2016-2018 dönemindeki satış geliri artış hızına göre yapılan sıralamada Türkiye’nin ilk ve en büyük online seyahat platformu biletall.com, yüzde 228’lik büyüme oranıyla 77. oldu.
Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi işbirliğinde sanal ortamda gerçekleştirilen TOBB Türkiye 100 ile birlikte Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketleri de belli oldu. Birçok farklı sektörün yer aldığı değerlendirmede aynı zamanda ülke ekonomisinde önemli paya sahip şirketlerin başarısı da taçlandırıldı. Bu şirketlerden biri de, 200 otobüs firması, 500 yerli ve yabancı hava yolu şirketi, feribot ile tren biletlerini tek potada buluşturan 2006 yılında Tubitak projesiyle kurulan biletall.com oldu.
Ulusal ve Uluslararası Görünürlük için Büyük Önem Taşıyor
Listeye 3’üncü kez adını yazdıran biletall.com CEO’su Yaşar Çelik, “ Yaşadığımız pandemi sürecinden hemen hemen tüm sektörler etkilendi. Bu nedenle yılın son günlerinde TOBB değerlendirmesinden çıkan sonuç benim ve ekibim adına büyük bir motivasyon oldu. Ayrıca diğer kurumlar içinde bu durum geçerli. Bu değerlendirmeler şirketlerin, ulusal ve uluslararası platformalarda öne çıkmaları için büyük önem arz ediyor. Aynı zamanda bu liste Türkiye’nin farklı noktalarında bulunan firmaların ayrı ayrı başarı hikayelerini de içinde barındırıyor. Bu da birçok sektörde girişimcilerin iştahını kabartıyor” İfadelerini kullandı.
Anadolu’nun Verdiği Güç Başarı Getirmeye Devam Ediyor
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anadolu’nun verdiği güç ile hem yurt içinde hem de yurt dışında aldığımız ödüller ile başarımızı taçlandırmaya devam ediyoruz. Önceliğimiz kurulduğumuz günden bu yana teknolojiye yatırım. Bu yatırım ülkelerin ekonomilerinde de önemli bir yere sahip. Bu durumu pandemi sürecinde daha çok hissettik. Dijital kanalların kullanımı o kadar arttı ki iş yapış şekillerimizden alışveriş alışkanlıklarımıza kadar birçok konuda hızlı bir değişim yaşadık. Öyle ki fiyat, zaman gibi birçok avantajı içinde barındıran e- ticaret, artık yeni pazarlara açılmanın da adresi konumunda yer alıyor. Biz de Ar – ge inovasyon faaliyetlerimize hız kesmeden 2021 yılında da devam edeceğiz.”
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Etiket arşivi: kez
Özyeğin Üniversitesi “GreenMetric Sıralaması”nda Vakıf Üniversiteleri Arasında Üst Üste 2. Kez Birinci
Üniversite kampüslerindeki sürdürülebilirlik çalışmalarını dünya çapında derecelendiren ve çevre bilinci konusunda uluslararası bir platform olan GreenMetric’e ait 2020 sonuçları açıklandı. Özyeğin Üniversitesi, Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında 2019’un ardından 2020’de de birinci sırada yer alma başarısı elde etti.
2010 yılından bu tarafa her yıl dünyanın seçkin üniversitelerini enerji, geri dönüşüm, altyapı, iklim değişikliği, su kaynakları, ulaşım ve eğitim gibi farklı alanlarda değerlendiren UI GreenMetric World University Rankings, yükseköğretim kurumlarını her değerlendirme alanı için puanlayarak uluslararası arenada sıralıyor.
Dünyadaki tüm yükseköğretim kurumlarının katılımına açık olan GreenMetric’in 2020 yılı değerlendirmesine 912 üniversite katıldı. Özyeğin Üniversitesi bu yılki sıralamada 912 üniversite arasında 143’üncü sıraya yerleşerek, Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında birinci, 56 Türk üniversitesi arasında üçüncü oldu.
“Sürdürülebilirlik çalışmalarımızın dünya çapında karşılık bulması gurur verici”
Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Gençtürk üst üste iki yıl elde edilen bu başarıya ilişkin yaptığı açıklamada, “Özyeğin Üniversitesi olarak çevre ve toplumu ilgilendiren konularda yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda uluslararası arenada elde ettiğimiz başarılar bizleri ayrıca gururlandırıyor. Çevre, enerji, geri dönüşüm, altyapı, su kaynaklarının etkin kullanımı, atık yönetimi gibi konularda akademik ve idari kadromuzla iş birliği içerisinde çalışıyor ve sürdürülebilirlik felsefemize uygun planlamalarla ilerliyoruz. Birleşmiş Milletler’in belirlediği Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları konusunda aktif çalışmalar yürütüyor, bu konuda Türkiye ve dünyadan önemli STK’larla iş birliklerine imza atıyoruz. Kampüsümüzü planlarken de bulunduğumuz çevreye hem kültürel hem fiziksel açıdan katkıda bulunacak bir mimari esas alındı, enerjiyi maksimum tasarrufta kullanabilmek için birçok yenilikçi sistem hayata geçirildi. Kampüsümüz içinde yer alan binalarımız, dünya çapında kabul görmüş bir derecelendirme sistemi olan LEED Sertifikası’nı ‘Gold’ seviyesinde alan ilk Türk üniversitesi olma özelliğine sahip. Üniversite olarak topluma ve yaşadığımız dünyaya olan sorumluluğumuzun bilinci ile şekillenen sürdürülebilirlik çalışmalarımız ile dünya çapında etkili olmaya devam edeceğiz” dedi.
Sıfır Atık Belgesi Alan İlk Üniversite
Sürdürülebilirlik konusunda yürüttüğü çalışmalarla hem ulusal hem de uluslararası alanda önemli başarılara imza atan Özyeğin Üniversitesi aynı zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen “Sıfır Atık Projesi” kapsamında Türkiye’de “Sıfır Atık Belgesi” alan ilk üniversite olma özelliğine sahip. İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün 14 Şubat 2020’de tebliğ ettiği karar ile Özyeğin Üniversitesi, Çekmeköy’de bulunan kampüsünde ve yurtlar kapsamında yürüttüğü, kaynakların sağlıklı ve verimli biçimde kullanılması, atıkların kaynağında yönetim altına alınması, ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanması çalışmaları sayesinde “Sıfır Atık Belgesi” ile ödüllendirildi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
İnsani Gelişme Endeksinde 5 sıra yükselen Türkiye ikinci kez en yüksek insani gelişme kategorisinde
Türkiye, İnsani Gelişme Endeksi’nde 189 ülke arasında 54’üncü sırada yer alarak üst üste ikinci kez “çok yüksek insani gelişme” kategorisine girdi. İnsani gelişmedeki ilerlemenin ölçütü olan endekste, Türkiye son 29 yılda yüzde 40,7’lik artış kaydetti.
İnsani Gelişme Raporu’nun “Önümüzdeki Sınır: İnsani Gelişme ve Antroposen” başlıklı 30. Yıl Baskısında, bu sene ilk defa, ülkelerin doğaya uyguladığı baskıyı ortaya koyan yeni bir endekse de yer verildi. Endekse göre, dünyada hiçbir ülke, gezegenimiz üzerinde ağır baskı yaratmadan çok yüksek insani gelişmeyi henüz başarabilmiş değil. Rapor bu yanıyla, insanların gezegenin geleceğini şekillendiren baskın güç olduğu Antroposen adlı yeni bir jeolojik çağa girdiğimiz bu dönemde, dünya liderlerine doğa üzerindeki ağır baskıları azaltmaları yönünde bir çağrı niteliğinde.
Ankara, 15 Aralık 2020 – Türkiye, 2020 İnsani Gelişme Raporu’nda yayımlanan İnsani Gelişme Endeksi’nde 0,820 puan ile 189 ülke ve bölge arasında 54’üncü oldu ve geçen yıl 59’uncu olarak girdiği “çok yüksek insani gelişme” kategorisindeki yerini pekiştirdi. Odağına insanı alan, insani gelişmeyi bu ölçüte göre değerlendiren endekste Türkiye son 29 yıl içinde yüzde 40,7’lik artış kaydetti.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından 2019 yılı verileri baz alınarak hazırlanan İnsani Gelişme Endeksi, Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi, Toplumsal Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi, Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi’nin yanı sıra bu yıl ilk kez hazırlanan Gezegensel Baskılara Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi’ni de içeren “2020 İnsani Gelişme Raporu” yayımlandı.
Ülkelerin resmi istatistik kurumlarından ve güvenilir uluslararası kurumlardan elde edilen veriler ışığında hazırlanan İnsani Gelişme Endeksi, uzun ve sağlıklı yaşam, bilgiye erişim ile kabul edilebilir bir yaşam standardı gibi üç temel boyutta ortalama insani gelişme düzeyinin uzun vadeli takibi sonucunda oluşturuluyor.
Dünyada en çok bilinen kalkınma göstergelerinden biri olan endekse göre İnsani Gelişme Endeksi’nde 0,957’lik değerle Norveç ilk sırada yer aldı ve zirvedeki yerini korudu. Norveç’i 0,955’lik değerle İrlanda ve İsviçre, 0,949’luk değerle Hong Kong ve İzlanda izledi.
Geçen yıl kaydettikleri İnsani Gelişme Endeksi değeriyle listenin en altında yer alan ülkeler ise, 0,394’lük değerle Nijer, 0,397’lik değerle Orta Afrika Cumhuriyeti, 0,398’lik değerle Çad, 0,433’lük değerle Güney Sudan ve 0,433’lük değerle Burundi oldu.
Bu dönemde, çok yüksek insani gelişme kategorisindeki ülkelerin ortalama endeks değeri 0,898, Avrupa ve Orta Asya ülkelerinin ortalama endeks değeri ise 0,791 olarak hesaplandı.
İnsani gelişmedeki ilerlemenin ölçütü olan endekste, Türkiye son 29 yılda önemli bir gelişim gösterdi. Türkiye’nin 1990’da 0,583 olarak hesaplanan endeks değeri, geçen yıl 0,820’ye çıkarak toplamda yüzde 40,7’lik artış gösterdi.
Türkiye’de 1990-2019 arasında beklenen yaşam süresi 13,4 yıl artarak 77,7’ye, ortalama öğrenim süresi 3,6 yıl artarak 8,1’e, beklenen öğrenim süresi ise 7,7 yıl artarak 16,6’ya ulaştı. Bu dönemde, ülkede kişi başına Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH) yaklaşık yüzde 121,4’lük bir artış göstererek 27.701 Dolara yükseldi.
İnsani gelişme dağılımındaki eşitsizliğe uyarlanmış endekste ise Türkiye’nin değeri boyut endekslerinin dağılımındaki eşitsizliğe bağlı olarak yüzde 16,7’lik bir kayıpla 0,683’e düştü. Çok yüksek İnsani Gelişme Endeksi değerine sahip ülkelerin eşitsizlik nedeniyle kaybı ortalama yüzde 10,9 olurken, Avrupa ve Orta Asya’da bu oran yüzde 11,9 olarak kaydedildi.
Raporda, üreme sağlığı, kadınların güçlenmesi ve ekonomik faaliyetler alanlarında toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliklere ilişkin bulguların yer aldığı Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi de açıklandı.
Ülkelerin gezegene baskılarını hesaba katan yeni bir İnsani Gelişme Endeksi: GİGE
İnsani Gelişme Raporlarının 30’uncu yılında yayımlanan “Önümüzdeki Sınır: İnsani Gelişme ve Antroposen” başlıklı rapora göre, COVID-19 küresel salgını, dünyanın karşı karşıya olduğu en yeni kriz ancak, insanların doğa üzerindeki baskısı son bulmazsa, krizlerin sonuncusu olmayacak.
Rapor bu bağlamda, ülkelerin karbondioksit emisyonu ve madde ayak izlerinden oluşan iki yeni unsuru daha hesaplamalara katarak İnsani Gelişme Endeksi’ni uyarlayan yeni bir insani gelişme endeksi daha ortaya koydu. “Gezegensel Baskılara Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi (GİGE)” adlı deneysel nitelikteki bu yeni küresel endeks, bir yanda gezegene baskıları azaltırken diğer yanda yoksulluk ve eşitsizliklerle mücadele etmenin gerekliliğini gösteren, yeni bir insani gelişme ölçüsü getiriyor.
Endekse göre, dünyada hiçbir ülke, gezegenimiz üzerinde ağır baskı yaratmadan çok yüksek insani gelişmeyi henüz başarabilmiş değil. Rapor bu yanıyla, dünya liderlerine insani gelişmede ilerlerken çevre ve doğa üzerindeki ağır baskıları azaltmak için cesur adımlar atma yönünde bir çağrı niteliğinde.
Antroposen veya İnsan Çağı, insanlık tarihinde ilk defa, gezegenin insanları şekillendirmesi yerine insanların gezegenin geleceğini şekillendiren baskın güç olduğu yeni bir jeolojik çağ olarak tanımlanıyor. Rapora göre, insanlığın ve gezegenimizin yeni bir jeolojik çağa girdiği bu dönemde, tüm ülkelerin, insanların gezegene yaptıkları tehlikeli baskıları eksiksiz göz önünde tutarak kendi ilerleme yollarını yeniden tasarlamaları ve değişimi önleyen devasa güç ve fırsat eşitsizliklerini ortadan kaldırmalarının zamanı geldi.
İnsani Gelişme Endeksi’ni ülkenin kişi başına karbondioksit emisyonu ve madde tüketim düzeyine göre uyarlayan ve 2019’daki verilere dayanarak hazırlanan endekste Türkiye, 0,746 değerle 169 ülke arasında 44’üncü konumda yer aldı.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
İlk Kez Ankara’da
Ünlü ressam Ergin İnan resimlerinin Hatice Gökçe tasarımları ve ipek kumaşları ile buluşan “Giyilebilir Sergi” ilk kez Ankaralı sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
Canvas Art Gallery Ankara’da sergilenen tasarımlar, Ankaralıların beğenisine sunuldu. İpek kumaşlardan hazırlanan sergi, sanatseverler tarafından tam not aldı. Ergin İnan’ın Mevlana’nın kendi el yazısından hazırladığı resimlerin ipek kumaşla buluştuğu sergide, tasarımlar göz doldurdu. Pandemi koşulları nedeni ile sınırlı sayıda katılımcı ile gerçekleştirilen davette, konuklar küçük gruplar şeklinde belirlenen seanslarda sergiyi gezme imkanına sahip oldu. Moda ve sanatın bir arada sunulduğu sergide tasarımcı Hatice Gökçe, koleksiyonun detaylarını davetliler ile paylaştı.
Miras bırakılacak ürünler
Ergin İnan’ın üniversite zamanından bu yana hayran olduğu bir ressam olduğunu belirten Hatice Gökçe, sergi hakkında şunları söyledi: “ Ergin İnan’ın resimleri arasından 7 seçkiyi kumaşa yansıttık. Ekolojik boya ve dijital baskı yöntemi ile yüzde yüz doğal kumaşlara baskısını gerçekleştirdik. İpek, yün gibi kumaşlara baskılar yapıldı. Baskı sonrası resimler, kumaşın kendisinin özelliğiymiş gibi bir etki yarattı. En önemli tarafı, resimleri hiç parçalamadan olduğu gibi bir bütün halinde kumaşlara yansıtma imkanım oldu. Uzun zaman giyilebilecek, miras niteliğinde eserler ortaya çıktı. Doğal malzeme üzerinde iyi korunduğunda uzun süreli muhafaza edilebilir tasarımlarımız, ilk kez Ankara’da sergileniyor. 7 eserin yansımasından oluşan tasarımlar, 20 farklı modele uygulandı. Her bir modelin de Ergin İnan ıslak imzası ile 10 adet muadili bulunuyor”
Yusufçuk, İpek Kumaş İle Hayat Buluyor
Ünlü ressamların ellerinden çıkan sanat eserleri terzi inceliği ile tuvalden sonra giyilebilir hali ile tekrar hayat buluyor. Ressam Ergin İnan ve moda tasarımcısı Hatice Gökçe, Canvas Art Fashion koleksiyonunda tuvalde biriken bir sanat deneyimini, bedeni kaplayan kalıplara sığdırıyor. İnan’ın tablolarını referans alan Gökçe, 60’lardan beri süregiden “giyilebilir sanat” kavramına “buralı” bir karşılık verirken resim çerçevesine bu sefer kendi kumaşını geriyor. Ergin İnan’ın eserlerinde bulunan yusufçuk imgesi Hatice Gökçe’nin ipek kumaşlarında hayat buluyor. Ergin İnan’ın Mevlana’nın Mesnevisi’nden esinlenerek tuvaline yansıttığı eski yazı alıntıları Hatice Gökçe’nin kumaşında sanat ve modayı harmanlıyor.
İnternet Üzerinden Erişim Mümkün
4 Aralık- 4 Ocak tarihlerinde Ankaralıların beğenisine sunulacak sergide yer alan koleksiyona www.canvasartfashion.com adresinden incelemek mümkün. Pandemi dolayısıyla ziyaret edemeyen sanat tutkunlarının da düşünüldüğü sergide koleksiyon hikayesi ile birlikte paylaşılıyor. Yeni yıl öncesi hediye alışverişlerinde kalıcı ve hikayesi olan armağanlar tercih etmek isteyenleri buluşturacak olan sergi her giysinden 10 adet üretilmiş olması nedeni ile de anlam taşıyor. Sanatçı Ergin İnan’ın ıslak imzası ile sınırlı sayıda üretilen her bir ürün sertifikalı şekilde teslim ediliyor.
Ünlü ressam Ergin İnan’ın resmettiği Hatice Gökçe’nin ipek kumaşa yansıttığı koleksiyon moda ve sanatın eşsiz birleşimini yansıtan sergi 4 Ocak tarihine kadar Canvas Art Fashion Sanat Galerisi’nde sergilenmeye devam edecek.
ANKARA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Borsa İstanbul’da Gong Bu Kez Kervan Gıda için Çaldı
85 ülkeye ihracat yapan yumuşak şeker üreticisi Kervan Gıda’nın, OYAK Yatırım liderliğinde yürütülen halka arz süreci Borsa İstanbul’da düzenlenen Gong Töreni ile tamamlandı.
Talep toplama döneminde rekor bir katılım ile bireysel ve kurumsal 268.847 yatırımcıdan toplam 7,8 milyar TL’lik talep toplayan Kervan Gıda, Borsa İstanbul’da KRVGD koduyla işlem görmeye başladı.
04 Aralık 2020 tarihinde düzenlenen Gong Töreni; Borsa İstanbul A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla, Oyak Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdürü Erkan Ünal, Kervan Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Başar, Kervan Gıda Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mahmut Koçum, Kervan Gıda Genel Müdürü Burhan Başar ve ekiplerinin katılımıyla gerçekleşti.
Törende konuşan Borsa İstanbul A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Hakan Atilla, “2020 yılı içindeki yedinci halka arzımızı gerçekleştirdik. Bu yolda Kervan Gıda’ya eşlik eden herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Yılı kapattığımız şu günlerde yatırımcı sayısı açısından gurur duyduğumuz bir halka arz oldu. Bundan sonraki yolculuklarının da çok daha başarılı ve yapacakları yatırımlara vesile olmasını diliyorum. Bu sayede bu yıl yaklaşık 900 milyona yakın bir finansmanı sermaye piyasaları yoluyla ekonomiye kazandırdık. İnşallah önümüzdeki günlerde çok daha fazlasını sağlamaya çalışacağız” dedi.
Halka arz sürecini değerlendiren Oyak Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdürü Erkan Ünal ise “Oyak Yatırım olarak sermaye piyasalarının gelişimine büyük katkı sağladığını düşündüğümüz, Kervan Gıda’nın da ilerleyişine önemli bir katkı sunacak, başarılı bir işi yapmış olmanın gururunu yaşıyoruz. Kervan Gıda’nın, borsamıza gelmek isteyen şirketlere örnek olacağını düşünüyorum. Bu halka arzın gerçekleşmesinde tabana yayılması bizim için çok önemliydi. Bu sürece destek sağlayan tüm konsorsiyum üyelerine, yerli ve yabancı tüm yatırımcılara teşekkür ediyorum” dedi.
Söz alan bir diğer isim olan Kervan Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Başar: “Başta Borsa İstanbul A.Ş. Genel Müdürü Sayın Mehmet Hakan Atilla’ya, değerli konsorsiyum liderimiz Oyak Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdürü Erkan Ünal ve ekibine, Kervan Gıda Genel Müdürü Burhan Başar’a, Kervan Gıda Mali işler Grup Başkanımız Selim Oğul ile ekibine ve bize güven duyan değerli katılımcılarımıza teşekkür ediyorum. Ülkemize ve şirketimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Hisselerin yüzde 7.7’si Norveç Varlık Fonu’nun…
Törende söz alan Kervan Gıda Genel Müdürü Burhan Başar yerli ve yabancı yatırımcıların gösterdikleri ilgiden çok mutlu olduklarını dile getirdi. Başar: “Halka arz sürecimizde 875.183.534 pay talep toplandı. Halka arz edilen toplam pay adedimiz ise 51.750.000 oldu. Yurt İçi Bireysel Yatırımcılara ayrılan tahsisat tutarının 34,2 katı, Yurt İçi Kurumsal Yatırımcılara ayrılan tahsisat tutarının 10,7 katı ve Yurt Dışı Kurumsal Yatırımcılara ayrılan tahsisat tutarının da 2,6 katı talep geldi. Ne mutlu ki kurumumuza yabancı yatırımcıların da yüksek bir ilgisi oldu. Kervan Gıda halka arzına katılarak 4.000.000 adet nominal hissenin yani yaklaşık 4,7 milyon USD hisse alımı gerçekleştiren Norveç Varlık Fonu, uzun bir aradan sonra ülkemizdeki ilk halka arz yatırımını gerçekleştirdi. Bu tutar, halka arz edilen toplam 51.750.000 adet nominal hissenin yüzde 7,7 sine denk geliyor. Norveç Varlık Fonu’nun aktif büyüklüğü yaklaşık 1,1 trilyon USD olarak gösteriliyor. Heyecanla adım attığımız bu yolda halkımızla birlikte büyümek en büyük arzumuz. Bu yolculuğumuzda bize rehberlik eden Sermaye Piyasası Kurulu’nun tüm yönetim ve ekiplerine, Borsa İstanbul’un yönetimi ve ekiplerine, tüm bu süreçte bizimle birlikte hareket eden konsorsiyum lideri OYAK Yatırım başta olmak üzere tüm konsorsiyum üyelerimize, Kervan Gıda Yönetim Kurulu, finans, satış, pazarlama ekiplerimiz ile tüm 2 bin 100 çalışma arkadaşımıza ve talep toplama sürecimize yoğun ilgi gösteren kurumsal ve bireysel yatırımcılarımıza teşekkür ediyoruz” dedi.
“Hedefimiz dünyada ilk beş üretici arasına girmek”
Konuşmasında Kervan Gıda’nın önümüzdeki döneme ilişkin hedeflerine de değinen Burhan Başar; “Kervan Gıda ailesi olarak hem Bebeto markamız hem de özel markalı ürünlerimizle yüzde 47,8’lik üretici payımızla pazar lideri konumundayız. Yumuşak şekerin en çok tüketildiği ülkelerde; Amerika, İngiltere, Almanya ve Rusya’da satış şirketlerimiz bulunuyor. 85 ülkeye ihracat yapıyoruz. 2020 yılında en çok ihracatı sırasıyla; ABD, İngiltere ve Irak’a yaptık. Bu ülkelere olan ürün satışımız toplam ihracatımızın yüzde 45’ine tekabül ediyor. Globalde ciro olarak sekizinci sıradayız. Orta vadeli hedefimiz dünyada ilk beş üretici arasına girerken, Bebeto markamızla Türkiye’de pazar liderliğine yükselmek” dedi.
Yaptıkları son yatırımlarla 2020 yılı sonunda 72 bin 300 tonluk üretim hacmine ulaşmayı planladıklarını halka arzdan gelen kaynağı da Türkiye ve yurt dışındaki yeni yatırımlarına aktaracaklarını dile getiren Burhan Başar, “Halka arz gelirinin yüzde 55’i ile Avrupa’da yeni bir yatırım / satın alım yapmayı hedefliyoruz. Bu konuda araştırmalarımıza başladık. İç pazara yönelik olarak ise kaynağın yüzde 25 ile yapılmakta olan yatırımların fonlanmasını ve fabrika binası satın alımının finanse edilmesini düşünüyoruz. Kalan yüzde 20’lik kısım ile de finansal yapımızın daha da güçlendirilmesini amaçlıyoruz” dedi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Kalben yeni şarkısı ‘Stella’yı ilk kez ‘Garanti BBVA ile Sesini Aç’ta seslendirdi
Uzun yıllardır müziğe verdiği destekle müzikseverleri sevdikleri sanatçılarla bir araya getiren Garanti BBVA, şimdi de Youtube’ta yepyeni bir seriye imza atıyor: ‘Garanti BBVA ile Sesini Aç’. Müzik ve sohbetin iç içe geçtiği programın ilk konuğu, farklı tarzı ve sesiyle beğeni toplayan Kalben.
Garanti BBVA, müzik sektörüne uzun yıllardır çeşitli projelerle verdiği desteği pandemi döneminde devam ettiriyor ve ‘Sesini Aç’ programı ile sektöre yeni bir soluk getiriyor. Youtube kanalında başlayan müzikli sohbet serisi ‘Garanti BBVA ile Sesini Aç’ın ilk bölümü 20 Kasım’da izleyicileriyle buluştu.
İpek Atcan’ın sunuculuğunu üstlendiği ve Salon İKSV sahnesinde çekilen programın ilk konuğu ise farklı tarzdaki sesi ve müziğiyle dikkat çeken Kalben oldu. Sevilen sanatçı, İngilizce sözlü yazdığı Stella adlı parçasını da ilk kez bu programda ‘Garanti BBVA ile Sesini Aç’ izleyicileri için seslendirdi.
Müzik sektörüne yeni bir soluk getirmek için dijital alanda hayata geçirilen ‘Garanti BBVA ile Sesini Aç’, yeni konuklarla müzik dünyasından beğenilen isimleri ağırlamaya devam edecek.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Petrograd’dan Şanghay’a Türkçe’de ilk kez yayımlanıyor
VakıfBank Kültür Yayınları dünyaca ünlü Fransız düşünür Alain Badiou’nun “Petrograd’dan Şanghay’a” isimli eserini Türkçe’de ilk kez okurla buluşturuyor. Kitabında, Rus ve Çin devrimlerini karşılaştırmalı olarak değerlendiren Badiou, “Bir devrim ilmi bir iftira ile öldürülür” diyor.
VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) yayımladığı “Petrograd’dan Şanghay’a: 20. Yüzyılın İki Devrimi” isimli eser, dünyaca ünlü Fransız düşünür Alain Badiou tarafından kaleme alındı. Badiou kitabında, bir asır önce yaşanan Rus Devrimi ile yarım yüzyıl önce gerçekleşen Çin Kültür Devrimi üzerine fikirlerini sıralıyor, kitlesel hareketlerin gelişimini anlatıyor.
Türkçe çevirisini Murat Erşen’in yaptığı kitapta Badiou, “20. yüzyılın en mühim iki devrimi olan Rus ve Çin devrimlerine dair kafamda oluşturduğum temsilleri bir araya getirmek istedim” sözlerini kaydediyor.
Gerçek bir gün unutulursa…
Kitapta, iki devrim öncesi ve sonrası ülkelerin sosyo-siyasal yapısını analiz eden Badiou, tarihi olayları detaylarıyla aktarıyor; küresel kapitalizmin yaptırımları ve yaşananların kırılma noktalarını açıklıyor. Savaşlar, iç karışıklıklar ve ters yüz olan anları yorumlayan Badiou, tarihsel bir olayın ölümünün, insanlığın neredeyse tamamının onu unuttuğu vakit vuku bulduğunu söylüyor. Badiou, “Olay bir insan kitlesinin hayatını aydınlatmak ve ona yön vermek yerine, artık sadece özel bir alana yoğunlaşan tarih ders kitaplarında yer aldığı, hatta onlarda bile yer bulamadığı zaman ölmüş demektir” diyor. Badiou’ya göre ölü olay arşivlerin tozuna gömülüyor, bu da asıl sorunun merkezini oluşturuyor. Badiou, devrimin düşünsel boyutundan ve verilen emeğinden arındırılarak eğlence ve coşku uğruna kullanılmasına şiddetle karşı çıktığını açıkça ifade ediyor.
Devrim neden can çekişiyor?
Badiou, 1917 Ekim Devrimi’nin öldüğünü veya can çekiştiğini dile getiriyor. Badiou, sözlerine şöyle devam ediyor: “Neredeyse her yerde yapılan bu yüzüncü yıl kutlaması, tıpkı daha önce Fransız Devrimi’nin iki yüzüncü yıl dönümünde olduğu gibi, bu devrimin esasını oluşturan ve Avrupa’dan Latin Amerika’ya, Yunanistan’dan Çin’e, Güney Afrika’dan Endonezya’ya en azından 60 yıldır milyonlarca insana coşku veren tarafının üzerini örtüp onu ıskalayacaktır. Yine aynı dönem boyunca, bir avuç gerçek efendimizi, sermaye sahiplerinden oluşan oligarşiyi dünyanın her yerinde dehşete sürüklemiş ve önemli geri adımlar atmaya zorlamış olan nedeni de gizleyecek… Doğrusu, devrimci bir olayın insanların hafızasında ölmesini mümkün kılmak için, onun gerçekliğini değiştirmek, onu kanlı ve uğursuz bir masala dönüştürmek gerekir. Bir devrim ilmi bir iftira ile öldürülür.” Badiou Fransız Devrimi’nin de başına aynısının geldiğini ifade ederek tarihi örnekler veriyor.
Alain Badiou kimdir?
1937 Fas doğumlu Fransız filozof Alain Badiou, École Normale Supérieure’de (ENS) okudu. Althusser, Canguilhem gibi önemli düşünürlerin öğrencisi oldu, Lacan’ın seminerlerini takip etti. Cezayir Savaşı’na karşı çıkanlar arasında yer alan Badiou, uzun yıllar akademik alanda dersler verdi. 68 Öğrenci Olaylarına etkin olarak katılan Badiou, büyük felsefi eserlerinin yanı sıra politik angajmanı, matematik, psikanaliz, şiir, müzik, tiyatro ve sinema gibi alanlara duyduğu özel ilgi ve yazdığı oyun ve romanlarla entelektüel dünyada önemli bir yere sahip. Badiou’nun kendine has çok yönlü felsefi güzergâhının temel taşlarını Théorie de sujet (Özne Teorisi, 1982), L’Être et l’Événement (Varlık ve Olay, 1988) Logiques des mondes (Dünyaların Mantıkları, 2006), L’Immanence des vérités (Hakikatlerin İçkinliği, 2018) gibi eserleri oluşturuyor. Türkçe’ye 30’a yakın kitabı çevrilen filozof uluslararası alanda politik mücadelesine ve felsefe çalışmalarına yoğun biçimde devam ediyor. “Petrograd’dan Şanghay’a: 20. Yüzyılın İki Devrimi” ise Badiou’nun VBKY’den yayımlanan ilk eseri.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
İngiliz Barbara 4 ayda 6 kez ameliyat oldu
Kendini Türk hekimlerine emanet eden İngiliz Barbara, yoğun geçen tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuştu. 4 ayda 6 kez ameliyat olan Barbara, kendisini iyileştiren doktorlara teşekkür etti.
Fethiye Lokman Hekim Esnaf Hastanesi’ne 4 ay önce bağırsağındaki şikayet nedeni ile başvuran İngiltere vatandaşı Barbara, yoğun geçen tedavi sürecinin ardından sağlığına kavuşmayı başardı. Bağırsağında oluşan delinme nedeniyle karın içi kirlenmenin yaratmış olduğu sıkıntılardan dolayı Barbara, ilk olarak Genel Cerrahi Uzmanları Op. Dr. Barış Gürcü ve Op. Dr. Uğur Açıkalın tarafından ameliyata alındı. Barbara, kilosu, şeker ve tansiyon rahatsızlığı olması nedeniyle karnındaki yara kapanmadığından açık bırakıldı. V.A.C. sistemleri ile karın içi temizlenen hastanın Anestezi ve Reanimasyon Uzmanları Dr. Feridun Karadağ, Dr. Umur Dere ve Dr. Ersin Uysallar’ın kontrolünde 2 ay kadar yoğun bakım ünitesinde tedavisine devam edildi. Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Zafer Akad’ın gerçekleştirmiş olduğu operasyonla bacağından alınan deri ile karnın üstü örtülen Barbara, 4 aylık hastalık sürecinde 6 kez ameliyat olarak sağlığına kavuştu.
“Hekimler mutlu”
Hekim arkadaşları ile birlikte ekip olarak özverili bir tedavi sonucunda Barbara’yı sağlığına kavuşturmanın mutluluğu yaşadıklarını belirten Op. Dr. Barış Gürcü, Barbara’nın da bu süreçte mücadeleyi hiç bırakmadığını söyledi. Fethiye Özel Lokman Hekim Esnaf Hastanesi ekibi olarak tedavisi büyük emek isteyen, zorlu hastalıkların üstesinden gelerek, hastalarını sağlığına kavuşturduklarını belirten Gürcü, COVİD-19 salgını ile mücadele edilen bir dönemde hekimler olarak her zaman olduğu gibi hastaları iyileştirmek için canla başla çalışmaya devam ettiklerini sözlerine ekledi.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
“Mucize 2: Aşk” Sinemalardan Sonra İlk Kez beIN CONNECT’te!
Gişede çok büyük bir başarı yakalayan Mahsun Kırmızıgül’ün “Mucize” filminin devamı “Mucize 2: Aşk” 31 Ekim Cumartesi günü televizyonda ilk kez beIN MOVIES TURK ve beIN CONNECT ekranlarında.
Türkiye’nin lider yayın platformu Digiturk, en kaliteli içerikleri izleyicileriyle buluşturmaya devam ediyor. Vizyona girdiği tarihten itibaren geniş kitlelerin beğenisini kazanan, hikayesi ile gönülleri fetheden “Mucize” filminin devamı olan “Mucize 2: Aşk” Digiturk farkıyla televizyonda ilk kez 31 Ekim Cumartesi saat 22.00’da beIN MOVIES TURK ekranlarında izleyiciyle buluşuyor . Diledikleri zaman diledikleri yerden izlemek isteyen sinemaseverler ise yine aynı günden itibaren filmi beIN CONNECT’ten izleyebilecek.
Başarılı bir müzik kariyerinin yanı sıra sinemacı kimliği ile de oldukça dikkat çeken Mahsun Kırmızıgül’ün yönetmenliğini yaptığı son uzun metraj filmi “Mucize 2: Aşk”ın başrollerini Mahsun Kırmızıgül, Damla Biran Yılmaz, Erdal Özyağcılar ve Mert Turak paylaşıyor.
“Mucize 2: Aşk”ın konusu şöyle: Engelli bir adam olan Aziz ile görücü usulü evlendiği karısı Mızgin, köyde yaşadıkları sorunlardan iyice bıkar. Kendilerine yeni bir hayat kurmak isteyen çift, Batı’da bir kasabaya gider. Ancak gittikleri kasabada da türlü sorunlarla karşılaşırlar. Çift, ne olursa olsun insanların önyargılarını aşıp, hayata tutunmak için çabalar. Mızgin’e âşık olan Aziz, karısı için engellerinden kurtulmaya karar verir ve bu uğurda zorlu bir mücadeleye girişir. Aziz, Mahir öğretmen ve sinemacı Bahattin’in de desteği ile eşi için birçok mucizeyi gerçekleştirir.
Serinin ilk filmi “Mucize” de beIN CONNECT’te!
Mahsun Kırmızıgül’ün senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı serinin ilk filmi “Mucize”yi de izleyiciler diledikleri zaman beIN CONNECT üzerinden izleyebiliyor.
Ege’nin cennet gibi bir köşesinden Anadolu’nun uzak bir köyüne sürgün yiyen bir öğretmenin (Talat Bulut) hikayesini anlatan “Mucize”, yokluk içerisinde okulu, okumayı, eğitimi dört gözle bekleyen çocukları da konu ediniyor.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)
Adana Bu Kez Dijital Dünya Sahnesine Çıkıyor!
“Türkiye’nin İlk Dijital Lezzet Festivali” olma özelliği taşıyan 4. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, “İlham Veren Tüm Renkleriyle Adana” temasıyla 9 Ekim’de başlıyor. Pandemi önlemleri doğrultusunda fiziksel bir buluşma olmadan organize edilen festival, Adana Merkez Park’tan canlı yayın ile Adana Valisi Süleyman Elban, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, şehir protokolü ve konuklar tarafından mangal ateşinin yakılmasıyla başlayacak. Festival, bu yıl Adana’nın da sınırlarını aşarak kentin tüm renklerini ve gastronomik değerlerini dünyaya tanıtacak.
“Türkiye’nin İlk Dijital Lezzet Festivali” olma özelliğini taşıyan 4. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, “İlham Veren Tüm Renkleriyle Adana” temasıyla yarın başlıyor. Adana Valiliği himayesinde 9-10-11 Ekim’de düzenlenecek festival, bu yıl Adana’nın da sınırlarını aşarak kentin tüm renklerini ve gastronomik değerlerini dünyaya tanıtacak.
Adana Bu Kez Dijital Dünya Sahnesinde!
Üç gün boyunca gastronomi dünyasının nabzının atacağı festival kapsamında, Sahrap Soysal, Ebru Baybara Demir, Cüneyt Asan, Hazer Amani, Yunus Emre Akkor ve Orhan Demirok gibi ünlü şeflerin Adana mutfağını vurgulayan şovları ve söyleşileri dijital dünyada lezzet severlerle buluşacak. Ayrıca, yerel ustalardan şehrin mutfak zenginliğini yansıtan mutfak atölyeleri ve şovlarıyla kentin önde gelen lezzet markalarının hikayeleri dijital dünyada geniş kitlelerle buluşacak.
Pandemi önlemleri sebebiyle halkın katılımı olmadan gerçekleşecek 4. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, Adana Merkez Park’tan canlı yayın ile Adana Valisi Süleyman Elban, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, şehir protokolü ve konuklar tarafından mangal ateşinin yakılmasıyla başlayacak. Ardından ülkemizde etin profesörü olarak bilinen Cüneyt Asan’ın Adanalı ustalar eşliğindeki gastro şovu ile renklenecek.
Gazeteci Cüneyt Özdemir ile Gastronomi Söyleşileri
Festivalin ikinci günü; Türkiye’nin ünlü şefleri Sahrap Soysal ve Ebru Baybara Demir’in Adanalı Kadın Kebap Ustası Melek Kıyan eşliğindeki “Kadın Şefler Mangal Başında” gastro şovu ile açılacak. Söyleşi ve paneller bölümü ise; gazeteci Cüneyt Özdemir’in Adana Valisi Süleyman Elban ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile gerçekleştireceği sohbet ile başlayacak.
Festival boyunca ünlü şefler; Hazer Amani, Yunus Emre Akkor, Orhan Demirok ve Koray Türk’ün Adana’nın Küp Şelalesi, Varda Köprüsü ve Anavarza gibi simge mekanlarında gerçekleştirecekleri gastro şovlar canlı olarak yayınlanacak. Le Cordon Bleu İstanbul Eğitmen Şefi Luca de Astis de İstanbul’dan bağlanarak gastro şovuyla festival severlerle buluşacak. Festival kapsamında gerçekleşecek oturumlarda iki gün boyunca gastronomi sektöründeki yeni gelişmeler, araştırmalar, üretimler, sorunlar ve çözümleri konusunda fikir alışverişinde bulunulacak.
Master Chef Türkiye, Adana’da!
Festival izleyicileri ünlü şef Türev Uludağ sunuculuğunda Perulu şef Bruno Santa Cruz ve İtalyan şef Matteo Bertuletti eşliğinde Lezzet Durakları’nı gezecek. Gastronomi Dergisi yazarı Aliye Gümüş sunuculuğunda gerçekleşen “Adana Yerel Yemekleri Atölyesi”nde ise Adanalı kadınların geleneksel mutfak zenginliğini yansıtan yemek yapımları yer alacak. İzleyiciler ayrıca; yöreye özgü ürünlerin hasat ve üretim süreçleri ile sokak lezzetlerini yakından tanıma fırsatı bulacak. “Master Chef Türkiye” adlı televizyon program şefleri de kenti ziyaret edecek.
Etin Dünyaca Ünlü Uzmanı Steven Raichlen’den Etin Diyarı Adana’ya Selam!
Dünyanın en ünlü et uzmanlarından Steven Raichlen, 4. Uluslararası Adana Lezzet Festivali’ne dijital olarak konuk olacak. Et ve barbekü denildiğinde ilk akla gelen isim olan dünyaca ünlü Amerikalı şef, yazar ve televizyon yıldızı Steven Raichlen, ızgara üzerine otuzdan fazla kitabın yazarı. Japonya’dan Amerika’ya birçok ülkede televizyon şovları yayınlanan Raichlen’in “Etin Diyarı Adana’ya Selam” isimli videosu festival kapsamında takipçiler ile buluşacak.
ADANA – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)