Yazar arşivleri: admin

Netflix, Squid Game’in Merakla Beklenen 2. Sezon Fragmanını Paylaştı

Oyun, çok yakında yeniden başlayacak. Netflix, 2. sezonuyla geri dönmeye hazırlanan Squid Game’in yeni fragmanını yayınladı. 

Fragmanın ilk gösterimi, İtalya’nın Lucca kentinde düzenlenen, Avrupa’nın en büyük çizgi roman festivali olan ve dizinin hayranlarına yeni sezona dair ipuçlarının verildiği Lucca Comics & Games’de gerçekleşti. Festivale aynı zamanda dizinin yıldızları Lee Jung-jae ve Wi Ha-jun ile yönetmeni Hwang Dong-hyuk da katılarak yeni sezonun heyecanını arttırdı.

Hwang Dong-hyuk tarafından 2021’de yaratılan Squid Game, yayınlandığı ilk günden itibaren tüm dünyayı etkisi altına aldı. Dizinin 12 yıllık geliştirme sürecinin ardından Netflix’in tüm zamanların en popüler dizisi haline gelmesi yalnızca 12 gün sürdü ve İngilizce dilinde olmayan yapımlar için bir ilke imza atarak Global Top 10 listesinde 9 hafta boyunca ilk sırada yer aldı. Ayrıca, Emmy Ödülleri’ne de damgasını vurdu. 

 

Lee Jung-jae’nin, Oyuncu 456 olarak da bilinen Seong Gi-hun karakteriyle geri döndüğü 2. sezon, çıtayı daha da yükseklere taşıyor. Geçmiş oyunların yüküyle sertleşen ve bu tecrübelerin izlerini hala taşıyan Seong Gi-hun, kendisini umutsuzca oyunun ardındaki ölümcül gerçekleri ortaya çıkarmaya adar. Fakat uyarıları dikkate alınmadıkça ve oyuncu arkadaşları asıl amacını sorguladıkça gerilim artar. Yayınlanan fragman, aynı zamanda, Lee Byung-hun’un gerçek amaçları sır gibi saklanan gizemli Yönetici olarak geri dönüşünü ve Wi Ha-jun’ın canlandırdığı kendi amaçları peşinde koşan acımasız dedektif Hwang Jun-ho’yu göstererek hikayeyi bir adım öteye taşıyor. 

Oyunu durdurmak söz konusu bile değil. Peki, sen yeniden oynamaya hazır mısın?

Squid Game, 2. sezonuyla 26 Aralık’ta tüm dünyayla aynı anda sadece Netflix’te.

Squid Game 2. Sezon Hakkında:

Squid Game’i kazanmasının üstünden üç yıl geçen Oyuncu 456, oyunun ardındaki insanları bulmaya ve hain oyunlarına bir son vermeye kararlıdır. Kazandığı serveti bu arayışa yatıran Gi-hun, işe akla gelen ilk yerden başlar ve metroda ddakji oynayan takım elbiseli adamın peşine düşer. Ancak çabaları nihayet sonuç verdiğinde, oyunu sona erdirmeye giden yolun sandığından daha ölümcül olduğu ortaya çıkar: oyunu bitirmek için oyuna yeniden girmesi gerekmektedir. 74. Primetime Emmy® Ödülleri’nde Drama Dizisi dalında En İyi Yönetmen ödülünü kazanan ilk Asyalı olarak tarihe geçen Hwang Dong-hyuk bir kez daha dizinin yönetmenliğini, senaristliğini ve yapımcılığını üstleniyor. Lee Jung-jae, Lee Byung-hun, Wi Ha-jun ve Gong Yoo ilk sezondaki rolleriyle geri dönerken yeni sezonun renkli karakterlerden oluşan oyuncu kadrosuna katılan isimler arasında Yim Si-wan, Kang Ha-neul, Park Gyu-young, Lee Jin-uk, Park Sung-hoon, Yang Dong-geun, Kang Ae-sim, Lee David, Choi Seung-hyun, Roh Jae-won, Jo Yu-ri ve Won Ji-an yer alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İZKİTAP her yaştan kitapseveri ağırlıyor

İZKİTAP – 4. İzmir Kitap Fuarı, edebiyat ve sinema dünyasının birbirinden değerli isimlerini, ziyaretçileriyle buluşturmaya devam ediyor. “Sinema ve Edebiyat” temasıyla düzenlenen İZKİTAP, 3 Kasım’a kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam ederken hafta sonu da Ercan Kesal, İnci Aral, İlker Başbuğ, Murat Menteş, Umut Sarıkaya, Yılmaz Aslantürk gibi isimler söyleşi ve imza etkinliklerinde yer alacak. 

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İZFAŞ ve TACT Fuarcılık iş birliğiyle Fuar İzmir’de düzenlenen İZKİTAP-4. İzmir Kitap Fuarı, 26 Ekim’den bu yana kitapseverleri ağırlıyor. İZKİTAP,  bu hafta sonunda da çocuğu genci, öğrencisi yetişkini binlerce İzmirliyi ağırlayacak. Fuarda 2 ve 3 Kasım tarihlerinde, 136 yazar imza etkinliği ile kitapseverlerle bir araya gelecek, farklı konularda 17 söyleşi düzenlenecek. Kitapseverler, sevdikleri yazarları görüp kitaplarını imzalatma ve sohbet etme, söyleşilere katılıp bilgi edinme fırsatı bulacak. 

 

Çocukların sevgilisi Şermin Yaşar

İZKİTAP, hafta içinde de birbirinden değerli isimleri okurlarıyla buluşturdu. Türkiye’nin ilk Kelime Müzesi’ni kuran ödüllü yazar Şermin Yaşar, büyük ilgi gördü. Tamamen dolu salonda konuşan Yaşar, “Kitap fuarlarına gitmeyi çok seviyorum. Çocuklarla bir araya gelmeyi ve konuşmayı önemsiyorum. Fuarlar buna güzel bir olanak veriyor. İzmir’de düzenlenen kitap fuarlarına daha önceki yıllarda da gelmiştim. Yine aynı şekilde yoğun bir kalabalık olmuştu. Hepimiz açısında çok keyifli oluyor” dedi. 

Oyuncu Anne isimli sosyal medya hesapları üzerinden çocuklarıyla oynadığı yaratıcı ve gelişimlerini destekleyici oyunları paylaşarak ülkenin dört bir yanındaki annelerle arkadaşlık ağı kuran ve yazdığı onlarca çocuk kitabı ile adeta çocukların sevgilisi olan Şermin Yaşar, söyleşi sonrasındaki imza etkinliğinde çocuklarla bol bol sohbet edip fotoğraf da çektirdi. Cumhuriyet’in anlam ve önemini vurgulayan Yaşar, Prof. Dr. İlber Ortaylı ile birlikte yazdıkları “Cumhuriyet’in İlk Sabahı” adlı kitabı hakkında bilgi verdi. Yaşar, “Cumhuriyet Bayramı’nı yılda bir kez kutlamayalım. Her gün Cumhuriyet ilan edilmiş gibi aynı coşkuyla yaşayalım” dedi.  

 

Genç yazarların öncüsü Demiriz okurlarıyla buluştu

Yazarlığa 14 yaşında kaleme aldığı kitabıyla adım atan Rana Demiriz, İZKİTAP’ta okurlarıyla bir araya gelerek kitaplarını imzaladı. Kendisi için İzmir Kitap Fuarı’nın çok önemli olduğunu dile getiren Demiriz, “İlk kitabımı 14 yaşımda yazdım. O zaman Türkiye’nin en genç yazarı oldum. O dönemde en genç yazarlar 22 ila 23 yaşlarındaydı. Bu anlamda gençlere cesaret verdiğimi düşünüyorum. Daha sonrasında çıkan genç yazarları gördükçe çok gururlandım. Amacım onlara bir yol açmaktı. Sonrasında yazarlık kariyerim gelişti ve okur kitlem oluşmaya başladı. Liseye giderken dört kitap yazdım. Kitaplarımın bir özelliği de yaşsız olmaları, hedef kitlem yaşsız. Bu benim için çok gurur verici oldu. Okul etkinliklerine gidiyorum zannediyorum ki çocuklarla buluşacağım, bir bakıyorum veliler de gelmiş, öğretmenler de kendileri için ayrı söyleşi talep ediyorlar. Beni torunlarından görüp kitaplarımı okuyan 65 yaşında takipçilerim var” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sabancı Vakfı, 16. Sezonunda Fark Yaratanları Arıyor

Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı, Türkiye’nin yeni Fark Yaratanlarını bulmak için 16. Sezonunda başvuruları almaya başladı. Programa başvurular ve aday önerileri www.farkyaratanlar adresi üzerinden 30 Kasım 2024, gün sonuna kadar gerçekleştirilebilecek.

Sabancı Vakfı’nın, 2009 yılından bu yana yürüttüğü “Fark Yaratanlar” programının 16. Sezon başvuruları başladı. Yeni sezonunda Fark Yaratanlarını arayan program için 30 Kasım 2024, gün sonuna kadar farkyaratanlar adresi üzerinden başvuru yapılabileceği gibi aday da önerilebilecek.

 

Fark Yaratanlar Programı’nın 16 yıldır toplumsal sorunlara yenilikçi çözümler bulmak için harekete geçen birey ve kurumların ilham veren hikayelerini görünür kıldığını ve seçilen Fark Yaratanların kapasitelerini güçlendirdiğini ifade eden Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, “Fark Yaratanlar Programımız ile 2009 yılından bu yana toplumsal değişime öncülük eden Türkiye’nin dört bir yanındaki birey ve kurumların etkileyici hikayelerini toplumla buluşturuyor. Topluma ilham veren bu hikayeler aracılığıyla sosyal değişime katkıda bulunuyoruz. Programımız aracılığıyla bugüne kadar 47 şehirden 216 birey ve kurum, toplumsal sorunlara karşı ürettikleri yenilikçi ve kalıcı çözümlerle Türkiye’ye örnek oldu, önemli sosyal etkileri oldu. Değişime olan inançla nelerin başarılabileceğini bizlere gösterdi. Her bir çalışmanın yarattığı sosyal fayda, toplumun farklı kesimlerine ulaşarak yarattığı farkındalıkla bir dönüşüm dalgası başlattı. Sabancı Vakfı olarak, bu yıl da topluma ilham verecek Fark Yaratanlarımızı Türkiye ile paylaşmak için sabırsızlanıyoruz. Bireysel başvuruların yanı sıra fark yaratan çalışmalara imza attığı düşünülen kişi ya da kurumların aday olarak önerilmesini de heyecanla bekliyoruz” dedi.

 

Fark Yaratanlar Programı, toplumsal sorunların bireysel çaba ve aktif vatandaşlık örneğiyle nasıl çözülebileceğine dair topluma ilham vermeyi amaçlıyor. Programın 16. Sezonunda da adayların belirledikleri sorunlara yönelik geliştirdikleri çözümlerin somut değişim yaratması; yaratıcı, sürdürülebilir, yaygınlaştırılabilir, şeffaf ve güvenilir niteliklere sahip olması bekleniyor. Seçilen Fark Yaratanlar, uzmanlar eşliğinde yapılan ihtiyaç analizi sonrasında uzun soluklu bir yolculuğa başlıyor. Fark Yaratanlar Ağı’na dahil olan kişi ve kurumlar çalışmalarını geliştirmek üzere; bir sezon boyunca Sabancı Vakfı ve Impact Hub İstanbul ile birebir çalışma şansına sahip olurken mentorlarla kapasitelerini güçlendiriyor. Öte yandan diğer Fark Yaratanlar ile iş birliği geliştirme, çeşitli atölye ve etkinliklere katılma fırsatına da sahip oluyor. Düzenlenen etkinlik ve atölyeler ise yine seçilen Fark Yaratanların ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda şekilleniyor. 

 

Fark Yaratanlar Programı hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşmak, başvuru yapmak veya aday göstermek için farkyaratanlar adresini ziyaret edebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ege Üniversitesinde “Herkes İçin Sağlık Kongresi” başladı

Ege Üniversitesinde farlı disiplinlerin iş birliği ile düzenlenen  “Ege Üniversitesi Herkes İçin Sağlık Kongresi” başladı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi öncülüğünde  “İyi Yaşamın Merkezi İzmir, Sağlıklı Yaşamın Öncüsü Ege Üniversitesi” teması ile yapılan kongrenin açılışı EÜTF Muhiddin Erel Amfisinde gerçekleştirildi. Programa, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’ın yanı sıra EÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İlkin Şengün ve Prof. Dr. Mehmet Ersan, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Devrim Bozkurt, üniversite üst yönetimi, senato üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Kongrenin açılışında konuşan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Günümüzde bilim ve teknolojinin hızlı gelişimi, hayatlarımızın her alanında olduğu gibi bilimsel araştırma ortamında da önemli değişimlere yol açmıştır. Bilimin hiçbir dalını birbirinden ayrı düşünemediğimiz günümüzde disiplinler arası çalışmaların değeri her geçen gün artmaktadır. Biliyoruz ki, içinde bulunduğumuz teknoloji ve bilgi çağında ülkelerin rekabet gücünü artırabilmesi; küresel çapta esen bu değişim rüzgârının hızına ayak uydurabilmeleriyle mümkün. Uluslararası arenada ülkemizi hak ettiği noktaya taşımak ve rekabet gücümüzü artırmak için bilimsel çalışmalara ve araştırmalara ağırlık vermemiz gerekiyor.  Ege Üniversitesi olarak bu konuda üstümüze düşen sorumluluğun farkındayız ve çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz.” diye konuştu.  

“Sağlık temalı birçok bilimsel etkinlik yaptık”

Rektör Prof. Dr. Budak, “2019 yılından itibaren Ege Üniversitesini sağlık temalı ve öncü bir üniversite haline getirme sürecindeyiz. Son 5 yılda ortaya yeni bir anlayış ve vizyon koymaya çalışıyoruz. Bu vizyonun merkezinde ise sağlık yer alıyor. Sağlıkta yeniden yapılanmaya önem veriyoruz. İzmir’i sağlıklı yaşamın merkezi haline getirme perspektifine sahip çıkıyoruz.  Bu süreçte, Ege Üniversitesini de sağlıklı yaşamın öncüsü haline nasıl getiririz vizyonunu geliştirmeye çalışıyoruz. Bu doğrultuda, ilk olarak 22 Kasım 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığımızın himayesinde, ‘Ege Üniversitesi Sağlıklı Yaşamın Geleceği Şurası’nı gerçekleştirdik. Bu şurada 600’den fazla Ege Üniversiteli bilim insanı, sağlıklı yaşamın geleceğini bir tam gün boyunca tartıştılar. Özellikle üniversitemizin çok güçlü olduğu alanı; sağlığı, ziraatı ve sporu, sağlıklı yaşam ekseninde nasıl beraber düşünebiliriz, mühendislik ve temel bilimleri bunun içine nasıl katabiliriz; toplumun sağlıklı yaşamına nasıl hizmet edebiliriz? Bu konuları etraflıca ele alarak ortak bir anlayış geliştirmeye çalıştık. Sağlıklı yaşam alanında birlikte düşünme ve iş yapma alışkanlıklarımızı geliştirmemiz oldu. Şura bu yönde çok önemli bir başlangıç oldu. Toplumda sağlıklı yaşamın farkındalığını artırmak adına 15 Aralık 2019 tarihinde halka açık olarak organize ettiğimiz ‘Sağlıklı Yaşıyoruz İzmir Buluşması’nı gerçekleştirdik. Yapay zekânın sağlık hizmetlerinin etkinliği ve erişilebilirliği konusunda üstlendiği hayati rolündeki gelişmelere yönelik 7 Şubat 2020 tarihinde Uluslararası Sağlıkta Yapay Zekâ Sempozyumunu gerçekleştirdik. 13 Mayıs 2024 tarihinde 700 öğretim elemanımızın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz Ege Üniversitesi Ar-Ge Şurasıyla Sağlık Temalı Üniversite vizyonunu taçlandırdık. Nitekim Şura sonucunda ortaya çıkan veriler ışığında Ege Üniversitesi’nin Sağlık teması etrafında Ziraat, Gıda, Spor, Fen, Mühendislik, Sosyal Bilimlerle ortak bilimsel araştırmaya yönelimi ortaya çıkmıştır.” dedi.

“İyi yaşamın merkezi İzmir, Sağlıklı Yaşamın öncüsü Ege”

Bu kongre ile farklı disiplinleri bir araya getirerek, sağlıkla ilgili en güncel konuları kapsamlı bir şekilde ele almayı amaçladıklarını vurgulayan Rektör Prof. Dr. Budak, “Bu program, sadece tıp değil, mühendislikten sosyal bilimlere kadar geniş bir yelpazede katkı sağlayan akademisyenlerin ve uzmanların katılımıyla zenginleşiyor. Özellikle pandemi sonrası dönemde, sağlık kavramının sadece hastalıkların tedavisiyle sınırlı olmadığını; aynı zamanda bireylerin ve toplumların ruhsal, sosyal ve çevresel refahıyla da doğrudan ilgili olduğunu bir kez daha hatırladık. Bu nedenle, kongremizin multidisipliner yapısı, sağlığın farklı boyutlarını kapsamayı hedefliyor. Ege Üniversitesi olarak, sağlık bilimleri alanı başta olmak üzere tüm alanlarda araştırma, eğitim ve toplumsal hizmet sunma misyonumuz doğrultusunda, bu kongrede elde edilecek bilgi ve bulguların geleceğe yön verecek adımlar atmamıza katkı sağlayacağına inanıyorum. İyi yaşamın merkezi İzmir, Sağlıklı Yaşamın öncüsü Ege Üniversitesi hedefine umarım sizlerin de katkılarıyla, hep birlikte ulaşacağız. Bu duygu ve düşüncelerle hepinize tekrar hoş geldiniz diyor, emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.” diye konuştu.  

“Gıda Güvenliği ve Sağlık İçin Öneriler”

Kongrenin ilk oturumu, EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan’ın başkanlığında, “Yaşam İçinde Sağlığın Korunması ve Sürdürülebilirliği: Gıda Güvenliği ve Beslenme” teması ile gerçekleştirildi. Oturumda, EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlkin Şengün, “Gıda Güvenliği ve Sağlık İçin Öneriler” başlıklı sunumu yaptı. Prof. Dr. İlkin Şengün,  sağlık ve güvenli beslenme konularında kapsamlı bilgiler aktardı.

Onursal başkanlığını Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’ın, kongre başkanlığını ise Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Devrim Bozkurt’un üstlendiği bilimsel program; Tıp, Diş Hekimliği,  Eczacılık, Edebiyat,  Eğitim, Su Ürünleri, Sağlık Bilimleri, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık, Hemşirelik, Ziraat, Spor Bilimleri, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinin iş birliği ile düzenlendi.

İki gün sürecek olan kongre kapsamında yapılacak oturumlarda tıp ve sağlık bilimlerinin farklı alanlarında sürdürülebilirliğin önemi vurgulanacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘Roma’nın Kayıp Hazineleri’ Yeni Sezonu 3 Kasım Pazar 20.00’de National Geographic Ekranlarında Başlıyor!

Roma İmparatorluğu’ndaki yaşamın sırlarını keşfetmek için yeni bir kazı sezonuna başlayan dünyanın dört bir yanındaki arkeolog ekiplerinin peşinde Pompeii harabelerinden, Petra’nın kumlarına ve Roma’nın meşhur sokaklarına kadar, bu eski uygarlığın hazinelerinde muazzam bir keşfe çıkartan “Roma’nın Kayıp Hazineleri”, yeni sezonuna 3 Kasım Pazar 20.00’de National Geographic ekranlarında başlıyor.

 

Bilimin, keşfin ve hikâye anlatımının gücüne inanarak 130 yılı aşkın bir süredir dünyanın en güvenilir markalarından biri olmayı sürdüren National Geographic’in birbirinden iddialı yapımlarını D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hadi, Bu Kez de Taksitli Alışveriş Kredisiyle Fark Yaratıyor!

Türkiye’nin en büyük dijital bankası TOM Bankveresiye özelliğinden sonra şimdi de taksitli alışveriş kredisiyle tüketicinin alım gücünü destekliyor. HADİ uygulaması üzerinden yapılan başvuru ile saniyeler içinde kredi limitlerini öğrenebilen banka müşterileri, kredi limitlerini A101, English Home ve Eve mağazalarındaki alışverişlerinde kullanıyor. 

 

Türkiye’nin en büyük dijital bankası TOM Bank, alım gücünü destekleyen dijital çözümleriyle, fayda odaklı stratejisini güçlendirmeye devam ediyor. Veresiye özelliğiyle 6 ayda iki yüz bini aşkın kişinin ödeme seçeneği haline gelen banka, şimdi de taksitli alışveriş kredisiyle dikkat çekiyor. HADİ uygulaması üzerinden taksitli alışveriş kredisi limitini kısa sürede öğrenebilen TOM Bank müşterileri, A101, English Home ve Eve kasalarında QR kod ile alışverişlerini kolaylıkla yapıyor. Şimdiye kadar veresiye ile birlikte 630 milyon TL kullanılan alışveriş kredilerine olan talep her geçen gün giderek artıyor.

 

Artık Kozmetik de Taksitli

A101, English Home ve Eve mağazalarında geçerli olan taksitli alışveriş kredisi ile kozmetik alışverişleri de taksitli ödenebildiği için, taksitli alışveriş kredisi Eve müşterilerinin ayrıca beğenisini topluyor. Bu özellik sayesinde TOM Bank müşterileri parfümden makyaj malzemesine kadar birçok kozmetik ürününü taksitle satın alabiliyor.

Bankaların kredi başvurusu, onayı ve kullanımı için uyguladıkları uzun prosedürler de HADİ uygulaması sayesinde birkaç dakikalık dijital süreçlere indiren TOM Bank, veresiye özelliğini de aynı kolaylıkla sunmaya devam ediyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuğunuz Ateşli Havale Geçiriyorsa…

Küçük çocuğu olan anne ve babalar, beyne zarar vereceği düşüncesiyle yüksek ateş ve ateşli havalelerde büyük korku yaşıyorlar. 5 yaşından küçük çocuklarda görülen nöbetlere titreme ve kasılma gibi durumların eşlik etmesi yaşanan endişeleri daha da artırıyor. Aslında, korkulanın aksine, havaleler çocukta bilişsel zarara yol açmıyor. Bu nöbetler sırasında ailenin bilinçli davranması gerektiğine dikkat çeken Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk Nörolojisi Uzmanı Doç. Dr. Hepsen Mine Serin “Aileler için çok korkutucu bir görüntü olmakla beraber, ateşli nöbetler iyi huylu nöbetlerdir ve 1-2 dakika gibi kısa sürede sonlandıkları için beyne zarar vermezler. Ateşli nöbetlere bağlı bilişsel gerilik, akademik performansta düşme, davranış sorunları gibi kalıcı etkilenmeler görmeyiz. Ancak 30 dakikayı aşan nöbetler beyinde hasarlanmaya neden olabilir” diyor.

Her 3 çocuktan 1’inde ilk belirti nöbet oluyor!

Ateşli nöbetler, tıptaki adıyla “febril konvülsiyon” bebek ve küçük çocuklarda en sık görülen nörolojik hastalıkların başında geliyor. Bu nöbetler altı ay ila 5 yaş arasındaki çocuklarda beyin enfeksiyonu, zehirlenme, kafa travması gibi tanımlanmış bir neden olmadan ateşle birlikte ve genellikle ateşin ilk gününde ortaya çıkıyor. Çocukların üçte birinde hastalığın ilk belirtisi nöbet oluyor ve ateşin yüksekliği ancak hastanede saptanabiliyor. 

Genellikle ilk 2 yaşta ortaya çıkıyor

Yaşa bağımlı olan ateşli nöbetler, 5 yaşından küçük çocukların yüzde 2 ila 4’ünde ve sıklıkla erkek çocuklarda görülüyor. Ülkemizde yapılan bir çalışma; havale görülme oranının yüzde 3,3 olduğunu gösteriyor. Ateşli nöbetler çocukların yüzde 50’sinde ilk 2 yaşta; bununla beraber en sık 18-24 ay arasında ortaya çıkıyor. Ateşli nöbetlerin küçük yaşlarda görülmesinin sebebi, bağışıklık sisteminin gelişme sürecinde olduğu için enfeksiyon gelişmesinin daha kolay olmasıyla açıklanıyor.

Ailede varsa havale riski artıyor

Peki neden bazı çocuklarda havale görülüyor? Bunun en önemli nedenini genetik yatkınlık oluşturuyor, ilk ve tekrarlayan ateşli nöbette aile öyküsünün olması risk faktörü sayılıyor. Ateşli nöbet geçiren çocukların yüzde 25 ila 40’ının ailesinde ateşli nöbet geçiren başka kişiler bulunuyor. Hatta ailede ateşli nöbet geçiren kişi sayısı ne kadar çoksa çocukların ateşli nöbet geçirme riski de o kadar artıyor. Yüksek ateş, viral enfeksiyonlar, yakın zamanda aşı yapılması da yine bu tabloya yol açan risk faktörleri arasında yer alıyor. 

Boş bakıyor veya gözlerini bir noktaya dikiyorsa…   

Ateşli nöbetler en sık boş bakma, tüm vücutta gevşeme, gözleri bir noktaya dikme şeklinde gözlemleniyor. Bazen nöbetler tüm vücutta veya tek tarafta kol ve bacakta kasılma veya titreme şeklinde ortaya çıkabiliyor. Havalelerdeki ateş faktörünün rolüne değinen Çocuk Nörolojisi Uzmanı Doç. Dr. Hepsen Mine Serin “Nöbet genellikle ateş hızla yükseldiğinde görülse de, esas tetikleyici ateşin derecesi oluyor. Ölçülen ateş çoğunlukla 39 derecenin üstündedir. Her 4 çocuktan 1’inde ateş 38-39 derece arasında görülüyor. Nadiren 38 derecenin altındaki vakalarda ateşli nöbet görebiliyoruz. Çocuk ateşi fark edilmeden de nöbet geçirebiliyor ve hastanede ateşi yüksek saptanabiliyor” diyor.

Tedavide amaç nöbetin tekrarlamasını önlemek

Ateşli nöbetlerin tedavisinde temel amacın nöbet tekrarını önlemek olduğuna işaret eden Çocuk Nörolojisi Uzmanı Doç. Dr. Hepsen Mine Serin “Koruyucu tedavi ve uzun dönem tedavi gibi farklı tedavi alternatifleri mevcut. Seçilecek tedavi programına çocuğun durumuna göre karar veriliyor. Ateşli nöbeti önceden tahmin etmek ya da önlemek mümkün olmasa bile bir defa nöbet geçiren çocuğun ateşlendiği dönemlerde ateşini yakın takip ederek kontrol altına almak önem taşıyor” diyor.

Nöbet sırasında dikkat etmeniz gereken 8 önemli kural!

Çocuk Nörolojisi Uzmanı Doç. Dr. Hepsen Mine Serin, çocuk evde nöbet geçirirse doğru müdahale edebilmek için öncelikle sakin kalmanın önemini vurgulayarak, nöbet sırasında anne ve babaların dikkat etmeleri gereken kuralları şöyle sıralıyor:

  • Nöbet sırasında, kendine zarar vermeyecek bir alanda kıyafetlerini çıkarın.
  • Hareketlerini durdurmaya çalışmayın. Nöbet aktivitesi beyinde sonlanıncaya kadar hareketler devam eder, tutmakla durmaz.
  • Rahat soluk alabilmesi için sol yana doğru yatırıp, başını hafif geri pozisyona getirin.
  • Ağzını açmaya zorlamayın, parmak ya da kaşık sokmayın. Bu hareketiniz hem parmağınızda hem de çocuğun ağız içinde yaralanmaya neden olur.
  • İlaç içirmeye çalışmayın. İlaç solunum yoluna kaçar ve çocuğun oksijensiz kalmasına yol açar.
  • Sarsmayın ve üzerine su dökmeyin. Bu davranışlar nöbeti durduramaz ve çocuğa zarar verir.
  • Nöbetin süresini takip edin. Mümkünse nöbeti cep telefonu kamerasıyla  kaydedin.
  • Nöbet durduktan sonra en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Prime Video’nun Başarılı Dizisi Jack Ryan Film Olarak Geri Dönüyor

John Krasinski’nin başrolünde yer aldığı Tom Clancy’s Jack Ryan dizisi, yakaladığı başarının ardından yeni bir filmle dönüş yapıyor. Filmin kadrosunda, dizide Krasinski ile birlikte rol alan Wendell Pierce da yer alıyor. Ayrıca, dizinin yıldızı Michael Kelly’nin de filmde rol alması için görüşmeler devam ediyor.

 

Dizinin ikinci sezonunda yürütücü yapımcı ve yönetmen olarak görev alan Andrew Bernstein, filmin yönetmenliğini üstleniyor. Filmin senaryosunda ise dizinin dördüncü sezonunda ortak yürütücü yapımcı ve yazar olarak görev yapan Aaron Rabin’in imzası bulunuyor. Filmin yapımcılığını Sunday Night aracılığıyla John Krasinski ve Allyson Seeger ile Andrew Form üstleniyor. Paramount Pictures ve Skydance iş birliğiyle üretilen filmin yürütücü yapımcılığını Skydance’den David Ellison ve Dana Goldberg, John Kelly ve Carlton Cuse ile üstleniyor.

 

Film, John Krasinski’nin başrolünde yer aldığı, Amazon MGM Studios, Paramount Television ve Skydance’in başyapıt serisi Jack Ryan‘ın bir uzantısı olacak. Dizinin dördüncü ve final sezonunun son iki bölümünün yayınlanmasının ardından Jack Ryan, Nielsen verilerine göre 1,15 milyar dakika izlenme süresine ulaştı. Dizi, dört sezon boyunca Prime Video’nun dünya genelinde en çok izlenen ilk üç dizisi arasında yer aldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Çocuklara Kitap Söyleşileri”nde konu: Cumhuriyet’in değerleri

Nilüfer Belediyesi’nin “Çocuklara Kitap Söyleşileri” etkinliğinde konuşan eğitmen ve yazar Çiğdem Sezer, “Yüz Yaşında Bir Çınar” adlı kitabı üzerinden ilkokul öğrencilerine Cumhuriyet’in değerlerini anlattı.

Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün çocukları kitap okumaya teşvik etmek amacıyla düzenlediği “Çocuklara Kitap Söyleşileri”ne, eğitmen ve yazar Çiğdem Sezer katıldı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen söyleşide Sezer, “Yüz Yaşında Bir Çınar” isimli kitabını merkeze alarak Cumhuriyet’in önemini ve değerlerini çocuklarla paylaştı.

Uğur Mumcu Sahnesi ve Eşref Ergin İlkokulu’nda iki oturum şeklinde düzenlenen söyleşilerde, toplam 6 okuldan 400’e yakın 3’üncü ve 4’üncü sınıf öğrencisi yer aldı. İlk oturumda Ali Karasu İlkokulu, Ahmet Uyar İlkokulu, Canaydın İlkokulu, Demirci İlkokulu ve Görükle Hazinedaroğlu Özkan İlkokulu öğrencileriyle buluşan Sezer, ikinci oturumda ‘Gezici Kütüphane’ etkinlikleri kapsamında Eşref Ergin İlkokulu’ndaki çocuklarla bir araya geldi.

Çocuklara “Yapmaktan mutlu olduğunuz işi yapın” tavsiyesinde bulunan Sezer, kitabını yazma amacını şöyle açıkladı: “Her Türk vatandaşı gibi ben de, Cumhuriyet’e borçluyum. Öğretmenlik yaptım, çocuklar yetiştirdim, şimdi de torunlarımı yetiştiriyorum. Cumhuriyet’e olan borcumu en iyi bildiğim şeyle, yazarak ödemek istedim. Bu nedenle Cumhuriyet’in hikayesini çocuklara şiirlerle anlatmak için bu kitabı kaleme aldım.”

Cumhuriyet’i öğrencilere özgün bir bakış açısıyla anlatan Sezer, “Cumhuriyet; çocukların özgürce şarkılar söyleyip okula gidebilmesi, kadınların sahneye çıkabilmesi, gökte uçaklar yerine uçurtmaların uçmasıdır. Bu özgürlükleri Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet’e borçluyuz” dedi. Yazar, Cumhuriyet’i köklü bir çınara benzeterek, çocukları da bu ağacın yaprakları olarak nitelendirdi.
Etkinlik sonunda “Yüz Yaşında Bir Çınar” kitabını imzalayan Çiğdem Sezer, çocukların sorularını da yanıtladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cumhuriyet Coşkusu AKM’de Yankılandı: İlyun Bürkev’den Unutulmaz Bir Performans

Türkiye’nin genç ve yetenekli piyanisti İlyun Bürkev, Şef İbrahim Yazıcı yönetiminde ve Pera Filarmoni Orkestrası eşliğinde 30 Ekim Çarşamba günü, Cumhuriyet coşkusuyla, Atatürk Kültür Merkezi’nde dinleyicileri ile buluştu.  L.V. Beethoven’in Prometheus üvertürü, W. A. Mozart’ın No 41 Jüpiter senfonisi ve Saint Saëns 2. Piyano Konçertosu’nun icra edildiği konserde İlyun Bürkev, Şef İbrahim Yazıcı ve Pera Filarmoni Orkestrası tüm salon tarafından coşkuyla ve ayakta alkışlandı. Yoğun alkış karşısında İlyun Bürkev, bis parçası olarak Listz’in Macar rapsodisini seslendirdi.

 

Yurtiçinde ve yurtdışında elde ettiği başarılarla ve ödülleriyle adından çokça söz ettiren genç yetenek İlyun Bürkev, Şef İbrahim Yazıcı yönetiminde, Pera Filarmoni Orkestrası eşliğinde AKM Türk Telekom Opera Salonu sahnesinde önceki akşam muhteşem bir konsere imza attı. 30 Ekim Çarşamba akşamı gerçekleştirilen konserde Bürkev, Saint-Seans’ın 2 Nolu piyano konçertosunu icra etti. Şef İbrahim Yazıcı yönetimindeki Pera Filarmoni orkestrası konserde ayrıca L.V. Beethoven’in Prometheus üvertürü ile W. A. Mozart’ın No 41 Jüpiter senfonisini seslendirdi.

 

İlyun Bürkev, AKM’de gerçekleştirilen konseri için “Cumhuriyetin 101. yılında yeniden Atatürk Kültür Merkezi’nde olmak ve bu harika atmosferde sanatseverlerle buluşmak gurur verici. Bu akşam Cumhuriyet coşkusuyla ve dinleyicilerin yoğun ilgisiyle gerçekleştirdiğimiz bu konser benim için de unutulmaz olacak” dedi. Bürkev ayrıca şef İbrahim Yazıcı’ya, kendisine eşlik eden Pera Filarmoni Orkestrası’na, dinleyiciler arasında yer alan hocası devlet sanatçımız Gülsin Onay’a ve salonu dolduran tüm dinleyicilere teşekkür etti. Gülsin Onay İnstagram’da yaptığı açıklamada konserle ilgili duygularını şöyle paylaştı:“İlyun Bürkev’in sergilediği performans gerçekten kelimelerin ötesindeydi. Genç yeteneğimize ‘veliahtım’ demem boşuna değil, sahnedeki zarafeti, içtenliği ve derin müzikal anlayışı adeta bir yıldız gibi parlıyor. Genç yaşta böylesine olgun bir yorum sunabilmesi gelecekteki başarılarının habercisi. Müziğiyle kurduğu bağı, ruhunun derinliklerinden gelen olgunluk… 16 yaşındaki İlyun, ülkemizin gelecekteki parlak yüzü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.” 

 

Ülkemizin yetiştirdiği en değerli piyanistlerden devlet sanatçısı Gülsin Onay’ın “Veliahtım” diye nitelediği İlyun Bürkev, Temmuz ayında ABD’nin Philadelphia şehrinde düzenlenen 8-19 yaş grubundan 57 müzisyenin katıldığı Philadelphia Müzik Festivali’nde kendi yaş grubunda 1.lik ödülü ile tüm kategorilerde Grand Prize Ödülü kazanarak büyük bir başarıya imza atmıştı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı