Aylık arşivler: Haziran 2021

Microsoft, GrowthX Accelerator programıyla Türkiye’deki start-up’lara destek olacak

Microsoft for Startups ile Abu Dhabi Yatırım Ofisi (ADIO) iş birliğinde geliştirilen GrowthX Accelerator programı için başvurular açıldı. GrowthX Accelerator ile B2B modelde çalışan start-up’ların teknoloji, mentorluk ve pazar erişimi anlamında güçlendirilmesi ve yeni küresel dijital ekonomide büyümelerine katkı sağlanması hedefleniyor. Türkiye’deki start-up ekosistemi 2020 yılında rekor seviyede büyüme kaydetmiş ve 155 start-up, toplamda 143 milyon dolarlık yatırım toplamıştı.

Microsoft, geçtiğimiz Ocak ayından bu yana merakla beklenen GrowthX Accelerator programı için başvuruları açtığını duyurdu. Microsoft ile Abu Dhabi Yatırım Ofisi (ADIO) iş birliğinde bölgedeki start-up’lara yeni fırsatlar sunmak amacıyla hayata geçirilen program kapsamında çeşitli zorluklar yaşayan kurumsal şirketler ile onlara çözüm önerisi getirebilecek start-up’lar arasında bir köprü oluşturularak yeni iş birliklerine zemin hazırlanıyor. GrowthX Accelerator ile B2B modelde çalışan start-up’ların teknoloji, mentorluk ve pazar erişimi anlamında güçlendirilmesi ve yeni küresel dijital ekonomide büyümelerine katkı sağlanması hedefleniyor. 

Programla ilgili görüşlerini dile getiren Microsoft Türkiye Pazarlama ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı, “Türkiye dinamik ve yeniliklere açık bir ülke. En son teknolojiler, genç nüfusumuzla bir araya geldiğinde, girişimcilik açısından son derece elverişli bir iklim ortaya çıkıyor 2020 özellikle Türkiye’de start-up’ların atağa kalktığı bir sene olarak tarihe geçti. GrowthX Accelerator, bu doğrultuda start-up’ların ihtiyaç duydukları araçları, eğitim imkanlarını ve bağlantıları sunan geniş çerçeveli bir gelişim programıolma özelliğine sahip. Türkiye girişim ekosistemine değer katmanın yanı sıra yapılan iş birlikleri sonucunda dünyaya örnek projeler üretmeyi de hedefliyoruz” dedi.

MEA Bölgesi Start-up’lardan Sorumlu Microsoft Yöneticisi (Managing Director, Microsoft for Startups, MEA) Roberto Croci ise, “Bu bölgede farklı sektörlerde faaliyet gösteren farklı büyüklükteki tüm Microsoft müşterileri, yeni küresel dijital ekonomide kendilerine rekabet avantajı sağlayacak inovatif çözümlere karşı büyük bir iştah duyuyorlar. Global çapta uygulamaya konulan ‘Microsoft for Startups’ programı, işte bu çözümleri sağlayacak girişimcileri desteklemek; onları başarıya taşıyacak teknolojiyle ve anlamlı iş birlikleriyle buluşturmak için yaratıldı. Abu Dhabi Yatırım Ofisi ile GrowthX Accelerator programı özelinde yürüttüğümüz çalışmalar neticesinde bölgenin küresel bir teknoloji ve girişimcilik üssü haline geleceğine inanıyoruz” dedi.

Start-up’ların tüm ekonomiler için hayati önem taşıdığını ifade eden ADIO Genel Direktörü ve GrowthX Accelerator Kurucu Ortağı H.E. Dr. Tariq Bin Hendi de “Start-up’lar herkes için önemli sonuçları olan inovasyon ve yeni teknolojiler için katalizör olma görevini üstleniyor. Abu Dhabi, start-up’ların büyümesini kolaylaştıran bir ortam oluşturarak onların taze fikirlerini fırsata çevirmelerine katkı sağlamaya odaklanıyor. Microsoft ile iş birliği içinde çalışarak Abu Dhabi’nin ve bölgenin yüksek potansiyelini ortaya çıkarmanın ve yerli girişimcileri ihtiyaç duydukları araçlarla buluşturmanın heyecanını yaşıyoruz” diyerek start-up’ların inovatif katkılarına dikkat çekti.

2020’de Türkiye’deki 155 start-up’a 143 milyon dolarlık yatırım yapıldı

Türkiye, mevcut start-up’larını global arenada boy gösterebilecek seviyeye çekmek için çalışırken, KPMG’nin raporu ülkedeki start-up ekosisteminin 2020 yılında rekor seviyede büyüdüğünü ortaya koyuyor. Raporda, 2020’de Türkiye’deki 155 start-up’ın toplamda 143 milyon dolarlık yatırım topladığı belirtiliyor. 

Microsoft for Startups kapsamında uygulamaya konulan GrowthX Accelerator programına dahil olan start-up’lar, Microsoft’un müşterilerinden ve iş ortaklarından oluşan ekosistemine erişim sağlayabilecekleri gibi, aynı zamanda Abu Dhabi’nin teknoloji şirketlerine sunduğu imkanlardan da faydalanarak güçlenecekler. Birlikte öğrenerek ve büyüyerek yatırım almaya hazır hale gelecek inovatif girişimciler, böylece bölgedeki kurumsal şirketlerle daha sağlam bağlantılar kurabilecekler. Program çerçevesinde sanal ve fiziki atölye çalışmalarının yanı sıra “demo günleri” ve networking etkinlikleri de düzenlenecek. Bu etkinliklerde start-up’ların vizyonlarını yatırımcılara ve Microsoft’un bölgedeki müşterilerine anlatma şansı olacak. 12 haftalık ilk dönemin sonunda, kurumsal ortağının sorunlarını en etkin şekilde çözebilen 15 start-up Microsoft tarafından seçilecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

PARDUS, Eğitim ve yarışmalarla yaygınlaşıyor

Türkiye Açık Kaynak Platformu tarafından yürütülen “PARDUS’un Yaygınlaştırılması” Projesi kapsamında 12-23 Nisan 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen “Çevrim İçi Pardus Yarışması”nda ilk üçe giren ekipler ödüllerini aldı. 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayelerinde, Bilişim Vadisi ve TÜBİTAK TÜSSİDE ortaklığında kamu ve özel sektör şirketleri, STK'lar, üniversiteler, eğitim kurumları ve topluluklardan oluşan paydaşları ile açık kaynak ekosistemini geliştirme amacıyla kurulan Türkiye Açık Kaynak Platformu'nun 'Çevrim İçi Pardus Yarışması'nda kazananlar belli oldu.

“Çevrim İçi Pardus Yarışması” ile PARDUS ve açık kaynak yazılım teknolojilerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasının yanı sıra geliştiricilere destek verilmesi amaçlandı. Yarışma süresince yoğun eğitim ve mentorluk desteği verilen ekipler, 5 günlük eğitimin ardından 5 gün süren çevrim içi yarışmada projelerini geliştirdi. Katılımcılar, “Kullanıcı deneyimini iyileştirmek”, “Etkileşimli tahta uygulamaları”, “Temel formasyon uygulamaları”, “Antivirüs yönetim arayüzleri”, GTK tabanlı uygulama mağazaları”, “Elektron tabanlı sistem altyapısı”, “QEMU için arayüz yazılımı”, “Qt, Electron, GTK uygulamaları” gibi geniş bir yelpaze içinden seçtikleri projeleri geliştirme şansı buldu. Hem deneyim kazanan hem de açık kaynak yazılım teknolojilerine katkıda bulunan yarışmacılar, alanında uzman Pardus geliştiricileri ve jüri üyelerinden geri bildirimler aldı. 

Yarışmada Emincan Özcan Kataliz projesiyle birinci, Mert Çelen Zabit projesiyle ikinci ve Eda Altuntaş, Hakkı Dizdar, Recep Tayip Aksakal ekibi Oyun Parkı projesiyle üçüncülüğe layık görüldü. Pardus Özel Ödülü ise Mangala projesiyle Abdülkerim Aksak, Muaz Dervent, Tuğba Fıçıcı ekibine verildi. HAVELSAN’ın ödül sponsoru olduğu “Çevrim İçi Pardus Yarışması”nda birinci ekibe Monster bilgisayar, ikinci ekibe 3B yazıcı ve üçüncü ekibe de Raspberry Pi hediye edildi. Pardus Özel Ödülü’nü alan Mangala projesinin geliştiricileri ise teknoloji mağazalarında kullanabilecekleri birer hediye çeki kazandı.

TÜBİTAK ULAKBİM bünyesinde Pardus Laboratuvar Sorumlusu olarak görev alan ve yarışmada mentorluk da yapan Orkun Balcı, projenin Pardus için anlamı ve kapsamı hakkında, “Sanal ortamda gerçekleştirilen yarışma, 24 saat boyunca hiç durmayan bir tempoyla devam etti. Diğer mentorlarla beraber gece saatlerinde dahi yarışmacıların sorularına cevap vermeyi sürdürdük. Gün içerisinde kısa toplantılar, gün sonu değerlendirmeleri, yarışmanın akışı içinde yapılması gereken kontroller, Covid-19 tedbirleri sebebiyle hepsi sanal ortamda Discord sunucuları üzerinde gerçekleşti. Bu durum yarışmaya her zamankinden farklı bir hava kattı. Sürekli yazışılan, kısa online toplantılar yapılan, birçok kanalda aynı anda birçok konunun görüşüldüğü, diğer bir tarafta ise kodlamanın devam ettiği, aksiyon filmlerini aratmayan bir süreç oldu. Kazananların yaratıcı fikirlere, ekip çalışmasına ve kaliteli kod geliştirmeye önem veren kişiler olması bizleri sevindirdi. Dereceye girenleri kutlar, yarışmaya katılanlara teşekkür ederiz” dedi.

Pardus Hakkında 

Adını Anadolu parsından alan PARDUS, Debian GNU/Linux temelli, özgür ve Açık Kaynak kodlu bir işletim sistemidir. İnternet üzerinden ücretsiz olarak indirilebilmekte ve kurulabilmektedir. Pardus’un, bireysel kullanımın yanı sıra kamu kurum ve kuruluşları ile KOBİ’lerde kolay yaygınlaştırılabilmesi için kurumsal ihtiyaçları karşılayan alt projeleri bulunmaktadır. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Ulusal Akademik Ağ ve Bilgi Merkezi (TÜBİTAK ULAKBİM) bünyesinde geliştirilmeye devam eden bu sistemlerden başlıcaları; ‘Lider Ahenk’ Merkezi Yönetim Sistemi, ‘Engerek’ Kimlik Yönetim Sistemi, ‘Ahtapot’ Bütünleşik Siber Güvenlik Sistemi ve ‘ETAP’ Etkileşimli Tahta Arayüz Projesidir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kanser hastaları nasıl beslenmeli?

Kanser tedavisinde en önemli hususlardan biri hastanın beslenme düzeni. Doğru beslenme formülleri kanseri tedavi etmez ama bu formüllerle kanserin tedavisine destek verilir, hastanın direncinin yüksek tutulmasına yardımcı olunur.

 

Kanser Hastaları Neler Tüketmeli?

 

1- Listemizde ilk sıra doğal beslenmeye ait. Mümkün olduğu kadar organik ürünleri tercih edeceğiz.

2- Zerdeçal, zencefil gibi baharatlarla sarımsak ve limonu mutfağımızın başköşesine koyalım.

3- Binbir derde deva çörek otunu soğuk sıkım olarak alıp sabah öğle akşam birer çay kaşığı içebiliriz.

4- Her öğünden sonra bir yemek kaşığı orijinal zeytinyağı tüketebiliriz, sindirim için de birebirdir.

5- Bağışıklık güçlendirici kelle paça çorbasını her gün içebiliriz, bol limon ve sarımsak ekleyebiliriz.

6- Kuruyemişler hayatımızın önemli bir parçası olsun, her gün bir küçük kase karışık taze kuruyemiş faydalı olacaktır.

7- Günde 3 adet acı badem tüketelim, fazlası zararlı olabilir.

8- Brokoli başta olmak üzere mevsim sebzelerini bolca tüketelim.

9- Ev yapımı yoğurt ve ev yapımı kefir en büyük dostumuz olsun.

10- Günde 3 bardak yeşil çay tüketebiliriz.

 

Not: Bu beslenme listesi sadece öneridir. Var olan tedavinizi aksatmadan raporlarınıza göre daha seçici bir beslenme listesi oluşturmak gerekmektedir.

 

Kanser Hastaları Nelerden Uzak Durmalı?

 

1- Kanserin ana sebeplerinden biri olan alkol ve sigara bu hastalığa yakalandıktan sonra asla kullanılmaması gerekenler listesinde ilk sırada.

2- Şekerden mümkün olduğu kadar uzak durmalıyız. Ancak tamamen kesmeyeceğiz. Beynimizin şekerle beslendiğini unutmayalım. Yeter ki doğal şeker tüketelim.

3- Yağlı yiyeceklerden uzak duralım, özellikle kemoterapi alan hastalarda mide bulantılarının artmasına sebep olabilmektedir.

4- Unlu mamullere de veda edelim. Ekmek, makarna, pasta, börek, çöreğe tedavimiz bitene kadar ara verelim. İlla ekmek tüketeceksek siyez buğdayı ya da tam buğday ekmeği tavsiye ederim.

5- Margarin gibi katı yağlardan uzak duracağız, tercihimiz zeytinyağı olmalı.

6- Market alışverişimize dikkat edeceğiz. Raf ömrünün uzaması amacı ile katkı maddesi içeren hiçbir ürünü almayacağız.

7- Hormonlu meyve-sebzelerden uzak duracağız, mevsiminde üretilen doğal meyve sebzeleri tüketeceğiz.

8- Kızartmalar yerine haşlamaları tercih edeceğiz.

9- GDO içeren hiçbir ürünü tüketmeyeceğiz. Bu, aslında sağlıklı insanlar için de geçerli.

10- Kola gibi asitli içecekleri hayatımızdan çıkaracağız.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Diş eti kanaması ciddi sağlık sorunu habercisi olabilir!

Diş eti kanamaları sağlıklı bireylerde fizyolojik durumlarda meydana gelebileceği gibi, ciddi sağlık sorunlarının habercisi olarak da ortaya çıkabilir. Bu doğrultuda, diş eti kanamalarının farklı nedenleri bulunmaktadır.

 

Diş eti kanaması rahatsızlığının, ağız kokusu, güçsüz diş eti ve hastayı diş kaybına kadar götürebilecek sonuçları olabileceğini söyleyen Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Diş Hastalıkları bölümünden Dt. Turgay Malikli ‘Diş eti kanamaları’ hakkında bilgiler verdi.

 

Diş eti kanaması en yaygın şekilde diş fırçalama esnasında kan görülmesi şeklinde fark edilir. Bunun yanı sıra, diş eti kanamasına yol açan hastalığın farklı belirtileri olarak bazı hassasiyet sorunları da ortaya çıkacaktır. Sıcak ve soğuk içecekleri tüketirken diş etinde hissedilen sızlama, yiyecekleri çiğnerken diş etinde baskı hissetme, diş etinin normal renginden daha kırmızı olması ve buna bağlı olarak şişme, kullanılan protezlerin diş etlerini aşırı derecede sıkması başlıca diş eti kanaması belirtilerindendir.

 

Diş eti kanaması çoğu zaman bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklı olduğundan antiseptik gargaraların kullanılması da kanamaların oluşmasını engelleyebilir. Ilık ve tuzlu suyla gargara yapmak diş etlerini rahatlatır. Diş etlerine zarar vermemek için yumuşak uçlu diş fırçası kullanılması önerilir. Özellikle, hassas diş etine sahip bireyler bu tarz diş fırçalarını tercih etmelidir. Son yıllarda kullanımı artan elektrikli diş fırçaları etkili bir diş temizliği için daha uygundur ve diş etlerinin temizlenmesine daha fazla yardımcı olur. Eğer kanama şikayeti geçmezse, mutlaka kontrol için diş hekimine başvurmak gerekmektedir.

 

Takma diş veya protez kullananlarda diş eti kanaması meydana geldiğinde uzman bir diş hekimine başvurarak aparatın ağız yapısına uygun olup-olmadığı değerlendirilmelidir. Sigara ve alkol gibi ağız sağlığını bozan alışkanlıklar terk edilmelidir. Diş eti kanaması sebebi kanama bozukluğu, kronik hastalıklar, diyabet gibi sistemik hastalıklar ise uzman bir hekim tarafından değerlendirmek üzere sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. 

 

Diş eti kanamaları giderilmediği takdirde ağız içi mikroorganizmaların miktarında artış ile beraber daha ciddi sorunlar oluşabilir. Özellikle, kalp kapak problemi olan kişilerde enfektif endokardit gelişme riski ciddi artış gösterir. Bu nedenle, kalp kapak problemi gibi enfektif endokardit riski yüksek hastaların diş eti problemlerine daha hassasiyetle yaklaşmaları oldukça önemlidir.

 

Diş eti kanamasının tedavisinde, öncelikle altta yatan sebebi bilmek önemlidir. Diş eti kanamasının tedavisinin ilk adımı bireysel olarak ağız bakımının düzenli ve özenli bir şekilde yapılmasıdır. Günlük ağız bakımının yanı sıra, yılda 2 kez diş muayenesinin yapılması gerekmektedir. Koyu kırmızı diş etine dişlerin etrafında, üzerinde veya arasında sürekli olarak biriken yapışkan bir film formundaki plaklar neden olabilmektedir. Plak birikimi sonucunda ortaya çıkan gingivitis adı verilen yapışkan ve renksiz bakteri plağı diş etlerinde iltihaplanmaya, zamanla kanamalara neden olur. Aşırı plak birikimi kanamalara sebebiyet verebileceği gibi periodontitis adı verilen ve çok daha ciddi bir sağlık problemi olan çene kemiği hastalığına da yol açabilir. Ağızda meydana gelen bu ve bunun gibi hastalıklar bireyin sağlığını olumsuz yönde etkileyerek yaşam kalitesinin düşmesine yol açar. Dişlerin doğru bir şekilde fırçalanması ve diş ipi kullanımı diş plağı oluşumunu en aza indirgeyeceğinden diş eti kanaması riskini de önemli ölçüde azaltacaktır.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sağlık ve medikalin hibrit fuarı Expomed Eurasia açıldı

Pandemide önemli sorumluluklar üstlenen sağlık ve medikal sektörünün heyecanla beklediği 28. Expomed Eurasia Fuarı, 2 Haziran 2021 Çarşamba günü Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını açtı. Reed Tüyap Fuarcılık’ın düzenlediği ve üç gün sürecek olan hibrit fuarda, fiziki fuarın yanı sıra önemli online etkinlikler de gerçekleştiriliyor. Reed Tüyap Fuarcılık Genel Müdürü Ali Muharremoğlu, “70’i aşkın ülkeden kayıt olan ziyaretçilerimiz online platformda ve fuar alanında 2-4 Haziran tarihleri arasında 250’i aşkın firma ve firma temsilciliğiyle bir araya gelecek. Fuarımız hayırlı olsun. 2 Haziran Dünya Fuarcılık Günü’nde açtığımız Expomed Eurasia’nın fuarların devam etmesi adına bir umut ışığı olmasını diliyoruz” dedi.

 

 

Tıbbi cihaz, medikal malzeme ve sağlık alanında Avrasya bölgesinin en önemli fuarı olan Expomed Eurasia, 2 Haziran 2021 Çarşamba günü Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde medikal sektörün önde gelen dernekleri TÜMDEF, SEİS ve SADER’in destekleri ile açıldı. Üç gün sürecek olan fuar, 2-3 Haziran tarihlerinde saat 10:00-19:00, 4 Haziran’da ise 10:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. 

 

Tüyap’ın grup şirketlerinden Reed Tüyap Fuarcılık’ın organize ettiği Expomed Eurasia, 28’inci kez “Uluslararası İstanbul Tıbbi Analiz, Teşhis, Tedavi, Koruma, Rehabilitasyon, Laboratuvar Ürün, Cihaz, Sistem, Teknoloji, Donanım ve Hastaneler Fuarı” adıyla gerçekleştiriliyor. Pandemi döneminde çok önemli bir rol üstlenen tıbbi cihaz ve sağlık sektörünün kalbinin attığı fuarda; hastane yapı ve tıbbi tesis yönetimi, elektro-medikal ekipman, medikal ve laboratuvar teknolojileri, biyoteknoloji cihaz ve ürünleri, sarf malzemeleri, tek kullanımlık ürünler, ortopedi, fizik tedavi-rehabilitasyon ile OTC (reçetesiz ürünler) alanındaki inovatif ürünler sergileniyor.

 

Pandemi dönemine özel ihtiyaç duyulan tüm ürünler fuardan karşılanacak!

COVID-19 salgınıyla vazgeçilmezimiz olan maskelerden dezenfektanlara ve tıbbi cihaz ve ekipmana kadar her türlü medikal malzemenin görücüye çıktığı Expomed Eurasia’ya yerli ve yabancı üretici, ihracatçı ve firma temsilcileri katılıyor. Fuara, Türkiye’nin yanı sıra fiziksel ve online katılımlar olmak üzere Çin, Kore, Polonya, Kanada ve İran’dan firmalar katılırken, Türk Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Orta Doğu ülkelerinden ziyaretçi ilgisi bekleniyor. Expomed Eurasia’yı yurt içinden 8 binin üzerinde, yurt dışından ise binin üzerinde ziyaretçinin fiziki olarak gezeceği tahmin ediliyor. 

 

Hibrit formatta düzenlenen fuarda, Tüyap’ın dijital evreni MyTüyap üzerinden Business Connect  online iş portalı üzerinden katılımcı firmalar ve ziyaretçiler, online etkinlik günlerinde mesajlaşarak veya görüntülü görüşme yaparak iletişim kurabiliyorlar. Ayrıca fuar süresince online platformda, iki bine yakın online profesyonel ziyaretçinin katılımcı firmalarla etkileşimde olması bekleniyor.

 

“Hibrit çıtamızı yükselttik”

Fuarın açılışında konuşan Reed Tüyap Fuarcılık Genel Müdürü Ali Muharremoğlu, “70’i aşkın ülkeden kayıt olan ziyaretçilerimiz online platformda ve fuar alanında 2-4 Haziran tarihleri arasında 250’i aşkın firma ve firma temsilciliğiyle bir araya gelecek. Fuarımız hayırlı olsun. 2 Haziran Dünya Fuarcılık Günü’nde açtığımız Expomed Eurasia’nın fuarların devam etmesi adına bir umut ışığı olmasını diliyoruz” dedi.

 

2021 yılında Expomed’i yepyeni bir formatta medikal sektörünün hizmetine sunduklarını ve

 tematik online etkinliklerle daha da güçlendirdiklerini söyleyen Muharremoğlu, 26 – 27 Mayıs 2021 tarihlerinde düzenledikleri Hastane Günleri etkinliğinde potansiyel iş ortaklarıyla, müşterileri, online platformda buluşturduklarını anlattı. Muharremoğlu, fuarla eş zamanlı olarak düzenlenecek online etkinlik konusunda şu bilgileri verdi:   

 

“Hastane Günleri online etkinliğimiz ile Expomed Eurasia öncesinde katılımcı ve ziyaretçilerimizin fuar sürecini daha da etkin geçirmesine olanak sağladık. Fuar ile eş zamanlı olarak 2 – 4 Haziran 2021 tarihlerinde ‘Distribütör Günleri’ düzenliyoruz.  Expomed Fuarımız sadece bir ürün alım satım platformu değil. Expomed, aynı zamanda katılımcı firmaların distribütörlük ağlarını oluşturmalarına, yeni pazarlar keşfederek mevcut iş ağlarını daha da geliştirmelerine katkıda bulunacak. Business Connect Programı adı altında gerçekleştireceğimiz online etkinlikler serisinin ikincisi olan Distribütörlük Günleri’nde katılımcı firmalarımız yepyeni bölgelerde ve ülkelerde temsilcilikler bulurken, Türkiye ve yakın coğrafyamızda kendilerini temsil edebilecekleri iş ortaklarına da ulaşabilecekler.”

 

3 ay iş bağlantısı imkanı

Reed Tüyap, yeni nesil fuarcılık anlayışının bir parçası olarak Expomed Eurasia’daki iş görüşmelerini sadece fuar günleri ile sınırlı tutmayacak. 9 Haziran – 9 Eylül 2021 tarihleri arasında yine online etkinliklerin devamı niteliğinde olacak Business Connect Programı üzerinden fuar katılımcıları, potansiyel müşteriyle ‘online iş bağlantıları’  kurabilecekler. Bu sayede fuar katılımcıları ve ziyaretçileri, 3 ay boyunca kesintisiz olarak ticaretlerini sürdürebilecekler. 

 

 

Hijyenik ve sağlıklı bir fuar!

Sağlık ve medikal sektörünün ilgi gören fuarlarından olan Expomed Eurasia, hijyenik ve sağlıklı bir fuar olmasıyla da dikkat çekiyor. Reed Tüyap, düzenlediği diğer fuarlarda olduğu gibi Expomed Eurasia’da da Sağlık Bakanlığı’nın kapalı alanlar için zorunlu olan tüm önlemlerini ve COVID-19 ile ilgili uluslararası standartları titizlikle uygulayacak. Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nin Türkiye’nin ilk TSE COVID-19 Güvenli Hizmet Belgesi alan fuar alanı olduğunu söyleyen Muharremoğlu, uygulanacak tedbirlerle ilgili şu bilgileri verdi: 

“Geçen yıl sıkı bio-güvenlik önlemleri altında gerçekleşen Expomed Fuarı, beklentilerimizin çok üstünde bir başarı sergiledi. Katılımcı firmalarımız ve profesyonel ziyaretçilerimiz fuardan oldukça memnun ayrıldı. Tüm paydaşlarımızın sağlığı bizim için her zaman öncelikli olmuştur. Bu nedenle 28. Expomed Fuarımız için de alandaki tüm önlemlerimizi aldık.  HES kodu sorgulaması, maske zorunluluğu, metrekare başına düşen kişi sayısı gibi tüm konuları, katılımcı ve ziyaretçilerimizin konforunu en az etkileyecek şekilde hayata geçirebilmek için uzman kadromuz çalışıyor. Ayrıca, temassız fuar anlayışıyla katılımcı firmalarımızın ve ziyaretçilerimizin fuar alanındaki deneyimini en üst seviyeye çıkartıyoruz. Ziyaretçi kaydından stant kurulum işlemlerine kadar tüm süreçlerimizi dijitalleştirerek sıfır temasla gerekli tüm işlemleri minimum sürede gerçekleştirecek bir alt yapıya sahibiz.”

 

Expomed Eurasia’da sergilenecek teknolojiler ve ürünler

 

  • Hastane Yapı ve Tıbbi Tesis Yönetimi
  • Elektro-Medikal Ekipman ve Medikal ve Laboratuvar Teknolojileri
  • Laboratuvar ve Biyoteknoloji Cihaz ve Ürünleri
  • Sarf Malzemeleri ve Tek Kullanımlık Ürünler
  • Ortopedi – Fizik Tedavi – Rehabilitasyon
  • OTC (Reçetesiz Ürünler)

 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Da Vinci TV’den 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Çocuklara Özel Programlar…

Çocuklar için fark etmeden, sürekli ve kolay öğrenme sağlayan eğitici içerikleri eğlenceli bir şekilde sunan Da Vinci, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü özel kuşak yayınıyla kutluyor. Da Vinci TV, 5 Haziran Cumartesi günü saat 15:00-20:00 arasında yayınlanacak programlar ile çocuklarda “çevre bilincini” artıracak yayınlarını ekranına taşıyacak. Dünyayı korumanın çok daha fazla önemli olduğu günümüzde çevreyi korumak ve doğayla barışı sağlamak için çocukları muhteşem bir yolculuğa çıkaracak olan Da Vinci TV, bu programlarıyla hem eğitirken hem de eğlendirecek.

 

Gün boyu sürecek programlar arasında Darwin ve Newts ile çocuklara dünyamıza nazik olmanın nasıl hayat kurtarabileceği gösterilirken, “Bunu Daha İyi Nasıl Yaparım?“ sorusuyla atık yiyecekleri nasıl ziyafete dönüştürebileceğinin de püf noktaları keşfedilecek. “Keşfetmeye Ne Dersin?“ programında ise güneş panellerinin nasıl elektrik ürettiği öğrenilirken, Siyaya ile gezegenimizin nefes kesen güzellikleri gözler önüne serilecek.

 

Turkcell TV+, BeIN CONNECT Digiturk, Türk Telekom Tivibu, Türksat Kablo TV Teledünya ve D-Smart’dan izlenebilen Da Vinci’nin “5 Haziran Dünya Çevre Günü” özel yayın akışı ise şöyle olacak;

 

15:00     Tek Durak Bilim Dükkanı

  • Bilim Filizleniyor

15:15     Kaptan Pin’le Uzay Yolculuğu

  • Çevre Dostu Araba

15:30     Darwin ve Newts

  • Plastik Poşet Sorunu

15:45     Bunu Daha İyi Nasıl Yaparım? 

  • Uygun ve Eğlenceli Buluşlar
  • Dünyayı Kurtarma Buluşları

16:20     Keşfetmeye Ne Dersin?

  • Güney Paneli ve Gece Gündüz
  • Metal Geri Dönüşümü & Yol İşaretleri

16:50     Siyaya – Vahşi Dünya'yı Keşfedelim

  • Büyülü Orman
  • Su Dağı
  • Lambert's Bay Bird Adası, Kuşların Yetkili Olduğu Yer
  • Gamkaberg, Dağ Kalesi

18:50     Xploration Doğa En İyisini Bilir

  • Çevre Dostu Bina
  • Deniz Altında İlham
  • Doğadan Gelen Moda

 

Da Vinci programları aynı zamanda Da Vinci Kids mobil eğitim uygulaması ile mobil telefon, tablet ve televizyon gibi internete bağlı tüm cihazlardan ve App Store’lardan indirilerek izlenebiliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

The North Face “New Life’i” sunar

Dağcı Caroline Ciavaldini ve James Pearson’ın ebeveynlik yolculuklarını konu alan uzun metrajlı filmde, ilk çocukları Arthur'u yetiştirirken karşılaştıkları riskler ve kazanımlar kronolojik bir sırada anlatılıyor. 

Filmde, sponsorlukları kaybetme endişesinden kaşifliğin getirdiği hayat şartlarına kadar bu yeni anne babanın karşılaştığı zorluklar ve bunlarla mücadeleleri işleniyor. Ayrıca bu filmde ayrıca birçok yeni annenin aileye yeni bir üye eklenmesi ile beraber değişen hayatları ve bu durumla başa çıkma çabalarına da değiniliyor.

Caroline ayrıca, kendi annesi ile yaşadığı sorunları ve sonrasında aldığı kararları anlatırken,  hayatındaki bu deneyimlerin çocuk sahibi olma kararını nasıl zorlaştırdığını da paylaşıyor. 

Caroline, “New Life filminde yer aldığımız için çok mutluyuz ve tüm yeni ebeveynlere yol göstermesini umuyoruz. Çocuk sahibi olmak hayata bakış açımızı tamamen değiştirdi ve dağcılığın ötesinde yeni bir anlam kazandırdı. Benim için iyi anne olmak, bazen risk almak ve pişmanlık duymadan yaşamak anlamına geliyor ve Arthur'un hayatımızda olması bunu pekiştirdi” dedi.

Filmde ayrıca, risklerle dolu bir kariyerde kendi benzersiz ebeveynlik deneyimlerini aktaran The North Face Global Athlete takım kaptanı Hilaree Nelson ve Freeride World Tour snowboard şampiyonu Xavier De Le Rue gibi diğer outdoor sporcularının samimi görüşlerine de yer veriliyor. 

Outdoor sporları ebeveynler ve özellikle anneler için zorlayıcı olsa bile yeni bir hayatın keşfidir. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Beşir Ağa: Osmanlı İmparatorluğu’nun efsanevi kitap koleksiyoncusu

VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY) önde gelen Osmanlı tarihçilerinden Jane Hathaway’in “Beşir Ağa: Osmanlı Hareminin Baş Hadım Ağası” adlı kitabını yayımlıyor. Yazar, bu çalışmasında 18’inci yüzyılın önemli Osmanlı simalarından Topkapı Sarayı’nda haremin baş hadım ağası ve döneminde efsanevi bir kitap koleksiyoncusu olarak tanınan Beşir Ağa’nın 90 yılı aşan yaşamına odaklanıyor. 

VakıfBank Kültür Yayınları’nın okurla buluşturduğu “Beşir Ağa: Osmanlı Hareminin Baş Hadım Ağası” isimli kitapta, anavatanı Habeşistan’da köleleştirildikten sonra hadım edilmiş siyahi bir köle olan Beşir Ağa’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun başkentine uzanan yaşamı, Osmanlı arşivlerinden ve birincil kaynaklardan yapılan araştırmalar ve tarihi kanıtlarla inceleniyor. Osmanlı İmparatorluğu’nda sultan ve sadrazamdan sonra en nüfuzlu makamlardan biri sayılan Dârüssaâde ağalığının oluşum ve gelişim süreçlerine (baş hadım ağa) odaklanılan kitapta, İmparatorluk sarayının harem dairesinde şehzadelere verdiği eğitimle onların entelektüel ve dini gelişimlerini şekillendiren Beşir Ağa’nın siyasi ve askeri konuların yanı sıra Osmanlı ilim ve kültür hayatına yaptığı katkılara yer veriliyor. 

Efsanevi bir kitap koleksiyoncusu 

Çalışmalarını Ohio State Üniversitesi’nde sürdüren Osmanlı tarihçisi Prof. Jane Hathaway, Beşir Ağa’nın imparatorluk genelinde vakfettiği camiler, okullar, kütüphaneler ile devletin entelektüel profilini şekillendiren simalardan biri olduğunu şu sözlerle aktarıyor: “Dârüssaâde ağaları, efsanevi kitap koleksiyoncularıydı ve Beşir Ağa herhalde bunların en efsanevi olanıydı. Hayattayken kurduğu kütüphaneler, dudak uçuklatan sayıda Kur’an, hadis ve hadis şerhi derlemelerinin yanı sıra, kelâm ve fıkıh kitaplarıyla ünlüydü. Kütüphanelerin ve medreselerin kurulmasında oynadığı aktif rolden ötürü bu kitaplar Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli bölgelerine dağıtılıp, Hanefi mezhebinin ve genel olarak Osmanlı tarzı Sünniliğin varlığı güçlendirildi. Aynı zamanda kurduğu okullar, en ücra Osmanlı vilayetlerinde çocukların ve gençlerin İslam’ın resmi Osmanlı anlayışına uygun yetişmelerini sağlamaya yardımcı oldu.”

Kitapta ayrıca Aristoteles’ten İbn Sina’ya, İbnü’l-Arabi’den Mevlânâ Celaleddin Rûmi’ye, Kâtip Çelebi’den Evliya Çelebi’ye kadar zengin bir kitap koleksiyonuna sahip olan Beşir Ağa’nın, 30 yılı aşkın Dârüssaâde ağalığı boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun dört bir yanında vakıflar kurup hayratlar yaptırarak saygın bir konuma ulaştığına yer veriliyor.  

 

Topkapı Sarayı hareminin baş hadım ağası

Eser, “Başlangıçlar: Seçkim Kölelik ve Hane Mensubiyeti”, “Tarihte Hadımlar”, “Beşir Ağa’nın Kökeni”, “Sarayda İlk Yıllar”, “Kıbrıs’ta ve Mısır’da Sürgün”, “Medine’de Şeyhülharemlik”, “Topkapı Sarayı Hareminin Baş Hadım Ağası”, “I. Mahmud’un Saltanatında Beşir Ağa”, “Beşir Ağa ve Arap Eyaletleri”, “Beşir Ağa’nın Kütüphaneleri ve Vakıfları”, “Beşir Ağa’nın Ölümü ve Cenaze Töreni”, “Osmanlı’nın ‘Gerilemesi’ Işığında Beşir Ağa’nın Mirası” başlıklı bölümlerden oluşuyor. Topkapı Sarayı'nın hareminde yaşayan Osmanlı padişahlarının anneleri, kız kardeşleri, eşleri ve cariyeleri için muhafız olarak görev yapan Beşir Ağa’nın harem ağaları arasındaki hızlı yükselişini anlatan Jane Hathaway, “Beşir Ağa: Osmanlı Hareminin Baş Hadım Ağası” adlı kitabıyla bir Doğu Afrika hadımının devlet adamı, kültür insanı, mutasavvıf ve kitapsever olarak ardında nasıl bir miras bıraktığını, Osmanlı saray kültürünü, taşranın siyasal kültürünü ve imparatorluk politikasını konu ediniyor. 

Jane Hathaway kimdir?

Jane Hathaway, ABD’nin önde gelen Osmanlı tarihçilerinden biridir. Austin Texas Üniversitesi'nde lisans (1982) ve yüksek lisans (1986) derecelerini aldıktan sonra, doktorasını Prof. Dr. Cemal Kafadar’ın danışmanlığında, Princeton Üniversitesi Yakındoğu Araştırmaları Merkezi’nde tamamlamıştır (1992). Yemen ve Mısır başta gelmek üzere, Osmanlı’nın Arap vilayetlerine odaklanan çalışmalarıyla tanınan Hathaway, akademik kariyerinin sonraki yıllarında Osmanlı saray teşkilatı ile ilgilenmeye başlamıştır. Yazdığı kitapların birçoğu önemli ödüller kazanan Hathaway’in

Türkçedeki diğer eserleri şunlardır: Osmanlı Mısırı’nda Hane Politikaları: Kazdağlıların YükselişiOsmanlı Hâkimiyetinde Arap Topraklarıİki Hizbin Hikayesi: Osmanlı Mısır’ı ve Yemen’inde Mit, Bellek ve Kimlik. Profesör Hathaway Ohio State Üniversitesi Tarih bölümünde çalışmalarını sürdürmektedir.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Savunma sanayisinin liderlik okulu SAHA MBA 2’nci mezunlarını verdi

 SAHA İstanbul, TÜBİTAK TÜSSİDE iş birliği kapsamında savunma, havacılık ve uzay sektörlerinde faaliyet gösteren SAHA İstanbul üye firmalarının yöneticilerine ve firma sahiplerine özel tasarlanan SAHA MBA Programı; ikinci dönem mezunlarını verdi. Program; dünya standartlarında, savunma sanayi sektörünün lider firmalarının yöneticilerinin ve üst düzey bürokratların da bizzat eğitici olarak katkı sağladığı Türkiye’nin en prestijli, odaklı ve iddialı Executive MBA Programı olarak öne çıkıyor.           

SAHA İstanbul’un, firmaların yöneticilerinin ve sektör çalışanlarının eğitim ihtiyacını belirleyip nitelikli insan gücünü geliştirmek amacıyla kurduğu SAHA Akademi bünyesinde düzenlenen SAHA MBA Yönetici Geliştirme Programı, 2020-2021 eğitim dönemini tamamladı. Müfredatı dünyanın en bilinen MBA programlarının içerikleri esas alınarak onlara denk düzey ve kalitede hazırlanan SAHA MBA, İş dünyasıyla temas halinde olan ve konusunda en iyi yerli ve yabancı akademisyenler, profesyonel eğitmenler ve TÜBİTAK TÜSSİDE’nin uzman kadrosu ile başarıyla kurgulanmış bir program olarak dikkat çekiyor. Sektörün lideri firmaların yöneticileri ve üst düzey bürokratlar SAHA MBA programına değer katıyor. 

Eylül 2021’de üçüncü program açılacak

2020 SAHA MBA Programı’nda; 5 temada 23 eğitim başlığı altında 228 saatlik ders ve sektör liderlerinin bilgi aktarımı ya da tecrübe paylaşımları şeklinde verilen 24 saatlik ek dersler ile toplamda 252 saatlik eğitim verildi. 2020-2021 SAHA MBA döneminde SAHA İstanbul üye firmalarından 83 yöneticinin eğitim aldığı, savunma sanayisinin liderlik eğitiminin adresi olan SAHA MBA, 2021 Eylül ayında İstanbul, Ankara ve Gaziantep’te açılacak 3’üncü programı ile sektörün gelişimine katkılarını sürdürecek.    

95 yönetici diploma aldı

İstanbul, Ankara ve Gaziantep olmak üzere 3 merkezde düzenlenen eğitim programına katılan 83 katılımcıdan 78’i diploma almaya hak kazandı.  İkinci program mezunlarıyla birlikte SAHA MBA’den 104 kişi eğitim aldı, 95 kişi SAHA MBA’den diploma almaya hak kazandı. 

Dünya çapında ilk 10 MBA’dan biri olmayı hedefliyor

Milli Teknoloji Hamlesi’ne en etkin desteği sunan SAHA İstanbul, SAHA MBA’i 2026 yılına kadar dünyanın ilk 10 MBA’den biri haline getirmeyi hedefliyor. 3’üncüSAHA MBA Yönetici Geliştirme Programı’nda, firmalardan öğrenci seçerken adaylarını özgeçmişi ile değerlendirecek. SAHA MBA bugün rüştünü ispatlamış bir eğitim olarak, hedefi çok fazla katılımcıya eğitim vermek değil, eğitim kalitesini uluslararası standartlara yükselterek, dünya çapında ilk 10 MBA programı arasında yer almak. 

Çevrim içi eğitimler, yüz yüze eğitimleri destekleyecek şekilde konumlandırıldı

SAHA MBA 2020 Programı öğretim kadrosu; önde gelen yerli ve yabancı üniversitelerin müfredatta belirlenen konuda en yetkin akademisyenleri, sivil sektörde profesyonel eğitimciler, TÜBİTAK TÜSSİDE’nin uzman eğiticileri, sektörümüzün liderleri ve üst düzey bürokratların da bizzat eğitici olarak yer almasıyla kuruldu. Değişen ulusal ve evrensel koşullarda insan odaklı ve veri destekli kararlar verebilen, teknoloji trendlerini milli yetenekler ışığında yorumlayabilen, yönetim biliminin birikimlerini ve başarılı uygulamalarını iş dünyasına aktaran program, yöneticilerin ihtiyacı olabilecek. Program, Kurumsallaşma ve İş Yönetimi, Veriye Dayalı Karar Verme, Fikirden Pazara Ürün Geliştirme ve Proje Yönetimi, Finansal Yönetim, Teknoloji Trendleri ve İnovasyon temalarında zengin eğitim içerikleri oluşturuldu. Programda, müfredata dahil 5 tema, 23 eğitim başlığı, 228 saatlik eğitim ve sektör lideri hocalar ile verilen 24 saatlik ek dersler ile toplamda 252 saatlik eğitim verdi. Savunma, havacılık ve uzay sanayisinde geleceğin liderlerinin yetiştirilmesinin amaçlandığı program, çevrim içi ve yüz yüze eğitimleri destekleyecek nitelikte konumlandırıldı.  

“Kadromuz ve müfredatımızla bir ilki gerçekleştiriyoruz”

SAHA MBA Programı’na sektör yöneticilerinin ve yönetici adaylarının yoğun ilgi gösterdiğine dikkat çeken SAHA İstanbul Genel Sekreteri İlhami Keleş, “Türkiye’nin üst düzey yöneticilerinin, dünyanın ve Türkiye’nin önemli üniversitelerden öğretim üyelerinin yer aldığı uluslararası kaliteye sahip eğitim kadromuz ve müfredatımızla bir ilki gerçekleştiriyoruz. Katılımcılara uluslararası bir bakış açısı ile rekabet edebilme kabiliyeti kazandıran 2020 programımızı, İstanbul’da Bilim Üsküdar’da, Ankara’da Teknopark Ankara’da ve Gaziantep Sanayi Odası olmak üzere 3 merkezde gerçekleştirdik ve oldukça yoğun bir katılım aldık. Harvard, Oxford, Stanford, London Business School gibi dünyanın önde gelen okullarının aralarında bulunduğu on beş üniversitenin MBA programlarını inceleyerek hazırladığımız SAHA MBA ile 5 yılda dünyanın 10 MBA’den biri olmayı ve ülkemizin Milli Teknoloji Hamlesi’ne katkılarımızı geleceğin yöneticileri yetiştirerek sürdürmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.  

“Kümelenmemizin başarı hikayelerini gelecekte de sürdürmek istiyoruz”

SAHA MBA’in Türkiye’nin milli ve yerli savunma sanayisine hız kazandıracağını söyleyen Keleş, “SAHA MBA ile gelecekte sektörde yönetici olmayı hedefleyen adayları ve kariyerinde ilerlemek isteyen yöneticileri, değişen dünyanın tüm koşullarına en güncel bilgi ve uygulamalarla hazırlıyoruz. Sektörün içinde yer alan VIP hocalarımız, sektörün tüm dinamiklerini karşılayan ders ve temalarımızla ekonomik gelişimden dijital dönüşüme, yöneticilik becerilerinden, hukuki süreçlere kadar bir yöneticinin ihtiyaç duyacağı bilgileri en ince detaylarıyla aktarıyoruz. Türkiye’de bir benzeri daha olmayan programımız ve yetiştirdiğimiz yöneticilerle kümelenmemizin başarı hikayelerini gelecekte de sürdürmek istiyoruz” dedi.   

Gelecekteki ihtiyaçlara cevap verecek 

Keleş sözlerini şöyle tamamladı: “SAHA MBA 2020 programımızla savunma, havacılık ve uzay sektörlerinde faaliyet gösteren firmalarımızın yöneticilerinden ve firma sahiplerinden oluşan 83 katılımcımız; Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali TAHA KOÇ, Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Dr. Celal SAMİ TÜFEKÇİ, SAHA İstanbul YK Başkanı Haluk BAYRAKTAR,
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan MANDAL, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Fatih KACIR, ASELSAN YK Bşk. ve Gn. Md. Haluk GÖRGÜN, TUSAŞ Gn. Md. Prof. Dr. Temel KOTİL, İstinye Üniversitesi Doç Dr. Fahri ERENEL, ABD Portland  Üniversitesi Prof. Dr. Tuğrul DAİM, British Columbia Üniversitesi Prof. Dr. Yusuf ALTINTAŞ, Amerika North Carolina Üniversitesi Prof. Dr. Övül SEZER gibi  hocalardan ders aldı. 3’üncü MBA programımız 2021’in eylül ayında; birbirinden değerli, sektörün içinde olan, dinamikleri çok iyi bilen sektör lideri hocalarımızla sektörün gelecekteki ihtiyaçlarına cevap veren içeriklerle başlayacak.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Burgan Bank pandemi sonrasında da uzaktan çalışmaya devam edecek

Çalışan motivasyonu ve aidiyetini artırmak için çalışmalarını sürdüren Burgan Bank; hibrit çalışma modeli ‘Evde Ofiste Burgan Seninle’yi kalıcı hale getirdi.

Butik bankacılık anlayışıyla müşterilerinin ihtiyaçlarına yönelik özel çözümler üreten Burgan Bank, paydaşlarının yanı sıra çalışanlarının hayatlarına da özel deneyimler katmaya önem veriyor. Hibrit çalışma modelini kalıcı olarak uygulamaya başlayan Burgan Bank, genel müdürlük çalışanlarına haftanın belirli günlerinde evden, belirli günlerinde ofisten çalışma imkânı sunuyor.  

 “Evde Ofiste Burgan Seninle ile dönüşümlü olarak şehir dışından çalışmak da mümkün”

Çalışan sağlığı ve motivasyonunun öncelikli konuları arasında yer aldığını belirten Burgan Bank İnsan Kaynakları, Organizasyon ve Kurumsal İletişim Genel Müdür Yardımcısı Levent Ergin, “Mevcut çalışma kültürü ve deneyiminin zenginleştirilmesi, tercih edilen işveren kimliğinin sürdürülebilirliğinin sağlanması için iki yıl önce “İşveren Markası Projesi’’ni hayata geçirdik. Tüm işveren markası çalışmalarımızı da “Burgan Seninle’’ mesajının etrafında şekillendiriyoruz. Çalışanlarımıza enerjisini ve potansiyelini yansıtabileceği dinamik bir ortam sunuyor, çalışma ikliminde samimi iletişimi ve birlikteliği esas alıyoruz. Bu doğrultuda; ‘Evde Ofiste Burgan Seninle’ adını verdiğimiz evden ve ofisten hibrit çalışma modelimizle evden çalışma, pandemi sonrasında da çalışma hayatımızda yer alacak. Ayrıca yeni çalışma modelimiz, şehir dışından çalışmayı mümkün kılıyor. Böylece çalışanlarımız ekip içerisinde dönüşümlü olarak, istedikleri yerden işlerine devam edebilecek. Banka olarak bu modelimizle çalışma sınırlarını ortadan kaldırıyoruz’’ dedi. 

‘‘Çalışanlar, ailelerine ve kendilerine daha fazla zaman ayırabilecek’’

Yeni çalışma modeli ile genel müdürlük çalışanlarının, haftanın belirli günleri evden belirli günleri ofisten çalışabileceklerini belirten Ergin, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu modelimizle çalışanlarımızın trafikte kaybettikleri zamanı en aza indirerek, ailelerine ve kendilerine daha fazla zaman ayırmalarını amaçladık. Bu olumlu etkiyle de motivasyon ve enerjilerini daha da artırmayı hedefledik. Bu hedeflerimize ulaşacağımıza da gönülden inanıyoruz. Böylesine önemli bir kararda; çalışma arkadaşlarımızın da uzaktan çalışma karşısında görüşlerini almak istedik ve yüzde 84 oranında olumlu yanıt aldık. Bu rakam bile yeni modelimizin ne denli etkili olacağını şimdiden hissettiriyor” dedi. 

“Her zaman Burgan Seninle diyoruz”

Pandemi döneminde motivasyon artırıcı etkinliklerine devam ettiklerini ve sürekli yeni aktiviteler gerçekleştirdiklerini aktaran Ergin, “Burgan Bank olarak pandemi döneminde bankamızın psikoloğu, doktoru, diyetisyeni, spor hocaları ve eğitim koçlarıyla gerçekleştirdiğimiz online etkinliklerimizle çalışanlarımızın her zaman yanında olduk, onların bu dönemi daha güçlü atlatmalarını amaçladık. Online yelken derslerimizle çalışanlarımızı, kaygılarından uzak tutup farklı alanlara odaklanmalarını sağladık. Kariyer ve kişisel gelişimlerine katkı sağlayan eğitimlerimize aralıksız devam ettik. Motivasyon söyleşilerimizi bu dönemde online sürdürerek çalışanlarımızın yanında olduk ve ne denli büyük bir ailenin içinde olduklarını hissettirmeye çalıştık. Yine yayınlamaya online devam ettiğimiz iç iletişim dergimizle çalışma arkadaşlarımızı, bankamızda ve sektörde yaşanan gelişmelerden haberdar ettik. Hayata geçirdiğimiz yeni zindelik programımız “Burgan Zindelik Kulübü” kapsamında online olarak haftalık yoga, nefes farkındalığı, zumba gibi derslerimizle çalışanlarımızla buluştuk, söyleşilerle bir araya geldik. Tüm etkinliklerimizle evde ya da ofiste çalışanlarımızın hayatının her anında, onların yanlarında olmaya devam edeceğiz” dedi.    

“Bilgi Teknolojileri dönüşüm çalışması başlattık”

Ergin sözlerini şöyle tamamladı: “Bilgi teknolojileri ekiplerimiz için kapsamlı bir kültürel ve organizasyonel dönüşüm projesi başlattık. Danışmanlık alarak yürüttüğümüz bu çalışmada tüm BT çalışanları ile hem birebir hem de odak grupları halinde görüşerek; gelişim alanları ve beklentilerini öğrendik. Geri bildirimleri, ihtiyaçları ve gidilmek istenen noktayı değerlendirip bankamızın dijital dönüşüm stratejisiyle doğru orantılı olarak, iş yapış biçimleri ve teknolojilerimizi yapılandırmak için gerekli yatırımlarımızı yapacağız.” 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı