Yazar arşivleri: admin

Tosla’nın ‘Açık Bankacılık’ servisleriyle bankacılık işlemlerinde sınırlar kalkıyor

Türkiye’nin öncü finansal teknoloji şirketi AKÖde markası Tosla, HHS Sertifikasyonu alan ilk e-para kuruluşu olarak kullanıcılarına, başka banka ve finans kuruluşlarında yer alan hesaplarına Tosla hesaplarını ekleyebilme imkânı sağlıyor. Tosla’nın HHS Sertifikasyonu sayesinde diğer banka ve finans uygulamalarına Tosla hesabı eklenebiliyor ve ilgili uygulamalarından detaylı hesap bilgilerini görüntülenebiliyor ve para transferi yapılabiliyor. 

Türkiye’nin öncü finansal teknoloji şirketi AKÖde markası Tosla, Hesap Hizmeti Sağlayıcı (HHS) Sertifikasyonu alan ilk e-para kuruluşu olarak kullanıcılarına, başka banka ve finans uygulamalarına Tosla hesaplarını ekleyebilme imkânı sağlıyor. Ayrıca açık bankacılık servisleri sayesinde diğer banka ve finans kuruluşlarındaki hesaplarını da Tosla uygulaması üzerinden yönetilebiliyor. Bu sayede Tosla kullanıcıları, HHS servisiyle diğer banka ve finans uygulamalarına Tosla hesaplarını ekleyebiliyor, ilgili uygulamalarından detaylı hesap bilgilerini görüntüleyebiliyor ve para transferi yapabiliyor. 

Açık bankacılık sistemi hakkında konuşan AKÖde Genel Müdürü Emel Arseven, “2023 yılında başlattığımız açık bankacılık servisleriyle ‘Yetkilendirilmiş Ödeme Hizmet Sağlayıcıları’ (YÖS) arasında yer aldık. 2024 yılında aldığımız ‘Açık Bankacılık HHS Sertifikasyonu’ sayesinde de müşterilerimiz, Bankalar Arası Kart Merkezi (BKM) geçidinde yer alan YÖS’ler aracılığı ile Tosla hesabını ekleyerek, diğer banka veya ödeme kuruluşları izin verdiği süre boyunca hesap bilgilerini görüntüleyebilir ve hesapları arasında para transferi işlemi başlatabilirler. Yakın gelecekte de açık bankacılık servislerimizi, Tosla İşim ile ticari müşterilerimize de sunmayı hedefliyoruz ifadelerini kullandı. 

 

  AKÖde Hakkında

AKÖde; yüzde yüz Akbank T.A.Ş. iştiraki olarak ödeme hizmetleri sunmak ve elektronik para ihraç etmek üzere 2018 yılında kurulmuştur. Kullanıcıların ödeme ve para gönderme alışkanlıklarında önemli ölçüde etki yaratmak üzere genç nüfusa hitap eden ilk ürünü Tosla, 2019 yılında hayata geçmiş olup, kullanıcılarına benzersiz bir dijital cüzdan deneyimi sunmaktadır. 

2021 yılından beri Tosla İşim ile KOBİ, esnaf ve işletmelerin finansal ihtiyaçlarına teknolojiyi merkezine alarak doğru zamanda, en hızlı şekilde çözüm sunan AKÖde, fiziki ve e-ticaret ödemelerinin her aşamasını hem alıcılar hem de satıcılar için kolaylaştırma hedefiyle servislerini geliştirmeye devam etmektedir. Tosla İşim, e-ticaret ve uzaktan ödeme işlemlerinde Link ile Ödeme ve Sanal POS, fiziki ödemelerde ise Yazar Kasa POS, alternatif ödeme çözümü olarak da Kredi ile Ödeme geçidini üye işyerlerine sunmaktadır.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuklara empati kazandırmak, onların daha mutlu olmalarını sağlıyor…

Empati becerisinin sosyal ilişkiler ve toplumsal uyum için önemli olduğunu belirten uzmanlar, empatinin çocuklar için kritik bir değer olduğunu söylüyor.

Çocuklara empati kazandırmanın, onların daha sağduyulu ve anlayışlı bireyler olmalarını sağlayacağını dile getiren Çocuk-Ergen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bebekler 2 yaşında başkalarının duygularını fark edebilirler, okul öncesi dönemde ise bu beceri daha belirgin hale gelir.” dedi. Çocukların empatiyi gözlem yoluyla öğrendiklerini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, ebeveynlerin empatik davranışlarla model olmalarının önemine dikkat çekti ve duygu farkındalığı için drama, kitaplar ve oyunların etkili araçlar olduğunu, okullarda empati odaklı programlar ve yardımlaşma projelerinin bu beceriyi geliştirebileceğini söyledi. 

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Çocuk-Ergen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, empatinin önemi hakkında açıklamalarda bulundu ve çocuklara empati kazandırmak için ipuçları paylaştı.

Empati kritik bir değer…

Bir kişinin kendini başkasının yerine koyarak onun duygularını, düşüncelerini ve deneyimlerini anlaması durumunun empati olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Empati kurmak bireylerin karşısındakinin hislerine uygun bir şekilde yanıt verebilmesini de sağlayacağı için insanları birbirine yaklaştırır, çatışmaları önler ve yardımlaşmayı teşvik eder.” dedi.

Karşımızdakinin yaşadığı zorluğu ya da sevinci kavrayabildiğimizde sosyal ilişkilerin derin ve anlamlı hale geleceğini, toplumsal uyumun da artacağını aktaran Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Empati, çocukların da sosyal becerilerini geliştirmeleri açısından kritik bir değerdir. Çocuklara empati kazandırmak, onların daha sağduyulu ve anlayışlı bireyler olmalarına yardımcı olur.” şeklinde konuştu.

Çocuklar empatiyi gözlem yoluyla öğreniyor… 

Çocuklarda empatinin bebeklik döneminde başladığını ve zamanla geliştiğini hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bebekler 2 yaşında başkalarının duygularını fark edebilirler, okul öncesi dönemde ise bu beceri daha belirgin hale gelir. Okul çağında empati daha karmaşık hale gelir ve çocuklar başkalarının duygularını daha iyi anlamaya başlarlar.” dedi.

Çocukların empatiyi gözlem yoluyla öğrendiklerine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, şunları söyledi:

“Bu sebeple bakım verenlerin empatik davranışlar sergileyerek model olmaları ve de çocuklara duygu farkındalığı konusunda destek sağlıyor olmaları empati becerisi gelişimini sağlayacaktır. Çocuklarla duygular hakkında konuşmak, hem kendi duygularını fark etmelerine hem de başkalarının hislerini anlamalarına destek olacaktır. Empati, zamanla geliştirilen bir beceridir ve çocukları sosyal ve duygusal anlamda daha güçlü bireyler yapar.”

Empati, çocukların hem sosyal hem de duygusal olarak başarılı ve mutlu olmalarına yardımcı olur 

Empati becerisinin, çocuğun sosyal ve duygusal gelişimine birçok açıdan olumlu katkı sağladığını ifade eden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Empati, çocukların başkalarının duygularını anlamalarını ve onlara uygun tepki verebilmelerini sağlayarak sağlıklı ilişkiler kurmalarına destek olur. Sağlıklı ilişkiler, çocukların özgüvenini artırır ve duygusal olarak daha dayanıklı olmalarını sağlar. Bunun yanı sıra empati çocukların duygusal farkındalık aracılığıyla etkili iletişim becerileri geliştirmelerine ve çatışmaları çözmelerine de yardımcı olur. Özetle; empati becerisi çocukların hem sosyal çevrelerinde hem de duygusal dünyalarında daha başarılı ve mutlu bireyler olmalarına yardımcı olur.” açıklamasını yaptı.

Çocuklarla duygular hakkında konuşulmalı

Çocuklara empati kazandırmak için yapılabileceklere değinen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Öncelikle duygular hakkında bol konuşma yapmak, duyguları adlandırmak çocuğun hem kendi hem de başkalarının duygularını tanımalarına yardımcı olacaktır. Duygu farkındalığı için duygu kartları, kutu oyunları ve de kitaplar hem eğlenceli hem de öğretici kaynaklar olarak kullanılabilir. Bunların yanı sıra ebeveynlerin empatik davranışlar sergilemeleri, çocukların duygu ve düşüncelerini dikkatle dinlemeleri ve de paylaşmayı desteklemeleri oldukça önemlidir. Ayrıca, olaylara başkalarının bakış açısıyla bakmayı öğretmek ve duygusal olaylar üzerine birlikte düşünmek empati gelişimini destekler.”

Drama, çocuklara empati becerisi kazandırmak için kıymetli bir araç

Okullarda ise empati eğitiminin, sosyal ve duygusal becerileri geliştiren müfredat ve programlar aracılığıyla uygulanabileceğini belirten Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bu programlarla öğrencilerin duyguları tanımasını, başkalarının bakış açılarını anlamasını ve empati geliştirmesini desteklemek mümkün olacaktır. Örneğin drama, çocuklara beceri kazandırma açısında oldukça kıymetlidir; öğrenciler bu sayede farklı karakterlerin yerlerine geçerek başkalarının duygu ve düşüncelerini kolaylıkla anlayabilirler. Drama gibi etkinliklere ek olarak okullarda yardımlaşma projeleri düzenleyerek de öğrencilerin başkalarına yardım etmelerini ve ihtiyaç sahiplerinin hislerini anlamaları desteklenerek, empatiyi uygulamalı olarak öğrenmeleri sağlanabilir. Bu gibi yöntemler, öğrencilerin empatiyi öğrenmelerine ve sosyal ilişkilerde başarılı olmalarına yardımcı olur.” diyerek sözlerini tamamladı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Cumhuriyet Aydınları 32. Adalet ve Demokrasi Haftasında Çankaya’da anılacak

Çankaya Belediyesi her yıl olduğu gibi bu yıl da “Adalet ve Demokrasi Haftası”na ev sahipliği yapıyor. Bu yıl 32’ncisi düzenlenecek haftada, başta Uğur Mumcu olmak üzere tüm Cumhuriyet aydınları çok sayıda etkinlik ile Çankaya’da anılacak.

32. Adalet ve Demokrasi Haftası,  24 Ocak’ta yaşamdan koparılan gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun evinin önünde düzenlenecek anma töreni ile başlayacak. 31 Ocak’a kadar sürecek haftada, onlarca sergi, açık oturum, söyleşi ve panel Başkentlilerle buluşacak.

Çankaya Belediyesi 32’ncisi düzenlenecek Adalet ve Demokrasi Haftası’na ev sahipliği yapıyor. Bu yılki sloganı “Uğur Mumcu Sesleniyor” olan hafta, Gazeteci Yazar Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü 24 Ocak’ta başlayıp Hukukçu ve Siyasetçi Muammer Aksoy’un öldürüldüğü 31 Ocak tarihinde sona erecek. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı öncülüğünde sivil toplum örgütlerinin katılımıyla hazırlanan haftada onlarca sergi, açık oturum, söyleşi ve panel Başkentlilerle buluşacak.

UNUTMA BİZİ
32. Adalet ve Demokrasi Haftası, 24 Ocak günü Batıkent Uğur Mumcu Park’ında yer alan anıta çelenk bırakma ile başlayacak. Batıkent’teki etkinliğin ardından etkinlik Uğur Mumcu’nun Sokağı’nda devam edecek. Mumlar ve karanfiller ile Çankaya’daki evinin önünde düzenlenecek törenin sonrasında adalet ve demokrasi haftası, başta Çağdaş Sanatlar Merkezi, Yaşar Kemal Kültür Merkezi ve Yılmaz Güney Sahnesi olmak üzere Çankaya’nın dört bir yanında  onlarca etkinlikle gerçekleşecek.

ÇANKAYA EV SAHİBİ
Etkinlikler, 25 Ocak’ta düzenlenecek paneller ile devam edecek. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde 29 Ekim Kadınları Derneği Genel Başkanı Şenal Sarıhan kolaylaştırıcılığında düzenlenecek ilk panelde, eski TBMM Başkanvekili Levent Gök, eğitimci ve yazar Serpil Çelenk Güvenç, siyaset bilimci Eren Aksoyoğlu ile Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı konuşmacı olarak yer alacak. Saat 14.00’te Aşık Mustafa Tükel, katılımcılara türkü dinletisi sunacak.

Çağdaş Sanatlar Merkezi ayrıca  “21’inci Yüzyıl İçin Kadın” başlıklı panele de ev sahipliği yapacak. Panelde Prof. Dr. Yasemin Yalım, Dr. Akasya Kansu Karadağ ve Münevver Kepenek konuşmacı olarak yer alacak. Bir başka panelde ise “Yargıda 22 yılın değerlendirmesi: Hukuksuzluk mu? Yoksa yeni bir hukuk mu?” sorunsalı ele alınacak. Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde ise “Özgür toplum, özgür basın” konusu ele alınacak. Gazeteci Erhan Karadağ ve Dr. Gökhan Bulut konuşmacı olarak kürsüde olacak.

Çankaya Belediyesi’nin katkılarıyla bu yıl 32’ncisi düzenlenecek haftanın gün gün programına umag.org.tr/etkinlikler sayfasından ulaşılabilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çocuklar için Masal Tadında Şiirler

Osmangazi Belediyesi, 7-9 yaş arasındaki çocuklara yönelik ‘Masal Tadında Şiirler’ etkinliği düzenledi. Emek Yetenek Evi’nde gerçekleştirilen etkinlikte,

Yazar Sonat Bilgin minik öğrenciler ile bir araya geldi.

Osmangazi Belediyesi, Yarıyıl Şenliği etkinlikleri kapsamında çocuklara yönelik eğitici ve eğlendirici bir kitap okuma etkinliği düzenledi. Etkinlikte, Yazar Sonat Bilgin, ‘Avuçlarımda Güneş’ adlı kitabını minik okuyucularla buluşturdu. Kitapta yer alan bölümleri Yazar Sonat Bilgin ile birlikte okuyan çocuklar, daha sonra okudukları bölümleri piyes olarak oynadı. Yazar Sonat Bilgin ile birebir etkileşim kuran çocuklar, kitap üzerine sorular sorma ve düşüncelerini paylaşma imkanı buldu. Keyifli bir gün geçirme fırsatı bulan çocuklar, etkinlikten mutlu bir şekilde ayrıldı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Profesyonel Basın ve PR Çözümleri: BultenYolla ile Markanızı Zirveye Taşıyın!

Günümüzde markaların ve sanatçıların hedef kitlelerine etkili bir şekilde ulaşabilmesi için güçlü bir medya stratejisine sahip olması gerekiyor. İşte bu noktada, BultenYolla.com, geniş hizmet yelpazesi ve profesyonel çözümleriyle öne çıkıyor. Basın danışmanlığı, radyo PR ve YouTube reklamları gibi birçok alanda özelleştirilmiş stratejiler sunarak müşterilerinin başarılarına katkı sağlıyor.

BultenYolla.com Neler Sunuyor?

  • Basın Danışmanlığı ve PR Çözümleri: Markanızı ve mesajınızı medya dünyasında doğru bir şekilde konumlandırıyoruz.
  • Radyo PR Çalışmaları: Radyo mecralarını etkili bir şekilde kullanarak mesajınızı geniş bir dinleyici kitlesine ulaştırıyoruz.
  • YouTube Reklam ve Kampanyaları: Videolarınızın izlenme ve etkileşim oranlarını artıracak özel reklam kampanyalarıyla hedef kitlenizle buluşmanızı sağlıyoruz.

Neden BultenYolla.com?

  • Uzman Kadro: Deneyimli PR ekibimizle markanızın değerine değer katıyoruz.
  • Hızlı ve Etkili Çözümler: Kampanyalarınızı kısa sürede hayata geçirerek hedeflerinize ulaşmanızı sağlıyoruz.
  • Geniş Medya Ağı: Ulusal ve uluslararası medya kuruluşlarıyla kurulan sağlam ilişkiler sayesinde projeleriniz daha geniş kitlelere ulaşıyor.

Markanız İçin En Doğru Adım

BultenYolla.com, bireysel ve kurumsal müşteriler için tamamen özelleştirilebilir çözümler sunarak sektörde fark yaratıyor. İster yeni bir girişim olun ister köklü bir marka, uzman ekibimizle hayallerinizi gerçeğe dönüştürmeye hazırız.

Markanızı güçlendirmek, hedef kitlenize ulaşmak ve medyada daha fazla görünürlük elde etmek için hemen BultenYolla.com adresini ziyaret edin!

 

BultenYolla.com Hakkında:
BultenYolla.com, Türkiye’nin önde gelen PR şirketlerinden Warble Medya Ltd.’nin bir markası olarak, markaların ve sanatçıların medya dünyasında daha görünür olmalarını sağlayan basın bülteni dağıtım hizmetleri sunar. Geniş medya ağı ve etkili stratejileriyle dikkat çeken platform, basın ve reklam alanında hızlı ve güvenilir çözümler sunarak müşteri odaklı çalışmalarıyla sektöründe fark yaratır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Osmanlı’da ekonomi ve hukuk düzenine farklı bir bakış “Hukuki ve İktisadi Yönleriyle Para Vakfı”

VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY), “Hukuki ve İktisadi Yönleriyle Para Vakfı” isimli kitabı okurlarıyla buluşturuyor. Erol Özvar ve Murteza Bedir’in editörlüğünde hazırlanan bu çalışma vakıf kurumunun Osmanlı ekonomik ve hukuk düzenine özgü bir türü olan para vakfı sistemini ele alan makalelerden oluşuyor.

VBKY’nin iktisat kitaplığı, Erol Özvar ve Murteza Bedir’in editörlüğünü yaptığı, “Hukuki ve İktisadi Yönleriyle Para Vakfı” kitabıyla genişlemeye devam ediyor. Vakıf, İslâm medeniyetinin en önemli ve özgün kurumlarından olma özelliğinin yanı sıra aynı zamanda İslâm’ın fetihlerle birlikte yayılmaya başladığı ilk yüzyıldan günümüze kadar varlığını sürdürmesi bakımından en süreklilik arz edenidir. Bu çalışma vakıf kurumunun Osmanlı ekonomik ve hukuk düzenine özgü özel bir türü olan para vakfı sistemini ele alan makalelerden oluşuyor. Alanında uzman akademisyenler tarafından kaleme alınan her bir makale, Osmanlı toplumunun ekonomik ve sosyal hayatında da merkezî bir rolü olan bu sistemi, para vakıflarının doğuşundan Osmanlı hukuk sistemindeki tartışmalara, bu vakıfların finansal işleyişinden, toplumsal etkilerine kadar geniş bir yelpazede tartışıyor. VakıfBank Kültür Yayınları’nın okuyucuyla buluşturduğu bu eser, para vakfı sisteminin günümüze kadar uzanan tarihine ilgi duyan her türden okuyucu için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı.

 

Kitaptan: 

“Para vakfının menşei konusunda tarihçiler ve hukukçular ihtilaf hâlindedir. Eldeki maddi veriler, ilk kurulan para vakfına ait senetlerin 15. yüzyılın başlarına ait olduğunu göstermektedir. Para vakfının ilk kez ne zaman ve hangi bölgede kurulduğu tartışmalı olsa da yayılmasına ve genişlemesine 16. yüzyıldan itibaren Anadolu ve Balkan coğrafyalarında tanık olunmaktadır. Para vakfı sektörünün büyümesi yani hem sayı ve hem fon olarak hacminin artışı 17. yüzyıl boyunca devam etmiştir. Büyüme temposu mevcut olanlara ilave edilen yenileriyle 18. yüzyılda sürmüştür. Bir kurum olarak para vakfının büyük gayrimenkullere dayalı yüksek mansıp sahiplerinin kurdukları vakıfların yanında birikimi fevkalade mütevazı olan halktan kimselerin vakıf sektörüne birikimleriyle katılmalarının önünü açmış olduğunu bilhassa Ömer L. Barkan’ın çalışmalarında ortaya konulmaktadır. Bu vasfıyla para vakfının Osmanlı toplumunda halkın nakit paralarını çeşitli saiklerle “gömüleme” işlemini azaltmasına vesile olduğunu, ellerindeki nakitleri vakıf yoluyla mübadeleye sevk ettiğini söylemek mümkündür. Osmanlı döneminde ortaya çıkan ve yaygınlaşan para vakıfları küçük üretici ve tüketiciler için kısa süreli borç temin eden kurumlar olarak tefeciliğin yayılmasını önlemişlerdir. Gerek şehirdeki esnaf, tüccar ve sanatkarların gerekse kırda yaşa yan zirai üreticilerin nakit ihtiyacı kendi aralarında yaptıkları enformel borçlanma işlemlerinin yanı sıra para vakıflarının sağladıkları fonlarla karşılanmıştır.”

  

Yazar Hakkında;

Erol Özvar: İktisat ve İktisat Tarihi Profesörü. 1989 yılında Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü’nde lisans mezuniyetini tamamlayan Özvar, aynı üniversitede iktisat tarihi alanında yüksek lisans ve doktora yaptı. Türk Tarih Kurumu’nda bilim kurulu üyeliği ve Uluslararası Türkiye’nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi Birliği’nin idare kurulu üyeliği görevlerinde bulunan Özvar, Uluslararası İktisat Tarihi Kurumu’nun Bilim Kurulu üyesidir (Fondazione Istituto Internazionale di Storia Economica F. Datini-İtalya). Hâlihazırda Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı olan Özvar’ın Türkçe ve yabancı dillerde yayınlanmış pek çok çalışması bulunmaktadır. 

Murteza Bedir: İslâm Hukuku Profesörü. 1992 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu (SOAS) Hukuk Bölümü’nde yüksek lisansını (1996), Manchester Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Bölümü’nde “Early Development of Hanafi Usul al-fiqh (Legal Theory)” adlı teziyle doktorasını tamamladı. Fıkıh ve fıkıh usûlü, özellikle de Hanefî fıkhı üzerine çok sayıda telif ve tercüme eser, kitap bölümü, uluslararası ve ulusal yayınlarda makale ve ansiklopedi maddesi kaleme alan Bedir, hâlihazırda Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) başkanlığı görevini sürdürmektedir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye genelinde 2024 yılında 1 milyon 478 bin 25 konut satıldı

Türkiye genelinde konut satışları 2024 yılında bir önceki yıla göre %20,6 oranında artarak 1 milyon 478 bin 25 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 239 bin 213 ile İstanbul, 134 bin 46 ile Ankara ve 80 bin 398 ile İzmir olurken, en az olduğu iller sırasıyla 755 ile Ardahan, 958 ile Hakkari ve 999 ile Bayburt olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde Aralık ayında 212 bin 637 konut satıldı

Türkiye genelinde konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %53,4 oranında artarak 212 bin 637 oldu.

İpotekli konut satışları 23 bin 277 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %285,3 oranında artarak 23 bin 277 oldu. 2024 yılında gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yıla göre %10,8 oranında azalarak 158 bin 486 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı Aralık ayında %10,9, 2024 yılında %10,7 olarak gerçekleşti.

Aralık ayında 5 bin 980; 2024 yılında ise 38 bin 62 ipotekli konut satışı, ilk el olarak gerçekleşti.

Diğer satış türleri sonucunda 189 bin 360 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %42,9 oranında artarak 189 bin 360 oldu. 2024 yılında gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yıla göre %25,9 oranında artarak 1 milyon 319 bin 539 oldu.

İlk el konut satış sayısı 76 bin 629 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %49,5 oranında artarak 76 bin 629 oldu. İlk el konut satışları 2024 yılında bir önceki yıla göre %27,6 oranında artarak 484 bin 461 olarak gerçekleşti. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışlarının payı Aralık ayında %36,0, 2024 yılında %32,8 oldu.

İkinci el konut satışlarında 136 bin 8 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satış sayısı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %55,7 oranında artarak 136 bin 8 oldu. İkinci el konut satışları 2024 yılında bir önceki yıla göre %17,4 oranında artarak 993 bin 564 olarak gerçekleşti.

Yabancılara 2024 yılında 23 bin 781 konut satıldı

Yabancılara yapılan konut satışları 2024 yılında bir önceki yıla göre %32,1 oranında azalarak 23 bin 781 oldu. 2024 yılında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %1,6 olarak gerçekleşti. 2024 yılında yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 8 bin 416 ile İstanbul, 8 bin 223 ile Antalya ve 2 bin 112 ile Mersin oldu.

Yabancılara Aralık ayında 2 bin 418 konut satışı gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %17,2 oranında artarak 2 bin 418 oldu. Aralık ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %1,1 olarak gerçekleşti.

Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı

2024 yılında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 4 bin 867 ile Rusya Federasyonu, 2 bin 166 ile İran ve bin 631 ile Ukrayna vatandaşlarına yapıldı. Aralık ayında ise sırasıyla 438 ile Rusya Federasyonu, 239 ile İran ve 181 ile Ukrayna vatandaşlarına yapıldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu Tedaviler Kabızlık ve İdrar Kaçırmaya İyi Geliyor

Kabızlık, idrar kaçırma, aktif mesane sendromu, gaita kaçırma veya pelvik organ sarkması gibi sorunlar pek çok insanda görülüyor. Özellikle kadınlarda doğum sonrası yaşanan idrar kaçırma gibi problemler günlük hayatı olumsuz etkiliyor. Doğum yapan, sigara kullanan veya obezite sorunu yaşayan kişilerde tuvalet sorunları daha sık ortaya çıkıyor. Sadece kadınlarda değil erkeklerde de görülen bu problemler, pelvik taban rehabilitasyonu ile tedavi edilebiliyor. Pelvik taban kasları; üroloji, kadın hastalıkları ve doğum, fizik tedavi ve rehabilitasyon, genel cerrahi, nöroloji ve gastroenteroloji bölümlerinin yer aldığı multidisipliner bir yaklaşım ile rehabilite edilebiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Ediz Altınlı, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Prof. Dr. Ümit Dinçer ve Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu “Pelvik Taban Hastalıklarında Güncel Bakış ve Yaklaşım” başlıklı toplantıda konu ile ilgili önemli bilgiler verdi.

 

Anadolu’da doğum yapmış kadınlarda sık ortaya çıkıyor 

Prof. Dr. Ediz Altınlı tuvalet alışkanlıklarını değiştirerek kişinin yaşam kalitesini düşüren pelvik taban problemlerinin tedavisinde özellikli teknolojilerinin kullanıldığını aktardı.    

“Tuvalet problemleri Türkiye’de özellikle Anadolu’da çok sayıda doğum yapmış kadınlarda daha sık ortaya çıkmaktadır. İdrar kaçırma, büyük abdest kaçırma, kabızlık ve büyük abdesti yapamama da Pelvik taban hastalıklarının alanına girmektedir. Tedavisi de multidisipliner yaklaşımlarla yürütülmelidir. Makat bölgesi ya da üriner sistemle ilgili sorunlarda yani idrar veya büyük abdest kaçıranlarda ya da tam tersi idrarını- büyük tuvaletini yapmakta zorlananlarda rehabilitasyon tedavisine başlanmaktadır.  Rehabilitasyon öncesi Anal Manometre denilen bir uygulama ile hastalığın boyutu ve tedavi şekli belirlenmektedir. Tuvalet yapılan yani pelvik bölgedeki kasların basıncı, bölgenin hacmi, duyarlılığı, refleksleri gibi kasılma ve gevşeme parametrelerini ölçen bir makine ile hasta kontrol edilmektedir. 

Genel cerrahi bu noktada eğer hastanın durumu müsaade ediyorsa cerrahi süreci başlatabilir. Ancak eğer daha önce de pelvik bölgesinden ameliyat olduysa, süregelen ameliyatlar varsa veya yaşı, genel durumu uygun değilse bu noktada pelvik taban rehabilitasyonuna yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu hastaya önemli fayda sağlayacaktır.”

 

Rehabilitasyonun amacı kasları harmonik bir şekilde çalıştırmak 

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Prof. Dr. Ümit Dinçer, Pelvik taban rehabilitasyonu ile ilgili şu bilgileri verdi: 

“İdrar kaçakları, gaz kaçakları, çocuklardaki idrar kaçakları, kabızlık, anal veya pelvik bölge ağrısı, organ sarkmasıyla gelen hastalarımız ameliyat öncesi dönemlerinde, cinsel işlev bozukluklarına sebep olan vajinismus veya disparoni denilen problemlerde erişkinlerde de idrar ve gaita problemlerine Pelvik Taban Rehabilitasyonu ile tedavi uygulanabilmektedir. 

İdrar kaçırma ve kabızlık gibi sorunlar bazen cerrahi girişimlere ihtiyaç gösterebildiği gibi bazen de gerek olmamaktadır. Pelvik tabanın güçlendirilmesi, karın kaslarının, diyaframın, bel ve karın ön duvarı kaslarının güçlendirilmesi ve onların harmonik bir şekilde çalıştırılması, istenilen kasının öğretilmesi gibi durumlar kullanılarak idrar kaçırma veya kabızlığın cerrahisiz tedavisi gerçekleştirilebilmektedir. Çok ileri vakalarda ya da cerrahiden daha çok fayda görecek vakalarda öncelik operasyonla sistemin düzeltilmesi sonrasında rehabilitasyon sürecine geçilmesi şeklinde bir tedavi yöntemi geliştirilebilmektedir.” 

 

Toplumun büyük bir bölümü utandığı için hastalığını dile getirmiyor

Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu, günümüzde özellikle büyük kentlerde stresli ortamlarda insanların tuvalet alışkanlıkları değiştiği gözlemlendiğini ifade ederek açıklamasında şu görüşlere yer verdi. ”Fizyolojik pozisyon dışkılamada önem taşımaktadır. Alaturka dediğimiz çömelerek yapılan dışkılamada belli bir basınçla daha rahat bir dışkılama gerçekleşmektedir. Oturarak yapılan dışkılama yönteminde de ayak altına yükseltici bir basamak oluşturmak da rahatlamaktadır. Su tüketimi, lifli gıdaların tüketimi kabızlıkta ve bu gibi problemlerde bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bir sindirim sistemi ve koordinasyonla çalışmaktadır. Bozukluklar meydana geldiğinde dışkı bağırsak içerisinde uzun süre kalabilmekte ve hastalara sorun yaşatabilmektedir. Hastalarda sürekli tuvalet yapma ihtiyacı, rahat dışkılayamama, tuvalette uzun süre kalma ihtiyacı gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Toplumda çok konuşulmasa ve böyle konulardan utanılsa da aslında hem kadınların hem de erkeklerin büyük bir bölümünü etkileyen sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Farklı muayene metotlarıyla tanı konulduktan sonra hastaya cerrahi bir işlem mi yoksa pelvik taban rehabiltasyon bölümüne mi yönlendirileceğine karar verilmektedir. “

 

Pelvik taban hastalıklarına dair güncel konular konuşuldu 

Memorial Bahçelievler Hastanesi’nde ev sahipliğinde düzenlenen “Pelvik Taban Hastalıklarında Güncel Bakış ve Yaklaşım” konulu multidisipliner bilimsel toplantı 100’den fazla katılımcıyla gerçekleştirildi. Farklı hastanelerden gelen branşında uzman hekimlerin yanı sıra Fransa Centre Hospitalier de Bagnols sur Ceze’den gelen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı – Pelvik Taban Eğitmeni Dr. N’Dongo Abdallahi, pelvik taban hastalıklarında güncel yaklaşımları ve tanı öncesi ölçümlemeye dair bilgiler verdi. Prof. Dr. Ediz Altınlı başkanlığında gerçekleşen oturumlarda, Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu, Prof. Dr. Ümit Dinçer ve Doç. Dr. Ersan Eroğlu da konuşama yaparak bilgilerini aktardı. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Zamanın İzleri Çini ve İğneli Keçe Sergisi” sergisi sanatseverlerle buluştu

Ege Üniversitesi Etnografya Müzesinde “Zamanın İzleri Çini ve İğneli Keçe Sergisi” sanatseverlerle buluştu. Doç. Dr. Serap Işıkhan ve Doç. Dr. Gonca Karavar’ın eserlerinin yer aldığı serginin küratörlüğünü EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko üstlendi.

Eserlerle ilgili bilgi veren Doç. Dr. Serap Savaş Işıkhan, “Zamanın İzleri  Sergisinde yer alan eserlerim, Geleneksel Türk Seramik Sanatının tarihsel süreçte, farklı coğrafyalardan farklı kültürlerin kaynaşması sonucu ortaya çıkan bir sentezin yorumu niteliğindedir. Dolayısıyla kullanılan her teknik, bir çini ya da seramik objede geçmişe bir gönderme, geçmişten günümüze bir izdir. Geleneksel Türk Seramiği, yüzlerce yıllık geçmişiyle toplumun kültürel değerlerini ortaya çıkaran ve öz kimliğini en güzel anlatan verilere sahiptir. Bunları araştırıp eserlerimde kullanmak, kendimi eserlerimle ifade etmenin bir ayrıcalığı olduğunu düşünüyorum. Çalışmalarım renk, desen ve form üçlemesinde birbirlerini tamamlayan ve geçmiş kültürlerin izlerini taşıyan yansımalarla çeşitlenmektedir. Deneysel ve araştırmacı bir anlatımla eserlerimin belli bir teknik konsept içinde ortaya çıkması, birbirleriyle uyumlu ve ahenk içinde olmasını sağlamak asıl hedefim olmuştur. Bu sebeple genellikle karışık teknik diye de ifade edebileceğim seramik uygulama çalışmalarımda, önce form sonra renkli astar daha sonra da kompozisyonlarla zenginleştirerek özgün tasarımlar meydana gelmiştir. Eserlerimde vurgulamak isteğim anlayış geleneksel tasarımların çağdaş tasarım ilkeleriyle yeniden yorumlanmasıdır” dedi.

Doç. Dr. Gonca Karavar ise,  “Eserlerim, Anadolu Selçuklu döneminin mimari ve sanatsal mirasını modern bir yorumla yeniden canlandırıyor. İğneli keçe tekniği ile oluşturulan bu eserler, hem geleneksel hem de çağdaş sanatın izlerini taşıyor” diye konuştu.

“Zamanın İzleri” Sergisi, 13 Şubat 2025 tarihlerine kadar Ege Üniversitesi Etnografya Müzesi Sergi Salonu’nda sanatseverlerin ziyaretine açık olacak. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Körfez’in Geleneksel Sanatlar Serüveni” çok beğenildi

Büyükşehir Seka Sanat ve İhtisas Merkezi önemli bir sergiye ev sahipliği yaptı. Yaklaşık 50 eserin yer aldığı “Körfez’in Geleneksel Sanatlar Serüveni” adlı sergi, Günseli Kato’nun katılımı ile gerçekleştirildi.

 

SANATSEVERLERDEN TAM NOT ALDI

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından kentin kültür-sanat hayatına kazandırılan Seka Sanat ve İhtisas Merkezi önemli bir sergiye daha ev sahipliği yaptı. “Körfez’in Geleneksel Sanatlar Serüveni” adlı sergi, aralarında sanatçı Günseli Kato’nun da yer aldığı geniş katılımla açıldı. Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Güzel Sanatlar Bölüm eğitmenlerinin; Çini, Ebru, Hat, Kat-ı, Minyatür ve Tezhip branşlarından oluşan sergisinde 50 eser yer aldı. Sergi sanat severlerden tam not aldı.

 

GÜNSELİ KATO SERGİ AÇILIŞINDA

Organize edilen etkinlik Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin kültür ve sanata ne denli önem verdiğini bir kez daha gösterirken serginin açılışını Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş gerçekleştirdi. Açılışa vatandaşların yanı sıra Kültür Sosyal İşler Dairesi Başkanı Murat Yavuz da katıldı. Serginin açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Berna Abiş, Büyükşehir Belediyesi olarak kültür sanat dokusunun öneminin bilinciyle sanatsal faaliyetlere önem verdiklerini söyledi.

 

BERNA ABİŞ’TEN SERGİYE DAVET

Kocaeli’nin her zaman sanayinin başkenti olarak anıldığını hatırlatan Başkan Vekili Berna Abiş, “Buna ek olarak kentimizi sanat ve kültürün de başkenti yapmak istiyoruz. Bu nedenle önemli sanatsal faaliyetler organize ediyoruz. Bugün de bunun bir örneği gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı. Eserleri hayata geçiren eğitmenleri de kutlayan Abiş, tüm sanat severleri 31 Ocak Cuma gününe kadar açık kalacak olan sergiyi görmeye davet etti.

 

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR’E ÖVGÜ SÖZLER

Türkiye’nin kültür elçisi unvanına sahip Günseli Kato ise yaptığı konuşmada, söyleşi için bulunduğu Seka Sanat İhtisas Merkezi’ne olan hayranlığını dile getirdi, “Buraya gelirken, böylesine güzel bir mekân, insanlar, eserler ve hocalar göreceğimi ummuyordum. Kocaeli meğerse belediyelerin içerisinde bir numaraymış” dedi. Seka Sanat İhtisas Merkezi’nin tarihi dokusu itibariyle de son derece kıymetli olduğunu hatırlatan Kato, “Burada özellikle kağıt yapımı konusunda önemli işler yapılabilir diye düşünüyorum. Burayı tanıtın, bu toprağın sesini tüm dünyaya duyurun. Böyle bir mekânınız, böyle bir belediyeniz var, ne mutlu size. Ben de her zaman yanınızdayım. Dünya markası olmanız için duacıyım” ifadelerini kullandı.

 

BAŞKAN VEKİLİ ABİŞ’TEN SANATÇILARA ÇİÇEK

Konuşmaların ardından Başkan Vekil Berna Abiş, Günseli Kato ile sergide emeği olan Büyükşehir Belediye Konservatuvarı Geleneksel Sanatlar Bölümü içerisinde bulunan; Çini, Ebru, Hat, Kat-ı, Minyatür, Tezhip alanlarındaki eğitmenler; Doç. Dr. Abbase Sultan Karaoğlu, Gülseher Kahraman, Mahmut Şahin, Özlem Ergün ve Abdullah Aydemir’e çiçek takdim etti. Sergiyi Günseli Kato ile gezen Başkan Vekili Berna Abiş’e eğitmenler tarafından eserlerle ilgili bilgi aktarıldı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı