Yazar arşivleri: admin

Tetra Pak’tan ‘temiz etiket’ rehberi: Üreticiler ve tüketiciler nelere dikkat etmelidir?

“Temiz etiket” kavramı günümüz bilinçli tüketicilerinin en çok dikkat ettiği konular arasında yer alıyor. Bu alanda gıda üreticilerine düşen birçok sorumluluk bulunuyor. Tetra Pak Türkiye, İran, Kafkaslar ve Orta Asya Pazarlama Direktörü Gaye Atakan, temiz etiket konusunda hem üreticilere hem de tüketicilere önemli mesajlar verdi.

İnsanı ve gezegeni korumaya yönelik bir yaklaşımla gıdayı her yerde güvenli ve erişilebilir hale getirmeyi taahhüt eden Tetra Pak, gıda güvenliği konusunda günümüzün en önemli başlıklarından biri haline gelen temiz etiket kavramına dair hem üreticilere hem de tüketicilere yönelik önerilerini paylaştı.

 

Temiz etiket nedir ve neden önemlidir?

Tüketici trendleri, gıda üreticileri için sürekli fırsatlar yaratırken aynı zamanda üretimle ilgili zorluklar da doğuruyor. Günümüzde tüketiciler, giderek daha fazla tanınabilir ve doğal malzemelerden oluşan basit bir içerik listesine sahip ürünler talep ediyor.  Bu da daha az veya hiç yapay katkı maddesi ya da sentetik kimyasal kullanılmaması anlamına geliyor ve böylece “temiz etiket” kavramı ortaya çıkıyor.

 

Tetra Pak Türkiye, İran, Kafkaslar ve Orta Asya Pazarlama Direktörü Gaye Atakan, “Temiz etiket, bir ürünün içerik listesindeki malzemelerin doğal ve tanınabilir olması anlamına gelir. Bu, katkı maddeleri, koruyucular ve yapay kimyasallardan arındırılmış, doğal ve sağlıklı bir profil sunar,” diyerek modern tüketicilerin bu konudaki hassasiyetinin arttığına dikkat çekti. Atakan, “Tüketiciler sadece kendileri için değil, gezegen için de daha bilinçli kararlar alıyor. Temiz etiket hem bireysel sağlığa hem de çevresel sorumluluğa katkı sağlayan bir anlayıştır” diye de ekledi.

 

Temiz etiket konusunda üreticilere düşen görevler

Atakan, üreticilerin temiz etiket trendini benimsemelerinin hem zorluklar hem de fırsatlar sunduğunu belirterek şunları söyledi: 

“Tüketiciler, gıdalarının sağlıklı ve güvenli olmasını bekler. Tüketicilerin giderek daha fazla geleceği düşünen üretim yöntemleriyle ve daha az katkı maddesi kullanılarak üretilmiş yiyecekleri önceliklendirdiklerini gözlemliyoruz. Üreticiler için ise temiz etiket trendi, tariflerinde değişiklik yapmayı, bazen yeni yatırımlar gerektiren üretim süreçlerini gözden geçirmeyi ifade ediyor. Ancak bu yatırımların, üreticiler için  potansiyel pazar payı artışları, daha yüksek gelir ve hatta daha iyi kâr marjları getirebileceği söylenebilir. Daha temiz bir üretim süreci, potansiyel atıkları azaltarak hem çevresel hem de ekonomik faydalar sağlar. Temiz etiketli gıda ürünleri üretmek, tüketicilerin doğal, katkı maddesi içermeyen ürünlere yönelik taleplerini; güvenlikten, lezzetten veya raf ömründen ödün vermeden karşılamak için dikkatli planlama ve uygulama gerektirir. Gıda üreticileri hedef pazarlarını tanımlayarak, temiz etiket beklentilerini anlayarak ve gerekli tarif veya süreç değişikliklerini değerlendirerek başlayabilirler. Yüksek hijyen standartları sağlamak ve uygun ısı eşanjörlerini kullanmak, koruyucu maddeler olmadan mikrobiyal riskleri en aza indirir. Son olarak doldurma, depolama ve dağıtım süreçlerini temiz etiket standartlarıyla uyumlu hale getirmek, katkı maddelerini azaltabilir, aynı zamanda ürün stabilitesini sağlayabilir, şeffaflık ve sürdürülebilirliğe yönelik tüketici tercihlerini karşılayabilir.”

Atakan, ayrıca, “Benzersiz olmak ve piyasadaki rekabetten sıyrılmak, yatırımınızı geri kazanmanızı sağlayabilir. Daha temiz bir üretim süreci, aynı zamanda potansiyel ürün atıklarını azaltacak ve bu da veriminizi artıracaktır” diye de ekledi.

 

Tüketiciler temiz etiket konusunda nelere dikkat etmelidir?

“Tüketicilerin temiz etiket yönünde bir tercihleri varsa aldıkları ürünün etiketini çok iyi incelemelidirler. Az sayıda ve tanınabilir içeriklere sahip, organik, GDO içermeyen veya doğal içerikli olarak işaretlenmiş ürünleri tercih edebilirler. Ayrıca etikette yer alan etik ve iklim dostu iddialara da dikkat edilmelidir” diyen Atakan, bilinçli bir tüketim alışkanlığının temiz etiket çabasını destekleyeceğine vurgu yaptı.

 

Geleceğin temiz etiket trendleri

Atakan, ayrıca temiz etiket kavramının gelecekte sadece içerik listesiyle sınırlı kalmayacağını, aynı zamanda üretim, paketleme ve tedarik zinciri gibi alanlarda da şeffaflığın önem kazanacağını belirterek “Üçüncü nesil temiz etiket ürünler, doğal içeriklerin yanında, etik, sürdürülebilir ve iklim dostu iddialarla daha fazla tüketici dikkatini çekecektir” dedi.

 

Tetra Pak gelişmiş çözümleri ile temiz etiketi destekliyor

Dünyanın lider gıda işleme ve paketleme çözümleri şirketi Tetra Pak, doğal ve katkı maddesi içermeyen ürünleri de destekleyen işleme, doldurma ve depolamaya yönelik gelişmiş çözümler sunarak üreticilerin temiz etiketli gıda üretimini tercih etmeleri durumunda onlara destek oluyor. Tetra Pak’ın ısı eşanjörleri ve nitrojenle işlenmiş soğuk depolama sistemleri gibi ekipmanları, koruyucu maddelere ihtiyaç duymadan içerik kalitesinin optimize edilmesine, raf ömrünün uzatılmasına ve gıda güvenliğinin korunmasına yardımcı oluyor. Ayrıca Tetra Pak’ın hijyenik tasarımları ve hassas proses kontrolleri, tadı ve dokuyu korurken kontaminasyon riskinin minimum düzeyde olmasını sağlıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Baba olma ihtimalini artıran 8 önemli öneri!

Son yıllarda erkek infertilitesi, yani erkeğe bağlı kısırlık dünya genelinde artış gösteren bir sağlık sorunu olarak dikkat çekiyor. Öyle ki her 100 çiftten 17’sini etkileyen infertilitenin yaklaşık yüzde 40-50’sinde erkek faktörü önemli bir rol oynuyor.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından  yapılan araştırmalara göre; her 6 erkekten 1’i yaşamı boyunca infertilite sorunu yaşıyor.  Sperm sayısının ve kalitesinin düşmesi ise infertilitede önemli bir yer tutuyor!  Üstelik, son 50 yılda, dünya genelinde sperm sayısında ve kalitesinde kayda değer bir düşüş yaşanıyor. Bu konuda yapılan çalışmaların değerlendirildiği 2023 yılında, birden fazla bilimsel çalışmaların sonucunu birleştiren istatiksel analize göre; sperm  sayısı  1973 yılında mililitrede ortalama 100 milyon iken 2018’de mililitrede 50 milyona düşmüş. Bu rakamlar spermlerin yüzde 50 gibi yüksek bir oranda azaldığını ortaya koyuyor!  Acıbadem International Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Yavuz Akman, günümüzde çevresel etkenlerin ve yaşam tarzı değişikliklerinin bu artışta belirleyici bir rol oynadığına dikkat çekerek, “Üstelik sperm sağlığını tehdit eden alışkanlıklar günümüzde gittikçe artmaktadır. Dolayısıyla infertilite problemi yaşayan erkeklerde öncelikle yaşam alışkanlıklarının gözden geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. Sorunu çözmeye yönelik adımlarla sperm kalitesini ve sayısını artırmak mümkün olabilmektedir” diyor. 

 

SPERMLERİ OLUMSUZ ETKİLEYEN 3 ÖNEMLİ NEDEN!

Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Yavuz Akman, erkeklerde sperm sayısı ile kalitesini etkileyen üç önemli faktörü şöyle özetliyor: 

Çevresel faktörler

Plastiklerde ve kişisel bakım ürünlerinde bulunan bisfenol A (BPA) ve ftalaitler gibi hormonal sistemlere zarar verebilen kimyasallara maruz kalmak erkek üreme sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Ayrıca kurşun, kadmiyum ile cıva gibi ağır metaller, tarım ilaçları ve endüstriyel kimyasal atıklar gibi çevresel kirleticilere maruz kalmak da sperm hareketliliğinde, yapısında ve sayısında sorun oluşturabiliyor. Bu faktörler oksidatif strese yol açarak spermde DNA hasarına  ve bunun sonucunda infertiliteye sebep olabiliyor.  Bunların yanı sıra artan hava kirliliği de serbest radikal üretimini artırarak spermlerde DNA hasarına yol açabiliyor. 

Yaşam tarzı  faktörleri 

Sigara ve düzenli alkol tüketimi sperm kalitesinin düşmesine neden olabiliyor. Testosteron takviyeleri de dahil olmak üzere belirli ilaçların kullanımı da geçici veya kalıcı kısırlık oluşturabiliyor. Bunların yanı sıra hazır yemek tüketimi, paketli gıdalar, yüksek şekerli diyetler ile obezite hormonal dengesizliklere ve sperm kalitesinde düşüşe yol açabiliyor. 

Radyasyon ve elektromanyetik elementler

Elektronik cihazlardan kaynaklanan radyasyona ve elektromanyetik alanlara maruz kalmak oksidatif strese, yani sperm DNA’sında meydana gelen oksitlenmeye ve DNA hasarına neden olarak sperm kalitesini olumsuz etkileyebiliyor.

 

SPERM KALİTESİNİ VE SAYISINI ARTIRAN 8 ÖNEMLİ ÖNERİ

Çevresel faktörler, yaşam alışkanlıkları ile radyasyon ve elektromanyetik elementler sperm sayısı ile kalitesini tehdit eden faktörler. Ancak alınacak önlemlerle erkeklerde üreme sağlığını olumsuz etkileyen bu etkenlerden korunmak mümkün. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Yavuz Akman, sperm sayısını ve kalitesini artıran 8 önemli öneriyi şöyle özetliyor: 

Akdeniz tipi beslenin

Antioksidanlar, vitaminler ve minerallerden zengin dengeli bir beslenme alışkanlığı edinmek sperm parametrelerini iyileştirebiliyor. Yapılan çalışmalarda; bol miktarda meyve, sebze, tam tahıllar ve sağlıklı yağlar içeren Akdeniz diyeti gibi beslenme alışkanlıkları daha iyi sperm kalitesiyle ilişkilendirilmiş. 

Çevresel toksin seviyelerini azaltın 

Plastikleştiren ürünlere, plastiklere, kimyasallara ve endokrin bozan etkenlere maruziyeti azaltmak sperm kalitesini korumaya yardımcı olabiliyor. Bu nedenle paketli gıdalardan uzak durmanız ve organik tarım ürünlerine öncelik vermeniz fayda sağlayabiliyor.

İdeal kilonuzu koruyun

Obezitede artan yağ dokusu nedeniyle vücut ısısı ve hormonal denge bozuluyor, testislerdeki ısı artıyor, sperm yapımında etkili olan testosteron düzeyi azalıyor ve testosteron ile östrojen dengesi bozuluyor. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Yavuz Akman, bu faktörlerin de sperm sayısının ve hareketliliğinin azalmasına yol açabildiğine işaret ederken, üreme sağlığı için sağlıklı bir kiloyu korumanızın çok önemli olduğunu belirtiyor.  

Düzenli egzersiz yapın  

Düzenli fiziksel aktivitede bulunmak genel sağlığı iyileştirerek ve oksidatif stresi, yani sperm DNA’sında meydana gelen oksitlenmeyi azaltarak, sperm kalitesini artırabiliyor. Ancak dikkat! Aşırı egzersiz, halter gibi ağırlık kaldırma egzersizleri özellikle varikoseli olan kişilerde hastalığın ilerlemesine yol açması nedeniyle olumsuz etkilere sahip olabiliyor. 

Sigara ve alkolü bırakın! 

Sigara ile aşırı alkol tüketimi oksidatif stresi artırıyor ve spermin hareketliliğinin yanı sıra kalitesini de olumsuz etkiliyor. Sigarayı bırakmak ve alkol alımını azaltmak, sperm üretimi ile kalitesinde artış sağlayabiliyor.  

Laptopunuzu kucağınızda kullanmayın

Günümüzde evden çalışma sisteminin artmasına paralel olarak laptopun kucakta kullanımı da artış gösteriyor. Ancak laptopun uzun süre kucakta kalması cihazın çalışırken ürettiği ısı sebebiyle testislerde sıcaklık artışına yol açarak sperm üretimini olumsuz etkiliyor ve sperm sayısında azalmaya neden olabiliyor. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Yavuz Akman, “Laptopu dizüstü yerine masa gibi düz bir yüzeyde kullanmak sperm sağlığını koruma açısından son derece önemlidir” diyor.

Yüksek sıcaklıktaki ortamlarda bulunmayın

Sıcak küvet banyoları ve sauna gibi sıcak ortamlara uzun süre maruz kalmak sperm üretimini bozabiliyor. 

Stresten kaçının

Çağımızın önemli bir sorunu olan kronik stres hormonal dengeyi ve sperm üretimini olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle, stresli durumlardan mümkün olduğunca kaçının ve ihtiyaç halinde psikolojik danışmanlık veya farkındalık gibi stres yönetimi tekniklerinden faydalanın.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Mavi ışığa maruz kalmak, modern yaşam ve stres uyku kalitesini bozuyor…

Hem uykuya dalmamızı hem de kaliteli bir uyku süreci geçirmemizi sağlayan melatonin hormonunun akşam 22:00 ile sabah 06:00 arasında verimli bir şekilde salgılandığını belirten uzmanlar, sağlıklı bir uyku düzeninin, hem ruhsal hem de fiziksel sağlığın temel taşı olduğunu söylüyor.

Yetersiz uykunun ruhsal sağlığımızı ciddi şekilde etkileyebileceğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, “Uykusuz kaldığımızda duygusal dengemiz bozulur, stresle baş etme kapasitemiz azalır ve anksiyete veya depresyon gibi sorunlarla karşılaşma riskimiz artar. Uzun süreli uykusuzluk durumunda, daha ciddi ruhsal hastalıkların gelişme riski de artar.” dedi. Modern yaşam tarzının, mavi ışık ve stres gibi faktörlerle uyku kalitesini bozduğunu söyleyen Alp, dijital ekranlardan uzak durmak ve her gün aynı saatlerde yatıp kalkmak gibi alışkanlıkların kaliteli bir uyku için faydalı olacağına vurgu yaptı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, uyku alışkanlıklarının özellikle ruhsal sağlık üzerindeki etkileri hakkında açıklamalarda bulundu.

Sağlıklı bir yaşam için uyku saatlerinin düzenli olması gerekir…

Sağlıklı bir uyku düzeninin, vücudumuzun biyolojik saatiyle uyumlu bir şekilde planlanması gerektiğini hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, “Genel olarak akşam 22:00 ile sabah 06:00 arasında uyumak önerilir. Çünkü vücudumuz, bu saatlerde melatonin hormonunu en verimli şekilde salgılar.” dedi.

Melatoninin, hem uykuya dalmamızı hem de kaliteli bir uyku süreci geçirmemizi sağladığını aktaran Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, “Ayrıca güneşin doğuşuyla birlikte uyanmak, hem ruhsal hem de fiziksel sağlığımız üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Elbette herkesin yaşam tarzı farklıdır, ancak uyku saatlerinin mümkün olduğunca düzenli olması sağlıklı bir yaşam için temel bir gerekliliktir.” şeklinde konuştu.

Uzun süreli uykusuzluk ciddi ruhsal hastalıkların gelişme riskini artırıyor!

Yetersiz uykunun ruhsal sağlığımızı ciddi şekilde etkileyebileceğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, şöyle devam etti:

“Öncelikle, uykusuz kaldığımızda duygusal dengemiz bozulur. Stresle baş etme kapasitemiz azalır ve anksiyete veya depresyon gibi sorunlarla karşılaşma riskimiz artar. Bunun yanı sıra, beynimizin bilişsel işlevleri de etkilenir. Konsantrasyon eksikliği, hafıza problemleri ve karar alma zorlukları yaşayabiliriz. Ayrıca, uzun süreli uykusuzluk durumunda, daha ciddi ruhsal hastalıkların gelişme riski de artar. Düzenli ve yeterli uyku, ruhsal dayanıklılığımızın temel taşlarından biridir.”

Biyolojik saatin bozulması yorgunluk, enerji kaybı ve dikkatsizliğe neden olabiliyor!

Vücudumuzun biyolojik saatinin, gün ışığından etkilendiğini ve bu saatin uyku-uyanıklık döngümüzü düzenlediğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, “Beynimizdeki biyolojik saat mekanizması, sabah gün ışığını algıladığında bizi uyanmaya hazırlar, akşam karanlığı hissettiğinde ise uykuya dalmamızı destekler. Eğer biyolojik saatimiz düzenliyse, enerjimiz gün içinde dengeli olur ve gece rahatça uyuyabiliriz.” dedi.

Vardiyalı çalışma, jet lag veya gece geç saatlere kadar dijital ekranlara maruz kalmak gibi faktörlerin biyolojik saatimizi bozabileceğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, bu durumun yorgunluk, enerji kaybı ve dikkatsizlik gibi sorunlara yol açabileceğini söyledi.

Modern yaşam tarzı az ve kalitesiz uykuya neden oluyor!

Kaliteli bir uyku için bazı alışkanlıklar edinmenin önemli olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, “Öncelikle, her gün aynı saatlerde yatıp kalkmaya özen göstermek gerekir. Yatak odanızın serin, sessiz ve karanlık olması da uyku kalitesini artırır. Bunun yanı sıra, uyumadan önce dijital ekranlardan uzak durmak, melatonin hormonunun salgılanmasını destekler. Sağlıklı bir uyku için ayrıca gün içinde düzenli egzersiz yapmak, akşamları ağır yemeklerden kaçınmak ve kafein tüketimini sınırlamak da faydalı olacaktır.” dedi.

Modern yaşam tarzının, insanların uyku düzeni üzerinde oldukça büyük bir etkiye sahip olduğuna da değinen Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, sözlerini şöyle tamamladı:

“Günümüzde akıllı telefonlar, bilgisayarlar ve televizyonlar nedeniyle mavi ışığa maruz kalıyoruz. Bu durum, uyku düzenimizi bozan en önemli faktörlerden biri. Ayrıca, yoğun iş temposu ve stres, insanların uyku süresini kısaltıyor. Gece geç saatlere kadar sosyal medya, dizi ya da oyun gibi aktivitelere yönelmek de uyku saatlerini geciktiriyor. Sonuç olarak, modern yaşamda birçok insan hem daha az hem de daha kalitesiz uyku uyuyor.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Akay, “Ağız ve diş sağlığınız için sigarayı bırakın”

Tütün ürünleri ve yoğun tütün kullanımı bireylerin sadece akciğerlerine değil aynı zamanda ağız sağlığına da zarar veriyor. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. M. Cemal Akay, tütün ürünlerinin zararlarını anlatarak en iyi tedavinin sigarayı bırakmak olduğunu söyledi.

Prof. Dr. M. Cemal Akay, tütün ürünlerinin 4 binden fazla toksik madde içerdiğini söyleyerek, “Sigara dışındaki nargile, elektronik sigara, meyve aromalı tütün ürünleri için daha az zararlıymış gibi bir imaj çizilmeye çalışılsa da bu ürünlerde bulunan toksik madde sayısı da çok yüksektir. Toksik maddelerin çoğu kanser yapıcı özelliktedir. Ağız bölgesi, sigara ve alkol kullanımında ilk temas bölgesi olduğu için sadece dişler ve diş etleri değil ağızdaki tüm dokular, bu kanserojen maddenin etkisinde kalıyor. En büyük etki de dişlerde oluyor. Tütün alışkanlığı sebebiyle dişlerde renk değişikliği görülüyor ve diş eti enfeksiyonları ile diş taşı oluşumunda artış yaşanabiliyor” dedi.

Ağız hijyeninin bozulmasının beslenmeyi de etkilediğini belirten Prof. Dr. Akay, “Tütün kullanan hastalar karbonhidrat ağırlıklı besleniyorlar. Hem karbonhidratın hem de katranın etkisiyle zararlı ürünler diş ve diş etine yapışınca enfeksiyona sebep oluyor. Önlem alınmadığında önce diş eti kanamalarıyla başlayan süreç kemik kayıplarıyla devam ediyor. Sigara içen bireylerde dişlerin çevresindeki çok ince olan alveol kemiği dokusu hızla erimeye başlıyor, dişlerde çürük oluşumu olmasa bile destek dokusu kaybına bağlı dişte sallanmalar meydana geliyor. Bu durum yemek yemeyi zorlaştırırken enfeksiyonlar ve apseler meydana geliyor. Süreç, diş kaybı ile sonuçlanıyor. Ama sigara içen bireylerde dişler kaybedildikten sonra mevcut olumsuz etkiler kemik dokusunda devam ediyor” diye konuştu.

“Tütün ve alkolün birlikte kullanımı kanser riskini artırıyor”

Prof. Dr. Akay, sigara içen hastalarda ağız kanserinin görüldüğünü vurgulayarak, “Karşılaştığımız ağız kanseri vakalarında çoğunlukla sigara kullanımı etkili. Ancak tütün çiğneme, nargile, özellikle pipo ve puro gibi ürünler de dudak ve dil kanserlerine yol açıyor. Alkol ile birlikte sigara kullanan vakalarda ağız kanserinin görülme oranı yüzde 75 olarak karşımıza çıkıyor. Sigara ve alkolün az dozda kullanılması bile kansere yol açabiliyor. Bunu önlemenin yolu bu zararlı maddelerden uzak durmaktır. Ayrıca sigara içen bireylerde cerrahi müdahalelerden sonra ağızda iyileşme bozukluklarıyla çok sık karşılaşıyoruz. Bu bireylerin tedavisinde başarı oranı yüzde 98-99’dan yüzde 70’lere düşüyor. Sigara içen bireylerde ortaya çıkan tüm organları kapsayan fonksiyonel bozukluklar iyileşir mi, diye düşünecek olursak yapılacak en iyi şey sigarayı bırakmak oluyor” dedi.

Tütün ürünleri kullanan bireylerin sadece diş fırçalama ve diş ipi kullanmasının ağız sağlığı için yeterli olmadığını belirten Prof. Dr. Akay, “Bireylerin 4 aylık aralıklarla diş hekimlerine başvurup daha detaylı diş taşı temizliği yaptırmalarında fayda olabilir ama tütün ürünleri kullanımı devam ettiği sürece bu hasarların önüne geçmek imkânsız. O yüzden çözüm, tütün ürünlerinin yol açtığı hastalıkları tedavi etmek yerine sigaraya hiç başlanmamalıdır” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Brisa ve Enerjisa Enerji, Brisa’nın Aksaray Fabrikası’ndaki Güneş Enerjisi Santralini Büyüttü

Brisa ve Enerjisa Enerji, sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sunacak önemli bir iş birliğine imza attı. Tasarruf ve verimlilik odaklı İşimin Enerjisi çözümleriyle müşterilerine uçtan uca yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği uygulamaları sunan Enerjisa Enerji, Brisa’nın Aksaray fabrikasında kurulu güneş enerjisi santralinin kapasitesini yaklaşık 2 bin 600 panel ile artırdı. Yaklaşık 13 bin güneş paneline ulaşan bu santral ile Brisa, 2025 yılındaki enerji ihtiyacının yüzde 18’ini yenilenebilir enerji ile karşılayarak yılda yaklaşık 4.260 ton karbon salımı önleyecek.

Türkiye lastik sektöründe sürdürülebilirlikte öncü Brisa ile müşterilerine uçtan uca yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği uygulamaları sunan Enerjisa Enerji yeni iş birliğine daha imza attı. Karbonsuzlaşma yol haritası kapsamında, yenilenebilir enerji kullanımını artırmayı hedefleyen Brisa, Aksaray fabrikasındaki güneş enerjisi santralinin kapasitesini yine Enerjisa ile artırdı.

Güçlerini ilk kez 2022’de duyurdukları proje ile birleştiren iki şirket, Brisa’nın Aksaray’daki üretim tesislerinde devreye aldığı Güneş enerjisi santrali projesi ile temiz enerji kullanımını başlatmıştı. Yeni iş birliği ile Enerjisa Enerji, Brisa’nın Aksaray fabrikasının çatısına kurduğu Güneş enerjisi santralinin kapasitesini, araziye kurduğu yaklaşık 2 bin 600 panel ile artırdı. Santrale yapılan bu ek yatırım ile beraber Brisa’nın toplam enerji tüketiminde yenilenebilir enerjinin payı yükselmiş oldu.

‘İşimin Enerjisi’ çatısı altında yapılan ve toplamda yaklaşık 13 bin güneş paneline ulaşan santralin  toplam DC kurulu gücü 5,3 MWp, AC Kurulu gücü ise 4,5 MWe seviyesine ulaşacak. Böylece Brisa’nın Aksaray’daki fabrikasının enerji ihtiyacının yüzde 18’i yenilenebilir enerji ile karşılanmış olacak.  

4 bin 260 ton karbondioksit salımının önüne geçilecek

‘Herkes için daha iyi bir gelecek’ vizyonuyla sürdürülebilir projelerini hayata geçiren Enerjisa Enerji ile tüm iş süreçlerini sürdürülebilirlik ekseninde tasarlayan Brisa’nın yeni iş birliği ile üretilen enerji, yaklaşık 2 bin 740 hanenin yıllık elektrik ihtiyacına denk geliyor. İşimin Enerjisi altında gerçekleşen en büyük GES uygulamalarından biri olan bu projeyle, yaklaşık 13 bin güneş paneli ile yıllık yaklaşık 4 bin 260 ton karbon salımının önüne geçilerek doğa ve ekosistem üzerinde kalıcı olumlu etkiler bırakılması öngörülüyor.

 “Karbonsuz bir gelecek için önemli bir adım attık”

Brisa olarak sürdürülebilir bir gelecek için somut adımlar atmaya devam ettiklerinin altını çizen Brisa CEO’su Haluk Kürkçü, Enerjisa Enerji ile gerçekleştirilen iş birliklerinin karbonsuzlaşma yol haritalarında önemli bir adım olduğuna vurgu yaptı. Kürkçü, yaptığı değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı: “Brisa olarak, sürdürülebilirlik hedeflerini Bilim Temelli Hedefler inisiyatifine onaylatan Türkiye’de ilk şirket ve global düzeyde tek lastik şirketiyiz. Bu kapsamda, 2030 yılı için belirlediğimiz kritik hedeflerimiz var. Örneğin, 2020’ye kıyasla karbon emisyonlarımızı %56 oranında azaltmayı, %100 yenilenebilir enerjiye geçmeyi hedefliyoruz. Aksaray fabrikamızda daha önce devreye aldığımız, 3,5 MWe’lik güneş enerjisi santrali yatırımında yeni bir kapasite artışına giderek, yenilenebilir enerji kullanımımızı ciddi oranda artırıyoruz. Bridgestone Corporation ve Sabancı Holding’in vizyonundan ilham alarak her yıl enerji ve su verimliliği, karbon ve atık azaltımı konularında kararlıkla ilerlemeye ve sürdürülebilirlik performansımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Enerjisa Enerji ekibine bu süreçteki iş birliği için teşekkür ediyorum” dedi.

“Yeni nesil enerji teknolojileri uygulamalarında kilit rol oynadığımızı biliyoruz”

İşimin Enerjisi çatısı gerçekleştirdikleri projelerin hem ekonomik verimlilik hem de sürdürülebilirlik hedeflerine doğrudan etki ettiğini belirten Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, “Yenilenebilir enerjiye yaptığımız yatırımlar ve stratejik iş birlikleriyle Türkiye’nin enerji dönüşümüne öncülük etmeye devam ediyoruz. ‘İşimin Enerjisi’ çatısı altında Brisa ile hayata geçirdiğimiz güneş enerjisi santrali, çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlamakla kalmıyor hem de yerinde üretim ve tüketim sayesinde tasarruflu, verimli bir enerji uygulaması oluyor. Dış ticaret açığının en büyük kaleminde enerji ithalatı gören bir ülkenin en büyük fabrikalarından birini bu anlamda dönüştürmekten gururluyuz.

Tüm iş ortaklarımız ile doğaya saygı duyduğumuz, aynı zamanda da kaynaklarımızı doğru yönettiğimiz böyle başarılı projeler ile geliştirmeye devam edeceğiz. Brisa örneğinde şunu gördük ki, yenilenebilir enerjinin pozitif etkisi ciddi anlamda hissedilmiş ve kapasite artırımına gidilmek istenmiş. Türkiye’nin karbon azaltımında ve yeni nesil enerji teknolojileri uygulamalarında kilit rol oynadığımızı biliyor ve bunun sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Proje süresi boyunca panellerin temizliğinden tüm bakım ve onarımına kadar projeye sahip çıktığımız, enerji performans sözleşmesinin tüm gerekliliklerini takip ettiğimiz, en verimli yönetimi yaptığımız İşimin Enerjisi projelerinin giderek artmasını temenni ediyorum. Brisa’ya da yenilenebilir enerjiye olan inancı ve anlamlı iş birliği için teşekkür ediyorum.” dedi.

İşletmelere yatırım maliyeti yansıtmıyor

Enerjisa Enerji, ‘İşimin Enerjisi’ çözümleri altında gerçekleştirdiği GES projesi ile çevre dostu bir üretim süreci oluşturmanın yanı sıra, işletmelere yatırım maliyeti yansıtmadan enerji maliyetlerinden tasarruf etmelerine de imkân tanıyor. Enerjisa Enerji ‘Enerji Performans Modeli’ ile yatırım masrafı olmadan işletmeler için bir çözüm ortağı olarak özel iş modelleri geliştiriyor işletmelerin performans riskini üstlenirken enerjiden tasarruf etmeleri güvence altına alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Enerjisa Dağıtım Şirketleri’nden Afet Anlarında Kesintisiz İletişim Çözümü

Sektöre öncü teknolojileri ve insan odaklı çalışma anlayışıyla hareket eden Enerjisa Dağıtım Şirketleri Başkent EDAŞ, Ayedaş ve Toroslar EDAŞ, deprem, yangın ve sel gibi afet anlarında kesintisiz enerji için hayati öneme sahip iletişim kabiliyetini güvence altına alacak Afet ve Acil Durum Haberleşme Telsiz Sistemi Projesini hayata geçirdi. 

‘Herkes için daha iyi bir gelecek’ vizyonuyla sürdürülebilir projelerini hayata geçiren Enerjisa Dağıtım Şirketleri Başkent EDAŞ, Ayedaş ve Toroslar EDAŞ, 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen ve ‘asrın felaketi’ olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli depremlerde kullandığı ‘Afet ve Acil Durum Haberleşme Telsiz Sistemi’ teknolojisini ile afet hazırlık seviyesini yükseltmeye devam ediyor.

 

Kahramanmaraş depremlerinden yalnızca birkaç sene önce başlatılan ve deprem anında aktif olarak kullanılan proje ile Enerjisa Dağıtım Şirketleri çalışanları en zorlu afet koşullarında bile kesintisiz iletişim kurma kabiliyetine sahip olduğunu gösterirken, GSM altyapısının işlevsiz hale geldiği durumlar için güçlü bir iletişim çözümü kazanılmış oldu.

 

  • Afet haberleşme sistemi ülke genelinde kullanılabiliyor

Enerjisa Dağıtım Şirketleri proje kapsamında geniş bir yelpazede iletişim altyapısı envanterini güçlendirmekle kalmadı, aynı zamanda bölgesel frekans tahsisleri sayesinde ülke genelinde kullanabileceği bir iletişim sistemini de kurmuş oldu.

 

Proje ile, jeneratör ve güneş panelleriyle kendi enerjisini üreten, afetzedelerin de kullanımına sunulabilen ve aynı anda 50 telefon ve 50 telsiz şarj edebilen ‘Mobil Haberleşme ve Şarj İstasyonları’, taşınabilir yapıları ve teleskopik kuleleriyle dikkat çeken ‘Mobil Haberleşme İstasyonları’, geniş kapsama alanlarıyla saha iletişimini güçlendiren ‘Kule Tipi Ses Telsizi Röleleri’, operasyonel haberleşmeyi destekleyen Sabit Operatör Telsizleri gibi önemli sistemler envantere girdi.

 

Afet bölgesinde kesintisiz ve kaliteli enerjiyi tesis etmek için en ücra noktalarda çalışan saha ekiplerinin iletişimini karşılayabilmek için Sırt Çantası Tipi Telsizler, El Telsizleri, mobiliteyi destekleyen Araç Telsizi Kutuları ve anlık konum takibi, sesli haberleşme kaydı, acil durum çağrısı ve mesaj gönderme gibi özelliklere sahip Operatör Bilgisayarları da kullanıma alındı.

 

  • “Kesintisiz enerji için güçlü ve güvenli iletişim kabiliyeti kazandık”

Başkent EDAŞ, Ayedaş ve Toroslar EDAŞ tarafından kullanılan Afet Haberleşme Sistemi teknolojisini değerlendiren Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürü Oğuzhan Özsürekci, “6 Şubat tarihli depremlerin ilk anından itibaren hastane, sahra mutfakları, toplanma alanları gibi kritik noktalara güçlü ve güvenli iletişim yeteneğimiz başta olmak üzere tüm kabiliyetlerimiz sayesinde kısa sürede enerji sağladık. Depremzede bir şirket olarak çalışanlarımız ve aileleri arasında iletişimi ve enerji taleplerini karşılamak için sahada olan yüzlerce personelimiz arasında koordinasyonu ‘Afet Haberleşme Sistemi’miz sayesinde başarıyla sağladık. Afetle mücadelede başarılı bir uygulama olarak elektrik dağıtım sektörüne örnek olan bu projemizi sürekli geliştiriyor ve olası afet anlarında ülke genelinde kullanıma almak için hazır tutuyoruz. Kesintisiz enerji için kazandığımız güçlü ve güvenli iletişim kabiliyeti ile sektörümüze öncü olurken, attığımız adımlarla afet hazırlık seviyemizi yükseltmeye devam ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Politik gerilim ve dram türündeki dizi ‘paradise’, ilk bölümüyle bugünden itibaren sadece disney+’ta yayında!

8 bölümden oluşan dizide eski ABD Başkanı’nın ölümü ve onu canlı olarak gören son kişinin Brown’un canlandırdığı güvenliğin başında olan Xavier Collins’in olması, izleyicileri sürükleyici bir gizemin tam merkezine götürecek. 

Xavier Collins, eski ABD Başkanı Cal Bradford’un güvenlik ekibinin başında yer almaktadır. Ergen bir kızı olan ve ölen eşinin yasıyla hala en güç şekilde başa çıkmaya çalışan Xavier’nin hayatı, Cal’ın ölü bulunmasıyla daha da tepetaklak olur. Çünkü eski ABD Başkanı’nı canlı gören son kişi ondan başkası değildir. 

 

Emmy ödüllü ‘This Is Us’ dizisinin yaratıcısı Dan Fogelman ile başrollerinden biri olan Sterling K. Brown’un yeniden buluşturan, politik gerilim ve dram türündeki ‘Paradise’, bugünden itibaren sadece Disney+’ta seyredilebilecek. Ters köşe ve sürprizlerle dolu bir seyir keyfi yaşatacak olan 8 bölümlük dizide Brown’a James Marsden, Krys Marshall, Julianne Nicholson, Sarah Shahi, Nicole Brydon Bloom ve Charlie Evans gibi sevilen isimler eşlik ediyor. 

 

Hunelle M. Culpepper, Glenn Ficarra, John Requa ve Stephen Williams’ın bölüm yönetmenliklerini yaptığı ve yayın tarihi 28 Ocak olarak açıklanan ‘Paradise’, Disney+’ın büyük sürpriziyle bugünden itibaren diziseverleri büyük bir gizemi çözmeye davet ediyor. İlk bölümüyle yayında olan dizi, her hafta salı günü yeni bölümüyle izleyicilerle buluşacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Muğla Büyükşehir’den Çocuklara Buz, Film, Atölye ve Daha Fazlası

Muğla Büyükşehir Belediyesi, yarıyıl tatilinde çocukların keyifli ve verimli vakit geçirmesi için buz paten pisti, çocuk film günleri, kütüphane hizmetleri ve çeşitli atölyelerle yanlarında oluyor. 

Muğla’da yarıyıl tatilinde çocuklar çeşitli etkinliklerle tatilin tadını çıkarıyor. 20 Ocak’ta başlayan yarıyıl tatili heyecanı 3 Şubat Pazartesi günü ders zili ile sona erecek. Çocukların tatil süresince verimli vakit geçirmesini amaçlayan Muğla Büyükşehir Belediyesi; Buz Paten Pisti, Çocuk Film Günleri, Çocuk Atölyeleri, Resim Atölyeleri, Felsefe Atölyeleri ve kütüphaneleriyle çocukların tatilini eğlenceli hale getiriyor. 

Çocuklara Gerçek Sinema Deneyimi

Muğla’nın her ilçesinden çocukların katılabileceği ve ücretsiz olan Çocuk Film Günleri ise özellikle kırsalda daha önce sinema deneyimi olmayan çocukların hayalini gerçekleştiriyor. Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde yapılan etkinlikte film izlemeye gelen çocuklar önce biletlerini ardından da patlamış mısırlarını alarak gerçek bir sinema deneyimi yaşıyor. Günde yaklaşık 150 çocuğun katıldığı etkinlikte 2 ayrı film gösterimi yapılıyor. 1 Şubat’a kadar devam edecek etkinlikte 13.00 ve 16.00 saatlerinde gösterilen filmler çocuklara neşe oluyor. 

Buz Paten Pisti Yarıyıl Tatilinin Sonuna Kadar Açık

Yılbaşı Festivali’nden bu yana her yaşa hizmet eden Buz Paten Pisti, özellikle ilk defa buz pateni yapan öğrencilerin gözdesi haline geldi. Kent Meydanı’nda bulunan Pist, hem profesyonel kayıcılara hem de yeni başlayanlara güvenli ve eğlenceli bir ortam sunuyor. Pist, hafta içi saat 14.00 ile 22.00, hafta sonu ise 10.00 ile 00.00’a kadar misafirlerini ağırlıyor. Buz Paten Pisti, sadece spor yapmak için değil, aynı zamanda sosyalleşmek ve yeni arkadaşlıklar kurmak için de ideal bir yer haline geldi.

Hem Eğlence Hem Bilim

Öte yandan, çocukların hem eğlenip hem de öğrenebileceği keyifli etkinlikler Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi’nde yapılan atölyeler aracılığıyla sunuluyor. 7-10 yaş arası çocuklara yönelik Resim Atölyesi, onların yaratıcılıklarını geliştirmeyi hedeflerken, sanatla iç içe bir ortamda kendilerini ifade etmelerine olanak tanıyor. Çocuk Atölyeleri ise yine aynı yaş grubuna hitap ederek çocukların el becerilerini, problem çözme yeteneklerini ve grup çalışmalarındaki uyumlarını geliştirecek etkinliklerle dikkat çekiyor.

9-12 yaş arası çocuklara özel olarak düzenlenen Felsefe Atölyesi ise çocukların düşünce becerilerini geliştirmeyi, sorgulama alışkanlığı kazandırmayı ve farklı bakış açılarını keşfetmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor. Bu atölye, çocukların eleştirel düşünme kapasitelerini artırarak onların hem bireysel hem de sosyal gelişimlerine katkı sağlıyor.

Muğla Büyükşehir Belediyesi Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi içerisindeki 37 bin kitaplık kütüphaneleri ve ders çalışma alanları ile tatilde de gençlere hizmet vermeye devam ediyor. Tatilin ilk yarısında Büyükşehir kütüphanelerini 2 bin kişi ziyaret ederken 780 kitap da ödünç verildi. Ders çalışma alanları da gençler tarafından tercih ediliyor. 

Başkan Aras, “Bugünün Mutlu Çocukları Yarının Güçlü Bireyleri Olacak”

Çocuklara değerli olduklarını hissettirmenin önemine değinen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Çocuklar bizim en büyük değerimiz, geleceğe olan umudumuz ve taşıdığımız en önemli sorumluluktur. Muğla Büyükşehir Belediyesi olarak çocuklarımızın mutluluğunu, eğitimini ve gelişimini her şeyin üstünde tutuyoruz. Çünkü biliyoruz ki, bugünün mutlu ve özgüvenli çocukları, yarının güçlü ve bilinçli bireyleri olacaktır.

Yarıyıl tatili, çocuklarımızın bir nebze soluklanıp hayal güçlerini özgür bırakabilecekleri, yeteneklerini keşfedebilecekleri bir dönemdir. Biz de bu tatil sürecini, onlara yalnızca eğlence sunmak için değil, aynı zamanda gelecekte daha güçlü bireyler olmalarına katkı sağlayacak bir fırsat olarak görüyoruz.

Düzenlediğimiz tüm etkinliklerde temel amacımız, çocuklarımıza “değerli” olduklarını hissettirmek ve onları geleceğe daha donanımlı bir şekilde hazırlamaktır. Onların yüzündeki bir gülümseme, bizler için en büyük motivasyon kaynağıdır. Bu sebeple çocuklarımızın gelişimine katkı sağlayacak projelere devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İbb şehir tiyatroları’nda bu hafta (29 ocak- 2 şubat 2025)

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, tiyatro sezonunun yeni haftasında 14 oyunla seyirci karşısına çıkıyor.

 

Şehir Tiyatroları’nın 110. yılında sanatseverleri Yaşar Kemal’den Haldun Taner’e, Cengiz Özek’ten Arzu Yurtseven’e klasik ve çağdaş yazarların eserlerinin ön planda olduğu zengin bir repertuvar bekliyor.

Bu hafta Ağrı Dağı Efsanesi, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Oscar, Ay, Carmela!, Yenilmez, Köpek Kalbi, Çingene Boksör, Yaftalı Tabut, Rüya, Benim Küçük Yıldızım, Bekçi ile Postacı, Herkes Sihirbaz Olacak, Bir Gece Masalı, Çöpsüz Dünya adlı oyunlarımız seyirciyle buluşacak.

Oyun biletleri, gişelerden, https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/biletinial adreslerinden ve mobil uygulamamızdan temin edilebilir.

 

Bu Haftanın Programı (29 Ocak- 2 Şubat 2025)

 

AĞRI DAĞI EFSANESİ

Kapısına kadar gelen bir atı geri vermeyerek geleneğine sahip çıkma sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalan Ahmet’le, hem atın hem de bölgenin yönetiminde sözün sahibi olan Mahmut Han’ın kızı Gülbahar’ın hikâyesi, Yaşar Kemal’in usta kaleminde hem kültürün rengi, hem tarihin izi, hem halkın yükünü taşıyan Ağrı Dağı Efsanesi’ne dönüşmüştür.

Büyük ustanın anlatısına sahne üzerinde soluk vermek için çıktığımız yolculukta, seyircilerimizi Ağrı Dağı Efsanesi’ni birlikte hayal etmeye davet ediyoruz.

Yaşar Kemal’in yazdığı Yiğit Sertdemir’in uyarlayıp yönettiği oyunda Arda Alpkıray, Ayşe Günyüz Demirci, Besim Demirkıran, Can Tarakçı, Cihan Kurtaran, Emrah Can Yaylı, Emre Yılmaz, Ertan Kılıç, Hakan Örge, Murat Üzen, Özge Midilli, Serkan Bacak, Uğur Dilbaz, Yeliz Şatıroğlu, Zeynep Ceren Gedikali rol alıyor. Oyun, 29 Ocak-1 Şubat 2025 tarihleri arasında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

 

GÖZLERİMİ KAPARIM VAZİFEMİ YAPARIM

Epik Tiyatro’nun büyük ustası Haldun Taner, bu kült eserinde 31 Mart Vakası’ndan 71 Muhtırası’na kadar bireysel ve toplumsal anlamda yaşanan dönüşümlerin yanı sıra hiç değişmeyen şeylerin taşlamasını yapıyor. Oyunda yoksul bir aileden gelen, hayatı sorgulamadan yaşayan “dürüst” Vicdani ile  varlıklı bir ailede doğan, servetine servet katarak yükselebilmek için her yolu mubah gören Efruz isimli iki zıt karakterin hayat hikâyesi aktarılıyor. Hiciv, mizah ve yer yer hazin hikâyelerle ilerleyen oyun, sınıfsal farklılıkların birey ve sosyal yaşam üzerindeki etkileri, insan tabiatı, vatan sevgisi, iyilik-kötülük gibi konulara dair sorular sorduruyor. Vicdani kendi gibi olanlara şöyle sesleniyor: “Ey benim kardeşlerim/ İbret olsun hayatım/ Açın ne olur gözünüzü,/ Sakın siz de benim gibi/ Safçasına/ Plak olmayın”

Haldun Taner’in yazdığı Yelda Baskın’ın yönettiği oyunda Alp Tuğhan Taş, Aybar Taştekin, Cafer Alpsolay, Can AlibeyoğluDoğan Şirin, Emrecan Karakurum, Özgür Atkın, Özgür Dağ, Seda ÇavdarYiğit Ali Uslu rol alıyor. Oyun, 29 Ocak-1 Şubat 2025 tarihleri arasında Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde.

OSCAR

Christian Jacqueline’e aşıktır, Colette ise Oscar’a. Christian uzun süredir sevdiği kızı Mösyö Bernard’dan isteme niyetindedir. Colette ise babası Mösyö Bernard’a söylediği yalanla sevgilisi ile evlenme planları yapmaktadır. Ancak ne Christian doğru kızı ister ne de Colette doğru adamla evlenmek üzeredir. Birkaç dakikada sarpa saran olaylar hiç de kolay çözülecek gibi gözükmemektedir.

Claude Magnier’in yazdığı, Asude Zeybekoğlu’nun çevirdiği, Ersin Umulu’nun yönettiği oyunda Abdullah Topal, Aslı Aybars, Asrın Gurur Kuyucak, Cem Karakaya, Ceylan Çete, Çağrı Büyüksayar, Aslı Şahin, Hakan Gümüş, Hüseyin Emre Şen, İrem Erkaya, Neslihan Ayşe Öztürk, Oğuzhan Oğuz rol alıyor. Oyun, 29 Ocak-1 Şubat 2025 tarihleri arasında Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde.

 

AY, CARMELA!

 

İspanya’da Milliyetçiler ve Cumhuriyetçiler arasında geçen iç savaş dönemini anlatan oyunda, iki varyete oyuncusu Carmela ve Paulino, Franco önderliğindeki Milliyetçiler tarafından rehin alınır. Belçite şehrinin işgalini kutlayan Milliyetçiler tarafından istemedikleri bir gösteriye zorlanırlar. Bu zorlamanın sonucunda içinde bulundukları savaşı, “gösteri yapılmalı mı, yapılmamalı mı?“  sorusuyla sanatı ve sanatçıyı sorgulamaları, işleri gereği güldürmeyi, eğlendirmeyi hedefleyen bu iki oyuncunun isyanları, gelgitleri, kayıpları anlatılır. Jose Sanchis Sinisterra’nın yazdığı, Yalçın Baykul’un çevirdiği, Naşit Özcan’ın yönettiği oyunda, Ada Alize Ertem, Çağatay Palabıyık, Erkan Akkoyunlu rol alıyor. Oyun, 29 Ocak-1 Şubat 2025 tarihleri arasında Ümraniye Sahnesi’nde.

YENİLMEZ

Ekonomik kriz sebebiyle Londra’da yaşamaları imkânsız hale gelen Oliver ve Emily çifti, Londra’dan İngiltere’nin kuzeyindeki küçük bir kasabaya taşınırlar ve burada “gerçek” insanlarla tanışmaya karar verirler. Taşralı komşuları Alan ve Dawn’ı evlerine davet ederler. Farklı sınıflara ait insanlar arasında büyük bir hayal kırıklığı ile başlayan ve giderek tuhaflaşan ilişkiler trajik sonuçların ortaya çıkmasına sebep olur.

Torben Betts’in yazdığı, Nazlı Gözde Yolcu’nun çevirdiği, Nihat Alpteki’nin yönettiği oyunda Gizem Akkuş, Gökçer Genç, Nurdan Kalınağa, Tankut Yıldız rol alıyor. Oyun, 29 Ocak-1 Şubat 2025 tarihleri arasında Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi’nde.

 

KÖPEK KALBİ

1924 yılı… Sovyet Rusya’nın karanlık atmosferinde, toplumsal düzenin ve bürokrasinin içine sıkışmış Profesör Preobrajenski insan beyni ve gençleşme üzerine çalışmaktadır. Ona dünya çapında şöhret kazandıran, insanların gençleşmesini sağlayan bir teknik geliştirmiştir. Beyin araştırmaları sürecinde yeni bir deney yapmayı tasarlar. Sokak köpeği Şarik’e zor bir ameliyatla bir insandan alınan hipofiz ve testisleri nakleder. Fakat ameliyattan sonra beklenmedik değişimler baş gösterir, Şarik insana dönüşmeye başlar. Bu değişim Profesör Preobrajenski’nin evinin kurallarını altüst edecektir. Köpek Kalbi, toplum mühendisliği, çürümüş bürokrasi ve sınıf savaşlarıyla toplumsal barışı yitirmiş bir halk üzerinden, insanı insan yapan şey nedir sorusunu soruyor.

Mihail Bulgakov’un yazdığı, Mustafa Kemal Yılmaz’ın çevirdiği, Onur Demircan’ın uyarlayıp yönettiği oyunda Ali Gökmen Altuğ, Caner Çandarlı, İrem Arslan, Onur Şirin rol alıyor. Oyun, 29 Ocak-1 Şubat 2025 tarihleri arasında Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesi’nde.

ÇİNGENE BOKSÖR

1920’lerin boks yıldızı Johann Wilhelm Trollmann’ın trajik yaşantısından yola çıkılarak yazılan oyun, kurgusal bir karakter olan Hans’ın tanıklığıyla seyirciye aktarılıyor. Çocukluk dönemlerinde tanışan ikili, güçlü bir arkadaşlık bağıyla yılları geride bırakır. Kendine has stiliyle yıldızlaşan çingene boksör Ruki, Nazi Almanya’sının faşizan politikalarına ve ayrımcılığa maruz kalır. Almanya Şampiyonu olsa da bu unvan kendisine verilmez ve hep kaybetmeye mahkûm edilir. Yoksul mahallelerde başlayıp toplama kamplarına kadar süren, ölümüne dostluğun çarpıcı öyküsü…

Rike Reiniger’in yazdığı Cafer Alpsolay’ın yönettiği oyunda Ercan Demirhan rol alıyor. Oyun, 29 Ocak-1 Şubat 2025 tarihleri arasında Müze Gazhane Meydan Sahne’de.

 

YAFTALI TABUT

Adına tarihin dipnotlarında rastlayabildiğimiz, Türkiye’nin ilk kadın oyun yazarı, kuramcı, aktivist, sosyal ve siyasi yaşamın her alanında öncü Fatma Nudiye Yalçı’nın hikâyesi. 1920’lerde başlayan mücadelesine Dr. Hikmet Kıvılcımlı ve Nazım Hikmet de eşlik ediyor.

Bilgesu Erenus’un yazdığı Yelda Baskın’ın yönettiği oyunda Bensu Orhunöz, Ceren Hacımuratoğlu, Lale Kabul, Nazan Yatgın Palabıyık, Selin Türkmen, Şenay Bağ, Mana Alkoy rol alıyor. Oyun, 1 Şubat 2025 tarihinde Beylikdüzü Rasim Öztekin Sahnesi’nde.

 

RÜYA(5+Yaş)

Hayvanat bahçesini ziyaret eden Özgür, doğal yaşam alanlarından kopartılıp kafese konan hayvan dostlarını rüyasında görür. Artık harekete geçme zamanıdır ve Özgür onları kurtarmakta kararlıdır. Özge Midilli-Ertan Kılıç’ın yazdığı Özge Midilli’nin yönettiği oyunda Alp Tuğhan Taş, Neşe Ceren Aktay, Pınar Aygün, Direnç Dedeoğlu, Gülce Çakır, Mehtap Gündoğdu Akbulut, Nilay Bağ, Nilay Yazıcıoğlu rol alıyor. Oyun, 2 Şubat 2025 tarihinde Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.

BENİM KÜÇÜK YILDIZIM (3+ Yaş)

Bir gün bir yıldız kayar… Gökyüzünden… Küçük kız onun peşine düşer… Belki gözündeki yıldıza ulaşamaz; ama bir yıldız şarkıcı kargaya, tavuklar için bir Yıldız gibi pırıl pırıl parlayan bir mısır tanesine, her nefes aldıkça bir yıldız parıldayan ateş böceğine rastlar… Hepsiyle arkadaş olur… Sonunda gerçek yıldızın içinde olduğunu sevgi kardeşlik dostluk olduğunu anlar.

Cengiz Özek’in yazıp yönettiği oyunda Ayşe Günyüz Demirci, Buğra Can Ildırışık, Yunus Erman Çağlar, Kamer Karabektaş, Mana Alkoy, Özge Kırdı, Pınar Pamuk, Aslı Menaz rol alıyor. Oyun, 2 Şubat 2025 tarihinde Kağıthane Sadabad Sahnesi’nde.

BEKÇİ İLE POSTACI (3+ Yaş)

Postacı Piero ile Gece Bekçisi Marcello adlı çocuk kitabından uyarlanan eserde bir bekçi ile bir postacı ev arkadaşlarıdır. Biri gece diğeri gündüz çalıştığından hiç görüşemezler. Soğuk bir kış günü ikisi de hastalanınca, evi aynı anda paylaşmaları gerekir. Lodovica Cima, Gabriele Clima’nın yazdığı Ceylan Özçapkın’ın çevirdiği, Derya Yıldırım’ın oyunlaştırıp yönettiği oyunda Melisa Demirhan, Besim Demirkıran, Cafer Alpsolay, Fatma İnan, Reyhan Karasu, Zeynep Ceren Gedikali rol alıyor. Oyun, 2 Şubat 2025 tarihinde Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde.

HERKES SİHİRBAZ OLACAK (3+ Yaş)

Ünlü sihirbaz Zubi’nin öğrencileri “usta”lığa geçip onun sihirli şapkasını almanın hayalini kurarlar. Zubi, sihirli şapkanın yeni sahibini belirlemek için bir yarışma düzenler. İllüzyon gösterileriyle ilerleyen oyunda, hedefe ortaklaşa ilerlemenin önemi anlatılıyor.

Kubilay Tuncer’in yazıp yönettiği oyunda   Aslı Şahin, Aybar Taştekin, Cihat Faruk Sevindik, Damla Cangül Yiğit, Zeliha Bahar Çebi rol alıyor. Oyun, 2 Şubat 2025 tarihinde Ümraniye Sahnesi’nde.

 

BİR GECE MASALI (5+ Yaş)

Shakespeare’in Bir Yaz Gecesi Rüyası isimli oyunundan uyarlanan Bir Gece Masalı, arkadaşlık kavramı üzerine kuruludur. Oyun, ailesinin istediği gençle değil kendi istediği kişi ile arkadaşlık kurmak isteyen Şirin Kız’ın Yakışıklı Delikanlı, Güçlü Delikanlı ve Selvi Kız ile ormanda geçirdiği bir gecede yaşananları anlatır. William Shakespeare’in yazdığı Musa Arslanali’nin yönettiği oyunda Ayşe Nurseli Tırışkan Akpınar, Burhan Yeşilyurt, Çağlar Ozan Aksu, Ceysu Aygen, Hüseyin Emre Şen, Mehmet Emre Ertunç, Oğuzhan Oğuz, Ömer Naci Boz, Seda Yılmaz, Serap Doğan rol alıyor. Oyun, 2 Şubat 2025 tarihinde Müze Gazhane Prof. Dr. Sevda Şener Sahnesi’nde.

ÇÖPSÜZ DÜNYA (4+ Yaş)

İklim değişikliği ve hava kirliliğinden dolayı bulutların renginin, rüzgârın yönünün değiştiği günlerden bir gün; umutlu, mutlu ve bilinçli bir uçurtma olan Uç Uç kuyruğu koptuğu için bir çöplüğe düşer. Çöplükte, bez bir bebek olan Püsküllü ve atılmış bir koli olan Koli Koli ile tanışır. Çöplüğün kontrolünü elinde tutan Çöpten Kral ve yardımcısı Sinek ile kurulu düzenlerini değiştirmeye çalışan Uç Uç arasında bir mücadele başlar.

Çöpsüz Dünya oyunu sevimli karakterler aracılığıyla tüketim kültürünün bilinçsizce yaygınlaştığı günümüzde “geri dönüşüm, tamir, sıfır atık ve renklerle ayrılmış atık kutuları’’ gibi konuları ele alarak atıklardan arındırılmış bir dünya nasıl mümkün olabilir sorusuna cevaplar arıyor. Arzu Yurtseven’in yazdığı, Nihat Alpteki’nin yönettiği oyunda Eylül Soğukçay, Pınar Demiral, Engin Akpınar, Samet Silme, Mehmet Soner Dinç rol alıyor. Oyun, 2 Şubat 2025 tarihinde Beylikdüzü Rasim Öztekin Sahnesi’nde.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Borled Samsun’a Doğrudan Yabancı Yatırım Getiriyor

Modern teknolojisi ve 40 yılı aşkın Borsan tecrübesi sayesinde sektörde liderliğe yükselmeyi hedefleyen Borled Aydınlatma, ülke ekonomisine katkılarını yeni bir boyuta taşımak için önemli bir adım attı.

Borled Aydınlatma, Çin merkezli Lixin Lighting firması ile gerçekleştirdiği ortaklıkla kaliteden taviz vermeden, verimliliği artırarak rekabetçi fiyat yapısına ulaşırken, aynı zamanda ürün çeşitliliğini de arttıracak. Borled Aydınlatma, ortaklaşa gerçekleştirilecek 25 milyon dolar düzeyinde, teknoloji transferi, Ar-Ge ve kapasite artırımı odaklı yatırımlarla 3 yıl içerisinde 3 katın üzerinde büyümeyi ve 35 milyon dolar ciroya ulaşmayı hedefliyor. Borled’in bir diğer hedefi de özellikle ihracat pazarlarında, “Made in Türkiye” algısının güçlendirilmesi.

Modern teknolojisi ve 40 yılı aşkın Borsan tecrübesi sayesinde sektörde liderliğe yükselmeyi hedefleyen Borled Aydınlatma, Çin Merkezli Lixin Lighting firmasıyla iş ortaklığı gerçekleştirdi. Ortaklık kapsamında, Borled Aydınlatma’nın yüzde 10 hissesi, 1,5 milyon dolar bedelle Çin merkezli Lixin Lighting firmasına devredildi. 

Borled Aydınlatma ve Lixin Lighting arasında ortaklık imza töreni, Samsun’da yer alan Borled Fabrikası’nda, 27 Ocak 2025 Pazartesi günü gerçekleştirildi. Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez ve Lixin Lighting Ltd. Yönetim Kurulu Başkanı Jian Liu’nun, hisse ortaklı anlaşmasına imza koydukları törende, Samsun Valisi Orhan Tavlı ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan’ın yanı sıra, Borsan Kablo Yönetim Kurulu Üyesi Joseph Azaar, Borsan CEO’su Arbek Akay, Borsan Grup ortakları ve üst düzey yöneticileri de hazır bulundular.

“Borled Markamızı, Türkiye ve Dünya Pazarlarında Çok Daha Önemli Bir Konuma Ulaştıracağız”

İmza töreninde gerçekleştirdiği konuşmada Borled Aydınlatma’nın, liderlik hedefi doğrultusunda önemli adımlar attığını ifade eden Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, “Yakın zamana dek Borsan Kablo şirketimiz bünyesinde faaliyet gösteren Borled, 2025 itibarı ile Borled Aydınlatma tüzel kişiliği ile ayrı bir mükellefiyet olarak, Borsan Grup bünyesinde faaliyetlerine devam ediyor. 2017 yılı itibari ile modern LED teknolojisi ve 40 yılı aşkın Borsan tecrübesi sayesinde güçlü bir büyüme sergilemiş olan Borled markamız gerek Türkiye pazarında gerekse başta Ortadoğu, Afrika, Türki Cumhuriyetler ve Avrupa olmak üzere ihracat pazarlarımızda yüksek kalite algısına ve marka gücüne sahiptir. Borled Aydınlatma belirlemiş olduğu hedeflere, bu yeni yapısıyla ve Borsan markasının birçok ülkede sahip olduğu saygın konumun desteğiyle yürüyüşünü sürdürüyor. Çin merkezli Lixin Lighting ise özellikle Orta Doğu, Afrika ve Asya pazarlarına aktif ihracat gerçekleştiren, Ar-Ge, Özel Tasarım ve Ürün Montaj kabiliyetleri ile bilinen bir firmadır. Elektrik, elektronik ve LED konusunda çok yüksek know-how birikimine sahip yeni ortağımızla Borled markamızı, Türkiye ve dünya pazarlarında çok daha önemli bir konuma ulaştırmayı hedefliyoruz. Çin merkezli Lixin Lighting firması ile gerçekleştirdiğimiz ortaklık, kaliteden taviz vermeden, verimliliği artırarak rekabetçi fiyat yapısını ulaşırken, aynı zamanda ürün çeşitliliğimizi de artırmamızı sağlayacak” dedi.

3 Yılda 25 Milyon Dolar Yatırımla 3 Kattan Fazla Büyüme ve 35 Milyon Dolar Ciro Hedefi

Borled Aydınlatma’nın ülke ekonomisine katkılarını yeni bir boyuta taşımaya hazırlandığını ifade eden Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez: “Lixin Lighting ile ortaklaşa yatırımlarımız devam edecek. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde, teknoloji transferi, Ar-Ge ve kapasite artırımı odaklı olarak 25 milyon dolar düzeyinde yatırım planlıyoruz. Bu yatırımlarla, yine 3 yıl içerisinde 3 katın üzerinde bir büyüme performansıyla 35 milyon dolar ciroya ulaşmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Kadın Çalışan Ağırlıklı 100 Kişilik Yeni İstihdam 

25 milyon dolar yatırımla 3 katın üzerinde hedefine vurgu yapan Adnan Ölmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk aşamada makine ve işletme sermayesi odaklı yatırımla ve 2025 yılı içerisinde, yüksek fikri mülkiyet değeri özelliğine sahip etanj armatür ve hali hazırda Türkiye’de üretimi yapılamayan NEON üretimi için makine ve kalıp yatırımları gerçekleştireceğiz. Yatırımlarımız, NEON aydınlatma üretimi, dizgi ve metal baskı, boya makine gibi alanlarda devam edecek. Teknoloji transferi, Ar-Ge ve kapasite gücümüzle, 3 yıl içerisinde ciromuzu 3 katın üzerinde büyüme ile 35 milyon dolar düzeyine çekerken, özellikle kadın çalışan ağırlıklı 100 kişilik yeni istihdam da üreteceğiz. Genel prensibimiz olan kadın istihdamında pozitif ayrımcılık kapsamında, bu yatırımızda da kadın çalışanlara öncelik vermeye devam edeceğiz.”

En Son Nesil LED Ürünlerle Made in Türkiye Algısına Katkı

Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, şunları söyledi: “Çin, LED ve Elektronik üretiminde dünyanın inovasyon merkezi durumundadır. LED Aydınlatma teknolojilerinin dünya genelindeki gelişimine ve sektörün küresel üretimine Çin merkezli firmalar yön vermektedir.  Öte yandan, Çin’de geliştirilen yeni tasarımlı ve teknolojili LED aydınlatma ürünlerinin, özellikle Türkiye ve çevresinde pazara sunulması belirli bir faz farkı ile gerçekleşmektedir. Hedefimiz, yeni teknoloji ortağımız Lixin Lighting iş birliğinde, en son nesil tasarım ve ürünleri, Çin ile eş zamanlı olarak Türkiye ve ihracat pazarlarımıza ‘Made in Türkiye’ markası ile sunabilmek ve yenilikçilik ruhumuzla rekabet avantajı elde etmektir. Borled Aydınlatma’nın, özellikle ihracat pazarlarındaki büyümesinin, ‘Made in Türkiye’ algısına da katkı yapacak olması bizlere gurur ve heyecan veriyor. Bu gururumuzu ve heyecanımızı paylaşan Sayın Valimiz ve Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımıza, çalışma arkadaşlarıma ve diğer tüm misafirlerimize, imza törenimize katılımlarından ötürü şükranlarımı sunuyorum.”

Konuşmasında, yine Borsan Grup şirketlerinden, 40 yıllık köklü geçmişe sahip Borsan Kablo’nun yüksek Ar-Ge gücüne de değinen Borsan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ölmez, “Borsan Kablo, 1.000 metrekarelik bir alanda 56 kişilik uzman ekiple hizmet veren, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı kendi Ar-Ge Merkezini de barındırıyor. Bu merkezimiz, 13 patentin yanı sıra, ulusal ve uluslararası olmak üzere 100’e yakın endüstriyel tasarım belgesine, 15 adet ulusal ve uluslararası bilimsel yayına sahiptir. Borsan Kablo, iç ve dış pazardaki güçlü konumunun yanı sıra, savunma sanayi tarafından verilen Üst Sınıf EYDEP BELGESİ sahibi ve alanında tek tedarikçidir. BORSAN Kablo TUSAŞ, HAVELSAN, ROKETSAN gibi savunma sanayi şirketleriyle gizlilik çerçevesinde ortak projeler yürütmektedir” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı