Aylık arşivler: Ekim 2021

Erken Tanı ile İyi Sonuçlar Mümkün! (1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı)

Meme kanseri, dünyada kadınlarda en sık görülen kanserdir! Ölüme yol açan kanserler arasında da ikinci sıradadır. Özellikle Batı toplumlarında (AB ülkeleri, ABD) yaklaşık her 8 kadından birinde meme kanseri görülmektedir.

 

“Meme kanserinden korunmak açısından; zayıf olmak, spor yapmak, gereksiz ve uzun süreli hormon ilaçları kullanmamak, daha temiz bir çevrede bulunmaya çalışmak ve stresi mümkün olduğu kadar kontrol altında tutmak çok önemlidir” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Abut Kebudi, meme kanserini ve tedavi sürecindeki yenilikleri anlattı.

En Sık 40’lı Yaşlarda Görülmekte!

Meme kanseri, en sık 40-49 yaşları arasında görülmekle beraber, daha genç ve daha yaşlı kuşakta da bu tanı konabilmektedir. Meme kanseri nedenleri arasında genetik ve ailesel faktörler yaklaşık yüzde 5-15 oranında etkili olabilmekte, büyük çoğunluğunda neden tam olarak bilinmese de yaş, çevre faktörleri, radyasyon, beslenme, hormonal faktörler önemli rol oynamaktadır. Meme kanserinden korunmak açısından zayıf olmak, spor yapmak, gereksiz ve uzun süreli hormon ilaçları kullanmamak, daha temiz bir çevrede bulunmaya çalışmak ve stresi mümkün olduğu kadar kontrol altında tutmak çok önemlidir. Ayrıca ayda bir kendi kendine yapılan muayene, risk durumuna uygun sıklıkta meme muayenesi için bu konuda uzman olan bir doktora başvurmak ve bu konuda yapılan yayınları takip etmek te çok önemlidir. Amaç, her ne kadar bu hastalığa yakalanmamak olsa da, erken safhada konacak bir tanı ile daha az tedavi ile çok iyi sonuçlar almak mümkündür. 

Bugünün çağdaş tıbbında meme kanseri ile mücadelede şunlar önemlidir;

  • Risk gruplarını belirlemek
  • Önlenebilir risk faktörlerini ortadan kaldırmak
  • Hastalık gelişirse en erken yakalamak
  • Mümkünse hayat kalitesini bozmadan en az tedaviyi uygulamak
  • Organını kaybetmeden tedavi etmek
  • Mümkün olan en uzun sağ kalımı elde etmek
  • Erken tanı için Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği tarama programı
  • Kendi kendine muayene 20’li yaşlarda başlamalı
  • Doktor muayenesi, 20-39 yaş arası 3 yılda bir, 40 yaşından itibaren de yılda bir olmak üzere ihmal edilmemeli
  • Mamografi 40 yaşından itibaren risk durumuna göre yılda veya 2 yılda bir yapılmalı

“Meme Koruyucu Cerrahi” Gündemde!

Önceden meme kanseri tanısı konduğu zaman meme ve koltuk altı komple alınmaktaydı. Şimdi bu ameliyat özel durumlarda (memede yaygın tümör, küçültülemeyen büyük tümör, hasta tercihi vs.) tercih edilmektedir. Daha sonraları anlaşıldı ki; tüm memeyi almanın hastanın yaşamına faydası olmadığı gibi kötü kozmetik bir sonuca da yol açmaktadır. Böylece memenin kısmen alındığı   “Meme Koruyucu Cerrahi” gündeme gelmiştir. Bir aşama sonrası da “Onkoplastik Meme Cerrahisi”dir. Burada memedeki tümör büyük de olsa memeyi kaybetmeden uygun plastik yöntemlerle yapılan ve memenin şeklini mümkün olduğu kadar en iyi şekilde koruyabilen ameliyatlar söz konusudur.

Silikon İmplantlar Sayesinde İyi Hissetmek Mümkün!

Ayrıca, memeyi komple almamız gereken durumlarda da, mümkünse memenin cildini koruyup içini boşalttığımız ve yerine uygun silikon implant yerleştirdiğimiz ve böylelikle gayet iyi bir kozmetik sonuç alabildiğimiz bir ameliyatı (Subkutan Mastektomi) tercih etmeye çalışıyoruz. Bu ameliyat, riskli kadınlarda kanser gelişmeden de koruyucu olarak yapılabilmektedir. Buna örnek olarak, Angelina Jolie’yi verebiliriz.

Koltuk Altı Cerrahisinde de Ciddi Gelişmeler Var!

Koltuk altı cerrahisinde de ciddi gelişmeler vardır. Geçmişte, her meme kanseri ameliyatında tüm koltuk altı lenf dokusu çıkartılmaktaydı ve buna radyoterapi de eklendiğinde 5 kadından birinde kötü sonuçlara yol açan kolda şişmeye sebep olabilmekteydi (lenfödem). Günümüz meme cerrahisinde ise, artık koltuk altı dokusu örneklenmekte ve gerek varsa cerrahi müdahale yapılmakta veya bölgesel tedavi sadece radyoterapiye bırakılabilmektedir. Hastalığın belli bir aşamayı geçtiği, ancak henüz metastaz yapmış olmadığı hastalarda da ameliyat öncesi kemoterapi uygulanmakta ve hastalık geriletilerek yukarıdaki tedavilerden uygun olanı yapılmaktadır.

Kısaca Çağdaş Meme Kanseri Tedavisinde Amaç;

  • Hastalığı önlemeye çalışmak
  • Hastalık önlenememişse en erken yakalamaya çalışmak
  • En az tedavi ile mümkün olan en iyi kozmetik sonuçla ve en iyi yaşam beklentisiyle hastamızı tedavi etmektir.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Pedallar Kalp Sağlığı İçin Çevrildi

Memorial Sağlık Grubu, kalp ve damar hastalıklarının önlenmesi için düzenli fiziksel aktivite ile hareketli yaşamın büyük önem taşıdığını vurgulamak ve bisiklet sporunun gelişimine katkı sağlamak amacıyla Dünya Kalp Günü dolayısıyla “Kalbin İçin Pedalla” etkinliğini düzenledi.

 

Memorial Bahçelievler Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ömer Göktekin’in yönetiminde, Kalbin İçin Pedalla Grubu ve Salcano işbirliği ile düzenlenen bisiklet sürüşü, tedavileri devam eden kalp hastalarının ve profesyonel bisiklet sürücülerinin katılımı ile gerçekleştirildi. 

 

Memorial Bahçelievler Hastanesi’nden başlayan bisiklet turu Ataköy’den devam etti ve yeniden başlangıç noktasında son buldu. Bisiklet turuna katılan kalp hastaları her pedal çevirişlerinde kalplerinin yenilendiğini hissettiklerini ifade etti.

 

Memorial Bahçelievler Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ömer Göktekin etkinlikle ilgili yaptığı konuşmasında, "Kalp hastalığının en önemli tedavisi aslında spor ve egzersizdir. Kolesterol ve şeker yüksekliği, kilo ve stres gibi riskler kalp rahatsızlıklarına yol açar. Egzersiz ve spor bütün bunların ilacıdır. Kolesterol ve tansiyonu düşürür, stres ve sıkıntıları azaltır, obeziteyi önler. Dolayısıyla bütün bu faydaları sağlayan bir etkinliktir. Bisikletin bütün sporlar içinde yeri çok farklıdır. Çünkü yapılması daha kolay bir spordur. Biz hastalarımıza hızlı yürümeyi ve yüzmeyi tavsiye ediyoruz ama en önemlisi bisiklete binmeleridir. Ameliyat ettiğimiz hastalarımıza hastanelerde bile bisiklet aracılığıyla spor yaptırıyoruz. Bisiklet sürmek bir kalp hastası için çok önemli bir spor. Kalp hastaları uzun süre bisikletle spor yapabilir" dedi.

Kalp hastalarının önemli bir kısmının obezite hastası de olabildiğini ve hızlı yürümenin kendilerine zor geldiğini anlatan Prof. Dr. Göktekin, "Ameliyat ettiğimiz hastalarımıza hastanelerde bile bisiklet aracılığıyla spor yaptırıyoruz. Hakikaten bisiklet, bir kalp hastası için bir numaralı spor diyebilirim. Kalp hastaları uzun süre bisikletle spor yaparak aktif kalabilir" diyerek sözlerini noktaladı.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Prof. Dr. Yücel Karaman “Çikolata Kisti” konusunda uyardı!

Kadınlar arasında yaygın şekilde görülen endometriozis, bilinen adıyla “çikolata kisti”, kadınların yüzde 30’unda infertilite (kısırlık) nedeni. Kimi kadınlarda hiçbir belirti vermezken kimilerinde dayanılmayacak sancılara sebep olan ve bebek isteği duyan kadınların hikâyesinde “gebe kalamama” ile kendini gösteren çikolata kisti tedavi edilmemesi durumunda olumsuz tablolara neden olabiliyor.

 

Özellikle cerrahi tedavi konusunda titiz davranmak gerektiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Yücel Karaman, “Kadın gebe kalmadan ya da yumurta toplama işlemi gerçekleştirilmeden kistin cerrahiyle alınması durumunda hastanın doğurganlığına ağır şekilde zarar verebilir.” uyarısında bulundu. 

 

Jinekolojik muayene son derece önemli

Her yıl ülkemizde yaklaşık iki milyon kadını etkileyen endometriozis hastalığının belirlenebilmesi için düzenli jinekolojik muayenenin önemine değinen Prof. Dr. Yücel Karaman, “Endometriozis, üreme organlarında oluşturduğu yapışıklıklar nedeniyle yumurtanın tüplerin içine ulaşmasını engelleyebilmektedir. Bazen de tüplerin ucunu tıkayarak yani ‘tübal tıkanıklığa’ yol açarak gebeliğin önüne geçebilir.” dedi. 

 

Kadınlardaki adet süreci başladığında rahim içindeki ”endometrium” tabakası dışarı atılırken aynı tabaka tüplerden karın boşluğuna da geri dökülebilmektedir. Bağışıklık sistemi sağlıklı olan kadınlarda geri akan bu kan temizlerken bağışıklık sisteminde problem olanlarda ise çikolata kistleri oluşmaktadır. Karın boşluğundaki endometrium tabakası tüplere, yumurtalıklara hatta bağırsağa ya da idrar torbasına yapışarak yerleşir ve inflamasyona neden olur. Hastalığın ilerleyen döneminde kanamalar, doku iyileşmeleri ve karın içinde yapışıklıklar ortaya çıkmaktadır. Hastalık, karın boşluğunda inflamasyon oluşturması, tüp ve yumurtalıklarda yapışıklıklara yol açması nedeniyle rahim iç duvarının gebeliğe uygunluğunu bozmakta ve yumurtalık rezervinin azalmasına, dolayısıyla da kısırlığa yol açmaktadır.

 

Çikolata kisti nedir?

Çikolata kisti kadınların yumurtalıklarında, tüplerinde ve rahiminde yer alan her âdet kanamasında kendi içine kanayarak büyüyen bir kist türüdür. Çikolata denilmesinin nedeni beklemiş kanın koyu çikolata kıvamında bir görünüm almasıdır. Bu kistlerin gerçek adı endometriomadır. Çikolata kisti olan kadınların en büyük şikâyeti ağrılı adet kanamalarıdır. Ağrılı kanamalara cinsel ilişkide ağrı, büyük aptes sırasında ağrı, idrar yaparken ya da idrar sonunda ağrı eşlik edebilir. Kişiler çocuk sahibi olamayabilir. Bazı hastalarda âdet düzensizliği olabilir. 

 

Hastalığın belirtileri nelerdir?

– Karnın alt bölgesinde sürekli şiddetli ağrı

– Cinsel ilişki ya da âdet süresince şiddetli ağrı

– Karında şişkinlik

– Büyük tuvalete çıkarken zorlanma ve ağrı, bazen ishal 

– Sık idrara çıkma ve idrarda kan görülmesi

– Âdet öncesi lekelenme tarzı kanama

– Âdet döneminde ağrı

– Yan ağrısı, sırt ağrısı

 

Medikal tedavi sonuç veriyor

 

Ağrısı ön planda olan endometriozisli kadınlar medikal tedaviden fayda görebilirken ilerlemiş vakalarda cerrahi tedavi gündeme gelmektedir. Eğer kişi gebe kalamama şikâyeti yaşıyorsa ilk aşamada aşılama ve tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerinden yararlanılmaktadır. Tüp bebek tedavisi uygulanan hastalar gebe kalabilmektedir. Yardımcı üreme yöntemlerinden yanıt alınmaması halinde ise cerrahi olarak hastalığın temizlenmesi yoluna gidiliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kilonuzun Nedeni Yeterli Kadar Uyumamanız Olabilir

Uykunun beden ve ruh sağlığımız üzerinde sayısız faydası bulunuyor. İyi bir gece uykusunun kilo vermeye ve ideal kiloyu korumaya yardımcı olduğunu anlatan Yataş Uyku Kurulu Üyesi Doktor Diyetisyen Çağatay Demir, uyku ve kilo arasındaki ilişkiyi bilimsel araştırmalar ışığında anlatıyor.

 

Uyku ve kilo kontrolü arasındaki ilişki uzun zamandır biliniyor. İyi bir gece uykusunun sağlığa olan faydalarının yanı sıra kilo vermeye ve ideal kiloyu korumaya da yardımcı olduğu sık sık dile getiriliyor. Uzun yıllardır yapılan araştırmalarla 6 saatten az uyuyan yetişkinlerin ve 10 saatten az uyuyan çocukların fazla kilolu olma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirlendi. Yataş Uyku Kurulu Üyesi Doktor Diyetisyen Çağatay Demir, günümüzde sürdürülen çalışmalarda ise uyku ve kilo kontrolü arasındaki bu bağlantının aslında sanıldığından da güçlü olduğunu ortaya koyduğunu belirtiyor.

Az uyuyanlar daha fazla karbonhidrat tüketiyor

Dr. Dyt. Demir, bu çerçevede Colorado Üniversitesi’nde 16 sağlıklı erkek ve kadın üzerinde gerçekleştirilen 2 haftalık bir uyku deneyini şöyle anlatıyor: “Denekler metabolizmalarının, tükettikleri oksijenin ve ürettikleri karbondioksitin izlendiği özel odalara alındı. Yedikleri her yiyecek kayıt altına alındı ve uyku saatleri kesin olarak belirlendi. Amaç, yetersiz uykunun bir haftalık bir sürede bile kişinin kilosunu, davranışlarını ve fizyolojisini nasıl etkileyebileceğini göstermekti. Araştırmacılar, geç saatlere kadar uyanık kalan ve 6 saatten az uyuyan insanlarda ilk olarak bir metabolizma hızlanışı tespit etti, günde ortalama 111 kalori daha fazla harcadığı görüldü. Ancak kalori harcamasındaki artışa rağmen az uyuyan grup, günde 9 saat uyuyan diğer gruba kıyasla çok daha fazla yemek yedi. Ve bu davranışsal değişiklik, az uyuyan gruba birinci haftanın sonunda ortalama 1 kilo aldırmıştı. İkinci hafta boyunca, ilk olarak 9 saat uyutulan grup 5 saat uyutulmaya; ilk olarak 5 saat uyutulan grup da 9 saat uyutulmaya başlandı. İlk hafta az uyuyup kilo alan grubun, yeterli miktarda uyumaya başlayınca, aldığı kilonun bir kısmını verdiği tespit edildi. Üniversitenin uyku laboratuvarı direktörü Kenneth Wright’a göre az uyumak kişinin yediği yiyecek miktarını arttırmakla kalmıyor, yediği yiyeceklerin niteliğini değiştirmesine de sebep oluyor. Buna göre, kişiler az uyudukları zaman karbonhidratları daha fazla tüketme eğiliminde oluyorlar. Bu insanların gün içinde yemek yedikleri saatler, yani beslenme düzenleri de değişime uğruyor. Az uyuyan insanlar nispeten daha küçük kahvaltılar yapıp asıl kalorilerini akşam saatlerinde ve özellikle akşam yemeğinden sonra almaya yatkın oluyor. Akşam yemeğinden sonraki atıştırmalıklar dâhilinde tükettikleri kaloriler, günün diğer bütün öğünlerinde tükettikleri kalorileri geçebiliyor.”

 

Yetersiz uyku yağ hücrelerini 20 yıl yaşlandırıyor

Yataş Uyku Kurulu Üyesi Dr. Dyt Çağatay Demir, genel itibarıyla az uyuyan kişilerin yüzde 6 oranında daha fazla kalori aldığına dikkat çekiyor. Az uyuyan kişilerin daha fazla uyuduklarında daha sağlıklı yemeye, daha az karbonhidrat ile daha az yağ tüketmeye başladıklarını belirten Dr. Dyt. Demir, araştırmalara göre az uykunun kişinin biyolojik saatini değiştirdiğine, sabah çok az kahvaltı etmelerinin ya da hiç kahvaltı etmemelerinin de nedeninin buna bağlı olduğunu anlatıyor. 

Yetersiz uykunun yağ hücrelerinin biyolojisini de değiştirdiğini söyleyen Dr. Dyt. Demir, bu değişimi şöyle anlatıyor: “Chicago Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada deneklerin 8,5 saatlik uykudan 4,5 saatlik uykuya yapılan geçişi izlendi. Katılımcıların az uyuduğu 4. gecenin sonunda yağ hücrelerinin insülin hormonuna olan hassasiyeti azaldı, diyabet ve obeziteyle bağlantılı metabolik değişimler gözlendi. Araştırmaya göre az uyumak metabolik olarak yağ hücrelerini 20 yıl yaşlandırıyor. Harvard Toplum Sağlığı Merkezi Obeziteyi Önleme Birimi’nde 68 bin orta yaşlı Amerikalı kadın ile 16 yıllık bir süre zarfında yapılan bir başka çalışmaya göre 5 ve daha az saat uyuyan kişilerin, 7 ve daha fazla uyuyan kişilere kıyasla obeziteye yüzde 15 daha fazla yatkın olduğu tespit edildi.”

 

6 saatten az uyuyan kişiler düzensiz besleniyor

Yetersiz uykunun açlığı kontrol eden hormonları da etkileyebileceğine dikkat çeken Dr. Dyt. Demir, 2004 yılında yürütülen küçük çaplı bir çalışmaya göre, az uykuya maruz kalan genç erkeklerin açlık hormonu adı verilen ve iştahı arttıran “girelin” seviyelerinin arttığı, tokluk hormonu “leptin” seviyelerinin azaldığı belirtiyor. Geç saatlere kadar ayakta kalan insanların geceyi uyuyarak geçiren insanlara göre yemek için çok daha fazla zamanları olduğundan gün içinde daha fazla kalori aldıkları da hatırlatan Dr. Dyt. Demir, “Japon işçilerle yapılan bir çalışma; 6 saatten az uyuyan işçilerin dışarıda yemeye, düzensiz saat aralıklarıyla yemeye ve 6 saatten fazla uyuyan insanlara kıyasla daha fazla atıştırmaya meyilli olduklarını ortaya koydu. Ayrıca yeterli uyumayan kişiler, gün içinde daha yorgun hissediyor, bu da fiziksel aktivite için isteksizliğe sebep oluyor. Dolayısıyla bu kişilerin daha az aktif oldukları ve daha kolay kilo aldıkları biliniyor. Bunların yanı sıra laboratuar çalışmalarında az uyuyan kişilerin vücut ısılarının daha düşük olduğu belirlendi. Bu düşüş, enerji harcamasının azalmasına neden olabiliyor. İyi ve yeterli uyku obezite problemini tamamen çözmeyebilir ama ancak uyku alışkanlıklarına dikkat etmek kişilerin kilo kontrolü sağlamalarına yardımcı olabilir” diyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

‘Şaşkın Aşıklar’ 6 Ekim’de Trump Sahne’de

Melda Gür, İrfan Kangı, Zeynep Gülmez, Cem Kılıç ve Burcu Binici’nin başrollerini paylaştığı ‘Şaşkın Aşıklar’ tiyatro oyunu, 6 Ekim Çarşamba saat 20:30’da Trump Sahne’de izleyicilerle buluşuyor.

Marc Camoletti’nin kaleme aldığı, İrfan Kangı’nın yönettiği ‘Şaşkın Aşıklar’, evli bir Fransız çiftin birbirlerini aldatmaya çalışırken düştükleri komik durumları sahneye taşıyor. 

Akılları dışarıda kalmış Fransız karı kocanın yuvalarını dağıtmamaları için hizmetçileri Anna’nın verdiği çılgın mücadeleyi anlatan oyun, eğlendirici ve hareketli sahneleriyle bu gerçeği izleyiciye başarıyla kanıtlıyor. 

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Korona Günlükleri Kitap Oldu

Ümit Orman’ın otobiyografi kitabı “İnsan”, sadece bir ömrün değil, kadınca bir savaşın, ölüme dahi kafa tutmanın Ümitli hikâyesi bu! Fikret Orman’ın ablası, otomotiv dünyasının kadın gücü Ümit Orman, hem kendi ilham veren hikâyesini hem de hayatın, anılarının izini, ‘’İnsan’’ isimli kitabında sürüyor.

 

“Ruh hastalandı mı beden iskeletten öteye gidemiyor.” Ümit Orman 

Ümit Orman, korona günlerinde evde geçirdiği vakti, ilham veren hayatını ve yaşadığı güçlükleri “günlüğe” dökerek geçirdi; ardından tüm Türkiye ile paylaşmak için kitaplaştırdı. İNSAN kitabını Orman, “kendi ile hesaplaşmak ve iç dökmek amacıyla” yazdığını söylüyor. O, erkek egemen iş dünyasında kadın olarak gücünü gösterdi ancak bilmediği, hayatın ona talihsiz sürprizler hazırladığıydı!

Ölümle yaşam arasında gidip gelme

2003 yılında trafik kazası geçirdi, kırılmadık kemiği kalmadı, hatta yüzü asfaltta ezildi. On ameliyat boyunca yılmadı, yaşama tutundu çünkü adı üstünde, o Ümit’ti. Orman ailesinin en yaramaz çocuğu, 11 Mart 2021’de günlük tutmaya başladığında tekrar kanser olduğundan habersizdi. Bu ona ikinci kötü sürprizdi…

Annesi kanser tedavisi görürken, Ümit’e de kanser teşhisi kondu; ana-kız iki hafta arayla ameliyat oldu. Ümit yine pes etmedi çünkü kolayca yılmak ne doğasında var ne de Laz damarında!

Ümit Orman’ın kendi biyografisini yazdığı “İNSAN”, raflarda.

 A7 Kitap’tan yayımlanan, Ümit Orman’ın dönüşüm sürecini aktardığı İnsan, çoğumuzun bilmediği ya da görmediği ayrıntıları, keskin bir gözle anlatıyor. İnsan’da sadece güçlü bir kadının zorluklarla dolu öyküsünü değil, Türkiye’nin farklı dönemleri ve mekânları ile kurulan arşiv niteliğindeki bağlantıları da bulacaksınız. 

Kitaptan alıntılar:

 

11 MAYIS

“Kainatı düşüncelerimizle, düşünce kalıplarımızla dolduruyoruz ve kendi dünyamızı yaratıyoruz. Peki, bu dünyada suçlu var mı? Tabii ki; suçlu biziz. Başkalarını suçlamanın hiçbir anlamı yok. Huzuru bulamıyorsanız sakın başkalarını suçlamayın, kendinize yeni bir sayfa açın.”

 

3 TEMMUZ

“Üç sefer ölümle burun buruna geldim. Sırasıyla onları da anlatacağım. Hatta yarın bir tanesinin yıldönümü.”

 

23 EKİM

“4 Kasım’da, Fikret’in doğum gününde ikinci kez kanser olduğumu ve kanserin sağ göğsümü ve sağ kol altımdaki lenf bezlerimi sardığını öğrendim! Halbuki bu mereti yenmek için 3 ay Phuket’te, özel bir kanser araştırma merkezinde kalmıştım ve Allah’ın her günü, göğsümdeki portumdan dünya kadar kanser ilaçları alıyordum. Aldığım derin yarayı annem sayesinde atlattım.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İklimlendirme Sektörü, ISK-SODEX’te İlave 500 Milyon Dolar İhracat Potansiyeli Elde Etti

Avrasya Bölgesi’nin lider HVAC&R sektörü buluşma noktası olan ISK-SODEX, bu yıl Avrupa, Asya ve Afrika kıtasından 812 firmanın katılımıyla gerçekleşti. COVID-19 salgınıyla birlikte tüm dünyada önem kazanan sağlıklı iklimlendirme çözümleri fuara damgasını vuran fuarı ziyaret eden yabancı sayısında 2019’a kıyasla 27 artış oldu. 53 ülkeden 300 profesyonel satın almacının katıldığı B2B İkili İş Görüşmeleri ile de Türkiye iklimlendirme sektörü yeni ihracat iş birlikleri gerçekleştirdi. Sektör, önümüzdeki iki yıl içinde gerçekleştirilmek üzere ilave 500 milyon dolarlık ihracat potansiyeli elde etmiş oldu.

 

 

Avrasya bölgesinin lider iklimlendirme sanayi fuarı ISK-SODEX, 29 Eylül – 2 Ekim 2021 tarihleri arasında sektör oyuncularını bir araya getirdi. İklimlendirme sanayinde sağlıklı iklimlendirme çözümleri temasıyla düzenlenen ISK SODEX 2021’de; 27 ülkeden 812 katılımcı, Türkiye dahil 95 ülkeden fuarı ziyarete gelen 86.217 sektör profesyoneli ziyaretçi ile bir araya gelerek önemli iş birliklerine imza attı.

 

Hannover Messe Sodeks Fuarcılık tarafından ISKAV, DOSİDER, İSKİD, İZODER, TTMD eş organizatörlüğünde ve POMSAD, SOSİAD, ESSİAD, MTMD ve KBSB destekleriyle gerçekleştirilen ISK-SODEX Fuarı’nda Türkiye’deki üreticiler, İSİB’in katkılarıyla düzenlenen B2B İkili İş Görüşmeleri’nde 53 ülkeden 300 profesyonel satın almacı ile görüşerek ihracata yönelik yeni iş birlikleri gerçekleştirdi. B2B İkili İş Görüşmeleri’nde bir önceki fuara kıyasla katılımcı ülke sayısı 44’ten 53’e çıkarken, katılan satın almacı sayısında 46 artış sağlandı. Fuar süresince gerçekleştirilen iş birliği görüşmeleri neticesinde; sektör firmaları, önümüzdeki iki yılda gerçekleştirilecek, ilave 500 milyon dolarlık ihracat potansiyeli sağladı.

 

Yabancı ziyaretçi sayısında 2019’a kıyasla 27 artış oldu!

 

Pandemi döneminde, HVAC&R sektöründe bu büyüklükte ve yüksek katılımla yapılan dünyadaki tek fuar olan ISK-SODEX 2021’de; 2019 yılında gerçekleşen fuara kıyasla 27 yabancı ziyaretçi artışı yakalandı. Ayrıca 2019’a kıyasla gerçekleşen online ziyaretçi kaydında da 14 artış elde edildi.

 

ISK-SODEX’te bu yıl önemli ihracat iş birliklerine imza atıldığını belirten Hannover Messe Sodeks Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel şunları ifade etti:

“COVID-19 salgını nedeniyle 1,5 yıldır ara verdiğimiz fuarlarımıza ISK-SODEX 2021 ile yeniden başlamış olduk. Dünya genelinde salgınla ilgili alınan önlemler ve aşılamada yakalanan ivme sayesinde fuarlarımıza eskiden olduğu gibi hem Türkiye hem de yurt dışından büyük ilgi olduğunu gördük. Böyle bir dönemde hem iş ortaklarımız hem ekibimiz büyük bir başarıya imza attı. Yeniden fuar alanında olmak ve işimizi eskisi gibi yapabildiğimizi görmek, bizi yeni dönemdeki etkinliklerimiz için de motive etti. İş dünyasının bir araya gelip, uzun vadeli iş birlikleri kurmaya eskisinden de daha istekli olduğunu gördük. Katılımcı ve ziyaretçi rakamlarımız da bunu net bir şekilde göz önüne koydu. ISK-SODEX, bu yıl gerek katılımcı ve ziyaretçi sayısı gerekse yarattığı iş hacmi açısından bir önceki fuara kıyasla oldukça verimli geçti” dedi. Kühnel, 4 günlük fuar süresince yerli ve yabancı üreticilerle satın almacıları bir araya getirdiklerini belirtirken yapılan iş birliği anlaşmalarıyla sektörün ihracat hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayan bir fuar organizasyonu olduğunu vurguladı.

 

Dünya Devleri ISK-SODEX ile İstanbul’da Bir Araya Geldi!

 

Hannover Messe Sodeks Fuarcılık tarafından gerçekleştirilen ISK-SODEX Fuarı’na, 36.000 metrekare üzerinde bir alanda, 812 firma katıldı. Uluslararası iş birlikleri kurulması açısından verimli ve etkin geçen fuara; Rusya, Almanya, İtalya, Ukrayna, İran, Özbekistan, Fransa, Japonya ve Fas’tan firmalar katıldı.

ISK-SODEX 2021 Forum Alanı’ndaki Etkinlikler Büyük İlgi Gördü

 

Bu yıl fuar kapsamında gerçekleşen Forum Alanı etkinlikleri renkli sunumlara sahne oldu. Dört gün boyunca devam eden etkinliklerde 34 katılımcı firma ve sektörel dernek yetkilisi, 29 oturumda ürün ve hizmetlerinin yanı sıra iklimlendirme sektöründeki yeni düzenlemeler, teknolojik gelişmeler ve inovatif çözümleriyle ilgili bilgi paylaştılar.

Artık geleneksel hale gelen ISK-SODEX Fuarı Çekilişi de katılımcı ve ziyaretçilerden büyük ilgili gördü. 8 Ekim 2021 tarihinde gerçekleştirilecek çekilişin sonuçları 14 Ekim 2021 Takvim gazetesinde yayınlanacak.

 

Fuar Alanında İleri Seviye COVID-19 Önlemleri Uygulandı

 

Hannover Messe Sodeks Fuarcılık; katılımcı ve ziyaretçilerinin, fuar alanında bulundukları süre boyunca güvenliğini ve sağlığını maksimum seviyede korumaya her zaman olduğu gibi bu yıl da özen gösterdi. Fuara girişlerde katılımcılar ve ziyaretçilere aşı, geçirilmiş hastalık veya negatif PCR sorgulaması istendi. Fuar alanında maske, mesafe, hijyen uygulaması yaygın olarak yapıldı. ISK-SODEX’in sektör için bir dönüm noktası olarak hayata geçirdiği bu uygulamanın gereklilikleri, tüm katılımcı ve ziyaretçiler tarafından hassasiyetle yerine getirildi. Ayrıca katılımcı ve ziyaretçiler, fuar süresince bu kuralların aksatılmadan uygulanmasından duyduklarını memnuniyeti de dile getirdiler.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Sales Network Summit 2021, 6 Ekim’de Başlıyor

Sales Network Topluluğu tarafından bu sene 5.’si düzenlenecek olan Sales Network Summit 2021, 6 Ekim’de Maslak TİM Center’da başlıyor. Dört gün soyunca devam edecek olan Sales Network Summit, farklı sektörlerden karar vericileri ve profesyonelleri bir araya getirecek.

 

Sales Network Topluluğu, 5-8 Ekim 2021 tarihlerinde “Sürdürülebilir Dijitalleşme” temasıyla Maslak TİM Center’da bu yıl beşincisini gerçekleştireceği Sales Network Summit’te birbirinden kıymetli konuşmacılar ile satış dünyasının karar vericilerini buluşturmaya hazırlanıyor.  Bir gününün tamamen öğrencilere ayrıldığı dört gün sürecek etkinlikte dünyadaki trendler, özel workshoplar ile ele alınacak. 

5 Ekim’de Yeni Çağda; Satış Sistemleri, Satış Noktaları ve Satışta Koçluk gibi farklı başlıklardan oluşan workshoplarla başlayacak Sales Network Summit, 6-7 Ekim tarihlerinde Sürdürülebilirlik, İklim, Dijitalleşme, Cinsiyet Dengesi ve Çeşitlilik, Tüketici Trendleri, Verimlilik, Yapay Zeka, Kripto Ekonomi, Girişimcilik, Müşteri Deneyimi, Post Corona gibi pek çok konuda 40’dan fazla konuşmacıyı misafir edecek. 

Konuşmacıları arasında Pegasus Airlines, Esas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, Getir Kurucu Ortağı Tuncay Tütek, TAMPF Yönetim Kurulu Başkanı, TOBB Perakende Sektör Meclisi Başkanı Alp Önder Özpamukçu, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül’ün de yer aldığı Sales Network Summit, 8 Ekim tarihinde ise genç yeteneklerin katıldığı Kampüs etkinliği ile devam edecek. 

Etkinlikte ayrıca bu yıl ilk kez organize edilen #LiSA2021 (Leadership in Sales Awards) ödül galası kapsamında 12 ayrı sektörde yılın liderleri açıklanacak. Halk oylaması ile belirlenen kısa listedeki adaylardan gelen formları jüri puanlaması ile seçilen liderler, LİSA özel tasarımlı heykelcikleri ile Sales Network Summit sahnesinde buluşacaklar.

Sales Network Topluluğu Kurucusu Ergün Güler etkinliğe dair görüşlerini “Sales Network Summit'i bu yıl, pandeminin de etkisiyle dijitalleşme süreçlerindeki hızlanma konusunda şirketlerin adaptasyonunu arttırmak, dünyadaki trendler hakkında fikir sahibi olmalarını sağlamak, iyi örnekleri paylaşacak ortamlar yaratmak ve güçlü bir network sunmak amacıyla Sürdürülebilir Dijitalleşme temasıyla ve fiziksel olarak gerçekleştiriyoruz. Pandemi döneminin en başından bugüne sürdürdüğümüz etkin iletişim ve iş birliğinin zirvesini yaşamak üzere 5-8 Ekim’de bizimle olan tüm partnerlerimize, konuşmacılarımıza, sponsorlarımıza ve katılımcılarımıza teşekkür ederim şeklinde açıkladı. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bol Ve Kaliteli Anne Sütü İçin 8 Altın Öneri

“Sütüm yetmiyor mu!”, “Bebeğim aç mı kalacak!”, “Acaba yeterince sütüm var mı?”… Bu ve benzeri sorular çiçeği burnunda annelerin en sık dile getirdikleri endişeler arasında yer alıyor. Eşsiz özelliğe sahip anne sütünden yavrusunu mahrum etmek istemeyen anneler, kimi zaman da gereksiz bir ümitsizliğe kapılabiliyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Demet Matben “Anne sütü bebeğinize verebileceğiniz en değerli armağandır. Bebeğinizi kucağınıza ilk aldığınız andan itibaren fiziksel, ruhsal ve duygusal gelişimi, bağışıklığı için gerekli olan koruyucu ve güçlendirici tüm unsurlar anne sütünde bulunur. Anne ve bebeğin arasındaki bağın oluşması ve güçlenmesinin temel unsuru emzirmedir. ‘Sütüm yetmiyor’ diyerek endişeye kapılmaya gerek yok. Çünkü çoğunlukla hem anne sütünü artırmak hem de anne sütünün kalitesini yükseltmek mümkün olabiliyor.” diyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Demet Matben, bol ve kaliteli anne sütü için 8 altın ipucu verdi, emzirmede yapılan yanlışlara karşı önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

Bebeğinizi sık sık emzirin

Bebek doğar doğmaz ilk yarım saat içinde bebeğinizi emzirin. Emzirmeyi belli saat aralıklarına sabitlemeyin, aksine bebek ne zaman isterse emzirin. Ancak ‘bebeğim uyuyor’ ya da ‘emmek istemiyor’ diyerek emzirmeyi ihmal etmeyin. Yenidoğan döneminde emzirme aralıklarının üç saatten fazla olmaması gerekiyor. 

 

Her iki göğsünüzden emzirin 

Bebeğinizi her iki göğsünüzden emzirin. Tek taraflı emzirme zamanla diğer tarafta sütün azalmasına neden olur. Göğüslerin emzirilerek boşaltılması süt üretimini artırır. Beslenme sonrası veya bebeğin emmediği göğsü özellikle pompa ile boşaltmak da süt artışını sağlar.

 

Stresi kontrol etmeyi öğrenin

Bebekli bir yaşama adapte olmak kimileri için ilk başlarda kolay olmayabilir ancak mümkün olduğu kadar stresten uzak durun. Stresin azı tehlikelere karşı önlem almak için faydalı olurken, aşırı stres ise hem size hem de bebeğinize zarar verebileceğinden stresi yönetmeyi öğrenin. Bebeğinizi emzirirken keyif aldığınız bir müzik dinleyerek, huzurlu ve sakin bir ortamda emzirin.

 

Doğru teknikle emzirin 

Emzirme esnasında bebeğinizin ağzının açık olduğundan ve özellikle memenin areola denilen kahverengi kısmını da ağzına alarak emdiğinden emin olun. Emzirme esnasında ağrı hissetmeniz, bebeğin ağzını şapırdatması veya sadece meme ucunu ağzına alması doğru olmayan emzirme yöntemidir. Bu yanlışlar bebeğin yeterince beslenememesine ve göğüste süt birikimine, meme iltihabına neden olabilir. Ayrıca emzirirken süt gelsin diye memeye makas hareketi yapmak, süt kanallarınızın tıkanmasına yol açabilir. Memenizi alttan ve üstten yanda C harfi oluşacak şekilde hafifçe sıkarak emzirmelisiniz.

 

Uykusuz kalmayın

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Demet Matben “Yapılan bilimsel çalışmalar, anne sütünü arttıran en önemli faktörlerden birinin; annenin uykusunu iyi alması olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yenidoğan döneminde annenin yeterli ve kaliteli uyuması mümkün olamayabiliyor ancak fırsat buldukça uyumaya ve dinlenmeye zaman ayırın.” diyor. 

Bol su için 

Günde en az 8 bardak, özellikle emzirme sonrası su tüketin ve sıvı ihtiyacınızı karşılayın. Ayrıca doktorunuzun önermesi şartıyla süt artırıcı içecekleri de tüketebilirsiniz. Sütünüzü artırabilmek amacıyla kulaktan dolma bilgilerle, doktorun bilgisi olmadan çeşitli ‘bitkisel’ adıyla satılan takviye ürünleri bilinçsizce kullanmayın. Zira hem size hem de anne sütü yoluyla geçerek bebeğinize de zarar verebilir.  

 

Sağlıklı ve düzenli beslenin

Dengeli ve sağlıklı besinler ile öğünlerinizi düzenleyin; üç ana, üç ara öğün şeklinde beslenin. Bitkisel ve hayvansal proteinler, baklagiller, mevsime uygun meyve ve sebzeler, kalsiyum, folik asit içeren yiyecekler mutlaka beslenmenizde yer almalı ve dengeli, yeterli ölçüde tüketilmeli. Şekerli gıdaların süt artımına hiçbir katkısı yoktur, şekeri günlük meyve ve kuru meyvelerden belli miktarda yiyerek alabilirsiniz. Bu nedenle sütünüzün artması amacıyla şekerli gıdalar ya da hazır şekerli içecekleri tüketme yanlışına düşmeyin. Emzirme sürecinde diyet ve aşırı spor yapmayın. Hafif bir yürüyüş günlük aktiviteniz için yeterli olacaktır. 

 

Gece emzirin ya da süt pompalayın

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Demet Matben “Bebeğinizi emzirirken acele etmeyin, sakin davranın. Meme bezlerinden süt salgısını uyaran prolaktin hormonu geceleri daha fazla salgılandığından, geceleri emzirme veya gece süt pompalama sütünüzü artırmaya fayda sağlar.” diyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Ünlü Astrolog Öner Döşer’den Simge Fıstıkoğlu’na Çarpıcı Açıklamalar

Simge Fıstıkoğlu’nun konuğu olan Astrolog Öner Döşer, 2021 yılının son üç ayının değerlendirdi. Haşin sert ve kışkırtıcı bir yeni ay döneminde olduğumuzu söyleyen Öner Döşer, “astrologlar uyarır, akıl var bilim var, kişi kendi tedbirini almalı” diyor

Simge Fıstıkoğlu ile Anlamlı Sorular’ın bu haftaki konuğu, ünlü astrolog Öner Döşer oldu. Simge Fıstıkoğlu ile Öner Döşer, 2021 yılında Türkiye ve dünya geneli için kritik tarihler neler? Güneş patlamaları ne gibi riskler barındırıyor? 6 Ekim ve sonrasındaki yeni ay ve güneş tutulmaları ne anlam ifade ediyor gibi konularda merak edilenleri konuştular.

Kışkırtıcı bir yeni ay olarak değerlendirilen 6 Ekim’in haşin, sert ve risk almaya yönelik durumların ortaya çıkması demek olduğunu söyleyen Öner Döşer, kavga, sert rekabet, mücadele dönemi olarak bu sürece dikkat çekti. Salgın hastalıklar, Türkiye ve dünyadaki ekonomik riskler, krizler, Rusya ile Türkiye ilişkileri, insan ilişkileri, siyasi hareketlenmeler, maddi yatırımlar, sokak hareketleri, hukuk, adalet sistemi, mülteciler, manipülasyonlar, dünya genelinde kısıtlamalar, seyahatler, askeri temalar ve sınır güvenlikleri ile pek çok konuyu astrolojik açıdan değerlendirdi. 

Öner Döşer, 6 Ekim, 20 Ekim, 5 Kasım, 19 Kasım ve 4 Aralık tarihlerine dikkat çektiği sohbeti, Simge Fıstıkoğlu ile Anlamlı Sorular’da izleyebilirsiniz. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı