Aylık arşivler: Ekim 2023

“Meme Kanseri Farkındalık Ayı" kapsamında Kocaelili kadınlar sabah yürüyüşü

“Meme Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında Kocaelili kadınlar sabah yürüyüşü

gerçekleştirdi

Kadınlardan pembe balonlarla farkındalık yürüyüşü

Her yıl ekim ayında düzenlenen “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında

Kocaelili kadınlar düzenledikleri yürüyüşle farkındalık yarattı. “Meme Kanseri

Farkındalık Ayı” kapsamında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal

Hizmetler Dairesi Başkanlığı Kadın ve Aile Hizmetleri Şube Müdürlüğü

tarafından, eş zamanlı olarak Körfez ve Derince ilçelerinden “Meme Kanseri

Farkındalık Yürüyüşü” düzenlendi. İki farklı güzergahtan yürüyüşe başlayan

kadınlar Tütünçiftlik sahilinde buluştu. Yürüyüşte pembe kurdele ve pembe

balon sembolleri ile hastalığa dikkat çekildi. Tütünçiftlik sahilinde toplanan

katılımcılara meme kanserinin erken teşhisi ve hastalık hakkında

bilgilendirmeler yapıldı. Ardından kadınlar toplu bir şekilde sabah sporu yaptı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sigaranın Yol Açtığı Buerger Hastalığının 6 Önemli Belirtisi

SİGARANIN YOL AÇTIĞI BUERGER HASTALIĞININ 6 ÖNEMLİ BELİRTİSİ

 

Dünyada sigaranın doğrudan neden olduğu bilinen ve kanıtlanmış bir rahatsızlık Buerger hastalığı, genellikle bacak atardamarlarındaki kan akışını durdurarak zamanla ağrıya neden oluyor. Tedavide geç kalındığı takdirde kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen Buerger hastalığı uzuv kaybına neden olabiliyor. Memorial Kayseri Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Faruk Cingöz, Buerger hastalığı ve tedavi yöntemleri konusunda bilgi verdi.

 

Budama hastalığı olarak da biliniyor

 

Buerger hastalığı, orta ve küçük çaplı damarlarda lokalize olan, tıkayıcı, mikropsuz iltihaplı, nedeni belli olmayan, iyileşme ve tekrar hastalanma ile seyreden (episodik), daha çok gençlerde görülen bir hastalıktır. Yapılan araştırmalarda bu hastalıkta bağışıklık sisteminde görülen anormallikler nedeniyle immünolojik damar iltihabı olduğu belirlenmiştir. Hekimlikte tromboanjiitis obliterans, halk arasında ‘budama’ (spontan ampütasyon) hastalığı olarak bilinir. Buerger hastalığı, kol ve bacaklardaki arter ve damarların nadir görülen bir hastalığıdır. Tromboangiitis obliterans olarak da adlandırılan Buerger hastalığında, kan damarları iltihaplanır, şişer ve kan pıhtılarıyla (trombüsler) tıkanabilir. Buerger hastalığının kesin nedeni bilinmemektedir. Ancak tütün kullanımı Buerger hastalığının gelişiminde açıkça rol oynamaktadır. Tütünün içindeki kimyasalların kan damarlarının iç yüzeyini tahriş ederek şişmelerine neden olduğu düşünülmektedir. Ayrıca bazı kişilerin hastalığa genetik yatkınlığı olabileceğinden şüphelenilmektedir. 

 

Bu belirtiler arsa vakit kaybedilmemeli

  1. Hastalığın aktif olduğu dönemlerde ilgili damar bölgesi hassas ve ağrılıdır.
  2. Hastada genel bir kırgınlık, halsizlik yorgunluk ve ateş vardır. İlk belirti olarak ortadan kaybolan ayak terlemesi de olabilir. Parmaklarda soğukluk ve hissizlik oluşur.
  3. Bazen ilk bulgu terleme kaybı yerine yürümekle ayaklarda oluşan hissizliktir. Çoğu zaman toplardamarlarda dolgunluk azalması dikkat çekici olabilmektedir.
  4. Zamanla yürümede topallama gelişebilmektedir. Genellikle baldır bölgesinde ağrı ayırıcı bir özelliktir.
  5. Hastalık ilerledikçe ayaklarda morarmalar başlar. Sonrasında geceleri artan istirahat ağrıları ile birlikte parmaklarda yaralar ortaya çıkar.
  6. Müdahale edilmediğinde kangrenleşme oluşarak kişi önce parmaklardan başlayıp yukarılara doğru ilerleme yapan uzuv kaybına uğrar.

 

Sigara içen erkekler risk altında

 

En çok 25-40 yaş arasındaki sigara içen genç erkekler arasında görülmektedir. Buerger hastalığı Türkiye’de damar hastalıkları grubunun % 7-10 kadarını oluşturur. Kadınlarda görülme olasılığı ise vakaların % 2’si kadardır. En önemli nedeni sigara içenlerde nikotin metaboliti olan cotinine’in (nikotinin vücuda girdikten sonra dönüştüğü madde) tetiklediği damar duvarına karşı vücudun geliştirdiği aşırı hassasiyettir. Homosistein yüksekliğine bağlı serbest oksijen radikallerin artışı da damar duvarlarını hassas hale getirmekte ve reaksiyonu başlatabilmektedir. Bunun yanında, sık soğuğa maruz kalma, sosyoekonomik düzeyin düşüklüğü, kötü beslenme, hepatit B sarılığı geçirme, fibrinojen yüksekliği, pıhtılaşmaya meyil nedenleri arasında sayılabilir.

 

5 kritere göre teşhis konulabiliyor

 

Klinik olarak 5 ana kriter (shionaya) esastır. Sigara içilmesi, 50 yaş altı, diz altı tutulumu, atheroskleroz risk faktör yokluğu ve üst ekstremite tutulumundan 4’ünün varlığı teşhis için yeterlidir. Hastanın şikayetleri üzerine atardamar muayenesinde çoğunlukla yukarıdaki kriterlere göre tanı konulmaktadır. Muayene sonrası sıklıkla tıkanıklığın yeri ve derecesini belirlemek için ultrasonografik ve doppler çalışmaları yapılmalıdır. Hastalığın arter ağacındaki tutulumu için tomografik anjiyografi gerekmektedir. Böylelikle tıkanıklığın yeri, tıkama miktarı, uzunluğu, parmaklara kan akış yolu ve en önemlisi yardımcı (kollateral) kan damar varlığı saptanır. Tedavide bu çok önemlidir. Bazı durumlarda istenen klasik anjiyografi ise hem tanı hem de tedavi amaçlıdır.

 

Tedavi için sigaranın bırakılması gerekiyor

 

Öncelikle sigara kesinlikle bırakılmalıdır. Buerger hastalığı, sigaraya karşı gelişen alerji olarak değerlendirildiği için alerjen yani sigara bırakmak tedavinin ilk başlangıcı ve olmazsa olmazıdır. Çünkü alerjen ortadan kalkarsa hastalıkta da ortadan kalkacaktır. Sigarayı bırakan Buerger teşhisi konmuş hastaların yaklaşık % 90’nında ayakta yara bile olsa iyileşme görülmektedir. Sürdürülebilir ve düzenli bir egzersiz programı zorunludur. Azami ölçüde soğuk havalardan ve soğuk travmasından korunulmalıdır. İlaç tedavisinde ise ağrı kesici, damar genişletici, pıhtı eritici ve engelleyici ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar devamlı ve kesintisiz kullanılması gerekir, asla bırakılmaz. Yara varsa; lokal tedavinin yanı sıra ozon, yüksek basınçlı oksijen, PRP ve kök hücre uygulamaları yapılabilmektedir. Günlük kullanımdaki ağrı kesiciler ne yazık ki ağrıyı kısmen azaltsa da çoğu zaman etkisiz kalmaktadır. Bu durumda uzman hekim uyuşturucu nitelikli ağrı kesiciler verebileceği gibi epidural anesteziyi yani kısmı anesteziyi gerekli görebilmektedir. Bu tedavilere cevap alınamazsa öncelikle anjiyografik olarak damarın açılması amaçlanmaktadır. Yine de sonuç alınamazsa hasta uzvu besleyen damarları daraltan sempatik sinirlerle birlikte açık rekonstrüktif damar ameliyatları yapılır. Bunlara da cevap alınmazsa ne yazık ki ilgili bölgenin kesilme kararı verilmektedir. İyileşme ve tekrar hastalık oluşması ile birlikte hastalık ilerler daha önce kesilen yerin üzerinden kesilmesiyle süreç devam eder gider. Ancak hastaların büyük çoğunluğunda alışkanlıklarını damar sağlığı yönünde değiştiren ve geliştiren, ilaçlarını düzgün kullanan ve kontrollerini aksatmayan hastalarda klinik durgunluk oluşarak kişi kötü tablolardan kurtulabilir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Vücudunuzdaki dost bakterileri arttırmanın 4 yolu

Bağırsaklarınızdaki yararlı bakterilerin sayısını artırmak elinizde!

Dikkat! Güçlü bir bağışıklık sisteminin yolu onlardan geçiyor!

VÜCUDUNUZDAKİ DOST BAKTERİLERİ ARTIRMANIN 4 YOLU!

 

Sonbahar ve kış aylarında kapalı ve kalabalık mekanlarda virüslerin bulaş riski çok daha  yüksek olduğundan, bağışıklık sistemimizi güçlendirmek her zamankinden fazla önem taşıyor. Bağışıklık sistemimizin oluşumunda bağırsaklarımızın kilit rol oynadığını vurgulayan Acıbadem Kozyatağı Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı, “Enfeksiyonlardan korunmamızda vücudumuzdaki dost bakterilerin büyük önemi vardır. Dost bakteriler (yararlı bakteriler) zararlı bakterilerin (düşman/patojen) çoğalmasını engelleyerek bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Bu mikroorganizmalar sayıca en çok bağırsaklardadır. Yetişkin bir insanın bağırsaklarında yaklaşık 100 trilyon bakteri (yaklaşık 1,5 kg) vardır. Bağırsaklarımızda yer alan dost bakterilerin sayısı ne kadar fazla olursa bağışıklık sistemimiz de o kadar güçlü olur” diyor. Günlük yaşamda alacağımız bazı önlemlerle dost bakterilerin sayısını artırıp, zararlı bakterilerin sayısını azaltmanın ve hastalıklardan korunmanın mümkün olabildiğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı, bağırsaklarımızdaki yararlı bakterileri artırmanın 4 etkili yolunu anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

 

 

1. Sağlıklı ve dengeli beslenin

 

Yapılan bilimsel çalışmalar; sağlıklı ve dengeli beslenmenin, bağırsak sağlığıyla doğrudan ilişkili olduğunu kanıtlıyor. Koruyucu ve katkı maddesi içermeyen gıdalar tüketmek, her gün yeterince su içmek, fast food tüketiminden kaçınmak, lifli besinleri tercih etmek ve beslenmede çeşitliliğe önem vermek bağırsak sağlığımızın dolayısıyla bağışıklığımızın güçlü olmasında büyük önem taşıyor. Dr. Meltem Batmacı “Organik, mevsim sebze ve meyveleri tercih edilmeli, bebekler ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir. Rafine şeker ve doymuş yağlardan uzak durulmalıdır” diyor. 

 

2. Probiyotik ve prebiyotik besinler tüketin!

 

Bağırsaklarımızda yaşayan, sağlık için yararlı (dost) bakteriler olan probiyotikler; zararlı bakterilerin bağırsak duvarından dokulara sızmasına engel oluyor. Zararlı bakterilerin çoğalmasını engelleyerek, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Prebiyotikler ise; probiyotik bakteriler için besin ve enerji kaynağı olurken, probiyotiklerin çoğalmasını ve büyümesini sağlıyor. Probiyotik ve prebiyotik içeren besinler tüketilmesini öneren Dr. Meltem Batmacı “Tarhana, yoğurt, kefir, ayran, turşu (özellikle lahana), sirke, şalgam, tereyağ ve sarımsak probiyotikten zengin besinlerden birkaçıdır. Sarımsak, soğan, elma, muz, hurma, kuru incir, tahıllar ve kurubaklagiller, keçi sütü, kuruyemiş, pırasa ve enginar da prebiyotikten zengin besinler arasında yer almaktadır” diyor. 

 

3. Gereksiz antibiyotik ve sık ağrı kesici kullanmayın!

 

Ülkemizde en sık yapılan yanlışlardan biri, soğuk algınlığı ve ishal başta olmak üzere, tedavisinde antibiyotiğin yerinin olmadığı hastalıklarda da antibiyotik kullanılması oluyor. Dr. Meltem Batmacı, gereksiz antibiyotik kullanımından mutlaka kaçınılması gerektiğini vurgulayarak, bilinçsiz ve gelişigüzel antibiyotik kullanmanın vücuda fayda yerine zarar verdiğini, bağırsak sağlığını da son derece olumsuz etkilediğini söylüyor. Dr. Meltem Batmacı, özellikle doğumdan sonraki 0-18. aylar arası fazla antibiyotik kullanımının bağırsak florasını kalıcı olarak değiştirebildiği uyarısında bulunuyor. Sık ağrı kesici kullanımı da mide ve bağırsaklara çok büyük zarar verdiğinden mümkün olduğunca kaçınmak gerekiyor. 

 

4. Stresi kontrol etmeyi öğrenin!

 

Stres kararında olduğunda kişiyi tetikte tutmak ve tehlikelerden korumak adına gerekli olsa da aşırısı ruh sağlığını olduğu kadar fiziksel sağlığı da ciddi şekilde tehdit ediyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Meltem Batmacı, yapılan bilimsel çalışmaların; aşırı stresin mide ve bağırsak sistemini de doğrudan etkilediğini belirterek, gerekirse stres yönetimi konusunda bir uzmandan destek almakta fayda olacağını söylüyor.  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Uzmanı uyarıyor! Bone ve kadın çorabı ile filtre kahve yapılmaz

Uzmanı uyarıyor!

Bone ve kadın çorabı ile filtre kahve yapılmaz

Kadın çorabı, saç bonesi gibi malzemelerin üretimi sırasında toz, tüy, saç, ufak böcek, sinek gibi istenmeyen yabancı maddelerin bu malzemelerin üzerine kolayca gezebildiğini ifade eden Gıda Teknolojisi Öğr. Gör. Öznur Eyilcim, “Üretilen bu malzemelerin çevreye temas ederek kirlenip üzerinde yabancı maddeleri taşıması insan sağlığı açısından büyük risk oluşturur.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojisi Öğr. Gör. Kimya Mühendisi Öznur Eyilcim, artan maliyetler nedeniyle bazı işletmelerin filtre kahve yapmak için bone ve kadın çorabı gibi materyaller kullanmasını gıda güvenliği açısından değerlendirdi.

Gıda güvenliği tüketiciyi korumayı amaçlıyor

Maliyetlerdeki artışın kolay ve ucuz üretim yolu aramada önemli bir neden olduğuna işaret eden Kimya Mühendisi Eyilcim, “Gıda güvenliğindeki en büyük amaç, tüketicileri gıda kaynaklı tehlikelere karşı koruyarak; sağlığa zararlı olacak ve güvenliğini tehdit edecek unsurları ortadan kaldırmak ya da önlemektir. Bone ve kadın çorabı gibi kişisel ürünlerin herhangi bir gıda ürünü ile teması kesinlikle çok önemli bir gıda güvenliği sorunudur.” şeklinde konuştu.

Kadın çorabı, saç bonesi gibi malzemelerin üretimindeki şartlar…

Gıdanın fiziksel, kimyasal ve biyolojik risk etmenlerine açık olduğunu, bunun da halk sağlığını tehdit ettiğini vurgulayan Öğr. Gör. Öznur Eyilcim, şöyle devam etti:

“Filtre kahvede bone ve kadın çorabı gibi malzemelerin kullanımı fiziksel tehlike olarak incelenecek olursa; gıda güvenirliğine kesinlikle uygun değildir. Şu şekilde örneklemek gerekirse, kadın çorabı, saç bonesi gibi malzemelerin üretimi sırasında toz, tüy, saç, ufak böcek, sinek gibi istenmeyen yabancı maddeler bu malzemelerin üzerine kolayca gezebilir. Sterilizasyon işleminin gıdalar için önemli olduğu düşünüldüğünde, bu yabancı maddelerin gıdalarla temas edecek malzemeler üzerinde olması ya da üretilen bu malzemelerin çevreye temas ederek kirlenip üzerinde yabancı maddeleri taşıması insan sağlığı açısından büyük risk oluşturur.”

Kimyasal açıdan da riskli!

Elverişsiz koşullar altında üretilen tekstil ürünlerinin biyolojik riskler oluşturabileceğini dile getiren Kimya Mühendisi Eyilcim, şunları kaydetti:

“Virüs, parazit, bakteri gibi biyolojik risklere sebep olan etkenler, insan sağlığını önemli ölçüde etkileyecektir. Son olarak gıda güvenliği açısından incelendiğinde, saç bonesi ve kadın çorabının filtre kahve yapımında kullanılması kimyasal açıdan en büyük riske sahiptir. Saç bonesi ve kadın çorabı gibi birçok giysinin yapısı, naylon adını verdiğimiz poliamid bazlı sentetik liften, polyesterden veya akrilikten oluşabiliyor.

Bu maddelerin yüksek sıcaklıklara maruz kalmaları yapısal bozulma sonucu çözünmeye neden olabilir. Dahası tüm bu maddeler zararsız olsalar dahi, saç boneleri ve kadın çoraplarının üretimi esnasında renk vermek amacıyla sentetik boyalar ve ağartma amacıyla zararlı yardımcı kimyasallar da kullanılır.”

Dezenfeksiyona uygun müslin kullanılabilir

Filtre kahve yapımı sırasında saç bonesi ve kadın çorabının kullanılmasının, kimyasal maddelerin sıcak suda çözünmesine ve kanser gibi birçok hastalığın ortaya çıkmasına neden olabileceğini ifade eden Öğr. Gör. Öznur Eyilcim, “Kahve filtresi işlemi için tek kullanımlık özel filtre kağıtlar ya da tekrar kullanım ve dezenfeksiyona uygun müslin yüzde 100 pamuklu yeni nesil filtreler gibi gıda için uygun malzemeler kullanılabilir. Kadın çorabı, bone gibi ürünler kişisel kullanım dışında asla kullanılmamalı.” diye konuştu.

Eldiven kullanılmadan gıda ürünleri hazırlanmamalı

Öğr. Gör. Öznur Eyilcim, kafe ve restoranlarda insan sağlığını tehdit edecek en büyük riskin çapraz kontaminasyondan kaynaklı olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“Bu kontaminasyon ile biyolojik etmen olan zararlı bakteriler, virüsler bir yüzeyden diğer yüzeye geçer. Bu kontaminasyonun kaynağı çalışanlar, çalışma yüzeyleri, kullanılan ekipmanlar, cihazlar, temizlik aparatları olabilir. Çalışanlar özelinde bakıldığında, eller gıda ile birebir temas halindedir ve eldiven kullanmadan hazırlanan gıda ürünlerinde kontaminasyon çokça görülür. Ellerin yeterince dezenfekte edilmemesi ya da el temizliği için kullanılan çeşitli bezler halk sağlığı için büyük risk teşkil eder.

Bunun dışında çalışma yüzeylerinin yeterince temizlenip dezenfekte edilmemesi, kullanılan kaşık, bıçak gibi ekipmanların veya kesme tahtalarının birden fazla gıda için temizlenmeden kullanılması gibi birçok işlem kontaminasyona neden olur.”

Çalışanlara gıda sağlığı ve güvenliği eğitimi şart

Halk sağlığını tehdit eden unsurların ortadan kaldırılması için önlemler alınması gerektiğini kaydeden Kimya Mühendisi Öznur Eyilcim, sözlerini şöyle tamamladı:

“Öncelikle işletmelerin düzenli olarak denetimleri gerçekleştirilmeli ve mevzuata uygun olmayan durumların tespitinde gerekli işlemler uygulanmalı. Çalışan kişilerin gıda sağlığı ve güvenliği konusunda eğitilmesi de bir diğer önemli husus.

Kafe ve restoranlarda gıda güvenliğine uygun olmayan ve halk sağlığını tehdit eden malzemelerin kullanımına şahit olan tüketicilerin, mutlaka ALO174 Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Gıda Hattını arayarak ihbar ve şikâyette bulunmaları gerekir.” Doi numarası: https://doi.org/10.32739/uha.id.42725

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İzmir'de tiyatro şöleni yaşandı

15 günde 19 oyun sahnelendi

İzmir’de tiyatro şöleni yaşandı

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından üçüncü kez düzenlenen İzmir Tiyatroları Buluşması sona erdi. Alsancak Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yapılan etkinlikte konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu, “Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak sanat ışığının şehrin her köşesine, salonuna, sokağına, insanına sirayet etmesi için sizlerle birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Sanat sokakta güzeldir” diye konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, İzmir’i kültür sanatın başkenti haline getirme hedefi doğrultusunda düzenlenen İzmir Tiyatroları Buluşması, bu yıl üçüncü defa yapıldı. 15 Ekim’de başlayan İzmir Tiyatroları Buluşması, 19 oyun ve 2 atölye ile kentin tüm noktalarında 15 gün boyunca tiyatro şöleni yaşattı. Türk edebiyatının unutulmaz isimlerinden Muzaffer İzgü’nün anısına ithaf edilen 3. İzmir Tiyatroları Buluşması 30 Ekim’de Alsancak Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yapılan etkinlikle son buldu.

Özuslu: “Birlikte çalışmaya devam edeceğiz”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu, “Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak sanat ışığının şehrin her köşesine, salonuna, sokağına, insanına sirayet etmesi için sizlerle birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Organizasyonun sivil toplum kuruluşları ve yerel dinamikleri sahnede bir araya getirmesiyle yerel kültürü desteklemesi de bizler için çok büyük artıdır. Tiyatronun yerel kültür sanat yaşamını güçlendirebileceğini, üretenlerle sivil toplum kuruluşlarını yönetime dahil edebileceğini ispatlayan bu organizasyona katkı sunan herkesi kutluyorum. Sanat sokakta güzeldir” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

100.Yıl Coşkusu Bolu'da Yaşandı

Cumhuriyetimizin 100. Yılına özel, Bolu’da düzenlenen Petrol Ofisi Maxima 2023 Türkiye Ralli Şampiyonası 4. yarışı 100. Yıl Rallisi ve 2023 Türkiye Baja Şampiyonası 2. ayağı Baja Bolu, başarılı bir organizasyonla geride kaldı. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) ve Bolu Offroad Spor Kulübü (BOLOFF) tarafından, Bolu Valiliği, Bolu Gençlik Spor İl Müdürlüğü ve Bolu Belediyesi katkılarıyla düzenlenen organizasyonlar birçok sporsever tarafından heyecanla takip edildi.

ICRYPEX, Spor Toto, Gazelle Resort & SPA, Remed Assistance, Red Bull, Yatırım Finansman, Fora Araç Takip, Power App, Autoclub, IBS, Maceraist, Moon Sports, Karsu Petrol, Rayess, Pars Store, Esanadolu, Web Adası katkılarıyla gerçekleşen organizasyonlar 29 Ekim Pazar günü saat 16.00’dan itibaren Bolu Valiliği önünde sona erdi.

100.Yıl Rallisi; Castrol Ford Team Türkiye’den Ali Türkkan-Burak Erdener ekibinin liderliği ile sonuçlandı. Red Bull sporcusu Ali Türkkan aynı zamanda genç pilotlar birinciliği ve sınıf 3 birinciliğini kazanırken, BC Vision Motorsport takımından Burak Çukurova-Burak Akçay ekibi ralliyi genel klasman ikincisi ve sınıf 2 birincisi olarak tamamladı. Castrol Ford Team Türkiye’den Kağan Karamanoğlu-Oytun Albayrak genel klasman üçüncülüğü ve Fiesta Rally Cup birinciliğini elde ederken, Master pilotlar birincisi de Ali Emre Yılmaz ile yarışan Cem Yudulmaz oldu. 

Markalar birinciliğini Castrol Ford Team Türkiye, Takımlar birinciliğini de BC Vision Motorsport kazanırken, Sınıf 4 ve iki çeker birincisi Sena Racing’den Refik Bozkurt-Soner Tamer, Sınıf N birincisi GP Garage My Team’den Menderes Okur-Onur Onur Aslan, Sınıf 5 birincisi Tuncer-Asena Sancaklı çifti oldular. Rallinin kadın pilotlar birincisi GP Garage My Team’den Burcu Çetinkaya olurken, co-pilotu Murat Yılmaz da genç co-pilotlar birinciliğine uzanan sporcu oldu. Kadın copilotlar birinciliğini, Efehan Yazıcı ile yarışan Castrol Ford Team Türkiye pilotu Sevi Akal‘ın kazandığı 100. Yıl Rallisi’nde klasik ralli otomobillerine açık historic ralli klasmanı ve kategori 2 birinciliğini Parkur Racing’den Kerim Tar-Efe Ersoy, Kategori 1 birinciliği ve historic kadın co-pilotlar birinciliğini de Tan Çağlayan-Selda Çağlayan çifti kazandı.

Bu sezon Erkan Bodur anısına düzenlenen TOSFED Ralli Kupası klasmanında Kemal Çetinkaya-Tolga Tezeken genel klasman ve Kategori 4 birincisi olarak finişe gelirken, Castrol Ford Team Türkiye’den Erdem İlbaylı-Soner Çevik ikinci ve Kategori 2 birincisi, GMG Garage Racing’den Osman Geylan-Batuhan Doğan da üçüncü ve Kategori 3 birincisi olarak Bolu’dan ayrıldılar. Bu klasmanda Kategori 1 birinciliğini ise Kaan Kara-Taner Kara kardeşler elde etti.

BAJA MÜCADELESİ NEFES KESTİ

20 araç ve 40 sporcunun iki gün boyunca 215 kilometrelik parkurda mücadele ettiği Baja Bolu’yu ise SSV klasmanında İsrafil Akyüz-Mert Tepe ekibi ilk sırada yer alırken, Abdullah Turgut-Arda Şenay ikinci ve Yağız Birinci-Uğur Tepe de üçüncü olarak tamamladılar. Otomobil klasmanında ise Atilla Baybara-Cüneyt Göktürk birinciliği, Alper Sarper-Cihan Armağan ikinciliği, Atakan Keskin-Duygu Yılmaz Keskin üçüncülüğü kazanan ekipler oldular. Sarper-Armağan ekibi aynı zamanda Sınıf 4 birincisi olurken, Baybara-Göktürk sınıf 3 ve Mehmet Tüfekçioğlu-Tuvana Sayar da sınıf 3 birinciliklerini kazandılar. Duygu Yılmaz Keskin ise kadın copilotlar birinciliği ödülünün sahibi oldu.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

'Caddenin Yıldızları' Gecesinde Yeşilçam'a Vefa

İstanbul’da gece iki yağmur birden vardı. Biri şehri ıslatan sağanak diğeri ise sanatın ve medyanın eski ve yeni yıldızlarının başına yağan ödül yağmuruydu.

Habercaddesi.com’un 13. Yıl münasebetiyle düzenlediği ‘Caddenin Yıldızları’ ödül gecesi  ‘Şişli Osmanbey’de The Wan Clup’te yapıldı.

Bu yıl 1.’si  düzenlenen, özellikle eski ve unutulmuş çok sayıda sinema oyuncusunun hatırlandığı ödül töreni, hazırlanış biçimi ve konsepti ile geceye damgasını vuran önemli etkinliklerindendi. Törende ilk kez bu yıl hayata geçirilen Yaşam Boyu Yıldız Ödülleri’nin sahipleri Leyla Somer, Nil Ünal, Yavuz Karakaş, Sevgi Can Danlı, Orhan Akdeniz, Nalan Çöl, Selahattin Taşdöğen ve ünlü sinemacı Şükrü Avşar oldu.

BySempatik’in sunuculuğunu üstlendiği gece, Babar Medya Gurup Başkanı Habib Babar’ın yaptığı bir konuşmayla start verdi.  Babar, Yeşilçam’ı, Yeşilçam yapan usta ancak unutulmuş oyuncularının günümüz sinemasında ve dizilerinde zaman zaman görevlendirilerek onurlandırılmaları gerektiğini belirterek, “Bu gece burada ödül törenimize teşrif eden Yeşilçam’ın eski ama unutulmaz oyuncuları, bugün içinde bulundukları yaşam biçimini hak etmiyor. Aralarında hali vakti iyi olan da var olmayan da. Özellikle Yeşilçam’ın sefasından çok cefasını çekmiş birbirinden değerli o kadar güzide oyuncumuz var ki, bunları arada bir de olsa sinema ve dizi filmlerde verilecek küçük çaplı rollerle onore etmeli, Türk Sineması’nın bugünlere gelmesinde çok büyük emekleri olan şu birbirinden kıymetli sanatçılarımıza minnettarlığımızı hiç olmazsa bu şekilde ifade edelim diyorum” dedi.

 

GÖZ YAŞLARINI TUTAMADI

Filmleriyle bir döneme damga vuran Deniz Erkanat, usta gazeteci Habib Babar’ın elinden ödülünü aldığında göz yaşlarını tutamadı. Vefasızlıktan yakındı.

 

ŞAHSENEM VE ZEYNEP YILMAZ DAVETLİLERİ COŞTURDU

12 yıl aradan sonra hızlı bir dönüş yapan Özbek asıllı Şahsenem ile çıkardığı son albümünü insanlardan önce çiftliğinde ki ineklerine dinleterek hayranlarına şok yaşatan Ekin, Zeynep ve Rüzgar Yılmaz kardeşler gibi müziğin usta isimleri de hazır bulundu. Şahsenem, Zeynep Yılmaz, Rüzgar Yılmaz bir birinden güzel şarkılarıyla Ekin ise şiiriyle geceye renk kattı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Castrol Ford Team Türkiye, Cumhuriyet Coşkusunu '100. Yıl Rallisi'ndeki Zaferiyle Taçlandırdı

Türkiye Ralli Şampiyonası’nın dördüncü ayağı olan ve Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü için özel düzenlenen ‘100. Yıl Rallisi’ne Castrol Ford Team Türkiye damgasını vurdu. Genç pilot Ali Türkkan ve co-pilotu Burak Erdener yarışı birinci sırada bitirerek Cumhuriyet Bayramı’nda takımına büyük bir gurur yaşattı. Türkiye’de ralli sporunu domine eden Ford markası, 100. Yıl Rallisi’nde kazananların ilk tercihi olduğunu bir kez daha kanıtladı, genel klasmanda ilk 5 otomobilin 4’ü, ilk 10 otomobilin ise 8’i Ford marka araçlar oldu.

 

Otomobil sporları arenasının öncü ekibi Castrol Ford Team Türkiye, Cumhuriyetimizin 100. yılını coşkuyla kutlamak için özel olarak düzenlenen ‘100. Yıl Rallisi’ni domine ederek çok anlamlı bir zafere ulaştı.

Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) tarafından, Bolu Valiliği, Bolu Gençlik Spor İl Müdürlüğü ve Bolu Belediyesi katkılarıyla düzenlenen, Petrol Ofisi Maxima 2023 Türkiye Ralli Şampiyonası’nın 4. yarışı ‘100. Yıl Rallisi’, 27-29 Ekim 2023 tarihleri arasında Bolu’da koşuldu.

Toplam 63 aracın ve 126 sporcunun katıldığı ralli, kıyasıya rekabetin yanı sıra coşku dolu anlara sahne oldu. Start öncesinde Cumhuriyet’in 100. yılı anısına etapta bir araya gelen sporcular, araçlarıyla ‘100’ sayısını yazarak çok özel bir fotoğrafa imza attılar. Pilotların koreografisi, Türk Bayrağı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün resmi ile tamamlandı.

27 Ekim’de start seremonisi ile başlayan zorlu mücadelede ilk gün beş, ikinci gün dört etap olmak üzere toplam 294,63 kilometre koşuldu. Türkiye Ralli Şampiyonası’nın en yüksek katsayıyla puan veren en önemli yarışlarından olan ralli, 29 Ekim’de Cumhuriyet Bayramı’nda Valilik binası önünde düzenlenen ödül töreniyle sona erdi.

Ford markası kazananların tercihi: İlk 5’te 4 Ford Fiesta Rally3 yer aldı

Castrol Ford Team Türkiye’nin genç ve yetenekli pilotu Ali Türkkan ile co-pilotu Burak Erdener, zorlu rakiplerine rağmen bütün etaplarda en iyi dereceye imza atarak 2 dakika 40 saniyelik farklı üstünlükle Cumhuriyet’in 100. yılına yakışır bir zafer elde etti. Güçlü Fiesta Rally3 araçlarıyla yarışı birinci sırada tamamlayan ikili, Castrol Ford Team Türkiye’nin ralli arenasındaki gücünü bir kez daha kanıtladı.

Gençler kategorisini ikinci sırada tamamlayan Castrol Ford Team Türkiye pilotu Efehan Yazıcı ile co-pilotu Sevi Akal ise iki çeker sınıfında da yarışı son etaba kadar lider götürdü. Castrol Ford Team Türkiye altyapısından yetişen Sevi Akal kadın co-pilotlar birinciliğine uzandı. Fiesta Rally3 ile yarışan Cem Yudulmaz ise Master Pilotlar’da birinciliği elde etti.

1968 yılından bu yana Türkiye ralli sporunda kazananların ilk tercihi olan Ford markası, güçlü ve hızlı Ford Fiesta Rally3 araçlarının başarısıyla da 100. Yıl Rallisi’ni domine etti. Genel klasmanda ilk 5’te 4 adet Ford Fiesta Rally3 yer aldı, ilk 10 otomobilin 8’i Ford marka araçlar oldu. Kağan Karamanoğlu ve Oytun Albayrak ikilisi Fiesta Rally3 ile yarışı üçüncü sırada tamamladı. Fiesta, TOSFED kupasındaki ağırlığını da sürdürdü, Erdem İlbaylı, co-pilotu Soner Çevik ile kategorisinde birinci oldu.

Türkiye’nin en uzun soluklu tek marka ralli kupası olan ‘Fiesta Rally Cup’ da yoğun bir katılıma ve kıyasıya rekabete sahne oldu. Fiesta Rally Cup ilk üçü, aynı zamanda genel klasmanı 3., 4. ve 5. sırada tamamladı. Bu yarışta da start alan Kağan Karamanoğlu ve Oytun Albayrak, Fiesta Rally3 ile birinci oldular.

Murat Bostancı: Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışır bir zafer elde ettiğimiz için gururluyuz

Yarışın ardından duygularını ifade eden Castrol Ford Team Türkiye’nin pilot koçu Murat Bostancı, “Castrol Ford Team Türkiye olarak, Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışır bir zafer elde ettiğimiz için gurur duyuyoruz. 100 yılda bir olabilecek 100. Yıl Cumhuriyet Rallisi Birinciliği’nin yanı sıra böyle anlamlı bir organizasyonu domine ederek, Türkiye Ralli markalar şampiyonasındaki liderliğimizi taçlandırmak bizim için büyük bir onur. Cumhuriyetimizin değerleri, gelecekteki ralli yıldızlarını keşfetmek ve ülkemizin adını uluslararası arenada daha da yükseklere taşımak için bize her daim ilham verecek” dedi.

Türkiye’nin ilk ve tek Avrupa şampiyonu ralli takımı olan Castrol Ford Team Türkiye, bu sezon hem yurt içinde hem de yurt dışında başarıyla mücadele ediyor.

Motor sporlarında sezonun ilk organizasyonu olan 2023 Türkiye Ralli Şampiyonası’na hızlı başlayan Castrol Ford Team Türkiye, önceki yarışlarda da yetenekli ve hızlı pilotlarıyla podyumları domine etmişti. Takım, bu sezon 16. şampiyonluk hedefine emin adımlarla ilerlemeyi sürdürüyor.  

Bu yıl Türkiye’yi dünya sahnesinde de temsil eden Castrol Ford Team Türkiye, Ali Türkkan ve co-pilotu Burak Erdener ile motorsporları dünyasının zirvelerinden biri olarak kabul edilen Dünya Ralli Şampiyonası’nda (WRC) yarıştı. Ekip, Formula 1’den sonraki en popüler şampiyonalardan biri olan WRC’de başarılı performanslarıyla dikkat çekti.

 

Castrol Ford Team Türkiye Hakkında:

1998 yılında kurulan ve 26 yıldır aralıksız olarak yarışmaya devam eden Ford Otosan’ın motor sporları takımı, Ford Otosan, Castrol, Pirelli, Otokoç, BP, Kale Oto Radyatör, Mutlu Akü, Ekol Lojistik, Beyçelik Gestamp, TAV Passport, Yemekhane, Gürsoy, İzeltaş, Setur Select, Budget, Avis, Henkel, DFDS, SKF, NGK Spark Plugs ve Mars Lojistik markaları tarafından destekleniyor. 2022 yılında Türkiye Ralli Şampiyonası’nda markalarda 15. şampiyonluğuna ulaşan Castrol Ford Team Türkiye, ayrıca her kesimden ralli sürücüsüne açık tek marka kupası olan Fiesta Rally Cup organizasyonuyla Türkiye’deki operasyonunu sürdürüyor.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Dans Adrenalin" Dünya Prömiyerini yapıyor

İstanbul Devlet Opera ve Balesi – Modern Dans Topluluğu MDTistanbul, beş parçadan oluşan “Dans Adrenalin” adlı programıyla 2023-2024 sanat sezonuna başlıyor. Bu program, YARGICI’nın desteğiyle döngüsel tasarım, sürdürülebilirlik ve ileri dönüşüm ilkelerine dikkat çekerken, aynı zamanda seyirciye yeni koreografilerle farklı bir deneyim yaşatmayı hedefliyor.

Programda; önceki sezonlarda MDTistanbul ile çalışmış Koreli koreograf Dong Kyu Kim’in yeni parçası “Seni Görüyorum”, MDTistanbul sanatçılarından Alper Marangoz’un yeni çalışması “Bahar” ve değişen kastıyla tekrar sergilenecek olan “Koz” adlı çalışması, topluluğun yeni koreograflarından Ferhat Güneş’in “RE-Side” adlı kısa filminin sahne uyarlaması olan “RESIDE/Düşler 3Kere Görülmeli” ve tanınmış birçok dans topluluğunun koreograflığını sürdüren, İhsan Rüstem’in “Anikka” adlı yeni çalışması yer alıyor. 

Bu programda; sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda hayata geçirdiği projelerle dikkat çeken YARGICI, Koreli koreograf Dong Kyu Kim’in “Seni Görüyorum” adlı parçasına destek oldu. Bunun yanında, önceki sezonlarında kullanılmayan ürünlerini ve kumaşlarını MDTİstanbul ile yeniden buluşturarak, döngüsel tasarım disipliniyle “RESIDE/Düşler 3Kere Görülmeli” ve “Seni Görüyorum” adlı parçaların kostümlerinin hazırlanmasına katkı sağladı. Bu iş birliği ile “ileri dönüşüm” ve karbon ayak izinin azaltılması hedeflendi. MDTistanbul ve YARGICI’nın bu projesi, sürdürülebilirlik ve sanatın bir araya geldiği, değerli bir birliktelik oldu. Daha önce gerçekleştirdiği birçok sosyal sorumluluk projesiyle çevre ve iklim duyarlılığını vurgulayan MDTistanbul, Dans Adrenalin gecesine de bu hassasiyetle yaklaşıyor.

Işık tasarımını Taner Aydın’ın, kostüm ve dekor tasarımını Olcay Engin Kaymaz’ın üstlendiği Dans Adrenalin, 4 Kasım 2023 tarihinde Atatürk Kültür Merkezi – Tiyatro Sahnesi’ndeki prömiyerinden sonra, 15-24 Kasım tarihlerinde Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası, 28 Kasım AKM Tiyatro Sahnesi, 2 Aralık Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası ve 12 Aralık’ta yeniden AKM Tiyatro Sahnesi’nde seyirciyle buluşacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bengüboz'un Cumhuriyet'in ilk yıllarına ışık tutan fotoğrafları İstanbul ve Ankara Rahmi M. Koç Müzeleri'nde

Fotoğrafçılığı İngiliz esir kampında öğrenen ve Anadolu’ya döndükten sonra 1923-1939 yılları arasında Cumhuriyet’in getirdiği dönüşümü belgeleyen Ahmet İzzet Bengüboz’un eşsiz eserleri, 12 Kasım’a dek İstanbul ve Ankara Rahmi M. Koç Müzelerinde sergileniyor. Mudurnu’da 20’li ve 30’lu yıllara ilişkin Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, Kara Fatma gibi Kuva-yı Milliye kahramanları, Cumhuriyet ile gelen sosyal ve kültürel değişimin önemli belgelerini içeren sergi, Kasım ayında da İzmir’de ziyaret edilebilecek.  

Türkiye’nin önde gelen teknoloji dağıtıcılarından Bilkom öncülüğünde, Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM), Mudurnu Kaymakamlığı ve Mudurnu Belediyesi ortaklığında akademisyenlerin destekleriyle hayata geçirilen 100 Yıllık Miras: Bengüboz projesi kapsamında, Ahmet İzzet Bengüboz’un en özel fotoğraflarının yer aldığı bir sergi oluşturuldu. 

Bengüboz’un erken Cumhuriyet dönemine ilişkin eşsiz fotoğraflarını dijital uygulamalarla yeni nesillerle buluşturan Bilkom, yuzyillikmiras.com adresinde hayata geçirdiği sanal müzeye ek olarak Ankara, İstanbul ve İzmir’de hazırladığı sergilerle, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki coşkuyu günümüze taşıyor. 

 

Bengüboz’un Eserleri Ankara, İstanbul ve İzmir’de 

Yapay zeka ve yenilikçi metotlarla restorasyon ve renklendirme işlemi uygulanan eserler ekim ayı boyunca Bengüboz’un memleketi Mudurnu’da sergilendi. Cumhuriyet’in ilk yıllarına ilişkin önemli birer belge niteliğinde olan eserler şimdi de İstanbul ve Ankara Rahmi M. Koç Müzeleri’nde sergileniyor. 

İstanbul Rahmi M. Koç Müzesi’nde gezici nitelikteki Pop-Up sergi’de dijital ekranlar aracılığıyla eserler sergilenirken, Ankara Rahmi M. Koç Müzesi’nde dijital ekranlara ek olarak Bengüboz’un en özel fotoğrafları Safranhan’daki galeride görülebiliyor. 12 Kasım’a dek ziyaret edilebilecek sergilerde Bengüboz’un ilham verici hayat hikayesi, milli mücadele kahramanları ve Cumhuriyet’in getirdiği dönüşüme ve kalkınmaya ilişkin özel fotoğraflar yer alıyor.

Eserler ayrıca 9-30 Kasım tarihleri arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde sergilenecek. 

 

Ahmet İzzet Bengüboz hakkında

1969 yılında hayata gözlerini yuman Ahmet İzzet Bengüboz, doğup büyüdüğü Mudurnu’da geçen öğrencilik yıllarında, Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla yedek subay olarak orduya katıldı. Bengüboz, farklı cephelerde devam eden askerlik görevi esnasında Sina Cephesinde esir düştükten sonra, İskenderiye’deki bir esir kampında, üç yıla yakın bir süre zarfında hem İngilizceyi hem de fotoğrafçılığı öğrendi. Anadolu’ya döndükten sonra Kurtuluş Savaşı’nda da aktif rol alan Bengüboz, savaşın ardından memleketi Mudurnu’ya dönerek çektiği fotoğraflarla erken Cumhuriyet döneminin en özel belgelerini oluşturdu.  

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı