Aylık arşivler: Eylül 2024

Denize +1 Nefes’te Mercanların Senfonisi

Şirketin, Deniz Yaşamını Koruma Derneği iş birliği ile yürüttüğü proje kapsamında Mercan Dede, Marmara Denizi’ndeki biyoçeşitliliğin sesinden ilham alarak hayat verdiği “Mercanların Senfonisi” ile biyoçeşitliliğin sesine kulak veriyor. 

Dünyada kendi iç denizine sahip tek ülke olan Türkiye’nin göz bebeği Marmara Denizi; Karadeniz, Ege ve Akdeniz arasında hayati öneme sahip biyolojik bir koridor niteliği taşıyor. Bu kapsamda Marmara Denizi’nde biyoçeşitliliğin gelişimini desteklemek ve farkındalık oluşturmak amacıyla 2022 yılında Anadolu Efes ve Deniz Yaşamını Koruma Derneği’nin (DYKD) iş birliğiyle Denize +1 Nefes projesi hayata geçirildi. Proje ile ‘denizlerin yağmur ormanları’ olarak nitelendirilen ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan mercanların çoğaltılması, korunması ve Marmara Denizi’ndeki su altı yaşamıyla birlikte biyoçeşitliliğin zenginleştirilmesi hedefleniyor.

Denize +1 Nefes’in ilk fazında dalgıçlar, doğal yaşamından kopmuş ve zarar görmüş mercanları Marmara Denizi’ndeki Tavşan Adası açıklarında kesin korunacak hassas alan ilan edilmiş olan bölgeye nakletti ve yeni mercan bahçeleri oluşturdu. Projenin ikinci fazında, nakledilen mercanların gelişimi ve yarattığı etkinin 7/24 canlı izlenebilmesi ve kayıt altına alınması için denizin 30 metre altına kamera sistemi kuruldu. Üçüncü fazda ise sıra Marmara Denizi’ndeki biyoçeşitliliğin sesine kulak vermeye geldi. Dalgıçların su altına yerleştirdiği ses kayıt cihazlarıyla canlıların sesi kaydedildi. Deniz ve doğa dostu müzisyen Mercan Dede, bu kayıtlardan ilham alarak “Mercanların Senfonisi” eserine hayat verdi. 

“Sorumlu, bilinçli ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için çalışıyoruz”

Bira Grubu Başkanı ve Anadolu Efes CEO’su Onur Altürk, “55 yıl önce Anadolu topraklarında doğan bir şirket olarak bugün bayrağımızı 70’ten fazla ülkede dalgalandırıyoruz. Toplumu, çevreyi ve tüm paydaşlarımızdan oluşan ekosistemimizi güçlendirme bakış açısı ile uzun vadeli değer yaratacak projeler gerçekleştiriyoruz.  Sorumlu, bilinçli ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için çalışıyoruz. 

Marmara Denizi, 3 bine yakın türe ev sahipliği yaparak, biyolojik çeşitliliği açısından zengin olmakla birlikte, son yıllarda maalesef ciddi bir tehdit altında. Yapılan araştırmalar son 50 yılda Marmara Denizi’nde 17 türün tamamen tükendiğini ve pek çok türün de tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.  3 yıl önce hayata geçirdiğimiz Denize +1 Nefes projesi ile ‘denizlerin yağmur ormanları’ olarak da bilinen mercanlara Marmara Denizi’nde yeniden hayat verebilmek için çalışıyoruz. Yeni mercan bahçeleri oluşturmak ve bu konuda farkındalık yaratmak için Deniz Yaşamını Koruma Derneği ile iş birliği gerçekleştirdik. Bu yıl projemize toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla bambaşka bir perspektif ekledik ve değerli sanatçı Mercan Dede ile bir araya geldik. Mercanların Senfonisi, Marmara Denizi’nin sesi oldu. Öte yandan Marmara Denizi’ndeki su altı ses verileri, biyolojik çeşitliliği gözlemlemek ve deniz ekosisteminin sağlık durumunu izlemek açısından da önemli bulgular oluşturdu.” açıklamasında bulundu. 

Deniz Yaşamını Koruma Derneği Başkanı Volkan Narcı, “Marmara Denizi’ndeki mercan popülasyonunu, biyoçeşitliliğini artırmanın yanı sıra onları korumak ve ekosisteme kazandırmak bizim için büyük önem arz ediyor. Bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz Denize +1 Nefes projesinde bu yıl denizin sesine kulak vermek istedik. Zira su altı ses verilerini toplamak amacıyla yaptığımız çalışmalar sonucunda insan faaliyetlerine bağlı olarak oluşan ses kirliliğinin, en yaygın kaydedilen ses verileri olduğunu gördük. Bu bağlamda da Marmara Denizi’nin sesini duyurmak amacıyla Mercan Dede birçok deniz canlısının ses ve görüntüsünden ilham alarak ‘Mercanların Senfonisi’ eserini hayata geçirdi.” dedi.

Müzisyen Mercan Dede, “Dünyada ve ülkemizde de etkili olan iklim krizi, yalnızca bugünü değil, geleceğimizi de tehdit ederken, deniz ekosistemleri bu krizden en çok etkilenen alanlar arasında yer alıyor. Ekosistemler birbirine bağlı döngüler şeklinde hareket ediyor. Marmara Denizi’nin zengin biyoçeşitliliği, mercanların çevresinde varlık bulan eşkina, ıstakoz, karides, yunus ve midye gibi canlılarla hayat buluyor. Denize +1 Nefes projesi bu anlamda mercanları korumak için çok değerli ve ben de toplumda farkındalık yaratabilmek adına yürütülen çalışmalara bir katkı sunma amacıyla ‘Mercanların Senfonisi’ eserini ortaya koydum. Ayrıca kaleydoskopik görüntülerle de dünyanın herhangi bir yerinde atılan küçük bir adımın, denizlerin yaşamına ve tüm ekosisteme nasıl büyük bir dönüşüm sağlayabileceğini vurgulamak istedim. Mercanlar, denizlerin can damarları; onların korunması, sürdürülebilir bir gelecek için en büyük sorumluluklarımızdan biri.” şeklinde konuştu.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yenikapı Etkinlik Alanı’nda gelenekselleşen ‘Kültür Buluşmaları’ Sivas ile devam ediyor

26-29 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek Sivas Kültür Buluşmalarında, konserlerden halk oyunu gösterine kadar pek çok etkinlik olacak.  

 

Memleket özlemi yaşayan İstanbulluları kendi kültürleri ile bir araya getiren ‘Kültür Buluşmaları’ 12 Eylül’de Gaziantep ile başladı. Perşembeden Pazar gününe kadar her hafta bir ilin, kültürün tanıtımının yapıldığı alanda konserler, halk oyunları gösterileri, yemek stantları, yöresel ürün satışı gibi pek çok etkinliğe yer veriliyor.

 

HALK MÜZİĞİNE DOYULACAK

Kültür Buluşmaları, 26-29 Eylül tarihleri arasında Sivas iliyle devam edecek. İlk gün Nurcan Başpınar ve Mustafa Özaraslan konserleri ile başlayacak etkinlikler, 27 Eylül’de Sivas Halk Oyunları ve Aşıklar Heyeti ile devam edecek. 28 ve 29 Eylül’de de gün boyunca konserler devam edecek. Yenikapı Etkinlik Alanı’nda gerçekleşecek Kültür Buluşmalarına gelen ziyaretçiler, Sivas’ın eşsiz lezzetlerini de tatma imkanı bulacak. Yemek stantlarının yanı sıra, yöresel ürün satışı gibi pek çok etkinlik de olacak. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Şekerbank’tan Ahilik Haftası’nda esnafa özel kampanya

Sorumlu bankacılık anlayışıyla 70 yılı aşkın süredir esnafı desteklemeyi sürdüren Şekerbank, Ahilik Haftası’nı esnafa özel fırsatlar sunduğu geleneksel kampanyası ile kutluyor. Geçmişten günümüze esnaf dayanışması ve meslek ahlakının simgesi olan ahilik kültürünü yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak üzere kutlanan Ahilik Haftası’na özel kampanya ile Şekerbank, esnaf müşterilerinin nakit ihtiyacını karşılamanın yanı sıra kampanyaya özel birçok ayrıcalık da sunuyor. 

 

29 Eylül 2024 tarihine dek Ahilik Haftası kapsamında 3 ay ana para ödemesiz dönem ve 48 aya varan vade imkanının bulunduğu kampanya ile Banka, ilk 6 ay düzenli ödeme yapan esnafa 1 ay taksit öteleme fırsatı sağlıyor. Kampanya kapsamında 3 ay boyunca POS cihazından masraf alınmazken, internet ve mobil bankacılık kanallarından yapılacak olan EFT/havale ve FAST işlemleri de ücretsiz sunuluyor. Ayrıca ilk 25 yaprak için geçerli olmak üzere ücretsiz çek karnesi ve Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) logolu kredi kartı sahibi esnafa özel 1 yıl kart aidatı muafiyeti sağlanıyor. 

 

Hüseyin Üst: “Türkiye’nin dört bir yanındaki müşterilerimizin yanında olmaya devam ediyoruz.”  

Şekerbank KOBİ ve İşletme Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Üst, Ahilik geleneğini günümüze taşıyan esnafı, özel bir kampanya ile desteklediklerine değinerek şunları söyledi: “Tarihsel misyonumuzdan aldığımız güç ve Anadolu’ya özgü bankacılık anlayışımızla 70 yılı geride bırakarak, Türkiye’nin dört bir yanındaki müşterilerimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Esnafımızın her zaman yanında olan bankamız, bu anlamlı haftada esnafımıza özel finansman çözümleri sunarak, işlerini büyütmeleri ve güçlendirmeleri için destek sağlıyor. Avantajlı koşullarla finansman desteği vererek esnafımızın finansal yükünü hafifletmeyi ve onların gelişimine katkı sunmayı amaçlıyoruz.” 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Menopozda “sinsi” kemik kaybına dikkat!

 Genellikle ileri aşamaya dek belirti vermediği için sinsi şekilde kemik kaybına yol açabilen osteoporoz hastalığı gibi! Acıbadem Bakırköy Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Özgür Çetik, menopoz döneminde kemik kaybının hızlandığına ve bu durumun da kemiklerde kırılma riskini artırdığına dikkat çekerek, “Osteoporoz hastalarında basit düşmeler sonucunda el bileği, omurga  ve kalça kırıkları sık görülmektedir. Tedavide gecikildiği takdirde; örneğin omurga kırıkları sonrasında akut dönemde şiddetli bel ile sırt ağrısı, ilerleyen zamanda ise kronik bel ağrısı, uyku bozukluğu, nefes darlığı, hazımsızlık, anksiyete, hatta depresyon bile gelişebilmektedir.  Dahası boy kısalması ve kamburlaşma oluşabilmektedir. Aynı şekilde kalça kırıkları da hastaların yatağa bağımlı hale gelmelerine neden olabilmektedir.  Dolayısıyla menopoz döneminde yaşam kalitesini ciddi boyutlarda düşüren osteoporoza karşı genç yaşlardan itibaren kemikleri güçlendirmek büyük bir önem taşımaktadır” diyor.

Her 4 kadından birini tehdit ediyor!

Menopoz döneminde ortaya çıkabilecek en önemli ortopedik komplikasyon total kemik kütlesinin azalmasıyla seyreden ve erken dönemde hiçbir belirti vermeyebilen osteoporoz oluyor. Osteoporoz kemik yapısı içindeki kalsiyumun azalmasına bağlı olarak kemiklerin zayıflaması ve kırılgan hale gelmesi olarak tanımlanıyor ve yaklaşık her 4 kadından birinde görülüyor. Vücudumuzun total kemik kütlesi 30’lu yaşların başında en yüksek seviyesine ulaşıyor ve zamanla erkeklerde yılda yüzde 0.3 kadınlarda ise yüzde 0.5’lik azalmayla devam ediyor. Özellikle menopoz ve sonrasındaki 6 – 10 yıllık dönemde kemik kütlesindeki azalma kadınlarda yıllık yüzde 2-3 kayıpla devam ediyor. Menopoza geçiş süreciyle birlikte azalan östrojenin kemik kütle oranının yaklaşık yüzde 25’inin kaybolmasına yol açtığı belirtiliyor.

 Kırıklarda ameliyat gerekebiliyor!

Osteoporoz tedavisi; ilaç kullanımı, düzenli egzersiz ve kalsiyum ile D vitamini takviyesi olmak üzere üç ana başlık altında toplanıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Özgür Çetik, osteoporozun uzun soluklu bir tedavi olduğuna işaret ederek, “Tedavinin başarısı ancak bir yıl sonunda ortaya çıkabileceği için uzun takip ve tedavi gerektirmektedir. Yılda bir yapılacak olan kemik yoğunluğu ölçümleriyle tedavinin etkinliği değerlendirilmektedir” diyor.  Prof. Dr. Özgür Çetik, osteoporozda oluşabilen el, omurga ve kalça kırıklarının tedavisinin ise hastanın genel sağlık durumuna, kırığın yerine ve şiddetine göre belirlendiğine işaret ederek, “Osteoporoza bağlı kalça kırıklarının neredeyse tamamı cerrahi tedavi gerektirmektedir ve iyileşme süreleri uzundur. El bileği kırıkları kısmen alçılı yöntemle tedavi edilebilse de çoğunlukla parçalı kırık oldukları için ameliyat gerekebilmektedir. Sadece osteoporoza bağlı omurga kırıkları çoğunlukla korseyle tedavi edilmektedir ve cerrahi yönteme daha az ihtiyaç duyulmaktadır. Günümüzde bu yöntemlerden oldukça başarılı sonuçlar alınmakta ve hastalar genellikle eski yaşamlarına geri dönebilmektedirler” diye konuşuyor.

Kemik kaybına karşı 8 etkili önlem!

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Özgür Çetik, kemik kırılmalarına karşı almanız gereken önlemleri şöyle özetliyor:

Düzenli spor yapın: Kemik kaybını önlemenin en etkili yollarından biri düzenli egzersiz yapmak. Her gün en az 30 dakika tempolu yürüyüş yapmayı alışkanlık edinin. Zamanınız yoksa, haftanın 3 günü tenis, dans ve ip atlama gibi vücuda ağırlık bindiren egzersizler de fayda sağlayacaktır.

Kalsiyumdan zengin beslenin: Kemik sağlığı için hayati önem taşıyan kalsiyumdan zengin besinleri sofranızdan eksik etmeyin. Süt ve süt ürünlerinin yanı sıra yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, fındık, badem ile kuru incir, kalsiyumdan zengin besinler arasında yer alıyor.

Sigarayı hemen bırakın:  Sigarada bulunan nikotin hücrelerin kemik üretimini yavaşlatırken, kalsiyumun da vücutta emilimini azaltarak osteoporozu tetikleyebiliyor.

Tuzu kısıtlayın: Fazla tuz tüketimi kalsiyum kaybına ve bunun sonucunda kemik yoğunluğunda azalmaya sebep olabiliyor. Günde 6 gramdan fazla tuz tüketmeyin.

Çay ve kahveyi sınırlandırın: Kafein kalsiyumun vücutta emilimini azaltarak kemik yoğunluğunda kayba yol açabiliyor. Dolayısıyla kahve ve çay tüketiminizi günde 2-3 fincanla sınırlandırın. Aynı nedenle alkollü ve gazlı içeceklerin tüketiminden kaçının.  

İdeal kilonuzda kalın: Aşırı zayıf olmak östrojen seviyesinde azalmaya, bunun sonucunda kemiklerin daha kırılgan hale gelmesine neden olabiliyor.

Proteinde aşırıya kaçmayın: Kemik yapısının temel bir bileşeni olan proteini yeterli miktarda almanız çok önemli. Ancak protein tüketimini abartmaktan da kaçının. Zira fazla proteinden zengin beslenmek de osteoporozu artırıyor.

D vitaminini unutmayın: D vitamini vücutta kalsiyumun bağırsaklardan emilerek kemiklere gitmesini sağlayan bir vitamin. Yaklaşık yüzde 90 gibi önemli bir kısmı ciltte UVB ışınlarının etkisiyle sentezlendiği için her gün, güneş ışınlarının dik geldiği Mayıs ayndan Kasım ayına kadar 11.00-15.00 saatleri arasında el, kol ve yüzünüzü 15 dakika güneşe tutmayı ihmal etmeyin.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, New York İklim Haftası kapsamında düzenlenen WBCSD Yıllık Toplantısı’nda konuştu “Yeni ekonominin müşterisi değil, küresel oyun kurucusu olacağız”

Sürdürülebilir kalkınma konusunda dünyanın önde gelen iş dünyası platformlarından olan Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin (WBCSD) yıllık toplantısı ABD’nin New York kentinde gerçekleşti. 

Farklı coğrafyalardan iş dünyası temsilcilerinin bir araya geldiği, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ve New York İklim Haftası (Climate Week NYC) ile aynı hafta düzenlenen organizasyonda, 2020 yılından bu yana WBCSD’nin üyesi olan Sabancı Holding, 22 Eylül’de düzenlenen konsey yemeğinin ev sahipleri arasında yer alırken, aynı zamanda 23 Eylül’de gerçekleşen etkinlik serisinde de Türk iş dünyasını temsil etti.

Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, etkinlikte Sabancı Topluluğu’nun sürdürülebilirliğe bakışını özetlerken, iş dünyasını ilgilendiren tespitlerini ve çözüm önerilerini de katılımcılarla paylaştı. 

Sabancı Topluluğu’nun, tüm enerjisi ve kaynaklarıyla sürdürülebilirlik konusunda her zaman ön saflarda yer aldığının altını çizen Cenk Alper, şunları söyledi: “Krizleri yönetebiliriz, ancak iklim değişikliği gibi acil durumlar, tüm kaynaklarınızı ve enerjinizi tek bir yere odaklamayı gerektirir. Sabancı olarak, Topluluğumuza bu konuda değer kattığımız, üç ana süreç var. İlk olarak; Topluluk şirketlerimizin performans yönetimini çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) parametreleriyle birlikte gerçekleştiriyoruz. İkinci olarak; yatırım kararlarımızda sürdürülebilirliği her zaman işin merkezine koyuyoruz. Ve son olarak; sürdürülebilirlik hedeflerimizi destekleyen bir ekosistem inşa etmeyi amaçlıyoruz.”

“18 ŞİRKETİMİZDE 1.000 FARKLI SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VERİSİNİ TAKİP EDİYORUZ”

Cenk Alper, organizasyon kapsamında düzenlenen “Fiziksel Riskler Ortada: Bir Sistem Değişikliği – Nasıl Bir Çözüm?” başlıklı oturumda ise dünyada her geçen gün daha şiddetli şekilde hissedilen iklim olaylarının, küresel ölçekte tüm sektörleri tehdit ettiğinin altını çizdi. Alper, “Paydaşlar arası iş ve güç birliğinin hiç olmadığı kadar önemli olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bir yandan rekor hava sıcaklıklarını yaşarken bir yandan da dünyanın birçok yerinde hiç karşılaşmadığımız doğa olaylarıyla mücadele ediyoruz. Artık belirsizlik tüm iş süreçlerimizin bir parçası. Bu belirsizlik karşısında, hızlı olmak, adapte olabilmek, esneklik kazanmak, tüm organizasyonlar için hiç olmadığı kadar önemli. Mesela bir lastik şirketini düşünün. Bu lastik şirketinin yaşadığı sorunlar yüzünden, bir uçak kalkışını gerçekleştiremezse, yolculuğun tüm maliyetini bu lastik şirketi ödemek zorunda kalır. Somut örnek vereyim. Biz, bundan birkaç yıl önce, Tayland’da çok büyük bir sel felaketi yaşadık. Ve ne yazık ki bir yıl boyunca lastik üreticilerine malzeme tedarik edemedik. Çünkü tesisimiz iki metre sular altında kalmıştı. Peki ne yaptık? ABD’den Tayland’a bir tedarik zinciri köprüsü kurduk. Bir yıl boyunca, Tayland’a malzeme tedarikini bu şekilde yönettik. Böylece malzeme tedarik ettiğimiz tüm lastik şirketleri, uçakların kalkışını sağlayabildi. Bu süreçte milyarlarca dolarlık maliyeti önlemiş olduk” dedi.

Sürdürülebilirliğe sadece bir risk yönetimi olarak bakmanın, bu yolda yapılacak en büyük yanlışlardan biri olduğunu aktaran Cenk Alper, “Aslında iklim konusunda ortaya çıkan risklerle mücadelenin en iyi yolu, çok daha yeşil olmak. İş modellerimizi ve süreçlerimizi yeşil ekonomi odağında dönüştürmek. Döngüsel ekonomiyi, tüm inovasyon süreçlerimizin merkezine yerleştirmek. Sabancı Topluluğu olarak bugün bu yaklaşımla yola devam ediyoruz.  Topluğumuz bünyesindeki 18 şirkette, bugün yaklaşık 1.000 farklı sürdürülebilirlik verisini takip ediyoruz. Bu yıl, sürdürülebilirlikle doğrudan ilişkili ürün ve hizmet sayımızı yüzde 23 oranında artırdık. Her yıl toplam Ar-Ge bütçemizin en az yüzde 50’si Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na (SKA) hizmet eden alanlara aktarıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda şirketlerimiz sürdürülebilir enerji çözümleri, sürdürülebilir materyaller, e-mobilite, sürdürülebilir finansal hizmetler gibi alanlarda çalışmalarını yoğunlaştırdı ve bu alanlarda yeni iş sahaları yarattı. Tüm bunları sadece iklim ya da sürdürülebilirlikle ilgili riskleri bertaraf etmek için yapmıyoruz. Ya da sürdürülebilirliğe sadece bir raporlama standardı olarak bakmıyoruz. Sürdürülebilirlik, dijitalleşme ile birlikte dünyada doğan yeni ekonominin iki ana unsuru. Dolayısıyla, biz bu alanlarda gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla, bu ekonominin müşterisi değil, oyun kurucusu olma kararlılığımızı ortaya koyuyoruz” ifadelerini kullandı. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

14. Phaselis Festivali başladı

Kemer Yöresi Tanıtım Vakfı (KETAV) tarafından bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Phaselis Festivali, Türkiye’nin en genç yeteneklerinden Piyanist İlyun Bürkev, Can Özhan liderliğindeki 12 kişilik yaylı orkestradan oluşan “Cameratalia” konseri ile başladı.

 

Tekirova Mahallesi’ndeki Phaselis Antik Kenti’nde düzenlenen etkinliğe, Antalya Vali Yardımcısı Tahsin Aksu, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Derya Baytekin, Kemer Yöresi Tanıtım Vakfı (KETAV) Başkanı Volkan Yorulmaz ve yönetim kurulu üyeleri, Kemer Belediyesi Tekirova Mahalle Sorumlusu Recep Yılmaz, Kemer Sahil Güvenlik Komutanı Soner Tuna, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

 

Festival, bugün Keman Virtüözü Can Özhan ve Piyanist Iraz Yıldız “Film Gibi Bir Gece” konseriyle devam edecek.

 

2 bin yıllık tarihi ile her yıl yüzbinlerce kişinin ziyaret ettiği Phaselis Antik Kenti’ndeki konseri izlemeye gelenler güzel bir akşam yaşadı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Marvel Studios imzalı Thunderbolts filminden Türkçe dublajlı ve altyazılı teaser fragman ve afiş yayınlandı

Marvel Studios, bugün “Thunderbolts*” filminin merakla beklenen teaser fragmanını ve afişini yayınladı. Gişe rekorları kıran bağımsız yapımcılarla iş birliği yapan Marvel Studios, izleyiciyi bu kez “Thunderbolts*” ile buluşturuyor. Film, depresif suikastçı Yelena Belova’nın (Florence Pugh) öncülüğünde, Marvel Sinematik Evreni’nin en beklenmedik kahramanlarını bir araya getiriyor.

 

Filmde ayrıca Marvel Sinematik Evreni’nden tanıdığımız Bucky Barnes (Sebastian Stan), Red Guardian (David Harbour), John Walker (Wyatt Russell), Taskmaster (Olga Kurylenko), Ghost (Hannah John-Kamen) ve Valentina Allegra de Fontaine (Julia Louis-Dreyfus) geri dönüyor. Bunun yanı sıra bazı heyecan verici yeni karakterler de ekibe katılıyor.

 

Jake Schreier’in yönetmenliğini üstlendiği “Thunderbolts*” filminin yapımcılığını Kevin Feige üstleniyor. Louis D’Esposito, Brian Chapek, Jason Tamez ve Scarlett Johansson da baş yapımcı olarak projede yer alıyor. Marvel Studios’tan “Thunderbolts*”, 2 Mayıs 2025’te gösterime girecek.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Epson, toplum için değer yaratmayı hedefliyor

Kendi ürünlerini, kendi fabrikalarında, kendi özgün teknolojilerini kullanarak ve yüksek çalışma standartlarını benimseyerek üreten Epson, toplum için değer yaratmayı amaçlayan projeler geliştirmeyi sürdürüyor. Epson olarak tüketiciler ve kurumlarla iş birliği yaparak dünya için faydalı olabilecek projeler geliştirmeyi hedeflediklerini belirten Epson CISMETA Başkan Yardımcısı Neil Colquhoun, “Yerel felsefemizin özünde sürdürülebilir bir vizyonla hareket etmek yer alıyor. Bu kapsamda hem iş ortaklarımız hem de toplum için değer yaratmaya devam ediyoruz.” diyor.

“Bir organizasyon, parçalarının toplamı kadar başarılıdır”

Epson’un amaçları konusunda açıklamalarda bulunan Epson CISMETA Başkan Yardımcısı Neil Colquhoun, “Her zaman bir organizasyonun parçalarının toplamı kadar başarılı olduğuna inanmışımdır. Bu inanç, Epson’u bu bölgede yüksek performanslı ve verimli bir organizasyon olarak konumlandırma vizyonumuzu da şekillendiriyor. Çalışanlarımız için değer yaratmaya çalışırken bir yandan da hem iş ortaklarımız hem de toplum için değer yaratmaya devam ediyoruz.” diyor.

Verimli, kompakt ve inovatif

En kritik hedeflerinin başında tüm takım arkadaşlarının Epson’da çalışmaktan keyif almaları geldiğinin altını çizen Neil Colquhoun, “Amacımız, iş arkadaşlarımızın Epson’un vizyonuyla uyumlu bir kültür içerisinde keyif alarak çalışmaları. Bu yaklaşımımızla daha iyi bir dünya yaratmak için hareket ederken diğer yandan da birlikte hareket eden bir ekip olmayı da başarıyoruz. Köklü bir gelenekten gelen markamız; verimli, kompakt ve inovasyonu benimseyen yaklaşımıyla hareket etmekte. Tüm bu ilkelerin dünya standartlarında bir organizasyonu inşa etmek için önemli olduğuna inanıyoruz. Bu ilkeler bizler için finansal performans kadar büyük önem taşıyor.” dedi.

Çalışanlarının fikirlerine büyük önem verdiklerini belirten Colquhoun, “Çalışma arkadaşlarımız arasında gerçekleştirdiğimiz anket sonuçları; ekip arkadaşlarımızın yüzde 93’ünün Epson’un amaçları, öncelikleri ve hedeflerine güven duyduklarını gösteriyor. Orta Doğu, Afrika, Batı Orta Asya’da ve Dubai’de 10 ofis ile 320’den fazla profesyonelle faaliyetlerimize devam ediyoruz. Güney Afrika’daki operasyonlarımızı üçüncü kez genişleterek yetenekler için fırsatlar sunan bir strateji geliştirdik ve bunu uyguladık. Geçtiğimiz bir yıllık süreçte, bu misyonu ileriye taşımak için bölgedeki liderliğimizi de güçlendirdik.” şeklinde sözlerine devam etti.

“Cinsiyet eşitliğine önem veriyoruz”

Cinsiyet eşitliğine büyük önem verdiklerini açıklayan Epson CISMETA Başkan Yardımcısı Neil Colquhoun, “Yönetici pozisyonlarımızın neredeyse yarısı kadınlardan oluşmakta. Bu da Epson’un cinsiyet eşitliğine verdiği önemin en büyük kanıtlarından biri. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile uyumlu şekilde, toplum için faydalı olabilecek aksiyonlar almayı sürdürüyoruz. Orta Doğu ve Afrika’da BM’nin bu hedefleri paralelinde eğitimi odak noktasına alan girişimlerimize devam ediyoruz. Ekibim ve ben bölgedeki okulların ihtiyaçlarını anlamak ve bu ihtiyaçları karşılamak üzere bölgeyi ziyaret ettik. Tüm bu çabalarımız sonucunda; topluma faydalı olmayı ve toplumda kalıcı izler bırakmayı hedefliyoruz.” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

200 engelli bireyin ağız ve diş tedavileri yapıldı

  Ayvalık Belediyesi tarafından, 32’nci kez düzenlenen Engelliler Şenliği etkinlikleri kapsamında, Türk Kızılay’ı ile Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği ortaklığında yürütülen “Gülümse” projesi dâhilinde; 4 gün boyunca yüzlerce engelli ve ihtiyaç sahibine ağız ve diş sağlığı hizmeti sunuldu.Türk Kızılay, Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği ile imzaladığı protokolle engelli bireylere yönelik ağız ve diş sağlığı bilinçlendirme çalışmaları, muayene ve tedavi hizmetlerine ortak oldu. İş birliği çerçevesinde hayata geçirilen “Gülümse” isimli proje, Ayvalık’ta her yaştan yüzlerce engelli ihtiyaç sahibi gönüllü diş hekimlerinden ağız ve diş sağlığı hizmeti veriyor.

     Şenlikler boyunca diş sağlığı hizmeti kapsamında Türk Kızılay Balıkesir İl Başkanı Mustafa Burak Kelemençe, Ayvalık Şube Başkanı Mehmet Anıl Okyar, Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Sabah’ın katılımıyla Ayvalık Belediyesi Özel Çocuklar Eğitim Evi’nde proje yaşama geçirildi. Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği Başkanı Ertuğrul Sabah, 27-28 yıldan bu yana engellilere yönelik çalışmalar sürdürdüğünü kaydederek,  “Türkiye’nin her yerinde bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dernek olarak çalıştığımız yerler; Milli Eğitim Bakanlığı’na ait ya da vakıfları engelli eğitim merkezleri ve benzeri alanlardır” dedi.

     Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin de Engelliler Şenliği programı çerçevesinde Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği’nin de kendilerine anlamlı bir destek verdiğini söyledi. Şenliğe yurt genelinden gelen 200 engellinin ağız ve diş tedavilerinin gerçekleştirildiğini ifade eden Belediye Başkanı Ergin, “Bu projenin diğer paydaşı da, Türk Kızılay’ı dır. Engel Tanımayan Diş Hekimleri Derneği ile Türk Kızılay’ının Ayvalık’ta başlattıkları bu proje Türkiye’nin dört bir yanında da sürdürülecektir. Böylesi önemli bir projenin Ayvalık’taki paydaşı olmaktan son derece büyük  mutluluk duyuyoruz. İnşallah bu proje Türkiye genelindeki engelliler ve ihtiyaç sahiplerine en iyi hizmeti götürecek, o insanları da gülümsetecektir” diye konuştu. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Tüik: İhracatın %43,4’ünü, ithalatın ise %55,5’ini büyük ölçekli girişimler gerçekleştirdi

Dış ticaret verileri ile iş kayıtları sisteminde yer alan girişimlerin ana faaliyet türü ve çalışan sayısı bilgileri eşleştirilerek, dış ticaret yapan girişimlerin özellikleri elde edilmektedir. Dış ticaret istatistikleri ve iş kayıtları sistemi kullanılarak elde edilen verilere göre, 2023 yılında 139 bin 349 girişim ihracat, 252 bin 908 girişim ithalat yaptı. Yapılan eşleştirmede, ihracat ve ithalat yapan girişimlerin yaklaşık %100,0’ının bilgilerine ulaşılmıştır. Bu girişimler toplam ihracatın ve ithalatın yaklaşık %100,0’ını gerçekleştirmiştir. İthalattaki girişim sayısındaki artış, Basitleştirilmiş Gümrük Beyannamesi sistemindeki girişim sayısı artışından kaynaklanmaktadır.

Toplam ihracatın %20,2’sini yapan 1-9 kişi çalışanı olan mikro ölçekli girişimler, toplam ihracat yapan girişimlerin  %69,4’ünü oluşturdu. İhracatta, 10-49 kişi çalışanı olan küçük ölçekli girişimlerin payı %17,5, 50-249 kişi çalışanı olan orta ölçekli girişimlerin payı %18,8, 250+ kişi çalışanı olan büyük ölçekli girişimlerin payı ise %43,4 oldu.

Toplam ithalatın %12,9’unu 1-9 kişi çalışanı olan mikro ölçekli girişimler yaptı. İthalatta, 10-49 kişi çalışanı olan küçük ölçekli girişimlerin payı %13,1, 50-249 kişi çalışanı olan orta ölçekli girişimlerin payı %18,4 oldu. 250+ kişi çalışanı olan büyük ölçekli girişimlerin ithalattaki payı %55,5 olurken; bu girişimler toplam ithalat yapan girişimlerin %1,5’ini oluşturdu.

İhracatın yarısından fazlasını sanayi sektöründeki girişimler gerçekleştirdi

Girişimin ana faaliyetine göre ihracatın %56,0’ını, ithalatın ise %46,8’ini sanayi sektöründe faaliyet gösteren girişimler yaptı. Ana faaliyeti ticaret olan girişimlerin ihracattaki payı %39,4, ithalattaki payı ise %39,3 düzeyinde gerçekleşti.

Sanayi sektörünün ihracatında 250+ kişi çalışanı olan büyük ölçekli girişimler %67,3 pay ile öne çıktı. Ticaret sektörünün ihracatında ise %88,8 pay ile 1-249 kişi çalışanı olan küçük ve orta ölçekli girişimlerin hâkimiyeti devam etti.

Sanayi sektörü ithalatında büyük ölçekli girişimler %78,1 pay ile öne çıktı. Ticaret sektöründe, büyük ölçekli girişimlerin payı %28,1, diğer sektöründe büyük ölçekli girişimlerin payı %56,9 payı oldu.

Sanayi sektöründeki girişimler ihracatının %46,7’sini Avrupa Birliği (AB 27) ülkelerine yaptı

Ana faaliyeti sanayi olan girişimler, ihracatlarının %46,7’sini AB 27 ülkelerine, %14,3’ünü Yakın ve Orta Doğu ülkelerine ve  %14,0’ını AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerine gerçekleştirdi. AB 27 ülkelerine yapılan ihracatın %64,0’ını sanayi, %32,9’unu ticaret, %3,1’ini ise diğer sektöründeki girişimler yaptı.

Ana faaliyeti sanayi olan girişimler, ithalatlarının %32,7’sini AB 27 ülkelerinden, %25,9’unu Diğer Asya ülkelerinden, %16,5’ini ise AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerinden gerçekleştirdi. Ana faaliyeti ticaret olan girişimlerin en çok ithalat yaptığı ülke grupları sırasıyla %30,2 pay ile AB 27 ülkeleri, %27,9 ile Diğer Asya ve %23,5 ile AB üyesi olmayan Avrupa ülkeleri oldu.

İmalat sanayi ürünleri ihracatının %57,8’ini sanayi sektöründeki girişimler yaptı

İmalat sanayi ürünleri ihracatının %57,8’ini ana faaliyeti sanayi olan girişimler, %37,9’unu ise ana faaliyeti ticaret olan girişimler gerçekleştirdi. Ana faaliyeti sanayi olan girişimlerin yaptığı ihracatın ise %96,9’unu imalat sanayi ürünleri, %1,6’sını tarım, ormancılık ve balıkçılık ürünleri, %1,1’ini de madencilik ve taşocakçılığı ürünleri oluşturdu.

İmalat sanayi ürünleri ithalatının %44,2’sini sanayi, %45,5’ini ticaret ve %10,3’ünü diğer sektörlerdeki girişimler tarafından yapıldı. Ana faaliyeti sanayi olan girişimlerin ithalatının %76,0’ını imalat sanayi ürünleri, %3,7’sini madencilik ürünleri, yine %3,7’sini ise tarım, ormancılık ve balıkçılık ürünleri oluşturdu.

İhracatın %48,5’ini ilk 500 girişim tarafından gerçekleştirildi

İhracatın %48,5’ini, ithalatın ise %64,8’ini ilk 500 girişim yaptı. En çok ihracat yapan ilk 5 girişim toplam ihracatın %8,1’ini, en çok ithalat yapan ilk 5 girişim ise ithalatın %14,1’ini gerçekleştirdi.

Sanayi sektöründe en fazla ihracat yapan ilk 5 girişimin sanayi sektöründeki payı %14,1, ticaret sektöründe en fazla ihracat yapan ilk 5 girişimin ticaret sektöründeki payı ise %10,3 oldu. Sanayi sektöründe en fazla ithalat yapan ilk 5 girişiminin payı %19,0, ticaret sektöründe ise %13,7 oldu.

Girişimlerin %70,7’si tek ülkeden ithalat yaptı

Girişimlerin %49,5’i tek ülkeye ihracat yaparken, %14,4’ü iki ülkeye ihracat yaptı. Yirmi ve daha fazla ülkeye ihracat yapan girişimlerin oranı %4,1 iken, bu girişimlerin ihracattaki payı %56,3 oldu. 

Girişimlerin %70,7’si, tek ülkeden ithalat yaparken, %13,7’si iki ülkeden ithalat yaptı. Yirmi ve daha fazla ülkeden ithalat yapan girişimlerin oranı %1,0 iken, bu girişimlerin ithalattaki payı %50,5 oldu. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı