Aylık arşivler: Mart 2021

Hayat Kimya Ar-Ge çalışanlarının 56’sı kadın

Molfix, Molped, Bingo, Papia, Familia gibi güçlü markalarını tüketicilerle buluşturan Hayat Kimya’nın Ar-Ge Merkezi’nde kadınların gücü öne çıkıyor. Hayat Kimya Ar-Ge Merkezi’ndeki çalışanların yüzde 56’sını kadınlar oluşturuyor. Kadın bilim insanları, ileri teknoloji ekipmanlarla yeni ürün geliştirmenin yanı sıra hammaddeden ambalaj geliştirmeye, üretim teknolojilerinde verimlilik artıracak süreçlere kadar geniş kapsamlı bir Ar-Ge anlayışıyla çalışıyor.

 

Hayat Kimya’nın; Türkiye, Cezayir, Mısır, Nijerya, Kenya, Rusya, Pakistan gibi ülkelerdeki 21 üretim tesisinde ileri teknolojiyle üretilen markaları, dünyanın dört bir yanında milyonlarca kişi tarafından sevilerek kullanılıyor. Hayat Kimya’nın hem yenilikçi ürünlerinin üretim yöntemlerini ve formülasyonlarını, hem de ürünlerinin ayrıştırıcı özelliklerini korumaya yönelik, dünyanın 68 ülkesinde tescilli 7 patenti ve 100’ün üzerinde patent başvurusu bulunuyor.

 

61 kadın bilim insanı

Bu küresel  başarının gizli kahramanları arasında, kendini bilime ve inovasyona adayan kadınlar var. Hayat Kimya Ar-Ge Merkezi’nde, Türk markalarının yenilikçilik imzasını dünyaya taşımaya katkı sağlayan çalışanların yüzde 56’sı kadınlardan oluşuyor. Sektörünün “En İyi Ar-Ge Merkezi” ödülüne layık görülen bu merkezde 61 kadın bilim insanı, tüketicilerin hayatını kolaylaştıracak yenilikçi çözümler için araştırmalar yapıyor, yeni ürünler geliştiriyor. 26’sı yüksek lisanslı ve 12’si doktoralı olan kadın bilim insanları, çalışmalarıyla insanların hayatına dokunan önemli projelere imza atıyor. 

 

Fikir fabrikası

Hayat Kimya, Ar-Ge merkezini  “Global Yenilik Üssü” olarak konumlandırırken, burada sadece temel araştırma ve yeni ürün geliştirme çalışmaları değil, alternatif hammadde, ambalaj, süreç geliştirme ve verimlilik çalışmaları da gerçekleştiriliyor. 

 

İnovasyon kültürünü yaygınlaştırarak, bir fikir fabrikası gibi çalışan Ar-Ge Merkezi’nde geliştirilen 354 fikrin yüzde 20’si yenilikçi projelere dönüşerek hayat buldu. Bu sayede deterjan, temizlik kağıdı, bebek bezi ve hammadde alanlarında farklı ürün ve süreç inovasyon projeleri başladı.

 

Kadın gücüyle sağlıklı ve sürdürülebilir yenilikçilik

Global Ar-Ge Merkezi’nde ‘Kadın gücü’nün de etkisiyle, sağlık ve sürdürülebilirlik trendleri yakından takip ediliyor ve geliştirilen yenilikler farklı kategorilere taşınarak önemli bir sinerji oluşturuluyor. Doğayla ve ciltle dost ürün geliştirirken Molped’le başlayan boya, paraben, klor ve naylon içermeyen 0 konsepti, Molfix’e parfümsüz, klorsuz, parabensiz, nonilfenol içermeyen bebek bezi ile taşınıyor. 

 

Hayat Kimya’nın araştırmacı ve mühendisleri, inovasyonu toplum sağlığı için en iyiyi sunmaya odaklanarak kullanıyor. Bu doğrultuda, tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinde Evony ve Good Care’ı geliştirerek, üç katmanlı ve her katmanında ayrı koruma sunan yüzde 99’a kadar bakteri filtrasyonu sağlayan cerrahi maskeleri tüketicilere sundular. Böylelikle, inovasyonu toplumun faydası için kullanarak bir kez daha insan hayatına dokundular.

 

Ar-Ge’nin kadın gücü sosyal medyada 

Hayat Kimya, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Ar-Ge Merkezi’ndeki 4 kadın bilim insanı ile gerçekleştirdiği kısa görüşmeleri kendi sosyal medya kanallarında yayınlıyor. Bebek bezinden, hijyenik pede, deterjana ve ürünlerin ambalajlarına uzanan kadın elinin yarattığı değeri video serisi ile anlatıyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Vodafone Reworld'de final için geri sayım başladı

Vodafone’un e-atıklara odaklanan açık inovasyon programı ReWorld’de kuluçka finali 11 Mart’ta düzenlenecek. Kuluçka sürecinde 8 hafta boyunca 32 saati aşkın görüşme sonucu girişimcilik ve iş geliştirme başta olmak üzere pek çok konuda bilgi ve deneyim kazanan 4 takım, final öncesinde web sitelerini de canlıya aldı. İş modelinden ve müşteri doğrulamalarından yola çıkarak prototiplerini oluşturan takımlar, kuluçka finalinde projelerini Vodafone ekiplerine sunacak.

“Amaç odaklı bir şirket olma” hedefiyle faaliyetlerini sürdüren Vodafone’un, imeceLAB ve S360 yürütücülüğünde hayata geçirdiği açık inovasyon programı ReWorld’de kuluçka finali için geri sayım başladı. 11 Mart’ta yapılacak kuluçka finali öncesi, 4 finalist takım web sitelerini canlıya aldı. Kuluçkaya katılım hakkı kazanan E-puan, Köstebek, Not-a-Waste ve Rentitech takımları, bu süreçte Tasarım Odaklı Düşünme, Yalın Girişim ve Müşteri Analizi ve Doğrulama metotlarını kullanarak çalışmalarını sürdürdü. Kuluçka sürecinde Gooinn ekibinden girişimcilik koçluğu alan takımlar, 8 hafta boyunca 32 saati aşkın görüşme sonucu girişimcilik ve iş geliştirme başta olmak üzere pek çok konuda bilgi ve deneyim kazandı. “E-atık sorununa nasıl kapsayıcı, sistematik ve döngüsel çözümler üretiriz?” sorusuna yönelik yenilikçi, teknolojik ve sürdürülebilir çözüm önerileri geliştirmek için çalışan takımlar yetkinliklerini geliştirirken, projelerinde de ilerleme kaydetti. İş modelinden ve müşteri doğrulamalarından yola çıkarak prototiplerini oluşturan takımlar, kuluçka finalinde projelerini Vodafone ekiplerine sunacak.

 

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, şunları söyledi:

 

“Vodafone olarak, operasyonlarımızdan kaynaklı çevresel etkimizi yarıya indirme hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda, özellikle elektronik atıklar konusuna büyük önem veriyoruz. ReWorld programıyla, e-atık konusunda çok paydaşlı, kapsayıcı ve döngüsel bir çözüm ortamı oluşturmak istiyoruz. Programımıza katılan gençler, yenilikçi yöntemlerle yetkinliklerini geliştirirken, e-atık sorununa teknolojik ve sürdürülebilir çözümler aradıkları bir süreçten geçti. Sırada kuluçka finalimiz var. Takımlarımız, büyük finale kadar hedef kitlelerindeki ilgiyi ölçmek amacıyla web sitelerini canlıya aldı. Sunduğumuz eğitimlerle takımlarımızdaki gençlerin ve projelerinin gelişmelerini gözlemlemek ilham verici. Gençlerin katılımıyla oluşan kolektif etkiye ve birlikte çözüm aramanın gücüne inanıyoruz. Vodafone olarak, e-atık yönetimini öncelikli konularımız arasında konumlandırmaya devam edeceğiz.

 

Takımların web siteleri hazır

 

E-Puan takımı, e-atıkların geri dönüşüm sorununu öğrencilerle beraber çözerken, öğrencilerin eğitimine destek sağlamayı amaçlıyor.

 

Köstebek elektronik atık toplama aracı, belirli aralıklarla farklı konumları gezerek, kişilere e-atıklarının değeri karşılığında e-para vererek motivasyonu sağlarken, evsel düzeydeki e-atıkları toplama problemine inovatif bir bakış açısı getirerek lisanslı e-atık verisi, şeffaf bir geri dönüşüm ve karbon emisyonu takibini mümkün kılmayı amaçlıyor. 

 

Not-a-Waste takımı, evindeki elektronik atıklarını ne yapacaklarını bilemeyen kişiler için e-ticaret siparişlerini kapıdan teslim alırken, elektronik atıklarını vakit kaybetmeden teslim edebilme kolaylığı sağlamayı amaçlıyor. 

 

Rentitech takımı, İstanbul’da yaşayan 18-25 yaş arası üniversite öğrencilerinin pahalı oyun ve konsollara internet kafe gibi kirli ve gürültülü ortamlar yerine ev konforunda ulaşmaları için oyun, konsol ve aksesuarla
rı kiralama fırsatı sunmayı amaçlıyor. 

 

Boğaziçi Üniversitesi’nde eğitim alacaklar

 

Reworld programında kuluçka sürecine dahil olan tüm takımlar, 24 Mart’ta Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri tarafından verilecek Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi Sürdürülebilirlik Liderliği Sertifika Programı eğitimlerine başlayacak. BÜYEM Sertifika Programı; Sürdürülebilirliğin Temelleri ve İklim Krizi, Sürdürülebilirliğin Ötesi ve Yenilikçi İş Modeli, Pozitif Liderlik, Dijital Dönüşüm ve Dijital Liderlik, Kriz Döneminde Değişim Yönetimi ve Belirsizlik Çağında Liderlik modüllerinden oluşuyor.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yıldız Holding Kadın Platformu fırsat eşitliğini güvence altına alacak

Yıldız Holding, tüm şirketlerinde fırsat eşitliği kültürünü daha güçlü ve daha kalıcı bir yapıya dönüştürecek önemli bir adım atarak Yıldız Holding Kadın Platformu’nu hayata geçirdi. Platform sayesinde Yıldız Holding çatısı altındaki kadın çalışanların etkinliğinin daha da güçlendirilmesi ve kadın liderliğinin teşvik edilmesi amaçlanıyor. 

  

Yıldız Holding, kuruluşundan bu yana tüm şirketlerinde titizlikle uygulanan fırsat eşitliğine dayalı iş kültürünü daha da güçlendirmek amacıyla Yıldız Holding Kadın Platformu’nu hayata geçirdi. 

 

Platformun kuruluşunu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde tüm çalışanlarına duyuran Yıldız Holding, kadınların iş hayatında görünürlüklerinin artması adına girişimlerde bulunmayı ve Holding bünyesindeki kadın çalışanların aktif katılımıyla yeni düzenlemelere imza atmayı taahhüt ediyor. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker’in himayesindeki Yıldız Holding Kadın Platformu’nun elçilik (Ambassador) görevini ise Begüm Mutuş üstleniyor.

 

Begüm Mutuş: “İş dünyasında fırsat eşitliğinin sağlanmasına liderlik etmeyi sorumluluğumuz olarak görüyoruz”

Platformun kuruluşuyla ilgili bir değerlendirme yapan Begüm Mutuş şunları ifade ediyor: “Yıldız Holding’de daima adalete, liyakate ve fırsat eşitliğine dayalı bir iş kültürü hâkimdi. Şimdi de bu kültürü daha kalıcı bir yapıya kavuşturmak ve fırsat eşitliğine odaklı bir işveren markası olarak anılmak üzere Yıldız Holding Kadın Platformu’nu kurmuş bulunuyoruz. Kadınların iş hayatında daha fazla temsil edilmesine, üst yönetimde ve kritik noktalarda daha çok sayıda kadının görev almasına, iş dünyasında fırsat eşitliğinin sağlanmasına liderlik etmeyi sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Bu sorumluluğu yerine getirmek, dayanışma kültürümüzü daha da güçlendirmek, dünyanın farklı coğrafyalarındaki kadın çalışanlarımızın hak ve yükümlülüklerini dengelemek açısından Platformumuzun büyük fayda sağlayacağına inanıyorum.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kadın yöneticilere global kariyer kapıları sonuna kadar açık

Novo Nordisk Türkiye, son dönemde yapılan atamalarla, kadın yöneticilerin organizasyonlarında  ne kadar önemli olduğunu bir kere daha gösterdi.  Esra Gökşen, Tedaviye Erişim ve Kurumsal İlişkiler Kıdemli Direktörü olarak Novo Nordisk Türkiye ekibine katılırken, dört kadın yönetici de (Güneydoğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) (SEEMEA) Bölgesi’ne transfer oldu. Aslı Kurt SEEMEA Diabet İş Ünitesi Direktörü, Didem Özkan SEEMEA İnsan Kaynakları Direktörü, Ayça Öztürk Orhun SEEMEA Biyofarma İş Ünitesi Direktörü ve Tuba Aksoy SEEMEA Regülasyon Direktörü olarak Novo Nordisk dünyasının global yöneticileri arasına katıldı

 

Novo Nordisk Türkiye organizasyonu başarıyı ödüllendiren ve hep daha iyiye ulaşmayı hedefleyen kültürüyle, kadın profesyonellerin kariyerlerinde yükselmelerini destekliyor. Dünyanın birçok ülkesine kadın yönetici ihraç ediyor.

Faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde cinsiyet eşitliği uygulamalarına büyük önem veren ve Fırsat Eşitliği Modeli’ni prensip edinen Novo Nordisk, kadın çalışanların üst yönetimde daha fazla yer almasını sağlamak için cam tavanları yok ediyor. 

İşe alımlarda ve terfilerde kadın ve erkek çalışanlara eşit fırsatlar sunan Novo Nordisk Türkiye’de son dönemde birçok yeni kadın yönetici ataması gerçekleşti. 

Novo Nordisk Türkiye ailesi yeni bir kadın yöneticiyle gücüne güç katıyor. 1995 yılından beri ilaç sektöründe çeşitli pozisyonlarda yer alan Esra Gökşen, Tedaviye Erişim ve Kurumsal İlişkiler Kıdemli Direktörü olarak Novo Nordisk Türkiye’ye katıldı. Ruhsatlandırma, fiyatlandırma ve pazara erişim konularında oldukça tecrübeli olan Gökşen, 8 Mart dünya kadınlar gününde  görevine başlayacak.

Son dönemde, Novo Nordisk Türkiye ekibinden 4 kadın yönetici de SEEMEA (Güneydoğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika) Bölgesi’ne transfer oldu. Aslı Kurt SEEMEA Diyabet İş Ünitesi Direktörü, Didem Özkan SEEMEA İnsan Kaynakları Direktörü, Ayça Öztürk Orhun SEEMEA Biyofarma İş Ünitesi Direktörü ve Tuba Aksoy SEEMEA Regülasyon Direktörü olarak atandı. Yeni atanan direktörler görevlerine 110 ülkeyi kapsayan İstanbul’daki bölge yönetim merkezinde devam edecek.

Novo Nordisk kuruluş hikayesinin temelinde bilim ile tutkuyu iş hayatında birleştiren Marie Krogh ‘un güçlü iradesi yer alır. Zamanında Danimarka’nın tıp doktoru ünvanına sahip 4. Kadın olan Marie, bu yıl 100. Yılını kutladığımız Insulin’in Danimarka’ya getirilmesini ve bir şirket kurulmasını sağlamıştır. 1900 lü yılların başlarında Avrupa toplumunda evli bir kadının bu başarılara imza atması nadir görülebilecek bir başarıdır. 

Novo Nordisk kuruluşundan bugüne kadınların iş hayatına kattığı değerleri bilen ve bunu açığa çıkartabilmeleri için tüm imkanları sağlamayı temel prensip edinmiştir. İşe alımlardan terfilere kadar çalışanlarımızın kariyer süreçlerinde eşit fırsatlar sunuyoruz. 

Dr. Burak Cem, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye gerek genç ve dinamik nüfusu gerekse de etik değerlere sahip kaliteli iş gücü ile firmamız için vazgeçilemez bir uluslararası yönetim bölgesidir. Türkiye’den geniş bir coğrafyayı yönetmekle kalmıyoruz, aynı zamanda yetenek yönetimi stratejimiz doğrultusunda yönetici arkadaşlarımızı dünyanın farklı bölgesindeki ofislerimizde üst-düzey pozisyonlarda görevlendirerek yönetici de ihraç ediyoruz. Tum dunyada 84 Türk Turkiye disinda farkli pozisyonlarda Novo Nordisk’te calismaktadir. Novo Nordisk Türkiye organizasyonu kadın yöneticilerimizin ve çalışanlarımınız başarı hikayeleri ile doludur. Özellikle Türkiye’deki kadın çalışanlarımızın başarısı ve aldıkları uluslararası terfiler bizim için gurur kaynağı oluyor.” 

Kadın ve erkek çalışanlar için fırsat eşitliğini ilke edinen Novo Nordisk, KAGİDER Fırsat Eşitliği Sertifikası’na sahip. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kadınlara ayrımcılık işe alırken başlıyor

Kadınlar iş hayatının her alanında ayrımcılığa uğruyor. Ayrımcılığın daha işe alım yaparken başlandığını belirten Besa Holding Pazarlama Koordinatörü Şule Alp, “Aynı işi kadınlar da yapabilecekken bazı işler için sadece erkek aday aranıyor. İşe alım mülakatlarında kadınlara evlenmeyi düşünüp düşünmedikleri ya da çocuk sahibi değilse yakın zamanda böyle bir planını olup olmadığının sorulması artık çok normal geliyor” diye konuştu.
İş hayatında kadınlara yapılan ayrımcılığın ilerleyen evrelerde artarak devam ettiğini aktaran Alp, “Üst düzey pozisyonlara çıkmaları engelleniyor. Bazen mobbinge uğruyorlar. Ancak son yıllarda kadınları tüm bu engellemelere rağmen üst düzey pozisyonlarda görmeye başladık. Bu sevindirici bir gelişme” dedi.
Düzenleme şart
Kadınların iş hayatına girmeleri için yasal düzenlemeler yapılması gerektiğine dikkat çeken Alp, ”Asıl görevi çocuk bakımı ve ev işleri olarak görülen kadınların istihdamını arttırmak üzere çocuk teşvikini de içeren düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmeli. Kadınların doğum izinlerini uzatacak düzeltmeler, doğum izninde olan kadın için işverene geçici çalışan verilmeli. Çocuk sahibi kadınların çalışma hayatına dönebilmesi için kreş desteği, emzirme odası, kariyer imkânları da ilk akla gelenler. Özellikle bazı sektörlerde hamile olduğu öğrenilen kadınlar tazminat verilerek işten çıkarılıyor. Bunların da önüne geçilmeli” ifadelerini kullandı.
Tüm topluma görev düşüyor
Kadına şiddetin sona ermesi için sorunun bütüncül olarak ele alınması gerektiğini aktaran Şule Alp, “Toplumun cinsiyetçi düşünce kalıplarından kurtulması gerekiyor. Kadınlar olarak bizim de bu sürece olumsuz katkılarımız olabiliyor. Örneğin eşinin ev işlerine yardım etmediğinden yakınan bir kadın, kendisi de erkek evlat yetiştirirken aynı davranış kalıplarına uygulayabiliyor. En başta bunu düzeltmemiz gerekir. Hayat müşterek anlayışıyla ev işleri ve çocuk bakımında destek olma düşüncesi erkeklerde henüz yerleşemedi. Aynı kişiler evlilikte kadının çalışmasına da karşı olabiliyor. Halbuki yapılan araştırmalarda görülüyor ki kadının sosyoekonomik düzeyi yükseldikçe evlilik uyumu da artıyor ve çatışma eğilimi düşüyor. Bu yüzden kadınların iş hayatına katılımı çok önemli” dedi.
Tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlayan Şule Alp, şunları söyledi: “Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlara yönelik çok güzel bir sözü var. “İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?” Yine Atatürk, “Büyük başarılar kıymetli anaların yetiştirdikleri seçkin Evlâtları sayesinde olmuştur” demişti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Çimentaş’tan Çalışanlarıyla Anlamlı Buluşma

Türkiye’nin en büyük çimento üreticileri arasında yer alan Çimentaş, geride bıraktığı köklü 70 yılını kutlarken pandemi sürecine rağmen çalışanları ile bir araya gelme fırsatını yarattı. Çalışanlarının başarılarından ve bilgi birikiminden güç alan, sektöründe öncü çalışmaları hayata geçiren Çimentaş, her yıl olduğu gibi bu yıl da geleneğini bozmadı. Çalışanlarının başarılarını kutlamak, kıdem sahiplerinin de yıllardır verdiği emekleri takdir etmek üzere bu yılki ödül törenini pandemi şartlarında alternatif bir çözümle Türkiye’nin dört bir yanından online bağlantı ile gerçekleştirdi.

 

Kıdem ödüllerinin yanısıra, iş sağlığı ve güvenliği alanında öne çıkanlar, fark yaratanlar ve CEO özel ödülü olmak üzere 3 ana kategoride 124 Çimentaş çalışanına başarılı çalışmalarından dolayı ödül verildi.

 

Çimentaş’ın büyük bir aile olduğunu belirten Çimentaş Yönetim Kurulu Başkanı Taha Aksoy, şunları söyledi: “Hiçbir başarının tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Biz bugün şirketimizin köklü 70 yılını bu büyük Çimentaş ailesi ile kutluyorsak, bu her bir Çimentaş çalışanın emeği, özverisi ve uzmanlığı sayesindedir. Her Çimentaş çalışanının alanı ne olursa olsun sektöründe gıpta ile bakılan projelerin bir parçası olduğunu görüyorum. Ne mutlu ki emeklerimiz bir amaçta buluşuyor ve bizleri güvenle, saygıyla ve sevgiyle çalıştığımız bu çatı altında topluyor. Başarılı projelerimizi ödüllendirmeyi, birbirimizi takdir etmek ve başarılarımızı birlikte kutlamak için çok kıymetli buluyorum. Kıdem sahibi arkadaşlarımızın bizlerle uzmanlıklarını yıllarca paylaştıklarını görmek, birlikte yolumuza devam etmek çok gurur verici.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Fırsat eşitliği için farkındalık oluşturarak ilham veren Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nın kazananları belli oldu.

Garanti BBVA’nın, Ekonomist dergisi ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) işbirliğiyle 14. kez gerçekleştirdiği Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması sonuçlandı. 5 Mart Cuma günü online olarak gerçekleştirilen ödül töreninde, 4 kategorinin birincileri açıklandı. 

 

Yarışmada, Mapsis Metal’in ortakları Filiz Akkaş ve Pelin Özkal “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi” seçildi. Ayşegül Abacı Defne Pelet girişimiyle “Türkiye’nin Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimcisi”, Geneon’un kurucusu Begüm Esra Aytan “Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi” oldu. Blindlook uygulamasını hayata geçiren Sadriye Görece ise “Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi” ödülünü kazandı. 

 

Ödül töreninde konuşan Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, “Dünya genelinde 34 olan kadın girişimcilik oranı ülkemizde sadece 13. Verilen desteklerle 2000’li yılların başından bu yana bu oranı 2 kattan fazla artırmamıza rağmen yine de anlamlı bir fark yaratarak dünya ortalamasına henüz yaklaşamadık. Garanti BBVA olarak, kadın girişimciliği ve kadının iş hayatındaki varlığı temel hareket noktamız. Kadın girişimcilere ve iş hayatında kadın varlığının artırılması konusunda yaptığımız çalışmaları 4 ana başlıkta ele alıyoruz. Finansman sağlamak, eğitim, cesaretlendirmek ve rol model olmalarını sağlamak, yeni pazarlara açılmalarına ortam sunmak. Kadın girişimcilerin ve iş hayatında kadın varlığının artırılması ve kalıcı olması için en temel ihtiyaçlarından birisi finansman. Sağladığımız finansman desteği bugün itibarıyla 9 milyar TL’yi geçti. Bu desteklerimizi artırarak devam ettireceğiz.” dedi.

 

Recep Baştuğ konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadınlarımızı cesaretlendirmek, başarı hikâyelerinin kitleler tarafından bilinmesini, tanınmasını ve de örnek alınmasını sağlamak üzere 2007 yılından bu yana Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışmasını düzenliyoruz. 14 yıl boyunca bütün paydaşların çok büyük katkısıyla bugüne taşıdığımız programımızın arkasında çok büyük bir emek ve niyet var. Yarışmamıza ilk yıl 103 kişi başvurmuştu, 14 yılda bu rakam 40 binlere ulaştı. Bu gelişme bizi umutlandırıyor. Bu yıl finale kalan girişimler arasından çevre, sürdürülebilirlik, fırsat eşitliği ve kapsayıcılık konularına odaklanıldığını ve başarılı çalışmalar yapıldığını gördük. 14 yıllık süreç sonunda Garanti BBVA kültürünün önemli bir parçası olan bu konulara yoğunlaşmış girişimlerin arttığını görmek bizi çok mutlu etti. Yarışmayı kazanan, finale kalan ve başvuru yapan tüm kadın girişimcileri cesaretlerinden dolayı tebrik ediyorum. Ödül töreninin ardından şubelerimizdeki ekranlardan ve sosyal medya kanallarımızdan yarışmanın kazananlarının hikâyelerini anlatacağız. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle, 8 Mart haftası boyunca yayınlanacak filmlerle birincilerin başarı hikâyesinin yeni girişimcilere ilham vermesini amaçlıyoruz. Bu vesileyle tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum.”

 

KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem de, “Kadın girişimciler, erkek girişimcilerin karşılaştıkları sorunların yanı sıra onların karşılaşmadığı pek çok sorunla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Kadın girişimcilerin işlerini zorlaştıran faktörlerin başında finansa erişim, bilgi, mentorluk eksikliği, rol model eksikliği, iş dünyasında cinsiyet eşitliğinin özümsenmiş olmaması gibi konular geliyor. Bunlara sosyal ve kültürel ön yargıları da eklemek gerekiyor. Toplumda erkeği hayatın merkezine koyan ve kadının asıl sorumluluğunu çocuk ve yaşlı bakımı gibi gören kültür ve değerler, kadın girişimciliğinin önündeki en büyük engellerden birini oluşturuyor. Bütün bu zorluklara ve pandemiye rağmen bugün Türkiye’deki kadın girişimci oranı 13’e ulaştı. Bu da kadın girişimcilerin gücünün ve direncinin bir göstergesi. Bugün ödüllendirme ayrıcalığı ve mutluluğuna eriştiğimiz farklı kategorilerdeki girişimci kadınlar, bu alandaki kararlılığını ortaya koyuyor. ”dedi.

 

Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması kapsamında 14 yılda yaklaşık 40 bin kadına ulaştıklarını vurgulayan Erdem şöyle devam etti: “Bu çok ciddi bir rakam. Aileleriyle ve çalışanlarıyla birlikte düşündüğünüzde kayda değer bir ekosistem oluşturduğumuzu düşünüyorum. Bu programın ortaya koyduğu başarılı kadın girişimcilerimiz bize her zaman gurur veriyor, onların hikâyeleri yeni hikâyelerin önünü açıyor. Bu hikâyeleri görünür kılmak ise bizler için ayrı bir mutluluk kaynağı oluşturuyor.”

 

Ekonomist Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Talip Yılmaz ise “Ekonomist dergisi olarak, kadının Türkiye ekonomisinde daha fazla söz sahibi olması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye ekonomisinin kırılganlıklardan daha az etkilenmesi için kadının iş hayatında daha fazla yer alması gerektiğini, sürdürülebilir kalkınma için bunun gerekli olduğunu biliyoruz. ‘Tek kanatla geleceğe uçmanın’ mümkün olmadığının farkındayız” dedi.

 

Bu farkındalıktan hareketle Ekonomist dergisi, Garanti BBVA ve KAGİDER iş ortaklığıyla 14 yıldır, “Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması”nı düzenlediklerini hatırlatan Talip Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: “Kadın girişimci ekosisteminin gelişmesi adına yaptığımız bu çalışmayı çok değerli buluyor, değerli iş ortaklarımıza ve kadın girişimcilerimize teşekkürü bir borç biliyorum. Bugün gelinen noktada yarışmamıza 40 bin civarında kadın yarışmacı başvuru yapmış.
 
2002 yılında kadın girişimci oranı 4’lerdeydi. Bugün gelinen noktada 13’lere çıkmış. 13 tabii ki yeterli değil, önümüzde gidecek daha çok yolumuz var. Ancak bu artan oranlar doğru yolda olduğumuzu, çorbada bizim de tuzumuzun olduğunu gösteriyor. Çok zorlu bir süreçten sonra ödül alan isimleri belirledik, ödül alan kıymetli kadın girişimcilerimizi kutluyorum. Bir kutlamam ve teşekkürüm de bu yarışmaya girme cesareti gösteren tüm kadın girişimcilere. Çalışmaya, şirketlerimize, ülkemize değer yaratmaya hep birlikte devam edeceğiz.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kadın Girişimcilere E-ticaret Desteği

Ticimax E-ticaret Sistemleri, her yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü özelinde kadınlara yönelik ücretsiz e-ticaret eğitimi verecek. Başarılı olan kadınlara e-ticaret paketi hediye edilecek.

 

E-ticaret teknolojileri firması Ticimax, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü özelinde kadın girişimcilere yönelik ücretsiz e-ticaret eğitimi verecek. Eğitim sonunda başarılı olan kadınlara destek olmak adına e-ticaret paketi hediye edilecek ve girişimlerine destek olunacak. 8 Mart günü online olarak gerçekleştirilecek eğitim, internetten ürün satmak isteyen ve işini internete taşımak isteyen her kadına açık. E-ticarete Başlarken Dikkat Edilmesi Gerekenler, E-ticaret Paneline Genel Bakış, E-ticaret Kurulum ve Yönetiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler, E-ticaret Pazarlama Yöntemleri ve E-ticaret Girişim Başarı Hikayesi gibi konu başlıklarının masaya yatırılacağı eğitimin sonunda, e-ticarete başlamak için nasıl bir yol izlenmesi gerektiği ve e-ticarette başarılı bir süreç sürdürmek için ihtiyaç duyulan tüm bilgiler öğrenilebilecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kadınlar Günü’nde en teknolojik hediyeler MediaMarkt’ta

MediaMarkt Türkiye’nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde sevgilisine, annesine, kardeşine veya günün anlamını taşıdığını düşündüğü bir kadına hediye almak isteyen teknolojiseverlere özel Kadınlar Günü indirimleri başladı. Farklı kategorilerde gerçekleşen indirimler 8 Mart tarihine kadar devam edecek.

 

Keyifli sohbetlerin ilk durağı kahve makineleri

Birlikte geçirilen zamanlarda keyifli sohbetlerin en büyük eşlikçisi, çoğunlukla kahve sohbetleri oluyor. Evlerde her zamankinden daha fazla zaman geçirdiğimiz bu dönemde “kahveyi, en iyi kahve makinesi” yapar diyenler için MediaMarkt kahve makinelerinde indirim başlattı. Buna göre Bosch markalı kahve makinesi 499 TL’den satışa sunuluyor.

 

Kişisel bakım ürünleri en çok tercih edilen hediyeler arasında yer alıyor

Özel günlerde alınan hediyelerin arasında en üst sıralarda bulunan diğer bir kategori ise kişisel bakım ürünleri. Sevdiğinin günlük bakım rutinlerini teknolojik ürünlerle kolaylaştırmak isteyenlere özel Philips StyleCare Isıtmalı Düzleştirme Fırçası 499 TL’den, Philips Saç Kurutma Makinesi 469 TL’den, Arzum Saç Kurutma Makinesi 149 TL’den, Remington Saç Düzleştirici 299 TL’den, Babyliss Saç Maşası 499 TL’den ve Philips Islak ve Kuru Epilasyon Cihazı 399 TL’den satılıyor.

 

Zamansız ama teknolojik bir hediye, akıllı saatler

Zamansız hediyelerin başında saat gelirken akıllı saatler ise teknolojik donanımlarıyla günlük yaşamın vazgeçilmezi haline geldi. MediaMarkt OPPO 41mm akıllı saati 1.499 TL’den satışa sundu. Sağladığı kullanım kolaylığıyla dikkat çeken diğer bir ürün kategorisi ise kablosuz kulaklıklar olurken kampanya kapsamında Samsung Galaxy Buds Live Kablosuz Kulak İçi Kulaklık 999 TL’den satılıyor.

 

MediaMarkt’ta indirimler bitmiyor

MediaMarkt, Dünya Kadınlar Günü kapsamında televizyonlarda, bilgisayarlarda, aksesuarlarda ve akıllı telefonlarda da indirimler gerçekleştiriyor. Kampanya 8 Mart tarihine kadar hem MediaMarkt mağazalarında hem de mediamarkt.com.tr’de devam edecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yetiştirici bu fiyatlarına altında para kazanamaz

Çobanların asgari ücret geliri kadar bir gelir elde edebilmesi için 2021 yılında keçi sütünün litre fiyatının 5.5 TL’nin, koyun sütü fiyatının 7.5 TL’nin altında olmaması gerekiyor.  

 

Çanakkale İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği 2021 yılı için koyun ve keçi sütünde tavsiye fiyatı açıkladı. 7 bin üyesinden gelen verileri dikkate alan Çanakkale İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği  hazırlamış olduğu raporda küçükbaş hayvan sütünün maliyetini hesapladı. Birliğin hazırladığı rapora göre; üreticinin aylık gelirinin asgari ücreti yakalayabilmesi için 2021 yılında keçi sütünün litre fiyatının 5.5 TL'nin, koyun sütünün litresinin ise 7.5 TL'nin altında olmaması gerekiyor. 

 

PANDEMİ, KÜÇÜKBAŞ SÜTÜNE İLGİYİ ARTIRDI 

 

Pandemiden sonra küçükbaş hayvan sütüne ilginin daha da arttığına değinen Çanakkale İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Doç. Dr. Ferhan Savran, "Pandemiyle birlikte küçükbaş hayvan sütüne ve bu sütten elde edilen ürünlere olan talebin artması, gerek süt hayvanlarının fiyatlarına gerekse satılan çiğ sütün fiyatına olumlu yönde bir etki sağladı. Süt keçiciliğinde ve süt koyunculuğunda önde gelen illerden biri de Çanakkale. Ezine peynirinin ham maddesini oluşturan koyun ve keçi sütüne olan talep, Çanakkale'de süt tipi küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine ilgiyi arttırmıştır. Bu anlamda Çanakkale'de yaklaşık 7 bin aile koyun ve keçi sütü yetiştiriciliğinden geçimini sağlamaktadır. Kayıtlı keçi sütü üretiminde Çanakkale ili lider konumdadır. Kayıtlılığı arttıran en önemli unsurlardan biri de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın vermiş olduğu çiğ süt desteklemeleridir. Müstahsillerin çiğ süt desteği alması için muhakkak belgeli süt satışı yapmaları gerekmektedir" dedi.   

 

"HALKANIN EN ÖNEMLİ AYAĞI YETİŞTİRİCİLERDİR" 

 

Üretimde devamlılığın sağlanabilmesi, yetiştiriciyi ayakta tutabilme ve köyden kente göçü engelleme açısından küçükbaş üreticisinin ayakta kalabilmesinin en önemli unsur olduğunun altını çizen Başkan Doç. Dr. Savran, "Çanakkale'de sütün hemen hemen tamamının sanayiye satılıyor olması, üreticinin beklentilerini de yükseltmiştir. Zira bugün marketlerde Ezine peyniri kilogram fiyatlarının 90-100 TL'leri bulduğu görülmektedir. Tüm bunların ışığında, merak edilen konu ise; Türkiye genelinde bugüne kadar en yüksek sanayi fiyatlarının verildiği Çanakkale İli'nde 2021 yılı için süt fiyatlarının ne olacağıdır. Üreticinin, her geçen yıl artan maliyetler nedeniyle zarara uğramaması adına Çanakkale İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği hem üreticinin yıllık gelir düzeyini araştırmış hem de koyun ve keçi sütünün maliyet fiyatları ile ilgili çalışma gerçekleştirmiştir. Bir zincirin halkası olan bu üretim deseninde kazan kazan politikasından kesinlikle vazgeçilmemesi gerekmektedir. Bu halkanın da en önemi ayağı üreticilerdir" diye konuştu.  

 

"BU FİYATLARIN ALTINDA ÜRETİCİ KAR EDEMEZ" 

 

Koyun ve keçi sütü perakende satıldığı zaman her ilde farklı fiyatlar ile karşılaşıldığını hatırlatan Başkan Doç. Dr. Savran, "Ancak sanayiye satılan sütlerde bu fiyat iller arasında benzerlik göstermektedir.  Geçen yıl, keçi sütü litresinin 4-4.5 TL'den, koyun sütünün litresinin ise 6.5 TL'den sanayici tarafından satın alındığı bilinmektedir. Bu sene gerek döviz kurlarındaki artışın gerekse pandeminin oluşturduğu olumsuz etkiler düşünüldüğünde süt fiyatlarında yüzde 30 civarında bir artışın beklendiği ön görülmektedir. İzmir ilinde açıklanan fiyatlara göre; 2021 yılında keçi sütünün litresi 5 TL., koyun sütünün litresi ise 7 TL. olarak belirlenmiştir. Çanakkale'de ise; Ezine peyniri üretiminde kullanılan koyun ve keçi sütünün özel bir önemi vardır. Bu marka değerine anlam katan koyun ve keçi sütünün fiyatının keza diğer illere göre daha yüksek olması beklenmektedir. Çanakkale İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği, hem artan maliyetleri hem de piyasa fiyatlarını dikkate alarak koyun ve keçi sütünün satın alınması gereken fiyat ile ilgili bir projeksiyon hazırlamıştır. Bu çalışmaya göre; 2021 yılı için 1 litre keçi sütünün fiyatının minimum düzeyde 5.5 TL'nin altında, koyun sütün ise 7.5 TL'nin altında olmaması gerektiği, aksi takdirde üreticinin kar edemeyeceği öngörülmektedir. Maliyetler hesaplanırken, hayvan sayısı ortalamaları ve üretim miktarları göz önünde bulundurulmuş, Çanakkale yetiştiricisinin Çanakkale koşullarında maliyetleri ve yetiştiriciliğini yaptığı ırkların özellikleri de dikkate alınarak hesap yapılmıştır. Çanakkale'de işletme başına düşen keçi sayısı ortalama 80, koyun sayısı ise ortalama 100 baştır" ifadelerine yer verdi.   

 

Çanakkale İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği tarafından hazırlanana çiğ süt maliyet raporunda, maliyetlerin içerisinde 365 gün boyunca yapılan masraflar ve işçilik giderlerinin ayrı ayrı kalemler halinde detaylandırıldığını da anlatan Başkan Doç. Dr. Savran, "Raporu hazırlamak için yaptığımız hesaplamalarda, masraflar en ince ayrıntısına kadar değerlendirildi. Çalışma neticesinde çıkan sonuçlara istinaden gerekli ön görüler ortaya konulmuştur. Bu anlamda beklentimiz, sanayicinin hassasiyet göstermesi ve üreticinin beklentisini karşılamasıdır" diye konuştu.  

 

"OĞLAKLAR, ERKEN YAŞTA KESİME GÖNDERİLMEMELİ"  

 

Başkan Doç. Dr. Savran, oğlakların erken yaşta kesime gönderilmesinin de
süt keçiciliğinde karlılığı etkileyen unsurlardan biri olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:  

 

"Bunun yanı sıra, özellikle süt keçiciliğinde karlılığı etkileyen en önemli unsurlardan bir tanesi de oğlakların erken yaşta kesime gönderilmemesidir. Birlik tarafından yapılan, söz konusu çalışmada ayrıca bu konuya da vurgu yapılmaktadır. Kasaplık kuzu yetiştiriciliğinde olduğu gibi kasaplık oğlak yetiştiriciliğinin de artık keçicilik işletmelerinin özen göstermesi gerektiği bir konu olduğu raporda vurgulanmaktadır. 2021 yılının hem Çanakkale'deki hem de tüm Türkiye'deki yetiştiricilerimize hayırlı uğurlu ve bereketli bir sezon olmasını temenni ediyoruz."

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı