Yazar arşivleri: admin

Geleceğin Enerji Liderleri “Young Energy Leaders” Programı ile Yetişiyor

Dünya Enerji Konseyi (WEC) Türkiye, enerji sektöründe geleceğin liderlerini yetiştirmek için başlattığı “Young Energy Leaders” programının yoğun ilgi gören başvuru süreci tamamlandı. Programa gösterilen ilgiyi değerlendiren WEC Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kıvanç Zaimler, “Ülkemize değer katacak liderler yetiştireceğimiz için büyük bir heyecan duyuyorum” ifadelerini kullandı.

World Energy Council (WEC) Türkiye, bu yıl yenilenen kapsamıyla ilk kez düzenlediği Young Energy Leaders programıyla büyük bir başarıya imza attı. Türkiye enerji sektöründeki genç profesyonellerin gelişimi için tasarlanan bu özel programa yoğun ilgi gösterildi ve toplam 124 başvuru yapıldı. Bu durum hem sektörün geleceğine duyulan ilginin hem de enerji dönüşümünde genç liderlerin yetiştirilmesinin öneminin altını çiziyor. 

 

Young Energy Leaders, enerji sektöründe en az dört yıllık deneyime sahip, ileri düzeyde İngilizce bilen ve enerji sektörünün geleceğini şekillendirecek projelerde gönüllü olarak yer almak isteyen genç profesyoneller için eşsiz bir fırsat sunuyor. İlk yılında kamu ve özel sektörden yoğun ilgi gören program, katılımcılarına sektörle ilgili kritik öneme sahip projelerde yer alma, geniş bir network oluşturma ve Dünya Enerji Konseyi’nin küresel Future Energy Leaders programına başvuru şansı sağlıyor. 

 

Türkiye’nin Global Konumunu Güçlendiren Adım 

 

WEC Türkiye’nin bu girişimi, uluslararası enerji organizasyonlarındaki etkinliğini artırmanın yanı sıra, Türkiye’nin enerji sektöründeki genç yetenekleri global bir platforma taşıma vizyonunu da yansıtıyor. Dünya Enerji Konseyi’nin global Future Energy Leaders programına başvuru önceliği tanınması, Türk enerji profesyonellerinin dünya sahnesindeki görünürlüğünü artıracak ve sektörün gelecekteki liderlerini uluslararası bir boyuta taşıyacak. 

 

Başvuru sürecinin tamamlanmasının ardından 21 Aralık 2024’te, programa seçilen 25 genç profesyonel ile WEC Türkiye Yönetim & Denetim Kurulu üyeleri bir araya geldi. Buluşmada WEC Türkiye’nin gelecek dönem çalışma programı şekillendirilirken, aynı zamanda WEC Global ile daha entegre hedeflere ulaşmak için güçlü bir vizyon ortaya konuldu.

 

Geleceğin Enerji Dönüşümüne Katkı 

 

Programın, sadece bireysel gelişim değil, aynı zamanda Türkiye’nin enerji dönüşümündeki global pozisyonunu güçlendirmek için önemli bir adım olduğuna dikkat çeken WEC Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kıvanç Zaimler, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: 

 

“Enerji sektörü, küresel ölçekte büyük bir dönüşümden geçiyor. Bu dönüşümün merkezinde ise yenilikçi düşünceye sahip, yüksek motivasyonlu genç liderlerin olması gerekiyor. ‘Young Energy Leaders’ programı, Türkiye’nin enerji sektöründe nitelikli insan kaynağı yetiştirme çabalarını desteklemekle kalmayıp, Dünya Enerji Konseyi’nin global projelerindeki etkinliğimizi artıracak. Bu programla hem sektörümüze hem de ülkemize değer katacak liderler yetiştireceğimiz için büyük bir heyecan duyuyorum.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yemek sonrası gelen karın ağrısı safra taşı habercisi olabilir

Dünya çapında yaygın bir sağlık sorunu olan safra kesesi taşları, yetişkinlerin yaklaşık yüzde 10-15’ini etkiliyor. Safra kesesi taşlarının ayırt edici belirtisinin yemek sonrası gelişen ve karnın sağ üstünden kürek kemiği altına doğru yayılan bir ağrı olduğunu dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı ve Genel Cerrahi Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Sedat Karademir, “Ağrı, ateş, bulantı gibi şikâyet yaratan taş ya da çamurlu safra keselerinin cerrahi olarak çıkarılması gerekir. Şikâyet yaratmayan ve rastlantı sonucu saptanan safra kesesi taşlarının tedavisi ise, taşların boyutuna ve hastanın yaşına göre değişkenlik gösterebilir” dedi.

 

Safra kesesi; içine safra doldukça genişleyen, besin alımı ile birlikte kasılarak içindeki safrayı bağırsağa akıtan içi boş bir organdır. Safra ise; yiyeceklerin içindeki yağları parçalayarak bağırsaklarda emilmelerini sağlayan bir sıvıdır. Safra içeriği dengeli kişilerde kese içinde taş ya da çamur oluşmayacağını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı ve Genel Cerrahi Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Sedat Karademir, “Oluşması durumunda hastada ağrı, ateş, bulantı gibi şikayetlere neden olabilir. Şikâyete neden oluyorsa önerilecek tedavi cerrahidir” dedi. 

Şikâyet yaratmadan sessiz duran taşlar için yaklaşımın farklı olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Karademir, “Yaşın ve taşın küçük olduğu kişilere cerrahi, büyük olduğu kişilere ise takip önerilebilir. Yaş küçüklüğü, taşların sorun yaratabileceği beklenen yaşam süresinin uzun olması nedeni ile, 4-7 mm çaplı küçük taşların varlığı ise ana safra kanalına düşerek ciddi bir sağlık problemi olan pankreas iltihabı geliştirebilme riski nedeni ile önemlidir” dedi.

 

Kapalı ameliyat iyileşme süresini hızlandırıyor

Günümüzde çoğu safra kesesi ameliyatının iyileşme sürecini hızlandıran kapalı yöntemle yapıldığını söyleyen Dr. Karademir, “Laparoskopik yani kapalı ameliyat yönteminde kesiğin küçük olması, hastanede kalış süresini kısaltıyor ve ağrıları azaltıyor. Bu yöntemle yapılan sorunsuz bir safra kesesi ameliyatının ertesi günü hasta kahvaltısını yaptıktan sonra taburcu olur, 3-4 gün dinlendikten sonra da yaklaşık 1 hafta içinde günlük yaşamına dönebilir. Açık yöntemin tercih edildiği durumlarda ise hastanede kalış süresi 2-3 gündür, ağrı yakınması daha belirgindir ve en az 10 günlük bir istirahat süresine ihtiyaç duyulur” diye konuştu.

Düşük bir ihtimal olsa da ameliyat sırasında safra yollarının zarar görebileceğinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Karademir, “Yaralanma oluşması halinde, onarımın safra yolları cerrahisinde deneyimli bir cerrah tarafından yapılması, sürecin en az hasarla atlatılmasını sağlar” dedi.

 

Operasyondan sonra yumurta ve çikolata gibi safra yapımını artırıcı besinlerden uzak durulması önerilebilir

Normal bir safra kesesi ameliyatından sonra beslenme alışkanlarında herhangi bir değişime ihtiyaç duyulmayacağını ifade eden Dr. Karademir, “Bu tür diyet önerileri ise cerrahi sonrası bazı kişilerde oluşabilecek kısa süreli ishal ya da şişkinlik yakınmalarının azalmasına yardımcı olabilir” açıklamasında bulundu.

 

Cerrahi tedavi için geç kalınırsa ana safra kanalı tıkanabilir

Hastalardaki ağrı, bulantı gibi şikayetlerin, taş ya da çamurun safra kesesi çıkışını kapatması ile ortaya çıktığını belirten Dr. Karademir, “Safra koliği dediğimiz bu durum, birkaç saatin ardından sonlanabilir. Ancak kimi hastalarda tıkanma uzar, kasılmalar artar, safra duvarı kalınlaşır, kanlanma bozulur. Ortama bakterilerin gelmesi ile iltihap gelişir ve şikayetlere ateş de eklenir. Bu hastalar, tedavileri hastane şartlarında yapılmak üzere yatırılır. Kesedeki taş ya da çamurun safra kesesinde kalmayıp ana safra kanalına düşmesi halinde hastalar tıkanma sarılığı ve pankreas iltihaplanması gibi ciddi sağlık problemleri ile karşı karşıya kalabilirler. Önerilmesine rağmen cerrahi tedavide geç kalınması, gereksiz risk almak anlamına gelir” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dünyanın En Devasa Makinelerini İnceleyen ‘Muhteşem Makineler’ 13 Ocak Pazartesi 21.00’de National Geographic Ekranlarına Geliyor!

Dünyanın en devasa makinelerinin iç işleyişine büyüleyici bir yolculuk yaparak, dev boyutlarının ardındaki en son teknolojiyi ve mühendisliğin uç noktalarını keşfe çıkaran

“Muhteşem Makineler”, 13 Ocak Pazartesi saat 21.00’de National Geographic ekranlarında başlıyor.

 

Bilimin, keşfin ve hikâye anlatımının gücüne inanarak 130 yılı aşkın bir süredir dünyanın en güvenilir markalarından biri olmayı sürdüren National Geographic’in birbirinden iddialı yapımlarını D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: İnşaat maliyet endeksi yıllık %35,93 arttı, aylık %0,04 arttı

Bina inşaatı maliyet endeksi yıllık %36,72 arttı, aylık %0,16 arttı

Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre %0,16 arttı, bir önceki yılın aynı ayına göre %36,72 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %0,32 arttı, işçilik endeksi %0,17 azaldı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %29,41 arttı, işçilik endeksi %53,99 arttı.

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi yıllık %33,42 arttı, aylık %0,35 azaldı

Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre %0,35 azaldı, bir önceki yılın aynı ayına göre %33,42 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi %0,26 azaldı, işçilik endeksi %0,55 azaldı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %24,77 arttı, işçilik endeksi %58,40 arttı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: Sanayi üretimi yıllık %1,5 arttı

Sanayi üretimi aylık %2,9 arttı

Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2024 yılı Kasım ayında madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %2,8 arttı, imalat sanayi sektörü endeksi %3,0 arttı ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %2,0 arttı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

10 Bölümlük ‘Kıyamet Havaları’ 12 Ocak Pazar 22.00’de National Geographic Ekranlarında Başlıyor!

Giderek şiddeti artan kasırgalardan vahşi orman yangınlarına, hiç beklenmedik yerleri yok eden kasırgalardan, hızlı buzul erimelerine ve yükselen su seviyelerine kadar iklim değişikliği hala endişe verici bir şekilde, herkesin tahmin ettiğinden de hızlı ilerleyerek çok da uzak olmayan bir gelecekte korkunç bir gerçekle karşı karşıya kalabileceğimizi gösteriyor. 

 

Yaşanan yıkıcı hava olaylarını deneyimli iklim uzmanları ve hayatta kalanlar ilk ağızdan anlatıyor. Animasyonlu grafiklerle birlikte çok değerli bilgilerin sunulduğu 10 bölümden oluşan ‘Kıyamet Havaları’, 12 Ocak Pazar saat 22.00’de National Geographic’te   başlıyor!

 

Bilimin, keşfin ve hikâye anlatımının gücüne inanarak 130 yılı aşkın bir süredir dünyanın en güvenilir markalarından biri olmayı sürdüren National Geographic’in birbirinden iddialı yapımlarını D-Smart, Digiturk ve TOD, KabloTV, S Sport Plus, Tivibu ve TV+ platformlarından izleyebilirsiniz.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Hyundai Geleceğin Mobilitesi için NVIDIA ile Ortaklık Kuruyor.

Hyundai Motor Grubu (HMG), mobilitenin geleceğini yönlendirecek yepyeni bir ortaklık girişimine imzasını atıyor. Gelişmiş yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesini hızlandırmak amacıyla NVIDIA ile stratejik bir ortaklık kuran Hyundai, yapay zeka (AI) alanında ciddi adımlar atmayı hedefliyor. Yazılım ve donanım alanında dünya devlerinden biri olan NVIDIA, bu ortaklıkla beraber Hyundai’ye akıllı mobilite çözümlerinde destek olacak. Gelişmiş yazılımlı araçlar ve robotik gibi temel mobilite ürünleri, her iki marka tarafından geliştirilerek özellikle mobilite alanında stratejik bir ilerleme kaydedilecek.

Hyundai ayrıca, fabrikalarını simüle etmek için fiziksel AI ve dijital uygulamaları geliştirmek amacıyla NVIDIA Omniverse platformunu kullanacak. Bu sayede üretim verimliliğini ve kalitesini iyileştirecek olan Hyundai ayrıca maliyetleri düşürmeye de ağırlık verecek. Bu ortaklıkta AI robotlarını geliştirmek ve güvenli bir şekilde konuşlandırmak için NVIDIA Isaac robot geliştirme platformu da kullanılacak. Her iki taraf da güvenli ve güvenilir otonom sürüş teknolojisi ve robotik sistemleri için sanal simülasyon ortamları oluşturmak üzere yakın bir şekilde çalışacak. Bu ortaklıkla beraber daha güvenli ve daha akıllı araçların hazırlanması sağlanırken aynı zamanda üretimde de daha yüksek verimlilik ve kalite ön planda tutulacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Multinet Up’ın Yapay Zekâ Destekli Sanal Asistanı RoboChat 1 Milyon Diyaloğu Aştı

Yemek kartı, kurumsal hediye ve sosyal yardım kartı, akaryakıt, konaklama, toplu satın alma ve filo çözümleriyle şirketlere gider yönetimi hizmeti sunan Multinet Up’ın, operasyonel verimliliği ve müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla 2019 yılında hayata geçirdiği yapay zekâ destekli sanal asistan RoboChat, 1 milyon diyaloğu aşarak müşteri deneyimi ve operasyonel verimlilikte önemli bir kilometre taşına ulaştı. Her 3 talepten 2’sini yalnızca 0.5-1 saniye gibi dikkat çekici bir hızla çözümleyen RoboChat, yüzde 70’lik bir müşteri memnuniyeti ile bot teknolojisinde yeni bir standart belirliyor.
 

Multinet Up’ın operasyonel verimliliği ve müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla 2019 yılında hayata geçirdiği yapay zekâ destekli sanal asistanı RoboChat, 1 milyon diyaloğu geride bıraktı. NLP AI ve Gen AI ile farklı yapay zekâ teknolojilerini birleştirerek tasarlanmış,  Multinet Up’ın Chat kanalına ulaşan taleplerin yüzde 66’sını çözümleyen, WhatsApp, web chat ve kurumsal servis ekranları üzerinden hızlı destek sağlayan RoboChat; Multinet Up ürün ve hizmetleriyle ilgili sıkça sorulan sorulara yanıt veriyor, kullanıcıların sorunlarında onlara rehberlik ederek yönlendiriyor, basit talepleri ve işlemleri kullanıcı adına hızlı bir şekilde gerçekleştiriyor. Yanıt verme süresi yalnızca 0.5-1 saniye gibi etkileyici bir hızda gerçekleşen RoboChat, kullanıcılarının değerlendirmesi sonucunda yüzde 70’lik memnuniyet anket puanı ile bot teknolojilerinde ve müşteri deneyiminde fark yaratıyor. Kurumsal müşteriler, üye işyerleri ve kart kullanıcıları olmak üzere 3 farklı kullanıcı profiline hizmet sağlayan RoboChat, müşteri temsilcilerinin sorumlu olduğu görevleri azaltarak, operasyonel süreçlere hız ve verimlilik katıyor.

 
 “Her 3 talepten 2’sini RoboChat çözümlüyor”

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Multinet Up Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Gül Bilgin Mokan, “Multinet Up’ta operasyonel verimliliği ve müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla geliştirdiğimiz yapay zekâ destekli sanal asistanımız RoboChat, 1 milyon diyaloğu aştı. Chat kanalımız üzerinden bize ulaşan aylık 23.000 adet diyaloğun yüzde 66’sı RoboChat tarafından çözümleniyor. Yani Chat kanalımız aracılığıyla tarafımıza ulaşan her 3 talepten 2’sini çözümlüyor. Ayrıca, yanıt verirken 0.5-1 saniye gibi dikkat çekici bir hıza sahip. Hem hızlı hem de etkili çözümler sunulan müşterilerimiz, uygulamamızı yüzde 70 gibi yüksek bir puanla değerlendirerek memnuniyetlerini açıkça ifade ediyor. Bu geri dönüşler bizim için son derece değerli çünkü Multinet Up olarak, müşteri memnuniyetini ve operasyonel mükemmeliyeti temel önceliklerimiz arasında görüyoruz. Operasyonel yükü azaltan ve müşteri memnuniyetine doğrudan etki eden bu yenilikçi yaklaşım, yalnızca müşteri hizmetlerimizi değil, sektörümüzün dijital dönüşümüne öncülük etme misyonumuzu da destekliyor. Multinet Up Müşteri Deneyimi ekibi olarak bu misyon doğrultusunda hayata geçireceğimiz yenilikçi projelerimize önümüzdeki süreçte de devam edeceğiz” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kulaklıkla ve Yüksek Sesle Müzik Dinleyenler Dikkat

Modern çağın stresli, koşuşturmacalı ve kalabalık şehir ortamında hangi yöne baksanız çevrenizde kulaklıkla müzik dinleyen, seslendiğinizde ne dediğinizi duymak için kulaklıklarını çıkaran ya da trafikte ambulans sirenini bile duymayacak ölçüde müziğin sesini açanlara rastlayabiliyorsunuz.

Ancak dikkat! Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları (KBB) Uzmanı Prof. Dr. Ferhan Öz “Yüksek sese maruz kalma işitme kaybının en sık nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Yüksek sesle müzik dinlemek özellikle de kulaklıkla yüksek sese maruz kalmak kulak sağlığına çok ciddi zararlar verebiliyor. Kulak zarına basınç uygulayarak zarın yırtılmasına hatta tüylü hücrelerin zarar görmesiyle geri dönüşü olmayan işitme kaybına yol açabiliyor” diyor. ‘Kulaklarım yüksek sese alışık’ söyleminin sağlıklı olmadığını belirten Prof. Dr. Öz, ne yazık ki toplumumuzda bu farkındalığın henüz yeterince oluşmamış olduğunu söylüyor. Yüksek sesle müzik dinlemenin yanı sıra kulak sağlığını ciddi şekilde tehdit eden ve günümüzde yaygın olan başka hatalı alışkanlıklar da olduğunu belirten KBB Uzmanı Prof. Dr. Ferhan Öz, kaçınılması gereken o hataları ve alınması gereken önlemleri anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulnudu. 

 

Müziği yüksek sesle dinlemeyin!

 

Kış aylarında yaygınlaşan üst solunum yolu enfeksiyonlarından alerjiye bağlı burun tıkanıklıklarına, kulak çubuğu kullanmaktan yoğun kafein tüketimine dek birçok etken kulak sağlığımızı tehdit edebiliyor. Ancak özellikle son yıllarda teknolojinin gelişmesi ve kablosuz kulaklıkların yaygınlaşmasının da etkisiyle çoğunlukla yeni nesil gençlerde görülen kulaklıkla ve yüksek sesle müzik dinleme alışkanlığı da çok ciddi tehlikelere yol açabiliyor. Acıbadem Bakırköy Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları (KBB) Uzmanı Prof. Dr. Ferhan Öz “İşitme kaybı sinsi şekilde, uzun yıllar süresince oluşuyor. Yavaş, ilerleyici ve ağrısız olduğu için fark edilemeyebiliyor. Eğer kulaklarınızın yüksek sese alıştığını düşünüyorsanız bu durum kulaklarınıza büyük olasılıkla zarar vermiştir ve hiçbir tedavi işitmenizi tamamen düzeltmez. Yüksek sesle müzik dinlemek, kulak zarına basınç uygulayarak zarın esnekliğinin bozulmasına veya zarın yırtılmasına neden olabiliyor. Ayrıca yüksek ses, iç kulağa ulaşarak buradaki tüylü hücrelere zarar veriyor ve bu da geri dönüşümü olmayacak şekilde işitme kaybına neden olabiliyor” diyor. Genel olarak 85 desibelin üzerindeki seslere uzun süre maruz kalındığında kalıcı işitme kaybı geliştiğini vurgulayan Prof. Dr. Öz sözlerine şu örnekle devam ediyor: “85 desibelden bir elektrikli süpürgenin çıkardığı sesi anlayabiliriz. Özellikle ses şiddetinin 100 desibelin (çimen biçme makinesi sesi) üzerine çıkması durumunda çok kısa sürede bile işitme kaybı gelişebiliyor. Bu nedenle özellikle müzik dinlerken ses şiddetini artırmamak, 60 desibelin üzerine çıkmamak gerekir. Örneğin; bir kütüphanede nasıl ki başkalarını rahatsız etmeyecek şekilde bir ses yüksekliğiyle konuşuyorsanız, dinlediğiniz müzik de o yükseklikte olmalıdır.” 

 

Müzik dinlerken sık ara verin!

 

Müzik dinlerken ses şiddetini artırmamak kadar, bir saatten fazla aralıksız müzik dinlememenin de çok önemli olduğunu, bu nedenle müzik dinlerken sık ara verilmesi ve kulakların dinlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ferhan Öz diğer bir risk unsurunu ise şöyle anlatıyor: “Yüksek sesle müzik dinlemenin yanı sıra, özellikle gürültülü işyerlerinde uzun süre gürültüye maruz kalmak da iç kulağa ciddi zarar vermektedir. Bu nedenle gürültünün çok yüksek olduğu ortamlarda mümkünse iç kulağımızı korumak amacıyla kulak tıkacı kullanmaya özen göstermeliyiz.”

 

Kulak çubuğu kullananlar dikkat!

 

Kulaklarımızı tehdit eden önemli etkenlerden biri de, günümüzde kullanımı yaygın olan kulak çubukları! Dış kulak yolunu kulak çubuğu, kibrit ya da benzeri yabancı cisimlerle kaşımaya ya da temizlemeye çalışmanın dış kulak yoluna zarar verdiğini ve bunun sonucu olarak da dış kulak yolu enfeksiyonuna hatta kulak zarının yırtılmasına neden olabildiğini belirten KBB Uzmanı Prof. Dr. Ferhan Öz “Travmaya bağlı kulak zarı yırtılmaları geçmişten bugüne aynı sıklıkta görülmeye devam ediyor. Kulaklarımızı kulak çubuğu ya da kibrit benzeri cisimlerle kaşımaktan ve temizlemeye çalışmaktan kaçınmalıyız” diyor. 

 

Cerrahi tedavi gerekebiliyor!

 

Özellikle kış aylarında viral ya da bakteriyel üst solunum yolu enfeksiyonları ile alerjiye bağlı burun tıkanıklıklarının ödem oluşturarak orta kulak enfeksiyonuna, tedavide geç kalındığında ise kulak zarı yırtığına neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Öz “Hastalarda kulak ağrısının ortaya çıkmasıyla birlikte antibiyotik kullanımına başlanılması hastalığın kısa sürede kontrol altına alınmasını sağlamakta ve komplikasyonları önlemektedir. Ancak orta kulak enfeksiyonları tedavi edilmediği taktirde kulak zarı yırtıkları kalıcı olur. Enfeksiyon kronikleşmişse ve uyguladığımız medikal tedavilere rağmen kulak zarı kendini onaramıyorsa cerrahi tedavi yapmak gerekebilir. Kulak zarı yırtığını; kıkırdak veya kişinin kendi vücudundan (örneğin; kulak arkasından) alacağımız bağ dokusu (fasya) ile mikroskobik veya endoskopik olarak tedavi edebiliyoruz” diyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sistiti Önlemek İçin 7 İpucu

İdrar yolu enfeksiyonları arasında en sık rastlananı her 10 kadından 6’sında görülen sistittir. Birçok nedenle oluşabilen sistit şikayetlerinden doğru bir tedavi programı sonrası kurtulmak mümkündür. Sistit tedavi edilmezse enfeksiyon böbreklere yayılabilir ve ciddi bir sağlık sorunu haline gelebilir. Bu nedenle tekrarlayan sistitlerde altta yatan farklı sebepler araştırılmalı, tedaviye mutlaka devam edilmelidir. Memorial Antalya Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Egemen İşgören, tekrarlayan kronik sistitler hakkında bilgi verdi.

Sistit böbrek rahatsızlığına yol açabilir

İdrar yaparken ağrı, yanma ve sık idrara çıkma ile seyreden sistit bir idrar yolu enfeksiyonudur. Nadir de olsa sistit doğru tedavi edilmezse, böbreklere kadar ilerleyerek, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.  Anatomik yatkınlık nedeniyle kadınlarda erkeklere göre daha sıklıkla görülmektedir. Bakteriler, idrar kesesine dışarıdan idrar kanalı yoluyla, dış genital organlardan, bağırsaklardan veya böbreklerden ulaşabilir. Mikrobik olanlar ve olmayanlar şeklinde iki türde görülen sistitlerden, “mikrobik” olarak adlandırılan grupta bulunanlar akut (ani başlangıçlı ve kısa süreli), diğeri ise tekrarlayan- kronik (uzun seyirli) sistitlerdir. 

Hastalık genellikle birden gelişmektedir ve sık sık idrara gitme, idrar yaparken yanma, bazen karın ağrısı, idrarda kanama gibi şikayetlere neden olabilir. Yeteri kadar uzun sürede uygun antibiyotik kullanılmaması ve hastaların şikayetler başlar başlamaz hekime danışmadan bilinçsiz ilaç kullanması tekrarlayan sistitin en sık görülen sebepleridir.

 Akut sistitin belirtilerine dikkat!

  • İdrar yapmada zorluk
  • İdrar yaparken yanma – sızlama olması
  • Sık ve az-az idrar yapma
  • İdrarda kan gelmesi
  • Karnın alt kısmında rahatsızlık hissi

Tekrarlayan sistitin nedenini bilmek önemli!

  • İdrar yollarında taş, tümör
  • İdrar kesesinin sinirsel çalışma bozuklukları
  • İdrar kesesinden böbreğe idrar kaçağı (reflü) olması,
  • Büyümüş olan bir prostat,
  • Kadınlarda mesane sarkması (sistosel),
  • İdrar yollarında darlık, işeme bozuklukları,
  • Kronik kabızlık,
  • Kadınlarda menopoz, bazı doğum kontrol ilaçları ve vajinal enfeksiyonlar

“Ağrılı Mesane Sendromu”nda en önemli belirti ağrı!
 Ağrılı Mesane Sendromu da denilen mikrobik olmayan sistitte mesane çeperi önemli ölçüde kalınlaşır ve mesanenin çalışma kapasitesini sınırlar. Nedeni tam olarak bilinmemektedir. İdrar kesesini döşeyen ve idrarın daha içerideki tabakalara geçmesini engelleyen örtünün çeşitli nedenlerle hasar görmesi ve idrarın iç tabakalara nüfus ederek kimyasal iltihaba sebep olması olarak açıklanabilir. Hastalarda genellikle uzun zaman içerisinde yavaş yavaş artarak ilerleyen sık idrara gitme, gece sık idrara kalkma, idrarını hissettiğinde göbek altında ağrı yakınmaları olur. En önemli belirti ağrıdır. Ağrı; idrar yapınca hafifler. İdrarın uzun süre tutulması halinde ağrıyla birlikte idrarda kanamalar olabilir. Sebep bakteriler olmadığı için antibiyotiklerden hastalar fayda görmez.

Tekrarlayan sistitlerde altta yatan neden iyi araştırılmalı

Uzun süreli ve sık tekrarlayan sistitlerde mutlaka uzman yardımı alınması gerekir. Yapılan araştırmalar sonucunda taş hastalığı, bazen tümörler, erkeklerde prostat bezi hastalıkları, idrar sisteminde çeşitli nedenlere bağlı tıkanıklıklar ve genişlemeler, mesanenin çalışmasında sinir sistemi problemine bağlı aksaklıklar söz konusu olabilir. Bunların mutlaka araştırılıp ortaya çıkarılması ve tekrarlayan enfeksiyona neden olan etken neyse bu problemin tedavi edilmesi gerekir. Aksi halde enfeksiyon, iltihaplanma tedavi edilse bile tekrarlayacaktır. 

Tedavide  hastanın şikayetleri başladığında idrar kültürü yapılmalı ve antibiyotik kullanımına kültür alındıktan sonra başlanmalıdır. Ayrıca kişinin hijyenine dikkat etmesi varsa kabızlığın giderilmesi, işeme bozukluğu şikayeti mevcut ise de tedavi edilmesi önemlidir. Bilinçli tedavi yapılmasına rağmen enfeksiyonun tekrarlaması halinde ilk aşamada uzun süreli baskılayıcı idrar yolları antiseptikleri ya da uygun antibiyotikler, gerekirse hormonal ilaç tedavisi kullanılması önerilir.

Sistiti önlemek için aşağıdaki önerilere dikkat edin;

  1. Bol miktarda sıvı, özellikle su için. Bol miktarda sıvı içmek, özellikle kemoterapi veya radyasyon tedavisinden sonra, özellikle tedavi günlerinde önemlidir.
  2. Sık sık idrara çıkın. İdrar yapma isteği hissederseniz tuvalete gitmeyi geciktirmeyin.
  3. Dışkılamadan sonra önden arkaya doğru silin. Bu, anal bölgedeki bakterilerin vajinaya ve üretraya yayılmasını önler.
  4. Enfeksiyonlara yatkınsanız, banyo yapmak yerine duş almak bunları önlemeye yardımcı olabilir.
  5. Genital bölge çevresindeki cildi nazikçe yıkayın. Ancak sert sabunlar kullanmayın veya çok sert yıkamayın. Bu bölgedeki hassas cilt tahriş olabilir.
  6. Cinsel ilişkiden sonra mesanenizi mümkün olan en kısa sürede boşaltın. Bakterileri temizlemeye yardımcı olması için de dolu bir bardak su için.
  7. Genital bölgede deodorant spreyleri veya hijyen ürünleri kullanmaktan kaçının. Bu ürünler üretrayı ve mesaneyi tahriş edebilir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı