Aylık arşivler: Kasım 2021

Aliağa Belediyesi’nde Mesleki Yeterlilik Uygulaması

Aliağa Belediyesi, farklı birimlerde görev yapan personeline uluslararası düzeyde geçerli mesleki yeterlilik belgesi kazandırıyor.

 

Aliağa Belediyesi saha birimlerinde görev yapan personel; duvarcı, inşaat boyacı, alçı sıvacı, alçı plakacı, sıvacı, seramik karo ustası, ısı yalıtımcı, inşaat işçisi ve makine bakımcı meslek dallarında eğitim alarak mesleki yeterlilik belgesi almaya hak kazanıyor.

 

Aliağa Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü koordinesinde Mesleki Yeterlilik ve Belgelendirme Merkezi (MEYEMYBK) iş birliğinde gerçekleştirilen eğitimlerle personelin motivasyonunun yanı sıra iş gücü niteliği ile hizmet kalitesinin artırılması hedefleniyor. Eğitimi başarıyla tamamlayan personel, yetkili kurum tarafından düzenlenen sınavı da başarıyla tamamladıktan sonra tüm dünya ülkelerinde geçerli sertifikaya sahip oluyor.

 

Mesleki Yeterlilik Uygulaması’nda İlk eğitim Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nde başlarken eğitimlerde başarılı olanlar mesleki yeterlilik sertifikalarını da aldı. Yıl sonuna kadar tüm müdürlüklerde ‘Mesleki Yeterlilik Uygulaması’ gerçekleştirilerek çalışanlar mesleki yeterlilik belgesine sahip olacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bahçelievler Parkı Yeni Haliyle Göz Kamaştırdı

Nevşehir Belediyesi tarafından yenilenen Bahçelievler Parkı mahalle sakinlerinden tam not aldı. Baştan aşağıya yenilenen park içerisine gençler için basketbol ve futbol sahası yapan Nevşehir Belediyesi, çocukları da unutmadı.

Kentteki birçok mahalleye yıl içerisinde çok sayıda yeni park kazandıran ve mevcut parkların yenileme çalışmalarını sürdüren Nevşehir Belediyesi Bahçelievler Parkı’ndaki çalışmalarını tamamladı.

Parkın içerisine çocuk ve gençlerin spor yapmalarına olanak sağlayan basketbol ve futbol sahası yapan Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri, yetişkinler için ise park içerisine spor kondisyon aletleri yerleştirerek yürüyüş yolları yaptı.

Çocuklar için yeni oyun gruplarını parka yerleştiren ekipler oyun alanının zemini çocukların güvenliği için kauçuk ile kapladı.

Park içerisine ayrıca kent mobilyaları yerleştirerek aydınlatma sistemi yapan ekipler, bakımını yaptıkları mevcut ağaçlara ilave olarak çok sayıda fidan ve süs bitkisi de dikti.

Çimlendirme çalışmaları tamamlanan park yeni haliyle göz kamaştırırken mahalle sakinlerinde de tam not aldı.

Mahalle sakinleri çalışmalar dolayıyla Belediye Başkanı Dr. Mehmet Savran ve belediye ekiplerine teşekkür etti.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Küresel Eylem Günü’nde STK’lardan Çağrı: Adana’da Kömür İstemiyoruz

“Adana’ya temiz hava” imza kampanyasını başlatan Doğu Akdeniz Çevre Platformu (DAÇE); Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi ve Adana Tabip Odası ile birlikte Uğur Mumcu Meydanı’nda kamuoyuna açıklama yaptı. Ayrıca kampanya destekçileri ve iklim savunucuları, Sugözü sahilinde inşaatı devam eden Hunutlu santralini protesto etmek için denizden pankart açtı. Eylemin ve basın açıklamasının ortak talebi: #İklimAdaleti için Sugözü sahilinde inşaatı devam eden Hunutlu ithal kömürlü termik santralinin durdurulması ve kömürden çıkış takviminin açıklanması

Adana’yı kömür santrallerinin yıkıcı etkilerinden korumak için bir araya gelen sivil toplum kuruluşları, sadece Adana’da değil tüm Türkiye’de kömür santrallerinden vazgeçilmesi ve kömürden çıkış takviminin açıklanması için çağrıda bulundu. Yoğun hava kirliliği yaşanan Adana’da, halihazırda iki adet kömür santrali bulunuyor. Buna ek olarak, Çin destekli Hunutlu Termik Santrali’nin yapımı devam ediyor. Bu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Çin’in yeşil ve düşük karbonlu enerjiyi destekleyeceği ve yeni kömür santrali yapmayacağı açıklamasına; Türkiye’nin ise Paris Anlaşmasını imzalamasının ardından açıkladığı 2053 net sıfır hedefine ters düşüyor.

Hunutlu ithal kömürlü termik santralinin yapımına, "Kuşak ve Yol" adıyla bilinen altyapı projesi kapsamında kömüre dayalı enerji projelerine destek veren Çin tarafından 2018 yılında başlandı. Santralin 2022 yılında işletmeye geçmesi planlanıyor.

ADANA’DA HER 5 KİŞİDEN 1’i HAVA KİRLİLİĞİ NEDENİYLE YAŞAMINI YİTİRİYOR

Projenin ÇED raporuna göre Adana’da hava kirliliğinin en az olduğu yaz aylarında yapılan ölçümler, sınır değerlerin üzerinde. Bir başka bilimsel çalışma ise, Adana’da 2019’da gerçekleşen 30 yaş üstü her 5 ölümden 1’inin hava kirliliğine bağlı olduğunu, Suzgözü kumsalının yer aldığı Yumurtalık ilçesindeki kanser vakalarının 2009-2014 arasında beş yılda 11 kat artış gösterdiğini ortaya koyuyor.

Türkiye’nin verimli tarım arazisi üzerine kurulan termik santrallerinin doğanın hassas döngülerini geri dönülmez şekilde etkilediğini belirten Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Menteş açıklamasında, Sugözü Kumsalı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan Deniz Kaplumbağalarının Korunmasına İlişkin 2009-10 sayılı Genelge’ye göre, korunması gereken önemli bir deniz kaplumbağası yuvalama alanı olduğunu belirtti. Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından “tehlike altında” olan yeşil deniz kaplumbağasının (Chelonia mydas) Akdeniz’deki en önemli yuvalama alanlarından biri olan Sugözü kumsalı, türün devamlılığını sağlamak için kritik. Proje, Türkiye’nin de taraf Bern Sözleşmesi’ni ihlal ediyor, ayrıca, hem Çin hem Türkiye’nin imzalamış olduğu Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nin 8d, 8k ve 14c maddelerine aykırı ilerliyor.

KÖMÜRDEN ÇIKIŞ MÜMKÜN

İskoçya’da devam eden iklim müzakerelerinin ana konusu kömürden çıkış olduğu belirtilen açıklamada, Paris Anlaşması’nın imzalanmasıyla başlayan yeşil kalkınma sürecinde Türkiye’nin öncelikli ve acil olarak kömürden çıkışı ilan etmesi gerektiği belirtildi. Menteş “Türkiye’de artık, tüm finansal kaynaklar adil bir enerji dönüşümüne yönlendirilmeli. Bu kapsamda ilk adım olarak, Adana Sugözü sahilinde yer alan ithal kömüre dayalı santralin yapımı hemen durdurulmalıdır. Sadece Hunutlu değil tüm kömürle çalışan santrallerin kapanış takvimleri açıklanmalı! Yol almaya başlanılmazsa sürekli bir yandan sellerle bir yandan yangınlarla boğuşacağız. Kısa sürede de havamızı, toprağımızı, denizimizi kısacası hayatımızı kaybedeceğiz.” dedi

2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için elektrik üretimin fosil kaynaklardan, özellikle kömürden, arındırılması gerekiyor. Türkiye’ye yönelik yapılan güncel çalışmalardan ‘Kömürden Çıkış 2030’’ raporu, kömür teşvikleri kalkar ve karbon fiyatlandırması uygulanırsa en geç 2030 yılında Türkiye’nin elektrik üretiminde kömürden çıkması mümkün. Kömürden çıkış bu kadar kısa bir zaman diliminde olası iken yeni bir kömür santralinin açılmasının anlamsızlığı bir kez daha ortaya çıkıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Geleceğin Sanatçıları Bugünden Yetişiyor

Yeni Türkiye Eğitim Vakfı (YETEV) bünyesindehizmet veren ve eğitim sektöründe 2011’den bu yana inovatif adımlar atan Palet Okulları, yenilikçi vizyonuyla Türkiye’nin ilk Türk Müziği İlkokulu’nu, Çamlıca Kampüsü’nde 2019 yılında kurdu. 

Tamamen Türk müziği temelli bir eğitim modeli uygulayan Palet Türk Müziği İlkokulu’nun resmi açılışı ise 5 Kasım Cuma günü Sayın Cumhurbaşkanı Recep  Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy,Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Palet Türk Müziği İlkokulu Kurucu Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve iş insanı Kazım Türker’in katılımıyla gerçekleşti.

 

Sanat eğitimi kapsamında özel olarak tasarlanan ve geleneksel mimarinin izlerini taşıyan Palet Türk Müziği İlkokulu, 2019-2020 Eğitim Öğretim Dönemi’nden bu yana hizmet veriyor. Palet Türk Müziği İlkokulu’nun resmi açılışında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, okul girişinde kendisini selamlayan çocuklarla sohbet etti ve Türk müziği enstrümanlarının olduğu bölüm ile ilgili bilgi aldı. Uluslararası Caribou Matematik Yarışması’nda dünya birincisi olan öğrenciler; Yusuf Siraç, Yusuf Emir ve Sıddık Ali’yi de tebrik etti. 

 

“İLKOKUL VE ÜNİVERSİTE ARASINDA KURULACAK BAĞLANTIYLA, BU İŞİ ÇOK DAHA BİLİMSEL OLARAK GELİŞTİRME FIRSATINI YAKALAMIŞ OLACAĞIZ”

Neyzen Niyazi Sayın 1’inci sınıf öğrencilerinin sınıfını da ziyaret eden Erdoğan, “Gerçekten çok mutluyum. Böyle bir müzik okulunun yapılmasında emeği geçen Kazım Bey ve Bilal Bey’e, bu boş alanı doldurmuş olmaları sebebiyle şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Tabii bu arada Ankara’da bu işin, bir üniversitesi var. İnşallah Palet Türk Müziği İlkokulu ve üniversite arasında kurulacak bağlantıyla, bu işi çok daha bilimsel olarak geliştirme fırsatını yakalamış olacağız” açıklamasında bulundu.

 

ÖĞRENCİLERE MÜZİK VE SANATA DAİR PEK ÇOK İMKAN SUNULUYOR

Törende konuşan hayırsever iş insanı Kazım Türker ise; “Türkiye’nin ilk müzik ilkokulu olan Palet Türk Müziği İlkokulu’nda tam donanımlı konser salonu, tematik Türk müziği müzesi, ses kayıt stüdyosu, enstrüman yapım atölyesi, dijital ses arvişi, akustik avlu gibi müziğe ve sanata dair pek çok imkan bulunuyor” dedi.

 

YENİ ÖĞRENCİLER, MAYIS 2021’DE YAPILACAK YETENEK SINAVIYLA SEÇİLECEK

Palet Türk Müziği İlkokulu; alanında uzman akademisyenler, Kültür Bakanlığı ve TRT sanatçılarından oluşan güçlü eğitim kadrosu ile öğrencilere çok farklı bir bakış açısı aşılıyor. Sınırlı kontenjanı ve çeşitli burs oranlarıyla Türkiye’de ilk defa böylesine bir eğitiminverildiği Palet Türk Müziği İlkokulu, yeni öğrencileriniise Mayıs 2021’de yapılacak yetenek sınavı ile seçecek.Palet Türk Müziği İlkokulu Kurucu Temsilcisi Yüce Gümüş, gelecek projeksiyonlarını ise şu şekilde özetledi:“Okulumuz, Türkiye’yi uluslararası ölçekte temsil edecek sanatçıların küçük yaşlarda yetiştirilmesi gerektiği vizyonuna yatırım yaparak ilerliyor. İlerleyen yıllardaki stratejik hedefimiz ise bu yapıyı ortaokul ve lise öğrencilerinin katılımıyla daha da güçlendirmek.” 

 

MEB İLKOKUL MÜFREDATI; MÜZİK BRANŞ DERSLERİYLE FARKLILAŞIYOR

Geleneğin, gelecek ile buluştuğu bir eğitim anlayışını; müziğin beraberinde getirdiği edep, nezaket ve asalet ile buluşturduklarını dile getiren Gümüş, “Palet Türk Müziği İlkokulu; bu duygulara sahip, tam donanımlıgerçek sanatçıları yetiştirmek için yola çıktı. Milli EğitimBakanlığı’nın ilkokul müfredatının tamamen uygulandığıokulumuzda, ders programına özel olarak hazırlanmışmüzik branş dersleri ilave ediliyor. Entelektüeldonanımlarının mesleki yetkinliklerine katkıdabulunması hedeflenerek dengeli bir ders dağılımıtasarlandı. Unutulmuş pek çok geleneksel kaynak, öğrenciler için tekrar çalışıldı. Üstatlarımızın yıllaravaran tecrübeleriyle hazırladıkları henüz basılmamış dersnotaları okulumuz için yeniden revize edildi. Hiçbiryerde baskısı olmayan bu türden kıymetli eserlerilerleyen yıllarda ‘Palet’ markasıyla yayın hayatınakazandırılacak. Çocuk ve sanat literatürü kapsamındakiyeni eserler Palet çatısı altında geliştirilecek” yorumunda bulundu.

 

DERSLER; ÖZEL MATERYAL VE TEKNİKLERLE YENİDEN YORUMLANIYOR

Bu kapsamda; ud, kanun, keman, ney, tanbur, klâsikkemençe, kabak kemâne, mey, kaval, balaban, ritimsazlar (kudüm/ bendir/ daire), bağlama gibienstrümanların yer aldığı meslek sazı dersleri, müziğinilmi detaylarını bulacakları solfej-nazariyat, usûl (ritim) uygulama dersleri, ses eğitimi-repertuvar, oyunlu müziktarihi, müzik edebiyatı gibi detayları içeren toplu meşkdersleri, çocuklar için klasik (geleneksel) sanatlar dersigibi sanat eğitiminde önem taşıyan dersler, ilkokulöğrencileri için özel materyal ve teknikler ile yenidenyorumlanıyor. Kadim olanla günümüz teknoloji veihtiyaçlarının harmanlandığı okul binası dört kattanoluşuyor. Orta avlu ve dış bahçe olmak üzere iki açıkalanı bulunuyor. Tüm çatılar ise bahçe olarakkullanılabilecek donanıma sahip.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tarihimizin ilk tıp fakültesi güvenle korunacak

Yangın algılama çözümlerindeki deneyimi ile Panasonic Life Solutions Türkiye, tarihimizin ilk tıp fakültesi olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin yangın algılama sistemleri projesini üstlendi. Köklü tarihi ve geçmişiyle kuruluşunun 118. yılını kutlayan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, Panasonic’in yangına karşı üstün güvenlik çözümleriyle korunacak.

 

 

Yangın algılama sistemleri alanında 30 yılı aşkın deneyimi ve 15 binden fazla binadaki kurulumu ile Panasonic Life Solutions Türkiye, yangına karşı uyarmanın yanı sıra yangına yol açabilecek durumlar hakkında önceden bilgilendiren teknolojiler sunuyor. Birçok endüstride yüksek doğrulukla çalışan, başarısı kanıtlanmış yangın algılama çözümleriyle Panasonic, yakın zamanda Türkiye tarihinin ilk tıp fakültesi olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin yangın algılama sistemleri projesini üstlendi. 6 Kasım 1903 yılında açılan ve 118 yıldır eğitim ve tıp alanlarında kamuya hizmet veren Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane, artık Panasonic’in yüksek teknolojisi ile geliştirilen ve A’dan Z’ye çözümler sunan yangın algılama sistemleri ile korunacak.

 

Güngör: “118. yılını kutlayan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’yi güvenli hale getireceğiz”

Köklü geçmişi ve özel mimarisiyle tarihimizde çok önemli bir yere sahip olan Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane binasını çözümleriyle buluşturmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirten Panasonic Life Solutions Türkiye, EMEA ve CIS Bölgesi Pazarlama Genel Müdürü Erhan Güngör; “Açılışının 118. yılında böylesine önemli bir binanın yangın algılama sistemleri projesini almak kurumumuz adına heyecan verici. Panasonic Life Solutions Türkiye olarak, güvenlik ve emniyeti sağlamak üzere farklı endüstrilerdeki birçok binada yangın algılama çözümleri sunuyoruz. Bu çözümlerimiz kanıtlanmış güvenliği ve başarısının yanı sıra kurulum ve bakımı kolayca yapılıp yönetilebildiği için daha düşük toplam maliyete de sahip. Projesini üstlendiğimiz tüm binalarda yaptığımız gibi, eğitim ve tıp alanlarında kamuya uzun yıllardır hizmet veren Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin de yangın anlamında yüksek güvenlikli olmasını sağlayacağız” dedi.

 

Yangın algılamada akıllı ve teknolojik çözümler

Panasonic Life Solutions Türkiye; yapay zekâ ile güçlendirilmiş akıllı esnek dedektör algoritmasıyla çalışma modunu kendisi belirleyen, çok ince aralık değerine sahip geliştirilmiş dedektör haznesi ile ise istenmeyen yangın uyarılarını engelleyen bir sistem sunuyor. Üretim sürecinde iki kez test edilen duman detektörleriyle yüksek güvenlik sağlayan Panasonic, çoklu ana panel yapılandırması ve web sunucusuyla bütünleştirme olanağıyla yangın algılama çözümlerinde teknolojik bir yaklaşım sergiliyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

CHP’li Erhan Adem, Asgari ücretten vergi ve kesintilere son verilsin

CHP Niğde İl Başkanı Erhan Adem, Türkiye’de 7 milyondan fazla asgari ücretli çalışanın ve ailelerinin açlık sınırı altında yaşadığını belirterek: “asgari ücretten alınan vergi ve kesintilere son verilsin” dedi.

Adem, CHP’nin iktidara geldiğinde  asgari ücretlilere uygulanan vergi zulmüne son vereceklerini ve  asgari ücretten vergi kesintisini kaldıracaklarını söyledi.
Türkiye’de toplumun en düşük gelire sahip olan asgari ücretlilerden yüksek oranda vergi kesintisi yapıldığına dikkat çeken Adem: “Açlık sınırı altında asgari ücret alan milyonlarca çalışanın dengeli ve sağlıklı beslenme hakkı yok. Kış aylarında domates yeme hakkı yok. Asgari ücretli çalışanlar aldığı ücretle kirasını, faturalarını ödeyemez durumda, çocuğuna okul harçlığı dahi verememenin ağır yükü altında. Telefon ve araba almaya hakkı yok; ama, geçmeyeceği üçüncü köprünün yapım parası kendisini açlığa mahkûm eden asgari ücretinden kesiliyor. Asgari ücretli çalışanlar açlığa ve yokluğa mahkûm edilmişken; bir yandan da ağır vergi yükü ile karşı karşıyalar. Asgari ücret, adı üzerinde en düşük ücrettir. Ve Türkiye’de toplumun en düşük gelire sahip olan asgari ücretlilerden yüksek oranda vergi kesintisi yapılmaktadır. Bir asgari ücretli yılın dört ayından fazla bir sürede sadece vergi ödemek için çalışmaktadır. Öte yandan iktidar 10 yılda beşli çeteye tam tamına 128 kez vergi affı getirmiştir. Her bir kurumda 3’er 5’er maaş alan yandaş bürokratların bu ülkeye vergi ödeyip ödemediği belirsizdir. Yandaş şirketlerin vergi ödememek için mal varlıklarını başka ülkelerdeki banka hesaplarına gönderdiği, uluslararası belgelerce tescillenmiştir. Yandaşından almadığı vergiyi vatandaşından alan tek adam rejimi yandaşın borcunu vatandaşa ödetmektedir. Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmak tek adam şahsım hükümetinin asli görevi haline gelmiştir. Türkiye’de vergi kaçıranları, vergi affından yararlananlar düşünüldüğünde, açlık sınırı altında yaşayan asgari ücretlilerden vergi kesintisi yapılması en büyük adaletsizliktir” diye konuştu.
ASGARİ ÜCRET YENİ YILA KADAR 3 BİN 577 TL SEVİYESİNE GETİRİLSİN
AKP ve MHP ittifakının ısrarla asgari ücretlilerinin vergi yükü altında ezilmelerine, açlık sınırı altında yaşamalarına göz yumduğuna ifade eden  Başkan Adem: “Şu an asgari ücret brüt olarak 3 bin 577 TL’dir. Asgari ücretten yapılan vergi ve SGK kesintilerinden sonra bir asgari ücretlinin eline 2825 TL geçmektedir. Çünkü asgari ücretliden gelir vergisi, SGK işçi payı, İşsizlik Sigortası primi payı, damga vergisi olmak üzere yapılan aylık toplam kesinti tutarı 752 TL’dir. Bir başka deyişle asgari ücretten kesintilere son verildiğinde, asgari ücretlinin geliri 752 TL artışla 3 bin 577 TL’ye yükselecektir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak sadece 2018 yılından itibaren bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde defalarca kanun teklifleri ve önergeler verdik. Başta Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun imza sahibi olduğu, ‘asgari ücretten vergi kesintisine’ son verilmesine ilişkin verdiğimiz kanun tekliflerimiz halen mecliste bekletilmektedir. En son Ekim 2021’de TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki Vergi Yasası görüşmelerinde “Asgari ücretlilerin gelir vergisinden muaf bırakılması” önerisi partimizce sunulmuş, önerimiz AKP-MHP oylarıyla reddedilmiştir. 2 Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, asgari ücretliler vergi ödemesin, aldıkları ücretten herhangi bir kesinti olmasın, en azından asgari ücret insanca yaşanabilecek bir seviyeye çekilsin derken; AKP ve MHP ittifakı ısrarla ve inatla asgari ücretlilerin vergi yükü altında ezilmelerine, açlık sınırı altında yaşamalarına göz yummaktadır. Halkın temel besin gereksinimlerinden kaçınarak sadece abur cubura 1000 TL ödeyen Cumhurbaşkanından, asgari ücretlinin sofrasından eksilen ekmeğin hesabını bilmesini elbette bekleyemeyiz. Daha geçtiğimiz günler AKP Yetkilileri “Herkesin cep telefonu var, arabası var” diyordu. Şimdilerde ise “Asgari ücreti en azından insani yaşam seviyesin getireceğiz” demiş. Yani milyonlarca asgari ücretlinin açlık sınırı altında yaşadığını kendileri de itiraf etmiş. Peki, bu itiraflar yeterli mi? Elbette değil. Ekonomik buhranın en büyük bedelini; aç kalan, kirasını karşılayamayan, faturasını ödeyemeyen, asgari ücretliler ödemektedir. Türkiye şu an Avrupa ülkeleri arasında en düşük brüt asgari ücrete sahip olan ikinci ülkedir. Dünya’nın en büyük ucuz iş gücü ülkesi olarak bilinen Çin’de dahi ortalama asgari ücret 387 dolar iken, TL’deki hızlanan değer kaybıyla birlikte Türkiye’de asgari ücret 300 doların altına inmiştir. Şimdi kalkıp, asgari ücreti insanca yaşanabilecek bir seviyeye getireceğiz diyenler, eğer ki bu görüşlerinde samimilerse hodri meydan! Adil bir dünya diye nutuk atan, “Dünya 5’ten büyüktür” diye sürekli sözüm ona dünyaya mesaj veren Cumhurbaşkanı, evvela kendi ülkesindeki adaletsizliğe son versin. Yıllardır bekletilen kanun tekliflerimiz meclise getirilsin ve asgari ücretliden vergi kesintisine son verilsin. Asgari ücret en azından yeni yıla kadar 3 bin 577 TL seviyesine getirilsin” dedi
İKTİDARA SON ÇAĞRIMIZ
“ İktidara son çağrımız! Bu adaletsizliğe, bu hukuksuzluğa derhal son verilmelidir” diyen Başkan Adem: “ Asgari ücretteki vergi zulmü ortadan kaldırılmalıdır. Eğer ki iktidar yine bu çağrımıza kulak vermez ise; Seçim yakındır! Cumhuriyet Halk Partisi olarak iktidarımızda; asgari ücretlilere uygulanan vergi zulmüne son vereceğiz, iktidarımızda asgari ücretten vergi kesintisini kaldıracağız” dedi

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“İzmir’i döngüsel şehir ilkeleriyle yönetiyoruz”

Dünya Belediyeler Birliği Encümen Üyesi, Sürdürülebilir Kentler Ağı Küresel Yönetim Kurulu Üyesi ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Glasgow’daki 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP26) konuşmacı olarak katıldığı ikinci oturumda “İzmir’de iklim kriziyle mücadele kapsamında kentsel ve kırsal alanları bir bütün halinde planlıyoruz. Bugün birbiriyle neredeyse hiç konuşmayan kentsel katmanlar arasında fiziksel, ekonomik ve belki de en önemlisi kültürel bağlar kuruyor, İzmir’i döngüsel şehir ilkeleriyle yönetiyoruz” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Glasgow’da 31 Ekim’de başlayıp 12 Kasım’a kadar sürecek 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP26) konuşmacı olarak katıldığı ikinci oturumda İzmir’de iklim kriziyle mücadelede yapılan çalışmaları anlattı. İngiliz Konseyi (British Council), Dünya Belediyeler Birliği (UCLG) Kültür Komitesi ve İklim Mirası Ağı tarafından düzenlenen  “Kültürün Oluşturduğu Yolda İklim Dirençliliği ve Sürdürülebilir Kalkınma” adlı oturumda konuşan Başkan Tunç Soyer, “Yakın zaman öncesine kadar şehir ve doğa zihinlerimizde birbirinin zıttı olarak görülüyordu. Şehir, hızlı, kabuğuna çekilmiş, kendi kültürünü yaratmış, evlerin, tiyatro ve sinemaların, beton yolların, fabrikaların oluşturduğu meskûn bir alandı. Doğa ise uzaktaydı. Birçoğumuz için sadece belgesellerde yaşıyordu. İzmir’de bu durumu tersine çeviriyoruz. İklim kriziyle mücadele için kentsel ve kırsal alanları bir bütün halinde planlıyoruz. Kent ve kır geçiş hattını kaderine terk etmek yerine ekoloji ve ekonominin müşterek gelişiminin, yani şehrin dirençliliğinin anahtarı haline getiriyoruz. Bugün birbiriyle neredeyse hiç konuşmayan kentsel katmanlar arasında fiziksel, ekonomik ve belki de en önemlisi kültürel bağlar kuruyor, İzmir’i döngüsel şehir ilkeleriyle yönetiyoruz” dedi.

Soyer Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde
Başkan Soyer, çeşitli temaslarda bulunmak, Glasgow’daki 26. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'na (COP26) katılmak ve İzmir’i temsilen dört oturumda konuşma yapmak üzere Birleşik Krallık’a gitti. Soyer, bugün “Kültürün Öncülüğünde İklim Dirençli Gelecek: Nesiller Arası Diyalog” başlıklı etkinlikte de konuşmacı olarak yer almıştı. 7 Kasım’a kadar çeşitli görüşmeler yapacak olan Soyer, 6 Kasım’da Edinburgh’ta İskoçya GLOBE COP26 Yasama Zirvesi’ne katılacak. Aynı gün Glasgow Şehir Meclisi’nde Glasgow Gıda ve İklim Deklarasyonu (Glasgow Food and Climate Declaration) etkinliğinde konuşma yapacak ve Deklarasyon’a imza atacak.

İzmir’in Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejisi
Başkan Soyer ikinci oturumda yaptığı konuşmada İzmir’in Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejisi’nde dört temel adım belirlediklerine de dikkat çekti. Soyer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunların ilki doğanın şehre nüfuz edebilmesi. İzmir’in çeperindeki doğal alanlarda yaşayan canlıların yeşil koridorlar aracılığıyla kent merkezine erişebilmesi. İkinci uygulama başlığımız, insanların doğaya nüfuzunun yönetilmesi. Yani şehrimizde yaşayan insanların kırsal alanlara doğal dengeyi bozmayacak, zarar vermeyecek şekilde erişmesi. Üçüncü başlığımız, İzmir’de döngüsel ekonomiyle ilgili çalışmalarımız. Bu kapsamda kent ve kır arasında doğrudan ekonomik bağlantılar kuruyoruz. Son olarak, İzmir’deki kırsal alan ile metropol alan arasındaki kültürel bağları çoğaltmayı hedefliyoruz. Döngüsel kültür, bu amaçla geliştirdiğimiz ve ilk olarak Eylül 2021’de İzmir’de gerçekleşen UCLG Dünya Kültür Zirvesi’nde tarif ettiğimiz bir kavram. Bu yeni kavramı, insanlığın içinde bulunduğu ekonomik ve ekolojik krizlerin çözümüne katkı koymak amacıyla geliştirdik” dedi.

Kurda, kuşa, aşa…
Kültürü, bir binayı bir araya getiren harç veya bir ağacın kökleriyle dallarını birleştiren su damlaları gibi gördüğünü söyleyen Soyer, “Yaşamlarımızda her ne yapıyorsak, bilim, sanat, spor, bilim veya siyaset. Hiç fark etmez… Kültür bunların tümünün içinde var. Kültür, tüm bunları bir arada tutan harç, yaşamın öz suyu. Biraz bile eksilse, yaşamın içindeki uyum da bozuluyor. Bu nedenle her şey gibi iklim kriziyle mücadelenin de kültürel bir temele, döngüsel bir kültüre ihtiyacı var. Anadolu insanının tohum ekerken kullandığı ‘kurda, kuşa, aşa’ sözünün böyle bir kültürün yansıması olduğuna inanıyorum. Bu ifade, doğadaki varlıkları merkezinde insanın durduğu bir çevre değil, doğrudan hak öznesi olarak tanımlıyor. Döngüsel kültürün gelişimine rehberlik ediyor. Dahası, sürdürülebilirlik için tecrübeyle sabit bir matematik ortaya koyuyor: İki doğaya, bir aşa. Belki de iklim kriziyle mücadelemizin en önemli sırrı, bu üç kelimelik cümlede gizlidir… Kurda, kuşa, aşa. Yani, iki doğaya, bir aşa” dedi. Soyer, sözlerini şöyle tamamladı: “Akdeniz’in kadim şehirlerinden İzmir’in Belediye Başkanı ve ICLEI Yönetim Kurulu üyesi olarak beni bu değerli oturuma davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim.”

Konuşmacılar kimlerdi?
İkinci oturuma Kültür ve Kalkınma Lideri Rosanna Lewis, İklim Bağlantısı Direktörü ve Yaratıcı Komisyonlar Sunucusu Alison Barrett, Uganda’dan INTO Genel Sekreteri Catherine Leonard konuşmacı olarak katıldı. Kültür hakları alanında BM Özel Raportörü Karima Bennoune, Kolombiya’dan Uluslararası İlişkiler Direktör Yardımcısı Andrea Laverde ve UCLG Kültür Komitesi Direktörü Jordi Pascual ise çevrim içi olarak yer aldı. Uganda Kültürlerarası Vakfı’ndan Emily Drani ise video gönderdi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kasım Ayı Meclisinin 2.Birleşimi Yapıldı

Aliağa Belediyesi Kasım Ayı Olağan Meclisi 2.Birleşimi, Belediye Başkanı Serkan Acar yönetiminde gerçekleştirildi.

 

Belediye Meclis Salonu’ndaki toplantıda ilk birleşimde İmar ve Plan Bütçe Komisyonu ile Çevre, Sağlık ve Esnaf Komisyonuna havale edilen 5 madde meclis üyelerinin görüşüne sunuldu. Tüm maddeler tek tek oylanarak kabul edildi.

 

‘YARI AÇIK SİSTEM DAMIZLIK KIVIRCIK KOYUNCULUK TESİSİ’ YAPIMI OY BİRLİĞİ İLE KABUL EDİLDİ

Hayvancılığın desteklenmesi amacıyla İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile ortak hizmet projesi gerçekleştirilmesi, gerçekleştirilecek ortak hizmet projesi kapsamında ‘Yarı Açık Sistem Damızlık Kıvırcık Koyunculuk Tesisi’nin yapılması, bu hususlarda protokol imzalamak, gerekli işlemleri yürütmek amacıyla Belediye Başkanı Serkan Acar’ın yetkilendirilmesi hususunun oy birliği ile kabul edildiğine ilişkin Plan ve Bütçe Komisyonu raporu, komisyondan geldiği şekliyle oy birliği ile kabul edildi.

 

Aliağa Belediyesi Kasım Ayı Olağan Meclisi 2.Birleşimi, toplantıya katılmayan meclis üyesi Sedat Sarı’nın mazeretinin oylanması ve bir sonraki oturumun 7 Aralık 2021 Salı günü saat 18.00’de yapılmasına karar verilmesiyle son buldu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Başkan Gürün, Yatağan’da Başlayan 10 Milyon TL’lik Alt ve Üst Yapı Çalışmalarını İnceledi

Başkan Gürün, Yatağan’da Başlayan 10 Milyon TL’lik Alt ve Üst Yapı Çalışmalarını İnceledi

 

Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından Yatağan ilçesinde yapımına başlanan 10 milyon 480 bin TL’lik alt ve üst yapı çalışmaları devam ediyor. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, ilçede devam eden alt ve üst yapı çalışmaları yerinde inceleyerek projenin son durumu hakkında ekiplerden bilgi aldı.

 

Muğla’nın Yatağan ilçesinde Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımına başlanan altyapı çalışmaları devam ediyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, 1490 metre içme suyu, 802 metre kanalizasyon, 1520 metre yağmursuyu ve üst yapı çalışmalarıyla birlikte yaklaşık 10 Milyon 480 Bin TL mal olacak çalışmaları yerinde inceledi. Proje hakkında ekiplerden detaylı bilgi alan Başkan Gürün, çalışmaların devam ettiği ve edeceği güzergahlarda incelemelerde bulundu.

 

İncelemeler sırasında Başkan Gürün’ün yanında CHP Muğla İl Başkanı Adem Zeybekoğlu, CHP Yatağan İlçe Başkanı Mehmet Kemiksiz, Yatağan Şoförler Odası Başkanı Nizamettin Köklü ve Muhtarlar Derneği Başkanı Şuayip Özbek ve partililer yer aldı.

 

Büyükşehirden Çalışmaların Son Durumu Hakkında Açıklama

Çalışmalar hakkında Muğla Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamada “Çalışmalar 1. etap ve 2. etap olarak yapılıyor. 1. etap çalışmalarımız kapsamında Mehmet Özcan Caddesinde yağmursuyu, içme suyu, kanalizasyon, kaldırım kaplamaları ve yol kaplamaları, Yusuf Koç Caddesi ve 165’inci sokakta ise yağmursuyu imalat çalışması gerçekleştirilecek. 2. Etap çalışmalar kapsamında ise Atatürk Caddesinde yağmursuyu, içme suyu ve kanalizasyon imalatları yapılacak. Alt yapının bitmesi ile birlikte üst yapı çalışmaları kapsamında cadde yolunda sıcak asfaltlama yapılırken kaldırım kaplamaları granit mermer döşeme olacak. 2. Etap kapmasında kavşak düzenlemeleri ve yol kaplamaları ile kent mobilyaları yenilenerek proje tamamlanacak” ifadeleri yer aldı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dünyaca ünlü şefler Metro Türkiye sponsorluğunda bir kez daha Türkiye’ye geliyor

Gastronomi meraklılarının heyecanla beklediği 6. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı, bu yıl “Tasarım” teması ile Michelin yıldızlı dünyaca ünlü şefleri ve yeme içme tutkunlarını bir araya getirmeye hazırlanıyor. Türk mutfağına sahip çıkmak, Türk mutfak kültürünün gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak ve Türk şeflerinin gelişimine katkıda bulunarak dünyada hak ettikleri yere gelmelerini sağlamak amacıyla çalışmalarını sürdüren Metro Türkiye, ilk yıllarından bu yana desteklediği konferansın bu yıl 6. kez ana sponsorluğunu üstleniyor.

Dünyaca ünlü şeflerin çalışma atölyeleriyle ve özel sunumlarıyla sahne alacağı 6.Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı, 7 Kasım Pazar günü İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde Metro Türkiye’nin ana sponsorluğunda gerçekleşecek. Sözen Organizasyon tarafından düzenlenen ve sektörün ileri gelenlerini ve gastronomi tutkunlarını ağırlamaya hazırlanan Gastromasa, bu yıl “Tasarım” temasıyla konuklarına benzersiz bir deneyim yaşatacak. Sanatın lezzetle buluştuğu bu özel tema, dünyaca ünlü şeflerin ellerinde birer sanat eserine, sunumlarında ise ilham verici hikâyelere dönüşecek. Türkiye’nin dünyadaki gastronomi yüzü olan ve alanında dünyanın 4’üncü büyük konferansı olma özelliği taşıyan Gastromasa yine adından söz ettirecek. 

 

Konferansa katılacak dünyaca ünlü şefler arasında başta ABD, İspanya ve Almanya’dan Mugaritz Restaurant, Bachour Bakery, DiverXO, Restaurant La Vie Osnabrück, Disfrutar Restaurant gibi ünlü restoranların ödüllü şeflerinin yanı sıra The Best Chef Awards tarafından Yılın Şefi seçilen Dabiz Munoz da yer alıyor. İnovatif fikirleriyle dünya gastronomisinde fark yaratan katılımcı 21 başarılı şef, 6.Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı kapsamında etkileyici tekniklerini gösterecek; canlı workshop’lar ve tadım etkinlikleri gerçekleştirecek.

 

Mutfak kültürümüz dünyaca ünlü şeflere tanıtılacak 

Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng, yaptığı konuşmada Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı’nın da tıpkı Metro Türkiye bünyesinde faaliyet gösteren Gastronometro platformunda olduğu gibi katılımcıları Türk mutfağı ile buluşturduğuna, Türk şefler ile yabancı şefleri bir araya getirdiğine dikkat çekerek ilk yıllarından bu yana konferansa ana sponsor olarak desteklediklerini söyleyen Türüng, “Metro Türkiye olarak amacımız, Türk mutfağına sahip çıkmak, Türk mutfak kültürünün gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak ve Türk şeflerinin gelişimine katkıda bulunarak dünyada hak ettikleri yere gelmelerini sağlamak. Bu amacımız doğrultusunda yaptığımız çalışmalarda şeflerle iş birlikleri yapmaya, onları bilgi ve deneyimlerini paylaşabilecekleri platformlarda bir araya getirmeye önem veriyoruz. Bu nedenle yerli ve yabancı birçok şefi ağırlama ve mutfak kültürümüzü tanıtma fırsatı bulduğumuz Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı’na da ilk yıllarından bu yana destek veriyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Michelin yıldızlı şefleri Türkiye’de ağırlayan bu özel konferansın gastronomi dünyasını bir araya getirecek olmasının heyecanını şimdiden yaşıyoruz.” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı