Aylık arşivler: Nisan 2023

Okuma Kültürü ve Ramazan söyleşisine büyük ilgi

Yazarlar Saadettin Acar ve Ahmet Murat, Kütüphane Haftası’nda Kocaelili okurlarıyla buluştu.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kütüphane Haftası dolayısıyla iki önemli yazarı Kocaelili okurlarıyla buluştu.

OKUMA KÜLTÜRÜ VE RAMAZAN

Deneme, Edebiyat, Eğitim kategorilerinde eserler yazmış yazar Saadettin Acar ve Hâlen İbn Haldun Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde öğretim üyesi ve Nihayet Dergisi genel yayın yönetmeni Ahmet Murat, Kütüphane Haftası dolayısıyla düzenlenen “Okuma Kültürü ve Ramazan” konulu söyleşide okurlarıyla buluştu.

“KURAN’I KERİM DİNLEDİĞİMİZDE HUZUR BULURUZ”

Bilim Merkezi içindeki Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Halk Kütüphanesi’nde gerçekleşen söyleşi büyük ilgi gördü. Programın moderatörlüğünü yapan Yazar Saadettin Acar; “Müslümanlar için Ramazan önemli bir aydır. Ramazan gelince okumak için ilk akla gelen kitap Kuran’ı kerimdir. Bu ayda en çok kuran okunur. Okumanın başlı başına bir bereket, bir şifa ve rahmet olduğuna inanırım. Kuran’ın anlamı berekettir, bize yol açar, önümüzü aydınlatır. Birçoğumuz anlamını bilmese de Kuran’ı Kerimi dinlediğinde huzur bulur. Ben Aliye İzzetbegoviç’in hayatını okuduğumda Kuran’ın sözlerinin insanı hiç anlamasa bile içten içe onardığını ifade ettiği bir cümleye denk geldim. Çok güzel bir ifade. Anlamını bilmesek bile Kuran’ı okumalıyız” açıklamasında bulundu.

“RAMAZAN BAŞLI BAŞINA BİR İBADETTİR”

Ramazan ayının önemine değinen Acar; “Ramazan başlı başına bir ibadettir. Bu ibadetin etrafında şekillenen bir hayat oluşuyor. İbadet ve gelenek, ibadet ve kültür iç içe geçiyor. Ramazan okumalarımızı bile şekillendiriyor. Ramazan bize yepyeni bambaşka bir okuma kapısı aralıyor. Bambaşka bir bakış açısı kazandırıyor. Resulü ekreme söylenen ‘ikra’ emrine yakınlaştırıyor” dedi.

“PEYGAMBERİMİZE GELEN İLK EMİR OKU’DUR”

Ramazan ayının Müslümanlar için önemli bir ay olduğunu ifade eden Yazar Ahmet Murat; “Dinimiz okumaya büyük önem vermiştir. Ramazan kuran ayıdır. Kuran ise oku emriyle başlar. Oku cümlesinin birçok anlamı vardır. Oku bir emirdir, aynı zamanda bir izindir. Okuyacak bir şeyi olamaya ne oku diyebilirsin. Hira mağarasında peygamberimize vahiy geldiğinde oku bir emirdir ve o andan sonrası için izindir. Yani bundan sonra gelecek vahiyleri okumak için bir emirdir. Okumak kıymetlidir. Günümüzde kitaba ulaşmak kolay ama herkesin farklı ilgi alanı olabilir. Ne okursak okuyalım anlam ve istikamet kazandıracak bir prensibe ihtiyacımız var. Okuduğumuz her şeyin bir şeye hizmet etmesi gerekir. Bütün okumalar bir istikametle, bir ana fikirle, bir tane niyet ve motivasyonla yapılması gerekir. Allah’ın rızasını kazanmaktan başka bir amacımız yok” ifadesini kullandı.

“KİTAPLAR BİZE ANAHTARLAR VERİR”

Okumamızın bir şeye hizmet etmesi gerekir diyen Murat; “İnsanın bir hazırlıksızlığı vardır. Her kadiri kandil bil, her geleni Hızır bil diye bir cümle var. Bizim halkımızın irfanından gelen ve dayanaksız bir cümle değildir. Ramazan insanın rutinini bozar. Bu rutin bozulacak ki insan melekleşecek. Ramazan insanlar için bir filtre görevi görür. Ramazanda bir şey yapmamıza gerek yok. Oruç büyük bir ibadet. Oruç için bir şey yapmıyoruz. Oruç kendini vücuda alıştırıyor. Oruç bir şey yaparak yaptığımız bir ibadet değil, yapmayarak yaptığımız bir ibadet. Ramazan’ın diğer aylara yansıması lazım. Her zaman okumalıyız. Okuyarak kazanabiliriz. Kitaplar bize anahtarlar verir. Kitaplar bize duygularımızı tanıtır. Her insanda duygular vardır. Duygusal tepkiler gösterir, duygulanır ama bunu ayrıştıramayız. Kitaplar bu duyguların notlarını gösterir.

KİTAPLARINI İMZALADILAR

Söyleşinin sonunda yazarlara çiçek takdim edildi. Yazar Saadettin Acar ‘Herkes içine Baksın’, Yazar Ahmet Murat ise ‘Taşı Taşırmak’ adlı kitaplarını söyleşi sonunda okurları için imzaladı. Söyleşiye katılan vatandaşlar daha sonra hep birlikte iftar yaptı.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Narlıdere'de İran Ezgileri Depremzedeler İçin Seslendirildi

Narlıdere Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi, Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği’nin katkılarıyla düzenlenen İran Müziği Konseri’ne ev sahipliği yaptı. İran geleneksel müziğinin seslendirildiği konserden elden edilen gelirin tamamı depremzedelere bağışlandı.

Narlıdere Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi, Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği’nin katkılarıyla düzenlenen İran Müziği Konseri’ne ev sahipliği yaptı. İran‘ın en büyük sanatçıları arasında yer alan Mohammad Reza Shajarian anısına düzenlenen geceden elde edilen gelirin tamamı Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen yurttaşlarımıza bağışlandı.

Narlıdere Kaymakamı Suat Dervişoğlu, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Arian’ın da katıldığı geceye İzmir’de yaşayan İranlı vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Geleneksel İran müziklerinin seslendirildiği gece alkışlarla sona erdi.

İKİ DOST ÜLKEYİZ

Konser öncesinde kısa bir konuşma yapan Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, “Hepiniz Narlıdere’mize, İzmir’imize hoş geldiniz. Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Arian ile sürekli temas halindeyiz. Bu sebeple birçok İranlı dostumuzu da tanıma fırsatı buldum. Bu güzel ve güvenli şehir İzmir’de yerleşik olarak birçok İranlı dostumuz yaşıyor. İki ülke arasındaki 100 yıllara dayanan dostluk ve işbirliğinin daha da ileriye götürülmesi lazım. Bu güzel geceden elde edilen gelirin depremzede kardeşlerimize bağışlanmasını da her iki ülke arasındaki dostluğun nişanesi olarak görüyorum” dedi.

KADİM BİR GEÇMİŞİMİZ VAR

Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Arian, Türkiye ve İran’ın uzun yıllardan bu yana oluşan derin ve zengin bir kültüre sahip olduğunu ifade ederek, “İki ülke arasındaki bu yakın ilişki Mevlana’nın var oluşu kadar eski ve kadim bir geçmişe dayanıyor. Ege Bölgesi ve İran İşbirliği Derneği olarak geldiğiniz için çok teşekkür ediyor, iki ülke arasında işbirliğinin daha da güçlenmesini diliyorum. Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin’e ve bu organizasyona katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.  

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Kocaeli yağlı güreşin sembol şehri

Yağlı Güreş Birliği encümen toplantısı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Spor kenti Kocaeli sloganıyla Sporun her alanına destek veren Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, son olarak Yağlı Güreş Birliği encümen toplantısına ev sahipliği yaptı. Programda konuşan Başkan Büyükakın; “Kocaeli her zaman yağlı güreşin sembol şehirlerinden bir tanesi olmuştur” dedi.

 

DEPREM ŞEHİTLERİ İÇİN SAYGI DURUŞU

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın’ın ev sahipliğinde Kartepe Dedeman Otelinde düzenlenen Yağlı Güreş Birliği Meclis toplantısı saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Toplantıya Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı ve aynı zamanda Birlik Başkanı Yücel Yılmaz, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu Başkanı İbrahim Türkiş, Kartepe Belediye Başkanı Av. Mustafa Kocaman, Körfez Belediye Başkanı Şener Söğüt ve birlik üyesi belediye başkanları ile meclis üyeleri katıldı. 

 

SPORCULARIMIZ TÜM KATKILARI VERİYORUZ

Meclis toplantısının açılışında konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın “Öncelikle Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz kurmuş olduğu bu birlikle Yağlı Güreşçi sporuna yapmış olduğu katkılardan dolayı teşekkür ediyoruz. Şehrimizde böyle bir meclis toplantısına, encümen toplantısına ev sahipliği yapmaktan da büyük bir gurur duyuyoruz. Kocaeli her zaman yağlı güreşin sembol şehirlerinden bir tanesi oldu. Ama son dönemde özel bir gayretle başarılarına yenilerini ilave etmek için gayret ediyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak da sporcularımıza tüm katkıları veriyoruz.” ifadelerini kullandı.

 

BERABER YOL YÜRÜYECEĞİZ

Ata sporu güreşler konusundaki çalışmalara bundan sonraki süreçte de devam edileceğinin altını çizen Başkan Doç. Dr. Tahir Büyükakın “Özellikle Yağlı Güreş Düzenleyen Kentler Birliği ile beraber çok güzel organizasyonlar yapmak üzere biz taahhütte bulunduk. Yeni organizasyonlar yapma konusunda da beraber yol yürüyeceğiz. Bir kez daha kendilerine yüksek gayretlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Federasyon başkanımıza, Yücel başkanımıza ve komşu Büyükşehir Belediye başkanımıza programımıza katıldıkları için teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

 

KOCAELİ’NDE YAPMAYI TERCİH ETTİK

Rutin olarak birliğin meclis toplantılarını hep bir ilde yapıldığını ve sık sık Kocaeli’nde yapmayı tercih ettiklerini belirten Yağlı Güreş Düzenleyen Kentler Birliği ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, “Çünkü Kocaeli gerçekten hem misafirperverliği hem de güreşe vermiş olduğu önemden dolayı herkese ayrı ayrı değer veriyor. Başkan olduğu günden bugüne kadar pozitif yağlı güreşe vermiş olduğu desteği hissediyoruz. Birlik adına Tahir Büyükakın Başkanımıza teşekkür ediyorum.” dedi.

 

BAŞKAN BÜYÜKAKIN’A TEŞEKKÜR

Birlik kurmakla başlama sürecimiz geleneksel güreşlerin artık bir Federasyonu ile taçlandığına vurgu yapan Yılmaz “Bugün Geleneksel Güreşler Federasyon başkanımız İbrahim Türkiş Bey aramızdaydı.  Güzel nitelikte bir toplantı yaptık. Hep daha fazlasını arzu ediyoruz. Seyir zevki daha yüksek olan sporcuların daha sakatlandığı, vatandaşın gerçekten bunu iyi izlediği, medyası da var bu işin, işleri yapmaya çalışıyoruz. Ayrı komisyonlarımız var. Çalışıyor. Bugün verimli bir toplantı geçirdik. Hem burada Kartepe Belediye başkanımıza hem de Kocaeli Büyükşehir Belediye başkanımıza ev sahipliklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Yeni üyelerimize de hayırlı uğurlu olsun.” şeklinde konuştu.

 

GÜREŞ DEYİNCE AKLA KOCA YUSUF GELİYOR

Güreşen Kentler Birliği münasebetiyle düzenlene toplantıda Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanımız ve ekibine yapmış olduğu gayretli çalışmalarından dolayı teşekkür ederek konuşmasına başlayan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce “burada ev sahipliği yapan komşumuz Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir beye yapmış olduğu gayretli çalışmalarından dolayı ve bu tür çalışmaları teşvik ettiği için şükranlarımı arz ediyorum. Bizde Sakarya olarak tür çalışmalar içinde her zaman olduk, olmaya devam ediyoruz. Güreş deyince akla Koca Yusuf geliyor. Koca Yusuf’un torunları olarak biz de bu işi iler ebet sürdüreceğiz. Sakarya’da yağlı güreşlerle ilgili iki ilçemizde çalışmalara ve müsabakalar devam ediyor. Diğer ilçelerimize yaymayı planlıyoruz. Bu çalışmalardan dolayı emeği geçen geleneksel güreşler federasyonu başkanımıza ve belediye başkanlarımıza şükranlarımızı arz ediyorum.” şeklinde konuştu.

 

YENİ SEZON HAYIRLI OLSUN

Güneş Birliği Başkanı Yücel Yılmaz’ın davetine ve yine çok güzel misafirperverlikleri için Başkan Doç. Dr. Tahir Büyükakın’a teşekkür ederek konuşmasına başlayan Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu Başkanı İbrahim Türkiş de “gerçekten dostlarla bir arada olduk. Çok güzeldi, çok keyifliydi. Güreş Birliğinin bir toplantısına daha katılmış olduk. Çok nezih, çok kardeşlik duyguları içinde güreşin ruhuna da uygun bir toplantı. Bu toplantıdaki güzelliği ben yaklaşık üç gündür kamuoyunu meşgul eden bazı sosyal medyadaki üzüntü veren paylaşımlara da bir örnek olmasını istiyorum. Arkadaşlarımıza da bu anlamda mesaj vermek istiyorum. Bu dostluğu, bu centilmenliği olması gerektiği gibi tutmazlarsa en sert tedbirleri nasıl alacağımızı herkes görecekti. Bunu da buradan ifade etmek istiyorum. Kısaca Yağlı Güreş liginden bahsettik. Bütün güreş severlere yeni sezon hayırlı olsun” dedi.

 

BAŞKAN BÜYÜKAKIN ENCÜMEN ÜYELİĞİNE SEÇİLDİ

Kartepe Belediye Başkanı Av. Mustafa Kocaman da birlik üyelerini Kocaeli’nde ağırlamaktan ve ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğunu belirtti. Protokol konuşmalarının ardından Birlik Genel Kurulu seçimleri için üyeler oy kullandı. Komisyon ve encümen üyeliği seçimlerinin yapıldığı genel kurulda Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan 59’ar oyla encümen üyeliğine seçildi.

İKİ BELEDİYE BİRLİĞE ÜYE OLDU
Meclis toplantısında Yalova Altınova Belediye Başkanı Dr. Metin Oral ile Gaziantep Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu’da birliğe üye oldu. Birliğe yeni üye belediye başkanı olan Dr. Metin Oral’a rozetini Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz taktı. Başkan Büyükakın Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’a ve Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu Başkanı İbrahim Türkiş’e plaket takdim etti.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Türk moda endüstrisi sürdürülebilir üretimle İsveç'e 500 milyon dolar ihracat hedefliyor

Türkiye’de ihracatçı birlikleri arasında katma değeri en yüksek ihracat gerçekleştiren ve dönüşüme liderlik eden Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği sürdürülebilirlikte ilk sıralarda olan İskandinav ülkeleriyle uzun zamandır temas halinde.

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, Ticaret Bakanlığının desteğiyle 2-6 Nisan’da Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi UR-GE projesi kapsamında döngüsel ekonomide dünyanın en ileri ülkelerinden biri olan İsveç’e inceleme heyeti düzenliyor.    

Türkiye, İsveç’in 6’ıncı büyük tedarikçisi

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “İsveç’in 2022 yılında toplam hazır giyim ithalatı 6,7 milyar dolar, Türkiye yüzde 4,5 payı ile 6’ıncı büyük tedarikçisi.  İsveç ve Türk hazırgiyim sektörü çok uzun süredir birlikte çalışıyor. İsveçli iş insanları Türk tekstil ve hazırgiyim sanayinin çok güçlü olduğunu biliyor. Türk moda endüstrisi ne kadar sürdürülebilir olursa İsveç ve Türk şirketleri arasında o kadar iş birliği olacaktır. Birliğimiz tarafından yürütülen Hazır Giyim Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi UR-GE projesi ile firmalarımızın sürdürülebilirlik alanında teknik açıdan daha yeterli olmaları ve Avrupa Yeşil Mutabakatı başta olmak üzere önümüzdeki dönemde sektörün dinamiklerini etkileyecek koşullara hazırlıklı olmaları için çalışmalarımıza devam ediyoruz.” dedi.

İsveç’te araştırma enstitüleri ve üniversiteler ile işbirliği gündemde

Sertbaş, “Sürdürülebilirlik UR-GE Projemizde yer alan 9 firmamız ile İsveç’te sürdürülebilir-yenilikçi tekstil çözümleriyle ilgili bilgi edinmeleri, İsveç kurumları ve şirketleri ile hem iletişim ağlarını genişletmeleri hem de yeni iş birliği fırsatları için inceleme heyeti gerçekleştireceğiz. Firmalarımız sürdürülebilirlik odağında üç yıldır yoğun faaliyet gösteriyor. Biz onların bu çabasını danışmanlık, eğitim ve kapasite geliştirici organizasyonlar ile destekledik. Projemizin sonunda firmalarımızın sürdürülebilirlikte kat ettikleri yolu görmek, İsveç’te Sürdürülebilir markaların faaliyetlerini göstererek, firmaların hem kendi pozisyonlarını görmeleri hem de İsveç’teki markalarla iletişime geçerek önümüzdeki dönem karşılaşacak çevre ve sosyal konulardaki talepleri yerinde görmelerini sağlamayı amaçlıyoruz. 2022 yılında Türkiye’nin İsveç’e ihracatı 1,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Hazırgiyim ihracatımız ise 286 milyon dolar bandında. İsveç pazarına önümüzdeki süreçte 500 milyon dolarlık hazırgiyim ihracatı hedefliyoruz. Aynı zamanda İsveç’te sürdürülebilirlik konusunda çalışmalar yürüten araştırma enstitüleri ve üniversiteler ile işbirliği yapma hedefimiz de mevcut.” diye konuştu.  

Dünyaca ünlü ve sürdürülebilirlikte ön planda olan İsveçli firmalar ile görüşmeler 

Başkan Sertbaş, “Hazır giyim sektörünün merkezi olduğu için heyetimize ilk olarak Göteborg’dan başlayacağız. Göteborg ve geçmiş dönemde tekstil ve konfeksiyon üretimi olan ve halen butik de olsa üretimlerin gerçekleştirildiği merkez olan Boras’da dünyaca ünlü markalar ile görüşmeler gerçekleştireceğiz. Akademik ve teknik geziler de yapacağız. Boras’da yer alan ve örnek model niteliğindeki içerisinde inkübasyon merkezi, Ar-Ge merkezi, sürdürülebilirlik merkezi, teknik tekstiller merkezi ve tekstil fakültesi bulunan Tekstil ve Moda Merkezi’ni de ziyaret edeceğiz. Heyetin son gününde ise Stockholm’de dünyaca ünlü ve sürdürülebilirlikte ön planda olan İsveçli firmalar ile görüşmeler ve teknik gezi yapacağız.” diyerek sözlerini noktaladı.

Sürdürülebilirlik UR-GE projesi İsveç inceleme heyetine katılan firmalar;

DEMOTEKS TEKSTİL SAN.TİC.LTDİ.ŞTİ.,

DEMİRIŞIK TEKSTİL VE KONFEKSIYON SAN VE TİC A.Ş.,

ENRA TEKSTİL KONFEKSİYON SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ.,

MERGER TEKSTİL İÇ VE DIŞ TİC.SAN.LTD.ŞTİ.

MERGÜ TEKSTİL KONF.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.,

ORİMPEX TEKSTİL A.Ş.,

TAYRA TEKSTİL LTD.ŞTİ.,

SEYFELİ DIŞ TİC.LTD.ŞTİ.,

VERSİON TEKSTİL TURİZM SAN.VE DIŞ TİC.A.Ş.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

CHP İzmir 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Mimar ve İçmimar Özgür Ali Karaduman: “Daha da Yaşanabilir bir Kent İçin Yola Çıktım”

CHP İzmir ikinci bölgeden milletvekili aday adaylığını açıklayan Mimar ve İçmimar Özgür Ali Karaduman, kentin sorunlarını yakından takip ettiğini ve çözüm süreçlerine katkı yapmak amacıyla yola çıktığını söyledi. 

İzmir’in alt ve üst yapısının geliştirilmesi için atılması gereken önemli adımlar olduğunu dile getiren Karaduman, bunun için farklı konu başlıklarında ayrıntılı dosyalar hazırladığını ve daha da yaşanılır bir kent için çalışacağını kaydetti. 

İzmir’de eğitim gördüğünü ve yıllardır ticaret yaşamını kentte sürdürdüğünü dile getiren Özgür Ali Karaduman, “İzmir ve İzmirliler’in sorunlarını çok iyi biliyorum. Yıllardır bu kente emek veren bir mimar ve iş insanı olarak özellikle yapı sektöründeki deneyim ve çözüm önerilerimi paylaşmak istiyorum. Aileden gönül verdiğimiz Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekili aday adayı oldum. Mesleğimle ilgili birikim ve deneyimlerimi, hem partime, hem de kentimin ve hemşerilerimin daha da iyi bir yaşama kavuşmaları için aktarmaya gayret edeceğim” diye konuştu.

 

İZMİR, TARIM VE SANAYİ KENTİDİR

İzmir’de  yapı yönetim ve denetlemelerinin daha sistemli şekilde yürütülmesi gerektiğine dikkat çeken CHP İzmir 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Özgür Ali Karaduman, “Birinci derece deprem kuşağı üstünde kurulan ve depreme dayanıklı kent olma yolunda önemli adımlar atan İzmir’in yapı stoğunun acilen yenilenmesi gerekiyor. İnsanların sağlıklı yapı ve yaşanılabilir kentlere kavuşması öncelikli hedefimiz olmalı. Bu noktada Maraş merkezli depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Bir kez daha ulusumuzun başı sağolsun. Kent planlaması farklı disiplinleri bir araya getiren bir konu. Doğru denetimlerin yapılması ve uygulamaların da kontrol edilmesi gerekli. Toplamda 16 ilçeyi kapsayan İzmir ikinci bölge, yoğun bir nüfusla birlikte, hem sanayi hem de tarım havzalarına sahip. Bu nedenle yapı stoğu ve diğer altyapı çalışmalarını yaparken doğru planlamalarla hareket edilmesi önem taşıyor” diye konuştu. 
 
 

YEREL ZENGİNLİKLERİMİZİ ÖNE ÇIKARMALI; YEREL ÜRETİCİLERİ DESTEKLEMELİYİZ

Uzmanlaştığı mimari, iç mimari alanlarında oluşturduğu değerleri, daha da yaşanabilir, daha da çağdaş bir İzmir idealiyle bütünleştirmek istediğini belirten Özgür Ali Karaduman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bununla birlikte özellikle iklim değişikliği nedeniyle kapımızda olan kuraklık tehdidine karşı da adımlar atılması gerekiyor. Suyun doğru kullanılması ve bu bilincin gelecek kuşaklara bırakılabilmesi çok önemli. İlçelerin yerel ürünlerini, kültürel ve tarihi zenginliklerini daha da iyi tanıtabilmeliyiz. Sürdürülebilir bir tarım için orta ve uzun vadeli tarım politikalarıyla yerel üreticilerimizin desteklenmesi de bir diğer önemli konudur”

 

İZMİR’İN GERÇEK POTANSİYELİNİN FARKINA VARMALIYIZ

“Yerel kalkınma modelinin başarılı örneklerini sergileyen İzmir’in, bu gücünü ulusal arenaya da güçlü yansıtması için kollektif bir çalışma yapmalıyız” diyen Karaduman, sözlerine şöyle devam etti: “Yerelde yarattığı ekonomik değer ve ödediği vergiler ölçeğinde, merkezi hükümetten aynı oranda teşvik ve yatırım alamayan İzmir, 14 Mayıs seçimlerinin ardından, yerel ve merkezi yönetimin ortaklaşmasıyla yeni bir başarı hikayesini de aynı kararlılıkla mutlaka yazacaktır”

 

ÖZGÜR ALİ KARADUMAN

1972 yılında Manisa Akhisar’da doğdu. Ortaokul ve lise eğitimini sırasıyla İzmir Türk Koleji ve Torbalı Lisesi’nde tamamladı. Yaşar Üniversitesi Mimarlık ve İç Mimarlık bölümlerinde çift anadal yaptı. 1997 yılında ticaret hayatına başladı. 

İç Mimarlar Odasında Yönetim Kurulu Yedek Üyeliği ve 2’nci Başkanlık yaptı. Gayrimenkul Hizmet Ortaklığı (GHO) Çiğli Ofisi Now Gayrimenkul’un Broker’ı olarak sektöre hizmet vermeye devam ediyor. Evli ve iki çocuk babası. İyi düzeyde İngilizce biliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dünya çocukları U12 İzmir Cup'da bir araya geliyor

Altınordu Futbol Kulübü’nün geleneksel olarak düzenlediği U12 İzmir Cup turnuvası bu yıl 7-8-9 Nisan tarihleri arasında düzenleniyor.

Türkiye Futbol Federasyonu’nun 100. Yıl etkinlikleri kapsamında ana paydaş olarak yer aldığı ve tüm dünyadan 72 takımın katılacağı turnuvada maçlar İzmir’de, Selçuk İsmet Orhunbilge Tesisleri’nde oynanacak. Girişleri ücretsiz olan turnuvaya tüm Türkiye davetlidir.

Türkiye Futbol Federasyonu, 100. yıl etkinlikleri kapsamında ana paydaş olarak yer aldığı U12 İzmir Cup turnuvasına büyük bir önem ve destek veriyor. Turnuvanın 7 Nisan tarihinde gerçekleştirilecek açılış törenine konuk olacak TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk futbolunda genç oyuncu gelişimini uluslararası standartlarda, sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde oluşturmak amacıyla ‘Futbol Akademileri’ projesini hayata geçirdiklerini ifade etti.

ünyada genç futbolcu gelişiminin U6-U9 yaş grubunda başladığının ve bu yaş grubunun kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Büyükekşi, futbol akademileri projesiyle U6’dan başlayarak U19’a kadar genç futbolcuların gelişimine ve onları yetiştirecek antrenörlerin eğitimine her türlü desteği sağlayacaklarını söyledi. Hem Türkiye’den hem de dünyanın dört bir yanından bu anlamlı turnuvaya katılacak tüm çocuklara başarılar dileyen Büyükekşi, yurtdışından gelecek tüm takımları Türk misafirperverliğiyle İzmir’de ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyacaklarını ifade etti.

Dünya genelinden 72 takımın katılacağı, 2011 yılı ve sonrası doğumlu genç yeteneklerin bir araya gelerek etkileşimde bulunacakları U12 İzmir Cup’ta heyecan yine dorukta olacak. Ülkemizden Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor gibi Süper Lig kulüplerinin U12 takımlarının yanı sıra 1. Lig, alt ligler ve amatör kulüplerle birlikte 28 takımın katılacağı turnuva 7-8-9 Nisan tarihlerinde oynanacak.

Dünya’nın farklı liglerinden Chelsea, Porto, Athletic Bilbao, Bayern Münih, Paris Saint-German ve Juventus gibi dev takımların altyapılarının da bir araya geleceği turnuva İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan Altınordu İsmet Orhunbilge Tesisleri’nde oynanacak. 6 Nisan akşamı takımlar gelmeye başlayacak ve otellerine yerleşecekler. 

Grup ve eleme aşamalarından geçen takımlar finale çıkacak

Grup ve eleme aşamalarından oluşacak turnuvada 8’er takımdan 9 grup oluşturuldu. Grubunu ilk 4 sırada tamamlayan takımlar son 32 turuna çıkacak ve eleme usulü oynanacak maçlarla kupayı almaya çalışacak.

Turnuva’nın amacı kazanmaktan ziyade gençlerin, antrenörlerin ve teknik ekiplerin birbirini tanıması ve etkileşimi. Final ve üçüncülük maçı dışında bütün maçlar 20 dakika olarak tek devre oynanacak. Final ve üçüncülük maçının ise 15’er dakikadan iki devre oynanacak. 9 Nisan tarihinde final maçından sonra 16:30’da kupa ve madalya töreni yapılacak.

İyi birey, iyi vatandaş, iyi futbolcu

Turnuvanın logosunda Altınordu’nun sloganı olan “İyi birey, iyi vatandaş, iyi futbolcu” sloganını kullandı. 2013 yılından bu yana düzenlenen uluslararası bu turnuva, “Dünya Çocukları”nın mutluluğu için düzenlenmekte olup, çocuklarımızın gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyor. Maçları izlemeye gelecek olan tüm seyircilerden fair play ruhuna uygun bir tutum sergilemeleri bekleniyor. Girişleri ücretsiz olan bu turnuvaya tüm Türkiye davetlidir. 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol: “Hedefimiz işçi sendikaları ile iş birliği içinde sektörde üretimi ve istihdamı geliştirmek"

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, Türk Metal Sendikası’nın 17. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu. Akkol, “Metal sektörü, çalışan refahı açısından diğer sektörlerden olumlu anlamda belirgin bir şekilde öne çıkıyor. Özel sağlık sigortası, arkadaşlarımızın çocuklarına verdiğimiz burslar, eğitim ve tatil olanakları da sunduğumuz diğer ayrıcalıklar arasında yer alıyor” dedi.   

Türk Metal Sendikası’nın 17. Olağan Genel Kurulu, 1 Nisan tarihinde gerçekleşti. Genel Kurul’a Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, IndustriALL Global Union (Küresel Sanayi İşçileri Sendikası) ve diğer sendikaların temsilcileri katıldı. 

Türk Metal Sendikası’nın Genel Kurulu’nda konuşan Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, Türk Metal’in çalışma hayatı için herkese örnek teşkil eden yaklaşımını ve çalışmalarını takdir ile karşıladıklarını belirtti. Akkol, “Yeni nesil sendikacılık anlayışımızla, metal sektörünün çalışma hayatındaki büyük değişimine öncülük ediyoruz. Bugüne kadar geçen, 23 yıllık süreçte, Türk Metal üyesi çalışma arkadaşlarımız ve ailelerinden oluşan 500 bin kişi Ortak Eğitim Programımızdan faydalandı. 2019-2020 yıllarında Türk Metal üyesi çalışma arkadaşlarımızın 5000’in üzerinde çocuğuna kodlama-robotik eğitimi verdik. 6 yıldır devam ettirdiğimiz “MESS Yarınım” programı ile çalışma arkadaşlarımızın meslek liselerinde okuyan 30 binin üzerinde çocuğuna burs desteğinde bulunduk. Üyelerimizle birlikte çalışma arkadaşlarımıza Türkiye’nin en kapsamlı tamamlayıcı sağlık sigortasını sunuyoruz. Türk Metal çalışanları ile birlikte eş ve çocukları da olmak üzere 167 bin kişi, bugüne kadar tamamlayıcı sağlık sigortasından yararlandılar. Yüzlerce marka ve kategoride avantaj ve indirimli alışveriş imkânı sağlayan MESST programımız ile Türk Metal üyesi 178 bin çalışma arkadaşımıza tasarruf imkânı sağladık” diye konuştu. 

Kayıtlı ve kurumsal iş yerlerine ilave teşvik getirilmesinin üzerinde durulması gereken en önemli konulardan olduğunu vurgulayan Özgür Burak Akkol “Geçtiğimiz yıl devreye giren, asgari ücrete kadar olan kısım için tüm ücretlerdeki vergi kesintisinin kaldırılması tarihi bir adımdı. Benzer şekilde, ücretlerdeki vergi yükünün azaltılması yönünde ilave çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz” dedi. 

Metal sektörünün çalışan refahı açısından diğer sektörlerden olumlu anlamda öne çıktığını da aktaran Akkol, “Türkiye’nin en büyük işveren sendikası olarak öncelikli hedefimiz işçi sendikaları ile iş birliği içinde sektörde üretimi ve istihdamı geliştirmek. Bugün; çalışma arkadaşlarımızın kazancı, saat ücretleri ve yan hakları ile metal sektörü diğer sektörlerden farklılaşıyor. Özel sağlık sigortası, arkadaşlarımızın çocuklarına verdiğimiz burslar, eğitim ve tatil olanakları da sunduğumuz diğer ayrıcalıklar arasında yer alıyor. Metali hayata dönüştüren ve ekonominin her alanına değer katan çalışma arkadaşlarımız için çalışmaya devam edeceğiz.” dedi. 

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Dr. Öğr. Üyesi Dilara Ustabaşı Gündüz: 'Sosyal Hizmet, Afet Sonrasında İyileştirme Sürecine Güç Katıyor"

Afetler, neden olduğu sonuçlar itibarıyla çoğu zaman pek çok ulusal ve uluslararası kurumun yardım ve desteğini gerektiren büyük olaylardır.

Afet sonrasında fiziksel yıkımın, psikolojik travmanın ve çok fazla belirsizliğin olduğu bir ortamda toparlanmayı planlamak ve yönetmek oldukça güçtür. Bu bağlamda sosyal hizmet alanına da önemli görevler düşmektedir.

Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü akademisyenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Dilara Ustabaşı Gündüz afetlerde sosyal hizmet konusunu değerlendirdi.

KTO Karatay Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü akademisyenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Dilara Ustabaşı Gündüz, afet sonrasındaki toplumsal iyileşme sürecinin aylar hatta yıllar alabileceğini söyledi. Gündüz; “Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını dikkate aldığımızda insanların ‘yeni’ normale nasıl varacakları bugünün sorununu oluşturmaktadır.

Toplumsal iyileşme sürecinin insan hayatının her yönünü kapsaması gerektiği gerçeği dikkate alındığında, toplum temelli oldukça geniş çaplı uzun erimli bir organizasyonun planlanmasının gerekliliği önümüze çıkmaktadır” dedi.

“Tüm Sorunları Kuşatacak Sosyal Yaşamın Yeniden İnşasına Odaklanılmalı”

Afet yönetiminin deprem öncesi, sırası ve sonrasını kapsayacak şekilde planlanmasının önemine değinen Gündüz; “Kuşkusuz deprem öncesi ve sırası yaşanılanlar önemliydi. Fakat geldiğimiz nokta itibarıyla bu iki aşama geride kaldı. Şimdi ise sosyal yaşamın yeniden inşasına odaklanarak, depremzedelerin tüm sorunlarını kuşatacak uzun soluklu ve sürdürülebilir sosyal politikalara ihtiyaç vardır” şeklinde konuştu.

“Depremin İlk Gününden İtibaren Pek Çok Türde Destek Ulaştı”

Gündüz; “Kahramanmaraş merkezli depremlerden on bir ili kapsayan oldukça geniş bir coğrafya etkilendi. İlk kriz ve sonrasında en çok ihtiyaç duyulan güvenlik ağı program türleri arasında sağlık hizmetleri, gıda ile ayni yardımlar, nakit transferleri ve bayındırlık programlarının yer aldığını gördük. Buradaki amaç temel insani ihtiyaçların karşılanabilmesiyle birlikte toplumun sosyal ve ekonomik kaynaklarını istikrara kavuşturacak güvenlik hissinin sağlanabilmesidir. Depremin ilk gününden itibaren gelişmeleri; bölgeye sevk edilen kamusal, yerel, sivil ve uluslararası menşeili; finansal, organizasyonel, sağlık ve psikolojik ilk yardım gibi pek çok türde destek ve hizmetleri medyadan takip ettik” ifadelerine yer verdi.

“Yaraları Sarmak İçin Topyekûn Sorumluluk Üstlenmeliyiz”

Afetin neden olduğu ekonomik, psikolojik, sosyal tahribatlar karşısında alınması gereken sorumlulukların bir veya iki kuruma yüklenmemesi gerektiğinin altını çizen Gündüz; “Toplumun yeniden kendine gelmesi ve yaraları sarması noktasında başta afet yönetimiyle ilgili kurumlar olmak üzere tüm kesimlerle el ele vermemiz gerekmektedir. Bu ciddi toplumsal tahribat karşısında çözüm ve toparlanma yine toplumsal kaynaklarla desteklenmelidir. Afetten etkilenenlere yönelik başlatılan sosyal yardımların ve duygusal desteklerin, toplumsal bağları güçlendiren yönü göz ardı edilmemelidir. Özellikle yeniden inşa ve yeni normale dönme çabalarına yönelik gerçekleştirilen küçük büyük her türlü desteğin değer gördüğü ve toplumda birleştirici bir gücü olduğu açıktır. Bu süreçte farklılıklarına rağmen herkesin birlik ve beraberlik duygularının gelişmesi bireyler ve gruplar arası sosyal mesafeleri kısaltmakta, aradaki sosyal bağları ve sosyal sermayeyi güçlendirmektedir” dedi.

“Depremin İlk Gününde Başlatılan Dayanışma ve Yardımlaşma Ruhu Diri Tutulmalı”

Gündüz; “Medyada afet haberlerine giderek daha az sıklıkla yer verilmeye başlanması, insanların gerçekleşen afetin tahribatı ve büyüklüğü karşısında ihtiyaç duyulan yardım ve desteğe dair algılarını zayıflatabilir ve hayırsever tutumlarını sınırlandırabilir. Bu nedenle depremin ilk gününde başlatılan dayanışma ve yardımlaşma ruhu bundan sonraki süreçte de diri tutulmalıdır. Bu konuda her türlü medya aracının desteği sürmelidir” şeklinde konuştu.

“Koruyucu Önleyici Çalışmalara Odaklanılmalı”

Bundan sonraki aşamada olası afetlere karşı yerel, ulusal ve uluslararası paydaşlarla iş birliği gerektiren karmaşık ve çok yönlü bir sürecin planlanması gerektiğini vurgulayan Gündüz; “Ülkenin her bir yanındaki riskler belirlenerek, oluşma ihtimali yüksek yeni afetlere karşı toplumsal seferberlik ruhuyla yaklaşılmalı ve hızlıca önlemler alınarak hayata geçirilmelidir. Bu nedenle tüm toplum kesimlerine afet bilincinin yerleştirilmesine yönelik toplum temelli çalışmalar yapılmalı, bu yönde zorunlu eğitimler verilmelidir” dedi.

“Yeniden ve Kapsayıcı Kalkınma Politikaları Toplumu Güçlendirecektir”

Gündüz; “Deprem sonrasında sosyal yardımlar, istihdam, barınma, eğitim, sosyal hizmetler, toplumsal iyilik haline kavuşabilmeye yönelik her türlü sosyal düzenlemeler yeniden kalkınabilmede büyük önem taşımaktadır. Deprem sonrası fiziki yıkımın ortadan hızla kaldırılarak altyapı ve çevre iyileştirmeleri toplumların yalnızca yeni normale dönmesi için değil; aynı zamanda adil ekonomik büyümeye destek olması bakımından da önem taşımaktadır. Yaraları sarma ve sosyal yaşamı yeniden inşa etmede kırsal kesimin ve köylerin de planlamaya dahil edilmesi kapsayıcı kalkınma için gereklidir. Depremden etkilenen bölgelerde altyapıyı yeniden inşa etme, deprem öncesi sunulan hizmetleri yeniden kurgulama ve bölge insanına psikososyal destek sağlama temel stratejiler arasında yer almalıdır” diyerek yeniden kalkınma aşamasında hayata geçirilecek sosyal politikaların sadece sorunlara odaklanmayıp toplumu güçlendirerek direncini de arttıracağına işaret etti.

“İyileşme Sürecinde Yerel, Kültürel Dinamikler Göz Ardı Edilememeli”

Toplumsal yaraları sararken uygulayıcıların önceden formülize edilmiş çalışmalar yerine yerel bağlamı ve ihtiyacı dikkate alarak harekete geçmelerinin önemli olduğunu söyleyen Gündüz, “Özellikle kriz yönetimi, yas danışmanlığı, travma tedavisi, psikososyal destek gibi konularda yetkinlikleri bulunan meslek gruplarının afet sonrası saha çalışmalarına aktif bir şekilde katılmaları doğal bir beklentidir. Afetten etkilenenlerle çalışmada ırk, din, dil, etnik köken gibi farklılıkları dikkate alan çokkültürcü bir perspektife sahip olmak kuşkusuz çok önemlidir” ifadelerine yer verdi.

“Refakatsiz Çocuklar ‘Sahipsiz’ Değil”

Gündüz; “Afetten en fazla etkilenen incinebilir grupların başında çocuklar gelmektedir. Enkazdan kurtarılan, yakınlarını kaybeden çocuklara yönelik Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı iş birliğiyle birtakım çalışmalar yürütülmektedir. Bu süreçte Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından refakatsiz çocuk sorgulama sistemini hayata geçirilerek çocuklarını kaybeden ailelere kolaylık sağlanmaktadır. Sistem sayesinde 25 Şubata kadar 1453 çocuk, ailelerine teslim edilmiştir” şeklinde konuştu.

“Refakatsiz Çocukların Ruh Sağlığı İçin Uzmanlardan Destek Alınmalı”

Bundan sonraki süreçte refakatsiz çocuklar için psikososyal desteği de kapsayan yeni uygulama modellerine vurgu yapan ve önemli tavsiyelerde bulunan Gündüz; “Refakatsiz çocuklarla çalışacak meslek elemanlarına yönelik bu çocukları tanıma, ihtiyaçlarını anlama ve yanıtlamaya odaklanan özel eğitimler geliştirilebilir. Çocukların uzun süreli bakımı, korunması ve rehabilitasyonu için acil ihtiyaçlarını belirlemek ve kaynaklarla buluşturmak üzere fon oluşturulabilir. Refakatsiz çocukların ruh sağlığı ve tıbbi tedavi gerektiren hizmetlere, eğitim ve sosyokültürel uygulamalara erişimleri sağlanarak sosyal bağları kurma ve güçlendirmeleri sağlanabilir. Özellikle afetten kurtularak, vücut bütünlüğü ampütasyon nedeniyle bozulan çocukların ruh sağlığı üzerinde uzmanlardan destek alınmalı ve bundan sonraki hayata uyum çalışmaları desteklenmelidir” dedi.

“Afet Sonrası Sosyal Hizmet İhtiyacında Önemli Bir Artış Söz Konusu”

Gündüz, afet nedeniyle insanların hayatlarının beklenmedik şekilde alt üst olması, yakınlarını kaybetmeleri, incinebilir grupların savunmasız kalması, bazı bireylerin vücut bütünlüğünün bozulması, ciddi ölçüde maddi kayıp ve hasarın ortaya çıkması, afet sonrası yeni normale dönmede yaşanacak güçlükler ve daha pek çok sorunun bu dönemde sosyal hizmet ihtiyacını bir kez daha gündeme getirdiğini söyledi. “İnsanların hayatlarını yeniden inşa etmeleri ve yeni hayatlarına uyum sağlamalarını desteklemeye yönelik beslenme, barınma, istihdam, eğitim, sosyal yardım, psikososyal danışmanlık gibi çok aktörlü iş birliğini gerektiren kapsamlı uygulamalar sosyal hizmetlerin sunumunun etkili olmasında önem taşımaktadır. Bu süreçte sosyal hizmet uzmanları afetten etkilenenlere geçici barınma, gıda, giyim gibi yardımların temini dışındaki kaynakları koordine etme, incinebilir nüfusun ihtiyaçlarını belirleme, travmayla baş etmede diğer ruh sağlığı çalışanlarıyla iş birliğiyle hareket etme, problem çözme, krize müdahale, uzun dönemli ihtiyaçları belirleme gibi pek çok konuda görev almaktadırlar” diyerek afet sonrası dönemde sosyal hizmetlerin planlanması ve yönetilmesinde, sosyal hizmet profesyonellerine giderek daha fazla ihtiyaç duyulduğunu aktardı.

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

VakıfBank, PTT deplasmanında set vermedi

VakıfBank, Misli Sultanlar Ligi 22. hafta mücadelesinde PTT’ye konuk oldu. Sarı-siyahlılar, Ankara deplasmanında set vermeden kazanarak bu sezonki 19. galibiyetini aldı.

Türkiye’nin 2018’den bu yana tek şampiyonu VakıfBank, Misli Sultanlar Ligi 22. hafta mücadelesinde Ankara deplasmanındaydı. Sarı-siyahlılar, Başkent Voleybol Salonu’ndaki mücadelede PTT’yi 3-0 yenerek ligdeki galibiyet sayısını 19’a çıkarttı. 

Mücadelenin çekişmeli geçen ilk setinde VakıfBank son bölümünü etkili oynadı ve 25-22’lik skorla 1-0 öne geçti. İkinci sete hızlı giren sarı-siyahlılar, set boyunca üstünlüğünü korudu ve 25-13 ile durumu 2-0 getirdi. Son seti de 25-21 kazanan VakıfBank, bu sezon 13. kez ligde set vermeden kazandı.

VakıfBank’ta Derya Cebecioğlu 12 sayıyla karşılaşmanın en skorer ismi olurken; Paola Egonu 9, Chiaka Ogbogu ve Gabi 7, Aleksia Karutasu 6 sayı kaydetti.

VakıfBank sıradaki maçında CEV Şampiyonlar Ligi yarı final mücadelesini çıkacak. Üst üste 11. kez yarı finalde yer alan son şampiyon, 6 Nisan Perşembe 19.30’da Fenerbahçe Opet’i ağırlayacak.

PTT – VAKIFBANK: 0-3

SALON: Başkent Voleybol Salonu

HAKEMLER: İlknur Çakar, Ayşim Koşar

PTT: Yağmur Mislina Kılıç 3, Merve Tanyel 6, Büşra Güneş 3, Mori Eva Pavlovic 5, Bianka Busa 5, Janset Cemre Erkul 10, Sara Caric 5 Derya Çayırgan (L), Sema Nur Doluca (L), Derin Ezgi Taşdemir 1, Sude Naz Uzun 1

VAKIFBANK: Cansu Özbay 1, Gabi 7, Zehra Güneş 4, Paola Egonu 9, Derya Cebecioğlu 12, Chiaka Ogbogu 7, Ayça Aykaç (L), Aleksia Karutasu 6, Kübra Akman 1, Bahar Akbay 1, Kara Bajema 5, Buket Gülübay 1

SETLER: 22-25, 13-25, 21-25

SET SÜRELERİ: 26’ 18’, 25’

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Rusya ve Myanmar, Rüzgâr Enerjisi Projelerinde İşbirliği Anlaşması İmzaladı

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un rüzgâr enerjisi birimi NovaWind ile Myanmar’ın Primus Advanced Technologies şirketi,  rüzgâr çiftliği inşaat projelerinde işbirliği için üst düzey bir “yol haritası” belirlenmesi konusunda anlaşmaya vardı. 

172 MW’lık bir rüzgâr çiftliği inşa edilmesi konusunda işbirliğini öngören anlaşma,  NovaWind CEO’su Grigoriy Nazarov ve Primus Advanced Technologies CEO’su Kyaw Hla Win tarafından imzalandı. 

NovaWind CEO’su Grigoriy Nazarov anlaşmaya ilişkin şunları belirtti: “Kapsamlı uzmanlığımızı Rusya’da rüzgâr santralleri inşa ederek ve işleterek kanıtladık.  NovaWind stratejisinin esaslarından biri olarak, çalışmalarımızı daha da ileriye götürmeyi dört gözle bekliyoruz. Bu anlaşmanın imzalanması, Myanmar’da rüzgâr enerjisi projeleri geliştirmenin büyük potansiyelini ortaya çıkarmanın ilk adımını teşkil edecektir.

Ortaklarımızın işbirliğimize olan bağlılığını takdir ediyoruz. Uzun vadeli ve karşılıklı fayda sağlayacağımız bir ortaklık kurmakta kararlıyız. Myanmar Elektrik Enerjisi Bakanlığı’nın desteği sayesinde ortak projelerimiz, ulusal enerji karışımının çeşitlendirilmesine katkıda bulunacaktır.”

Primus Advanced Technologies CEO’su Kyaw Hla Win de anlaşmayla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “NovaWind ile oluşturduğumuz iş birliği yol haritasının, rüzgâr santrallerinin ülkemizde hayata geçirilmesi konusunda daha verimli ilerlememizi sağlayacağına inanıyorum. Bu, Myanmar’a, ulusal enerji sistemine ve bölge halkına sosyo-ekonomik faydalar sağlayacaktır.”

 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı