Aylık arşivler: Mart 2021

Hewlett Packard Enterprise, 19 Dünya Rekoruna İmza Atan AMD EPYC™ Tabanlı Yeni Sunucu Ailesini Tanıttı

HPE’nin yeni AMD EPYC™ 7003 Serisi işlemcileri kullanan gelişmiş sunucu ailesi, 39'a kadar daha iyi performans ve tüm iş yüklerinde daha fazla enerji verimliliğiyle 19 yeni dünya rekoruna imza attı.

 

Hewlett Packard Enterprise (HPE), zorlu iş yüklerinde rekor kıran performansıyla rakiplerinden yüzde 39'a kadar1 daha fazla avantaj sağlayan sektörün en geniş AMD EPYC işlemci tabanlı yeni sunucu ailesini duyurdu. HPE, piyasaya sürülen yeni AMD EPYC™ 7003 Serisi işlemciyi kullanarak sanallaştırma, enerji verimliliği, veri tabanına dayalı analitik iş yükleri ve Java uygulamalarının aralarında olduğu pek çok önemli alanda 19 dünya rekoru elde etti. Böylece HPE’nin 2. ve 3. Nesil AMD EPYC işlemcilerin bir arada kullanıldığı sistemlerle kırdığı dünya rekorlarının toplam sayısı 32’ye yükseldi.

HPE, yeni AMD işlemcili çözümlerle kurumsal uç uygulamalarından, üst ölçeğe (exascale) kadar tüm zorlu iş yüklerinin üstesinden geliyor

 

HPE ProLiant sunuculardan ve HPE Apollo sistemlerinden oluşan yeni bilgi işlem portföyü, dijital dönüşüm için gerekli kritik iş yüklerini desteklemek üzere benzersiz performans, güvenlik, otomasyon ve uzaktan yönetim özellikleri sunuyor. Sistemler ihtiyaç duyulan yüksek performansı ortaya koymak için gereken gücü 3. Nesil AMD EPYC™ işlemcilerden alıyor. 

Buna ek olarak HPE, üst ölçek sınıfı sistemlerin gereksinimlerini karşılamak üzere günümüzün en güçlü süper bilgisayarlarından 10 kata kadar daha hızlı 3. Nesil AMD EPYC™ tabanlı HPE Cray EX süper bilgisayarını duyurdu. Böylece HPE, gelişmiş performansa sahip seçenekleriyle kolay ölçeklendirme ve yönetim eşliğinde, kurumların uçtan üst ölçeğe uzanan her türlü ihtiyaçlarında hızla değer elde etmelerini sağlayan eksiksiz bir portföy sunmuş oldu.

Hizmet olarak sunulan deneyim eşliğinde güvenilir yeni nesil bilgi işlem

 

Müşteriler, şirket içinde, uçta veya ortak sunucu barındırma tesisinde çalışabilen esnek, kullanım başına ödeme modeliyle hizmet olarak sunulan bir platform olan HPE GreenLake'i kullanarak, en yeni HPE çözümlerini kolayca kullanıma alabiliyor. HPE GreenLake, bulutun basitliğini ve çevikliğini hibrit bulutla gelen yönetişim, uyumluluk ve görünürlükle birleştiriyor.

 

HPE Sunucu Sistemleri İş Grubu Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Neil MacDonald, şunları söylüyor: “Dijital dönüşüm tüm endüstrileri yeniden şekillendiriyor. Yeni dijital modeller, uçta hesaplama, 5G ve yapay zekâ teknolojilerinin benimsenmesini desteklemek ve COVID-19'un getirdiği teknoloji taleplerine uyum sağlamak üzere hızla gelişiyor. HPE, iş yüklerini ölçeklendirebilen, verimli bir şekilde güven altında çalıştırabilen yüksek performanslı çözümleriyle dinamik pazarın ihtiyaçlarını tüm yönleriyle ele alıyor. AMD ile uzun süredir devam eden iş birliğimiz ve ortak mühendislik çabalarımız sayesinde, dijital altyapıları dönüştürmek, daha fazla ekonomi, çeviklik ve yönetim kolaylığı sağlamak üzere yeni 3. Nesil AMD EPYC™ işlemcileri kullanarak en büyük ve en geniş sunucu ailesini müşterilerimize sunmaktan gurur duyuyoruz. Sunulan çözümlerin yarının veri merkezlerinin ihtiyaçlarını karşılamada büyük fayda sağlayacağına inanıyoruz."

 

HPE sanallaştırmada, enerji verimliliğinde, karar destek sistemlerine güç veren veri tabanı iş yüklerinde ve sunucu bazlı Java'da yeni dünya rekorlarına imza attı

 

HPE ProLiant sunucular ve HPE Apollo sistemler, tüm iş yüklerini güçlendirmek için sunduğu ölçeklenebilir, çok yönlü ve uçtan uca güvenlik özellikleriyle pek çok alanda yeni dünya rekorları kırarak liderlik koltuğuna yerleşti. Bağımsız endüstri kıyaslamalarına dayanan sonuçlardan bazıları şöyle:

  • HPE ProLiant DL385 Gen10 Plus v2 sunucu, sanallaştırma aracılığıyla sunucu konsolidasyonunu artırarak ve işletim maliyetlerini düşürerek bu alandaki rekoru önceki sahibine kıyasla 39 ileri taşıdı.1
  • HPE ProLiant XL225n Gen10 Plus sunucuya sahip HPE Apollo 2000 Gen10 Plus sistemiyle sağlanan performans ve sürdürülebilirlik, operasyonel maliyetlerin düşürülmesine katkıda bulundu. Böylece kırılan 19 dünya rekorunun yanı sıra, diğer 4 düğümlü sistemlere oranla 54’e varan oranda daha yüksek enerji verimliliği elde edildi.2
  • Veri tabanı iş yükleri için depolamayla optimize edilmiş çözümleri hedefleyen yepyeni sunucu serisi HPE ProLiant DL345 Gen10 Plus ile karar destek mekanizmalarında veri tabanı sorguları hızlandırıldı. Yeni sunucu karar destek veri tabanı iş yüklerinde kümelenmemiş sonuçlara göre zirveye yerleşirken3, HPE ProLiant DL385 Gen10 Plus v2 sunucusu 4 soketli diğer sunucuya kıyasla 14,4 daha iyi performans ve maliyette 15,5 azalma sağladı.4
  • 17,1'e varan oranlarda daha iyi performansla iki işlemcili sistemlerde liderliği ele alan HPE ProLiant DL385 Gen10 Plus v2 sunucu, bankacılık, finans, üretim, sağlık hizmetleri ve yaşam bilimleri gibi sektörlerde ortaya çıkan kullanım senaryoları için Java uygulamalarının optimizasyonunda etkileyici sonuçlara ulaştı5. Tek işlemcili ProLiant DL345 Gen10 Plus sunucularda bu oran yine etkileyici bir artışla 16,8 olarak gerçekleşti.6

Kuruluşlar, yüks
ek performanslı AMD tabanlı gelişmiş HPE ProLiant sunucu ailesiyle yarının iş yükü ihtiyaçlarını karşılayacak en güvenilir çözümlere kavuşuyor

 

HPE ProLiant sunucuları, daha yüksek hızlarda daha iyi sonuçlar sunmak üzere yönetim görevlerinin otomasyonu ve iş yükü performansının verimli optimizasyonu için ihtiyaç duyulan zekâyı sağlıyor. Yeni HPE sunucu ailesi aynı zamanda 5G, uçta hesaplama, yapay zekâ ve analitik gibi modern bilgi teknolojileri ihtiyaçlarına yönelik hiper birleşik altyapı, konteynerler ve çeşitli CPU ve GPU mimarileri yardımıyla çok yönlülüğü ve ölçeklenebilirliği sunuyor.

Diğer yandan üretildiği andan itibaren silikon ölçeğinde gömülen, nakliye ve dağıtımdan sunucunun kullanım ömrünün sonuna dek uzanan 360 derece bütünsel güvenlik ve uçtan uca veri koruması sağlıyor.

HPE, ayrıca 3. Nesil AMD EPYC™ işlemcilerle donatılan sunucu ailesinin parçası olan iki yeni sunucu serisinin duyurusunu yaptı. Bunlar veri tabanı iş yükleri için depolama odaklı optimize edilmiş HPE ProLiant DL345 Gen10 Plus sunucu ve sanal masaüstü altyapılarını (VDI) güçlendirmek için tasarlanan HPE ProLiant DL365 Gen 10 Plus sunuculardan oluşuyor.

 

HPC ve yapay zekâ yetenekleriyle öne çıkan sektörün en kapsamlı portföyü, tüm veri merkezi ortamları için veriden fayda sağlama ve veriye dayalı öngörü süresini kısaltıyor

 

Modelleme ve simülasyon gibi HPC uygulamalarını desteklemek için özel olarak tasarlanan HPE Apollo sistemleri, büyük miktarlarda veriyi verimli bir şekilde işleyerek ve farklı simülasyonları dijital modellere dönüştürerek iş ve araştırma sonuçlarının hızlandırılmasına yardımcı oluyor. Sistemler ayrıca yapay zekâ eğitimlerini iyileştiren ve sonuçların doğruluğunu artıran optimizasyonlarla geliyor. HPE, HPC ve AI iş yüklerinde daha fazla performans ve verimlilik için 3. Nesil AMD EPYC™ işlemcili HPE Apollo 2000 Gen10 Plus ve HPE Apollo 6500 Gen10 Plus v2 sistemlerini sunuyor.

Gelişmiş HPE Apollo sistemleri, HPC odaklı, tamamen yönetilen hizmetler eşliğinde yeni HPE GreenLake bulut hizmetlerini etkinleştirerek, tüm kuruluşların çevik, esnek, kullanım başına ödeme yöntemiyle bulutun gücünden yararlanmalarına olanak sağlıyor. Böylece müşteriler en zorlu bilgi işlem ve veri yoğun iş yüklerini şirket içinde veya ortak sunucu barındırma tesisinde çalıştırılabilen esnek bir hizmet platformu aracılığıyla kullanarak, veriden değer elde etme süresini kısaltıyor.

HPE, Cray EX süper bilgisayarıyla günümüzün en güçlü süper bilgisayarlarından 10 kat daha hızlı exascale sınıfı yeni nesil süper hesaplama mimarisini sunuyor. Yeni HPE Cray EX süper bilgisayarlar, hava tahmini ve aşı keşiflerinden otomobil ve uçak modellemeye kadar zorlu alanlardaki karmaşık bilimsel araştırmaları hızlandırmak üzere AMD teknolojisinden yararlanıyor.

HPE, 3. Nesil AMD EPYC™ işlemciye sahip HPE Cray EX süper bilgisayarıyla dünyanın çeşitli bölgelerindeki süper bilgisayarların kurulumuna da katkıda bulunuyor. Bunlar arasında Avrupa Yüksek Performanslı Hesaplama Ortak Girişimi'nin bir parçası olan Finlandiya'daki LUMIAvustralya Pawsey Süper Hesaplama Merkezi ve ABD Ulusal Atmosferik Araştırma Merkezi (NCAR) yer alıyor. HPE ayrıca ABD Enerji Bakanlığı için Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı’nda Frontier adlı ilk ABD exascale sistemlerinden birini oluşturmak üzere 3. Nesil AMD EPYC işlemciyi ve yeni nesil AMD Instinct™ GPU'ları kullanan HPE Cray EX süper bilgisayarını kullanıyor. 

Yeni 3. Nesil AMD EPYC™ işlemcileri destekleyen eksiksiz HPE sunucu ve sistem portföyü şu modellerden oluşuyor:

 

  • HPE ProLiant DL325 Gen10 Plus v2
  • HPE ProLiant DL385 Gen10 Plus v2
  • HPE ProLiant DL345 Gen10 Plus
  • HPE ProLiant DL365 Gen10 Plus
  • HPE Apollo 2000 Gen10 Plus system with the HPE ProLiant XL225n Gen10 Plus
  • HPE Apollo 6500 Gen10 Plus system with the HPE ProLiant XL675d Gen10 Plus
  • HPE Apollo 6500 Gen10 Plus system with the HPE ProLiant XL645d Gen10 Plus
  • HPE Cray EX supercomputer EX425
  • HPE Cray EX supercomputer EX235n

 

 

Erişilebilirlik

 

3. Nesil AMD EPYC™ işlemcili tüm yeni HPE Apollo sistemleri 6 Nisan'da tüm dünyada satışa sunulacak. 3. Nesil AMD EPYC™ işlemcili tüm yeni HPE ProLiant sunucular 19 Nisan'da dünya genelinde satışta olacak.

 

Ayrıca tüm 3. Nesil AMD EPYC™ işlemcili HPE ProLiant sunucuları ve HPE Apollo sistemleri HPE GreenLake aracılığıyla erişilebilir olacak.

 

Hewlett Packard Enterprise Hakkında

Hewlett Packard Enterprise, müşterilerin verilere uçtan buluta sorunsuz bir şekilde erişmelerine, analiz etmesine ve aksiyona dönüştürmesine olanak tanıyan akıllı çözümler geliştirmeye odaklanmış küresel bir teknoloji lideridir. Hewlett Packard Enterprise müşterilerinin yeni iş modelleri geliştirerek yeni müşteri ve çalışan deneyimleri yaratmasını, bugün ve gelecekte operasyonel verimliliği artırarak iş sonuçlarını hızlandırmasını sağlar. 

 

AMD, AMD Ok logosu, EPYC, Instinct ve bunların kombinasyonları Advanced Micro Devices, Inc.'in ticari markalarıdır.

1 VMware® VMmark®, bir VMware ürünüdür. Rekabetçi kıyaslama iddiaları, 33,58 @ 36 karelik bir skorla VMmark 3.1.1 kıyaslamasında en iyi 2P 4-düğüm ve AMD sonuçlarına dayanmaktadır. Sonuçlar 15 Mart 2021 itibariyledir. Açıklamalar vmware.com/products/vmmark/results3x.html adresinde mevcuttur.

SPEC ve SPEC
power_ssj, Standard Performance Evaluation Corporation'ın (SPEC) tescilli ticari markalarıdır. Tüm hakları saklıdır. 15 Mart 2021 itibarıyla spec.org'a göz atın; Genel, Linux ve Windows kategorileri için 4, 3, 2 düğümlü yapılandırmalar ve 4, 3, 2 düğümlü 2 işlemcili yapılandırmalar temel alınmıştır.

3 15 Mart 2021 itibarıyla TPC Benchmark ™ H (TPC-H) performansını göstermektedir. Daha fazla bilgi için tpc.org'a bakın. TPC-H @ 3000GB ölçek faktöründe kümelenmemiş bir sistem için #1 performansa dayanmaktadır. Yapılandırma: 1 HPE ProLiant DL345 Gen10 Plus sunucusunda 1 AMD EPYC 7763 2,45 GHz işlemci kullandı; 1 soket / 64 çekirdek / 128 iş parçacığı; Red Hat Enterprise Linux 8.3; Microsoft® SQL Server 2019 Enterprise Sürümü. TPC-H sonuçları, 19 Nisan 2021'de sistem kullanılabilirliği ile 1.346.932,7 QphH @ 3000GB ve 0,40 USD / QphH @ 3000GB sonucuyla HPE ProLiant DL345 Gen10 Plus'ı göstermektedir. Ayrıntılar için tpc.org/3352'ye bakılabilir.

4 15 Mart 2021 itibarıyla TPC-H performansını göstermektedir. Daha fazla bilgi için tpc.org'a bakın. İddia, TPC-H @ 10000GB ölçek faktöründe kümelenmemiş bir sistem için 1 numaralı performans ve fiyat-performansa dayanmaktadır. Yapılandırma: 1 HPE ProLiant DL385 Gen10 Plus v2 sunucusu, 2 AMD EPYC 7763 2,45 GHz işlemci kullandı; 2 soket / 128 çekirdek / 256 iş parçacığı; Red Hat Enterprise Linux 8.3; Microsoft® SQL Server 2019 Enterprise Sürümü. TPC-H sonuçları, 19 Nisan 2021 sistem kullanılabilirliği ile 1.883.497,4 QphH @ 10000GB ve 0,56 USD / QphH @ 10000GB sonucuyla HPE ProLiant DL385 Gen10 Plus v2'yi işaret etmektedir. Ayrıntılar için tpc.org/3351'e bakılabilir.

 5 SPEC ve SPECjbb, Standard Performance Evaluation Corporation'ın (SPEC) tescilli ticari markalarıdır. 15 Mart 2021 itibarıyla saklıdır, spec.org'a bakılabilir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Yeni NVIDIA Game Ready Sürücüsü’ne ‘Rainbow Six: Siege’ için Sistem Gecikmesini 30'a kadar Düşüren NVIDIA Reflex Desteği Geliyor

NVIDIA, GeForce ekran kartı sahipleri için güncellemeler sunmaya devam ediyor. Bu haftaki yeni NVIDIA Game Ready Sürücüsü güncellemesi Square Enix’ten Outriders ve Tom Clancy’s Rainbow Six: Siege oyunlarının oyuncularını sevindirecek.

 

Popüler taktiksel nişancı oyunu Tom Clancy’s Rainbow Six Siege’e GeForce oyuncuları için sistem gecikmesini azaltan bir teknoloji olan NVIDIA Reflex desteği geldi. Tom Clancy's Rainbow Six: Siege oynayan GeForce oyuncuları, yeni sürücüyü ve yamayı indirerek sistem gecikmesinde 30'a varan düşüş sağlayan NVIDIA Reflex özelliğinin keyfini çıkarabilirler. Bu sayede oyuncular silahlarını daha hızlı ateşleyebilir, düşmanları kolayca hedefleyebilir ve genel olarak rekabet güçlerini artırabilirler.

GeForce oyuncuları ayrıca, Outriders 1 Nisan'da piyasaya sürüldüğünde görüntü kalitesi ayarlarını en üst düzeye çıkaran ve performans avantajı sağlayan NVIDIA DLSS özelliğine de sahip olacaklar.

 

Rainbow Six: Siege Squad’ı GeForce RTX GPU'larda oynamak artık çok daha avantajlı!

Sistem gecikmesi (genellikle "giriş gecikmesi" olarak anılır) ve her tür oyunun tepki hızını etkileyen temel faktörlerden biridir. E-sporda, düşük sistem gecikmesi rekabet gücünü artırabilir. Oyunlarda nişan almada her türlü gecikmenin büyük etkisi vardır ve bu gecikme savaşı kazanmak veya kaybetmek arasındaki farkı yaratabilir.  Bu nedenle sistem gecikmesini azaltmak Rainbow Six Siege oyuncuları için de büyük önem taşıyor. NVIDIA Reflex ile sistem gecikmesi, oyunun Vulkan versiyonunda 30'a kadar azalıyor. Tom Clancy’s Rainbow Six Siege'in eklenmesiyle, en popüler 10 nişancı oyunundan 7'si artık NVIDIA Reflex desteğine sahip oluyor.

 

Golf, araba yarışı, futbol gibi hemen hemen her spor dalında doğru ekipman, katılımcıların tam potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olabilir. Aynı şey e-spor için de geçerlidir. Daha iyi GPU'lar, monitörler ve çevre birimleri rakiplere karşı daha hızlı ve daha hassas yanıt vermeye yardımcı olabilir.  NVIDIA Reflex, Vulkan oyunlarında GTX 10 Serisi ve daha yüksek GPU'lar için gecikmeyi azaltarak ve tepkimeyi artırarak neredeyse tüm GeForce oyuncularına ücretsiz bir güncelleme sağlıyor.

 

NVIDIA DLSS teknolojisi sayesinde Outriders'da grafik ayarlarınızı geliştirin!

Tek veya birden fazla kişiyle oynanabilen aksiyon rol yapma oyunu olan Outriders, 1 Nisan’da piyasaya sürülüyor ve GeForce oyuncuları için de aynı zamanda erişilebilir olacak. Yeni Outriders Game Ready Sürücüsü’nde performans optimize edilecek ve oyunda performansı artıracak olan NVIDIA DLSS teknolojisini de desteklenecek.

Daha fazla oyun iyileştirmesi

En yeni NVIDIA Game Ready sürücüsünde ayrıca aşağıdakilerde mevcuttur:

  • Yeni oyunlar için optimizasyonlar ve geliştirmeler:
    • DIRT 5’s yeni ışın izleme güncellemesi
    • Evil Genius 2: World Domination  
    • KINGDOM HEARTS Series
  • Tüm GeForce RTX 30 Serisi masaüstü grafik kartlarında yeniden boyutlandırılabilir BAR (Resizable BAR)
  • GeForce GPU'larda sanallaştırma için beta desteği
  • 5 yeni G-SYNC Uyumlu oyun monitörü:
    • Asus XG16A
    • Dell S2522HG
    • LG 7GP850/27GP83B
    • LG 32GP850/32GP83B
    • Xiaomi Mi 245 HF1
  • 15 yeni GeForce Experience tek tıkla Optimal Oyun Ayarları profili:
    • Aron’s Adventure
    • Balan Wonderworld
    • Blizzard Arcade Collection
    • Creeper World 4
    • Evil Genius 2: World Domination
    • KINGDOM HEARTS HD 1.5+2.5 ReMIX
    • KINGDOM HEARTS HD 2.8 Final Chapter Prologue
    • KINGDOM HEARTS III + Re Mind (DLC)
    • Last Cloudia
    • Mr. Prepper
    • Old School RuneScape
    • Osu!
    • Outriders
    • Persona 5 Strikers
    • The Fabled Woods

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Xiaomi’nin yeni telefonu Redmi Note 10 n11.com’da satışa sunuldu

Türkiye'de akıllı telefon üretimine hazırlanan Xiaomi’nin uzun zamandır beklenen yeni telefonu ‘Xiaomi Redmi Note 10’, Türkiye’nin alışveriş platformu n11.com’da satışa sunuldu.

Xiaomi'nin merakla beklenen yeni telefonu Redmi Note 10 n11.com'da yerini aldı. Xiaomi Türkiye garantisiyle satışa sunulan telefonun beyaz ve gri renk seçenekleri bulunuyor. 64 GB depolama alanına sahip Xiaomi Redmi Note 10 2.999 TL’ye 128 GB depolama alanına sahip olan ise 3.199 TL fiyatıyla n11.com’da müşterileriyle buluşuyor. Xiaomi Redmi Note 10’u n11.com’da sunulan alışveriş kredisi seçeneğiyle de 12 varan vade seçenekleriyle almak mümkün oluyor.

Göz sağlığını koruyan ekran

Xiaomi Redmi Note 10, 6.43’’ AMOLED ekran ile donatılan, ince çerçeve tasarımıyla ayrıntılı ve net ekran ile ekranın her santimini optimize etmeye yardımcı oluyor. Telefon daha geniş ve daha zengin renk aralığına sahip ekranıyla yeni bir görsel deneyim sunuyor.  Parlıklığı otomatik ayarlayan 360 derece ışık sensörü ve tıpkı kitap okur gibi hissettiren Okuma Modu 3.0 ile de göz sağlığını koruyor.

Karanlıkta bile yüksek çözünürlüklü fotoğraflar

13 megapiksel ön kameraya sahip telefonun arka kamerası ise dörtlü kamera bir araya geliyor. Telefonda 48 MP ana kamerayla birlikte, 8 megapiksel ultra geniş açı, 2 megapiksel makro ve 2 megapiksel derinlik kameraları bulunuyor. Loş ortamlarda da iyi fotoğraf çekilmesini sağlayan Gece Modu 2.0 özelliğiyle de öne çıkan Redmi Note 10 loş ışık ayarlarında  fotoğraflar üretmek için gelişmiş algoritmalar kullanıyor.

Hızlı şarj özelliği

The Qualcomm® Snapdragon ™ 678 işlemciye sahip Xiaomi Redmi Note 10, 5000mAh yüksek kapasiteli pili ve 33W hızlı şarj özellikleri sayesinde kullanıcıların telefonu çok kısa sürede şarj edebilmelerine imkan sağlıyor.

n11.com hakkında

n11.com, Doğuş Grubu ile Güney Kore’nin en büyük teknoloji gruplarından SK Group’un ortaklığında kurulmuştur. 19 milyondan fazla ürün ve 200 binden fazla kayıtlı iş ortağını müşterisiyle buluşturan ve alışveriş yaptıkça kazandıran yapısı ile kullanıcılarına yeni bir alışveriş deneyimi sunan n11 Türkiye’nin öncü açık pazar konseptli alışveriş platformudur.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Corendon Sport Talks'un yeni bölüm konukları, Muratpaşa Belediyespor Kadın Hentbol Takımı'ndan Diğdem Hoşgör ve Gülsüm Güleçyüz oldu

Spor ekosistemine büyük heyecan getiren Corendon Sport Talks’un dördüncü bölümü de alanlarında çok başarılı spor insanlarına ev sahipliği yaptı.

Corendon Airlines yeni bölümde, iki yıldır sponsoru olduğu Muratpaşa Belediyespor Hentbol Takımı’ndan Kaptan ve sol kanat oyun kurucusu Diğdem Hoşgör ile sağ kanat oyuncusu Gülsüm Güleçyüz’ü konuk etti. 

“Hentbol bizim için bir yaşam tarzı haline geldi”

Kaptan Diğdem Hoşgör, hentbolun yaşamlarındaki yerini Corendon Sport Talks için şu şekilde özetledi:

“Hentbol bizim için artık bir yaşam tarzı haline geldi. Her gün çift antrenman yapıyoruz, yoğun bir maç programımız var. Hentbolla yatıp hentbolla kalkıyoruz neredeyse. Ancak bu yaşamdan ve Muratpaşa Belediyespor Hentbol Takımı’nın bir parçası olmaktan dolayı çok mutluyum. Muratpaşa Belediyespor bünyesinde olmak hentbol camiasında bir ayrıcalık. Çünkü Antalya gibi bir yerde yaşama şansınız ve tarihi başarılarla dolu, çok köklü bir takımda oynama fırsatınız oluyor.”

“Muratpaşa Belediyespor’u evim gibi görüyorum”

Gülsüm Güleçyüz ise takımıyla ilişkisini şöyle anlattı:

“Muratpaşa Belediyespor artık benim için bir ev gibi. Ben altyapı kariyerim boyunca çok farklı takımlarda oynadım, bu yüzden rahatlıkla karşılaştırma yapabiliyorum. 19 yaşımda bu kulübün kapısından içeri girdim. Adeta hayatı burada öğrendim. En önemli dostlarımı burada buldum. Kulübümüz benim hayatıma çok büyük katkıda bulundu.”  

Güleçyüz, hentbolun gördüğü ilgi konusunda ise şu yorumları yaptı:

“Bazı ülkelerde hentbol, futboldan sonra en çok takip edilen ikinci branş konumunda. Örneğin 5-6 yıl öncesinde Macaristan’a bir turnuva için gitmiştik, orada antrenmanlar bile dolu tribünler önünde yapılıyordu.  Genç bir sporcu olarak bu beni çok şaşırtmıştı. Ülkemizde ise futbol, basketbol ve voleyboldan sonra hentbol geliyor. Fakat ben bu durumun gelecekte değişebileceğine inanıyorum.”

“Hentbol öğretmen olmamı sağladı”

Diğdem Hoşgör voleybolun hayatına kattıkları ilgili de şunları belirtti:

“Bir kadın olarak hentbol oynamanın zorlukları olsa da hentbolun her anlamda bana büyük katkıları oldu. Milli sporcu olmam vesilesiyle beden eğitimi öğretmeni olma şansını elde ettim. Bu tamamen hentbol sayesinde oldu. Ben de spor tecrübemi ve sevgimi öğrencilere aktarmaya çalışıyorum. Çünkü sporcu olmanın, bir çocuğun hayatına inanılmaz katkıları oluyor. Özellikle kız çocukları için bu çok önemli. Spor sayesinde bir insanın hayatı tamamen değişebilir.” 

2020 – 2021 sezonu takım kimyası

Muratpaşa Belediyespor Kadın Hentbol Takımı’nın başarılı oyuncuları, bu sezonki takım kimyaları ile ilgili de şu yorumları yaptı: 

Diğdem Hoşgör: “Bu sezon çok genç bir takıma sahibiz. Bunun hem olumlu hem de olumsuz etkileri olabileceği gibi bizim takımımıza bu çok daha olumlu şekilde yansıyor. Çok dinamik bir yapıya sahibiz ve takım içerisindeki ilişkilerden çok memnunuz.”

Gülsün Güleçyüz: “Farklı sistemleri uygulayabilen, hızlı, genç ve çok yönlü bir takımız. Maç içerisindeki hatalarımızı daha da azaltmaya başladık. Özellikle sezonun ikinci yarısında daha iyi bir form yakalayacağımıza inanıyorum.”

Corendon Airlines, geçmişten bugüne, yurtiçi ve yurtdışında Anadolu Efes Spor Kulübü, Beşiktaş TRC İnşaat Kadın Basketbol Takımı, Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımı, Alman FC. Nurnberg Futbol Takımı, Aytemiz Alanyaspor Futbol Takımı, Fraport TAV Antalyaspor, Altınordu Futbol Kulübü, Bike Aid Bisiklet Takımı, Muratpaşa Belediyespor Kadın Hentbol Takımı, Türk Korfbol Takımı, Akdeniz Üniversitesi Kadın Hentbol Takımı, ITU Honeybees Quidditch Takımı, ITU Ultimate Frizbi Takımı, Corendon-Circus Bisiklet Takımı, Hollanda Kadın Milli Voleybol Takımı, Hollanda Milli Buz Hokeyi Takımı, Haarlem Corendon Kinheim Beyzbol Takımı ve profesyonel yol bisikleti yarışı Tour of Antalya’ya sponsorluk desteği vermişti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

2022 Katar Dünya Kupası Tanıtımı Bir Türk Ajansa Emanet

2022 yılında Katar’da gerçekleşecek 22. Dünya Kupası dijital tanıtım faaliyetleri kapsamında düzenlenen Sosyal Medya Yönetimi konkurunu yüzde yüz Türk ortaklığa sahip GAIA & INFLOW Network kazandı. Bu kapsamda ajans, 2023 yılına kadar Dünya Kupası’nın Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Körfez bölgesindeki tüm dijital iletişimini yürütmekten sorumlu partner ajansı olacak.
GAIA CEO’su Afşın Avcı, “Bizim için olduğu kadar Türkiye için de bir o kadar önemli olan bu zaferin arkasında güçlü ve dinamik bir dijital vizyon var. Ajans olarak 2022 Katar Dünya Kupası sürecince organizasyon komitesini temsil ettiğimiz kadar ülkemizi de temsil etmenin gururu ve mutluluğu içindeyiz. Bu uluslararası organizasyonun bir parçası olarak ajans kabiliyetimizi ve yaratıcı gücümüzü tüm dünyayla paylaşıyoruz.” dedi.                    

 

2011 yılında 2022 Katar Dünya Kupası ev sahibi Katar tarafından kurulan, hazırlık ve altyapı faaliyetlerinden sorumlu Supreme Committee for Delivery & Legacy (SC) tarafından yürütülen Sosyal Medya Yönetimi konkuru kapsamında, uluslararası 13 ajansın arasından sıyrılarak ipi göğüslemeyi GAIA & INFLOW Network ortaklığı başardı. GAIA, Dünya Kupası Tanıtım Komitesi ile imzalanan sözleşme kapsamında Arapça konuşan ülkeler başta olmak üzere aralarında Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Körfez bölgelerinin de bulunduğu toplamda 22 ülkede gerçekleştirilen dijital iletişim ve pazarlama faaliyetlerinden sorumlu oldu. 

GAIA, Dünya Kupası’na uzanan süreçte organizasyondan sorumlu komiteye tüm içerik süreçleri, yaratıcı entegrasyon, Influencer pazarlama faaliyetleri, dijital reklamlar, sürdürülebilir paydaş iletişimi gibi birçok alanda destek verirken aynı zamanda komite içerisinde tam zamanlı bir çalışma ekibi de oluşturdu. Komite için GAIA & INFLOW Network ortaklığı ile gerçekleşen bu iş birliği, Katar’ın ulusal kalkınma hedeflerine ulaşma ve Katar, Orta Doğu, Asya ve dünya için kalıcı bir miras yaratma yolunda verdiği önemli kararlardan birini oluştururken GAIA’nın uluslararası platformlardaki gücü ve başarılı projeleri ise bu yolda komitenin en güçlü referansı oldu.
GAIA Dünya Kupası’nda dünya devleriyle aynı ağı paylaşıyor
İngilizce, Çince ve İspanyolca dillerinde iletişimden sorumlu olan global ajansların gerçekleştirmekle yükümlü oldukları faaliyetlerin, ev sahibi ülke de dahil olmak üzere toplam 22 pazardaki ana sorumlusu olan GAIA & INFLOW Network, bu başarısıyla spor ve futbol endüstrilerinde dünyanın en iyi ajanslarıyla aynı ağı paylaşıyor. Tanım faaliyetleri kapsamında GAIA, diğer resmi ajanslar birlikte hareket ederek bu organizasyonun global gücünü pekiştirmek ve tüm dünyada sürdürülebilir tanıtım faaliyetleri yürütmekten sorumlu olacak.                    

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’de tanı oranı yüzde 65 düştü!

Tıpta yaşanan gelişmeler, tedavi yöntemlerindeki iyileşmeler ve erken tanı sayesinde bir zamanlar “çağın hastalığı” olarak tanımlanan kanser, adı “ölüm” ile özdeşleşen bir hastalık olmaktan çıkmıştı. Ancak pandemi koşulları, kanser tedavisinde elde edilen bu başarıyı gölgeliyor. Çünkü erken tanı ve tarama programlarına yönelik başvuruların azalması ve tedavilerin aksaması, kanserden ölümlerin artması endişesine yol açıyor. Geçen bir yıllık sürede meme, rahim ağzı ve kolon kanseri taramalarının yüzde 80-90 oranında düştüğüne dikkat çeken Acıbadem Altunizade Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Aziz Yazar, “Rutin muayenelerin de seyrekleşmesi nedeniyle tesadüfen konulabilecek kanser tanılarında da bir azalma yaşandı. Geçen yıl mart ayında konulan meme kanseri tanısı bir önceki yıla göre yüzde 51 daha az. Tüm kanser tanılarında ise yüzde 65’lik bir düşüş yaşandı. Basit bir hesapla; Türkiye’de yaklaşık her yıl yeni tanı alan kanser hasta sayısının 160 bin kişi olduğunu düşünürsek 2020 yılında 100 binin üstünde kişi kanser tanısı alamamış diyebiliriz. Yani 100 bin kişi kanser olduğunu bilmeden yaşıyor aramızda… Bu düşüşün nedeni ise maalesef kanserin azalması değil, kanser taramalarını aksatması ve virüs bulaşır endişesiyle şikayetleri olmasına rağmen doktora başvurmamalarından kaynaklanıyor.  Yani insanlar kanser olduklarından haberdar olmuyor” diye konuşuyor. Pandemi koşullarının kanser hastalığının görülme sıklığını zirveye taşımaması için erken tanı ve farkındalık konusunun önemine vurgu yapan Prof. Dr. Aziz Yazar, 1-7 Nisan Kanser Haftası kapsamında önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

Geçen yıl mart ayında küresel salgın olarak ilan edilen koronavirüs, tüm sağlık sistemini de kökünden etkiledi. Covid-19 virüsünün bulaşmasını önlemek için alınan tedbirler nedeniyle birçok hastane pandemiye ayrıldı. Acil olmayan ameliyatlar ve tedaviler, salgın sonrasına ertelendi. Diğer taraftan hastalar da sağlık kurumlarına gitmekten korktuğu için tanı ve tedavilerde aksamalar yaşandı. Tüm bu süreç, özellikle erken tanının tedavide çok büyük önem taşıdığı kanser hastalığı için endişe verici olmaya başladı. Geçen yıl mart ayından bu yana meme, rahim ağzı ve kolon kanseri taramaları yüzde 80-90 oranında düşüş olduğunu, kanser tanısında yüzde 65’lik bir azalma yaşandığını kaydeden “Acıbadem Altunizade Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Aziz Yazar, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Yapılan bir araştırmaya göre Eylül 2020’de kanser tanısı konulan hastaların en az yüzde 32’sinin beklenenden daha ileri evrede. Mevcut veriler de önümüzdeki yıllarda tanı konacak kanserlerin daha ileri evrede olacağı ve bundan dolayı tedavilerin zorlaşacağını gösteriyor. Bu nedenle özellikle kanser açısından aile öyküsü olanlar ya da kanser açısından risk grubunda olanlar ve bir takım şikayet ve belirtileri olanların tarama ve tetkiklerini yaptırmaları konusunda cesaretlendirilmeleri gerekir.”  

“Kanser, önlenebilir bir hastalık; ama!” 

Kanserin büyük oranda önlenebilir bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aziz Yazar, “Çünkü kanser yüzde 90 çevresel ve yüzde 10 oranında ise genetik faktörlere bağlı. Çevresel faktörler arasında en önemli yeri sigara, obezite, yanlış beslenme, hareketsiz yaşam, alkol ve enfeksiyonlar tutuyor. Bu risk faktörleri kaldırılırsa kanser gelişme riski de önemli bir oranda azalmış olur” diye bilgi veriyor. Risk faktörleri hakkında toplumun aydınlatılması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Aziz Yazar,  kanserden korunmak için dikkat edilecek noktaları şöyle sıralıyor:

1- Tütün ürünlerinden kaçının!

Sigara ve diğer tütün ürünlerinin tüketilmesi kanser riskini artırıyor. Sigara içmediği halde dumana maruz kalanlarda da risk yükseliyor. Akciğer kanserinin yüzde 90’a yakın kısmı sigaradan dolayı gelişiyor. Ayrıca baş-boyun, yemek borusu, mesane, rahim ağzı, pankreas ve böbrek kanseri gibi birçok kanser türüne de yol açıyor. Tütünden kaçınmak veya bırakmak verebileceğiniz en önemli sağlık kararlarından birisi ve kanserden korunmanın en önemli parçası.

2- İdeal kiloda olmaya çalışın

Hareketsiz yaşam kilo artışına ve obeziteye kapı aralıyor. Obezite ise özellikle meme, yemek borusu, pankreas, rahim, yumurtalık, kalın barsak, prostat ve böbrek kanseri riskini artırıyor. İdeal kilonuzda olmak kanserden korunmada önemli bir etken.

3- Sağlıklı beslenin 

Günlük beslenmenizde 4-5 porsiyonluk sebze-meyve dağılımına önem verin. Bu sayede ideal kilonuzu koruyarak bazı kanser türlerinin gelişimini de azaltabilirsiniz. Lifli gıdaları tercih edin. Araştırmalara göre az lifli gıda tüketenlerde kalın bağırsak kanseri daha sık görülüyor. 

4-Alkolden uzak durun

Fazla alkol tüketimi bağışıklık sistemini zayıflattığı için kanser riskinin artmasına yol açabiliyor. Aşırı alkol, özellikle baş-boyun, karaciğer ve pankreasta kanser gelişimine neden olabiliyor.

5- Hareketsizlikten kaçının

Fiziksel aktivitenin artırılması ideal kilonuzu kontrol etmenize yardımcı olur. Bunun yanında fiziksel aktivite meme ve kolon kanseri riskini de düşürebilir. Her gün en az yarım saatlik fiziksel aktivite yapmaya özen gösterin.

6-Güneşten korunun

En yaygın kanser türlerinden biri olan cilt kanserinden korunmak için güneş ışınlarının dik geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında doğrudan güneşe maruz kalmayın. Güneş ışınlarından korunmak için uygun kıyafet ve güneş koruyucu kremler kullanın. Solaryumdan uzak durun.

7- Aşı yaptırın

Hepatit B aşısı ile karaciğer kanseri riski azaltılabilir. İnsan papilloma virüsü (HPV)’a karşı aşılanma ile rahim ağzı, anal, penis ve baş-boyun kanserine yakalanma olasılığı düşürülebilir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

People Make The Brand'de konu “Psikoloji”

People Make The Brand, üçüncü oturumunda alanında uzman yerli-yabancı konuşmacılarıyla “Psikoloji” konusunu masaya yatıracak.

 “Paradigma Kayması” ana temasıyla 8. kez düzenlenen işveren markası konferansı People Make The Brand, 8 Nisan Perşembe günü saat 14:00-16.00 arasında gerçekleşecek üçüncü oturumunda “Psikoloji” diyecek.

Pandemiden ötürü geçtiğimiz yıllardan farklı olarak 6 aya yayılan 4 farklı oturum ile online konferanslar dizisi halinde gerçekleşen etkinliğin “Psikoloji” oturumunun kürasyon ve moderasyonunu People Make The Brand’in yaratıcısı, Universum Orta Doğu Direktörü Evrim Kuran ile Harvard Business Review Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan üstlenecek.

Bu oturumda konuşmacı olarak; Psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Sayar,  Mindful Liderlik Uzmanı Pandit Dasa, Hablemitoğlu Ankara Enstitüsü Kurucu Direktörü ve Lefke Avrupa Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, Psikiyatr Prof. Dr. Yankı Yazgan ve Kale Grubu Başkan & CEO’su Zeynep Bodur Okyay yer alacak.

Alanında uzman 5 konuşmacı “Psikoloji” oturumunda; “İnsanı Yeniden Keşfetmek”, “Mindful ve Olumlu Bir İş Kültürü”, “Belirsizlikte Güven İnşa Etmek”, “Dijital Çağda Rezilyans”, “Kuşaktan Kuşağa Ruhu Aktaran Şirketler” konularını ayrıntılarıyla katılımcılarla paylaşacak.

Oturumlar HBR Türkiye Webinar Tool platformu üzerinden gerçekleştiriliyor ve izleyiciler konuklara anlık soru yöneltme şansına sahip olabiliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kanserle ilgili en yaygın 11 efsane ve 11 gerçek

Kanserin her geçen yıl giderek arttığı biliniyor. 2020 yılı Globocan verilerine göre yıllık olarak tüm dünyada 19.3 milyon yeni kanser vakası tespit edildiğini ve yaklaşık 10 milyon kişinin kanser nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Yeşim Yıldırım, “IARC (International Agency for Research on Cancer) araştırmasına göre her 5 kişiden birinde tüm yaşamı boyunca kanser gelişme riski olduğu tahmin ediliyor ve yaklaşık her 8 erkekten biri ve her 11 kadından biri kanser nedeniyle hayatını kaybediyor” açıklamasında bulundu. Doç. Dr. Yeşim Yıldırım, 1-7 Nisan Kanser Haftası vesilesiyle kanserle ilgili en yaygın mitler, yanlış kanılar ve gerçeklerle ilgili önemli bilgiler paylaştı. 

 

Türkiye’de 2020 yılında yaklaşık 230 bin yeni vaka tespit edilmiş olup en sık görülen kanserler erkeklerde akciğer, prostat, kalın bağırsak, mesane ve mide kanseri; kadınlarda ise meme, tiroit, kalın bağırsak, akciğer ve rahim kanserleridir. Kanser vakalarının üçte birinin farkındalık ve erken teşhisle önlenebildiğini, diğer üçte birinin ise erken tanı ve uygun tedavi ile tamamen iyileşebildiğini vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Yeşim Yıldırım, “Tarama programları, farkındalığın arttırılması, virüslerin neden olduğu bazı kanserlere karşı koruyucu aşılama, çevresel etkenlerin azaltılması, genetik risk faktörleri bulunanlarda çeşitli önleyici önlemler alınması gibi gerekli stratejik yaklaşımlarla ve erken tanı ve tedavi ile milyonlarca hayat kurtarılabilir” dedi.

 

Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Yeşim Yıldırım, kanserle ilgili 11 efsane ve 11 gerçekle ilgili önemli bilgiler verdi.

 

Yanlış: Kanser kesinlikle iyileşmez. 

Gerçek: Bugün kanser istatistiklerine baktığımızda tüm kanser türlerini içeren ortalama 5 yıllık sağ kalım yaklaşık yüzde 67’dir. Bazı kanserler için bu oran erken evrelerde yüzde 90 ve üzeri olabilmektedir. Hatta yeni geliştirilen immünoterapi, akıllı ilaçlar gibi hedefe yönelik kişiselleştirilmiş tedavilerle yaygın kanserde bile şifa sağlanan hasta grupları vardır.

 

Yanlış: Kanser bulaşıcıdır.

Gerçek: Hayır, kanser bulaşıcı bir hastalık değildir, sadece nadiren organ nakli yapılmış kişilerde eğer verici kişide kanser varsa nakil yapılan kişide kanser gelişebilir. Kansere neden olabilen Hepatit B, Hepatit C gibi virüsler ya da rahim ağzı kanserine neden olan HPV virüsü bulaşıcı olabilmektedir. Ancak kanser kendisi kişiden kişiye bulaşmaz.

 

Yanlış: Biyopsi yaptırmak ya da ameliyat olmak kanserin dağılmasına yol açar. 

Gerçek: Gelişen teknikler ve özel yöntemlerle yapılan biyopsi ve cerrahi işlemlerde kanserin yayılma olasılığı çok düşüktür.

 

Yanlış: Şekerli gıdalar tüketmek kanserin kötüleşmesine neden olur. 

Gerçek: Hayır. Yapılan çalışmalar kanser hücresinin normal hücreye göre daha fazla şeker (glukoz) kullandığını göstermekle birlikte şekerli gıdalar yemenin kanseri daha kötüye götürdüğünü gösteren bir çalışma yoktur. Şekerli gıdaları tamamen keserek kanserin durdurulduğunu ya da küçüldüğünü destekleyen çalışma da yoktur.  Ancak şekerli gıdalardan zengin beslenmek aşırı kilo alımına ve dolayısıyla obeziteye ve karaciğer yağlanmasına neden olarak birçok kanser gelişimi için risk oluşturmaktadır.

 

Yanlış: Pozitif ya da negatif düşünceler kanser oluşmasını ya da iyileşmeyi olumlu ya da olumsuz etkiler. 

Gerçek: Bugüne kadar kişisel tutumların kanser gelişimine neden olduğunu gösteren bir çalışma yoktur ancak doğal olarak kanser tanısı almak endişe, üzüntü, kaygı ve olumsuz düşünceleri arttırabilir. Sosyopsikolojik desteklerle bu olumsuz süreçler ve kaygılar azaltılabilir.

 

Yanlış: Mutfakta, ocakta ya da fırın başında yemek yapmakla kanser kötüleşir.

Gerçek: Hayır, yemek yapmak gibi günlük aktiviteler kanserin yayılmasına yol açmaz.

 

Yanlış: Cep telefonları kansere neden olur mu?

Gerçek: Cep telefonları radyo frekans dalgaları kullanarak sinyal iletirler ve bu radyo frekans dalgaları non-iyonize radyasyon formundadır. Diğer bir değişle DNA hasarı yapabilecek enerjiye sahip değillerdir. UV ışınları ya da X ışınları gibi iyonize radyasyon formunda değildirler. Bu konuda yapılan 400 binden fazla kişiyi içeren 20 yıllık bir araştırmada beyin kanseri gelişimi ile cep telefonu kullanımı arasında bir ilişki bulunmamıştır. Danimarka Kohort çalışmasında ve 13 ülkeyi içeren Interphone çalış
masında cep telefonu kullanımı ile beyin tümörü gelişimi arasında ilişki bulunmamıştır ancak daha az sayıda vaka içeren başka bir çalışmada tükürük bezi tümörleri ile ilişkili olabileceği bildirilmiştir. Kanser olmayan iyi huylu beyin tümörleri (menenjiyom) ya da akustik norinoma, vestibuler svannoma gibi hastalıklarla ilişkili olabileceği öne sürülmektedir. Çalışmalar kesin sonuç vermese de tedbirli olmak adına kulaklık kullanmak ve cep telefonu kullanımını azaltmak akıllıca olacaktır. 

 

Yanlış: Bitkisel tedaviler kanseri iyileştirir. 

Gerçek: Hayır, bazı çalışmalar tamamlayıcı tedavilerin kansere bağlı bazı yan etkileri azalttığını göstermekle birlikte genel olarak bitkisel ürünler tedavi edici değildir. Bununla birlikte bitkisel tedaviler kanserde kullanılan ilaçlarla etkileşim yaparak tedavinin etkinliğini azaltmakta ya da yan etkileri arttırmaktadır. 

 

Yanlış: Ailesinde kanser hastası olan kişilerde kesinlikle kanser gelişir.

Gerçek: Kanserlerin yaklaşık yüzde 5-10’u kalıtımsaldır, yani kansere yol açan bir genetik mutasyonun (değişimin) aktarılması ile oluşur. Geri kalan yüzde 90-95 kanser hastasında kanser, doğal yaşlanma sürecinde, karsinojenlere ya da çevresel faktörlere (sigara, radyasyon gibi) maruziyet sonucu gelişmektedir. 

 

Yanlış: Kanser tedavisinde tek tedavi kemoterapidir. 

Gerçek: Hayır, günümüzde kanserin moleküler alt yapısının daha iyi anlaşılmasıyla birlikte daha etkili ve daha az yan etkiye sahip akıllı ilaçlar ve immünoterapi gibi tedaviler de çok yaygın kullanılmaktadır. 

 

Yanlış: Kanser her zaman geri gelir, nükseder. 

Gerçek: Erken evre birçok kanserde uygun tedavilerle kanserin geri gelme ihtimali oldukça düşüktür. 

 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tohum Otizm Vakfı’ndan 2 Nisan’da “Otizme Mavi Işık Yak” Çağrısı!

2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde, kamuoyunun dikkatini otizme çekmek için başlatılan ve bütün dünyada ilgi gören Mavi Işık Yak Kampanyası’nın (Light It Up Blue) 2009 yılından beri Türkiye elçisi olan Tohum Otizm Vakfı’nın çağrısı ile Türkiye’de ikonik binalar Aydınlatma Gereçleri İmalatçıları Derneği (AGİD) üyelerinin katkılarıyla mavi ışıkla aydınlatılacak, insanlar mavi giyecek ve sosyal medya hesapları üzerinden #otizmemaviışıkyak etiketi ile otizmle ilgili mesajlar vererek “otizmin farkında, onların yanında” olduklarını ifade edecekler.

 

Nisan ayı boyunca dünyanın gündeminde olacak otizmin görülme sıklığı günümüzde çok büyük bir hızla artıyor. Doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen gelişimsel bir farklılık olan otizm tanısı 1985 yılında her 2.500 çocuktan 1’ine konulurken, bugün doğan her 54 çocuktan 1’i otizm riski ile dünyaya gelmektedir.

 

Erken Tanı ve Yoğun Sürekli Eğitimle, Otizmli Bir Çocuk Yeniden Doğabilir!

 

Çocuğun çevresi ile yeterli sosyal ilişkiler kuramaması, dil-iletişim alanında belirgin gelişimsel sorunlar göstermesi ve takıntılı davranış biçimlerine sahip olması ile tanımlanan otizmin günümüzde bilinen tek çaresi erken tanı ile yoğun, sürekli özel eğitimdir. Bilimsel araştırmalar, erken tanı ve doğru bir eğitim yöntemi ile yoğun olarak eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde ellisinde otizmin belirtilerinin kontrol altına alınabildiğini, gelişim sağlanabildiğini, hatta bazı otizmli çocukların ergenlik yaşına geldiklerinde diğer arkadaşlarından farkı kalmadığını göstermektedir. 

 

2 Nisan’da Işıklar Otizm Farkındalığı için Yanacak!

 

Birleşmiş Milletler’in otizmin hızlı artışı karşısında kamuoyunun dikkatini çekmek için deklare ettiği 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü’nde, “Otizme Mavi Işık Yak” Kampanyası’nın Türkiye elçisi Tohum Otizm Vakfı'nın çağrısı ile otizm farkındalığına destek vermek için akşam saatlerinde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü başta olmak üzere, İzmir Saat Kulesi, Masal Şato, Diyarbakır’da Surlar, Amasya Kalesi gibi birçok yapı mavi ışıkla aydınlanacak.

 

“Otizme Mavi Işık Yak” kampanyası için destek çağrısı yapan Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Suat Kardaş, “Günümüzde her 54 çocuktan 1’i otizm riski ile doğuyor. ‘Otizm farkındalığında neredeyiz?’ sorusuna cevap bulmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz “Türkiye’deki Bireylerin Otizm Algısı ve Bilgi Düzeyi” araştırması farkındalığın yıllar içinde nasıl arttığını gösteriyor. Araştırma sonuçları umut verici olsa da otizmin belirtileri ile erken tanı ve eğitimin önemi konusunda farkındalık çalışmalarının artırılmasının kritik olduğunu gördük. Hal böyleyken herkesin bu farkındalık hareketinin parçası olması çok önemli. ‘Otizme Mavi Işık Yak’ kampanyasına destek olmak için 2 Nisan günü mavi giyebilir, #otizmemaviışıkyak etiketi ile sosyal medya paylaşımları yapabilir, binaların mavi ışıkla aydınlanmasını sağlayabilirsiniz. Otizmli çocuklarımıza ve gençlerimize ışık olmak isteyen herkesi, otizmi gündeme taşıyarak Türkiye’nin otizme bakışının dönüşmesine, otizmli bireylerin daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunmaya ve sosyal medya paylaşımları ile kampanyaya destek vermeye davet ediyoruz.” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hırıltılı solunum varsa dikkat!

Bronşit çocuk hastalığı olarak görülüp hırıltılı solunum ve balgamlı, derin öksürük gibi şikayetler dikkate alınmıyor. Oysa yetişkinlerde de sıklıkla ortaya çıkan hastalık özellikle ilkbaharda artan alerjik nedenlerin yanı sıra sigara kullanımından da kaynaklanabiliyor. Kimi zaman belirti vermeyen bu hastalığa karşı uyanık olmak gerektiğini anlatan Acıbadem Ankara Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Hakan Kutlu, “Akciğerlerimizde aldığımız havayı, alveol denilen keseciklere taşıyan orta genişlikteki hava yolları olan bronşlarda görülen iltihap yani bronşit  akut ya da kronik olabilir. Kronik bronşit uzun yıllar varlığını hissettirmeyebilir. Bu nedenle solunumla ilgili her soruna dikkatle yaklaşılmalı” diyor. 

Bronşit genel olarak akut ve kronik bronşit olarak ikiye ayrıldığını söyleyen Dr. Hakan Kutlu, hastalığın nedenleri hakkında şu bilgileri verdi: 

“Akut bronşitin başlıca nedeni virüsler ve alerjik nedenlerdir. Özellikle gribe yol açan influenza grubu virüsler, respiratuar sinsityal virüs (RSV) ve coronavirus, adenovirus, rhinovirus ön planda etken olan mikroorganizmalar. Nadiren çeşitli bakteriler de bronşit nedeni oluyor. Kronik bronşitte ise sigara kullanımı, toz, zehirli gazlar ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi kronik maruziyet ve iritasyon sonucunda bronş duvarlarının yavaş ancak devamlı şekilde kalınlaşması ve mukus (yapışkan sıvı) üretiminin artması söz konusudur.”

Benzer belirtiler görülüyor

Hem akut hem de kronik bronşitte genelde belirtilerin benzer olduğunu kaydeden Dr. Hakan Kutlu, “Bu belirtiler; balgamlı, derin bir öksürük ile nefes darlığı ve hırıltılı solunum olarak sıralanıyor. Bunlar dışında bazen ateş, iltihaplı balgam, burun akıntısı, baş ve boğaz ağrısı gibi üst solunum yolu enfeksiyonu bulguları, kronik bronşitte ek olarak sık görülen ve tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, sürekli yorgunluk hali, uzun süreli düşük kan oksijen seviyesi nedeni ile siyanoz denilen parmak uçlarında, dudaklarda görülen mavimsi cilt bulguları da görülür” dedi.

İyileşme süresi farklı oluyor

Bronşit tanısı kan tahlilleri, akciğer görüntülemeleri ve solunum fonksiyon testi ile konuyor. Tedavide esas yöntemin bronşite yol açan nedenli ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan Dr. Hakan Kutlu, “Gerektiğinde antiviral ve antibiyotik tedaviler, alerjiye yönelik anti-alerjikler ve sigara kullanımının azaltılması, sonlandırılması önemlidir. Aynı zamanda enflamasyon nedeni ile bronşlarda artmış olan mukus üretiminin ve bunların tıkaç görevi görmemesi için mukus üretimini azaltan ilaçlar, bol sıvı tüketimi de bronşit tedavisinde etkilidir” diye konuştu. 

Akut bronşitin tedavi ile günler içinde hızlı bir şekilde gerilediğini belirten Dr. Hakan Kutlu, “Kronik bronşitte ise uzun süreli maruziyet nedeni ile ortaya çıkan şikayetlerin düzelmesi de haftaları hatta ayları bulabilir” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı