Aylık arşivler: Nisan 2022

“Zeynep Türkoğlu ile Biz Bize” bayram boyunca 24 ekranlarında sizlerle.

Zeynep Türkoğlu ile Biz Bize

2 – 3 – 4 Mayıs, 11.15

 

Bayram coşkusu 24 TV’de yaşanıyor!

Bayram bize güzel,

Bayram biz bize güzel.

Dostane buluşmalarda, misafirlikte; hanemizi şenlendiren misafirlerle güzel.

 

Zeynep Türkoğlu’nun sunumuyla, bayramda keyif dolu anlar yaşatacak olan bir program ekrana geliyor. 

 

Bayramın birinci günü Sanatçı Aylin Şengün Taşçı aile sofrasının sıcaklığında buluşuyor,

Bayramın 2. Günü Sanatçı Ege’nin özlenen şarkılarına ve hoş sohbetine eşlik ediyor,

Bayramın 3. Günü ise Duayen Sunucu Bülend Özveren’in misafir odasına konuk oluyoruz.

 

“Zeynep Türkoğlu ile Biz Bize” bayram boyunca 24 ekranlarında sizlerle.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

PUBG MOBILE x Mustafa Ceceli iş birliği “Yıkamazsın” şarkısı yayında!

Popüler sanatçı Mustafa Ceceli, PUBG MOBILE’a “Yıkamazsın” adlı özel tema şarkısı hazırladı. Spotify ve Apple Music’ten dinlenebilen şarkının klibi bu akşam 19:00’da Mustafa Ceceli’nin Youtube kanalında yayınlanacak.

 

Dünyanın en popüler mobil oyunlarından PUBG MOBILE, Ramazan’a özel olarak Mustafa Ceceli işbirliğiyle “Yıkamazsın” adlı orjinal tema şarkısı yayınladı. Birlik ve beraberlik temalarını savunmak için hazırlanan şarkı, PUBG MOBILE Espor müsabakalarında verilen kıyasıya mücadeleyi vurguluyor.

 

Klibinde popüler espor oyuncularından Solkay, Frozen, Rayz ve Körcerrah gibi isimlerin yer aldığı “Yıkamazsın” şarkısı, aynı zamanda Avrupa ve dünyada bizi başarıyla temsil eden espor takımlarını destekliyor.

 

Spotify ve Apple Music platformlarından dinlenebilen şarkının klibi ise 29 Nisan akşamı saat 19.00’da Mustafa Ceceli’nin Youtube kanalından izlenebilecek.

 

PUBG MOBILE ailesinin bir parçası gibi hissettiğini söyleyen Mustafa Ceceli, “PUBG MOBILE ile ilgili bir şarkı yaparken oyunun kendisinden ilham aldık. Mücadele vermek, devam etmek, arkadaşlarla omuz omuza savaşmak… O yüzden ilham kaynağım takım ruhu ve yıkılmamak, ayakta kalmak oldu” şeklinde konuştu.

 

Tencent Türkiye Ülke Müdürü Aras Şenyüz, “Mustafa Ceceli ile birlikte PUBG MOBILE orijinal tema şarkısı Yıkamazsın’ı hayata geçirdiğimiz için çok mutluyuz. Takım ruhunu vurgulayan şarkımızın, oyunculara ve bizi espor arenasında temsil eden takımlarımıza ilham olacağına inanıyoruz. Şarkı bugün itibariyle tüm müzik platformlarında yerini alıyor” dedi. 

 

Diğer taraftan PUBG MOBILE espor heyecanı tüm hızıyla devam ediyor. PMPL finalleri 29 Nisan – 1 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali için geri sayım başladı

Başkan Böcek: ‘Festivalde kültür şöleni yaşanacak’

 

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 6-8 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali için hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Başkan Muhittin Böcek, festivalin düzenleneceği alanda basın toplantısı düzenledi. 3 gün boyunca Yörük kültürünün tüm yönleriyle tanıtılacağı ve yaşatılacağı festivalin renkli etkinliklere ve konserlere ev sahipliği yapacağını söyleyen Başkan Böcek, “Türkiye’nin en büyük Yörük festivalinde hemşerilerimizi ve misafirlerimizi ağırlamak için gün sayıyoruz” dedi.

 

Türk dünyası, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenleyeceği Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali’nde buluşacak. 6-7-8 Mayıs tarihleri arasında Antalya, Türkiye ve yurt dışından binlerce Yörük’ü buluşturacak festival için geri sayım sürerken, hazırlıklar da hummalı şekilde devam ediyor. Aksu İlçesi Solaklı Mahallesi At Çayırı Mevkii’nde yaklaşık 400 dönüm alan üzerine kurulan festival alanında basın toplantısı düzenleyen Başkan Muhittin Böcek, festival etkinlikleri hakkında bilgi verdi. 

 

YÖRÜK ATEŞİ ÜLKE SINIRLARINI AŞACAK

3 gün boyunca bir kültür şöleni yaşanacağını söyleyen Başkan Muhittin Böcek, “Bin yıldır Anadolu’yu yurt edinmiş, köklü bir geçmişe sahip olan Yörük kültürümüzü tüm yönleriyle tanıtıp, yaşatma fırsatı bulacağımız Türkiye’nin en büyük Yörük festivalinde hemşerilerimizi ve misafirlerimizi ağırlamak için gün sayıyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Gidin Toros dağlarına bakın, eğer orada bir Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez’ demişti. Ne mutlu bize ki Toroslar’da tüten bu dumanı şimdi Antalya dışına taşıyoruz. Uluslararası boyutta geniş bir katılımla düzenleyeceğimiz bu festivalle Yörük ateşimiz Antalya ve ülke sınırlarını da aşacak dedi.

 

29 ÜLKE KATILIM SAĞLAYACAK

Katılımcılar hakkında da bilgi veren Başkan Böcek şunları söyledi: “Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinden 8, Özerk Türk Cumhuriyetlerinden 8 ve Türklerin yaşadığı ya da tarihsel bağlarımız olan 13 ülkeyle birlikte toplam 29 ülke katılım sağlayacaktır. Bunun yanında 11 Büyükşehir Belediyemiz, 28 il/ilçe belediyemiz, 14 muhtar derneğimiz festival alanımızda çadır kuracak. 128 dernek de yine alanımızda yer alacak.” 

 

YÖRÜK KARDEŞLERİMİZLE BİRARADAYIZ

Gelecek nesillere Yörük kültürünün aktarması için bugüne kadar emek veren, katkı koyan herkese teşekkür ettiğini söyleyen Başkan Böcek, “28 yıllık siyasi hayatımda biliyorsunuz hep Antalya’mız için yapılması gereken neler varsa yaptım. Bugüne kadar başlatılan birçok Yörük derneklerimizin olsun, arkadaşlarımızın olsun katkılarıyla çalışmalar yapılmıştır. Ama biz her 2 yılda bir Macaristan’da yapılan Yörük Festivali’ne eşdeğer hatta daha büyüğünü yapmaya çalışıyoruz. Yörük çocuğu olarak bütün Yörük kardeşlerimizle bir aradayız. Bu yıl bir ilkini göreceğiz. Bununla ilgili daha da büyüterek genişleterek devam edeceğiz. Önemli olan bundan sonra birlik beraberlik içerisinde Yörük kültürümüzü gelecek nesillere aktarmak. Biz hiç kimseyi ayırt etmeden Cumhurbaşkanımız, Bakanlarımız, Genel Başkanlarımız, Milletvekillerimiz, vatandaşlarımız, herkesi davet ediyoruz” dedi.

 

 FESTİVAL ALANINI GEZDİ

Başkan Muhittin Böcek, basın toplantının ardından festival alanında incelemelerde bulundu. Başkan Muhittin Böcek, alanda 11 Büyükşehir Belediyesi ile Antalya ve farklı illerden Cumhur ittifakı ve Millet ittifakı belediyelerinin çadırlarını da gezdi. Başkan Böcek, gastronomi alanı ve sergi alanını gezdikten sonra Yörük Türkmen Festivali hazırlığı yapan dernek üyeleri ile sohbet etti.

 

YÖRÜK GÖÇÜ İLE BAŞLAYACAK

Yörük kültürüne ait birbirinden renkli etkinliklerin yer alacağı Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali, 6 Mayıs Cuma günü 10.30’da Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk Anıtı’na çelenk sunulması ile başlayacak. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Karaalioğlu Parkı’na kadar Yörük Göçü Yürüyüşü yapılacak. Aynı gün saat 14.00’te ise Aksu ilçesi Solak Mahallesi At Çayırı Mevkii’nde kurulan festival alanında etkinlikler başlayacak. Festivalin ilk gününde atlı cirit gösterisi, at üstünde güreş, savaş oyunları, okçuluk gösterileri ve halk oyunları yer alacak. Saat 19.30’da protokol konuşmaları ve plaket takdiminin gerçekleşeceği açılış töreninin ardından ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk Dünyası Müzik ve Halk Dansları Topluluğu ile Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Türk Halk Oyunları sergilenecek. Festivalin ilk günü Musa Eroğlu konseri ile sona erecek. 

KUBAT VE ZARA KONSER VERECEK

Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali’nin ikinci gününde ise festivale yurt dışından katılan ülkelerin halk oyunları ekiplerinin gösterileri olacak. Saat 11.00’de başlayacak etkinlikler kapsamında dans ve halk oyunları gösterilerinin yanı sıra atlı okçuluk, atlı cirit ve savaş oyunları da gün boyu sürecek. Festival’in ikinci günü 21.30’da gerçekleşecek Kubat konseri ile sona erecek. 8 Mayıs Pazar günü de halk oyunları, müzik dinletileri, aşık atışmaları ve oyunlar yer alacak. Festival Zara konseri ile sonra erecek. 

ULUSLARARASI SEMPOZYUM

Festival kapsamında Adriatik’ten Çin Seddi’ne kadar olan coğrafyayı kapsayan kültürel zenginlikler de tanıtılacak. Türk dünyasının değişik yerlerinde yapılan yemekler ve el sanatları da festival alanında tanıtılacak. Alanda Antalya Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan 12 adet geçici sergi de yer alacak. Bilim alanında ise 99’u profesör olmak üzere yüzlerce katılımcının yer alacağı Yörük kültürü üzerine uluslararası standartlarda sempozyum düzenlenecek. Festivale ulaşım için Aksu EXPO Tramvay durağından festival alanına sürekli ring seferleri konulacak. Ayrıca kent merkezinde belirlenen noktalardan festival alanı için toplu taşıma hizmeti verilecek.

 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Anadolu Hayat Emeklilik’in Aktif Büyüklüğü 57,8 Milyar TL’ye Ulaştı

Anadolu Hayat Emeklilik, 2022 yılının ilk çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Çocuğum için BES ürünü ile 18 yaş altı katılımcı segmentinde sektör liderliğini sürdüren şirket, geçen yılın aynı dönemine göre aktif büyüklüğünü yaklaşık yüzde 62 oranında artırdı.

 

Anadolu Hayat Emeklilik, 2022 yılının ilk çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Bireysel emeklilik ve hayat sigortası sektörlerinin, dünya genelindeki ve Türkiye’deki enflasyonist baskılara rağmen büyümeye devam ettiğini açıklayan Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Murat Atalay, “Şirketimiz bu dönemde sektöre paralel olarak, büyüme ivmesini sürdürdü. Aktif büyüklüğümüz 57,8 milyar TL seviyesine ulaşırken, özkaynaklarımız 2,1 milyar TL’yi aştı. Net kârımız 189,3 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. Emeklilik Gözetim Merkezi'nin 31 Mart 2022 tarihli verilerine göre gönüllü bireysel emeklilik ve otomatik katılım toplamından oluşan Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) fon büyüklüğümüz yıl başına göre yüzde 11,5 oranında artarak 48,3 milyar TL’ye ulaştı” diye konuştu.

 

“18 yaş altı BES katılımcı sayısında 90 bini aştık”

18 yaş altı BES segmentinde en çok tercih edilen şirket olarak hızlı büyümeye devam ettiklerini ifade eden Atalay, “2022 yılının ilk çeyrek sonu verilerine göre; 18 yaş altı katılımcı sayısında 90 bini aştık, fon büyüklüğünde ise yaklaşık 190 milyon TL seviyesine ulaştık. Ülkemizde giderek artmakta olan tasarruf bilinci doğrultusunda önümüzdeki dönemde daha çok ebeveynin çocuklarını BES’e dahil etmek için harekete geçeceğini tahmin ediyoruz. 2022 yılının ilk çeyreği, dijitalleşme yol haritamızı hız kesmeden takip ettiğimiz bir dönem oldu. BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ne kabul edilen ilk sigorta ve emeklilik şirketi olarak sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarımıza devam ettik. Giderek artan tüketim dünyasında atık miktarını azaltmayı hedefleyen, sürdürülebilir gelecek için başlattığımız ‘İleri Dönüşüm Hareketi’ kapsamında ilham veren fikirleri, sosyal medya hesabımız üzerinden paylaştık. Anadolu Hayat Emeklilik olarak müşteri deneyimi, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik vizyonumuz doğrultusunda, ülke ekonomisine katkıda bulunmaya ve müşterilerimizin tasarruf yapma alışkanlıklarını zenginleştirmeye devam edeceğiz” dedi.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’de elektrikli ve hibrit araçlara olan ilgi hızla artıyor

EY Türkiye, tüketicilerin araç satın alma tercih ve önceliklerine yönelik kapsamlı araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Rapor, Türkiye’de tüketicinin elektrikli ve hibrit araçlara yönelik ilgisinin hızla artmakta olduğunu da gösteriyor. 

 

Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY (Ernst & Young), perakende otomotiv alanındaki tüketici satın alma ve kullanım tercihlerine ilişkin araştırmasının sonuçlarını duyurdu. “Otomotiv Tüketicilerinin Satın Alma ve Kullanım Tercihleri” başlıklı araştırma, Türkiye, Macaristan ve Çekya’da tüketicilerin sıfır ve ikinci el araç satın alma süreçleri, araç kullanım alışkanlıkları ve otomotiv sektörünü dönüştüren yeni teknolojilere yönelik fikir ve tercihler ile ilgili trendleri gösteriyor. Altı yıldır düzenlenen araştırmaya 2020’den itibaren Türkiye de dahil edildi. Sonuçların değerlendirilmesinde sadece daha önce araç satın almış olan ya da gelecek beş yıl içerisinde araç satın almayı planlayan katılımcılar dikkate alındı.

 

EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı ve İleri Üretim Sektörü Lideri Arda Karaçelebi araştırmayla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi: 

 

“Otomotiv sektörü dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir dönüşüm geçiriyor ve bu dönüşümün etkileri tüketici tercihlerine son derece güçlü bir şekilde yansıyor. Ülkemizle birlikte toplam üç ülkede gerçekleştirilen ‘Otomotiv Tüketicilerinin Satın Alma ve Kullanım Tercihleri’ araştırmamız, tüketicinin hem yeni teknolojiler hem araç satın alma seçenekleri ile ilgili öncelikli tercih ve beklentilerine başarıyla ışık tutuyor. Araştırmanın bu yılki en dikkat çekici bulgularından biri, elektrikli ve hibrit araçlara yönelik tüketici ilgisinin birçok faktörün etkisiyle ülkemizde daha önce hiç olmadığı kadar yükselmiş olması. Araç satın almayı planlayan tüketicilerin, vergi indirimi ve teşviklerin elektrikli araç satışlarını artırabileceği yönündeki beklentileri de önemli.” 

 

Elektrikli ve hibrit araçlara ilgi hızla artıyor

Araştırma, Türkiye’de tüketicilerin elektrikli ve hibrit araçlara ilgisinin hızla arttığını gösteriyor. Bir sonraki satın alacakları aracın hibrit ya da elektrikli olacağını söyleyen Türk tüketicilerin oranı geçen yıla kıyasla 11 puan artışla 27 oldu. Gelecekte kesinlikle elektrikli ve hibrit araç alabileceklerini belirten Türk tüketicilerin oranı 29 iken, bu oran fiyat teklifinin yeterince cazip olması durumunda ise 90’a yükseliyor.

 

Araştırma, elektrikli araçların cazip bir seçenek olarak görünmesinin nedenlerine de odaklanıyor. Buna göre, Türk tüketicilerin elektrikli araca duydukları ilginin nedenini öncelikle bu araçların çevreye daha az zarar vermesi olarak gösteriyor. Araştırma, elektrikli ve hibrit araçlara olan talebi hangi etkenlerin artırabileceğine de ışık tutuyor. Tüketiciyi elektrikli araçlardan uzaklaştıran başlıca etkenler, yetersiz şarj altyapısı ve yüksek fiyat. Türk tüketicilerin elektrikli araç alma isteklerinin önündeki başlıca unsur olarak 43 oranla yeterli şarj istasyonunun olmamasını ve 41 oranla araç fiyatlarının yüksek olmasını gösteriyor. 

 

Tüketiciler, vergi indirimi ve teşviklerin elektrikli araç satışlarını artıracağı beklentisinde 

Elektrikli araç satın almaya yönelik ilgi ve talebin hangi koşullarda artabileceği yönündeki soruya ise katılımcıların 56’sı ‘vergi indirimleri’ ve 50’si de satın alma fiyatı üzerinden verilecek teşvikler öncelikli görüldü. Şarj altyapısının yaygınlaştırılması seçeneği ise geçen yıla kıyasla 19 puanlık artışla 47 oranı ile üçüncü sırada yer aldı.

 

Dizel seçeneği, ilgideki düşüşe rağmen hâlâ ilk sırada 

Araştırmada dizel araç seçeneği 2020’ye kıyasla 17 puanlık düşüşe rağmen 31 ile hâlâ ilk tercih konumunda. Özellikle mazot fiyatlarının eski rekabetçiliğini yitirmesi, birçok markanın gelecekte dizel motor seçeneğini sunmama yönünde karar alması veya benzinli araçlarla olan fiyat farkının yüksekliği gibi nedenlerle dizel araçlara ilginin önemli oranda azaldığı görülüyor. 

 

Otomotivdeki çip ve tedarik krizi, tüketicinin marka tercihlerini etkileyebilir 

Otomotiv sektöründe çip krizi ve tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklara bağlı olarak teslimat süreleri uzama eğiliminde. EY araştırması, teslimat sürelerindeki aksamaların tüketicilerin araç marka tercihlerini nasıl etkileyebileceğine de eğiliyor. Buna göre Türkiye’deki anket katılımcılarının 26’sı 9-12 ay beklemeleri gerektiği yönünde bir yanıt almaları durumunda tercih ettikleri marka yerine başka bir araç markasına yöneleceklerini belirtiyor. Katılımcıların 24’ü daha fazla beklemektense donanım seçeneklerinden feragat ederek aynı markanın baz modelini tercih edebileceklerini, 23’ü 9-12 ay beklemeyi kabul edebileceklerini, 22’si ise beklemeyi ancak fiyatta indirim veya ödeme kolaylığı yapılması durumunda kabullenebileceğini belirtiyor. 

 

Türkiye’de tüketiciler, internetten araç sipariş etme fikrine sıcak bakıyor

Araştırma kapsamında, katılımcılara bir sonraki araçlarını internet üzerinden alıp almayacakları sorusu da yöneltildi. Bu konuda Türk katılımcılar 35’lik bir oran ile olumlu bir yaklaşım sergiliyor. Hiçbir koşulda internetten araç satın almayacaklarını belirten Türk katılımcıların oranı geçen seneye kıyasla 8 puan azalarak 12 oldu. 

 

Katılımcılara neden online kanallar üzerinden araç satın almayacakları da soruldu. Türk katılımcıların çekinceleri, fiyatta pazarlık yapılamayabileceği (44), online kanaldan yüksek miktarda ödeme yapmaktan çekinebileceği (39) ve satış sürecinde temsilcilerden yeterince destek alamayabileceği (36) olarak sıralandı. 

 

Türkiye’de tüketicilerin sıfır ve ikinci el araç satın alırken öncelikli tercihleri

Türk tüketicisinden 7’si 2 yıl içinde; 9’u ise 5 yıl içinde yeni bir araç almayı planlıyor. Araç almayı planlayan Türk tüketicilerin 66’sı sıfır araç almayı planlıyor. Türk tüketicilerin araç tercihlerinde güvenlik, fiyat ve yakıt ekonomisi ilk üç sıradaki yerini koruyor. Dördüncü sırada yer alan iyi satış sonrası hizmet kalitesinin geçen yıla kıyasla 19 puan artış gösterdiği görülüyor.

 

Türk tüketiciler geçen yıla kıyasla araç satın alırken kendi kaynaklarıyla finansman sağlamayı daha çok tercih ediyor. Ek finansmana ihtiyaç duymadan kendi kaynaklarıyla finansman sağlamayı tercih eden Türk tüketicilerin oranı geçen yıla kıyasla 7 puan artarak 47 seviyesine ulaştı. 

 

İkinci el araç satın alımlarındaki tercih ve beklentileri de ortaya koyan ankete göre, Türk tüketiciler ikinci el araç alırken 61 oranla en çok aracın çıkış yeri ve kilometre garantisine dikkat ediyor. Bunu 59 ile aracın siciline (kaza bilgileri, geçmiş araç sahipleri, vb.) şeffaf erişim olanağı ve 49 ile ikinci el araç satan yerlerde sunulan seçenek çeşitliliği izliyor. 

 

Türk tüketicilerin ikinci el araç satın alırken genellikle oto pazarlarını ve yetkili satıcıların sertifikalı ikinci el araç satış hizmetlerini tercih ettiği görülüyor. Araştırmaya göre Türk tüketicisi sıfır araç almadan önce en az 5 kere bayi ziyareti yapıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Shiftplanner ve Taze Yöre girişimleri saatler içerisinde fonlandı

Türkiye’de ilk kez aynı anda iki girişim şirketini Invest platformu üzerinden kitle fonlama turuna çıkaran fonbulucu, Shiftplanner ve Taze Yöre’nin saatler içerisinde fonlanmasını sağladı. Taze Yöre 7 saat içinde 157 fonlanarak hedefinin çok üzerine çıktı ve 1.785.000 TL‘den fazla finansmana ulaştı. Shiftplanner ise 72 saatte 120 fonlanarak 1.820.000 TL’den fazla yatırım topladı.

 

Türkiye’nin yatırım ve fonlama merkezi fonbulucu, geçtiğimiz günlerde eş zamanlı olarak yatırım turuna çıkardığı Shiftplanner ve Taze Yöre girişimlerinin saatler içerisinde fonlanmasını sağladı. Taze Yöre 7 saatte 157 fonlanarak yatırımcılardan 1.785.000 TL ‘den fazla yatırım aldı. Shiftplanner ise 72 saatte 120 fonlanarak 1.820.000 TL’den fazla fon topladı.

 

Paylaşım ekonomisini destekleyen bir gıda teknolojileri şirketi olan Taze Yöre, geleneksel yöntemlerle üretilen yöresel ve coğrafi işaretli gıda ürünlerinin doğrudan üreticilerden satın alınabilmesini sağlayan bir pazar yeri platformu ve bir sosyal etki girişimi. Taze Yöre, iş yönetimi ve pazarlama alanlarında 25 yılı aşkın bir tecrübeye sahip Murat Tepe ile 22 yıldır kendi yazılım şirketini yöneten Hüseyin Görgü liderliğindeki bir yazılım ekibi tarafından yaratıldı. Besleyici değeri yüksek gıdaların doğrudan üreticiden, aracısız, gerçek fiyatından tedarik edilmesini sağlayan girişim, aile bütçelerine katkı sağlarken gıda enflasyonunun önüne geçmeyi hedefliyor. Bu yolla yöresel gıda üretimi yapan küçük üreticileri, çiftlikleri, mandıraları, kadın girişimlerini ve kooperatifleri de destekleyen Taze Yöre; sürdürülebilir tarım, gıda ve hayvancılık alanlarında katma değer yaratarak olası iklim değişikliklerinde, küresel ya da yerel krizlerde yaşanabilecek gıdaya erişim problemine de çözüm üretiyor. 

 

Bir vardiya yönetim yazılımı olan Shiftplanner ise  vardiyalı çalışma sistemine sahip firmalardaki çoğunlukla manuel olarak yürütülen vardiya yönetim süreçlerini dijitalleştiriyor. Ayrıca yapay zeka destekli akıllı vardiya yönetimi özelliğini hayata geçirerek bu alanı akıllılaştırmayı planlıyor. ilk versiyonunu İngiltere’nin en büyük kahve zincirlerinden biriyle geliştiren şirket, edindiği tecrübelerden yola çıkarak Shiftplanner v2’yi geliştirmek üzere 2021’de ilk yatırımını aldı ve şirketleşti. Yazılımın yeni versiyonunu 2022 yılının başında kullanıma açıldı. Shiftplanner v2 şu anda Türkiye’nin önde gelen pek çok firması tarafından  kullanılıyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bodrum gayrimenkulde İstanbul’u solladı: günlük 10 bin TL

Türkiye genelinde gayrimenkul fiyatlarında ciddi artış yaşanırken Bodrum, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirleri solladı. Sezonda villa kiralamanın bedeli aylık 10 bin TL’den başlıyor 350 bin TL’ye kadar çıkıyor. Yani lüks bir villada 3 ay tatil yapmak için 1 milyon TL’yi gözden çıkarmak gerekiyor.
3 aylık tatil 1 milyon TL
Pandemiden sonra Bodrum’a ilginin arttığını belirten Besa Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Efe Bezci “Bu ilgi hız kesmeden devam ediyor. İlgiye paralel olarak da gayrimenkul fiyatları Türkiye geneline göre daha da arttı.  O nedenle yazlık evlerin de fiyatları yükseldi. Kiralık villaların fiyatları aylık en az 10 bin TL’den başlıyor. Oda sayısı, konumu, manzarası, özel havuzunun olup olmadığı gibi olanaklara göre bu ücret aylık 350 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Yani 3 aylık tatil için 1 milyon TL’yi gözden çıkarmak gerekiyor” dedi.
Dünya markası oldu
Bodrum’un sadece Türkiye’den değil dünyadan da ilgi gördüğünü dile getiren Bezci, “Bodrum bir dünya markası oldu. Dünyanın her yerinden yatırımcılar gayrimenkul almak için Bodrum’a geliyor. Bizim de hayata geçirdiğimiz The BO Viera dünyada yoğun ilgi görüyor. İngiltere, Almanya gibi ülkelerden çok büyük talep var. Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle bu iki ülkeden de talep arttı” dedi.
Lüksün sınırı yok
BESA Grup’un The BO Viera projesi hakkında bilgi veren Bezci, projede lükse dair her şeyin düşünüldüğüne dikkati çekerek şunları söyledi: “Toplamda 150 dönüm arazi üzerinde toplam 310 adet villa ve rezidanstan oluşan, Hilton Grup’un üst segment markası Curio’nun 85 odalı otelinin yer aldığı The BO Viera, hiçbir evin manzarasının kapanmayacak şekilde tasarlandı. Projede restoran, süpermarket, deniz taksi, sahil, yerden ısıtma gibi imkanların yanı sıra konut sahipleri kreş, temizlik gibi tüm hizmetlerden de faydalanabilecekler. Lüksün sınırının olmadığı proje, dünya zenginleri tarafından büyük ilgi görüyor.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

L’Oréal Grup, İklim Teknolojisi Şirketi BreezoMeter İle Yeni Stratejik Ortaklığını Duyurdu

L'Oréal Grup, yenilikçi iklim teknolojisi şirketi BreezoMeter ile uzun vadeli bir araştırma ve teknoloji ortaklığı yaptığını duyurdu. Hava kalitesi, polen ve yangınlar hakkında çevresel bilgi alanında lider BreezoMeter; doğru ve eyleme geçirilebilir çevresel veriler ve anlayışlar sağlayarak dünya çapında milyarlarca insanın sağlığını ve güvenliğini iyileştirmeyi hedefliyor.

 

Uzun vadeli ortaklık ile L'Oréal Grup ve BreezoMeter, hem yaşlanma bilimi hem de çevre konusundaki uzmanlıklarını, güzellik odaklı özel bir platform geliştirme amacıyla birleştirecek. Güç birliği, çevrenin cilt yaşlanmasını nasıl etkilediğine dair yeni anlayışları ortaya çıkaracak ve nihayetinde tüm dünyadaki tüketicilere kişiselleştirilmiş rutinler ve yaşam tarzı tavsiyeleri ile cilt ihtiyaçlarına eşlik edebilecek yeni hizmetler sunacak.

 

L'Oréal Grup Araştırma, İnovasyon ve Teknolojiden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Barbara Lavernos “İklim teknolojisinde dünya lideri olan BreezoMeter ile stratejik ortaklık yapmaktan dolayı çok heyecanlıyız. Cilt bakımı bilimindeki tarihi uzmanlığımızı, BreezoMeter'in yenilikçi teknoloji platformuyla birleştirerek; dünyanın her yerindeki tüketicilerimize, çevrenin etkileriyle mücadele etmek için cilt rutinlerinde yeni hizmetler ve uygulanabilir tavsiyeler sunacağız” dedi.

 

L'Oréal Grup Araştırma ve İnovasyon Teknolojisi İnkübatörü Küresel Başkanı Guive Balooch, iş birliğine ilişkin olarak “Alanında lider BreezoMeter ile iş birliğimizi güçlendirmek; cilt yaşlanması ile alerjenler, UV ve kirlilik gibi çevresel maruziyetler arasındaki bağlantıların kilidini açma açısından oldukça önemli. Bu birliktelik, en hassas ve kişiselleştirilmiş cilt rutinlerini, yaşam tarzı tavsiyelerini ve nihayetinde insanların dış ortamda daha sağlıklı bir yaşam sürmesine yardımcı olabilecek yeni hizmetleri sunmamıza olanak sağlayacak” dedi. 

 

BreezoMeter CEO'su Ran Korber, yeni iş birliğinin çevrenin cilt yaşlanması üzerindeki etkisi hakkında yeni bilgiler ve ürünler getireceğini belirtirken “Dünyanın en iyi güzellik şirketlerinden L'Oréal Grup ile ortaklığımızı sürdürmekten ve büyütmekten heyecan duyuyoruz. L'Oréal Grup’un bilim, teknoloji ve yenilik konusundaki derin değerleri; bizim hava kalitesi ve çevre bilimleri konusundaki değerlerimizle çok uyumlu” dedi.  

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

SKD Türkiye, İstanbul Sanayinde Döngüsel Ekonomiye Geçişi Hızlandırıyor

SKD Türkiye ve İstanbul Sanayi Odası ortaklığında yürütülen, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından Yenilikçi İstanbul Mali Destek Programı kapsamında desteklenen Döngüsel Ekonomi ve Kaynak Verimliliği Platformu Projesi’nin lansmanı gerçekleştirdi.

 

Türkiye’de döngüsel ekonomiyi somut adımlar ve ölçülebilir çıktılarla iş dünyasının iş yapış şekli haline getirmek için çalışmalar yürüten İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye) İstanbul sanayinde döngüsel ekonomiye geçişi güçlendirecek yeni bir projeye imza atıyor. SKD Türkiye ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) ortaklığı ile yürütülen, İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından Yenilikçi İstanbul Mali Destek Programı kapsamında desteklenen “Döngüsel Ekonomi ve Kaynak Verimliliği Platformu Projesi”nin lansmanı 28 Nisan Perşembe günü gerçekleştirildi.

 

İstanbul sanayinde, öncelikli sektör ve değer zincirlerinde kaynak verimliliğinin ve döngüselliğin arttırılmasına katkı sağlanmasını amaçlayan proje ile; döngüsel ekonomi, değer zincirinde kaynak verimliliği, sürdürülebilirlik, temiz üretim gibi AB Yeşil Mutabakatı’yla ilgili konularda ülkemizdeki kurum ve kuruluşların bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi amaçlanıyor. Böylelikle öncelikli sektörlerin döngüsel ekonomi modeline geçerek uluslararası ticarette de avantaj sahibi olması hedefleniyor.

 

SKD Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dildar Edin, açılış konuşmasında projenin önemini şu sözlerle dile getirdi: “Mevcut lineer ekonomik model ile sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleşemeyeceğini, dünyanın kısıtlı kaynaklarını fazlasıyla tüketen bu model ile bugünün ve gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğini hepimiz biliyoruz. Dünyanın ve Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma için hızla yol alması gereken yeşil dönüşüm yolculuğunun en önemli adımlarından biri döngüsel ekonomi modeline geçiş ile atılacaktır.

Döngüsel Ekonomi ve Kaynak Verimliliği Platformu Projesi ile SKD Türkiye olarak döngüsel ekonomi alanında yaptığımız projelere bir yenisini ekliyor olmaktan heyecan duymaktayız. Projenin İstanbul Sanayi Odası’nın iş birliği ve İSTKA’nın desteği ile hayata geçmesi, derneğimizin var oluş meselesi olarak gördüğü Döngüsel Ekonomi alanında kamu ve sivil toplumun iş birliği içinde hareket etmesine de önemli bir örnek teşkil edecektir. Proje, İstanbul sanayinde öncelikli sektör ve değer zincirlerinde kaynak verimliliğinin ve döngüselliğin arttırılması sayesinde sektörlere uluslararası ticarette rekabet avantajı sağlayacak ve yeşil dönüşümü hızlandıracaktır.”

Etkinlikte konuşma yapan İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı “İklim değişikliğine bağlı doğal afetler, Kovid-19 pandemisi ve Rusya-Ukrayna savaşı verimsiz bir kaynak kullanımına dayanan “doğrusal ekonomi modeli”nin kalıtımsal risklerini gözler önüne serdi. Küresel sera gazlarının yarısı, biyoçeşitlilik kaybının yüzde 90’ı kaynak kullanımı sebebiyle. Kaynak kullanımının çevresel sonuçlarıyla birleşen bu tür bir büyüme; ekonomi üzerinde önemli bir baskı unsuru oluştururken geleceğin refahını tehlikeye atıyor. Odamızın 1990’lı yıllardan bu yana yürüttüğü çevre çalışmaları 2021 itibariyle sürdürülebilirlik odağında devam ediyor. Sürdürülebilir üretimin çevresel – ekonomik ve sosyal saç ayaklarını birlikte ele alarak daha iyi bir gelecek şekillendirmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz” dedi.

 

İstanbul Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri İsmail Erkam Tüzgen konuşmasında “İstanbul 16 milyona dayanan nüfusu ile Türkiye’de enerji tüketiminde önemli bir paya sahip.  Kaynakların verimli kullanılması amacıyla temiz üretim konusunda farkındalık yaratılması, temiz enerji üretimi ve enerji verimliliği uygulamalarının desteklenmesi artık bir zaruret halini aldı. Biz İSTKA olarak kurulduğumuz günden bu yana, sürdürülebilir kalkınma için enerji verimliliğin artırılmasına yönelik farkındalık oluşturulması ve sanayi kuruluşlarımızın çevresel performanslarını artırmaya yönelik çalışmaları destekliyoruz. “Döngüsel Ekonomi ve Kaynak Verimliliği Platformu” projesini de kaynak verimliliği, sürdürülebilirlik, temiz üretim konusunda aksiyon almak isteyen firmalar ve kurumlarımızın farkındalıklarını artırmak üzere destekliyoruz. Bu projemizle sektör bazlı olarak yol haritalarının ve eylem planlarının oluşturulmasını, girişimcilerin kaynak verimli ürün ve hizmet fikirlerinin sanayi ile buluşmasını hedefliyoruz. Proje kapsamında yürütülecek çalışmalarla firmalarımıza; kaynak verimliliği, sürdürülebilirlik, temiz üretim, döngüsel ekonomi gibi konularda en iyi şekilde rehberlik edileceğine gönülden inanıyorum” dedi.

 

Linköping Üniversitesi Yönetim ve Mühendislik Bölümü, Çevre Yönetimi ve Politikası Öğretim Üyesi Dr. Murat Mirata’nın konuk konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte, proje ile ilgili detaylar paylaşıldı. Ayrıca Avrupa Birliği Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ve Türkiye’ye etkileri düzenlenen panelde tartışıldı. 

 

Döngüsel Ekonomi ve Kaynak Verimliliği Platformu Projesi’ hakkında

Proje kapsamında tekstil, plastik ve beyaz eşya sektörlerinde belirlenen firmalara döngüsel ekonomi ve kaynak verimliliği ile ilgili bire bir analiz, danışmanlık ve eğitim hizmeti verilecek. Üç sektör için yol haritaları ve eylem planları oluşturularak, iş birliklerinin geliştirilmesi sağlanacak; ayrıca eğitim ve sertifika programları düzenlenerek Döngüsel Ekonomi ve Kaynak Verimliliği alanında yetkin uzmanlar yetiştirilerek projenin sürdürülebilir bir etki bırakması hedefleniyor.

 

Proje kapsamında oluşturulan platform, başta tüm özel sektör firmaları olmak üzere, döngüsel ekonomi ve kaynak verimliliği alanlarında bilgi sahibi olmak, aksiyon almak isteyen kişiler ve kurumlar için bir kaynak niteliği taşıyacak biçimde tasarlandı. 15 Şubat 2022 tarihinde başlayan proje 18 ay sürecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Avrupa’nın en hızlı büyüyen şirketler grubu M+ Group’un Global Pazarlama ve İletişim Direktörü Funda Eraslan oldu

Türkiye’nin en büyük dış kaynak sağlayıcı (BPO) şirketlerinden CMC Türkiye’nin de bünyesinde yer aldığı, Avrupa’nın en hızlı büyüyen BPO, Teknoloji ve Danışmanlık şirketler grubu M+ Group'un Global MarCom’u Funda Eraslan oldu.

 

Avrupa’nın en hızlı büyüyen BPO, Teknoloji ve Danışmanlık şirketler grubu M+ Group’ta üst düzey bir atama gerçekleştirildi. Grubun Global Pazarlama ve İletişim Direktörlüğüne Funda Eraslan atandı. 15 yılı aşkın tecrübesiyle havacılık ve lojistik sektöründe operasyon, iş geliştirme ve satış departmanlarının yanı sıra son olarak global pazarlama fonksiyonlarının başında bulunan Funda Eraslan; Türkiye dışında, Hindistan ve Macaristan’da da görev aldı. Yurt dışı deneyimiyle öne çıkan Eraslan, 3 kıtaya hizmet veren sektörlerde edindiği tecrübeyle M+ Group’un global çapta pazarlama iletişimi çalışmalarına liderlik edecek.

 

Türkiye’nin en büyük bağımsız dış kaynak sağlayıcılarından biri olan CMC Türkiye’nin Ocak 2020’de katılarak en büyük üyesi olarak yerini aldığı M+ Group, Türkiye ve Avrupa’daki 35 lokasyonda, 58 ülkeden 260 kuruma yaklaşık 11000 çalışanı ile 31 dilde hizmet veriyor. Grubun CMC Türkiye kadrosunda ise 6500’e yakın kişi görev yapıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı