Etiket arşivi: Türkçe’de

Petrograd’dan Şanghay’a Türkçe’de ilk kez yayımlanıyor

VakıfBank Kültür Yayınları dünyaca ünlü Fransız düşünür Alain Badiou’nun “Petrograd’dan Şanghay’a” isimli eserini Türkçe’de ilk kez okurla buluşturuyor. Kitabında, Rus ve Çin devrimlerini karşılaştırmalı olarak değerlendiren Badiou, “Bir devrim ilmi bir iftira ile öldürülür” diyor.
VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) yayımladığı “Petrograd’dan Şanghay’a: 20. Yüzyılın İki Devrimi” isimli eser, dünyaca ünlü Fransız düşünür Alain Badiou tarafından kaleme alındı. Badiou kitabında, bir asır önce yaşanan Rus Devrimi ile yarım yüzyıl önce gerçekleşen Çin Kültür Devrimi üzerine fikirlerini sıralıyor, kitlesel hareketlerin gelişimini anlatıyor.
Türkçe çevirisini Murat Erşen’in yaptığı kitapta Badiou, “20. yüzyılın en mühim iki devrimi olan Rus ve Çin devrimlerine dair kafamda oluşturduğum temsilleri bir araya getirmek istedim” sözlerini kaydediyor.
Gerçek bir gün unutulursa…
Kitapta, iki devrim öncesi ve sonrası ülkelerin sosyo-siyasal yapısını analiz eden Badiou, tarihi olayları detaylarıyla aktarıyor; küresel kapitalizmin yaptırımları ve yaşananların kırılma noktalarını açıklıyor. Savaşlar, iç karışıklıklar ve ters yüz olan anları yorumlayan Badiou, tarihsel bir olayın ölümünün, insanlığın neredeyse tamamının onu unuttuğu vakit vuku bulduğunu söylüyor. Badiou, “Olay bir insan kitlesinin hayatını aydınlatmak ve ona yön vermek yerine, artık sadece özel bir alana yoğunlaşan tarih ders kitaplarında yer aldığı, hatta onlarda bile yer bulamadığı zaman ölmüş demektir” diyor. Badiou’ya göre ölü olay arşivlerin tozuna gömülüyor, bu da asıl sorunun merkezini oluşturuyor. Badiou, devrimin düşünsel boyutundan ve verilen emeğinden arındırılarak eğlence ve coşku uğruna kullanılmasına şiddetle karşı çıktığını açıkça ifade ediyor.
Devrim neden can çekişiyor?
Badiou, 1917 Ekim Devrimi’nin öldüğünü veya can çekiştiğini dile getiriyor. Badiou, sözlerine şöyle devam ediyor: “Neredeyse her yerde yapılan bu yüzüncü yıl kutlaması, tıpkı daha önce Fransız Devrimi’nin iki yüzüncü yıl dönümünde olduğu gibi, bu devrimin esasını oluşturan ve Avrupa’dan Latin Amerika’ya, Yunanistan’dan Çin’e, Güney Afrika’dan Endonezya’ya en azından 60 yıldır milyonlarca insana coşku veren tarafının üzerini örtüp onu ıskalayacaktır. Yine aynı dönem boyunca, bir avuç gerçek efendimizi, sermaye sahiplerinden oluşan oligarşiyi dünyanın her yerinde dehşete sürüklemiş ve önemli geri adımlar atmaya zorlamış olan nedeni de gizleyecek… Doğrusu, devrimci bir olayın insanların hafızasında ölmesini mümkün kılmak için, onun gerçekliğini değiştirmek, onu kanlı ve uğursuz bir masala dönüştürmek gerekir. Bir devrim ilmi bir iftira ile öldürülür.” Badiou Fransız Devrimi’nin de başına aynısının geldiğini ifade ederek tarihi örnekler veriyor.
Alain Badiou kimdir?
1937 Fas doğumlu Fransız filozof Alain Badiou, École Normale Supérieure’de (ENS) okudu. Althusser, Canguilhem gibi önemli düşünürlerin öğrencisi oldu, Lacan’ın seminerlerini takip etti. Cezayir Savaşı’na karşı çıkanlar arasında yer alan Badiou, uzun yıllar akademik alanda dersler verdi. 68 Öğrenci Olaylarına etkin olarak katılan Badiou, büyük felsefi eserlerinin yanı sıra politik angajmanı, matematik, psikanaliz, şiir, müzik, tiyatro ve sinema gibi alanlara duyduğu özel ilgi ve yazdığı oyun ve romanlarla entelektüel dünyada önemli bir yere sahip. Badiou’nun kendine has çok yönlü felsefi güzergâhının temel taşlarını Théorie de sujet (Özne Teorisi, 1982), L’Être et l’Événement (Varlık ve Olay, 1988) Logiques des mondes (Dünyaların Mantıkları, 2006), L’Immanence des vérités (Hakikatlerin İçkinliği, 2018) gibi eserleri oluşturuyor. Türkçe’ye 30’a yakın kitabı çevrilen filozof uluslararası alanda politik mücadelesine ve felsefe çalışmalarına yoğun biçimde devam ediyor. “Petrograd’dan Şanghay’a: 20. Yüzyılın İki Devrimi” ise Badiou’nun VBKY’den yayımlanan ilk eseri.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

250 yaşındaki Wordsworth’ün şiirleri Türkçe’de

VakıfBank Kültür Yayınları, İngiliz şair William Wordsworth’ün şiirlerinden bir seçkiyi “Bir Bulut Gibi” adıyla yayımlıyor. Bu yıl tüm dünyada doğumunun 250’nci yıl dönümü kutlanan Wordsworth’ün şiirleri Türkçe ve İngilizce olarak okurla buluşuyor.
VakıfBank Kültür Yayınları’ndan (VBKY) çıkan “Bir Bulut Gibi”, İngiliz Romantizminin kurucusu William Wordsworth’ün şiirlerinden bir seçki sunuyor. Usta çevirmen Nazmi Ağıl’ın Türkçe’ye kazandırdığı kitapta şairin şiire bakışı, üslubu, Romantik dönemle ilişkisi, hayatı, çalışmaları ve tabiatın kendisine ifade ettikleri detaylıca aktarılıyor.
Gotik, tabiat, iç dünya…
Romantik dönem 18’inci yüzyılın sonu itibarıyla başladı ve 19’uncu yüzyılın ortalarına kadar uzandı. Önceki yüzyılların sanatını etkisi altına alan kuralcılığa başkaldırı olarak doğan bu akım, edebiyattan müziğe kadar sanatın her alanını etkiledi. Sanatçılar kendilerini “özgür” olarak tanımlarken yeni anlatım formlarına başvurdu: Tabiata derin bir hayranlık gösterildi, güzellikleri ön plana alındı, gotik ve fantastik öykülere ilgi duyuldu, sanatçının iç dünyası önemli hale geldi, öykülerde, tiyatro oyunlarında krallar ile soylular yerine halktan kişiler anlatıldı… William Wordsworth ise İngiliz Romantizminin babası olarak kabul ediliyor.
Sanat için sanat değil, hayat için sanat
Usta çevirmen Ağıl kitapta, Wordsworth için şiirin ne olduğunu detaylandırıyor: “Önce güçlü duyguları uyandıran yaşantı tecrübe edilip not alınmalı, sakin bir zamanda bu yaşantı hatırlanmaya çalışılmalı, süzülüp gereksiz tüm ayrıntılardan temizlenmeli ve son olarak halkın anlayacağı bir dille ifade edilmelidir. Ardından Wordsworth, hayalgücüne değinir” diyor. Wordsworth’e göre insan zihni yalnızca dış uyarıları kaydeden pasif bir organ değil! Hayal gücü sayesinde inanılmaz ötesi bir yaratıcılığa sahip. Bu nedenle de her şey şiire konu edilebilir.
Ağıl, şöyle devam ediyor: “Yeter ki kişi en önemsiz görünen varlık ve olgulara anlam verebilecek yetiye sahip olsun. Bu işi en iyi yapabilecek kişiler tabiatla iç içe, dimağları kültürün yapaylığıyla bulanıklaştırıcı etkisinden uzak yaşayan köylülerdir. ‘Sanat için sanat değil, hayat için sanat’ kuralını benimseyen Wordsworth’e göre şiir insanlara ahlaki ve felsefi değeri öğreterek onları yüceltme amacını güder. Dolayısıyla şair de halkın üstünde güçlere sahip bir varlık değil, halkın arasından çıkmış biridir.
Kahramanlar halktan kişiler
Şiirlerinde yer alan kahramanlarını sıradan kişiler arasından seçen Wordsworth, çoğu zaman sade, anlaşılır ve basit bir üslupla yazardı. Ağıl, Wordsworth’ün prensipleri ile Romantik şiirin yakın ilişkisine dikkat çekiyor, ardından ise şiirlerden örneklerle bir çözümleme yapıyor: “Doğayı sorumsuzca tüketirken kendi hayatlarımızı da mahvettiğimizi acıyla idrak ettiğimiz bu günlerde özel bir anlam taşıyan ve kentli insanın hem doğadan hem kendi doğasından yabancılaşmasına ağıt yakan ‘Dünya Çok Fazla Bize’ adlı şiir bu yüzden ilk sırada. Benzer şekilde ‘Baharın İlk Günlerinde Yazılmış Dizeler’ şiirinde Wordsworth tabiattan uzaklaştığı için, birbirine eziyet eden ve dünyayı yaşanmaz bir yer kılan insanın aptallığına yas tutar. ‘Kalbim Yerinden Fırlar’ adlı şiir Romantik dönemin çocuksu sevinçlere, dünyaya bir çocuğun saflığı içinde bakmaya ne kadar çok önem verdiğinin bir örneğidir.”
Kitaptan:
Bir Bulut Gibi Yalnız Dolaştım
Bir bulut gibi yalnız dolaştım
Vadiler, tepeler üzerinde süzülen,
Ve bir kalabalıkla karşılaştım
Bir sürü altın nergisle birden;
Gölün kıyısında, ağaçların dibinde,
Meltemle, kıpır kıpır dans eden.
Saman yolunda göz kırpıp
Işıldayan yıldızlar gibi, körfez
Hattı boyunca uzayıp
Gidiyorlardı bitimsiz, aralıksız.
İlk bakışta sayıları on bin kadardı,
Neşeyle sallanıp duruyorlardı.
William Wordsworth kimdir?
7 Nisan 1770’te dünyaya gelen William Wordsworth, Sanayi Devrimi’nin içinde doğarken, üniversite eğitimi esnasında Fransız Devrimi’ne tanık oldu. Bunlar da şairin dünya görüşünü biçimlendirdi. Samuel Taylor Coleridge’le beraber İngiliz edebiyatında Romantik Çağı başlatan ortak şiir kitabı Lirik Baladlar (1798) ile tanınan Wordsworth’ün bu yapıtın ikinci baskısına yazdığı önsöz, İngiltere’de Romantizmin manifestosu kabul edildi. Wordsworth, sanayi toplumuna karşı ortaya koyduğu ekolojik duyarlılığıyla uzun yıllar boyunca insanların “doğaya dönüş” arzusunun sesi olarak görüldü. 1843’te Kraliçe Victoria tarafından kraliyet şairi unvanıyla onurlandırılan Wordsworth 23 Nisan 1850’de vefat etti. Wordsworth’ün VBKY’den çıkan “Bir Bulut Gibi” kitabı, şairin önemli şiirlerinden oluşuyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)