Aylık arşivler: Eylül 2022

Maden suyu hakkında Doğru bilinen yanlışlar

Türkiye’nin zengin yer altı kaynaklarını tanıtmayı ve toplumu maden suyunun kullanım alanları hakkında bilinçlendirmeyi amaçlayan Madensuyu.org’da yayınlanan “Maden Suyuyla ilgili doğru bilinen yanlışlar” isimli makale, maden sularıyla ilgili bilgi eksiklerine açıklık getiriyor.

 

Maden sularında zengin bir şekilde bulunan magnezyum, potasyum, sodyum, kalsiyum ve daha pek çok faydalı mineral insan yaşamı için vazgeçilmez önem taşıyor. Zengin içeriğiyle sağlıklı bir yaşamın en büyük destekleyicilerinden biri olan maden suları hakkında pek çok insan yeterli bilgiye sahip değil. Maden sularının faydaları hakkında toplum genelinde farkındalığı artırmak ve bilimsel gerçekleri kitlelerle buluşturmak amacıyla Kızılay Maden Sularının sponsorluğunda hizmete giren Madensuyu.org’da merak edilen sorulara ışık tutan makaleler yayınlanıyor. Uzm. Dr. Dilek Çoban’ın kaleme aldığı “Madensuyuyla İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar” isimli makalede, toplumda yaygın olarak karşılaşılan yanlış bilgiler karşısında, bilimsel bir çerçeve sunuluyor. Dilek Çoban’ın Avrupa’da kişi başı tüketimin 100-150 litre civarındayken Türkiye’de bu miktarın 5-10 litreyi geçmediğini vurguladığı yazısında, öne çıkan başlıklar şu şekilde:   

 

Yanlış: Maden suyu ile soda aynı şeydir!

Doğru: Maden suyu yer kabuğunun çeşitli derinliklerinde, uygun jeolojik şartlarda doğal olarak oluşan, en az 1000 mg/l çözünmüş mineraller ve/veya eser elementler bulunduran, doğal yapısında karbondioksit içeren, yeryüzüne kendiliğinden çıkan veya teknik usuller ile çıkartılan sıcak veya soğuk yeraltı suyudur. Çıkarıldığı yerde doğal yapısını koruyarak şişelenir. Soda ise tamamen yapay olarak tesislerde üretilen; işlenmiş suya karbondioksit gazı ilave edilerek elde edilen bir içecektir, doğal değildir. İçeriğinde sadece sodyum bikarbonat vardır.

 

Yanlış: Maden suyu asitli bir içecektir

Doğru: Aksine maden suyu midede asit oluşumunu engelleyen bikarbonat içeriğine sahiptir. Özellikle mide yanması ve ekşimesi problemlerinde, mideyi rahatlatmak için maden suyu tercih edilmelidir. Diğer içeceklerin içerisinde yer alan asitten farklı olarak maden suyu sadece şişelenirken karbondioksit gazı eklenir. Bunun temel nedeni içim sırasında mineral tadının algılanmasını baskılayarak içimi kolaylaştırmaktır.

 

Yanlış: Maden suyu fazla tüketilmez

Doğru: Maden suyu, sağlık için vazgeçilmez bir içecek olarak Batı ve Uzakdoğu ülkelerinde fonksiyonel bir ürün olarak tüketilmekteyken, Türkiye’de sadece yemek sonrası hazım kolaylaştırıcı bir içecek olarak algılanmaktadır. Maden suyu içeriğindeki mineraller, mide ve bağırsaklardan kolay emilir. İçerisindeki magnezyum, flüorür, kalsiyum ve magnezyum gibi çok değerli minerallerin olduğu maden suyu, vücudunda bu maddelerin eksikliğini yaşayan bireyler için ciddi bir destek kaynağıdır. Özellikle hamilelik döneminde sık karşılaşılan krampların azaltılmasında magnezyum, çocuklar, gençler ve menopoz dönemindeki kadınlarda kemik sağlığını korumaya yönelik kalsiyum takviyeleri günlük hayatımızın vazgeçilmez destekçileridir. Bu maddeler açısından çok zengin ve tamamen doğal olan maden suyunun günlük sıvı ihtiyacınızı karşılamadaki rolü göz ardı edilemez.

 

Yanlış: Çocuklar maden suyu içmemelidir

Doğru: Maden suyu denilince akla soda geldiği; bu da gazlı bir içecek olması nedeniyle çocuklar için sağlığa zararlı olduğu gibi yanlış bir kanı yaygındır. Aksine, büyüme ve gelişme çağında olan çocukların ihtiyacı olan çinko, flüorür, kalsiyum gibi birçok faydalı mineral ve eser element içeren doğal kaynaklı maden suyunun tüketilmesi sağlıklı gelişim için çok önemlidir. Maden suyu içerdiği kalsiyumla kemik sağlığı; içerdiği flüorürle ağız ve diş sağlığı için destek alınabilecek doğal bir kaynaktır. Ayrıca çocuklara gazlı içecekler yerine doğal maden suyu içme alışkanlığı kazandırılırsa kemik sağlıklarını korumanın yanı sıra diş çürükleriyle karşılaşma riskleri de düşürülebilir.

 

Yanlış: Hamilelikte maden suyu tüketilmemelidir

Doğru: Aksine, hamilelik döneminde anne ve bebeğin ihtiyaç duyduğu minerallerin karşılanması için maden suyu iyi bir takviyedir. Özellikle magnezyum eksikliğinden kaynaklanan krampların tedavisinde dışarıdan alınan magnezyum takviyelerinin yanı sıra, doğal minerallerden biri olan magnezyum içeren maden suyu içilmesi de önerilir.

 

Yanlış: Maden suyu cilde zarar verir

Doğru: Vücudumuzun en büyük organı olan cildimizin ihtiyacı olan mineralleri doğal maden suları içerir. Sağlıklı ve parlak bir cilde sahip olmanın yolu vücudunuzun ihtiyacı olan ve doğal minerallerden zengin içerikli sıvılar tüketmenizdir. Özellikle son yıllarda doğala eğilimin artmasıyla birlikte birçok kozmetik ve güzellik ürünün içerisinde doğal maden suyu kullanılmaya başlanmıştır.

 

Maden sularına dair merak edilen her şey bu kongrede tartışılacak

Maden sularının üretiminden tüketiciye erişimine kadar geçen her süreçteki yansımalarının disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınacağı “II. Uluslararası Maden Suyu Kongresi” 17-18 Kasım 2022 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek. Kongreye maden suyu hakkında çalışma yürüten tıp, beslenme, işletme ve gıda mühendisliği başta olmak üzere ilgili tüm alanlardan ulusal ve uluslararası paydaşlar, araştırmacılar ve akademisyenler katılacak. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Beyoğlu Kültür Yolu Festivali coşkusu başlıyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın beş şehirde çok daha kapsayıcı etkinliklerle yaygınlaştırdığı Türkiye Kültür Yolu Festivalleri bünyesinde düzenlenen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali coşkusu başlıyor. 1 Ekim Cumartesi günü başlayacak festivalde 51 ayrı mekânda, 88 salon ve 5 açık hava sahnesinde, 6000’den fazla sanatçı ve 1000’den fazla etkinlik var. 23 gün sürecek festival, tiyatrodan sinemaya, edebiyattan dansa, müzikten dijital sanatlara, sergilerden sohbetlere benzersiz bir kültür sanat deneyimi yaşatacak. 

 

Türkiye Kültür Yolu Festivalleri’nin ilk rotası olan Beyoğlu Kültür Yolu Festivali, 1-23 Ekim tarihleri arasında sanatseverleri üçüncü kez kültür ve sanat zenginlikleriyle buluşturmaya hazır. İstanbul’un somut ve somut olmayan kültürel mirasını gelecek kuşaklara aktarıp dünya sahnesine taşıyan festival, AKM’den başlayıp Galataport’a ulaşan 4,1 kilometrelik festival rotasında gündüzden geceye uzanan bir dizi etkinlikle toplumun her kesimini kültür ve sanat zenginlikleriyle buluşturuyor.

 

AKM’nin tüm salonlarında festival havası 

23 gün sürecek coşkuyu Beyoğlu’nun her bir köşesine taşıyacak festivalde, 7’den 70’e herkesin ilgi ve beğenisine uygun etkinlikler yer alacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yenilenen İstanbul Atatürk Kültür Merkezi (AKM), tüm salonlarıyla sanatseverlere kucak açacak. AKM Çok Amaçlı Salon’da Selçuk Artut’un “Geomart-UT17” adlı dijital sergisi, AKM Tiyatro Fuaye’de akıllı fanlarla koreografik performans sergileyen “Tül” enstalasyonu, AKM Galeri’de Devrim Erbil’in “Renkler ve Teknikler” sergisi sanatseverlerle buluşacak. AKM Kültür Sokağı, Gülveli Kaya, Devabil Kara ve Mehmet Kavukçu’nun küratörlüğünü yaptığı “Yolda” sergisiyle festivalin en uğrak merkezlerinden biri olacak. AKM Yeşilçam Sineması’nda film gösterileri ve söyleşiler, AKM Müzik Kayıt Stüdyosu’nda atölyeler, AKM Çocuk Sanat Merkezi’nde çocuklar için farklı etkinlikler düzenlenecek. AKM Türk Telekom Opera Salonu ve AKM Türk Telekom Açıkhava Sahnesi’nde de her gün birbirinden farklı sanatçılar sahne alacak.

 

Kült filmlerin yönetmeni Stanley Kubrick’in en kapsamlı sergisi

Festival kapsamında İstanbul Sinema Müzesi, kült filmlerin yönetmeni Stanley Kubrick’in sergisine ev sahipliği yapacak. Sergi, başyapıtların yaratıcısı olarak sinema tarihinde çığır açmış olan sinema dehası Stanley Kubrick hakkında bugüne kadar yapılmış en kapsamlı sergi olacak. 

 

Coşkun Aral ile fotoğraf heyecanı, Çukurcuma’da müzayede, Narmanlı Han’da mola 

Tarık Zafer Tunaya Sanat Galerisi, tüm fotoğraf severlere açık olan fotomaraton etkinliğinin sergisinden çocukları da kapsayan fotoğrafçılık atölyelerine farklı buluşmalara sahne olacak. Sanatseverler, gazeteci ve fotoğraf sanatçısı Coşkun Aral’ın da aralarında bulunduğu duayen isimlerle bir araya gelme şansı bulacak. Çukurcuma’da antikacılar sokaklara taşacak ve festival boyunca hafta sonları müzayede heyecanı yaşanacak. Yeni yüzüyle ziyaretçilerini ağırlayan Narmanlı Han, festival boyunca bir kahve eşliğinde geçmişe yolculuk yapmak isteyenlerin uğrak mekânı olacak.

 

Mehmet Akif Ersoy sohbet etkinlikleriyle hatırlanacak

Festival boyunca milli şair Mehmet Akif Ersoy, Mısır Apartmanı’ndaki Mehmet Akif Ersoy Hatıra Evi’nde anılacak. Milli şair için birbirinden değerli isimlerin katılımıyla 23 sohbet etkinliği yapılacak. Festivalin bir diğer önemli duraklarından olan Taksim Camii Kültür Merkezi’nde de festival süresince değerli ve keyifli sohbetler olacak. Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’ndan şair İbrahim Sadri’ye pek çok ismi ağırlayacak Taksim Camii Kültür Merkezi, festivalin son günü Ahmet Özhan konserine ev sahipliği yapacak. Galata Mevlevihanesi ise 23 boyunca Mevlevi Alayı’ndan sema ayinine ziyaretçilerine dolu dolu anlar yaşatacak. 

 

Dokuma sanatına yeni bir yorum getiren Fırat Neziroğlu da festivalde

Grand Pera Cercle D'orient’te kendi ismini taşıyan özgün tekniği ile dokuma sanatına yeni nesil bir yorum getiren sanatçı Fırat Neziroğlu’nun eserlerinden oluşan sergi ve dokuma tezgahlarında atıklarla yapılan yaratıcı workshop programları sanatseverlerle buluşacak. 

Beyoğlu Belediyesi İstiklal Sanat Galerisi’nde “Yabancı Seyyahların Gözüyle Beyoğlu” sergisi, geçmişten bugüne Beyoğlu’nun güzelliklerini gözler önüne serecek. Akbank Sanat ise “Kırk Kapılı Oda: Günümüz Sanatçıları Sergilerinin 40 Yılı” sergisine ev sahipliği yapacak. Pera Müzesi, Ağırlık ve Ölçü Sanatı, Osman Hamdi Bey ve Kesişen Dünya sergileri ile sanatseverlerle buluşacak. Salt Galata ve Salt Beyoğlu da 90’lar kültürünün yeniden hatırlanacağı, ‘Sahnede 90’lar’ sergisiyle festival ruhuna ortak olacak. Meşher’in yeni “Ben Kimse. Sen de mi Kimsesin?” sergisinde ise aşk mitinden hareketle yansıma, yankılanma, başkalaşma temaları günümüzün sanatsal ve toplumsal dinamiklerinin ışığında yorumlanacak. Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde ise 2-23 Ekim tarihleri arasında Levantenler Konferansı gerçekleştirilecek.

 

Etkinlikler meydanlara taşacak

Taksim Meydanı, Galatasaray Meydanı, Tünel Meydanı ve Fransız Kültür Merkezi’nin önü gibi alanlar hem Hacivat-Karagöz, Nasreddin Hoca, Keloğlan gibi kültürel miraslarımızla ilgili etkinliklere hem de horondan halaya, salsadan flamenkoya dünya danslarını kapsayan gösterilere sahne olacak. Özellikle Taksim Meydanı ve Gezi Parkı kukla gösterilerinden tiyatrolara, atölyelerden sergilere çocukların festivalin tadını çıkaracağı pek çok farklı etkinliğin adresi olacak. 

 

Carmen operası 15 yıl sonra AKM’de

AKM Türk Telekom Opera Salonu da festival boyunca hem en sevilen opera ve bale gösterilerine hem de dünya starlarına ev sahipliği yapacak. Festivalin ilk günü, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sahneye taşıyacağı Carmen operası 15 yıl sonra AKM’de izleyicilerle buluşacak. 3 Ekim’de ise G.Bizet’in ikonik eseri Carmen, İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin bale yorumuyla programda yer alacak. 12 Ekim’de Saraydan Kız Kaçırma operası, 13 Ekim’de Don Kişot balesi sanatseverlerle buluşacak. 15 Ekim’de İspanyol sanatçı Carlos Rodrigez’in imzasını taşıyan “Picasso Eterno” balesi flamenko rüzgârı estirecek. 17 Ekim’de Ankara Devlet Opera ve Balesi Kuğu Gölü balesini, 22 ve 23 Ekim’de de İzmir Opera ve Balesi La Traviata operasını sahneleyecek. 20 Ekim’de Anadolu Ateşi, 21 Ekim’de Troya, Anadolu’nun binlerce yıllık kültür ve tarih mozaiğinin barışla harmanlanan ateşini dansla buluşturacak.

 

Festivalde yıldızlar geçidi 

Festival kapsamında İstanbul 4. Uluslararası Halk Müzikleri Festivali’nin konukları Alireza Ghorbani ve Yavuz Bingöl 4 Ekim’de, İspanyol müzisyen Buika 5 Ekim’de, İrfani Türküler 6 Ekim’de AKM Türk Telekom Opera Salonu’nda sanatseverlerle buluşacak.

Portekiz’in Grammy ödüllü duygusal sesi Mariza 2 Ekim’de, dünyanın ünlü opera evlerinde sahne alan Letonyalı ünlü opera sanatçısı Kristine Opolais ile yine dünyanın pek çok önemli opera evinde önemli eserlerde başrollerde yer alan tenor Murat Karahan 8 Ekim’de, flamenko dehası Paco Pena & Friends 9 Ekim’de, ünlü Amerikalı caz sanatçısı Stacey Kent 10 Ekim’de, dünyanın en önemli besteci ve piyanistlerinden Havasi 11 Ekim’de, çalışmalarını ABD'de sürdüren dünyaca ünlü müzisyen Fahir Atakoğlu 14 Ekim’de, İspanyol şarkıcı Monica Molina 16 Ekim’de, Doğu ve Batı müziğini modern enstrümanlarla sentezleyen kamança sanatçısı Mark Eliyahu 18 Ekim’de, İngiliz sanatçı Yusuf İslam 19 Ekim’de, AKM Türk Telekom Opera Salonu’nda müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşatacak.

 

Tüm açık hava konserleri ücretsiz 

Festival boyunca AKM Türk Telekom Açıkhava Sahnesi, Galataport Meydan Sahnesi ve Şişhane Meydan Açıkhava Sahnesi ücretsiz konserlerin adresi olacak. Aralarında Goran Bregoviç, Göksel, Fatih Erkoç, Mazhar Alanson, Sertab Erener, Ceza, Levent Yüksel, Murat Dalkılıç, Ümit Besen & Pamela, Kubat, Erol Evgin ve Murat Boz’un da bulunduğu pek çok sanatçı açık havada müzik ziyafeti yaşatacak. AKM Türk Telekom Açıkhava Sahnesi’nde konserlerin yanı sıra Neşeli Günler’den Bergen’e, Batman’dan Star Wars: Skywalker'ın Yükselişi’ne farklı türdeki filmler de sanatseverlerle buluşacak. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kocaeli Kısa Film Festivali Gölcük’e Taşınıyor

Gölcük Belediyesi, Kocaeli Kısa Film Festivali kapsamında Kazıklı Kervansarayı Kültür Yapısı’nda “Karınca” adlı filmi Gölcüklülerle buluşturacak.

 

Gölcük Belediyesi “Sanat Kenti Gölcük” sloganı ile kültür-sanat etkinliklerini sürdürüyor. Gölcük Belediyesi; Kocaeli Kısa Film Festivali kapsamında, “Karınca” adlı filmi Kazıklı Kervan Sarayı Kültür Yapısı’nda Gölcüklülerle buluşturacak. Gölcük Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sinema Genel Müdürlüğü işbirliği, Yönetmen Nazif Tunç’un da katılımlarıyla düzenlenecek film gösterimi 3 Ekim Pazartesi günü saat 14.00’da başlayacak. Ücretsiz film gösterimine tüm Gölcük halkı davet edildi.

 

FİDAN’I KURTARMAK İSTEYEN KAMYON ŞOFÖRÜNÜN HİKAYESİ

Yönetmenliğini Nazif Tunç'un üstlendiği, Halit Karaata, Hacer Kızılhan, Jale Arıkan ve Oktay Dal’ın başrolleri paylaştığı “Karınca” filmi; iyilik niyetiyle yaptığı yardımın, istenilmeyen kötü sonuçlara yol açacağını öğrenen orta yaşlı kamyon şoförünün, hatasını telafi için giriştiği mücadeleyi ele alıyor. Uzun yol şoförü Şemsi, dağ yolunda önüne çıkan Fidan adındaki genç kızı İstanbul'a getirir ancak kızın canlı bomba eylemlerinde kullanılmak üzere terör örgütü tarafından ayartıldığını öğrenir. Fidan'ı İstanbul'a getirmekte sorumluluğu olduğunu düşünen Şemsi, Fidan'ı bulmak, terör örgütünün elinden kurtarmak, yuvasına teslim etmek ve vicdanını rahatlatmak için her türlü kefareti ödemeye hazırdır.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kuveyt Türk’ten tarım odaklı girişimlere çağrı

İnovatif ürün ve hizmetleriyle öne çıkan Kuveyt Türk, yenilikçi fikirlerin hayat bulması için kurduğu Fikrinn Platformu üzerinden yeni çağrısını tarım odaklı girişimlere yaptı. Kuveyt Türk, tarım bankacılığı alanında faaliyet gösteren girişimlere yeni müşteri edinme, finansmana kolay ulaşım, yatırım ağlarına erişim, kurumsal iş birliği ve mentorluk imkanları sunacak. Başvurular 31 Ekim 2022 tarihinde sona erecek.

 

Türkiye’nin öncü katılım finans kuruluşu Kuveyt Türk, tarım odaklı girişimleri desteklemek ve gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla fikir üretme çağrısında bulundu. Fikrinn Platformu üzerinden gerçekleştirilen çağrıyla tarım odaklı girişimlere müşteri edinme imkânı, finansmana kolay ulaşım, yatırım ağlarına erişim, Kuveyt Türk ve iştirakleriyle iş birliği yapma ile mentorluk desteği verilecek. 31 Ekim 2022 Pazartesi günü sona erecek olan çağrı kapsamında yapılan başvurular, Kasım ayında jüri üyeleri tarafından değerlendirecek ve kamuoyuna duyurulacak. 

 

Hangi girişimler başvurabilecek?

Çağrı kapsamında, girişimlerin tarım ve hayvancılıkta sürdürülebilirlik, organik tarım ve iyi tarım uygulamaları, yüksek tarım teknolojileri, tarım odaklı dijital pazaryeri, akıllı tarım uygulamaları gibi tarım bankacılığı alanlarına hitap etmesi gerekiyor. Girişimlerin bu alanlardaki hizmetlerini  ve ürünlerini dijital araçlar kullanarak oluşturması da önem arz ediyor. Başvuracak girişimlerin ayrıca fikir aşamasından çıkmış, ürününü oluşturmuş ve müşterisi olan girişimler olması gerekiyor. 

 

“Tarım odaklı girişimleri destekleyip geleceğe hazırlayacağız”

Tarım odaklı girişimlere yaptıkları çağrıyla ilgili değerlendirmede bulunan Kuveyt Türk KOBİ Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Delipoyraz, “Kuveyt Türk olarak, tarım bankacılığı alanında yenilikçi çözüm ve hizmetler sunmakla yetinmiyor, girişimcilik ekosistemine katkı sağlamaya da gayret ediyoruz. Bu doğrultuda, girişimlerle iş birlikleri yapmayı, yolculuklarına katkıda bulunmayı önemsiyoruz. Hayata geçirdiğimiz iş birlikleriyle ve anlaşmalarla sürdürülebilir bir tarım bankacılığı yapısını kurmak ve geliştirmek önceliklerimiz arasında yer alıyor. Çiftçilerimizden tedarikçilerimize, çalışanlarımızdan müşterilerimize kadar tüm paydaşlarımız için değer oluşturuyoruz. Yenilikçi fikirlere ulaşmak ve girişimleri desteklemek amacıyla kurduğumuz Fikrinn Platformu üzerinden gerçekleştirdiğimiz çağrımızla, fikir aşamasını başarıyla tamamlayarak ürününü oluşturan ve tarım sektörüne hizmet vermekte olan girişimleri destekleyip geleceğe hazırlayacak olmaktan dolayı heyecanlıyız. Tüm tarım odaklı girişimleri başvuruda bulunmak üzere Fikrinn Platformumuza bekliyoruz” dedi. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Afrika’da Türk Savunma Sanayisini Bekleyen Fırsatlar Konuşulacak

BELÇİKALI SAVUNMA ANALİSTİ HENROTIN ANKARA’YA ZİRVE İÇİN GELİYOR

 

Belçikalı savunma analisti Joseph Henrotin, Afrikada Türk savunma sanayisini bekleyen fırsatları Askeri Lojistik ve Destek Zirvesi – DLSSte anlatmak için Ankara’ya geliyor

 

Türk savunma sanayisini lojistik alanında bekleyen fırsatlarla tanıştırmayı ve ihracat potansiyelini artırmayı hedefleyen 2. Askeri Lojistik ve Destek Zirvesi – DLSS, Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından, T.C. Milli Savunma Bakanlığı ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın destekleriyle 4-5 Ekim 2022 tarihlerinde Ankara’da düzenlenecek.

 

Belçika Kraliyet Askeri Akademisi’nde akademisyenlik yapan savunma analisti Joseph Henrotin de Zirve’ye katılarak Afrika ülkelerindeki ordu modernizasyon süreçlerini ve bu alanda Türkiye’yi bekleyen iş fırsatlarını paylaşacak. Henrotin, Afrika ülkelerinin güvenlik ortağı olarak görülen Türkiye’nin teknoloji transferi ve askeri kapasite inşasında üstlenebileceği role dair değerlendirmelerde bulunacak. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Markette uygun fiyatı gören tüketici anında satın alıyor

Raf önünde karar verme süresi 3,5 saniye…

 

Mağazalardaki her detayın arkasında bir hikaye bulunuyor. Ürünlerin mağaza içinde ve rafta nasıl sergileneceğini belirleyen ‘planogram’ çalışmaları, tüketicilere en kısa sürede en doğru ürünü sunmayı hedefliyor. Tüketiciler artık günlük alışveriş yapıp en uygun fiyatı bulunca satın alıyor… 

 

Perakende dünyasında hem üretici firmalar hem de mağazalar alışverişçilerin hayatını kolaylaştırmak için çalışıyor. Ürünlerin mağaza içinde ve rafta nasıl sergileneceğini belirleyen ‘planogram’ çalışmaları, tüketicilere en kısa sürede en doğru ürünü sunmayı hedefliyor. Çünkü alışverişçi her ziyaretinde minimum eforla ihtiyacı olan ürünü almak istiyor. 

 

En iyi fiyatı bulunca alıyorlar

Ekonomik değişimlerle birlikte Türkiye’de ayda bir ya da iki kez büyük marketleri ziyaret eden ve toplu alışveriş yapan alışverişçiler artık haftalık hatta günlük/anlık alışveriş yapıyor. Yani en iyi fiyatı buldukları anda ürünleri satın alma eğilimine giriyor. Piyasadaki promosyonları yakından takip eden ve fiyat hassasiyeti yüksek alışverişçi profilleri hızla yaygınlaşıyor. Bu durum indirim marketlerinin tüm Türkiye’de hızlı aksiyon alabilmesine sebep oluyor. 

 

Planlı alışveriş özellikle içecek ve atıştırmalık kategorisinde çok daha azalmış durumda.  Alışverişçiler market ziyaretlerinde ürünleri anlık tüketim için anlık kararlarla satın alıyor. 

 

Tüketici 3,5 saniyede karar veriyor

REM People Müşteri Başarı Direktörü Ali Dedei, artık alışverişçiyi çok iyi tanıyan tüm firmaların da bildiği üzere raf önünde karar verme süresinin 3,5 saniyeye indiğini söylüyor. Perakendeciler bu limitli saniyeler içinde ürünlerin raflardan sepetlere geçişini sağlamaya çalışıyor.

 

Yani alışverişçilere kararlarını en kısa sürede aldırabilmek için ürünleri maksimum beğeniye ulaştırmak gerekiyor. Ali Dedei’ye göre bunun yolu da ‘planogram’dan geçiyor. Mağazalardaki ürünlerin raflarda nasıl düzenleneceğini belirleyen teknikleri ifade eden ‘planogram’ ile tüketicinin işi kolaylaşıyor. 

 

Karar ağacına göre şekilleniyor

En çok bilinen, en çok beğenilen, en çok aranan ve istenilen ürünlerin market içinde de en kolay şekilde bulunmasını sağlayan planogram, binlerce ürünün bulunduğu marketlerde markaların en çok odaklandığı alanların başında geliyor. Son yıllarda alışverişçi odaklı pazarlama aktiviteleri ile alışverişçi ihtiyaç analizleri, alışverişçi iç görüleri ve satın alma karar ağaçları çalışmaları da çok önem kazanıyor. Her kategori için karar ağaçları değişmekle birlikte en çok dikkat çekici olanı ‘Ana kategori-alt kategori-marka-fiyat-varyant-boyut’ olarak sıralanıyor. 

 

Bu karar ağaçlarının en önemli etki alanları ise markaların raflardaki dizilimlerine yani planograma olan etkileri. Alışverişçi zihnindeki bu yolculuk ile raflardaki ürünlerin dizilim kuralları paralellik gösterdiğinde yani doğru kurgulanmış planograma maksimum uyum sağlandığında alışverişçilerin minimum eforla aradıkları ürünlerle buluştuğu görünüyor.

 

REM People ne yapıyor?

Yapay zekâ tabanlı çoklu kanal perakende uygulama yönetimi çözümleri sunan yeni nesil perakende analitiği şirketi REM People, kategorilerin ve ürünlerin raf dizilim kurallarını sadece takip ederek uyumluluklarını raporlamıyor aynı zamanda planograma kurallarını koyacak olan müşterilerine alışverişçi dinamikleri ile ilgili çalışmalar yaparak karar ağaçlarını ve alışveriş davranışlarını da değerlendiriyor.

 

REM People, planogram dizilim kurallarını belirlediği kategorilerde düzenli olarak uyum takibi ile alışverişçinin satış noktalarını her ziyaret ettiğinde minimum efor ile ihtiyacı olan ürünü o anda bulmasını sağlıyor. İnsan doğasında olan tembellik dürtüsü, minimum efor sarf ederek hayatını sürdürmek için sürekli hazır bulunuyor. Beğendiği, takip ettiği, tükettiği ya da kullandığı markalara ait ürünleri tercih eden alışverişçilerin de bu tembellik dürtüsüne sahip olduğu ve istediği ürünü alabilmek için karar sürecinde minimum enerji harcamak istediği biliniyor. REM People, yaptığı çalışmalarla tüketicilerin hayatını kolaylaştırırken markaların sahadaki verimliliklerini artırıyor.

 

Anlık olarak takip ediyor

REM People, geliştirdiği yapay zeka destekli görüntü tanıma teknolojileri ve akıllı karar destek yazılımlarıyla kategorilerin ve ürünlerin raf dizilim kurallarına olan uyumluluklarını anlık olarak takip ediyor. Anlık aksiyon alınmasını sağlayacak dijital görevler oluştururken müşterilerin satış otomasyon sistemlerine karşılıklı veri akışını sağlayacak şekilde entegre olarak uçtan uca ürünün yolculuğunu takip ettirebiliyor. Böylece satış artışına ve pazar payı sonuçlarına doğrudan etki ediyor.  

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

A101 Plus Üzerinden Alınan Toplam Ürün Sayısı 36 Milyonu Geçti

Müşterilere özel kampanyalardan faydalanma, bakiye kazanma ve harcama imkanı sunan A101’in yeni uygulaması A101 Plus’a kullanıcıların ilgisi yoğun oldu. 

 

A101’in yeni uygulaması A101 Plus’ın kullanımıyla ilgili veriler paylaşıldı. Buna göre A101 Plus üzerinden 3 ayda 36.448.068 adet ürün alındı. Bu rakam ülke nüfuslarıyla karşılaştırıldığında İsveç, Portekiz, Belçika ve Norveç’in toplam nüfus sayılarına eşit oluyor.

 

A101 Plus üzerinden en çok satılan ürün ekmek olurken, uygulamayı en çok kullanan il Kilis oldu. Kilis’i ise Hatay, Mardin, Kütahya ve Bingöl takip etti. A101 Plus üzerindeki bakiyelerini en az harcayan iller ise Uşak ve Denizli oldu.

 

A101 Plus kullanıcılarının toplam 117 milyon kez uygulamaya giriş yaptıkları belirtilirken, uygulama kullanıma açıldığında ilk alınan ürün Ahir Tost Peyniri oldu. Öte yandan A101 Plus üzerinden şimdiye kadar 12.374 adet hediye ekmek dağıtıldı.

 

A101 Plus uygulamasını tercih eden kullanıcı profiline ilişkin diğer rakamlar ise şu şekilde paylaşıldı:

 

  • Kullanıcıların 17’si sporun vazgeçilmez olduğunu belirtti.
  • Kullanıcılara ilgi alanları sorulduğunda 16’sı ‘kitap’ cevabını verdi.
  • Emeklilerin 5’i oyun oynadığını belirtti.
  • Ev hanımlarının 10’u evcil hayvan sahibi ve 30’u komşu ziyareti yapıyor.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Nevşehir Belediyesi’nden YKS ve LGS Sınavlarına Girecek Öğrencilere Büyük Detek

Nevşehir Belediyesi tarafından Yüksek Öğretim Kurumları sınavı (YKS) ve Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavlarına girecek olan öğrenciler için Türkiye geneli ödüllü deneme sınavları düzenleyecek. İlki 23 Ekim Pazar günü TYT ile başlayacak olan yüz yüze ödüllü deneme sınavlarına öğrenciler ücretsiz olarak katılabilecek.

 

‘Öğrenci Dostu Belediye’ sloganı ile son 2 yılda eğitime milyonlarca lira katkı sağlayan ve öğrencilere kaynak kitap, kırtasiye yardımı ve ücretsiz kurs gibi desteklerde bulunan Nevşehir Belediyesi, geleceğimizin teminatı çocuklarımız için yeni bir projeyi daha hayata geçiriyor. Nevşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından şimdide Türkiye’nin önde gelen yayınevlerinden biri olan3D Yayınevi işbirliğinde YKS ve LGS sınavlarına hazırlanan öğrenciler için deneme sınavları serisi başlatılıyor.

 

Türkiye geneli düzenlenecek ve 81 ilden on binlerce öğrencinin katılacağı sınavlarda Nevşehirli gençler kendilerini test etme imkânı bulacak. Yüz yüze düzenlenecek olan sınavlarda ilk üç dereceye giren öğrenciler Nevşehir Belediyesi tarafından ödüllendirilecek.

 

Deneme sınavlarının ilki 23 Ekim 2022 Pazar günü YKS sınavlarına hazırlanan öğrenciler için yapılacak. TYT Deneme Sınavı’na katılmak isteyen öğrenciler 13 Ekim 2022 Perşembe günü saat 17.00’a kadar Nevşehir Belediyesi’nin kurumsal web sitesi olan www.nevsehir.bel.tr adresinden kayıtlarını yaptırabilecek.

 

Kayıtlarını yaptıran öğrenciler 18 Ekim 2022 Salı gününden itibaren ise; yine daha önce kayıt yaptırdıkları  www.nevsehir.bel.tr adresinden sınav giriş yerlerini öğrenebilecek.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Tüp bebek tedavisiyle ilgili akılda tutulması gereken 10 gerçek

Tüp bebek uygulaması korunmasız ve düzenli cinsel birlikteliğe rağmen çocuk sahibi olamayan çiftlere uygulanan en etkin tedavi yöntemi. Ancak tüp bebek tedavisi hakkında doğru bilinen yanlışların oldukça fazla olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Ebru Öztürk Öksüz, “Çocuk sahibi olabilmek için yumurtaların kalitesi ve sayısı oldukça önemli. Yumurta kalitesi yaş aldıkça düşüyor. Bu düşüş olası tüp bebek tedavisini de etkiliyor. Sağlıklı beslenme ve sigara içmemek de yumurta kalitesi açısından önemli” açıklamasında bulundu. Op. Dr. Ebru Öztürk Öksüz, tüp bebek tedavisine ilişkin doğru bilinen yanlışları ve akılda tutulması gereken 10 gerçeği açıkladı… 

 

Gebe kalınmıyorsa çok beklenmemeli

Çiftlerin çocuk sahibi olmak istedikten sonra uzun yıllar beklemesi bu süreçte yapılan en büyük yanlışlardan biri. 35 yaşın altında 1 yıl, 35 yaş üstünde ise 7-8 ay beklenmeli. Bu süre zarfında gebelik olmuyorsa bir kadın doğum uzmanıyla görüşüp tedaviye başlanması gerekir. Yapılan detaylı incelemeler ile yumurta takibi veya aşılama tedavisine başlanabilir.

 

Yaş ilerledikçe tedavideki başarı şansı azalır

Çocuk sahibi olmak isteyen sağlıklı bir kişinin bir yılda gebe kalma ihtimali yüzde 85 civarında. Bu ihtimalle gebelik sağlanmıyorsa daha ince ayrıntılara bakılmalı. Normal gebelikte olduğu gibi tüp bebek tedavisinde de yaş önemli. İlk tedavide 35 yaşın altında yaklaşık 10 hastanın 6-7’si gebe kalıyor. 40 yaşına gelindiğinde ise bu rakam 2-3’e düşüyor.  Dolayısıyla başarı oranının yüksek olduğu ilk tedaviler oldukça önemli ve gebelik oranı tamamen yaşa bağlı değişebiliyor.

 

“Sperm yoksa gebelik olmaz” algısı yanlış

Tüp bebek tedavilerinde en çok ilerleme kaydedilen konu, sperm. Erkekte hiç sperm olmamasının iki nedeni olabilir: Yumurtalıklarda sperm üretimi vardır ama sperm dışarı akmıyordur. Bunun tedavisi ise çok basittir. Testisten bir enjeksiyonla sperm alınır ve tüp bebek tedavisiyle gebelik elde edilebilir. İkinci neden ise, testiste yeterli sperm üretimi olmuyordur ve yeterli sperm üretimi olmayınca spermler meniye ulaşmıyordur. O zaman da testis dokusunda üretim yapılan alanları mikroskop altında bulmaya çalışırız. Yani testiste tek bir yerde bile bir sperm üretiliyorsa onu bulup tüp bebek tedavisiyle gebe kalmak mümkün. 

 

Sağlıksız beslenme gebe kalmayı engelliyor

Tüp bebek tedavisinde yumurta kalitesini arttırmak için sağlıklı beslenmek ve sağlıklı bir yaşam sürmek çok önemli. Bununla birlikte sigara kullanılmaması da kritik. Bu etkenler dışında yumurta kalitesini artıracak bir ilaç yok.  

 

Tüp bebekle elde edilen gebelikte erken doğum riski yok

“Tüp bebek yöntemleriyle hamile kalan kadınlar erken doğum veya daha sık düşük yapar” algısı yanlış. Diğer hamileler gibi bu gebelerde de ilk üç ay düşük riskini azaltmak için mutlaka progesteron hormonu desteğinde bulunuyor, rahmi desteklemeye çalışıyoruz. Bu gebelerde de aynı rutin kontroller gerçekleştiriliyor. Çoğul gebeliklerde erken doğum riski oluyor, ancak bunu engellemek için de uygulanan tedaviler var. 

 

Her tüp bebek tedavisi ikiz bebekle sonuçlanmaz

Eskiden tüp bebek tedavilerinde gebelik şansını arttırmak için anne rahmine 3-4, hatta bazen daha fazla embriyo transfer ediliyordu. Ancak Sağlık Bakanlığı bu konuya bir kısıtlama getirdi. Bu nedenle çoğul gebeliklere artık pek rastlanmıyor. 35 yaşın altında ilk iki tedavide tek embriyo transfer etme zorunluluğu, ancak üçüncü tedaviden sonra ya da 35 yaşın üstünde en fazla 2 embriyo transferi uygulanıyor. Dolayısıyla ikiz, üçüz gibi çoğul gebelik oranları azaldı. Bu oranları azalttığınızda tüp bebek gebeliğinin normal gebelikten hiçbir farkı olmuyor. 

 

Tüp bebek tedavisiyle gebe kalanlar da normal doğum yapabilir

Tıbbi olarak normal doğumu engelleyecek bir durum yok ise tüp bebek tedavisiyle gebe kalanlar da normal doğum yapabilir. Tüp bebek tedavisi yapıldı diye sezaryenle doğum şart değil. 

 

“Tüp bebek tedavisi kilo aldırır” şeklinde bir yaklaşım yanlış

Tüp bebek tedavilerinde hormon kullanıldığı için birtakım yan etkiler görülebiliyor. İlaçların etkisiyle ilk zamanlarda bazı hastalarda baş ağrısı, hafif bir bulantı ve iştah artışı görülebilir. Stresin oldukça yoğun olduğu dönemde 2-3 kilo almak gayet normal. Ancak bunun dışındaki kilo artışında tamamen yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik etkili. Tüp bebek tedavisi sırasında aşırı kilo almanın en önemli nedenleri hareketsiz kalmak, “bebeğe bir şey olmasın“ diyerek fiziksel hareketi kısıtlamak ve stresle birlikte yeme alışkanlığını artırmak. 

 

Dondurulmuş yumurtayla gebe kalmak bebeğin sağlığını olumsuz etkilemez

Günümüzde çeşitli sebeplerle yumurtaları dondurup ileride anne olmak mümkün. Bazen kanser gibi, üreme sağlığını olumsuz etkileyebilecek bir hastalık nedeniyle yumurtalar dondurulabildiği gibi, bazen de sadece gebeliği ertelemek istedikleri için kadınlar yumurtalarını dondurabiliyorlar. Gebelik planlandığında ise çözülen bu yumurtalarda herhangi bir kalite kaybı olmuyor. 45 yaşındaki bir kadın, 25 yaşında dondurduğu yumurtalarla rahatlıkla hamile kalabiliyor. Dondurulmuş yumurtla veya spermlerle doğan bir bebeğin sağlığında ise herhangi bir sıkıntı olmuyor. Dondurulmuş embriyo transferiyle oluşacak gebeliklerden doğan bebeklerin sağlıklarıyla ilgili de herhangi bir sıkıntı söz konusu değil. Normal yolla doğan bebeklerden farkları olmuyor. 

 

Tüp bebek ilaçları kanser yapmaz

Tüp bebek tedavilerinde kullanılan hormon ilaçlarının tüm yan etkileri geçicidir, uzun vaadeli yan etkiler görülmemiştir. Özellikle de kanser yaptıklarını gösteren hiçbir bilimsel çalışma yoktur. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dil Bayramı’nın 90. Yılı Mudanya’da Kutladı

Dil Bayramı’nın 90. yılı Mudanya Belediyesi ve Dil Derneği’nin ortak etkinliği ile kutlandı. Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinliğe Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Dil Derneği Bursa Temsilcisi Pelin Yılmaz, Mudanya Kent Konseyi Başkanı İbrahim Özyurtlu, CHP İlçe Başkanı Ömer Aydın katıldı.

 

Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, Türk dilini geliştirme, zenginleştirme ve özünü kaybetmeden yaygınlaştırma gayesi ile yapılacak çalışmalara sahip çıktıklarını söyledi. Dil Bayramı’nın amacının Türk dilinin öz güzelliğini ortaya çıkarmak olduğuna vurgu yapan Türkyılmaz, “Milletin var olabilmesi için dilin en önemli unsur olduğuna dikkat çeken ve Türk dili üzerinde çalışmaları teşvik eden Mustafa Kemal Atatürk, dil işlerine yoğunlaşılması gerektiğini söyleyerek bu konuda ciddi bir atılım gerçekleştirdi. Dilimizin yani kimliğimizin bayramı olan bu günde Türkçemize emek verenlerden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere herkesi saygı ve minnetle anıyoruz” dedi.

 

Açılış konuşmalarının ardından Mudanya Belediyesi Çoksesli Korosu kısa bir dinleti gerçekleştirdi.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı