Aylık arşivler: Şubat 2023

Asya Şampiyonlar Ligi'nde Depremde Hayatını Kaybedenler İçin Saygı Duruşu

Asya Şampiyonlar Ligi’nde, Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen depremlerde hayatlarını kaybedenlerin anısına bu hafta oynanan maçlarda 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

D-Smart ekranlarında yayınlanan Asya Şampiyonlar Ligi’nde oynanan, Al Hilal – Shabab Al Ahli ve Al Faisaly – Foolad Khouzestan karşılaşmaları öncesinde depremde hayatını kaybedenler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

“Evim Yuvan Olsun" Kampanyasında Türkiye Sigorta Güvencesi

Türkiye Sigorta, depremden etkilenen vatandaşlarımızın barınma sorununun çözümüne katkı sağlamak adına başlatılan “Evim Yuvan Olsun” kampanyası kapsamında evini afetzedelere açan ev sahiplerine bina ve eşya sigortasıyla güvence sunacak.

 

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen vatandaşların barınma sorununun çözümüne katkı sağlamak üzere hayata geçirilen “Evim Yuvan Olsun” kampanyası ile hayırsever ev sahiplerinin evlerini bedelsiz olarak ya da indirimli kira bedelleriyle ihtiyaç sahiplerinin kullanımına sunabilecekleri bir sistem devreye alındı.

 

Kampanya dahilinde depremzedelerin kullanımına bedelsiz veya kiralama yoluyla açılan evler, “Tek Yürek Bina ve Eşya Sigortası” kapsamında evde bulunan eşyalar, bina ve binaya dahil risklere karşı sigorta primleri Türkiye Sigorta tarafından karşılanacak.

Afetzedelerin kullanımı için tahsis edilen evlere özel hazırlanan Tek Yürek Bina ve Eşya Sigortası; evde bulunan eşyalar ile bina ve binaya dahil edilecek elektrik, doğalgaz, su saatleri, kombi, uydu anteni, kaloriferler, armatürler vb. binanın ayrılmaz bütünleyici parçaları ve/veya sabit tesisat risklerine karşı güvence sunacak. Türkiye Sigorta, Tek Yürek Bina ve Eşya Sigortası ile belirtilen bu değerler için yangın, yıldırım, infilak, fırtına, duman, sel/su basması, dahili su, grev, lokavt, kargaşalık, halk hareketleri, kötü niyetli hareketler, terör, yer kayması, hava-deniz-kara taşıtları çarpması ve dolu risklerine karşı 25.000 TL’ye kadar bir yıl süreyle teminat sağlayacak.   

Türkiye Sigorta Genel Müdürü Atilla Benli, projeye ilişkin şunları söyledi: “Ülkemizin yaşadığı afetin yaralarını el birliğiyle sarmak için çalışmaya devam ediyoruz. Depremden etkilenen vatandaşlarımızın yuvasız kalmaması için oluşturulan Evim Yuvan Olsun kampanyasına katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz. Türkiye Sigorta olarak afetzedelere evlerini açan hayırsever vatandaşlarımızın konut ve eşyalarını, poliçede belirtilen risklere karşı Tek Yürek Bina ve Eşya Sigortası ile güvence altına alıyoruz. Bu zor günlerde yaralarımızı sarabilmek için anlam ve önemi büyük olan bu projede emeği geçen herkese ve depremzedelere evini açan veya kira desteğinde bulunan hayırsever vatandaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğünden “Deprem Sonrası Ailelere Yönelik Psikososyal İlk Yardım" Semineri

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge Birimi İzmir Akademik Başarıyı Artırma Projesi (İZBAP) kapsamında “Deprem Sonrası Ailelere Yönelik Psikososyal İlk Yardım” Semineri düzenliyor. Seminerde; deprem sonrası kaygı düzeyini azaltmaya yönelik ebeveyn-çocuk ilişkisi ele alınacak.

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, Dr. Öğr. Üyesi Demet Vural Yüzbaşı ve Arş. Gör. Neslihan Yortan tarafından 22.02.2022 Çarşamba günü saat 20.00 – 21.15 arası çevrimiçi olarak “Deprem Sonrası Ailelere Yönelik Psikososyal İlk Yardım” konulu seminer yapılacak.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Depremzedelere Kesintisiz Psikososyal Destek

Keçiören Belediyesi bünyesinde görev yapan psikolog ve yaratıcı drama eğitmenleri tarafından depremzede çocuklara yönelik başlatılan psikososyal destek çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.   

Bu kapsamda Belediyeye bünyesindeki Osmangazi Sosyal Yaşam Merkezi Hasta ve Yakınları Konuk Evi, Keçiören Belediyesi Toplumsal Gelişim Merkezi (TOGEM) ve Ali Özdemir Spor Salonu Misafirhanesi’nde konaklayan çocuklara bulundukları tesislerde, evlerde konaklatılan ailelere ise talepleri doğrultusunda Keçiören Belediyesi Aile Terapi Merkezi’nde psikososyal destek hizmeti veriliyor.

Çocuklara yönelik psikososyal destek programının yanı sıra hikâye okuma saati, yaratıcı drama, satranç, abalone ve zekâ oyunlarını içeren çeşitli etkinliklerle afetzedelerin sosyalleşmelerine imkân sağlanıyor. Ayrıca çocuklar için Anıtkabir’e ve Keçiören’de bulunan Deniz Dünyası, Doğal Yaşam Parkı ve Estergon Kalesi’ne geziler düzenleniyor.

Keçiören dışında konaklayan depremzedelerin de Aile Terapi Merkezi’nden destek alabildiğini söyleyen Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, “Depremzede kardeşlerimiz, çiçek ve meleklerimiz için ne yapsak az. Belediyemiz bünyesindeki tesislerimizde konaklayan vatandaşlarımız ve meleklerimiz için psikososyal destek hizmeti veriyoruz. Depremin birey üzerinde bıraktığı tahribatı en aza indirmek ve insanımızı toplumumuza sağlıklı bir şekilde kazandırmak için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.” diye konuştu.​

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Keçiören Belediyesi Veteriner Hekimleri Yaraları Sarıyor

Keçiören Belediyesi tarafından deprem bölgesindeki can dostların bakım ve tedavilerini yapmak için görevlendirilen iki veteriner hekim ve bir yardımcı personel Kahramanmaraş ve Hatay’daki çalışmalarını sürdürüyor. Enkaz altından çıkarılan evcil canlıların ve kırsal bölgelerdeki hayvanların kontrollerini gerçekleştiren ekipler gerekli gördükleri durumlarda cerrahi müdahalede de bulunuyorlar. İki ilin merkezinde, ilçelerinde ve köylerinde görev yapan hekimler mama dağıtımı da yaparak AFAD koordinesinde ihtiyaç duyulan diğer deprem bölgelerine de intikal ediyorlar.

Depremden olumsuz etkilenen hayvanların tedavisi için afet bölgesinde veteriner hekimlerin görev yaptığını belirten Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, “Bir yandan depremzede insanlarımızın yaralarını sararken bir yandan da can dostlarımızı tedavi ediyoruz. Gerek enkaz altında kalan gerekse afet bölgesindeki olumsuz şartlardan etkilenen hayvanlarımızın bakım ve tedavilerini gerçekleştirmek için veteriner hekimlerimiz sahada çalışıyor. Hekimlerimiz, can dostlarımızın ihtiyaç duyduğu bakım ve tedavi hizmetini tam teşekküllü sunarak onları sağlığına kavuşturmak için özveriyle mücadele ediyor. Deprem bölgesinde yaraların sarılması için görev yapan tüm personelimizden ve gönüllülerimizden Allah razı olsun.” dedi.​

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Uzmanlar, Depremi Yaşayan Kişilerle Dayanışmada Doğru İletişime Dikkat Çekti

Uzm. Klinik Psikolog Aykut Koçak: Her an ulaşılabilir olacağız ancak yardım istemeyen insanları zorlamayacağız!

“Depremi yaşantılamış kişilere, gerçekçi olmayan tesellilerde bulunmayın”

UZMANLARDAN TAVSİYELER: DEPREMİN PSİKOLOJİK ETKİLERİYLE NASIL BAŞA ÇIKILIR?

DEPREMDEN ETKİLENEN VATANDAŞLARA PSİKOLOJİK DESTEK

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 11 ilde hissedilen depremlerden bölgede yaşayanlar hem fiziksel hem de psikolojik olarak ciddi şekilde etkilendi. Bölgede yaklaşık 13 milyon 500 bin insanı doğrudan etkileyen depremler, yaşanan acıya tanık olan 85 milyon insanı da derinden sarstı. Asrın felaketi olarak kayıtlara geçen depremlerin çocuklar ve yetişkinlerde oluşturduğu tepkilerin anormal olaya verilen normal tepkiler olduğunu ifade eden Küçükçekmece Belediyesi Aile Danışmanlık Merkezi Uzm. Klinik Psikoloğu Aykut Koçak, depremi yaşamış kişilere destek olmak noktasında dikkatli davranılması gerektiğinin altını çizerek, “ Yardım istemeyen insanları zorlamamalı ve sadece desteğe ihtiyaç duyduklarında onlar için ulaşılabilir olmaya çalışabilirsiniz” dedi.

Uzm.Psk Aykut Koçak: “Depremi yaşayan kişilere gerçekçi olmayan tesellilerde bulunmayın”

Deprem zamanında toplumda olumsuz duyguları azaltabilecek en önemli araçlardan biri dayanışma… Ancak depremden etkilenen kişilere yardım ederken bu sürecin de profesyonel bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Depremi yaşayan kişilere güvence ve garanti yükleyecek teselli cümlelerin kurulmaması gerektiğini söyleyen Uzm. Psikolog Aykut Koçak, “Depremi yaşantılamış kişilerin sorduğu sorulara doğru bilgiler verilmesi gereklidir. Kişiye ‘Her şey daha iyi olacak, en azından hayattasın’ gibi güvenceler ve gerçekçi olmayan tesellilerde bulunmamalıdır. Geçmişe yönelik, ‘Keşke şöyle olsaydı’ gibi cümleler kurulmamalıdır. Bu cümleler kişide, suçluluk, yetersizlik, çaresizlik, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygular oluşturur. Eleştirel değil anlayışlı bir tutum sergilemeye dikkat edilmelidir. Yardımlar noktasında da zorlayıcı olunmamalıdır” şeklinde konuştu.

Kendinize zaman tanıyın ve sabırlı olun!

Depremin,  doğrudan yaşamayan yetişkinler ve çocuklar da dahi çeşitli korkulara yol açtığını belirten Uzm. Klinik Psikolog Aykut Koçak, yetişkinlere; “Depremin ardından yetişkinlerde kaygı, unutkanlık, uyku sorunları, baş dönmesi, ağlama nöbetleri, öfke kontrolünde zorlanma, gündelik hayatı sürdürme de zorlanma gibi duygusal, zihinsel, fiziksel ve davranışsal tepkiler ortaya çıkabilir. Bu tepkiler karşısında kendinize zaman tanıyın ve sabırlı olun. Depremi yaşayan kişilerle, irtibat halinde olun, onlarla işbirliği içerisinde kalmaya çalışın. Günlük rutinlerinizi sürdürmeye çalışın ve sevdiklerinizle daha fazla zaman geçirin” tavsiyesinde bulundu.

Çocuklarınızın depremle ilgili sorularını geçiştirmeyin, dürüst cevaplar verin

Çocukların deprem gibi travmatik yaşam olaylarında her yaş grubunda farklı tepkiler verdiğini ifade eden Koçak, “ Çocuklar depremle ilgili soruların cevaplarını hayal güçlerini kullanarak arar. Bu nedenle çocuğun sorduğu hiçbir soru geçiştirilmemeli ve fazla detaylandırmadan yaşına uygun dürüst cevaplar verilerek olayı doğru anlamlandırmasına yardımcı olunmalıdır. Ebeveyn panik içerisindeyse çocuklardan sakin olmaları beklenmemelidir. Çocuğu deprem ve enkaz görüntülerden uzak tutmaya dikkat edin. En çok duymak ve hissetmek istedikleri şey, güvende olduklarını bilmektir. Güvende ve birlikte olduğunuzu sık sık ifade edin. Yakın temasta bulunun. Sarılmak, öpmek güven duygusunu artırır. Daha fazla zaman geçirin ve oyuna yer açın” dedi.

Şikâyetleriniz zamanla azalmazsa bir uzmandan destek almaktan çekinmeyin

Uzm. Psikolog Koçak,  bu süreçte çocuklarda ebeveynle uyuma isteği, yalnızlıktan korkma, okula gitmek istememe, alt ıslatma, parmak emme, sürekli deprem konusunu açma ve konuşma gibi tepkilerin oluşabileceğini söyleyerek, ebeveynlere; “Unutmayalım ki normal olmayan bir durum yaşıyoruz ve kayıplarımız var. Dolayısıyla yaşanan tüm bu belirtiler yaşanılan olayla baş edebilme çabalarının sonucudur. Bunların çok doğal ama geçici tepkiler olduğunu unutmayın. İlk haftalarda yoğunluğu değişerek sürebilecek olan bu tepkilerin zamanla azalması beklenir. Şikâyetlerin azalmadığını ve çocuğun gündelik yaşantısını etkilemeye başladığını, kendisine ya da başka birine zarar verme fikirlerinin oluştuğunu gözlemlerseniz bir ruh sağlığı uzmanından destek almaktan çekinmeyin” önerisinde bulundu.

Küçükçekmece Belediyesi’nden depremden etkilenen vatandaşlara psikolojik destek

Küçükçekmece Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü ilçeye gelen depremi yaşantılamış vatandaşlara uzman psikologlardan ücretsiz danışmanlık hizmeti vermeyi sürdürüyor.  Depremden etkilenen vatandaşlar, 444 4 360 numaralı telefonu arayarak, Küçükçekmece Belediyesi’nin Aile Danışmanlık Merkezlerinden randevu oluşturabilir. 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Erkekler daha örtülü bir travmatik süreçten geçiyor

Deprem, diğer doğal afetler, beklenmedik zamanlarda yaşanan olayların kişilerde travmaya yol açabildiğini kaydeden uzmanlar, genellikle erkeklerin, toplum içerisinde genel kabul görmüş cinsiyet rolleri nedeni ile yaşadıkları travmaları görmezden gelmeye eğilimli olduğunu belirtiyor.

Erkek bireylerin daha güçlü görünmeye ve daha soğukkanlı durmaya özen gösterdiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, bu durumun da kişinin yaşadığı travmayı bastırmasına sebep olduğunu söyledi. Çekin, “Her ne kadar travmatik yaşam sonrası, kadınların destek başvuruları fazla gibi görünse de erkeklerin daha örtülü bir travmatik süreçten geçtikleri düşünülmektedir” diye konuştu.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, deprem travmasının kadın ve erkek üzerinde farklı etkiler oluşturabileceğini söyledi. Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, travmanın “Ölüm tehdidinin bulunduğu ya da bir ölümle sonuçlanan, beklenmedik-ani gelişen ve fiziksel, sosyal, ruhsal ve yaşamsal bütünlüğe yönelik bir tehdit ortaya çıkaran olaylar bütünü” olarak tanımlandığını söyledi. 

Travma bireyin baş etme mekanizmalarını olumsuz etkiliyor

Travmanın, bireyin uyum sağlayan baş etme mekanizmalarını olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, şiddetin tüm alt alanları olmakla beraber özellikle cinsel şiddet, fiziksel yaralanma ya da ölüm olaylarını doğrudan ya da dolaylı olarak örneğin bir başka kişinin yaşantılamasına tanık olmak, bir yakınının başına geldiğini öğrenmek gibi deneyimlemenin psikiyatri alanında travmatik deneyim olarak adlandırıldığını söyledi. 

Travmalar farklı tepkilere neden oluyor

Travmaların farklı tepkilere neden olabileceğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Kişinin ruhsal baş etme mekanizmalarını son derece olumsuz etkileyen travmatik deneyimlerin, zamansız gerçekleşmesi ve ölümle sonuçlanması noktasına kadar götürebilmesi bu olumsuz etkilerin ana nedenlerinden bazılarıdır. Bu tarz yıkıcı sonuçlara sebep olan travmalar kaygı, geri çekilme, korku ve kaçınma tepkilerine neden olur. Travmaya dair algıların birçoğu travmanın daha çok fiziksel yaralar oluşturması yönündedir. Ancak travmaların kişiye göre değişmekle beraber cinsiyetlere göre de zaman zaman farklılık gösterdiği noktalar olmaktadır.” diye konuştu.

Doğal afetler sonunda duygusal sorunlar ortaya çıkabilir

Doğal afetlerin insanoğlunun var olduğu günden beri korkularının temeli olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Ani ve öngörülemez oluşu, insanlar üzerinde büyük etkiler bırakabilmektedir. Bu türden bir doğal afet felaketine maruz kalan bazı bireylerde, fiziksel bir yaralanma olmasa da duygusal açıdan birtakım sorunlar ortaya çıkabilir. Ülkemiz özellikle deprem bölgesi olması sebebi ile yaşanan büyük depremler sonrası kişilerde çeşitli tepkiler ortaya çıkmaktadır. Tabii ki bu çeşitli tepkiler kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Aslında gelişen tepkiler tamamen normaldir  ve  bu tepkilerin neler olduğunu bilmemiz, olayın psikolojik etkilerinden daha çabuk kurtulmamıza yardımcı olmaktadır.” dedi.

Süreç uzayınca sorunlar ortaya çıkabilir 

Çoğu zaman depremin kendisi sorunmuş gibi görünse de aslında daha çok içeriğindeki belirsizliğin bireyde korku oluşturduğuna dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Deprem gibi ağır sonuçlara yol açan afetlerde, süreci normal seyrinde götüren bireyler birkaç hafta içinde yeni duruma alışıp gündelik hayatlarına devam ederken; bazı kişiler için bu sürecin uzaması Akut Stres Bozukluğu’na veya Travma Sonrası Stres Bozukluğu’na yol açabilmektedir.” diye konuştu.

Erkekler travmayı bastırabiliyor

Bu tarz durumlarda genellikle erkeklerin, toplum içerisinde genel kabul görmüş cinsiyet rolleri nedeni ile yaşadıkları travmaları görmezden gelmeye eğilimli olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Bir çatı misali anne ve çocuk arasında bir güven alanı varken baba figürü, hepsini kapsayan bir güven alanı oluşturmayı hedefler. Bu gerek toplumsal cinsiyet rolleri gerek ise insan doğası açısından bu şekilde devam eder. Dolayısı ile erkek bireyler daha güçlü görünmeye ve daha soğukkanlı durmaya özen göstermektedirler. Bu durum da kişinin yaşadığı travmayı bastırmasına sebep olmaktadır. Her ne kadar travmatik yaşam sonrası, kadınların destek başvuruları fazla gibi görünse de erkeklerin daha örtülü bir travmatik süreçten geçtikleri düşünülmektedir.” diye konuştu.

İlk etapta güvenli alan oluşturma önemli

Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, deprem sonucu travmatize olan bireyler için özellikle ilk günlerinde yıkıma, enkazlara, can kayıplarına ya da yakınlarından haber alamama gibi durumlara şahit olan bireyler için ilk etapta güvenli bir alan oluşturma ve yakınları ile iletişime geçmelerini sağlamanın çok büyük önem taşıdığını söyledi.

Hemen terapi yapılmaz

Başlangıçta kişilere terapi yapılıyor gibi bir algı oluşmasının yanlış olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Çünkü ilk olarak bu kişilerin kendilerini güvende hissetmeleri ve temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor olmalarını sağlamamız gerekmektedir. Daha çok birlik ve beraberlik duygularını depremzedelerle paylaşmak anlam taşımaktadır.” dedi. 

Travma terapilerinde hafıza silinmez

Bu konunun deprem dışındaki travmatik yaşantılarda da geçerliliğini koruduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Yani öncelik hastaya güvenli alan oluşturmaktır. Sonrasında ise duygularını anlamaya yönelik terapötik ilişki üzerinden görüşmeler planlamak gerekmektedir. Travma terapileri kesinlikle kötü yaşantıları hafızadan silmek ya da unutturmak gibi düşünülmemelidir. Travma odaklı terapilerde duygusal işlemleme sürecine destek sağlanır ve böylece kişi gerçekliğe daha bilinçli bir yaklaşım içerisinde olur. Eğer tüm terapötik süreçlere rağmen travmatik yaşam kişinin işlevselliğini belirgin düzeyde bozuyor ise bir psikiyatrist desteğine yönlendirilme yapılmalıdır.” diye konuştu.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Hipotermide hayat kurtaran tavsiyeler

Merkezi vücut ısısının 35 derecenin altına düşmesine ‘hipotermi’ denildiğini belirten Medical Park Karadeniz Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nuh Kaya, “Vücut ısısının 32-35 derece arasında olması hafif, 28-32 derece arasında olması orta ve 28 dereceden düşük olması derin hipotermi olarak tanımlanmaktadır. Hipotermisi olan hasta öncelikle soğuk ortamdan uzaklaştırılmalı, ıslak giysileri çıkartılmalı, kuru giysiler veya battaniyelerle örtülmelidir. Vücut ısı kayıplarının büyük bir kısmı radyasyon yoluyla olduğu için ek olarak alüminyum folyo ve alüminyumlu battaniyelerle de sarılmalıdır” dedi.

Medical Park Karadeniz Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Nuh Kaya, hipotermi hakkında açıklamalarda bulundu.

HİPOTERMİ NEDİR?

Hipoterminin tanımını yapan Uzm. Dr. Kaya “Merkezi vücut ısısının 35 derecenin altına düşmesine hipotermi denilir. Vücut ısısının 32-35 derece arasında olması hafif, 28-32 derece arasında olması orta ve 28 dereceden düşük olması ise derin hipotermi olarak tanımlanmaktadır. Kaza ya da afetler nedeniyle olumsuz iklim koşullarında uzun süre kalınması durumunda primer hipotermi (dağcılık, kayak, yüzme, kış aylarında meydana gelen deprem vb.) veya termoregülasyon mekanizmalarının bozulduğu durumlarda sekonder hipotermi (merkezi sinir sistemi hasarı, ilaçlar, endokrin hastalıklar, böbrek ve karaciğer yetmezlikleri vb.) oluşabilir” diye konuştu.

Hipotermiye karşı vücudun çeşitli telafi mekanizmalarının mevcut olduğunu ancak bunların etkinliklerinin sınırsız olmadığını dile getiren Uzm. Dr. Kaya, şu bilgileri paylaştı:

“Hipotalamik regülasyon vücut sıcaklığı 34 derecenin altına düştüğünde bozulmaya başlar ve 29 derecede tamamen kaybolur. Vazokonstruksiyon (damarlarda daralma) ile periferik (kalp dışındaki damarlar) dolaşımın azaltılması ortam ısısında oluşan 4 dereceye kadar değişikliklerin dengelenmesini sağlar. Diğer dengeleme mekanizması titreme vücut sıcaklığı 37 derecenin altına düştüğünde başlar, vücut sıcaklığı 31 derecenin altına indiğinde kaybolur. Titreme vücut ısı üretimini üç misli artırabilmekle birlikte vücut ısısının artırılması açısından etkinliği düşüktür. Çünkü titreme ile ısı üretimi artışı vücut yüzeylerine yakın bölgelerde oluşmaktadır ve bu nedenle üretilen ısının yaklaşık yüzde 75’i ortama verilmektedir.”

HAYATİ TEHLİKE SÖZ KONUSUDUR

Vücut ısısının 32 derecenin altına düşmediği hipotermilerin nispeten emniyetli olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Kaya, “Vücut ısısının 32 derece altına düştüğü durumlarda ise dengeleme (kompanzasyon) mekanizmaları tedricen devre dışı kaldıklarından vücut ısısı çevre sıcaklığına bağımlı hale gelmektedir. Bu durum ciddi hayati tehlike yaratmaktadır. Ancak hipoterminin fizyolojik etkileri vücut sıcaklığının düşüş miktarına, düşük olarak kaldığı süreye, düşüş hızına ve başka faktörlere bağlı olarak farklılıklar gösterir” ifadelerini kullandı.

HİPOTERMİ DERİNLEŞTİKÇE METABOLİZMA HIZI DÜŞER

Hipoterminin başlangıç döneminde titreme, kas aktivitesi ve kas sertleşmesi nedeniyle metabolizma hızında artış meydana gelebileceğini ifade eden Uzm. Dr. Kaya, “Ancak daha sonra, hipotermi derinleştikçe metabolizma hızı düşer. Vücut ısısının 30 dereceye düşmesi oksijen tüketiminin yüzde 50, 20 dereceye düşmesi ise yüzde 80-90 azalmasına neden olur. Ritim bozuklukları, bilinç değişikliği, yüzeysel soluma, sindirim sistemi fonksiyonlarında azalma, kan viskozitesinde artış, trombosit fonksiyon ve sayısında azalmaya bağlı yaygın damar içi pıhtılaşma meydana gelir. Bu dönemde kullanılan ilaçların etki süresi de uzayabilir ve toksik seviyeye çıkabilir” açıklamasında bulundu.

ISLAK GİYSİLER ÇIKARTILMALI

Uzm. Dr. Kaya, hipotermisi olan bir kişiye uygulanabilecek ilk yardım yönergeleriyle ilgili şunları söyledi:

“Hipotermisi olan bir bireye yardım ederken, hasta öncelikle soğuk ortamdan uzaklaştırılmalı, ıslak giysileri çıkartılmalı, kuru giysiler veya battaniyelerle örtülmelidir. Vücut ısı kayıplarının büyük bir kısmı radyasyon yoluyla olduğu için ek olarak alüminyum folyo ve alüminyumlu battaniyelerle de sarılmalıdır. Isı kayıplarının yüzde 50’den fazlası baş-boyun bölgesinden olduğu için bu bölgelerin sarılması, örtülmesi ihmal edilmemelidir. Maske ile oksijen uygulanmalı, alkol içermeyen ılık içecekler verilmelidir. Hipotermi geçiren hastalara genellikle sıvı kaybı ve kan basıncı düşüklüğü de eşlik ettiği için damar yolundan derhal ısıtılmış serum (izotonik) başlanmalıdır. Ancak hipotermi sırasında artmış aritmi oluşturma potansiyelleri nedeniyle damar büzücü maddelerin kullanımından kaçınılmalıdır.”  

İLAÇ KULLANIMINDAN KAÇINILMALIDIR

Hipotermik hastalarda genellikle hiperglisemi (kan şekerinin yükselmesi) oluşmasına rağmen insülin kullanımından da kaçınılması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Nuh Kaya, “Hipotermi insüline karşı direnç oluşumuna neden olmaktadır. Bu ortamda insülin kullanıldığında kan glukoz düzeyinde önemli bir düşüş sağlanmazken biriken insülin vücut ısısının yükselmesi ile birlikte ciddi hipoglisemi (bireyin kan şekeri seviyesinin normal değerlerinden daha düşük olması durumu) oluşturabilmektedir. Aynı problem uygulanacak tüm ilaçlar için geçerli olduğundan hipotermik dönemde ilaç kullanımından mümkün olduğunca kaçınılmalı ve uygulanması gereken ilaçlar mümkün olan en düşük dozlarda uygulanmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

TSB Başkanı Atilla Benli: “Sigorta sektörü hasar ödemelerine başladı"

Sigorta şirketlerinin depremin ilk gününden itibaren, tek yürek hâlinde çalışmalarını sürdürdüğünü belirten TSB Başkanı Atilla Benli: “Sektör olarak; bölge ekipleri, paydaş kurumlar, acenteler ve uzmanlarla sahadayız. Hasar gören sigortalılarımızın hayatlarını kolaylaştırmak için üzerimize düşen görevleri ivedilikle yapıyoruz, sektörümüz hasar ödemelerine başladı.”

Afet bölgesindeki incelemelerini sürdüren Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, yüzyılın en büyük afetiyle karşı karşıya olduklarını ancak sigorta sektörünün bugünler için var olduğunu belirtti. Benli şöyle devam etti: “Zararların bir an önce giderilebilmesi ve hasar tazmin sürecinin hızla işletilebilmesi için tüm sigorta şirketleri olarak hasar sürecinin hızlandırılmasından, çağrı merkezlerinde depremden zarar görenlere ayrı hatların açılmasına ve bölgede hasar iletişim merkezlerinin kurulmasına kadar bir dizi önlem aldık ve almaya devam ediyoruz.” 

Sigortacılığın, ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanmasında en önemli sektör konumunda olduğunu ifade eden Benli, “Zorunlu deprem sigortasının yanında deprem teminatı içeren; kasko, yangın, hayat ve ferdi kaza sigorta poliçelerini de hesaba kattığımızda bölgede deprem teminatı içeren toplam poliçe sayısının 4 milyon civarında olduğunu” belirtti.

 “Sigortanın önemi maalesef böyle zamanlarda daha iyi anlaşılıyor” diyen TSB Başkanı Benli şöyle devam etti: “Hasarların telafisi ana işimiz ve bunu poliçe şartları doğrultusunda en doğru şekilde yapacağız. Sigorta sektörü olarak, kayıpların giderilmesi ve bölgenin yeniden ayağa kaldırılması için başlatılan seferberlikte üzerimize düşen görevleri birlik ruhu ile yerine getiriyoruz ve getirmeye devam edeceğiz.” 

Sigorta sektörünün, bölgedeki afetzedelere, sigorta acentelerine ve bölgede yaşayan personeline yardım ve destekte bulunmak üzere, depremlerin hemen ardından toplanılan ayni ve nakdi yardımları Kızılay ve AFAD aracılığıyla bölgeye ulaştırtıldığına da değinen Benli“Birliğimize üye şirketler, ‘Sigorta Kıymet Bilmektir’ anlayışıyla depremin ilk anlarından itibaren bölgeye önemli düzeyde ayni ve nakdi desteklerde bulundu” dedi. 

Hasar ödemelerine başlandı

Bu süreçte yardımların yanı sıra hasar tespiti ve ödemelerinin hızlandırılmasının kritik önemde olduğu bilinciyle hareket ettiklerini belirten TSB Başkanı şöyle devam etti:

“Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uzmanları afet bölgesindeki hasar tespitine devam ediyor. Biz de süreçleri hızlandırmak için Bakanlığın raporlarına ve DASK ödemelerine paralel aksiyonlar alıyoruz. Deprem sonrasında DASK hasar ödemelerine hızlıca başladı. Ayrıca birçok şirketimizin ‘mobil hasar destek noktaları’ da bölgede devreye girdi. Şirketlerimizin hasar yöneticileri ile 200’den fazla eksperimiz sahada tespitlerini yapıyorlar. 1000’i aşkın personelimiz hem destek çalışmalarına katılıyor hem de hasar gören sigortalılarımızın hayatını bir nebze kolaylaştırmak için süreçleri ivedilikle işletiyor.” 

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) başta olmak üzere, sigorta sektörünün ‘Tek Yürek’ hâlinde bu olağanüstü süreci sigortalılar açısından kolaylaştırmak için canla başla çalıştığını ifade eden Başkan Benli“Sektörümüz bu tür süreçleri yönetebilecek deneyimde ve güçtedir. Çalışmalarımıza her zamanki gibi ‘Sigorta Kıymet Bilmektir’ anlayışımızla devam edeceğiz” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Travmaya maruz kalan kişiye nasıl destek olunmalıdır?

Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük depremin yaraları sarılmaya çalışılıyor. Travmaya maruz kalanlara ruhsal desteğin önemini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Cemre Ece Gökpınar Çağlı, depremzedelerin psikolojik açıdan en büyük ihtiyacının duygularının anlaşılması ve paylaşılması olduğunu söyledi. Çağlı, deprem gibi afet durumlarında özellikle sosyal desteğe çok ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Cemre Ece Gökpınar Çağlı, travmaya maruz kalan kişiye doğru yaklaşım ve manevi destek hakkında değerlendirmede bulundu.

Kahramanmaraş depremleri nedeniyle fiziki kayıplar, fiziki yaralar kadar ruhsal olarak da yaralandığımız ve ruhsal kayıplar verdiğimiz bir süreç içerisinde bulunduğumuzu söyleyen Çağlı, “Fiziki yaralar sarılırken bizim için önemli olan noktalardan bir tanesi de ruhsal yaraların sarılabilmesidir.” dedi.

En büyük ihtiyaçları anlaşılmak

Afete maruz kalanların en büyük ihtiyacının anlaşılmak olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Cemre Ece Gökpınar Çağlı, “Bu afete maruz kalmış kişilerin, kendilerinin dinlendiğini, duygularını anlamaya çalışan birilerinin var olduğunu, diğerlerinin onların yanlarında olduğunu hissetmesi çok büyük önem taşımaktadır. Yaşadıkları duyguları birebir anlamak mümkün olmasa bile onları dinlemek, bu manevi desteği vermek onlar için oldukça değerlidir.” dedi. 

Yorum yapmadan dinleyici olunmalı

Depremzedelere yaklaşımın önemine de işaret eden Uzman Klinik Psikolog Cemre Ece Gökpınar Çağlı, “Bunu yaparken dikkat edilmesi gereken bazı konular bulunuyor. Önemli noktalardan bir tanesi, asla yargılayıcı ya da duyguları küçümseyici bir şekilde dil kullanmadan, yönlendirme ve yorum yapmadan dinleyici pozisyonunda olmak gerekiyor.” tavsiyesinde bulundu.

Sosyal destek önemli

Uzman Klinik Psikolog Cemre Ece Gökpınar Çağlı, deprem gibi afet durumlarında özellikle  ilerleyen süreçlerde “iyileşmek” adına sosyal desteğe gönüllülerin sosyal desteğine çok ihtiyaç duyulduğunu sözlerine ekledi: “Duyguların paylaşılması – birlik olabilmek  – destek almak ve vermenin iyileştirici gücüne ihtiyaç duyduğumuz bu dönemlerde  eş, dost, akraba veya tanıdık tanımadık gönüllülerin sosyal desteği çok büyük önem taşımaktadır.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı