Aylık arşivler: Mayıs 2021

Üsküdar Belediyesi İstanbul’un en büyük aşevi ile ihtiyaç sahiplerine aralıksız hizmet veriyor

Üsküdar Belediyesi yıllardır sıcak yemek hizmeti ile kimsesiz yaşlılar ve ihtiyaç sahiplerinin günlük yemek ihtiyacını en iyi şekilde karşılamaya devam ediyor. Belediye’nin Aşevi’nde titizlikle yürütülen çalışma ile her gün binlerce aile için hazırlanan yemekler, haftanın 7 günü ekipler tarafından evlere kadar götürülüp teslim ediliyor.. 

 

Pandemi sürecinde evinde tedavi olan ve hastaneden yeni çıkmış hastalara da sıcak yemek servisi yapılarak ihtiyaç sahibi koronavirüs hastalarının yemekleri Üsküdar Belediyesi Aşevi aşçıları tarafından özenle pişiriliyor. Tek kullanımlık folyo kaplarda dağıtımı yapılan yemekler, yağ ve tuz oranı asgari düzeyde tutularak hasta yemeği mantığı ile hazırlanıyor.

 Yaklaşık 6 bin kişiye ulaştırılan yemekler için her gün tonlarca bakliyat, yağ ve şeker kullanılıyor. 

 

Üsküdar Belediyesi Başkan Yardımcısı Zekeriya Şanlıer, "Üsküdar bir Ramazan şehri. Hayat paylaşınca güzeldir. Biz Üsküdar Belediyesi olarak pandemi öncesinde otuz bin, otuz beş bin, kırk bin kişilik sofralara alışmıştık. Günlük olarak alışmıştık. Hayatımızı ve tüm dünyayı etkileyen bu salgın süresince bu sofraları özledik doğrusu. Ama yine biz bu hizmetlerimize devam ediyoruz, bu anlamda Ramazan ayında günlük şu anda binlerce ailemize gördüğünüz bu leziz yemeklerimizden sunuyoruz" ifadelerini kullandı.

 

Baş Aşçı Aşkın İrdem "Biz asıl ihtiyaç sahibi, evde hiç yemek yapamayan yaşlılara yemek yapıyoruz. Bunlara özel yemek yapıyoruz, yaşlılar yemeği yapıyoruz. Yağ oranı az, tuzu az, sebze oranı yüksek yemekler yapıyoruz. Tabii bunun yanında pandemi sürecinde sağlık çalışanlarımızı unutmadık. Bunlar bizim her şeyimiz. Gecelerini gündüzlerine katıyorlar" şeklinde konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Amazon Prime Video Türkiye’nin Mayıs 2021 takvimi açıklandı

Amazon Prime Video Türkiye, Mayıs ayında uzun süredir beklenen mini dizi “The Underground Railroad”, genç-yetişkin dizisi “Panic”in ilk sezonu ve dünyaca ünlü sanatçı P!NK’in başrolde olduğu “P!NK: All I Know So Far” belgeselini izleyicilerle buluşturuyor. 

 

İSTANBUL, 3 Mayıs 2021  Amazon Prime Video Türkiye, Mayıs ayında yayına girecek yeni içerikleri açıkladı. Mayıs ayında Prime üyeleriyle buluşacak popüler yapımlar arasında Colson Whitehead‘in Pulitzer ödüllü romanından uyarlanan, yönetmenliğini akademi ödüllü Berry Jenkins’in üstlendiği merakla beklenen mini dizi “The Underground Railroad”, Lauren Oliver’in yazıp yönettiği genç-yetişkin dizisi “Panic”in ilk sezonu ve dünyaca ünlü sanatçı P!NK’in “Beautiful Trauma” dünya turnesinde başından geçenleri sahne arkası röportajlarını ve turda yaşananların perde arkasını izleyicilerle buluşturan “P!NK: All I Know So Far” belgeseli bulunuyor. Mayıs ayında Amazon Prime üyeleriyle buluşacak tüm yeni yapımlar, Türkçe altyazı seçeneği ile sunuluyor. 

Amazon Prime Video Türkiye Mayıs Ayı Takviminden Öne Çıkanlar;

The Underground Railroad – 14 Mayıs

 

Colson Whitehead ‘in Pulitzer ödüllü romanından uyarlanan uzun zamandır merakla beklenen mini dizi “The Underground Railroad” 14 Mayıs Cuma günü Amazon Prime Video Türkiye’de yayına giriyor. Yönetmenliğini Academy ödüllü Berry Jenkins’in üstlendiği, başrollerinde Thuso Mbedu, Chase W. Dillon ve Joel Edgerton gibi isimlerin yer aldığı 10 bölümlük Amazon Originals mini dizisi, Cora Randall’ın iç savaş öncesi ABD’nin güney bölgesinde özgürlük uğruna verdiği mücadeleyi izleyicilerle buluşturuyor. Dizide; Cora, Georgia’daki bir plantasyondan kaçtıktan sonra, o güne kadar sadece bir söylentiden ibaret olan Yeraltı Demiryolu’nun, mühendisler ve kondüktörlerle dolu, Güney topraklarının altından geçen gizli bir tünel ağı olduğunu keşfediyor. Eyaletten eyalete seyahat eden Cora, daha önce asla mümkün olamayacağını düşündüğü bir hayata ulaşmak için hem onu geride bırakan annesinin mirasıyla hem de kendi sorunlarıyla mücadele ediyor.

P!NK: All I Know So Far – 21 Mayıs

Başrolünde dünyaca ünlü sanatçı P!NK’in yer aldığı “P!NK: All I Know So Far” belgeseli, 21 Mayıs’tan itibaren Amazon Prime Video Türkiye’den izlenebilecek. Yapımcılığını Michael Gracey ve Isabella Parish’in yanı sıra Luminaries, Silent House ve Lefty Paw stüdyolarının üstlendiği “P!NK: All I Know So Far”, izleyicileri P!NK’in “yaşantısı” olarak nitelendirdiği karmaşanın arka yüzüyle buluşturuyor. Rekorlar kıran “Beautiful Trauma” dünya turnesi boyunca ödüllü sanatçı P!nk’in yol maceraları, sahne arkası röportajları ve kişisel yaşantısından görüntüleri harmanlayan belgesel, izleyicileri onun seçtiği ailesine katılmaya ve bir anne, bir eş, bir patron ve bir performans sanatçısı olarak hayatını dengelemeye çalıştığı sürece tanık olmaya davet ediyor.

Panic 1. Sezon – 28 Mayıs

Lauren Oliver’ın çok satan romanından uyarlanan, kendisinin yazıp yönettiği genç-yetişkin dizisi “Panic”in 10 bölümlük ilk sezonu 28 Mayıs’ta Amazon Prime Video Türkiye’de gösterime girecek. Her bölümü birer saatlik yeni drama serisi, her yıl liseden mezun olan öğrencilerin hayatlarını yoluna koymak için tek şansları olduğuna inandığı ve sadece tek bir kazananın olacağı bir dizi yarışmaya ev sahipliği yapan, Teksas’ın küçük bir kasabasında geçiyor. Ancak bu yaz kurallar değişiyor: Bu defa, kazananın elde edeceği para her zamankinden daha fazla ve oyun her zamankinden daha tehlikeli. Oyuncular da en derin, en karanlık korkularıyla yüzleşip, kazanmak için ne kadar risk alacaklarına karar vermek zorundalar.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Gölbaşı’nın Gençleri Yapay Zekâ Teknolojisi İle Sınava Hazırlanacak

Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek üniversite sınavına hazırlanan öğrencilere müjdeyi verdi.  Yapay zeka teknolojisi ile hazırlanan sistem sayesinde gençlerin 19 bin 800 soruya erişeceğini söyleyen Başkan Şimşek, “Sisteme kayıt olmak için belediyemize başvurmayı unutmayın. Kayıtlarımız yarın başlıyor” dedi. 

 

Gölbaşı Belediyesi, üniversiteye hazırlanan öğrencileri "Soru Kampüsü" ile buluşturuyor. 19.800 soru bulunan sistem, yapay zeka teknolojisiyle öğrencilerin eksiklerini tespit ediyor. "Soru Kampüsü" ile Türkiye genelindeki öğrencilerin başarı oranları birbiriyle karşılaştırılabilirken her bir öğrenciye “hem bireysel başarı hem de Türkiye geneli başarı” şeklinde detaylı raporlarda hazırlanabiliyor.  Ücretsiz online eğitim desteği sisteminin, sadece soru çözme platformu olmasının yanı sıra öğrencileri yapay zeka teknolojisiyle buluşturup detaylı analizlerle yol gösteren bir sistem olduğunu aktaran Gölbaşı Belediye Başkanı Ramazan Şimşek “Ne yazık ki içinde bulunuş olduğumuz salgın dönemi nedeniyle öğrencilerimiz okullarından ve başarılarını tespit edebilecekleri deneme sınavlarından uzak kaldılar. Gölbaşılı gençlerimizin hayatlarını şekillendirecek olan üniversite sınavlarına başarılı bir şekilde hazırlanabilmeleri, hedeflerine ulaşabilmeleri için yapay zeka sistemini hizmetlerine sunuyoruz” dedi. 

Yapay zekâ ile gelen başarı

Proje hakkında detaylı bilgi de paylaşan Başkan Ramazan Şimşek “Yapay zekâ sistemimiz sayesinde öğrencilerimiz başarı yüzdelerini görerek eksiklerini tespit edebilecek.  Zaman yönetimi becerisi ise birçok gencimizin sınavlardan üzgün ayrılmasına sebep oluyor. Sistem sayesinde zamanı doğru kullanabilme becerisini de gençlerimizde oluşturmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda analitik düşünme becerisi, muhakeme becerisi, karar verme becerisinin gelişmesine yardımcı olan "Soru Kampüsü" sayesinde gençlerimiz bir adım önde olacak. Bu sistemin içinde yerini almak isteyen gençlerimizin Gölbaşı Belediyesi’ne müracaatlarını bekliyoruz” diyerek sözlerini noktaladı. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

VCT 2. Aşama Emea Challengers Playoff'ları sona erdi

EMEA Challengers Playoff’larına katılan 8 takım arasından finale kalarak Masters Reykjavík’e gitmeye hak kazanan iki takım belirlendi. Türkiye, Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu bölgeleri arasından İzlanda’ya iki temsilcisini göndermeyi başaran Avrupa oldu.

EMEA Challengers Playoff’larına katılan 8 takım arasından finale kalarak Masters Reykjavík’e gitmeye hak kazanan iki takım belli oldu. Türkiye, Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu bölgeleri arasından Avrupa, İzlanda’ya Team Liquid ve Fnatic’i göndermeyi başardı. Bu takımlar 24 Mayıs Pazartesi günü başlayacak çevrimdışı Masters turnuvasında 7 farklı VCT bölgesinden gelen 10 takım arasından en iyisi olduğunu kanıtlamak için mücadele edecek.

EMEA Challengers Playoff Grup Aşaması

EMEA Challengers Playoff’larında ülkemizi temsil eden Futbolist, Oxygen ve BBL grup aşamasında gösterdikleri mücadelelerde ne yazık ki istediklerini alamadı. Üç temsilcimiz de çıktığı ilk mücadeleyi kaybederek kendi gruplarının kaybeden takımlarıyla eşleştiler. Grup aşamasında BBL, Gambit’e karşı Futbolist, Oxygen’e karşı aldığı yenilgilerle turnuvaya erken veda etti. Temsilcimiz Oxygen yarı finallere yükselmeyi başarırken EMEA Challengers Playoff’larında 4 takımı bulunan Avrupa ise yarı finallere 2 takımını götürebildi. FunPlus Phoenix, BDT temsilcisi Gambit’e karşı aldığı yenilgiyle, Guild Esports ise temsilcimiz Oxygen Esports’a karşı aldığı yenilgiyle turnuvadan elendi. Avrupa’yı temsil etmeyi sürdüren iki takım ise gruplarını birinci bitirerek yarı finallere yükselen Team Liquid ile Fnatic oldu.

EMEA Challengers Playoff Yarı Finalleri

Yarı Finallerin ilk serisi  Liquid ile temsilcimiz Oxygen arasındaydı. Oynanan iki haritada da iyi bir performans sergileyen Liquid, temsilcimizi 2-0’lık skorla mağlup etti. Temsilcimiz Oxygen’in yarı finalde aldığı bu yenilgi sonucunda Türkiye’nin İzlanda’da temsil edilme şansı kalmadı.

İkinci ve son yarı final serisi Avrupa’nın bir diğer temsilcisi olan Fnatic ile BDT’nin tek temsilcisi olan Gambit Esports arasında gerçekleşti. 2-0’lık skorla Gambit Esports’u mağlup eden Fnatic finalde Team Liquid’le eşleşen ve EMEA Challengers Playoff’larından İzlanda’ya gitmeye hak kazanan ikinci takım oldu.

Büyük Final’de İki Avrupa Takımı

Masters Reykjavík’e gitmeyi garantileyen iki Avrupa temsilcisi, EMEA Challengers Playoff’ları şampiyonu unvanı ve birincilik ödülü için karşı karşıya geldi. Seyir zevki yüksek ve kıyasıya rekabetin yaşandığı final karşılaşmalarında yaşanan 2-2’lik beraberlikten sonra karşılaşma 5 haritalık seriye uzadı. Yarı finallerde temsilcimiz Oxygen’ı mağlup ederek final aşamasına yükselen Team Liquid, Fnatic’e karşı 3-2’lik skorla seriyi kapatarak EMEA Challengers Playoff’larının şampiyonu ve birincilik ödülünün sahibi oldu. Karşılaşmada ikinci olan Fnatic ikincilik ödülüyle yetinse de her iki takım da asıl hedef olan İzlanda’da oynanacak Masters Reykjavík’e gitmeyi garantiledi.

Sıradaki Durak İzlanda!

Türkiye için yolun sonu görünsede VCT 2. Aşama heyecanı devam ediyor. Sıradaki durak İzlanda. 24 Mayıs Pazartesi günü başlayacak çevrimdışı Masters turnuvasında 7 farklı VCT bölgesinden gelen 10 takım en iyisi olduğunu kanıtlamak için mücadele edecek.

Henüz Latin Amerika ve Brezilya bölgelerindeki turnuvalar sonuçlanmamış olsa da şu an İzlanda’da kesin olarak göreceğimiz takımlar; Kuzey Amerika’dan Sentinels ve Version1, Avrupa’dan Team Liquid ve Fnatic, Kore’den Nuturn Gaming, Japonya’dan Crazy Raccoon ve Güneydoğu Asya’dan X10 Esports.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

T5 II True Wireless Sport McLaren, sıra dışı tasarımıyla göz kamaştırıyor

Paul W. Klipsch tarafından kurulan dünyaca ünlü kulaklık ve hoparlör üreticisi Klipsch, standart tasarım çizgilerinin dışına çıkarak bambaşka bir ses deneyimini müzik tutkunlarıyla buluşturmaya devam ediyor. Bircom tarafından ülkemizde satışa sunulan T5 II serisi, T5 II True Wireless Sport McLaren Edition modeliyle; göz alıcı tasarım ve üstün ses performansını buluşturuyor. Dünyaca ünlü otomotiv markası McLaren iş birliği ile tasarlanan model, tüm detayları en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş yapısıyla göz kamaştırıyor. 

 

 

Hi-Fi kalitesinde ürünler tasarlayan dünyaca ünlü kulaklık ve hoparlör üreticisi Klipsch, sektörde devrim yaratan Zippo tasarımlı T5 modelinin geliştirilmiş versiyonu T5-II serisiyle kusursuz bir ses deneyimi sunmaya hazır.  Dünyaca ünlü otomotiv markası McLaren ile yaptığı iş birliğiyle tasarladığı, T5 II True Wireless Sport McLaren ile klasik modellerindeki efsanevi tasarımı McLaren’in sportif çizgisiyle birleştiren Klipsch; özelleştirilmiş McLaren kutusu ve özel kablosuz şarj pediyle sıra dışı bir görünüm sergiliyor. T5-II Sport McLaren, sportif ve ergonomik tasarımıyla farklı bir tarz deneyimlemek isteyen müzik tutkunlarına özel bir ses deneyimi yaşatmayı hedefliyor.

 

32 saate kadar kullanım ömrü

 

Paul W. Klipsch’in 1946'da yarattığı efsanevi ses sistemleri markası Klipsch, özgürlük, konfor ve performans denince dünyada akla ilk gelen markaların başında yer almaya devam ediyor. Standart, spor ve aktif gürültü engelleme (ANC) özellikli 3 model olarak piyasaya sürülen T5-II serisi, patenti Klipsch’e ait olan ergonomik konturlu kulak silikonlarıyla hem konforlu bir ses deneyimi hem de mükemmel bir izolasyon sağlıyor.  Dört mikrofonu, sesli asistan desteği, Bluetooth 5.0 teknolojisi ve şarj kutusu ile 32 saate kadar kullanım ömrü sunan Klipsch T5-II kulaklıklar; kusursuz ses kalitesi ve yenilikçi tasarımıyla öne çıkıyor. 

 

10 dakikalık hızlı şarj ile 80 dakika dinleme

 

T5-II Sport, McLaren ve T5-II ANC ile kablosuz şarj ve sesli asistan desteği sunan IP67 standardına sahip her üç model de suya dayanıklı bir ses deneyimi sağlıyor. T5-II Sport modeli ise suya dayanaklı şarj kutusu ve nem giderme teknolojisi ile kuru kalmayı başarıyor.   USB-C girişe sahip olan T5-II serisi, 10 dakikalık hızlı şarj ile sunduğu 80 dakikalık kullanım deneyimiyle kesintisiz bir müzik dinleme deneyimi sağlarken, transparan duyma modu ile de çevreden tamamen kopmadan müzik dinlenip telefon görüşmesi yapabilme desteği sunuyor.   

 

Kusursuz kablosuz ses iletimi

 

aptX, AAC kodekleri ve Bluetooth 5.0 versiyonuyla T5-II ile T5-II Sport modellerinde kusursuz bir kablosuz ses iletimi sunan Klipsch, bu özelliğiyle video izlerken ortaya çıkan gecikmelerin de önüne geçiyor. Kafa sallama hareketiyle çağrı ve müzik kontrolü sağlayan T5-II ANC ise sahip olduğu bu sıra dışı yeteneğiyle pazarda bir ilk olma özelliği taşıyor. Tüm modelleri uygulama desteğine sahip olan T5-II serisi, güncellemelerle aldığı yeni özellikleri cep telefonu aracığıyla uygulama imkanı sağlıyor. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türk Telekom’dan tam kapanmada ücretsiz hizmetler

İnsan odaklı yaklaşımıyla ürün ve hizmetlerini daha çok kişiye ulaştırmayı hedefleyen Türk Telekom, 17 Mayıs’a kadar sürecek kapanma sürecinde müşterilerinin yanında olmaya devam ediyor. Türk Telekom, Online İşlemler uygulaması ile müşterilerin işlemlerini evden çıkmadan kolaylıkla yapabilmesini sağlarken Sil Süpür ile her hafta internet veya dakika hediye ediyor. Ayrıca ev telefonu müşterilerine şehir içi ve şehirlerarası tüm aramalarda ücretsiz kullanım hakkı sunuyor.

 

Tivibu’da tüm kanallara, Muud ve e-dergi’ye erişim açık 

Türk Telekom, Tivibu, Muud ve e-dergi için sunduğu avantajlarla kapanma boyunca müşterilerinin keyifli zaman geçirmesine de destek oluyor. Tivibu Aile, Sinema ve Spor paketi müşterileri, dijital TV platformu Tivibu’nun tüm kanallarını 17 Mayıs’a kadar ekstra ücret ödemeden şifresiz izleyebiliyorlar. e-dergi uygulamasını indirip, üye olarak EVDEKAL kodunu aktif hâle getiren kullanıcılar, onlarca dergi ve gazeteyi telefon ve tabletler üzerinden ücretsiz okuyabiliyorlar.  Türk Telekom’un genç ruhlu dijital müzik platformu Muud da müzikseverleri yalnız bırakmıyor. 1 aylık ücretsiz Premium Muud üyeliği ile Türk Telekom mobil kullanıcıları, internet paketlerinden harcamadan Muud’un zengin müzik arşivinden yararlanabiliyorlar.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Enuygun Lezzet Tutkunları İçin Derledi: Yöresel Ramazan Lezzetleri

Ülkemizin her bir köşesi birbirinden özel lezzetlere ev sahipliği yapıyor. Bu lezzetlerin bazıları Ramazan ayında sofraların baş köşesinde kendine yer buluyor. Türkiye’nin lider uçak ve otobüs bileti sitesi Enuygun, yöresel Ramazan lezzetleri derledi.

 

 

“Nerede o eski Ramazanlar” sözünü günümüzde sık sık duyuyoruz. Eski Ramazan geleneklerinin tamamını yaşatamasak da farklı yörelerde iftar ve bayram sofralarındaki gelenekler farklı şekillerde de olsa devam ediyor. Birçok şehrimizde adeta Ramazan’ın gelişini simgeleyen özel lezzetleri Enuygun sizin için araştırdı. 

Keşkek – Kilis

Kilis’te Ramazan’ın ilk günü iftarda keşkek pişiriliyor. Tüm evlerde ilk iftar sofrasında mutlaka bulunan keşkekte dövme adıyla da bilinen buğday kullanılıyor. Kilis halkı, keşkek yapılırken kullanılan bu dövme buğdayın midelerinde Allah’ı zikreden bir tespih olduğunu düşünüyorlar. Bu nedenle de her yıl Ramazan ayının ilk orucunu keşkek ile açıyorlar. Keşkek bu yörede çömleğe konularak odun fırınlarında pişiriliyor. Ancak evde bu imkânı bulamayacağımız için nohut ve buğday bir gece önceden suya konup ertesi gün haşlanıyor. İçine haşlanmış koyun eti ve baharat eklenip düdüklü tencerede pişiriliyor. Ardından da tahta kaşıkla iyice ezilip kırmızı biberle eritilmiş tereyağı eklenip servis ediliyor.

 

Kahke – Gaziantep

Dünyaca ünlü gastronomi şehri Gaziantep, Ramazan’da kahke geleneğini hala sürdürüyor. Geçmişte Gaziantepli kadınlar, Ramazan’da iftara gelen misafirlerine yemek sonrasında çayla ikram etmek için kahke adı verilen bu simidi yaparlarmış. Günümüzde kahke evlerde değil fırınlarda yapılıyor. Fırınlarda sadece Ramazan ayında görülen bir ürün olduğu için Antepliler kilolarca kahke satın alıyor. Ramazan kahkesi ya da Halep kahkesi isimleriyle de bilinen kahkede nohut mayası ve toz rezene kullanılıyor.

 

Kerebiç – Mersin

Mersin’de Ramazan ayında her evde yapılan ya da alınıp ikram edilen bir tatlı kerebiç. Geçmişte kadınlar bir araya gelip kerebiç hamurunu hep birlikte yapıp içlerini beraber doldururlarmış ancak günümüzde daha çok fırınlardan satın alınıyor. Kerebiç, çöven otu ile yapılan bir köpükle birlikte sunuluyor. 

 

Yuvarlama – Gaziantep

Gaziantep’te Ramazan ayında bir araya gelip imece usulü yapılan yemeklerden biri yuvarlama. Gaziantep uçak bileti alıp yuvarlama yemeye gidemiyorsak bile bu lezzeti evde deneyebiliriz. İftar yemeği için bir araya gelen kadınlar, oruçlarını açtıktan sonra masa başında toplanıyor, hep birlikte yuvarlama yapıyorlar. Her akşam farklı bir evde iftar için toplandıkları içinçevredeki tüm evler için yuvarlama yapılmış oluyor. Yuvalama adıyla da bilinen bu lezzet, un haline getirilen pirincin kıyma ve baharatlarla yoğrulup küçük köfteler haline getirilmesiyle hazırlanıyor. Köfteler notu ve etle pişirilip yoğurtla terbiyesi yapılıyor.  Servis yaparken üzerine kuru nane ile eritilmiş yağ gezdiriliyor.

 

Külünçe – Şanlıurfa

Külünçe, Şanlıurfa’daRamazan ayında yapılan baharatlı bir hamur işi. Şanlıurfalı kadınlar Ramazan’ın son günlerinde bayram hazırlıklarına başlarken bir araya gelip külünce yaparlarmış. Bayram sabahında da misafirliğe gelenlere külünce ikram edilirmiş. Günümüzde yine külünce, fırınlarda yapılıyor ve kilolarca satılıyor. Misafirlerine bu lezzeti sunmak isteyen Şanlıurfalılar da fırınların yolunu tutuyor. İçinde toz rezene, mahlep, tarçın bulunan bu lezzetin sırrı külünce baharatı denilen karışımdan geliyor.

 

Siron – Gümüşhane

Gümüşhane ile özdeşleşmiş olan siron, aslında ülkemizin birçok yöresinde yapılıyor. İnce açılan yufkaların rulo şeklinde sarılmasıyla elde edilen sironlar, farklı lezzetlerle bir araya getirilerek sofraları süslüyor. Ramazan ayı için hep beraber toplanıp hazırlık yapan kadınlar yufkalarını da beraber açıp kesiyorlarmış. Ancak günümüzde siron için hazır yufka kullanılıyor. Fırında pişirilen yufkaların üzerine baharat eklenerek kavrulmuş kıyma ve sarımsaklı yoğurt dökülüp servis ediliyor.

Mahluta Çorbası – Antakya

Antakya’da mahluta olmayan masaya iftar sofrası denmez. Başta malzemeleri duyunca kırmızı mercimek çorbasına benzetilen mahluta, aslında çok farklı bir tarif ve sofralarda çoğu zaman başrol oynuyor. İçine ekmek koyularak adeta bir ana yemeğe bile dönüştürülüyor. İçinde mercimeğin yanı sıra pirinç de bulunan mahluta et ya da tavuk suyuyla pişiriliyor. Baharat olarak karabiber, kimyon, kişniş, tarhun, defne yaprağı ekleniyor.

Yüksük Çorbası  – Adana

Anadolu’nun birçok ilinde çok sevilen yüksük çorbası, Adana’da yöresel bir lezzet olarak tüketiliyor. Özellikle de Ram
azan ayında iftar sofraları için akla ilk gelen lezzet oluyor. Birlikte mantı açan ev halkının başına oturmuşken bol bol yapıp buzluğa koyduğu mantılar, Ramazan ayında bu çorba için buzluktan indiriliyor. Et suyu, salça ve tereyağıyla hazırlanan karışıma mantı, nane ekleniyor. Mantılar haşlanınca içine haşlanmış nohut, tuz ve limon ilave ediliyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Covid-19 gebe ve bebekleri nasıl etkiliyor?

Travmatik stres, emzirme ve bağlanma sorunlarına zemin hazırlıyor

Pandemi sürecinden gebe ve bebeklerin de olumsuz etkilendiğini belirten uzmanlar, bu stresli dönemin anne ve bebek ilişkisine de yansıdığını vurguluyor. Doğumun stresli bir süreç olduğunu hatırlatan uzmanlar, gebelerin pandemide daha stresli olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlar, “Travmatik stres, emzirme başarısızlığı ve bağlanma sorunlarına zemin hazırlar” uyarısında bulunuyor.

Üsküdar Üniversitesi Ebelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Güler Cimete, içerisinde bulunduğumuz pandemi sürecinin gebeler ve bebekler üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Doğumun stresli bir süreç olduğunu dile getiren Prof. Dr. Güler Cimete, pandemi döneminde ise gebelerin daha stresli olduklarını, bunda hastaneden enfeksiyon kapma riski ve doğum-doğum sonrası dönemde anneyi destekleyecek yakınlarına kısıtlama getirilmesinin önemli yer tuttuğunu söyledi.

Covid-19 sonrası stres arttı

Covid-19 salgınından sonra doğum yapmış kadınlarda stres, anksiyete ve depresyon semptomlarında artma olduğunu gösteren çalışmalar saptandığını kaydeden Prof. Dr. Güler Cimete, Covid-19’lu annelerin erken doğum yapma, doğum öncesi ya da sonrasında bebeklerini kaybetme açısından Covid-19’lu olmayan annelerden farklılık göstermediğini de sözlerine ilave etti.

Bebeğe antikor geçiyor mu?

Gebelikte aşılanmış anneler ile hastalık etkenini almış annelerin bebeğe geçen antikorlarının miktar ve etkilerine yönelik bilgilerin de sınırlı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Güler Cimete, “Gebeliğinde Covid-19 pozitif olan anneler ile Covid-19 aşısı uygulanmış annelerin bebeklerine plasenta aracılığı ile antikor geçişi olduğunu gösteren çalışmalar bulunuyor. Ancak antikor geçişi sınırlı ve bu konuda daha çok araştırma yapılmasına gereksinim var.” dedi.   

Anne sütü ile bulaş riski düşük…

Anne sütü ile bulaş riskinin çok düşük olduğunu kaydeden Prof. Dr. Güler Cimete, Covid-19 pozitif annelerin çok azının sütünde virüsün tespit edildiğini vurgulayarak bu konuda bazı araştırmacıların çalışmalarına değindi. 

Prof. Dr. Güler Cimete, şunları söyledi: “Chambers ve meslektaşları, 18 enfekte kadından alınan 64 süt örneklerinden yalnızca birisinde SARS-CoV-2 RNA (sütte virüsün olduğunu)  tespit etmiştir. Ancak bu annenin bebeğinin emmesine rağmen süt nedeniyle enfekte olmaması, anne sütünün hastalığı bebeğe geçirmekten çok, koruyucu etki gösterdiğini düşündürmüştür. Yine bu çalışmada 13 anne bebeğini emzirmiş ve takibinde 4 bebeğin PCR testi pozitif çıkmıştır. Bu da anne sütünden çok,  sonradan anneden bebeğe bulaş olduğunu göstermektedir.” 

Prof. Dr. Güler Cimete, “Covid-19 testi pozitif olan ya da geçmişte pozitif öyküsü olan emziren annelerin sütünde Covid-19'a karşı IgG ve IgA antikorları tespit edilmiş olması da anne sütünün virüse karşı koruma sağladığını düşündürmektedir.” dedi.

Emzirmenin engellenmesi pek çok soruna yol açabilir

Emzirmenin önemini vurgulayan Prof. Dr. Güler Cimete, “Dünya Sağlık Örgütü de pandeminin başından beri, anne ya da bebeğin Covid-19 pozitif olduğu durumlarda, koruyucu önlemlerin anne ve aileye anlatılması, bu önlemleri ciddiyetle uygulamalarının sağlanması ve bebeklerini emzirmelerinin desteklenmesini öneriyor. Bebeklerde Covid-19 riskinin düşük olduğu ve hastalık seyrinin yüz güldürücü olduğu, oysa erken ten teması ve emzirmenin engellenmesinin anne ve bebek yönünden pek çok olumsuzluğu beraberinde getireceği belirtiliyor. Bebeğin enfeksiyonlara duyarlılığı, geç emzirmenin anne sütü alma süresini kısaltması, bebekle bağlanmanın güçsüzleşmesi, ihmal-istismar riskinin artması, ebeveynlerin stres düzeylerinin yükselmesi ve ebeveynlik öz-yeterliliklerinin azalması gibi riskler akılda tutulmalıdır.” dedi.

Bulaş, doğum şekline göre değişmiyor

Doğum şekline göre bulaşın farklı olmadığını dile getiren Prof. Dr. Güler Cimete, "Pandemi döneminden sonra özellikle sezaryen doğumların çok arttığı görülüyor ve ciddi kanıtlar elde edilmeden gereksiz sezaryenlerden kaçınılması öneriliyor. Normal vajinal doğumlar daha uzun süre anne ve sağlık personelinin aynı ortamda bulunmasını zorunlu kılıyor. Bu nedenle sağlık personeli ciddi koruyucu önlemleri almalı ve hem anneden kendilerine hem sağlık personelinden anneye bulaş riskini azaltmalıdır. Karşılıklı bulaş riski, sezaryen uygulamasının gerekçesi olmamalıdır. Yine Covid-19 şüpheli ya da pozitif anne ve bebeğin ayrı odalarda ilk bakımlarının yapılması uygun olabilir. Türk Neonatoloji Derneği, ameliyathane ya da doğum odasında anne ile bebeğin buluşturulmamasını öneriyor. Ancak anneye koruyucu önlemler aldırarak, doğumdan sonra erken dönemde bebeği ile temasının ve emzirmenin sağlanması gerekir.” diye konuştu.   

Yenidoğanların takip edilmesi önemli

Covid-19 pozitif bebeklerde görünen semptomlardan bahseden Prof. Dr. Güler Cimete, “Bebeklerde solunum sıkıntısı, ateş, kusma, öksürük, daha az sıklıkla beslenme zorluğu, burun akıntısı, karaciğer fonksiyonu bozuklukları gibi semptomlar görülmektedir. Covid-19 pozitif annelerden doğan bebeklerin emme zayıflığı, cilt rengi değişikliği yönünden izlenmesi öneriliyor. Yenidoğanlara özgü tedavi yok. Semptomatik, destekleyici tedavi uygulanıyor. Taburcu olup eve gittiklerinden 10-15 gün sonrasında geç hipoksi gelişebiliyor. Doğum yapmış özellikle de Covid-19 pozitif annelere, bebeklerinde bir değişim saptadıklarında hemen sağlık personeline başvurmaları konusunda uyarmamız gerekiyor.” diye konuştu.

Travmatik stres, emzirme ve bağlanma sorunlarına yol açıyor

Gebelerin pandemide daha stresli olduklarını dile getiren Prof. Dr. Güler Cimete, "Covid-19 salgınından sonra doğum yapmış kadınlarda stres, anksiyete ve depresyon semptomlarında artma saptanmıştır. Doğum stresli bir olaydır. Covid-19’da da gebelerde stres daha fazlalaştı. Hastanelerin Covid-19 pozitif hastalar için ayrılması, hastaneleri tedirgin edici duruma getirdi. Hastanelerin ziyaret politikaları değişti, travma ve doğumda, kadınlar yalnızlaştırıldı. Travmatik stres, emzirme başarısızlığı ve bağlanma sorunlarına zemin hazırlar. Pandemi öncesi doğum yapmış kadınlarla, pandemi sonrası doğum yapan kadınlar karşılaştırma yapılarak incelenmiş. Her grupta 637 anne var. Pandemi sonrası gruba bakıldığında, doğumda akut stres yüksek, doğumla ilişkili Travma Sonrası Stres Bozukluğu, emzirme sorunları, erken bağlanma sorunları, genel bağlanma sorunları yüksek çıkmıştır." dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Pandemi estetik operasyonların artmasına yol açtı

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Simge Alevsaçanlar Cücü, pandemi döneminde ardarda estetik yapanların psikolojisi ile ilgili değerlendirmelerde  bulundu. 

 

 

Pandemide daha fazla aynaya bakar olduk

 

Estetiği, “kişinin vücudunda yaptığı bir değişim ile aslında iç dünyasında yaşadığı sıkıntıları gidermek, özsaygısını arttırmak, kendini daha fazla beğenmek amacına hizmet eden bir girişim” olarak tanımlayan Uzman Klinik Psikolog Simge Alevsaçanlar Cücü, “Pandemide estetik müdahalelerin çok fazla arttığını biliyoruz, duyuyoruz. Aslında bir bağımlılıktan söz etmek yerine belki de estetiğin problemli bir kullanımdan söz etmeliyiz. Çünkü insanlar pandemi sürecinde dış kaynaklardan uzak kaldılar ve daha fazla ev içinde olmaya başladılar. Dolayısıyla dışarıda vakit geçirmek için yaptığımız birçok şeyi daha az yapar hale geldik. Bu da kendi içimize dönmemize, kendimizle daha fazla ilgilenmemize yol açtı. Daha fazla aynaya bakar hale geldik ve içe kapandığımız için bu durum daha depresif bir hal yarattı.” dedi.

 

Ünlülerin yaşamlarını örnek alıyorlar

 

“Bu süreç çok uzadığı için tükenmişlik hissediyoruz. Dolayısıyla tüm bunlar kişinin daha depresif hissetmesine ve kendinden daha az memnun olmasına yol açar.” diyen Simge Alevsaçanlar Cücü, şunları söyledi:

 

“Pandemi sürecinde estetik, aslında bir nevi olumsuz duygularla baş etme durumuna geldi. ‘Neden pandemide estetik bu kadar arttı?’ sorusuna bakınca, aslında insanlar bunu fırsat olarak değerlendiriyor olabilirler. Sonuçta sosyalleşmemiz çok daha az, dışarı çıkmamız çok daha az olunca estetik müdahale için uygun bir zaman dilimi oluyor. Dış koşulları değiştiremedikleri için, kendilerini değiştirerek aslında daha iyi hissetmeye çalışıyor olabilirler. Buna ek olarak pandemide sosyal medya kullanımı çok arttı, sürekli olarak sosyal medya fenomenleri, ünlü insanların yaşantılarına şahit oluyoruz. Sosyal medyanın sürekli magazinsel boyutuna devamlı maruz kalıyor olmak, insanların sürekli kendilerini başkalarıyla kıyaslamalarına yol açıyor. Bu süreçte zaten depresif, mutsuz, tükenmiş hisseden kişi bu tür görüntülere fazlaca maruz kaldığı için kendisini bir kıyas içine sokuyor.”

 

“Beden algı bozukluğu “olanlar daha çok estetik yaptırıyor

 

Özellikle bu süreçte “beden algı bozukluğu” olan kişilerin çok daha fazla estetik operasyonlara başvurduklarına dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Simge Alevsaçanlar Cücü, “Kendi bedenindeki küçük ya da hayali kusurları olduğundan büyük görme eğiliminde olan bireylerde yaptırdıkları müdahalelerin sayısının çok daha fazla arttığını gözlemliyoruz. Güzel olmak herkesin arzusu ve hakkı. Estetik operasyonlar yaptırmakta bir sorun yok fakat bunu hangi motivasyonla yaptırdığımız, neden yaptırdığımız önemli. Eğer kişi bir ruh halinden kurtulmak için bu operasyonları yaptırıyorsa burada bir oturup düşünmemiz gerekiyor” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Serdar Coşkun'un Yeni teklisi boşver tüm dijital platformlarda

Özgün tınıları duygusal sesiyle birleştiren Serdar Coşgun’un, sevginin yayılmasını dilediği Alim Yapım etiketiyle çıkan “Boşver” isimli yeni teklisi tüm dijital platformlarda yerini aldı. 

 

Elinde bağlamasıyla geleneksel ezgilerin izinde türküler söyleyen Serdar Coşgun, bu defa yeni ve farklı bir şarkıyla kulakların pasını silecek. Sanatçı Ezgi’ye, müziği Selim Topsakal’a ait olan ”Boşver”, Serdar Coşgun’un eşsiz yorumuyla dinleyicisiyle buluşuyor.  

Şarkıda “Bir niyaz olur mu? Sevmeler yerinde sayarken” diyen Serdar Coşgun, sevgi için harekete geçilmesi gerektiğinin, sevginin o zaman yükselip çoğalacağının altını çiziyor. Coşgun ayrıca, sevgi ile gönülden dilek dilemenin daha güçlü olacağını belirtiyor. 

Müziğe ilgisi çok erken yaşlarda başlayan sanatçı, geleneksel türküleri seslendirerek Anadolu kültürünün unutulmaması gerektiğini vurguluyor. Yeni teklisinde bir yanda piyano, bir yanda kopuz ile doğu batı sentezi yaparak müziğin evrenselliği içinde kültürleri birbirine kavuşturuyor. Serdar Coşgun, müzikteki söylem çeşitliliğini ön plana çıkartarak ses rengiyle dinleyicileri derinden etkiliyor. 

Vuslat dizisinde, Kadir Doğulu ile beraber “Zahit Bizi Ta’n Eyleme” türküsünü seslendirerek tanınan Serdar Coşgun, hemen ardından “Hercai Gönlüm” teklisi ile müzik platformlarında yerini aldı. Çalışmalarına ara vermeden devam eden Coşgun, Kadir Doğulu’nun kajon çalarak eşlik ettiği “Arap Atı Gibi Sallar Başını” adlı bir başka türküyü seslendirdi. “Yola Revan” teklisiyle de geleneksel parçalara getirdiği yorumlarla beğeni toplayan Coşgun, bu defa dinleyicilerinin karşısına  “Boşver” isimli son çalışmasıyla çıkarak eskiyi ve yeniyi harmanlıyor.  

 

 

SERDAR COŞGUN-BOŞVER

PARÇA KÜNYE

Yapım: Alim Yapım

Süpervizör: Uğur Yılmaz

Söz: Ezgi Otmanoğlu

Müzik: Selim Topsakal

Aranje: Zafer Karayazgan

Mix-Mastering: Selim Topsakal

Piyano: Zafer Karayazgan

Kopuz: Velican Sağun

Perküsyon: Velican Sağun

Vokal Koçu: Uğur Yılmaz

Stüdyo: Çınar Records

Yönetmen: Alim Yapım/Aytek Köroğlu

ŞARKI SÖZLERİ

Acı hiç sevilir mi?

İnsan kalbine kahır olurken

Bir niyaz olur mu?

Sevmeler yerinde sayarken

 

Bir sebep çok da neden

Ah bizi kahreden

Anlaşılması zor kaderimin

Sebebi senden

 

Seni sevmelerim tükendi sanki

Boşver,boşver

Yok olmak gibisin sen neden?

Ses ver,ses ver

Birinin ahı tutar da yoluma 

Koş gel,koş gel

Yeniden seversem giderim artık

Kederimden yeter

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı