Aylık arşivler: Mart 2024

10 Soruda Endometrioz Testi!

Toplumda  ‘çikolata kisti’ olarak bilinen endometriozis, rahmin içini kaplayan endometrium dokusuna benzer dokuların rahim dışında büyümesiyle ortaya çıkan kronik bir hastalık. Ülkemizde üreme çağındaki yaklaşık 2 milyon kadın, yani her 10 kadından 1’i bu hastalık ile mücadele ediyor.

Endometriozis hiçbir semptom göstermeden gelişebilse de çoğunlukla kadının yaşam kalitesini düşüren ve pek çok hastalıkta görülebilen karın ve kasık ağrısı ile bağırsak sorunları gibi yakınmalara neden oluyor. Başka hastalıklar ile ortak belirtilere sahip olması ve ağrılı adetin olağan bir durum olarak karşılanması hekime başvuruyu geciktirebiliyor. Bu etkenler nedeniyle endometriozise tanı konulması 6-7 yıl gibi uzun bir süreyi alabiliyor. Teşhis ve tedavideki gecikme ise başta infertilite (kısırlık) olmak üzere böbrek yetmezliğine kadar pek çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, erken tanı ve tedavi için öncelikle hastalığın sinyallerinin bilinmesi ve zaman kaybetmeden hekime başvurulması gerektiğine dikkat çekerek, “Özellikle  ağrılı adet görme, ağrılı cinsel ilişki ve adet döneminde ağrılı dışkılama varsa, nedeni endometriozis olabilir. Ayrıca kadınların hiçbir yakınmaları olmasa bile ilk adet döngülerinden  itibaren  veya en geç   18 yaş itibarıyla, cinsel olarak aktif olup olmalarından bağımsız olarak  jinekolojik muayene yaptırmaları erken teşhis için çok önemlidir” diyor. 

Ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor! 

Adet döngüsünde vücut her ay rahmin içini kaplayan dokuyu döküyor ve vajinal kanama yoluyla dışarı atıyor. Ancak bazı durumlarda endometriyal dokular rahim dışındaki çeşitli bölgelere yerleşip, büyüyebiliyorlar. Endometriozis en sık yumurtalıklar, tüpler ve rahim üzerinde oluşuyor. Nadiren de olsa bağırsaklar, mesane, eski ameliyat yeri, tırnak, meme, diyafram, göz ve burun gibi pelvik dışındaki bölgelerde de gelişebiliyor. Hastalığın oluşum sebebi hala bilinmemekle birlikte pek çok teori öne sürülüyor. 

Test edin! Belirtileriniz endometriozis olabilir mi? 

Aşağıda yer alan 10 sorudan 5’ine cevabınız ‘evet’ ise şikayetlerinizin nedeni endometriozis (çikolata kisti)  olabilir. Bu durumda zaman kaybetmeden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bir hekime başvurmanızda fayda var. 

  • Pelvik bölgesinde (kalça – bel bölgesinde) sürekli ağrınız oluyor mu?
  • Cinsel ilişki sırasında ağrınız oluyor mu?
  • Ovulasyon (yumurtlama) ağrısı yaşıyor musunuz?
  • Ara lekelenme kanamalarınız oluyor mu?
  • Adetlerinizde aşırı kanama sorununuz var mı?
  • Adetleriniz çok ağrılı oluyor mu?
  • Özellikle adet döneminde migren problemi yaşıyor musunuz?
  • İdrar yaparken veya dışkılarken ağrınız oluyor mu?
  • Gebe kalamama sorunu yaşıyor musunuz?
  • Kendinizi sürekli yorgun hissediyor musunuz?

 

Önemli bir infertilite nedeni!

Endometriozis, yani çikolata kistine tanı konulması ortalama olarak 7 yıl sürüyor. Bu süreçte çikolata kisti kalınlaşabiliyor ve vücutta yayılabiliyor, bunların sonucunda yaşam kalitesini düşürmesinin yanı sıra tedavide gecikildiğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.  Örneğin,   herhangi bir yakınma oluşturmayan çikolata kistleri dahi yumurtalıkların işlevlerini ve rezervlerini olumsuz etkileyerek kadın kaynaklı infertilite nedeni olabiliyor. Çocuk sahibi olmakta güçlük çeken kadınların yaklaşık yüzde 40’ında endometriozis tespit edildiği belirtiliyor.  Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, dolayısıyla doğal yollarla bir yıl boyunca hamilelik oluşmayan çiftlerde infertilite nedeni araştırılırken endometriozis ihtimalinin de düşünüldüğünü vurgulayarak, “Erken teşhis ve tedavi edildiğinde endometriozis sorunu yaşayan pek çok kadın çocuk sahibi olmayı başarabilmektedir” diyor. 

Tedavi kişiye özel olarak planlanıyor

Endometriozis tedavisi hastalığın evresi ile şiddetinin yanı sıra kadının yaşı, genel sağlık durumu ile çocuk sahibi olma isteği gibi pek çok faktör birlikte değerlendirilerek planlanıyor. Ağrının şiddeti ve çocuk isteği tedaviyi belirleyen en önemli iki etkeni oluşturuyor. İlaç ve hormon tedavileriyle çikolata kisti kontrol altına alınabiliyor. Hormon ilaçları kistlerin büyümesinin önlenmesinde veya küçültülmesinde etkili olabiliyor.  Ayrıca tedavide yaygın olarak başvurulan ağrı kesiciler de yaşam kalitesini düşürecek şiddete ulaşabilen ağrı ve krampları büyük oranda hafifletebiliyor. Cerrahi yöntem ise endometriozis, yani çikolata kistinin tedavisinde semptomların ortadan kalkmasını sağlamak açısından en etkili tedavi yöntemi olarak yerini koruyor.

Cerrahi yöntem doğurganlığı etkilemiyor, aksine… 

Endometriozis hastalığında cerrahi yöntem bazı durumlarda tedavide ilk seçenek olarak tercih ediliyor. Örneğin, semptomların ilaçlar ile kontrol altına alınamaması, pelvik ağrısı ve kramplarının çok şiddetli olması, gebelik oluşumunda zorluk yaşanması veya pelvik bölgesinde oluşan kitledeki büyümenin önlenememesi gibi tablolarda cerrahi müdahale gereklilik haline geliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Taner Usta, ancak toplumda ameliyatın doğurganlığı olumsuz etkilediğine dair hatalı inanışın hastaların bu yönteme ön yargılı yaklaşmalarına neden olduğunu  belirterek, “Sanılanın aksine, cerrahi müdahalelerde hedeflerden biri de kistlerin gebeliğe engel olma durumunun ortadan kaldırılmasıdır. Robotik veya laparoskopik olarak kapalı cerrahi yöntemiyle gerçekleştirilen ameliyatlarda çoğunlukla yumurtalık dokusu ile rahmin korunduğu, yani sadece endometriotik dokuların vücuttan çıkarıldığı koruyucu yöntem tercih edilmektedir. Rahmin tamamen alınması işlemi olan histerektomi yöntemine ancak çok ileri durumlarda ve son çare olarak başvurulmaktadır” diyor. Prof. Dr. Taner Usta,  üstelik cerrahi tedavide edinilen tecrübeler sayesinde çikolata kistlerinin ameliyat sonrasında tekrar etme riskinin günümüzde deneyimli merkezlerde oldukça düşük oranda seyrettiğini ifade ediyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu proje ile en agresif kanser türlerinin tedavisine yönelik yenilikçi taşıyıcı sistemler tasarlanacak

Yürütücülüğünü Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Akbaba’nın yaptığı “Hedeflenebilir nanopartiküler sistemler ile üçlü negatif meme kanserine karşı CRISPR/Cas9 aracılı Lipocalin-2 gen nakavtının terapötik etkinliğinin in vitro değerlendirilmesi” başlıklı proje Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Araştırma ve Geliştirme Projelerini̇ Destekleme Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı.

Proje ekibini makamında ağırlayan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, yaptıkları nitelikli çalışmalarından dolayı proje ekibini tebrik ederek çalışmalarında başarılar diledi. Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Üniversitemiz bilim insanları,  ülkemiz başta olmak üzere tüm insanlığın ihtiyaçları doğrultusunda araştırma alanlarını yoğunlaştırarak, ulusal ve uluslararası iş birlikli ve  disiplinlerarası  önemli projeler hazırlamaya devam ediyorlar. Ülkemizin uluslararası kalite standartlarında, referans gösterilen  araştırma üniversitesi ekosisteminde  katma değer yaratabilecek nitelikte, yenilikçi, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalar yürüten ekibimizi yürekten kutluyorum” dedi.

Yürütülen araştırmanın detayları ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Hasan Akbaba, “Son yılların güncel araştırma konularından gen terapisi, nadir hastalıklar yanı sıra kemoterapiye ve hedeflenebilir tedavilere istenilen düzeyde yanıt vermeyen kanser türleri için de alternatif bir tedavi yaklaşımı olmaya başlamıştır. Bu hastalıklardan üçlü negatif meme kanseri (TNBC), tüm meme kanserlerinin yüzde 12-20’sini oluşturmaktadır. Daha agresif tümör ilerlemesi ve kötü bir prognozla kendini gösteren TNBC için gen tedavisi umut vaat eden yenilikçi bir tedavi yaklaşımıdır.  Proje önerisinde hedef olarak, TNBC’nin gelişimi ve ilerlemesinde rol oynadığı ispatlanmış önemli bir onkogen olan Lipokalin 2 (LCN2) belirlenmiştir. Bu şekilde en agresif kanser türlerinden biri olan TNBC’de kullanılmak üzere anti-proliferatif, kanser dokusuna hedeflenebilir, LCN-2 proteinine özel olarak tasarlanmış CRISPR/Cas9 sistemi aracılığı ile LCN-2 gen ifadesini kalıcı bir şekilde nakavt eden yenilikçi taşıyıcı sistemler multidisipliner bir çalışmanın sonunda ilk kez ülkemizde tasarlanacak ve etkinlikleri ortaya konacaktır” diye konuştu.

Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Biyoteknoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Hasan Akbaba’nın yürütücülüğünü yaptığı projede Prof. Dr. Şerik Şentürk ve Doç. Dr. Gülşah Erel Akbaba araştırmacı, Prof. Dr. A. Gülten Kantarcı ise proje danışmanı olarak görev alıyor.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

“Bağımlı Kalma Hayatta Kal"

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Topluma Hizmet Uygulamaları -Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında “Bağımlı Kalma Hayatta Kal Bağımlılıkla Mücadele” konferansı gerçekleştirildi.

Ege Üniversitesi Aşı Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Adnan Yüksel Gürüz’ün moderatörlüğünü yaptığı konferansa; Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Zeki Yüncü,  İzmir Kent Konseyi Bağımlılıkla Mücadele Başkanı Burcu Bostancıoğlu ve İzmir Toplumsal Uyuşturucu ile Mücadele ve Eğitim Derneği Başkanı Bedri Yalçın konuşmacı olarak yer aldı.

 Konferansın açılış konuşmasını yapan EÜ Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahriye Gülgün, “Bu projemizi, ‘Topluma Hizmet Uygulamaları’ dersi kapsamında gerçekleştiriyoruz. Yalnızca ülkemizde değil, tüm dünyada karşılaşabileceğiz bağımlılık sorunu hakkında bizler de üzerimize düşeni yapmaya çalıştık. İzmir Kent Konseyi ve İzmir Toplumsal Uyuşturucu ile Mücadele Eğitim Derneği başta olmak üzere konferansın gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor, iyi bir konferans olmasını diliyorum” dedi.

    “Madde bağımlılığı nörobiyolojik bir hastalıktır”

Madde bağımlılığın bir hastalık olduğunu vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Zeki Yüncü, “Madde bağımlılığı başladıktan ve tüketildikten sonra artık bunun nörobiyolojik bir hastalık olduğunu bilmemiz gerekiyor. Maddelerin kullanımının ardından, insanların duygu durumunda bir takım değişimler meydana geliyor. Bu duygu durumunda yaşanan değişimden sonra, insanlar bu değişimleri yeniden deneyimlemek isterler ve yeniden deneyimlerken de bağımlılık döngüsünün içine düşmüş olurlar” dedi.

 Bağımlılığın nasıl oluştuğu konusunda bilgi veren Prof. Dr. Zeki Yüncü “Beynin birbiri ile bağlantı noktaları vardır. O bağlantı noktalarına nörotransmitterler salınır. Bu nörotransmitterlerin salınması da haz sistemini tetikler, haz sisteminin tetiklenmesi ile madde arayışı başlar. Kişi kendini daha iyi, daha mutlu hissedebilmek için bunları kullanmaya çalışır” diye konuştu.

 Etkinlik, İzmir Kent Konseyi Bağımlılıkla Mücadele Başkanı Burcu Bostancıoğlu ve İzmir Toplumsal Uyuşturucu ile Mücadele ve Eğitim Derneği Başkanı Bedri Yalçın’ın bağımlılık konusunda yaptıkları sunumların ardından sona erdi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Ramazanda Doğru Beslenme Tercihleri Sağlık Getiriyor

Doç. Dr. Binnur Okan Bakır, Ramazan ayı boyuncu doğru beslenme tercihlerinin genel sağlığımıza büyük katkı sağlayabileceğini belirterek uygunsuz besin tercihi ve beslenme tarzının sağlığımıza büyük zarar verebileceğine dikkat çekti

Ramazan ayı, tüm gün aç kalınmasının ardından aile fertlerinin ve dostların bir araya geldiği, çeşit çeşit yemekle süslenen iftar sofralarında yemeğin biraz fazla yenebildiği, beslenme rutininde ve sağlıkta önemli değişikliklere yol açan bir ay. Uzmanlar ise Ramazanda sağlıklı kalabilmek için doğru beslenme tercihlerinin önemine dikkat çekiyor

Yeditepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Binnur Okan Bakır, Ramazan ayında nasıl beslenmemiz gerektiğine ilişkin bilgiler verdi. 

Ramazan süresince besin tercihlerimiz kadar tüketilen besinlerin porsiyonunun, iftar ile sahur arasındaki öğün sıklığının önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Bakır, “Bu süreçte doğru tercihler genel sağlığımıza büyük katkı sağlayabileceği gibi, uygunsuz besin tercihi ve beslenme tarzı sağlığımıza zarar da verebilmektedir. İlk önerilerden birisi sahura kalkılması, ilk öğünün gün başlarken yapılmasıdır. İftarı da mümkün olduğunca iki ana öğüne bölmek, sonrasında küçük, ancak kan şekerinizi dengelemeye yardımcı olacak ara öğünler tüketmek önemlidir” diye konuştu. 

“Doğru Beslenme Metabolik Kontrol”

Doğru besinlerle, doğru sıklıkta beslenen bireylerin Ramazan ayı sürecinde çok daha iyi metabolik kontrol sağladığını ifade eden Binnur Okan Bakır, kan şekeri ortalamalarının ve kan yağlarının olumlu yönde değiştiğinin de bilindiğini kaydetti. 

Doç. Dr. Bakır, “Sahurda tüketilecek besinlerin posadan zengin sağlıklı karbonhidratlar olan taze sebze, meyve ve işlenmemiş tahıllar içermesi, beraberinde mutlaka süt, yoğurt, peynir gibi bir kalsiyum kaynağının tüketilmesi önemlidir. Sağlıklı yağlar içeren kuruyemişler ve zeytin tüketimi de kan şekeri kontrolüne ve tokluğun uzatılmasına katkıda bulunacaktır. Çok tuzlu besinlerden, kızartma, kavurma gibi çok yağlı besinlerden ve sosis, sucuk, salam gibi işlenmiş et ürünlerinden kaçınılmalıdır” dedi.

“İftarı İkiye Bölün”

İftarın ise ikiye bölünmesinin faydalı olacağına işaret eden Doç. Dr. Bakır, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tüketilecek besinlerin tek seferde kontrollü miktarlarda tabağa alınması gereksiz ve farkında olunmadan fazla tüketimin önüne geçebilir. Hurma, zeytin, peynir ve tam taneli ekmek ile iftariyelikler tercih edilebilir. Alternatif olarak çorba ile birlikte salata ve yoğurt tüketilebilir. İkinci kısımda ise salata ve sebze yemekleri ile beraber sağlıklı bir pişirme yöntemleri ile pişirilmiş et, tavuk, balık veya kuru baklagiller ile tam tahıllardan oluşan bir ana öğün yapılabilir. Geç yatan bireyler için iftardan 2-3 saat sonra ara öğün önerilebilir. Bu öğünde mevsim meyve ve sebzeleri ile birlikte protein ve kalsiyum açısından zengin olan süt, yoğurt, peynir gibi besinler tüketilebilir.”

Çay, Kahve Su Değildir

Sıvı tüketiminin önemine de dikkat çeken Binnur Okan Bakır, “Besinlerimiz kadar sıvı tüketimimize de dikkat etmemiz çok önemlidir. Çay, kahve gibi sıvılardan alınan sıvının yeterli olmayacağı, iftar ile sahur arasındaki sürede mutlaka yeterince su içmemiz gerektiği unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bulut Teknolojisi, Sağlık Hizmetlerindeki İlerlemeleri Nasıl Yönlendiriyor

Sağlık sektörü, teknolojik gelişmelerin yönlendirdiği devrim niteliğinde bir dönüşüm yaşıyor ve bu değişimin ön saflarında bulut teknolojisi yer alıyor. AWS Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, bulut teknolojisinin ortaya çıkışının, sağlık hizmeti sağlayıcılarının büyük miktarda veriyi verimli bir şekilde depolamasına, erişmesine ve analiz etmesine olanak tanıyarak sektör için yeni olanaklar yarattığını belirtti. Kişiselleştirilmiş tıp, genom bilimi ve hassas tıp, bulut tabanlı çözümlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan yenilikçi sağlık hizmeti alanlarının yalnızca birkaç örneği.

Orta Doğu, sağlık sistemlerini modernize etme konusunda dikkate değer bir ilerleme kaydetmiş olsa da sektör daha fazla inovasyon için hâlâ muazzam bir potansiyele sahip. Hizmetlerin iyileştirilmesi için yeni yöntemler sunan bulut teknolojisi, bu bölgede giderek daha popüler bir çözüm haline geliyor. Türkiye de özellikle sağlık turizmi ile öne çıkan bir ülke. TÜİK verilerine göre, yurtdışında yaşayan vatandaşlarla birlikte Türkiye’ye sağlık ve tıbbi nedenlerle gelen ziyaretçi sayısının geçen yıl 1,4 milyonu aştığı ifade ediliyor. Ocak-Mart 2023’te ise ülkemize sağlık ve tıbbi nedenlerle gelen ziyaretçi sayısının 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 37,5 artarak 474 bin 114’e yükseldiği belirtiliyor. Bulut teknolojisi ve hizmetlerin modernize edilmesi, bu alanda da daha fazla büyümeyi destekleyebilir. 

Sağlık hizmetlerinin daha iyi sonuç vermesi için bakımı modernize etmek 

Kişiselleştirilmiş tıp, bir hastanın DNA’sını analiz ederek sağlığını veya belirli tedavilere yanıt vermesini etkileyebilecek genetik varyasyonları belirlemeyi içeriyor. Bulut teknolojisinden yararlanan sağlık hizmeti sağlayıcıları, büyük hacimli genetik verileri hızlı ve kolay bir şekilde analiz edebiliyor ve böylece bireysel hastalar için özel tedavi planları oluşturabiliyorlar. Bu da tıbbi tedavileri hastanın benzersiz genetik yapısına ve yaşam tarzına göre uyarlayan kişiselleştirilmiş tıbba doğru önemli bir kayma yaşanmasını sağlıyor.

Bulut teknolojisinin inovasyonu yönlendirdiği başka bir alan ise genom bilimi. Örneğin AWS, genomik verileri depolamak, paylaşmak ve analiz etmek için güvenli ve ölçeklenebilir bir platform sağlayan Amazon Omics’i kullanıma sundu. Bulut teknolojisi, araştırmacıların ve klinisyenlerin çok büyük miktarda genomik veriye hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde erişmesini ve analiz etmesini sağlayarak genom bilimi alanında dönüşüm yarattı. Amazon Omics gibi platformlar sayesinde, bilim insanları artık dünya çapındaki farklı popülasyonlardan genomik verilere erişip analiz edebiliyor ve böylece daha önce tespit edilmesi imkansız olan kalıpları ve korelasyonları belirleyebiliyorlar. Bu, hastalığa neden olan yeni genlerin keşfedilmesini, daha doğru tanı testlerinin geliştirilmesini ve hastanın benzersiz genetik yapısına dayalı kişiselleştirilmiş tedavi planlarının oluşturulmasını sağlıyor. 

Küresel genom bilimi hizmetleri sunmak için AWS ile iş birliği yapan G42 Healthcare, genom biliminin faydalarının farkında olan şirketlere örnek olarak gösterilebilir. Bu iş birliği, G42 Healthcare’in genom bilimi alanındaki uzmanlığı ile AWS’nin bulut becerilerini bir araya getirerek dünya çapındaki farklı popülasyonlardan alınan genomik verilerin analiz edilmesine olanak tanıyor. 

Eşsiz güvenilirlik, güvenlik ve veri gizliliği sağlamak

Bulut teknolojisi, tıbbi bilgi ve kaynaklara gerçek zamanlı ve talep üzerine erişimi güçlendirdi. Bu artan erişilebilirlik, hastalara tıbbi durumları, teşhisleri ve tedavileri hakkında kapsamlı bir anlayış sağlayarak sağlık hizmetlerinde daha aktif bir rol almalarını sağlıyor. Sonuç olarak, hastalar sağlıkları hakkında bilinçli kararlar verme ve sağlıklarını korumak için önleyici tedbirler alma imkanına sahip oluyorlar.

Dahası bulut teknolojisi, sağlık hizmeti sağlayıcılarının tıbbi bilgileri paylaşmasına ve diğer sağlık uzmanlarıyla iş birliği yapmasına olanak tanıyarak hasta bakımının kalitesini artırıyor. Bulut tabanlı çözümler, hastaların kan şekeri seviyeleri, kan basıncı ve ilaç programları gibi hayati sağlık verilerine gerçek zamanlı erişim sağlayarak kronik durumları yönetmelerini de kolaylaştırıyor. Bu erişilebilirlik ve kolaylık, hastaların sağlık bakım ihtiyaçlarını karşılamalarını ve hastaneye yatma riskini en aza indirmelerini sağlayarak tedavi sonuçlarını iyileştirme ve maliyetleri azaltma potansiyeline sahip.

Bulutun Gücü

Bulut tabanlı teknoloji, sağlık sektörünü yalnızca dönüştürme değil, aynı zamanda daha iyi hale getirme potansiyeline de sahip. Bulut teknolojisi ve araçlarının gücü, iş birliği yapmaya, veriye dayalı kinik ve operasyonel kararlar almaya, hassas tıbbı etkinleştirmeye ve bakım maliyetlerini düşürmeye olanak tanıyarak tüm sağlık ekosistemine fayda sağlayabilir. Sonuç olarak bu hem hastalara hem de sağlık hizmeti sağlayıcılarına faydası olan daha verimli ve etkili bir sağlık hizmeti sisteminin oluşturulmasını sağlayabilir. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Microsoft Türkiye'nin Ankara'da düzenlediği “Kamuda Siber Güvenlik" etkinliğinde kamu, özel sektör ve teknoloji liderleri bir araya geldi

Microsoft Türkiye’nin 5 Mart Salı günü Ankara Marriott Hotel’de düzenlediği “Kamuda Siber Güvenlik” konulu etkinlik Microsoft yöneticilerini, kamu & özel sektör paydaşlarını ve teknoloji liderlerini bir araya getirdi. Etkinlikte söz alan Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, en büyük hedeflerinin Türkiye’yi teknolojiyle kalkınan ülkeler arasında zirveye taşımak olduğunu belirterek, Microsoft’un bulut ve yapay zeka gibi ileri teknolojilerin Ar-Ge’sine yılda 27 milyar dolar yatırım yaptığına dikkat çekti. 

Microsoft Türkiye5 Mart Salı günü Ankara Marriott Hotel’de “Kamuda Siber Güvenlik” konulu bir etkinlik gerçekleştirdi. Microsoft yöneticilerini, kamu & özel sektör paydaşlarını ve teknoloji liderlerini bir araya getiren etkinlik, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin’in açılış konuşmasıyla başladı. Organizasyon kapsamında siber güvenlik & siber dayanıklılık; güvenlik operasyonlarının dönüşümü; bulut & yapay zeka & veri alanında yönetim ve regülasyonlar; sorumlu & yaratıcı yapay zeka; yeni nesil kodlama platformları gibi teknoloji dünyasının en fazla merak edilen gündem maddeleri, alanlarında uzman isimler tarafından canlı demolar eşliğinde değerlendirildi.

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin: “En büyük hedefimiz Türkiye’yi teknolojiyle kalkınan ülkeler arasında zirveye taşımak”

Levent Özbilgin, açılış konuşmasında Microsoft’un Türkiye’deki 30. yılını kutladığı için bu senenin kendileri için daha özel olduğunu belirterek Microsoft Türkiye’nin 30 yıllık tarihinde iz bırakan faaliyetleri değerlendirdi. Özbilgin, “Geçtiğimiz 30 yıl içinde Türkiye’de yarattığımız katma değerin önemli bir kısmını eğitim alanına yönelik çalışmalarımız oluşturuyor. Eğitim kurumlarına ücretsiz lisans sağlama; öğretmen ve öğrencilere ücretsiz eğitim programları sunma gibi faaliyetlerimizle gurur duyuyoruz. Microsoft Türkiye olarak aynı zamanda bölgede 400’e yakın çalışanımızla bölgesel bir operasyon merkezi görevi de üstlendik ve Türkiye’ye 500 milyon dolardan fazla sermaye getirdik. Son yıllarda yaptığımız Microsoft Türkiye Teknoloji Merkezi, Microsoft Türkiye Perakende Deneyim Merkezi, MEXT içinde açtığımız Microsoft Üretim Merkezi ve Microsoft Türkiye Ar-Ge Merkezi gibi yatırımlarla hem kamu hem özel sektördeki paydaşlarımıza çözüm üreten platformlar yaratmış olmak da bizim için ayrı bir gurur” dedi.

Özbilgin: “Microsoft, ileri teknolojilerin gelişimi için yılda 27 milyar dolarlık Ar-Ge yatırımı yapıyor”

Türkiye’yi teknolojiyle kalkınan ülkeler arasında zirveye taşımayı hedeflediklerine vurgu yapan Levent Özbilgin, bu doğrultuda özellikle hibrit ve hiper ölçekli bulut kullanımını mümkün kılmak için altyapı ve ekosistem oluşturmaya yatırım yaptıklarına dikkat çekerek “Dünyada çalışan en büyük ölçekli bulut Microsoft Azure. İleri model yapay zeka uygulamalarının bugün Azure üzerinde gerçek zamanlı hesapladığı parametre sayısı trilyonlarla ölçülüyor. Bunun altında sihir yok, Microsoft’un ileri teknolojilerin gelişimine yılda 27 milyar dolar Ar-Ge yatırımı yaptığı gerçeği var. Öte yandan 2023 yılında Türkiye’de kamu ve özel sektörü arasında teknolojiye harcanan bütçe ise maalesef sadece 4.1 milyar dolar. Biz teknoloji ekosistemi olarak bu rakamı yükseltmek için elimizden geleni yapıyoruz ancak Ar-Ge olmadan teknoloji olmuyor. Yapay zekanın özellikle gelişmekte olan uluslar için büyük bir sıfırlayıcı olduğunu unutmamalı ve bu avantajı zaman kaybetmeden kullanmalıyız. Biz Microsoft Türkiye olarak yapay zeka ve bulut gibi ileri teknnolojilerin Türkiye’nin ulusal rekabet gücüne güç katabilmesi için çalışmayı misyon edindik. Bunun için de yapay zeka ve bulut bulgularına net şekilde milli veri egemenliğimizi ön planda tutacak dengeli bir regülatif yaklaşım geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi. 

“Siber Güvenlikte Dijital Ticaret Koridorları” başlıklı oturumda Microsoft Kamu Sektörü endüstri Danışmanı Emre Güngör ile Dtech Cloud CEO’su ve Demirören Medya CTO’su Yavuz Emir Beyribey farklı ülkelerde ve farklı pazarlarda kamuya yönelik güvenlik çözümlerinden ve kamunun konuya yaklaşımından bahsettiler. “Yapay Zeka Çağında Siber Dayanıklılık ve Güvenlik” başlıklı oturumda ise siber güvenlik uygulamaları ve Microsoft’un en yeni yapay zeka asistanı Copilot’un kullanım senaryoları Microsoft yöneticileri tarafından demolar eşliğinde anlatıldı.

“Kamuda Siber Güvenlik” etkinliği, eşzamanlı olarak gerçekleştirilen “Güvenlik” / “Yaratıcı Yapay Zeka” ve “Yazılım Geliştirmenin Geleceği” başlıklı 3 farklı panelle sona erdi. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sitare Yazdı, Ceren 'Umut' dedi

“Umut” müzikseverlere duygu dolu bir müzik deneyimi sunuyor. 

Sesiyle son günlerin yükselen genç ismi Ceren İpar’ın yeni single şarkısı Umut, müzik listelerinde yerini aldı. Yeni tarzıyla müzik piyasasına hızlı bir giriş yapan başarılı şarkıcı Ceren İpar Umut isimli şarkısının sözleri ünlü oyuncu Sitare Akbaş’a ait. Umut şarkısını Aranjörlüğünü ise Bora Çifterler üstleniyor. 

Umut bu anlamda duygusal ve etkileyici bir müzikal deneyim vaat ediyor. Dinleyiciler, şarkının güçlü sözlerini ve melodiye uygun düzenlemesini keşfetmek için sabırsızlanıyor. 

 

Klip Galata köprüsünde çekildi 

Uzun ve titiz bir hazırlık sürecinden sonra klip 20 kişilik bir ekip tarafından İstanbul’un farklı semtlerinde bir günde çekildi. Klibin yönetmenliğini Şahin Karatutlu üstlendi.  

Ceren İpar’ın müzikteki başarısı ve yeteneği etkileyici sahne performansı ile İstanbul’da her hafta izleyicilere müzik keyfi yaşatıyor. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bugün Trakya güzellik uzmanlığı dernek başkanı Hülya Azizi kurumunda ziyaret ettik – Türkiye Haber Merkezi


Hülya hanımla verdiği eğitimler hakkında görüşme yaptık. Hülya Hanım, 4. Seviye güzellik uzmanlığı eğitimi ,kalıcı  makyaj, saç similasyonu cilt bakımı protokolü gibi eğitimler verildiğini söyledi.Eğitim Kurumu çok özenle dizayn edilmiş,uygulama ve teorik odaları  da iyi dizayn edilmişti.
Hülya Hanım derneğinin yeni projesinden bahsetti; birçok medikal ve dermakozmetik firmalarının da katılacağı Mayıs ayı içersinde work Shop düzenleyeceklerini iletti.

Kendilerine  teşekkür ediyoruz.

https://www.instagram.com/hulyaazizofficial?igsh=YzRtYTF5dzdzNHg=

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Eftal Gülbudak'ın yazıp yönettiği “Masal (Sözsüz Oyun)" adlı çocuk oyununu seyirciyle buluşturdu

3 Mart 2024 Pazar günü Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde ilk kez sahnelenen oyun, çocukların büyük beğenisini kazandı.

Oyunun sonunda çocuklara “Masal” hakkındaki fikirleri sorulduğunda minik bir seyircimiz:

“Oyun çok güzeldi, rengârenkti, özellikle çok güzel bir hikâyeyi anlatıyordu. Sonunda da mutluluk olması çok güzel oldu” dedi.

Bir diğer minik seyirci:

“Oyun çok güzeldi, sözsüz olması insanların hayal gücünü canlandırıyor. Çok beğendim” dedi.

Bir seyircimiz ise:

“Oyun çok güzeldi, çok yeni şeyler öğrendik ve çok güzel şeyler düşledik.” dedi.

“Masal”ın yazarı ve yönetmeni Eftal Gülbudak oyunu şöyle anlatıyor:

“Tiyatromuza ve masalımıza hoş geldiniz. Bu kez masalımıza ‘’Bir varmış bir yokmuş…’’ sözleriyle başlamayacağız. Çünkü masalımızda hiç söz yok. Ama masalımızın sonunda siz çocuklara ve anne babalara söylemek istediklerimiz var.

Sizlere bu masalı hazırlayan yaratıcı, üretken ve çalışkan sanatçılarımız; müzik, dekor, kostüm, aksesuar, ses, ışık, gölge, hareket, dans ve çok özel becerileriyle;  “Sorunlar karşısında bencil olmadan, el ele vermenin, birlikte mücadele etmenin ve adaletli paylaşımın önemini anlatacaklar.’’ Masalımızın sonunda eminim siz de bu düşüncenin bir parçası olacaksınız.

Şimdi gong çalsın, perde açılsın… Dünyanın en önemli bestecilerinin müzikleri eşliğinde masalımızın kahramanlarıyla hep beraber yola çıkalım.”

Dramaturgisini Ergün Özdemir’in, efekt tasarımını Emre Ören’in,   koreografisini Eftal Gülbudak’ın, dekor ve kostüm tasarımını Aysel Doğan’ın, ışık tasarımını Fatih Mehmet Haroğlu’nun yaptığı, fotoğraflarını Sadi Ayan’ın çektiği oyunda Ceren Hacımuratoğlu, Ercan Demirhan, Yeliz Şatıroğlu, Onur Şirin, Serkan Bozkurt rol alıyor.

Masal

Hakkından ve ihtiyacından fazla yiyeceği çalarak açlığa sebep olan yemek hırsızı ve işbirlikçisine karşı üç çocuk fantastik bir yolculuğa çıkar. Birçok engelin aşıldığı yolculuk sürecinde bireysellikten birlikte hareket etmeye, yardımlaşma ve adaletli paylaşıma kadar çocukların düşünce ve eylemleri değişir. Açlığın tüm çocuklar için yaşamsal bir sorun olduğunu fark eden çocuklar, açgözlü yemek hırsızı ve işbirlikçisine karşı mücadeleyi büyütür.

Oyun, 10, 17, 24 Mart 2024 tarihlerinde Üsküdar Musahipzade Celal Sahnesi’nde.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Körfezin İncileri'nden Müthiş Galibiyet

Dün oynanan TKBL 27. hafta müsabakasında Aslan Yol Burhaniye Belediyespor, kendi evinde 01 Adana Basketbol’u 79-60’lık skorla mağlup etti.

Maçın ilk düdüğünden, son düdüğüne kadar oyun ve skor üstünlüğünü elden bırakmayan Körfezin İncileri, ligde 4. sırada bulunan 01 Adana Basketbol’u taraftarı önünde 19 sayı farkla devirdi.

Müsabakayı Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal DEVECİLER ve Burhaniye Belediye Başkan Yardımcısı Oktay ERBALABAN tribünden takip ettiler.

Aslan Yol Burhaniye Belediyespor’da Tearra Shawn Banks 22 sayı, 3 ribaund, 3 asist, Yağmur Yıldız 20 sayı, 6 ribaund, 7 asist, 1 blok, Gülcan Aydoğmuş 8 sayı, 3 ribaund, 1 asist, Sema Şenol 7 sayı, 5 ribaund, 5 asist, Şevval İstanbulluoğlu 6 sayı, 1 ribaund, 1 blok, Simay Naz Öget 5 sayı, 2 ribaund, 1asist, Gökçe Yavaşca 4 sayı, 3 ribaund, 1 asist, Simge Şeker 4 sayı, 4 ribaund, 2 asist, Sena Özekli 3 sayı, 1 ribaund, Beyza Nur Uruç 9 ribaund, 2 asist ile galibiyette önemli rol oynadılar.

Aslan Yol Burhaniye Belediyespor, bu galibiyetle puanını 36’ya yükseltti. Körfezin İncileri gelecek hafta Çankırı Yükseliş’in ligden çekilmesi sebebiyle 20-0’lık skorla hükmen galip sayılacak.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı