amacım Türkiye’de bir STK’nın dokunuşuyla 30 yılda gerçekleşen sosyolojik değişimi aktarmaya çalışmak ve aynı zamanda paylaşılacak dijital mecralar aracılığıyla sosyal sorumluluk alanında ilerlemek isteyen herkese ilham kaynağı olmaktı.”

8 milyonu aşkın öğrenci TOÇEV desteğiyle nitelikli eğitimle buluştu

1994 yılından bu yana bireysel ve kurumsal destekçileri, manevi aileleri ve gönüllüleri ile okumaya istekli çocuklar için çalışmalarını sürdüren TOÇEV, Türkiye’nin dört bir yanına ulaştı. Şimdiye dek 30 projeye imza attı ve destekleriyle 40.590 okula, eğitimleriyle 310.500 öğretmene ulaştı. 8.337.208 öğrenci nitelikli eğitim desteği ile buluştu.

Çocuklara doğayı sevdiren, onları toprakla buluşturup, üretim kültürünü deneyimleten projesi Payam Ekolojik Badem Köyü’nde ise şu ana kadar 1.800 adet ağaç dikildi.

Herhangi bir kurumdan bağımsız, tamamen gönüllülerin destekleriyle okuma fırsatı bulamamış çocukların toplumda eşit şartlarda eğitim görmelerini sağlayarak, toplumda kendilerine yön bulabilmeleri için sürdürülebilir projelerle ilerleyen TOÇEV, bugüne dek 8 milyonu aşkın çocuğun umudu oldu. 

Hedef daha çok çocuğa nitelikli eğitim sağlamak

TOÇEV’in 30. yıl kutlamaları kapsamındaki en büyük hedefi ve çalışması ise tüm çocukların, öğrenerek, paylaşarak ve deneyimleyerek gelişeceği bir deneyim köyü olan “Metanoya TOÇEV Köyü”. Çocukların gelecek hedeflerini gözeterek, en iyi şartlarda eğitim almalarını hedefleyen TOÇEV, yeni projesi “Metanoya Köyü” ile daha fazla çocuğa ulaşmayı planlıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

EİB, il il gezerek ihracatçı firmalara Responsible Destek Programını anlatacak yeşil mutabakata hazırlayacak

Ege İhracatçı Birlikleri, il il gezerek, Ticaret Bakanlığı’nın Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat mevzuatına uyum sağlamaya yönelik hayata geçirdiği “Responsible Destek Programı”nı anlatacak. “Ege İhracatçı Birlikleri İş Dünyası Buluşmaları” adı verilen seri toplantıların ilki 17 Aralık 2024 Salı günü saat 14:00’te Balıkesir Sanayi Odası-Rona Yırcalı Toplantı Salonu’nda yapılacak.

 

Ege İhracatçı Birlikleri, faaliyet illerine göre 2024 yılının 11 aylık diliminde Türkiye’ye 2 milyar 235 milyon dolarlık döviz kazandıran Balıkesir’in devlet yardımlarından azami yararlanarak 2025 yılında ihracatını 3 milyar dolara taşımasını hedefliyor.

 

Balıkesir Sanayi Odası-Rona Yırcalı Toplantı Salonunda yapılacak olan “Ege İhracatçı Birlikleri İş Dünyası Buluşmaları”na Ege İhracatçı Birlikleri’nin Balıkesir ve çevresinde yerleşik üyelerinin yanı sıra, iş insanlarının, Balıkesir ve civarında faaliyet gösteren Teknoparklarda yer alan girişimcilerin ve akademisyenlerin katılmaları amaçlanıyor.

 

Eskinazi: “Türkiye’nin en büyük gücü ihracat”

 

Türkiye’nin en büyük gücünün üretim ve ihracat olduğunu dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türk ekonomisinin 2024 yılının ilk üç çeyreğinde yüzde 3,2 büyüdüğünü ihracatın bu büyümeye yüzde 2,2’lik katkı sağladığını vurguladı.

 

Ege İhracatçı Birlikleri olarak 1939 yılından bu yana Türkiye’nin ihracatının gelişmesi için çalıştıklarını anlatan Eskinazi “85 yıllık bilgi birikimimizle bugün sayıları 8 bini aşan üyemiz ihracatçı firmalarla güçlü bağlar kurmak için “Ege İhracatçı Birlikleri İş Dünyası Buluşmaları”nı periyodik olarak düzenliyoruz. Ticaret Bakanlığımızın Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat mevzuatına uyum sağlamaya yönelik hayata geçirdiği “Responsible Destek Programı, diğer devlet yardımları, Ege İhracatçı Birlikleri’nin ihracatçılarımız için yaptığı faaliyetler uzman isimlerce katılımcılara aktarılacak” diye konuştu.

 

“Ege İhracatçı Birlikleri İş Dünyası Buluşmaları” kapsamında Balıkesir’de 20 yıl üzeri aktif ihracat yapan ihracatçı firmalar için ödül töreni de düzenlenecek. “Ege İhracatçı Birlikleri İş Dünyası Buluşmaları” ilerleyen süreçte Ege Bölgesi’nin diğer illerinde de gerçekleştirilecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yaşlılarda Su Eksikliği: Görünmeyen Tehlike

Yapılan çalışmalara göre yaşlı bireylerin yaklaşık yüzde 40’ı kronik susuzluk ve yol açtığı sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Yaşlılıkta su tüketiminin azalmasının ciddi sorunlara yol açabileceğini belirten Prof. Dr. Mehtap Kaçar, “Vücut susuz kalınca beyin susuzluk sinyali gönderir ve su içme ihtiyacı doğar. Ancak yaşlanma ile birlikte sinir sisteminin bu işlevi de zayıflıyor ve yaşlılar susadıklarını hissettiklerinde, büyük ihtimalle zaten uzun bir süredir susuz kalmış oluyorlar” dedi. 

 

Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve aynı zamanda Fizyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mehtap Kaçar, yaşlılıkta su tüketiminin önemine ilişkin bilgi verdi. 

 

Su Vücudun Düzgün Çalışmasını Sağlar

“Su yaşamın kaynağıdır. Bu nedenle su tüketimini diğer bütün gıdalardan ayrı bir yerde konumlandırmak gerekir” diyen Prof. Dr. Kaçar, “Vücudumuzun yüzde 60’ı sudan oluşmaktadır. Su vücudumuzdaki hücrelere besin ulaştırmaya yardımcı olur, vücut sıcaklığını ve kan basıncını düzenler, enfeksiyonları önler ve organların düzgün çalışmasını sağlar. Bu nedenle, iyi su içen yetişkinlerin daha sağlıklı görünmesi ve daha az kronik rahatsızlık geliştirmesi şaşırtıcı değildir” ifadelerini kullandı. 

 

Yaşlılıkta Susuzluk Hissi Azalıyor

Yaşlı yetişkinlerin yeterince su içmekte zorluk çektiğine dikkat çeken Mehtap Kaçar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sorunun temel nedeni, susuzluk hissinin yaşla birlikte azalmasıdır. Susuz kalmak vücutta dehidratasyona yani vücut suyunun azalmasına yol açar. Fizyolojik olarak bu durum beynimizdeki susuzluk merkezini uyararak susuzluk hissetmemize ve yine beynimizin vücudumuzun ilgili bölgelerine gönderdiği uyarılar ile su içme davranışını gerçekleştirmemize neden olur. Ancak yaşlanma ile birlikte sinir sisteminin bu işlevi de zayıflıyor ve yaşlılar susadıklarını hissettiklerinde, büyük ihtimalle zaten uzun bir süredir susuz kalmış oluyorlar. Diğer nedenler de susuzluk hissettiğinde yutak ve boğaz kaslarındaki zayıflamalar nedeniyle suyu güvenli bir biçimde içmelerinin de mümkün olmaması, demans, diyabet gibi hastalıklarının olması veya kullandıkları ilaçlar nedeniyle su atılımının artmış olmasıdır.” 

 

“Kronik Rahatsızlıkları Kötüleştirebilir”

Kaçar susuzluğun belirtilerine ilişkin şunları söyledi:

“Susuzluğun belirtileri arasında koyu sarı renkte idrar, halsizlik, yorgunluk, düşük tansiyon, baş dönmesi, sinirlilik, gerginlik, bilinç bulanıklığı, yakın hafızada kayıplar, ağız kuruluğu, kabızlık ve kas krampları bulunur. Uzun süre susuzluk olması yaşlılarda kronik rahatsızlıkları kötüleştirebilir veya yaşlılar için daha ciddi sağlık sorunları yaratabilir. Örneğin; pıhtı oluşumu, sıcak çarpması, böbrek taşları, kan hacminde azalma, safra kesesi taşları, elektrolit dengesizliğinden kaynaklanan epilepsi nöbetleri, şok, idrar yolu enfeksiyonları.”

 

Günlük Su Tüketimi Ne Olmalı?

Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mehtap Kaçar, günlük su tüketimi miktarlarını da anlattı:

 “Susuzluğu önlemek için, gün boyunca kademeli olarak sıvı tüketilmelidir. Erkekler günde ortalama 15 su bardağı, kadınlar ise 12 su bardağı su içmelidir. Bu miktar yaşa, cinsiyete, havanın sıcak olup olmamasına, fiziksel aktiviteye bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Yaşlılar için önerilen su tüketimi miktarı değişir, ancak genellikle vücut ağırlıklarına göre su içmeye çalışmalıdırlar. Örneğin, 67 kg ağırlığında bir yaşlı birey günde 1500-2250 mililitre su içmeyi hedeflemelidir.”

 

“Aile Desteği Önemli”

Yaşlıların susuz kalmasını önlemede ailelerin ve profesyonel bakıcıların önemli rol oynadığına işaret eden Kaçar, şu önerilerde bulundu: 

“Daha fazla su içmelerini sağlamak zor olsa da, meyveler, şekersiz içecekler veya dondurulmuş atıştırmalıklar gibi yeni sıvı-su kaynakları sunarak yaratıcı olabilirsiniz. Yaşlınızın yanına bir su şişesi koyun, böylece gün boyunca sık sık yudumlayabilirler ve günlük tüketilen miktarı takip etmek kolaylaşır. Eğer soğuk su içmeyi tercih ediyorsa buzdolabında bir sürahi suyu hazır bulundurun. Suya limon, taze nane yaprağı ekleyerek daha lezzetli hale getirebilirsiniz. Öğle yemeğinde veya atıştırmalık olarak ev yapımı çorbalar veya sıvı içecekler tercih edebilirsiniz. Özellikle sıcak havalarda hem suyu hem de meyveyi birleştiren smoothie’ler, limonata veya kompostolar yapılabilir. Yaşlı kişinin ilaçla birlikte bir bardak su içmesini sağlayın. Şekerli içecekleri suyla değiştirin. En sevdiği içeceği bulun. Kavun, çilek, turunçgiller, marul, domates, biber ve salatalık gibi su içeriği yüksek meyve ve sebzeleri tüketin. Kadınlar için günde bir, erkekler içinse iki içkiyle alkolü sınırlayın. Çay-kahve tüketimini günde 1-2 fincan ile sınırlayın. Saatinizi saatlik su molası için ayarlayabilirsiniz ve yemeklerle veya atıştırmalıklarla her zaman su için. Bir su içme rutini oluşturun.”

 

“Aspirasyon için Önlem Alın”

Prof. Dr. Mehtap Kaçar, yaşlı bireylerde aspirasyon (gıdaların soluk borusuna ve akciğere kaçması) riskinin dişlerin kaybı, yaşlanma ile ilişkili olarak çiğneme ve yutak kaslarında güç ve koordinasyon kayıpları, sinir iletiminde bozulmalar ve var olan diğer kronik hastalıkları nedeniyle arttığını ve aspirasyonun belirtilerini takip etmenin ve önlem almanın da çok önemli olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: 

“Eğer kişi yeme içme sırasında öksürük, boğulma hissi, öğürme, kusma gibi belirtiler gösteriyorsa ve sık sık boğazını temizleme ihtiyacı duyuyorsa büyük ihtimalle gıdaları aspire ediyordur. Yemek yerken ve özellikle su içerken aspirasyon riskini en aza indirmek için şu önlemler alınabilir: Su içerken pipet kullanmak, su içerken başı hafifçe öne eğmek, genel olarak yavaş yemek ve içmek, yemek yerken ya da su içerken konuşmamak ve başı çevirmemek, yemek yiyip içerken telefonla konuşmak veya televizyon izlemek gibi dikkat dağıtıcı şeylerden kaçınmak gibi bazı davranış değişiklikleri kazandırılmalıdır. Diğer yandan yemeği küçük, lokma büyüklüğünde parçalara bölerek yemek, yutmadan önce iyice çiğnemek, yemek yedikten veya bir şeyler içtikten sonra en az 1 saat dik pozisyonda durmak, ince çorbalar yerine daha yoğun kıvamlı çorbalar tercih etmek de faydalı olacaktır.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akbank MSCI Sürdürülebilirlik Notunu AA ile Liderlik Seviyesine Yükseltti

Akbank, şirketlerin uzun vadeli çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) risklerine dayanıklılığını ölçen MSCI derecelendirmesinde notunu AA ile liderlik seviyesine yükseltti. 

 

Akbank Genel Müdürü Kaan Gür konuyla ilgili yaptığı açıklamada; “Akbank olarak MSCI sürdürülebilirlik notumuzu AA seviyesine yükselterek küresel liderler arasına girmekten dolayı mutluluk duyuyoruz. Bu başarının, hem yerel hem de küresel düzeyde, sürdürülebilirlik alanındaki öncülüğümüzü bir kez daha teyit ettiğine inanıyoruz. 2024 yılında, sürdürülebilir finansman alanına getirdiğimiz yeniliklerden dönüşümü öncelikli sektörler için 2030 yılı emisyon azaltım hedeflerimiz doğrultusunda attığımız adımlara, insan odaklı sürdürülebilirlik anlayışıyla geliştirdiğimiz sosyal yatırımlardan şeffaf yönetişim anlayışımızla hayata geçirdiğimiz iyileştirmelere, pek çok farklı alanda önemli ilerlemeler kaydettik. Ülkemizin düşük karbonlu ve kapsayıcı bir ekonomiye geçişine destek olarak, sürdürülebilir bir gelecek için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

 

MSCI ÇSY derecelendirmeleri, kurumların çevresel, sosyal ve yönetişim risklerini ve fırsatlarını yönetme yetkinliğini değerlendiriyor. Kurallara dayalı bir metodoloji kullanarak, global çapta kurumları ÇSY risklerine maruz kalma düzeylerine ve bu riskleri sektöründeki diğer kurumlara kıyasla nasıl yönettiklerine göre derecelendiriyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Heartland Veterinerleri” 16 Aralık Pazartesi saat 20.00’de National Geographic WILD Ekranlarında Başlıyor

Schroeder’lar, büyük küçük tüm canlıları tedavi etmek için Amerika’nın kalbinin attığı toprakları geçerken kamyonlarıyla binlerce kilometre yol kat ediyorlar.

“Heartland Veterinerleri” 16 Aralık Pazartesi saat 20.00’de National Geographic WILD ekranlarında başlıyor.

Ödüllü yönetmenlerden nefes kesen belgeselleri, vahşi yaşamın gözler önüne serildiği kaliteli yapımları Türk izleyicisi ile buluşturan National Geographic WILD kanalını 

D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı