Aylık arşivler: Şubat 2021

Sorgulanması gereken MEİGDER değil, MGC’nin yönetim anlayışı

MEİGDER Yönetim Kurulu Başkanı bugün özel bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı;
Medya hem alan hem de kimlik olarak inanılmaz bir değişimin eşiğinde. Digital platform uzun süredir  gazeteciliğe ev sahipliği yapıyor. Bu süreç yeni oluşum ve birlikleri de beraberinde getiriyor. Yeni örgütlenmeler yaşamın akışının kaçınılmaz parçası oluyor. Kısa adı MEİGDER olan Mersin İnternet Gazetecileri Derneği de bu oluşumlardan sadece bir tanesi. Bu platformda yayın yapan gazetecilerin ihtisaslaşmış bir örgütlenmesi ..
Ne varki bu örgütlenme kendi camiasında bile farklı argümanlarla, yanlış algılamalarla değerlendiriliyor, haksızlığa  uğruyor. Kentin gazeteciler adına çatı örgütü olan Mersin Gazeteciler Cemiyeti bu ihtisaslaşmış yapıyı kendisine bir tehlike olarak algılamış durumda ve bölünmeyi tetiklediğini savunuyor.
Bu süreçte çatı örgüt, en eski ve köklü örgüt olarak kapsayıcı olması gereken MGC ne yazık ki bunları yapmadığı gibi kısa süre içerisinde bu derneğe kurucu üye olanları ihraç ederek hücum planlarını devreye soktu. Bunu yaparken de bir süre önce kongresini yaparak üyelerinin oylarına sundukları tüzükten güç aldılar. 
Böylece tüzük maddelerindeki tutarsızlığı , anti demokratikuygulamaları , dernekler yasasına ve anayasaya aykırılıkları da net olarak görmemizi sağladılar.   MGC tüzüğünün aksayan yanlarını, yoruma açık, suistimale açık maddelerini bu olay sayesinde daha net gördük. Yok canım o kadar da olmaz dediğimiz ne varsa MGC Cemiyeti onu yaptı. En genci 20 yıldır gazeteci olan ve cemiyet üyesi olan üyelerinin seçme ve seçilme hakkını garip bir şekilde elinden almaya çalıştı.
Öte yandan kurucu üyelere gönderilen ihraca yönelik tebligatlardaki usulsüzlük de kurumsallaşma yolunda adımlar atan MGC yönetimine jiç yakışmayan nitelikteydi. Bu süreci sessiz, olgun ve sabırlı bir şekilde geçiren biz kurucu üyeler olarak , üyelik haklarımızın ihlal edildiğini ve bunun usulsüz bir evrakla tarafımıza tebliğ edildiğini görmekten dolayı büyük üzüntü duyduk. Ve bunu kamuoyu ve muhattapları ile bu durumu paylaşmayı uygun gördük.
MGC BABA OCAĞIMIZDIR…ÇATIMIZDIR
Öncelikle hem MGC üyesi olup hem de MEİGDER’e kurucu üye olarak adım atan meslektaşlarımız hiçbir şekilde çatı örgütünü bölmeye ve itibarsızlaştırmaya  yönelik bir hamle yapmamıştır, asla yapmayacaktır. Çünkü MGC bizim baba ocağımız, çatımızdır.
MEİGDER herşeyden önce bir grup MGC üyesinin kurduğu ihtisaslaşmış bir yapıdır. Ayrıca tüzükte belirtildiği gibi Mersin ili sınırları içerisinde aynı amaca yönelik bir dernekleşme faaliyeti de değildir.

Bu dernek sadece internet gazetecilerini kapsayan ve  onların alanına hizmet edecek olan bir yapılanmadır. Amaçları MGC kadar kapsamlı değildir. İhtisasa yöneliktir. Henüz yasası, tanımı olmayan internet gazeteciliğinin sorunlarıyla ilgilidir.

Spor yazarları derneği, Ekonomi Gazetecileri derneği ya da benzeri örgütlenmeler gibi..

 

“BEN YAPTIM OLDU” TÜZÜĞÜ YASADAN ÜSTÜN DEĞİLDİR

MGC yönetimi tüzüğün 4. Maddesinde belirtilen Mersin İli Sınırları içerisinde aynı amaca yönelik dernek faaliyeti yapılamaz hükmünü MEİGDER’e karşı uygulamasına, bunu bir ihraç silahı olarak kullanmasına rağmen tüzüğün bu maddesinin işaret ettiği başka derneklere ise uygulamamaktadır.

Bunun gerekçesi ise tüzüğün kabulünden önce o derneklerinin faaliyetlerinin başlamış olması ve geriye dönük işlem yapılmaması olarak belirtilmektedir.

Bu da üyeler arasında eşitlıik ilkesini ihlal etmektedir.

Yani Mersin ili sınırları içerisinde aynı amaca yönelik olarak kurulduğu iddia edilen bu derneklerin arasında tüzüğün kabul tarihi milat olarak kabul edilmiş ve Dernekler Yasasına muhalefet edilmiştir.  Üstelik bu dernekler ihtisas derneği de değildir. Amaçları kapsamlı olan, MGC ile aynı amacı taşıyan derneklerdir.

Dernekler yasasına göre ; “Dernek üyeleri eşit haklara sahiptir. Dernek, üyeler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, din ve mezhep, aile, zümre ve sınıf farkı gözetemez ve tüzüğe eşitliği bozan veya bazı üyelere ayrıcalık tanıyan hükümler konulamaz. Her üyenin genel kurulda bir oy hakkı vardır, üye oyunu bizzat kullanmak zorundadır” maddesinin “tüzüğe eşitliği bozan veya bazı üyelere ayrıcalık tanıyan hükümler konulamaz” kısmı bile tüzüğün yasalara aykırı hareket ettiğinin kanıtıdır.

 

 KENDİNİ YALANLAYAN TÜZÜK!

Ayrıca MGC Tüzük maddeler arasında yer alan bir ibare de özellikle MEİGDER ‘in kurucu üyelerinin önemli bir kısmının ihracının keyfi olduğuna işaret etmektedir.  

4. Maddenin f fıkrasında Cemiyette 20 yılını dolduran, cemiyet kurucu üyeliği ve başkanlığı yapmış olanların yüz kızartıcı bir suç dışında asil üyeliklerini koruyacakları tüzükle karara bağlandığı halde özellikle genel kurul kararı ile MGC’nin onursal başkanı olan Vahap Şehitoğlu’nun MEİGDER kurucu üyeliği nedeniyle ihracının istenmesi açık bir şekilde tüzük ihlalidir.  

Ayrıca Tüzüğün üyelik hakları başlığı kapsamında 8. Maddesinin 5. bendinde meslekte 20 yılını aşmış üyelerin de basın mesleğini zedeleyici bir iş tutmamaları halinde üyeliklerinin devam edeceği de karara bağlanmıştır.

Bu iki madde de MEİGDER’in kurucu başkan ve üyelerini kapsamaktadır.  

Bir başka derneğe üye olmak ne yüz kızartıcı bir suç, ne basın mesleğini zedeleyici bir davranış ne de karşılığı ihraç edilmektir.

 

HUKUKSUZLUK…USULSÜZLÜK…

MGC yönetimi ne yazık ki  tüzük ihlalinin dışında fahri üyelikle tehdit edip ihraç edeceği mesajını verdiği meslektaşlarımıza gönderdiği tebligatta da ciddi bir usul hatası yapmıştır.

Açıkça söylemek gerekirse kurumsallaşma yönünde ciddi adımlar attıklarını ifade eden cemiyet yönetiminin üyelere gönderdikleri tebligatın hukuken hiçbir geçerliliği yoktur.

MGC üyesi olup MEİGDER’in kurucu üyelerine gönderilen belgenin üzerinde imza, tarih ve evrak numarası olmamasından dolayı, bu belge sahte belge hükmündedir.

Şayet böyle bir karar alındıysa , karar defterinde, bahsedilen kararın yer aldığı bölümün onaylı bir örneğinin üyeye tebliğ edilmesi, yapılacak tebligatın usulüne uygun olarak cemiyetin renkli antetli kağıdına basılı olarak, ıslak imzalı, evrak numarası ve tarih eklenerek üyelere ulaştırılması gerekmektedir.

Eğer bu evrak Yönetim Kurulunun bilgisi dışında gönderilmiş ise, bu işin sorumlularının tespit edilerek, yargıya suç duyurusunda bulunulması gerekir.

 

MGC YÖNETİMİ HAMİLİK YAPACAĞINA, HASIMLIK YAPIYOR

Tüzükler derneklerin anayasasıdır .

Aynı zamanda tüzük hükümleri üyelerin anayasal haklarını korumakla da mükelleftir. Ama gelinen noktada MEİGDER, Mersin Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulu tarafından bir tehlike, bir yüz kızartıcı suç ya da basın meslek lkelerini ihlal eden bir kuruluş olarak algılanmıştır.  

MGC burada hamilik görevini üstlenmek yerine, peşin hükümlü şekilde hasımlık yapmayı tercih etmiştir.

Meslekte bir çoğu 20 yılını devirmiş, yönetimlerde görev yapmış, meslek örgütü ile duygusal bağ kurmuş ve emek vermiş insanlardan oluşan bir yapılanmaya , alternatif bir örgüt gibi davranmak  ve potansiyel bir tehlike gözüyle bakmak MGC yönetim kuruluna hiç yakışmamıştır.  

MEİGDER bünyesinde, bir zamanlar 4 parçaya bölünmüş cemiyetleri birleştirmek için mücadele veren insanların olduğu unutulmamalıdır.

MEİGDER binyesinde,  kıyasıya mücadelelerin olduğu seçimlerden sonra bile bir saniye olsun bölünmeyi aklından geçirmeyenlerin ve meslek örgütüne aidiyet duygusuyla bağlı olanların olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.

 

SON SÖZÜMÜZ

Toprağın vatan olmasını sağlayan insandır.

MGC kurumsallığını ve varlığını sağlayan da içindeki insanlardır, meslektaşlarımızdır.

Bu nedenle alınan her kararın merkezine güç ya da otorite değil insan konulmalıdır.

Yönetim seçilmişlerden oluşur.

Temsil makamıdır ama teslim alma makamı değildir.

Üyelerinin haklarını korumakla mükelleftir, bahane bulup üyelerini kovmakla değil.

Bu vesile ile içinde emeğimizin ve hakkımızın olduğu ya da üzerimizde emek ve haklarının olduğu  MGC  yönetim kurulunun başkan ve  üyelerinin dernekler yasasına aykırı hükümler içeren tüzüğümüzü yeniden gözden geçirmelerini ve maddeler arasındaki tutarsızlıkları yeniden masaya yatırmalarını, bizler hakkında verdikleri haksız kararı bir kez da değerlendirmelerini bekliyoruz.

Aksi takdirde çatı örgütümüz olan Mersin Gazeteciler Cemiyeti’ni hem hukuk önünde hem de kamuoyu önünde zor duruma düşmesine yol açmış olacaksınız

 

MEİGDER YÖNETİM KURULU ADINA

BAŞKAN

VAHAP ŞEHİTOĞLU

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Babacan’dan Merkez Bankası rezervleri açıklaması

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Ordu’da katıldığı yerel bir televizyon programında “Merkez Bankası ‘şu kadar döviz satıyorum’ demedi. Piyasaya müdahale görüntüsü oluşmasın diye şeffaf olmayan yöntemleri kullandılar. Tam bir tiyatro.” ifadelerini kullandı.

 

Babacan’ın açıklamaları şöyle:

 

“Partili cumhurbaşkanı ve akraba bakan el ele verip rezervleri harcadı”

“Bir kazanan vardır; bir de çarçur eden… Biz bu milletin alın terini biriktirdik; devletin sağ cebini de sol cebini de doldurduk. Partili cumhurbaşkanı ve akraba bakan el ele verip Merkez Bankası’nın rezervlerini harcadı, biriktirdiği yedek akçeyi bir gecede sıfırladı. 

 

“Sayın Erdoğan bütün yetkiyi kendine istedi, sonra hem faiz hem de kur arttı. 130 milyar dolarlık döviz satışıyla kuru belli bir noktada tutmaya çalıştılar. Onu da yapamadılar. O zaman siz 130 milyar dövizi niye sattınız? 

 

“Dövizi bir de kayıt dışı satsaydınız…”

Döviz satışı için ‘hepsi kayıtlı’ diyor. Yok bir de kayıt dışı yapsaydınız. Şeffaf olmadı. Merkez Bankası ‘şu kadar döviz satıyorum’ demedi. Piyasaya müdahale görüntüsü oluşmasın diye şeffaf olmayan yöntemleri kullandılar. Tam bir tiyatro.

 

“Erdoğan, faizi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mı şikâyet ediyor?”

“Sayın Erdoğan, faizi dönüp Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mı şikâyet ediyor? ‘Şu Erdoğan’a söyle de faizleri düşürsün’ mü diyor? Yetki elinizde, buyurun düşürün. Kimi kime şikâyet ediyorsunuz?” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hasan Azis’den Başkan Gerenli’ye ziyaret

Bulgaristan Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Azis, Hak ve Özgürlükler Hareeketi (HÖH) Kırcaali İl Başkanı Resmi Murat, Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Güner Çetin, Bal-Göç Trakya Derneği Başkanı Veli Öner ve yönetim kurulu üyeleri Lüleburgaz Belediye Başkanı’na ziyaret gerçekleştirdi. Gerçekleşen ziyarette karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunularak, samimi bir sohbet gerçekleştirildi.

 

Aynı zamanda HÖH Merkez Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Azis, Lüleburgaz Belediye Başkanı Murat Gerenli’ye ziyaret gerçekleştirdi. Lüleburgaz Belediyesi Hizmet Binası’nda gerçekleşen ziyarete HÖH Kırcaali İl Başkanı Resmi Murat, Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Güner Çetin, Bal-Göç Trakya Derneği Başkanı Veli Öner ve yönetim kurulu üyeleri Mümün Neşetoğlu, Gülhan Çolak ile Özkan Yalçın katıldı.

 

Fikir alışverişinde bulunuldu

 

Samimi bir ortamda geçen ziyarette Bulgaristan Türklerinin yaşadığı sorunlardan, karşılıklı fikir alışverişlerine kadar çok sayıda konu konuşuldu. Ziyaretlerinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkan Gerenli, “ Belediyemizi ziyaret eden   Bulgaristan’ın Kırcaali Belediye Başkanı Hasan Azis, HÖH Kırcaali İl Başkanı Resmi Murat, Çorlu Belediye Başkan Yardımcısı Güner Çetin, Bal-Göç Trakya Derneği Başkanı Veli Öner ve yönetim kurulu üyelerine nazik ziyaretleri için teşekkür ediyor, çalışmalarında kolaylıklar diliyorum” dedi. Öte yandan ziyaretin sonunda Başkan Azis, Başkan Gerenli’ye üzerinde Kırcaali Medresesi’nin (Kırcaali Türk Okulu) olduğu bir çerçeveletilmiş fotoğraf armağan etti.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzole yaşama olan talep bir yılda yüzde 80 arttı

Hayatımızda birçok alışkanlığı değiştiren pandemi, 2020 yılında izole yaşama olan talebi de artırdı.  Salgın ile birlikte özellikle Bodrum’a olan ilgi artarken, sosyal izolasyon sağlayan, 365 gün boyunca açık sosyal tesisleri ve özel plajı bulunan, iş hayatına devam etme imkanı sunan tam teşekküllü toplantı odaları bulunan projelere olan talep, bir önceki yıla oranla yüzde 80 arttı.

Covid-19 pandemisiyle birlikte tüm dünya izole yaşama yöneldi. Türkiye’nin en önemli tatil ve turizm bölgeleri arasında yer alan Bodrum’da talep artışı yaşanırken, TÜİK verilerine göre 2020 yılında Bodrum'da bir önceki yıla göre yüzde 23,8’lik artışla toplam 6 bin 403 adet konut satıldı.  Bölgede izole yaşam imkanı sunan projeler pandemide cazibe merkezine dönüştü. 

“Projemize olan talep geçen yıla oranla yüzde 80 arttı”

Pandemiyle birlikte insanların sınırlamalara takılmadan aynı anda sağlıklarını koruyarak hayatlarına devam edebilecekleri yaşam alanlarına rağbet gösterdiğini belirten Aksoy Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Batu Aksoy“Teknoloji ve sağlık sektörlerine talebi ciddi oranda artıran pandemi aynı doğrultuda izole yaşam arzusunu da tetikledi. Bodrum da bu anlamda insanların ihtiyacını karşılayabilen bölgelerin başında yer aldı.  Bodrum Yalıkavak Tilkicik Koyu’nda 200 milyon Euro yatırım ile hayata geçirdiğimiz The Ritz-Carlton Residences, Bodrum projemizle insanların, sosyal mesafe ve izole yaşam ihtiyaçlarına çözüm olduk. Projemize olan talep geçen yıla oranla yüzde 80 arttı’’ dedi.

 

İzole yaşama yatırımlar artacak 

Aşılama çalışmaları ile pandeminin etkileri azalsa da değişen yaşam alışkanlıklarıyla birlikte önümüzdeki yıllarda izole yaşama olan talep büyüyerek devam edecek diyen Batu Aksoy; Bodrum başta olmak üzere benzer lokasyonlarda izole yaşama olan yatırımların artacağını belirtti.

 

İş hayatına online devam etmek isteyenlerin kurtarıcısı 

Aksoy, şöyle devam etti, “126 dönümlük müstakil bir yarımadada konumlanan projemizle insanların güvenilir ve markalı proje ihtiyacını karşılarken, gerekli tüm hijyen koşullarının sağlandığı, sosyal mesafe kurallarına uygun izole biyaşam sunuyoruz.  6 bin kişiye istihdam sağlayarak inşa ettiğimiz projemiz insanların sağlıklarını korumaya ve hayatlarına kesintisiz bir şekilde devam etmelerine yardımcı olacak.  Dünyaca ünlü mimarlık firması SAOTA imzası taşıyan, 75 bağımsız üniteden oluşan ve kalabalıktan izole bir yaşamın kapılarını aralayan projemiz, ada yaşantısının mahremiyetini, sosyal alanları, doğa ve denizle iç içe bir yaşamı sunuyor.   1,5 km uzunluğundaki Tilkicik Plajı, Doğal Göleti, Güneşlenme Terasları ve İskeleleri, Restoran/Barı, Yüzme Havuzu, Fitness Centerı, Yürüyüş Parkuru, Concierge Hizmeti ve Çocuk Kulübü ile projemiz sakinlerine 365 gün boyunca eşsiz bir hayat vaat ederken; dünyadaki tüm Ritz-Carlton Rezidanslarının olmazsa olmazı Owner’s Lounge binamızda yer alan SPA ve Medya Odası/Sinema Salonunun yanı sıra inşaatını yeni tamamladığımız tam teşekküllü Toplantı/Konferans Odası – çoğu iş insanı olan – mülk sahiplerimizin iş hayatına kesintisiz ve tam konforlu bir şekilde devam etmesine imkan sağlayacak.” 

 

Yaşam 4 mevsim devam edecek   

The Ritz-Carlton Residences tarafından yönetilecek projede, alanında uzman ekipler tarafından yılın her günü gastronomik yeme-içme deneyimi, concierge ve vale gibi hizmetler sunulacak.  Tüm bağımsız ünitelerde bulunan yerden ısıtma sistemi, çok özel doğrama ve cam mekanizmaları ve ısıtmalı müstakil havuzlar sayesinde yarımadada yaşam sadece yaz aylarında değil, mevsim boyunca devam edecek. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Lüleburgaz Belediyesi 8’inci kez Avrupa’da Yılın Partneri”

Lüleburgaz Belediyesi, 2020 yılı geneli ve Yerel Demokrasi Haftası’nda gerçekleştirdiği etkinlik ve çalışmalarla Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi tarafından 8’inci kez Yılın Partner Kuruluşu seçildi. Daha önce aynı unvanı en son 2019 yılında kazanan Lüleburgaz Belediyesi’nin ödülü 26 Şubat’ta düzenlenecek çevrim içi(online) toplantıda açıklanacak. 

 

12 Yıldızlı Şehir Ünvanı’na sahip olan ve daha önceden de 7 kez Yılın Partneri seçilen Lüleburgaz Belediyesi, başarılarına bir yenisini daha ekledi. Lüleburgaz Belediyesi en son 2019 yılında Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi tarafından kazandığı “Yılın Partner Kuruluşu” unvanını 8’inci kez alarak bu başarıyı perçinledi. Belediye 2020 yılında katılımcı demokrasi adına yapmış olduğu çalışma etkinliklerin yanı sıra, 15 Ekim haftasında kutlanan Avrupa Yerel Demokrasi Haftası kapsamındaki faaliyetleri sayesinde bu ödülü almaya hak kazandı. 

 

47 ülke 77 yerel yönetim arasından

 

Lüleburgaz Belediyesi, Yılın Partner Kuruluşu ödülünü 47 Avrupa Konseyi üyesi ülke 77 yerel yönetim arasından seçilerek kazanırken Lüleburgaz Belediyesi’ni Avrupa’da ikinci kez “Yılın Partner Kuruluşu” ödülüne götüren yol ise 2020 yılının başında başladı. Lüleburgaz Belediyesi’nin, 2020 yılını “Çocuk Yılı” ilan etmesi, Kent Konseyi ile birlikte pandemi koşullarına göre düzenlediği Çocuk Şenliği, Bilgeç karakteriyle çocuk haklarına yönelik bilgilendirici videoları ve etkinlikleri, bu toprakların sesi olan Lüleburgaz Kent Orkestrası’nı kurması, Yerel Demokrasi Haftası’nda gerçekleştirdiği etkinlikler ödülü almasında en önemli dönemeçlerden biri oldu. 

 

Ödül 26 Şubat’ta çevrim içi toplantıda

 

Lüleburgaz Belediyesi’ne verilecek olan “Yılın Partner Kuruluşu” ödülü bu yıl korona virüs salgını nedeniyle 26 Şubat’ta düzenlenecek online (çevrim içi) toplantıda verilecek. Toplantıya Lüleburgaz Belediye Başkanı Murat Gerenli ve Lüleburgaz Belediye Başkan Yardımcısı Leyla Güncer katılacak. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gençlerden Onur Hareketi'ne büyük katılım

Samsun, Trabzon, Rize ve Ordu illerinden Onur Hareketi’ne büyük katılım gerçekleşti.
Onur Hareketi büyümeye devam ediyor. Karadeniz bölgesinde Onur Hareketi’ne ilgi büyüktü. Çoğunluğu üniversite gençlerinden oluşan 800’e yakın kişi Yaşar Aydın’ın liderliğini yaptığı Onur Hareketi’ne katıldı.

 

“ÇOĞUMUZ DAHA ÖNCE AK PARTİ, MHP VE BBP’DE GÖREV YAPTIK”

Katılım sağlayan gençler adına açıklama yapan Mustafa Hacıosmanoğlu, neden Onur Hareketi’ni tercih ettiklerine ilişkin konuştu. Hacıosmanoğlu, “Ben ve Onur Hareketi’ne katılım sağlayan arkadaşlarımın tamamı daha önce AK Parti , MHP ve BBP’nin gençlik kollarında görev almışlardır. Ancak bu siyasi partiler gençlerden ve gençlerin sorunlarından çok uzaklar. Bunların derdi sorun çözmek değil. Bunlar, gençliğin içinde bulunduğu şartların ne olduğunu defalarca anlatmamıza rağmen anlamıyorlar ve sürekli bir kandırmaca içerisindeler.” dedi.
 

 

“GENÇ ARKADAŞLARIMIZ ÜLKEYİ TERK EDİYORLAR”

Hacıosmanoğlu açıklamasına şu sözlerle devam etti:
“Arkadaşlarımızın bir kısmı ülkede bir gelecek göremedikleri için, iş ve daha iyi bir hayat için ülkeyi terk etti. Geride kalanlar ise yurt dışına gidebilmek için fırsat kolluyor. Bu ülkede artık siyasetçilerden umut yok.”
 

 

“BİZ GENÇLER ADRESİMİZİ BULDUK”

Onur Hareketi’ni 1 yıl önce dinleyerek keşfettiğini ifade eden Hacıosmanoğlu, “Bundan 1 yıl önce konuşmasını dinlediğim Onur Hareketi lideri bugün artık benim de liderim olan Yaşar Aydın, bu siyasetçilerden çok farklı. Gençlerin sorunlarına tam 12’den vuruş yapıyor. Çözümü de çok net. Kararlı biri. Biz gençleri bu kadar iyi tanıyan bir kişiye kayıtsız kalamazdık. Biz de arkadaşlarımızla birlikte 3 aylık bir uğraş sonucu bu katılımı gerçekleştirdik. Bu katılımı Ege gençleri ve Akdeniz gençliği izleyecek. Biz gençler artık adresimizi bulduk. Hiç durmadan başkanımızın emrinde tüm ülke gençliğini Onur Hareketi çatısı alıntında birleştireceğiz” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Öz-Farkındalık ve Mindfulness Hayatımıza Ne Katar?

Son yıllarda çok sık karşımıza çıkan kavramlar öz-farkındalık ve mindfulness. Peki nedir bunlar ve bize ne fayda sağlar?

 

Öz-farkındalık en basit anlatımıyla iç-gözlem yaparak kendimizi net ve objektif bir şekilde görme becerisidir. Ne hissettiğimizi, düşündüğümüzü ve yaptığımızı, adeta dışarıdan başka bir göz bizi izliyormuş gibi izlemek ve fark etmektir.

 

Farkındalık esasen bir başlangıç noktasıdır, gelişime açık yanlarımızı anlayarak hayata daha etkili bir şekilde uyum sağlamamızı, özel ve iş hayatımızdaki ilişkileri daha iyi yönetmemizi sağlamaya yönelik bir araçtır. Bu nedenle öz-farkındalığı bir amaç olarak görmekten öte, etkili eylemlerde bulunmak ve daha yüksek tatmin sağlamak için geliştirmemiz gereken bir beceri olarak değerlendirebiliriz. Öz-farkındalığın bazı niteliklerine odaklanarak bunu daha iyi anlayabiliriz. 

 

Dikkatinizi belli bir kişiye veya şeye yöneltin

 

Bu beceriyi geliştirerek odaklanma gücümüzü artırabilir, deneyimlerimizi daha hakiki bir şekilde yaşayabiliriz. Örneğin toplantılarda karşımızdaki kişiyi dinlerken ona tamamen konsantre olmamız, söylediklerini dinlemenin yanı sıra beden dilini de okumamız, onu daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.

 

Hislerinize bağlanmayın 

 

Hayatta acı çekmemizin nedeni esasen, gelene direnmeye çalışmamız ve gideni tutmaya çalışmamızdır. Akışın içinde, her şeyin gelip geçici olduğunu anlamak ve kabul etmek, başlı başına bir farkındalıktır. İş hayatı, değişimin en sık olduğu alanlardan biridir. İş arkadaşlarımız değişebilir, şirketimizin öncelikleri değişebilir, ya da biz iş değiştirmek zorunda kalabiliriz. Bütün bunları ne kadar kolay kabullenirsek değişime o kadar hızlı adapte oluruz.

 

Alışkanlığa dayanan kalıplarınızı anlayın 

 

İç-gözlemle ve dışarıdan geri bildirim alarak tekrarlayan duygu, düşünce ve davranış kalıplarımızı fark edebilir, bunların bize nerelerde sorun çıkardığını görerek tekrarını önlemek yolunda adımlar atabiliriz. Düşünce motifimizi değiştirmek, olaylara bakış açımızı ve gerçekleşen sonuçları da değiştirebilecektir. Örneğin çatışmayı sevmeyen bir kişiyseniz, kısa vadede çatışmadan kaçınarak rahatladığınızı, ancak aslında uzun vadede kendinizi daha büyük bir çatışmanın içinde bulduğunuzu fark edebilirsiniz.

 

Duygusal zekanızı hayata geçirin 

 

Hislerimizi gözlemeyi ve hislerimize tepki verme şeklimizi yönetmeyi öğrenmek de farkındalıkla geliştirebileceğimiz bir niteliktir. Duygularımıza isim vererek onların daha iyi farkına varabiliriz. Hisler bizleri harekete geçirir. Bu nedenle hem kendimizin hem de diğer insanların hislerinin farkına vararak ve davranışlarımızı buna göre düzenleyerek, kişiler arası etkileşimimizi geliştirebiliriz. Duygusal zeka becerilerinden hangilerini geliştirmeye ihtiyacımız olduğunu belirleyerek bunlar üzerinde çalışabiliriz.

 

Değişim için bir hedef belirleyin 

 

Gerçekten ne istiyorum? Gelecekte nasıl hissetmeyi istiyorum? Bu soruların cevabını belirlediğimizde gelişimimiz için bir yol haritası çizmiş ve değişim sürecini gözlemek için ana değişkenleri belirlemiş oluruz.

 

Akış içinde farkındalık…

 

Mindfulness, farkındalığın bir niteliği olup, bilinçli bir şekilde olanı şu anda olduğu haliyle, yargılamadan, açık, nazik ve anlayışlı bir şekilde görebilmek demektir. Kendimize ve başkalarına karşı şefkat, sabır ve kararlılık bu becerinin ana unsurlarıdır.

 

Özetle, öz-farkındalık ve mindfulness hayatı daha etkili bir şekilde yaşamanın aracı ve değişimin anahtarıdır. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Air Côte d'Ivoire, ilk Airbus A320neo uçağını teslim aldı

Fildişi Sahili'nin Abidjan merkezli ulusal havayolu şirketi Air Côte d'Ivoire, ilk A320neo uçağını teslim alarak Batı Afrika bölgesinde bu modelin ilk operatörü oldu. Bu en yeni nesil uçak, Air Côte d'Ivoire’ın altı uçaktan oluşan mevcut Airbus filosuna katılacak.

 

Geliştirilmiş verimlilik seviyelerine sahip olan bu yeni uçak, Senegal, Gabon ve Kamerun'a hizmet vermek için Air Côte d'Ivoire’ın bölgesel ağına konuşlandırılacak. A320neo'nun operasyonel esnekliğini vurgulayan Güney Afrika destinasyonları daha sonraki aşamalarda havayolunun uçuş ağına eklenecek. CFM Leap-1A motorlarla güçlendirilen uçak, Business sınıfında 16 koltuk, Ekonomi sınıfında ise 132 koltuk ile konforlu iki sınıflı bir düzende yapılandırıldı. Yolcular, bu yeni siparişle birlikte tek koridorlu uçakların en geniş kabininden, yüksek hızlı internet bağlantısından ve en yeni uçak içi eğlence sisteminden yararlanacak. 

 

Air Cote d'Ivoire’ın ilk A320neo uçağı, tıbbi ekipman ve oyuncaklar da dahil olmak üzere 1 ton insani yardım malzemesi taşıyarak Toulouse'dan havalandı. Aviation sans Frontières ve Airbus Foundation ile ortaklaşa gerçekleştirilen misyon, Air Côte d'Ivoire’ın kurumsal sosyal sorumluluk girişiminin bir parçası. Taşınan mallar Abidjan'daki yerel STK'lara hizmet verecek ve bu sayede ülkedeki eğitim ve sağlık sektörüne destek olunacak.

 

Air Cote d'Ivoire, Batı ve Orta Afrika'da 25 yerel ve bölgesel varış noktasına hizmet veren, üç A319 ve üç A320 uçakları da dahil olmak üzere toplam 10 uçaktan oluşan bir filoya sahip.  

 

A320neo Ailesi, yüzde 20 yakıt tasarrufu ve karbondioksit azaltımını sağlayan yeni nesil motorlar, Sharklet'ler ve aerodinamik gibi en son teknolojileri bir araya getiriyor. A320neo Ailesi, bugüne kadar yaklaşık 120 müşteriden 7450 adet sipariş aldı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Büyük fırsatlarla dolu Samsung Galaxy Günleri başladı

28 Şubat tarihine kadar geçerli olan kampanya kapsamında Samsung mağazalarından Galaxy S20 Serisi, Galaxy A Serisi, Galaxy tabletler ve Galaxy giyilebilir cihazları satın alanlar kaçırılmayacak fırsatlardan faydalanıyor.

Dünyanın önde gelen teknoloji markalarından Samsung’un Galaxy S20 Serisi, Galaxy A Serisi, Galaxy tabletler ve Galaxy giyilebilir cihazlarda büyük indirim kampanyası başladı. 28 Şubat tarihine kadar geçerli olan kampanya kapsamında Samsung mağazalarından bu ürünleri satın alanlar kaçırılmayacak fırsatlardan faydalanıyor. 

Galaxy S20 Serisi akıllı telefon alanlara Galaxy Buds kablosuz kulaklık ve Galaxy Watch akıllı saatlerde yüzde 50'ye varan indirim sunulurken, sadece Galaxy Buds kablosuz kulaklık veya Galaxy Watch akıllı saatler almak isteyenlere ise bu ürünlerde yüzde 15 indirim uygulanıyor. Seçili Galaxy tabletlerde 300 TL'ye varan indirimin sunulduğu kampanya kapsamında, Galaxy A Serisi akıllı telefonlarda da birbirinden cazip avantajlar kullanıcıları bekliyor.

Samsung’un akıllı telefon kullanıcılarının kendilerini ifade etmelerini daha da kolaylaştıran amiral gemisi Galaxy S20 Serisi’nin efsanevi üyeleri Galaxy S20 Ultra, Galaxy S20+  ve Galaxy S20, tüketicilerin üst düzey akıllı telefon deneyimini yaşayabilmeleri için geliştirilen teknolojileri ve gelişmiş kamera özellikleriyle büyük beğeni topluyor. Günümüzde şık tasarımlarıyla artık hayatın ve kişisel stilinizin ayrılmaz birer parçası haline gelen Galaxy Watch saatler ise hem tüm gün kullanabilecek kadar rahat hem de lüks bir saatteki işçilik özelliklerini içinde barındırıyor. 

Doğal bir ses deneyimi yaşatan Galaxy Buds kablosuz kulaklıklar sayesinde müziğin ve videoların en küçük detaylarını bile yakalamak mümkün hale gelirken, taşınabilen ince ve kompakt tasarımları ve sunduğu performans ile Galaxy tabletler üretkenliği ve verimliliği artırıyor. Uzun saatler yeten pil gücü ile kullanıcısını yarı yolda bırakmayan Galaxy A Serisi de tutkuların, deneyimlerin ve yaşam hikâyelerinin her anının kaydedilmesini ve paylaşılmasını mümkün kılıyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Uzak cihazlardaki siber güvenliği korumanın 5 yolu

Şirketlerde uzak cihaz kullanımının yaygın bir hale gelmesi, iş akış süreçlerinde kolaylıklar sağlarken, yapılan araştırmalar 2020’de şirketlerin 52’sinin uzak cihazlara yönelik kötü amaçlı yazılım tehditleri ile karşılaştığını raporluyor. Yaşanan siber güvenlik olaylarına karşı şirketleri uyaran Komtera Teknoloji Kanal Satış Direktörü Gürsel Tursun, uzak operasyonlarda başarılı olmak için 5 siber güvenlik önerisinde bulunuyor.

 

Sürekli gelişmekte olan teknolojiler ya da koronavirüs ile birlikte gelen yeni çalışma ortamları şirketlerin uzak cihaz kullanımına geçiş sürecini hızlandırırken, kötü niyetli hackerler yeterli siber güvenlik önlemi bulunmayan şirketleri çeşitli hasarlarla baş başa bırakıyor. Yapılan araştırmalara göre, 2020’de şirketlerin 52’sinin uzak cihazlara yönelik kötü amaçlı yazılım tehdidine maruz kaldığını ve bu saldırıların 37'sinin saldırıdan sonra kurumsal e-postalara, 11'inin ise bulut depolama alanına erişmeye devam ettiğini gösteriyor. “2020’de işletmelerin üretkenliği ve güvenliği korurken, tamamen uzak operasyonlara geçiş için mücadele ettiğini gördük. Bu yıl ise güvenli uzaktan erişimin kuruluşlar için her zamankinden daha öncelikli olduğu açıktır.” ifadelerinde bulunan Gürsel Tursun, güvenli uzaktan erişime sahip olmak isteyen şirketler için 5 siber güvenlik önerisinde bulunuyor.

 

Şirketinizin Siber Direncini Artıracak 5 Adım

 

Şirketlerin, yenilikçi iş modellerine ilgili olduklarını ancak sürdürülebilir bir iş ekosistemi oluşturmayı ve daha esnek işgücü modeline geçmeyi güvenli ve korunaklı bir yolla yapmaları gerektiğini belirten Komtera Teknoloji Kanal Satış Direktörü Gürsel Tursun, şirketlerin siber direncini artıracak 5 adımı sıralıyor.

 

1. Önceliklere göre direncinizi güçlendirin. Bütün verileriniz için koruma sağlarken önem sıralarını da belirleyin ve en önemli olanların direncini artırın.

 

2. Bir saldırgan gibi davranıp dayanıklılığınızı testlerle ölçün. Güvenlik sisteminizin hangi kısımlarında eksikliklerin olduğunu ortaya çıkarmak için güvenlik ekibinizde iyi niyetli hackerlar bulundurun ve onlarla siber saldırı simülasyonları düzenleyerek analiz yapın.

 

3. En yeni teknolojileri kullanın. Güncel teknolojilerle oluşturulmuş, ileri davranış gözlemleme teknikleri kullanan programlardan faydalanın ve savunma sistemlerinizi otomatik hale getirin.

 

4. Tehditleri gerçek bir saldırıya dönüşmeden avlayın. Güvenlik durumunuzu ve hareketleri sürekli inceleyip anormal aktiviteleri sürekli takip ederek saldırı ihtimalini azaltın.

 

5. Üst düzey güvenlik uzmanlarının görevlerini yeniden belirleyin ve proaktif olun. Güvenlik ekibinizin başında, saldırı anında inisiyatif alma becerisine sahip, proaktif çalışabilen bir uzman bulundurun. Güvenlik uzmanının görevlerini yeniden gözden geçirin ve sektöre uyumlu, teknolojideki güncel gelişmelere ilgili ve değişen siber tehditlere karşı tetikte olan biriyle çalışın.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı