Aylık arşivler: Ocak 2021

Serdar Ortaç'ın ilk fantastik klibi ‘Adalet’

Serdar Ortaç’ın yeni şarkısı ‘Adalet’e deneysel ve fantastik işleri ile tanınan yönetmen Efe Cansoy tarafından klip çekildi. Serdar Ortaç’a ilk kez çekilen fantastik klibi oldukça ses getireceğe benziyor.
Yeni neslin genç yönetmeni Efe Cansoy klipte zamana vurgu yaparak geçmiş, gelecek ve bugünü anlatıyor. Klipte ‘Distopik bir dünyaya ışınlanan bir kadın mahkumun ardından, onu takip eden iki maskeli oyuncunun köprülerin yıkıldığı bir şehre geçiş yaptıkları görülüyor.
Söz ve müziği Serdar Ortaç&Sera Kömür, düzenlemesi Okan Akı ve yönetmen koltuğunda Efe Cansoy’un yer aldığı şarkıyı Serdar Ortaç Ft. Kaan Yıldız seslendiriyor. Kaan Yıldız ‘Düştüm Ben Yollara’ şarkısı ile sektöre giriş yapmış daha sonra şarkıyı Ferhat Göçer de seslendirmişti. Serdar Ortaç’ın yeni şarkısı ‘Adalet’in yakında digital platformda sevenleriyle buluşacak olacağı müjdesini şimdiden verelim.
Nedret HOTUN – BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Alper Erözer'den yeni yıl sürprizi; "Kafa Rahat" şarkısı yayında!

2020 yılında art arda yayınladığı şarkılarla adından sıkça söz ettiren başarılı genç yıldız Alper Erözer, yeni yılın ilk günlerinde yeni şarkısı “Kafa Rahat” ı Erözer Prodüksiyon etiketiyle hayranlarıyla buluşturdu.

Şarkının söz ve bestesi Alper Erözer ve Eraycan Bozkurt’a, düzenlemesi Furkan Karakılıç’a, mix ve masteringi ise başarılı müzik adamı İlkay Şencan’a ait.  Geçtiğimiz aylarda kendi markasına özel tasarladığı ürünleri satışa çıkaran Alper Erözer,  Fatih Tandoğan ve Eray Kılıç yönetmenliğinde çekilen klibinde kendi tasarladığı ürünü giydi. 2021 yılında birden fazla proje için hazırlıklara başlayan Erözer, sosyal medya hesabından hayranlarını heyecanlandıracak paylaşımlar yaptı.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Enflasyonda düşüş ikinci yarıda

Gedik Yatırım, Türkiye ve dünya piyasalarını mercek altına alan 2021 Yılı Strateji Raporu’nu açıkladı. 2021 yılına girerken, Covid-19 aşılamasının genele yayılmasıyla, global ekonomik aktivitede beklenen hızlı ve senkronize toparlanmanın risk iştahını desteklediği belirtilen raporda, sıkı para politikası duruşunun korunması, cari açıktaki gerileme ve reel kurun tarihi diplerine yakın seyretmesi sayesinde, TL’nin 2021 yılında görece daha stabil bir yıl geçirebileceği belirtiliyor. TL’deki istikrarın korunmasına bağlı olarak, TÜFE enflasyonunun özellikle yılın ikinci yarısında düşüş trendine girerek yılı %11,0-11,5 civarında tamamlayabileceği beklentisi dile getiriliyor. Raporda, Merkez Bankası’nın politika faizini mevcut yüksek seviyelerinde tutmasının ardından, TL’deki istikrar korunabilirse, Temmuz ayıyla birlikte bir faiz indirim süreci başlatarak, politika faizini sene sonuna kadar %12,5 ila 13 seviyelerine indirebileceği kaydediliyor.  Banka kökenli olmayan yatırım kuruluşları arasında en fazla yatırımcıya sahip Gedik Yatırım, 2021 Yılı Strateji Raporu’nu açıkladı. “Daha sağlıklı bir yıla girerken…” başlıklı raporda, 2021 yılında ekonominin dünyada ve Türkiye’de nasıl seyredeceği yönündeki beklentiler, pazara ilişkin tahminler ve riskler ortaya konarak piyasaların değerlendirmesi yapıldı. Covid-19 aşısının uygulanmaya başlaması, ABD’deki seçimlerin sonuçlanması gibi etkilerle global piyasalarda 2021 yılına ilişkin toparlanma beklentisinin olduğu kaydedilen raporda, küresel piyasalardaki risk iştahının güçlü seyrettiği belirtildi. Rapora göre, Kasım ayıyla birlikte ekonomi politikalarına ilişkin söylem değişikliği, ortodoks politikalara dönüş sinyali, güçlenen fiyat istikrarı ve sıkı para politikası vurgusu ile Türk finansal varlıklarına karşı oluşan iyimserliğin, 2021 yılında genel hatlarıyla korunacağı belirtiliyor. Önceki yıllarda oluşmuş negatif algının özellikle kur tarafındaki iyileşmeleri, daha da önemlisi ileriye dönük iyileşme beklentilerini sınırlandırdığı kaydedilirken, bunun da enflasyon ve büyüme konusundaki olumlu beklentileri törpülediği dile getirildi. Sıkı para politikasıyla Türk Lirası daha stabil olabilir 2021 Yılı Strateji Raporu’na göre, Merkez Bankası’nın 2021’in Temmuz ayına kadar politika faizini mevcut yüksek seviyelerinde tutmasının ardından TL’deki istikrar korunabilirse, bir faiz indirim süreci başlayabilir. Bunun da politika faizini sene sonuna kadar %12,5-13 seviyelerine indirebileceği düşünülüyor. Para politikasında sıkı duruşun korunması, cari açıktaki gerileme ve reel kurun tarihi diplerine yakın seyretmesi nedeniyle, kısa vadede TL’deki güçlenme eğiliminin devam edebileceği ve 2021 yılında görece daha stabil bir yıl geçirebileceği belirtiliyor. Raporda gecikmeli kur etkileri ve olumsuz baz etkisi nedeniyle TÜFE enflasyonunun Mart/Nisan aylarında %15’li seviyelere yaklaşması beklenirken, TL’deki istikrarın korunmasına bağlı olarak, özellikle yılın ikinci yarısında düşüş trendine girmesi mümkün. Böylece TL’nin yılı %11-11,5 civarında tamamlayabileceği dile getiriliyor. Raporda öne çekilmiş talep ve son dönemde devreye alınan sokağa çıkma yasakları nedeniyle, özellikle 2021’in ilk iki çeyreğinde ekonomik aktivitede önemli bir yavaşlama olabileceği ifade ediliyor. Ancak büyüme beklentisi olarak ikinci çeyrekte olumlu baz etkisi kaynaklı çift haneli büyüme görülmesinin mümkün olduğu da belirtiliyor. Buna karşın, yüksek faiz ortamında iç talebin büyümeye desteğinin yılın ikinci yarısında görece sınırlı kalması ve tüm yıla ilişkin GSYH büyümesinin %2,5-3 civarında gerçekleşmesi bekleniyor. Borçlanma yükü yüksek seyredebilir Borçlanmaya ilişkin olarak raporda 2021 yılında artan faiz yükü ve kısıtlamalardan olumsuz etkilenen sektörlere yapılması gereken kamu destekleri nedeniyle, bütçe açığının GSYH’nin %5’ine yakın seviyelerde kalabileceği ifade edildi. Bu kapsamda kamu borçlanma ihtiyacının yüksek seyretmeye devam edebileceği vurgulanırken, 2021 yılı için zaten çok yüklü bir iç borç geri ödeme takvimi olduğuna dikkat çekildi. Raporda, “Bu durum da faizler üzerinde yukarı yönlü baskı yapabilir. Yurtiçinde 2021 yılı ve sonrası için risk oluşturabilecek bir diğer unsur, potansiyelin altında büyüme ve yüksek faizlerle birlikte, tahsili gecikmiş alacaklarda hızlı bir yükseliş görülmesi olabilir. Bunun da kredi arzını kısması mümkün” ifadesi kullanıldı. Cari açıkta kayda değer gerileme bekleniyor  Raporda 2020 senesini 39 milyar dolar bir açıkla kapatması beklenen cari dengenin, 2021 yılında altın ithalatı ve turizm gelirlerindeki normalleşmeyle birlikte kayda değer bir düşüş trendine girebileceği ifade ediliyor. Bu doğrultuda cari açığın sene sonunda 20 milyar doların altına inebileceği belirtiliyor. Bu durum, TL’deki stabilizasyonu destekleyici bir faktör olarak öne çıkıyor. Kurdaki gelişmeler belirleyici faktör olacak Öte yandan, rapora ilişkin bilgiler veren Ekonomist Serkan Gönençler, Kasım ayı başından beri yaşanan piyasa fiyatlamasının, kalıcı bir şekilde doğru adımlar atıldığı takdirde fiyatlamalarının hangi noktalara gidebileceğinin önemli bir göstergesi olduğunu belirtti. “Ekonomide doğru adımlar atılırsa piyasa da ileriye dönük makro beklentilerini olumlu yönde güncelleyebilir” diyen Gönençler, “Biz kur tarafındaki gelişmelerin, makro görünümün ve enflasyon, büyüme, cari açık vs. gibi göstergelerin şekillenmesi için en belirleyici faktör olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle, 2020’nin son döneminde oluşan pozitif algılamayı pekiştirecek adımların atılması, öncelikle kur üzerinde etkili olarak, makro beklentilerde önemli iyileşmeleri beraberinde getirebilir. Bu aynı zamanda, Borsa İstanbul’un uzun yıllardır süregelen negatif ayrışmasının tersine dönmesinde de en önemli etken olacaktır” şeklinde konuştu. Yatırımcıya tavsiye: Seçici yatırıma gidin Hisse senetlerinin durumu konusunda değerlendirmelerde bulunan Gedik Yatırım Araştırma Direktörü Ali Kerim Akkoyunlu ise, 2020 yılında yatırımcıların, yaptıkları yatırımlarda seçici olmaları gerektiğini dile getirdi. Akkoyunlu, “Son yıllarda üst üste yaşanan şoklar nedeniyle TL varlıklar, benzer ülke varlıklarına kıyasla iskontolu kalmaya devam etti. Ancak, uzun süredir devam eden bu iskontoyla birlikte ekonomi ve adalet reformu beklentilerinin yanında, gelişmekte olan piyasalara artan ilgi TL varlıklara yönelik 2 aylık bir katalist sağladı ve bu koşullar günümüzde devam etmekte. Bu doğrultuda Türkiye hisse senetleri halen gelişmekte olan hisse senetlerininden %33 iskontoda işlem görmekte ve risk priminin düzelme trendi devam ettiği taktirde Türk varlıklarındaki olumlu havanın devam etmesini bekleyebiliriz. 2021 Yılı Strateji Raporu’yla beraber Gedik Yatırım’ın gerçekleştirdiği çalışmalara ilişkin değerlendirme yapan Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık ise, “Gedik Yatırım olarak ülkemizde sürdürülebilir büyümenin ancak sermaye piyasaları yoluyla gerçekleşeceğine gönülden inanıyoruz” dedi. 2019 yılında pay piyasası halka arzlarında yüzde 50 ile pazar lideri olduklarını hatırlatan Ayışık, “Bu dönemde online hesap açma uygulamamızı iyileştirerek yatırım hesabı açma sürecini de kolaylaştırdık. Yatırımcıları memnun eden başarılı halka arzlarımıza 2020 yılında da devam etik” dedi. Ayışık, sözlerine şöyle devam etti: “2020 yılı pandemi
nedeniyle belirsizliklerle geçmiş olmasına rağmen, Gedik Yatırım olarak yıl boyunca 2 halka arzı büyük bir başarıyla gerçekleştirdik. 2021 yılında piyasa koşulları ne olursa olsun, özverili çalışmalarımıza devam edecek ve ekonomimize katkı sunmaya devam edeceğiz.” Gedik Yatırım 2021 Yılı Strateji Raporu’nda öne çıkan satırbaşları: Piyasaya Yönelik Tahminler 2020 Yılı                     2021 Yılı BIST-100 Düşük-Yüksek                                    842-1,420                   1,100-1,800 Kapanış                                              1,400                           1,750 Dolar/TL Düşük-Yüksek                                    5.85-8.46                    7.30-8.30 Ortalama                                            7.02                             7.90 Kapanış                                              7.65                             8.25 2 Yıllık Gösterge Tahvil Faizi Düşük-Yüksek                                    8.8-13.8                      11.5-15.5 Kapanış                                              14.3                             11.7 Makroekonomik Veri Tahminleri 2020 Yılı                     2021 Yılı Ekonomik Büyüme GSYH (cari, milyar TL)                                      4,916                           5,711 GSYH (cari, milyar dolar)                                   699                              726 GSYH (zincirlenmiş hacim/yıllık yüzde değişim)       1,4                               2,5 Kişi başına GSYH (bin dolar)                          8,444                           8,673 Enflasyon Yılsonu TÜFE (yıllık yüzde)                              13.7                             11.3 Ortalama TÜFE (yıllık yüzde)                           12.2                             13.4 Ödemeler Dengesi  Cari Denge (yılsonu, milyar dolar)                      -38.5                           -19.0 Ceri Denge / GSYH (yılsonu, yüzde)                      -5.5                             -2.6 Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi Bütçe Dengesi (yılsonu, milyar TL)                    -205.0                         -280.5 Bütçe Dengesi /GSYH (yılsonu, yüzde)            -4.2                             -4.9 Türkiye ekonomisi

  • TL’deki istikrarın korunması enflasyonda yeniden bir düşüş trendine girilmesi açısından kritik önemde olacak.
  • Gecikmeli kur etkileri ve olumsuz baz etkisi nedeniyle enflasyonun Mart/Nisan aylarına kadar yükselmeye devam etmesi ve %15’li seviyelere ulaşması bekleniyor.
  • TL’deki istikrar korunabilirse, TÜFE enflasyonu özellikle yılın ikinci yarısında düşüş trendine girerek yılı %11,0-11,5 civarında tamamlayabilir.
  • Para politikasında sıkı duruşun korunmasıyla, reel kurun tarihi diplerine yakın seyrettiği de göz önüne alındığında, en azından kısa vadede TL’deki güçlenme eğiliminin devam edebileceği söylenebilir.
  • Dolar/TL kuru 2021 sonunda 8,25, yıl ortalaması olarak da 7,90 seviyelerinde gerçekleşebilir.
  • TCMB’nin 2021’in Temmuz ayına kadar politika faizini %17-18 seviyelerinde tutması bekleniyor. Bu süreçte TL’deki istikrar korunabilirse, sonrasında bir faiz indirim süreci başlayabilir ve politika faizi sene sonuna kadar %12,5-%13,0 seviyelerine inebilir.
  • Yüksek faizler, önceki aylarda düşük faizler nedeniyle öne çekilmiş talep ve son dönemde devreye sokulan kısıtlamalar ve sokağa çıkma yasakları, özellikle 2021’in ilk iki çeyreğinde ekonomik aktivitede önemli bir yavaşlama yaratabilir.
  • İkinci çeyrekte, olumlu az etkisi kaynaklı çift haneli büyüme görülmesi mümkün. Buna karşın, yüksek faiz ortamında iç talebin büyümeye desteğinin yılın ikinci yarısında da sınırlı kalması ve tüm yıla ilişkin GSYH büyümenin %2,5-3,0 civarında gerçekleşmesi bekleniyor.
  • Güçlü iç taleple artan vergi gelirleri, 2020’de bütçe açığı/GSYH oranını %4,2 civarında sınırlandırıyor. Ancak iç talepteki (buna bağlı olarak da vergi gelir performansındaki) potansiyel yavaşlama ve 2020’den devreden ciddi faiz yükü, bütçe açığı/GSYH oranını 2021 yılında %5,0’e doğru yükseltebilir.
  • 2021 yılı için zaten çok yüklü bir iç borç geri ödeme takvimi olduğu düşünüldüğünde, bu durum faizler üzerinde yukarı yönlü baskı yapabilir.
  • Son revizyonların ardından, cari açığın 2020 sonunda yaklaşık 39 milyar dolara (GSYH’nin %5,6’sı), Şubat/Mart ayı itibariyle de 40-41 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
  • 2021’de turizm gelirleri ve altın ithalatında bir miktar normalleşmeyle birlikte, cari açığın kayda değer bir gerilemeyle, 2021 sonunda 20 milyar doların altına (kabaca GSYH’nin %2,5’i) düşebileceği öngörülüyor.
  • Aşının yaygınlaşmasıyla virüste ikinci dalganın neden olduğu işyeri kapanışlarının çok uzamaması ve belirli hizmet sektörleri ile sınırlı kalması bekleniyor.
  • Merkez Bankası’nın politika faizi Ağustos/Eylül aylarına kadar mevcut yüksek seviyelerinde tutarak, sıkı para politikası duruşunu koruyacağı varsayılıyor.
  • Erken seçim ihtimali halen masada olsa da, kısa vadede erken seçim beklenmiyor.
  • Brent petrol varil fiyatının 2021’de de genel olarak 50-55 dolar seviyelerinde kalacağı varsayılıyor.
  • İç jeopolitik gelişmeler (Suriye, Libya ve Akdeniz’de doğal gaz arama faaliyetleri vb) piyasalarda dönemsel dalgalanma yaratma potansiyeli taşısa da, AB, ABD ve Rusya ile ilişkilerde önemli gerilimler olmayacağı varsayılıyor.

Küresel ekonomi

  • Neredeyse tüm strateji raporlarına iyimserlik hakim.
  • Covid-19 aşılamasının genele yayılmasıyla, global ekonomik aktivitede hızlı ve senkronize toparlanma bekleniyor.
  • ABD’de Biden yönetiminde jeopolitik gerginliklerde azalma ve uluslararası ilişkilerde daha öngörülebilir bir dönem.
  • Para ve maliye politikaları tüm dünyada ultra gevşek kalmaya devam edecek.
  • Merkez Bankaları’nın tahvil alımlarına devam etmelerinin yardımıyla, uzun vadeli faizlerde potansiyel yükselişler sınırlı kalacak.
  • ABD’de çifte açıklarda (bütçe açığı ve cari açık) bozulma ve küresel risk algısının güçlü kalması sayesinde doların zayıflamaya devam etmesi.
  • Zayıf dolar temasıyla, gelişmekte olan piyasalara fon akımlarının güçlü seyretmesi.
  • Ekonomilerin halen tam istihdam seviyelerinin çok uzağında olması nedeniyle, enflasyonun ancak sonraki yıllarda ortaya çıkabilecek bir risk unsuru olabileceği değerlendiriliyor.
  • Global borç/GSYH oranı sadece 2021 yılında 30 puanlık bir artış gösterdiyse de, ülkelerin yüksek borçluluk seviyeleri düşük faizler nedeniyle şimdilik göz ardı ediliyor.
  • Covid-19’da ikinci dalganın beklentilerden kötü gelişim göstermesine ve virüsün mutasyona uğrayarak bulaş oranının arttığı haberlerine rağmen, küre
    sel risk iştahında kısa vadede çok önemli bir bozulma olması da beklenmiyor.

 2021’de Fırsatlar ve Riskler Gedik Yatırım, 2021 Yılı Strateji Raporu’nda global ekonomiyi ve piyasaları konsensüs senaryosundan saptırabilecek fırsatları ve riskleri değerlendiriyor: Riskler

  • Aşıların genele yayılmasının beklenenden uzun sürmesi, beklenenden daha kısa süreli bağışıklık sağlaması ya da virüsün mutasyona uğramasıyla aşıların etkisiz kalması gibi ihtimaller.
  • Hızlı parasal ve mali genişleme sonucu global enflasyonda (özellikle de ABD’de) beklenilenden önce ve beklentilerin ötesinde artışlar görülmesi.
  • Yurtiçinde para politikasında beklenenden önce ve/veya enflasyonun izin verdiğinden daha büyük oranlı bir parasal gevşemeye gidilmesi.
  • Yurtiçinde tahsili gecikmiş alacaklarda görülmesi muhtemel yükseliş, bunun da kredi arzını kısması.

Fırsatlar

  • Aşılamanın beklenenden daha etkili olmasıyla salgının 2021 yılı içinde tamamen kontrol altına alınması, 2020’deki mali teşviklerin de yardımıyla artan tasarrufların hızlı bir şekilde tüketime yönlendirilmesi.
  • Yurtiçinde para politikasındaki sıkı duruşun makul bir süre korunması, atılan yapısal reform adımları ve en önemlisi kurumların bağımsızlığına yönelik algının güçlenmesiyle, TL’de istikrarlı bir değerlenme eğilimi görülmesi.

BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Bahçeşehir Koleji Okula Kabul Sınavı Başvuruları Başladı

Şubat ayında düzenlenecek Bahçeşehir Koleji Okula Kabul Sınavı için başvurular başladı. 2020-2021 eğitim öğretim yılında Türkiye’nin 63 ilinde 134 kampüsüyle eğitim faaliyeti yürüten Bahçeşehir Koleji’nin bu yılki okula kabul sınavları 6-28 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilecek.  Başvuruları on-line olarak https://bahcesehir.stoys.co/sinavkayit adresinden ve Bahçeşehir Koleji kampüslerinden kabul edilmeye başlanan Okula Kabul Sınavı, 4. sınıflar için 6-7 Şubat’ta, 5. sınıflar için 13-14 Şubat’ta, 6. sınıflar için 20-21 Şubat’ta, 7. sınıflar için 27-28 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilecek. Bahçeşehir Koleji Okula Kabul Sınavı’nda başarı gösteren öğrenciler, çeşitli oranlarda eğitim bursuyla ödüllendirilecek. Türkiye’nin 63 ilinde bulunan 134 kampüsünde 80 bini aşkın öğrenciye eğitim veren Bahçeşehir Koleji, dijital eğitimdeki başarısıyla fark yaratıyor. 12 yılı aşkın süredir dijital eğitime yaptığı yatırımlarla öne çıkan Bahçeşehir Koleji, Avrupa’nın en iyi 10 uzaktan eğitim platformu arasına seçilen ödüllü yazılımı Metodbox ve Türkiye’nin eğitim entegrasyonu olan ilk görüntülü görüşme platformu SeeMeet ile uzaktan eğitim sürecini en etkin yürüten kurumların başında geliyor. “Eğitimin kalitesini içeriği belirler” yaklaşımıyla; aynı anda 150 bin öğrencinin uzaktan eğitim alabildiği Metodbox’ta yer alan yazılı ve görsel tüm içerikler, sürekli olarak çalışan geniş bir akademik ve teknik kadro tarafından güncelleniyor. BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Pastırmayı kodamanlar alır

Oksimoron TV sokak röportajlarında vatandaşlara ‘En son ne zaman ve ne kadar pastırma aldınız??’ sorusu soruldu. İstanbul Eminönü ilçesinde gerçekleşen röportajlarda soruya ilginç cevaplar verildi. Vatandaş: “Kodamanlar alır, alt kısım alamaz” Röportajdaki soruya bazı vatandaşlar “Millette para yok ki nasıl alacak? Millet karnını doyuramıyor ekmek parası alamıyor, bu şartlarda nasıl alacak pastırmayı? Vatandaş alamaz kim alacak bunu? Kodamanlar alır, alt kısım alamaz üst kısım alır. Bir seneyi geçti. Sadece pastırmanın kalan artık diyelim, Türkçe ’si artıktır, o çöpe atılması gereken yerlerini aldık, sadece yemeklere katabilelim diye. Üst düzeydeki insanlar yiyorlar o yüzden biz de artıklarını yiyoruz ” cevaplarını verdiler. BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Bakan Yardımcısı Sayan’ın Proaktif Siber Savunma Açıklamasına BİDER'den Destek

Global Bilişim Derneği (BİDER) Başkanı Şenol Vatansever, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan’ın ülkemizin dijital sınırlarında 2023 vizyonunun siber güvenliğin sağlanmasına yönelik açıklamasına destek vererek, Sayan’ın “2020-2023 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı” çerçevesinde siber olaylara müdahalenin olay öncesini, esnasını ve sonrasını kapsayan bir bütün olmasından hareketle, proaktif siber savunma anlayışını geliştirmeye devam edeceklerini belirtmesinden duyduğu memnuniyeti bildirdi. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sayan‘ın “Dijital Biz” dergisine verdiği özel röportajda (*), ulusal seviyede siber güvenlik alanında en son teknolojik imkânlara sahip olacaklarını ve ülkemize yönelik siber tehditlerle mücadeledeki etkinliklerini artıracaklarını kaydetti. Bunu yaparken yerli ve milli teknolojileri geliştirmeye ve kullanmaya devam edeceklerini belirten Sayan, “Ülkemizdeki siber güvenlik ekosisteminin geliştirilmesini sağlayarak özel sektörümüzün dünya çapında söz sahibi olmasını sağlayacağız. Kamu, özel sektör, akademi ve STK’larla iş birliği içerisinde çalışmalarımızı yürüteceğiz. Bu alandaki yenilikçi fikirlere ve Ar-Ge faaliyetlerine yönelik desteklerle yerli ve milli ürün ve hizmetlere dönüşümünü gerçekleştireceğiz.” ifadelerini kullandı. Sayan‘ın açıklamalarını değerlendiren BİDER Başkanı Vatansever ise siber güvenlik teknolojilerinin; ağları, bilgisayarları, programları ve verileri siber saldırılardan koruyan teknolojiler olarak tanımlandığını belirtti. Dijital dönüşümün başarılı bir biçimde gerçekleşmesi ve bunun sürdürülebilirliğinin sağlanması için siber güvenlik altyapısının hayati bir önem arz ettiğini kaydeden Vatansever, “Herhangi bir ürüne ya da üretim altyapısına, amacına ulaşan bir siber saldırı gerçekleştiğinde hataya sebep olan güvenlik açığının kaynağını bulmak haftalar hatta aylar sürebiliyor. Bunu engellemek için tüm süreçlerde uçtan uca güvenlik süreçlerinin tamamlanması ve devreye alınması gerekiyor. Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi’nin (BGYS) önemli parçalarından biri iz kaydı (log) yönetimidir. ISO 27001 BGYS’de log yönetimin önemi vurgulanıyor. FISMA, HIBAA, SOX, COBIT gibi uluslararası standartlar ve ülkeden ülkeye değişen kanuni zorunluluklar da log yönetimini zorunlu kılıyor.” değerlendirmesini yaptı. Vatansever, siber saldırıların anlık olarak tespit edilmesinin mümkün olduğunu, “1SIEM” web sitesinden  çözüm sağlayıcılara ulaşılabileceğini aktararak, şu tespitlerde bulundu: “Bilgi teknolojileri altyapısını oluşturan kayıtları toplayan, inkâr edilemez bir şekilde saklayan ve analiz yapan log yönetim sistemleri kamu kurumlarında ve özel sektör şirketlerinde mutlaka olmalı. Ama log yönetim sistemleriyle log’ları toplamak da tek başına yeterli değil. Tehditlerin ve zafiyetlerin tespiti, tanımlanan koşulların oluşması durumunda uyarı vermesi için toplanan bu log’ların birbirleriyle ilişkilendirilmesi ve otomatik olarak analizlerinin yapılması gerekiyor. Ortalama büyüklükteki bir ağda her ay milyarlarca log oluşur. Bu log’lar arasında oluşabilecek kombinasyonları düşünürsek birikmiş log’ların üzerinden arama ve tarama, raporlama ve arşivleme ile herhangi bir tehdidin yakalanması mümkün değildir. Çözüm için gerçek anlamda korelasyon özelliğine sahip Güvenlik Bilgi ve Olay Yönetimi (Security Information and Event Management – SIEM) yazılımının gücüne başvurmak gerekir. SIEM yazılımı, birçok noktadan ve yüzlerce cihazdan aldığı log’lar ile network tehditlerini gerçek zamanlı olarak izler, yakalar, analiz eder ve hızlı bir şekilde aksiyon alınmasını sağlar. Adli soruşturmaların hızlıca ve kolayca yapılmasına yardımcı olur. Log’lar ve olaylar raporlanarak kolayca anlaşılabilen biçimde grafiksel kullanıcı ara yüzünde (GUI) gösterilir. Birçok farklı ağ cihazından aldığı farklı formatlardaki log’ları ilişkilendir ve hatalı alarmların (false positive) sayısını azaltarak sistem yöneticileri için çok büyük avantaj sağlar.” BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

LG, CES 2021’de Tasarım Cihazlarını Tanıtıyor

Farklı Zevklere Uygun Renk ve Malzeme Çeşitliliği Olan Cihazlar, Hangi Tarzda Olursa Olsun, Tüm İç Mekanlara Sorunsuz Bir Şekilde Uyum Sağlıyor. LG Electronics, Mobilya Konseptli Cihazlarının lansmanını, katılımcıların beğenilerine göre özelleştirilebilen cihazlarla sanal bir yaşam alanı tasarlamalarına olanak tanıyan interaktif bir deneyimle CES® 2021’de yapıyor. Dünyanın önde gelen beyaz eşya şirketinin bu yeni ürünleri, son teknoloji cihazlarla tasarım mobilyalar arasındaki sınırı bulanıklaştırıyor. Bu beklenen koleksiyonda, InstaView® Door-in-Door® buzdolabı, Buzdolabı ve Dondurucu çifti, mikrodalga fırın, bulaşık makinesi, su arıtma cihazı, WashTower™ ve Styler bulunuyor. Bu ürünlerin herhangi bir ortama zahmetsizce entegre olma yeteneği, siparişe göre karıştırılabilen ve eşleştirilebilen lüks malzemeler ve modern, sade renklerin çeşitliliği ile geliştirilmiş durumda. Tüketicilerine, aralarından seçim yapabilecekleri çok sayıda malzeme ve renk kombinasyonu sunan LG’nin Mobilya Konseptli Cihazlar paketi, kullanıcıların her bir ürünü kişisel zevklerine ve evlerindeki herhangi bir odanın dekoruna göre özelleştirmelerine olanak tanıyor. Mobilya Konseptli Cihazların birinci sınıf görünümü, paslanmaz çelik, cam, metal ve İtalyan Arpa Industriale tarafından tasarlanan gelişmiş kaplama teknolojisine sahip yenilikçi bir malzeme olan FENIX de dahil olmak üzere farklı ve kaliteli kaplamaların kullanılmasıyla elde ediliyor. Opak, parmak izine dayanıklı ve dokunuşu hoş olan FENIX, son derece dayanıklı olmasının yanı sıra, zamansız ancak belirgin bir şekilde modern bir görünüme de sahip1. LG, CES 2021’deki sanal galerinin sağladığı yenilikçi deneyim sayesinde, ziyaretçilere koleksiyonun olağanüstü çok yönlülüğünü çevrimiçi olarak deneyimleme fırsatı sunuyor. Ziyaretçiler, hayal ettikleri iç mekanı tasarlayabilecek ve iç mekanı istedikleri renk ve kaplamalarda LG Mobilya Konseptli Cihazlarla doldurabilecekler. LG Beyaz Eşya ve İklimlendirme Çözümleri Başkanı Lyu Jae-cheol, “LG Mobilya Konseptli Cihazlar, hem biçim hem de işlev açısından en iyisini sunan çok amaçlı ürünler. Mobilya ve yüksek performanslı ev çözümlerinin şık bir birleşimi olan bu koleksiyonu, daha birleşik, mekansal olarak entegre bir evin yolunu açmaya yardımcı olmak için geliştirdik” şeklinde konuştu. LG Mobilya Konseptli Cihazlarını sanal bir yaşam alanında deneyimlemek için 11 Ocak’tan itibaren CES 2021’de LG’nin sanal fuar standı ziyaret edilebilir. Serinin Türkiye’de satışa sunulup sunulmayacağı ise henüz netlik kazanmadı. BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

12 Ayda milyonlarca kişisel veri sızdırıldı

Pandeminin tüm süreçleri küresel çapta etkilediği 2020 yılı birçok kişisel veri ihlalinin de yaşanmasına neden oldu. 12 ay boyunca milyonlarca kişinin verilerinin ihlal edildiğini belirten Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, geride bıraktığımız yılın en çok konuşulan kişisel veri ihlallerini sıralıyor. Siber saldırıların pandemi ya da daha farklı bir felakette dahi durmayacağını gösteren bir yıl geride kalıyor. Küresel nüfusun büyük bir kısmının evden çalışma iş modeline doğru kaydığı ve şirketlerin de operasyonlarını hızla uzaktan yönetmeye geçtiği 2020’de hackerler hiç boş durmadı. Uzaktan çalışanların siber güvenlik olaylarının %20’sini oluşturduğunu, fidye yazılımının yükselişe geçtiğini ve kişisel verilerin korunmasında “123456” parolasının yeterli bir parola olmadığını aktaran Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, 2020’de 12 ay boyunca en çok ses getiren kişisel veri ihlallerini ay ay özetleyerek aktarıyor. Ocak 2020’nin ilk günleri, bügüne kadar bilinen en büyük kart bilgileri ihlallerinden biri ile geçti. Wawa adlı Amerikan hipermarket zincirinin online kanallarındaki güvenlik açığı nedeniyle yaklaşık 30 milyon Amerikalı’nın ve 1 milyonun üzerinde de yabancı müşterilerin online satış bilgilerinin sızdırıldığı ihlalde, kart bilgileri 17 dolara DarkWeb üzerinden satışa sunuldu. Şubat Şubat ayı hackerlerin özel sektör ya da kamu fark etmeksizin kişisel verilere saldırdığı gerçeğini bir kez daha kanıtladı. 1,26 milyon Danimarka vatandaşının vergi mükellefi kimlik numaraları ifşa olurken, ara yazılım güvenlik hataları nedeniyle de kozmetik devi Estée Lauder, şirket içi e-postalar dahil 440 milyon dahili kaydın ifşa edildiğini belirtti. Mart Siber saldırılarda hackerlerin gözdesi olan otel grubu Marriot, Mart ayına e-posta hesaplarına sızıldığı bir saldırı ile girdi. 5,2 milyon misafirinin etkilendiği ve kişisel birçok bilginin sızdırıldığı belirtildi. Bu saldırının yanı sıra medya sektöründe de yılın ilk büyük kişisel veri ifşası yaşandı. Virgin Media, 900 bin kullanıcısının verilerinin ifşa edildiğini açıkladı. Nisan Hem oyun sektöründe hem de e-posta servislerinde kişisel verilerin ifşasına neden olan Nisan ayında, oyun devi Nintendeo 160 bin kullanıcısının hesaplarının saldırı altında olduğunu, İtalyan e-posta servis sağlayıcısı Email.IT ise 600 bin kullanıcısının kişisel verilerini koruyamayıp, DarkWeb’te satışa sunulduğunu raporladı. Mayıs Ulaşım sektöründe de kişisel verilerin ifşası uluslararası uçuşların pandemi nedeniyle kısıtlandığı Mayıs ayında gerçekleşti. Ekonomik havayolu şirketi EasyJet, bazı mali kayıtlar da dahil olmak üzere 9 milyon müşterisine ait verileri açığa çıkaran bir veri ihlali ile mücadele etti. Aynı zamanda popüler uygulamalardan biri olan Wishbone uygulamasına saldırı gerçekleştiren bir hacker grubu 40 milyon kullanıcı kaydını içeren kişisel verileri ifşa etti. Haziran Fiziksel mağazaların halen açılamadığı dönemde online mağazalara yönelen tüketicileri hackerler avlamak için doğru anı kovalıyordu. Bunun en büyük örneğini Claire’s mağazalar zincirinin online platformunda gerçekleştirmek istediler. Yaklaşık 2 ay boyunca kötü amaçlı bir yazılımın e-ticaret platformunda yer aldığını tespit eden şirket, kaç müşterisinin etkilendiği konusunda bilgi vermedi. Temmuz Uluslararası konaklama ve eğlence sektörünün en önemli şirketlerinden MGM Resorts’un 142 milyon adet misafir kayıtları ve kişisel verileri DarkWeb’te ortalama 2.500 dolar üzerinden satışa sunuldu. Aynı zamanda bir fitness markası olan V Shred ise 99 bin müşterisinin ve eğitmeninin tanımlanabilir kişisel verilerinin açığa çıktığını duyurdu. Ağustos Ücretsiz fotoğraf platformu Freepik, 8,3 milyon kullanıcısını etkileyen bir veri ihlali ile mücadele etti. Kullanıcı adlarının ve şifrelerinin açığa çıkma tehlikesine karşı kullanıcılarını da geç uyaran platform, birçok tepki ile karşı karşıya kaldı. Eylül Eylül ayı siber saldırılarla hükümet karşıtı protestoların birlikteliğine neden oldu. Beyaz Rusya’da hükümete karşı protestolara katılan vatandaşlara gösterilen polis şiddeti bir grup hackerin karşı tepki olarak 1000 yüksek rütbeli polis memurunun özel bilgilerinin sızdırılması ile sonuçlandı. Ekim  Tam bir yıl boyunca bir satış noktasındaki pos cihazının hacklenmesi, ABD’li barbekü restoran zinciri Dickey’s’in 3 milyon müşterisinin kart bilgilerinin ifşasına neden oldu. Kasım Siber saldırıların en yoğun geçtiği ay olan Kasım’da 27,7 milyon Teksas’lı sürücünün kişisel bilgileri sızdırılırken, spor dünyasında futbol devi Manchester United’e ise siber saldırı gerçekleşti. Taraftar ve kulüp üyelerinin kişisel verilerine yönelik gerçekleşen saldırının sonuçları halen belirlenemedi. Bunun yanı sıra müzik sektöründe dev olma yolunda ilerleyen online müzik akış servisi Spotify’da ise 300 bin kullanıcının hesaplarının ele geçirildiği iddia edildi. Aralık Kamu sektörünün siber güvenlikte yetersiz kaldığını kanıtlayan aylardan biri Aralık ayı oldu. Birleşik Krallık Vergi Dairesi, 24 bine yakın kişiyi etkileyen 11 ciddi veri ihlali yaşadığını aktardı. BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

DMD hastalarına farkındalık sağlamak gelişimleri açısından büyük önem taşıyor!

 DMD (Duchenne Musküler Distrofi) hastalığının kronik ilerleyici bir hastalık olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Gültekin Kutluk, hastaların yaşam kalitesini arttırmak için düzenli takibin büyük önem taşıdığını söyledi. Duchenne Kas Hastalığı ile Mücadele Derneği Genel Sekreteri Baran Köseoğlu ise nadir hastalıklara farkındalık sağlamak adına oluşturulan “Nadir-X” projesinin okul çağındaki DMD hastalarının, arkadaşları tarafından daha iyi anlaşılması açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. DMD hastalığının çocuklarda 3 ila 5 yaşları arasında bulgu veren, ilerleyici kas yıkımı ve zayıflığına neden olan genetik bir hastalık olduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Gültekin Kutluk ve Duchenne Kas Hastalığı ile Mücadele Derneği Genel Sekreteri Baran Köseoğlu hastalığa dair önemli açıklamalarda bulundu. DMD’nin her 3500-4000 erkek çocuktan 1’inde görülen, kız çocuklarının ise taşıyıcı olduğu genetik bir hastalık olduğunu, nadiren taşıyıcı olan kız çocuklarda da çeşitli semptomlar verebildiğini ifade eden Nöroloji Uzmanı Dr. Gültekin Kutluk, “DMD, X kromozomuna bağlı çekinik seyreden genetik bir hastalıktır. Genetik geçiş olmadan yani ailede mutasyon olmadan da ortaya çıkabilir. Bu yüzden genetik danışmanlık büyük önem taşıyor. Ancak bu sayede sonraki kuşaklarda bu hastalığın görülmesi engellenebilir.” diye konuştu. DMD’nin ilerleyici seyreden bir kas hastalığı olduğunun altını çizen Nöroloji Uzmanı Gültekin Kutluk, “Önce yürüme problemleri, merdiven ve yokuş çıkmada zorluklar, 10-12 yaşları arasında da tekerlekli sandalye kullanmaya başlarlar. Gençlik yıllarında kolları, bacakları ve vücudu hareket ettirmek için yardım gerekir. Genellikle 20’li yaşlarda, solunumsal ya da kardiyak problemler daha ön plana çıkmaya başlar.” açıklamasında bulundu. DMD tanısı alan çocukların ailelerinin genetik danışmanlık almaları gerekiyor  DMD’nin ne yazık ki henüz bilinen kesin bir tedavisi bulunmadığını söyleyen Nöroloji Uzmanı Dr. Gültekin Kutluk, hastalığın doğum öncesi tanı olasılığını ise şu şekilde anlattı: “DMD’ye neden olan gen mutasyonuyla doğan bir çocukta hastalığın ortaya çıkışını önlemenin imkânı yok. Fakat DMD taşıyıcısı olduğunu bilen anneler genetik testten geçebilir ve hamileyken bebeğinin DMD’li olup olmadığını test ettirebilir. Bu testler %95’e kadar doğru sonuç verir. DMD tanısı alan çocukların ailelerinin genetik danışmanlık almaları önem taşır. Bu sayede gebelik öncesi tüp bebek yöntemi ile sağlıklı çocuklara sahip olabilirler. Gebelik sırasında da haftasına göre kordosentez veya amniosentez ile genetik tanı yapılabilmektedir.” Nöroloji Uzmanı Dr. Gültekin Kutluk sözlerini şöyle tamamladı: “DMD, kronik ilerleyici bir hastalıktır. Yaşam kalitesini arttırmak için düzenli takip büyük önem taşımaktadır. Erken başlayan tedavi ve fizyoterapilerle süreç yavaşlatılabilmektedir. Çocuk haftada bir gün yüzebilir. Ek olarak pasif egzersizler, yürüyüşler, bisiklete binme de faydalı olabilir. Aşırı kilo almamaları adına, dengeli bir diyeti takip etmeleri büyük önem taşıyor. Protein almaları adına, süt ve süt ürünlerini bolca tüketmeleri, aşırı kalori veren karbonhidrat, şeker, çikolata gibi gıdalardan uzak durmaları gerekiyor. Düzenli uyku önemli yer tutuyor. Ayrıca çocukları sosyal hayattan koparmamak, toplumdan izole etmemek çocuğun bilişsel gelişimi açısından çok önemlidir. Devam edebildikleri sürece okula gitmeyi sürdürmeliler. Unutulmamalıdır ki son zamanlarda üzerinde çalışılan gen tedavileri büyük umut veriyor.” Nadir hastalıklara farkındalık sağlamak adına oluşturulan “Nadir-X” projesine dahil olduklarını söyleyen Duchenne Kas Hastalığı ile Mücadele Derneği Genel Sekreteri Baran Köseoğlu, “Projenin içeriğinde oluşturulacak çizgi romanla, okul çağındaki DMD hastalarının, arkadaşları tarafından daha iyi anlaşılmasını, DMD’li çocukların tedavi sürecinde arkadaş çevresinden destek almalarını sağlamayı amaçladıklarını ifade etti. Türkiye’de 5000 civarında DMD hastası olduğunu söyleyen Baran Köseoğlu, “Dernek olarak yaptığımız en önemli faaliyet, aileler olarak birbirimize verdiğimiz destek moral ve dayanışma gruplarımız. Burada yeni teşhis olan, çıkmaza giren, sıkıntılarla başa çıkamayan ailelerimizin sıkıntılarını paylaşıyor ve mümkün olanları çözmeye çalışıyoruz. DMD hastaları ve yakınları daha çok gittikleri hastanelerde yeterli bilgilendirme yapılmamasından, uluslararası bakım standartlarının Türkiye’de uygulanmamasından, her hastanenin bakım ve tedavi protokolünün birbirinden farklı olmasından şikâyet ediyor.” dedi. DMD hastaları pandemi döneminde büyük sıkıntı çekiyor Pandemi döneminde DMD hastalarının farklı sorunlar yaşadığını belirten Baran Köseoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kapanan klinikler sebebiyle kontrolleri ve bakımı tam yapılamayan, tedavisine yönelik ilaçlara zamanında ulaşamayan, fizik tedaviye ve yüzmeye gidemedikleri için yürümesi ve kondisyonu iyice bozulan DMD’li çocuklarımız var. Türkiye’de mevzuat ve kanunlarımız uluslararası standartlarda ancak uygulama noktasında her hastanede farklılık göstermesi nedeniyle zorluklar yaşanabiliyor. Tedaviyi standartlaştırmanın önemini pandemi döneminde de görmüş olduk.” BEYAZ HABER AJANSI (BHA)

Sıla ve Yalın’dan yılbaşı gecesi eğlenceli düello

Son dönemde sosyal medyada yaptıkları düetlerle adlarından söz ettiren Sıla ve Yalın, yılbaşı gecesi sürpriz bir online konser ile evlere konuk oldu. Pepsi’nin katkılarıyla 1 Ocak saat 00:30’da, Sıla ve Yalın’ın instagram hesaplarından canlı olarak yayınlanan konseri aynı anda Türkiye’nin dört bir yanından binlerce kişi izledi. Yılbaşı gecesi kamera karşısına geçen Sıla ve Yalın, birlikte imza attıkları ‘Ver O Zaman Gömleklerimi’ adlı düetlerini yeni yılın ilk günü hayranlarının beğenisine sundu. Birbirlerinin en sevilen şarkılarını yılbaşı gecesi sevenleri için seslendiren Sıla ve Yalın herkesin yeni yılını kutlayarak “Bu gece düello yapalım dedik. Bu düelloyu da birbirimizin şarkılarıyla yapalım yani bu mücadeleyi birbirimizin şarkılarını söyleyerek yapalım dedik. İzleyiciler ile birlikte sıra dışı bir deneyim yaşadık. Binlerce müziksevere aynı anda ulaştık. Hep birlikte eğlendik ve moral bulduk. Kendimizi hiç yalnız hissetmedik. Herkese teşekkür ediyoruz” dediler. Sıla, Yalın’la dostluklarının uzun yallara dayandığını söyledi: “Bizim Yalın ile dostluğumuz uzun yıllara dayanıyor, çok katmanlıdır bizim dostluğumuz. Yıllar sonra birlikte şarkı yazmaktan çok mutlu olduk. Bize yaradı size de yarasın”. Yalın şöyle devam etti: “’Ver O Zaman Gömleklerimi’ şarkısını umarım bol bol dinlersiniz ve umarım açık yaralarınıza derman olur. 2021 sağlık, neşe, mutluluk, aşk, iyilik getirsin”. BEYAZ HABER AJANSI (BHA)