Aylık arşivler: Şubat 2021

Kadın Dayanışma Komiteleri yarınları kazanmak için buluşuyor

Kadın Dayanışma Komiteleri, 8 Mart Emekçi Kadınlar günü vesilesiyle kadınları “Sıra yarınları kazanmakta” Sergileri’nde buluşmaya ve dayanışmayı güçlendirmeye çağırıyor. 

Komiteler bir süre önce fotoğraf sergisi yapılacağını duyurmuş ve emekçi kadınları fotoğraflarıyla sergiye katkı koymaya çağırmıştı. Şimdi ise gelen fotoğraflarla Ankara, İstanbul, İzmir ve Anadolu'nun dört bir yanındaki Semt Evleri'nde yapılacak sergi açılışlarında bir araya gelerek mücadeleyi büyütmeye çağırıyor.

Kadın Dayanışma Komiteleri tarafından yapılan çağrı metni şöyle:

“Tarihin hiçbir anında yoksulluk, pahalılık, şiddet, işsizlik, angarya iş yükü kadınları pes ettirmeye yetmemiş, aksine isyanlarla, başkaldırılarla sonuçlanmıştır. Biz kadınlar, düzenin bizi bugün de ittiği çaresizliğin ve yalnızlığın üstesinden mücadele ve dayanışma ile gelebileceğimizi işte bu mücadele tarihinden biliyoruz.

İstedik ki bu bildiğimizi herkes görsün, herkes bilsin… Bu amaçla, 2021 yılının 8 Mart’ına giderken emeğimizle yaşamı nasıl var ettiğimizi ve dayanışmayı adım adım nasıl ördüğümüzü fotoğrafladık. Mart ayının ilk günlerinden itibaren semt evlerinde, parklarda ve meydanlarda çektiğimiz bu fotoğrafları sizlerle paylaşacağız.

Gelin, hep birlikte "Sıra Yarınları Kazanmakta" sergilerinde buluşalım. Kadın Dayanışma Komiteleri’nden yükselen dayanışmanın ve birlikteliğin bir parçası olalım!

Direndik, dayanışıyoruz. Yarınları biz kazanacağız!”

ANKARA

İncirli Semt Evi – 1 Mart

Seyran Semt Evi – 4 Mart

Batıkent Semt Evi – 5 Mart

İlker Semt Evi – 5 Mart

Doğukent Semt Evi – 5 Mart

Eryaman Semt Evi – 8 Mart

İSTANBUL

Selimiye Semt Evi – 1 Mart

Bağcılar İşçi Evi – 3 Mart 

Beyoğlu Semt Evi – 4 Mart

Altayçeşme Semt Evi – 5 Mart 

Uğur Mumcu Semt Evi – 5 Mart 

Sarıgazi Semt Evi – 8 Mart 

Cumhuriyet Semt Evi – 9 Mart 

İZMİR

Bayraklı Semt Evi – 3 Mart 15:30

Çeşme Semt Evi – 4 Mart 18:00 

Hatay Semt Evi – 5 Mart 16:00 

Urla Meydan – 8 Mart 14:00 

Karşıyaka Semt Evi – 8 Mart 17:00

ANADOLU

Karaduvar Semt Evi Mersin – 2-10 Mart 

Atakum Semt Evi Samsun – 3-5 Mart 

Bahçelievler Semt Evi Antalya – 3-12 Mart 

Güzeloba Semt Evi Antalya – 3-12 Mart 

Ulus Semt Evi Antalya – 3-12 Mart

Salihli Kocaçeşme Semt Evi Manisa – 4-10 Mart 

Kepez Semt Evi Çanakkale – 8 Mart 

Demircioğlu Caddesi Çanakkale – 8 Mart 

Akkapı Semt Evi Adana – 8 Mart 

Vişnelik Semt Evi Eskişehir – 8 Mart 

Çorlu Alipaşa Semt Evi Çorlu – 8 Mart

Gedavet Parkı Konya – 8 Mart 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Süleyman İrvan: Gazeteciliğe duyulan ihtiyaç ortadan kalkmış değil

Teknolojik gelişmeler doğrultusunda değişen birçok şeyden gazeteciliğin de etkilendiğini belirten uzmanlar, gazeteciliğe duyulan ihtiyacın devam ettiğine dikkat çekiyor. Gazetelerin sağladıkları içerikle okurun ilgisini çektiğini vurgulayan uzmanlar, gazetelerin daha fazla muhabirle daha çok özgün haberler üretilmesi gerektiğinin altını çiziyor. İrvan, dijitalleşen bu dönemde iyi gazeteciliğe, teyitli haberciliğe daha çok ihtiyaç duyulduğunu da kaydetti.

 

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, teknolojiyle beraber tirajı düşen gazetelere rağmen yeni formatla yayın hayatına başlayan gazetelerin olduğunu da belirterek gazeteciliğe duyulan ihtiyacın devam ettiğine dikkat çekti.

10 yılda gazete tirajları 50 azaldı

Türkiye’nin basılı gazete tirajlarının en fazla düştüğü ülkelerin başında geldiğini kaydeden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, 2010 yılı ile 2020 yılı arasındaki son 10 yılda toplam yerel/ulusal gazete tirajları yüzde 50 düzeyinde azalmış görünüyor. Ulusal gazete tirajlarındaki düşüş ise yüzde 60’lara ulaşmış durumda. Örneğin 2010 yılı Aralık ayında 35 ulusal gazetenin toplam tirajı 4 milyon 619 bin görünürken, 15-21 Şubat 2021 tarihleri arasındaki toplam tiraj 1 milyon 831 bine düşmüş durumda” dedi. 

Yeni bir gazetenin farklı bir formatla yayın hayatına girmesi sevindirici

Türkiye medyasında çok uzun zamandan bu yana ilk kez ulusal bir gazetenin (Oksijen) yayın hayatına başlamasını, gazetenin hafta sonu yayınlanmasını ve ilgi görmesini değerlendiren Prof. Dr. Süleyman İrvan, şunları söyledi:

“Her şeyden önce yeni bir gazetenin, farklı bir formatla yayın hayatına girmesi sevindiricidir. Basılı gazetelerin hafta sonu baskıları genelde daha yüksek bir talebe sahiptir çünkü okurlar hafta sonu gazete okumayı severler. Oksijen gazetesinin web sayfasında yer alan “Hakkımızda” bölümünde şu önemli tespit var: “Son 15-20 yılda gazeteler çok kan kaybetti. Buna karşın, kaliteli içeriği olanlar ve dijital teknolojiye ayak uyduranlar diğerlerinden sıyrılıp, ayakta kaldı, eskiye göre çok daha güçlendi.” Bu tespite ben de katılıyorum. New York Times, Guardian gibi kaliteli ve özgün içeriğe ağırlık veren gazeteler basılı gazete satışlarında kısmi bir gerileme yaşasalar bile dijital okur sayısını artırmayı başardılar.” 

İlginin nedeni basılı olması değil, sağladığı içeriğidir

Basılı gazetelerin sürdürülebilir olmasının zorluklarına işaret eden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Basılı gazeteler elbette bir süre daha bizimle birlikle olacaklar ancak her alanın hızla dijitalleştiği bir süreçte basılı gazetelerin sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum. Her ne kadar Oksijen gazetesi bir hafta sonu gazetesi olarak basılı formatı ön plana çıkarıyorsa da kalıcı olabilmesi için dijital aboneliğe ağırlık vermesi gerektiğini düşünüyorum. Evet insanlar hafta sonu daha çok gazete okuyorlar ama bunu artık bilgisayarlardan, cep telefonlarından yapıyorlar. Neredeyse hayatın her alanında kağıt işini ortadan kaldırmak için yeni yazılım programları geliştirilirken, basılı gazetede ısrar etmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Oksijen gazetesinin ilgi çekmesinin nedeni de basılı olması değil, sağladığı içeriğidir. Eğer siz iyi bir içerikle gazete çıkarırsanız ilgi de çeker, okur da bulur kendisine” diye konuştu.  

Daha fazla muhabirle özgün haberler üretilmelidir

Türkiye’de yazılı basının en temel sorununun, haberciliğe değil yorumculuğa bel bağlaması olduğunu kaydeden Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Gazetelerde özgün haberler üretecek muhabir sayısı hızla azalırken, köşe yazarı sayılarında bir artış yaşanmıştır. Bazı ulusal gazetelerin yazar listelerine bakıldığında görülecektir ki 100’den fazla köşe yazarına sahip gazeteler vardır. Peki bu gazetelerde kaç muhabir vardır? Büyük çoğunlukla gazeteler Anadolu Ajansı, Demirören Haber Ajansı ve İhlas Haber Ajansı’ndan aldıkları ajans haberleriyle doludur. Peki her yerde rahatlıkla bulunabilecek haberi okur neden sizin gazetenizden okusun? Dolayısıyla aslında sorun da çözüm de bellidir. Daha fazla muhabirle daha fazla özgün haber üretmek ve halkın sesi olabilmektir çözüm” diye konuştu. 

 

İyi gazeteciliğe, teyitli haberciliğe daha çok ihtiyaç duyuyoruz…

 

“Gazetecilik meslek olarak her ne kadar cazibesini yitirmiş görünüyorsa da, gazeteciliğe duyulan ihtiyaç ortadan kalkmış değildir” diyen Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Hatta yalan haberin hızla arttığı sosyal medya ortamında iyi gazeteciliğe, teyitli haberciliğe daha çok ihtiyaç duyuyoruz. O nedenle nitelikli gazeteciliği teşvik edecek finans modelleri geliştirmek durumundayız. Halkın doğru haber alma hakkını sağlayabilmek için iyi gazeteciliğe her zaman ihtiyacımız var” diye konuştu.          

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İyi Parti Milletvekili Kabukçuoğlu; "AKP Çiftçinin sesine kulak tıkadı"

TBMM Genel Kurulunda, su kaynakları ve kuraklık ile ilgili konuşan İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Dr. Arslan Kabukçuoğlu, “AK Parti hükûmetleri şimdiye kadar çiftçinin sesine kulak tıkadı ancak bundan sonra çiftçinin çığlıklarını duymak zorundadır” dedi.

 Dünya’nın en önemli gündem maddeleri arasında yer alan kuraklık ve suyun doğru kullanımı hakkında İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Dr. Arslan Kabukçuoğlu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda konuşma gerçekleştirildi. İYİ Parti Grubu adına konuşan Kabukçuoğlu, Türkiye’deki suyun yüzde 70’inin tarım alanlarında kullanıldığını hatırlatarak, yaygın olan “vahşi sulama” yöntemlerinin (salma sulama) kuraklığa davetiye çıkardığına dikkat çekti. Hükümeti tarım konusunda gerekli adımları atmamakla itham eden Kabukçuoğlu, konunun araştırılması için Meclise araştırma önergesi sundu.

 

“AK PARTİ ÇİFTÇİNİN SESİNE KULAK TIKADI”

Kapalı sulama sistemini örnek vererek AK Parti hükümetinin çiftçinin sesine kulak tıkadığını belirten İYİ Parti Eskişehir Milletvekili Kabukçuoğlu, konuşmasında “Eskişehir'de verimli 4 ova bulunmaktadır. Bunlar; Eskişehir ovası 160 bin dekar, Seyitgazi ovası 340 bin dekar, İnönü ovası 30 bin dekar ve Günyüzü ovası 100 bin dekardır. Bunlarla ilgili en kısa zamanda kapalı sulama sistemine geçilmesi gerekmektedir. Kapalı sulama sistemi hem küçük arazinin birleştirilmesine yardımcı olmakta hem de ileri derecede su tasarrufu sağlamaktadır. AK Parti hükûmetleri şimdiye kadar çiftçinin sesine kulak tıkadı ancak bundan sonra çiftçinin çığlıklarını duymak zorundadır” dedi.

 

“TARIMSAL GELİRLER KÖYLERDE YAŞAMAK İÇİN MÜMKÜN OLMAYACAKTIR”

Eskişehir üzerinden örnek vererek, gerekli adımlar atılmadığı takdirde köylerde yaşamın mümkün olmadığına dikkat çeken Eskişehir Milletvekili Kabukçuoğlu, “Eskişehir'de boşa akan pek çok akarsu vardır. Devlet Su İşleri ucuz pahalı demeden bu suları bir yerde toplamalı ve çiftçinin hizmetine sunmalıdır. Sulu ziraat, kıraç ziraattan 4-5 misli değerde mahsul elde edilmesini sağlar. Eğer bu konuda gerekli tedbirler alınmaz, sulu ziraata ağırlık verilmez ise mevcut tarımsal gelirler köylerde yaşamak için mümkün olmayacaktır. 2020 Yatırım Programı'nda Devlet Su İşleri Türkiye'deki yatırımlarını 2,5 misli artırmışken, maalesef, Eskişehir bundan nasibini almamıştır. Hükûmet, şehirler arasında, insanlar arasında, halkı arasında farklılık gözetmemeli ve hepsi için ne gerekiyorsa aynı eşitlikte, aynı adalette sağlamalıdır” ifadelerini kullandı.

 

“KURAKLIĞA KARŞI ÖNLEMLER ALINACAKTIR”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, tarımda vaat ettiği uygulamalara yönelik bilgi veren Milletvekili Kabukçuoğlu, “Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in bahsettiği ‘Ulusal Tarım Master Planı’ uygulamasından bahsetmek istiyorum. Bu plan uygulamaya konulduğu zaman çiftçiler ve tüketiciler için büyük yararlar getirecek ve ülkeyi açmazdan kurtaracaktır. Bunda neler var? Türkiye tarım veri sistemi oluşturulacak ve araştırmacıların hizmetine sunulacaktır. Neyin, nerede, ne miktarda ekileceği, ürünlerin ne kadar katma değer sağlayacağı belirlenecektir. Yeni teknolojiler üreticiyle buluşturulacaktır. Türkiye iklim değişikliği modeliyle kuraklığa karşı önlemler alınacaktır. Verimli tarım arazileri sanayiden kurtarılacak, plansız kentleşmeye, maden arama faaliyetlerine son verilecektir. Su kaynaklarını koruma alanları oluşturulacak. Anadolu flora ve fauna envanteri oluşturulacak. Kazanç odaklı tarımsal üretim modeli oluşturulacak. Türk tarımsal ürünler düzenleme kuruluyla piyasada üreticinin lehine fiyatlandırmalar yapılacaktır” diye konuştu.

 

“İYİ PARTİ GELECEK, ÇİFTÇİ ÜRETECEK, KAZANACAK”

İYİ Parti iktidarın çiftçinin kazanacağını belirten Kabukçuoğlu konuşmasını şu ifadelerle sonlandırdı:
“Kısaca, İYİ Parti gelecek, çiftçi üretecek, kazanacak. Kazandıkça büyüyecek, Türk milleti kaliteli gıdaya ucuz bir şekilde ulaşacak, yetersiz beslenen çocuklarımız ve aç uyuyan insanlarımız kalmayacaktır. Hükûmet Türk köylüsünün ihtiyacını dikkate almak, ona kulak vermek zorundadır. Türk milletinin gıda temini köylünün üretimine bağlıdır.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gelecek Partisi Batman İl Başkanı Abdulbaki Polat'tan esnafa ziyaret

Gelecek Partisi Batman İl Başkanı Abdulbaki Polat, esnaf ziyaretinde konuştu. Koronavirüs vakalarının Batman’da kötü durumda olmadığını belirten Polat, artık normalleşmeye geçilmesi gerektiğini söyledi.

Gelecek Partisi Batman İl Başkanı Abdulbaki Polat, esnafı ziyaret etti. Kafeler, çay ocaklarını, restoranları ziyaret eden Başkan Polat hükümete çağrıda bulunarak şunları söyledi: “Esnaflarımız zor durumda. Kiralar ödenemiyor, çoğu iflas eşiğinde. Hükümete çağrıda bulunuyoruz. Kapalı olan kafeler, çay ocakları, pastaneler ve düğün salonlarının kontrolü bir şekilde açılmasını talep ediyoruz. Kapalı olan iş yerleri kontrollü ve kademeli olarak açılsın. Otobüs firmaları ve minibüsler kontrollü bir şekilde gerektiği kadar yolcu almaya başlasın.”

 

“DİĞER YERLER HINCA HINÇ DOLU”

Batman’da işlerin normalleşmesi gerektiğini söyleyen Başkan Polat, AK Parti kongrelerini işaret ederek, “Diğer ortamlarda insanlar hınca hınç doluyor ama iş yerleri kapalı. Batman’ın durumu iyi. En azından kentimizde sürecin normalleşmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

CHP, “Üye ol, Umut ol” diyerek başlattığı çalışmada, 485 kişiyi daha üye yaptı

Cumhuriyet Halk Partisi Ankara İl Başkanlığı tarafından “Üye Ol Umut Ol” sloganı ile başlayan çalışmanın beşinci ayağında, Keçiören’de 485 yeni üyenin rozet takma töreni gerçekleştirildi.

Türkiye, yeni bir seçim sürecine girerken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) çalışmalarına hız verdi. Bu kapsamda CHP Ankara İl Başkanlığı tarafından Keçiören’de düzenlenen bir törenle, 485 yeni üye, partiye katıldı. “Üye Ol Umut Ol” sloganıyla başlayan çalışmaların beşinci ayağı olan Keçiören’deki programa, CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, PM Üyesi ve Milletvekilleri Gamze Taşcıer, Murat Emir, Milletvekilleri Levent Gök, Yıldırım Kaya, Tekin Bingöl, Ali Haydar Hakverdi, il yöneticileri ve partililer katıldı.
Koronavirüs pandemisi önlemleri kapsamında gerçekleşen katılım töreniyle ilgili İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, “Her geçen gün güçleniyoruz. Her yeni üyemizle, iktidar hedefiyle çıktığımız bu yolda adımlarımız daha da hızlanıyor. Bugün geldiğimiz noktada şehrimizde yapılan ziyaretler, esnaftan ve vatandaştan edinilen bilgiler, fikir alışverişleri sonucu ortaya koyduğumuz çözümler ve nicesiyle, yeni dönemde iktidar olmaya hazırız. Bu kapsamda çalışmalarımız devam edecek. ‘Üye Ol Umut Ol’ sloganıyla başlattığımız çalışmamız da farklı ilçelerde büyük katılımlar sağlayacak” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bülten: Kapadokya, CNN International'da Tanıtıldı

Türk turizm sektörü pandemi sonrası normalleşme beklentileriyle yaz ayları için hazırlıklarını sürdürürken CNN International, Kapadokya ile ilgili önemli bir çalışmaya imza attı. Dünyanın en çok izlenen seyahat programlarından biri olan Quest’s World of Wonder'da Kapadokya bölümü yayınlandı.

Ünlü gazeteci Richard Quest tarafından sunulan ve dünyanın birçok ülkesinde ilgiyle takip edilen Quest’s World of Wonder programı son bölümünde Kapadokya'yı işledi. Doğal güzellikleriyle büyük ilgi uyandıran Kapadokya'nın tarihi, kültürel ve gastronomi zenginliği izleyicilere aktarıldı. 

Kapadokya ile özdeşleşen balon turuyla başlayan program, Kapadokya'nın önemli turizmcilerinden Ömer Tosun'un rehberlik ettiği Derinkuyu Yeraltı Şehri gezisiyle devam etti. Richard Quest, Kapadokya'nın etkileyici manzarasını Museum Hotel'den izleyiciye aktarırken otelin müze konsepti, mağara ve taş odalarından da övgüyle bahsetti.

Programın devamında Kapadokya'ya özgü motiflerle çömlek yapmak için kolları sıvayan gazeteci, Karanlık Kilise'nin ihtişamı karşısında şaşkınlığını dile getirdi. Program, Kapadokya'ya özgü halı ve kilimlerin tanıtımıyla sona erdi.

"Kapadokya'nın tanıtımına katkı sağlayacak"

İlk olarak 20 Şubat'ta yayınlanan programın 27-28 Şubat ve 1 Mart'ta CNN International'da tekrar yayınlanacağını belirten Museum Hotel'in kurucusu Ömer Tosun, "Türkiye’nin tek Relais & Chateaux oteli olan Museum Hotel'e bu önemli yayında yer verilmesi bizi son derece mutlu etti. Richard Quest ve ekibinin otelimizde konakladığı 5 gün boyunca da Kapadokya'nın en iyi şekilde tanıtılması ve Türk misafirliğinin gösterilmesi için elimizden gelen gayreti gösterdik. Uluslararası alanda büyük ilgi gören programın, Kapadokya’nın tanıtımına önemli bir katkı sağlamasını bekliyoruz.” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Xiaomi, Türkiye'deki yeni mağazalarını Adana ve Gebze’de açtı

Türkiye genelinde 23 farklı şehirde toplam 47 Mi Store ile kullanıcılarına hizmet veren küresel teknoloji lideri Xiaomi, yeni yatırımlarıyla yıl sonuna kadar bu sayıyı 100'e taşımayı hedefliyor.

 

Yüksek teknolojileri herkes için erişilebilir kılmayı amaçlayan küresel teknoloji lideri Xiaomi, hizmet verdiği bölgelerin yerel bir parçasına haline gelme misyonunu gerçekleştirmek için Türkiye'deki çalışmalarını adım adım sürdürüyor. 

 

Çalışmalara ilişkin Xiaomi Türkiye Ülke Müdür Yardımcısı İrfan Öztürk: “2018 yılında Vadi İstanbul’da açılışını yaparak başladığımız Mi Store yatırımlarımıza 2019 ve 2020 yılında yoğun bir şekilde devam ettik. Pandemiye rağmen kullanıcılarımıza hizmet götürmek için durmadan çalıştık. Şu anda 23 farklı şehirde 47 Mi Store ile hizmet veriyoruz. 2021’e de hızlı bir başlangıç yapmış ve Ocak ayında Edirne Erasta ile İstanbul Olivium’da Mi Store’larımızı açmıştık. Şimdi de Adana M1 ve Gebze Center alışveriş merkezlerinde Mi Store’larımızı açmış bulunuyoruz.  Önümüzdeki dönemde de Kayseri, Samsun, Diyarbakır, Şanlıurfa, Trabzon, Balıkesir, İnegöl, Bakırköy, Ataşehir gibi şehir ve ilçelerde Mi Store açılışlarımız olacak” dedi. 

 

Sözlerini 2021 hedefleriyle sürdüren Öztürk: “Bu sene hemen hemen Türkiye'nin çoğu şehrini Mi Store ve yetkili mağazalarımızla birlikte Xiaomi markasının birbirinden güzel ve ilham verici cep telefonu ve ekosistem ürünleriyle buluşturmayı hedefliyoruz. Müşterilerimizin adil fiyatlarla kolay bir şekilde yüksek teknolojili Xiaomi ürünlerine ulaşması ve deneyimlemesi önceliklerimizin başında geliyor. Bunu sağlayan en büyük destekçilerimiz de kendi Mi Store’larımızdır” diye ekledi.

 

Yeni teknolojilerini ve hizmet kalitesini Türkiye'nin her yerine götürmeye kararlı olan Xiaomi perakende yatırımlarına devam edecek.

 

 

Xiaomi Corporation Hakkında

 

Xiaomi Corporation, Nisan 2010'da kuruldu ve 9 Temmuz 2018'de Hong Kong Borsası’nın Ana Piyasası'nda yer aldı (1810.HK). Xiaomi, temelinde bir IoT (Nesnelerin İnterneti) platformuna bağlı akıllı telefonlar ve akıllı donanımlara sahip bir internet şirketidir. Kullanıcılarıyla arkadaş olma vizyonuyla ve kullanıcılarının kalbindeki “en havalı şirket” olma özelliğiyle Xiaomi, sürekli inovasyona, kaliteye ve verimliliğe kendini adamıştır. Şirket, inovatif teknolojileri kullanarak dünyadaki herkesin daha iyi bir yaşam sürmesini sağlamak için dürüst fiyatlarla inanılmaz ürünler üretiyor. Şu anda dünyanın en büyük üçüncü telefon markası olan Xiaomi, akıllı telefonlar ve dizüstü bilgisayarlar hariç 289,5 milyondan fazla cihazı birbirine bağlayan platformuyla dünyanın önde gelen tüketici IoT (AI+IoT) platformunun sahibidir. Xiaomi ürünleri şu anda dünya genelinde 90’ın üzerinde pazarda satılıyor. Şirket, 2020 yılının ağustos ayında geçtiğimiz yıla kıyasla 46 sıra yükselerek Fortune Global 500 listesine 422'nci sıradan ikinci kez girdi. Xiaomi, aynı zamanda İnternet şirketleri arasında 7'inci sırada yer aldı. 2020 Mayıs ayında Forbes Global 2000 Listesine giriş yaptı ve 384'üncü sıraya yükseldi. Xiaomi, Hang Seng Index, Hang Seng China Enterprises Index ve Hang Seng TECH Index'’te yer almaktadır.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

3 Boyutlu Teknoloji Pazarında Türkiye'den Önemli Atılım

Teknoloji ve iş dünyasının başarılı ismi Dr. R. Erdem Erkul liderliğinde kurulan ve 20 Ocak’ta Cer Modern’de gerçekleştirilen çevrimiçi etkinlik ile hem marka lansmanını hem de Ankara, İstanbul, San Francisco, Londra ve Seul ofislerinin açılışını duyuran Cerebrum Tech, fütürist tasarım uygulamalarıyla öne çıkan GFDS – Global Future Designs &Solutions Inc. ile ortaklık kurdu.

 

İki şirketin ortaklığını heyecanlı ve ilham veren bir birleşme olarak değerlendiren Erkul, “İş birliğine bağlı bir dünyada yaşıyoruz. Güçlü iş birlikleri kuran kurumlar, hızla yollarına devam ederken, iş birliği konusunda sınıfta kalanların zor zamanlar geçirdiğine şahit oluyoruz. Bu durum, günümüzde sadece büyüklüğü fark etmeden hemen hemen tüm şirketler için böyle. Bu şekilde ele aldığımızda GFDS ile yaptığımız ortaklığın çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Cerebrum Tech’i kurarken ‘Bildiklerimizin değil, bilmediklerimizin peşindeyiz.’ demiştik. Bilmediklerimizin peşinde olduğumuz bu yolculukta GFDS ekibinin de sektör tecrübesiyle katma değeri yüksek teknoloji ihracatında ülkemizi yükseklere konumlandırmayı hedefliyoruz.” dedi.

 

Daha önce pek çok kez yollarının kesiştiğini ancak şu an doğru zaman olduğunu düşündüklerini ve beraber yeni bir yolculuğa başladıklarını belirten GFDS Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Mert Oğuzata “2013 yılında kurulduğumuzda, ‘Gelecek bizim; gelin onu birlikte tasarlayalım.’ misyonuyla yola çıktık. Amacımız teknoloji için teknoloji geliştirmek değil, insanlığa faydalı olacak teknolojileri geliştirmek. Eğer dünya gelecekte insanlık ile teknoloji arasındaki dengeyi düzgün şekilde kurabilirse aydınlık bir gelecek bizleri bekliyor. Bu birliktelikle dünya pazarına açılmış katma değeri yüksek teknoloji girişimlerinde de öncü olacağız. Cerebrum Tech’i iş ortaklığından ziyade aynı hedefe birlikte ilerleyen bir yol arkadaşı olarak görüyoruz. Şüphesiz bu birliktelik Türkiye’nin dijital dönüşümüne de yön verir nitelikte olacaktır.” diye konuştu.

 

3 Boyutlu Teknoloji Pazarı Büyüyor: 2024 Yılına Gelindiğinde 3 Boyutlu Teknoloji Sektörünün 72 Milyar Dolara Ulaşacağı Düşünülüyor

 

AR/VR çözümlerine bağlı teknoloji pazarının büyüklüğünün 2024 yılında 72 milyar dolar seviyelerine ulaşması bekleniyor. Önceki yıllarda üretim ve perakende sektöründeki teknoloji yatırımları daha ön plandayken, önümüzdeki yıllarda eğlence ve savunma sektörlerinin 3 boyutlu teknoloji pazarında lokomotif rolü üstleneceği düşünülüyor. Bu iki büyük sektör dışında 3 boyutlu teknolojilerin kullanımı, üretim, iş sağlığı ve güvenliği, biyoteknoloji ve inşaat alanlarında da önemli bir paya sahip.

 

3 boyutlu teknolojilerinin geliştirilmesinde Çin, ABD ve Japonya’nın önemli yatırımları bulunuyor. Türkiye’nin gün geçtikçe değer kazanan üretici rolüyle bu alanda potansiyelini artırması bekleniyor. Bu ortaklık sayesinde de Türkiye’nin bu potansiyele sahip uluslararası bir oyun kurucu olması hedefleniyor. Cerebrum Tech ve GFDS, pazarın önemli bir oyuncusu olmayı hedefledikleri AR/VR sektöründe büyük ölçekli Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları üzerine de çalışıyor.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Pfizer-Biontech aşısı dünyanın en fazla satan ikinci ilacı olacak

15 milyarlık satışla Pfizer-Biontech aşısı, AbbVie’nin 20 milyar dolarlık artrit ilacı Humira’dan sonra dünyanın en fazla satan ikinci ilacı konumuna yerleşecek. Sağlık ekonomisi uzmanı Prof. Dr. Onur Başer, aşının koruma süresindeki belirsizlik giderilince aşıda yeni bir fiyatlama sistemine geçilmesini beklediğini söyledi. 

 

Covid-19 aşısını bulan ilaç şirketleri, sektördeki dengeleri değiştirecek. Bu yıl 15 milyar dolarlık aşı satmayı hedefleyen Pfizer, yüzde 25-30’e ulaşacak kâr marjını BionTech ile bölüşecek. Sağlık ekonomisi uzmanı ve MEF Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Onur Başer,  “Pfizer-Biontech aşısı, AbbVie’nin 20 milyar dolarlık artrit ilacı Humira’dan sonra dünyanın en fazla satan ikinci ilacı konumuna yerleşecek” dedi.

 

Dünya nüfusunun yüzde 70-85’i aşılanmadan tamamen eski günlere dönmenin mümkün görünmediğini ifade eden Prof. Başer, İsrail’in aşılamanın yüzde 52,4’ünü iki ayda tamamladığını, ABD’nin ise bu seviyeye 2022 Ocak ayına gelmesinin beklendiğini söyledi. Başer, “Gelişmiş ülkelerde bu oran çok çabuk sağlanacak. Ancak şu aşamada gittiği takdirde tüm dünyanın yüzde 75’inin aşılanması 7 yılı bulacak. Fakat gelişmiş ülke ekonomileri tüm vatandaşlarını aşılasalar bile, tüm dünyayı güven altına almadan eski günlere oranla gelirlerinin yüzde 50’sine yakınını kaybedecekler. Bu sebeple, aşı milliyetçiliğinden bir an önce hızla uzaklaşılarak aşıların hızlı bir şekilde dağılması için daha çok çabalanmalı” dedi. 

 

Aşı, Pfizer’in 3 ilacın  toplamına eşit

Başer, 18 ay gibi kısa bir sürede geliştirilen aşılar için büyük yatırımlar yapıldığını ve çoğu özel olan araştırma laboratuvarlarının yatırımlarından kar olarak geri dönüş beklediklerini belirterek, şunları söyledi: “Pfizer-Biontech aşısından elde edilecek gelir Pfizer’in şu anda sattığı en iyi 3 ilacın toplamına eşit… Zatürre aşısı Prevnar’ın, 6 milyar; kanser ilacı Ibrance’ın 5 milyar, kan sulandırıcı Eliquis’in 5 milyarlık satışı bulunuyor. 15 milyarlık satışla Pfizer-Biontech aşısı, AbbVie’nin 20 milyar dolarlık artrit ilacı Humira’dan sonra dünyanın en fazla satan ikinci ilacı konumuna yerleşecek. Aşının çıkarılmasıyla şirket, satışlarının 2021'de yüzde 6 artmasını bekliyor. Aşı satışları, bu yıl Pfizer'in toplam gelirinin yaklaşık dörtte birini oluşturacak. Moderna ise geçen yıl sadece 60 milyon dolar geliri varken, bu yıl 13.2 milyar dolar bekliyor. Zamanla aşı ve tedavi çeşitliliğinin artmasını bekliyoruz, yine aşı koruma süresindeki belirsizlik ortadan kalkınca yeni bir fiyatlama sistemine gidilecektir”. 

 

Aşıda başarılı olma oranının dünya genelinde yüzde 30 olduğunu aktaran Başer, Türkiye’nin yerli aşı konusunda da bu düşük oranı dikkate alması gerektiğini dile getirdi. Başer, “Yerli aşı denemelerimizin olması umut verici ancak başarısızlık ihtimalinin yüzde 70’lerin üzerinde olduğu unutulmamalı. Mutlaka bir B planımızın olması gerekiyor” diye konuştu. 

  

3 bin imzalı aşı mektubu

Başer, 115 dünya lideri, Nobel ödülü almış 19 kişi ve daha birçok ünlü isimle birlikte 3 binden fazla insanın Covid-19 aşılarının ortak mal olarak sayılması için ülkelerin gerekli çalışmaları yapması gerektiğine dair bir mektuba imza attığını hatırlatarak, “Herkese yetecek kadar aşı olmalı ve ödeme gücü olmayanlara da aşı yapılmalı. Şu anda bilim, pandeminin ortadan kalkmasının tek yolunun aşının dünyada yaygınlaşması olduğu konusunda hem fikir… Gelişmiş ülkeler kendi vatandaşlarını aşıladıklarında, ekonomilerini açtıklarında hızlı bir şekilde aşının yaygınlaşması için ellerinden gelenlerini yapacaklardır, yoksa sadece kendilerini kurtarmak sürdürülebilir bir yöntem değil” diye konuştu. 

 

Prof. Dr. Onur Başer kimdir?

1994 yılında ODTÜ Ekonomi Bölümü’nden mezun olan ve aynı üniversitede İktisat Yüksek Lisansı’nı tamamlayan Onur Başer, daha sonra ABD Michigan Üniversitesi’nde Ekonometri ve İstatistik Master’ı yaptı. Doktorasını ekonometrinin sağlık verileri hakkında hazırlayan Başer, sağlık ekonomisi alanında uzmanlaştı. Harvard Üniversitesi’nde kamu sağlığı programıyla akciğer kanserinin devlete yıllık maliyetlerinin hesaplanmasıyla ilgili ekonometri modelleri geliştirdi. IBM’ın sağlık araştırmaları bölümünde 5 yıl boyunca baş ekonomist olarak görev yapan Başer, bugün ABD’de sağlık sisteminde kullanılan Hastane Kalite Endeksi’ni hazırlayanlar arasında yer aldı. 2007 yılında ABD’de ilaç firmalarına danışmanlık veren StatinMed’i kuran Başer, ilaç maliyet hesapları, değere bağlı fiyatlandırma gibi konularda sektörel araştırmalar yürüttü. İki yıl önce StatinMed’i ABD’li bir yatırım fonuna satan Başer, New York’ta Michigan ve Columbia Üniversitelerinde misafir profesör olarak araştırma ve projelerine devam ediyor. Aynı zamanda MEF Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı olan Başer, New York merkezli Columbia Data Analytics’in Analitik Bölüm Başkanlığı’nı yapıyor. Prof. Başer, yaptığı 500’den fazla uluslararası yayın ve sunumunun yanı sıra istatistik alanında yazılmış birçok kitaba da katkıda bulundu.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ekranların sevilen yüzü, Açelya Akkoyun “Akla Takılanlar”

Ekranların sevilen yüzü, Açelya Akkoyun “Akla Takılanlar” programı ile her cumartesi ve pazar 360 ekranlarında seyircisiyle buluşuyor.

 

Açelya Akkoyun’un moderatörlüğünde, her bölüm değişen konu ve uzman konuklarıyla hafta sonu gündüz kuşağının en renkli ve keyifli sohbet programı sizleri bekliyor.

 

Sağlıktan beslenmeye, spordan güzelliğe hayatın içinden renkli konular tüm detaylarıyla ele alınıp, akıldaki sorular bu programda cevaplanıyor.

 

Açelya Akkoyun’un sunumuyla “Akla Takılanlar” her Cumartesi ve Pazar 13.00’te 360’ta!

 

247. BÖLÜM  

27 ŞUBAT CUMARTESİ

“UYKUDA GÖRÜLEN HASTALIKLAR”

DOÇ. DR. NEJAT ALTINTAŞ – Göğüs Hastalıkları ve Uyku Uzmanı

 

248. BÖLÜM  

28 ŞUBAT PAZAR   

“MART AYI ASTROLOJİSİ ve BURÇ YORUMLARI”

SEZEN TATLI – Astrolog

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı