Aylık arşivler: Nisan 2023

Uludağ Ekonomi Zirvesi 2023 = Hayat Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İcra Kurulu Başkanı M. Avni Kiğılı: “Türkiye'nin ilk dijital bankası Hayat Finans ile mikro girişimcilerin en büyük destekçisi olmayı hedefliyoruz”

Ekonomi, siyaset ve iş dünyasının değerli isimlerini bir araya getiren Uludağ Ekonomi Zirvesi (UEZ 2023) Hayat Holding’in ana sponsorluğunda başladı. Zirvenin açılış konuşmasını yapan Hayat Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İcra Kurulu Başkanı M. Avni Kiğılı, içinde bulunduğumuz çağda sürdürülebilir ekonomik büyüme için, finansmanın da aynı oranda hızlı ve erişilebilir olması gerektiğine değindi.

Hayat Finans ile “Sermayenin tabana yayılabilmesi ve mikro düzeyde finansmana erişim” sağlanacak 

Konuşmasında küresel politik ve ekonomik dalgalanmaların iş süreçlerine etkisinden bahseden M. Avni Kiğılı, çözümün iş süreçlerinin verimlilik esasıyla yönetiminde olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Küresel politik ve ekonomik dalgalanmalar, hammadde tedariğinden lojistiğe kadar tüm iş süreçlerini etkilemeye devam ediyor. Dengelerin bu kadar hassas olduğu bir dönemde iş süreçlerinin verimlilik esasıyla yönetimi her zaman olduğundan daha önemli. Dijitalleşen dünyanın getirdiği imkanlar, ihtiyacımız olan bu verimliliği sağlamakta en güçlü araçlardan biri. Ancak etkileşimin bu kadar yüksek olduğu bir dünyada, sürdürülebilir ekonomik büyüme için, finansmanın da aynı oranda hızlı ve erişilebilir olması gerekir.” 

Türkiye’nin ilk dijital bankasını kurduklarını belirten Kiğılı, “Hayat Holding olarak, yeni yatırım alanımız olan bankacılığa bu bakış açısı ile adım attık ve Türkiye’nin ilk dijital bankası olan Hayat Finans Katılım Bankası’nı kurduk. Kısa bir süre önce faaliyet iznini alan Hayat Finans, şubesiz ve sadece dijital kanallardan hizmet veren bir banka olacak. Finansal imkanlara erişimin kolay ve daha az maliyetli olduğu bu model ile geleceği şekillendirecek mikro girişimcilerin en güçlü destekçilerinden biri olmak istiyoruz” dedi.

M. Avni Kiğılı, konuşmasında deprem bölgesini kalkındırmak için iş dünyasının güçlerini birleştirmesi gerektiğini de belirterek “Yaşamın neredeyse sıfır noktasına geldiği 11 ilimizi kalkındırmak için, iş dünyası olarak güçlerimizi birleştirmeli, bölge için uzun vadeli, kalıcı çözümler üretmeliyiz.  Çünkü ‘tek dünya ortak gelecek’ demek, aslında kader birliği demek” dedi. 

Sosyal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirlik parametrelerinin dünyamızın ortak geleceğini kurma yolundaki önemine dikkat çeken Hayat Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İcra Kurulu Başkanı M. Avni Kiğılı şöyle dedi: 

“Küresel ve yerel gündemin yoğun ve hızla değiştiği bir dönemdeyiz. Dünyamızın geleceği ve bizden sonraki nesillerin refah içinde yaşayabilmesi için zor bir sınav veriyoruz. Bu sınavı başarıyla tamamlamak için ise üretim ve tüketim gibi unsurlardan daha güçlü parametrelere odaklanmalıyız. O güçlü parametrelerin adı sosyal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirlik. Daha kalabalık ve daha fazla ihtiyacı olan bir dünyayı yönetebilmenin en önemli adımı kaynak kullanımındaki israfı önlemekten geçiyor” dedi.

Hedefimiz 100. yılımızda karbon nötr bir şirket olmak… 

Hayat Holding’in kaynakların kullanımındaki israfı minimuma indirmek için attığı adımlara ve hedeflerine değinen M. Avni Kiğılı, “İş süreçlerimizde çevresel etkiyi azaltmak amacıyla yaptığımız tüm sürdürülebilirlik faaliyetlerimizi ‘Hayata İyi Bakarız’ mottosu ile tanımlıyoruz. Bu mottonun ışığında bugüne kadar iş süreçlerimizde pek çok örnek uygulama gerçekleştirdik. Şirket olarak dünyanın en kıt kaynaklarından birinin su olduğundan hareketle, üretim süreçlerimizde kullanılan su miktarını en aza indirmek ve suyu kalite standartlarımıza uygun olarak yeniden kullanmak için özel mühendislik çözümlerini hayata geçiriyor, su tüketimimizi istikrarlı bir şekilde azaltıyoruz. Yer altı su kaynaklarını %50 daha az kullanıyor, atık su miktarını günden güne azaltıyoruz. 2023 yılı içerisinde ise yenilenebilir enerjideki üretim payımızı artıracak, güneş enerji santrallerimizi devreye alacağız. Tüm bu uygulamalar ile hedefimiz, 2037’de yani yüzüncü yılımızda karbon nötr bir şirket olmak” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

UEZ 2023'te kadının iş hayatının her alanında nasıl yer alabileceği konuşuldu

Bank of America Yatırım Bank A.Ş. sponsorluğunda gerçekleştirilen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin İş Yaşamı ve Refaha Katkıları” oturumunda, Türkiye’de ve dünyada kadının iş hayatının her kademe ve alanında daha iyi varlık gösterebilmesi için neler yapılabileceği, iş dünyasının önde gelen şirketlerinin bu amaç doğrultusunda ne gibi inisiyatifler aldığı ve ne gibi projeler yürüttüğü görüşüldü.

Moderatörlüğünü Bank of America Yatırım Bank A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Bank of America Türkiye Ülke Yöneticisi Banu Başar’ın yaptığı oturuma BigChefs Yönetim Kurulu Başkanı Gamze Cizreli, Meta Türkiye Ülke Direktörü İlke Toptaş, Insider Kurucu Ortağı ve CEO’su Hande Çilingir, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nurtaç Ziyal Afridi ve Teknosa Genel Müdürü Sitare Sezgin katıldı.

Banu Başar: “Sürdürülebilirlik adına daha vicdanlı kapitalizme ilerleniyor”

Bank of America Yatırım Bank A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Bank of America Türkiye Ülke Yöneticisi Banu Başar, “Büyük resme baktığımızda hepimiz zor günlerden geçiyoruz. Fakat insanlık bağlamında hepimiz umutla dayanışmayla daha iyi günler için kararlı bir şekilde ilerliyoruz. İş dünyası olarak odağımız sadece büyüme ve kâr olmamalı. Günümüzde sürdürülebilirlik adına daha vicdanlı bir kapitalizme doğru ilerleniyor. Ekonominin büyümesi ve sosyal gelişim, toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında kadın istihdamının desteklenmesi ve istihdam oranlarının yaygınlaşması ile mümkün. Kapsayıcı bir kurum kültürü ile tüm yönetici ve çalışanların kültür eşitliğine inandığı bir çalışma ortamı yaratmamız gerekiyor. Türkiye’deki tüm dünyada kadınların temsiline bakıldığında profesyonel iş hayatında kadınların genel iş gücüne katkısı yüzde 36,4; yönetimde bu oran yüzde 17 ve CEO temsilinde ise yüzde 3. Gelişmiş ülkelerde oranlar çok daha yüksek ve eşit durumda temsiliyet söz konusu” dedi.

Gamze Cizreli: “Kadınları tedarik zincirinde daha fazla görmeliyiz”

BigChefs Yönetim Kurulu Başkanı Gamze Cizreli: “Günümüzde dünyanın daha vicdanlı ve onarıcı liderlere ihtiyacı var. Aslında şirketler ve liderler sadece kendi ortaklarını daha yükseltmek dışında birçok toplumsal fayda da yaratmak zorundalar. Toplumsal cinsiyet eşitliği bu yüzden çok mühim. Kadınların bu konuda daha duyarlı olduklarını hepimiz biliyoruz. Kadın olmak, kadın çalışan olmak, kadın girişimci olmak çok kolay bir yolculuk değil. Sektörümüz özelinde kadın istihdamı düşük, zira birtakım toplumsal engeller var. Hiç olmazsa kadını tedarik zincirinde daha çok görelim. Türkiye’de kadın tarımda yüzde 40 oranlarında var olsa da sadece binde sekizi kendi işinin sahibi. Çoğu da zaten ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Devletin de kotalarla destek vererek toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına çalışmalar gerçekleştirmesi ve bunu el ele başarmamız gerekiyor” dedi.

İlke Toptaş: “Kız çocukları büyüdüklerinde belli bir yerden sonra cesaretlendirilmeye ihtiyaç duyuyorlar”

Meta Türkiye Ülke Direktörü İlke Toptaş, “Hem eşitlilik hem kapsayıcılık noktasında toplumsal cinsiyet eşitliğini bir iş olarak görmek gerekiyor. Meta Türkiye olarak hibrit çalışma oranımız yüzde 75 ve uzaktan çalışmayı ilk olarak kadınlar tercih ediyor. Pandemi sonrasında Instagram’da kadın girişimi ikiye katlandı. Yarattığımız platformda toplamda şu an grubun yüzde 89’u ihracat için bu platformda ve bu durum kadın girişimcilerin dünyaya açılması açısından çok değerli. Dijital becerilerin artması çok değerli. Kişisel beceriler olarak da kadınların geliştirilmesi, motivasyon sağlanması ve cesaretlendirilmesi gerekiyor. Maalesef kadın rol modellerin eksikliğinden kaynaklı olarak kız çocukları büyüdüklerinde belli bir yerden sonra cesaretlendirilmeye ihtiyaç duyuyor. Bu noktada rol modellerin ve sponsorlukların çok değerli olduğunu düşünüyorum” dedi.

Hande Çilingir: “Eşitsizlik en büyük motivasyonumuz olmalı”

Insider Kurucu Ortağı ve CEO’su Hande Çilingir, “Dünyada fonların ve yatırımcıların gerçekleştirdiği yatırımların yalnızda yüzde 8’inin bir kadın kurucu ortağı var. Özellikle bizim gibi belirsiz ortamlarda kararların bir kısmı veriye, bir kısmı hisse dayanıyor ve kadınların hissiyatının daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Bu durum bizlere avantaj ve mutluluk sağlıyor. Eşitsizlik en büyük motivasyonumuz olmalı. Teknoloji ve kadının bir arada olduğunda çıkan algıyla başa çıkmak ve algıyı değiştirmek için işimizin formunu iyi bilmemiz gerekiyor. Bu algıları yıkmak için, kadınların kelebek etkisi yaratmak için bir motivasyona sahip olması gerekiyor” dedi.

Nurtaç Ziyal Afridi: “Şirketler ve toplum olarak engelleri kendimiz yaratıyoruz”

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nurtaç Ziyal Afridi, “Yönetim kademelerimizde kadınların temsili yüzde 60, çalışanların ise yüzde 53. Nedenleri sorguladığımız zaman, aslında şirketler ve toplumsal kesimler olarak kendimize engeller koyduğumuzu göreceğiz ve aslında bunlar kendi yarattığımız engeller. Çeşitli faaliyetlerde kadınların ekonomiye katkısı göz ardı edilmemeli. Kadın start-up kurucularının yatırımlarını fonlamaya öncelik veriyoruz. Bütün şirketlerimizde böyle bir inisiyatif başlattık. Şirket olarak kendimize engeller koyuyorsak, bunları aştığımız zaman sadece cinsiyet eşitliği değil, kendimizi kısıtladığımız birçok konuda da önümüzü açmış olacağız. Kadınların çalışma hayatına ve tedarik değer zincirine katılımlarına teşvik edilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

Sitare Sezgin: “Toplumsal cinsiyet eşitliği olması gerektiği yere gelene kadar buna odaklanmalıyız”

Teknosa Genel Müdürü Sitare Sezgin, “Biz kadın olarak kendi cam tavanlarımızı kendimiz yaratıyoruz. Nedense siyaset, iş dünyası ve üretimde kadın istihdamında yüzde 50 oranlarına çok seviniyoruz. Aslında bunun devlet tarafından desteklenerek uzun süreli politikalarla olması gereken sayılara ulaşması gerekiyor.

Kadın liderlerin çoğunlukta olduğu şirketlerdeki farka bizzat şahit oldum. O yüzden ben de bir kadın yönetici olarak İK projelerinde eşitlik ilkesiyle hareket edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kadın yönetici sayısını artırmak için organizasyon gelişim programlarına önem vermek gerekiyor. Kadın çalışan oranımız geçtiğimiz 2 yılda yüzde 39’dan yüzde 51’e çıktı. Yönetim kadrosunda yüzde 40’lara ulaşmış durumdayız ama tabii ki bu oranlar yeterli değil. Toplumsal cinsiyet eşitliği, olması gerektiği yere gelene kadar buna odaklanılması gerekiyor” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

'Bir' Resim Sergisi AKM Galeride

Sanat eserleri platformu Poscop’un ilk sergisi ‘BİR’, 9 Mayıs’a kadar AKM Galeride sanatseverlerle buluşuyor. Parçalanmış dünyada ‘biz’ olabilmenin gücünü sorgulayan, farklı disiplinlerden 19 sanatçının eserlerinin yer aldığı karma sergi Darüşşafaka Cemiyeti’nin yararına gerçekleştirilecek.  

Sanat eserleri platformu Poscop, ilk etkinliğini Atatürk Kültür Merkezi iş birliğiyle, ‘BİR’ isimli yeni sergisiyle başlatıyor. ‘BİR’ sergisinde 19 sanatçının; resim, seramik, fotoğraf, baskı, heykel, dokuma gibi farklı sanat disiplinlerinden eserleri yer alıyor. Sanatçıların kendi başlangıç noktalarından yola çıkarak, bireysel tecrübelerini zengin dışavurumlarla yansıtan eserlerin yer aldığı sergi, parçalanmış dünyada biz olabilmenin gücünü sanat aracılığıyla sorgulama olanağı sağlıyor. 9 Mayıs tarihine kadar ziyarete açık olan serginin gelirinin yarısı, eğitimde fırsat eşitliği için Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlanacak.

Poscop’un kurucusu Servet Büyükkuşoğlu Akkaya koordinatörlüğünde gerçekleşen sergide; Ayla Bener, Azra Ayverdi Baydar, Batu/han Sicimoğlu, Burçin Belentepe, Can Akşit, Canan Harmancı Demirel, Filiz Karsan, Gökçen Atamgüç, Jale Karsan, Kalender Atakul, Melis Önalan Altıparmak, Murat Germen, Murat Aksoy, Ogeday Rodop, Orçun Beslen, Özgen Ulukutlu, Remzi Karabulut, Saliha Beyza Umurca, Sibel Karsan Akkaya’nın eserleri yer alıyor.  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Karşıyaka'da Geleneksel Çiçek Festivali Başladı

Karşıyaka Belediyesi tarafından düzenlenen 20. Çiçek Festivali, Bostanlı Pazar Yeri’nde düzenlenen renkli bir törenle kapılarını açtı. Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın ev sahipliğindeki törene CHP İzmir Milletvekili Adayları Salih Uzun ve Nurşen Balcı, meclis üyeleri, bürokratlar, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. Bayındır, Ödemiş ve Karşıyaka’dan yaklaşık 60 çiçek üreticisinin stant açtığı festivalde; çiçek çeşitleri, bahçe bitkileri, meyve ve ağaç fidanlarının yanı sıra bahçe malzemeleri, saksı, çiçek ilacı, toprak ve gübre gibi ürünler de satışa sunuldu. Ayrıca Karşıyaka Belediyesi’nin stadında halka çiçek ve bitki yetiştirme konusunda ücretsiz danışmanlık hizmeti verilirken, Kent A.Ş. standında da aperatif yiyecek ve içecek satışı yapılmaya başlandı.

“ÇİÇEK GİBİ KARŞIYAKA”

Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, festivalin açılışını yaptığı konuşmada şunları aktardı: “Bir Karşıyaka geleneğine dönüşen, her yıl aynı coşkuyla paylaştığımız Çiçek Festivalimiz 20 yaşında. Bu güzel ve anlamlı etkinlik, birçok değeri simgeliyor. Çiçek Festivalimiz, her şeyden önce doğaya saygımızı, sevgimizi, teşekkürümüzü simgeliyor. Bu eşsiz buluşma, kışın sonu bahardır sözünü kanıtlıyor ve biz her yıl umudun, sevincin, aşkın dile geldiği çiçeklerle Karşıyaka’nın farkını kanıtlıyoruz. İklim krizinin, çevre felaketlerinin ve hepimizi derinden yaralayan doğal afetlerin yıkım ve tehdidi altında yaşarken, Çiçek Festivali gibi buluşmaların hepimize anımsatması gereken şeyler var. Doğa bunca nimeti ve güzelliği hesapsız ve önyargısız biçimde bize sunarken, insanoğlunun aklı, bilimi, duyarlılığı ve sorumluluklarını unutması, akıldan ve bilimden uzaklaşması, iki günlük çıkarlar uğruna doğayla inatlaşması, bunlardan yalnızca bir kaçıdır. Bu unutkanlık canlarımızı bizden koparıyor, kaynaklarımızı tüketiyor, yaşam zincirini zedeleyip, bireysel ve toplumsal kalitemizi olumsuz yönde etkiliyor. Hepsinden önemlisi, çocuklarımızı, gençlerimizi ve yeryüzünün geleceğini düşünerek davranmamızı örseliyor. Festivalimizin, doğanın ve insan emeğinin ürünü olan her çiçeğin, bizlere bunları anımsatmasını diliyorum. Çiçek Festivalimiz,  ‘Çiçek Gibi Karşıyaka’ idealimizi ve çalışmalarımızı tazeleyip güçlendirirken, üretici ile tüketici arasındaki yolu kısaltıyor, daha ekonomik hale getiriyor, hepsinden önemlisi bir arada yaşamanın, ortak duyarlıklarda buluşmanın erdemini gösteriyor. Karşıyaka, bu konudaki duyarlığını her fırsatta gösteren, en güzel balkon ve bahçe yarışmasından atalık tohumlar üstüne yaptığı çalışmalarla zenginleştiren, güneş tarlalarından doğaya ve çevreye duyarlı akıllı binalara uzanan eylemlilikle her gün yeni adımlar atan bir yeryüzü cennetidir. Örnek olmayı, rol model kimliğimizle esin ve cesaret vermeyi kesintisiz biçimde sürdüreceğiz. Üreticilerimizin emeklerini saygıyla selamlıyorum. Bu etkinliğin gerçekleşmesine katkı veren her arkadaşıma teşekkür ediyorum. Sizleri saygıyla, sevgiyle, dostlukla, belediye başkanınız olmanın onuruyla selamlıyor, en içten dileklerimi sunuyorum. Kışın sonu bahardır ve o günler çok yakındır. Yaşasın Çiçek Festivalimiz, yaşasın Karşıyaka’mız.”

“BİZE GÜZEL GÜNLERİ ANLATIYOR”

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Adayı Nurşen Balcı ise Çiçek Festivali’nin baharı getirdiğini ifade ederek “20 yıldır düzenlenen bu festival için öncelikle Belediye Başkanımız ve ekibine teşekkür etmek istiyorum. Çiçek Festivali aynı zamanda Mart’ı, baharı, güzel günleri bize anlatmakta. Gelecek güzel günlerin çok yakın olduğunu hepimiz biliyoruz. Çok az bir süre kaldı, seçimlere giderek yaklaşmaktayız. Biz istiyoruz ki her yer İzmir gibi, Karşıyaka gibi olsun. Ben inanıyorum böyle olacağına. Hep birlikte baharı getireceğiz” diye konuştu.

“KIŞI BİTİRİYORUZ”

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Adayı Salih Uzun ise Çiçek Festivali’nin önemli bir etkinlik olduğunu dile getirerek “Gerçekten Karşıyakalılara, Karşıyakalı olmanın onurunu gururunu yaşatıyorsunuz, Karşıyakalılar adına sizlere teşekkür ediyorum. Başkanımızın dediği gibi kışın sonu bahardır, kışı bitiyoruz. Bu çiçek festivali ile birlikte baharın geldiğinin habercisi olarak bu günü yaşıyoruz. Bu festival ve bu bahar kutlamamız bir prova. Asıl kışı, ülkemizin yaşadığı başka bir kışı 14 Mayıs’ta bitireceğiz, asıl baharı inşallah 14 Mayıs’ta hep birlikte yaşayacağız. Biz burada bunu başaracağız, ben bunu görüyorum. Bütün seçim çalışmalarında İzmir’de işlerin daha iyiye gittiğini görüyorum, önceki seçimlere göre de çok daha iyiyiz” dedi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Son yıllarda adından sıkça söz edilen, figüratif yapıtlarında birey-zaman-toplum konularıyla dikkat çeken sanatçı Sevinç Çiftci, 'AYNI ELMA YENİ DÜNYA' Solo Sergisi İle 6-27 Mayıs 2023 tarihlerinde Galeri Diani'de!

Figüratif resmin dikkat çeken ve önemli temsilcilerinden sanatçı Sevinç Çiftci’nin “Aynı Elma, Yeni Dünya” isimli solo sergisi, Galeri Diani ev sahipliğinde 6 Mayıs 2023 tarihinde açılıyor. Yapıtlarında birey-zaman-toplum ilişkilerine dair temalara öncelik verdiğini bildiğimiz sanatçı Sevinç Çiftci yine yapıtlarında sorgulamaya devam ederek bu kez “bireyin kendini onarma” süreçlerini konu ediyor.

Sevinç Çiftci, “Algımızı zorlayan, kontrolümüzü aşan büyük bir yeryüzü gerilimine tanıklık ettiğimiz bu dönemde, öznel bellek deneyimlerimi kolektif olana işaret etmek için araçsallaştırmayı seçtim” diyor.

Kimi resimlerinde “yaralı bir maskülen”, eril’e ait kırılganlığı öne çıkarmak istercesine belirirken, gözü kapalı otoportrelerde ise düzenin tümden reddine dayalı bir arzuyu hissettiriyor. 

Sevinç Çiftci, “Her zamanki gibi umut ve dirence ilişkin metaforları resimlerimde sıklıkla izleyicinin karşısına çıkartıyorum” diye açıklıyor. Yapıtlarında, nesneler lekenin ve çizginin soyut, otonom varlıklar olarak kendi akış ve hareketine kapılmış görünse de, bu biçimler sağlam bir kavramsal altyapıyı oluşturacak içeriği görünür kılmaya çalışıyor.

Sanatçının üretim pratiğini, giderek çoklu bir kavrayışa izin verecek biçimde şekillendirdiğini görüyoruz. Boyanın içinde beliren imgeler izleyiciye adeta zamanın içinde beliren anlar olduğunu hissettiriyor. Sanatçının kullandığı imge, bellekteki görünümüne ulaşmak için adeta parçalanıyor. Bu da bize  belleğin işleyişini anımsatıyor.

Sevinç Çiftci izleyiciyi boyanın her türlü olasılığa açık güçlü deviniminin yanı sıra, sıklıkla kullanılan imgelere baktığımızda tanımlaması güç, metaforik estetik bir dizgeyle karşılaştırıyor.

AYNI ELMA YENİ DÜNYA sergisi,  siz izleyicileri 6 Mayıs -27 Mayıs 2023 tarihleri arasında  Galeri Diani’ye bekliyor.

Sevinç Çiftci Kimdir?

1976’da İstanbul’da doğdu. 1997 yılında M.Ü.G.S.F. Resim bölümünden mezun oldu. Sinema ve TV alanında Sanat Yönetmenliği mesleğini 10 yıl boyunca sürdürerek birçok proje için kostüm ve dekor tasarımı gerçekleştirdi. Ardından, “Türvak Sinema Televizyon Okulu”nda “Sanat Yönetmenliği” eğitimi verdi. 2008’de Oluşum Drama Enstitüsü’nde “Drama Liderlik Programı”nı tamamlayarak aynı kurumda “Sanat Akımları ve Drama” konulu dersi yürüttü. Birçok bienal ve fuarda çocuklarla drama atölyesi gerçekleştirdi. 2012 yılında İtalya’da Florence Academy of Art “Painting Figure in Oil” programına katılan sanatçının eserleri ulusal ve uluslararası sergilerde yer aldı. 2017 ve 2019 yıllarında Galeri Diani’de iki kişisel sergi açtı. 2016’da Almanya’nın Nürnberg şehrinde katıldığı karma sergi sonrasında 2018 yılında Berlin’de kişisel sergisi gerçekleşen sanatçı, sanatta yerellik ve evrensellik kavramlarına yoğunlaştı.

Bugüne kadarki çalışmaları ağırlıklı olarak çocukluk, büyüme, geleneksel ve toplumsal normlar, cinsiyet algısı, birey-zaman-toplum ilişkileri gibi konular etrafında şekillenen sanatçı halen M.S.G.S.Ü. Resim Yüksek Lisans programına devam etmektedir

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Mayıs TOD'la güzel!

Dijital içerik platformu TOD dünyada izlenme rekorları kıran dizileri, gişe rekortmeni yerli ve yabancı filmleri, birbirinden popüler ve kaliteli orijinal içerikleriyle sizi yine ekran başına çekecek!

TOD, Mayıs ayında yeni sezonuyla Rus İmparatoriçesinin entrikalarla dolu yükselişini anlatan, Tony McNamara imzalı dönem dizisi “The Great”, popüler kültürde büyük ses getiren “Çılgın Hırsız (Despicable Me)” adlı animasyondan türeyen “Minyonlar” serisinin ikincisi “Minyonlar 2: Gru’nun Yükselişi (Minions: The Rise Of Gru)” ve arkeolog Tad’in maceralarını anlatan animasyon serisinin üçüncüsü “Hazine Avcısının Maceraları ve Zümrüt Tablet (Tad the Lost Explorer and the Emerald Tablet)” ile izleyicilerine eğlence dolu bir seyir keyfi sunuyor. TOD izleyicilerini Mayıs ekranında, TV’de ilk kez ekrana gelecek filmler arasında 2022 Cannes Film Festivali’nden “Jüri Büyük Ödülü” ile dönen Claire Denis imzalı “Öğle Güneşinde Yıldızlar (Stars At Noon)” filminin prömiyeri de bekliyor. 

İlmek İlmek Anadolu! 

  • Yepyeni TOD ORIGINALS içeriği “İlmek İlmek Anadolu” geleneksel dokumanın izlerini Anadolu’da sürüyor. Belgesel, Anadolu’nun ipekten tiftiğe, yünden keçeye uzanan köklü tekstil kültürünün halen yaşayan son ustalarıyla gelecek arasında köprü kurmak için yollara düşüyor. Hereke’den Ödemiş’e, Hatay’dan Denizli’ye kadar nerede çalışan bir geleneksel dokuma tezgâhı varsa oraya uzanan “İlmek İlmek Anadolu kamerası, bir kültürel devamlılığın kahramanlarını ortaya çıkartmakla kalmayıp o emsalsiz dokuları geleceğe aktarma yollarını da sorguluyor. “İlmek İlmek Anadolu”, 22 Mayıs’tan itibaren her Pazartesi 2 bölümüyle TOD’da.

Beklenen sezonlar ve yeni diziler yine TOD’da!

  • “The Great” in üçüncü sezonunda kocası Peter’ı (Nicholas Hoult) darbeyle indiren Catherine (Elle Fanning), Rusya’yı iyice avucunun içine alıyor. Catherine, en iyi siyasi liderlerin bile ilerlemek için bazen taviz vermeleri gerektiğini öğrenmek zorunda kalacaktır. Rusya’nın en uzun süre tahtta kalmayı başaran hükümdarlarından biri olan  Büyük Katerina’nın hikayesini eğlenceli bir dille anlatan ve ilk iki sezonu TOD’da yer alan dizi, üçüncü sezonuyla 26 Mayıs tarihinden itibaren, her Cuma yeni bölümüyle,
  • 4 kız kardeşin sırlar, yalanlar ve aşklarla örülü hikayelerini anlatan yepyeni komedi dizisi “Dreamland”in hikayesi 2018 BAFTA ödüllü kısa bir filmine dayanıyor. İngilizlerin alternatif pop yıldızı Lilly Allen’ın da oyuncuları arasında yer aldığı dizide Allen’a, “Doctor Who” ve “Matrix Resurrections” filmlerinden çok iyi tanıdığımız ünlü oyuncu Freema Agyeman eşlik ediyor. “Dreamland”, 23 Mayıs tarihinden itibaren her Salı yeni bölümüyle, TOD’da.

Mayıs ayında harika animasyonlar ve ödüllü filmler TOD’da!

  • 2013 yapımı müthiş ses getiren animasyon “Çılgın Hırsız (Despicable Me)” filminin devamı olan “Minyonlar” serisinin ikincisi “Minyonlar 2: Gru’nun Yükselişi (Minions: The Rise Of Gru)”, Illumination Entertainment stüdyolarının animasyon sevenler için kaçırılmayacak yapımlarından biri olarak TOD ekranlarına geliyor. Film, Minyonlar adlı sarı renkli küçük ve sevimli karakterlerin animasyon ve görsel efektlerin mükemmel bir şekilde kullanıldığı maceralarını sunuyor. Tüm dünyada 1 milyar dolara yakın gişesiyle hasılat rekorları kıran animasyon, sinemalardan sonra TV’de ilk kez 1 Mayıs Pazartesi,
  • Mayıs ayında TOD ekranlarında TV’de ilk kez ekrana gelecek ödüllü filmler arasında Cannes’da Altın Palmiye’den sonraki en prestijli ödül olarak kabul edilen ‘Jüri Büyük Ödülü’ ile festivalden dönen Claire Denis imzalı “Öğle Güneşinde Yıldızlar (Stars at Noon)” filmi de bulunuyor. ABD’li yazar Denis Johnson’ın Nikaragua’daki deneyimlerini anlattığı aynı adlı romanından uyarlanan, tutku ve heyecan dolu filmde başrolleri Margaret Qualley ve Joe Alwyn paylaşıyor. “Stars At Noon”, sinemalardan sonra TV’de ilk kez 21 Mayıs Pazar,
  • Arkeolog Tad’in maceralarını anlatan serinin üçüncü filmi “Hazine Avcısının Maceraları ve Zümrüt Tablet (Tad the Lost Explorer and the Emerald Tablet)” arkeolog meslektaşları tarafından değer ve saygı görmeyi bekleyen fakat sakarlığa müsait mizacı ile işleri karıştıran Tad’in, bir lahiti yanlışlıkla tahrip etmesi sonrası gelişen eğlence dolu olayları konu ediniyor. Aksiyon yüklü film, 16 Mayıs Salı sinemalardan sonra TV’de ilk kez TOD ekranında.

TOD Dilediğin Zaman Dilediğin Yerde!

TOD’dan popüler dizi, film ve belgeselleri izlemek isteyenler, yıllık paket ile ayda 19,90 TL’den başlayan fiyatlarla kutusuz, kurulumsuz anında internet üzerinden TOD üyesi olabiliyorlar. TOD mobil uygulamasını Google Play ve App Store’dan indirebilir, todtv adresinden tek tıkla tüm içeriklere dilediğiniz zaman dilediğiniz yerden ulaşabilirsiniz. TOD’a ayrıca Apple TV, Android TV ve Smart TV’lerden de erişebilirsiniz. Digiturk uydu üyeleri ise paketleri kapsamındaki içerikleri beIN CONNECT’ten izleyebiliyorlar. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Beşiktaş JK'dan, deprem bölgesi çocukları için “Bu Kitap Sana Arkadaşım" kampanyası…”

Beşiktaş JK, “Bırakmam Seni Türkiyem” kapsamındaki “Bu Kitap Sana Arkadaşım” kampanyasını Galatasaray derbisinde hayata geçiriyor… Tüm taraftarlardan, deprem bölgesindeki çocuklara bağışlanacak çocuk kitaplarını, 30 Nisan 2023 Pazar günkü derbiye getirmeleri isteniyor. 

Ahmet Nur Çebi: “Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımla birlikte deprem bölgesinde yaptığımız ziyaretlerde bizi en çok etkileyen gerçek, çocuklarımızın ve okullarımızın hali oldu. Bu nedenle yardım projelerimizin daha çok çocuklarımız odaklı olmasına karar verdik. Beşiktaş JK olarak depremden etkilenen illere okul yaptırma, kurduğumuz Çadır Kent’lerde oluşturduğumuz oyun çadırları ve tüm dünyanın dikkatini deprem felaketine çekmiş ‘Bu Oyuncak Sana Arkadaşım’ projelerini hayata geçirdik. Şimdi de, camia olarak yaptıracağımız okullar başta olmak üzere, deprem bölgelerindeki okulların; kurduğumuz Çadır Kentlerin; bölgelerdeki spor okullarımızın; depremden kurtulmuş bölge kütüphanelerinin kitap ihtiyacını karşılayacak ‘Bu Kitap Sana Arkadaşım’ projemizi hayata geçiyoruz. Tüm taraftarlarımızdan, bağışlayacakları çocuk kitaplarını derbi maçına getirmelerini bekliyoruz. Yanlarında getirecekleri kitaplarının ön yüzüne, deprem bölgesinde bulunan çocukların yüzlerini gülümsetecek şekilde, çocuklardan çocuklara birkaç cümle ile destek vermelerini bekliyoruz. Ayrıca bu proje için Doğan Çocuk ile işbirliğine girdik. Derbi maçında yanında kitap getiremeyen taraftarlarımız, stadımızda kitap satın alarak destek verebilirler.”

 

120 yıllık tarihiyle ülkemizin en köklü ve Avrupa’nın da ender kulüplerinden birisi olan Beşiktaş JK“Bırakmam Seni Türkiyem” projesi kapsamındaki “Bu Oyuncak Sana Arkadaşım” aksiyonundan sonra; deprem bölgelerindeki çocuklarımızın kitap ihtiyaçlarını desteklemek amacıyla, “Bu Kitap Sana Arkadaşım” isimli, tüm Türkiye’ye yayılacak çocuk kitapları kampanyası başlatıyor. 

 

Kampanya Galatasaray derbisi ile start alıyor… Bağışlanan Kitaplara Bir Önsöz de Senden Olsun

Projeye, 30 Nisan 2023 Pazar günü, Beşiktaş JK’nin ezeli rakibi Galatasaray ile Vodafone Park’ta yapılacak derbi ile start verilecek. Bu anlamlı projeye destek olmak isteyen taraftarlar kütüphanelerinde bulunan çocuk kitaplarını yanlarında getirerek gişelere kurulacak olan kumbaralara bırakabilecekler. Getirilen kitaplara çocuklardan, deprem bölgesindeki arkadaşlarına birer mesaj yazarak destek olunması konusunda da duyuru yapıldı. Yanlarında kitap getiremeyen taraftarlar ise, Doğan Çocuk’un kuracağı stantlardan uygun ve sabit fiyatlı çocuk kitap ve dergileri satın alıp bağış yapabilecekler.

 

Çebi: “Deprem bölgesinde çocuklarımızın ve okulların halinden çok etkilendik. Projelerimiz daha çok çocuklarımız odaklıdır.”

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Beşiktaş JK Başkanı Ahmet Nur ÇebiBeşiktaş JK Yönetim Kurulu ile deprem bölgesi ziyaretleri sırasında en çok etkilendikleri durumun çocuklar ve okulların hali olduğunu vurgulayarak; “Tam da bu nedenle yardım projelerimizin daha çok çocuklarımız odaklı olmasına karar verdik. Beşiktaş JK olarak orta ve uzun vadede depremden etkilenen illere okul yaptırma, kurduğumuz Çadır Kent’lerde oluşturduğumuz oyuncak çadırları ve tüm dünyada ses getirmiş ve küresel dikkati deprem felaketine çekmiş ‘Bu Oyuncak Sana Arkadaşım’ projelerini hayata geçirdik. Şimdi de, camia olarak yaptıracağımız okullar başta olmak üzere, deprem bölgelerindeki okulların; kurduğumuz Çadır Kentlerin; bölgelerdeki spor okullarımızın; depremden kurtulmuş bölge kütüphanelerinin kitap ihtiyacını karşılayacak ‘Bu Kitap Sana Arkadaşım’ projemizi hayata geçiyoruz. Tüm camiamızdan, bağışlayacakları kitapları derbi maçına getirmelerini bekliyoruz. Yanlarında getirecekleri çocuk kitaplarının ön yüzüne, deprem bölgesinde bulunan çocuklara moral olacak ve yüzlerinde tebessüm oluşturacak, çocuklardan çocuklara birkaç cümle ile destek vermelerini bekliyoruz. Ayrıca bu proje için Doğan Çocuk ile yine deprem bölgelerine gönderilmek üzere, uygun fiyatlı kitap satış kampanyasını da hayata geçiriyoruz. Derbi maçında yanında kitap getiremeyen taraftarlarımız, stadımızda kitap satın alarak bağışta bulunabilirler.” dedi. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Arçelik, Teknofest'te Siber Güvenliğe Dikkat Çekti

Arçelik, Türkiye’nin ilk ve tek havacılık, uzay ve teknoloji festivali Teknofest’te Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nin düzenlediği Hackmasters Siber Güvenlik Yarışması’nda akıllı cihazlar için geliştirdiği çözümler ve senaryo ile destek verdi. 

Arçelik, havacılık, uzay ve teknoloji festivali Teknofest’te inovatif teknolojilerini ve akıllı cihazlar için geliştirdiği siber güvenlik çözümlerini sergiledi. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’nin Teknofest 2023 kapsamında düzenlediği Hackmasters Siber Güvenlik Yarışması’nın yarışma paydaşı olan Arçelik, final etabında akıllı beyaz eşyaların siber güvenliğine odaklandığı bir mizansen hazırladı. 

Arçelik Siber Güvenlik Ekibi, 1000 in üzerinde yarışmacı arasından finale kalan 20 katılımcının yarıştığı final etabı için beyaz eşyaların yazılımlarına bilinçli olarak IoT Siber Güvenlik zafiyetleri yerleştirdi. Yarışmacılar, bu zafiyetleri bularak ilerledikleri final etabında birincilik için mücadele etti. 

Dijital dönüşümün hızla gerçekleştiği bir dönemde bilgi teknolojileri güvenliğinin önemine vurgu yapan Arçelik Üretim ve Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nihat Bayız, “İnternete bağlanabilir akıllı cihazların sayısı her geçen gün artıyor. Özellikle beyaz eşya, robot süpürge gibi günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız ev aletleri için siber güvenlik konusu ilk sıralarda yer alıyor. IoT cihazların siber güvenliği için başkaları tarafından kontrol edilmemesi, ürettiği verilerin güvenli bir şekilde iletilebilmesi, saklanması veya başka hedeflere saldırı amaçlı kullanılamaması önem arz ediyor. Biz de Arçelik olarak siber güvenlik konusunda büyük bir hassasiyetle çalışmalarımızı yürütüyor, tüketicilerimizin verilerini uçtan uca korumayı hedefliyoruz. Dünyada internete bağlanabilir beyaz eşyalarda siber güvenlik amaçlı özel bir kripto çipi olan Hardware Security Module’u kullanan ilk şirketlerden biriyiz. Ayrıca uluslararası alanda ileri düzey birçok farklı siber güvenlik sertifikasına sahip beyaz eşyalar üretiyoruz. IoT Siber Güvenlik ekibimiz ile bu alandaki başarılarını ödülle taçlandırarak 2018 yılında İngiltere’deki IoT Security Foundation tarafından yılın IoT siber güvenlik şampiyonluğu ödülünün de sahibi olduk. Yenilikçi ürün portföyümüzle, daha bağlantılı ve dijitalleşen bir dünya için yenilikçi ve akıllı çözümler geliştiriyoruz. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’mizin düzenlediği Siber Güvenlik Yarışması’na çözümlerimizle destek vermekten memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Arçelik, Teknofest’te inovatif teknolojilerinden bazılarını da ziyaretçilerle buluşturdu. Ankastre fırın, bulaşık makinesi, kameralı buzdolabı, robot süpürge, Android TV ve küçük ev aletleri ürünlerinin sergilendiği stand büyük ilgi çekti. 

Stantta yer alan ürünlerden kameralı buzdolabı, içerisindeki iki kamera ile malzemeleri görerek HomeWhiz mobil uygulaması üzerinden malzemelerin takibini kolaylaştırıyor. Ankastre fırın ve bulaşık makinesi, akıllı kablosuz ağ bağlantıları ile Homewhiz uygulaması üzerinden kontrol edilebiliyor. HobEx, ocak içi davlumbaz teknolojisi ile iki ürünü bir arada sunuyor, pişirme sırasında ve sonrasında yemek kokularını önlüyor. Sıcaklık sensörlü davlumbaz ise ısı oranına göre çalışma kademesini otomatik olarak ayarlayabiliyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Teknolojiye Dayalı Yaklaşımlarla Afetin Etkilerinin Hafifletilmesi Mümkün

Sabancı Üniversitesi’nin bu yıl üçüncüsünü düzenlediği “Teknolojinin Gücüyle Geleceğe” Webinar Serisi’nin 2023 programı başladı. “Afetlere Karşı Teknolojinin Gücü” başlığıyla gerçekleşen bu yılın ilk seminerinde Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Erchan Aptoula, Berrin Yanıkoğlu ve İbrahim Tekin, teknolojiye dayalı yaklaşımlarla afetin etkilerinin azaltılabileceğine ve iletişim alt yapısının kesintisiz çalışabileceğine dikkat çekti.

Sabancı Üniversitesi’nin kamu ve özel sektör yöneticilerini bilim ve teknoloji ile buluşturmak üzere bu yıl üçüncüsünü düzenlediği “Teknolojinin Gücüyle Geleceğe” Webinar Serisi’nin 2023 programı başladı. Webinar Serisi’nin ilk semineri 27 Nisan Perşembe günü “Afetlere Karşı Teknolojinin Gücü” konusunda gerçekleşti. 

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyeleri Erchan AptoulaBerrin Yanıkoğlu ve İbrahim Tekin’in katılımıyla gerçekleşen seminerde, uzaktan algılamadan yapay zekaya, bilgisayarla görülen iletişim teknolojilerine kadar afetlere karşı kullanılabilecek güncel teknik olanaklar üzerinde duruldu. 

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berrin Yanıkoğlu, çevrim içi bağlandığı seminerin açılışında yaptığı konuşmada, “Tüm ülkeyi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremin ardından Sabancı Üniversitesi’nde öğretim üyeleri olarak biz kendi alanlarımızda neler yapabiliriz? diye konuşmaya başladık. Bu seminerlerin konusu da aslında biraz böyle ortaya çıktı” dedi. 

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Tekin, yaklaşık 20 yıldır elektromanyetik, anten, mikrodalga gibi konular üzerinde ders verdiğini ve bu konularda araştırmaları olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Ben birebir afet konusunda araştırma yapmıyorum ama sonuçta en büyük kullandığımız günümüzün en büyük teknolojisi, iletişim teknolojisi. Elekromanyetik dalgalar iletişim teknolojisinin temelinde olan teoridir. Frekans yükseldikçe ve çoğumuzun bir noktadan bir noktaya bilgi iletişimi için kullanmamız gereken milimetrik dalga, mikro dalga mobil telefonların kullanıldığı frekanslara ulaşıyoruz. Çok düşük frekansta bir pili kullanarak bir yerden bir yere bilgiyi iletemezsiniz. Türkiye’de herhalde 85 milyonun 60 -70 milyonun cep telefonu vardır. Bu da geri planda olan şebekelerin çok iyi olmasını gerektiriyor.”

VAR OLAN BAZ İSTASYONLARININ RÖNTGENİNİ ÇEKMELİYİZ

Depremde cep telefonu şebekesinin kullanılamadığını hatırlatan Prof. Dr. İbrahim Tekin, “Bunun nedenlerini iyi anlamak ve aynı sorunları yaşamamak için önlem almalıyız. Yani var olan şebekelerin bir röntgenini çekmeliyiz” diyerek, şu bilgileri verdi:

“Türkiye’de yaklaşık 200 bin, dünyada 20 milyon baz istasyonu var. Bunun yüzde 1’i Türkiye’de, 50 bini İstanbul’da. Deprem bölgesindeki 9 bin baz istasyonunun üçte biri yıkılmış. Çoğunlukla bu baz istasyonlarını binaların üzerine koyuyorlar. Baz istasyonlarının çok daha sağlam yerlerde olması ve elektriğinin kesilmemesi gerekir. Enerjisinin en azından bir süre kesilmemesini sağlayacak şekilde yapılması lazım. Şebekede enerji olsa bile afetlerde yangın çıkmasın diye şebekenin enerjisini kapatıyorsunuz. O zaman da baz istasyonu çalışmıyor. Baz istasyonları ya sağlam binaların üstüne ya da baz istasyonlarına has direklere kurulmalı. Örneğin İstanbul’da baz istasyonları aydınlatma direklerinin üstüne rahatlıkla kurulabilir. İletişim alt yapısını diğer alt yapılardan bağımsız hale getirmeniz lazım. Her şey birbirine bağlı olduğu zaman bir şey koptuğunda hiçbir şey çalışamaz hale geliyor.”

UZAKTAN ALGILAMA TEKNOLOJİLERİYLE AFETİN ETKİLERİ AZALTILABİLİR 

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erchan Aptoula ise bilgisayar mühendisi olarak 10 yıldan fazladır uydu görüntülerinin çözümlenmesi üzerine çalıştığını belirterek, uzaktan algılama teknolojilerinin afet yönetiminde nasıl katkı sağlayabileceğini şöyle anlattı:

“Uzaktan algılama teknolojileri, uzaydan tarlalardaki hastalıkların tespit edilmesini mümkün kılabiliyor. Elbette en önemli uygulamalardan biri de afet yönetimi.  Uzaktan algılama afet yönetiminde neler yapabiliyor? Afetten hemen sonra müdahale aşaması ilk adım. Bu afet nelere sebep oldu? Hasar nerede? Hangi seviyede? Biraz daha uzun vadede ise iyileşme aşaması; bu da artık yeniden yapılanmaya doğru geçilen aşamayı ifade ediyor. Afet öncesinde ise yakın vadede tabii ki hazırlık; örneğin erken uyarı sistemi. Yağmur yağıyor, yağmur miktarına ve zeminin durumuna bağlı olarak acaba bir sel gerçekleşecek mi? Gerçekleşecek ise tabii ki bir erken uyarının verilmesi gerekiyor. Veya daha uzun vadede hafifletmeye yönelik hazırlıklar; örneğin, risk haritalarının hesaplanması. Evet İstanbul’da da bir depremin gerçekleşmesini bekliyoruz. Ne zaman olacağını bilmiyoruz. Hafifletmek için risk haritalarını çıkarabiliriz. Elbette ki doğal afetlerin tam olarak engellenmesi mümkün değil. Fakat teknolojiye dayalı yaklaşımlarla afet yönetim teknikleriyle bu etkilerin hafifletilmesi gayet mümkün.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Trend Micro'da Türk yöneticilerin yükselişi devam ediyor

Türkiye’de ve diğer bölgelerde birçok başarılı çalışmaya imza atan Trend Micro’da üst düzey pozisyonlara atanan yöneticilerin sayısı artıyor ve görev alanları daha da genişletiliyor.

Son yıllarda hızlı karar verme, esneklik ve baskı altında yüksek performans gösterme gibi özellikleri ile öne çıkarak dünya genelinde tercih edilen bir kesim haline gelen Türk yöneticiler küresel şirketlerin dikkatini çekmeye devam ediyor. Diğer taraftan ulusal ve uluslararası birçok kuruluş çalışan sayısını azaltmayı ve küçülmeyi tercih ederken Trend Micro, büyümeye devam ediyor ve bu büyümede Türk yöneticilere güveniyor. Bu doğrultuda Türk yöneticilerin deneyimlerinden daha fazla faydalanmak isteyen Trend Micro geçtiğimiz aylarda Türkiye’de görev yapan çeşitli yöneticilerin görev alanlarını genişletmiş ve üst düzey pozisyonlara getirmişti. Bu atamaların ardından elde edilen başarılar sonrasında Trend Micro, üç üst düzey atama daha gerçekleştirerek Türk yöneticilerin görev alanını genişletti. 

Canan Dumanay, Asya Pasifik, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Finans ve Kamu Sektörü İş Geliştirme Direktörü; Hasan Gültekin, Akdeniz Ülkeleri Bölge Müdürü ve Yakup Börekcioğlu, Asya Pasifik, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Finans ve Kamu Sektöründen Sorumlu Başkan Yardımcısı görevine getirildi.

Türk yöneticileri tercih eden küresel şirketin sayısı her geçen gün artıyor

Ekonomik krizler ve diğer zorlukların üstesinden gelme konusunda başarılarıyla dikkat çeken Türk yöneticilerin küresel alanda yükselişi devam ediyor. Dünya genelinde önde gelen şirketlerde görev yapan Türk yöneticilerin sayısı giderek artıyor. Bu durumun farkında olan Trend Micro, Türkiye ve diğer bölgelerde görev yapan Türk yöneticilerin tecrübelerinden ve bilgi birikimlerinden faydalanmak için görev alanlarını genişletmeye ve yeni pozisyonlara atamaya devam ediyor. Trend Micro’daki Türk yöneticilerin yükselişinin önümüzdeki dönemde de devam etmesi bekleniyor.

Canan Dumanay

Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Canan Dumanay, çalışma hayatına 2011 yılında KoçSistem’de operasyon sorumlusu olarak başladı. 2014 yılında Mevcut Müşterilerden Sorumlu Satış Yöneticisi olarak Trend Micro ailesine katılan ve Satış Operasyonları Direktörü olarak görevine devam eden Dumanay, şu anda Asya Pasifik, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi (AMEA) Sektörel Satış İş Geliştirme Direktörü olarak görev yapıyor. 

Hasan Gültekin

İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünü mezunu olan Hasan Gültekin, HP, Oracle Türkiye ve İsviçre’de, Intel Türkiye, Microsoft Türkiye ve Trend Micro’da yurtiçi ve yurtdışı satış alanlarında çeşitli yöneticilik görevlerinde bulundu. Trend Micro’dan önce Blue Coat Systems’ta Ülke Müdürü olarak görev alan Hasan Gültekin, 2018 yılında Türkiye ülke müdürü olarak Trend Micro ailesine katıldı. Gültekin, Trend Micro’da şu anda Akdeniz Ülkeleri (Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs ve Malta) Bölge Müdürü olarak görev yapıyor.

Yakup Börekcioğlu

1993 yılında Hacettepe Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Yakup Börekcioğlu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin Elektrik Elektronik Bölümü’nden Yapay Zeka üzerine master derecesi aldı. İş hayatına 1993 yılında ASELSAN’da Üretim Kalite Güvenliği Bölümü’nde başlayan Börekcioğlu sonradan Bilgi Teknolojileri Direktorlugu pozisyonunda görev almistir. 2005 yılında Türkiye ve Türki Cumhuriyetler’den Sorumlu İş Geliştirme Müdürü olarak Sun Microsystems ailesine katilmiş ve ileriki dönemlerde Sektörel Satış Müdürlüğü görevini üstlendi. 2010 yılında yeniden yapılanan Vmware ekibine Türkiye Satış Müdürü olarak katıldı, şirketin Türkiye’deki Pazar payının büyütülmesi, kurumsal bulut ve servis sağlayıcıların bulut altyapılarının kurulması için gereken tüm çalışmalardan sorumlu olarak ekibi ile görev yaptı. 

Kasım 2012’de Trend Micro Akdeniz Ülkeleri Genel Müdürü olarak göreve başlayan Börekcioğlu, 2018 yılında Akdeniz Ülkeleri, İsrail ve Katar Bölge Başkanı olarak Dubai merkezde yeni görevine terfi etti. 2020 yılı Temmuz ayı itibariyle Börekcioğlu’nun sorumlu olduğu bölgeler genişletilerek Rusya federasyonu ve Türki Cumhuriyetler de eklendi. 

Son olarak Trend Micro Akdeniz Ülkeleri, İsrail, Rusya Federasyonu ve Türki Cumhuriyetler Bölge Başkanı görevini üstlenen Börekcioğlu, şu anda Asya Pasifik, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi (AMEA) Finans ve Kamu Sektörel Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı