Aylık arşivler: Şubat 2021

Elektrik dağıtımında yatırımın lideri Enerjisa

Enerjisa Dağıtım Şirketleri; Başkent EDAŞ, AYEDAŞ ve Toroslar EDAŞ, son 5 yılda gerçekleştirdikleri 10,4 milyar lira yatırımla, planlanan yatırım miktarının yüzde 38 üzerine çıkarak, Türkiye’deki toplam enerji dağıtım yatırımlarının yüzde 28’ini gerçekleştirdi

 

Yurt genelinde faaliyet gösteren 21 elektrik dağıtım şirketi, 2016-2020 döneminde kendileri için belirlenen miktardan yaklaşık yüzde 15 daha fazla yatırım yaparken, bu artışta Enerjisa Dağıtım Şirketleri’nin payı yüzde 58,2 oldu

 

Türkiye’de 21 elektrik dağıtım bölgesinin 3’ünde faaliyet gösteren Enerjisa Dağıtım Şirketleri Başkent EDAŞ, AYEDAŞ ve Toroslar EDAŞ, 2016-2020 yılları arasındaki 5 yıllık dönemde planlanan yatırım yükümlülüğünün yüzde 38 üzerine çıkarak, 10 milyar 369 milyon lira yatırım gerçekleştirdi.

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, elektrik dağıtım şirketlerinin 2016-2020 yılları arası 3. uygulama dönemine ilişkin tahmini yatırım tutarı verilerine göre, Türkiye’deki toplam enerji dağıtım yatırımının yüzde 28’ini Enerjisa’nın dağıtımdaki üçlüsü gerçekleştirdi.

 

Yurt genelinde faaliyet gösteren 21 elektrik dağıtım şirketinin, 2016-2020 dönemi için yatırım tavanları 32 milyar lira olarak belirlenirken, şirketler müşterilerine daha kaliteli ve sürdürülebilir enerji sağlamak için bu dönemde 37 milyar liranın üzerinde yatırım gerçekleştirdi.

 

Enerjisa Dağıtım Şirketleri ise aynı dönemde kendileri için belirlenen 7,5 milyar liralık yatırım tavanının yüzde 38 üzerine çıkarak, 10,4 milyar lira yatırıma ulaştı. Böylece Türkiye çapında elektrik dağıtım yatırımlarındaki artışı, yüzde 58’lik payla Başkent EDAŞ, AYEDAŞ ve Toroslar EDAŞ sırtladı.

 

Toroslar EDAŞ ve Başkent EDAŞ listenin zirvesinde

2016-2020 dönemi için, yatırım tavanı 2,9 milyar lira olarak belirlenen Toroslar EDAŞ, bu dönemdeki yatırımını yaklaşık yüzde 57 artışla 4,6 milyar liraya çıkardı. Şirket bu yatırımlarla 5 yıllık dönemde en çok yatırım yapan elektrik dağıtım şirketi oldu.

 

Aynı dönemde Başkent EDAŞ, kendisi için belirlenen 3,1 milyar liralık yatırım tavanının yüzde 35 üzerine çıkarak, 4,2 milyar liralık yatırım gerçekleştirdi. Başkent EDAŞ bu yatırımla en çok yatırım yapan dağıtım şirketi listesinde 2’nci basamağa yerleşti.

 

21 dağıtım şirketi arasında 4 milyar lira yatırım seviyesinin üzerinde yalnızca Toroslar EDAŞ ve Başkent EDAŞ yer aldı. AYEDAŞ ise kendisi için belirlenen yatırım miktarının yüzde 6,2 üzerine çıkarak, 1,6 milyar liralık yatırımla en çok yatırım yapan 12. şirket oldu. Böylece 3 şirket 5 yılda 10,4 milyar lira yatırım yaptı.

 

Yatırımlar memnuniyeti artırdı

 

Şirketler tarafından gerçekleştirilen yatırımlarla artan müşteri memnuniyeti, 13’üncü Elektrik Dağıtım Şirketleri Sektör Değerlendirme Toplantısı’nda paylaşılan müşteri anketine de yansıdı.

 

Başkent EDAŞ için 2019’daki memnuniyet oranı yüzde 53,2 olarak tespit edilirken bu oran 2020’de yüzde 57,3’e yükseldi. AYEDAŞ’ta bu oran yüzde 49,1’den yüzde 54,5’e Toroslar EDAŞ’ta ise yüzde 45,7’den yüzde 48,4’e yükseldi.

 

Söz konusu 3 şirketin memnuniyet ortalaması yüzde 53,2 olarak hesaplanırken, bu oran Türkiye ortalaması olan yüzde 52,5’lik seviyenin üzerinde yer aldı.

 

Türkiye’de 3 ayrı bölgede elektrik dağıtımından sorumlu Enerjisa, İstanbul Anadolu Yakası, Ankara, Bartın, Çankırı, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Zonguldak, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Mersin, Kilis ve Hatay’da çalışmalarını sürdürüyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

MediaMarkt’tan Antalya’ya 4. Mağaza

Avrupa’nın açık ara lider teknoloji perakendecisi MediaMarkt, Antalya’daki 4. mağazasını 5M Migros AVM içerisinde açtı. 50 bine yakın ürünün satışa çıktığı mağazayı ziyaret eden tüketiciler açılışa özel yüzde 50’ye varan indirimlerden de yararlandı. 

 

Dijital satışlarını dört kat artıran, pandemi süresince açtığı 3 yeni mağaza ile toplam mağaza sayısını da 80’e çıkaran MediaMarkt Türkiye, 2021 yılına da yeni mağaza yatırımlarıyla giriyor. Bu yıl 4 yeni ile girip 10 yeni mağaza açmaya hazırlanan markanın ilk yatırımı Antalya’ya oldu. 5M Migros AVM içerisinde açılan yeni mağazayla birlikte Antalya’da toplam 4 Türkiye’de ise 81 mağazaya ulaşan MediaMarkt Türkiye, bu mağaza açılışına özel Perşembe ve Cuma günleri seçilmiş ürünlerde yüzde 50’ye varan indirimler uyguladı.

MediaMarkt Türkiye Operasyondan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Hulusi Acar, “Antalya’ya ilk mağazamızı 2011 yılında açtık. Şehrin potansiyeli üzerine yatırımlarımıza ara vermedik. Bugün Antalya’nın en işlek AVM’lerinden 5M Migros’ta 4. mağazamızı açmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Türkiye’nin en çok tercih edilen çok kanallı elektronik perakendecisi olma vizyonu doğrultusunda tüm yatırım ve çalışmaları, müşteri beklentilerine ve ihtiyaçlarına göre planladıklarını dile getiren Acar, “Müşterilerimizi teknolojinin her çeşidi ile bir araya getirmek için fiziksel mağazalarımızda 50 bine varan ürünü tercihlerine sunuyoruz. Üstelik, bu çeşitliliği sadece fiziksel mağazalarımızda değil online satış kanalımız üzerinden de sağlamak için, 9 binden fazla ürün çeşidini barındıran mediamarkt.com.tr ile 7/24 hizmet veriyoruz” ifadelerini kullandı. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ege'nin ilk özel çimento fabrikası Çimentaş 70. yaşında

1950 yılında temelleri İzmir’de atılan Çimentaş, kuruluşundan itibaren, doğduğu topraklara değer katmaya devam ediyor. Ulusal ve uluslararası alanda pek çok başarıya imza atan Çimentaş, yüksek ihracat gücü ile sürdürülebilir büyümeye odaklanıyor ve yatırımlarına
 hız kesmeden devam ediyor. 

 

1950 yılında İzmir’de Ege’nin ilk özel çimento fabrikası olarak kurulan, 150 bin ton üretim hacmi ile faaliyetlerine başlayan Çimentaş geldiği noktada Türkiye’nin en önemli çimento markalarından biri oldu. Çimentaş 70. yılı, sahip olduğu çok değerli birçok sanatçının 100’den fazla eserinin oluşturduğu koleksiyondan, 30 parçalık seçkiden oluşan sanal sergiyle taçlandırdı.  

 

 

Çimentaş, 1996’da Kars, 2005’te Trakya ve 2006’da Elazığ'da bulunan son teknolojilerin kullanıldığı çimento fabrikalarına yaptığı yatırımlarıyla katma değeri yüksek projelere imza attı.  Bugün 20'ye yakın hazır beton santralı ve 4 fabrikasıyla büyümesini sürdürüyor.  Hedefleri ve hayata geçirdiği başarılı çalışmalarıyla yabancı yatırımcıların dikkatini çeken Çimentaş, 2001 yılında 5 kıta ve 18 ülkede faaliyet gösteren dünyanın önemli sanayi grupları arasında yer alan Cementir Holding tarafından satın alındı.

 

 

Çimentaş’ın 70’inci yılı nedeniyle bir değerlendirme yapan Çimentaş CEO’su Cenker Mirzaoğlu, “70 yıl bir sanayi kuruluşunun yaşamında çok önemli bir süre. Çimentaş bu süre zarfında hayata geçirdiği pek çok başarı ile sektöründe birçok konuda liderlik etmiş, müşterilerine en kaliteli ürün ve hizmeti sunarak her zaman güvenilen bir marka olmuştur” dedi. Kuruluşundan bugüne kadar yatırımlarıyla istihdamın artmasına katkı sağlayan Çimentaş’ın bulunduğu bölgelerde de güven duyulan bir işveren olarak hep ön plana çıktığını söyleyen Cenker Mirzaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

 

“Bugün 4 fabrikamızın 3’ü ihracat odaklı üretimlerini sürdürüyor. İzmir fabrikasından, Afrika ve Avrupa’ya, Trakya fabrikasıdan Bulgaristan’a, Kars fabrikasından da Gürcistan’a ihracat yapıyoruz. Çimentaş’ın, Ege Bölgesi’nde ilk kurumsal, halka açık hazır beton üretim şirketi Çimbeton markamız altında 20'ye yakın hazır beton santralı bulunuyor. Uluslararası bir şirket profiline ulaşan Çimentaş, Cementir Holding bünyesine katılımından bu yana geçen sürede 650 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirdi. 70 yılımızın başarısını kutlarken, köklerimizden aldığımız güç ve tecrübe ile daha iyisini yapma tutkumuzu birleştirerek, daha büyük başarılara imza atmak için hız kesmeden yatırımlarımıza ve çalışmalarımıza devam edeceğiz.

 

70. yılımızın anısına çok değerli ressamların, sanatçıların 100’den fazla eserinin bulunduğu koleksiyonumuzdan ilk etapta 30 parçalık bir seçki ile sanal bir sergi açtık. Tüm sanatseverleri sergimizi ziyaret etmeye davet ediyoruz.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Fabrikalar Neden Robotik Etiketlemeyi Tercih Etmeli?

Endüstri 4.0’ın bir sonucu olarak otonom ve robot sistemleri gün geçtikçe yaygınlaşmakta. Bunun sonucu olarak otomotivden beyaz eşyaya, gıdadan kişisel bakım ürünlerine birçok sektör neden robotlu etiketleme sistemlerini tercih etmeli?

Robotlu etiketlemenin sağladığı avantajların başında hiç kuşkusuz hızlı ve kesintisiz üretime imkan tanıması geliyor. Robotik etiketlemenin yürüyen bant üzerinde ürünün yavaşlamasına gerek kalmadan yüksek hızlarda etiketlerin taşınarak, etiketlemeye imkan tanıması verimliliği artıran unsurlar arasında yer alıyor.

Fabrikaların robotik etiketlemede karşısına çıkan bir diğer avantaj ise kalite standardı. Etiketleme sisteminin otomatize hale getirilmesi ve ucuna entegre edilen vakum padleriyle ürün üzerinde her seferinde tam istenen noktalara etiketleme işleminin yapılmasıyla olası riskler ortadan kaldırılıyor.

ROBOTİK ETİKETLEME SARF MALZEME TASARRUFU SUNMASIYLA FABRİKALARIN DOSTU

Sektörün özelinde ihtiyaca uygun etiketleme otomasyonlarının sunulması ürünler üzerinde farklı yüzeylerin farklı noktalarına etiketleme yapılabilmesini sağlıyor. Öte yandan robotik etiketleme sarf malzeme tasarrufu sunmasıyla da fabrikaların dostu. Ribon tasarruflu yaz-yapıştır modülüyle sarf malzeme tasarrufu sağlanarak giderleri azaltmak mümkün oluyor.

Etiketleme projeleri ile uzmanlığını kanıtlamış Almanya merkezli NOVEXX SOLUTIONS müşterilerinin ihtiyacına özel geliştirdiği etiketleme projeleriyle hem nihai kullanıcılara yönelik ürün ve çözümler sunmakta hem de entegratör firmalara aplikatör parçaları ile destek vermektedir.

Hızlı ve benzersiz Ribon tasarruflu Yaz-Yapıştır modülü ve hızlı entegrasyon sağlayan gelişmiş I/O özellikli farklı yazıcı emülasyonu gibi özellikleriyle öne çıkan sistem kurulumları NOVEXX SOLUTIONS tecrübesi ile 10 gün gibi bir sürede projelendirilip, demo kurulumları ve eğitimleri verilerek, sistem çalışır vaziyette üretim hattına sunulmaktadır.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Doğuş Otomotiv kurumsal yönetim ödüllerinde geleneğini sürdürdü

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) tarafından verilen "Kurumsal Yönetim Ödülleri” sahiplerini buldu. 

Doğuş Otomotiv, BIST Kurumsal Yönetim Endeksi’nde En Yüksek Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notuna Sahip 3. Şirket oldu.  2018 yılından bu yana listede ilk 3’te yer almayı başaran Doğuş Otomotiv, böylece geleneği sürdürmüş oldu. 

 

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği’nin (TKYD)  düzenlediği 13. Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen “Kurumsal Yönetim Ödülleri” sahiplerini buldu.

Bu yıl 11’incisi düzenlenen ödül organizasyonunda, BİST’te yer alan şirketlerin bir önceki yıl içinde elde ettikleri ‘Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notları’ temel alınarak yapılan değerlendirmeye göre, Doğuş Otomotiv 96,73 puanla ‘En Yüksek Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notu’na sahip 3’üncü şirket oldu. 

Bu dereceyle Doğuş Otomotiv, 2018 yıldan bu yana bu kategoride ilk 3 sırada yer alarak büyük bir başarıya daha imza atmış oldu. 

Doğuş Otomotiv daha önce de TKYD tarafından, 2016 ve 2017 yıllarında ‘Yönetim Kurulu Kategorisinde En Yüksek Derecelendirme Notuna Sahip Şirket’ ödülüne layık görülmüştü.

TKYD tarafından düzenlenen Kurumsal Yönetim Zirvesi kapsamında verilen ve iyi uygulamalara dikkat çekerek, şirketleri teşvik etmeyi amaçlayan Kurumsal Yönetim Ödülleri, koronavirüs pandemisi nedeniyle çevrimiçi olarak gerçekleştirilen bir törenle verildi.

 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Findeks ile Sektörün Gözünden” dijital etkinliğinde bu ay pandemi döneminde araç kiralama sektörü değerlendirildi

Findeks YouTube kanalında dördüncüsü düzenlenen “Findeks ile Sektörün Gözünden” webinar etkinliği bu ay “Pandemi Döneminde Araç Kiralama Sektörü” başlığında gerçekleştirildi. Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Otokoç Otomotiv CEO’su İnan Ekici ve Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve LeasePlan Türkiye CEO’su Türkay Oktay’ın katıldığı yayında, pandemi döneminin otomotiv sektörüne etkileri ve alacak riski yönetimi konusu gündeme alındı.

 

Findeks ev sahipliğinde her ay farklı sektörün ele alındığı “Findeks ile Sektörün Gözünden” webinar serisi tüm hızıyla devam ediyor. Araç kiralama sektörünün önemli isimlerinin konuk olduğu webinar, KKB ve Findeks İş Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Koray Kaya moderatörlüğünde Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Otokoç Otomotiv CEO’su İnan Ekici ve Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve LeasePlan Türkiye CEO’su Türkay Oktay’ın katılımıyla 26 Şubat Cuma günü düzenlendi. 

Gerçekleştirilen canlı yayında, pandemi döneminin araç kiralama sektörü üzerine etkileri ile sektörün yaşadığı dönüşüm ele alındı. Ayrıca yayında ikinci el araç pazarı ve Findeks’in sunduğu hizmetlerin kullanımı ile alacak risk yönetimi konularına değinildi.

Pandemi döneminde artırılmış hijyen ve mesafenin her sektörde müşterinin birinci önceliği olduğunu vurgulayan Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Otokoç Otomotiv CEO’su İnan Ekici; “Her alanda olduğu gibi kiralama sektöründe de dijitalleşme hayatımızın güçlü bir parçası olarak devam ediyor. Bu dönem temastan kaçınmak için artan ya da iyileştirilen online platformlar aynı zamanda müşteriye yeni bir deneyim ve konfor alanı da sundu. Artık uzun dönem kiralamada online olarak istediğiniz aracı seçme ve değiştirme başladı, kısa dönem kiralamada online rezervasyon ve ödeme yaygınlaştı, ofislerde de bekleme süresini kısaltan dijital imza kullanılıyor.” dedi. Ekici konuşmasını “Sektörümüzün ve ülkemiz ekonomisinin yararına olan çalışmaların bir parçası olmaktan TOKKDER olarak gurur duyuyoruz ve hedeflerimiz doğrultusunda canla başla çalışmaya devam ediyoruz.” sözleriyle sürdürdü.

Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve LeasePlan Türkiye CEO’su Türkay Oktay, salgın öncesinde 2020 yılının bir iyileşme yılı olarak öngörüldüğünü ancak pandeminin birçok sektörü olduğu gibi araç kiralama sektörünü de etkilediğini aktaran Oktay “2021 senesini de aynı şekilde bir toparlanma yılı olarak görüyoruz. Tabii ki, bunu olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilecek birçok etken var ama erken dönem tahminlerimiz arasında sektörün 

büyümesinde olumlu bir ivme yer alıyor, dolayısıyla önümüze bakıyoruz. Kurumsal firmalar, KOBİ ve şahıs şirketleri de dahil olmak üzere tüm hedef segmentlerimizde büyüme fırsatları olduğunu biliyor ve görüyoruz. Bu fırsatlar, dünyadaki mega trendle paralel şekilde doğrudan araç sahipliğinden sorunsuz kiralama ve abonelik modellerinden etkilenerek gelişiyor.” dedi.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

DEVA Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Mustafa Ergen: "Türkiye'nin ihtiyacı özgür ve performansa dayalı üniversiteler"

DEVA Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Mustafa Ergen, yükseköğretim sistemimizin kurumsal özerklik, akademik özgürlük ve performansa dayalı ilkeler çerçevesinde yeniden düzenlenmesini kapsayan ’Yeni Dünya Yeni Üniversite Yükselen Türkiye’ model tasarısını katılımcı anlayışla tartışmaya açtı.

 

DEVA Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Mustafa Ergen, yaptığı basın açıklaması ile yeni bir üniversite modelini tartışmaya açtı. YÖK’ün kaldırılmasını, yerine üniversitelerde özerklik sağlayacak Mütevelli Heyetleri kurulmasını kapsayan bu yeni sistem tasarısı, yanlış rektör seçimini dengelemek üzere, seçilen rektörler ve atanan üst düzey yöneticiler için 360 derece performans denetiminin getirilmesini de içeriyor. İşte 10 maddede tartışmaya açılan yeni üniversite modelinin detayları…

1. Dünya hızla teknoloji, dijital ve girişimcilik temelli yeni ekonomiye ve beraberinde şekillendirdiği sosyo-kültürel hayata doğru ilerlerken, ülkemizin bu yarışta başarılı olması için yükseköğretim sistemimizin kurumsal özerklik, akademik özgürlük ve performansa dayalı ilkeler temelinde yeniden tasarlanması gerekmektedir.

 

2. Bugüne kadar birçok tarihsel gelişme neticesinde kuvözde tutulan üniversitelerin, bugünden sonra kendi dinamikleriyle bilime, ekonomiye, kültüre, sanata ve insanlığa katkı verecek mekanizmaları ve insan kaynaklarını geliştirmeleri amacımız olmalıdır. Paydaşları öğrenciler, mezunlar, akademisyenler, toplum, kamu, devlet ve özel sektör olan üniversitelerimizde, doğru ve kapsayıcı kadroların göreve gelmesini ve görevde kalmasını sağlayacak dengeli bir sistemi tartışmalı, hatalardan ve yanlış örneklerden korkmadan ilerlemeyi benimsemeliyiz.

 

3. Üniversiteler, çevik karar alabilen, dijital yetkinlikleri artmış, yaşam boyu hizmet veren, zamanın gerçeklerine ve geleceğin beklentilerine cevap veren bir yapıya dönüşmelidirler. Bu minvalde üniversitelerin ihtisaslaşması önemlidir; araştırma üniversitesi, tematik üniversite, yerel üniversite, yetkinlik kazandıran üniversite gibi yeni kategoriler düşünülmelidir. 

 

4. Mevcut Yükseköğretim Kurulu’nun işleyişi zaman içinde aşırı merkeziyetçi bir hal almış, üniversiteleri asgari müşterekte eşitler hale getirmiştir. Bu kurulun kaldırılması ve yetkilerinin merkeziyetçilikten uzak bir şekilde tasarlanabilmesi önemlidir.

 

5. Üniversiteler ülkenin kalkınma ve toplumsal gelişme vizyon hedefleri çerçevesinde teşvik edilmelidir. Bazı üniversitelerin birincil hedefi dünya sıralamasında ilk 100’e girmek olabilir. Bazı üniversitelerin hedefi ise bölgesel kalkınmada yerel bilgi geliştirme ve araştırma yapmak olabilir. Yeni kurulacak veya revize edilecek kurumsal yapılar ile üniversitelerin performansı raporlanmalı ve bu kurum akademisyenler arasından seçilecek kişiler tarafından yönetilmelidir. Üniversitelerin ülkeye, topluma, ekonomiye ve bilime katkısının ölçülmesinden ülkenin yetiştirdiği akademisyenler sorumlu olmalıdır.

 

6. Üniversitelerin, vizyonları doğrultusunda öğrenci sayısını ayarlama, açılacak veya kapanacak bölümleri belirleme, denkliğe karar verme, kadro, ücret ve istihdam yöntemi konularında esneklik oluşturma gibi özerklikleri olmalıdır. Üniversiteler yeni dünyaya hazırlanmak ve birbirlerine örnek olmak için yönetişim inovasyonuna ve dijital transformasyon atılımına girmelidir.

 

7. Devlet, bölümlerin ve programların akredite olmaları yanında verilen diplomaların belki meslek kuruluşları ile akredite olma mekanizmalarını öne çıkarmalı; mali yardımı fırsat eşitliği temelinde farklı metotlarla devam ettirmeli; üniversitelerin finansman çeşitliliğinin özellikle ülke olarak katkı verdiğimiz Avrupa Birliği Fonları ve özel sektör ARGE çalışmaları başta olmak üzere gelişen dünyaya uyumlu yollarla artırılmasını teşvik etmelidir.

 

8. Üniversitelerde rektörün belirlenmesi, kurulacak Mütevelli Heyetlerine bırakılmalıdır. Mütevelli Heyeti, arama komiteleri gibi yöntemleri kullanarak kendi sürecini ve üniversite geleneğini oluşturmalıdır. Rektörlük görevinde zaman tahdidi, yaş haddi gibi yapay kriterler kalkmalıdır. Önemli olan üniversitenin stratejik planı ve misyonuna en uygun rektörü istihdam etmeyi başarmaktır.

 

9. İlk Mütevelli Heyet oluşturma kriterler
inin ana hatları oluşturulmalı, ilgili üniversitelerin senatosu tarafından gerçekleştirilmelidir. Mütevelli Heyeti oluştururken farklı oranlar dahilinde başarılı hizmet yapmış ve yapan akademisyenlerin, kendini ispat etmiş mezunların, öne çıkan öğrencilerin, o üniversiteden işe alım yapan kurumların, o üniversiteye ARGE fonu veren kurumların, hayırseverlerin, kamunun ve yerel yöneticilerin temsiline özen gösterilmelidir. Mütevelli Heyet adından anlaşılacağı üzere akil heyet olarak üniversitenin vizyonunu, yararını, gelişmesini gözetmeli ve bu misyon çerçevesinde kendini sürekli yenilemelidir. Mütevelli Heyetin üniversiteden, bulunduğu ekosistemden, ülkenin ihtiyaçlarından ve hızla gelişen dünyadan fikren kopma lüksü yoktur. Bu anlayışa uymayan heyetlerin yanlış yönetimlerini dengelemek amacıyla, gerektiğinde Mütevelli Heyeti feshetme metodu düşünülmeli ve ilk Mütevelli Heyet kurma prosedürü tekrar başlatılmalıdır. Üniversiteler kendine yarar ve sahiplik sağlayacak Mütevelli Heyeti oluşturma çalışmasını başarabilmelidir.

 

10. Mütevelli Heyetin yanlış rektör seçimini dengelemek üzere, seçilen rektörler ve atanan üst düzey yöneticiler için 360 derece performans denetiminin getirilmesi tartışılmalıdır. Rektörler ve üst yönetim, ikinci yıllarından itibaren her yıl akademisyenler, idari personel, öğrenciler ve üniversiteye o yıl başvuranlar veya o yıl içinde ayrılanlar tarafından değerlendirilmelidir. Değerlendirme sonucunda, yüzde doksan ve üstünde bir memnuniyetsizliğin ortaya çıkması durumunda rektör görevden el çektirilmeli, aksi halde sonuçlar gizli tutulmalıdır. Rektör seçiminde bu tip yanlış tercihler, Mütevelli Heyetin performansının göstergesi olmalıdır.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Da Vinci Kids, MEB müfredatının kazanımlarına göre incelendi

Çocuklar için eğitici programları eğlenceli bir şekilde sunan Da Vinci Kids, öğrencilerin uzaktan eğitimlerini sürdürdükleri bu dönemde derslerine yardımcı olmak amacıyla mobil uygulamasındaki tüm programlarını 3 farklı ana başlıkta MEB kazanımlarına göre inceldi.

 

Çocuklara okul sonrasında yardımcı olmak için geliştirilen yeni nesil mobil eğitim uygulaması Da Vinci Kids, 5-12 yaş arası çocuklar için Matematik, Fen Bilimleri, Türkçe, Tarih, Sanat Tarihi, Coğrafya, Teknoloji, Bilim ve 21.yy Becerileri gibi ana ders konuları odağında değerlendirildi. 

 

Alanında uzman öğretmenler ve yetkin Da Vinci Kids profesyonelleri tarafından yapılan incelemeye göre, Örneğin “Bilişim Geliştirmek Programı”nı izleyen çocuklar Fen Bilimleri dersi Ana Kazanımı odağında 3.sınıfta 5. 6. ve 7. ünitelerde ve 4. sınıfta ise 4. ünitede faydalanabiliyorlar. Aynı programın Disiplinler arası Kazanımı olarak ise, 2. sınıfın Matematik ve Müzik derslerinde yararlanabilecekleri içeriklere ulaşıyorlar. 

 

Her programı olduğu gibi Bilimi Geliştirmek Programı’nı da 21.Yüzyıl Becerileri açısından inceleyen uzmanlar; eğitim becerileri, mühendislik ve teknoloji konularında öğrencilere artı katkı sağladığını ifade ediyorlar. Takım çalışması, liderlik, bir araya gelme, dürüstlük, etik çalışma alışkanlıkları ve örgütsel yapıların önemini açıklayan program, çocuklara işbirlikçi öğrenme becerileri kazandırıyor ve sorgulama temelli fen uygulamaları ile günlük hayatın problemlerine farklı bakış açıları ile bakabilme becerisi geliştiriyor. Yaratıcı ve yenilikçi düşünme becerisi kazandırmanın amaçlandığı programda, özel problemlere mühendislik yaklaşımları uygulanıyor.  

 

Da Vinci Kids mobil uygulaması çocukların yaşlarına göre 6 farklı profile kadar oluşturulabiliyor. Bir hesaba 6 farklı cihazdan erişilirken; mobil telefon, tablet ve televizyon gibi internete bağlı tüm cihazlardan indirilerek 7 gün ücretsiz kullanılabiliyor. 7 günden sonra istenirse abonelik aylık, 6 aylık veya yıllık olarak 3 farklı planda devam ettirilebiliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gelecek Partisi'nin Muş İl Başkanı'ndan Hocalı mesajı

Gelecek Partisi Muş İl Başkanı Muhammed Gürkan Çermi, Hocalı Katliamı’nın 29. Yıl dönümü ile ilgili konuştu.

 

Gelecek Partisi Muş İl Başkanı Muhammed Gürkan Çermi, Ermeni çetelerinin Karabağ’da gerçekleştirdiği katliamın 29. Yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Katliamı ve Ermeni işgalini kınayan Başkan Çermi, “29 yıl önce bugün Hocalı kasabasında; "613 Azerbaycanlı Türk" katledildi. Rahmetle anıyoruz. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun.” dedi.

Açıklamasının devamında Çermi, “Sivil halka karşı yapılan bu cani ve insanlık dışı saldırıda 1 milyondan fazla Azeri kardeşimiz evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. 29 yıl önce bu trajedide yaşamını yitiren Can Azerbaycanlılara tekrardan Allah’tan rahmet diliyorum” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli Radyo Trafik'e Konuk Oldu

Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli Radyo Trafik’e konuk oldu. Hançerli canlı yayında, bütçesinin dört katı borçla devraldıkları Avcılar Belediyesi’nin son 2 yıldır bütçe fazlası verdiğini söyledi. Türkiye’nin ilk ve tek trafik radyosu Radyo Trafik’te yayınlanan, Radyo Trafik Genel Yayın Yönetmeni Cezayir Doğan’ın sunduğu “Kent ve Ulaşım” programına konuk olan Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, trafik konusunda da önemli açıklamalar yaptı.

TRAFİK SORUNLARINA BÜTÜNCÜL ÇÖZÜM ÜRETMEK LAZIM

Canlı yayında Radyo Trafik gönüllü muhabirlerinin sorularını da yanıtlayan Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, trafikle ilgili meseleye bütüncül çözümler üretmek gerektiğinin altını çizdi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile birlikte yoğun çalışmalar yaptıklarını belirten Avcılar Belediye Başkanı, metrobüs ile birlikte kalitesinin düştüğünü söylediği D100 ve yan yol trafiğinin rahatlatılması için bu çalışmaların sürdüğünü ifade etti. 

“Sahil yolunda çalışmalar başlayacak”

Radyo Trafik gönüllü muhabirlerinin Avcılar sahil yolu ve Gümüşpala göl yolundaki bozulmalardan kaynaklı şikâyetlerini dile getirmelerinin üzerine Turan Hançerli, “Yollarla ilgili çalışmalar hazırlık yaptık. Sahil Yolunda çok yakın bir zamanda ciddi bir çalışma başlayacak.” İfadelerini kullandı.   1 ay içerisinde çalışmaların başlayacağını belirten Hançerli, “Mesela Cumhuriyet Caddesini komple İBB ile birlikte yeniledik. Erişilebilirlik kurullarına uygun, öncelikli olarak yaya yollarında, engelli, çocuk, yaşlı, anne herkesi dikkate alan bir tasarımla yepyeni bir cadde yaptık. Tüm kentte de erişebilirlik kurallarına uygun, kent dokusuna uygun çalışmalarımız devam edecek. Biraz yoğun süreci inşaat süreci bazı ekstra problemler çıkarıyor bunlar biraz zaman alacak.” dedi.

AVCILAR’DA DENİZ ULAŞIMI NEDEN YOK?

Avcılar’da deniz ulaşımının neden olmadığı sorusuna da yanıt veren Belediye Başkanı, deniz ulaşımının metrobüsten sonra işletmeyi kurtarmayacak sayıda yolcu azlığı nedeniyle kaldırıldığını söyledi. İBB’nin bu konu bir çalışması olduğunu da söyleyen Hançerli, “Büyükşehir Başkanlığımızın deniz kıyısına paralel bir hat için çalıştığını biliyorum. Büyükçekmece’den başlayıp Avcılar, Bakırköy, Zeytinburnu, Fatih, Eminönü, Yenikapı’ya ulaşacak bir çalışma olduğunu biliyoruz. İnşallah, kısa sürede hayata geçer.” İfadelerini kullandı.

Ayrıca, Avcılar’da kentsel dönüşüm sürecinin çok hızlı bir şekilde yürüdüğünü ve neredeyse her sokakta yeniden yapılan binalar olduğunu ifade eden Turan Hançerli, “Bu binalardan kaynaklı kent içinde trafik biraz daha yoğun ve yoğun olacak gibi gözüküyor” dedi. Avcılar Belediye Başkanı, önümüzde ki günler de de bundan kaynaklı kaçış yolu olarak gözüken yerlerde çok sıkıntı olabileceğini söyleyerek, sürücülerin bu noktalara girmemelerini önerdi. 

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE AVCILAR MODELİ

Bir deprem bölgesi olduğu bilinen Avcılar’da deprem öncesinde yapılması gerekenleri önemsediklerini belirten Avcılar Belediye Başkanı, kentsel dönüşümde, Avcılar modeli diye ifade edilen bir sistem kurduklarını söyledi. Hançerli, Avcılar Modeli ismi verilen sistemi ise, kentsel dönüşümde yerinde, gönüllü ve uzlaşmaya dayalı bir sistem olarak niteledi. Avcılar Belediye Başkanı Hançerli sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu sistem kapsamında yaptığımız çalışmalar oldu. Önce problemleri saptadık. Gördük ki, kentsel dönüşümde, yenilenmede 3 ayaklı bir problemimiz var. Bunlar, imardan kaynaklı problemler, ekonomik sorunlardan kaynaklı; yani yapısını güvenli hale getirmek isteyen insanların mali problemler ve doğal bir ortaklıklar. Yapılarda en az 10 – 20 ailenin ortak olduğu binalar varmış bunun farkında değildik. Bu ortaklıklarda, aylık 50 liralık elektrik parasında bile uzlaşma problemleri varmış. En önemli sorun bu uzlaşmaydı. Bu 3 sorun ayağına da çözümler üreten yeni bir kentsel dönüşüm anlayışıyla Avcılar modeli kuruldu. Bu model sayesinde, geçmiş 7 yılda yapılan kentsel dönüşüm adediyle son 1 yılda yapılan kentsel dönüşüm adedi eşit hatta daha fazla.”

Avcılar’da yenilenmesi gereken 50 bin konutun şu ana kadar 6 binden fazlasının yenilendiğini söyleyen Turan Hançerli, 2021 yılında yapılacak yenilemelerle rakamın 15 bini aşacağını söyledi. Avcılar Belediye Başkanı, 2029 yılına geldiğinde şu an plansız olan alanlar dâhil Avcılar’da insanların ölümlerine, yaralanmalarına neden olan risk taşıyan bina kalmayacağını belirtti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı