Kategori arşivi: Magazin

Aslı Kılıç'la Beyaz Sayfa İzleyicilerini Ekrana Kilitledi

Ünlü sunucu ve Psikolog Aslı Kılıç şu ana kadar dört bölüm dür devam eden sabah kuşağı programı Beyaz Tv’de izleyicileri ekran başına topladı. Bir çok ünlü simaya danışmanlık veren Aslı Kılıç, vermiş olduğu psikolojik terapi ve özel aile danışmanlığı ile beğeni topluyor. Her Perşembe 7:45’te Beyaz TV’de yayın da olan “Aslı Kılıç’la Beyaz Sayfa” iş ve sanat hayatının ünlü simaları programında ağırlıyor.

 

Aslı Kılıç kimdir?

Aslı Kılıç 23 Ocak İstanbul doğumlu olup 1.71 boyunda, ela gözlü ve aslen Malatyalıdır. Lise öğrenimini Ahmet Şimşek Kolejinde tamamladıktan sonra Yeditepe Üniversitesi İngilizce Psikoloji bölümünü kazanmıştır. Bu esnada İngilizce Sosyoloji bölümünü de okumaya karar verip başvurarak burslu olarak İngilizce Sosyoloji bölümü ile de yandal yapmıştır.  Psikoloji ve Sosyoloji bölümlerinin yanına da İnsan Kaynakları Yönetimi bölümünü ekleyerek 4 yılda 3 üniversiteyi Başarı belgesi ve Onur Dereceleriyle bitirmiştir. Fransız Lape, Moodist, Balıklı Rum Hastanesi ve NP Nöropsikiyatri hastanelerinin psikiyatri kliniklerinde Amatem-bağımlılık, Psikoz, Şizofreni, Bipolar bozukluk, Anksiyete ve Kaygı Bozuklukları, Panik bozukluk, Obsesif Kompülsif Bozukluk, Borderline ve Depresyon/Majör Depresif bozukluğa sahip hastalar ile gönüllü olarak çalışarak gözlem yapmıştır.  Uzmanlık için Yüksek Lisansa başvurup kabul alan Aslı Kılıç Üsküdar Üniversitesi Klinik Psikoloji bölümünü 4 üzerinden 3.83 ortalama ve Yüksek Onur derecesi ile tamamlayarak Uzman Klinik Psikolog unvanını almaya hak kazanmıştır. Bu sırada eğitimlerine devam ederken Cinsel terapi, Travma sonrası Stres Bozukluğu, Bilişsel davranışçı terapi, Dinamik terapi, MMPI kişilik testleri uygulayıcı eğitimi, Kişilerarası Danışmanlık, Beden dili, Liderlik ve yönetim teknikleri eğitimlerini tamamlayarak bu alanlarda da uzmanlaşmıştır.  

İş hayatına 2021 yilinda Londra merkezli bir şirketin Türkiye yöneticiliğini üstlenerek başlamıştır, ileri düzeyde İngilizce, Almanca ve başlangıç düzeyinde Fransızca bilmektedir. Danışmanlık verdiği ünlü isimleri etik gereği  açıklamayan Aslı Kılıç Şimdilerde ise terapi seanslarına online olarak devam etmekte olup aynı zamanda da Beyaz TV’de kendi adını taşıyan ‘Aslı Kılıç’la Beyaz Sayfa’ televizyon programının sunuculuğunu ve psikologluğunu üstlenmektedir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Seda Kırımlıoğlu Sinema Projesi ile Gündemde

  • “HAYAT KIRIKLARI” SİNEMA FİLMİ İÇİN START VERİLDİ
  • “Hayatın önünüze çıkardığı engeller ve hayal kırıklıkları karşısında önemsediğiniz biri için ne kadar ileri gidebilirsiniz? Fedakârlık ve cesaretinizin sınırlarını ne kadar zorlayabilirsiniz? Herkesi karşınıza alıp, kendinize ve dünyaya ne kadar karşı gelebileceğinizi, aşkları ve vicdanı arasında sıkışan bir adamın sıra dışı hikayesinde izleyeceğimiz Gökhan Yılmaz’ın kitabından sinemaya uyarlanan “Hayat Kırıkları” yeni sezonun iddialı filmleri arasında yer almaya hazırlanıyor. Aşkın evrimi, yeni heyecanlar, ikilemler, ihanetler ile sürüklenen filmin çarpıcı finalindeki düğümlenmenin çözümü, izleyiciyi etkileyecek ve “Ben olsaydım ne yapardım” sorusu ile baş başa bırakacak.
  • Yönetmen koltuğunda Ali Ayyıldız’ın oturduğu ve aynı zamanda senaryolaştırdığı filmin başrollerini Anıl İlter, Merve Çağıran ve Seda Kırımlıoğlu paylaşıyor. Tayfun Sav, Murat Ercanlı, Özcan Varaylı ve Metin Çanak gibi tecrübeli sanatçıların da rol aldığı filmin çekimleri Kartal’da start aldı. Gökhan Yılmaz’ın proje koordinatörlüğünü de üstlendiği eserin yapımcısı Saner Film olurken yürütücü yapım ShutterProduction, ve yürütücü yapımcılığını Deniz Onuk ve ekibi üstleniyor. “Sahici yaşamların sarsıcı hikayesi” sloganıyla çekimleri hızla devam eden Hayat Kırıkları” sinema filmiyeni yılda vizyonda sevenleriyle buluşmak için gün sayıyor.

Nadide Sultan… EVİNİ MY SWEET HOME AVM’DEN YENİLEDİ!

Nadide Sultan… EVİNİ MY SWEET HOME AVM’DEN YENİLEDİ!

Nadide Sultan, evinin mobilyalarını değiştirmek için yakın dostu Erdal Ayaydın’ın My Sweet Home AVM’sini ziyaret etti. Sultan, Ayaydın’ın ofisinde geçirdiği bir günün ardından, AVM’nin içindeki mağazaları gezerek yeni mobilyalarını seçti.

Sultan, sehpadan yatak odasına kadar birçok ürünü beğendiğini belirterek, “Erdal Bey’in zevkine güveniyorum. Bana çok güzel mobilyalar seçti” dedi.

Ayaydın ise Sultan’ın ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Nadide Hanım, benim en yakın dostlarımdan biri. Evinin mobilyalarını değiştirmek için bana geldiği için çok mutlu oldum” diye konuştu.

Son derece samimi bir havada geçen sohbete Erdal Ayayadın’ın anlattığı fıkralar damga vururken, Nadide Sultan’ın söylediği şarkılar ve özellikle uzun hava kulakların pasını sildi…

Hakan Ergün'den Yeni Cover: Dividim

Türkü ve Rock müziği bir araya getirdiği ‘Dividim’ eseriyle dinleyicilerine bambaşka bir tarz sunmayı amaçlayan Hakan Ergün, yeni parçasının geniş kitleler tarafından beğenileceğini düşünüyor. İlhan Şeşen, Barış Manço ve Cem Karaca gibi ustaların parçalarını seslendirerek tarzını yansıtan sanatçı kendine has tarzı ve etkileyici sesiyle daha önce başardıklarının üzerine çıkacağı bir sonuç elde etmeyi umuyor. Bu konuda Hakan Ergün şunları söylüyor: ‘Önceki yıllarda Ahmet Bey’in Ceketi ve Gibi Gibiyim gibi eserlerle dinleyiciyi oldukça mutlu ettim. Yeni parçayla da bu hedef doğrultusunda ilerleyeceğim.’

 

Türküler Yeni Nesle Sevecekleri Tarzda Aktarılıyor

‘Yeni neslin şarkı ve müzikten anladıkları oldukça farklı’ diyerek beklentilere göre müziğin değiştiğini ifade eden Hakan Ergün gençlerin Anadolu müziğini keşfetmesi için yeni bir tarz denediğini ifade ediyor. Coverladığı şarkılarla hem eskilerin hissettiklerini hissettiriyor hem de gençlerin sevdikleri tarzı farklı müziklerle dinlemesini sağlıyor. ‘Daha önce coverını yaptığım parçalarda olduğu gibi aynı aşk ve heyecanla çalıştım. Eski çalışmaların da ötesinde bir etki yaratarak dinleyicilerimle aramdaki bağı güçlendirmek istiyorum.’ diyen Hakan Ergün kendi sesi kadar arkasındaki ekibe de oldukça güveniyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

ZÜBEYDE FİLMİNİN DOKTORU AHMET ALTINBAŞAK BÜYÜK BEĞENİ TOPLADI…

ZÜBEYDE FİLMİNİN DOKTORU AHMET ALTINBAŞAK BÜYÜK BEĞENİ TOPLADI…

Ses sanatçısı Ahmet Altınbaşak yeni albüm çalışmalarını eşi DORA ile tamamlarken oyunculuğa da göz kırptı. Yakında yeni şarkıları ve klipleri “Ah şu kadınlar ah şu erkekler” ile gündeme bomba gibi girmeye hazırlanan çift kadın erkek ilişkilerine esprili yaklaşımlarıylada çok seviliyorlar.

Türkiye’nin yeni Safiye & Faik çifti olarak gösterilen Altınbaşak çifti her zaman iddialarını ortaya koyarken kına ve düğünlerde aranılan sanatçılar olacaklarını açıkladılar.

Vizyona giren Zübeyde filminde rol aldığı doktor karekteri ile büyük beğeni toplayan Ahmet Altınbaşak otoritelerden tam not almayı başardı. Eşini gala gecesinde yalnız bırakmayan Dora’da hem filmi hemde eşinin oyunculuğunu çok beğendiğini söyledi. Türkiye yeni ve renkli oyuncuya merhaba dedi…

Özgür Özyurt, İtalyan Moda Dergisine Kapak Oldu!

İtalya’nın Önde Gelen Moda Dergilerinden Biri Olan The Style Researcher, Ekim Sayısının Kapak İsmi Olarak Türk Influencer Özgür Özyurt’a Yer Verdi.

Dünya moda ikonları Gigi Hadid, Cate Blanchett, Tilda Swinton gibi ünlülerin de yer aldığı ‘The Style Researcher dergisi’ tarzı, stili, ürettiği içerikler ve gerçekleştirdiği projelerle ilgi çeken sosyal medya fenomeni Özyurt’a Ekim sayısı kapağında yer vererek, ilk kez bir Türk Influencer’ı kapağına taşıdı.

İtalya’nın popüler moda dergisi The Style’ın yeni sayısında ilk kez bir Türk influencer kapak olarak yer aldı. Gigi Hadid, Cate Blanchett, Tilda Swinton gibi dünyaca ünlü isimlerin yer aldığı ve dünya modasının nabzını tutan The Style Researcher, yeni sayısında Özgür Özyurt’u kapağına taşıyarak geniş bir röportaj yaptı.

İTALYAN MODA DERGİSİ THE STYLE BİR İLKE İMZA ATTI!

İtalya’da Türk yapımlarının giderek popülerleşmesi ve Türk oyunculara olan ilgi influencerları da mercek altına aldı. İtalyan moda dergisi, Özgür Özyurt ile tanıştıktan sonra 15 kişilik profesyonel bir ekiple tasarımcı Hilal Keşan imzalı 30 parçalık bir moda çekimi gerçekleştirdi. Moda direktörlüğünü Olga Kalemci’nin yaptığı kapak çekimlerinde, özel röportajı True Victoria kaleme aldı.

Özgür Özyurt’un kapağında yer aldığı The Style Researcher’ın Ekim sayısı basılı ve dijital olarak tüm İtalya’da yayınlandı.

Duyulmamış Çığlıkların Öyküsü “Süveyda” Sahnelere Dönüyor

Sercan Er’in muhteşem performansıyla damga vurduğu tek kişilik ödüllü oyunu “Süveyda” ikinci sezonunda seyirciyle buluşuyor. “Süveyda” 20 Ekim Cuma günü Kadıköy İkincikat sahnesinde…

Tiyatro Oyuncakçı’nın sahneye koyduğu, Burcu Reşit’in yazıp yönettiği tek kişilik tiyatro oyunu “Süveyda” geçen sezon prömiyerini yaptığında başroldeki Sercan Er uzun süre akıllardan silinmeyecek performansıyla çok konuşulmuştu. Uluslararası Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri’nde Sercan Er ‘Yılın Performansı (Erkek)’ ödülüne layık görülmüştü. Geçen sezonun en çok ses getiren oyunlarının başında gelen “Süveyda” bu ay seyircisiyle yeniden buluşmaya başlıyor.

Sercan Er’in kusursuz oyunculuğuyla dikkat çeken “Süveyda” genç bir adamın çocukluğunun canavarları ile yüzleşmesini merkeze alan bir intikam hikayesini anlatıyor. “Süveyda” dünyanın dört bir yanında vuku bulan en önemli toplumsal sorunlardan birinin olası sonuçlarını izleyiciye bütün çıplaklığı ile sunuyor. Korunmaya ve sevilmeye muhtaç bir çocuğun yalnız bırakılışının hikayesi üzerinden, yüzlerce yıldır onlarca coğrafyada atılan ancak duyulmamış çığlıkların sahnede yeniden yankılandığını görebileceğiniz oyunda +16 yaş sınırı bulunuyor.

“Süveyda” ile ilgili detaylı bilgiye tiyatrolar.com.tr ve sosyal medya hesapları üzerinden ulaşmanız mümkün. Sezonun ilk oyunu 20 Ekim Cuma 20.30’da Kadıköy İkincikat sahnesinde. Biletler biletinial.com ve gişelerde. 

 

SERCAN ER

İlk, orta ve lise öğrenimini İzmir’de tamamlamıştır. Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Ana Sanat Dalı 2018 mezunu olan Sercan Er İstanbul’da çeşitli özel tiyatrolarda oyunculuk ve reji asistanlığı yapmaya da devam ediyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘100 yıl öncesine gittim ve orada kaldım’

Haberin Devamı

Bu ilk röportajımız. Hem enerjik, neşeli hem de ağırbaşlığ. Renkli gözleri, dalgalı saçlarıyla doğal bir güzelliği var. Oyunculuk odaklı yaşayanlardan… “Benim sevdiğim tarz oyunculuk insani değil, hayvani güdülerle yapılan” diyor. Eşi Mert Kılıç’la 12 yıldır tanışıyorlar, 10 yıldır evliler. Ama aşkı hep büyüyerek devam etmiş, ondan bahsederken gözleri parlıyor. Aslıhan Güner’le başlıyoruz muhabbete…

‘Zübeyde Hanım’ rolü sana nasıl geldi?

Menajerimden bir telefon aldım, Atatürk’ün annesinin hayatının çekileceğini söyledi. Menajerim ve yapım tarafı bu rolü kesinlikle benim oynamam gerektiğinde hemfikirlermiş. İnanılmaz mutlu oldum. Atatürk ile ilgili çok film çekildi ama annesinin hayatını hiç bilmiyoruz. Okul kitaplarında okuduğumuz kadar bilgimiz vardı. Bu sebeple de bana çok kıymetli geldi.

Haberin Devamı

Role nasıl hazırlandın?

Ben bir role girdiğimde Aslıhan’ı unutuyorum. Canlandırdığım karakterin nasıl yürüdüğü, bardağı nasıl tuttuğu, nasıl ağlayıp güldüğü, her şeyiyle, detaylı hazırlanmayı seviyorum. Yani benim sevdiğim tarz oyunculuk insani değil, hayvani güdülerle yapılan.

O nasıl oluyor?

Kontrolü ve çerçevesi olmadan tamamen kendini o duygunun içine bıraktığın oyunculuk. Ben onu hissettiğim anda “Evet, doğru yoldayım” diyorum. ‘Zübeyde’de de aynı şey oldu. Neredeyse hiç bilgi yoktu o dönemlerden. Ancak vefatından sonra çevresindekilerin onun hakkındaki yorumları kaleme alınmış. Onları içeren beş kitap okudum. Zübeyde Hanım’ın nasıl yürüdüğünü kitaplar söylemiyor ama mesela Atatürk ile ilgili söylediği bir “Sarı Paşam” lafı var, onu kendi kalp süzgecimden geçirip ruhumla birleştirdim. Oynarken çok sevdim, çok anladım ve tamamen kendi kalbime güvendim.

Aslıhan Güner ‘Zübeyde’ rolü için “Oynarken çok sevdim, çok anladım ve tamamen kalbime güvendim” diyor.

Haberin Devamı

En zor yanı neydi bu rolün?

Hangi devlet kurucusunun an nesinden böyle bahsedilir? Ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulurken biz annesinin Mustafa Kemal Atatürk üzerinde ne kadar büyük etkisi olduğunu görüyoruz. Bu Türk kadınının ve bir annenin gücünü gösteren bir film. Aslında bir anne hikâyesi. Çocuğuna destek olan, çok güçlü, dirayetli; eşini, dört evladını kaybetmiş bir kadın. Çok acı çekmiş ama duruşunu hiç bozmamış.

Bu rol büyük sorumluluk, zorlandığın oldu mu?

Hazırlık sürecim boyunca ve çekimin son gününe kadar heyecanım hiç azalmadı. Bu mesleğimin en sevdiğim yanı. Bir yanda heyecanla karışık anksiyete hisleri, karın ağrıları yaşarken bir yanda mutlulukla ve merakla kendimi karakterin kollarına bırakıyorum. ‘Zübeyde Hanım’da bu en yüksek seviyedeydi. 100 yıl öncesine gittim ve orada kaldım. 20’li yaşlarıyla başlayıp vefatına kadar olan dönemini canlandırdım, o değişimi adım adım yaşamak bir oyuncu olarak benim için çok kıymetli.

Haberin Devamı

Nasıl hazırlandın o yaşlara?

70 yaşı için yurtdışından özel bir makyaj ekibi ve malzemeleri geldi. Makyajımın yapımı 4-5, çıkarması 2 saat sürüyordu.

Önemli bir rol. Eleştirilere açık mısın peki?

Onun bir baskısı var ama artık oyunculukta 20’nci senem, 16 yaşımda bu işe başladım. Olumlu eleştiriye şımarmamayı, olumsuza üzülmemeyi öğrendim. Esas olan kendi içimdeki dengem. İnanılmaz çalışkanım, çok disiplinliyim ve elimden gelenin fazlasını yaparım. Bu işte de öyle yaptım.

Anneyi canlandırıyorsun, anne olmak gibi bir planın var mı?

Ben 17 yaşımda bile anne rolü oynadım. Açıkçası 19 yaşındayken anne olmayı daha çok istiyordum. Bilinçlendikçe bir insan yetiştirmenin ne kadar zor olduğunun daha çok farkına vardım. Tabii eşimle istiyoruz ama yalan söylemeyeyim, korkuyorum. Dediğim gibi o kadar rolün içine giriyorum ki… Atatürk’le bir karşılaşma sahnemiz var, orada kalbim parçalandı. Yüreğimi elimde hissedip orada Alican’a (Yücesoy) vermek istedim. Orada anne oldum. O kaygılar, korkular, evladına olan sevginin büyüklüğü… Bunları anladıkça biraz daha korkuyorsun.

Haberin Devamı

Bir karaktere girip çıkamadığın oldu mu?

Zübeyde Hanım rolünden 1-2 ay çıkamadım.

Nasıl?

İki ay kadar vücudumda ağrılar oldu. Sette sahnelerde ve çekim aralarında karakterimden hiç çıkmadığım için karakterime ait bir duruşla yaşıyordum. Örneğin; hamile ve yaşlı dönemlerinde daha farklı bir vücut duruşu, yürüyüşü, oturuşu olması gerekiyordu. Bu yüzden ağrılar oluştu. Roldeyken anlamadığım ama sonrasında hissettiğim bu ağrılar, duruş bozukluğumdan kaynaklı olduğu için de kısa bir fizik tedavi ve spor çalışmaları gerektirdi.

Başka neler yaşadın?

Yaşının ilerlediği dönemleri canlandırdığım zamanlarda, sahneye çıkarken yemin ediyorum avuç içlerimde dahi ağrı hissediyordum. Gerçekten o yaşlara gittim ve yaşlandım. Dizlerimin titrediğini, ayakta dururken titreyerek oynadığımı biliyorum.

Haberin Devamı

Tene değil, cana değdik

Eşi Mert Kılıç’la…

Eşin Mert Kılıç da oyuncu. 10 yıl önce bir dizide tanışıyorsunuz. Sizinki dizi aşkı mıydı?

Dizi aşkıydı. İkimiz de “Oyuncuyla evlenmeyiz” diyormuşuz.

Ne değişti?

Birbirimizi çok farklı bir yerden tuttuk, tene değil cana değdik. O ruhların birbirine değmesi sonra çok güzel bir arkadaşlığa, ardından bir hayat yoldaşlığına dönüştü.

12 yıldır da tanışıyorsunuz. Aşkınız devam ediyor mu?

Ediyor, hatta iki gün önce dedim ki kocama: “Seni hâlâ nasıl bu kadar çok seviyorum, bu kadar âşığım ve nasıl yetmiyor!” Yemin ediyorum, sanki iki yıldır evli gibiyim. İçimde köpüren bir şey var ve yetmiyor, o kadar çok sarılmak, temas etmek istiyorum ki…

Bunun sırrı ne sence?

Birinci aşama, kaderin sizi doğru kişiyle bir araya getirmesi. İkinci aşama, doğru bir zemin kurmak. İkili ilişkilerin aslında hepsinde böyle ama en çok emeği hayat arkadaşımıza vermeliyiz. Aşk bizim hayattaki nefesimiz. Bir de iyi anlaştığınız, size benzeyen biriyle bir araya geldiğinizde sizin bir kaşınızdan, gözünüzden anlamaya başlıyor çünkü kumaşınız aynı. Biz Mert’le bire bir aynı da değiliz. O çok daha dışadönük ve sosyal biri, ben daha içedönük ve daha yalnızım. O benim dışarıya bakan yüzüm. Ve bir denge oluşturuyoruz.

Jönfi değilim, olmak da istemiyorum

16 yaşından beri oyuncusun, reyting almış dizilerin, sinema filmlerin var. Peki, istediğin yerde misin?

Kesinlikle doğru bir yolda olduğuma inanıyorum. Çünkü yolum çok uzun. Hızlı parlayıp sönmeye mahkûm bir tarzım olsun istemiyorum. Oynayacağım daha çok rol, çok iş var. Ve bunları yaparken yavaş yavaş, ayaklarım yere basarak, öğrenerek ve kendimden emin olarak ilerlemek istedim. Parlamanın ve çok önde olmanın getirdiği psikoloji de çok ağır. Bugün baktığımızda oyunculuğu nirvanaya ulaşmadan çok şöhret olanlar var, bunun dengesini sağlamak çok zor. Dışarıdan çok güzel görünebilir ama içeride o kişinin yaşadığını kendi bilir. Ben hep ayaklarım yere bassın istedim. “Bu rolü Aslıhan Güner halledebilir” dedirtmek benim için en önemli şeydi.

Başrol takıntın var mı?

Ben bir karakter oyuncusuyum, tektip başrol kadın değilim.

Tektip derken?

Topuklu ayakkabıyı, şık kıyafetleri giyip oynanan roller, jönfi dediğimiz şey; değilim, olmak da istemiyorum.

Neden?

Çünkü ben saçını, tipini değiştiren, gerekirse yaşlanan, kilo alan, zayıflayan, çirkinleşen biri olmaya bayılıyorum ve kendimi öyle özgür hissediyorum. Tektip bir oyuncu olmak benim için korkunç bir şey.

Seni tanımayan birine birkaç kelimeyle kendini anlatman gerekse ne dersin?

Psikoloğumla da netleştirdiğim için rahatlıkla söylüyorum. Eş, kardeş, evlat, arkadaş ve iş kimliklerim var. Bunların hepsinin tavır ve tarzları bende farklı. Arkadaş kimliğimde sevgimi ve her şeyimi verecek kadar fedakâr bir durumum var. Kardeşlik ve evlat ilişkisinde hayatımda karşılık beklemeden verici oluyorum. Eş kimliğim birçok kimliğimin birleşimi gibi. Bunların toplamına bakıldığında kendim için dürüst, açıksözlü, net, iyi niyetli ve samimiyim diyebilirim.

Zorluklar büyük motivasyondu

7 yaşımdan itibaren tiyatro eğitimi aldım. İstanbul Kültür Üniversitesi’nde iletişim sanatları okudum ama bitirmedim. Oyunculuk ve iş olunca geriye hiç bakmadım.

Babam mobilya malzemesi satıyordu, annem ev hanımı. Sanatın annemin genlerinde olduğunu düşünüyorum çünkü sesi güzeldir, kalemi iyidir. Beni tiyatroya ve müzik aleti çalmaya da hep o götürmüştür.

Çalıştığın, uğruna mücadele ettiğin, hayalin olan mesleğin için çıktığın yolda zorluklarla karşılaşmak ve ilerleyebilmek benim için çok büyük motivasyondu.

Kaynak : Hürriyet

NUR SARI ÇİN’DE TÜRKİYE’Yİ TEMSİL ETMEYE HAZIRLANIYOR

2022 yılında, Miss model of Turkey’de ikinci olan ve aynı zamanda LadyWay kozmetik firmasının yüz modeli olan  Nur Sarı, 14 Ekim 2023 tarihinde Çin’de düzenlenecek olan ve yaklaşık 70 ülkenin katılacağı Miss Friendship İnternational Yarışmasında Türkiye’yi temsil etmeye hazırlanıyor.

 

Tüm mankenlerin, kendi ülkelerinin Milli kıyafetlerini giyip katılacağı Miss Friendship İnternational Yarışmasında, ülkemizi temsil edecek olan güzel model Nur Sarı, Osmanlı’nın Hürrem Sultanın giydiği kıyafetle ülkemizi temsil edecek.

 

Daha önce Pilates eğitmenliği ve Profesyonel Basketbolculuk başta olmak üzere değişik branşlarda çok güzel başarılar elde eden Nur Sarı, bir yandan çok prestijli güzellik yarışmalarına katılıp başarı elde ediyor, bir yandan da, çocukluğundan beri hayalini kurduğu oyunculuğa adım atmak için eğitimlere devam ediyor.

 

Elini attığı her iş te, elde ettiği başarılarla olduğu kadar büyüleyici güzelliğiyle de nefes kesen ve isminden sıkça söz ettiren Nur Sarı, modellikteki başarısını, oyunculukta da sürdürmeyi hedefliyor. Şu sıralar ön hazırlıkları devam eden ve İhsan Taş’ın yönetmenliğini üstlendiği “Bahtsız Bahtiyar” isimli çok güzel bir komedi filminde oynamaya hazırlanan güzel model “Küçüklükten beri hayalim olan oyunculuğa yöneldim ve eğitim alıyorum. Profesyonel anlamda ilk oyunculuk deneyimim olacak. Birbirinden değerli ve tanınmış bir çok oyuncu ile aynı proje de yer alacağım için çok mutluyum. İlerde çok iyi bir oyuncu olmak ve önemli projelerde yer almak istiyorum. Dilerim yalnız model olarak değil, oyuncu olarak ta gerek yurt içinde, gerekse de yurt dışında ülkemi en iyi şekilde temsil edip, ödülle ülkeme dönerim. Bunun için elimden gelen her şeyi yapacağım ve çok çabalayacağım” diye konuştu.

Serkan Duman ve Gökhan Duman moda resitali gerçekleştirdi

Mimar Kemalettin Moda Merkezi’nde gerçekleşen Wedding Fashion Show İzmir’in tüm organizasyonuna imza atan Duman Ajans, Türkiye’nin öncü giyim firmalarının katılımıyla gerçekleşen defilelerde başarılarına bir yenisini ekledi.

Ece Gürsel’in baş manken olarak yer aldığı Wedding Fashion Show sonrası konuşan Serkan Duman ve Gökhan Duman, “Başarılı bir moda organizasyonu için ekibimizle birlikte 2 aydır çok emek harcadık. Karşılığında güzel bir iş çıkartmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Yeni moda organizasyonları için çalışmalarını sürdüren Serkan Duman ve Gökhan Duman, Özge Ulusoy, Demet Şener, Ece Gürsel, Şevval Şahin ve Şebnem Schaefer gibi modellerin podyumda yer alacağı “Fashion Prime” Kumaş Fuarı ve If Wedding gelinlik ve abiye defileleri için çalışmalarını sürdürdüklerini altını çizdi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı