Yazar arşivleri: admin

Romantik komedi sevenler GAİN’de buluşuyor! Son yılların en iddialı romantik komedisi “Esas Oğlan” GAİN’de yayında!

Hadise ve Seda Bakan’ın başrolünü üstlendiği “Esas Oğlan” dizisi GAİN izleyicisiyle buluştu

 

Hadise, Seda Bakan, Şükrü Özyıldız ve Serhat Teoman’ı buluşturan romantik komedi “Esas Oğlan” GAİN izleyicisiyle buluştu. Hadise’nin diziye özel hazırladığı “Baksana Bana” şarkısı da tüm dijital platformlarda yayında!

 

“Doğru erkek nasıl bulunur?” İşte bu soruya yanıt arayan “Esas Oğlan” dizisi GAİN izleyicisiyle buluştu. Dizinin başrol oyuncusu, Hadise’nin “Esas Oğlan”a özel hazırladığı “Baksana Bana” şarkısı da Pasaj Müzik etiketiyle tüm dijital platformlarda yayına girdi. 

Eğlenceli hikayesi ve yıldızlarla dolu oyuncu kadrosuyla dikkat çeken “Esas Oğlan”da, ilk kez bir dizi için kamera karşısına geçen Hadise’ye başarılı oyuncular Seda Bakan, Şükrü Özyıldız ve Serhat Teoman eşlik ediyor. Dizinin konusuna gelince: Hayata, ilişkilere ve aşka bakışı birbirinden tamamen farklı iki kadın Ceren (Hadise) ve Selma (Seda Bakan), ‘esas oğlan’ı bulmak için birbirlerine yardım eder. Birinin mantıklı düşünmeye, diğerinin duygularını serbest bırakmaya ihtiyacı vardır. Bu iki kadın birbirilerine yol göstermeye çalışırken hayatları da büyük değişime uğrar.

BKM yapımı “Esas Oğlan”a Ali İhsan Varol, Ali Yoğurtçuoğlu, Bestemsu Özdemir, Burak Yörük, Cemal Hünal, Ekin Mert Daymaz, Evren Duyal, Fırat Çelik, Gürgen Öz, İsmail Demirci, Kubilay Aka, Mert Yavuzcan, Özgün Çoban, Rıza Kocaoğlu, Sena Vurgun, Yağızcan Konyalı ve Yılmaz Bayraktar gibi isimler renk katıyor. Meryem Gültabak ve Cihan Çalışkantürk’ün birlikte kaleme aldığı dizinin yönetmen koltuğunda ise Şenol Sönmez oturuyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şehir Tiyatroları, Üç Jokerli Konken’in prömiyerini yaptı

Yeni sezona üç yeni oyunla merhaba diyen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, Üç Jokerli Konken’in prömiyerini yaptı. İzleyicilerin büyük beğenisini kazanan oyun dakikalarca alkışlandı. SDKM’de sahnelenen oyunu, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş’ın eşi Songül Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın eşi Figen Büyükakın, Başkan Vekili Berna Abiş, Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Aydın Sigalı ve çok sayıda davetli takip etti. Oyunun sonunda Figen Büyükakın, oyunculara ve Kocaeli Şehir Tiyatroları ekibine çiçek takdim ederek başarılar diledi.

 

KADROSUYLA GÖZ DOLDURDU

Petra Blume tarafından kaleme alınan ve Yücel Erten tarafından çevrilen oyun Erkan Taşdöğen tarafından yönetildi. Dekor tasarımda Eylül Gürcan, kostüm tasarımda Duygu Çakır Irmak, ışık tasarımda Ayşe Sedef Ayter ve müzikte Sertan İpek’in görev aldığı oyunda Seda Güven Şahin, Meltem Özsavaş, Seçil Mutlu Oğuz, Duygu Mine Özcan ve Tunç Efe başarılı bir performans sergiledi.

 

KONKEN MASASINDAN BANKA SOYGUNUNA

Altmışlarında dul üç yakın arkadaş Herta, Lisa ve Agnes on yıldır haftada iki kez hiç aksatmadan bir araya gelip konken oynarlar. Ama o gün yakınlarındaki bakım evinin parasızlıktan kapatılmak üzere olduğunu öğrenirler. Bir şey yapmaları gerekmektedir. Onlarda banka soymaya karar verirler.

 

YENİ SEZONDA DOLU DOLU

Programına hızla devam eden Şehir Tiyatroları, sezon boyunca “Savaş ve Barış”, “Radyo-u Hümayun”, “Vişne Bahçesi”, “Kılıçarslan”, “Aradığın Seni Arayandır”, “Çöp Atlas”, “Evvel Zaman İçinde” gibi izlenme rekorları kıran oyunlarını sergilemeye devam edecek. Öte yandan Şehir Tiyatroları; “Üç Jokerli Konken”, “Mimar Sinan” ve “Şebo Müzikali” oyunlarını da ilk kez seyircisinin beğenisine sunacak. Şehir Tiyatrolarının birbirinden güzel oyunlarını izlemek isteyen tiyatro severler “tiyatro.kocaeli.bel.tr” sayfasından online bilet alabilir, Şehir Tiyatroları’nın aylık programı için detaylı bilgilere ise instagram sayfasından ulaşabilir.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Algoritmalar alışverişlere yön veriyor!

Dijital platformların, kullanıcıların tarama ve alışveriş geçmişine göre kişiselleştirilmiş reklamlar sunarak beyin üzerinde doğrudan etkili olabildiğini dile getiren uzmanlar, dijital platformlardaki sık tekrar edilen reklamların da bir ürün veya markayı daha tanıdık hissettirdiği için alışveriş yapma ihtimalini artırabildiğini söylüyor. 

Dijital platformlarda özellikle sınırlı zaman veya stokla gösterilen fırsat reklamlarının, beynimizde ‘bir fırsatı kaçırma’ korkusu yaratabildiğini ve bu ruh hali durumunun, alışveriş kararlarımızı hızlandırabildiğini kaydeden İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümünden Doç. Dr. Cihan Becan, “Algoritmaların alışveriş kararlarını şekillendirme gücünü azaltmak için dijital farkındalık kazanmak ve bilinçli tüketim alışkanlıkları geliştirmek bireyin elinde. Gizlilik ayarlarını güncelleyerek veya çerezleri devre dışı bırakarak algoritmaların önerilerini azaltabiliriz.” dedi.

 

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümünden Doç. Dr. Cihan Becan, dijital platformlardaki reklamların alışverişleri nasıl şekillendirdiğini değerlendirdi.

Kullanıcıların tarama geçmişine göre kişiselleştirilmiş reklamlar beyin üzerinde etkili

Dijital platformlardaki reklamların, beynimizi alışveriş konusunda kontrol ettiğine yönelik görüşleri ele alan Doç. Dr. Cihan Becan, “Dijital platformlardaki reklamların beynimiz üzerindeki etkisi dikkate değer bir boyuta ulaştı. Sürekli maruz kaldığımız dijital reklamlar aracılığıyla, beynimizin alışveriş kararlarını etkilemek için pek çok stratejik yöntemin kullanıldığını söyleyebiliriz. Peki, hangi yollarla etkilendiğimize bakacak olursak şöyle sıralamak mümkün. Bunlardan ilki olarak, kişiselleştirilmiş içeriğin gücünden bahsedilebilir. Dijital platformlar, kullanıcıların tarama ve alışveriş geçmişine göre kişiselleştirilmiş reklamlar sunarak beyin üzerinde doğrudan etkili olabiliyor. Bu reklamlar, zihnimizi o ürüne karşı daha duyarlı hale getirerek satın alma ihtimalimizi artırıyor.” dedi.

Fırsat reklamları, beynimizde ‘bir fırsatı kaçırma’ korkusu yaratabiliyor!

İkinci faktör olarak özellikle kişiselleştirilmiş içerik üzerinden tekrarlanan maruz kalma ile beyin, tekrar tekrar gördüğü şeylere daha fazla ilgi duymaya başladığını da kaydeden Doç. Dr. Cihan Becan, “Dijital platformlardaki sık tekrar edilen reklamlar, bir ürün veya markayı daha tanıdık hissettirdiği için alışveriş yapma ihtimalimizi artırabiliyor. Bir diğer faktör olarak gelişmeleri kaçırma korkusuna (FOMO) değinilebilir. İnsanlar genellikle, başkalarının sahip olduğu heyecanlı ve görkemli hayatlarına yönelik dijital platformlar aracılığıyla sürekli takip etme isteği duyarlar. Ancak bunu yerine getiremediklerinde de bir endişe haline yol açması söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla dijital platformlarda özellikle sınırlı zaman veya stokla gösterilen fırsat reklamları, beynimizde ‘bir fırsatı kaçırma’ korkusu yaratabilmektedir. Bu ruh hali durumu, alışveriş kararlarımızı hızlandırabilir.” diye konuştu.

İnfluencerlar aracılığıyla reklam edilen ürünler, ‘güçlü’ veya ‘havalı’ hissettiriyor

 Dijital platformlardaki reklamların rasyonel içerikli iletilerden ziyade, duygusal bağ kurarak kişileri etkileyebildiğini söyleyen Doç. Dr. Cihan Becan, “Örneğin, sosyal medya influencerları aracılığıyla reklam edilen bir ürün, ‘güçlü’ veya ‘havalı’ hissettireceğine dair bilinçaltımıza mesajlar gönderebilir. Neticede tüketicilerin istemli veya istemsiz her yaptığı alışveriş deneyiminin sonucunda bir ödül beklentisi oluşur. Çoğu reklam da beynimizin dopamin sistemini tetikleyerek ödül beklentisi yaratmaktadır. Mesela eğlenceli veya şaşırtıcı bir içerik, beynimizde pozitif hisler uyandırıp alışverişe yönelik isteğimizi artırabiliyor.” ifadesinde bulundu.

Daha önce yapılan tercihler, dijiital bir ayak izine dönüşüyor

İnsanların dijital alışveriş tercihlerinin birçok farklı faktörden etkilenebildiğini belirten Doç. Dr. Cihan Becan, şöyle devam etti:

“Öncelikle bir alışveriş sürecine girdiğimizde, platformlarda ilk baktığımız alan, kullanıcı yorumlarıdır. Acaba ürünle/hizmetle ilgili ne yazmışlar, nasıl bir deneyim geçirmişler gibi kafamızdaki soruları buralardan bakarak cevabını ararız. Onun yanında kaç yıldız ya da puan verilmiş onu da merak ederiz. Yani insanlar olarak başkalarının deneyimlerinden ister istemez etkileniriz. Yüksek puanlı ürünler veya olumlu kullanıcı yorumları, tüketicinin o ürünü alma eğilimini güçlendirir. Sosyal kanıt, tüketicinin güvenini artırarak kararlarını olumlu yönde etkilemektedir. Daha önce yaptığımız tercihler, arama geçmişlerimiz her zaman arkamızda markalar için dijital bir ayak izine dönüşür. Algoritmalar sayesinde kullanıcıların daha önceki tercihleri ve arama geçmişleri göz önünde bulundurularak kişiselleştirilmiş öneriler sunulup, tüketiciyi daha ilgili olduğu ürünlere yönlendirerek karar vermesini kolaylaştırabilmektedir.”

Anlık indirimler, kupon kodları veya ‘iki al bir öde’ gibi fırsatlar cezbediyor

Fiyat avantajlarının dijital alışverişte büyük bir rol oynadığını da kaydeden Doç. Dr. Cihan Becan, “Anlık indirimler, kupon kodları veya ‘iki al bir öde’ gibi fırsatlar tüketiciyi alışverişe yönlendiren güçlü unsurlardır. Ayrıca, ücretsiz kargo veya iade garantisi gibi ek avantajlar da tercihleri etkileyebilir. İşin tabii bir de güvenlik yanını göz ardı edemeyiz. Kolay gezilebilen, hızlı ve kullanıcı dostu ve aynı zamanda güvenli ödeme seçenekleri sunan siteler, tüketicilerin alışveriş deneyimini olumlu yönde etkiler. Dijital platformlarda kişisel bilgilerin güvenliği konusunda sağlanan güvence, kredi kartı bilgileri gibi kişisel verilerin korunmasına dair güvenlik önlemleri, alışveriş tercihlerini etkileyebilmektedir. Bizler tüketici olarak kendimizi rasyonel ve mantıklı hareket ettiğimizi iddia etsek de ruh halimiz içimizdeki gizli benliği bir anda ortaya çıkarıvermektedir. Yani ruh halimiz bir şekilde bizi alışveriş tercihlerinde ele vermektedir. Stresli veya keyifsiz hissettiğimizde rahatlatıcı, eğlenceli veya ödüllendirici ürünlere yönelebiliriz.” dedi.

Düşündüğümüz ürünler reklam olarak karşımıza çıkıyor

Düşündüğümüz ürünlerin sık sık karşımıza reklam olarak çıkmasının günümüzde oldukça normal bir durum haline geldiğini ifade eden Doç. Dr. Cihan Becan, “Bu karşılaştığımız tablo, dijital pazarlama ve veri analitiği stratejilerinin bir sonucudur. Burada çok net olarak çerezler ve takip teknolojileri kullanılmaktadır. Web siteleri ve sosyal paylaşım ağları, kullanıcıların site içindeki gezinme alışkanlıklarını takip eden çerezler kullanmaktadır. Hangi ürünleri incelediğimiz, sepete eklediğimiz, hatta sadece hızlıca göz attığımız dahi kaydedilir. Bu bilgiler, reklam verenlerin bize en alakalı ürünleri göstermesine olanak tanır. Sosyal medya platformları ve e-ticaret siteleri, kullanıcıların geçmiş aramaları, etkileşimleri ve davranışlarına göre reklam önerilerini kişiselleştirir. Yani sadece ürünle ilgili bir siteyi ziyaret etmemiz değil, ürünle ilgili bir içerik beğenmemiz veya paylaşmamız bile algoritmalar tarafından analiz edilir ve ilgili reklamların önümüze çıkmasını sağlar.” diye konuştu.

Yapay zeka tahmin sistemleri kullanılıyor

“Son zamanlarda artık kullanıcıların satın alma veya ilgilenme olasılığı olan ürünleri tahmin edebilmek için yapay zekâ tahmin sistemleri kullanılmaktadır.” diyen Doç. Dr. Cihan Becan, şunları kaydetti:

“Bu sistemler, yaş, konum, sosyal çevre ve önceki alışveriş tercihlerimizi analiz ederek, benzer profillerdeki kişilerin ilgisini çeken ürünleri bize de önerebilir. Bir ürünü telefonunuzda araştırdıysanız, aynı ürünle ilgili reklamların bilgisayarınızda veya başka cihazlarınızda karşınıza çıkması da mümkün. Kullanıcı profillerini cihazlar arasında senkronize ederek size en alakalı reklamları gösterebilir. Bu tür kişiselleştirilmiş reklamlar, gizlilik kaygısını artırabileceği için bazı kullanıcılar için rahatsız edici gelebilir, ancak reklamların daha alakalı hale gelmesi açısından oldukça etkili bir yöntemdir.”

Algoritmalar ilgi çekip alışverişe yönlendirebilecek şekilde tasarlandı

Alışveriş tercihlerinin nasıl belirlendiğine ilişkin de Doç. Dr. Cihan Becan, “Günümüzde alışveriş tercihlerini belirlerken hem kendi isteklerimizle hareket ediyoruz hem de algoritmaların yönlendirmelerinden etkileniyoruz. Markalar algoritmaları kullanarak, geçmişteki alışveriş alışkanlıklarımızı ve etkileşimlerimizi analiz ederek kişisel ilgi alanlarımıza göre ürünler önermekte oldukça başarılı konuma gelebilmekteler. Bu, bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken, diğer yandan kararlarımızı etkileme gücünü de beraberinde getiriyor. Bireyler genellikle kendi ihtiyaçlarına göre karşılaştırarak alışveriş yapmaya çalışır. Örneğin, kıyafet veya elektronik eşya gibi ürünlerde kaliteli olduğunu düşündüğümüz ürünleri ihtiyaca göre karar verme eğilimindeyiz. Bu aşamada algoritmalar da kullanıcıların ilgisini çekebilecek ürünleri ön plana çıkarabilmekte, bu da ihtiyaç olmayan bir ürünü bile cazip hale getirebilir. Yani, algoritmalar, ilgimizi çekip bizi alışverişe yönlendirebilecek şekilde tasarlanmıştır. Nerede vakit geçirdiğimiz, neyi beğendiğimiz veya hangi içeriklere tıkladığımız gibi davranışlar analiz edilerek ilgi çekici öneriler karşımıza çıkabilmektedir.” dedi.

Gizlilik ayarlarını güncelleyerek algoritmaların önerilerini azaltabiliriz

“Bir de kendimizi düşünmediğimiz ürünleri bir anda düşünürken bulabiliyoruz.” diyen Doç. Dr. Cihan Becan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Sonuçta, algoritmaların alışveriş kararlarını şekillendirme gücünü azaltmak için dijital farkındalık kazanmak ve bilinçli tüketim alışkanlıkları geliştirmek bireyin elinde. Gizlilik ayarlarını güncelleyerek veya çerezleri devre dışı bırakarak algoritmaların önerilerini azaltabiliriz.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kocaeli’de geleceğin teminatı çocuklarda

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, dünya çapında çeşitli etkinliklerle her yıl kutlanan 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde çocuklara yönelik çeşitli etkinlikler düzenledi. Bu kapsamda Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Çocuk Hizmetleri Şube Müdürlüğü’nün “Her Çocuk Bir Dünya; Haklarıyla Yaşasın” temasıyla Gebze Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği etkinliklere çocuklar ve aileleri yoğun ilgi gösterdi.

 

YOĞUN KATILIM

Çocuk Tiyatrosu Arı Maya Müzikali, halk oyunları ve enstrümanlar ile çocuklar tarafından çeşitli müzik gösterilerinin gerçekleştirildiği programa Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Nagehan Malkoç, Anne Şehir Merkezi’nde Anne yanı sınıflarında eğitim alan 3-6 yaş arası çocuklar ve aileleri yoğun ilgi gösterdi. Şarkılar ve şiirlerle dolu programda çocuklar doyasıya eğlenme fırsatı buldu.

 

ÇOCUK HAKLARININ ÖNEMİ

Etkinliklere aileler de yoğun ilgi gösterdi. Hem çocukların hem de yetişkinlerin beğenisini kazanan program, çocuk haklarına yönelik bilinçlendirme çalışmalarını başarıyla gerçekleştirdi. Bu kapsamda ellerinde çocuk haklarını vurgulayan pankartlar taşıyan çocuklara, aileleri ve öğretmenleri alkışlarla eşlik etti. Çocuk haklarının önemine dair bir konuşma yapan Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, dünyanın çocukların temiz fikir ve düşüncelerine ihtiyacı olduğunu ifade etti.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Akbank’tan Diş Hekimlerine Özel Kampanya

Akbank, Diş Hekimleri Günü’nü özel bir kampanya ile kutluyor. Yıl boyunca “Doktor ve Diş Hekimleri Paketi” ile özel fırsatlardan yararlanan diş hekimleri, bu özel kampanyayla 18 Kasım – 18 Aralık tarihleri arasında Axess veya Wings kartlarıyla giyim sektöründe tek seferde yapacakları 2.500 TL ve üzeri harcamaya 250 TL chip-para kazanıyor.   

 

Akbank, Diş Hekimleri Günü kapsamında özel bir kampanya başlattı. Akbanklı diş hekimleri, 18 Kasım – 18 Aralık 2024 tarihleri arasında, Axess veya Wings kredi kartlarıyla giyim sektöründe tek seferde yapacakları 2.500 TL ve üzeri harcamaya 250 TL chip-para kazanıyor.  

 

Bu kampanyanın yanı sıra, Akbank’ın “Doktor ve Diş Hekimleri Paketi” kapsamında diş hekimleri yıl boyunca kendilerine özel pek çok fırsattan yararlanıyor. 

 

  • Avantajlı POS Fiyatlaması: Muayenehaneler için avantajlı faiz oranları sunuluyor.
  • Kart Aidat Muafiyeti: İlk kez Axess veya Wings kart sahibi olanlara ömür boyu kart aidatı muafiyeti sağlanıyor.
  • Ücretsiz Para Transferleri: Akbank İnternet ve Mobil kanallarından EFT saatleri içerisinde para transferleri ücretsiz sunuluyor.
  • Kiralık Kasalarda %50 İndirim: Yeni açılan kiralık kasalar ilk yıl için %50 indirimli kullanılabiliyor.
  • Yurt Dışında Ücretsiz Nakit Çekim: Yurt dışı seyahatlerinde nakit çekim ücreti alınmıyor.
  • Kasko veya Konut Sigortası Ödemelerinde İade: Akbank Kart, Axess ve Wings kartları ile alınacak ilk Aksigorta Kasko veya Konut sigortası ödemelerinde %10 iade sağlanıyor.
  • 1e1 Bankacılık Ayrıcalıkları: Diş Hekimleri özelinde kolaylaştırılmış koşullar ile 1e1 Bankacılık’ın ayrıcalıklarla dolu dünyasından faydalanılabiliyor.
  • Sakıp Sabancı Müzesi’ne Ücretsiz Giriş: Çift kişilik giriş koduyla müzeye ücretsiz giriş imkanı sağlanıyor.

 

Bu özel fırsatlardan yararlanmak için Akbank Mobil’deki Kampanyalar menüsüne girmek ve “Tam Senlik Fırsatlar” programı altındaki “Doktor ve Diş Hekimlerine Özel Fırsatlar”a tıklayarak programa katılmak yeterli oluyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ağızdan nefes alıp veren çocuklarda sık görülüyor…

Alerjik nezle, astım gibi hastalıklar çocukların sadece solunum yollarını değil, ağız ve diş sağlığını da tehdit ediyor! Çocuk Diş Hekimliği Uzmanı Dt. Nurgül Demir, özellikle alerjik bünyeli çocukların düzenli kullandıkları ilaçların ve solunum alışkanlıklarının diş sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekiyor.

Süt dişlerinin ince ve hassas yapısına vurgu yapan Demir, “İnhaler formda kullanılan astım ilaçları gibi düzenli kullanılan bazı ilaçlar, ağız içi pH’ı değiştirerek diş minesinin zayıflamasına ve çürük riskinin artmasına neden oluyor. Çürük riski yüksek çocuklar için doğru tedbirler alınmazsa dişlerde kalıcı hasarlar görülebilir.” dedi. Her ilaç alımından sonra ağzın bol su ile çalkalanması gerektiğini de ifade eden Demir aynı zamanda bolca su içmenin de önemine dikkat çekerek “İlaç kullanımından hemen sonra diş fırçalanması, diş yüzeylerinde aşınmayı arttırabileceği için önerilmez; diş fırçalamak için 30-45 dk beklemek gerekir.” açıklamasında bulundu.

Ayrıca, ağızdan nefes alma alışkanlığının çene gelişimini etkileyebileceğini belirten Demir, ağız hijyeninin önemine işaret ediyor. Ağızdan nefes almanın tükürük miktarını azaltarak ağız kokusu, mantar enfeksiyonu ve diş eti hastalıklarına zemin hazırladığını belirten uzman, bu çocukların 3 ayda bir düzenli diş hekimi kontrolüne gitmesi gerektiğini söylüyor.

Dt. Nurgül Demir’den Alerjik Çocuklar İçin 5 Hayati Öneri:

1-Şekerli ilaçlar ve karbonhidrat içeren gıdalar yerine şekersiz ilaçlar ve sağlıklı bir diyet tercih edin.

2-İlaç alımı sonrası ağız bol su ile çalkalanmalı, hemen ardından diş fırçalanmamalıdır.

3-Flor içeren diş macunları ile dişler ebeveyn kontrolünde düzenli fırçalanmalı.

4-Çocuk doktoru ve diş hekiminizle iletişim halinde kalarak ilaç seçiminde asidik değerleri dikkate alın.

5-Çocuğunuzun diş hekimi kontrollerini asla aksatmayın, düzenli takip çürük riskini en aza indirebilir.

Çocuklarımızın diş sağlığı, gelecekteki gülüşlerinin anahtarıdır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Üzüntüsünü göstermiyor ve sürekli iyi olduğunu söylüyorsa dikkat! Özellikle gençler maskeli depresyona karşı iyi gözlemlenmeli!

Kişinin depresyonda olmasına rağmen hislerini yok sayması veya gizlemesi durumuna maskeli depresyon denildiğini belirten uzmanlar, bu kişilerin çevreye karşı mutlu göründüklerini söylüyor.

Maskeli depresyonun farkının duygu gösterimi olduğunu vurgulayan Çocuk Ergen Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Yıldırım, “Maskeli depresyondaki kişiler içsel olarak umutsuz, üzüntülü hissetseler bile bunu çok önemsemiyorlar. Bu durumu zayıflık ya da yetersizlik olarak algılayabiliyor ve yok sayabiliyorlar.” dedi. Kişinin depresyonunu gizleme ihtimali olduğundan çevresindekilerin gözlem yapmasının çok önemli olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Yıldırım, herhangi bir tanı almamış olsalar dahi özellikle gençlerin yakından takip edilmesinin çok önemli olduğuna dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk Ergen Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Yıldırım, depresyonun bir alt türü olan ve kişinin belirtileri gizlemesi olarak tanımlanan maskeli depresyon hakkında bilgi verdi.

Maskeli depresyondaki kişiler durumlarını zayıflık olarak algılayabiliyor

Gizli depresyon ya da gülümseyen depresyon olarak da bilinen maskeli depresyonun, depresyon alt türlerinden olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Yıldırım, “Bilindiği üzere depresyon kişide karamsar düşünceler, çökkünlük, üzüntü hali, geleceğe dair umutsuzluk, mutsuzluk, hayattan keyif alamama hissi ve bunların yanında uyku bozukluğu ile iştahsızlığın da gözlemlendiği bir hastalıktır.” dedi.

Maskeli depresyonun, duygu gösteriminde açık olarak depresyona benzemediğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Yıldırım, “Daha ağır bir yakınma olduğunu söyleyebiliriz. Kişide bedensel ağrılar, sindirim sorunları, çeşitli bağımlılıklar ya da mide sorunlarının da varlığından bahsedilebilir. Maskeli depresyondaki kişiler aslında içsel olarak daha çok umutsuz, üzüntülü hissetseler bile bunu çok önemsemiyorlar. Bu durumu zayıflık ya da yetersizlik olarak algılayabiliyor ve yok sayabiliyorlar.” açıklamasını yaptı.

Depresyondan farkı, duyguların bastırılmış olması…

Maskeli depresyondaki kişinin çevresine karşı mutlu ve yaşama istekli görünebildiğine ancak içsel olarak depresif bir sürecin eşiğinde ya da içinde olabildiğine dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Yıldırım, “Maskeli depresyon denmesinin sebebi de çevreye karşı bir maske takmış olmalarından dolayıdır. Burada duyguların bastırılması önemli bir konudur. Duygular bastırıldıkça da bazen somatik belirtiler, yani bedensel ifadelerin ortaya çıktığını söyleyebiliriz.” dedi.

Bunların yanında maskeli depresyonun diğer belirtilerine de değinen Yıldırım şunları söyledi:

“Hayattan zevk alamama, konsantrasyon zorluğu, karar vermede güçlük, değersizlik düşünceleri, uyku bozuklukları, yeme bozuklukları, çeşitli cinsel işlev bozuklukları, geçmişte yaşananları çok fazla düşünmek, enerji azlığı ya da yorgunluk, öfke artışı, yalnız kalma isteği, duyguları tanımlamada zorluk yaşama, kaygı ve endişede artış gibi depresyonda görülen belirtiler, maskeli depresyonda da görülebilir. Maskeli depresyon yaşayan kişilerin üzüntülerini göstermedikleri ve sürekli iyi olduklarını ifade ettikleri söylenebilir.”

Gençler yakından gözlemlenmeli 

Kişinin depresyonunu gizlemesi ihtimali olduğundan çevresindekilerin gözlem yapmasının çok önemli olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Yıldırım, “Sosyal medyada gençler daha çok eğlenceli, keyifli, mutlu hallerini paylaşma eğiliminde olurlar. Kişi aslında içinde bir maskeli depresyon ya da gizli depresyon süreci yaşayabiliyor ancak hislerinin sosyal medyaya tezat bir şekilde yansıdığını gözlemleyebiliyoruz. Depresyon tanılı diğer hastalarımızda olduğu gibi maskeli depresyon yaşayanların da kendilerine zarar verme ve intihar riskleri bulunuyor. Bu yüzden herhangi bir tanı almamış olsalar dahi özellikle gençlerin yakından takip edilmesi çok önemli.” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sigara akciğer kanseri riskini 30 kat artırıyor

Akciğer kanseri; akciğer dokusundaki hücrelerin anormal büyümesi, kontrolsüz çoğalması ve yayılmasıyla ortaya çıkan bir hastalık. Akciğer kanserinin dünyada her iki cinste de en sık görülen üç kanser arasında yer aldığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Karagöz, “Akciğer kanseri genellikle çevresel etkenler kaynaklı meydana geliyor. Sigara, hastalık riskini 15-30 kat artırdığı için ölümlerin yüzde 80-90’ı sigara kullanımına bağlı olarak gerçekleşiyor. Ayrıca radyasyon ve asbest gibi kimyasal kirliliklere maruz kalmak da akciğer kanserinin nedenleri arasında yer alıyor” dedi.   

Akciğer kanseri tüm dünyada en sık görülen kanser türlerinin başında geliyor. Kanser gelişim hızının karşılaşılan kanserojen miktarı ile ilişkili olduğunu hatırlatan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Karagöz, “Bu nedenle biz akciğer kanseri ve sigara ilişkisinden bahsederken süre olarak paket-yıl kavramını kullanırız. Bir yıl boyunca günde bir paket sigara içmek, 1 paket-yıl olarak adlandırılırken; bir yıl boyunca günde 3 paket içmek, 3 paket-yıl olarak adlandırılıyor. 20 paket-yıl sigara içenlerin akciğer kanser riskinin yüksek olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden bu kişilerin özellikle 50-80 yaş aralığında yıllık olarak düşük dozda akciğer tomografi çektirmesi uygun olabilir” dedi.

Sigara içen bireylerin büyük tehlike altında olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bülent Karagöz, “Sigara kullanımının olduğu alanlarda bulunan bireylerin yani pasif içicilerin de tehlike altında olduğu unutulmamalı. Sigaraya ek olarak diğer tütün ürünlerinden ve radyasyon, kanserojen gibi kimyasallardan da uzak durmak hastalığın oluşum ihtimalini azaltıyor. Bunun yanında kilo kontrolü, düzenli fiziksel aktivite, dengeli ve sağlıklı beslenme de önemli” açıklamasında bulundu.

Sigara içen bireylerde belirtiler kolay fark edilmeyebilir

Akciğer kanserinin erken evrelerde sıklıkla solunum yakınmaları ile kendini gösterebildiğini paylaşan Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Karagöz, “Öksürük, göğüs ağrısı, nefes darlığı, solunum esnasında ses çıkması, balgam ve kanlı balgam önde gelen yakınmalardır. Bu belirtilerle sigara içen bireylerde de sık karşılaşıldığı için dikkat çekmeyebilir ya da göz ardı edilebilir bu sebeple de kanser fark ettirmeden ilerler” şeklinde konuştu. Hastalığın evresi ilerlediğinde yorgunluk, kilo kaybı ve metastazlara bağlı problemler gelişebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Bülent Karagöz, “Örnek verilecek olursa; kemik metastazında kemik ağrısı, karaciğer metastazında sarılık, beyin metastazında baş ağrısı veya bilinç problemleri gibi sorunlar yaşanabilir” dedi.

Sigara içenler şikâyeti olmasa da düzenli kontrolünü yaptırmalı

Akciğer kanseri tanısında ve evrelemesinde görüntülemenin önemli olduğunu vurgulayan Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Karagöz, “Göğüs tomografisi ve PET, akciğerdeki tümörün görünümünü ve yaygınlığını ortaya koymak için en sık başvurulan testlerdir. Bu görüntüler kanser şüphesine işaret ediyorsa patolojik inceleme yapılarak kesin tanı konur. Bunun için biyopsi ya bronkoskopi yani göğüs hastalıkları uzmanlarınca yapılan hava yollarının tüp ile görüntülenmesi yöntemi tercih edilebilir. Bunun yanında yakınması olmayanlar da kontrollerini aksatmamalı” açıklamasında bulundu.

Tedavi, hastalığın yayılım oranına bağlı olarak değişiklik gösteriyor

Hastalığın tedavisinin, vücuttaki yaygınlığına bağlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bülent Karagöz, “Kanserin sistemik tedavisi yani kemoterapi, immunoterapi ve hedefe yönelik tedaviler hastalığın her aşamasında kullanılabilir. Erken evrelerde lokal tedaviler, cerrahi veya radyoterapi de kullanım alanı bulabilir” diye konuştu.

Hedefe yönelik ilaçlarla kronik bir hastalık gibi tedavi edilebilecek

Akciğer kanserinden tamamen kurtulma şansının var olduğunu, özellikle erken evrelerde gerekli lokal tedavilerin kullanımının sistemik tedavilerle desteklendiği durumlarda akciğer kanserinden tamamen kurtulmanın imkânsız olmadığını söyleyen Prof. Dr. Bülent Karagöz, “Yakın bir gelecekte ileri evrelerde bile bazı akciğer kanseri türlerinde kullanılan hedefe yönelik ilaçlarla akciğer kanseri kronik bir hastalık gibi tedavi edilecek” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Duo Blanc & Noir Simply Classic konseri büyük ilgi gördü

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapılan Duo Blanc & Noir Simply Classic konseri büyük ilgi gördü. Piyanistler Selin Şekeranber ve Yudum Çetiner’den oluşan Duo Blanc & Noir, Simply Classic konseriyle dinleyicilere unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu.

Klasik müzik dünyasının en yalın ve en çok sevilen eserlerini zarafetle yorumlayan ikili, performanslarıyla dinleyicilere yoğun hayat temposunda sakinleşme fırsatı verdi. Blanca & Noir, sahneye yansıttıkları büyüleyici enerjileriyle dinleyiciden bolca alkış aldı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Vestel Mobilite, EASE Genel Kurulu’nda ürün ve teknolojilerini tanıttı

Avrupa’da enerji depolama sektörünün gelişmesi için çalışmalarda bulunan Avrupa Enerji Depolama Birliği’nin (EASE) ilk Türk üyesi olan Vestel Mobilite, birliğin 20’nci Genel Kurulu’na katıldı.

 

Vestel Mobilite Genel Müdürü Hakan Kutlu, genel kurulda gerçekleştirdiği sunumda Vestel’in mobilite alanında 10 yılı aşkın süredir hayata geçirdiği çalışmalar, Vestel Mobilite’nin sektöründe üstlendiği öncü rol ile mevcut ürün ve teknolojileri hakkında birlik üyelerine bilgi verdi.

 

Elektrikli araç şarj cihazları, otomotiv elektroniği ve batarya enerji depolama çözümleri alanlarındaki uzmanlığıyla sürdürülebilir ulaşımın geleceğine yön verme misyonunu üstlenen Vestel Mobilite, geçtiğimiz mayıs ayında üye olduğu Avrupa Enerji Depolama Birliği’nin (EASE) 20’nci Genel Kurulu’na katıldı.

 

Avrupa’da enerji depolama sektörünün gelişmesini teşvik etmek için 2011 yılında kurulan birliğin ilk Türk üyesi olan Vestel Mobilite’yi temsilen genel kurulda bir sunum gerçekleştiren Vestel Mobilite Genel Müdürü Hakan Kutlu, Vestel ve çatısı altına faaliyet gösterdiği Zorlu Holding’in faaliyetlerinin yanı sıra mobilite alanında son 11 yıldır hayata geçirdikleri başarılı çalışmaları anlattı.

 

Vestel Mobilite’nin bugün, ürün ve teknolojileriyle küresel manzarayı yeniden tanımladığını, sürdürülebilir, bağlantılı ve akıllı bir geleceğe yön verdiğini vurgulayan Hakan Kutlu, “Bu geleceğe, EASE’nin çok önemli bir rol oynadığına inandığımız adil, geleceğe yönelik, sürdürülebilir bir enerji piyasası olmadan ulaşılamaz” diye konuştu.

 

Günümüzde enerji piyasasının ancak iş birliği ile büyüyeceğine inandıklarının altını çizen Kutlu, EASE’nin, sektörün diğer oyuncularıyla sadece iş amaçlı bağlantı kurdukları bir yapı olmadığını, aynı zamanda üyelerinin ortak tasarım ve geliştirme faaliyetlerine katıldığı önemli bir platform olduğunu hatırlattı.

 

2011 yılında Belçika’da kurulan ve halen 70 üyesi bulunan EASE, enerji depolama teknolojilerinin Avrupa genelinde benimsenmesini teşvik ederek daha sürdürülebilir bir enerji sistemine geçişe destek olmayı hedefliyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı