Yazar arşivleri: admin

Prof. Dr. Şengün, “Gıda kaynaklı hastalıkların birçoğu uygunsuz şartlarda üretilen ürünlerden kaynaklanıyor”

“Herkes İçin Sağlık Kongresi” kapsamında bir sunum yapan EÜ Rektör Yardımcısı ve Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi  Prof. Dr. İlkin Şengün, “Güvenilir olmayan bir gıdanın tüketimi sonucunda gıda kaynaklı mikrobiyal hastalıklar meydana gelebilmekte ve bunların büyük bir çoğunluğuna patojen mikroorganizmalar neden olmakta, bu hastalıklar yüksek oranda morbidite veya mortalite ile sonuçlanmaktadır” diye konuştu.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde “İyi Yaşamın Merkezi İzmir, Sağlıklı Yaşamın Öncüsü Ege Üniversitesi” teması ile gerçekleştirilen Herkes İçin Sağlık Kongresi kapsamında “Yaşam İçinde Sağlığın Korunması ve Sürdürülebilirliği: Gıda Güvenliği ve Beslenme” oturumu gerçekleştirildi.

EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan’ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda,  EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlkin Şengün, “Gıda Güvenliği ve Sağlık İçin Öneriler”  başlıklı sunumunu yaparken Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hatice Özaktan “Bitki ve İnsan Sağlığında İyi Tarım Uygulamalarının Önemi”, Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şevki Çetinkalp “Beslenmenin Hastalıklar Üzerine Etkisi: Tehditler ve Fırsatlar”, Sağlık Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi  Doç. Dr. Özge Küçük Erdönmez ise “Sağlıklı Yaşam İçin Nasıl Beslenmeli – Popüler Diyetler” konularında kapsamlı bilgiler verdiler.

“Türkiye’de 4.9 milyon ekmek israf ediliyor”

EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlkin Şengün, “Öncelikle gıdayı fizyolojik temel ihtiyaç olarak tanımlıyoruz. Çünkü gıdalar sağlığımızı doğrudan tehdit eden unsurlar olarak karşımıza çıkabiliyor. Gıdayı ne kadar etkin kullandığımız konusunda oldukça sıkıntılar var. BM Çevre Programı (UNEP) 2021 gıda israfı indeksi raporuna göre dünyada 1.05 milyar ton, Türkiye’de ise ortalama yaklaşık 26 milyon ton gıda israf ediliyor. 2024 verilerine baktığımızda bu rakam 3,5 kat artmış olarak karşımıza çıkıyor, dolayısıyla gün geçtikçe gıdayı daha fazla israf eder hale geliyoruz. Bir taraftan da dünyanın önemli sorunlarından biri, açlık sorunu var.  FAO verilerine göre israf edilen gıdaların sadece üçte birinin bile dünyadaki açlığın sonlandırılmasına yetecek miktarda olduğu belirtilmektedir. Bu israf edilen gıdaların üçte birini israftan kurtarsaydık, dünyada açlık sorunu yaşanmayacaktı. Gıdaları israf etmenin birçok faktörü var. Bunlardan en önemlisi gıdaların bozulmasıdır. Doğru muhafaza yöntemi uygulanırsa gıdaları bozulmasının önüne geçilmiş olacak. Gıda israfında önemli rol alan uygulamalar arasında kötü hasat ve paketleme uygulamaları, yiyeceklerin yanlış saklanması, yanlış soğutma yöntemleri, altyapı sınırlamaları, arz fazlasına yol açan aşırı üretim, tedarikçiler ve perakendeciler arasındaki yetersiz iletişim, dış görünümü mükemmel olan ürünlere yönelik tüketici talebi gibi etmenler yer almaktadır. Aşırı satın alım, doğru bir şekilde depolamama, sürekli taze gıda tüketimi ve saklama yerinin olmaması da bu nedenler arasındadır. En fazla israf ettiğimiz gıda ekmektir. Türkiye’de 4,9 milyon ekmek israf ediliyor. Bunun yanında meyve sebzeler, süt ve süt ürünleri, dondurulmuş ürünler, alkolsüz içecekler israf edilen gıdalar arasında yer almaktadır.  Üretilen sebze ve meyvelerin ise yaklaşık yüzde 25’ini israf ediyoruz” dedi

“Gıda kaynaklı bin 714 kişi hayatını kaybetti”

Prof. Dr. Şengün, “Gıdalardaki tehlikelere bakacak olursak; fiziksel tehlikeler, kimyasal tehlikeler ve mikrobiyolojik biyolojik tehlikeler diye sıralayabiliriz. Gıdalarda bulunmaması gereken cam, plastik, metal gibi yabancı maddeler, fiziksel tehlike olarak karşımıza çıkmakta. Yabancı maddelerin gıdalarda çıkması, örneğin cam gibi kırılacak maddelerin gıdanın çevresinde bulunması tehlikelidir. Kimyasal tehlikelerde ise gıdalara eklenen veya çevreden, ambalaj malzemelerinden gıdaya geçiş yapan kimyasallardır. Biyolojik tehlikeler gıda bileşiminde doğal olarak bulunan toksinler (örneğin; yeşillenmiş ve filizlenmiş patateste oluşan solanin, zehirli mantarlar, bazı bitki meyvelerindeki siyanatlar) olabildiği gibi, gıdalara bulaşan ve uygun koşullarda üretilmeme veya saklanmama nedeniyle gelişen mikroorganizmalar (küfler, parazitler, bakteriler), virüsler ve mikrobiyal toksinler de olabilmektedir. Sağlıklı olmak, bir insanın en temel hakkıdır. Gıda ürünleri sağlığımızı en kolay etkileyecek etmenlerin başında gelmektedir. Dolayısıyla, gıda ürününün güvenli olması, tüketicinin mutlak bir talebidir ve üreticinin sorumluluğudur. Güvenilir olmayan bir gıdanın tüketimi sonucunda gıda kaynaklı mikrobiyal hastalıklar meydana gelebilmekte ve bunların büyük bir çoğunluğuna patojen mikroorganizmalar neden olmakta, bu hastalıklar yüksek orada morbidite veya mortalite ile sonuçlanmaktadır. Gıda kaynaklı hastalıklarda rol oynayan gıdalar arasında tavuk vb. kümes hayvanlarının etleri, et ve et ürünleri, hayvansal kaynaklı diğer gıdalar, yumurta ve yumurta içeren gıdalar, çiğ süt ve süt ürünleri, kontamine su kaynakları veya kontamine sular ile temas etmiş sebzeler, salatalar, çiğ sebze ve meyveler, çiğ veya tütsülenmiş balık, kabuklu deniz ürünleri, ev yapımı konserveler, soğuk sandviç ve hazırlanırken el ile temas eden ve hazırlama sonrasında ısısal işlem görmeyen gıdalar yer almaktadır. Ülkemizde birçok koruyucu katkı maddesi ekleniyor. Kullanılan bu kimyasalların miktarı önemlidir. Bununla beraber kullanılan ambalajlardan da kimyasalların geçmesi mümkündür. Bazı gıdalar  doğal olarak içerisinde toksinleri barındırıyor. Örneğin filizlenmiş bir patatesi tükettiğimizde solyanin denilen bir toksini tüketmiş oluyoruz. Bu toksik madde kanserojen etki yapabiliyor. Biyolojik tehlikelere baktığımızda kavun karpuz ele aldığımızda bu ürünleri doğru bir şekilde dezenfekte etmeden uygunsuz şekilde kesilirse dışındaki biyolojik dengeler iç yapıya geçip hastalığa neden olabiliyor. 2015-2020 arasında gıda kaynaklı hastalıklar nedeniyle hastanelere 18 milyon 314 bin 239 başvuru olduğunu yaptığı, başvuranların arasından 5 yılda gıda kaynaklı bin 714 kişinin ise bu sebepten hayatını kaybettiği bildirilmiştir” diye konuştu.

“Gıda güvenliğinde beş anahtar kural”

Prof. Dr. İlkin Şengün, “Mikroorganizmaların kontrol altına alınmasında dört temel ilke uygulanmaktadır. Kontaminasyonun önlenmesi, mikroorganizmaların uzaklaştırılması, mikrobiyal gelişmenin inhibisyonu, mikroorganizmaların öldürülmesi. Gıdaları muhafaza ederken öncelikle gıdayı korumamız gerekiyor; kontaminasyonu engelleyerek, uygun paketleme, doğru bir şekilde muhafaza etme, mikroorganizma bulaştıysa ayıklanarak bunun uzaklaştırılması, çoğalmasının engellenmesi, mikroorganizmanın öldürülmesi şeklinde olmalıdır. Buzdolabında en altta sebze meyve onun üstünde çiğ et ürünleri, bir üzerinde pişmiş et ürünleri, peynir süt ürünleri en üste pişmeden tüketilecek gıda şeklinde dizayn edilir. Böylelikle gıdalar daha güvenilir saklanmış oluyor. Gıdaları buzdolabında tutuğumuzda belli ölçüde mikroorganizmaların üremesini engellemiş oluyoruz. Pişirme işlemi uyguladığımızda mikroorganizmaların öldürülmesini sağlıyoruz. Dondurma yöntemiyle sakladığımız gıdalarda, gıdayı çözdükten sonra tekrar dondurmamak önemlidir.  Donmuş gıdaları en ideal şekilde 4 derecede çözdürmek önemlidir. Gıda kaynaklı hastalıkların önlenmesi, sağlıklı bir topluma ulaşması için güvenilir gıda çok önemli. Bu kongrenin amacı farklı konuların sağlığı ne şekilde etkilediğini irdelemektir. Dünya Sağlık Örgütü’nün güvenli beslenmek için 5 anahtar kuralı; temizliğe önem verin,  pişmiş ve çiğ gıdaları ayrı tutun, iyice pişirin, yiyeceklerinizi doğru ısıda saklayın, temiz su, temiz malzeme kullanın. Sonuç olarak tüketici sağlıklı beslenmeyi göz önüne alarak;  yeterli ve dengeli beslenmeyi, gıda kaynaklı yaygın hastalıkları ve önleme yöntemlerini, güvenli gıda sağlama basamaklarını, gıda etiketlerinde yazılanları bilmelidir” diye konuştu.

Prof. Dr. İlkin Şengün, “Sonuç olarak, gıda kaynaklı hastalıklar insan sağlığı üzerinde özellikle de bağışıklık sistemi zayıf olan çocuk, yaşlı ve hamile guruplarında ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Gıda kaynaklı hastalıkların birçoğunun gıda güvenilirliğinin sağlanamadığı, uygunsuz şartlarda üretilen ürünlerden kaynaklandığı bilinmektedir. Tüketici öncelikle sağlıklı beslenme bilincini göz önünde bulundurarak ‘güvenilir gıda’ tüketmelidir. Yeterli ve dengeli beslenmeyi ve doğru gıda tercihlerini, gıda kaynaklı yaygın hastalıkları ve önleme yöntemlerini, güvenli gıda sağlama basamaklarını ve gıda etiketlerinde yazanları bilmelidir” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tosla İşim X Teknosa İş Birliği “Kredi ile Ödeme Geçidi” Alışverişe Yenilik Getiriyor

Türkiye’nin öncü finansal teknoloji şirketi AKÖde’nin markası Tosla İşim ile Türkiye teknoloji perakendeciliğinin ve e-ticaretin öncü markası Teknosa, müşterilerine konforlu ve kolay bir alışveriş deneyimi yaşatmak için güçlerini birleştirdi. Tosla İşim’in “Kredi ile Ödeme Geçidi” hizmeti sayesinde Teknosa müşterileri artık anlaşmalı banka ve kurumların kredi tekliflerini tek ekranda görüp karar verirken, dilediği ürünü uygun kredi imkânı ile satın alabiliyor.

 

Tosla İşim ve Teknosa, benzersiz müşteri deneyimi için iş birliği yaptı. Bu iş birliğiyle Tosla İşim’in geliştirdiği “Kredi ile Ödeme Geçidi” hizmetinden faydalanmaya başlayan Teknosa müşterileri anlaşmalı banka ve kurumların kredi tekliflerini tek ekranda görüp karar vererek, dilediği ürünü uygun kredi ile satın alma imkânına kavuştu. Müşteriler bu sayede tek ekranda kendilerine özel faiz ve taksit imkanları ile kredileri karşılaştırabiliyor ve en uygun buldukları seçenekle ödemelerini tamamlayabiliyor. Aynı zamanda üye işyerleri de tek entegrasyonla, birden fazla banka ve finansman kuruluşunun alışveriş kredisi seçeneklerini müşterilerine sunarak müşterilerinin ödeme imkanını çeşitlendirebiliyor. Müşteriler beş banka ve iki kurumun kredi seçeneğinden yararlanarak ödemelerini anında yapabiliyor. “Kredi ile Ödeme Geçidi” hizmetinden yararlanan müşteriler dakikalar içinde kendilerine en uygun krediyi seçerek kredi kartı limitlerini kullanmadan taksitli bir şekilde ödemelerini gerçekleştirebiliyor. 

 

“Alışveriş deneyimini bir adım öteye taşıyacağımıza inanıyorum” 

Ödeme hizmetleri sektörüne öncülük eden Kredi ile Ödeme Geçidi’nin böylesine önemli bir iş birliğine konu olmasını heyecan verici bulduğunu belirten AKÖde Genel Müdürü Emel Arseven açıklamasında “Tosla İşim olarak Türkiye’nin en büyük teknoloji marketlerinden Teknosa ile bu denli önemli bir iş birliğine imza attığımız için mutluyuz. Aynı grupta olmamız sebebiyle anlamlı da bulduğumuz bu birliktelik ile Teknosa’nın ödeme hizmeti sağlayıcıları arasında yer almamızı hem işimiz hem de bundan yararlanacak müşteriler açısından değerli buluyorum.  Teknosa’nın eşsiz online deneyimine entegre olan Kredi ile Ödeme Geçidi ürünümüzle alışveriş deneyimini bir adım öteye taşıyacak olmanın değerine inanıyorum. Tosla İşim ve Teknosa iş birliğinde emeği olan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

 

“Müşterilerimizin teknolojiye erişimini kolaylaştırmaya çalışıyoruz” 

Teknosa CEO’su Sitare Sezgin AKÖde ile iş birliğine imza atmaktan mutluluk duyduklarını belirterek, “Tüketici taleplerine zamanında ve doğru bir şekilde cevap verebilmek için tüm kanallarda hızımızı artırarak, benzersiz bir deneyim yaşatmak için çalışıyoruz. Özel kampanyalar, avantajlı ödeme seçenekleri ve farklı finansman çözümleriyle müşterilerimizin teknolojiye erişmesini kolaylaştırmayı amaçlıyoruz. Müşterilerimize hızlı, kolay ve güvenilir şekilde, cazip faiz oranlarıyla, mağazadan çıkmadan veya online platform üzerinden masrafsız alışveriş kredisi ile ödeme imkanları sağlıyoruz. Bu kapsamda Tosla İşim’in ‘Kredi ile Ödeme Geçidi’ hizmetini de müşterilerimizle buluşturmaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu güçlü iş birliğiyle müşterilerimizin alışveriş deneyimini bir üst seviyeye taşımayı hedefliyoruz” diye konuştu. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Beyin Sağlığı İçin 6 Etkili Önlem

Modern çağın yoğun koşuşturmacasında unutkanlık ve bilişsel gerileme artık sadece yaşlılara özgü sorunlar olarak karşımıza çıkmıyor. Son yıllarda gençlerin de giderek daha fazla unutkanlık ve konsantrasyon sorunu şikayetleriyle başvurduğunu belirten Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Seda Koşak Kağanoğlu “Modern çağda özellikle çok daha yoğun yaşanan kronik stres, sağlıksız beslenme, uyku eksikliği, hareketsizlik ve sigara-alkol gibi zararlı alışkanlıklar zihinsel yorgunluğa ve bilişsel gerilemeye neden olabiliyor. Bu nedenle yaşamın erken dönemlerinden itibaren önlem almak, sağlıklı alışkanlıklar kazanmak büyük önem taşıyor. Bazı basit ama etkili önlemlerle beyin fonksiyonumuzu önemli ölçüde artırmak ve beyin sağlığımızı korumak mümkündür” diyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Seda Koşak Kağanoğlu, beyin fonksiyonlarının her yaşta sağlıklı kalmasını sağlayacak 6 etkili önlemi anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

 

Bağırsak sağlığınızı güçlendirin 

 

Yapılan araştırmalar bağırsak sağlığının beyin fonksiyonu üzerindeki önemli etkisini ortaya koyuyor. Bu nedenle; yoğurt, kefir, lahana turşusu vb probiyotik içeriği yüksek besinler ile sarımsak, soğan, pırasa ve muz gibi prebiyotik içeriği zengin besinleri mutlaka diyetinize ekleyin. Tam tahıllar, meyveler ve sebzeler gibi lif açısından zengin yiyecekler, yeşil çay, bitter çikolata ve kırmızı üzüm gibi polifenol içeriği yüksek besinler de bağırsak sağlığını destekleyerek bilişsel işlevi artıracağından beslenmenizde mutlaka yer verin.   

 

Yeterli ve kaliteli uykuya özen gösterin 

Beyin sağlığı için 6-8 saatlik kaliteli bir uyku büyük önem taşıyor. Her gün aynı saatte uyumak için yatağa yatmak ve aynı saatte kalkmak, yatmadan en az bir saat önce telefon, tablet ve tv gibi ekranlardan uzak durmak, yatak odanızı karanlık, serin ve sessiz tutarak uyku getiren bir ortam yaratmak kaliteli uykuyu destekleyecektir. Bu uygulamaları günlük alışkanlığınız arasına katarak beyin sağlığınızı güçlendirmeye katkı sağlayabilirsiniz. 

 

Vitamin ve mineral değerlerinizi kontrol ettirin

Beyin sağlığı için vitamin ve mineral değerlerinizi kontrol ettirin. Çalışmalar; magnezyumun beyinde çok sayıdaki biyokimyasal reaksiyon için kritik önem taşıdığını, magnezyum eksikliğinin bilişsel gerilemede rolü olduğunu gösteriyor. Diyetinize yeşil yapraklı sebzeler, badem, ceviz gibi kuruyemişler ve tam tahıllar gibi magnezyum içeriği yüksek besinler ekleyin. Doktorunuz gerekli görürse magnezyum takviyesi ve beyin fonksiyonunu destekleyen B vitaminleri ile bilişsel sağlıkla bağlantılı D vitamini takviyesi kullanabilirsiniz.

 

 Omega-3 yağ asitlerine öncelik verin

 

Omega-3 yağ asitleri beyin sağlığını korumada hayati rol oynarlar. Araştırmalar, omega-3 yağ asitlerinin yeni nöronların oluşumunu destekleyerek beynin yaşlanma sürecini yavaşlatabileceğini gösteriyor. Bu temel yağ asitlerinden faydalanabilmek için somon, uskumru ve sardalya gibi yağlı balıklar, ceviz, keten tohumu ve chia tohumu tüketebilirsiniz. Yeterince balık tüketmeyenler doktor önerisiyle, gerekli dozda ve ağır metallerden arındırılmış omega-3 yağ asidi içeren yüksek kaliteli takviyeleri kullanabilir. 

 

 Düzenli bilişsel egzersizler yapın

 

Düzenli yapılacak bilişsel egzersizlerin zihinsel gerilemeyi yavaşlatıp hafızayı güçlendirdiğini ve beyin sağlığında kritik önem taşıdığını belirten Dr. Seda Koşak Kağanoğlu “Bulmaca çözmek, hafıza oyunlarına ağırlık vermek, kitap okumak, grup aktivitelerine katılmak ve yeni beceriler öğrenmek beynin yeni bağlantılar kurma ve yeni bilgilere uyum sağlama yeteneğini geliştirir. Beyin eğitimi uygulamaları olan dijital araçlar da, hafıza, dikkat ve problem çözme becerileri gibi bilişsel işlevin çeşitli yönlerini geliştirmek için tasarlanmıştır” diyor.  

 

Bilişsel işlevleri artıran takviye kullanabilirsiniz, ama!

 

Bilişsel işlevi artırabilen maddeler olan nootropiklerin son yıllarda revaçta olduğunu belirten Dr. Kağanoğlu şöyle konuşuyor: “Bilişsel işlevi destekleyen, hafızayı güçlendiren, yorgunlukla mücadele etmeye, odaklanmaya ve stres altında zihinsel performansı iyileştirmeye yardımcı olan nootropikler mutlaka doktor önerisiyle kullanılmalıdır. Hekiminizle karar verdiğiniz bu takviyeler beyin sağlığını güçlendirmeye katkı sağlayabili Mevcut ilaç kullanımlarınız varsa ilaç etkileşimlerini göz önünde bulundurmak her zaman çok önemlidir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye, 120 ülkeye 506 milyon dolarlık altın sıvı ihraç etti

Zeytinyağı sektörü kısıtlama ve kotalarla geçirdiği zorlu 2023/24 sezonunda 70 bin 750 ton zeytinyağı ihraç ederek 506 milyon 374 bin dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı. 2023/24 sezonunda prina yağı ihracatı da 11 bin 38 ton karşılığı 48 milyon 59 bin dolar olarak kayıtlara geçti.

 

Eylül ayı sonunda biten sofralık zeytin ihracat sezonunu 210 milyon dolarla geride bırakan Türk zeytincilik sektörü, 2023/24 sezonunu 765 milyon dolarlık döviz getirisiyle geride bırakmış oldu.

 

Türk zeytincilik sektörü olarak 2022/23 sezonunda 932 milyon dolarlık ihracat yaptıklarını hatırlatan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Uygun, 2023/24 sezonunda, 2022/23 sezonuna göre ihracatta zeytinyağı kaynaklı yüzde 18 kayıp yaşadıklarını belirtti.

 

Türk zeytinyağı sektörünün, çetin geçen 2023/24 sezonunda 70 bin 750 tonluk ihracatının 54 bin 405 tonluk dilimini ambalajlı ihraç ettiğini paylaşan Uygun, “Aslında ambalajlı zeytinyağı ihracatının çok büyük kısmı büyük ambalaj olarak yapıldı ve dökme zeytinyağı ihracatının yerini aldı. Son dönemde kota verilmesi ve kısıtlamaların kalkmasıyla birlikte dökme ve varilli zeytinyağı ihracatımız 100 milyon dolar oldu” şeklinde konuştu.

 

Zeytinyağı dolar bazında yüzde 54 değer kazandı

 

Altın sıvı olarak tabir edilen zeytinyağı 2023/24 sezonunda altın gibi ihraç edildi. EZZİB Başkanı Emre Uygun, zeytinyağının 2022/23 sezonunda ortalama ihraç fiyatının 4,64 dolar olduğunu, 2023/24 sezonunda dolar bazında yüzde 54’lük artışla 7,16 dolara ilerlediğini vurguladı. Uygun şöyle devam etti; “Zeytinyağı ihracatında miktar bazında düşüş yüzde 52’ye ulaşırken, ortalama ihraç fiyatındaki artış sayesinde döviz getirisindeki gerileme yüzde 29’la sınırlı kaldı.”

 

2024/25 sezonunda ihracat hedefi 200 bin ton 

 

Türkiye’nin 2024/25 sezonunda 475 bin tonluk zeytinyağı rekoltesiyle İspanya’nın ardından dünya ikincisi olacağı bilgisini veren EZZİB Başkanı Emre Uygun, “Rekolteyi katma değere dönüştürebilmek, üreticilerimizin emeklerinin karşılığını alması sağlamak için 2024/25 sezonunda 200 bin ton zeytinyağı ihracatı hedefliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

 

ABD, zeytinyağı ihracatında lider

 

2023/24 sezonunda Türkiye, 120 ülkeye zeytinyağı ihraç ederken zirvede 135 milyon dolarlık tutarla Amerika Birleşik Devletleri yer aldı. İspanya 110 milyon dolarla ikinci olurken, İtalya’ya 42,8 milyon dolarlık altın sıva ihraç edildi.

 

Türk zeytinyağı sektörünün son yıllarda güç kazandığı ihraç pazarlarından Japonya’ya 2023/24 sezonunda ihracatı yüzde 19’luk artışla 28 milyon dolardan 33,5 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin zeytinyağı sektöründe geleneksel ihraç pazarlarından Suudi Arabistan’a 15,7 milyon dolarlık zeytinyağı ihraç edildi. Rusya 14 milyon dolarlık Türk zeytinyağı talep ederken, Almanya’ya 7,7 milyon dolar, Portekiz’e 7,4 milyon dolar, Brezilya ve Avustralya’ya 6’şar milyon dolarlık altın sıvı ihraç edildi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Almina Dijitalde 1 Numara


Türkiye’nin en genç realite program sunucusu Almina Babar’ın habercaddesitv’de  yaptığı ‘O An’ isimli realite programı başarıdan başarıya koşuyor.

 Yaklaşık bir ay önce başlayan programında 5 kayıp kızı bulup ailesine kavuşturan ve 2 küs aileyi barıştıran Almina Babar, her bölümde birbirinden kopmuş insanları buluşturuyor. Çok uç noktada problemlerle karşılaştıklarını ifade eden Babar, ‘Kendim gibi genç bir ekiple çalışıyorum. Her ayrılık ayrı bir hüzünse de her buluşma güzel bir sevinçtir. Birbirlerinden kopan insanları buluşturmaktan mutluluk duyuyorum. Aldığım dualardan çok mutluyum. diyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

YAYLA DESIGN x DORA MAGAZİN işbirliği ile, Kısıkköy’deki Yeni Mağazasının Açılışını Görkemli Bir Etkinlikle Kutladı!

İzmir’in önde gelen mobilya markalarından YAYLA DESIGN, Kısıkköy’deki yeni mağazasının açılışını 300’den fazla davetlinin katıldığı ihtişamlı bir etkinlikle gerçekleştirdi. İş dünyasının tanınmış simaları, sektörün güçlü iş ortakları ve İzmir’in önde gelen influencerlarının bir araya geldiği bu özel açılış, unutulmaz anlara sahne oldu.

Kırmızı halı seremonisi ile başlayan etkinlik, zarif atıştırmalıklar ve etkileyici sürpriz gösterilerle renklendi. YAYLA DESIGN’ın geniş ürün yelpazesi ve yenilikçi tasarımları, davetliler tarafından büyük beğeni topladı. Etkinlik boyunca, firmanın 1982 yılından bu yana süregelen başarı hikayesi ve İzmir mobilya sektörüne yaptığı katkılar bir kez daha vurgulandı.

 

Prestij ve Yenilik Bir Arada

YAYLA DESIGN, 40 yılı aşkın tecrübesiyle İzmir’de mobilya sektöründe bir trend belirleyici olmayı sürdürüyor. Kısıkköy’deki yeni mağazası, hem modern dekorasyon anlayışını yansıtan tasarımlarıyla hem de her zevke hitap eden geniş koleksiyonlarıyla İzmirlilerle buluştu.

Firma yetkilileri, açılış konuşmalarında, YAYLA DESIGN’ın yerel ekonomiye olan katkısına ve yeni mağazanın hem İzmir hem de Türkiye genelinde bir cazibe merkezi haline geleceğine vurgu yaptı. Açılış etkinliği boyunca davetliler, mağazayı keşfetme fırsatı buldu ve YAYLA DESIGN’ın vizyonunu yansıtan özel koleksiyonlarla tanıştı.

 

Unutulmaz Bir Açılış Günü

300’den fazla davetlinin katıldığı bu özel etkinlikte, İzmir iş dünyası ve sosyal medya dünyasının önemli isimleri bir araya gelerek YAYLA DESIGN’ın başarılarını kutladı. Etkinlik, firmanın sektördeki prestijini bir kez daha gözler önüne sererken, Kısıkköy’deki yeni mağazasıyla İzmir’deki varlığını daha da güçlendirdi.

YAYLA DESIGN, yenilikçi mobilya çözümleriyle İzmir halkını buluşturmaya ve sektördeki liderliğini pekiştirmeye devam edecek.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Jolly, 19. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasadı Festivali’nde Yerini Aldı

Ayvalık’ın dört mevsime yayılan turizm potansiyeline dikkat çekilen festival kapsamında, “Dört Mevsim Ayvalık ve Turizm Faaliyetleri” başlıklı bir panel düzenlendi. Bu panelde Jolly Genel Müdür Yardımcısı Burçin Baysak da konuşmacı olarak yer aldı.

Bu yıl “Turizmin Değeri, Zeytinyağının Başkenti” sloganıyla 19.’su düzenlenen Ayvalık Uluslararası Zeytin, Hasat ve Turizm Festivali, Ayvalık’ın kültürel zenginliğini ve turizm potansiyelini gözler önüne serdi. Dünyanın önde gelen zeytinyağı üretim merkezlerinden biri olarak tanınan Ayvalık, festival kapsamında gastronomi, su sporları ve müzik etkinlikleriyle dolu dolu bir program sundu. Ayvalık Ticaret Odası’nın organizasyonuyla gerçekleşen bu özel etkinlik, katılımcılara unutulmaz anlar yaşatırken, sürdürülebilir turizm vurgusunu da ön planda tuttu.

Festivalin etkinlikleri arasında “Dört Mevsim Ayvalık ve Turizm Faaliyetleri” başlıklı panel de yer aldı. Jolly Genel Müdür Yardımcısı Burçin Baysak’ın panelist olarak katıldığı bu oturumda, Ayvalık’ın yalnızca yaz aylarında deniz, kum ve güneş tatili için değil, aynı zamanda yılın dört mevsimi kültür, sanat ve gastronomi deneyimleri için de ideal bir destinasyon olduğu vurgulandı. Baysak, sürdürülebilir turizm anlayışı çerçevesinde Ayvalık’ın sahip olduğu bu çok yönlü turizm potansiyelinin daha da ileriye taşınması gerektiğine dikkat çekerken, Jolly’nin bu konudaki hassasiyetini de dile getirdi.

Jolly’nin festivale katılımı, şirketin sürdürülebilir turizm ve yerel değerlerin korunmasına yönelik misyonuyla uyumlu bir adım olarak öne çıktı. Ayvalık’ın doğal ve kültürel mirasını, gastronomi zenginliklerini ve dört mevsim süren cazibesini daha geniş kitlelere tanıtmayı amaçlayan festival, hem yerel hem de uluslararası katılımcılarla bölgenin turizmdeki gücünü yeniden keşfetme imkânı sundu. Festival boyunca gerçekleştirilen etkinlikler, müzik dinletilerinden yerel mutfak lezzetlerinin sunumuna kadar geniş bir yelpazede sunularak Ayvalık’ın turizm potansiyelini tüm yönleriyle gözler önüne serdi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, tiyatro sezonunun yeni haftasında 14 oyunla seyirci karşısına çıkıyor.

Şehir Tiyatroları’nın 110. yılında sanatseverleri Lev Tolstoy’dan Yaşar Kemal’e, Lucy Kirkwood’tan Savaş Dinçel’e klasik ve çağdaş yazarların eserlerinin ön planda olduğu zengin bir repertuvar bekliyor.

Bu hafta Savaş ve Barış, Yatak Odası Komedisi, Bir Halk Düşmanı, Ağrı Dağı Efsanesi, Yaftalı Tabut, Oscar, Sivrisinekler, Uçurtmanın Kuyruğu, Gidiş Dönüş Moskova (Retro), Çöpsüz Dünya, Bekçi ile Postacı, Herkes Sihirbaz Olacak, Fındıkkıran, Bir Gece Masalı adlı oyunlarımız seyirciyle buluşacak.
Oyun biletleri, gişelerden, https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/, biletinial adreslerinden ve mobil uygulamamızdan temin edilebilir.

Bu Haftanın Programı (6-10 Kasım 2024)

SAVAŞ VE BARIŞ
1805 ve 1820 arasında geçen, tarihsel bir anlatı özelliği de taşıyan “Savaş ve Barış” Napolyon’un 1812’de Rusya’yı işgalinin hemen öncesinde hayatları tümüyle değişen Rus aristokrasisini konu edinir. Bir yanda aşk ilişkileri, aile ve salon hayatını anlatılırken, savaş ve savaşın geri dönülemez yıkımı da devam etmektedir. Savaş ve Barış, birçok yönüyle bir tarih anlatısının özelliklerini taşırken, aynı zamanda yaşama, inançlara, insanın yaşama amacına dair felsefi düşünceleri barındıran, politik ve sosyolojik çıkarımların yer aldığı destansı bir eserdir. Savaş ve muharebelerin, Napolyon ve Kutuzov gibi tarihi şahsiyetlerin arka fonu oluşturduğu oyunda, aşk hikâyeleri, kişisel zaaflar, aile içi çatışmalar ve kayıplar toplumun genelinden oyundaki her bir karaktere kadar uzanan bir panorama oluşturur. Lev Tolstoy’un yazdığı, Eva Mahkovic’in uyarladığı, Aslı Önal’ın çevirdiği, Aleksandar Popovski’nin yönettiği oyunda Ayşegül İşsever, Berfin Berber, Can Başak, Defne Gürmen Yüksel, Deran Özgen, Dilara Demirdüzen, Doğan Altınel, Ersin Bağcıoğlu, İpek Uğuz, Melisa Demirhan, Mesut Çırak, Murat Bavli, Mutlu Güney, Ogeday Erkut, Osman Kaba, Salih Şimşek, Sefa Turan, Yağmur Topçu, Ali Rıza Kubilay, Ahmet Kahvecioğlu, Boran Bağcı, Cem Eyüpoğlu rol alıyor. Oyun, 6-9 Kasım 2024 tarihleri arasında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

YATAK ODASI KOMEDİSİ
Oyun, evliliklerinin farklı aşamalarında olan dört çiftin iç içe geçmiş hayatlarını sıra dışı ama komik bir bakışla ortaya koyuyor. Evlilik kavramı, çiftlerin tuhaf nedenlerle sarsılan ve yeniden kurulan ilişkileri üzerinden, geleneksel, alışılagelmiş kalıpların ve kuralların dışına çıkılarak irdeleniyor.
Alan Ayckbourn’un yazdığı, Mert Dilek’in çevirdiği, Ali Gökmen Altuğ’un yönettiği oyunda Aslıhan Kandemir, Ayşen Sezerel, Buket Kubilay, Engin Gürmen, Gökçer Genç, Mert Aykul, Nurdan Kalınağa, Özgür Atkın rol alıyor. Oyun, 6-9 Kasım 2024 tarihleri arasında Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde.

BİR HALK DÜŞMANI
Kentin yegâne gelir kaynağı olan kaplıcalarla ilgili araştırmasından şüphelerini haklı çıkartan bir sonuç alan Dr. Stockman’ın mücadelesi, Ibsen’in güçlü kalemiyle, “halkın yararı” sayılan şeyin, çıkar prizmasında şekil değiştirmesini anlatan bir “mesel”e dönüşüyor.
Henrik Ibsen’in yazdığı, Dilek Başak Carelius’un çevirdiği, Orhan Alkaya’nın yönettiği oyunda Barış Çağatay Çakıroğlu, Burçak Çöllü, Cem Baza, Derya Yıldırım, Gökhan Mete, Hakan Arlı, Hazal Uprak, Mert Tanık, Müge Akyamaç, Rahmi Elhan, Tankut Yıldız rol alıyor. Oyun, 6-9 Kasım 2024 tarihleri arasında Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde.

AĞRI DAĞI EFSANESİ
Kapısına kadar gelen bir atı geri vermeyerek geleneğine sahip çıkma sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalan Ahmet’le, hem atın hem de bölgenin yönetiminde sözün sahibi olan Mahmut Han’ın kızı Gülbahar’ın hikâyesi, Yaşar Kemal’in usta kaleminde hem kültürün rengi, hem tarihin izi, hem halkın yükünü taşıyan Ağrı Dağı Efsanesi’ne dönüşmüştür.
Büyük ustanın anlatısına sahne üzerinde soluk vermek için çıktığımız yolculukta, seyircilerimizi Ağrı Dağı Efsanesi’ni birlikte hayal etmeye davet ediyoruz.
Yaşar Kemal’in yazdığı Yiğit Sertdemir’in uyarlayıp yönettiği oyunda Arda Alpkıray, Ayşe Günyüz Demirci, Besim Demirkıran, Can Tarakçı, Cihan Kurtaran, Emrah Can Yaylı, Emre Yılmaz, Ertan Kılıç, Hakan Örge, Murat Üzen, Özge Midilli, Serkan Bacak, Uğur Dilbaz, Yeliz Şatıroğlu, Zeynep Ceren Gedikali rol alıyor. Oyun, 6-9 Kasım 2024 tarihleri arasında Ümraniye Sahnesi’nde.
YAFTALI TABUT
Adına tarihin dipnotlarında rastlayabildiğimiz, Türkiye’nin ilk kadın oyun yazarı, kuramcı, aktivist, sosyal ve siyasi yaşamın her alanında öncü Fatma Nudiye Yalçı’nın hikâyesi. 1920’lerde başlayan mücadelesine Dr. Hikmet Kıvılcımlı ve Nazım Hikmet de eşlik ediyor.
Bilgesu Erenus’un yazdığı Yelda Baskın’ın yönettiği oyunda Bensu Orhunöz, Ceren Hacımuratoğlu, Lale Kabul, Nazan Yatgın Palabıyık, Selin Türkmen, Şenay Bağ, Mana Alkoy rol alıyor. Oyun, 6-9 Kasım 2024 tarihleri arasında Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde.

OSCAR
Christian Jacqueline’e aşıktır, Colette ise Oscar’a. Christian uzun süredir sevdiği kızı Mösyö Bernard’dan isteme niyetindedir. Colette ise babası Mösyö Bernard’a söylediği yalanla sevgilisi ile evlenme planları yapmaktadır. Ancak ne Christian doğru kızı ister ne de Colette doğru adamla evlenmek üzeredir. Birkaç dakikada sarpa saran olaylar hiç de kolay çözülecek gibi gözükmemektedir.
Claude Magnier’in yazdığı, Asude Zeybekoğlu’nun çevirdiği, Ersin Umulu’nun yönettiği oyunda Abdullah Topal, Aslı Aybars, Cem Karakaya, Ceylan Çete, Çağrı Büyüksayar, Aslı Şahin, Hakan Gümüş, Hüseyin Emre Şen, İrem Erkaya, Neslihan Ayşe Öztürk, Oğuzhan Oğuz rol alıyor. Oyun, 6-9 Kasım 2024 tarihleri arasında Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesi’nde.

SİVRİSİNEKLER
Alice, Cenevre’de Higgs Bozonu’nun varlığını kanıtlamak için yapılan “Büyük Hadron Çarpıştırıcısı” projesinde çalışan bir bilim insanıdır. Kendisi gibi bilim insanı olan kocası, çocukları Luke küçükken ortadan kaybolmuştur ve bu onların hayatındaki kara deliktir. Lucy Kirkwood’un yazdığı, Ali Gökmen Altuğ’un yönettiği oyunda Ayşin Atav, Yeliz Gerçek, Senan Kara, Özgür Dereli, Ahhan Şener, Pınar Demiral, Volkan Öztürk, Ümran İnceoğlu, Pınar Pamuk rol alıyor. Oyun, 6-9 Kasım 2024 tarihleri arasında Müze Gazhane Meydan Sahne’de.

UÇURTMANIN KUYRUĞU
Çocukluğu babası tarafından otoriteyle bezenmiş, sıkı bir disiplinle yetiştirilmiş, bu disiplin ve otorite kendisi için saplantıya dönüşmüş bir adam, hayatına son vermeye karar verir. İntihar mektubunu yazıp bitirdiği an kapı çalar. Karşısında ilk defa gördüğü, tanımadığı bir misafir vardır. Gelen adam hayatına ve tüm çocukluğuna dair her şeye hakimdir. Zaman geçtikçe sohbet ilgi çekici bir hal alır. Etkileyici bir iç hesaplaşma başlar. Savaş Dinçel’in yazdığı, Barış Dinçel’in yönettiği oyunda Gün Koper, Ali Yoğurtçuoğlu rol alıyor. Oyun, 9 Kasım 2024 tarihinde Beylikdüzü Rasim Öztekin Sahnesi’nde.

GİDİŞ DÖNÜŞ MOSKOVA (RETRO)
Eşinin ölümünden sonra Moskova’da kızı ve damadının yanında yaşamaya başlayan Nikolai Mihayloviç Çmutin, sakin ve huzurlu bir yaşam sürmek umuduyla köyüne gitmek istemektedir. Babasının köyde tek başına yaşayamayacağını düşünen kızı Ludmilla ve bir türlü anlaşamadığı damadı Leonid ise onu evlendirme planları yapmaktadır. Leonid, Çmutin’in birini eş olarak seçmesini umut ederek üç yalnız kadını eve davet eder. Üç gelin adayının da aynı anda eve gelmesiyle planlar karışacaktır.
Alexander Galin’in yazdığı, Hale Kuntay’ın çevirdiği, Engin Gürmen’in yönettiği oyunda Aybar Taştekin, Ayşe Nurseli Tırışkan Akpınar, Esra Ülger, Hikmet Körmükçü, Mahperi Mertoğlu, Zihni Göktay rol alıyor. Oyun, 9 Kasım 2024 tarihinde Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde.

ÇÖPSÜZ DÜNYA (3+ Yaş)
İklim değişikliği ve hava kirliliğinden dolayı bulutların renginin, rüzgârın yönünün değiştiği günlerden bir gün; umutlu, mutlu ve bilinçli bir uçurtma olan Uç Uç kuyruğu koptuğu için bir çöplüğe düşer. Çöplükte, bez bir bebek olan Püsküllü ve atılmış bir koli olan Koli Koli ile tanışır. Çöplüğün kontrolünü elinde tutan Çöpten Kral ve yardımcısı Sinek ile kurulu düzenlerini değiştirmeye çalışan Uç Uç arasında bir mücadele başlar.
Çöpsüz Dünya oyunu sevimli karakterler aracılığıyla tüketim kültürünün bilinçsizce yaygınlaştığı günümüzde “geri dönüşüm, tamir, sıfır atık ve renklerle ayrılmış atık kutuları’’ gibi konuları ele alarak atıklardan arındırılmış bir dünya nasıl mümkün olabilir sorusuna cevaplar arıyor. Arzu Yurtseven’in yazdığı, Nihat Alpteki’nin yönettiği oyunda Eylül Soğukçay, Pınar Demiral, Engin Akpınar, Samet Silme, Mehmet Soner Dinç rol alıyor. Oyun, 10 Kasım tarihinde Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

BEKÇİ İLE POSTACI (3+ Yaş)
Postacı Piero ile Gece Bekçisi Marcello adlı çocuk kitabından uyarlanan eserde bir bekçi ile bir postacı ev arkadaşlarıdır. Biri gece diğeri gündüz çalıştığından hiç görüşemezler. Soğuk bir kış günü ikisi de hastalanınca, evi aynı anda paylaşmaları gerekir. Lodovica Cima, Gabriele Clima’nın yazdığı Ceylan Özçapkın’ın çevirdiği, Derya Yıldırım’ın oyunlaştırıp yönettiği oyunda Melisa Demirhan, Besim Demirkıran, Cafer Alpsolay, Fatma İnan, Reyhan Karasu, Zeynep Ceren Gedikali rol alıyor. Oyun, 10 Kasım 2024 tarihinde Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde ve Beylikdüzü Rasim Öztekin Sahnesi’nde.

HERKES SİHİRBAZ OLACAK (3+ Yaş)
Ünlü sihirbaz Zubi’nin öğrencileri “usta”lığa geçip onun sihirli şapkasını almanın hayalini kurarlar. Zubi, sihirli şapkanın yeni sahibini belirlemek için bir yarışma düzenler. İllüzyon gösterileriyle ilerleyen oyunda, hedefe ortaklaşa ilerlemenin önemi anlatılıyor.

Kubilay Tuncer’in yazıp yönettiği oyunda Aslı Şahin, Aybar Taştekin, Cihat Faruk Sevindik, Damla Cangül Yiğit, Zeliha Bahar Çebi rol alıyor. Oyun, 10 Kasım 2024 tarihinde Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde.

FINDIKKIRAN (7+ Yaş)

Minik Clara, yılbaşı hediyesi olarak aldığı Fındıkkıran isimli oyuncağıyla özel bir bağ kurar. Görünenin ardındaki güzelliğin ortaya çıkacağı o gece hayalle gerçek arasında, başka dünyalarda büyük serüven başlar. 1800’lerden günümüze birbirinden farklı versiyonlarıyla operada, sinemada büyük ilgi gören bu halk öyküsü, tüm görkemiyle şimdi Şehir Tiyatrosu’nda sahneleniyor. E.T.A Hoffmann’ın masalından Dilşad Çelebi’nin uyarladığı, Lerzan Pamir’in yönettiği oyunda Asrın Gurur Kuyucak, Gözde İpek Köse, Cihan Kurtaran, Çağrı Büyüksayar, Derya Keykubat, Dolunay Pircioğlu, Emel Bertan, Esra Ede, Emrah Derviş Soylu, Gürkan Başbuğ, Hakan Gümüş, Osman Kaba, Pelin Budak, Salih Şimşek, Sefa Turan, Selen Nur Sarıyar, Ümit Bülent Dinçer, Yılmaz Aydın rol alıyor. Oyun, 10 Kasım 2024 tarihinde Ümraniye Sahnesi’nde.

BİR GECE MASALI (5+ Yaş)
Shakespeare’in Bir Yaz Gecesi Rüyası isimli oyunundan uyarlanan Bir Gece Masalı, arkadaşlık kavramı üzerine kuruludur. Oyun, ailesinin istediği gençle değil kendi istediği kişi ile arkadaşlık kurmak isteyen Şirin Kız’ın Yakışıklı Delikanlı, Güçlü Delikanlı ve Selvi Kız ile ormanda geçirdiği bir gecede yaşananları anlatır. William Shakespeare’in yazdığı Musa Arslanali’nin yönettiği oyunda Ayşe Nurseli Tırışkan Akpınar, Burhan Yeşilyurt, Çağlar Ozan Aksu, Güzin Alkan, Hüseyin Emre Şen, Mehmet Emre Ertunç, Oğuzhan Oğuz, Ömer Naci Boz, Seda Yılmaz, Serap Doğan rol alıyor. Oyun, 10 Kasım 2024 tarihinde Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesi’nde.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Georg Baselitz: Son On Yıl sergisi kapsamında düzenlenecek “Yeni Alman Sineması” programı Akbank Sanat’ta başlıyor.

Akbank’ın desteğiyle Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) ve Akbank Sanat’ta sanatseverlerle buluşan Georg Baselitz: Son On Yıl sergisi kapsamında, Goethe-Institut Istanbul işbirliği ile hazırlanan Yeni Alman Sineması Programı, 5 Kasım’da başlıyor.

 

Yeni Alman Sineması, savaş sonrası Almanya’nın toplumsal ve politik dönüşümlerini ele alarak, bireylerin bu değişimler karşısındaki mücadelelerini derinlemesine inceliyor. Programda yer alan filmler; suçluluk, hafıza, kimlik ve toplumsal eleştiri konularını işlerken, bireylerin içsel yolculuklarını ve topluma karşı duruşlarını öne çıkarıyor. Seçki, bir ülkenin ve toplumun geçirdiği derin değişimlerin yanı sıra, hızla değişen bir toplumda bireylerin kimlik ve anlam arayışlarını da gözler önüne serecek. Tüm gösterimler ücretsiz olarak gerçekleştirilirken, 120 kişilik kontenjan ile sınırlı olacak. 

 

Çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Alman ressam, baskı sanatçısı ve heykeltıraş Georg Baselitz’in Georg Baselitz: Son On Yıl sergisi, 2 Şubat 2025 tarihine kadar Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) ve Akbank Sanat’ta sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor.

 

Program: 

 

5 Kasım 2024, Saat: 19:00 

MARIANNE AND JULIANE           

Almanya, 1981, Almanca, Türkçe Altyazılı, 106 dakika

Yönetmen: Margarethe von Trotta

 

12 Kasım 2024, Saat: 19:00 

THE PATRIOTIC WOMAN            

Almanya, 1979, Almanca, İngilizce Altyazılı, 118 dakika

Yönetmen: Alexander Kluge

 

19 Kasım 2024, Saat: 19:00 

THE MARRIAGE OF MARIA BRAUN        

Almanya, 1979, Almanca, Türkçe Altyazılı, 120 dakika

Yönetmen: Rainer Werner Fassbinder

 

26 Kasım 2024, Saat: 19:00 

YESTERDAY GIRL            

Almanya, 1966, Almanca, Türkçe Altyazılı, 88 dakika

Yönetmen: Alexander Kluge

 

3 Aralık 2024, Saat: 19:00 

ALI: FEAR EATS THE SOUL           

Almanya, 1974, Almanca, Türkçe Altyazılı, 94 dakika

Yönetmen: Rainer Werner Fassbinder 

 

10 Aralık 2024, Saat: 19:00 
WINGS OF DESIRE                        

Almanya, 1987, Almanca, Türkçe Altyazılı, 128 dakika

Yönetmen: Wim Wenders

 

17 Aralık 2024, Saat: 19:00
ALICE IN THE CITIES                     

Almanya, 1974, Almanca, Türkçe Altyazılı, 110’

Yönetmen: Wim Wenders

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Organ nakli, organ yetmezliğinde hayatta kalmanın tek yolu…

Organ bağışının kimi hastalar için hayatta kalmanın tek yolu olduğunu belirten İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Servet Karagül, “Karaciğer, böbrek, kalp gibi organlar hayati öneme sahiptir ve istenilen görevi yapamadığı durumda ancak organ nakli ile hastanın hayata tutunması sağlanabilir” dedi.

 

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Servet Karagül, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada organ bağışının önemini anlattı.

Organ nakli ile hayata tutunmak mümkün olabiliyor

Organ bağışının kimi hastalar için hayatta kalmanın tek yolu olduğunu belirten Doç. Dr. Servet Karagül, “Vücudumuzda bazı organlar vardır ki görevini yerine getirememesi, kişinin sağlığını ciddi ölçüde bozar ve yaşamsal fonksiyonlarını etkileyebilir. Karaciğer, böbrek, kalp gibi organlar hayati öneme sahiptir ve istenilen görevi yapamadığı durumda ancak organ nakli ile hastanın hayata tutunması sağlanabilir. Organ bağışı, bu tip hastalarda sağlığa kavuşmanın tek yoludur.  Örneğin son evre karaciğer yetmezliği olan bir hasta ancak karaciğer nakli ile sağlıklı günlere geri dönebilir. Bizim gibi ülkelerde organ bağışı oranı çok düşüktür.  Bir insanın organ naklinden faydalanması için başka birinin organını gönüllü bir şekilde bağışlaması gerekmektedir” diye konuştu.

Kimler organ bağışında bulunabilir?

18 yaşını dolduran fiziksel ve akıl sağlığı yerinde olan herkesin organ bağışçısı olabileceğini belirten Karagül, beyin ölümü gerçekleşen organ bağışçısının aile onayı da alınarak organlarının başka hastalara nakledilebileceğini söyledi.

Sağlıklı kişilerin hayattayken de organ bağışı yapabileceğini ifade eden Karagül, “Örneğin karaciğerinin bir kısmını ya da bir böbreğini bir akrabasına bağışlayabilir. Bu durum canlı vericili organ nakli olarak adlandırılır.  Ülkemizde dördüncü dereceye kadar akrabalık durumu olan hasta için organ bağışçısı olunabilmektedir. Eğer böyle bir akrabalık durumu yoksa o zaman organ bağışına karar vermek için belirlenmiş bir etik kurul inceleme yapar. Bu inceleme sonucunda onay alınırsa, bu organ bağışı kabul edilebilir” diye konuştu.

Organ bağışında bulunmak için nereye başvurmak gerekir?

Doç. Dr. Servet Karagül, organ bağışı yapmak isteyenlerin sağlık müdürlüklerine, devlet hastanelerine, üniversite hastanelerine, sağlık ocaklarına ve organ nakli konusunda yetki verilmiş özel hastanelere başvurabileceklerini söyledi. Karagül, “Organ bağışçısı olan kişilerin bilgileri Sağlık Bakanlığı bünyesindeki bir bilgi sistemine girilir ve sadece bakanlık yetkilileri bu bilgilere ulaşabilir” dedi.

Bazı durumlarda tek tedavi organ nakli 

Bazı hastalıkların organ naklinden başka tedavisi olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Servet Karagül, “Bu hastalar umutla organ bağışı beklemektedirler. Ülkemizde organ bekleme listelerinde her yaştan hasta bulunmaktadır. Birçok hasta organ bağışının yetersiz olması nedeniyle bekleme sürecinde hayatını kaybetmektedir. Bu nedenle organ bağışı konusunda farkındalığın artması büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı