Aylık arşivler: Mayıs 2022

Fibromiyalji Yatak Odalarını Vuruyor

Ağrı ve sızılarla boğuşan, uykusunu alamayan, en ufak bir dokunmada ağrı hisseden, sürekli yorgun ve depresif fibromiyaljili kadın hastaların kocaları da mutsuz. 

Fizik Tedavi Uzmanı Doktor Mehmet Portakal bu tip hastalar, kocaları ile bize geldiklerinde eşlerinden en çok duyduğumuz şikayetler, “Hocam bir insanın her gün mü başı ağrır? Hep mi yorgun hisseder? Karım beni uzun zamandır yanına yaklaştırmıyor. Cinsel hayatımız sona erdi.” Oluyor diyor. Eşlerindeki bu isteksizliği yanlış yorumlayıp, sevilmediklerini veya arzulanmadıklarını düşünenler evliliklerini bitirme noktasına dahi gelebiliyorlar.

Doktor Portakal, “Bu durumda biz eşlere sabırlı olmalarını telkin ediyoruz. Zira fibromiyalji nedeniyle hastanın birçok şikayetinin yanısıra cildi de çok hassas olabiliyor. Bırakın birinin dokunmasını bazen giysisinin kumaşı hatta güneşin cildine teması bile canını çok fazla yakabilir.” Dedi. Fibromiyaljide tedavi ilerledikçe ve dokulardaki oksijenlenme arttıkça bu şikayetlerin de azalacağını belirten Doktor Mehmet Portakal, “Eşler bu zor hastalığın alevli dönemlerinde daha anlayışlı olmalıdır. Karşısındakini zorlamak yerine tedavisine destek olmalı ve evliliklerindeki bu durumun geçici olduğunu bilerek endişeli olmak yerine iş birliği içinde olmalıdırlar” dedi.

 

Dr. Portakal sözlerini şöyle sürdürüyor, “Fiziksel, zihinsel ve ruhsal iyilik hali için Fibromiyalji tedavisinde kökten ve kalıcı sağlık için ilk yapılması gereken hücrelerin oksijenlenmesini artırmaktır. Bununla ilgili hem fizik tedavi yöntemleri var hem de geleneksel tamamlayıcı tıp uygulamaları var. Örnek olarak osteopati, lazer, TMS, Biorezonans gibi modern fizik tedavi yöntemlerinin yanında bölgesel ozon oksijen tedavisi, PRP, hacamat, sülük tedavileri, bilimin ışığında etkileri kanıtlanan bitkilerle tedaviler, egzersizler, damardan yapılan romatizma kokteylleri, vitamin/mineral element destekleri ve beslenme programının düzenlenmesi çok önemlidir 

 

Fibromiyaljide, gluten -lektin- laktoz intoleransı gibi durumları sık yaşadığımız için belli bir beslenme programı uygulanmalıdır ki bu saydıklarımızla birlikte günlük yaşama uygun bir yaşam tarzı planlamak mümkün olabilsin.”

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İstanbul Bilgi Üniversitesi “Otizmli Öğrenciler İçin Beden Eğitimi ve Spor Çalıştayı”yla otizmli öğrencilerin eğitiminde yeni modellere ışık tuttu

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV) ile Antalya Özel Sporcular Gençlik ve Spor Derneği işbirliğiyle düzenlediği “Otizmli Öğrenciler için Beden Eğitimi ve Spor Çalıştayı”nda otizmli öğrencilerin beden eğitimi ve spora erişimine yönelik sorunlar tespit edilirken eğitimde yeni ve sürdürülebilir modeller geliştirilmesi için çözüm yolları sunuldu

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV) ve Antalya Özel Sporcular Gençlik ve Spor Derneği işbirliği ile düzenlediği “Otizmli Öğrenciler için Beden Eğitimi ve Spor Çalıştayı” 24-26 Mayıs 2022 tarihlerinde çevrimiçi olarak gerçekleşti. Otizmli öğrencilerin beden eğitimi ve spora erişimi ile ilgili sorunlara çözüm önerilerinin geliştirildiği çalıştayda otizmli öğrencilerin spor yoluyla farkındalığının artırılması, motor becerilerinin desteklenmesi, davranışlarının olumlu yönde gelişmesi, okulöncesi dönemdeki çocuklar için fiziksel aktivite programları ve oyun grupları gibi konularda panel ve konferanslar yer aldı. 

 

Açılış konuşmalarını İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. N. Alpaslan Parlakçı, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep Şimşek ve Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilara Fatoş Özer’in yaptığı çalıştaya ulusal ve uluslararası üniversitelerden akademisyenler, otizmli öğrenciler ve ebeveynleri, sivil toplum örgütleri ile beden eğitimi öğretmenleri katıldı. Otizmli öğrenciler ve ebeveynleri tecrübelerini aktarırken, eğitim sürecinde yaşadıkları sorunları dile getirdi. 

 

‘Oyun oynamak ciddi bir iştir’

California State University Öğretim Üyesi Amanda Young Ellis ve Texas Woman’s University Öğretim Üyesi Emeritus Prof. Lisa Silliman-French, fiziksel aktivite ve oyunun otizmli çocukların gelişimi için önemine dikkat çekerek, “Çocuklar için oyun ciddi bir iştir. Çocuklar, oyun oyarken öğrenirler ve biz de eğitmenler olarak onlara tutarlı bir şekilde gelişimlerini sağlayacak imkânları sunarız. Oyun oynamak bilişsel gelişimi sağlayan önemli bir unsurdur, öğrenciler hayatlarını burada edindikleri bilgilerle şekillendirirler” dedi.

 

Otizmli çocukların eğitiminde ve doğru davranış modellerini kazanmalarında öğretmenin rolünün de vurgulandığı panelde, “Otizmli öğrenciler iletişim anlamında sorunlar yaşayabilirler. Bu nedenle çocukların bulunduğu ortamı olumlu bir şekilde geliştirirken her davranışımızın onlarla bir iletişim şekli olduğunu unutmamalıyız” ifadelerine yer verildi.

 

‘Kötü çocuk yoktur, istenmeyen davranışları olan çocuk vardır’

Çalıştayda, fiziksel aktivite ve sporun, istenmeyen davranışları önleme, sosyal etkileşimi artırma ve dikkat konusunda gelişime yönelik olumlu etkileri nedeniyle, otizmli öğrencilerin eğitim modellerinde yer almasının gerekli olduğu vurgulanırken davranış stratejilerinin önemine de değinildi. Cal Poly Humboldt College of Professional Studies Öğretim Üyesi David Adams, “Kötü çocuk yoktur, istenmeyen davranışları olan çocuk vardır” diyerek, öğrencilerin hangi konuda iletişim kurmaya çalıştıklarının anlaşılması için “iletişim odaklı” olmanın gerekliliğine dikkat çekti. 

 

‘Otizmli öğrenciler akranlarıyla bir arada olmalı’

Beden Eğitimi Öğretmeni Elif Lermi Bekdemir ise otizmli öğrencilerin beden eğitimi derslerinde ayrı bir grupta tutulmamaları gerektiğini belirterek uygun etkinliklerde akranlarıyla bir arada olmalarının önem taşıdığını dile getirdi. Bekdemir, “Beden eğitimi öğretmenleri olarak otizmli öğrencilerin akran farkındalığının artırılmasına yönelik çalışmalara yer vererek dokunabildiğimiz kadar fazla kalbe dokunabilir ve gelecek nesilleri inançla, vicdanla, birlikte hareket etmeye yönlendirebiliriz” dedi.  

 

‘Fiziksel aktivite ve spor aileler için de bir fırsat’

Otizmli öğrencilerin beden eğitimi ve spora katılımının istenmeyen davranışları önleme üzerindeki olumlu etkileri kadar, aile içi bağları güçlendirme konusunda da önemli bir unsur olarak öne çıktığını söyleyen UW-Madison School of Education Öğretim Üyesi Luis Columna, “Aile de fiziksel aktiviteden istifade ediyor. Fiziksel aktivite, aile ve çift arasındaki iletişimi güçlendiriyor; aileyi birbirine yakınlaştırıyor. Fiziksel aktivite aile için de bir fırsat” dedi. 

 

Çalıştay sonucunda otizmli öğrencilerin beden eğitimi ve spora tam ve etkin katılımlarının sağlanabilmesi için rehber niteliği taşıyan bir rapor hazırlanacak. Rapor, üniversitelere, Milli Eğitim Bakanlığı’na, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na iletilecek. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Oyunculuk için öğretmenliği bıraktım”

Müzikten, stand-up’a, mizahtan güncel konulara kültürün her alanına dokunan ve her anı eğlence dolu dakikalara sahne olan Zorlu PSM’nin sevilen Youtube programı “İbrahim Selim ile Bu Gece”nin bu haftaki konuğu olan başarılı oyuncu Esra Ruşan oldu.

 

Her hafta farklı konular hakkında samimi ve eğlenceli sohbete sahne olan, birbirinden sıra dışı soruların yer aldığı bölümlerle temponun hiç düşmediği “İbrahim Selim’le Bu Gece” programının bu haftaki konuğu son zamanlarda Masumlar Apartmanı’nda canlandırdığı Esra karakteriyle adından söz ettiren Esra Ruşan oldu. Ruşan, çocukluğundan oyunculuk kariyerindeki anılarına, özel zevklerinden hayallerine kadar hayatına dair her şeyi “İbrahim Selim’le Bu Gece” programında anlattı.

 

“Çocukken hayalperest bir çocuktum” 

Esra Ruşan, İbrahim Selim’in “Sen Göle’de doğmuşsun ve iki yaşında İstanbul’a gelmişsin. Oranın kültürüne dair hatırladığın bir şeyler var mı?” sorusuna “Elbette iki yaşındaki deneyimlerimi hatırlamıyorum ama İstanbul’a taşındıktan sonra yazları sürekli üç ay Göle’ye tatile gittiğimizi hatırlıyorum. Tabii ilerleyen yıllarda sürekli oralarla ilgili ‘oralar şöyleydi, böyleydi’ diye insanlar evde güzel anılardan konuşurdu. Çok soğuk olduğunu hatırlıyorum. Ancak İstanbul’da soğuktan korunmak için kat kat giyinirken Ardahan’da tek bir kazakla günü geçirebilirsin. Bu arada ben Türkiye’nin her yerine gittim çünkü annemler sekiz kardeşlerdi, hepsi memurdu ve hepsi sürekli farklı illere defalarca tayin edildikleri için sürekli gezdim. Bir de ben çocukken de yüksek enerjiliydim yani çocukken hayalperest bir çocuktum.” cevabıyla İbrahim Selim ve stüdyodakileri pozitif tavırlarıyla etkiledi.

 

“Uçak Fobim var”

Esra Ruşan, İbrahim Selim tarafından sorulan “Senin çocukluk hayalin Hostes olmakmış. Bu doğru mu?” sorusuna “Ben uçağa çok geç yaşta bindim ve benim hayalimde hostesler hep çok güzel giyinir, tırnakları güzeldir ve uçağı kullanabilirlerdi. Yani çocukken düşündüğüm şey şu; hem çok güzel giyiniyorlar yani neden hostes olmayayım ki? Elbette uçağa binince uçağı kullanmadıklarını öğrendim. Zaten zamanla bende uçak fobisi gelişti maalesef. Şimdi uçağa binince hostesin gözlerinin içine bakıp bir güven mekanizması kuruyorum.” diyerek İbrahim Selim ve stüdyodakileri eğlenceli anlatım tarzıyla kahkahalara boğdu.

 

“Oyunculuk için öğretmenliği bıraktım”

Esra Ruşan, İbrahim Selim tarafından sorulan “Öğretmenlik okurken tiyatro yapmaya karar veriyorsun. Sonrasında nasıl gelişti bu durum?” sorusuna “İstanbul Üniversitesi’nde öğretmenlik okuyordum ve 17 yaş gibi çok erken bir yaşta üniversiteye başlayınca ne okul şenliğine gidebiliyorsun ne de başka şeye çünkü yaşın tutmuyor. Dolayısıyla ben de çok sıkılıyordum çünkü üniversite hayatını bu kadar hayal edip bunu deneyimlemek canımı çok sıkmıştı. Ne yapsam derken diksiyon kurslarına gittim en olmadı sunucu olurum dedim. Gittiğim yerin yanında da tiyatro kursu vardı Bakırköy’de. Onlar da bana ‘Gel sen de’ dediler ben de provalarına gidip gelip izlemeye başladım ve ‘Sen girsene konservatuar sınavlarına’ dediler. El birliği ile beni sınava hazırladılar. Zaten bir tek Mimar Sinan Üniversitesi’ne sınava girmiştim. Bir de kazanacağımı asla düşünmüyordum ancak birinci aşamayı kazandım. Ardından ikinci aşamayı da kazandım ve açıkladım aileme. Çünkü öğretmenlikte de son sınıftaydım ve ailemi bu duruma ikna etmek zordu. Derken bir şekilde ikna ettim ve girdim konservatuara” diyerek İbrahim Selim ve stüdyodakilere kariyer hikayesini anlattı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Has’bi Hayat sergisi 3 Haziran’da sanatseverlerle buluşuyor

Ertuğrul Hasbi Aydemir’in fotoğraf geçmişinden izler taşıyan kareler ART 212’de sergilenecek

 

ART 212, 3-9 Haziran tarihleri arasında Prof. Dr. Ertuğrul H. Aydemir’in kişisel fotoğraf sergisine ev sahipliği yapacak. Tıp kariyerinin yanında uzun yıllar amatör olarak fotoğrafçılıkla ilgilenen Prof. Dr. Ertuğrul H. Aydemir’in fotoğraf arşivinden seçilen karelerin birçoğu sanatseverlerin karşısına ilk defa çıkacak.

 

Üniversite yıllarında fotoğrafa merak salan ve başarılı tıp kariyerinin yanında amatör fotoğrafçılığı da yıllar boyu tutkuyla devam ettiren Prof. Dr. Ertuğrul H. Aydemir, farklı dönemlerde çektiği fotoğraflarından oluşan kıymetli bir seçkiyi Has’bi Hayat sergisinde bir araya getiriyor. 3-9 Haziran 2022 tarihlerinde, ART 212’de ziyaret edilebilecek sergi, amatör sanatçının en önemli çalışmalarını bir araya getiriyor. 

 

Has’bi Hayat sergisi, Ertuğrul H. Aydemir’in artistik dilinin ve estetik anlayışının peşinden giderken, amatör sanatçının yoğun teknik birikimini de gözler önüne seriyor. Işık ve gölge kullanımı ile çarpıcı duyguları açığa çıkaran, odağına insan ve sevgiyi alan kareler, fotoğrafçının kişisel tarihine ayna tutarken, aynı zamanda herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir kesit sunuyor. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Aslı İnandık İle “Heykel Mi?” Gain’de Yayında

Türkiye’nin çok konuşulan şehir heykelleri ilk kez bir belgeselde!

 

Alibeyköy’ün mısırı, Denizli’nin horozu, Diyarbakır’ın karpuzu, Gemlik’in zeytini, Rize’nin çay bardağı, Mut’un Karacaoğlan ve Karacakız’ı… Her biri çok tartışılıp sosyal medya yıldızı olan şehir heykelleri, ilk kez bir GAİN Orijinal belgeselinde buluşuyor. Ünlü oyuncu Aslı İnandık onları yerinde inceleyerek bir belgeselci hassasiyetiyle sorguluyor: Bunlar gerçekten heykel mi? Heykel nedir? Estetik açıdan nasıl değerlendirilmelidir? Güzel veya çirkin denerek tanımlanabilir mi? Tüm ciddiyetiyle komediye göz kırpan neo-belgesel “Heykel mi?” şimdi GAİN’de yayında.

 

Ünlü oyuncu ve komedyen Aslı İnandık, GAİN’de yayına giren “Heykel mi?” isimli belgesel serisinde Türkiye’nin dört bir yanına giderek, sosyal medyada tartışmalara konu olmuş heykelleri inceliyor. 

 

Heykel nedir? Estetik açıdan nasıl değerlendirilmelidir? Güzel yahut çirkin olabilir mi? Bir heykele neresinden bakılır? Bu eserler Türkiye'nin heykelle imtihanında sınıfta kaldığını mı gösteriyor? Yoksa kültür ve sanat mirasımıza birer katkı mı?

 

İnandık, bu soruların peşinde şehir heykellerini ciddiyetle anlamaya çalışırken, önce temel bilgilerden yola çıkıyor, müzelerden akademiye pek çok adresi ziyaret ediyor. Ardından yerel araştırmacılarla, medikal uzmanlarla, muhit sakinleriyle, hatta bu heykellerden bazılarını üretmiş sanatçılarla bizzat görüşüyor. “Neo-belgeselcilik” anlayışı kapsamında, konunun uzmanlarının yanı sıra hiç uzman olmayanların da görüşüne başvuruyor. 

 

Kiminin alay ettiği, kiminin “Temsil nesnesidir, sanat eseri olma ihtiyacı yoktur” deyip normalleştirdiği bu heykeller hakkında, “Bir sanat galerisinde görsek sürreal pop art derdik” diyenler ise meseleyi bambaşka bir bağlama oturtuyor. 

 

Şehir heykelleri hakkındaki kapsamlı ve bilgilendirici içeriğinin yanı sıra komedinin sınırlarını da zorlayan yeni GAİN Orijinal belgeseli “Heykel mi?”, şimdi GAİN’de yayında. 

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

İBB Şehir Tiyatroları “Bekçi İle Postacı” Çocuk Oyunuyla Avcılar’da

Sezon boyunca sahnelerinin bulunmadığı 12 farklı ilçede oyunlarını sahneleyen İBB Şehir Tiyatroları, Bekçi İle Postacı oyunuyla Avcılar’da çocuklarla buluşuyor.

 

Lodovica Cima, Gabriele Clima’nın yazdığı Derya Yıldırım’ın yönettiği Bekçi İle Postacı,  29 Mayıs 2022 Pazar günü 14.00’te Avcılar Barış Manço Kültür Merkezi’nde ücretsiz sahneleniyor.

 

Avcılar’da sahnelenecek oyunun biletleri, Avcılar Barış Manço Kültür Merkezi gişelerinden temin edilebilir.

 

Bekçi İle Postacı (3+ Yaş)

Postacı Piero ile Gece Bekçisi Marcello adlı çocuk kitabından uyarlanan eserde bir bekçi ile bir postacı ev arkadaşlarıdır. Biri gece diğeri gündüz çalıştığından hiç görüşemezler. Soğuk bir kış günü ikisi de hastalanınca, evi aynı anda paylaşmaları gerekir. Lodovica Cima, Gabriele Clima’nın yazdığı Ceylan Özçapkın’ın çevirdiği, Derya Yıldırım’ın oyunlaştırıp yönettiği oyunda Besim Demirkıran, Cafer Alpsolay, Melisa Demirhan, Zeynep Ceren Gedikali rol alıyor.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Mahallemizin Kadınları Sinema Yapıyor” projesi ilk mezunlarını verdi

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 2018’de Seferihisar’da başlattığı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından sürdürülen “Mahallemizin Kadınları Sinema Yapıyor” projesi ilk mezunlarını verdi. 39 kadın kursiyer ilk atölyede dört film çekti.
Seferihisar’da 2018’de başlatılan ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından sürdürülen “Mahallemizin Kadınları Sinema Yapıyor” projesi kapsamındaki sinema atölyesi ilk mezunlarını verdi. Örnekköy Sosyal Projeler Yerleşkesi’ndeki ödül törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer adına katılan İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi avukat Nilay Kökkılınç, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay, Sosyal Projeler Dairesi Başkanı Anıl Kaçar, Kadın Çalışmaları Şube Müdürü Sinem Tankoç, Mahallemizin Kadınları Sinema Yapıyor projesinin koordinatörü Kibar Dağlayan Yiğit, Aziziye Mahallesi Muhtarı Özlem Kanmetin ve projede yer alan kadın eğitimciler katıldı.
Konak-Kadifekale Atölyesi ve Örnekköy Mahallesi Atölyeleri’nin ürettiği dört filmin gösteriminin yapıldığı törende 39 kadın kursiyer sertifikalarını ve plaketlerini İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Nilay Kökkılınç ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ertuğrul Tugay’dan aldı.
“İzmir’i temsil etmesi gurur veriyor”
İzmir’de kadınların ihtiyaç duydukları her türlü yerel hizmetten yararlanabilmeleri için çalıştıklarını söyleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyon Başkanı Nilay Kökkılınç, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız kadınlara sanatta, bilimde, yöneticilikte, girişimcilikte, istihdamda ve ihtiyaç duyulan her konuda çok destek veriyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için destek verdiği projelerle kadınların önünü açıyor. ‘Mahallemizin Kadınları Sinema Yapıyor’ projesi de bunlardan biri. Bugün burada sizlerle birlikte olduğumuz Anahtar Kadın Çalışmaları Bütüncül Hizmet Merkezi de çok önemli. Kadınlara yönelik her türlü hukuki ve psikolojik desteğin verildiği danışma birimlerini, meslek kurslarını, istihdam, girişimcilik, kooperatifçilik, sanat, spor, yabancı dil ve benzeri pek çok alanda eğitimle birlikte yürütülen hizmetleri içerisinde barındırıyor. Sivil toplum kuruluşlarına da yerleşke olarak ev sahipliği yapılıyor. Bu mekan bugün de her biriyle gurur duyduğumuz amatör sinemacı kadınlara yön veriyor. Onların bu sanatı canı gönülden sevmesi, duydukları heyecan ve ortaya çıkan bu değerli filmler bizleri çok mutlu etti. Bu filmlerin festivallerde de İzmir’i temsil edecek olması bize ayrı bir gurur kaynağı” dedi.
“Başkanımız Tunç Soyer’in emekleri tartışılmaz”
Mahallemizin Kadınları Sinema Yapıyor projesinin koordinatörü Kibar Dağlayan Yiğit ise “Bu projeyle kadınlar kendi filmlerinin yönetmeni olurken aynı zamanda başka kadınların filmlerinde de çeşitli görevler alıyorlar. Projeyle sinemanın gücü sayesinde kadına ayrımcılığın önüne geçilmesinin yanı sıra kadınların kendilerini sanatsal bir dille ifade edebilecekleri ortam oluşturulması ve meslek edinmeleri de hedefleniyor. Bu uzun yolculuğumuzda ve buraya gelmemizde Başkanımız Tunç Soyer’in emekleri tartışılmaz. Çok gururluyuz. İlmek ilmek işlediğimiz filmlerimiz dünya çapında da değer görüyor. ‘Arşipel Kadınları’ filmi, 6. Avrupa Film Festivali’nde ‘En İyi Belgesel’ ödülünü İzmir’e kazandırdı. Kadınlara destek olununca neler yapılabileceğini Türkiye’ye gösterdik” diye konuştu.
Başkan Soyer’e teşekkür ettiler
“Mavi” filminin yönetmeni Aylin Açim, kadınların böyle güzel bir projede bir araya gelmesinden gurur duyduğunu dile getirdi. Kadifekale kadınlarının çok güçlü olduğunu söyleyen “Pogos’un Kadınları” filminin yönetmeni Nuhat Okçu, “Başaramayacağımız hiçbir iş yok, filmimizde de bunu göstermeye çalıştık. Başkanımız Tunç Soyer’e çok teşekkür ederim” dedi. “Yağmurda” filminin yönetmeni Nesrin Baki Tosun’un İstanbul’da film çekiminde olması dolayısıyla törene eşi katıldı. Erdoğan Tosun, “Kadınlara başarının yolunu gösterdikleri için Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’e çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu.
Dört film
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Çalışmaları Şube Müdürlüğü Anahtar Kadın Çalışmaları Bütüncül Hizmet Merkezi’nin çalışması olarak ortaya çıkan “Mahallemiz Kadınları Sinema Yapıyor Projesi” İzmir'in farklı bölgelerinden bir araya gelen kadınları sinema atölyesinde buluşturdu. 6 aylık eğitimin ardından senaryo yazımı, kurgu yapımı, yönetmenlik gibi kategorilerde uzmanlaşan kadınlar, ilk atölyeyi tamamladı. Konak-Kadifekale Atölyesi ve Örnekköy Mahallesi Atölyeleri dört film üretti. 39 kadının katılımıyla yapılan atölyelerden “Mavi”, “Yağmurda”, “Pagos’un Kadınları” ve “Kabuk” filmlerinin çekimi yapıldı. Projenin yeni atölye kayıtları ise Örnekköy Mahallesi, Konak, Bağarası ve Aliağa bölgesinde yapılacak.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

FEQİYE Teyran Sempozyumu Başlıyor

Van Büyükşehir Belediyesi 28 – 30 Mayıs tarihleri arasında Feqiye Teyran ve Mirası konulu sempozyum düzenliyor.

Büyükşehir Belediyesi ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi ortaklaşa Kürt edebiyatının önemli şairlerinden biri olan  Feqiyê Teyran anısına sempozyum düzenliyor. 28 – 30 Mayıs tarihleri arasında yapılacak sempozyumda Kürt Edebiyatı, Feqiye Teyran’ın Kürt Edebiyatındaki yeri ve önemi konuları konuşulacak. Sempozyuma Türkiye, İran ve Irak’tan 60 yakın akademisyen, bilim insanı katılacak.

Sempozyumun ilk iki günü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsünde düzenlenirken, sempozyumun son günü ise Bahçesaray İlçesinde yapılacak

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Adana’da jakaranda coşkusu

Çukurova Belediyesi’nce bu yıl ilki gerçekleştirilen Jakaranda Kültür Sanat Festivali’nin açılışı muhteşem oldu. Grupların gösterilerinin renkli görüntüler oluşturduğu başlangıç yürüyüşüne Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin ile birlikte binlerce kişi katılırken, sonrasındaki Ceylan Ertem konseriyle coşku doruğa çıktı.

 

Adana’yı kültür sanat etkinliklerine doyuracak Jakaranda Kültür Sanat Festivali muhteşem bir dizi etkinlikle başladı.

 

Çukurova Belediyesi’nce düzenlenen etkinlik festival yürüyüşü ile başladı. Turgut Özal Bulvarı Gökkuşağı Kavşağında başlayan yürüyüş renkli görüntülere sahne oldu. Palyaço gösteriler, uzun bacak, dans gruplarının gösterileri, ateş şovları, sihirbazlar ve canlı heykel gösterileri renkli görüntüler oluşturdu.

 

Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin’in de katıldığı yürüyüş Şehitler Bulvarı’nın Süleyman Demirel Bulvarı ile kesiştiği kavşaktaki konser alanında son buldu.

 

Konser öncesi konuşan Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, 2 yıldır süren pandemi sürecinin herkesi çok yorduğunu ve yıprattığını söyledi. Bu nedenle festivali iki yıldır ertelemek zorunda kaldıklarını anlatan Başkan Soner Çetin,  “Ama artık bugün gerçekleştiriyoruz. Orhan Kemal’in deyimiyle bu bereketli topraklar çok değerli sanatçılar yetiştirmiştir. Adana’mızın tüm değerlerine sahip çıkıyoruz. Adana kültürün ve sanatın da başkenti olabilecek bir potansiyele sahiptir. Bizim içimizde var. Adanalı olmak bir ayrıcalıktır.  Bugün yürüyüş ve konser yapıyoruz. 105 etkinlik var 6 noktada sanat çadırları var. 35 müzik grubu, 25 çok değerli sanatçılar var. Yani 4 gün boyunca Adana’mızın Çukurova’mızı kültür ve sanat etkinliklerine doyuracağız. Hiçbir şeyi kaçırmanızı istemiyorum” dedi.

 

Başkan Soner Çetin konuşmasına şöyle devam etti:

 

“Her şeyin ilki zordur. Biraz endişelerimiz vardı acaba nasıl olacak diye. Çünkü jakarandanın ne olduğunu bile bilmeyenler olabilir. Çok güzel görünümlü bir ağaç. Festivale bir sembol gerekiyordu biz de bunu tercih etti. 4 gün boyunca eğlencenin kültür ve sanatın tadını çıkarın istedik. Bugün bu kalabalığı görünce Adana’nın Jakaranda Kültür Sanat Festivali’ne hazır olduğunu gördüm. Hepinize teşekkür ediyorum.”

 

Başkan Soner Çetin’in konuşmasının ardından davetlilerin de katılımı ile kurdele kesimi yapıldı. Ardından gerçekleşen Ceyhan Ertem konseri ile coşku doruğa ulaştı.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı

Usta şair, yazdığı oyun ile anılacak

Nilüfer Kent Tiyatrosu, 3 Haziran’da Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümü etkinlikleri kapsamında, Ormandaki Kulübe Sahnesi’nde usta şairin yazdığı “Kafatası” oyununun okumasını gerçekleştirecek.

 

Kapitalizmin döngüsünü ve acımasızlığını karikatürize bir dille anlatan oyun; yatırımını sanatoryumlara yapmış olan sermaye sahiplerinin, verem aşısını bulan bir bilim adamını engelleme girişimini konu alıyor.

 

Yönetmenliğini Nilüfer Kent Tiyatrosu oyuncularından İbrahim Ersoylu'nun yaptığı “Kafatası” isimli oyunun oyun okumasında; Adem Mülazim, Ayşe Gülerman, Barış Ayas, Batuhan Pamukçu, Cihat Temel, Gökhan Kum, Melisa İclâl Yamanarda, Mert Tiryaki, Oğuzhan Ayaz, Pınar Hande Ağaoğlu ve Zeynep Çelik Küreş rol alıyor. Oyunun sahnelenmesinde yer alan illüstrasyonlar tasarımcı Burak Etöz tarafından yapılırken, müzik tasarımı da Derya Bölükemini tarafından yapıldı.

 

3 Haziran 2022 Cuma günü saat 20.30’da Balat Atatürk Ormanı’nda seyirciyle buluşacak olan oyun, ücretsiz izlenebilecek.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı