Aylık arşivler: Şubat 2021

Yabancı Gelin Sayısı 18 Bin 909 Oldu

Ajans Press’in, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden elde ettiği bilgilere göre, 2020 evlenme oranları belli oldu. Böylelikle 2020 yılında evlenen çiftlerin sayısı 2019 yılına oranla yüzde 10,1 azalarak 487 bin 270 oldu. Evlenen çiftlerin arasında yabancı gelinlerin sayısı 18 bin 909 olurken, yüzde 14,8 ile en çok Suriye’den kız alındığı kaydedildi. Yabancı damatların sayısı 3 bin 828 olarak saptanırken, yüzde 27,6 ile Almanya’dan oldukları saptandı. Yabancı gelinlerde ikinci sırayı yüzde 10,5 ile Azerbaycan alırken, yabancı damatlarda Suriye aldı.

 

Medya takip kurumu Ajans Press, evlilik ile alakalı basına yansıyan haber adetlerini inceledi. Ajans Press dijital basın arşivinden derlediği bilgilere göre geçen yıl evlilik ile alakalı basına 21 bin 551 haber yansıdığı tespit edildi. Düğün veya nikâh ile çıkan haber adedi 63 bin 931 olurken,  pandemi nedeniyle düğünlerin iptal ya da kısıtlı olması medyanın gündeminde oldukça yer aldı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Samsung Galaxy S21 Serisi’nin kalite kontrollerinden mağazalara yaptığı yolculuk

Tüketicilerin üst düzey akıllı telefon deneyimini yaşayabilmeleri için geliştirilen Samsung’un yeni amiral gemisi Galaxy S21 Serisi akıllı telefonları tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de online kanalların yanı sıra mağazalarda da satışa sunuldu. Samsung’un günün her anını efsanevi kılacak amiral gemisi akıllı telefon serisine eklediği özellikler sayesinde Galaxy S21 Serisi, günümüzün yaşam tarzına mükemmel bir uyum da sağlıyor.

 

Samsung, bu seride yer verdiği özelliklerle tüketicilerin günümüz şartlarında bir akıllı cihazdan beklediği deneyimleri sunarken üretim sürecinde ve mağazalarında aldığı hijyen önlemleriyle de tüketicilerin güvenilir bir şekilde alışveriş yapmalarını mümkün kılıyor. Galaxy S21 Serisi cihazlarınızı ister online siparişle ister tüm hijyen önlemlerinin alındığı Samsung mağazalarından gönül rahatlığıyla satın alabiliyorsunuz. Alınan güvenlik önlemleri arasında sosyal mesafe, vücut sıcaklığı ölçümü, zorunlu maske kullanımı ve mağazadaki yüzeylerin sıklıkla temizlenmesi de bulunuyor. Üstelik cihazlar fabrikada dezenfekte edilirken mağazalarda sergilenen ürünler de rutin olarak dezenfekte işleminden geçiyor.

 

Ek olarak Samsung Emaar SES-L Mağazası hijyen önlemlerinden ödün vermeden müşterilere ayrıcalıklı bir şekilde Galaxy S21 Serisini deneyimleme fırsatını sunmaya da devam ediyor. Ekran ve podyumdan oluşan ve düzenli bir şekilde dezenfekte edilen deneyim alanında müşteriler Galaxy S21 Serisini ve en dikkat çeken kamera özelliklerinden ‘ Yönetmen Bakışı, 8K Video ve Space Zoom’ u da daha yakından inceleme fırsatı buluyorlar.

İşte cihazların fabrikadan mağazaların vitrinlerine doğru yaptığı yolculuk:  

  • Samsung’un otomasyon teknolojisine sahip fabrikalarındaki kalite kontrol ekipleri, cihazlar ambalajlarına yerleştirilmeden önce son kontrolleri yapıyor.
  • Samsung’un dağıtım merkezindeki ekipler, dünyanın her yerindeki mağazalara ve müşterilere ulaştırılmak üzere Galaxy S21 Serisi cihazları gönderime hazırlıyor.
  • Samsung perakende ekipleri, Galaxy S21 Serisi cihazları ve mağazadaki yüzeyleri dezenfekte ederek müşteriler için hazırlıyor ve güvenlik önlemlerini gözden geçiriyor.
  • Dünyanın her yerinde tüketiciler en beğendikleri Galaxy S21 Serisi cihazları satın almak için Samsung bayilerine geliyor.
  • Samsung’un mağazadaki ekipleri de tüm hijyen önlemlerini alarak en son yenilikleri sahip oldukları uzmanlık ve rehberlikle müşterilere tanıtıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Amazon Prime üyeleri, Türkiye’nin dört bir yanında hızlı teslimat hizmetinden faydalanmaya devam ediyor

ISTANBUL, 26.02.2021 – Amazon Türkiye’nin üyelik servisi Amazon Prime bedava ve hızlı kargo ayrıcalığıyla Türkiye’nin dört bir yanına hızlı teslimat sunmaya devam ediyor. Amazon Prime üyeleri kitaptan elektroniğe, modadan kişisel bakıma binlerce Prime logolu ürüne hızlı kargo seçeneğiyle sahip oluyor. İstanbul, Bursa ve Kocaeli’deki müşteriler 50 TL ve üzeri alışverişlerinde aynı gün teslimat ayrıcalığından faydalanabilirken İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Antalya, Manisa, Bolu ve diğer 10 ildeki müşteriler minimum alışveriş limiti olmaksızın ertesi gün teslimat, Adana, Mersin, Gaziantep, Osmaniye, Kahramanmaraş, Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır ve diğer 19 ildeki müşteriler ise 2 gün içerisinde teslimat hizmetinden yararlanabiliyor.

 

‘En büyük önceliğimiz zamanında ve hızlı teslimat”

 

Amazon Prime’ın bedava ve hızlı kargo ayrıcalığıyla ilgili konuşan Amazon Türkiye Ülke Genel Müdürü Richard Marriott: “Amazon.com.tr’yi gündelik yaşamın bir parçası haline getirme vizyonumuz doğrultusunda Amazon Prime ile İstanbul, Bursa ve Kocaeli’de aynı gün teslimat sunmaya gururla devam ediyoruz,” dedi.

 

Amazon Prime üyelerinin aynı zamanda Prime Video ve Prime Gaming’in yanı sıra Prime üyelerine özel fırsatlardan da faydalanabildiğinin altını çizen Richard Marriott, “Üyelerimiz, aynı zamanda, kendilerine özel eşsiz indirimler, Prime Video ile aralarında Bliss, Tom Clancy’s Jack Ryan gibi popüler film ve dizilere sınırsız erişim ve Prime Gaming’le birçok popüler oyunda oyun içi ayrıcalıklar, ücretsiz oyunlar ve her ay bir Twitch kanalına ücretsiz abonelik gibi fırsatlardan da faydalanabiliyorlar. Tüm bu hizmetleri tek çatı altında toplayan Amazon Prime ile üyelerimize alışveriş ve eğlenceyi kapsayan benzersiz bir hizmet sunduğumuza inanıyoruz. Amazon.com.tr’de tüm müşterilerimizin tecrübelerini geliştirmek adına çalışmalarımıza ise aralıksız devam ediyoruz,” ifadelerini kullandı.

 

Amazon Prime’ın Türkiye’nin 41 ilinde geçerli bedava ve hızlı kargo seçenekleri şu şekilde:

 

Aynı gün teslimat: İstanbul, Bursa ve Kocaeli’nin belirli ilçelerinde yaşayan Prime üyeleri, seçili Prime logolu ürünlerde geçerli öğlen 12’den önce verdikleri 50 TL ve üzeri tüm alışverişlerinde, İstanbul için pazar günleri de dahil aynı gün teslimat ayrıcalığından faydalanabiliyor.

 

Ertesi gün teslimat: İstanbul, Bursa, Kocaeli, Ankara, İzmir ve 13 şehirde yaşayan Prime üyeleri, seçili Prime logolu ürünlerde teslimatlarını herhangi bir ek ücret olmaksızın ertesi gün adreslerine teslim alabiliyor.

 

2 güne kadar teslimat: Aralarında Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Mersin ve Rize’nin bulunduğu 27 şehirdeki Prime üyeleri, 2 güne kadar teslimat hizmetinden yararlanabiliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Astım Hastalarına Covid ve Aşı Konusunda Önemli 7 Öneri

 Hasta sayısı gün geçtikçe artıyor 

 

Tüm dünyada yaklaşık 335 milyon, ülkemizde ise yaklaşık 4 milyon astım hastası olduğu bilinmekte ve bu rakamlar gün geçtikçe artmaktadır. Ülkemizde her 100 erişkinden 5-7’sinde, her 100 çocuktan 13-14’ünde astım görülmektedir. Başka bir deyişle astım, tüm dünyada her yaş grubunda görülebilen bir halk sağlığı sorunu olmaktadır. Pandemi sürecinin ve COVID-19  aşısının astım hastalarını nasıl etkileyeceği ve neler yapılması gerektiği de merak edilen konular arasında yer almaktadır. 

 

Bireye özgü değişik etkenler astıma sebep olabilir

 

Astım, havayollarının (bronşların) mikrobik olmayan iltihap nedeni ile daralmasına bağlı olarak ortaya çıkan kronik bir durumdur. Tekrarlayan ve ataklar halinde gelen öksürük, nefes darlığı, nefesin hırıltılı/hışıltılı veya ıslık sesi gibi olması, göğüs kafesinde sıkışıklık/baskı hissi ile karakterize bir hastalık olan astımda bu belirtilerden herhangi biri veya bir kaçı bir arada görülebilmektedir. Her bireye özgü değişik etkenler (alerjenler, egzersiz, hava kirliliği, kimyasal maddeler, sigara dumanı, soğuk hava, stres vb) belirtilerin ortaya çıkmasında rol oynayabilmektedir.  

 

Solunum fonksiyon testi teşhis için önemli ipuçları verir

 

Astımın teşhisinde bireyin tıbbi öyküsü en belirgin yol göstericidir.  Bununla birlikte kapsamlı bir fiziki muayene yapılıp, astım tanısı için en önemli tetkik olan solunum fonksiyon testi yapılmalıdır. Solunum fonksiyon testleri hastane ortamında yapılabileceği gibi, pandemi döneminde yeni teknolojiler sayesinde uzaktan erişim ile de yapılabilmektedir. 

 

Hedef hastalığın kontrol altına alınmasıdır

 

Astım tedavisinin amacı hastalığın kontrol altına alınmasıdır. Hekim ve hasta/hasta yakını arasında işbirliği ile astım tedavisinde ortak hedeflerin belirlenmesi ve bu doğrultuda plan yapılması sayesinde astım çoğunlukla kontrol altına alınabilmektedir. Öncelikle her bireye özgü tetikleyicilerin belirlenmesi ve bu tetikleyicilere maruziyetin azaltılması, mümkünse engellemesi önemlidir. Astıma eşlik edebilen alerjik nezle, ilaç alerjisi, nazal polip, kronik sinüzit gibi hastalıkların gözden geçirilmesi ve bu rahatsızlıklara yönelik uygun tedavilerin düzenlenmesi astımın kontrol altına alınabilmesinde etkili diğer bir faktör olmaktadır. Sonraki aşamada ise bireye özgü uygun ilaç tedavisinin planlanması yer alır. 

 

Astım COVID-19  bulaşma riskini artırmıyor

 

COVID-19  virüsünün astım hastaları üzerindeki etkisi ve astım hastalarının bu süreçte nasıl tedbirler alması gerektiği en çok merak edilen konular arasındadır. Pandeminin başlangıcından bu yana yapılan araştırmalarda astımlı hastalarda artmış COVID-19  riski olduğuna dair herhangi bir veri bulunmamaktadır. Ancak astımı kontrol altında olmayan hastalarda COVID-19  ile ilişkili ölüm oranının artmış olduğu gösterilmektedir. Bu sebeple özellikle astımı kontrol altına alınmakta zorlanılan hastaların koronavirüs tedbirlerine azami dikkat etmesi ve astımı kontrol altına almaya yönelik tedavi yaklaşımları için sağlık kurumuna başvurmaları gerekmektedir. 

 

Astım hastalarının pandemi sürecini en az sorunla atlatabilmek için yapması gerekenler;

 

•Astımı kontrol altına almaya yönelik ilaçların düzenli kullanımına devam edilmeli, kesinlikle ara verilmemelidir.

•Ağır astımlı hastaların biyolojik tedavilerine ve ağız yoluyla alınan kortizon tedavilerine hekim kontrolünde devam etmeleri gereklidir.

•Astım atak için yazılı eylem planı (atak durumunda hastanın kendisinin başlayabileceği tedaviler ve atak yönetimi için bilgi) her hastaya verilmelidir.

•Sağlık kuruluşuna gelemeyen, gelmek istemeyen veya gelmesi riskli olan hastalar uzaktan erişim teknolojik alt yapısı olan merkezlerde takip edilebilir.

•Uygun şekilde maske kullanımı, sosyal mesafenin korunması ve el hijyenine dikkat edilmesine kesintisiz devam edilmelidir. Dezenfektanların aşırı kullanımının da belirtileri tetikleyebileceği ayrıca akılda tutulmalıdır. 

•Astımlı hastalar influenza (mevsimsel grip) için de aşı olmalıdır. 

COVID-19 pandemi döneminde astım kontrolüne yönelik tüm önlemlerin etkin şekilde alınması ile astımlı hastalarda COVID-19’e bağlı ölümlerde azalmaya yol açacaktır.

 

Aşı uygulamasından sonra alerjik reaksiyon nadir görülüyor 

 

COVID-19  için çeşitli özelliklerde aşılar geliştirilmiş ve halen bu geliştirme aşamaları devam etmektedir. Bu kapsamda aşılara karşı lokal (uygulama yerinde) kızarıklık-şişme, ateş halsizlik gibi yan etki bildirilmektedir. Genel olarak aşılarla ilgili alerjik reaksiyon gelişimi 1 milyon doz uygulamada 1’den az olacak şekilde nadirdir. Ülkemizde şu an için bulunmayan mRNA COVID-19  aşılarından Pfizer-BioNTech aşısı ile 200 000 dozda bir, Moderna aşısı ile 360 000 dozda bir 1 anafilaksi(alerjik şok) gözlendiği bildirilmiştir.  Anafilaksi gelişen olguların yüzde 81’inde daha önce ciddi alerjik reaksiyon öyküsü olduğu ve bu aşı ile alerjik reaksiyonların yüzde 71’inin uygulamadan sonraki ilk 15 dakika içinde gözlendiği veriler arasında yer almaktadır.

 

Aşıya karşı alerjik reaksiyon öyküsü olanlar dikkat!

 

COVID-19  mRNA aşısı ile anafilaksinin nadir gözlenmesi ve COVID 19 enfeksiyonunun ölümle sonlanabilecek bir klinik durum olduğu göz önüne alındığında aşağıdaki durumlar hariç olmak üzere aşı uygulaması astımlı hastalar için de yapılabilmektedir. Ancak bu durumun mutlaka doktor tarafından tanılı olması gerekmektedir.  

 

  • İlk COVID-19  aşı uygulaması ile anafilaksi geçirenler
  • Herhangi bir aşı ile daha önce şiddetli alerjik reaksiyon öyküsü olanlar
  • Laksatif ilaçlar, depo kortikosteroidler ve antiasit mide ilaçlarına alerjisi olanlar

 Alerjik öyküsü olanlar dikkat!

 

Hangi tip koronavirüs aşısı olursa olsun daha önce şiddetli alerjik reaksiyon öyküsü olan bireylerin bu durumu aşı uygulama ekibine bildirmesi, aşı uygulamasının acil müdahale olanakları olan sağlık kurumunda yapılması ve aşı yapıldıktan sonra en az 30 dakika gözlemlenmesi önerilmektedir. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

SMA'lı Kuşaklar Kısırdöngüsü Tarama Testleriyle Kırılabiliyor

TÜRKİYE’DE AKRABA EVLİLİĞİNİN SIKLIĞI SMA ORANLARINI YÜKSELTİYOR 

SMA, dünyada her 10 bin doğumdan 1’inde, Türkiye’de ise 6 bin doğumdan 1’inde görülen bir hastalık. Türkiye’de yaklaşık 3 bin civarında SMA’lı hasta olduğu tahmin ediliyor. Çocuk nörologlarınca değerlendirilen bebeklerde klinik bulgular ve EMG test bulguları sonrasında kesin tanı genetik test sonucunda konuyor. SMA hastalarının yüzde 95’inden fazlasında SMNt geninde kalan diğer yüzde 5’lik kısımda da NAIP gibi farklı genlerde mutasyon görülüyor. 

 

Yeditepe Üniversitesi Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi’nden, Tıbbi Genetik Uzmanı Doç. Dr. Ayşegül Kuşkucu’nun verdiği bilgiye göre,  Türkiye’de akraba evliliği oranı fazla olduğu için dünya genelinden daha fazla oranda SMA’lı bebek görülüyor. SMA ve akraba evliliği arasındaki bağlantı hakkında şunları anlattı: 

“SMA, çekinik genetik geçişli (resesif geçişli) bir hastalıktır. Hastalığın ortaya çıkabilmesi için hem anne hem de babanın hastalık için taşıyıcı olması gerekir. Taşıyıcı olan ebeveynler hasta değillerdir ama taşıdıkları mutant yani hatalı gen çocuğa geçtiğinde çocuk SMA hastası olabilir. Anne ve babanın ikisinin de taşıyıcı olduğu durumlar genellikle akraba evliliklerinde görülür. Çünkü akrabaların ortak genleri daha fazladır, bu nedenle de bir ailede hatalı bir geni taşıyan kişilerin evlenmesi sonrası SMA gibi çekinik geçiş gösteren hastalığın ortaya çıkması daha sık olur. Anne ve baba SMA için taşıyıcı ise doğacak tüm çocuklarının SMA hastası olma ihtimali 25’tir. Bu şu demek taşıyıcı anne babanın sağlıklı ya da kendileri gibi sağlıklı ve taşıyıcı çocukları da olabilir”

 

ANNE KARNINDA SMA TANISI KONULABİLİYOR

Eğer anne babanın SMA hastalığı taşıyıcısı olduğu biliniyorsa hamilelik döneminde yapılabilen genetik testlerle bebekte SMA varlığının belirlenebildiğine işaret eden Doç. Dr. Ayşegül Kuşkucu: 

“Ailesinde SMA öyküsü olan veya akraba evliliği yapmış anne ve baba adaylarının kan testleriyle taşıyıcı olduğu tespit edilirse hamileliğin 10. haftasında kordon villüs biyopsisi veya 16. hafta sonrasında amniyosentez ile bebeğe dokunmadan SMA hastalığının olup olmadığını öğrenebiliriz” diye konuştu.

 

TÜP BEBEK TEDAVİSİYLE SMA DÖNGÜSÜ KIRILABİLİR

SMA taşıyıcısı olan ebeveynlerin tüp bebek tedavisi ile sağlıklı bebeklere sahip olabileceğine vurgu yapan Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Genetik Uzmanı Doç. Dr. Ayşegül Kuşkucu, sözlerine şöyle devam etti:  “Böylece ailede SMA döngüsünü kırarak gelecek kuşaklarda da sağlıklı çocukların doğmasına olanak sağlıyoruz. Çocuklar ebeveynleriyle aynı hastalığı taşımak zorunda değil. Doğacak bebeğe genetik hastalıklar miras bırakılmayabilir. Genetik hastalığı ya da hastalık taşıyıcısı olduğu bilinen anne baba adayları, tüp bebek tedavisiyle sağlıklı bebekler dünyaya getirmeleri mümkün” diyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Memorial Cedars Sinai İleri Endoskopi Toplantısı Dijital Ortamda Gerçekleşti

Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Almanya, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Irak, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Umman, Pakistan, Bulgaristan, Azerbaycan ve Bulgaristan’dan çok sayıda uzmanın dinleyici olarak katılım gösterdiği organizasyonda, Memorial Bahçelievler Hastanesi İleri Endoskopi Merkezi’nden Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Erdem Akbal ve Doç. Dr. Salih Boğa’nın yanı sıra; Cedars Sinai Başkan Yardımcısı ve Medikal Direktörü Dr. Heitham Hassoun ile Dr. Simon K. Lo konuşmacı olarak yer aldı. Toplantıda, Türkiye ve ABD’de ileri endoskopi alanında gelinen son nokta ile geleceğin tedavi uygulamaları paylaşıldı ve vaka sunumları gerçekleştirildi.  

 

Organizasyon aynı zamanda Memorial Sağlık Grubu ve Cedars Sinai Tıp Merkezi arasında gerçekleşen işbirliği doğrultusunda daha sonraki süreçlerde diğer tüm branşlarla da düzenlenecek toplantıların ilki olma özelliğini taşıyor.  

 

“İleri endoskopi alanında dünyaya adını duyurmuş iki merkez bir araya geldi”

 

Toplantı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Erdem Akbal, gelişen teknoloji ile birlikte günümüzde artık endoskopi sayesinde birçok hastalığın cerrahi gerektirmeden tedavi edilebildiğini vurgulayarak, “Bu konuda Amerika Birleşik Devletleri’nden ve ülkemizden adını dünyaya duyurmuş iki merkez olarak bir araya geldik. Endoskopik yöntemler ile neler yapılabildiğini ve dahası gelecekte neler yapılabileceğini tartıştığımız çok önemli bir toplantı gerçekleştirdik. ABD’nin ileri endoskopi alanındaki yaklaşımlarını, hangi aşamada olduklarını, neler yapabildiklerini vaka sunumları üzerinden kendilerinden dinledik. Bizler de Türkiye’de ileri endoskopi alanında geldiğimiz en son noktayı vaka sunumları üzerinden kendilerine ve dünyanın birçok yerinden bizi dinleyen alanında uzman hekimlere anlattık. Endoskopi ile yapılabilecek olan tüm yöntemlerdeki başarılarımızı aktardık ve bu alanda dünyada gelinen en ileri noktada olduğumuzu göstermiş olduk. Aynı zamanda ABD ile Türkiye arasında bu alanda yapılan ilk toplantılardan birisi olma özelliğine sahip bir organizasyon gerçekleştirdik” diye konuştu. 

 

“Ülkemizin sağlık sistemindeki başarısını tanıttığımız önemli bir toplantı oldu”

 

Toplantının pandemi döneminde online olarak düzenlenmesinin geniş bir katılım imkanı sağladığını ve ilerleyen dönemlerde de yeni organizasyonların planlandığını dile getiren  Doç. Dr. Salih Boğa, şunları kaydetti:

 

“Bizi çok heyecanlandıran bir organizasyon çünkü Memorial Sağlık Grubu olarak Cedars Sinai ile gerçekleştirilen işbirliğinin başlangıç adımı oldu. Biz kendi alanımızda yaptığımız Türkiye’deki ileri endoskopik işlemleri vakalar üzerinden onlara sunduk, onlar da ABD’deki ileri endoskopik işlemler, hasta takibi ve kalite politikaları hakkında bizimle paylaşımda bulundular. Böylece alanımızda çok faydalı karşılıklı bir etkileşim gerçekleşti. Normalde bu toplantı Türkiye’de ya da ABD’de yüz yüze organize edilecekti ancak pandemi sürecinden dolayı online olarak gerçekleştirdik ve bu sayede hem Avrupa’dan hem de Orta Doğu’dan olmak üzere alanında uzman hekimlerin katılım gösterdiği önemli bir toplantı oldu. Hem ülkemizin sağlık sistemindeki başarısının tanıtımında hem de özellikli tanı ve tedavi uygulamalarının ABD ve Avrupa ile aynı kalitede yapıldığının gösterilmesinde oldukça önemli bir etkinlik yapıldı.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Katarakt ve Kırma Kusurlarınızda Trifokal Mercekler

Herkes gözlüklerden kurtulmak ve dünyanın tüm güzelliklerini kendi gözleriyle görmek ister. Ancak bu doğrultuda yapılan müdahaleler arasında en yaygını olan lazer tedavisi, kişiden kişiye farklılık gösteren göz yapıları sebebiyle her hastaya uygulanamıyor. Dünyagöz Etiler’de görev yapan göz hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, kırma kusurlarını düzeltmek için uygulanan ve katarakt ameliyatlarında da kullanılabilen Trifokal Mercekler ile ilgili detaylı bilgiler paylaşıyor.

Göz içindeki merceğin çıkarılması sonrasında, yerine yerleştirilen göz içi merceklerini hastalar ömür boyu kullanabiliyorlar. Yakın, uzak ve ara mesafedeki görme problemlerine aynı anda çözüm üreten trifokal mercekler sayesinde hastaların gözlük ve lenslerinden kurtulabileceğini belirten Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, “Trifokal mercek ameliyatları; yakın, uzak ve ara mesafede görme sorunlarına karşı çözüm olarak göz yapısı uygun olan hastalara önerdiğimiz bir tedavi yöntemidir. Bu merceklerde bulunan çeşitli halkaların bir bölümü uzağı, bir bölümü ise yakını ve ara mesafeyi görmede yardımcı olur. Bu şekilde, gözde görmeyi sağlayan sarı noktanın üzerine hem uzaktaki hem yakındaki görüntüler net olarak düşer. Kısa sürede adapte olunabilen bu durum sayesinde hastalar, uzak ve yakın gözlüklerinden kurtulabilirler” şeklinde konuşuyor. Ayrıca son aylarda geliştirilen tek odaklı ancak yakın ve uzak görmeyi düzeltebilen Edof trifokal mercekler katarakt dışında başka bir göz hastalığı olanlarda da uygulanabiliyor.

Katarakt ameliyatında da kullanılabilir

Trifokal mercek tedavilerinde, göz içindeki merceğin alınıp yerine birden fazla odak kabiliyetine sahip merceklerin konumlandırıldığını söyleyen Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, “Bu tedavinin en büyük getirilerinden bir tanesi ise, katarakt ameliyatı olması gereken hastalarda kullanılması durumunda, ameliyat sonrasında hastanın günlük hayatta, uzak ve yakın gözlüğü kullanımının ortadan kalkmasıdır. Halen kullandığımız ileri teknolojili  trifokal  lensler ve  yeni nesil Edof trifokal lensler ile  gece görüş şikayeti olmadan tüm mesafelerde net görüş sağlıyor. Göze yerleştirilen merceklerin ömür boyu kalıyor olması, gelecekte tekrar gözlük ihtiyacının olmayacak oluşu, en büyük avantajları” diyor.

Hasta seçimi ve ön muayene önemli

Tedavi uygulanacak hastanın ihtiyaçlarının doğru belirlenmesinin önemine dikkat çeken Dünyagöz Etiler’den Prof. Dr. Anıl Kubaloğlu, “Hasta için uzağı mı, yakını mı ya da tüm mesafelerde bağımsız görmenin daha önemli olduğuna dikkat edilmesi gerekiyor. Her şeyden önce, detaylı bir göz muayenesi yapılması kesinlikle şart. Her hastanın göz yapısı bu ameliyata uygun olmayabilir. Kataraktı olan hastaların mesleği, yaşam tarzı, okuma alışkanlıkları gibi etkenler trifokal mercek seçimini etkiliyor. Hastaların ameliyat öncesinde detaylı olarak bilgilendirilmesi de önemli etkenlerden bir tanesi. Doğru hasta seçimi, ileri ameliyat teknikleri, ameliyatın gerçekleştirildiği kurum, hekimin tecrübesi ameliyat ve başarısını ve hasta memnuniyetini artırıyor. Ameliyat sonrası genellikle, bir gün sonra günlük  yaşama dönülüyor.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

GOKO!’nun Lia Shine İle Yeni Şarkısı Yayında: “Çalıkuşu”

Tamamen GOKO!’nun üretimi olan ve yakın arkadaşı Lia Shine ile beraber söylediği yeni şarkısı “Çalıkuşu” Universal Müzik Türkiye etkietiyle yayımlandı. “Çalıkuşu”, R&B ve Trap türlerinin karışımı bir müzik performansı gösterirken aynı zamanda duygusal sözleriyle hoş bir atmosfer oluşturuyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

27 Şubat’ta “Eda Baba ile Zamanda Yolculuk” PSM Online’da

Kendine özgü samimiyeti yorumları ve naif sesi ile dikkatleri üzerine çeken bağımsız müzisyenlerden Eda Baba, dinleyici Türkiye müzik tarihinde küçük bir yolculuğa çıkaracağı “Eda Baba ile Zamanda Yolculuk” konseri ile PSM Online’da.  Sanatçının kendi müzikal hikayesini de paylaşacağı özel konseri, 27 Şubat Cumartesi akşamı, saat 21:00’da PSM Online’da ücretsiz izleyebilirsiniz. 

 

Özellikle YouTube'da yayınladığı videolarla büyük ses getiren ve popüler şarkılara yaptığı cover videoları ile dikkat çeken Eda Baba; naif ve huzur veren sesi ile PSM Online’da seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Şarkılarının yanı sıra kendi müzikal yolculuk hikayesini paylaşacağı “Eda Baba ile Zamanda Yolculuk” konseri, Türkiye müzik tarihine uzanan küçük bir yolculuğu da kapsıyor.  

 

2019 Şubat ayında piyasaya sürdüğü ilk solo albümü “Bir Küçük Tebessüm”ün ardından Temmuz 2020’de ikinci solo albümü “Can Suyu”nu dinleyicisiyle buluşturan Eda Baba, 13 yıldır bağımsız müzisyen olarak ses zenginliğiyle farklı kitlelerin dikkatini çekiyor. Şarkılara kattığı kendine özgü yorumu ile beğeni toplayan müzisyen dinleyicilerin keyifle eşlik ettiği parçalarla duygusal ve müzikal bir ortaklık kuruyor. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gökhan Gürdeyiş Yeni Şarkısıyla Karşınızda: “Düşünme Yarını”

23 yaşındaki aktör, ses sanatçısı ve söz yazarı Gökhan Gürdeyiş “Düşünme Yarını” adlı şarkısı ile Universal Müzik Türkiye etiketiyle tüm platformlarda.

Gökhan’ın kadife sesi, çocukluk arkadaşı Bahadır Gökalp’in yetenekli prodüktörlüğüyle birleşti ve “Düşünme Yarını” adlı güzel çalışma ortaya çıktı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı